M. Meclisi B : 44 10 . 2 . 1970 O : 2 1963 te ihracatımız plân

advertisement
M. Meclisi
B : 44
1963 te ihracatımız plân hedefinin 20 milyon
dolar ilerisindedir. 1964 te 36 milyon dolar,
1965 te 54 milyon dolar, 1966 da 41 milyon do­
lar, 1967 de de 13 milyon dolar, hedefin ilerisindeyiz.
İkinci Beş Yıllık Plânın ilk yılı olan 1968 de
ise ihracat plân hedefinin 44 milyon dolar geri­
sinde kalmıştır.
Aslında ihracatın yükseliş temposundaki ya­
vaşlama 1968 de başlamamıştır. Daha 1966 dan
itibaren bu durum kendisini göstermeye başla­
mıştır.
1964 - 1965 yıllarında ihracat yılda ortalama
% 11,5 civarında yükselirken 1966 - 1969 döne­
mini kapsıyan son dört yılın ihracatı, artış
oranı bakımından ortalama % 4 yükselme gös­
termektedir. Yani 1964 - 1965 teki artr. tempo­
sunun 1/3 kadardır son dört yıldaki ihracat ar­
tış temposu ortalaması.
Şimdi, ikinci Plân döneminin di?, ticaret ra­
kamlarına biraz daha yakından bakalım.
Plâna göre 1968 de ihracat hedefi 540 mil­
yon dolardır; gerçekleşen ihracat 496 milyon
dolar olmuştur. 1969 da plân hedefi 575 milyon
dalardı; Hükümetin 10 Aralık 1969 da ilân et­
tiği yıllık programda, bu hedefin gerçekleşemiyeceği az çok sezildiği için, 1969 fiilî ihracatı­
nın, hedefe göre 25 milyon, dolar noksaniyle
550 milyon dolar olacağı söylenmekteydi.
Gerçekte Aralık ayında Hükümetin tahmin
ettiği bu yakam da iyimser bir rakamdır. Son
olarak alabildiğimiz yıl sonu rakamlarına göre
gerçek ihracatın, bu mutevazi tahmme de tam
olarak ulaşamıyacağmı göstermektedir.
Bize verilen rakam doğru ise geçen yıl ihra­
catı 534 milyon dolarda kalacaktır, bir iki mil­
yon fark edebilir, gümrüklerde kalan son ka­
yıtlar, resmî istatistiklere intikal edememiş
perakende bâzı ihracat sebebiyle. Geri kalma
mesafesi 40 milyon dolar civarındadır. Yani
birinci plân yılında hedefin 44 milyon dolar ge­
risinde, İkinci Plân yılında da yaklaşık olarak
40 milyon dolar gerisindeyiz.
1970 in ihracat hedefi plâna göre 615 mil­
yon dolardı. Bu hedefe ulaşılamıyacağı Hükü­
metçe daha şimdiden kabul edilmiştir ve yıllık
programda bu hedef 600 milyon dolara indiril­
miştir.
10 . 2 . 1970
O :2
ithalâtta ise, 1968 in ithalât ihtiyacı plân­
da 835 milyon dolar olarak gösterildiği halde,
döviz darlığı ve ödeme güçlükleri sebebiyle 1968
in fiilî ithalâtı bu rakamın çok gerisinde kalmış­
tır.
1C69 da plân 900 milyon dolar ithalât öngör­
müş idi. Hükümet 1969 yıllık programını hazır­
larken bu rakama ulaşılamıyacağını anlıyarak
hedefi 900 milyon dolardan 860 milyon dolara
indirmişti. Yıl sonunda gerçekleşebilen ithalât
bu küçültülmüş hedefin de 116 milyon dolar
gerisinde kalarak 744 milyon dolar civarında­
dır.
Değerli arkadaşlarım;
Daha İkinci Kalkınma Plânının ilk uygula­
ma yılı olan 1968 de G. P. Genel Yönetim Ku­
rulu bu hayati memleket dâvasını yapıcı ve
memleketçi bir zihniyetle ve günlerce çalışmak
suretiyle inceliyerek endişe ve bâzı tavsiyelerini
12 madde halinde ortaya koyan bir bildiri ya­
yımlamıştı.
Bu bildiride G. P., 1968 de ihracatın plân­
daki hedefe ulaşamıyacağmı; bu yüzden ithalât­
ta sıkıntılarla karşılaşılabileceğine dikkati çe­
kerek: «ihracat seferberliği», «ihracatı ge­
liştirme merkezinin geliştirilmesi», «Bir dış
Ticaret Bakanlığı kurulması» «ihracatı ar­
tıracak bir sanayi ve dış ticaret politikası izlen­
mesi», «îşçi dövizlerinin ve turizm gelirlerinin
artırılması için tedbirler alınması», «Zirai ihraç
mallarımızın pazarlanması», «Kanunsuz ithalâ­
tın önlenmesi» yolunda bâzı görüşlerini ortaya
koymuştur.
9 Ekim 1968 tarihli bu G.P. bildirisini takibeden günlerde Sayın Başbakan bütün bu iddia­
larımızı reddeden geniş bir açıklama yaptılar.
Sayın Başbakana göre ihracat ve ithalât konu­
sundaki endişeler yersizdi. Programdaki hedef­
lere yaklaşmak için (Tâbir bu idi) gerekli ted­
birler alınmaktaydı. 1968 de hiçbir yerde hiçbir
fabrikada hammadde sıkıntısı yoktu ve olmıyacaktı. Yıl sonuna doğru ihracat mevsimi geldi­
ğinde bütün sıkıntılar kalkacaktı. Uzun vadeli
endişelerimiz ve tedbir tavsiyelerimiz de şu ce­
vapla karşılaşıyordu : «Gelecek senelerde Tür­
kiye'nin karşılaşabileceği gücükleri düşünerek
şimdiden telâşa kapılmanın bir mâna ve faydası
yoktur.» Aldığımız cevap bu olmuştur.
59 —
Download