www.arsivakurd.org

advertisement
Kürdistan
28 MART 1986
halkıyla
uluslararası
SAYI: 40
dayanışmayı
yükseltelim !
karşı
hoşnutsuzluğu açığa
duydukları
vuruyorlar.
öte yandan sömürgeclllğe karşı
ulusal demokratik muhalefeti
örgütleylp yükseltmenin gerektiği günümÜZ koşullarında, ne
Devamı s. 2'de
ur
PPKK Genel Sekreteri Serhad DiCLE yoldaşın
NEWROZ'a ilişkin açıklaması:
ak
Newroz Ateşi Yolumuzu Aydınlatıyor
Tüm hak ve özgürlükleri gasp
yurtsever Kürdistan hal-
edilmiş
kı;
Yiğit halkımızın savaşımını
oparti ve örgütler;
Esaret zincirlerinden kurtu larak özgür, aydınlık ve mutlu bir
sembolü
avuçlamanın
dünyayı
olan Newroz'u bu yıl da, boynumuzd a esaret halkası, ayaklarımız zlnclrli, özgürlüğe susamış
iv
muzlamış
ve sö m ürgecl boy u nd uru ğu n ü lkemiz üzerine örttüğü karanlık­
lar içinde karşılıyoruz.
ülkemiz üzerine örtülen karanlıkları
yırtarak
aydın,
güneşli
günlere kavuşma mücadelesinde
halkımızın bağrında her zaman
tüten, hiç bir kanlı ve zorba yönetimin söndüremedlğl Newroz
Devamı
s. ll'de
PPKK Yurtdışı Parti ÖrgUtleri
.a
w
w
w
dlktatörlüğe
d.
meyen bağımsızlık ve özgürlük
mücadelesini durduramıyor; emekçi Kürdistan halkının sömürgeclllğe karşı duyduğu kin ve
nefreti önleyemlyor. Bir avuç
işbirlikçi ve hain dışında, geniş
emekçi kitleler sömürgecı faşist
rs
Merkez Komltemlz, Kürdistan
ve Türkiye'de önemli gelişmele­
rin yaşandığı koşullarda toplanarak geçmiş dönemin çalışma­
larını değerlendirdi; yeni çalış­
ma dönemine Ilişkin görevleri
tespit etti.
Sömürgecl faşist diktatörlüğün
Kürdistan'daki insanlık dışı uygulamaları tüm hızıyla sürüyor.
Kürdistan'da uygulanan her yönüyle Ilan edilmemiş savaş hall,
ulusal demokratik muhalefete ve
tüm emekçi halkımıza yönelik
yeni yeni yıldırma, sindirme ve
Imha politikalarıyla boyutlandı­
rılıyor. Oluşturulan "sivil mlllsboyun eğ­
ıer" ağıyla Insanlar
meye , ihanete ve lşblrllkçillğe
zorlanıyor. Işbirlikçi hain toprak sahipleri ne, silah, para ve diaraç ve gereçğer bazı askeri
ler de dahil olmak üzere faşist
devletin tüm olanakları sunuluyor. Yeni "hassas bölge"ler oluşturma adı altında sınır köylerinin boşaltılması sürüyor. Kır­
modern askeri
sal alanlarda
araçlarla donatılmış merkezi kakuru luyor. 1şblrllkçl
rakollar
muhtarlar çeşitli yalan ve iftlralarla yurtsever köylüleri fiş !erken, buna yanaşmayan muhtarlar da aynı yönde Işbirliğine
zorlanıyor. Çocuk, genç, 1htlyar
köylüler
yapılmadan
ayırımı
meydanlarda toplatılıyor; insanlık onuruyla bağdaşmayan uygulamalara maruz bırakılıyor.
Kürdistan'ın şehir ve kasabalarındaki sömürgecl faşist uygulamalar, kırsal alanlarda uygu lanan lardan pek farklı değil. 1ran
-1 rak savaş ının son aylarda kazandığı yeni boyutlar karşısın­
da faşist diktatörlük Kürdistan'
yönelik
ın diğer parçalarına
tehditlerini artırıyor, düşmanca
yeni
doğrultusunda
girişimler
tüm
planlar hazırlıyor. Ama
bunlar yÜZyıllardır dinrnek bil-
or
g
•
•
PPKK MERKEZ KOMITESI TOPLANTISI
• • • •
SONUÇ BILDIRISI
Konferansı Yapıldı
ve dünGeçtiğimiz ay, ülke
değerlen­
gelişmeleri
ayadaki
dirmek; partinin sürece ilişkin
perspektif ve taktiklerini görüş­
mek; geçmiş dönemin kapsamlı
bir değerlendirmesini yapmak amacıyla yurt-d ışı parti örgütleri-
nin temsilellerinin katıldıkları
bir konferans düzenlendi. 2. Parti Kongresi'nden yaklaşık üç yıl
sonra yapılan yurt-ctışı parti örgütleri konferansı,gerek sahne olduğu görüşme ve tartışmalar agerekse de ortaya
çısından
sonuçtar itibariyle
çıkardığı
ve eişçi sınıfı
Kürdistan
mekçi halkının yeni bir kazanı­
mı ve "Daha Güçlü Bir PPKK için" verilen mücadelenin lleriye
yönelik yeni bir aşaması oldu.
Sömürgecl faşist diktatörlüğün
bunalım ve açmazlarının giderek
büyüdüğü; Kürdistan ve Türkiye•
de yığınların rejime duydukları
kin ve nefretin, hoşnutsuzluğun
miti nglerde, kapalı salon toplantılarında, seminer ve panellerde,
Işyerlerinde, kahvelerde vb. alanlarda çeşitli vesilelerle dile
getirildiği günümÜZ koşullarında
yapılan konferansın önemi büyüktür. Hele partimizin gerek
Kürdistan düzeyinde, gerekse
Türkiye ve K ür di stan geneli nde
muhalefet saflarında varolan sorunların aşılmasında daha aktif
görevlerıe karşı karşıya olduğu
gerçeği de düşünüldüğünde yurtdışı parti örgütleri düzeyinde de
olsa yapılan konferansın,önü­
müzdekl sürece Ilişkin etkileri
küçümsenemez.
Sekreteı
Genel
Konferans,
Serhad DICLE yoldaşın MK adı­
na yaptığı konuşmayla açıldı. s.
Dicle yoldaş, güncel politik durum, partinin perspektif ve taktikleri ile son üç yıldaki çalışDevamı
s. 8'de
•
•
PPKK MERKEZ KOMITESI TOPLANTISI
SONUÇ BiLDiRisi
Baştarafı
tanın,
yararlanılabileceği
lnancındadır.
or
g
sağ lanabilmiş
değil.
Aralarında
d.
partimizin de bulunduğu 6 sol
partının
1984 sonlarında oluş­
turduğu SOL BfRLIK 'ln,katılan
güçlerin azlığı dolayısıyla Istenilen, beklenen
yönlendlrlclllğl
gerçekleştiremediği
açıktır.
Merkez Komıtemiz SOL Bl RLIK'e lllşkin bazı sorunlar nedeniyle 1985 ortalarında bu Birlik'
teki üyell!jlnl
dondurmuştu,
Merkez Komıtemlz, görüşmeler
sonucunda Sol Birlik Deklarasyonu'nda yapılması kabul edilen
de!jlşlkllk
ardından partimfzin
tekrar normal üyell!jlne dönmesini kararlaştırd ı. Programatik
ve katılım eksikliklerine ra!jmen
Sol Blrllk'l her yönüyle yetklnleştlrlllp güçlendirilmesi
gereken önemli bir adım olarak değerlendiren Merkez Komltemlz,
partımizin
bundan böyle Sol
Birlik'In asli üyesi olarak üzerine düşeni yapacaOını belirtti.
Partimiz, Sol Birlik dışında kaJan Türkiye ve Kürdistanlı devrimci demokratik
ve anti-faşist parti ve örgütlerin de katı­
lımı ya da oluşturacakları yeni
ortak platform lar la daha geniş
ve güçlü güç ve eylem birliklerinin giderek anti-faşist bir cephenın kurulabilece!jl inancındadır.
Partimiz bu doğrultuda öteden
beri harcadığı ardıcı ı çabaları
aralıksız sürdürecektir.
Merkez Komlfemlz, Kürdistan'
ın diğer parçalarında sürdürülmekte olan ulusal demokratik
mücadeleyi tüm gücüyle destekliyor; bu parçalardaki politik
parti ve ör9ütler1e karşılıklı sı­
cak Işbirliği ve dayanışmaya
büyük önem veriyor. Partimiz,
·son birkaç aydır Kürdistanlı l l
parti ve örgüt arasında oluşan
yakınlaşma ve Işbirliğine büyük
değer blçlyor, yakınlaşma ve Iş-
ak
Bugün tutarlı anti-faşist güçlerin
temel taktiği, burjuva muhalefetin g(2sterdlğl yol ve çabalara
umut bağlama değil, halk kitlelerine burjuva muhalefet güçlerinin kopardıkları yaygara ve
gürültüye rağmen ne kadar kof
ve halkın çıkarıarından uzak bir
zeminde
olduklarını,
onların
emekçi Türkiye ve Kürdistan
halklarının temel çıkarlarını dile
getirmekten ne kadar uzak olduklarını, halkın köklü ekonomik, toplumsal ve siyasal çıkar­
larının devrimci demokratik ve
diğer tutarlı anti-faşist güçlerin
ortaya koydukları alternatifte
dile geldiğini, gerçek kurtuluşa
giden yolun buradan geçtiğini
göstermek o Imal ıd ır.
Başta Türkiye ve Kürdistanlı
devrimci demokratik güçler olmak üzere
tutarlı antı-faşist
güçlerle burjuva muhalefet çevreleri arasında
faşizmin yıkıl­
masına Ilişkin varolan anlayış
farklılıklarını tüm boyutlarıyla
ortaya koyarak yığınlardaki olası yanılsamaların önüne geçmek
gerekir. Burjuva muhalefet çev-
.a
w
w
w
P~şeng: SayfaZ
s. l'de
mücadele birliği olduğu hiç bir
zaman unutulmamalıdır.
Ne var ki bugün gelişen yığın
muhalefetini
doğru anti-faşist
kanallara
yöneltme
yönünde
Türkiye ve Kürdistan'da en geniş anti-faşist güçlerin birliği
ur
burjuva muhalefetin bazı
çıkışiarına
göz yummasının bir
nedeni de, hiç kuşkusuz yığın­
ların gelişen muhalefetinin burjuva çevrelerının muhalefetini
aşma yönünde
seyir izlemesı­
di r.
Burjuva muhalefet çevreleri bu potansiyeli faşizmin tanıdığı
"yasal" çerçeve Içine
çekmek için dldlnlp duruyor.
Merkez Komltemlz, yığ ıniarı
faşizmi tüm kurum ve kuruluş-'
ıarıyla
yıkma
mücadelesine
çekme yönünde önemli olanakların varolduğu ve bunlardan tutarlı anti-faşist güçlerin olanaklı en geniş birliğiyle başarıyla
rs
ki
Kürdistanlı
u lu sal
demokratik güçler arasındaki
kopukluk ve dağınıklık, hala
sürüyor. Bu da emekçi halkı­
mızın sömürgecl
faşizme karşı
duyduğu kin ve nefreti n
u lusal demokratik mücadele saflarına kanalize edilmesini önemli oranda engelliyor. Bu açık
gerçeği
ve bunların partimize
yüklediği görevlerin
billncinde
olan Merkez Komltemlz, Kürdistanlı tüm ulusal demokratik
güçleri, dar gurupçu ve sekter
tutumları,
parti ve örgütleri n
ulusal demokratik bir platformda bir araya gelmelerini engelleyen örgütsel ve politik sorunları
aşarak
ulusal demokratik güç
ve e~·ıem birliği yönünde üzer-.
lerine
düşen görevleri yerine
getirmeye somut ·adım atmak
üzere bir araya gelmeye çağ ı­
r ır.
Türkiye'de yaklaşık beşbuçuk
yıldır Iktidarda bu lu nan faşizm,
tüm uygulamalara rağmen rejimin bunalımlarını önleyemlyor, ekonomiyi düzlüğe çıkara­
mıyor.
Faşist devlet
önemli
açmazlarla karşı·karşıyadır. Legal alanda
burjuva muhalefet çevreleri tarafından da olsa,
faşizmin dayattığı bazı tabular
kırılıyor. Faşist Evren'l n tüm
tehditkar tutumları , faşist anayasaya,sendlkal hak ve özgür-·
lüklere, Işkencelere vb. konulara lllşkin tartışmaları , deği­
şiklik önerllerini önleyemlyor.
öte yandan geniş emekçi yı­
ğınların
faşist rejimi Istemedikleri
günlük yaşamda, fabrika ve lşyerlerlnde,tarlalarda
dile getirilen konuşmalarda çeşitli burjuva muhalefet çevrelerı ve sendikalar tarafından düzenlenen miting, seminer, panel
vb. toplantılarda açıkça görülüyor. Emekçi kitlelerin, istemlerı­
ni çeşitli biçimlerde dile getirmeleri , hoşnutsuzluk ve tepkilerini, burjuva muhalefetin tüm
"islah etme" girişimlerine rağ­
men açıkça haykırmaları faşist
diktatörlüğü alabildiğine ürkütüyor, tedirgin ediyor. Faşist cun-
iv
yazık
relerının
faşizmin
yıkılmasına.
hizmet edebilecek çabaları desteklenlp
ilerletllmelidlr; ama
bu rj u va muhalefetin demokrasi
yönünde tutunacak bir dal olmadığı,
faşizme karşı demokrasi
mücadelesinin yegane güvencesinin
Kürdistan ve Türkiyeli
devrimci demokratik güçlerin
Devam ı s. l l 'de
PPKK r~nel Sekreteri Serhad DiCLE yoldaşın, partimize yönetik iftira ve
karalaınalara ilişkin yaptığı açıklama:
basınının
yeraldı.
.a
w
silahlı saldırılar gerçekleşme­
saldırılarda
dejjerli
yitirmelerine rajjmen, aynı yöntemlerle karşılık vermemIş ve gerçek düşmana karşı verdilll mücadelenin, böylesi zararlı, düş­
manın Planiarına hizmet eden
kısır döngü kör çatışmaların ı­
çinde bojjulmaması Icin azami
tltlzlljjl göstermiştir.
Partimiz yalnız bunu yapmakla
kalmıyor, emperyalizme, sömürgeelliile ve faşizme karşı savaşan
Türkiye ve Kürdistanlı tüm politik parti ve örgütlerı arasındaki
görüş ayrılıkları ne olursa olsun
mızrajjın sivri ucunu Türk faşlzmlne, Kürdistan halkını boyunduruk altında tutan sömürgeelliile ve bunların arkasındaki
güce; emperyalizme çevirmeleri,
düşmana karşı güçlerini birleş­
tirmelerını Istiyor. Bu dojjrultuda ısrarcı bir çaba veriyor.
Partimizin mücadele tarihi, bugünkü açık politik görüşleri ve
pratljjl sözkonusu gerçejjl her
bakımdan kanıtlıyor. Buna rajjmen, burjuva Türk basınının
başını
çektilll yalan ve iftira
kampanyası,
parti ve örgütler arasında çatışmaları ve kör
hayatlarını
.o
yoldaşlarımız
ak
ur
d
PKK 'den ayrılanların kurdullunu Iddia ederken bazen de PKK'
den ayrılanların (örnejjin, Baki
Karer ve Semlr'ln) partimize katıldıklarını öne sürerek, Iki parti
arasında bu sorunlardan kaynak
ıanan çatışmaların oldujju yalanını yaydılar. Hatta Kesıre öcalan'ın PKK'den ayrılıp Kürdistan
öncü Işçi Partlsl'ne(PPKK) katıldıjjı, kimi zaman da onun genel sekreterlljjlnl yaptıjjı yolunda tamamiyie uydurma ve hayall
haberler yaydılar.
Türkiye ve Kürdistan'ın Ilerici,
devrimci kamuoyunca da çok ı­
yi billndiili gibi Partimiz, PKK.
(Apocular)'den ayrılmış bir partl olmadıjjı gibi, kuruldujjundan
bugüne kadar onunla herhangi
bir örgütsel bajjı da olmamıştır.
Partimiz,
PKK (Apo cu lar) 'nin
kuruluşundan üç yıl önce;22 NIsan 1975 yılında kurulmuş, o
günden bu yana örgütsel bajjım­
sızlıjjını
koruyarak Kürdistan
halkının
kurutuluşu
yolunda
mücadelesini aralıksız sürdürmuş
bir partidir. Bunun böyle oldujju cunta mahkemelerinde açılan
davalarda da belgeleniyor.öte
yandan,PKK (Apocular)'den ayrılanların (B.Karer,Semlr v.d.)ya
da burjuva Türk gazetelerince ay
rıldıjjı iddia edilenlerin (Keslre
öcalan) Partimize katıldıkları
haberi de tamamiyie asılsızdır.
Adı
geçen unsurların bugüne
kadar Partimizle hiçbir dönemde örgütsel bir Ilişkilerı olmadıjjı
gibi Partimizin PKK lle böylesi
sorunlardan kaynaklanan herhangi bir çatışması ya da "örgüt
hesaplaşması" da yoktur.
Esasen Kürdistan öncü Işçi
Partısı, emperyalizme, sömürgeelliile ve faşizme karşı savaşan
politik parti ve örgütler arasında
varolan görüş ayrılıklarının kaba
kuvvet, şiddet ve silahlı saldı­
rıyla
haledilmesinin kesinlikle
karşısındadır.
Bu nedenle de
hem ülke içinde hemde yurtdı­
şında kimi zaman Partimize kar-
rs
özelllkle "Hürriyet", "Milliyet"
ve "Tercüman" gibi gerici, halk
düşmanı gazetelerin başını çektllll bu Iftira kampanyasında göze çarpan en belirgin noktalardan biri de, Palme cinayetınin
kasıtlı ve bilinçli bir biçimde
Kürdistanlı kimi örgüt ve partiler
arasındaki çelişki ve sözümona
"çatışmalar"ın bir uzantısı gibi
gösterilmek istenmesi, tamamiyIe uydurma ve hayall Iddialara
dayalı
provakasyon ortamının
körüklenmesldir.
Iftira ve karalama kampanyasının boy hedefi seçilerek provakasyon ortamına çekilmek istenen güçlerden biri de partimiz;
KUrdistan öncü Işçi Partisl'dir.
Adı geçen Türk gazeteleri Iftira
kampanyası
boyunca,
hiçbir
maddi temeli olmadıjjı, gerçeklerle uzaktan yakından bajjdaş­
madıjjı
halde Partimizi yani
Kürdistan öncü Işçi Partisi'ni
PKK(Apocular)'den kopmuş, ona karşı kurulan bir parti gibi
göstermeye
çalıştılar.
Bazen
Kürdistan öncü Işçi Partisi'ni
w
şı
sine, hatta bu
lsveç Başbakanı Olof Palme'
nın menfur bir cinayete
kurban gitmesının ardından, Türk
burjuva basını bu cinayeti Kürtlere malederek Kürdistan halkı­
nın kurtuluş mücadelesini karalamak, haklı ve adil davamızı
uluslararası destek ve dayanış­
madan yoksun
bırakmak Icin
gen Iş bir yalan ve Iftira kampanyası başlattı. CIA ve MIT Iş­
biriiillYie planlanarak yürürlUile
konan bu karalama ve Iftira
kampanyası, görevi her türlü yalan ve demagojlyle halkı aldatmak ve gerçeklerı gizleyerek genelde burjuva sömürü düzenini;
günümüz koşullarında da faşist
dlktatörlüjjü
ayakta tutmak
olan burjuva basın tarafından
günlerce sansasyonel manşetler
altında Işlendi. Avrupa'nın gericl, sajjcı burjuva basını da
bu çirkin Iftira kampanyasında
w
Kamuoyuna
iftira ve karalama kampanya-
iv
Türk burjuva
sını boşa çıkaralım.
Kürdistanı
rg
Türkiye ve
döjjüşünü
kışkırtma
çabalarını,
dört elle sarıldıkları provakasyon girişimlerini neye yorumla' mak gerekir?
Herşeyden
önce unutmamak
gerekir ki "Hürriyet", "Milli-
yet", ve "Tercüman" gibi gerici .
gazetelerin başını cektlği Türk
burjuva basını bugünkü faşist
dlktatörlüjjün borazanlığını yapıyorlar. Onlar, Kürdistan halkı­
nı
boyunduruk altında tutan,
her türlü ulusal demokratik haklarını gaspeden, halkımızı ebedi
kölelljje mahkum etmek isteyen
sömürgecl burjuvazinin çıkarla­
rını temsil ediyorlar. Emperyalizmin Türkiye üzerindeki çıkar­
larının bekçiliğini yapıyorlar.
Sömergecl burjuvazi, baskı ve
Kürdistan halkının
mücadelesini durduramayacajjını
zorbalıkla
Devam ı s. lO'da
Peşeng:
Sayfa 3
Partimizin Emektar Kadrosu ve Yiğit Militanı:
Çok geçmeden, boyunduruktan kurtulabllmenln, bai)ımsız
bir ülkede özgürce yaşayabilme­
nin tek yolunun mücadeleden
geçtiijlnl öi)rendl ve yaşamının
Peşeng: Sayfa 4
llğ ına, hastalığı na bakmaksızın
dağ bayır koşturup duran gerçek bir partili milital'\'dı.
dlktatörlüi)ün işbaşına
Faşist
gelmesi nden sonra da hiçbir gün
savaşımını aksatmadı. 1983 yı­
kongresine,
II.Parti
lındaki
m ayınil , tel örgülü ve pusu tarla
sarılı sınırı aşarak delege olarak
katıldı. En yaşlı delege olarak
ll. Parti kongresı ni açan koParti kongresinuşmayı yaptı.
nin başarıyla sonuçlanması Için
enerjik bir faaliyet .sürdürdü,
sai)llktı ve deneyimlerin süzgedüşünceteriyle
clnden geçmiş
gerekli kararların kongreden çık­
ması Için önemli rol oynadı.
Kongreden sonra, II.Kongrenln
atdı!)ı kararların hayata geçmesi
Için ülkede canla başla çalıştı.
Bu arada yöreye baskın yapan
cuntanın güvenlik kuvvetleri göze batan çatışmalarını bahane
ederek O'nu gözaltına aldılar. Hiç
bir sonuç alamayınca O 'nu bı­
rakmak zorunda kaldılar. 1984
sonunda partimizin üye ve sempatlzanlarına karşı girişilen operasyonlarda Xalll Cemal de göz-
ak
rs
.a
w
w
w
nıyabildl.
.o
ur
d
sonuna kadar hiçbir gün yılgın­
lık ya da kararsızlık göstermeden aktif bir mücadele yürüttü.
Xal@ Cemal'In mücadelesi esas
olarak 1960'11 yıllarda tam anlamıyla bilendl, örgütsel politik
bir niteliK Kazanaı. Altmışıı yıl­
larda Kürdistan'da canlanan ve
hergün biraz daha boyutlanan
ulusal ve sınıfsal uyanışta aktif rol oynadı. DDKO'Iarda,
TIP'te Kürdistan yurtsever hareketinin bir neferi olarak çalıştı,
"Doğu Mitlnglerl"nde, yürüyüş­
lerde, kırsal alanlardaki propaganda çalışmalarına katıldı. Aynı zamanda Dr. Şıvan'ın T-KDP'
sinin de aktif bir üyesiydi.
Bu mücadelesiyle, sömürgeci
Türk burjuvazisinin hışımını üzerine çekti, 12 Mart darbesinden
sonra tutuklanan binlerce KUrdi stanıı devrimci ve yu rtseverln
arasında O da vardı.
Hapisten bırakıldıktan sonra
mücadelesine tekrar devam etti.
Kürdistan öncü Işçi
1975'te
Partisi'nin kurulmasıyla aynı yıl
bu parti içinde yerini aldı ve ölümüne dek partimizin, fedakar,
o oranda da alçakgöyiğit ve
nüllü bir üyesi olarak savaştı.
Partinin mahalli ll ve bölge komitelerl düzeyi nde çeşitli sorumluluk görevleri üstlendi. O
parti içinde, hiçbir maddi çıkar
peşinde olmadan her şeyini parKürdistan halkının çı­
tlye ve
karlarına feda edebilmenın en
iyi örnek tutumlarını göstererek,
devrimci bir Ideoloji ve politikaya sahlbolmayı her şeyin üstünde tutarak, bu yolda parti içinde örnek alınır bir devrimci
konumuna yükseldi. O proletarya enternasyonalizmlyle ateşli
yurtseverlii)i kişllli)lnde bütünteştirebllen, u tu sal savaşımı sınıf­
sal temellerde yürütme ni n gereği ne her zaman Inanan ve deneyimli savaşımıyta partili yoldaş­
gösterebi ten saygın
Iarına yol
bir partiliydi. örgütset görevlerinı yerine getirebilmek Için yaşlı-
iv
Kürdistan halkının yii)it evlapartimizin yaşlı , deneyimli
ve saygın üyesi, örnek devrimci
Xale Cemal (Mehmet özer) yakanseri nden
akciğer
kalandığı
kurtulamayarak 19 Mart 1986
günü aramızdan ayrıldı. Kürdistan kurtuluş mücadelesi yii)lt bir
kadrosunu daha yitirdi.
xaıe" Cemal, 1939 yılında Diyarbakır'ın Kulp Ilçesinde yok·
su ı bir ailenin çocui)u olarak
sömürdünyaya geldi. o,
gecllii)ln büyük baskı ve zorbaIıkiarına uğramış, kitlesel katliamlara ui)ramış ve büyük acılar
çekmiş bir neslin çocui)u olarak
doğdu; ailesinin, çevresinin ve
çilekeş halkının çekti!)! acıların,
yaşadıi)ı baskı ve zorbalıkların
dilden dile dolaşan hikayelerini
dinleyerek benzer acıları bizzat
yaşıyarak büyüdü.
Doi)dui)u yöre, Kürdistan'ın
sarp dai)larıyla çevrili, sömürgecilii)in hışmına en çok ui)ramış1
bu nedenle eijltlm olanaklarının
ulaştırılmadıi)ı yörelerinden biri
oldui)u lçin,Xale Cemalilkokuldan başkaokuleijltlmlgörmedi.
Zanaatçılıi)ın aç bırakmadıi)ını
en iyi bilen lerden biri olan allesi onu berber çıraklığına verdi•
sonra
döneminden
Çıraklık
Xale Cemal Kulp'ta küçük bir
berber dükkanı açarak, yaşamını
berberlikle sürdürmeye çalıştı.
Iyi bir okul eijltlml elde etme
olanai)ı hiçbir zaman bulamayan
xaıl! Cemal, kişisel çabalarıyla
dünyayı, halkını, etrafında olup
biten olayları tanımaya çalıştı.
Kürdistan halkının neden boyundurui)a vuruldui)unu, hertürlü ulusal ve demokratik haklatutuldui)unu ve
rından yoksun
neden hep baskı ve zorbailkiara
maruz bırakıldı!) ını böylece ta-
dı,
rg
XALE CENIAL
ARAMIZDAN AYRILDl
altına alındı. A!)ır Işkencelerden
geçirildi. Hastalıi)ı bu gözaltı süresinin koşullarında daha da
a!)ırtaştı.
Dışarıya
çıktıi)ıncla,
hem de hastaıı!)ın etkisiyle önemli oranda fiziki yıpranmışlıi)a uijradı. Voksullu k ve olanaksız lık koşu Ilarında başvurduiju bütün tedavi
çareterine rağmen iyileşemedi.
Doktortar O'nun yurtdışında tedavi görmesi gerektii)lnl söylehem
işkenceterin
Devamı
s. 10'da
demokrasi,
silahsızlanma
ve yu-
muşama düşmanlarının karanlık
planlarından
Savaşçısı:
mümkün
nayetin
Olot Palme Öldürüldü
Dünya silahsızıanma ve yu musürecindeki katkı ve gir!şimleriyle tanınan lsveç Başbakanı ve Sosyal Demokrat Işçi
Partisi E:laşkanl· Olof Palme, 28
Şubat 1986 tarihinde
uğradığı bir silahlı saldırı sonucu katledildi.
Tüm barış ve demokrasi güçleri Olof Palme'nin hunharca
katledilmesini derin üzüntüyle
karşıladılar ve olayı protesto ettiler. 15 Mart 1986 günü yapılan cenaze törenine yaklaşık
120 ülkeden, aralarında devlet
başkanları ve başbakanların
da
bulunduğu yüzlerce temsilci kaşama
lerini destekledi. Palme, Kürdistan halkının da kendi ulusal demokratik haklarına kavuşmasını
savunuyor ve destekliyordu.
Silahsızlanma
çalışmalarında
nın
ve
ve
yumuşama
da,
silahlanma-
"soğuk savaş" kışkırtıcı­
düşünmek
Nitekim, ciarkasında en gerici ve
saldırgan
emperyalist odakların olduğu gittikçe belirginleşi­
yor.
HALKIMIZIN DüŞMANLARI
BOŞ DURMADI
Palme
cinayetinden
hemen
sonra halkımızın düşmanı gerici
çevreler ve onların güdümündeki
basın-yayın organları, gerek 1sveç'te gerekse Avrupa'nın deği­
şik ülkelerinde Kürt düşmanlı­
ğını körilkiemek için Apocuıa­
rın
çeşitli dönemlerde Avrupa'da düzenledikleri saldırı ve
provakasyonları bol bol kuliand ı lar.
Kürdistan lı ko m ün i st,
demokratik ve yurtsever güçlerin, saldırı ve provakasyoniara
için yoğun
çabalar
sarfediyordu. Paime,
dünya barışının sağianması yoiunda önemli katkıları olan önerilerıe tanınan altı devletin (Yunanistan, 1sveç, Hindistan, Tanzaniya, Arjantin ve Meksika) ortak insiyatifinin de aktif örgütleyicilerindendl. Hiç kuşkusuz
karşı tutumları açıkça bilinmetüm bunlar dünya savaş ve sitıldı.
lah tekellerinin ve onların sözcü- sine rağmen "Kürtler Palme'yi
öldürdü"
başlıklarıyla halklarOiof Palme'nin kimler tarafınlüklerini yapan güçlerin hesabına
körüklenmek
dan katiedildiği tüm yönleriyle 1 gelmiyor;Çıkarlarını zedeliyordu. arası düşmanlık
istendi.
Amaç, Apocuların,
ortaya çıkmamakla birlikte; ni-ı Bu nedenle, CIA güdümlü ırkçı
Kürt halkı tarafından da ianetçin
katledilebileceği,
O'nun -faşist örgütler tarafından da yaöldürülmesinin kimlerin çıkar ve
pıisa; Palme cinayeti ni, barış ve
Devamı s. B'de
planıarına hizmet ettiği konusu nda belirgin göstergeler vardır. Çünkü cinayet, Olof Palme'
OlofPALME'nin Öldürülmesi Dolayısıyla
nin barış ve demokrasi uğruna
verdiği mücadeleden ayrı düşü­
Kürdistanlı ı ı Parti ve Örgütün
nülemez. Dünya barış ve demokGönderdikleri Başsağlığı Mesajı:
rası mücadelesinin de, silahsız­
lanma ve yumuşamanın da düş­
Sosyal Demokrat 1şçi Partisi'ne
manları
biliniyor. Bunlar da,
1sveç H ük üm eti 'ne
dünya halkları tarafından çok
Olof Palme'nln Ailesine
iyi bilinen ABD emperyalizmiAsa<ııda imzaları bulunan Kürt parti ve öıı:ıütlerlnin lsveç binin başını çektiği en gözüdönrimleri olarak bizler, barış ve demokrasi savaşçısı Olof Paime'nin
müş ve saldırgan güçlerdir.
katiedilmesini kınıyor ve protesto ediyoruz.
Biz Olof Palme'nin dünya silahsızıanma ve yumuşama surecın­
iYI BIRBARIŞ
deki katkılarına, O'nun ABD'nin dünya barış ve ulusal kurtuluş
SAVAŞÇISIYOl
hareketlerine
yönelik saldırı ve planiarına karşı verdiği mücadeleDünya halkları Olof Paime'yi
ye büyük değer veriyoruz. Dünya barış ve demokrasi güçleri, 0ABD
emperyalizmi'nin Viet-lof Palme'nin mücadelesi ve çabalarını yakından biliyor.
nam'a yönelik saldırılarına karşı
Olof Palme, tüm bunlarla birlikte aynı zamanda Kürt halkının
takındığı
aktif tutumlarından
da önemli bir dostuydu.
Biz bu hunharca cinayeti derin üzüntüyle karşılıyor ve 1sveç
bu yana iyi tanıyor. Bilindiği gihalkının, Sosyal Demokrat Parti'nin ve Olof Palme'nin ailesinin
bi, Palme'nln Vietnam 'a ilişkin
üzüntülerini
paylaşıyoruz
tutumu, ABD'nin
Stockholm
Stockholm 3/3/1986
büyükelçiliğini
geri çekmesine
Kürdistan Demokratik Halk Partisi-lrak
yolaçmıştı. ABD emperyalizmiKürdistan Demokrat Parti si-l rak
nin Küba ve Nikaragua'yı abluKürdistan öncü işçi Partisi
ka altına alıp saldırı hazırlıkKürdistan Ulusal Kurtuluşçuları
Kürdistan Sosyalist Partisi-irak
larına,
kışkırtmaıara giriştiği
Kürdistan Yurtseverler Birliği
dönemlerde Palme, bu saldırı ve
Kürt Sosyalist Partisi (PASOK)-1 rak
Rızgari
kışkırtmalara karşı
çıktı, Kü,
Suriye Kürtleri Demokrat Partisi (El Parti)
ba ve Nikaragua'yla sıcak dayasuriye Kürtleri Halkın Birliği Partisi
nışma gösterdi. Latin Amerika
Suriye Kürtleri Ilerici Demokrat Partisi
ve Afrika halklarının mücadele-
w
w
w
.a
rs
iv
ak
u
rd
lığının durdurulması
ayrı
değildir.
g
ve Demokrasi
.o
r
Barış
Peşeng: Sayfa 5
MiLiTANIN
SÖZLUGÜ
blrll!jlnln önemini
Sayfa 6
g
ak
u
iv
.a
rs
w
w
w
Peşeng:
sosyaKapitalizmin yerini
lizmin almasının kaçınılmaz zoçıkaran
acı!;ia
runlulu!;iunu
Marksizm-Lenlnizm , işçi sınıfı­
nın ve devrimci partisinin tarihsel gelişme Içindeki yönetici rolünü ortaya koyuyor. Bu esaslara, doğanın ve insan toplumunun sürekli bir hareket, de!jliçinde oldu!;iunu
şlm, oluşum
belirten durumlar da dahildir.
Kendi gelişimi içinde kapitalist
toplum en yüksek aşaması olan
emperyalizme ulaşmış ve toplumun bir sonraki ileriye do!jru
engel olma durugelişimi için
Kapitalist toplumun
mundadır.
yerine objektif yasal bir süreç
olarak sosyalist toplum geliyor.
Işçi sınıfı kendi sınıfsal, devrim-·
cl partisinin yönetlcill!;ii altında
kapitalizmi yıkacak, sosyalist
toplumu kuracak güçtür. Bu
mücadelede, parti tüm emekçi
yrğ ınıarı seferber etmeye çalı­
, sömürü, büşıyor. Kapitalizm
tün ülkelerde Işçi sınıfının genel
düşmanıdır. Bundan dolayı, her
hangi bir ülkede işçi sınıfının,
emekçi yığ ıniarın devrimci savadi!jer bütün ülkelerin Işçi
şımı
sınıfı ve emekçi yığınlarının sa-
.o
r
Hıizırıavan: Jar PES EN Gl
dine özgü bir yapıya sahiptir. Bu
yapı; teori k, propagandasal, ajitasyon, kitle Iletişim aracıarı
çalışması ve başka alt-sistemleri
Içine almaktadır. Bu alt-sistemlerin harmonlk olarak gelişmesi,
partinin Ideolojik çalışmasının
temel işlevi ve faallı!;iı Için zorunlu koşuldur.
Partinin Ideolojik eğitim çasadece unsur, bağ
lışma sistemi
ve karşılıklı etkileşimlerden oluşan zengin bir sistem olmakla
kalmamakta; bu , aynı zamanda,
dinamiğini,
süreçlerin
sosyal
toplumsal prati!;iin değişimlerini
yenı gereksinim ve çıkarl~rı sürekli düzenleyen bir sistemdir.
1 Bu durum ldolojik e!;iitlm Işlevi­
nin pratik gücünü arttırıyor. Onu
daha faal ve etkileyici duruma
getiriyor. Ideolojik etki, bu lş­
levin, olayları aşma becerlsi, sosyal dönüşümlerde aktif faktör
olma ve sUbjektif faktörün (sı­
parti, kişi vs.) yetiştiril­
nıf,
mesi ve geliştirilmesinde ileri
rol oynamasına kesinlik sa!jlı­
yor. Partinin ideolojik çalışması­
nın sağlam laştırılmıısı ve gelişti­
rilmesi amaç ve görevleri arasında bugün bizim için kadroların ideolojik olarak eğitilmesi.
yaratıcı
Marksizm-Leninizm 'ln
ideolojik
olarak özümşenmesi
çalışmanın kararlılık ve savaş­
kanlığını güçlendirmektedir .
Partinin ideolojik eğitim iş­
levinin, yoldaş ve yandaşlarımı­
zın, emekçi yığınların bilinçlilik düzeyini arttırmak, devrimci
düşünceleri deri n i nan ca dönüş­
türmek ve sağlam devrimci yapozisyonunu oluşturmak
şam
Için büyük önemi vardır. Kuşku­
suz saydıklarımıza bağlı olarak
ahlaki eğitimin ve özellikle yönetici kadroların kişisel olarak
örnek olma rolleri sürekli artı­
girişimleri sağlamaktır.
Ideolojik çatışmanın öryor.
Partinin ideolojik eğitim çalış­ gütsel önemi, sorunlara daha
ması, onun temel e!jilimlerini ve
geniş ideolojik bakış acısı,
karşılıklı bağlarını yansıtan kenpartinin ideolojik ve örgütsel
Komünist partisinin Ideolojik
e!;iltlm Işlevi , toplumun geliş­
mesinin·, insanlarla amaca yöneIlk sistemli, örgütlü olarak e!jltlm calışmasında bu lu nmanın,
Marksist-Leninist dünya görüşü­
nü blçlmlendlrmenln, toplumsal,
ulusal de!jerlere yeni bakış açısı,
yaratıcılık, aktlvlzm ve devrimcl koşullara uygun yaşam pozisyonu oluşturmanın, teorik olazoru n lu ıu­
rak aydınlatılması
!junda lfadesini bu lan, partinin
en temelişlevlerinden biridir.
Ideolojik e!jitlm Işlevi; partının
temel görevlerinden birini nltelendirmekte ve yönlendirmektedir. Bu görev; partinin ideolojik olarak belirleyici güç olması, devrim mücadelesi sürecinde
meydana gelen sorunları teorik
olarak cevaplayabilme becerisi,
sosyalist bilinç ve emekçi yı-·
ğ'ınların devrimci aktivitelerini
arttırmak, yeni görevlerin çözümlenmelerini ideolojik olarak
sağlamak vs. dir.
IdeolOjik eğitim Işlevinin yerıl
ve öneml oldukça büyüktür.
Çünkü " ... Yı!;iınların billncinin
geliştirilmesi, her zaman olduğu
gibi bizim bütün calışmalarımı­
zın esas ve başlıca içeri!;il olarak
(V.l.Lenin, T.
durmaktadır."
Eser, c.ll, sf.l67).
Partimizin ideolojik eğitim çalışmasının esas yönelişlerinden
biri de; emekçi yı!;iınlar içinde
ve birey olarak kişiler üzerinde
aktif devrimci yaşam pozisyonunu oluşturmak, Ulusal Demokratik Halk Devrimi mücadelemizde, kişili!jin sosyal aktiflik
ve yaratıcılı!;iını arttıracak ve
devrimci yaşam tarzını geliştire­
cek, Marksizm-Leninizm 'i yaşamın her atanında temel klavuz
haline getirecek ve komünist ahlakı sağlamlaştıracak de!jişim ve
KOMüNIST PARTININ
IDEOLOJIK TEORIK
ESASLARI
rd
Komünist Partisinin İdeolojik Eğitim Işlevi
arttırıyor.
vaşımılle sıkı ilkıya bağlıdır.
Ideolojik-teorik esas; kapitalizden sosyalizme geçişin, proletarya diktatörlüğünün sa!;ilanması
ve Işçi sınıfının ve onun partlsinin yönetici rolünün sınıfsız sömürüsüz toplumu kuru nca ya dek
varlığının korunaca!j ı, kurt u 1~­
şun devrimci yolda gerçekleşe­
ceğidlr.
prensipler,
Ideolojik-teorik
devrimci partinin programında
yer alır. Bu komünistlerin birlive en önemli
ğini sa!j lay an Ilk
ön koşuldur. 1nsanlar, açık, belirgin leşmiş ve ulaşılması reel
amaç ve görevler etrafında kayV .i ..Lenin
naşıp, örgütlenirler.
"Bütün sosyalistleri birleştiren,
hareket
ve
öz mücadele yöntem
tarzlarını uygulacak inancı sağlayan
devrimci
teori
olmadan
PARTININ KADRO
POLITIKASI
üst parti orçok yönlü
kadro sorununu çözmek,devrim·
cl mücadelenin gelişmesine uygun düşen gerekleri cevaplayacak kadroları yetiştirmek, onla·
rın do!jru bir şekilde seçimini
yaparak tam anlamıyla faal olKadro
politikası,
tarafından,
bıraktı!jı
faaliyetlerinin tasadece onların görevleri ni nasıl yerine getirdikleri ve
sadece çalışmalarıyla de!jll, çalışma yerleri, çevreleri ve aile
Içindeki tutum ları açısından da
gereklidir.
Kadroların
or-
kadroların
Kadroların
tanınması,
dalaylı
ve dolaysız olmak üzere de!jlşlk
araç ve yöntemlerle sa!jlanır.
Dolaysız tanıma, parti organları­
nın kadroların çalışmalarına Iliş·
kin do!jrudan gözlemıerldlr. vJ_
Lenin, parti organlarına sürekli
olarak , çalışmanın Içine girmeden Insanları tanıyamayacakları·
uyarısında bulunuyordu.
nın
Dolaysız tanıma, iyi örgütlenmiş
yönetim, denetleme ve kadro·
larıa kişisel olarak temasta bulunmayı zorunlu kılar. Dalaylı
tanıma; de!jlşik belgeler, görüş
ve düşünceler aracılı!jıyıa tanı·
Hiç kimse kadrolarla
madır.
birlikte, hergün çalışan, milcaçetin koşul­
a!jır,
en
delinin
ıarında zorluklara beraber dayanan devrimci yoldaş lardan daha
güvenilir olarak kadroları tanıya·
maz. Bu açıdan devrimcı parti·
kadro tanıması herşeyden
nin
önce, bu güvenilir yöntem le sa!j·
rd
politik faaliyet ve ahlaksal niteliklerine ilişkin sürekli bilgi el·
de etme sürecldlr. Toplumsal ve
politik mücadelenin sürekli dayat·
mış oldu!ju yenı görevlerin, gereklerlnln parti tarafından özümsenmesi süreci, aynı zamanda
kadroların olanaklarını gerçekçi
bir şekilde de!jerlendlrebllmenln
temelini oluşturur. Bu durum
kadroların seçimi, yükseltme ve
Için oldukça
yerleştirilmelerı
büyük önem arzedlyor.
g
parti
tanımak,
tarafından
.o
r
Kadroları
da gözleni-
nınması;
KADROLARI TANIMAK
ganları
açısından
yor.
Kadrolar, sadece belli bir görev
Için insan gerektiği zaman de!jil,
Parti or·
sürekli tanınmalıdır.
ganıarının, kadroların çalışmala·
bütün yönleriyle bilmesi ge·
Yönetici bir kadro
reklidlr.
sadece yaptı!! ı çalışmaların so·
nucu açısından de!jil, bunun
yanısıra, hangi yöntem ve araçlarla çalıştı!jı ve yı!jınlar üzerln·
de nasıl bir politik-ahlaksal etki
rını
ıanıre
Libya Devlet Başkanı Muamıner KADDAFi:
"KüRT HALKININ-TÜM ULUSAL DEMOKRATiK
HAKLARISAGLANM ADANBÖLGEDE
İSTiKRAR SAGLANAMAZ"
.a
ganları
başarıyla
politikasının
geçirilmesi, partinin toplumsal politik gelişmelere başa·
rıyıa etkide bulunmasının önemll bir kayna!jıdır.
rs
iv
sıkı sıkıya ba!jlıdır.
sularıyla
Kadro
yaşama
ak
u
sa!jlam sosyalist bir parti olamaz" (T.Eser, c.4, sf.21) diye
Devrimci teori,
belirtlyordu.
partinin mücadelesine açıklık ve
perspektiflilik kazandırır. Bu olmaksızın parti , güvenilir ve amaca yönelik bir şekilde lleriye
do!jru yürüyemez. özelllkle ça!j·
daş koşullarda, toplumsal geliş·
mentn karmaşıklıkve dinamizminden ötürü teorinin öneml çok
daha büyüktür.
Partimizi n teorik belgelerinde,
pratik yolu n aydınlatılması, ka·
zanımların korunarak güçlendirilmesi, yenllerinin elde edilmesi
böylesi
hedeflenmiştir. Teori;
bir rolü ancak sürekli bir şe­
kilde gelişen devrimci mücadelenin pratl!jlyle zenglnleştl!jl ölçüde başarablllr. Zamana denk
Demokratik
Ulusal
düşmesi,
Halk Devrimi mücadelemizin SO·
Için
gösterebilmesi
runıarına yol
Marksist·Lenlnlst teorinin yaratıcı bir şekilde ülkemiz özgülüne uygulanmasıyla, yeni teorik
düşünce, tahlil ve genellemeıerle
zenglnleşmesl gereklidir.
Partinin ideolo]lk·teorik esas·
ları, o nu n pollti k ve örgütsel e·
malarını sağlayacak çalışmadır.
w
w
w
Bu politika; devrimci mücade·
lenin güncel görevlerini; kadrolara dayatılan gerekli direktifler!; onların seçimine, yerleştirll·
melerine dair ölçü ve yöntemleri; onların yetiştirilmesi ve
sürekli olarak geliştlrllmeıerlne
ilişkin biçim ve araçları, onlardan en etkin ve başarılı bir şe·
kllde yararlanmanın faktörlerini
içerir.
Partinin kadro politikası, onun
genel politik tavrının bir parçasıdır. Bu politika, partinin amaç·
!arına oldu!ju gibi onun toplum·
sal gelişmenin belli bir aşamasın·
da önüne koymuş oldu!ju temel
sosyal, ekonomik, politik vs. görevıere de dayanmaktadır.
Libya'da "Emperyalizme Karşı
Dünyada Tek Cephe" şlarıyla
toplanan Dünya Ulusal Kurtuluş
Hareket"tıırı. Konferansı'nda
Muammer Kaddafi ,
Ortado!j u'd akl soru nlar bütün·
selli!jinde Kürt sorununu da dile getirdi. Konuşmasında, Kürt
mücadelesine geniş
halkının
yer veren Kaddafi, mazlum halk·
lardan biri olan Kürt halkının
tüm ulu sal demokrat! k hakları
onun ülkesinin
sağlanmadan,
bir ll k ve bütünlüğü gerçekleşme­
den bölgede istikrar sağlanama·
belirtti. Kaddafi'nin
yacağını
konuşan
konuşması
sık
sık
alkışlarla
kesildi
ve
"Yaşasın
salondaki delegeler
Kürt, Arap ve Fars
Halklarının
Kardeşli!ji"
şiarını
hayklrd ll ar.
gibi Libya Devlet
Muammer Kaddafi daha
önce de çeşit ll veslle ler le Kürt
halkının ulusal bağımsızlık mü·
cadelesini destekledi!jini ifade
etmişti. Halkımız , uluslararası
dayanışma çerçevesinde bu desteğe büyük de!jer biçer, Ortada·
ğu'da emperyalizm, siyonizm ve
sömürgecili!jin sökülüp atılması·
nın bölgedeki tüm halkların or·
tak çıkarlarına uygun oldu!juna
Bilindiği
Başkanı
inanır.
Pi?şeng: Sayfa 7
olduğu vurgulandı.
Dörde bölünmüş ülkemizin,
sömürgeci düşmanların karanlık
plan ve komplolarıyla, açık saldırı ve Imha eylemleriyle adeta
bir savaş alanı haline getirildiği;
ama buna karşın ulusal demokratik gUçıerin _hala kendi arala-
ması kararlaştırıldı.
2.Parti Kongresi'nden bu yana
süreçteki örgütsel çalış­
malar da ayrıntılı bir biçimde dedönemde
ğerlendirildi.öneceki
tespit edilen görevlerin ne denli
yerine getirilip getirlimediği; eksiklik, aksaklık ve yanlışlıkların
nedenlerı çözüm yöntemıeriyle
birlikte ele alındı. Gereken önlemler konusunda M K 'ye önerilerde bu ı unu ldu. örgütlenme ve
çalışma biçiminin daha da gelişyaşanan
rs
iv
rında "otorite" sayılabilecek bir
sağlayamadıkları
örgütlemeyi
belirtildi. Bunun nedenleri üzeri nde d uru ldu. Varolan engellerin aşılması için gereken çaba ve
bugünden sürdürülgirişimlerin
mesinin gerekli ve zorunlu oldu-
rd
çekti.
Konferans'ta güncel politik durum, parti nin perspektif ve taktiklerine Ilişkin tartışmalarda
gelişmeler
çeşitli sorunlar ve
bir biçimde ele aayrıntılı
ABD emperyaBaşını
lındı.
çektiği silahianma ve
lizmının
so ğu k savaş yanlısı gözü dönmUş
saldırgan güçlerin dünya barışına
ve yumuşamaya yönelik _komplo
ve baltalama girişimlerine dikkat
çekildi. Sovyetler Birliği'nin son·
barış ve yumuşama önerilerine,
önceden tek taraflı o:arak uygulamaya soktuğu önlemlere büyük değer verildi. Dünya barışı
uğruna verilen mücadelenin Kürdistan Ulusal Demokratik Halk
Devrimi'nin ayrılmaz bir parçası
Baştarafı s. ı 'de
grup olaraK varlığını sürdürenlerle çeşitli platformlarda ortaya
çıkan soru nların karşılıklı adım­
larla çözümlenebilceği belirtildi.
Türkiye'deki faşizmin açmaz
ve bunalımları ne kadar büyük olursa olsun, faşizmin kendiliğin­
den gitmeyeceğl, burjuva muhalefeti n demokrasi savaşımında
tutunacak bir dal olmadığı ve faşizmin tüm kurum ve kuruluşla­
rıyla alaşağı edilip tüm anti-faşist güçlerin ortak çıkarlarını ı­
fade eden demokratik bir Iktidar
için Türkiye ve Kürdistanlı komünist, devrimci demokrat ve
tutarlı anti-faşist güçlerin birliği­
nin zorunlu olduğu inancıyla yenı kararlar alındı. Bir taraftan
Kasım 1985 zirvesinde Sol Birlik
Deklaraslyonu'nda yapılması kabul edilen değişiklik onaylanarak Sol Birlik'in normal üyeliği­
ne dönme kararlaştırılırkan öte
yandan da Sol Birlik taraflarının
da katılımıyla daha geniş güç ve
eylem birliklerinin yapılması ı­
çin daha aktif çabaların harcan-
ak
u
malarını da i çeren konu şmasm­
da konferansın parti ve ülkemiz
açısından taşıdığı öneme dikkat
.a
Gerektiğinde
vurgulandı.
ğu
halkımızın düşmanlarının bir araya gelip ha i nce planlar yaptığı
w
w
w
kırtmalarına
karşı
çıkılması,
Türkiye ve Kürdistan'daki antitutuklularla dayanışma­
taş Ist
nın yükseltilmesi, örgütsel sorunların çözümlenmesi, mali kampanyanın daha da güçlendirilmesi, Kürt halkıyla uluslararası dayanışmanın yükseltilmesi ve yabancı düşmanlığına karşı en geniş güçlerle aktif tutumlar takı­
nılması konularında alınan kararlar önümüzdeki döneme ışık
tutacaktır. PPKK, konferanstan
daha da güçlenerek çıktı. önümüzdeki süreç bunu açıkça gösterecektire
Olof Palme Öldürüldü
günümüz koşullarında, Kürdistan'ın dört parçasını kapsayan
kalıcı bir işbirliğinin oluşturula­
lenen saldırı ve provakasyonlamamasının önemli bir zaaf olduKürtleri
bahane- ederek
rını
ğu belirtildi. Her ne kadar hala
"terörist", "kati 1" göstermekti.
bildiri düzeyinde de olsa son dönemlerde Kürdistanlı l l parti ve
Tabii ki sağduyulu çevrelerde
örgüt arasındaki yakınlaşmanın
bu kasıtlı çarpıtmalar da tutmageliştirilip güçlendiri ı m esi, Istedı. Kürdistanlı l l parti ve örnilen lşbirliklerine dönüştürül­
güt lsveç .Hükümeti'ne, Sosyal
mesi Için partimizin yoğun çaDemokrat 1şçi Partisi'ne ve Olof
balar sarfetmesi gerektiği bir kez
başsağ­
Palme'nin ailesine bir
daha vurgulandı.
gönderip olaydan
lığı mesajı
Türkiye Kürdistanı'ndaki uluduydukları üzüntüyü dile getirsal demokratik muhalefetin hala
dağınık olduğu ve bunun süratle
diler. isveç'teki Kürt demokraharenden
gerektiği
esi
m
ı
deri
gl
örgütleri, kişiler de çeşit­
tik
ketle yeniden girişimlerin başla­
li vesilelerle cinayete tepkilerini
tılması,geçmişte bu alanda kaydgösterdi ler.
edilen mevzilerin kararlılıkla saöte yandan Olof Palme cinavunulması kararlaştırıldı. Ulusal
karşı
demokratik güçler arasındaki so- yetinden sonra Kürtlere
ru nların aşılmaz olmadığı kayd- hortlatılmak istenen düşmanlık
edildi. Değişik tarihlerde parti şu gerçeği de bir kez daha kave örgütlerden ayrılarak bugün nıtladı: Kürdistan halkının ulusal
P~şe ng: Sayfa 8
g
Konferansı Yapıldı
tlrllip güçlendirilmesi için zo- ·
runlu adımların atılmasının önemi vurgulandı.
Yurt-dışı parti örgütlerinin çalışmaları gözden geçirildi. Başa­
rılar övüldü; eksik ler, yanlışlar
ve aksaklıklar belirtildi, eleştirll­
di. önümüzdeki sürece Ilişkin
yenı önlemler alındı.
Kürt halkıyla uluslararası dasoru nlar ı üzeri nde
yanışmanın
de ayrıntılı duruldu. MK'nln Nisan 1985 toplantısında belirlediği komünistlerden killselere kadar gitme taktiğinin yeterınce
yaşama geçlrllmediğl belirtildi.
Bu taktiğin yaşama geçirilmesi
Için enerjik önlemlerin zorunluluğuna dikkat çekildi.
son bölümünde,
Konferansın
tartışılan konular ve varılan sonuçlara lllşkin bazı kararlar alın­
dı. Kürdistan ulusal demokratik
güçlerı arasında güç ve eylem birliğinin sağlanması, partinin Sol
Birlik'in normal üyeliğine dönmesi, Sol Birlik dışındaki güçlerle güç ve eylem birliği çalış­
ABD
sürdürülmesi,
malarının
emperyalizminin bölgemize yönelik saldırı hazırlıkları ve kış­
.o
r
PPKK Yurtdışı Parti ÖrgUtleri
BaStarafı s. 5'te
mücadelesine düşman
güçler, genel olarak yabancı düş­
manı ırkçı-faşist ve gerici çevreler, Apoculuğun,kendi dışında­
ki parti ve örgütlere, kendisinden ayrılanlara karşı düzenledive provakasyonları,
saldırı
ği
kendi o çirkef amaçları için kullanıyorlar. Cuntanın da sözkonusu saldırı ve provakasyonları genel olarak Kürdistan ve Türkiyeli devrimcilere karşı kullandığı biliniyor.
Kürdistanlı komünist, devrimci
demokrat ve yurtsever güçler
belirti le n gerçekleri n
yukarıda
bilincinde olarak halkımızın düş­
planlarını
manlarının oyun ve
kurtuluş
boşa çıkarmalıdırlare
••
•
• •
•
KURDISTAN DEVRIMI YOLUNDA BIR
Sö m ürgecl Türk burjuvazisi·
nin sıkıyönetlmleri, yerel işbir­
likçi
güçleri
ve
sivil faşist
çeteleri o dönem Kürdistan'da
gelişip güçlenen ulusal ve toplumsal
kurtuluş
mücadelesini
engelleyemiyorlardı.
Geniş
yı­
ğınların
va
k
sını kazandı.
w
w
w
.a
rs
i
1983 başlarında yapılan 2.
Parti Kongresi'ne katılan Eyyüp
yoldaş Kongre'de divan üyeliği
yaptı. Kongrenin daha verimli
geçmesi için elinden gelen çabaları esirgemedi. Kongre delegeleriyle sıcak ve içten Ilişkiler
kurdu.
Askeri faşist darbeden sonra
vatandaşlıktan atılan Eyyüp yoldaş 1983 ortalarında Iltica ama·
cıyla Danimarka'ya gitti. Dani·
marka parti örgütü ve di ğer
demokratik örgütlerde aktif ca·
lıştı. Kürt halkıyla uluslararası
dayanışmanın yüksel tl lmesi için
yoru lmak bilmez çabalar sarf·
etti. Partinin 2. Kongre'de tespit
ettiği politika, taktik ve görevle·
rin başarıyla yerine getirilmesi
Için önemli çabalar harcadı. Bu
yolda yapıcı eleştiri, görüş ve
önerilerde bu lun du; kendi sine
düşen görevleri yerine getirmeye
çalıştı. Eyyüp yoldaş, katiedildiğinde PPKK Danimarka örgütü
yöneticisi ve Avrupa Komitesi
üyesiydi.
Eyyüp yoldaş Kürdistan devrim şehitlerı kervanına katılan
ne ilk ne de son şehittir. O,
yÜZyıllardır
dinmek bilmeyen
O,
runları
onların
anlayabileceği
dille ortaya koyup Ikna etmeye
çalışıyordu.
Eyyüp yoldaş, ideolojik- politik
düzeyini yükseltmeye
sürekli özen gösteriyor ve çaba
sarfedlyordu. Güncel gelişmeleri
olanakları ölçüsünde Izlemeye,
gerekli sonuçlar çıkarmaya çalışıyordu. Güncel gelişmeleri ve
sonuçlarını,
bunların uzun ve
kısa erimil hedeflerle bağlantı­
larını partili yoldaşlarıyla tartı­
şıyor ve ortak sonuçlara gitmeye çaba harcıyordu. O, son
ne fe si ni veri ne eye k ad ar da
onurlu mücadelesini sürdürdü.
Eyyüp yoldaş,
halkımızın
düşmanlarından başka hiç kimseye yarar getirmeyen provakasyon ve saldırıları her zaman
lanetiedi ve karşısında oldu.
Devrimin bir avuç kendini bil·
mezln değil, geniş yığınların üürünü olduğunu ve bu temelde
devrimi örgütlamek için olanaklı
ve gerekli tüm mücadele biçimlerini savundu.
Eyyüp
yoldaş,
partimizin
program ve politikalarının propaganda ve ajitasiyonu için de,
ur
ulusal demokratik mücadeleye ilgileri hızla arttıyordu.
Böylesi bir ortamda iktidara
eikoyan askeri faşist cunta Kür·
distan'ı adeta askeri bir abluka
altına aldı ve komünist, devrimcl, yurtsever avına girişti. Eyyüp
yoldaş
askeri faşist cuntanın
Kürdistan'daki sürek avı nedeniyle Türkiye Kürdistanı'nı terketmek zorunda kaldı ve l ran
Kürdistan'ına geçti. 1983 başla·
rı na kadar 1ran Kürdistanı'nda
kaldı. Ordakl tutum ve davranı­
şlarıyla çevresindekileri n saygı­
Baştarafı s. 12'de
cesur ve atılgan bir
kişiliğe sahipti. Kitlelerle kolaylıkla
ilişki
kurabiliyor ve so-
di.
g
aldı.
özgürlük ve bağımsızlık mücadelesi
uğruna
kanlarını
akıtan
milyonlarca insanın; Şeyh Sait'
lerin, Seyit Rıza'ların, Bav~
Tujo'ların,
Dr.Fuat'ların,
Alişer'lerin, Dr. Şıvan'ların, Şefik'
lerin, Azad'iarın, Mustafa'ların
ve daha nice adsız kahramanla·
rın
yolcusu oldukları şehitler
karvanının
yeni bir yolcu sudur.
O, dün özgürlük ve bağımsız­
lık için son nefeslerine kadar
mücadele verenlerin~ elleri nde ki
kurtuluş bayrağını daha yükseklere ilerilere götürmek için alan
neslin, nesiimizin kahramanlarındandır. O, çağdaş ulusal kurtuluş hareketinin yiğit bir mücadelecisl, örgütleyleisi olmakla kalmadı; sınıfsız, sömürüsüz ve
baskısız
bir dünya için,nlhayi
hedef olan komünist bir toplum
içi n bugünden örülen m ücadelenin milltanı ve örgütleyleisi
oldu. O, komünist ülkülere ve
proletarya enternasyonalizm Ine
içten bağlı k ald ı.
Eyyüp yoldaş, örnek bir
partiliydi. Parti yaşamı boyunca
partinin ideolojik -politik hatı­
nın güçlenmesi; Le ni nci örgütlenme ve çalışma biçiminin
gerekleri nin yeri ne getirilmesi
içi n eli nden geleni yaptı, yapmaya çalıştı. ideolojik, politik
ve örgütsel sorunların ülke ve
partinin çıkarları yününde çözümlenmesi, önlemlerin alınması
ve bunların yaşama geçirilmesi
için esnek ve yapıcı çalışmalar
sürdürdü; varsa eksikliklerini kabul etti ve hızla gidermeye
koyuldu. Eksikliklerini glderdikçe ustalaştı; ustalaştıkça da
daha bir canlılıkla aktiflikle işe
koyuldu. Gereksiz, yerinde olmayan eleştrilerden kaçındı; a
ma parti içi yaşamın canlılığını
hep kendisinden başlayarak koruyama, geliştirmeye çalıştı.Par­
tinin sorunlarının en ağır olduğu
d.
or
Van'da gerici ve faşist güçlere
karşı verilen mücadelede yerini
•
ŞEHIT
1
sorunlarının
en
ağır
olduğu
dönemlerde bile,sorunların ağırlı
ğıyla mücadeleyi karşı karşıya
getirmedi. Sorunların ancak mücadele lle aşılablleceğlne olan
inancını korumaya özen göster-
yaşadığı
koşulların
ağırlığına,
çok
yönlü tehlikelere gogus
gererek çalışma yürüt tü. Parti nin
Ideolojik -politik hattının gelişip güçlenmesinde, değişik koşullara uygun tutumun takınıl­
masında bulunduğu birimlerden
başlayarak mücadele sürdürdü.
Eyyüp yoldaşın katledilmesi
şu
gerçeği
d·e bir kez daha
kanıtladı: Saldırı ve provakasyonların önü alınmadıkça, gelişmelere karşı aktif tutumlar
takınmadıkça
komünlstıere,
devrimellere ve anti-faşistlere
yönelik çok yönlü saldırıların
önü alınamaz: halkımızın düş­
manlarının
gizli-açık
planları
ve
provakasyonlardan medet umanıarın gerçek niyetleri kursaklaboşa
cıkarılamaz;
saldırı
rında bırakılamaz.
Çok iyi biliniyor ki
içte ve dışta çok yönlü
halkımız
düşman-
P3şeng: Sayfa 9
parçalarındaki
ateşi
Kürdistan'ın
dağlarında
Türkiye ve Kürdistan• Kamuoyuna
rs
i
alevler saçarak düşmanları ürkükaçırıyor.
uykularını
tüyor,
Emperyalizmin bölgeye yönelik
plan ve komplolarının boşa
çıkarılmasında Kürdistan u lu sal
kurtuluş mücadelesi önemli rol
oynuyor. Bölgede adil ve kalıcı
bir barışın sağlanmasının Kürdistan sorununun sağlıklı çözülmesiyle doğrudan bağlantı­
lı olduğu açıkça biliniyor.
böylesi bir durumda
Işte
halkımızın düşmanları boş durmuyor. Bir yandan halkımızın
ulusal kurtuluş mücadelesini bas
·tırmak ve boğmak Için her yola
başvuruıurken, öte yandan da
Içte ve dışta yaygınlaştırılan
yalan ve demagojilerle halkımı­
zın mücadelesi "terörist", "dış
mlhraklara bağlı" gösterilmek
isteniyor. Tüm bunlara Avrupa'
da gittikçe yaygınlaşan yabancı
düşmanlığı da eklenince halkı­
mızın ne tür tehlikelerle karşı
görülaçıkça
olduğu
karşıya
mektedir. Halkımızın düşmanı
güçleri n saldırı ve provakasyon
ortamından yararlanarak kendi
ve çlrkef planlarını
karanlık
gündeme koyabileceğl, koymak
isteyebileceği sır değildir. Bu
nedenle de saldırı ve provakasyonların boşa çıkarılması, uygulayıcılarının gerçek niyetleri nin
ortaya çıkarılması gerekli ve
zorunludur. yoksa ''faili meçhul" cinayetierin ünü alınamaz;
halkımızın· mücadelesi daha büyük zararlardan korunamaz. Bu
konuda birinci derecede Türkiye
ve Kürdistanlı komünist, devrimci demokrat ve anti-faşist
güçlere önemli görevler düşüyor.
ve provakasyonlara
Saldırı
karşı doğru ve yerinde tutum,
provakasyonların
ve
saldırı
meydana geldiği ülkedeki barış
ve demokrasi güçlerini de olum-
görüyor. Bu sefer çeşitli provakasyon ve kışkırtmalarla Kürdistan halkını parçalamak, Ilerici ve zinde güçlerini Iç çatış­
malara çekerek esas savaşırndan
alıkoymak, halkımızın yükselen
mücadelesini bir kaos ortamına
dejenere etmek Istiçekerek
yor. öte yandan halkın savaşı­
m ını omuziayan partırefi karalayarak gözden düşürmek, tecrit etmek Istiyor. Yurtdışında
giderek daha geniş çevreıercı
sem patiyie karşıtanan ve destek
bulan halkımızın mücadelesini,
karalaadil ve haklı davamızı
yarak uluslararası dayanışmadan
yoksun bırakma amacını güdüyor. Ve son olarak da hem Kürdistan'da hem de Türkiye ve
Kürdistan çapında devrimci, ilerici yurtsever parti ve örgütler
arasında oluşabilecek muhtemel
geniş bir güç ve eylem birliğini,
cepheyi daha şimdiden önlemek
istiyor.
Partimiz Kürdistan öncü Işçi
Partisi bu gerçekleri bir kez da-
.a
w
w
w
P~şeng: Sayfa lO
g
diğer
ulusal· kurtuluş mücadelesi de
tUm katllamlara, bastırma ve
susturma girişimlerine rağmen
sürüyor. özgürlük ve bağımsızlık
lu ş mücadelesi ne düşman olan
güçler EyyUp yoldası katledeblldller, ama EyyUp yoldaşın
taşıdiğı bayrak mücadele yoldaşları tarafından daha yükseklerde dalgalandırılarak taşına­
caktır. Tarih, halkların ulusal ve
toplumsal kurtuluşlarının düş­
manca saldırı ve provakasyonlarla önienemedlğinl, katnamların
durduramadığını,
mücadeleyi
düşman güçlerin ve onların her
türden ve boydan Işbirlikçileri­
nindökülen kanda boğuldu kları­
örneklerle
sayısız
nı gösteren
doludur. Tarlh,terslnl yazmamıştır. Kürdistan Ulusal Demokratik Halk Devrimi mücadelesi
de kendisine yönelik düşmanca
plan ve komploları er geç boşa
çıkaracak ve tarih huzurunda
onlardan hesap soracaktır.
- Eyyüp Yoldaş Mücadelemizde Yaşıyor!
Kahrolsun/ Devrimellere
Yönelik Saldırı ve Provakasyonlar!
- Yaşasın KUrdistan Ulusal
Demokratik Halk Devrimi Mücadelesi!
-Yaşasın PPKK !
d.
or
kemızın
lu tutumlar almaya zorlar; olası
&eyirci kalmanın
önü alınabilir. EyyUp yoldaşın
b ulu n ması Içi n gereken çabaların sarf·edllmesl konusunda ne
yazık ki Danimarka demokrasi
güçleri Iyi bir sınav veremediler.
Gerekli alanlarda harekete geçmelerı Için girişimler yapılma­
sına rağmen yetirince çaba ve
dikkat göstermedller. Danimarka polisi de uzun süre gelişmele­
re karşı seyirci kaldı, gerekli
sarfetmedi.Danlmarka
çabaları
demokrasi güçlerinin gelişmelere
karşı tutumları, polisin lakayt
tutumunu uzun süre sürdürmesine, sürdUrebllmesl ne yol açtı.
Danimarkah demokrasi güçleri
Kürdistanlı devrimellerin katledilmesine seyirci kalryıamalıdır­
lar.
Eyyüp yoldaş artık fiziki
olarak aramızda değil. Ama
anıları
deneyimleri ,
O'nun
Kürdistan ulusal ve 51nıtsal kurtuluş mücadelesinde yaşayacak­
anılarıyla,
tır. Eyyüp yoldaş,
aramız­
mücadelesiyle sürekli
olacaktır.
yanıbaşımızda
da,
Kürdistan halkının ulusal kurtuyanılsamaların,
ur
karşı karşıyadır.
halkının
va
k
Kürdistan
ulusal ve toplumsal
kurtuluş mücadelesi durdurulamlyor; emperyalizmi, sömUrgecllerl, yerli gerielleri ürküterek dal
budak veriyor. Ulusal demokratikmuhalefete katılım, filizlerini
ülke topraklarının derinliklerine
salarak büyüyor; güç !eniyor. üllarla
Baştarafı
s. 3'te
Türkiye ve
vurgulayarak,
Kürdistanlı tüm parti ve örgütleri bu rjuvazinln açtığı bu Iftira
ve yalan kampanyasını boşa çı­
planları
düşmanca
karmaya,
provakasyonlaciaşifre ederek
rın önüne geçmeye çağırıyor.
ha
20.3.1986
Serhad DICLE
PPKK Genel Sekreteri
XALE CEMAL ...
Baştarafı
s. 4'te
Pasaport Için başvur­
duğunda sömürgeeller ona zorluk çıkardılar. Daha bu zorlu kları aş ma çabaları Içindeyken,
mişlerdl.
aramızdan ayrıldı.
Xaıe Cemal'in ölümü hem partlmiz hem de Kürdistan halkı
Için büyük bir kayıp oldu. O'
nun partlye kazandırdığı çok
şey vardı. Bu kazanımları ve anı­
sonuna dek partide yaşaya­
sı
caktır•
bugünlerde bianlam taşıd!Oı
Newroz meşa­
lesinin tarihin derinliklerinden adek getlrdiOI
larak günümüze
ateşinin özelllkle
zım Için derın bir
kuşku götürmez.
"kurtuluş",
"özgürlük" ve .. ay-
dınlık"glbl kavramlarda ifadesı­
ni bulan
deOerıerln,
Aydınlatıyor
Yolumuzu
bizler Için
Baştarafı s. ı 'de
bugünkü çok yönlü savaşımımı­
za ışık tutacak derecede canlı
örnekler oiuşturduOunu niye
görmeyelim ki.
Kısacası zalim Dehak'a karşı
ayaklanarak zafer elde eden köle
bir halkın yaktıOı Newroz ateşi­
nin bugün her bakımdan müca-
y~c:fıOımız süreçte de ne yüce
PPKK MERKEZ KOMITESI TOPLANTISI
SONUÇ BIIDIR:lsl
Baştarafı
.a
w
w
w
s.
ı 'de
mücadelesini bunun ayrılmaz bir
parçası sayıyor. Merkez Komitemiz diğer yandan haklı ve adil
davamızın her bakımdan gereksinim duyduğu Kürdistan halkıyla
Yükdayanışmayı
uluslararası
seltme mücadelesi ni n daha aktif
ve sistemli bir biçimde sürdürülmesi gerektiğine Inanıyor. Halkı­
yükseltlidayanışmanın
mızla
komünistlerden dinmesi Için
dar çevralere kadar uzanan geniş demokrat kesimlere kadar
gitmenin önemini bir kez daha
vurgulamayı görev biliyor.
Merkez Komitemiz, hem genel
düzeyinde,
Kürdistan
olarak
hem Türkiye Kürdistanı düzeyinde ve hem de Türkiye ve Kürdistan düzeyinde partimize önetnll
ve sorumlu görevlerin düştüğünü
vurgulayarak, belirlenen potlka
doğrultusunda somut adımlarını
iv
ak
ur
d
blriiOinln daha da gellştlrlllp
Ileri boyutlara vardınımasının
qere:<llllk ve zorunluluOuna Inanıyor. Partimiz bu doOru ltuda
üzerine düşeni yerine getirmeye
çalışacaktır. Aynı zamanda partimiz, halka duyulan güven ve
sorumluluğun açık bir Ifadesi
ve dayanışma
olan Işbirliği
yönündeki sözkonusu çabalaIçin her
rın başanya u !aşması
yurtsever parti ve
Kürdistanlı
örgütü üzerine düşen görevlerı
yapmaya çağırır.
Uluslararası durum ve Kürt halkıyla dayanışma sorunu üzerinde duran Merkez Komltemlz,
emperyalizmin en gerici, en saldırgan güçlerının dünyamızı her
gün biraz daha nükleer savaş tehdidi altına soktuğu, ABD em per·
yalizmlnin uzayı silahiandırmak
Için her türlü çılgınlığa başvur­
duğu günümüzde, uluslararası alanda barış, yumuşama ve silah-
rs
anlamlar taşıdıOı bugün bir kez
daha hatıriamanın zamanıdır.
Sönmeyen kutsal Nevroz ateşi­
nin ,Kürdistan halkının yüreOinde, kafasında parıkiayıp duran
baOımsızlık, özgürlük ve mutluluk tutkusundan başka bir anlama gelemediOlnl kim yadsıyabi­
llr ki. Kim, karanlıkları yara yara geleceOe doOru Ilerleyen Nevroz meşalesının halkımızın kanını dökerek uOrunda savaştıOı
Inanç, özlem ve ıstemierin bizzat kendisini olduOunu göz ardı edebilir ki.
Bunu tümümUz kabul ediyoruz. Ama diOer yandan kabul etmemiz gereken başka gerçekler
de var ki o da Newroz ateşinin
anlamının salt bu yüce deOerlerle yüklü olmakla sınırlı kalmadı­
Oıdır. Newroz ateşi, aynı zamanda bu yüce deOerlere ulaşmanın
gerçek yol ve yöntemını göstermesi, bu konudaki tarihi derslerı
bize ulaştırması açısından da büyük bir anlam Ifade eder. Kızgın
demlre hayat veren Kawa gibi
bilge bir ustanın öncülü(lünde
topyekun kenetıenerek zalim bir
Dehak'a karşı Isyan ateşini yakan ve özgürlük ateşini ülkenın
tüm daOiarının doruOunda alevlendiren köle bir halkın zaferı­
nın günümüze llettiOI mesajdan
türnümüzün çıkarması gereken
büyük dersler vardır.
Demirel Kawa'nın ellerinin ve
kafasının hünerlnde somutlaşan
günümüzün doOru,
ustalıOın,
devrımci, gerçek kurtuluşa götüren perspektlflerle donanmış politik önderiiOine aktarılması gerektiOini bilmemeye imkan var
mı? Ya köle bir halkın Demirel
Kawa'nın önderliOinde kenetleş­
meslnin, bugün de kurtuluşumu­
zun: halkımızın, onun devrimci
yurtsever güçlerinin biriiOinden
geçtiğini gösterdiOini yadsıyabi­
llr miyiz? Kawa'nın tüm halkı
birleştirmek, Dehak'ın zu lm ünden kurtuluş yolunu göstermek
ve akıllıca çok yönlü bir savaşım
yolunu seçerek günü geldiOinde
halkı saraya karşı ayaklandır­
mak için gösterdlOI çabaların ortaya koyduOu ustaiıOın bizim
rg
Ateşi
.o
Newroz
delemlzl aydınlatan bir meşale
olduOunu neden gözardı edelim
ki?
Yenı bir Newroz'u kutladıOı­
mız bugünlerde Newroz üzerine
bilinen ateşli nutukları birazcık
da olsa bir kenara bırakıp bu
kutsal ateşin bize gösterdi Ol yolda somut pratik adımlar atmanın zamanı gelmiş, geçiyor bile.
Bu yolda atacaOımız tek bir adım bile, binlerce kutlama ve
parlak nutuktan daha deOerlldlre
sızlanma mücadelesının yapıcılı­
koruduğunu vurgulayarak
sovyetler Birliği •nın son barış
öneri lerine büyük değer veriyor
ve destekliyor. Partimiz dünyanın dört bir yanında verilen barış ve demokrasi mücadelesini
Kürdistan halkının
selamlıyor;
ğını
arttırmayı kararlaştırdı. Geçmiş
dönemin çalışmalarından çıkan
deneyimler ışığında tespıt edilen
görevlerin başarıyla yerine getirlimesi Için gerekli önlemleri
aldı.
Mart ı986
PPKK MERKEZ KOMITESI
194346 yillan arasmda haftabk siyasi gazete olarak çıkan
ROJA Ni} nun tihn sayılan JİNA NU yayınJarı arasııda
kitap o .larak çıktı. Aşağıdaki adresten istenebilir.
"\dres:,.
JIN A NU FÖRLAGET
Post Box : 240 12
750 24 UPPSALA
Postgiro :SO 37 99-9
Peşeng: Sayfa ıı
.o
ve
aldı
lemlerde aktif yer
örgütleyicilerinden birisi oldu.
Bu ara, öğ ren cl eylemlerine
karıştığı Iddiasıyla tutuklandı ve
3 ay hapis yattı. Ama ne hapis
cezası ne de polis ve devletin
diğer baskıları O'nu yıldırmadı,
aksine mücadele azmi bilendl.
1979'Un başlarında partlye üye
partinin
yıl
aynı
ve
alındı
Başkale Mahali Komitesi üyeliğine getirildi. Eyyüp yoldaş bu
dönemde DDKD Başkale Yönetim Kurulu üyeliğin! de yapı­
yordu. Eyyüp yoldaş doğup
böyüdüğü şehir olan Başkale'de,
Kürdistan ulusal ve sınıfsal kurtuluş mücadelesinin güçlenmesi
Için hiç bir fedakarlıktan kaçınmadan, tüm zorluklara gögüs
gererek çalıştı, yeni yeni mevzllerin kazanılmasında önemli
bir rol oynadı. 14 Ekim ıg79
ara seçimlerinde TSI P'le yapılan
seçim işbirliği çalışmalarına da
aktif katılan Eyyüp yoldaş ÜZerine düşen görevleri layıkıyla
yerine getirmeye çalıştı.
Kasım 1979 tarihinde Van'da
yayına başlayan Jina Nu dergisfnin Yazı Işleri Müdürü olan
Eyyüp yoldaş Van parti örgütü
ve DDKD şube -sinin çalışmala­
rına da aktif katıldı. Kürdistan'
ın diğer illerinde sıkıyönetimin
ilanından sonra bazı çalışmala­
rın Van'a kaydınlmasından ürken sömürgecilerin tüm Çabaları­
na rağmen mücadelede önemli adım lar atıldı, mevziler kazanılıp
kullanıldı.
yolunda
mücadele
Bunun başarılmasında Eyyüp
yoldaşın önemli katkıları oldu.
w
w
w
.a
rs
iv
ak
ur
d
Kürdistan Işçi sınıfı ve emekörnekleriyle ortaya koydu. Eybir evladını,
yiğit
halkı
çi
yüp yoldaşın katledilmesi bunun
partimiz değerli bir kadrosu ve
açık bir göstergesidir.
örnek bir milltanını daha kayEyyüp yoldaş, 1957 yılında
betti. Yaklaşık Ikibuçuk yıl
Başkale
lllnin
Van
Ilçesinde memur bir ailenfn
Danimarka'nın başkenti Kopençocuğu olarak dünyaya geldi.
hag'da yaşayan ve g Aralık
lik, orta ve lise öğrenimini
1985 gecesinden bu yana yolBaşkale'de yaptı. Düşük gelirli
ve
girişim
tüm
daşlarımızın
bir aile çocuğu olmanın oıa­
aramalarına rağmen bu lunamaTürk
naksızlıklarını; sömürgecı
yan Eyyup Kemal ADSIZ yolburjuvazisinin YÜZYillardır katdaş evinin yakınındaki bir deniz
uygulayageldiği
merleştlrerek
kıyısında, 20 Mart 1986 günü
sindirme ve
yıldırma,
baskı,
ölil olarak bulundu. Kürdistan
Imha politikalarını yerel gerici
sınıfı ve emekç 1 halkının
Işçi
güçlerin vurgun, talan ve zulüme
yüce davasına, partimizin saygın
dayalı etkinliklerini bizzat günmücadelesine karşı işlenen bu
lük yaşamında görerek, yaşaya­
hu n harca cinayet, Apocu terör
rak büyüdü. Jandarma dlpçlğl,
odaklarının Türkiye ve Kürdispolisin baskısı, ırkçı-şoven eği­
tanlı komünist, devrimci demoktim O'nu ülkesi ve halkının
rat ve anti-faşist güçlere yönelik
davasına duyduğu sevgi ve semdüşmanca saldırıları sonucu opatiden alıkoyamadı. özelllkle
luşan provakasyon ve terör ortalise öğrenimi boyunca ulusal ve
mının bir parçasıdır.
Eyyup yoldaşın kimler taratoplumsal kurtuluş mücadelehala tüm 1 sine duyduğu yakınlık peklştl.
katiedildiği
fından
yönleriyle bilinmemekle birlikte Eyyüp yoldaş, 1977 yılında
provakasyon ve terör ortamın­
lzmir'de bir teknik yüksek oortam la bağlantılı gedan,
kuluna kaydını yaptı. 1zmir'de
lişmelerden kimlerin medet umkaldığı sürece DDKD çalışmala­
ve mücadelehalkımız
duğu;
rına aktif katıldı ve lzmlr'e
mize düşman hangi karanlık ı çalışma ve okuma amacıyla
odakların yararlandığı ve yararKürdistanlı
gelen
gençlerin
Daha 4
açıktır.
lanabileceği
DDKD saflarına kazandırılmaları
1985 tarihinde Apocu Için _canla başla çalıştı. Bir
Kasım
katledilen
tarafından
katliier
taraft•n burjuvazinin genel olaMustafa TANGüNER yoldaşın rak gençliğe yönelik yaziaştır­
kanı kurumadan Eyyup yoldama ve esas davalarından uzaklaş­
şın katledilmesi düşündürücüdür.
tırma çabalarına karşı kararlı bir
Bu nedenle, Eyyüp yoldaşın mücadele verirken; öte yandan
katledilmesinln, Mustafa yolda- da gençlik saflarında boyveren
şın katledilmesinden sonraki gesağ ve "sol" eğilimlere, Maocudoğrudan bağlantısı
lişmelerle
karşı durdu; Kürdistanlı
luğa
vardır. Bilindiği gibi, partimiz,
işçl,öğrenci ve köylü gençliğinin
Türkiye ve Kürdistanlı devrimci
yolunun Kürdistan Işçi sınıfı ve
demokratik güç leri n ezici ço- emekçi halkının yolu olduğu
ğunluğu, saldırı ve provakasyoninancıyla ardıcıl mücadele verdi.
kimlere hizmet ettiğini,
ların
Eyyüp yoldaş, 1978'de iki
oluşan ortamdan kimlerin yarayılık Van Eğitim Enstitüsü'ne
olası tehlikelere
lanabileceğini
kaydını yaptırdı ve bu oku Id an
de dikkat çekerek belirtmişler­ mezun oldu. Van Eğitim Enstidi. Yaşanan süreç, ta gelişmele­ tüsü 'nde ki öğrenci li ği döneminrin başında belirtilen tehlikele- de, çeşitli akademik-demokratik
ri n boyutlarını bizzat pratik
haklar için gerçekleştirilen ey-
rg
• •
•
••
KURDISTAN DEVRIMI YOLUNDA
•
•
BIR ŞEHIT
Devam ı s. 9'da
Download