GERİ DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜNÜN DÜNYADAKİ GENEL

advertisement
AR&GE BÜLTEN
2014 HAZİRAN – SEKTÖREL
GERİ DÖNÜŞÜM SEKTÖRÜNÜN DÜNYADAKİ GENEL GÖRÜNÜMÜ VE
TÜRKİYE’DEKİ DURUMU
Ahmet YETİM
İkinci Dünya Savaşı sonrası kaynak sıkıntısı nedeniyle başlayan geri dönüşüm
hareketi, sunduğu birçok avantajla dünyadaki cazibesini giderek artırmaktadır.
Günümüzde geri dönüşüme yatırım yapan ülkeler pek çok avantaja sahip
olmaktadırlar.
Öyle ki; demir, çelik, bakır, kurşun, kağıt, plastik, kauçuk, cam, elektronik atıklar gibi
maddelerin geri kazanılması ve tekrar kullanılması, çevre kirliliğini önlediği gibi doğal
kaynakların tüketimini azaltmakta ve ekonomik anlamda büyük tasarruf
sağlamaktadırlar.
Sadece tek bir alüminyum kutunun geri
dönüştürülmesi bile bir televizyonu üç saat
boyunca
çalıştıracak
enerji
tasarrufu
yaratabilmektedir.
Dünyada her yıl ortaya çıkan 2.1 milyar ton
atığın büyük bölümü, düzenli çöp depolama
alanlarına gömülüyor.
Bu miktar, potansiyel olarak 4.5 milyar varil
petrol eşdeğeri enerji içeriyor.
Söz konusu enerji miktarı ise, dünya elektrik
tüketiminin % 10’unu karşılayabilecek seviyede.
2010 yılı itibariyle dünyada toplam 900 tesiste 0.2 milyar ton atık değerlendirilerek
yaklaşık 130 trilyon kilovat-saat elektrik üretildi.
Bu tesislerin yıllık gelirinin 2010-2016 döneminde 3.7 milyar dolardan, 13.6 milyar
dolara çıkması bekleniyor.
Mart 2011 tarihli raporda ise, küresel ekonomik krize rağmen 2006-2010 döneminde
atıktan enerji üretimi sistemlerine yapılan yatırımların 4.8 milyar dolardan 7.1 milyar
dolara çıktığı, 2021 yılına kadar ise bu rakamın yıllık 27 milyar dolara ulaşması
beklendiği vurgulanıyor.
11
AR&GE BÜLTEN
2014 HAZİRAN – SEKTÖREL
Talep artışının Çin ve Hindistan gibi Asya pazarlarındaki büyümeden ve Avrupa
Birliği’ndeki yeni atık yönetimi standartları ile AB ve ABD’de sera gazı azaltımına
yönelik politikalardan kaynaklanacağı tahmin ediliyor.
ABD ve Avrupa’da geri dönüşüm
alanında çok uzun yıllar önemli mesafeler
alınırken, Türkiye’de bu süreç 20 yılı
biraz aşan bir geçmişe sahip.
Sürecin 1991 yılında yürürlüğe giren Katı
Atıkların
Kontrolü
Yönetmeliğiyle
başladığı Türkiye’de, bütün atıkları içeren
bu çerçeve yönetmelik özel sektöre ilk
kez piyasaya sunduğu ürünün atığını
tekrar geri kazandırması konusunda
zorunluluk getirdi.
Özellikle 2005 yılından itibaren Tehlikeli Atıkların Kontrolü (APAK) Yönetmeliği,
Ambalaj Atıkların Kontrolü Yönetmeliği gibi birçok yönetmeliğin hayata geçirilmesiyle
her ürün grubu kaynağında ayrı toplanarak kendi konusunda bir standarda ulaştı.
Bugün yaklaşık olarak Türkiye'de yılda 25 milyon ton evsel atık, 1,2 milyon ton
endüstriyel atık, 100 bin ton tıbbi atık ve 530 bin ton e-atık ortaya çıkıyor.
Yalnızca cep telefonu atığının yılda yaklaşık bin ton olduğu tahmin ediliyor.
Bir milyona yakın küçük ve büyük ölçekli işletmenin faaliyet gösterdiği sektörde, 500
bin toplayıcı bulunduğu tahmini yapılmaktadır.
% 25’i kayıtdışı olması nedeniyle net rakamların telaffuz edilemediği hurdacılık
sektöründen para kazananların sayısı ise Türkiye nüfusunun % 3’ü olarak dile
getiriliyor.
Türkiye'deki atık yönetimi ve geri dönüşüm sektörü, özel sektör ve yerel yönetimlerin
katkılarıyla bugün ortalama 5 milyar Euro'luk bir pazar haline geldi.
2010 yılına kadar % 35 olan geri dönüşüm oranı ise 2012 ve sonrasında % 40
civarına yükselmiş durumda.
Sektöre ilgi gösteren lisanslı yatırımcı sayısı şimdiden 450’ye ulaştı.
Geri dönüştürülen atıkların % 43’ünü kâğıt, % 27’sini plastik, % 12’sini cam, % 8’ini
tekstil ürünleri, % 4’ünü de metal oluşturuyor.
Türkiye'de tüm atıkların geri dönüşüm oranı ortalama % 7 seviyesinde iken, ambalaj
malzemelerinin geri dönüşüm oranı % 20'lerde ve ilk sırada yer alıyor.
12
AR&GE BÜLTEN
2014 HAZİRAN – SEKTÖREL
Son yıllarda hızlı bir gelişim gösteren geri dönüşüm alanında 2003 yılında 15 düzenli
depolama tesisiyle 23 milyon nüfusa hizmet verilirken 2012 yılında 69 düzenli katı
atık depolama tesisiyle 903 belediyede 44,5 milyon nüfusa hizmet verilmektedir.
2013 yılında Türkiye'de Atık Yakma ve beraber yakma tesis sayısı 38, Tehlikeli Atık
Düzenli Depolama Tesisi (1. Sınıf) 6, Tehlikeli Atık Geri Kazanım Tesisi 282, Tanker
temizleme tesis sayısı 46 ve ara depolama tesis sayısı 14 olarak belirlendi.
576 adet ambalaj atığı toplama ve geri dönüşüm tesisi ile yılda 2 milyon 250 bin ton
ambalaj atığı geri kazanıldı.
Ayrıca 2012’de 45 bin ton madeni atık yağ, 59.500 ton atık akü toplandı.
Bununla birlikte bir yılda çöpe atılıp geri dönüştürülemeyen atıkların değeri ise hala
yaklaşık 1.5 milyar TL düzeyinde.
Bu atıkların parasal değeri, sektörde potansiyel pazarı da ifade ederken, söz konusu
atıkların geri dönüşüme kazandırılmasıyla hem enerji hem de hammadde konusunda
önemli tasarruf sağlanacağı tahmin ediliyor.
Sektör aktörleri, alüminyum kutunun geri dönüşümüyle, hammaddeden alüminyum
üretimine kıyasla % 95 enerji tasarrufu sağlanabileceğini belirtiyor.
Bugün 192 litre ham petrolden üç litre madeni yağ elde edilirken, sadece 4.8 litre atık
madeni yağdan üç litre madeni yağ elde edilebiliyor.
Bu örnekler, geri dönüşüm sektöründe dışa bağımlılığın azalacağı ve mevcut atık
kaynakların kullanımıyla ülke ekonomisine katkının önemli ölçüde artırılabileceğini
gösteriyor.
Lisanslı çalışan işletme sayısının son üç yılda % 70 oranında artış gösterdiği
sektörde, toplanan atık rakamlarının Avrupa’yı giderek yakaladığı, önümüzdeki
yıllarda hem geri dönüşümü ucuzlatacak teknolojiler üretmeye, hem de atıkları yok
etme işlemini pozitif endüstriye çevirerek elektrik, biyogaz, gübre üretimine
dönüştürmeye yönelik yatırımlara odaklanılacağı tahmin ediliyor.
Atıkların tekrar hayata döndürülmesi aşamasında ekonomik değere en çok sahip
olan ürünlerin başını ise metal ürünleri çekiyor.
Demir-çelik,
bakır,
alüminyum,
akümülatörler,
pil,
atık
ambalaj,
elektronik atık ve her türlü hurda metalin
geri dönüştürüldüğü Türkiye’de, 2008
yılında sadece ÇEVKO tarafından
yürütülen çalışmalar sonucunda 27 bin
ton
metal
ambalaj
atığı
geri
dönüştürülerek, 230 bin tonluk kömür ve
200 bin metreküplük düzenli depo alanı
hacminden tasarruf sağlandı.
13
AR&GE BÜLTEN
2014 HAZİRAN – SEKTÖREL
Türkiye’de metali ilk geri dönüştüren sektör olan hurdacılar, sanayileşmeyle birlikte
bugün birer metal geri dönüşümcüsü olarak faaliyet gösteriyor.
Son yıllarda giderek büyüyen bir başka metal geri dönüşüm alanını gemi sökümcüleri
oluşturuyor.
Bünyesindeki çok sayıda firma ile Türkiye’deki tek gemi söküm ve geri dönüşüm
bölgesi olan ve dünyanın en iyi gemi söküm bölgeleri arasında gösterilen Aliağa
Gemi Söküm Bölgesi, son yılların en iyi performansını sergiliyor.
2003-2008 yıllarını kapsayan altı yıllık dönemde yılda ortalama 145 bin ton geminin
sökümü yapılan Aliağa’da; 2009’da 298 bin ton, 2010’da 423 bin ton, 2011’de 653 bin
ton, 2012’de 927 bin ton gemi sökümü yapılmış, 2013 ilk yarısında ise 377 bin ton
olarak gerçekleşmiştir.
Aliağa’ya sökülmek üzere gelen gemilerin % 50’ye yakın bölümü Suriye, Lübnan,
Mısır ve Libya başta olmak üzere Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerinden geliyor.
Dünyada 2015 yılına kadar 214 milyon dwt geminin hurdaya ayrılacak olması, Türk
gemi geri dönüşümcüleri açısından önemli kazanç fırsatı sunuyor.
Metal geri dönüşüm alanının en yeni faaliyet konusunu ise elektronik atıklar
oluşturuyor.
Teknolojik gelişmeler yeni çöp dağlarının oluşmasına neden olurken, Birleşmiş
Milletler rakamlarına göre dünyada her yıl 50 milyon tona yakın elektronik atık
üretiliyor.
Türkiye’de e-atık kapsamında olan atıkların miktarı yıllık bir milyon ton civarında iken,
bu miktarın ancak yaklaşık 20 bin tonluk kısmının değerlendirilmesi, sektörün henüz
yolun çok başında olduğunu gösteriyor.
Bu da girişimciler açısından sektörün cazibesini artırıyor. Üstelik Türkiye’de eatıkların geri dönüştürülmesine yönelik lisans almayı bekleyen onlarca firma
bulunuyor.
Yeni bir kavram olması nedeniyle yeni girişimlere kapısı açık olan geri dönüşüm
sektörüne, kar marjı yüksek olduğu için büyük yatırım gruplarının da son dönemlerde
ilgisi artmış durumda.
Çünkü sektörde 2023 yılına kadar 9.5 milyar Euro’luk “atık geri dönüşüm yatırımı”
öngörülmekte, ancak sektörün AB’ye uyumu için gereken toplam yatırım tutarı 60
milyar Euro’yu buluyor.
Sektörde denetim, düzenleme, mevzuat ve yönetmelikler Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı’nca yapılıyor.
Çevre konusundaki uygulamalar özellikle 2009 yılından bu yana ‘gönüllülük’
esasından çıkmış durumda.
14
AR&GE BÜLTEN
2014 HAZİRAN – SEKTÖREL
Avrupa Birliği (AB) ile 2009 yılı Aralık ayında başlayan çevre müzakereleri, bu
alandaki tüm uygulamaları zorunlu hale getirdi.
Türkiye’ye gelen çok sayıda yükümlülük, aynı zamanda ciddi bir yatırım ihtiyacını da
ortaya çıkarıyor.
Türkiye, AB’ye uyum çerçevesinde 2023 yılına kadar ulusal çevre stratejisini
belirlemiş durumda.
Buna göre, çevre konusundaki uyum çalışması, mevzuat ve fiziki yatırımların
gerçekleştirilmesinden oluşuyor.
Çevre alanında uyumlaştırılması gereken 300’den fazla mevzuat var.
Çevre yatırımları içinde şu ana kadar en fazla ambalaj atıkları konusunda adım
atıldığı gözleniyor
Bu alanda; belediyeler, lisanslı toplama-ayırma tesisleri, lisanslı geri dönüşüm
tesisleri, ambalajlı ürün piyasaya süren sanayi kuruluşları, ambalaj üreticileri,
yetkilendirilmiş kuruluşlar, satış noktaları ve tüketiciler gibi çok sayıda oyuncu faaliyet
gösteriyor.
Çevre Koruma ve Ambalaj Atıkları Değerlendirme Vakfı (ÇEVKO) ile Tüketici ve
Çevre Eğitim Vakfı (TÜKÇEV) bu kuruluşlar arasında öne çıkıyor.
Sektör faaliyetleri 20 yıllık kısa bir geçmişe sahip olması nedeniyle önemli sorunlarla
karşılaşabilmektedir.
Türkiye'de atık yönetimi ile ilgili 15'e yakın yönetmelik uygulanıyor ancak bu
yönetmelikler Avrupa'daki örneklerine göre çok zayıf kalıyor.
Türkiye'de katı atık ayırma tesislerinin yeterli olmaması, kaynakta toplamanın
uygulanmaması nedeniyle Avrupa Birliği müktesebatına uyum yakalanamıyor.
Sektörün bir diğer sıkıntısını ise her gün kentlerin dört bir yanında dolaşan atık
toplayıcıların durumu oluşturuyor.
Atık oluşumunu sağlayan ambalaj malzemelerini üretenler ve piyasaya sunanların
ambalaj atıklarını toplamakla yükümlü olmasına rağmen bu yükümlülükler bugüne
kadar geniş toplayıcı ağına sahip olamadıklarından piyasada toplanmakta olan
malzemeleri üstlenmemektedir. Bu da toplayıcılarla üreten firmalar arasında büyük
sorun yaratmaktadır.
Bunun nedeni Türkiye'deki 500 bin sokak toplayıcısını kendi bünyelerine almamaları,
çok düşük fiyatlarla çalıştırmak istemeleri olup bu nedenle toplayıcılar ile belediyeler
arasında entegrasyon sağlanamamaktadır.
15
AR&GE BÜLTEN
2014 HAZİRAN – SEKTÖREL
Türkiye, dünyada gemi sökümü yapan 15 ülke içinde Çin'in ardından ikinci sırada yer
alıyor. Türkiye'nin Akdeniz ve Karadeniz'de oluşturulacak yeni gemi söküm alanları
ile Atlas Okyanusu merkezli gemiler için cazibe merkezi haline gelebileceği ve 1
milyon tonluk söküm miktarını 7 milyon tona çıkarabileceği öngörülüyor.
Belediyelerin gelir getirdiği için evsel atıklarla endüstriyel atıkları birlikte depolaması,
ayrıştırma yapan şirketler açısından ciddi bir sorun oluşturuyor. Bu sorun yeni bir
yasal çerçeve oluşturularak çözülmelidir.
İstatistiklere göre Türkiye'de 2,8 milyon ton civarında bir ambalaj atığı kapasitesi
mevcut ve bu atıkların ancak 800 bin ton kadarı belgelendirilebiliyor. Net rakamın
ortaya çıkarılabilmesi için kayıt dışı işlemlerin ortadan kaldırılması gerekiyor.
Kaynakça
1. Dünya Sektör Dergisi, Mart 2013
2. Haberortak.com KOBİ ve Reel Sektör Dergisi, 2014.06.26.
3. Ahmet YETİM, Sanayide Atık Yönetimi ve Çevre Korunması, Ar-Ge Bülten,
2011 Ağustos.
4. Deniz Haber Ajansı, 2014.06.26,
5. Emlakkulisi.com, internet haberciliği.
16
Download