iklim değişikliği ve kıyılarımız

advertisement
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE KIYILARIMIZ
F. Ülker YETGİN
İnşaat Yüksek Mühendisi
[email protected]
ÖZET
Atmosfere salınan gazların yarattığı sera etkisi altında ivme kazanan iklim
değişikliği sonucunda, ‘Küresel Isınma’ olarak tanımlanan kara, deniz ve
havada ölçülen ortalama sıcaklıklardaki artış, son 50 yıldır belirgin olarak
saptanabilir hale gelmiş, hayatı etkilemeye devam etmektedir.
Bilim adamlarınca, bir yandan iklim değişikliğinin nedenleri üzerinde beyin
fırtınası sürdürülürken aynı zamanda ‘etki alanlarının’ ve ’etki düzeylerinin’
değerlendirilmesi yapılarak gelecekte ne tür önlemler alınabilineceği
tartışılmaktadır.
Dünya ısısının artması ile kutuplardaki buzulların erimesi denizleri direkt
olarak etkilemekte, yıllık ortalama deniz suyu seviyelerinde yükselmeler
gözlenmektedir. Deniz ortamındaki bu değişim dinamiği, kıyıları,
kıyı
yapılarını, kıyı alanlarındaki planlamayı, denizcilik faaliyetlerini, yakından
ilgilendirmektedir.
Dünya ölçeğinde yürütülen çalışmaların paralelinde ülkemiz açısından da
değerlendirmeler yapılması kıyılarımız la ilgili olarak gelecek dönem için
belirsizlikleri bertaraf edebilecek çalışmalara yönelinmesi izlenecek yol
haritasının ortaya çıkarılması zaruri bir ihtiyaçtır. Günümüzde veri eksikliği,
yetersizliği, yaşanmakla birlikte, mevcut bilgi ve çalışmalar değerlendirilerek
özellikle kıyılarımız ve kıyı mühendisliği açısından öneriler sunulacaktır.
CLIMATE CHANGE AND COASTAL ZONES
ABSTRACT
Global warming, mainly caused by increase in the amount of green house gas
emissions, has reached a considerable limit during the last 50 years, and
continues to have impact on life with acceleration.
While brainstorming work on the causes of the event is being realised by
scientific people , impact areas and impact levels are being assessed in order
to introduce solutions to the problem.
As result of global warming, rise in the global mean sea level is being recorded
due to melting and loss of ice at the polar glaciers and ice sheets.
The above mentioned dynamics, related to global mean sea level rise, effects
coasts, coastal structures, coastal zone management, maritime activities .
741
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
As deep research and assessment work is being implemented on world wide
scale, the realisation of related assessment study is a requirement
on
national level.
In order to be able to overcome uncertainity in the prediction of realistic
project inputs, considerations of the outcomes of present studies and
recommendations related to future research and necessary action plans will
be introduced for coastal engineering field.
Anahtar kelimeler
küresel ısınma, deniz seviyesi yükselmesi, iklim değişikliği, kıyı mühendisliği
GİRİŞ
Günümüzde sözü edilen küresel iklim değişikliği, yerkürenin uzun jeoloji
tarihi boyunca yaşanan iklimin doğal değişkenliği ile de etkilenmekle beraber,
ağırlıklı olarak insan kaynaklı nedenlerle, fosil ve biyokütle yakıtların
kullanılması, arazi kullanımı değişiklikleri, ormansızlaştırma ve sanayi
faaliyetlerinin yoğunlaşması gibi insan etkinlikleriyle atmosfere salınan sera
gazı birikimlerindeki hızlı artışın sonucudur. İklim değişikliği ve küresel
ısınmanın, meteorolojik olaylarda fırtına sel hortum gibi ekstremlerin çok daha
sık yaşanması, hava deniz kara ısısında ortalamaların aşılması, ani
değişimlerin yaşanması deniz seviyelerinde yükselmeler ile kıyılarımızın etki
altında kalması gibi sonuçları ile günümüzde insan yaşamı için tehdit
oluşturduğu bilinmektedir. Meteorolojik parametrelerde kırmızı çizgilerin
zorlandığı münferit durumlarla sık sık karşılaşılmaktadır. Yıllık ortalamaların,
normal değerlere göre sapmalarında da gelecek için tahmin yapılabilmesine
imkân tanımak üzere
‘değişim /zaman ‘ ilişkisinin kurulabilmesi önem
taşımaktadır.
İklim değişikliğinin tüm bileşenleri ve etki alanları, nedenleri, sonuçları uzun
vadede beklenen yansımaları bugün küresel konuların başında gelmekte,
alınabilinecek önlemler tartışılmaktadır.
Dünya ısısının artması ile kutuplardaki buzulların erimesi denizleri direkt
olarak etkilemekte, yıllık ortalama deniz suyu seviyelerinde yükselmeler
izlenmektedir. Deniz ortamındaki bu değişim dinamiği, kıyıları, kıyı yapılarını,
Kıyı
Alanlarındaki
Planlamayı
denizcilik
faaliyetlerini
yakından
ilgilendirmektedir.
742
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
I- İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE DENİZ SEVİYESİ DEĞİŞİMİ
1.1GENEL
İklim değişikliği dünya gündeminde özel bir başlık olarak üst seviyede önemini
koruyarak yoğun çalışmalar yürütülmektedir. Küresel ısınma konusundaki
ulaşılabilir tespitler ışığında; 1860-1900 yılları arasında, denizde ve karadaki
küresel sıcaklığın 0,75 °C yükseldiği,[1] 1979’dan beri de her on yılda bir, kara
sıcaklığının, 0.25 °C, deniz sıcaklığının ise 0.13 °C olarak arttığı, karadaki
artışın denize göre iki katı olduğu anlaşılmaktadır. [2]
Küresel ısınma sonucu deniz seviyelerindeki değişimle ilgili olarak, dünyanın değişik
alanlarında kutuplar dahil izleme çalışmaları, uydu teknolojileri de kullanılarak yerinde
kayıt cihazlarının desteği ile sürdürülmekte, değerlendirilmektedir.
Aşağıda yürütülen program ve çalışmalardan bazıları verilmektedir.
İ) GLOSS (Küresel Deniz Seviye Gözlem sistemi )
Orijinal adıyla The Global Sea Level Observing System/GLOSS Dünya
Meteoroloji Kurumunun (WMO)
bünyesinde yürütülen bir program olup
küresel ve bölgesel ölçekte 270 istasyon ile iklim ve deniz seviye ölçümlerini
gerçekleştirmektedir.[3]
Şekil 1. GLOSS İSTASYON AĞI
ii)PSMSL (Ortalama Deniz Seviyesi Sürekli Ölçüm Hizmeti )
1933ten beri faaliyette olup, merkezi İngiltere Liverpool’da bulunan National
Centre (NOC)’ nin bünyesinde yürütülen, orijinal adıyla Permanent Service
for Mean Sea Level (PSMSL) çalışması ile küresel ölçekte deniz seviye
ölçümleri 2007 yılı itibari ile 864 istasyon ile sürdürülmektedir. [4]
743
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
iii )IPCC Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli
Dünya Meteoroloji Örgütü WMO ve Birleşmiş Milletler Çevre Örgütü UNEP
tarafından 1988 yılında insan kaynaklı faaliyetlerin neden olduğu
İklim değişikliğinin risklerini değerlendirmek üzere
Intergovernmental Panel on Climate Change ( IPCC) Hükümetler arası İklim
Değişikliği Paneli oluşturulmuştur. Uluslararası ölçekte konuyla ilgili çok
sayıda bilim adamlarından oluşan 3 ayrı çalışma grubu ile bu konunun tüm
bileşenlerini içeren inceleme araştırma yerinde ve uydu aracılığı ile PSMSL
tarafından yapılan ölçüm dataları da kullanılarak, değişik başlıklar için
değerlendirme yapılmaktadır. İklim değişikliği tehdidine karşın
alınabilecek önlemler değerlendirilerek emisyon/ konsantrasyon bazında
kontrol edilebilir senaryolar üretilmektedir.
Bu güne kadar 5 Rapor yayınlanmıştır
Çalışma sonuçlarına göre: 1951-2010 yılları arasında yapılan ölçümler
ışığında, dünya ortalama ısı artışının 0.6-0.7°C olduğu, denizlerde ise 2000 yılı
bazına göre, 2100 yılında en az 45 cm.lik deniz yükselmesi tahmin edildiği,
küresel ısınma trendinin 2100 yılı sonrasında da devam edeceği
değerlendirilmektedir,
Küresel ortalama deniz seviyesinin (GMSL), yerinde ölçüm ve uydu bilgilerine
dayanarak 1901-2010 arasında 0.19 [0.17 - 0.21] m. yükseldiği,1993 - 2010
arasında yıllık trendinin artarak 3.2 mm/ yıl olduğu belirtilmektedir: [5][6]
Sera gazlarının sürmekte olan salımları, daha fazla ısınmaya ve iklim
sisteminin tüm bileşenlerindeki değişikliklere neden olacaktır. İklim
değişikliğinin sınırlandırılması, sera gazı salımlarının önemli ölçüde ve sürekli
azaltılmasını gerektirecektir
Eylül 2013 te yayınlanan IPCC 5. Değerlendirme Raporu (AR5 ) ile iklim
değişikliği için alternatif önlem senaryolarına göre tahmin yapılarak deniz
seviyesi yükselmesinin kontrol edilebilir olup olmadığı değerlendirilmektedir.
Aşağıda sera gazı emisyonlarının kısıtlanmasını öngören senaryolara dayalı
olarak Ortalama Küresel Deniz Seviyesindeki yükselme tahminleri (GMSL) ,
2100 yılına kadar değişik konsantrasyon değerlerini ifade eden Representative
Concentration Pathways (RCPs) bazında verilmektedir.[7]
Şekil 2
Senaryolar
(RCP)ışığında ortalama
deniz seviye tahminleri
IPCC çalışma grubu 1
Rapor 5
744
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
2100 yılından sonra ise buzullardaki erimeye ve emisyon hassasiyetlerine göre
deniz seviyesinde belirgin yükselmeleri devam edecektir.
IPCC raporlarının bu sonuçlarına karşın gelecek dönem tahminlerinde farklı
görüşler de mevcuttur.
Uzun vadede deniz seviye farklılığında buz kütlelerinin hacim azalmasına bağlı
olduğu ve sonuçta önümüzdeki 100 yılda en az 1m. seviye yükselmesi
beklenebileceği ifade edilmektedir. (Rohling et al., 2008; Andersen et al., 2010;
Stanford et al., 2010). (Siddall et al., 2003; Rohling et al., 2004)
Buz kütlelerinin çözülmesinin yüz yıl boyunca 0.8-2.0 m deniz yükselmesine
neden olacağı (Pfeffer et al., 2008) . Antartika’nın yalnız başına 1.5 m./asır
(SCAR
report,
2009)
seviye
yükselmesine
neden
olabileceği
de
değerlendirilmektedir. .
1.1AKDENİZ BASENİ İÇİN DEĞERLENDİRMELER
Dünya ortalama deniz seviyesinde değişimler bölgesel denizleri tam olarak
karakterize etmemekte, lokal olarak inceleme gerektirmektedir.
Akdeniz
Baseni deniz seviyesi geçen yüzyılda değişkenlik göstermiş yıllık ortalama 1.2
mm/ yıl ile dünya ortalama seviye yükselme trendinin altında kalmıştır.
Yapılan ölçümlere göre 1960 ile 1993 arasında kadar birkaç cm.. düşüş
yaşanırken 1993 ile 2000 arasında 4.5 cm. hızlı yükseliş yaşanmıştır. [9].
Avrupa Birliği Çevre Programı çerçevesinde yürütülen The SELF (Sea Level
Fluctuations: Geophysical İnterpretation and Environmental Impact) Projesi ile
Karadeniz’e kadar uzanan Akdeniz baseni için deniz seviye ölçümleri yapılmış
SLR/VLBI uzay teknolojileri kullanılarak son 30 yıllık dönemde en fazla
1.5mm/yıl değişiklik olduğu, bunun içinde yer kabuğu hareketlerinden
kaynaklanan kısmının ± 1 mm/ yıl olduğu belirtilmiştir[10]
Bölgesel deniz seviye değişkenliğinde bir etken atmosfer basıncıdır. 1 mbar
düşüş deniz seviyesinin 1 cm. yükselmesine neden olur. 1960-1993 arasındaki
düşüşün nedeni yüksek basınç ile açıklanmaktadır. Deniz seviyesin, kontrol
eden diğer bir faktör ise sterik etki dediğimiz ısı ve tuzluluk değişkenleridir.
(Yüksek ısı, seviye yükselmesine, tuzluluğun artması ise buharlaşmanın yağışa
göre az olduğu durumlarda, seviye düşmesine neden olur.)
Akdeniz deniz seviyesi, sterik etki nedeniyle değişkenlik göstermektedir Ayrıca
bir iç deniz olmasına rağmen Cebelitarık ile Atlantik ‘e bağlanmış olmasından
da ayrıca etkilenmektedir. Bölge, lokal ve global model çalışmaları ve NASA nın
uydu araştırmaları ile incelenmekte, termosterik etkiye ilaveten Atlantik
girişimin baskın olacağı değerlendirilmekledir. Ancak Akidenizde gelecek
dönemler için tahmin yapmanın karmaşıklığı dikkati çekmektedir.
Edinilen sonuçlara göre bu asır için sterik etki nedeniyle 22cm. yükselme
beklenmektedir. .Güney Adriyatik için yapılan bir başka değerlendirmede ise
2050 yılı için 16-26cm. civarında yükselme tahmin edilmiştir. [11]
745
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
2011 de yapılan ölçüm çalışmasına göre Atlantik ve Akdeniz arasındaki farkın
önümüzdeki 100 yıl için 5-10 cm civarında olacağı öngörülmektedir. (Jorda et
al. 2011)
Adriyatik Denizi için 1993-2005 arasında seviye 2.9-5.7 cm.. yükseldiği
ölçülmüş, uydu verileri ile mukayese edildiğinde dünya ortalamasına göre daha
yüksek bulunmuştur.(IPCC verisi 3.1 cm.)
Adriyatik denizinde son yüzyıl için seviye yükselmesi yaklaşık 1.2mm/yıl
olarak belirtilmiştir. Küresel deniz seviyesi yükselmesinin 10 ve 20 cm
aralığında olduğu Akdeniz ve Karadeniz bölgeleri için, deniz seviyesi
yükselmesinin son yüzyıl içerisinde 12 cm civarında seyrettiği UNDP
kaynaklarında belirtilmektedir.[8]
Bütün bu çalışmaların ortaya koyduğu bulgulardaki farklılık,
bölgesel
özelliklerin önemini ortaya koymakta, yerinde sürdürülebilir ölçüm ve
modelleme mekanizmasının gerekliliğine işaret etmektedir
2.TÜRKİYE İÇİN DEĞERLENDİRMELER
Yukarıdaki global bulguların, ülkemizi çevreleyen denizler açısından
irdelenmesinin yanı sıra, hiç kuşkusuz lokal bilgilere ulaşmanın önemli bir
ihtiyaç olduğu açıkça görülmektedir.
2.1 TÜRKİYE’DE DENİZ SEVİYE ÖLÇÜMLERİ
Türkiye’de deniz seviyesi belirleme çalışmaları ile ilgili tarihsel
bilgi aşağıda verilmekledir. [12]
a- 1922-1983 Yılları Birinci Dönem Çalışmaları
Türkiye’de deniz seviyesi belirleme çalışmaları , ilk kez Fransa Ulusal Coğrafya
Enstitüsü (IGN : L’Institut Geographique National) tarafından İskenderun’da
bir istasyonunun kurulması ile 1927 yılında başlanmış ve 1934 yılına kadar
devam edilmiştir. Daha sonra 1934 yılında İstanbul Kandilli Rasathanesi
tarafından Arnavutköy’de bir mareograf istasyonu kurulmuş, ancak şu anda
faaliyetleri durmuştur. Türkiye’de Ulusal Düşey Kontrol Ağının (TUDKA)
kurulması çalışmalarının başlatılması üzerine, özellikle düşey datumun
tanımlanmasında kullanılmak üzere ortalama deniz seviyesi belirleme amacı
ile Harita Genel Komutanlığı HGK tarafından , 1935 yılında Antalya’da bir
mareograf istasyonu kurulmuştur. Bu adım, deniz seviyesi izleme ağının ilk
basamağını oluşturmuş, daha sonra HGK tarafından 1937 yılında bu kez
Karşıyaka/İzmir ‘de bir mareograf istasyonu kurulmuştur. Aynı yıl mareograf
istasyonlarının kurulması ve işletilmesi görevini üstlenen Devlet Meteoroloji
746
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
İşleri Genel Müdürlüğü tarafından, 1948 yılında Karadeniz Ereğlisi, 1952
yılında İskenderun, 1956 yılında Trabzon, 1961 yılında Samsun, 1967 yılında
da Bodrum ve 1981 yılında Gölcük mareograf istasyonları kurulmuştur.
b-1985 Sonrası ikinci Dönem Çalışmaları
Mareograf istasyonlarının kurulması ve işletilmesi görevi 1983 yılında tekrar
HGK'na verilmesi üzerine, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlı Harita Genel
Komutanlığı Jeodezi Dairesi Başkanlığınca Türkiye kıyılarında deniz seviyesi
ve kıyı çizgisi değişimlerini izlemek amacıyla Türkiye Ulusal Deniz Seviyesi
İzleme Sistemi (TUDES) oluşturulmuş, deniz seviye ölçümleri Akdeniz, Ege,
Marmara, Karadeniz ile Gökçeada ve KKTC kıyılarına dağılmış aşağıda
gösterilen 20 mareograf istasyonunda gerçekleştirilmektedir.
Şekil 3 Mareograf istasyon noktaları
Tablo
1.
analiz
yapılan
istasyonlar kurulma tarihleri
Antalya
Bodrum
Ekim 1985
Kasım 1985
Menteş
Erdek
Kasım 1985
Şubat 1984
Bu istasyonlardan 1985 yılı itibariyle kurulup en az 20 yıllık ölçüm ve analiz
yapılabilen tablo(1)de gösterilen, Antalya’da yılda 7.4, Bodrum’da 4.3,
Menteş’te 3.8 ve Erdek’te 7.7 milimetre net yükselme olduğu.,Türkiye’de deniz
seviyesinin her yıl ortalama 4-8 milimetre yükseldiği ifade edilmekte, bu
belirgin yükselmenin takibinin önemi vurgulanmaktadır.
Ancak Jeodezi Dairesi Başkanlığı tarafından yapılan Antalya-II, Bodrum-II,
Erdek ve Menteş Mareograf İstasyonlarına Ait 1984-2002 Yılları Arası
Deniz Seviyesi ve Jeodezik Ölçülerin Değerlendirilmesi Çalışması
kapsamında, bu yükselmelerin sadece küresel ısınma kaynaklı olmadığı,
çökmelerden de etkilendiği belirlenerek uydu verileri kullanılarak küresel
ısınma kaynaklı kısmının değerlendirildiği belirtilmektedir. (Harita Dergisi
Haz. 2003, Hasan Yıldız ve d.)
Bu çalışma ile; Bodrum-II mareograf istasyonundaki ortalama deniz seviyesi
değişimi global deniz seviyesi yükselişi tahminleri ile oldukça uyumlu olarak
tespit edilirken, Antalya-II, Menteş ve Erdek mareograf istasyonlarında ise
global tahminlerden oldukça yüksek ortalama deniz seviyesi yükseliş hızları
belirlenmiştir.
Bodrum-II ve Menteş Mareograf-GPS noktalarında istatistiksel olarak anlamlı
bir düşey hareket bulunamazken, Antalya ve Erdek mareograf asıl röperlerinin
sırasıyla -5.3 ± 1.8 mm/yıl ve –8.4 ± 3.0 mm/yıl hızla çöktüğü tespit
edilmiştir. Antalya-II ve Erdek mareograf istasyonlarındaki bağıl deniz seviyesi
değişimlerinin belirgin olarak mareograf istasyonlarının bulunduğu karanın
yerel yada bölgesel çökmesinden kaynaklandığı değerlendirilmektedir.
Bodrum-II mareograf istasyonundaki ortalama deniz seviyesinin bağıl değişimi
(3.3 ±1.1mm/yıl), global deniz seviyesi yükselişi tahminlerine oldukça yakın
olduğu, Menteş mareograf istasyonunda ise ortalama deniz seviyesinin 6.8±0.9
747
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
mm/yıl bir hızla yükseldiği belirlenmiş ancak tekrarlı GPS ölçüleri ile anlamlı
bir düşey hareket belirlenmemiştir.
Sonuç olarak deniz seviye değişimlerinin , Antalya-II ve Erdek mareograf
istasyonlarında yerel yada bölgesel düşey yer kabuğu hareketlerinden
kaynaklandığı değerlendirilse de, yerel (bağıl) 3-10 mm/yıl oranında bir deniz
seviyesi yükselmesi olduğu belirtilmektedir.
3-İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ETKİLERİ VE KIYILARIMIZ
-
İklim değişikliği sonucunda meteorolojik parametreler etki altındadır
x
x
x
x
x
x
x
Ortalama deniz seviyesi,
Deniz akıntı ve ısısı
Dalga iklimi
Rüzgâr iklimi
Yağmur
Hava basıncı
Hava sıcaklığı, verilerinde önceden tahmin edilmesi
kolay olmayan farklılıklara neden olur.
3.1 Ekolojik açıdan Küresel ısınma, sadece canlı yaşamını direk olarak
etkilememekte, habitat yıkımlarına da yol açması beklenmektedir.. Böylece
küresel ısınma ekosistem değişikliklerini de beraber getirmektedir.
3.2 Kıyı Alanlarının Planlanmasında İklim değişikliği veya yer kabuğu
hareketlerinden de kaynaklanabilen deniz yükselmelerinin önlem alınmaması
halinde ciddi tehditler meydana getireceği bilinmektedir. Deniz seviye
yükselmeleri nedeniyle
x
x
x
x
kıyı alanlarının su altında kalması riski
kıyı oyulmaları, kıyı çizgisinin gerilemesi, değişimi
kıyısal kum taşıma dengesinin bozulması
nehir ağızlarında tuzluluğun iç bölgeleri etkilemesi, gibi sonuçlara
günümüzde sıkça rastlanmaktadır. Bu çerçevede bu etkinin, kıyı
alanlarının planlanmasında ve yönetiminde, şehir plancıları ve kıyı
mühendislerince önemle dikkate alınması gereklilik arz etmektedir.
3.3 Kıyı Mühendisliği Açısından Değerlendirmeler
İklim değişikliği/ deniz yükselmesi kıyı mühendisleri için önemli bir başlıktır.
Bu kavramın, rüzgâr hızı ve yönü kısaca rüzgâr iklimi ve dolayısı ile dalga
iklimi, deniz derinliği, su seviyesi, yağmur şiddeti ve tekerrürü, tuzluluk
atmosfer basıncını etkilediği gerçeğinin dikkate alınması ile kıyılarımızdaki,
yapılaşma, yapısal tasarım ilkelerinin tekrar gözden geçirilmesi, yeni duruma
adapte edilmesi zorunluluğu ortaya çıkmaktadır
748
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
Kıyılarda bir çok sektörün ihtiyacı olarak gerçekleştirilen yapıların (liman,
dalgakıran, iskeleler, rıhtım, kıyı koruma yapıları, su altı tesisleri,yüzer
yapılar vb.) tasarımında hidrografik, hidrodinamik veriler esas alınır ki bu
parametreler ile ilgili yapılacak kabuller, iklim değişikliğinden büyük ölçüde
etkilenmektedir
Yapı tasarımı aşamasında; dalga yüksekliği, yönü, tekerrür özelliği, kırılma
derinliği, enerjisi, su derinliği kum taşıma kapasitesinin paterninin zamana
dayalı olarak tespiti gereklidir, ancak günümüzde, veri belirsizliği nedeniyle,
gelecek yıllar için tahmin yapılması gittikçe zorlaşmaktadır.
Proje kabullerinin sonuçlandırılması, kesinleştirilmesi kolay olmamakta,
böylece tasarımda risk faktörünün ağırlığı büyümektedir.
Mevcut çalışmalardan elde edilen verilere göre küresel ısınma ve deniz
yükselmesinin devam edeceği bilinmekle beraber,
x Deniz seviyesi ne kadar yükselecek, artış ivmesi devam edecek midir?
x Deniz seviyesi değişim trendinde zamana dayalı
bağıntı
kurulabilecek midir.?
sorularının karşılık bulması beklenmektedir. Ancak belli olan şu ki; gelecekte
bu verilerin belli bir patern izlemediği, lokal olarak farklılık arz ettiği, ancak
her durumda, mevcut koşullara oranla daha ciddi boyutlarda seyredeceği
anlaşılmaktadır. Akdeniz için uluslararası ölçekte yapılan çalışma sonuçları
ile
ulusal bazda elde edilen sonuçların farklılık
gösterdiği
TUDES
değerlerinin diğerlerine göre daha yüksek olduğu anlaşılmaktadır. Lokal
farklılıkların küresel ısınma dışındaki etkilere de bağlı olduğu görülmektedir.
Tasarımda veri güvenirliği dizaynın başarısını ortaya koyar. Bilindiği gibi
veri belirsizliğinde risk boyutu büyür, riski minimize etmek üzere ekstrem
koşullar dikkate alınır ve ekonomik olmayan çözümlere yönelinir.
Riskin göz ardı edildiği aksi durumda ise riskin getireceği maliyetler daha
yüksek olabilir. Sonuçta bıçak sırtı bir durum vardır.
Bu nedenle zamana dayalı olarak iklim değişikliğinden etkilendiği bilinen bu
verilerin nasıl sağlanabileceği sağlanamazsa, kıyı mühendislerinin nasıl bir yol
izleyeceği konusu üzerinde derinlemesine düşünmek gerekir
Kıyılarımızda yapılacak tasarımlarda kıyı mühendislerince izlenecek yol
haritasının oluşturulmasına yardımcı olmak üzere aşağıdaki hususların
tartışılmasında yarar görülmektedir .
x
x
Türkiye’de devam etmekte olan çalışmalar kapsamında kıyılarımızda
deniz seviyesi değişimlerinin sürekli izlenmesini sağlamak, su seviyesi,
dalga yüksekliği akıntı ölçümlerini içeren programı geniş bir ağda
yaygınlaştırmak, uzun vadede iklim değişikliği etkilerini belirleyici
analiz programları kapsamında, parametrelerin zamana dayalı olarak
tayinine imkân verebilecek model üretmek,
Uluslararası
araştırma
izleme
programlarına
Türkiye’nin
entegrasyonunu sağlamak,
749
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
x
‘TÜRKİYE KIYI ALANLARI RİSK HARİTASI ve EYLEM PLANI’nı
hazırlatmak
ilk aşamada atılabilecek adımlardır.
x Hâlihazırda yapılacak tasarımlarda, yapının önem katsayısının yüksek
olduğu durumlarda, ekstrem değerler üzerinden, IPCC raporlarında
belirtilen kötü senaryo değerlerini dikkate alarak, ancak lokal özellikleri
göz ardı etmeden değerlendirmek
x Esnek tasarım yaklaşımı geliştirmek, ‘ekonomik ömür’ kavramını
gözden geçirmek,
x Risk boyutunu öne alarak , ekonomi parametresinin daha az
önemsendiği tasarımları alternatif olarak değerlendirmek
x Ekstrem özellik gösteren, diğer iklim bileşenlerinin de hasar verici
etkisini (rüzgâr hortum sel) göz ardı etmemek,
x Kıyı alanlarının planlanmasında, yerleşim en düşük kotunu, kıyı kenar
çizgisini, konservatif eksende belirlemek, ekonomik kayıplara meydan
vermemek üzere, kıyı alanları yönetiminde sosyo-ekonomik planlamayı,
risk değerlendirmesi sonucuna göre gerçekleştirmek,
düşünülebilecek yaklaşımlardan bazı örnekler olup, kapsamı daha da
çoğaltılabilecek benzer önerilerin geniş bir yelpazede, sektör aktörlerince
değerlendirilmesi beklenmektedir..
4. İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ ile DENİZ ULAŞIMI AÇISINDAN BİR FIRSAT!
İklim değişikliğinin bir başka sonucu ise tehdidin fırsata dönüştüğü global
deniz ticaret ulaşım yollarında Alternatif Kuzey Geçişi’ne imkân vermesidir.
İklim değişikliği nedeniyle kutup bölgesindeki buzullar eridikçe, bölgedeki
gemi trafiği artmış, sadece temmuz-ekim döneminde gemi trafiğine açık olan
Kuzey Kutup Bölgesi’nden artık kış döneminde de gemilerin geçmesine imkân
tanınmıştır.
Bu yeni ulaşım arteri Süveyş ve Panama
kanalları ile
günümüzde kullanılagelen hatlara alternatif sunmakta , Arktika buzullarının
erimeye devam etmesiyle, ilave avantajlar sağlayacağı da görülmektedir.
Süveyş yoluyla Murmansk’tan Japonya’nın Yokohama limanına kadar yol
hemen hemen 13 bin deniz milini buluyorken, Kuzey Deniz yoluyla ise
uzunluğu yalnız 5770 mildir. Üstelik bu koridorda korsanlık problemleri
beklenmemektedir. . Ancak hızla eriyen buzullar ile ortaya çıkan bu elverişli
ve ekonomik deniz ticaret hattı, gemi trafiği artışı ve yatırım hevesleri
açısından ülkeler arasındaki yarışı
ve anlaşmazlık olasılıklarını
tetiklemektedir. [13]
Şekil 4 Kuzey Deniz Geçişi Alternatifi
750
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
5.
SONUÇ VE ÖNERİLER
İklim değişikliği/küresel ısınma olgusunun,
hayatı tehdit ettiği gerçeği
karşısında, sektörel anlamda yapıcı tedbirlerle çözüm üretici olunması, önlem
alınması gerektiği konusunda tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de
farkındalık oluşmuştur.
İklim değişikliği ve deniz seviyesindeki yükselmeler, kıyılarımızı, kıyı
yapılarımızı, denizcilik faaliyetlerini önemli ölçüde etkilemektedir.
Deniz seviyesi değişim trendinin zamana dayalı olarak netleşmesi, kıyı mühendisliği
alanında sağlıklı tasarım ilkelerini oturtmak adına önemlidir.
Bu çerçevede halen TUDES Projesi kapsamında yürütülen çalışmalara ilaveten
deniz seviyesi değişimi ile ilgili gerçekçi veri elde etmeyi teminen, tüm ülkeyi
kapsayacak şekilde araştırma izleme, değerlendirme, model oluşturma
çalışmalarına ağırlık verilmesi, gerekliliktir
Öncelikli olarak da, küresel ısınma ile tehdit altında olan kıyı alanlarında
ekonomik kayıplara meydan vermemek üzere, ’TÜRKİYE KIYI ALANLARI RİSK
HARİTASI ve EYLEM PLANI’ nın hazırlatılması, kıyı alanı yönetiminde sosyoekonomik
planlamanın,
bu
risk
değerlendirmesi
sonucuna
göre
gerçekleştirilebilmesini temin etmek açısından zorunludur.
Bu konularda bilim, araştırma kuruluşlarının, akademik çevrelerin emek ve
çabalarının yanı sıra, devletin ilgili kurumlarının politika ve eylem kararlılığı,
kamunun desteği, başarı ve sürdürebilirlik açısından önemlidir.
KAYNAKLAR
1--Peterson,T : Journal of Climate, sayı 16,
2--Thomas M. Smith, Journal of Climate, sayı 18,
3- http://www.gloss-sealevel.org/
4- http://www.psmsl.org/
5- Climate Change Impacts, Adaptation and Vulnerability.
IPCC,.(2007).
6- www.climatechange2013.org).
7-“Climate Change 2013: The Physical Science Basis”.
the Intergovernmental Panel on Climate Change (IPCC) Working Group
I (WGI) Fifth Assessment Report (AR5)
8--Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Ofisi internet
sitesi
9- UNEP internet sitesi
10- Zerbini et al) 1996. Sea level in the Mediterranean: a first
steptowards separating crustal movements and absolute sea level
variations
11-Sea Level Rise Scenarios /Focus on the Mediterranean Sea and the Adriatic
SeaWorkshop UNESCO 2010. Venice
12-Antalya II Bodrum II Erdek Ve Menteş Mareograf İstasyonlarına Ait
1984-2002 Yılları Arası Deniz Seviyesi ve Jeodezik Ölçülerin Değerlendirilmesi
Hasan YILDIZ ve diğerleri (harita dergisi Haziran 2003Yıl: 70 Özel Sayı: 17
751
8. KIYI MÜHENDSL SEMPOZYUMU
13-deniz haber.com Arktika Hırsı Kuzey Deniz Yolu ( 10 ağ,2014)
14-World Meteorological Organisation WMO internet sitesi
15-İklim Değişikliği ve Denizler Raporu TUDAV
16- David E. Parker, Large-scale warming is not urban, Nature, sayı 432,
17-Türkiye Ulusal Deniz Seviyesi İzleme Ağı Veri Kalite Kontrol ve Yönetim Sistemi
(Simav, M. ve diğerleri )harita dergisi Ocak 2011 Sayı 145
752
Download