Layout 4

advertisement
SAĞLIK
Mide kanamasına dikkat!
Mide kanaması kadınlardan çok
erkeklerde görülüyor. Yaş ilerledikçe
kullanılan ilaçlar mide kanamalarını
tetiklerken, baş dönmesi, göz
kararması, ayakta zor durma, halsizlik
ve bayılma kanamanın en önemli
habercileri olarak biliniyor.
38 l İSMMMO YAŞAM
GÜLŞEN KANDEMİR
Midemde yanma var; ne yesem mideme dokunuyor; midem ağrıyor… Birçok insandan duyduğumuz bu yakınmalar mide rahatsızlıklarının en önemli habercisi… Mide rahatsızlıkları içinde en korkulanıysa şüphesiz mide kanaması. Ülkemizde her yıl hastanelere başvuran 100 bin kişiden yaklaşık 100’ünün mide kanaması geçirdiği saptanmış durumda. Yapılan araştırmalara göre, mide kanamaları erkeklerde kadınlara göre daha yüksek oranda görülüyor. Yaş ilerledikçe kalp,
böbrek, romatizmal ve eklem hastalıkları ve bunlara bağlı ilaç kullanımı artıyor.
Bu durum mide kanamalarını da artırıyor. MART-NİSAN 2014
Mide kanamaları yüzde 40 oranında mide ülserlerine bağlı gerçekleşiyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Özdal
Ersoy, “Mide kanamaları önemlidir çünkü bu kanamaların yarısı yoğun ve
şiddetli kanamalar şeklinde olabilir. Ayrıca yüzde 5-10 civarında da ölüm
riski taşırlar” diyor. Ersoy’un verdiği bilgiye göre, mide ülserleri dışında mide
kanamasına yol açan diğer sebepler arasında, erozyonlu gastritler, alkol
kullanımı, özofagus ve mide varisleri, özofagusta oluşan yüzeysel yırtıklar, stres ülserleri, mide tümörleri ve damar genişlemeleri yer alıyor. Peki bir kişinin ani ve çok miktarlı mide kanaması geçirdiği nasıl anlaşılır? Burada beş temel belirtiye dikkat etmek gerekiyor. Bunlar; baş dönmesi, göz kararması, ayakta zor durma, halsizlik, bayılma ve şok. Kanama nedeniyle hasta taze kan kusabildiği gibi kusması kahve telvesi gibi
kahve renkli olabiliyor. Dışkının siyahlaşması ve yumuşaması gibi yakınmalar da ortaya kanama sırasında ortaya çıkabiliyor. BUNLARI YAPMAYIN
Mide kanaması geçiren kişiye ne yapılması kadar ne yapılmaması
gerektiğini de bilmek gerekiyor. Mide ağrısının da eşlik ettiği mide kanamalarında hastaya ağrı kesicilerin verilmesi, yemek yedirilmesi, süt içirilmesi kesinlikle yasak. Mide kanaması kişinin hayati fonksiyonlarını oldukça
kötüleştirecek bir duruma getirdiyse (halsizlik, baş dönmesi, bayılma gerçekleştiyse) kişi en kısa zamanda hastaneye götürülmeli. Hafif şiddette bir
kanamada ise yani kişi dışkısının renginin koyulaştığını fark ettiğinde veya
ağızdan kan telvesi şeklinde kusması olduğunda da en kısa zamanda yemek yemeyi keserek hekime başvurmalı.
‘tEKRAR EDEBİLİR’
MART-NİSAN 2014
Sık görülen mide rahatsızlıklarından biri de reflü. Bu hastalık yemek borusu ile midenin birleşim yerinin uygunsuz bir şekilde
gevşemesinden kaynaklanıyor. Reflü sorunu olan kişiler günlük yaşamlarında; göğüs ağrısı, yanma hissi, diş çürümeleri, ağız kokusu,
ses kısıklığı, geceleri ortaya çıkan öksürük ve yenilen yiyeceklerin
ağza gelmesi gibi sorunlarla karşılaşabiliyor. Acıbadem Levent tıp
Merkezi’nden Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Barış Gürsoy, birçok reflü
hastasında benzer yakınmalar olduğunu ancak hastaya özel yaklaşımla
tedavi gerektiğini belirtiyor. Reflüsü olan hastaların sigarayı bırakmalarını, kahve tüketimini sınırlamalarını, düzenli beslenmelerini öneren Gürsoy, tedavi süreçleriyle ilgili şu bilgileri veriyor: “Hastaya mide asidini düzenlemeye yönelik ilaçlar veriyoruz.
Daha sonra da ilaçların etkileriyle ilgili değerlendirmeler yapıyoruz.
Kullanılan ilaçların baş ağrısı ve ishale sebep olması bilinen en sık
yan etkiler olarak karşımıza çıkıyor. Reflü tedavisine yönelik olarak
verdiğimiz ilaçların uzun süreli kullanımında, ileri yaşlarda kalça kırığı sıklığının arttığını da tespit ediyoruz. Eğer reflü hastasının şikayetleri
1.5 aydan uzun sürüyorsa, kısmen iyileşme olmasına rağmen bazı
tetkiklerin yapılması zorunlu olabiliyor. Bunların başında, reflü hastalığının en temel incelenme yöntemi olan endoskopi geliyor. Endoskopide, reflüye sebep olabilecek nedenler araştırılıyor, mideyle
yemek borusu arasındaki kelepçe değerlendiriliyor. Reflü hastalığının
tedavisinde izlenecek iki ana yol var: Hastalar ya ömür boyu ilaç kullanıyor ya da yaklaşık bir saat süren bir laparoskopik ameliyat ile
ömür boyu reflü hastalığından uzak kalıyor.”
SAĞLIK
Mide kanamasının ilk tanısı hastadan ve yakınlarından alınan bilgilerden sonra konuluyor. Muayenenin ardından laboratuar testleri yapılıyor. Hastalığın kesin tanısı, hastanın genel durumu iyi olduğunda yapılan “gastrodudenoskopi” ile konuluyor. Ardından ilaç ya da endoskopik müdahalelerle hastanın kanaması durduruluyor. Kanaması durmayan hastalarda
nadir de olsa cerrahi tedavilere başvurulabiliyor. Gastroenteroloji Uzmanı Dr. Özdal Ersoy, mide kanamasına neden olan durumlar ortaya kaldırılmazsa, tedavi olduktan sonra da kanamanın tekrar edebileceğine dikkat çekiyor. Ersoy, tedavi yapıldıktan sonra kişinin günlük yaşamında nelere dikkat etmesi gerektiğini şöyle açıklıyor: “Kişinin daha düzenli ve mideye dokunmayan gıdalarla beslenmesi gerekiyor. Yani yoğun baharatlı
gıdalar, kafeinli ve gazlı içeceklerden uzak durması önem taşıyor. Ağrı kesici kullanımını azaltmak lazım. Ama bu ilaçların kullanılması mutlaka gerekli görülüyorsa, mide asidini baskılayan mide koruyucu ilaçlarla (proton pompa inhibitörleri, anti-asit ilaçlarlar gibi) birlikte kullanmasında fayda var. Hastanın stresli bir yaşamı varsa bu yaşam tarzını değiştirmesi de
fayda sağlayabiliyor.”
İLAçLA tEDAvİ MÜMKÜN
İSMMMO YAŞAM l 39
Download