Slayt 1 - Aygunhoca.com

advertisement
•
•
•
•
RÖNESANS’TA RESİM VE HEYKEL
Yeniçağın mantığı önce resim sanatında biçimlenmeye başladı. Öbür
dünyanın mekânsız, temsili biçimlenmesine, Rönesans’ta mekân
anlatımında kullanılan perspektifin gereği yoktu. Çünkü yeniçağda bakış,
insanın görüş açısıydı ve bu bir noktadan bakış, optik görüntüyü zorlayan
perspektife gereksinim duyuyordu. Böylece doğa görüntüsü biçimlenecek
nesne oluyordu. Rönesans bu nedenle yenidünya görünüşüne paralel
olarak bilimsel perspektifi ortaya koyacaktı.
Ortaçağın dikey Gotik biçimi yerine yatay biçimi, sonsuzluk yerine ölçü, çok
parçalılık yerine sakin, dünyevi yapı tarzı ortaya çıkıyordu. Yeniçağın amacı
bu dünya sorunlarının çözülmesi idi. Doğa bilginleri, keşiflere çıkan cesur
kaptanlar ve mucitler hep bu dünyanın kazanılması görüşünde idiler. İnsan
anatomisinin keşfedilmeye başlanması, yeni bilim dallarının ortaya çıkışı
hep bu döneme rastlamaktadır.
Mimar ve heykelci Bruneleschi (1377–1446) ilk kez bilimsel bakış
noktasına göre perspektif bilimini ortaya koyuyordu. Gerçi antik çağda
Pompei’de paralel perspektif bilinmekte idi ve kaçış noktaları keşfedilmişti.
Ancak bu buluşlar resimde kullanılmamış idi.
• 14. Yüzyılda matematikte bir hamle yapılıyordu ve bakış noktası
araştırmanın merkezi oluyordu. Resimde kaçış noktasını bulan
ilk ressam Ambrogio Lorenzetti Tebliğ adlı resminde (1344)
zemini kaçış noktasına göre belirliyordu.
– Gerçi perspektif olarak mekânı anlatmak için ilk öneriler ressam
Giotto’dan 1300 yıllarında geliyordu ama artık perspektifin bilimsel
olarak kuralları oluşmaya başlamıştı. Bu dönemde boya teknikleri de
gelişme yolunda idi.
•
•
•
•
Yeni ve kararlı renkler resme girmeye başladı. İtalyan ressamlarının çağdaşları
Hollandalı bir ressam olan Van Eyck hem perspektif kullanımında hem de renklerin
kullanımında önemli eserler veriyordu. Ancak Kuzey Avrupa’da perspektifin etkisi
1500’li yıllarda görülmeye başlanacaktır. Van Eyck, o güne kadar hep profilden
yapılan portre resmine, ilk defa yarım yandan görünüşü getirmiştir. İtalya’da profilden
portre yapma geleneği 15. Yüzyıl ortalarına kadar devam etmiştir.
Kuzey Avrupalı ressamlardan Albert Dürer, resimlerindeki mekân hatasını kaldırmak
amacıyla perspektifi öğrenmek üzere gizlice İtalya’ya gitmişti. Bu sıralarda
perspektifin dilden dile ulaşan, gizli bir bilim ve sır olarak saklandığı anlaşılıyor.
Doğa gözlemine dayanarak figürün optik hacmini yakalama, Rönesans sanatçılarının
tümünde görülmektedir. Dünyada ilk kez insan figürü optik görüntülü bir mekânda
resmedilmişti. (Optik görüntü: Gözümüzün gördüğü gerçekliğin resme aktarılmasıdır)
Yeni figür, Ortaçağın kutsal öte dünyası yerine, bu dünyanın gözleme dayalı bir
mekân dünyasında ele alınmaktadır. Ortaçağın gerçeği Vahyi İlahiye dayanıyordu.
Yeniçağın yöntemi ise bilgi idi. Böylece insanı tanıma felsefesindeki gerçeklik,
ortaçağın felsefesi olan nominalizm ile çatışma halindedir.
Gherardo di Giovanni, Dante'nin ilahi komedyasından sahneler,
bir ayin kitabından
• Yeni figür, Ortaçağın kutsal öte dünyası yerine, bu
dünyanın gözleme dayalı bir mekân dünyasında ele
alınmaktadır. Ortaçağın gerçeği Vahyi İlahiye
dayanıyordu. Yeniçağın yöntemi ise bilgi idi. Böylece
insanı tanıma felsefesindeki gerçeklik, ortaçağın felsefesi
olan nominalizm ile çatışma halindedir.
• Rönesans’ta gördüğümüz bir başka yenilik ise portre
resimleridir. Bu resimlerde ortaçağın idealize edilmiş
figürünün yerini, gerçekçi ve insan anatomisini dışa
yansıtan hacim kazanmış resimler almıştır.
• Ortaçağda bütün eserler müşterek ibadet içindi.
Yeniçağda sanat eserleri kişiliğini kazanıyor ve kiliseden
yakasını kurtarıyordu.
Donatello, Aziz Giorgio heykeli, Floransa 1415 -1416
•
•
•
•
Rönesans’ın bir başka yeniliği ise tuvalin yani bez üzerine yapılan resmin
bulunması idi. Ve ilk olarak Rönesans’ta sanatçı eserlerini kilisenin dışında
zengin müşterilerine sunuyordu. Bu çağda ilgi duyulan bir başka resim dalı
ise ağaç baskı ve bakır üzerine oyma teknikleri ile çoğaltılan resimlerdi.
Özellikle bu yöntemler ile üretilen resimler kitap baskı sanatının gelişmesine
ve sanatın daha geniş bir halk kitlelerine ulaşmasını sağlamışlardır.
15. Yüzyıl Rönesans heykelinin en önemli yaratıcısı Donatello dur. (1386–
1466) Donatello heykelde bir hat ve çizgi zarafetini değil iyi algılanan
karakterleri yakalamaya çalıştı. Donatello ilk dönem heykellerinin niteliklerini
geç antikitenin sarkofajlarından almıştır. Eserlerinin birçoğu tanınmış
kişilerin veya muzaffer kumandanların heykelleri idi.
Sanat tarihçileri :
1350–1500 arasını Proto Rönesans,
1500–1550 arasını Olgun Rönesans
1550–1600 yılları arasına Geç Rönesans veya Manierist dönem derler.
Zaman açısından sayıları onlarca olan Rönesans sanatçıları ile ilgili olarak
geniş ve detaylı bilgi vermek olanağımız olmadığından biz olgunluk
dönemindeki ünlü sanatçıları tanıtmakla yetineceğiz
Granduca Meryem'i 1505 dolayları
• Zaman açısından sayıları onlarca olan Rönesans sanatçıları ile ilgili
olarak geniş ve detaylı bilgi vermek olanağımız olmadığından biz
olgunluk dönemindeki ünlü sanatçıları tanıtmakla yetineceğiz
• 16. yüzyılın ilk yarısında Rönesans olgunluk dönemine ulaşmıştır.
Bu dönemin büyük sanatçıları Leonardo, Raphael, Michalengelo
ve Tiziano dur.
• Raphael tanrısal güzelliğin en yüksek temsilcisi olarak kabul edilir.
Onun resminde figürler form ve estetik olarak belli bir olgunluğa
erişmiş iken ulvi duygularda da çok üstün bir ifade şekli var idi.
Raphael resimdeki gerçekliğin yanı sıra, ifadelerde dini değerleri de
önemsemiştir. Raphael kendinden önce gelen ressamların bütün
fizyonomi ve anatomi bilgisine sahipti ve bunların sentezini başarı ile
yapmıştı. Fakat o bu dünyaya ait bilgi ve yeteneğini, kutsal olanın
emrinde kullanıyordu. O gerçeğin üstünde olanı gerçeği inkar
etmeden oluşturuyordu.
• Zaman açısından sayıları onlarca olan Rönesans sanatçıları ile ilgili
olarak geniş ve detaylı bilgi vermek olanağımız olmadığından biz
olgunluk dönemindeki ünlü sanatçıları tanıtmakla yetineceğiz
• 16. yüzyılın ilk yarısında Rönesans olgunluk dönemine ulaşmıştır.
Bu dönemin büyük sanatçıları Leonardo, Raphael, Michalengelo
ve Tiziano dur.
• Raphael tanrısal güzelliğin en yüksek temsilcisi olarak kabul edilir.
Onun resminde figürler form ve estetik olarak belli bir olgunluğa
erişmiş iken ulvi duygularda da çok üstün bir ifade şekli var idi.
Raphael resimdeki gerçekliğin yanı sıra, ifadelerde dini değerleri de
önemsemiştir. Raphael kendinden önce gelen ressamların bütün
fizyonomi ve anatomi bilgisine sahipti ve bunların sentezini başarı ile
yapmıştı. Fakat o bu dünyaya ait bilgi ve yeteneğini, kutsal olanın
emrinde kullanıyordu. O gerçeğin üstünde olanı gerçeği inkar
etmeden oluşturuyordu.
Leonardo da Vinci, Son Ziyafet tablosu,
Santa Maria delle Grazia Kilisesi yemekhane duvarı
.
• Gerçekte de Leonardo çok az resim
tamamlayabilmişti. Bazı eserlerini de
öğrencileri çalışmıştı. Kendi elinde çıktığı
bilinen üç eseri: Kayalıklarda Meryem,
Evliya Ana ve Mona Lisadır.
Leonardo da Vinci
Mona Lisa 1502 dolayları
Michalengelo, Ölen esir heykeli 1513
•
•
•
•
1507 de İtalya’yı işgal eden Fransa kıralı XII. Louis’nin hizmetine girer. Anatomi,
hidrolik, kanatla uçuş ve helikopter projeleri ile uğraşır. 1513–1516 tarihlerinde
Roma Vatikan’da çalıştıktan sonra 1517 de Fransa’ya gider ve 1519 da orada ölür.
Olgun Rönesans’ın yetiştirdiği bir başka sanatçı da Michelangelo’dur. Bütün dünyası
yalnızca sanat olan bu insan gerçekten ölümsüz biçimlere varma olanağını yakalamış
resim ve mimarlık alanında büyük eserler vermiştir. Ancak Michelangelo usta her
şeyden önce bir heykelci olarak tanımıştır.
Michelangelo'nun Sixtine kilisesi tavanlarına işlediği muazzam fresk figürleri bile
heykelleşmiş insanların figürleridir. Figürlerdeki anatomik detaylar ve dinamizm ile
tam bir heykelci niteliği gösterir Floransalı bir aileden gelen sanatçı 1488'de ressam
Domenico Ghirlandionun yanına çırak olarak girdi. Öte yandan bir heykelci olarak
da Lorenzo Magnifico’nun kendi evinde açtığı akademisinde yetişiyordu. 1496 da
Roma’ya geçti ve papa II. Julius le X. Leo’nun hizmetine girdi. Roma’da ihtiraslı
hareketlerin büyük formlarında aranan detayların öncülüğünü yaptı.
Bir sürü heykel ve tavan resmi siparişi aldı. Michelangelo’nun resimlerinde portre ve
büste rastlanmaz. Onun konuları hep Musa gibi ölümsüz tarihi kişilikler ile ilgili idi.
Michelangelo Sixtine kilisesi tavanında yer alan bütün kompozisyonlarında, bir
anatomi gösterisi sunmuştur. Luca Signorelli'den sonra görülen en büyük anatomi
ustasıdır.
Michalengelo
Sixtine Kilisesi tavan süsleri 15081512
Michalengelo
Sixtine kilisesi tavan resmi eskizleri
•
•
•
İtalya’da Venedik şehri önemli bir sanat merkezi olarak 1500 yıllarından
sonra gelişmiştir ve İtalya’da rengin resme girişi bu yıllarda Venedikli
ressamlar tarafından sağlanmıştır. Venedik’te Carpaccio ve Giovanni
Belini’nin öğrencisi olan Giorgione yavaş, yavaş eserleri ile hayatı
renklendiriyorlardı. Özellikle Venedik okulunun yetiştirdiği sanatçılar renk ve
ışığa çok yeni tatlar ve canlılık katmışlardı. Rönesans'ın bu döneminde
Tinterotto ve Tizaono eserleri ile Venedik kentinin renkçi sanatçıları
arasına katılıyorlardı.
Tiziano, Giovanni Bellini ve Giovani'nin etkisi altında yetişti. Yaklaşık yüzyıl
kadar yaşadı ve vebadan öldü. Onun eserlerinde genellikle klasik duruşlar
gözlemlenir. Eserleri belli bir geometrik kompozisyon üzerine yapılmıştır.
Meryem ve çocuklar bir üçgen meydana getirirler. Uzun yaşamı süresince
çok eser vermiş verimli bir sanatçıdır. Tiziano'nun resimlerinde anları
yakalama çabası vardır. Bu nedenle bazı resimlerinde dondurulmuş
hareketler görülür. O da Giorgione gibi yatan kadın figürünü kullanmıştır.
Floransa ve Roma yeni formun güzelliğini bulmuşlardı. Venedik ise resmin
renk, ışık ve gölge içinde değerlendirilmesini sanata getirmişti. Tiziano,
Rembrandt ve El Greco'dan önce resimdeki fırça dokunuşlarının güzelliğini
keşfetmiştir.
Tiziano
Meryem Oğlu ile adlı resminden ayrıntı
• Coreggio (1489–1534) anlatım şekli ile ve
kompozisyonlarındaki geometrik yerleşim
ile barok dönemin habercisidir. Ressam
duvar freskleri ve tavan süslemelerinde
İsa’nın doğuşu, göğe yükselişi gibi
konuları muhteşem bir ustalık ve yorum
yeteneği ile anlatıyordu. Ancak
resimlerinde el kol hareketlerinde abartıya
kaçmış ve mantıksızlığa doğru gitmiştir.
Filippo Bruneleschi
Floransa Katedrali 1420–1436
•
•
Rönesans’ın son dönemine Manierist dönem denmiştir. Klasik dönem İtalya’da çok
uzun sürmemiştir. Klasik döneminin sonunda Rönesans’ın araştırıcı mantığı
kaybedilmeye, hareket ve adalelerin abartısı ağır basmaya başlamıştır. Geç dönem
Rönesans’ın sanatçılarının eserlerinde içi boş bir form üretimi hakim olmaya
başlamıştır. Gotiğin o dini duygusu sanki geri dönmüştür. Bu duygu ile klasik dönem
ustalığı birbirine karışır. Böylece Hıristiyanlığın yücelme duygusu Reformasyona tepki
gibi yer, yer dirilmeye başlar. Bu hareket Rönesans’ın üzerine bir karanlık gibi çöker
ve figürler resimde yer, yer gölgelerin içine gömülürler. İşte bu hareket sanat tarihinde
manierizm başlığı altında incelenir.
Manierizm tanım olarak İtalyanca üslup anlamına gelen “Manirea” dan türetilmiştir.
Birçok büyük sanatçının ürün verdiği bu dönemde genel olarak hakim olan ve bir S
harfini andıran biçim ve kompozisyonlar 5. Yüzyıldan itibaren Bizans ve Mısır’da daha
sonra İslam sanatında görülen akantus yapraklarının bir soyutlaması olan motifleri
çağrıştırır. Bin yıl süreye yakın unutulmuş olan bu motif, Rönesans’ın gücünü
kaybetmesi ile ortaya çıkar. Bu noktada Barok sanatın doğuşuna tanık oluruz.
•
Kaynakça:
Dünya Sanat Tarihi, Adnan Turanî, Remzi Kitabevi.
Sanatın Öyküsü, E.H Gombrich, Remzi Kitabevi.
Art in Renaissance Italy, J.T.Paoletti& G.M. Radke Laurence King Publiishing
Download