Reflü - E-Sağlık Online

advertisement
REFLÜ ÖZEFAJİT
Midedeki
asitli
salgının ve bununla
karışmış olan besin
maddelerinin,
geriye özofagusa
kaçmaları,
yani
“Reflü”
olayı
sonucu özofagusun
Reflü özefajit her 10
kişiden 4’ünde görülür.
Normalde
birçok
kimsede yemek sonrası
10-15
kez
reflü
görülebilir. Ancak bu bazı
durumlarda
hastalığa
neden olur. En tipik
belirtisi yemekten 30-60
dakika sonra oluşan ve
uzanıp
yatmakla
başlayan veya artan
Normalde,
yenilen
gıdalar mideye girdikten
sonra midenin giriş ve
çıkışlarındaki fonksiyonel
kapakçıklar
kapanır
ve gıdalar
öğütülerek,
küçük parçalara ayrılmaya
başlanır.
Eğer
yemek
borusunun mide
giriş
bölümündeki kapakçık
gevşekse yani tam olarak
kapanmaz
ise mide
içindeki asit, safra ve
muhteviyat
yemek
REFLÜ ÖZEFAJİT’İN NEDENLERİ
•
Alt
özefageal
antireflü
mekanizmasının
bulunmaması,
•
Sliding tipi hiatal herni,
•
Artmış gastrik volüm,
•
Gastrik sekrasyondaki asit ve pepsin seviyesi,
reflünün yarattığı hasarın derecesini etkiler.
REFLÜ ÖZEFAJİT’İN KLİNİK BELİRTİLERİ
•
Göğüs ağrısı,
•
Göğüste yanma hissi,
•
Boğazı devamlı temizleme isteği,
•
Ağıza ekşi su gelmesi,
•
Ses kısıklığı
•
Hiatal herni durumu (mide fıtığı) varsa bu
şikayetler daha da belirginleşir.
REFLÜ ÖZEFAJİT’İN RİSK FAKTÖRLERİ VE
KOMPLİKASYONLARI
Bazı durumlarda mideye kaçmış olan safra,
buradan da özefagusa kaçmaktadır. Özefagusa
kadar yükselmiş olan safra da bazen özefagus
yangısına, yani “Özefajit”e yol açmaktadır. Hiatus
hernileri, sık yineleyen kusmalar, hamilelik,
özefagusun
ameliyatla
incebağırsağa
ağızlaştırılması,
kalazia,
skleroderma
gibi
durumlarda reflü özefajiti gelişebilmektedir. Eğer
yukarıda sıraladığımız etkenler ortadan kaldırılırsa,
fazla ilerlememiş olan özefagus yangısı
REFLÜ ÖZEFAJİT’İN TEDAVİSİ
•
•
•
Tedavide çeşitli yöntemlerden yararlanılmaktadır. Hastaların az
miktarda fakat sık yemek yemeleri, yemeklerden ise en az 2-3
saat sonra yatmaları gerekir. Obez hastaların zayıflatılmalarında
yarar vardır.
“Antikolinerjik” denilen bazı ilaçlardan yararlanılmaya
çalışılmaktadır. Bu ilaçlar midenin asit salgısını azaltmaktadır. Bu
da reflü halinde özefagusa daha az asit kaçmasına yol
açmaktadır.
Fakat bu ilaçlar aynı zamanda alkali PH’da olan tükürük salgısını
da azaltmaktadır. Tükürük ise alkali özelliği ile, özefagusu asitlere
karşı korumaktadır. Bu ilaçlar, aynı zamanda özefagusun alt
ucundaki büzgeni gevşetip, mideden özefagusa doğru olan reflü
riskini artırmaktadır. Bunların yanı sıra bazı istenmeyen etkileri
de bulunan antikolinerjik ilaçların tedavideki etkileri kuşkuyla
karşılanmalıdır.
•
Antiasit ilaçların kullanılmasında yarar vardır.
Eğer antiasit ilacın 2 hafta kullanılmasına
karşın, özefagus yangısı (özefajit) sürüyorsa, bu
ilaçla
birlikte
“Betanekol”
(Ürekolin)
kullanılmalıdır. Betanekol, antikolinerjiklerin
tersi bir etki göstererek, özefagusun alt
ucundaki büzgendeki basıncı arttırır ve
midenin bir an önce duodenuma boşalmasını
sağlar. Betanekol yemeklerden ve yatma
saatinden önce kullanılmalıdır. Reflü Özefajiti
yaratan etkenin ortadan kaldırılması da
tedavinin en önemli noktalarından biridir. Eğer
GASTRİT (MİDE YANGISI)
•
Midenin iç yüzünü örten
mukoza
tabakasının
yangılanması durumuna
‘Gastrit’
denilmektedir.
1) Akut (erozif yada
hemorajik)
2) Kronik (Non -erozif)
olarak 2’ye ayrılır.
1) AKUT GASTRİT
Akut gastrit genellikle
mide de en sık görülen,
her
yaş
grubunda
rastlanan bir hastalıktır.
Ani gelişim gösterir. Akut
gastritte eğer uygun
tedavi
seçeneği
uygulanırsa iyileşme hızlı
olur.
AKUT GASTRİTİN NEDENLERİ
•
Kimyasal Nedenler
a) Alkol
b) Çay, kahve
c) Salisilatlar gibi bazı ilaçlar
•
Bazı Bakteriyel Enfeksiyonlar
a) Besin zehirlenmeleri
•
Bazı Viral Enfeksiyonlar
•
Alerji (kabuklu deniz hayvanlarının aşırı
AKUT GASTRİT’İN RİSK FAKTÖRLERİ
•
Non-Steroid Antienflamatuar ilaç kullanımı
( NSAID )
•
Aşırı alkol kullanımı,
•
Büyük cerrahi girişimler ,
•
Kafa travması ,
•
Böbrek yetmezliği ,
•
Karaciğer yetmezliği ,
•
Solunum yetmezliği ve
AKUT GASTRİTİS’İN KLİNİK BELİRTİLERİ
•
Akut gastritin, özgün belirtiler bakımından
zengin olduğu söylenemez. Bütün gastrit
vakalarında
iştahsızlık
belirtisine
rastlanmaktadır.
•
Midede dolgunluk,
•
Baskı hissi,
•
Bulantı,
•
Kusma,
•
İshal,
•
Yüksek ateş,
•
Titreme,
•
Baş ağrısı,
•
Kas krampları,
•
•
Halsizlik gibi belirtilerden bazıları gastriti
yaratan etkene de bağlı olarak gelişmektedir.
“Hematemez” ve “Melena”da (kan kusma)
ortaya çıkabilir.
AKUT GASTRİT’İN TEDAVİSİ
•
Akut gastrit 1-7 günde iyileşir. Tedavi konusunda
çok aktif davranma olanağı yoktur. Eğer
biliniyorsa, akut gastriti yaratan etken ortadan
kaldırılmalıdır. Örneğin aspirin ya da alkol gastrite
yol açıyorsa, hastanın bunlardan sakınması
gerekir. Hastalık belirtileri geçinceye kadar
hastaya
ağız
yoluyla
antiasit
ilaçların
2) KRONİK ATROFİK GASTRİTİS
•
•
Bu hastaların mide
duvarının
“Lamina
propria” tabakasında
atrofiye görülmektedir.
Aynı
atrofi,
mide
bezlerinde de göze
çarpmaktadır. Midenin,
özellikle “Esas” ve
“Parietal” hücrelerinin
sayıca azaldıkları da
•
Kronik atrofik gastriti
bulunan
hastaların
%60′ında
parietal
hücrelerine
karşı
antikorların
varlığı
ortaya
konmuştur.
Atrofik
gastritli
hastaların % 80′inde B12 vitamini eksikliğinin
neden
olduğu
“Pernisiyöz anemi’ye
rastlanmaktadır.
Atrofik
gastrit
ile
pernisiyöz
anemi
•
•
•
Parietal
hücreler
HCI
salgılamaktadırlar. Midedeki
HCI salgısı ise demir emilimi
için gereklidir.
Atrofik
gastritte
sayıca
azalmış
olan
esas
hücreler,mideden daha az
HCI
salgılanmasına
yol
açmaktadırlar. Bu da demir
emilimini aksatıp, vücutta
zamanla demir eksikliği
anemisinin doğmasına yol
açabilmektedir.
Günümüzde artık ağır atrofik
gastrit vakalarının bazı mide
kanserlerine öncülük ettiği
KRONİK ATROFİK GASTRİTİS’İN NEDENLERİ
•
Devamlılık gösteren Akut gastrit nedenleri
• Yetersiz ve dengesiz beslenme (Protein ile A, E
ve C vitamininin yetersiz alınması)
• Genetik faktörler
• Alkol ve sigara alışkanlığı
• Bağışıklık sistemindeki yetersizlikler
(B-12 Vitamin eksikliği=Pernisiyöz anemi
Parietal hücre azlığı= Daha az HCI salgısı=
KRONİK ATROFİK GASTRİTİS’İN KLİNİK
BELİRTİLERİ
• Ağırlık kaybı
• Anemi
• Kan proteinlerinde azalma
• İştahsızlık
• Ağrı
• Dolgunluk hissi
• Bulantı – kusma
KRONİK ATROFİK GASTRİTİS’İN TEDAVİSİ
VE PROFİLAKSİSİ
• Medikal tedavide B-12 ve Demir içeren ilaçlar tavsiye
edilmektedir. Esas olan hastalığın altında yatan etkenin ortadan
kaldırılması veya bu faktörlere karşı alınacak önlemlerdir.
• Yemekler az az, sık sık ve düzenli yenilmeli, koyu çay, alkol,
kahve, kızartmalar, baharat, ketçap ve hardal tüketimi
kısıtlanmalıdır
• Sigara, alkol tüketimi yasaklanmalıdır.
• Yemekler yavaş yavaş yenilmelidir.
• Hazımsızlık yapan besinlerden uzak durulmalıdır.
• İlk günlerde midenin dinlenmesi için damar yolu ile beslenme
uygulanabilir. Daha sonra sulu besinler veya enteral solüsyonlar
verilir, yavaş yavaş normal besinlere geçilir.
ÜLSERLER
Sindirim sisteminin gastrik
sekresyonunun
erişebildiği
bölümde oluşan akut veya
kronik ülserasyondur. Peptik
ülser özefagus alt ucunda,
midede
ve
duedenumda
görülebilir.
Akut
ülserin
bulguları nispeten şiddetli olup
ani başlar ve kısa sürer. Kronik
ülserin ise bulguları yavaş
Peptik Ülser Nedir?
Bilindiği gibi mideden
‘’HCI”
ve
“Pepsin”
salgılanmaktadır.
Bu
maddelerin her ikisi de,
proteinleri parçalama ve
onları belli bir düzeye kadar
sindirme
etkisine
sahiptirler. Bu iki maddenin
sindirim kanalı boyunca, bu
kanalın duvarlarında yol
Sindirim
kanalında
gelişen ülserde, mideden
salgılanan HCI ve pepsin
bu kanalın iç yüzünü
örten
mukoza
tabakasındaki hücreleri
öldürür, adeta onları
sindirir ve “bu bölgede
krater biçiminde bir
çukur’’ bir yara oluşturur.
Bu
yara
gitgide
PEPTİK ÜLSERİN NEDENLERİ
•
Helicobacter pylori,
•
Aspirin,
•
Alkol kullanımı,
•
•
•
•
•
Kortizon ve Nonsteroid
Antiinflamatuar (NSAID) ilaçlar,
Sinirlilik hali,
Çay ve kahve gibi içeceklerin
tüketimi,
“Enterogastron” ve “Kolesistokinin”
gibi ince bağırsaklardan salgılanan
hormonların seviyelerinde azalma,
Nervus Vagus’un kesilmesi veya
hasarı durumunda,
ÜLSERİN KLİNİK BELİRTİLERİ
• Karın ağrısı
• Özellikle yemek sonrası kusma
• Ağızdan ve dışkıdan kan gelmesi
• Bulantı
• Besinin ağıza geri gelmesi
• Yanma
• Geğirme
• Karında dolgunluk
PEPTİK ÜLSERLERİN TEŞHİSİ
•
•
•
Peptik ülserlerin teşhisinde belki de en değerli
araç hastaların hastalıklarıyla ilgili öyküleri ve
yakınmalarıdır. Bunun yanı sıra hastalara özel bir
radio-opak
madde
içirilerek
mide
ve
duodenumlarının radyografilerinin alınmasıyla
ülserli bölge saptanabilir.
Son yıllarda geliştirilen “Fiberoptik gastroskop”
denilen bir optik aygıt yardımıyla hastanın mide
ya da duodenumundaki ülserler doğrudan
doğruya görülebilmektedir.
PEPTİK ÜLSER
İLE
MİDE KANSERLERİNİN
AYIRICIbir
TEŞHİSİ
Midedeki
ülser ile,
ülserleşmiş
bir
mide
kanseri
vakasının
birbirinden ayırt edilmesi
bazen güç olmaktadır.
Radyografik
inceleme
sonucunda mide ülseri
görüldüğünde,
bunun
ülserleşmiş
bir
mide
PEPTİK ÜLSERİN
KORUYUCU VE MEDİKAL TEDAVİSİ
Hastanın
düzenli yemek
yemesi
önerilmelidir
ÜLSER-SÜT İLİŞKİSİ
Süt ülser hastalarında asidi
geçici olarak tamponlayıcı etki
gösterse
de
içerdiği
kalsiyumun
gastrik
asidi
artırıcı etkisi bulunmaktadır.
Ayrıca hayvansal kaynaklı yağ
içermesi ve bazı bireylerde
karın ağrısı, gaz ve ishal gibi
durumlara yol açabildiğinden
olumsuz
etkileri
söz
konusudur. Bu nedenle ülserli
ÜLSER-TUZ İLİŞKİSİ
Diyetin
içerdiği
tuz
miktarı artınca gastrik
ülserde artmaktadır. Çünkü
tuz
mide
mukozasını
olumsuz etkiler. Bu nedenle
diyetin tuz içeriği normal
oranlarda olmalıdır.
ÜLSER-POSA İLİŞKİSİ
Suda
eriyen
posa
denilen sebze, meyve ve
yulaf kepeğinde bulunan
birçok posa türünün
sağlığa olumlu etkileri
vardır. Posa özellikle
duedonal
ülserin
tekrarlanmasını
önlemektedir.
ÜLSER-BAHARAT İLİŞKİSİ
Acılı
yiyecekler,
baharatlı gıdalar ve hardal
mide mukozasını olumsuz
etkilemektedir.
Bu
maddeler midede asit
salgılarını
arttırarak
midede
daha
fazla
erezyona ve harabiyete
neden olabilmektedir.
ÜLSER-KAHVE İLİŞKİSİ
Kahve ve çay gibi kafein
içeren
içecekler
mide
salgısını arttırıcı etkiye neden
olurlar. Bu nedenle tüketimi
bireye göre ayarlanmalıdır.
PEPTİK ÜLSERİN OPERATİF TEDAVİSİ
Mide ve duodenumdaki
peptik ülserlerin cerrahi
tedaviyi gerektirdiği bazı
durumlar vardır. Eğer yoğun
ilaç tedavisine karşın ülser 6
hafta boyunca
1) İyileşme olmamışsa
2) Kanama gelişmişse,
3)
Ülserde
delinme
olmuşsa, cerrahi tedavi
Download