Cumhuriyet Halk Partisi

advertisement
1
Cumhuriyet Halk Partisi
Genel Başkan Yardımcısı Erdoğan Toprak: Türkiye’yi nar,
mandalina, kayısı, çay, fındık ithal eder hale getirdiler.
Tarih : 16.12.2012
Genel Başkan
Yardımcısı
Erdoğan Toprak,
5084 sayılı teşvik
kanunu
ile
getirilen enerji,
vergi, istihdam,
stopaj
gibi
teşviklerin
süresinin
31
Aralık’ta sona
ereceğini
belirterek, bu
teşviklere
güvenerek
yatırıma başlayan binlerce girişimci ve KOBİ, 31 Aralık’tan sonra sıkıntı yaşayacaktır.
Hükümet Bütçe Yasasının hemen ardından teşviklerin süresinin uzatılmasıyla ilgili yasal
düzenlemeyi TBMM gündemine getirmelidir.
Toprak hükümetin dış politikada, ekonomide, dış ticarette, sanayileşmede uyguladığı
birbirinden yanlış politikaların tarımda da uyguladığını öne sürerek “Tarımsal dış
ticarette 3 milyar dolara yaklaşan açık ve dünya fındık üretiminin birincisi
Türkiye’nin fındık ve fındık içi ithal eder hale getirilmesidir.” dedi
İstanbul’da iş dünyasının önde gelen temsilcileriyle buluşarak, işverenlerin,
sanayicilerin, ihracatçıların sorunlarını dinleyen Toprak; Suriye ile yaşanan gerginlik
sonrasında bölgede esen savaş rüzgârları nedeniyle gümrük kapılarının kapalı olduğunu,
TIR taşımacılığın durduğunu Suriye üzerinden 11 Ortadoğu ülkesine yapılan ihracat ve
ticaretin de kesildiğini kaydetti.
Erdoğan Toprak şunları söyledi:
“Farklı tarihlerde yapılan değişikliklerle süresi ve içerdiği teşvikler uzatılan 5084 sayılı
teşvik kanunu kapsamındaki illerde bu teşviklerin süresi 31 Aralık 2012’de
doluyor. Enerji, istihdam, gelir vergisi, stopaj, Organize Sanayi bölgelerine kamu
arazilerinin tahsisi gibi teşviklerin süresinin dolacak olması bir yana, bugüne kadar bu
teşviklerin sonuçlarının ne olduğu da meçhuldür. Teşvik kapsamındaki illerde, yatırım,
istihdam iyileşmesi artışı, gelir dağılımının, üretim ve ihracatın artması gibi alanlarda
ortaya konulan hedeflerin hiç birisi gerçekleşmediği gibi, şimdi bu teşvikler de iki hafta
Cumhuriyet Halk Partisi
-1/3-
17.12.2012
2
sonra sona erecektir ve işadamlarımız, yatırımcılarımız yine destekten yoksun, kendi
kaderleriyle baş başa bırakılacaktır”
Toprak özellikle 10 yıldan bu yana uygulanan Tarım politikalarının Türk tarımını,
hayvancılığını, tarıma dayalı ihracat ve gıda endüstrisini tükenme noktasına getirdiğini
öne sürerek, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanının Türkiye’nin tarımsal üretimde
Avrupa’da birinci, dünyada 7’inci sırada olduğu açıklamalarının tam tersine, net ithalatçı
konumuna getirildiğini söyledi.
Toprak şöyle konuştu:
“Türkiye tarımsal dış ticarette net ithalatçı durumuna geldi. Geçen yılın sonuna kadar
17 milyar doları aşan tarımsal ithalata karşın, tarımsal ürün ihracatı 15 milyar dolar
düzeyinde kaldı, tarımsal dış ticaret açığı 2 milyar doların üzerine çıktı.
Sayın Bakanın bütçe sunuşunda yaptığı açıklamaya göre AKP’nin tek başına iktidar
olduğu son 10 yılda 50,7 milyar lira destek verilen tarım sektörünün ithalatı
ihracatından daha fazladır. Bir yıllık dış ticaret tarımsal dış ticaret açığı 2,3 milyar
dolardır. Aynı tablo 2012 yılında da ağırlaşarak devam etmekte, canlı hayvan, kırmızı et
ithalatına bu defa ot, sap, saman ithalatı eklendi.
Hükümetin, 10 yılda en fazla destek verdiği hayvancılıkta durum daha da acıklı. AKP
döneminde on yıllık sürede, kâğıt üzerinde 83 milyon liradan 2012’de 2,2 milyar liraya
ulaşmış görünüyor. Hayvancılığa sağlanan desteklerin tarımsal desteklerin toplamı
içindeki payı yüzde 4,4’ten, yüzde 28,5’e çıktı. Hayvancılığa sadece son 3 yılda 6,7
milyar lira da kredi verildi. Hayvancılığa sağlandığı açıklanan bu kadar desteğe rağmen
Türkiye 3 milyar dolarlık canlı hayvan ve et ithal etti. Cumhuriyet tarihinde ilk kez
kurbanlık ithal ettik, Saman ithal ediyoruz.
Bu sonuçlar tarım politikasındaki yanlışlıkları somut biçimde göz önüne seriyor. Bırakın
hayvancılığı en büyük üreticisi olduğumuz fındıkta ABD’den fındık ve iç fındık ithal
ediyoruz. Karadenizli çay üreticisi alın terinin karşılığını alamazken Çin’den çay ithal
ediyoruz. Malatya’da dünyanın en ünlü kayısısını üretirken, İran’dan kuru kayısı ithal
ediliyor. Türk narları, narenciye ürünleri Rusya’dan gümrük kapılarından çevrilirken,
Bulgaristan’dan Nar ithal ediyoruz. Türkiye, Çin’den fasulye, İtalya’dan ıspanak, Güney
Afrika’dan satsuma mandalinası, Şili’den sofralık yaş üzüm, İran’dan karpuz, İtalya ve
Şili’den elma, Kosta Rika’dan kavun, İtalya’dan kuru üzüm, Türkmenistan’dan portakal
başta olmak üzere diğer narenciye ürünleri, Arjantin’den limon, Çin’den kayısı ve
sarmısak, İran’dan kayısı, badem içi, lahana, İspanya’dan marul, aysberg, hıyar,
dolmalık biber, Irak ve İran üzerinden Çay, Uzakdoğu’dan kaçak olarak nitelendirilen
Seylan Çayı ithal etmektedir.
Tablo bu olunca TÜİK’in de açıkladığı gibi 2,5 milyon kişi tarımsal üretimi, hayvancılığı
bırakmıştır. Buğday üretimi yüzde 20’nin üzerinde düşmüş, Türkiye 5 yılda 6 milyar
dolara yakın tutarı buğday ithalatına ödemiştir. Kendi buğday üreticisini mağdur
etmiştir. Suriye kapıları kapatınca Ortadoğu ülkelerin en büyük ihraç kalemimiz
olan yaş sebze meyvede ihracat yüzde 50 düşmüştür. Rusya ile Suriye gerginliği
tırmanınca, Türk ihraç ürünleri, sebze meyvesi, narı-narenciyesi hastalıklı diye Rus
gümrüğünden geri gönderilmeye başlamıştır. Türk tarımı, hayvancılığı kelimenin tam
Cumhuriyet Halk Partisi
-2/3-
17.12.2012
3
anlamıyla adeta bilerek, isteyerek, bilinçli bir şekilde bitirilmiştir. Bu politikaların kime
hizmet ettiği açıklanmalıdır. Doğru olan bir tek şey vardır o da bu politikalar Türk
tarımına hizmet değil, yok etmektir.”
Cumhuriyet Halk Partisi
-3/3-
17.12.2012
Download