DİKKAT EKSİKLİĞİ VE HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU

advertisement
analiz
DİKKAT EKSİKLİĞİ VE
HİPERAKTİVİTE BOZUKLUĞU
E. Efsun TATAR TUNA
Uzman Klinik Psikolog
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, çocukluk çağında ortaya
çıkan, kişinin yaşamında ve işlevselliğinde olumsuz etkileri olan bir
sorundur. Sorunun erken dönemde
fark edilmesi ve gerekli desteğin sağlanması sonucu, çocuğun işlevselliği
büyük ölçüde artırılabilmekteyken,
sorunun geç tanılanması ve gerekli
müdahalelerin yapılmaması çocuklukta olduğu gibi ergenlikte ve yetişkinlikte de ciddi sorunlara yol açabilmektedir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu kısaca, bireyin yaşına ve gelişim düzeyine uygun olmayan aşırı
hareketlilik, istekleri erteleyememe
(dürtüsellik) ve dikkat sorunları ile
kendini gösteren bir psikiyatrik bozukluktur.
Zaman zaman her
ketli olabilmekte,
nabilmekte ya da
yaşayabilmektedir.
58
çocuk aşırı haredürtüsel davradikkat sorunları
Dikkat eksikliği
SAĞLIK ve İNSAN / EKİM 2016
ve hiperaktivite bozukluğu tanısı konulabilmesi için belirtilerin 7 yaştan
önce ortaya çıkmış olması, birden
fazla ortamda görülüyor olması, süreklilik arz etmesi ve çocuğun yaşamını olumsuz etkileyecek boyutta
olması gerekir. Örneğin, önceden
böyle bir sorunu olmadığı halde, 10
yaşında birden aşırı hareketli olmaya
başlayan bir çocuk, evde son derece
dürtüsel davranırken okulda böyle
bir sorun yaşamayan bir çocuk ya da
zaman zaman dikkat sorunları yaşayan bir çocuk için dikkat eksikliği ve
hiperaktivite bozukluğu tanısı düşünülmez; başka sorunlar araştırılır.
Yukarıda da değinildiği gibi, dikkat
eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun 3 temel belirtisi vardır: Dikkat
eksikliği, aşırı hareketlilik (hiperaktivite) ve dürtüsellik. Bu sorunun daha
iyi anlaşılabilmesi için, bu 3 bileşeni
detaylı olarak ele almak uygun olacaktır.
Dikkat Eksikliği
Kişinin dikkat süresinin ve yoğunluğunun, yaşına göre olması gerekenden az olmasıdır. Bireyin, dikkatini
belirli bir noktaya odaklayamaması,
dikkatinin içsel ve dışsal uyaranlar
sebebiyle kolayca dağılması, kolay
unutması, eşya kaybetmesi, dağınık
olması gibi belirtilerle kendini gösterir.
Çocuğun, kimsenin fark etmediği
ayrıntıları fark etmesi, ön planda olmayan şeylere dikkatini yöneltmesi
gibi durumlar, dikkat eksikliğinin
olmadığına kanıt değildir. Çünkü
dikkat eksikliğinde sorun hiçbir şeye
dikkat edememek değil; belirli bir
noktaya odaklanamamaktır. Kişi aynı
anda çok fazla uyarana dikkat eder;
böylelikle asıl odaklanması gereken
uyarana gerektiği gibi odaklanamaz.
Dikkati aniden başka uyaranlara kayar ve çoğunlukla yaptığı işi yarım
bırakma eğiliminde olur.
Dikkat süresi ve yoğunluğu, dikkatini
vermesi beklenen uyaranın türüne,
bulunduğu ortama ya da ilgi ve ihtiyaçlarına göre değişebilir. Örneğin,
bir çocuk ödev yaparken dikkati 10
dakikada dağılabilir; ancak oyun oynarken çok daha uzun süre dikkatini
verebilir. Ya da gürültülü bir ortamda
odaklanamayan bir çocuk, sessiz bir
ortamda daha kolay konsantre olabilir. Ayrıca dikkat süresi ve yoğunluğunun, çocuğun yaşına göre değişiklik
göstereceğini de unutmamak gerekir. 5-6 yaş çocuğu için normal kabul
edilen dikkat süresi yoğunluğu, 12
yaşındaki bir çocuk için dikkat eksikliğine işaret edebilir.
Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından
tanımlanan dikkat eksikliği ölçütleri
şunlardır:
1. Belirli bir işe ya da oyuna dikkatini
vermekte zorlanır.
2. Dikkati kolayca dağılır.
3. Dikkatsizce hatalar yapar.
E. Efsun TATAR TUNA
4. Başladığı işi bitiremez.
5. Kendisiyle konuşulurken dinlemiyormuş gibi görünür.
6. Görev ve etkinlikleri düzenlemekte
zorlanır.
7. Yoğun zihinsel çaba gerektiren işleri yapmaktan kaçınır (ev ödevi, okul
aktiviteleri gibi).
8. Etkinlikler için gereken eşyaları
kaybeder.
9. Günlük etkinliklerde unutkandır.
Bunlardan en az 6 tanesinin, en az 6
aydır, birden fazla ortamda görülüyor
olması durumunda dikkat eksikliği
olabileceği düşünülür.
Aşırı Hareketlilik:
Bireyin, yaşına ve gelişim düzeyine
uygun olmayacak biçimde hareketli
olmasıdır. Kişinin uzun süre hareketsiz kalamaması, oturduğu yerde sürekli kıpırdanması, sıklıkla yerinden
kalkıp gezinmek istemesi, çok konuşması gibi belirtilerle kendini gösterir.
Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından
belirlenen hiperaktivite ölçütleri şunlardır:
1. Eli ayağı kıpır kıpırdır.
2. Oturduğu yerde duramaz.
3. Gereksiz yere sağa sola koşturur,
eşyalara tırmanır.
4. Sakince oynamakta zorlanır.
5. Sürekli hareket eder ya da sanki
motor takılmış gibidir.
6. Çok konuşur.
Dürtüsellik:
Kişinin kendini kontrol etmede sorun
yaşamasıdır. Bireyin aceleci olması,
isteklerini erteleyememesi, sık sık söz
kesmesi, düşündüğünü hemen yapması, aklına geleni o anda söylemesi,
sırasını beklemekte güçlük çekmesi
gibi belirtilerle kendini gösterir.
Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından
belirlenen dürtüsellik ölçütleri şunlardır:
1. Sorulan soru tamamlanmadan yanıt verir.
2. Sırasını beklemekte güçlük çeker.
3. Başkalarının sözünü keser ya da
oyunlarında araya girer.
Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite
Bozukluğunun Nedenleri
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu ile bağlantılı olduğu bilinen
birtakım faktörler olmakla birlikte,
henüz net olarak bilinen bir nedeni
yoktur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu tanısı almış olan çocukların %30-40’ının akrabalarında
da aynı problem görülmektedir. Bu
da kalıtsal faktörlerin önemini göstermektedir. Ancak kalıtsal etkenler
dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğun ortaya çıkışını tek başına
açıklayamaz.
Aşağıdaki faktörlerin dikkat eksikliği
ve hiperaktivite bozukluğunun ortaya çıkışını kolaylaştırdığı düşünülmektedir:
• Gebelik sırasındaki faktörler:
• Annenin kötü beslenmesi
• Kimyasal zehirler (örneğin kurşun,
civa)
• Alkol kötüye kullanımı
• İlaç kötüye kullanımı
• Doğum sırasındaki ve sonraki faktörler:
• Zor doğum, doğum sırasında ya
da sonrasında beynin oksijensiz
kalması
• Enfeksiyonlar
• Demir eksikliği anemisi
• Kimyasal zehirler
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğuna erkek çocuklarda kızlara
oranla daha sık rastlanır. Erkek çocuklarda genellikle hiperaktivite ve
dürtüsellik belirtileri ön planda iken,
kız çocuklarda daha çok dikkat eksikliği belirgindir. Dikkat eksikliği ve
hiperaktivite bozukluğu her kültür ve
toplumda görülen bir bozukluktur.
Toplumda görülme sıklığı yaklaşık
%5-6 civarındadır.
Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite
Bozukluğunun Tedavisi
Tedavi sürecinde en önemli nokta
uzman, aile ve eğitimcilerin işbirliği
içinde olmasıdır. Aksi takdirde süreç
sekteye uğrayacak, sağlıklı sonuç alınamayacaktır.
SAĞLIK ve İNSAN / EKİM 2016
59
haber
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda genellikle terapi ve medikal tedavi (ilaç tedavisi) bir arada
yürütülmektedir. Terapi sürecinde,
çocukla dikkat geliştirme ve dürtüselliğini kontrol etme becerilerinin
geliştirilmesine çalışılırken, aile de
çocuklarına nasıl yaklaşmaları gerektiği konusunda eğitilmektedir. Çocuğun öğretmenleri ile de bilgi alışverişinde bulunularak, onun için faydalı
adımların atılması ve çocuğun eğitim
süreci içerisinde de desteklenmesi
sağlanmaktadır.
Ülkemizde birçok aile çocuklarının
“ilaç bağımlısı olacağı”, “öylece oturup hareketsiz kalacağı” gibi endişelerle ilaç tedavisinden uzak durmakta
ve istemeyerek de olsa çocuklarının
tedavi sürecini baltalamaktadırlar.
Oysa doğru dozda başlanan doğru
ilaç, çocukta bu tip etkiler yapmamaktadır. Bu noktada, ailelerin uzmanlara güvenmeleri ve uzmanlarla
işbirliği yapmaları önemlidir.
Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu
Olan Çocuklara Anne Babaların Yaklaşımı
Nasıl Olmalıdır?
• Çocuğunuzu diğer çocuklarla kıyaslamayın, çocuğunuzun birtakım zorlukları olduğunun bilincinde olun.
• Kural ve programlarınızı oluştururken çocuğunuzun yaşını ve kişilik
özelliklerini dikkate alın.
• Çocuğunuza zaman zaman ceza
verseniz bile, çocuğunuz onu her
zaman sevdiğinizi ve seveceğinizi
bilmelidir. Bu, onun kişilik gelişimi
ve duygusal gelişimi açısından son
derece önemlidir.
• Çocuğunuz
60
için sizinle geçirdiği
SAĞLIK ve İNSAN / EKİM 2016
güzel zamanlar paha biçilmezdir.
Onunla dersler ve zorunlu aktiviteler dışında da zaman geçirin.
• Çocuğunuza
karşı olan olumlu
tavrınızı yalnızca sıkıntıları ile ilgilenirken değil, her zaman korumaya çalışın. Size ihtiyaç duyduğunda ulaşılabilir olmanız, çocuğun
güven duygusunun yerleşmesi
açısından önem taşımaktadır.
• Çocuğunuzla iletişim halindeyken
göz teması kurun ve çocuğunuzun da bu teması kurmasını ve
sürdürmesini sağlayın. Böylece,
çocuğunuz hem dinlendiğini ve
değer gördüğünü anlayacak, hem
de dikkatini tam olarak size yöneltmiş olacaktır.
• Çocuğunuzun
ihtiyaçlarını karşılarken ve onunla zaman geçirirken, kendisinin de bir birey olduğunu ona hissettirin.
• Dikkat
eksikliği ve hiperaktivite
bozukluğu, çocuğu ve aileyi zorlayan bir durumdur. Ailenin sabırlı
olması, tedavi sürecinde umutsuzluğa kapılmaması ve bu süreci her
zaman desteklemesi gerekmektedir.
• Sadece
olumsuz davranışlara
odaklanmak yerine, olumlu davranışları pekiştirmek daha işlevseldir. Çocuğunuzun olumlu davranışlarını ve elde ettiği başarıları
(ne kadar küçük adımlar olursa olsun) pekiştirin.
• Anne babalar çocuklarıyla genel-
likle fikir ve görüşlerini paylaşırlar;
ancak duyguların da çocukla paylaşılması önemlidir. Çocuğunuz
böylece hem kendi duygularını
tanımayı ve ifade etmeyi öğrene-
cek, hem de empati becerisi geliştirecektir.
• Çocuğunuza
ilişkin beklentinizin
fazla yüksek olması, çocuğunuzun
omzundaki yükü ağırlaştıracak ve
başarılı olma olasılığını düşürecektir. Beklentinin çok fazla olması, kaygıyı artırmakta ve başarıyı
olumsuz yönde etkilemektedir.
• Çocuğunuza
güvenmeniz, onun
da kendisine güvenmesinin ilk
şartıdır. Çocuğunuza güvenin ve
bunu belli edin.
• Her çocuğun farklı özellikleri, ilgi
alanları ve becerileri vardır. Çocuğunuzun olumlu yanlarını fark
etmeniz ve desteklemeniz önemlidir.
• Çocuğunuza, onun olumsuz yan-
larıyla ilgili isimler (tembel, şımarık
vb) takmayın. Çocuğunuzu bu şekilde etiketlemeniz onu olumsuz
etkileyecektir.
• Anne baba olarak nihai amacınız
çocuğunuzun sorunlarının çözüme kavuşturulmasıdır. Sorunlarla
uğraşırken çocuğunuzla savaş halinde olmak, gereksiz yere inatlaşmak ve tartışmak, sorunların daha
da büyümesine yol açacaktır.
• Çocuğunuz için en değerli armağan sizin sevginizdir. Çocuğunuza
olan sevginizi belli etmekten veya
dile getirmekten kaçınmayın.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunda, sorun ne kadar erken
fark edilip destek alınmaya başlanırsa, o kadar çok başarı sağlanacağı
unutulmamalıdır. Bu noktada ailelerin ve eğitimcilerin çocukları iyi
gözlemleyip doğru yönlendirmeleri
önem taşımaktadır.
Download