C. Para Politikasında Etki Kanalları 1. Miktar

advertisement
PARA POLİTAKASI ETKİ KANALLARI
A) DOĞRUDAN VE DOLAYLI ETKİ KANALLARI
B)PARA POLİTİKASI ETKİ KANALLARI
1)MİKTAR TEORESİ KANALI
2)FAİZ ORANI KANALI
3)SERVET ETKİLERİ
4)KREDİ KANALI VE KREDİ TAYIN.
5) BEKLEYİŞER KANALI
PARA POLİTİKASINDA ETKİ
KANALLARI
Para politikası değişikliği ile hasıla,
istihdam ve enflasyon arasındaki bağlantılar
süreci, para politikasının geçiş mekanizması
olarak bilinir. Bu mekanizma iki unsura ayrılır
1 ) para politikası değişmelerinin toplam
talep üzerindeki etkisi,
2) toplam talepteki değişmelerin hasıla,
istihdam ve fiyatlar genel düzeyi üzerindeki
etkisi.
Temel soru, para miktarındaki
değişmelerin ekonomiyi hangi yollardan
geçerek etkilediğidir.
Ayrıca geçiş teorileri, makro iktisadi
süreçte para politikasının oynayabileceği veya
oynaması gereken rolü de açıklar
A. Doğrudan ve Dolaylı Etki
Kanalları
Paranın ekonomi üzerindeki etkisi,
doğrudan ve dolaylı olmak üzere iki temel
geçiş mekanizmasıyla ortaya çıkmaktadır.
Doğrudan geçiş mekanizmasında;
para arzındaki artışlar para balanslarında
arzulanmayan artışlara yol açar, bu da daha
sonra doğrudan doğruya mal ve hizmetlere
harcanır. Böylece toplam talep ve arz şartları
uygunsa milli gelir artar. İşte bu mekanizma
doğrudan geçiş kanalı olarak adlandırılır
Dolaylı geçiş mekanizması;
doğrudan mekanizmayı ihmal eden Keynesçi
gelenek ve ISLM modellerine dayanır. Para
miktarındaki artışın etkisi, faiz oranları
yoluyla dolaylı olarak ortaya çıkar. Para arzı
artışı faiz oranlarını düşürür, yatırımlar artar,
mal piyasalarında çarpan yoluyla milli gelir
artar.
Bu nedenle, günümüzde çoğu makro
iktisadi model dolaylı mekanizmayı esas
almaktadır.
B. Para Politikasında Etki
Kanalları
Literatürde para politikası etki kanalları
çeşitli şekillerde sınıflandırılmaktadır. Bazıları
portföy ayarlamaları, servet etkileri ve kredi
varlığı etkilerinden bahsederken, bazıları
miktar teorisi kanalı , faiz oranı etkileri ve
bekleyişler kanalı gibi farklı bir sınıflama
yapmaktadırlar.
Biz bu dersimizde para politikasınının etki
kanallarını5 başlık altında inceleyeceğiz.
C. Para Politikasında Etki
Kanalları
1. Miktar Teorisi Kanalı
2. Faiz Oranı Kanalı
3.Servet Etkileri
4.Kredi kanalı ve kredi tayınlaması
5.Bekleyişler Kanalı
1. Miktar Teorisi Kanalı
Miktar teorisi, paranın sadece altın ve
gümüş sikkeler şeklinde dolaştığı metal para
döneminde geliştirilmiş ve ilk defa J. Boden
tarafından formüle edilmiştir.
Miktar teorisi kanalı, para arzındaki
artışların para balanslarında arzulanmayan
artışlara yol açacağı, bunun da daha sonra
doğrudan doğruya mal ve hizmetlere
harcanacağı görüşüne dayanmaktadır.
Miktar teorisinin öngördüğü geçiş mekanizması
çok basittir:
Para arzındaki bir artış doğrudan doğruya
toplam talepte bir artışa neden olmaktadır. Fakat
Miktar teorisinin, sadece, toplam talebin belirgin bir
şekilde para arzı tarafından belirlendiği ve talebin
reel gelir ve faiz oranı gibi diğer belirleyicilerinin
ihmal edildiği bir durumda geçerli olduğunu açıkça
vurgulamak gerekir.
2. Faiz Oranı Kanalı
Keynesgil modellerde para politikasının
yegâne kanalı faiz oranıdır. Para politikası,
toplam talebi, özellikle firma yatırımlarını
belirleyen faiz oranlarını etkileyerek değiştirir.
Geleneksel Keynesgil parasal geçiş
mekanizması Mishkin'in gösterimiyle
aşağıdaki gibi ifade edilebilir:
M↑
r r↓
I↑
Y↑
Bu ifadeye göre, para miktarının artması,
reel faiz oranında bir düşmeye neden olur.
Reel faiz oranının düşmesi, sermaye
maliyetini düşürerek yatırım harcamalarında
bir artışa yol açar; bu da toplam talep ve
hasılada bir genişlemeye neden olur
3.Servet Etkileri
Servet etkisi, merkez bankasının açık piyasa
işlemlerinin bir sonucu olarak faiz oranlarının
değişmesiyle ortaya çıkar. Kısacası, tüketim
servete bağlıdır; eğer para politikası serveti
etkiliyorsa bu yolla tüketimi ve toplam talebi
de etkileyecektir.
Merkez bankası senet satın aldığı zaman
senet fiyatları artar ve faiz oranları düşme
eğilimine girer. Bu değişmeler daha sonra
diğer senetlerin ve reel aktiflerin piyasalarına
yayılır. Bu aktiflere sahip olanların servetleri
artar. Servetteki bu yükselmeden dolayı,
tüketim harcamaları ve toplam talep artar;
çıktı, istihdam ve fiyat seviyesi yükselir.
Bu hipoteze göre, sermaye kazançları
dahil, net servetteki artışlar tüketim
harcamasında bir artışa neden olacaktır. Bu
ise bir servet etkisidir.
Bu mekanizmaya göre, para politikası döviz
kurunu, o da sırasıyla net ihracatı ve milli geliri
etkiler. Bu kanal faiz oranı etkilerine de sahiptir.
Yurtiçi reel faiz oranı düşerse, yurtiçi mevduat
yabancı paralarla yazılmış mevduata göre
çekiciliğini kaybeder. Yurtiçi mevduatın değeri
yabancı mevduata kıyasla düşer ve ülke parası
değer kaybeder. Döviz kuru yükselmiştir. Bu,
net ihracatı artırır, o da geliri artırır. Özetle,
döviz kuru yoluyla işleyen parasal etki kanalı
aşağıdaki gibi gösterilebilir:
M↑
rr ↓
E↑
NX ↑
Y↑
4. Kredi Kanalı ve Kredi
Tayınlaması
Para politikası, önemli bir geçiş
mekanizması olarak kredi kanalı ve bununla
ilgili olarak ortaya çıkan bazı olgular yoluyla da
etkili olur. Para politikasının dayanıklı aktiflere
yönelik harcamalar üzerindeki etkisini
açıklayan geleneksel faiz oranı kanalına ilişkin
bir tatminsizlik söz konusudur. Bu durum,
finansal piyasalardaki asimetrik enformasyon
sorunlarına dayalı yeni bir açıklamanın
gelişmesine neden olmuştur.
Kredi kanalı ve kredi tayınlaması konusunu 5
başlık altında inceleyeceğiz
a.Banka Kredileri Kanalı
b.Bilanço Kanalı
c.Nakit Akım Kanalı
d.Beklenmeyen Fiyat değişmesi Mek.
e.Kredi Tayınlaması
a. Banka Kredileri Kanalı
Bu mekanizma, bankaların, finansal
sistemde oynadıkları özel role dair analize
dayanır. Buna göre, bankalar kredi
piyasalarındaki asimetrik enformasyon
sorununu çözmeye özellikle müsaitlerdir. Bazı
ödünç alıcılar banklardan ödünç almazlarsa
kredi piyasalarına ulaşamazlar. Eğer
perakendeci banka mevduatı ile diğer fon
kaynakları arasında tam bir ikame söz konusu
değilse, bu geçiş kanalı şöyle işler.
Banka rezervlerini ve mevduatını artıran
genişletici para politikası, banka kredilerinin
miktarını artırır. Bir çok ödünç alıcı,
faaliyetlerini finanse etmek için banka
kredilerine bağımlıdır. Böylece kredilerin
genişlemesi, yatırım harcamalarının artmasına
yol açar.
M↑
Mevduat ↑
Krediler ↑
I↑
Y↑
b.Bilanço Kanalı
Kredi piyasalarındaki asimetrik enformasyon
sorunuyla ilgili olanların biri de bilanço
kanalıdır. Bilindiği gibi, firmaların öz sermayeleri ne
kadar düşükse, onlara ödünç vermeyle ilgili tersine seçim
ve ahlaki risk sorunları o kadar şiddetli olur.
Özetle, firmaların öz sermayeleri düşükse
krediler ve yatırım harcamaları azalacaktır.tam
tersi olarak da firmaların öz sermayeleri fazlaysa
krediler ve yatırım harcamaları artacaktır…
Para politikası, firmaların bilançolarını
değişik şekillerde etkileyebilir. Mesela
genişletici para politikası, hisse senetleri
fiyatında artmaya yol açarak firmanın öz
sermayesini artırır; böylece daha yüksek
yatırım harcamasına ve daha yüksek toplam
talebe yol açar. Çünkü ahlaki tehlike ve
tersine seçim azalmıştır. Bu mekanizmayı
aşağıdaki şemayla ifade edebiliriz:
M↑
Pc ↑
Tersine seçim ↓, Ahlaki risk ↓
Krediler ↑
I↑
Pc =hisse senetleri fiyatı
Y↑
c.Nakit Akımı Kanalı
Bu kanal bilanço kanalının bir başka
versiyonudur
Genişletici para politikası faiz oranını
düşürüp nakit akımlarını artırdığı için,
firmanın bilançosu iyileşir. Sonuç, tersine
seçim ve ahlaki risk sorunlarının şiddetinin
azalmasıdır. Bu da kredilerde ve iktisadi
faaliyetlerde bir artışa yol açar. Aşağıdaki
şema durumu özetlemektedir.
M↑
i↓
Nakit akımı↑
Ahlaki risk ↓
Krediler↑
Tersine seçim ↓,
I↑
Y↑
d.Beklenmeyen Fiyat Değişmesi
Mekanizması
Bir başka bilanço kanalı, para politikasının
fiyatlar genel düzeyini etkilemesi yoluyla
çalışır.
Fiyat düzeyinde beklenmeyen bir artışa
neden olan genişletici bir para politikası öz
sermayeyi reel olarak yükseltir. Bu, tersine
seçim ve ahlaki risk sorununu hafifletir,
kredilerin artmasına neden olur. Böylece
yatırımlar ve toplam talep yükselir, toplam
hasıla artar. Olaylar zinciri aşağıdaki gibidir:
M↑
Beklenmeyen P↑
Ahlaki risk ↓
Tersine seçim ↓,
Krediler ↑
I↑
Y↑
e.Kredi Tayınlaması
Ödünç alanlar geçerli veya daha yüksek bir
faiz oranı ödemeye razı oldukları hâlde
kendilerine kredi verilmemesi durumunu ifade
eder. Kredi tayınlamasının iki şekli vardır.
1.ödünç alan daha yüksek bir faiz oranı
ödemeye hazır olsa bile, ödünç verenin
ona krediyi hiç vermemesidir.
2.ödünç verenin kredi vermeye razı olması
fakat krediyi, kredi alanın istediğinin
altındaki bir miktarla sınırlandırması veya
kredinin diğer şartlarının devreye
sokulmasıdır.
İkinci tip tayınlamada, belli bir faiz
oranından belli bir miktarda kredi verilir,
ancak daha yüksek faiz oranı ödeyerek daha
fazla kredi alınması imkânı yoktur.
Kredi tayınlamasının önemli bir nedeni :
Finansal piyasaların mükemmel veya
rekabetçi olmamalarıdır. Bütün piyasalar
mükemmel olsaydı ve fiyat ve getiriler arz ve
talep değişmelerine hızla ayarlansaydı, para
politikasının bütün etkileri derhâl nispi
fiyatlardaki değişmeler yoluyla ortaya çıkardı.
Ancak, bir çok finansal piyasada, fiyatların
arz ve talebi eşitlemesine imkân vermeyen
aksaklıklar söz konusudur. Bu nedenle, belli
bir zaman döneminde fiyatlar, piyasaları
temizlemede başarısız olabilir. Bu durumda,
aşırı talep veya arzın, fiyat dışı faktörler
tarafından eşitlenmesi gerekebilir. Böyle bir
durumda ise, kredinin fiyatından çok
varlığında değişmeler olacaktır
Kredi tayınlaması konjonktür paralelindedir,
yani genişleme esnasında yaygın ve
depresyonlar döneminde mevcut değildir.
Tefecilik kanunları, nominal faiz tavanları ve
diğer kurumsal faktörler kredi tayınlaması ve
faiz oranlarının düzeyi arasındaki pozitif ilişkiyi
açıklar.
5. Bekleyişler Kanalı
Para politikası geçiş mekanizmalarından biri
de, bekleyişler kanalıdır. Sıklıkla Phillips eğrisi
etiketi altında da sunulan bu kanal, birbirinden
tamamen farklı iki şekilde uygulanabilir.
Bunlardan biri, para politikası tedbirlerinin
hasıla ve istihdamı uyandırmak için, kullanılıp
kullanılamayacağı ile ilgilidir. Bu yaklaşımla
ilgili bir çok inceleme, enflasyonun tam
kontrolünü veri olarak alır. Bu yaklaşımın
temel özelliği, kısa vâdeyi esas alan aktivist
para politikasıdır.
Bu mekanizmanın ikinci uygulama biçimi,
bekleyişler kanalını, enflasyonun, merkez
bankası tarafından nispeten başarılı bir
şekilde kontrolünü açıklamak amacıyla
kullanır. Bu dinamik çerçevede, para
politikasının temel hedefi, orta vadeli
istikrardır
Para politikasının hasıla etkilerini
açıklamak üzere Phillips eğrisinin kullanılması
tartışmalı bir konudur. Öncelikle, Phillips
eğrisi ücret ve fiyat oluşum sürecinin
açıklanmasının bir aracı olarak tartışılabilir.
Phillips eğrisine dayanan bekleyişler
kanalı, tamamen farklı iki politika imasına
sahiptir.
Birincisi, enflasyon oranını düşük tutmaya
çalışan basit ve sağlam bir para politikası
sağlar. Böylece, faiz oranı kanalının
mukayeseli statik çerçevesine dinamik bir
unsur ilave eder.
İkincisi, arz yanlı etkiler yoluyla istihdamı
teşvik etmeyi amaçlayan aktivist bir para
politikasını tanımlar. Bu yaklaşım sürpriz
enflasyona dayandığı için, sadece para
politikasının çok kısa vadeli etkilerinin
açıklanmasında kullanılabilir
Download