gazi üniversitesi eğitim bilimleri enstitüsü türkçe öğretmenliği bilim

advertisement
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI
İLKÖĞRETİM 6-8. SINIF TÜRKÇE KİTAP SETLERİNDE TÜRK
HALK EDEBİYATI TÜRLERİ İLE TÜRKÇE ÖĞRETİMİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Hazırlayan
Emrullah GÖKAHMETOĞLU
Ankara
Kasım, 2010
GAZİ ÜNİVERSİTESİ
EĞİTİM BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
TÜRKÇE ÖĞRETMENLİĞİ BİLİM DALI
İLKÖĞRETİM 6-8. SINIF TÜRKÇE KİTAP SETLERİNDE TÜRK
HALK EDEBİYATI TÜRLERİ İLE TÜRKÇE ÖĞRETİMİ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
Emrullah GÖKAHMETOĞLU
Danışman: Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL
Ankara
Kasım, 2010
İLKÖĞRETİM 6-8. SINIF TÜRKÇE KİTAP SETLERİNDE TÜRK
HALK EDEBİYATI TÜRLERİ İLE TÜRKÇE ÖĞRETİMİ
i
JÜRĠ VE ENSTĠTÜ ONAY SAYFASI
Emrullah GÖKAHMETOĞLU‟nun Ġlköğretim 6-8. Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk
Halk Edebiyatı Türleri ile Türkçe Öğretimi baĢlıklı yüksek tezi 09/11/2010 tarihinde,
jürimiz tarafından Türkçe Öğretmenliği Bilim Dalında Yüksek Lisans Tezi olarak kabul
edilmiĢtir.
Adı- Soyadı
Ġmza
BaĢkan: Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL (Tez DanıĢmanı)
………..…………………..
Üye: Prof. Dr. Ġsmet CEMĠLOĞLU
…………………...............
Üye: Yrd. Doç. Dr. Erol BARIN
…………………...............
ii
ÖN SÖZ
Bu araĢtırmayı yapmam için beni yüreklendiren değerli hocam ve danıĢmanım
sayın Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL‟e sonsuz teĢekkürü borç bilirim. Değerli hocamın
eleĢtirel bakıĢ açısı ile sorunları irdeleme ve çözüm için ortaya koyduğu yaklaĢımlar,
araĢtırmanın her aĢamasında beni motive etmiĢtir. AraĢtırmalarımda çok değerli
görüĢleriyle bana daima yol gösteren kıymetli hocalarım Yrd. Doç. Dr. Fahri
TEMĠZYÜREK ile Yrd. Doç. Dr. Erol BARIN‟a tezimin baĢından sonuna kadar bana
destek verdikleri destek için teĢekkür ederim. ÇalıĢmam boyunca eleĢtiri ve çok
kıymetli katkılarıyla bana destek veren değerli arkadaĢım Dr. Eylem TATAROĞLU‟na;
yine çalıĢmalarımda bana verdikleri destekten dolayı arkadaĢlarım Ömür ÇOBAN ve
Serdar ARHAN‟a sonsuz teĢekkür ederim. Son olarak çalıĢmamın tamamlanması
aĢamasında bana her türlü desteği veren Millî Eğitim Bakanlığı TeftiĢ Kurulu BaĢkanı
Muzaffer Doğan ile Kurulun çok kıymetli BaĢkan Yardımcılarına teĢekkür ederim.
Emrullah GÖKAHMETOĞLU
iii
ÖZET
ĠLKÖĞRETĠM 6-8. SINIF KĠTAP SETLERĠNDE TÜRK HALK EDEBĠYATI
TÜRLERĠ ĠLE TÜRKÇE ÖĞRETĠMĠ
GÖKAHMETOĞLU, Emrullah
Yüksek Lisans, Türkçe Öğretmenliği Bilim Dalı
Tez DanıĢmanı: Prof. Dr. Abdurrahman GÜZEL
Kasım -2010, 178 sayfa
Bu araĢtırma, 6-8. sınıf Türkçe kitap setleriyle yapılan Türkçe öğretiminde Türk
halk edebiyatı türlerine ne kadar yer verildiğini tespit etmek amacıyla yapılmıĢtır.
AraĢtırmanın evrenini 2009–2010 eğitim-öğretim yılında okutulmak üzere Talim ve
Terbiye Kurulu BaĢkanlığınca kabul edilerek Ocak 2009 Tebliğler Dergisi‟nde
yayımlanan 6. sınıf için yedi, 7. sınıf için yedi ve 8. sınıf için sekiz Türkçe kitap seti
olmak üzere toplam 22 kitap seti oluĢturmaktadır. AraĢtırmamızın evrenini oluĢturan
kitap setleri arasından her sınıf seviyesi için -biri Millî Eğitim Bakanlığı tarafından
yayımlanan kitap seti olmak üzere- Ģans (random) yöntemiyle belirlenen üç kitap seti
örneklem olarak belirlenmiĢtir. Örneklem, 6. sınıf için Millî Eğitim, Koza ve Özgün; 7.
sınıf için Millî Eğitim, Pasifik ve Harf; 8. Sınıf için Millî Eğitim, Batu ve Pasifik
yayınevlerinin kitap setlerinden oluĢmaktadır.
AraĢtırma “içerik çözümlemesi” tekniklerinden “kategorisel analiz tekniği”ne
göre yapılmıĢtır. AraĢtırmanın örneklemini oluĢturan kitap setlerindeki metinler için
kodlama iĢlemi iki kez yapılmıĢ ve bulgular birbiriyle karĢılaĢtırılmıĢtır. Verilerin
analizinde SPSS 11,5 (Statistic Package For Social Science)
programı kullanılmıĢtır.
Örneklemi oluĢturan kitap setlerinin ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarındaki
bütün metinler taranarak Türk halk edebiyatı metinleri belirlenmiĢtir. Daha sonra elde
edilen bulgular dört farklı tabloda gösterilmiĢ ve yorumlanmıĢtır. Kitap setlerinde,
nesirler için birden fazla paragraftan oluĢan eserler ile en az dört satırdan oluĢan eserler,
nazımlar için ise en az bir dörtlükten oluĢan nazım parçaları metin olarak kabul
edilmiĢtir.
AraĢtırma sonucunda Ġlköğretim 6-8. sınıf Türkçe kitap setlerinde Türk halk
edebiyatına yer verme düzeylerinin düĢük olduğu sonucuna ulaĢılmıĢtır. Bunun yanında
çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarındaki etkinliklerde yeteri kadar metne yer
iv
verilmediği görülmüĢtür. Metinsiz bir dil öğretiminin olamayacağı düĢünüldüğünde
kitaplar hem genel metin sayıları hem de Türk halk edebiyatı metinleri sayısı itibariyle
yetersiz bulunmuĢtur. Bu bulgular ıĢığında Türkçe öğretiminin en temel kaynağı olan
Türk halk edebiyatına hem öğretim programlarında hem de kitap setlerinde daha fazla
yer verilmesi gerektiği yönünde öneriler sunulmuĢtur.
Anahtar Kelimeler: Türkçe öğretimi, çocuk edebiyatı, Türk halk edebiyatı,
öğretim programı, kitap seti, metin.
v
ABSTRACT
TURKISH TEACHING BY TURKISH FOLKLORIC LITERATURE GENRES IN
THE SETS OF 6TH-8TH GRADE TURKISH BOOKS
GÖKAHMETOĞLU, Emrullah
Master Degree, Turkish Teaching Department
Thesis Advisor: Professor Abdurrahman Güzel
November, 2010 178 pages
This study has been done to determine in Turkish teaching how many genres are
related to Turkish folkloric genres in the sets of 6th -8th Grade Turkish Books. The field
of the search consists of 22 sets of books -7 of them for 6th grade, 7 of them for 7th grade
and 8 of them for 8th grade-which were accepted by Board of Education and were
published. For each grade, as a sampling, three sets of books were chosen with random
technique and one of them was the set of books that were written and published by
MoNE (Ministry of National Education). Samplings for 6th grade are the sets of books
published by MoNE, Koza and Özgün; samplings for 7th grade are MoNE, Pasifik and
Harf; samplings for 8th grade are MoNE, Batu and Pasifik.
This study is done according to “categorical analyze technique” that is one of the
techniques of “content analysis”. For the texts in the sets, coding process was done
twice and the findings were compared to each other. To analyze the data, SPSS 11.5
(Statistic Package for Social Science) computer program was used. In the sets, in other
words in the teacher‟s book, workbook and course book, all texts were scanned and
Turkish folkloric texts were found. Then, the findings were shown in four different
tables and commented on them. In the sets, two-paragraph texts and at least four lines
texts and for poems at least poems with a stanza were accepted.
At the end of the study, it is seen that in the 6th -8th grade sets, the amount of
Turkish folkloric genres is insufficient. Besides this, it is also seen that Turkish folkloric
texts are very few in the activities in the workbooks and in the teacher‟s books. It is
thought that without texts, learning a language is impossible. When the sets were
examined, both the number of other texts and Turkish folkloric texts are not sufficient.
In light of the foregoing, it is offered to increase the number of Turkish folkloric texts
vi
that are the basis of teaching Turkish both in Turkish curriculum and in the sets of
books.
Key Words: Turkish teaching, children‟s literature, Turkish folkloric literature,
curriculum, the sets of books, text.
vii
ĠÇĠNDEKĠLER
Sayfa
JÜRĠ ÜYELERĠNĠN ĠMZA SAYFASI .............................................................................. i
ÖN SÖZ .............................................................................................................................. ii
ÖZET .................................................................................................................................. iii
ABSTRACT........................................................................................................................ v
ĠÇĠNDEKĠLER ................................................................................................................... vii
TABLOLAR LĠSTESĠ ........................................................................................................ ix
KISALTMALAR LĠSTESĠ ................................................................................................ xi
1. GĠRĠġ ................................................................................................................ 1
1.1. Problem Durumu ........................................................................................ 3
1.2. AraĢtırmanın Amacı ................................................................................... 8
1.3. AraĢtırmanın Önemi ................................................................................... 8
1.4. AraĢtırmanın Sınırlılıkları .......................................................................... 13
1.5. Varsayımlar ................................................................................................ 13
1.6. Tanımlar ..................................................................................................... 14
2. KAVRAMSAL ÇERÇEVE .............................................................................. 16
2.1. Çocuk Edebiyatı ......................................................................................... 16
2.1.1. Çocuk ve Çocukluk Dönemi ................................................................. 16
2.1.2. Çocuk Edebiyatı Nedir? ........................................................................ 17
2.1.3. Çocuk Edebiyatının Tarihi .................................................................... 19
2.1.4. Çocuk Edebiyatı TartıĢmaları ............................................................... 20
2.1.5. Çocuk Edebiyatı ve Estetik ................................................................... 24
2.1.6. Çocuk Edebiyatı Ġçindeki Türk Halk Edebiyatı .................................... 26
2.2. Türk Halk Edebiyatı ................................................................................... 26
2.2.1. Tarihî GeliĢimi ...................................................................................... 27
2.2.2. Genel Özellikleri ................................................................................... 29
2.2.3. Türk Halk Edebiyatı Türleri .................................................................. 30
2.2.3.1. Halk Ģiiri ......................................................................................... 30
2.2.3.1.1. Ninni........................................................................................ 30
2.2.3.1.2. Mâni ........................................................................................ 32
2.2.3.1.3. Türkü ....................................................................................... 33
2.2.3.2. Masal .............................................................................................. 34
2.2.3.2.1. Masalların tasnifi..................................................................... 36
2.2.3.2.2. Türk masallarının yapısal özellikleri....................................... 37
2.2.3.2.3. Masalların eğitimdeki yeri ...................................................... 38
2.2.3.3. Tekerleme....................................................................................... 41
2.2.3.4. Bilmece .......................................................................................... 43
2.2.3.5. Fıkra ............................................................................................... 45
2.2.3.5.1. Türk fıkralarının konusu ......................................................... 46
2.2.3.6. Destan............................................................................................. 46
2.2.3.7. Efsane ............................................................................................. 48
2.2.3.8. Halk tiyatrosu ................................................................................. 50
2.2.3.8.1. Köy orta oyunu (köy tiyatrosu) ............................................... 50
2.2.3.8.2. Meddah.................................................................................... 50
2.2.3.8.3. Karagöz ................................................................................... 50
2.2.3.8.4. Orta oyunu............................................................................... 51
viii
2.2.3.8.5. Kukla ....................................................................................... 51
2.2.3.8.6. Tiyatro ve eğitim ..................................................................... 52
2.2.3.9. Halk hikâyesi.................................................................................. 53
2.2.3.10. Deyim ........................................................................................... 55
2.2.3.11. Atasözü......................................................................................... 56
2.3. Türk Halk Edebiyatının Türkçe Öğretimindeki Yeri ................................. 57
2.3.1. Dil-Kültür ĠliĢkisi .................................................................................. 57
2.3.2. Kültürün Devamı ve Türk Halk Edebiyatı ............................................ 60
2.3.3. Devletin Eğitim Görevi ......................................................................... 66
2.3.4. Çocuğun Ġhtiyacı ................................................................................... 68
2.3.5. Dede Korkut‟un Vasiyeti ...................................................................... 72
2.4. Türkçe Öğretim Programlarında Türk Halk Edebiyatı .............................. 73
2.4.1. Genel Amaçlar Açısından ..................................................................... 73
2.4.2. Ders Kitaplarına Alınan Türler Açısından ............................................ 74
2.4.3. Metinlerin Nitelikleri Açısından ........................................................... 75
2.4.4. DavranıĢ ve Kazanımlar Açısından....................................................... 79
3. YÖNTEM.......................................................................................................... 81
3.1. AraĢtırmanın Modeli .................................................................................. 81
3.2. Evren ve Örneklem .................................................................................... 82
3.3. Veri Toplama Teknikleri ............................................................................ 82
3.4. Verilerin Analizi ........................................................................................ 83
4. BULGULAR VE YORUM ............................................................................... 84
5. SONUÇ VE ÖNERĠLER .................................................................................. 123
KAYNAKÇA...................................................................................................................... 132
EKLER ................................................................................................................................ 139
ix
TABLOLAR LĠSTESĠ
Tablo
Tablo 1
Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk ġiiri
Sayfa
Nu.
84
Tablo 2
Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk ġiiri
85
Tablo 3
Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk ġiiri
86
Tablo 4
Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Masal
87
Tablo 5
Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Masal
88
Tablo 6
Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Masal
88
Tablo 7
Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Tekerleme
89
Tablo 8
Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Tekerleme
89
Tablo 9
Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Tekerleme
90
Tablo 10 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Bilmece
90
Tablo 11 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Bilmece
91
Tablo 12 Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Bilmece
91
Tablo 13 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Fıkra
92
Tablo 14 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Fıkra
93
Tablo 15 Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Fıkra
93
Tablo 16 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Destan
94
Tablo 17 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Destan
95
Tablo 18 Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Destan
95
Tablo 19 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Efsane
96
Tablo 20 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Efsane
96
x
Tablo 21 Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Efsane
97
Tablo 22 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Tiyatrosu
98
Tablo 23 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Tiyatrosu
98
Tablo 24 Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Tiyatrosu
99
Tablo 25 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Hikâyesi
100
Tablo 26 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Hikâyesi
101
Tablo 27 Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Hikâyesi
101
Tablo 28 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Deyim
102
Tablo 29 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Deyim
102
Tablo 30 Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Deyim
103
Tablo 31 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Atasözü
104
Tablo 32 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Atasözü
104
Tablo 33 Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Atasözü
105
Tablo 34 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri
106
Tablo 35 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı
Türleri
Tablo 36 Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı
Türleri
Tablo 37 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri
(Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan Sonra)
Tablo 38 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı
Türleri (Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan Sonra)
Tablo 39 Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı
Türleri (Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan Sonra)
Tablo 40 Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri
Genel Tablosu (Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan Sonra)
Tablo 41 Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı
Türleri Genel Tablosu (Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan
Tablo 42 Sekizinci
Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı
Sonra)
Türleri Genel Tablosu (Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan
Sonra)
108
110
113
115
117
119
120
121
xi
KISALTMALAR LĠSTESĠ
MEB: Millî Eğitim Bakanlığı
TTKB: Talim ve Terbiye Kurulu BaĢkanlığı
TDK: Türk Dili Kurumu
SPSS: Statistic Package for Social Science
%: Yüzdelik
F: Frekans
1. BÖLÜM
GĠRĠġ
Her toplum kendi insanına, kendi değerlerini, kendi normlarını, kendi dilini
kazandırmaya çalıĢır. Çünkü insan dili ile topluma katılır, dili ile sosyalleĢir. Bu açıdan
bakıldığında eğitimin en temel amacının çocuklarımızı sosyalleĢtirmek olduğu
söylenebilir.
SosyalleĢtirmeye çalıĢtığımız çocuklarımızı Türk millî eğitimin temel amaçları
doğrultusunda iyi bir insan, iyi bir vatandaĢ ve iyi bir birey olarak yetiĢtirerek onları
mutlu bireyler kılmaya çalıĢırız.
Bütün bu amaçlarımızı gerçekleĢtirmeye çalıĢırken aklımızda, ufkumuzda bir
ideal insan modeli ve model değerler vardır. “Model değer kavramı ile, örnek alınan,
taklit edilen, benzerlerini temsil etmekle beraber, eksik ve aksaklıkları giderilerek
yönelinecek hâle getirilmiĢ olan norm ile davranıĢları ve bunların arkasında yatan
değerleri anlıyoruz. Model değerler, nesillere göre az çok değiĢiklik gösterme
eğiliminde olmakla beraber, kolektif Ģuurun, toplum vicdanının anlaĢtığı, mutabakat
sağlanan türden olanları büyük çoğunluktadır.” (Tural, 1992: 93-94)
Çocuklarımıza milletimizin yüzyıllar boyunca yarattığı değerli edebî eserleri
tanıtmak, onları Türk milletinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini
benimseyen yurttaĢlar olarak yetiĢtirmek Anayasa ve yasalarımızda belirlemeye
çalıĢtığımız bu model değerlerin tesisine yöneliktir.
Tural (1992) “Yeni yetiĢen nesilleri, bütün vatandaĢları, Türk milletinin hür ve
bağımsız bir Ģekilde, mensubiyet duygusu ve kimlik Ģuuru sahibi olarak, kendi değer ve
normları atfen, üreten, bölüĢen, çalıĢan, demokratikleĢmenin nimetlerini, mesuliyet ve
2
refah kavramlarıyla birleĢtiren insanlar hâline getirmek üzere bütün imkânlarımızı planlı
bir Ģekilde seferber etmek çok mu zordur?” (s. 149) diyerek aslında eğitimizin amacını
ortaya koyar.
“Her millet dilini ve kültürünü yüzyıllar boyunca yoğurur. Bu esnada o, akan bir
nehir gibi, içinden geçtiği her topraktan bazı unsurları alır. Her medeni milletin
konuĢma ve yazı dili, karĢılaĢtığı medeniyetlerden alınma kelime ve deyimlerle doludur.
Bu bakımdan her milletin dili, o milletin çağlar boyunca yaĢadığı tarihin adeta özetidir.
Dile bu gözle bakılırsa mana kazanır.” (Kaplan, 2001: 140) Dolayısıyla tarihin ve
kültürün bütün miraslarını bünyesinde barındıran dili geleceğimizin teminatı olan
çocuklarımıza öğreterek hem onların iyi iletiĢim kurmalarını hem de kültürün devamını
sağlamıĢ oluruz. Çünkü dil, milletin bütün yaĢantısının âdeta bir özetidir.
Bir toplumu millet yapan Ģey, o toplumun yaĢam biçimi de olan kültürüdür.
Kültürün en önemli unsuru ise dildir. Dil, hem kültürün en önemli unsuru hem de onu
gelecek nesillere aktaran bir araçtır. Ana dili eğitimine bu açıdan bakıldığında konunun
önemi daha iyi anlaĢılacaktır. “Kültür kavramı içerisine giren her Ģey baĢkalarına dille
aktarılmaktadır. Kültür, varlığını nesilden nesile geçmesine borçludur. Kültürün devamı
ve yaĢaması kültür taĢıyıcısı eserler, eğitim ve öğretim yolu ile olur. Onun içindir ki
kültür eserleri, eğitim ve öğretim kültürünün hayat Ģartıdır. (Özbay, 2002: 115)
Çocuk aslında dilin, dolayısıyla bir kültürün içine doğar. Duyduğu ve edinmeye
baĢladığı dille dolaylı olarak kültürlenmektedir. Dille beraber mensubu olduğu kültürü
de edinmeye baĢlar. Onun, yaĢayan bu kültür içinde rastladığı ilk edebî tür ninnidir.
Büyüdükçe edebiyatın diğer türlerinden de nasibini almaya baĢlayan çocuk, masalla
hem dinlemeyi hem konuĢmayı öğrenirken geçmiĢimizin bütün izlerini de belleğine
kazır. Bütün bunları düĢününce çocuğun ilk karĢılaĢtığı edebî eserlerin halk edebiyatı
ürünleri olduğu açıktır.
Eğitimimizin asıl problemi, kültürümüzü aktarmak için eğitimini vermeye
çalıĢtığımız dilimizin en güzel numunelerini de içinde barındıran halk edebiyatından
çocuklarımızı uzaklaĢtırmaktır. Yalçın ve AytaĢ‟ın (2002) da “Özellikle edebiyatımızda
diğer dünya edebiyatları ile karĢılaĢtırılamayacak kadar zengin bir halk edebiyatı ürünü
bulunmaktadır. Bu aynı zamanda tür bakımından da baĢlı baĢına bir zenginlik ifade
etmektedir.” (s. 38) diyerek ortaya koydukları gibi çok zengin bir halk edebiyatımız
3
varken bu kaynağı eğitimde, özellikle de Türkçe eğitiminde yeteri kadar
kullanamamaktayız.
Bu yüzden araĢtırmamızda Türkçe öğretim programına ve kitap setlerine
yöneldik. Çünkü kitap, en temel öğretim materyalidir. Bu materyali Türkçe dersi
açısından düĢündüğümüzde önemi biraz da artmaktadır. Dil eğitimini metinlerle
gerçekleĢtirmekten baĢka çaremiz olmadığına göre derslerde kullanılan kitap setlerinin
Türkçe dersi için diğer derslere göre daha önemli olduğunu söylemek yanlıĢ olmaz.
“…Türkçe öğretiminde öğretmenlerin öncelikli olarak ders kitabından faydalandıkları
gerçeğini dikkate aldığımızda öğretmenlerimizin derslerini çok sınırlı kaynaklarla
iĢledikleri ortaya çıkmaktadır. Bu sonuç, hedef kitlenin biyo-psiko-sosyal özellikleri ve
eğitim ortamı dikkate alınarak eğitim kurumlarında kullanılacak ders kitaplarının
önemini bir kat daha artırmaktadır.” (Özbay,2003: 64)
AraĢtırmada Türkçe Öğretim Programı ile Türkçe öğretimindeki en önemli araç
olan ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarından oluĢan kitap setlerinin Türk halk
edebiyatına ne ölçüde yer verdiği belirlenmeye çalıĢılmıĢtır. ÇalıĢmada sadece ders
kitabındaki değil kitap setlerindeki metinlerin tamamı taranarak Türk halk edebiyatı
ürünleri tespit edilmiĢtir.
Tezin bu bölümünde, problem durumuna, araĢtırmanın amacı ve önemine,
sınırlılıklarına, araĢtırmaya baĢlarken yapılan varsayımlara ve araĢtırma ile ilgili
tanımlara yer verilmiĢtir.
1.1. Problem Durumu
Türkçe öğretiminde kullanılacak en önemli kaynakların Türk halk edebiyatı
türleri olduğu birçok eğitimci tarafından vurgulansa da bu kaynaktan yeteri kadar
yararlanmadığımız düĢüncesiyle ilköğretim 6-8. sınıf Türkçe kitap setlerinin Türk halk
edebiyatı ürünlerini kullanma düzeylerini belirlemeye çalıĢtığımız bu çalıĢmaya
baĢlamadan önce konu ile ilgili yapılan araĢtırmaları ve makaleleri taradık. Ders
kitaplarındaki metinler ya da bir Türk halk edebiyatı türünün ders kitaplarındaki yeri
4
üzerine çalıĢmalar mevcut ise de Türk halk edebiyatı türlerinin tamamını veya kitap
setlerindeki tüm metinleri değerlendirmeye alan bir çalıĢmaya rastlanmamıĢtır.
Derman‟ın (2002) “Türk kültürü içinde önemli olan masalların Türkçe
öğretiminde ne Ģekilde kullanılabileceği” (s. ii) üzerinde durduğu yüksek lisans
çalıĢmasında hedef kitle olarak okulöncesi ve ilköğretim birinci kademe öğrencileri
alınmıĢtır. Masalların eğitimdeki yeri ortaya konulmaya çalıĢıldıktan sonra okulöncesi
ve ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin derslerinde masallardan nasıl istifade
edilebileceğini anlatmıĢtır. Masallardan yararlanma tekniklerinin ortaya koyulduğu
araĢtırmada örnek ders planları da verilmiĢtir.
Çiçekler (2006) fıkraların Türkçe öğretimindeki yerini konu alan yüksek lisans
çalıĢmasında “fıkralarımızın eğitim fonksiyonu, okulöncesi ve ilköğretimin I.
kademesinde fıkralardan nasıl yararlanılabileceği” (s. ii) üzerinde durmuĢ ve Türkçe
dersinde kullanımıyla ilgili ders planları örneklerine yer vermiĢtir. ÇalıĢma Türk halk
edebiyatının sadece bir türü ile sınırlı olmakla beraber ders kitabı veya kitap
serlerindeki metinler bağlamında da değildir.
Doğru (2007) 6. Sınıf Türkçe ders kitaplarındaki deyimleri araĢtırdığı yüksek
lisans çalıĢmasında yeni programa göre hazırlanan ilköğretim 6. sınıf Türkçe ders
kitaplarındaki deyimleri, nicelik ve nitelik açısından ortaya koyarak deyimlerin öğretimi
konusuna ıĢık tutmak ve söz varlığının önemine değinmeyi amaçlamıĢtır.
Doğru (2007) araĢtırmasının sonucunda “UlaĢılan bütün bu sonuçlar, ders
kitabı yazarlarının ve yayınevlerinin nicelik ve nitelik açısından herhangi bir kelime
kazandırma kriteri ve birliği olmadığı, programı iyice kavramaktan ziyade kendilerine
göre yorumladıkları ortaya çıkmaktadır. Böylece, ders kitapları öğrencilere standart bir
anadil eğitimi sunamamaktadır.” (s. 67) yargısına varmıĢtır.
Sanlı (2006) “Ġlköğretim 6. ve 8. Sınıf Türkçe Kitaplarındaki Metinlerin BiliĢsel
Beceri ve DuyuĢsal Özellikleri Kazandırma Açısından Ġncelenmesi” adlı yüksek lisans
tezini “Türkçe ders kitaplarında yer alan metinlerin çocuğun biliĢsel beceri ve duyuĢsal
özelliklerine katkı derecesini tespit etmek, bundan yola çıkarak çocuğun geliĢimi
sürecinde ne tür metinlerin daha etkili olacağını belirlemek” (s. 10) amacıyla
hazırladığını söyler. Bu çalıĢma “Öğrenciler metinlerden hareketle bir analiz
5
yapamamaktadır, bir senteze ulaĢamamaktadır ya da genel olarak metinleri
değerlendirme de yetersiz kalmaktadır.” (s. 10-11) sonucuna ulaĢmıĢtır. ÇalıĢmada
metin türlerine girilmeden bir değerlendirme yapılmıĢ ve metinlerin biliĢsel ve duyuĢsal
beceriler kazandırma noktasında yetersiz kaldığı tespitinde bulunulmuĢtur. Bu çalıĢma,
ders kitaplarındaki metinlerin özellikle duyuĢsal beceriler noktasındaki eksikliğinin
Türk halk edebiyatı türleriyle kapatılabileceği fikri uyandırmaktadır.
Telli (2008) “ilköğretim 5. sınıf öğrencilerinin hemen hemen tamamını
ilgilendiren Türkçe kitaplarındaki edebi metinlerin değerlendirilmesi ve çocuğun kiĢilik
geliĢimine nasıl bir katkı sağladığını tespit etmek” (s. 1) amacıyla hazırladığı yüksek
lisans çalıĢmasında örneklemine aldığı ders kitabındaki metinleri hem biçim hem de
içerik açısından değerlendirmiĢtir.
AraĢtırma sonucunda Telli, ders kitaplarındaki metinlerin hem içerik hem de tür
çeĢitliği bakımında yetersiz olduğu sonucuna ulaĢmıĢtır.
Hızlı (2006) “dili doğru ve etkili kullanan, edebî ve sosyal yönden yeterli
beceriye ulaĢmıĢ bireyler yetiĢtirmek için hazırlanan Türkçe kitaplarını incelemek ve
eğitime olumlu bir katkıda bulunabilmek” (s. 1) amacıyla yaptığı yüksek lisans
çalıĢmasında 1981 Öğretim Programı‟na göre hazırlanmıĢ bir sekizinci sınıf Türkçe ders
kitabındaki metinleri çocuk kitaplarında bulunması gereken ölçütler doğrultusunda
değerlendirilmiĢtir. AraĢtırma sonucunda ders kitaplarının “biçim olarak öğretici
özelliğinin yetersiz olduğu, içerik açısından ise orta düzeyde öğretici etkisinin
bulunduğu” (s. 2) sonucuna ulaĢılmıĢtır.
Dağlı (2006) ders kitaplarındaki halk Ģiirleri çoklu zekâ teorisi açısından
incelediği yüksek lisans çalıĢmasında öncelikle çoklu zekâ ve halk Ģiiri üzerinde durmuĢ
ardından belirlediği halk Ģiiri örneklerini çoklu zekâ teorisi açısından incelemiĢtir. Halk
Ģiirini konu alması itibariyle bizim araĢtırmamızla ilgili olan çalıĢma, metne çoklu zekâ
açısından bakması yönüyle araĢtırmamızdan uzaklaĢmaktadır. ÇalıĢmada tek bir Türk
halk edebiyatı türü üzerinde yapılan çalıĢmanın “sonuç bölümünde ise metinler üzerinde
yapılan çalıĢmalar ve örnek uygulamalardan hareketle ortaya çıkan sonuçlar ve kuramın
baĢarısı hususunda değerlendirmeler yer almaktadır.” (s. vii)
6
CoĢkun ve TaĢ (2008), “Ders Kitaplarına Metin Seçimi Açısından Türkçe
Öğretim Programlarının Değerlendirilmesi” baĢlıklı makalelerinde “1924‟ten 2006
yılına kadar hazırlanmıĢ 15 Türkçe öğretim programını, Türkçe ders kitaplarına metin
seçimde tür, tema, içerik, uzunluk, kaynak ve yazar tercihi bakımından” (s. 59)
değerlendirmiĢlerdir.
AraĢtırmada “Türü bakımından belirlenen ilkeler nelerdir?”, “Temaları ve
içerikleri bakımından belirlenen ilkeler nelerdir?” “Uzunlukları bakımından belirlenen
ilkeler nelerdir?” ve “Alınacağı kaynak ve yazar bakımından belirlenen ilkeler
nelerdir?” (s. 63) sorularına cevap aranmaya çalıĢılmıĢtır.
CoĢkun ve TaĢ, araĢtırmalarında öğretim programlarının metinlerin çeĢitli
yönleri ile ilgili kaç niteliğe değindiğini tablolaĢtırmıĢlar ve en çok niteliğin -19
nitelikle- 2006 Türkçe Öğretim Programı‟nda olduğunu ortaya koymuĢlardır.
AraĢtırmanın sonucunda CoĢkun ve TaĢ (2008), “2005 ve 2006 programları
dıĢındaki Türkçe öğretim programlarında ders kitaplarına alınacak metinlerin türleri
hakkında doğrudan bir bilgiye yer verilmemiĢtir. Ancak bazı programlarda (1936, 1948,
1968 Ġlkokul ve 1981 Ġlköğretim Programı) örgencilere ders kitapları dıĢında farklı
türlerde (gazete yazısı, hikâye, masal, efsane, roman, piyes, gezi yazısı, biyografi vb.)
kitaplar okumalarının tavsiye edilmesi gerektiği vurgulanmıĢtır.” (s. 70) sonucuna
ulaĢmıĢlardır.
Çeçen ve Çiftçi (2007) “Ġlköğretim 6. Sınıf Türkçe Ders Kitaplarında Yer Alan
Metinlerin Tür ve Tema Açısından Ġncelenmesi” adlı makalelerinde “Ġlköğretim 6. sınıf
Türkçe ders kitaplarında hangi tür ve temalarda metinlere yer verilmiĢtir?” problem
cümlesi altında “Kitaplarda yer alan metinlerin türleri ve bu türlerin kitaba göre
kullanım sıklığı nedir?”, “Her kitapta kaç türe yer verilmiĢtir?” ve “Kitaplarda hangi
temalara ne sıklıkta yer verilmiĢtir?” (s. 42) sorularına cevap aramıĢlardır.
AraĢtırmada kitaplarda kullanılan metin sayısı ve çeĢitliliğinin yeterli olmadığı
söyleyen yazarlar, “Ders kitaplarını hazırlayanların, tür fazlalığı ve çeĢitliliği yanında
her türe mümkün olduğunca eĢit oranda yer vermesi, türlerin yeterince kavranması için
gereklidir. Bir türle yalnızca bir metinde karĢılaĢmak öğrenci için o türün özelliklerini
kavramaya yetmeyebilir. Tür ve tema seçimini, öğrenci görüĢlerine baĢvurarak ilgi ve
7
ihtiyaç analizine göre yapmak da yararlı olabilir. Böyle bir çalıĢma, soyut kalacağı için
doğrudan hangi türü veya temayı sevdikleri sorularak değil mevcut metinlerden
beğendikleri, tür ve tema sınıflamasına tabi tutularak yapılmalıdır.” (s. 47) önerisinde
bulunmuĢlardır.
Bütün bu araĢtırmalar, Türkçe öğretiminde metnin en temel kaynak olduğunu ve
kaynağı çeĢitlendirmek gerektiğini ortaya koymaktadır.
Topçuoğlu‟nun (2006) ilköğretim ikinci kademe Türkçe ders kitaplarındaki halk
edebiyatı metinlerinin sonundaki soruların öğretim programındaki davranıĢları
karĢılama
durumlarını
belirlemeye
çalıĢtığı
yüksek
lisans
çalıĢması,
bizim
araĢtırmamıza en yakın çalıĢmadır. Ancak araĢtırmada 1981 Öğretim Programı‟na göre
hazırlanan ders kitaplarındaki Türk halk edebiyatı metinleri ve metin altı soruları
değerlendirilmiĢtir.
Türkçe öğretimi açısından Türk halk edebiyatı türlerinin önemine vurgu yapan
Topçuoğlu, araĢtırmasını her sınıf seviyesinde bir ders kitabı olmak üzere toplam üç
Türkçe ders kitabı üzerinde yapmıĢtır. Bu üç kitapta tespit edilen 15 metin üzerinden
“Türkçe öğretmenlerini ve ders kitabı hazırlayanları bilinçlendirmek, bu konuda
bilimsel yaklaĢımlar getirmek, dilimizin kullanım alanını ve buna bağlı olarak halk
edebiyatının kullanımını geniĢletmek ve Türkçenin ayrı bir ders olarak ele alınmaya
baĢladığı ilköğretim ikinci kademedeki Türkçe öğretimine ve bu noktada öğrencilerin
güçlü bir dil bilinci ve sevgisi kazanmalarına kaynaklık eden halk edebiyatı metinlerinin
önemine dikkat çekmek” amaçlanmıĢtır.” (Topçuoğlu, 2006: s. v)
Topçuoğlu (2006), yaptığı araĢtırma sonucunda ders kitaplarında Türk halk
edebiyatı metinlerinin sonundaki soruların öğretim programındaki davranıĢları
kazandırma konusunda yetersiz olduğunu belirtmektedir. Bu sonuçtan hareketle
“Türkçe öğretiminde kullanılan ders kitapları yeniden düzenlenmeli, bunların Türkçe
programına uygun biçimde halk edebiyatı metinleri daha artırılarak yeniden
hazırlanması yoluna gidilmelidir.” (s. 185) önerisini getirmiĢtir.
Bütün bu çalıĢmalarda görüldüğü gibi çalıĢmalardan bazılarında sadece bir Türk
halk edebiyatı türünün öğretimi üzerinde durulmuĢ, bazılarında ders kitabında bir halk
edebiyatı türünün ne seviyede yer aldığına değinilmiĢ, bazılarında ise ders kitapları için
8
seçilen metinlerin ne derece önemli olduğu ortaya konulmaya çalıĢılmıĢtır. Metinler
üzerine çalıĢan araĢtırmacılar genellikle ders kitaplarındaki metinleri araĢtırmakla
yetinmiĢlerdir.
Bizim çalıĢmamızda, “Ġlköğretim 6-8. sınıf Türkçe kitap setlerinde hangi Türk
halk edebiyatı türlerine, ne oranda yer verilmiĢtir?” problemi çerçevesinde diğer
araĢtırmalardan farklı olarak -sadece ders kitabı ile yetinmek yerine- kitap setlerindeki
bütün metinler değerlendirmeye alınmıĢtır. Çünkü Türkçe öğretimi metinlerle
yapılmakta ve bu metinler de sadece ders kitabında yer almamaktadır. ÇalıĢma ve
öğretmen kılavuz kitaplarına bakıldığında ders kitabından daha fazla metne yer verildiği
görülmektedir. Bu yüzden kitap setlerindeki tüm metinler ve bu metinler arasındaki
Türk halk edebiyatı türleri değerlendirmeye alınmıĢtır. Yine diğer araĢtırmalardan farklı
olarak bir türle yetinilmeyip tüm Türk halk edebiyatı türleri taranmıĢtır.
1.2. AraĢtırmanın Amacı
Bu araĢtırmanın amacı, ilköğretim 6-8. sınıf Türkçe kitap setlerinin Türkçe
öğretiminde Türk halk edebiyatı ürünlerine ne kadar yer verdiklerini saptamaktır.
1.3. AraĢtırmanın Önemi
Kendinden emin, geleceğe güvenle bakan bir millet olabilmek için fertler
arasındaki iletiĢimi ve uyumu en üst düzeye çıkarmak lazımdır. Onun için her devlet ya
da millet kendi geleceğini garanti altına almak amacıyla çocuklarına ve gençlerine iyi
bir dil eğitimi, dolayısı ile iletiĢim eğitimi vermek arzusundadır (Özbay, 2001: 98).
Dil, milletlerin hayat felsefelerine paralel bir geliĢme gösterir. Bu yönden ana
dilini iyi kullanamayan insan, mensubu olduğu milleti iyi tanıyamaz.
9
Eğitim bir sosyalleĢme, yaĢanılan toplumdaki kültürel değerleri tanıma iĢidir.
Çevrenin dil aracılığıyla düzensiz olarak yaptığı kültürlenme iĢini okul; düzenli,
programlı, amaçlı olarak yapar. Eğitim ve öğretim hayatına atılan çocuk özellikle dil
eğitimi ve öğretimiyle kendi kültürünü tanır, kendini buna göre Ģekillendirir. Her türlü
eğitim ve öğretim dile dayanır. Asırların miras bıraktığı bütün maddi ve manevi kültürel
değerler, yeni kuĢaklara dille kazandırılır.
Her millet kendi devamlılığını sağlamak için gelecek nesilleri çok iyi eğitmek
ister. Eğitimin temeli ise dile dayanır. Bebek doğduğu andan itibaren dili hazır bulur.
Daha sonra anne, baba, diğer aile fertleri, yakın çevre vs. ile etkileĢim içine girerek dili
kazanmaya baĢlar. Dil edinimi özellikle 2-6 yaĢlar arasında çok hızlıdır. Eğitimcilerin
ve dil öğreticilerinin, çocuğun bu devredeki biyo-psiko-sosyal özelliklerini çok iyi
bilmeleri gerekir. Çünkü çocuğun okul çağlarında da öğrenmeyi sürdüreceği dilin
temelleri bu devrede atılmaktadır. Okul yıllarındaki dil eğitiminin daha verimli olması
için okul öncesi dönemde de ana dili eğitimine önem verilmesi gerekmektedir (Özbay,
2001: 97).
Eğitim ve öğretim daha çok zihnî faaliyetlerden oluĢan bir süreçtir. Eğitim ve
öğretim sürecinde dikkate alınacak hususlardan belki de en önemlisi nelerin
öğretileceğidir. Bu süreçte iĢe nereden baĢlanacağını bilmenin büyük önemi vardır.
Eğitimin amacı; dünyayı doğru tanıyan, doğru adlandıran insanlar yetiĢtirmektir.
Eğitimin baĢarıya ulaĢması da ana dili eğitimi ve öğretimine bağlıdır. Birbirini doğru
anlayan, doğru iletiĢim kuran, kültür normlarını doğru algılayarak geçmiĢten geleceğe
taĢıyan ve millet için dilin önemini kavramıĢ bireyler yetiĢtirmek, ancak sağlam, planlı
bir dil eğitimi ile mümkündür. Planlı bir eğitimle de model değerlere sahip model
insanlar yetiĢtirilmek amaçlanır.
Bir kültürün temel değer ve özelliklerini Ģahsiyetinde taĢıyan insanlara, model
Ģahsiyet veya model insan tipi diyeceğiz. Bir kültürün hedefi, toplumun bütün fertlerini
bütünleĢtirmektir; baĢka bir söyleyiĢle, kültüre ait temel değerleri, normları, davranıĢları
Ģahsında toplamıĢ kiĢilerin çokluğu, bir kültürün gücü ile doğru orantılıdır (Tural, 1992,
s. 94-95).
10
1981 Türkçe Öğretimi Programı‟nda kültür aktarımı ile ilgili olarak “Ulusal
kültürümüzün yeni kuĢaklara aktarılması, ortak bir kültür yoluyla kuĢaklar arasındaki
bağlılık kurulmasının sağlanması, millî eğitimimizin temel görevleri arasındadır.
Okulda bu görevin yerine getirilmesinde en büyük ağırlık ve sorumluluk Türkçe
derslerine düĢmektedir. Çünkü ulusal kültürümüzün en canlı, en birleĢtirici, millî Ģuuru
en iyi biçimde yaratıcı, ulus ve yurt sevgisini besleyip güçlendirici örnekleri, Türkçe
yazılmıĢ sanat eserleridir ve çocuk bu eserlerin ilk örnekleriyle Türkçe derslerinde
karĢılaĢacaktır.” (MEB, 2000: 8-9) denilmektedir.
2006 Türkçe Öğretim Programı‟nın genel amaçlarında yer alan “9. Türk ve
dünya kültür ve sanatına ait eserler aracılığıyla millî ve evrensel değerleri tanımaları, …
11. Millî, manevî ve ahlaki değerlere önem vermeleri ve bu değerlerle ilgili duygu ve
düĢüncelerini güçlendirmeleri amaçlanmaktadır.” (MEB, 2006: 4) maddeleri ile de
kültürel, millî, manevi ve ahlaki değerleri tanımaları; bunlara önem vermeleri ve bu
değerlerle kendilerini geliĢtirmeleri istenmektedir. Bu değerlerin kazandırılmasında halk
edebiyatı türlerinin önemli bir yer tutacağı aĢikârdır.
Çocuk doğduğu andan itibaren dili dinleyerek ve bu öğrendiği dili kullanarak
kazanır. Kelimeleri kullanarak çevresindekilerle iletiĢimde bulunur. DüĢünürken, farklı
düĢünceleri yorumlarken, hayal kurarken yine dilini kullanır. Ġçinde yaĢadığı toplumla
kurduğu iliĢkilerde dil aracılığıyla birçok bilgi kazanır. Gittikçe toplumla iletiĢimi artan
çocuk, dünyayı kelimeler vasıtasıyla kazanan birey, kiĢiliğini de toplumla uyumlu hâle
getirir.
Ülkemizde her öğrenim seviyesinde Ģikâyet edilen konuların baĢında anlama ve
anlatımda sıkıntı çekildiği ve yetersizliklerin olduğu konuları gelmektedir. Öğretim
kademelerinin yanında toplumun hemen her kesiminde bu zorluklarla karĢılaĢıldığı,
iletiĢim sorunları yaĢandığı bilinmektedir. Bu durum, dil eğitimi ve öğretiminde
istenilen sonuçlara ulaĢılamadığının bir göstergesidir.
“Türkçe dersleri, sadece okul içinde değil hayatın her alanında ihtiyaç duyulan
iletiĢimi sağlamada temel becerileri geliĢtirmeyi amaçlar. Ana dili öğretiminin asıl
amacı, insanlara yeni bir dil öğretmek değil insanların bildiği ve kullandığı dili daha
bilinçli ve etkili kullanmasını sağlamaktır.” (Özbay, 2003: 3)
11
“…Dilimizin zenginliklerini araĢtırıp ortaya çıkarmak, kendi varlığına yönelerek
yapı ve iĢleyiĢine uygun millî bir geliĢme yolu çizmek, onu millî eğitim dili hâline
getirmek gibi önemli görüĢ ve düĢünceler, okullarımızda Türkçe öğretiminin daha ciddi
ve sistemli olarak yapılmasının lüzumunu da ortaya koyuyordu.” (Güzel, 2003b: 9)
düĢüncesi ana dili eğitiminin önemini açıklamaktadır.
Türkçenin, dolayısıyla kültürümüzün öğretilmesi için Türk Dil Kurumu ve Türk
Tarih Kurumu gibi iki büyük kurumu kuran “Atatürk, Türk dilinin yanı sıra edebiyat ile
yakından ilgilenmiĢ, edebiyatı toplum yararına yöneltmek içim direktifler vermiĢ ve
öğretim programlarının da bu yapıda tanzim edilmesini istemiĢtir.” (Güzel, 2003b: 9)
Türkçe öğretiminde en önemli husus hiç Ģüphesiz öğretim materyali, yani
metinlerdir. Çocuklarımız için seçeceğimiz metinler, bir yandan onların ilgi ve
dikkatlerini çekerken diğer yandan sahip olduğumuz değerleri onlara aktarabilmelidir.
Zengin bir kültüre ve edebiyata sahip olan Türk milleti bu değerlerini elbette sistemli,
planlı, programlı ve en iyi metotlarla öğrenecektir. Çünkü bunun için elimizde
kullanabileceğimiz zengin bir edebiyatımız ve köklü bir tarihimiz vardır.
Bu yönden ele aldığımızda Türk halk edebiyatı ürünlerinin toplumun
özelliklerine göre Ģekil aldığını ve beslendiği milletin birçok unsurunu ve motifini
bünyesinde taĢıdığını görürüz. Çünkü toplumların örfleri, âdetleri, gelenekleri,
görenekleri, inançları, sosyal iliĢkileri ve dil özellikleri halk edebiyatlarına yansır.
“Türkçe, edebiyat, dil bilgisi ve kompozisyon öğretimi yalnızca bilgi verme
faaliyeti olmaktan çıkarılıp muhatap kitle ile kitapları kaynaĢtıran, giderek okuma
isteğini artıran ve okuma alıĢkanlığı kazandıran, doyurucu ve anlamlı bir duruma
getirilmelidir. Eğitim ve öğretimin amaçlarına ulaĢmak için birtakım metinler
incelenerek öğrenciye ruh inceliği, düĢünce ve hayal zenginliği kazandırılmalıdır.
Eğitim, insanın duygu, düĢünce, hayal, tavır ve davranıĢlarını geliĢtirme, değiĢtirme ve
olgunlaĢtırma süreci olduğu için metinlerden büyük ölçüde faydalanılmalıdır. (KarakuĢ,
2000: 118)
Yalçın ve AytaĢ‟ın (2002) da dediği gibi “Halk edebiyatının birçok ürünü çocuk
edebiyatının ana malzemesini oluĢturur. Bunlardan ninniler, tekerlemeler, halk Ģarkıları,
12
masallar, öyküler ve daha birçok unsur, doğrudan çocuğun geliĢimine katkısı bulunan
çok önemli malzemelerdir.” (s. 37)
Türkçe öğretimi için Türk halk edebiyatı ürünlerinin çok önemli olduğu
bilinmesine rağmen, bu kaynağı yeteri kadar kullanamamaktayız. Bunların üzerine
eğilmemek, ana dili öğretiminde böyle bir hazineden yeterince yararlanmamak hem
büyük bir kayıp hem de ihmalkârlıktır. Dolayısıyla Türkçe Öğretim Programı‟nda, halk
edebiyatı türlerine daha fazla yer verilmeli ve eğitim fakültelerinin Türkçe öğretmenliği
bölümlerinde bu konu üzerinde hassasiyetle durulmalıdır.
Bu ürünlerin Türkçe öğretiminde kullanımı ile ilgili olarak Güzel ve Torun‟un
(2005) dediği gibi, “Çocuklarımıza „Türkçenin öğretiminde‟, halk edebiyatı
ürünlerinden; ninni, mani, varsağı, semai, destan, türkü, güzelleme, koçaklama, taĢlama,
ağıt, nasihat, hikâye vb.lerinden yararlanılmalıdır. Zira bu türler, ezberletilirse çocuk,
hem zihnen geliĢir, hem kelime hazinesi zenginleĢir, hem cümle yapısı kalıplaĢır, hem
kendine güveni gelir, hem de Türkçeyi sever ki böylece Türkçe öğretimindeki hedefe de
ulaĢılmıĢ olur.” (s. 535-536)
Dolayısıyla ana dili öğretiminde çocuklara cesaret veren, onlarda özgüven
oluĢturan, onların kelime hazinesini zenginleĢtiren, onlara cümle kurmalarında yardımcı
olan, ana dillerini öğrenmede kolaylık sağlayan en önemlisi de millî kültür ürünleriyle
tanıĢmalarını sağlayan Türk halk edebiyatı ürünlerini görmezden gelmek Türkçe
öğretimi açısından büyük bir boĢluk oluĢturacaktır.
Ders kitaplarında kullandığımız metinler çocuklarımıza verdiğimiz değeri
gösterir. “Bana çocuklarımız için yazdığınız kitapları gösterin, ben de çocuklarınıza ve
geleceğinize gösterdiğiniz değeri size söyleyeyim.” (Özdemir, 2007: 179) sözü bu
konunun önemini en güzel anlatan ifadelerdendir.
Görüldüğü gibi Türkçe öğretiminde en temel kaynak olan “metin” ve
kültürümüzü aktarmanın en kolay yolu olan Türk halk edebiyatı iki önemli unsurdur. Bu
yüzden araĢtırmaya kitap setlerindeki metinler konu olarak alınmıĢtır. Bu noktada
sadece ders kitaplarına bakmanın da yeterli olmayacağı düĢünülmüĢtür. Çünkü ders
kitabındaki metinlerden daha fazlası çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarında
13
bulunmaktadır. Bu noktadan hareketle araĢtırmanın sınırını geniĢletip kitap setlerine
taĢıyarak öğrencilerin karĢılaĢacakları bütün metinler taranmıĢtır.
Kitap setlerinin metin sayıları ve Türk halk edebiyatına yer verme düzeylerinin
tespit edilmesiyle Türkçe öğretimindeki bir eksiliğin giderilmesi sağlanmıĢ olacaktır.
AraĢtırma sonucunda ulaĢılan sonuçların ve getirilen önerilerin, öğretim programını
hazırlayanlar ile ders kitabı yazarlarına daha iyi bir Türkçe öğretimi için fayda
sağlayacağı düĢünülmektedir.
1.4. AraĢtırmanın Sınırlılıkları
1. AraĢtırma, 2009–2010 eğitim-öğretim yılında okutulmak üzere Talim ve
Terbiye Kurulu BaĢkanlığınca kabul edilerek Ocak 2009 Tebliğler Dergisi‟nde
yayımlanan 6-8. sınıf Türkçe kitap setleri ile sınırlıdır.
2. AraĢtırma, kapsam açısından 6-8. sınıf Türkçe kitap setlerinde yer alan halk
edebiyatı türlerinin ele alınması ile sınırlıdır.
3. Kitap setlerindeki metinler, nesirler için birden fazla paragraftan oluĢan
eserler ile en az dört satırdan oluĢan eserler; nazımlar için ise en az bir dörtlükten oluĢan
nazım parçaları ile sınırlıdır.
1.5. Varsayımlar
1. AraĢtırmada evreni oluĢturan 22 kitap seti içinden örneklem olarak belirlenen
9 kitap setinin evreni temsil ettiği düĢünülmektedir.
2. AraĢtırmayı etkileyen dıĢ etkenler 9 kitap seti için de aynı düzeydedir.
14
3. Örneklemi oluĢturan kitap setleri Talim ve Terbiye Kurulu BaĢkanlığınca
kabul edilen kitaplar olduğundan kitap setlerindeki metinlerin öğretim programına
uygun olduğu düĢünülmektedir.
4. AraĢtırmanın kuramsal temelini oluĢturan ve çeĢitli kaynaklardan alınarak
derlenen bilgilerin yeterli ve doğru olduğu kabul edilmektedir.
1.6. Tanımlar
Program: Talim ve Terbiye Kurulunca kabul edilen Ġlköğretim Türkçe Dersi (6,
7, 8. Sınıflar) Öğretim Programı ve Kılavuzu.
Kazanım: Öğretim programında bilgi, beceri ve davranıĢlar örüntüsünü
kapsayan ifade.
Kitap setleri: Ġlköğretim 6-8. sınıf Türkçe kitap setleri.
Ders kitabı: Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında kullanılmak üzere, içeriği
öğretim programları doğrultusunda hazırlanmıĢ, gerektiğinde fasikül hâlinde de
üretilebilen basılı eser (MEB, www.mevzuat.meb.gov.tr).
ÇalıĢma kitabı: Ġlgili öğretim programlarında yer alan amaç ve açıklamalar
doğrultusunda dersin öğrenilmesini kolaylaĢtıracak ve öğrencilerin yeteneklerinin
geliĢtirilmesine yardımcı olacak çeĢitli örnek, alıĢtırma, iĢlenen ünitelerle ilgili İnternet
adresleri, okuma kaynakları ve diğer etkinlikleri kapsayan yaprakları ayrı ayrı da
kullanılabilen basılı eser ile üniteleri görsel ve iĢitsel yönden destekleyen CD, DVD,
VCD gibi ek materyalleri kapsayan seti (MEB, www.mevzuat.meb.gov.tr).
Öğretmen kılavuz kitabı: Ġlgili öğretim programlarında yer alan hedef ve
açıklamalar doğrultusunda ders kitabının daha etkili kullanımını sağlayacak çeĢitli
örnek, alıĢtırma; iĢlenen ünitelerle ilgili internet adresleri, okuma kaynakları ve diğer
etkinlikleri kapsayan, öğretmenlerin yararlanması için hazırlanan basılı eseri (MEB,
www.mevzuat.meb.gov.tr).
15
Etkinlik: Çocukların, kendi amaç ve gereksinimlerine uygun geldiği için
isteyerek katıldıkları çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarındaki herhangi bir öğrenme
durumu.
Tür: Muhteva ve Ģekil yönünden özellik gösteren Türk halk edebiyatı metni.
Metin: Nesirler için birden fazla paragraftan oluĢan eserler ile en az dört
satırdan oluĢan eserler, nazımlar için ise en az bir dörtlükten oluĢan nazım parçaları.
Yazar: Türkçe kitap setlerini hazırlayan kiĢi ya da kiĢiler.
Kurul: Talim ve Terbiye Kurulu.
Kültür: Bir milletin sahip olduğu maddi ve manevi varlıkların bütünü; yaĢam
biçimi.
Değer: Bir ulusun sahip olduğu sosyal, kültürel, ekonomik ve bilimsel
değerlerini kapsayan maddi ve manevi ögelerin bütünü (TDK, www.tdk.gov.tr).
2. BÖLÜM
KAVRAMSAL ÇERÇEVE
Bu bölümde “çocuk edebiyatı”, “Türk halk edebiyatı”, “Türk halk edebiyatının
Türkçe öğretimdeki yeri” ve “Türkçe öğretim programlarında Türk halk edebiyatı”
konuları üzerinde durulmuĢtur.
2.1. Çocuk Edebiyatı
2.1.1. Çocuk ve Çocukluk Dönemi
Türk Dil Kurumunun Büyük Türkçe Sözlüğü‟nde “1. Küçük yaĢtaki oğlan veya
kız. 2. Soy bakımından oğul veya kız, evlat. 3. Bebeklik ile ergenlik arasındaki geliĢme
döneminde bulunan oğlan veya kız, uĢak.” (TDK, www.tdk.gov.tr.) olarak tanımlanan
çocuk kavramı ile çocukluk dönemine iliĢkin birçok eğitimci farklı tanımlar getirmiĢtir.
Çocuk edebiyatı kavramından önce, “Çocuk kime denir?”, “Çocuk denilince
aklımıza ne gelir?” sorularının halledilmesi gerekmektedir. Genellikle çocuk, bedensel
ve zihinsel geliĢim bakımından insanoğlunun 0-16 yaĢ grubu için kullanılan temel bir
kavramdır. Ancak, bu sınırlamanın her zaman geçerli olduğunu söylemek oldukça
güçtür. Nitekim bazı bilim adamları, bu dönemi 0-14 yaĢ gurubu olarak almaktadır
(Yalçın ve AytaĢ, 2002: 1).
Genel olarak olgunluğun 18 yaĢında baĢladığı kabul edildiğine göre bu kavram,
çocukluk (0-13) ve yeni yetmelik (14-18) çağlarındaki insanı kapsar. Eskiden, yeni
yetmelik çağı, çocukluk çağından ayrı düĢünülmüĢse de Ģimdi bu çağ da geliĢmenin bir
devamı olarak görülmekte ve çocukluk çağları içinde incelenmektedir (Millî Eğitim
Bakanlığı,1954, 82, Çocuk maddesi).
Oğuzkan (1983) ise yaĢ sınırı getirmeden çocuğu “iki yaĢından ergenlik çağına
kadar süren büyüme dönemi içinde bulunan insan yavrusu‟ veya „henüz ergenlik
17
dönemine eriĢmemiĢ kız veya erkek‟ yahut „bebeklik çağı ile ergenlik arasındaki
geliĢme döneminde bulunan insan” olarak tanımlamaktadır. (s. 11-12).
Özbay (2001) ise çocukluk dönemini yaĢ grubuna göre ayırdıktan sonra bu
dönemleri isimlendirir de. “Çocuğun büyüme ve geliĢme özellikleriyle ilgili biyolojik
ve psikolojik araĢtırmalar, „bebeklik‟ ile „ergenlik‟ çağları arasında yer alan çocukluk
çağının genellikle ilk çocukluk çağı, ikinci çocukluk çağı ve son çocukluk çağı olmak
üzere üç alt bölüme ayrılabileceğini göstermektedir. Ġlk çocukluk çağı 2-6 yaĢlarını
kapsamakta ve bu çağa oyun çağı da denilmektedir. Okul çağı olarak adlandırılan
ikinci çocukluk çağı terimi, 6-12 yaĢları arasındaki yaĢ grupları için kullanılmaktadır.
Son çocukluk çağı ise 13-14 veya 13-15 yaĢlarını kapsamakta olup ergenlik çağı
Ģeklinde ifade edilmektedir (s. 98-99).
Yalçın ve AytaĢ (2002) ise “Genellikle çocuk, bedensel ve zihinsel geliĢim
bakımından insanoğlunun 0-16 yaĢ grubu için kullanılan temel bir kavramdır. Ancak, bu
sınırlamanın her zaman geçerli olduğunu söylemek oldukça güçtür. Nitekim bazı bilim
adamları, bu dönemin 0-14 yaĢ grubu olarak almaktadır.” diyerek çocukluk dönemine
bir sınır getirmeye çalıĢmıĢlardır (s. 1).
Çocukluk dönemine bir sınır getirmenin zorluğu bireylerin fiziksel, zihinsel ve
psikolojik geliĢmelerinin farklılık göstermesinden kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla
çocukluk dönemine sadece bir yaĢ olarak bakmak çok doğru olmasa da birçok eğitimci
çocukluk döneminin 0-16 yaĢ arasını kapsadığını kabul etmektedir.
2.1.2. Çocuk Edebiyatı Nedir?
“Çocuk edebiyatı nedir?” sorusuna Yalçın ve AytaĢ (2002), “Çocuk edebiyatı;
çocukların büyüme ve geliĢmelerine, hayal, duygu, düĢünce yeteneklerine, zevklerine
hitap eden, eğitirken eğlenmelerine katkıda bulunan sözlü ve yazılı verimlerdir. (s. 5)
Ģeklinde bir cevap verirken Nas (2004) “Çocuk vardır, „çocukluk‟ diye bir dönem
vardır. Çocuğun düĢünme, algılama biçimi yetiĢkinden farklıdır. Ama çocuk, insandır.
Bu insan edebiyattan yoksun bırakılamayacağına göre, onun için edebiyat yapılacaktır,
bu da çocuk edebiyatıdır. (s. 38) açıklaması getirir.
18
Temizyürek (2003) ise çocuk edebiyatı için Ģöyle değerlendirme yapar:
“Çocuğun hayal dünyasına hitap eden, üstün nitelikleri olan, estetik bir boyut taĢıyan,
kelime hazinesine uygun, ana dilini geliĢtirebilecek özellikte, ulusal ve evrensel
değerleri içeren, psiko-sosyolojik geliĢimine katkı sağlayan, severek dinlediği/okuduğu,
zevk aldığı yazılı ve sözlü edebiyat mahsullerini „çocuk edebiyatı‟ içerisinde
değerlendiriyoruz.” (s. 161)
“Çocuk psikolojisi alanındaki geliĢmeler, çocuk edebiyatı kavramını ortaya
çıkardı ve böylece edebiyatçıların da dikkati bu noktaya yöneldi. Önceleri, „çocuğa
göre‟, „çocuk için‟ ve „çocuk duyarlılığı‟ Ģeklinde adlandırılan bu kavram, daha sonra
yeni anlamlar ve adlarla anılmaya baĢlandı.” (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 3-4) diyerek
edebiyatın bir ihtiyaçtan doğduğunu söylerler.
Gürel ve diğerlerine (2007) göre de “Çocuk edebiyatı ile edebiyatı kesin hatlarla
birbirinden
ayırmamız
mümkün
değildir.
Çocuk
edebiyatı
içinde
değerlendirebileceğimiz eserin en somut farklılığı dili, anlatımı ve temasıdır. Her ne
kadar edebiyat içerisinde böyle bir ayrımdan bahsediyorsak da hedef kitlesi çocuk
olmayan birçok eser de çocuğun ilgi alanına girebilmektedir. (s. 20)
Görüldüğü gibi bir birey olarak çocuğun da bir edebiyat ihtiyacı olduğundan
hareketle ortay çıktığı söylenen çocuk edebiyatı ürünlerini diğer edebiyat ürünlerinden
ayıran en önemli fark “çocuğa göre” olmasıdır. Çocuğun ihtiyaçlarını, ilgisini,
beklentilerini karĢılayan ve onun dil düzeyine hitap eden eserler çocuk edebiyatı içinde
değerlendirilir.
Doğan (2007) Cirhinoğlu‟ndan yaptığı alıntıya göre “Çocuk geliĢimi kavramı
fiziksel geliĢim, dil geliĢimi, bedensel geliĢim, zihinsel ve biliĢsel geliĢim, kiĢilik
geliĢimi, sosyal, duygusal/ruhsal ve cinsel geliĢim evrelerinden oluĢmaktadır. Bu
evreler kendi içerisinde çeĢitli özellikler taĢımakta ve çeĢitli dıĢ etmenlerden
etkilenmektedir.” (s. 210) tespitinde bulunur.
2005 yılında yapılan “Türkiye‟de Çocuk Yayıncılığı” konulu kongrenin sonuç
bölümünde “Her türlü çocuk yayınında çocukların beden, zihin, hayal ve dil geliĢimini
gözeten bir tutum izlenmelidir. Yayınlarda yaĢ gruplarının ihtiyaç ve beklentilerine
19
uygun ürün zenginliği ve çeĢitliliği sağlanmalıdır.” (Diyanet, 2007: 390) denilerek
çocuğun ihtiyacının önemli olduğu ortaya konulmuĢtur.
Çocuk edebiyatı ürünlerinin en önemli özelliğinin çocuğa hitap ettiğini
unutmamak gerekir. Dolayısıyla çocuk edebiyatı yazarları üstün körü eser oluĢturma
lüksüne sahip değildir, olmamalıdır. Eserini oluĢtururken hitap ettiği yaĢ grubunun
özelliklerini bilmeli, onun biyolojik, psikolojik, sosyolojik ve dilsel geliĢimine dikkat
etmelidir.
2.1.3. Çocuk Edebiyatının Tarihi
Dünyada çocuk edebiyatı, 18. yüzyıldaki aydınlama dönemiyle ivme
kazanmıĢtır. Bu yüzyılda gelinceye kadar hem bizde hem de dünyada çocuk için ayrı bir
edebiyat olduğu fikri yoktu. Aydınlanma döneminde çocuğa verilen önemle beraber
çocukların eğitimleri de önem kazandı. Bu yüzyılda özellikle J. J. Rousseau çocuk
eğitimi üzerinde fazlaca durmuĢtur. Ancak bu dönemde çocuklara yönelik hazırlanan
eserler daha çok didaktik eserlerdir.
Çocuklar için ilk yazılan eserler genellikle öğretici yanı ağır basan eserlerdi.
Orta Çağ‟da Latince olarak yazılan ders kitapları uzun yıllar kullanımda kalmıĢtır.
Eğlendirici yönü ağır bulunan eserler çok sonraları, Ġngiliz yayıncı William Caxton‟un
Ezop Hikâyeleri‟ni 1484 yılında neĢretmesiyle ortaya çıkmıĢtır (Yel, 2007: 50).
Çocuğa özgü bir edebiyatın gereği, çocuk psikolojisindeki geliĢmeye koĢut
(paralel) olarak eğitimci yazarlarca ileri sürüldü. Çocuk edebiyatı ilkin Ġngiltere‟de (18.
yy) gündeme geldi (Nas, 2004: 29).
19. yüzyıldan itibaren Fransız edebiyatında yer alan eserlerde, öğreticiliğin
yanında, yavaĢ yavaĢ eğlendirici ve sürükleyici unsurların da yer almaya baĢladığını
görürüz (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 11).
Türkiye‟de çocuk edebiyatı tarihi ise yönümüzü Batı‟ya çevirdiğimiz Tanzimat
Dönemi‟yle geliĢmeye baĢlamıĢtır. Önceleri çeviri yolu ile dilimize kazandırılan çocuk
edebiyatı ürünleri 1869‟da yayımlanan Mümeyyiz adlı dergi ile artmaya baĢlamıĢtır.
20
“Türkiye‟de ilk çocuk kitapları, ġinasi, Recaizade Ekrem ve Ahmet Mithat‟ın
Fransızcadan yaptıkları kısa Ģiir ve hayvan öykülerini içeren çevirilerdir.” (Yalçın ve
AytaĢ, 2002: 13) Tanzimat‟tan sonra çocuğa yönelik eser kaleme alma iĢi büyük bir hız
kazanmıĢtır. Birçok edibimiz çocuklara yönelik eserler kaleme aldıkları gibi bu
dönemde Nasrettin Hoca fıkraları da çocuklar için toplanmıĢtır. Cumhuriyet‟ten sonra
da geliĢmesine devam etmesine rağmen çocuk edebiyatımızın günümüzde arzu edilen
noktada olduğunu söylemek güçtür.
2.1.4. Çocuk Edebiyatı TartıĢmaları
“Çocuk edebiyatı, genel edebiyattan ayrılacaksa bunların arasında kalın bir çizgi
çekilebilir mi? Çocuk edebiyatının sınırları belirlenebilir mi? BaĢka bir deyiĢle, çocuk
edebiyatı çocuklar için yazılanlar mı, yoksa çocukların okudukları mı? Çocuk ille de
kendisi için yazılanları mı okumalı?” (Nas, 2004: 33) gibi sorular bu edebiyat alanıyla
ilgili en çok gündeme gelen sorulardır. Bu soruların varlığı bu alanın tartıĢmalı bir saha
olduğunu göstermektedir.
Çocuk edebiyatının ne olduğunu Yalvaç Ural Ģöyle ortaya koymaya çalıĢır:
“Büyük yazınıyla çocuk yazını arasında bence kalın duvarlar yok… Ġki yazın arasında
temelde birliktelik, bakıĢta ve yazıĢta ayrılık vardır.” (Nas, 2004: 34) Yalçın ve AktaĢ
(2002) ise “Çocuk edebiyatını edebiyatın diğer türlerinden bıçakla kesilmiĢ gibi
ayırmak da mümkün değildir. Büyüklere seslenen birçok edebiyat eserinin aynı
zamanda çocukların dünyasına da seslendiği bilinmelidir.” (s. 7) diyerek bu edebiyatı,
edebiyatın diğer türlerinden ayırmanın çok da kolay olmadığını söylerler.
Birçok konuda olduğu gibi, çocuk edebiyatı konusunda da bir kavram kargaĢası
yaĢanmaktadır. Kimi araĢtırmacılar, çocuk edebiyatını tanımlayarak hiçbir yere
varılamayacağını, tanımın sadece onun kalın çizgilerlerini belirleyeceğini ileri sürerken;
kimileri de çocuk edebiyatını, edebiyat genel kavramı içinde değerlendirmekle birlikte,
çocuğa göre, çocuk için ve çocuksu bir ifade ile yazılan ve söylenen eserleri çocuk
edebiyatı olarak tanımlamaktadır (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 4).
Ġnci Enginün ise “Çocuklar için bağımsız bir edebiyat yaratmak gereksizdir.
Çocuklar yüksek bir değer taĢıyan sanat yapıtlarından –anlayacağı sözcüklerle, düĢ
21
gücünü canlandıracak benzetmelerle ve kısa tümcelerle anlattığımızda- zevk alıyorlar
(Nas, 2004: 33-34).” diyerek aslında çocuk edebiyatı ile edebiyatın diğer türleri
arasındaki farkın çok da büyük olamayacağını söyler.
Özgül (2007), sadece çocuklar için bir edebiyatın tarihte olmadığını ve
olmasının da çok gerekli olmadığını savunur: “Dünyanın herhangi bir kavminin
geleneğinde –ninni hariç- yalnızca çocuklar için üretilmiĢ bir edebiyat dalına yahut
edebî türe rastlamak mümkün değildir. Her milletin masalını yetiĢkinler üretmiĢ,
anlatmıĢ ve dinlemiĢtir. Bu arada, masalın anlatıldığı yerde çocuklar da varsa ve
dinlemiĢlerse anlayabildikleri kadarıyla onlar da gökten düĢen üç elmadan paylarını
almıĢlardır. Öyle anlatılageldiği gibi, ufaklıkları dizine yatırıp saçını okĢaya okĢaya
masal anlatan, ak saçların çevrelediği yüzü tarih kadar eski ve buruĢuk lakin tarih kadar
da sevimli ve munis bir „masalcı nine‟ tipinin varlığına inanmak en büyük masal olur.”
(s. 59)
Yel de (2007) eski gelenek ürünlerinin zaman içerisinde çocuk edebiyatına mal
edildiğini söyler: “Eğer çocuk kitaplarından çocuk edebiyatı anlaĢılacaksa, o zaman da
bu türün dünyadaki geliĢimi daha çok öncelikle yetiĢkinler için yazılmıĢ veya sözlü
edebiyat alanına giren efsaneler ve mitolojik hikâyelerin daha sonraları kitaplaĢtırılarak
çocuk edebiyatı dizilerine girmesiyle baĢlamıĢtır denilebilir.” (s. 50)
Özgül‟e (2007) göre masallar büyükler tarafından, büyükler için oluĢturulmuĢ ve
büyükler tarafından anlatılmıĢ ve dinlenmiĢtir. Özgül bu görüĢünü desteklemek için
tarihte yazarı bilinen ve sultanlara hediye edilen bazı masalları örnek vererek Ģu
değerlendirmeyi yapar: “KarĢısında tacların eğildiği, kalelerin teslim olduğu,
milyonların „arz-ı ubudiyyet‟ ettiği, arslanların „pençe-i kahrında lerzan‟ olduğu koca
sultanların bir çocuk masumiyeti içinde masal dinlediğini görmek garip ama gerçek…”
(s. 60). Hatta, Özgül (2007), “Rousseau, masalların sembolik ve alegorik yapıları, günü
için derin sayılabilecek bir felsefesi olan konu seçimleri sebebiyle çocukların
anlayamayacakları yoğunlukta olduklarını söyler.” diyerek masalın yetiĢkinlere özgü bir
tür olduğunu ortaya koymaya çalıĢır (s. 62). “Bugün çocuklara has birer tür biçimini
almıĢ olan bilmece veya karagöz gibi, masalın da doğuĢu yetiĢkin edebiyatı içindir.
Gelenek, bebekler için ninni söylemeyi düĢünür de çocuklar için müstakil ürün vermeyi
gereksiz görür. YetiĢkinler tandır baĢında birbirlerine bilmece sorup karĢılığında en
beğendikleri Ģehri isterken, helva sohbetlerini masallarla süslerken yahut Ramazan
22
gecelerinde sergilenen karagöz oyunlarına kahkahalarla gülerken çocuklar da orada
onlarla beraberdir. Aynı metinden herkes yaĢı, bir edebiyat alıcısı olarak tecrübesi,
anlayıĢ seviyesi elverdiği kadarıyla zevk alır.” (Özgül, 2007, 63)
Özgül‟e göre masalın kim için üretildiğinin cevabı masallarda gizlidir. “Masalın
çocuklar için üretilmediğinin en iyi iĢaretini yine masallar verir. Mesela yetiĢkinler
kralın görünmez elbisesine inanmaya hazırken „Kral çıplak!‟ diye bağıran, gerçeğin
temsilcisi bir çocuk olur.” (Özgül, 2007: 63)
Sözlü geleneğimizin ürünleri olan masallar, efsaneler, destanlar zaman içerisinde
çocuk edebiyatı ürünlerine dönüĢmüĢtür. YetiĢkinler için oluĢturulan eserlerin zamanla
çoğunun da ilgisini çekmesi sadece sözlü gelenek ürünleri için söz konusu değildir.
“Niçin hatırladığınız çocuk edebiyatı klasikleri hep yetiĢkin edebiyatının klasiklerinden
çıkıyor? Don KiĢot‟tan Kitap-ı Dede Korkut‟a, Robin Hood‟dan Tom Sawyer‟a, Üç
SialhĢörler‟den Tarzan‟a varan dek aklınıza gelen yüzlerce eser hep yetiĢkinlerden
sonra, çocukların da ilgisini çekebilecek zenginlikleri ile klasik oldular.” (Özgül, 2007:
73) diyerek büyükler için yazılmıĢ birçok romanın bugün çocuk klasikleri arasındaki
yerini aldığını söyler.
Çocuk da yetiĢkin de her çağda aynı değildir. Bir yandan zaman değiĢirken diğer
yandan insan değiĢmekte. Dolayısıyla edebî eserlerin hedef kitlesi de durağan olmaktan
çıkmakta. Bu durumu Özgül (2007) Ģöyle anlatır: “Tolkien‟in yeniden keĢfinden sonra
yaĢananlar da bunu andırmaya baĢladı. YetiĢkinler için yazdığı romanlarını Ģimdilerde
ilk gençlik hevesle okuyor; yakında çocuklar da okumaya baĢlayacak ve sonunda,
sadece çocuklar okuyacak. ĠĢte o gün geldiğinde, yetiĢkinler için yazılmıĢ romanların da
çocuk kitabı olma süreci baĢlayacak. Böylece ben de okurun seviyesine göre edebiyat
yapılamayacağı, yapılmaması gerektiği iddiamın gerçekleĢtiğini görebileceğim. Nasıl ki
„halka inen edebiyat‟ tartıĢılmıĢsa „çocuğa inen edebiyat‟ın da tartıĢılmağa ihtiyacı
vardır. Çözümün, asırlardır uygulanan „Herkes seviyesine göre alacağını alır.‟ prensibi
ile aynı edebî metnin farklı yaĢ grupları için farklı hacimde baskılarının yapılmasını
salık veren modern anlayıĢın kesiĢme noktasından doğduğu kanaatindeyim.” (s. 69-70)
Ġnsanlık tarihinin çocuksu çağlarında üretilen ciddi ve eriĢkinlere hitap eden
tahkiyeli eserler, sonraki çağlarda ancak çocuklara zevk verebilecek bir seviyeye
inebilir. BaĢlangıçta edebiyatın çocukluk çağlarının ürünü olan, sonraki devirlerde
23
çocukların edebiyatını oluĢturandır. Biraz daha açık söyleyeyim. Alıcının yaĢı ile bir
metni algılayıĢı arasındaki iliĢki, Ģahıstan Ģahsa değiĢmekten çok, nesilden nesile
değiĢir. Önceki nesillerin gerçekleri, sonrakilerin mitleridir; önceki nesillerin inançları,
sonrakilerin hurafeleridir ve nihayet, önceki nesillerin bilgileri, sonrakilerin
masallarıdır. Milletler çocuklara benzer; harikulade olanın tabiat kanunlarını ihlal
ettiğini anlayana/anlayacak yaĢa gelene kadar, olağanüstüye inanırlar. Bir diğer
söyleyiĢle, olağanüstüye inanmaktan en son çocuklar vazgeçer. Üstelik Batı‟nın
“medenileĢmek” kriterlerinden biri de yetiĢkinlerin olağanüstüyü, masalı ve masalsı
olanı reddetmeye baĢlaması ise, bir zamanlar büyüklerin inanarak birbirlerine
aktardıkları masalların yeni sahipleri de hâlâ büyülü bir dünyanın varlığına inanmayı
sürdüren çocuklar olacaktır; lakin yetiĢkinler tarafından, yine yetiĢkinler için tasarlanan
masallar –onlar artık reddediyor diye- hepten çocukların olmayı da beceremez (Özgül,
2007: 66).
Çocuk edebiyatı ile edebiyatın diğer türlerini birleĢtirmeye çalıĢan bir eğitimci
de Mert‟tir. Mert (2007) bu görüĢünü Marcel Ayme ile destekler. “Hem, çocuğu hayatla
yüz yüze getirmekten korkmamalı. Marcel Ayme diyor ki: Çocuklar caddelerde kolayca
yürüyemez diye çocuklar için ayrı cadde mi açılıyor? Büyüklerin caddelerinde
yürümeye alıĢıyorlar. Demek ki onlar için ayrı kitap da yazmamalı, büyüklerin
kitaplarını okuyup anlamaya alıĢtırmalı onları.” (s. 32)
“Çocuk edebiyatının niteliklerini belirledikten sonra, nelerin çocuk edebiyatı
sayılmayacağı daha rahat tespit edilebilir. Günümüzde birçok kimse, çocuğu konu
edinen veya kahramanları çocuk olan eserleri çocuk edebiyatı sayma yanlıĢlığına
düĢmektedir. Çocuğu ve çocukları anlatan her kitap çocuk edebiyatı değildir.” (Yalçın
ve AytaĢ, 2002: 6) Burada asıl problem nelerin çocuk edebiyatı sayılıp sayılamayacağı
ve çocuklar için ayrı bir edebiyat oluĢturulmasının gerekli olup olmadığıdır. Birçok
eğitimcinin üzerinde ısrarla durduğu gibi bir edebî eser sırf çocuktan bahsediyor diye,
çocuğu anlatıyor diye çocuk edebiyatı mahsulü sayılamaz.
Aslında çocuk edebiyatı ürünlerini edebiyatın diğer ürünlerinden keskin
çizgilerle ayırmak da çok doğru değildir. Elbette günümüzde sadece çocuklar için
üretilen bir çocuk edebiyatı mevcuttur. Ancak çocuk edebiyatının sadece bunlardan
ibaret olduğunu sanmak büyük bir yanlıĢlık olur. Çocuk edebiyatının ölçütü ne kim
tarafından kim için üretildiği ne de eserde kimin anlatıldığıdır. Dolayısıyla çocuğun
24
ilgisini çeken, çocuk tarafından anlaĢılabilen ve beğenilen tüm edebiyat ürünleri çocuk
edebiyatının ürünüdür.
2.1.5. Çocuk Edebiyatı ve Estetik
Edebî metni diğer metinlerden ayıran en önemli özelliği hiç kuĢkusuz estetik bir
kaygı ile oluĢturulmasıdır. Edebî eser diyeceğimiz bir eserde estetik kaygı bir yana
bırakılıp sadece bilgilendirme amacı güdülemez. Çocuk edebiyatının en önemli
problemlerinden biri iĢte tam da bu konudadır. Bugün çocuk edebiyatı ürünlerinin
birçoğu estetik kaygıdan uzak bir anlayıĢla oluĢturulmaktadır ki bu durum çocuk
edebiyatının kalitesini düĢürmektedir.
Özgül‟e (2007) göre “Edebiyatı didaktik yahut pedagojik amaçlarla kullanmak
kadim zamanlardan beri tercih edilen bir yol ise de bunu gerçekleĢtirmek yolunda
estetik kıymetin feda edilmesi, hele çocuklaĢtırılması hiç gerekmez. Bir çocuğa
kazandırılmağa çalıĢılan değerlerle bir yetiĢkin de bulunması beklenen özellikler
birbirinden farklı olmadığına göre, metinler arasında okurun yaĢından doğan farklılıklar
da konu seçiminde değil iĢleniĢ/anlatıĢ seviyesinde yaĢanmalıdır.” (s. 71)
Akbayır (2007) ise tamamen didaktik amaçla oluĢturulmuĢ eserlerin çocuk
edebiyatı ürünü sayılamayacağını söyler. “Çocuk edebiyatı alanındaki çağdaĢ
yaklaĢımlar, didaktik eserlerin “çocuğa görelik” ilkesine aykırı olduğu yönündedir. Bu
eserler, çocuğa bir düĢünceyi aĢılama, bir mesajı verme, bir bildiriyi sunma, bir öğretiyi
ezberletme amacına yöneliktir… Bu nedenle söz konusu eserlerin edebî değil eğitici ve
öğretici olduğunu söylemek daha doğrudur. ÇağdaĢ eğitim kuramlarının verileri
doğrultusunda değerlendirildiklerinde çocuk edebiyatına yönelik metinler olarak ele
alınamazlar. (s. 83)
Dolayısıyla çocuk edebiyatı ürünleri “estetik” konusunda diğer edebî eserlerden
ayrılmamalıdır. “Edebiyatın ilkeleri, çocuk edebiyatının da ilkeleridir. Çocuk edebiyatı,
öncelikle edebiyattır. Çocuk için yazıyorum diye edebiyatın ölçütlerinden ödün
verilmez. Çocuk edebiyatı da çok anlamlılık, örtük ileti içerme, otoriter olmayan bir
anlatım, estetik bütünlük gibi temel yazınsal nitelikleri taĢımalıdır.” (Dilidüzgün, 2000:
257)
25
Nas (2004) da çocuk edebiyatı ürünlerinin estetik kaygıdan uzak olması
konusunda farklı düĢünmez. “Ama bu böyle diye çocuğa yoz, düzeysiz, kof ürünler
sunulamaz. Edebiyat için ne gerekliyse çocuk edebiyatı için de o geçerlidir. Hem çocuk
hem edebiyat gözetilir. Onun için zordur çocuk edebiyatı, zor olduğu için nitelikli,
çocuğa göre olan çocuk edebiyatı ürünü azdır, ne yazık ki...” (s. 38)
Özgül (2007), ders kitaplarına konan ve çocuklar için yazılmıĢ Ģiirlerin onların
hayal dünyalarına hitap etmeyen, onlara bir dil ve estetik zevk vermekten yoksun, Ģiir
zevki aĢılamaktan uzak, zevksiz ve üstün körü yazılmıĢ, çocukların edebiyat zevkini
baltalayan eserler olduğunu ortaya koyarken Ģu örneği verir:
ĠĢte benim okulum
Bu da öğretmenim
Bunlar da arkadaĢlarım
YaĢasın güzel okulum
Törenlerle baĢladık
ArkadaĢlarla tanıĢtık
KonuĢmalar dinledik
Artık okullu olduk. (s. 74)
Hangi sınıf seviyesinde olursa olsun bir çocuğa böyle bir metni edebî eser diye
sunmak geleceğimizi baltalamaktan baĢka bir Ģey değildir. Böyle bir metinle onlara ne
edebiyatı sevdirebiliriz ne Ģiir zevki aĢılayabiliriz ne de estetik duygusu verebiliriz.
Özgül (2007) “Edip, elinden gelen en yüksek eseri oluĢturmağa çalıĢır; okur da
metni eğitimin, idrakinin, yaĢının, geliĢmiĢlik seviyesinin elverdiği kadarıyla kavrar.
YetiĢkinler için yazılmıĢ bir kitabı çocuk kadar anlayamayabileceğimiz gibi çocuklar
için yazılan bir kitabı yıllar sonra da zevkle okuyabiliriz.” (s. 71) diyerek çocuk
edebiyatı yazarlarının da her edip gibi eserlerini oluĢtururken edebiyatın ilkelerinin göz
ardı etmemesi gerektiğine dikkat çeker.
2.1.6. Çocuk Edebiyatı Ġçindeki Türk Halk Edebiyatı
Yalçın ve AytaĢ (2002) “Çocuk edebiyatının en önemli malzemelerinden biri de
halk edebiyatı ürünleridir.” (s. 37) derken de; Gürel ve diğerleri (2007) “Çocukta
anlama becerisi, çevresindeki olayları izleyerek, gözleyerek, yaĢayarak en çok da
26
dinleyerek geliĢir. Çocukta dinleme eğitimi en geniĢ manasıyla çocuk edebiyatı türleri
içerisinde değerlendirdiğimiz, hikâye ve masal dinlemekle geliĢir.” (s. 22) derken de
aynı Ģeye iĢaret ederler: Türk halk edebiyatı çocuk edebiyatının en önemli
kaynaklarındandır.
AytaĢ (2007) ise sözlü gelenekte yaĢayan Türk halk edebiyatının çocuk edebiyatı
içindeki yerini Ģöyle ortaya koyar: “Çocuk yayıncılığının biz de ve Batı‟da geliĢim
sürecinin aynı olmaması, Batı‟da çocuk kavramının daha önceden fark edilmesiyle izah
edilebilir. Edebiyatımızda yazılı ürünlerin yetersiz olmasına rağmen, sözlü gelenekte
çocuklar için ve çocuklara göre birçok eserden söz etmek mümkündür. Sadece
ninnilerle bu iĢi sınırlandırmak, diğerlerine haksızlıktır. Masallarımızı, efsanelerimizi;
halk hikâyelerinin, atasözü ve deyimlerin önemli bir kısmını çocukların beğenerek
dinlediklerini, anladıklarını ve kendine özgü bir biçimde kullanabildiklerini günümüz
yazılı geleneği içerisinde daha açık bir Ģekilde görebilmekteyiz.” (s. 39)
2.2. Türk Halk Edebiyatı
Halk edebiyatı, Türk edebiyatının “bütünü içinde geniĢ halk kütlesi ile tarikat
zümrelerinin edebî zevk, düĢünce, inanç ve hayat görüĢlerini genellikle sade bir dille
aksettiren” (Elçin, 1995:1) veya “Divan edebiyatı dıĢında kalan saz ve tekke Ģiiri
nevinden ferdî mahsullerle malzemesi dile dayanan atalar sözü, destanlar, masallar,
hikâyeler, fıkralar, bilmeceler, mâniler, türküler, ağıtlar, ninniler vb. gibi ilk
söyleyicileri genellikle de tespit demediğimiz anonim veya ferdî eserlerdir.” (Elçin,
1995:1)
“Milletlerin en eski hayatlarında meydana getirilen eserler, ferdin malı olmaktan
çok cemiyetin ürünleridir ve bu ürünler onların zevk ve düĢüncelerine tercüman
olmuĢlardır. Bugün asıl edebiyat sayılan ürünler zaman içinde bu eserlerin tekâmülü ile
meydana gelmiĢlerdir. Sonraki devrelerde ortaya konulan ferdî manzum eserlerin vezin,
kafiye, Ģekil gibi unsurlarda ilk ürünlerin teknik ve geleneğine bağlı kaldığı
unutulmamalıdır. Bunu için anonim ve kolektif karakter taĢıyan ürünleri, „halk
edebiyatı‟ içinde görmek gerekir.” (Güzel ve Torun, 2003a: 110)
27
Demiray ve Alaylıoğlu (1982) “Halkın ruhundan doğan, halkın ruhunda yaĢayan
kıymetleri gösteren edebiyat. Atalardan miras kalan, dilden dile geçen yüzyıllar boyu
yaĢayan edebiyat.” (s. 252) olarak tanımlarken Köklügiller (1974) Ģöyle tarif eder:
“Halkın ruhundan doğmuĢ, atalarımızdan bize aktarılmıĢ edebiyat. BaĢlıca üç
kolu vardır:
1. Ortak (Anonim) halk edebiyatı: Mâni, türkü, bilmece, atasözü, halk hikâyesi,
destan, masal, tekerleme, ninni...gibi yazarı belli olmayan türküler.
2. ÂĢık edebiyatı: Halk Ģairleri tarafından geliĢtirilen koĢuk, koĢma, divan,
destan, semaî, kalenderî, varsağı, güzelleme, taĢlama, yedekli, ağıt, koçaklama... gibi
türler.
3. Tekke (Tasavvuf) edebiyatı: Hikmet, ilahî, nefes, devriye, sathiye, deme...
gibi dinsel konulu Ģiirler.” (s. 59)
Ġlaydın (1992) ise halk edebiyatı için “Ġlk devre Türk edebiyatının Ġslam kültür
ve medeniyeti içinde devamıdır. Ġki koldan yürümüĢtür: Anonim halk edebiyatı, âĢık
edebiyatı.” (s. 10) değerlendirmesinde bulunur.
2.2.1. Tarihî GeliĢimi
Türlerin Ġslâm dinini kabul etmesinden sonra, halk arasında Ġslâm öncesi Türk
edebiyatı geleneğinin sürdürülmesiyle geliĢen edebiyat türüdür. Türklerin Ġslâm öncesi
toplumsal yaĢamlarında yönetenler ve yönetilenler arsında anlayıĢ, düĢünce ve ideal
bakımından büyük farklılıklar yoktu.
Ozanların saz çalarak söyledikleri aĢk ve doğa Ģiirleri, destan ve sagular bütün
Türklerin duygularına seslenmektedir. Ġslâmiyet'in kabulünden sonra bu birlik
bozulmuĢtur. Kentlerde kurulan medreselerde yetiĢenler kendilerini halktan ayrı
tutmaya baĢlamıĢlardır. Divan edebiyatı bu kesimden insanların duygu, düĢünce ve
zevklerini yansıtırken, halk edebiyatı bunların dıĢındaki kitlelerin beğeni, düĢünce ve
ideallerini yansıtma aracı olmuĢtur. Ama gerçek anlamda halk edebiyatı kavramı ancak
28
2. MeĢrutiyet‟ten sonra yerleĢmiĢtir ve halk geleneklerinin ürünleri olan eserler bu
dönemden sonra “halk edebiyatı” olarak adlandırılmaya baĢlanmıĢtır.
Bu eserler genellikle öğrenim görmemiĢ köylüler, kasabalılar ye da kentliler ile
yeniçeri ve tekke çevreleri gibi yine halktan kopmamıĢ zümreler arasında, zaman içinde
dinin, tasavvufun, tarikatların ve divan edebiyatının etkisiyle değiĢiklere uğramıĢ
eserlerdir. Ġslâmiyet'in kabulünden sonra anonim halk edebiyatının temel ürünleri kabul
edilen atasözü, destan, masal, bilmece, mâni, türkü, ağıt, mesnevi gibi türlerde büyük
geliĢme görülmüĢtür.
Karahanlılar döneminde halk edebiyatının ivme kazandığı söylenebilir. KaĢgarlı
Mahmud‟un “Divanü Lügati‟t-Türk” adlı eserine bakıldığında manzum örneklerin, Türk
halk Ģiirinin temel birimi olan dörtlüklerle söylenmiĢ ve genellikle yedili, sekizli ve on
ikili hece ölçüsüyle düzenlemiĢ olduğu görülür. Yine Karahanlılar döneminde oluĢmuĢ
“Satuk Buğra Halk Destanı” ve 11 ve 12. yüzyıllarda Türkistan‟da Yedisu bölgesinde
doğduğu sanılan eski Türk destanlarından motifler taĢıyan Manas Destanı da bu dönem
halk edebiyatının önemli eserleri arasındadır.
Tasavvuf ya da tekke edebiyatı, halk edebiyatının “tasavvufî halk edebiyatı” ya
da “tekke edebiyatı” denilen türü 12. yüzyılda Ahmet Yesevi ile baĢlamıĢtır. Ama
Anadolu‟nun bu alandaki ilk ve en büyük Ģairi Yunus Emre‟dir. Anadolu da 19. yüzyıla
değin çeĢitli tarikatlarla geliĢen bu edebiyat geleneğinin sürmesinde en önemli rolü
Alevî-BektaĢî ve Melamî-Hamzavî Ģairler oynamıĢtır.
Tekke edebiyatı Ģairleri, yalın bir dille, hece ölçüsüyle ya da aruzun heceye
yakın yalın kalıplarıyla Ģiirler yazmıĢlardır. Tekke Ģiirinin genel adı, özel bestelerle
okunan ve tarikatlara göre değiĢik isimlerle anılan ilahilerdir. Bu nazım birimi
genellikle dörtlük birimini kullanan nazım Ģekilleriyle yazılır. Ama gazel biçiminde
ayrılmıĢ ilahiler de vardır. Bu edebiyatın düz yazı biçimini ise evliya menkıbeleri,
efsaneler, masallar, fıkralar ve tarikat büyüklerinin yaĢamlarını konu alan eserler
oluĢturur.
ÂĢık edebiyatı, halk edebiyatının “âĢık” adı verilen sanatçılarının ürünlerinden
oluĢur. 16. yüzyılın baĢlarında ortaya çıkan “âĢık edebiyatı” geleneğinde söz ve müzik
birbirini tamamlayan iki unsurdur. Günümüzde varlıklarını sürdüren âĢıklar, bir yandan
29
eski destan geleneğini yansıtırken bir yandan da doğaçlama Ģiirleri söyler, baĢka
sanatçıların ürünlerini yayar, çeĢitli törenlerde bir eğlence unsuru olarak yer alırlar. ÂĢık
Ģiirinin nazım birimi de dörtlük olmakla birlikte bazı eserlerde farklı nazım birimleri
kullanılmıĢtır.
2.2.2. Genel Özellikleri
Her ne kadar Türk halk edebiyatı bazı dönem ve devirlere göre değiĢiklik
gösterse de geleneğin genel özellikleri Ģöyle sıralanabilir:
1. Türk halk edebiyatı, ürünlerini hem nazım hem de nesir alanında vermiĢtir.
2. Nazım alanında meydana gelen türlerde ölçü olarak millî veznimiz olan hece
ölçüsü kullanılmıĢtır.
3. Nazım alanında birim olarak genellikle dörtlükler kullanılmıĢtır.
4. Yabancı dillerin etkisinde kalmayan bir edebiyattır.
5. Nazım ve nesirlerde verilen eserlerde kullanılan dil, açık, duru, sade bir
Türkçedir.
6. Millî kültür unsurlarımızın, folklorumuzun, değerlerimizin, inançlarımızın
bünyesinde teĢekkül ettiği bir edebiyattır.
7. Milletimize ait kültür ve değerlerin günümüze aktarılmasında büyük bir rol
oynamıĢtır.
8. Nazım alanında verilen türlerde güçlü bir kafiye geleneği oluĢmuĢtur.
9. Gerek nazım gerek nesir olarak ortaya konan türlerde iĢlenen konular, halkın
sorunları, kederleri, dertleri, yasları, üzüntüleri, sevinçleri, aĢkları, savaĢları, göçleri,
felaketleri, ölümleri ve nasihatleridir.
30
10. Halk edebiyatında verilen ürünlerde halka hep ahlak kuralları, iyilik,
yardımlaĢma, birlik, dayanıĢma, ders verme, doğruluk, dürüstlük gibi mesajlar
verilmeye çalıĢılmıĢtır.
11. Türk halk edebiyatının geçmiĢten günümüze kadar oluĢturduğu güçlü bir
sözlü geleneği vardır. Yazılı gelenek pek fazla geliĢmemiĢtir. Bundan dolayı birçok tür
anonim kalmıĢtır.
12. Türk halk edebiyatının günümüze kadar gelmesinde, unutulmamasında ve
yaĢanmasında müziğin büyük iĢlevi vardır.
2.2.3. Türk Halk Edebiyatı Türleri
Bu bölümde halk Ģiiri, masal, tekerleme, bilmece, fıkra, destan, efsane, halk
tiyatrosu, halk hikâyesi, deyim ve atasözü türlerine yer verilecektir.
2.2.3.1. Halk Ģiiri. Burada halk Ģiirini üç baĢlık altında toplayacağız: Ninni,
mâni ve halk Ģiiri. Hem öğretim programında Ģiir türlerinden hiç bahsedilmeyip Ģiirin
baĢlı baĢına bir tür olarak ele alınmıĢ olması hem de Güzel ve Torun (2005) ile Yalçın
ve AytaĢ‟ın (2002) halk Ģiirini çocuk edebiyatı içinde değerlendirirken “ninni, mâni ve
türkü” baĢlıkları altında toplamıĢ olmalarından dolayı böyle bir sınıflama yapılmıĢtır.
2.2.3.1.1. Ninni. Çocuğun uyutulması, hoplatıp sevilmesi sırasında söylenen bir
takım duygu ve düĢünce, inanç, umut ve hayalleri, sevinç ve acıları içeren çoğunlukla
dört mısralı, mısra sonlarında kalıp sözler eklenerek ezgi eĢliğinde söylenen manzum
sözlerdir. Ninniler, çocuğun uyumasına yardımcı olmak, ağlıyorsa susturmak için
söylenir. Ninni genelde kadınlar tarafından söylenir. Hazır ninni kalıpları kullanıldığı
gibi kendine ait duygu ve düĢüncelerin doğaçlama olarak da dile getirebilir. Ninniler
çoğunlukla yedi hecelidir. Mâni tipinde kafiyeleĢirler. Ninnilerin hece sayısı ve mısra
sayısı ninniyi dile getirenin ruh hâline göre değiĢiklikler gösterir.
31
Yalçın ve AytaĢ‟ın (2002) Çelebioğlu‟ndan aktardıklarına göre ninniler genel
olarak “iki-üç aylıktan üç-dört yaĢına kadar annenin çocuğuna, onu kucağında, ayağında
veya beĢikte sallayarak daha çabuk ve kolay uyutmak veya ağlamasını susturmak için
hususi bir beste ile söylediği ve o anki hâletiruhiyesini yansıtır mahiyette, umumiyetle
mâni türünde bir dörtlükten meydana gelen bir nevi türkü” (s. 123) olarak
tanımlanmaktadır.
Dilçin‟e (2000) göre ise “Ninni, annenin çocuğunu kucağında, salıncakta ya da
beĢikte uyutmak için kendine özgü bir besteyle söylediği basit sözlü türkülerdir.
Ninnilerde, anne çocuğuna, iliĢkin isteklerini, iyi dileklerini, kendi sevinç ve
üzüntülerini yanık bir hava içinde anlatır.”(s. 290)
“Çocukların beyinlerindeki dil ile ilgili merkezlerin geliĢmesi diğer bütün
biliĢsel fonksiyonların geliĢmesi gibi uyarıcılar vasıtasıyla olmaktadır. Ninnilerde
bebeklerin dil merkezlerinin harekete geçmesinde ve Türkçenin fonetik yapısının
oluĢmasında büyük öneme sahiptir…. Ninnilerde kendi dilinin ilk kelimelerini,
nağmelerini alır, onun gelecekte kullanacağı dilin ilk izleri ile birlikte Türkçenin
hususiyetleri bu ninniler aracılığı ile zihinde yer almaya baĢlar…. Ninnilerin çocuktaki
dil becerilerinin yerleĢmesinde, geliĢmesinde önemli katkıları olduğu yadsınamaz bir
gerçektir. Çocuklarımızı büyütürken bu geleneğimizden onları mahrum bırakmamaya
özen göstermeliyiz. Ninnilerimizle büyüyen çocuklarımız, hem daha erken konuĢmaya
baĢlar, hem de ileride konuĢması kusursuz olur.” (Güzel ve Torun, 2005: 536-537)
“Ninnilerin anne ve çocuk setleri hâlinde yalnızca metin olarak değil, müzik
kasetleri olarak hazırlanması, bir kısmının baĢlangıçta yalnızca enstrümantal olarak
düzenlenmesi, bebeklere dinletilmesi, çocuk edebiyatının bebekle iliĢkilendirilebilecek
en erken çağını oluĢturmaktadır.” (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 124) diyerek ninninin
önemini ortaya koymuĢlardır.
Ninniler dil öğretimi basamağının ilk aĢaması olması bakımından önemlidir.
Melodinin ve ritmin dil öğrenmedeki iĢlevini de göz önünde tutarsak Türkçe
öğretiminde ninnilere hassasiyetle eğilmeliyiz.
32
2.2.3.1.2. Mâni. “Mâni halk Ģiirinde en küçük nazım biçimidir. Yedi heceli dört
dizeden oluĢur. Birinci, ikinci, dördüncü dizeler uyaklı, üçüncü dize serbesttir. Uyak
düzeni harflerle Ģöyle gösterilir: a a x a. Birinci ve üçüncü dizeleri serbest, ikinci ve
dördüncü dizeleri uyaklı mânilerde vardır. Mânilerin ilk iki dizesi, uyağı doldurmak ya
da temel düĢünceye bir giriĢ yapmak için söylenir. Genellikle asıl söylenmek istenen
düĢünceyle anlam yönünden pek alakası yokmuĢ gibi görünse de konuya bağlı olarak
yorumlanabilir. Üçüncü dizenin serbest olması söyleyene kolaylık sağlar. Temel duygu
ve düĢünce son dize de ortaya çıkar.” (Dilçin, 2000: 279).
Güzel ve Torun (2005) da mâniyi ve mâninin eğitimdeki yerini Ģöyle özetlerler:
Mâniler kuruluĢu kolay, güzel ve duyguları en kısa biçimde söylemeyi
sağlayıcı bir türdür. Bu yönleriyle Türkçe öğretiminde kullanabiliriz.
Öğrencilere herhangi bir konu seçerek bu konu etrafında mâni yazma ya da
söyleme (atıĢma) çalıĢmaları yaptırılabilir. AtıĢmalar sırasında öğrencilerin
diksiyonu düzeltme imkânı da vardır. ġiir yazma çalıĢmalarının baĢlangıç
aĢamasında da bu türde yazmak öğrencinin kendisine güvenini sağlayarak Ģiiri
sevmesine yardımcı olacaktır…. Çocuk ritmik olan sesleri, kafiyeleri sever.
Okuduğu Ģiirlerde de bunları ister. Mânilerde bu yönüyle öğrencilerin ilgisini
çekebilecek bir türdür. Kafiyelerin bol miktarda bulunması nedeniyle dil
bilgisinden kafiye konusunda malzeme olarak kullanabiliriz. (s. 538)
“…Hemen hemen insan ihtiyaçlarının, duygu ve düĢüncelerinin, dilek ve
isteklerinin tamamını da dile getiren on binlerce mânimiz bulunmaktadır. Mâniler
konuĢma ve Ģiir, Ģiir ve ezgiler arasında bir tür olarak doğrudan kiĢiler arası iletiĢimle
ilgilidir. Bu yüzden mâniler çocuklarımızın konuĢma ve dinleme becerilerinin
geliĢmesinde birinci derece önemli bir yere sahiptir.” (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 123)
Dolayısıyla bu türün Türkçe öğretiminde kullanmamak büyük bir eksikliktir.
Ana dilini öğretmek aynı zamanda Türk kültürünü de gelecek nesillere aktarmak
demektir. Türk halkı arasında mâni söylemek bir gelenek hâline gelmiĢtir. Özellikle
Anadolu‟da kadınlar ve kızlar arasında mâni söyleme geleneği çok yaygındır. Böyle bir
geleneğimizi öğrenmek, geliĢtirmek ve aktarmak özellikle Türkçe ve Türk dili ve
edebiyatı öğretmenlerine düĢen görevdir.
Ayrıca mânileri dil bilgisi öğretiminde de kullanabiliriz. Cinaslı kafiyeyi
öğretirken aynı zamanda sesteĢ (eĢ sesli) sözcükleri de öğrenmiĢ olurlar.
33
Ana dili eğitiminde kullanılacak mânilerin hedef kitlenin yaĢ seviyesine ve dil
geliĢimine uygun olmasına dikkat edilmelidir.
2.2.3.1.3. Türkü. Türk halk edebiyatı nazım türlerinden varsağı, semai,
güzelleme, koçaklama, taĢlama, ağıt, ilahi, nefes, nutuk, Ģathiye gibi türler genel olarak
türkü baĢlığı altında değerlendirilmiĢtir. Onun için bu türler ayrı ayrı baĢlıklar altında
verilmeyecektir.
“Halkın ruh hâlini, derdini, neĢesini, zevkini, dünya görüĢünü, inancını,
karĢılaĢtığı hadiseleri yansıtan; hece ölçüsüyle bir veya dört mısralı bentlere çoğu defa
bağlantıların getirilmesiyle söylenen; manzum ve ezgili anonim ürünlere türkü denir.”
(Kaya, 1999: 132).
Türküler dilden dile ağızdan ağza ve nesilden nesile söylendikleri için, dilin en
baĢarılı ve halk arasında beğenilen türleridir. Duyguları, hayalleri, istekleri ve
düĢünceleri özlü ve müziğe dayalı olarak anlatmaktadırlar. Bu anlatma becerilerinin
geliĢmesinde türkülerimizden çocukluğun her çağında yararlanmamız mümkündür.
“Türküler sık sık radyo, televizyon, video, CD ve kasetlerde tekrarlanan,
kulaklarımızı dolduran bir türdür. Bunların bilinmesi, hiç kuĢkusuz çocuğun dinleme
gücünü büyük oranda etkileyecektir…. Türkülerimiz çocuğun dil zevkine büyük bir
katkıda bulunacaktır. Müziğin ve ezginin insan beyninde yarattığı etki, dilin, vurgu,
tonlama ve ezgisi ile birleĢtiği zaman dilin estetik bir biçimde konuĢulmasına büyük bir
katkı sağlayacaktır. Bu yüzden türküleri, öncelikle çocukluğun ilk çağlarında dinleme
becerisini geliĢtirirken kullanmamız mümkündür.” (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 122)
“Türküler, anlama ve okuma becerilerin ölçülmesinde kullanılabilir. Çocuklara
metni okuttuktan sonra onun öyküsünü de anlatması istenmelidir. Bu teknik, çocuğun
sesli okuma becerisinin yanında anlatma becerisini de geliĢtirecektir. Öğrenci türkünün
öyküsünü anlatırken olayın iyilikleri ve kötülüklerini anlatacak. Bu anlatım esnasında
ister istemez taraf olacaktır. Bu tarafgirlik elbette iyi kahramandan ve iyiliklerden yana
olacaktır. Bu da çocuğun ahlaki geliĢimi üzerinde olumlu etkiler bırakacaktır…. Dil
öğretimi kültür aktarımı olduğu için kültürel değerlerimizden olan türkülerin önemi
Türkçe öğretimi açısından büyüktür.” (Güzel ve Torun, 2005: 539-540)
34
Türkülerin içinden her yaĢtaki çocuğa uygun metinlerin seçilmesi ve bunların
hikâyeleriyle birlikte anlatılması öğrenciler açısından önemlidir.
Türkçe derslerinde iĢlenecek metin bir türkü ise ona uygun kaset veya CD‟ler
götürülüp öğrencilere ezberlettirilebilir. Öğrencilerden koro oluĢturulabilir. Bu da
onların kendilerine olan güvenini, cesaretini, kelimeler hazinesinin zenginleĢmesini ve
dil geliĢimini etkileyecektir. Öğrencilere âĢıkların atıĢması veya seviyelerine uygun
türkü programları televizyonda seyrettirilebilir.
Mânilerin seçiminde gösterilen hassasiyet türküler için de geçerlidir. Her
türküyü ders metni olarak kullanamayız. Seçilen türkünün konusu, dil özellikleri,
vereceği mesaj, millî kültürümüze ve değerlerimize uygunluğuna dikkat edilmelidir.
Örneğin dili çok ağır türküyü, ilköğretim öğrencilerine veremeyiz.
Türküler tarihimiz açısından da çok önemlidir. Yemen türkülerinde olduğu gibi
tarihin ulaĢamadığı birçok bilgiyi türküler sayesinde öğreniriz,
Türkülerin, folklorumuzun bir ürünü olan halk oyunlarıyla iç içe olması ve
bütünlük arz etmesi bakımından oyun türküleri de önemlidir. Besteleri, oyun
hareketlerine ve figürlerine uygun türkülerdir. Bunlar oyun sırasında söylendiği gibi,
oyun dıĢında da söylenir. Böylece okullardaki ders dıĢı bireysel ve toplu etkinliklerle
yani halk oyunlarıyla da türküler sayesinde bağ kurulmuĢ olur.
Her Ģeyden önce uyaklı ve nakaratlı olmaları, öğrencilerin akıllarında daha kalıcı
olmasını sağlar. Türkü baĢlığı altında topladığımız halk Ģiirlerinin, çocukların Ģiir
ezberleme becerilerinin geliĢmesine katkısı büyük olacaktır.
2.2.3.2. Masal. Sakaoğlu (1999) masal için “kahramanlardan bazıları hayvanlar
ve tabiatüstü varlıklar olan, olayları masal ülkesinde cereyan eden, hayal mahsulü
olduğu hâlde dinleyicileri inandırabilen bir sözlü anlatım türü” (s. 2) derken Güzel ve
Torun (2005) masalı Ģöyle tarif eder: “ġahıs ve vakaları insanüstü ve tabiatüstü
hususiyetler ve nitelikler taĢıyan hikâyelerdir. Masallarda hayal unsuru ağır basar.
Ġnanılmayacak, fevkalade hususlar ihtiva eden masallar, dinleyenleri reel dünyadan
çekip hayali âleme almak için tekerlemeye benzer sözlerle baĢlar.” (s. 412)
35
Sözlü edebiyat ürünleri içinde masallar, dil ve anlatımlarının akıcılığı, rengi,
kapsamlarının geniĢliği, olaylarının olağanüstülüğü, kahramanlarının aklar-karalar,
iyiler ve kötüler olarak yalın bir Ģekilde iki kutupta toplanmalarıyla, halk içinde haklı
bir önem kazanmıĢlardır. Bu önemleri nedeniylede halk üstündeki etkileri yadsınamaz.
Böylesine önem veriĢ ve etkileniĢ ise masalların halka yönelik iletilerinden ve bu
iletilerden oluĢan eğitimsel iĢlevleriyle dil anlatım özelliklerinden kaynaklanır (Yavuz,
2002: 1).
Masalın kaynağı tam olarak bilinmemekle birlikte Kantarcıoğlu (1991)
“Masallar çok eski maziye sahiptirler. Ġlk insan topluluklarında meydana geldikleri
düĢünülür. Her zaman her yerde halkla birlikte varlıklarını sürdürürler, insanlığın tabiat
ve hayat karĢısında ortak duygu ve düĢüncelerini iĢlerler.” (s. 15) diyerek bu türün ilk
insan kadar eski olduğunu söyler.
Masalların bilinçaltının bir ürünü olarak rüya ile gün yüzüne çıktığını savunan
araĢtırmacılar da vardır. Bu görüĢe göre masal, görülüp baĢkalarına anlatılan bir rüya
iken zamanla içinde olağanüstülüklerin bulunduğu bir edebiyat türünü hâlini almıĢtır.
Özgül (2007) ise bu konuya katılmakla birlikte bazı masalların rüya kaynaklı olmadığını
söyler: “Bütün bu çalıĢmalar, bir taraftan ilk masalların (urform) rüya kaynaklı olduğu
fikrini kuvvetlendirirken diğer taraftan da her masalın rüyadan olmadığını gösteriyor.
Belki
de
sonraki
masallar,
rüya-masalların
karakteristikleri
taklit
edilerek
oluĢturulmuĢtur.” (s. 64) Ancak Özgül‟ün (2007) Figures of Speech of Figures of
Thought adlı eserden aktardığa göre tüm folklor ürünlerinin malzemesi metafiziktir:
“Folklorun malzemesi metafiziktir. Bizim bunu idrak etmekteki kusurumuz esasen
metafizik ve onun kendine has teknik tabirleri konusundaki derin cehaletimizden
kaynaklanmaktadır.” (s. 65)
Bilkan (2001) “Masalda hayal ürünü, olağanüstü unsurlar önem taĢımaktadır.
Masalı hikâye ve destan gibi türlerden ayıran temel özellik, „hayal‟dir. Ancak masal
üslubu, kahramanları, anlatım yoğunluğu da türün önemli unsurlarındandır.” (s. 14)
derken Güney (1966) bu konuda biraz farklı düĢünmektedir: “Masallar sadece hayal ve
fantezi mahsulü değildir, çeĢitli motiflerle nice sosyal realiteler çizgileĢtirmekte ve hele
çoğu insan ruhlarında yapılmıĢ bir seyahat hissi vermektedir.” (s. 9-10)
36
Bilkan (2001) “Masallarda, efsane ve mitos gibi ilkel anlatımlarda rastlanan
merak ve heyecan uyandırıcı bir üslup hâkimdir.” (s. 33) diyerek masalın diğer türlerle
benzerliklerini ortaya koyarken onu diğer halk öykülerinden ayıran en temel özellikleri
Ģöyle ortaya konabilir: “Masallar da halkın birleĢik yaratıcılığıyla meydana gelmiĢ sözlü
mahsullerdir. Halk öyküleri destan tipi halk öykülerinden ayrıldıkları gibi, halk
masalları da halk öykülerinden ayrılırlar. Bilindiği gibi halk öyküleri daha çok gerçeğe
dayanır; olağanüstü olaylar arka planda kalır. Oysaki bir fantezi mahsulü olan
masallarda „olağanüstü‟ baĢta gelir; gerçekler arka planda kalır.” (Güney, 1987: 163165)
Masallarda zaman ve mekân unsurlarının belirsiz olması, masalın beynelmilel
bir nitelik taĢımasıyla ilgilidir. Masal zamanı, esasen itibari (fiktif) bir niteliktedir.
Ġnsanlığın tümüne mal olmuĢ masalların bilinmeyen, belirsiz bir zamanda cereyan
etmesi, birçok yönden önem taĢımaktadır. Masallar, imkânsız olanı imkân dâhiline
sokarlar. Binlerce kilometrelik uzaklıklar bir göz açıp kapamakla kat edilir. Mesafeler
bir solukta aĢılır, bitip tükenmez yollar bir anda bitiverir (Bilkan, 2001: 61).
Masallarda
geçen
mekânlar,
genellikle
belirsiz
mekânlardır.
Olaylar
“memleketin birinde” veya “uzak bir memlekette” geçmektedir. Mekân unsuru da tıpkı
zaman gibi, “meçhul”dür: “Ülkenin birinde …”, “Bir memlekette …”, “Kafdağı‟nın
arkasında …”, “Uzak bir diyarda …” vb. (Bilkan, 2001: 63).
2.2.3.2.1. Masalların tasnifi. Masal türleri konusunda birçok tasnif yapılmıĢtır.
Bunlardan en önemlisi Stith THOMPSON‟a ait tasniftir. Masalları; “asıl, hayvan,
güldürücü, zincirlemeli, ve sınıflamaya girmeyenler” Ģeklinde ayıran Thompson‟un
tasnifine benzer bir tasnifi de Pertev Naili BORATAV yapmıĢtır:
1. Hayvan masalları
2. Olağanüstü masallar
3. Gerçek masallar
4. Güldürücü masallar
5. Zincirlemeli masallar (Bilkan, 2001, s. 16)
37
Uluslararası Masal Katalogu‟ndaki sınıflandırma ise Ģöyledir: Masallar Ģu
Ģekilde sınıflandırılmıĢtır:
1. Olağanüstü Masallar:
a. Cin Peri Masalları
b. Olağanüstü Güçlere Sahip Ġnsan Masalları
c. Sihir Büyü Masalları
d. Dev, Cadı, Canavar Masalları
2.
Gerçekçi Masallar
a. PadiĢah Sultan Prens ġah Vezir Masalları
b. Zengin Tüccar Ağa Bey Masalları
c. Sıradan Yoksul Ġnsan Masalları
3. Hayvan Masalları
4. Deyimleri ve Atasözlerini Konu Alan Masallar
Yalçın ve AytaĢ (2002) göre “Batı Avrupa masalları üzerindeki çalıĢmalara göre
yapılan sınıflandırmalarda masallar önce üç gruba ayrılmaktadır:
a)
Hayvan masalları
b)
Asıl masallar
c)
Fıkralar (s. 46)
2.2.3.2.2. Türk masallarının yapısal özellikleri. Masallarımıza yapısal olarak
baktığımızda masallarımız üç bölümden oluĢuğunu görürüz: Tekerleme bölümü,
olayların anlatıldığı bölüm (asıl bölüm) ve sonuç.
a)
Tekerleme
bölümü,
masal
anlatıcısının
masala
baĢlamadan
önce
dinleyenlerini masala hazırlamak için yaptığı giriĢtir. Tekerlemeler her ne kadar
anlamsız söz tekrarı gibi görünse de dikkatle incelendiğinde içinde ahenkli sözler,
atasözü niteliği taĢıyan kafiyeli söyleyiĢler bulunur. Bu bölüm “içinde taĢıdıkları mizah
unsurları ile insanları güldürerek asıl konuya çekmeye” (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 60)
çalıĢır. “Tekerleme, bütünüyle kelime oyunlarından, birbiriyle pek çok ilgisi olmayan,
ama dinleyicinin ilgisini masala çekmek için bir araya getirilmiĢ sözlerden meydana
38
gelir. Tekerlemenin asıl güzelliği de bu birbiriyle ilgisiz kelimelerin bir araya
getiriliĢindeki düzen ustalığındadır.” (Tezel, 1997: 12)
b) Tekerlemeden sonra bir geçiĢ bölümü ile birlikte masalın ona omurgasını
oluĢturan olayların anlatımına geçilir. Bu anlatım sırasında ise zaman zaman ustalıkla
dinleyenler ve okuyanlar için mantıklı geçiĢler yapılarak olayın akıĢının içinden çıkılır
(Yalçın ve AytaĢ, 2002: 62).
c) ġekil bakımından masalın üçüncü bölümü, sonundaki tekerlemedir. Buna
“masal sonu” da diyebiliriz. Çok masalcı, masalı orijinal bir biçimde bitirmek anlattığı
olaylara gerçekmiĢ gibi bir hava vermek için, gerçekçi sözlerle bir tekerleme yapar.
Sanki o, anlattığı olayların içinde yaĢamıĢ, söz geliĢi kırk gün, kırk gece süren düğünde
bulunmuĢtur (Tezel, 1997: 17).
2.2.3.2.3. Masalların eğitimdeki yeri. Masal anlatan kiĢi, konuĢma dilinin
bütün rahatlığını ve renkliliğini kullanarak anlatımını ilginç bir hâle getirmeye çalıĢır.
Bu nedenle, derlenen bu masallar yazıya geçirilirken halk dilinde olağan görülebilecek
yapı bozuklukları düzeltilmiĢ, konuĢma dilinin söylemlerine ve halk deyiĢine ise
özellikle yer verilmiĢtir.
Masallarda dil yalın bir Türkçedir. Anlatımda betimlemeler oldukça az yer alır.
Masalın bütününe hareketli bir dil hâkimdir. Böyle olunca da betimleme değil fiil
ağırlıklıdır. Bu da masalda hareketliliği sağlayan temel ögedir.
Masalda anlatımda hareketliliği ve renkliliği sağlayan bir baĢka ilginç öge de yer
yer Ģiirlerle süslenmesidir. Bazı masallarda Ģiirle düz anlatımın birlikte yer aldığını
görürüz.
Masallarda ikilemelerden çok yararlanılır. “Anlatım gücünü artırmak, anlamı
pekiĢtirmek, kavramı zenginleĢtirmek amacıyla, aynı sözcüğün tekrar edilmesi veya
anlamları birbirine yakın yahut karĢıt olan ya da sesleri birbirini andıran iki sözcüğün
yan yana kullanılmasıdır.” (Hatiboğlu, 1982: 51).
39
Dil bilgisi öğretiminde Türkçenin özelliklerini en iyi Ģekilde veren metinler
seçilmelidir. Bu açıdan bakıldığında masal dil bilgisinde kullanılacak en iyi
türlerdendir. Örneğin pekiĢtirme sıfatları, tezlik, sürerlik, yaklaĢma bildiren fiiller,
yansıma (ses taklidi) sözcükler vb. masal üzerinde uygulamalı olarak iĢlenebilir.
Kültür ve edebiyat zenginliğimizden olan deyimler, atasözleri, benzetmeler,
hayır dualar-beddualar, çok kullanılan konuĢma dili söylemleri, tekerlemeler asırlardır
masalların içinde muhafaza edilmiĢ ve nesilden nesile aktarılmıĢtır. Dil ve kültür
zenginliğimizin bu ürünleri de varlıklarını büyük oranda masallara borçludur.
Türkçe öğretmenleri dilimizin bu özelliklerini öğretirken masallardan sık sık
yararlanmalıdır. Büyük oranda çocuklara hitap eden masal türü iĢlenirken dilimizin bu
zenginliklerini öğrencilerimiz severek kavrayacaklardır.
Sözlü halk masallarının güzelliği ve önemi de anlatılıĢlarına bağlıdır. Zira sözlü
edebiyat ritim ve ezgi üzerine kuruludur. Masal anlatıcısı, anlatım sırasında vurgu,
tonlama ve telaffuza dikkat eder. Ayrıca konunun akıĢına göre vücut dilini de kullanır.
BaĢka bir deyiĢle zengin bir ifade imkânına sahiptir (Gürel ve diğerleri, 2007: 23).
Çocuğun konuĢmaya okuma ve yazmadan çok önce baĢlamıĢ olması sebebiyle,
yazma ve okuma ona göre sonradan kazanılan bir beceri olduğundan, çocuk daima
kendisi için zor gelen bu iki beceriyi kazanma konusunda zorluklarla karĢı karĢıya
kalmaktadır. Masallar çocuğun konuĢma ve dinleme becerisinden okuma ve yazma
becerisine geçiĢte dil özelliği olarak da büyük kolaylık sağlamaktadır…. KonuĢma
dilinin bütün özelliklerini içinde taĢıyan masalların zengin geçiĢlerle birbirine bağlı
olması çocuğun yazma becerisine geçiĢinde de önemli yaralar sağlar. (Yalçın ve AylaĢ,
2002: 54-55).
“Halk edebiyatının öğretiminde ezber yoluyla öğretimden de yaralanılmalıdır.
Öğrenciye; „koĢma, mâni, türkü, bilmece, atasözü, deyim, fıkra, tekerleme‟
ezberlettirilebilir. Böylece çocuk, konu iĢlenirken hafızasında örnekleri hatırlayacaktır.”
(Güzel ve Torun, 2003a: 122) Ana dili öğretiminde ezber metodunun önemi hâlâ
yeterince kavranamamıĢtır. Hatta ezber metodu yanlıĢ anlaĢılagelmiĢtir.
Çocuk kitaplarında yer vereceğimiz masalların tekerleme bölümlerinin
özellikle, olabildiği kadar uzun tutulması ve çocukların bu tekerlemeleri
40
ezberlemelerinin sağlanması dil becerilerinin geliĢtirilmesinde etkili bir ders
aracı olarak kullanılabilir. Tekerlemelerin çocukların hazırlıksız konuĢma
becerilerinin geliĢmesinde ve psikomotor dil becerilerinin ileri düzeylere
çıkartılmasında büyük etkisi olduğunu bir kere daha belirtmeliyiz. Bu
tekerlemelerin daha ilginç hale getirilmesi, öğrencilerin benzerlerini üretmeleri
konusunda yapılacak destek ve eğitim, konuĢma, dinleme becerilerinin
artırılmasına katkıda bulunacaktır. Öğrencinin bunu eğlenceli bir oyun olarak
algılaması ile etkinin daha çok artacağı düĢünülmelidir (Yalçın ve AytaĢ,
2002:62).
Dil becerilerinin öğretiminde özellikle konuĢma becerisinde önemli olan
tekerlemeler vazgeçilmez alıĢtırma örnekleridir. Öğrencilerin konuĢma becerilerini
düzeltmek için, dil tembelliği olan, konuĢurken sık sık dilleri sürçen, yanlıĢ
telaffuzlarda bulunan, içine kapanık, kendisini ifade edemeyen, heyecanlı ve kendine
güveni
olmayan
öğrencilere
Türkçe
dersinin
her
kademesinde
tekerlemeler
ezberletilebilir.
Bir insana ana dilini; anlatımı ikilemeler, benzetmeler, uyaklar, deyimler,
atasözleri vb. gibi konuĢma dilinin bütün incelikleriyle zenginleĢtirilmiĢ masallardan
daha iyi, sözlü veya yazılı hangi edebiyat ürünü öğretebilir ki? Boratav (1958) “Çocuğa
ana dilinin, bir iĢçi elindeki alet gibi nasıl kullanacağını ilk öğreten, ona bu dilin türlü
hünerlerini, kıvraklığını, zenginliğini, inceliğini ilk gösteren kiĢiyi kendi dilini
konuĢmayanlardan uzaklaĢtırıcı, onu konuĢanlara yakınlaĢtırıcı duyguyu-ninnilerin,
tekerlemelerin, türkülerin yanı baĢında, ama herhâlde onlardan daha geniĢ ölçüde- ilk
aĢılayan masaldır.” (s. 15) diyerek bu sorunun cevabını verir.
Çocukların ilk tanıĢtıkları ve en çok sevdikleri tür masallardır. Masallar dinleme
becerisini geliĢtiren en iyi yoldur. Üzerine eğitimciler ve dil bilimcilerin en az çalıĢtığı
beceri dinlemedir. Öyleyse dinleme ve anlama becerisinin geliĢmesine masalların
katkısı göz ardı edilemez. Bu uzun dinlemelerin ardından da doğal olarak, eğer çocuğun
biyolojik-fizyolojik bir sorunu yoksa öğrendiklerini yineleme, anlatma gelecektir.
Çocuklardaki, bu duyduğu masalları yineleyerek anlatma, giderek yerini yeni
masallar yaratıp anlatmaya bırakacaktır ki bu da çocuğun hayal gücünü harekete
geçirmesi, onu yaratıcı kılması bakımından, önemli bir olgudur.
Bütün bu aĢamalardan sonra, okumayı öğrenen çocuğun en büyük keyiflerinden
birisi de artık o çok sevdiği masallara ulaĢmaktır.
41
Okuma alıĢkanlığını böylesine besleyen masalların sonuçta o tadı alan kiĢiyi
yazmaya da yöneltmesini beklemek doğaldır. Dinleyen, okuyan, biriktiren, kelime
hazinesi zenginleĢmiĢ, fikir ve hayal gücü geliĢmiĢ bir insanın son aĢamada varacağı yer
artık yazmaktır.
Öyleyse Ģuurla kullanıldıkları zaman masalların, çocuklara ana dili öğretiminde
dinleme, anlama, konuĢma, okuma, yazma amaçlarına ulaĢmada ne denli önemli bir
araç oldukları ortadadır.
2.2.3.3. Tekerleme. Tekerleme için Derleme Sözlüğü‟nde (1978, C. X)
“masallara baĢlarken söylenilen yarı anlamlı yarı anlamsız sözler”; ġemseddin Sami‟nin
Kâmûs-ı Türkî‟sinde “saçma sapan mukaddime, masal tekerlemesi”; Türk Dil
Kurumunun Türkçe Sözlük‟ünde (1998) “çoğunlukla basmakalıp söz”, “çoğunlukla
masalların baĢında bulunan kafiyeli giriĢ sözleri; saz Ģairleri arasında yapılan deyiĢ
yarıĢı; orta oyununda özellikle Kavuklu‟nun kullandığı sözler”; Hayat Büyük Türkçe
Sözlüğü‟nde “masalların baĢlarında söylenen manasız, fakat hoĢa giden söz yığını”
(Duymaz, 2002: 9-10) Ģeklinde tanımlar getirilmeye çalıĢılmıĢtır.
Bu tanımlarda dikkati çeken birkaç hususu Ģöyle özetleyebiliriz: Tekerleme
denince ilk akla gelen özellik “anlamsız”, “yarı anlamlı yarı anlamsız” veya “saçma
sapan” sözlerden oluĢmuĢ olmasıdır (Duymaz, 2002: 12).
Tanımlarda tekerlemenin tam bir tanımının yapılamamasının yanında bir husus
daha dikkat çekmektedir. O da tekerlemelerin kullanım alanındaki çeĢitliliktir.
Tekerlemeler çok farklı yerlerde çok farklı amaçlarla kullanılan bir türdür.
“Tekerlemeler Ģekil, konu, muhteva ve iĢlevleri bakımından sınırları tam ve kesin olarak
çizilememiĢ halk edebiyatı ürünleridir. Bu durum, müstakil bir özelliğinden ziyade
bilmece, âĢık Ģiiri, masal, ninni, oyun, halk hikâyesi, halk tiyatrosu gibi pek çok ürünün
içinde yer almasından kaynaklanmaktadır.” (Güzel ve Torun, 2005: 429)
Duymaz (2002) tekerlemelerin genel özeliklerini Ģöyle ortaya koyar:
1. Tekerlemeler, belirli bir ana konudan yoksundurlar. Bağlı bulundukları
türle iliĢkileri itibariyle manalarından çok fonksiyonlarıyla değerlendirilebilirler.
42
2. Tekerlemeler, mısra baĢı ve mısra sonu kafiye, aliterasyon ve seciyelerle
sağlanan ses oyunlarıyla ve çağrıĢımlarla birbirine bağlanmıĢ, belirli bir nazım
düzenine kavuĢturulmuĢ, birbirini tutmayan hayallerle düĢüncelerin
sıralanmasında meydana gelmiĢtir.
3. Tekerlemede duygu, düĢünce ve Hayallar tezat, mübalağa, ĢaĢırtma,
tuhaflık ve güldürmeye dayalı birtakım söz kalıpları içinde art arda sıralanır ve
yuvarlanır.
4. Tekerlemede düĢünceye sadece bu nazım unsurları kılavuzluk eder;
muhteva diğer halk edebiyatı türlerinde olduğundan daha kaypak, kararsız ve
tutarsızdır.
5. Bazı tekerlemeler karĢılıklı soru ve cevap Ģeklinde ve zincirleme diyalog
hâlinde gider. (s. 21)
“Çocuk için dilin araç olarak kullanıldığı bir oyun” (Gürel ve diğerleri, 2007:
227) olarak görülen tekerlemeler çocukların en fazla ilgisini çeken türlerden biridir.
Çünkü çocuk için nasıl imkânsız diye bir Ģey yoksa tekerlemede de imkânsız yoktur. Bu
yüzden masallardaki tekerlemeler birden çocuğu masalın içine çeker ve masaldaki
olağanüstülükleri olağan olarak gösterir. Tekerlemeler “… dinleyeni her Ģeyin „imkân‟
dâhilinde olduğu bir dünyaya inandırmıĢtır. ġimdi dinleyici, düĢündüğü, düĢünemediği,
hayal ettiği yahut ayal bile edemeyeceği farklı bir ortama girmek üzeredir. Artık
imkânsızlık yoktur.” (Bilkan, 2001: 32)
Tekerlemelerin ana dili eğitimde birçok yönü ile kullanılabilecek bir tür olduğu
unutulmamalıdır. “Dinleme becerisini geliĢmesi için verilen eğitimde, ses ve hece
benzerliği olan söz gruplarının yan yana getirilmesi ve ayrıĢtırılmasının algılamayı
geliĢtirdiği bilinmektedir. Çocukların birbirine yakın seslerden oluĢan kelimeleri ve
onların taĢıdıkları anlamları birbirinden tam ve eksiksiz ayırmalarında bu tekerlemeleri
diğer tekerlemelerle birlikte eğitim içinde kullanmamız gerekir.” (Yalçın ve AytaĢ,
2002: 62)
Bunun yanında “…tekerlemeler, çocuğun aynı zamanda kendine mahsus bir
kiĢilik geliĢtirmesine yarayan, taĢıdığı kafiyelerle söyleyiĢ bakımından çocuğun ilgisini
çeken bir türdür. Tekerlemeler bir bütün hâlinde ezberlendiğinde çocukların söz
varlığına da önemli ölçüde katkı sağlayabilir.” (Gürel ve diğerleri, 2007: 227)
Çocuk kitaplarında yer vereceğimiz masalların tekerleme bölümlerinin özellikle,
olabildiği kadar uzun tutulması ve çocukların bu tekerlemeleri ezberlemelerinin
43
sağlanması dil becerilerinin geliĢtirilmesinde etkili bir ders aracı olarak kullanılabilir.
Tekerlemelerin
çocukların
hazırlıksız
konuĢma
becerilerinin
geliĢmesinde
ve
psikomotor dil becerilerinin ileri düzeylere çıkarılmasında büyük etkisi olduğunu bir
kere daha belirtmeliyiz. Bu tekerlemelerin daha ilginç hâle getirilmesi, öğrencilerin
benzerlerini üretmeleri konusunda yapılacak destek ve eğitim, konuĢma, dinleme
becerilerinin artırılmasına katkıda bulunacaktır. Öğrencinin bunu eğlenceli bir oyun
olarak algılaması ile etkinin daha çok artacağı düĢünülmelidir (Yalçın ve AytaĢ, 2002:
62).
2.2.3.4. Bilmece. Bilmeceler tabiat unsurlarıyla bu unsurlara bağlı hadiseleri;
insan, hayvan ve bitki gibi canlıları; eĢyayı, akıl, zekâ veya güzellik nevinden mücerret
kavramlarla dini konu ve motifleri vb. kapalı bir Ģekilde yakın-uzak münasebetler ve
çağrıĢımlarla düĢünce, muhakeme ve dikkatimize aksettirerek bulmayı hedef tutan
kalıplaĢmıĢ sözlerdir (Güzel ve Torun, 2003a: 204).
Bilmecelerin kaynağının Doğu olduğu düĢüncesi, bu konuda araĢtırma
yapanların ittifakla birleĢtikleri fikirdir. Türk edebiyatında ise en eski bilmece
metinlerini Kuman dilinde yazılmıĢ olan ve 1303‟te yayımlanan Codex Cumânicus‟ta
buluruz.
Türk halkının zekâ ve ince zevklerinin pırıltısı olarak ortaya konulmuĢ olan
bilmeceler, eğlence vasıtası olmakla birlikte, kiĢilerde muhakeme gücünü, düĢünce
derinliğini geliĢtirmesi bakımından da önemlidir. Diğer taraftan Türkçenin estetik
yapısını ve edebî zevkini sergilediklerinden dolayı da edebiyatımızda ayrı bir önemi
vardır.
Bilmeceler önceki devirlerde, bir eğlence aracı olmaktan öte bir takım
fonksiyonları icra eder hüviyetteydi. Kavimler veya yönetici durumunda olan kiĢiler
birbirine üstünlük sağlamak için zekâ ve söz oyunlarıyla örülmüĢ olan bilmece silahına
sarılırdı.
Bilmeceler, televizyon ve radyo gibi kitle iletiĢim araçlarının hemen her yere
girmediği döneme yani 1980 öncesi yıllara kadar ülke bazında, bilhassa kırsal
kesimlerde geleneksel olarak yaĢatılırdı. Ancak bilmece geleneğini, salt eğlence ve
44
vakit geçirmeye yönelik bir gayret değil bunun yanı sıra bilgi, görgü, tecrübe ve
iliĢkilerin önemini de ihtiva eden bir gelenek olarak görmek gerekir.
Bilmeceler, dünyayı henüz tanımaya baĢlayan, nesneleri ve objeleri yeni yeni
kavrayan çocukların kelime hazineleri ve muhakeme güçlerinin artmasında önemli rol
üstlenir.
Bilmecelerin çocuklara dil becerilerini kazandırmada tartıĢmasız çok büyük
bir rolü olduğunu söyleyebiliriz. Dilin inceliklerinin kavranmasında, anlamı söz
arasına yerleĢtirme becerisinin kazanılmasında bilmece eğitici bir özellik
taĢımaktadır.
Çocuğun dilin mantığını kavraması bakımından da bilmecelerin çok önemli
bir yeri bulunmaktadır. Çünkü bir bilgiyi dilin kendi iç mantığına dayalı olarak
saklamak ve onun bulunmasını sağlama, çocuklara büyük bir dil becerisi
kazandırabilmektir.
Bilmecelerin bir baĢka özelliği de, çocukların problem çözme becerilerini
geliĢtirmede eğlenceli bir yol olmasıdır. Dolayısıyla beynin sol üst yarısında
bulunan problem çözme becerisi, sözün estetik özellikleri ile birleĢerek ilgi
çekici bir hale gelmektedir. Pratik bir zekâ ve buluĢ becerilerinin de
geliĢmesinde bilmecelerin çok önemli bir yeri bulunmaktadır. Bu beceri
çocuklar için ilginç ve eğlenceli olduğundan günün her saatinde bir eğitici unsur
olarak kullanılabilir (Yalçın ve AytaĢ, 2002:117-118).
Okullarımızda, Türkçe derslerinde ana dili becerilerini öğrencilere kazandırmak
için bilmecelerden daha çok yararlanmak gerekir. Sınıf ortamında yapılacak birçok
etkinlik ve oyunlarla dil becerileri geliĢtirilebilir. Türkçe derslerinde öğrencilere
sorulacak bilmeceler, öğrencilerin hem zihinlerini çalıĢtırıp geliĢtirecek hem de kelime
hazinelerini geniĢletecektir. Sınıfta oluĢturulan bu etkinlikler öğrencide eleĢtirel
düĢünmeyi de geliĢtirecektir. Ayrıca öğrencilerin tahmin etme becerileri bilmeceler
sayesinde geliĢtirilebilir.
Bilmeceler öğrencilerde soyut düĢünmeyi de kavratabilir. Manzum bilmeceler
Ģiir özelliği taĢıdıkları için öğrencilerin Ģiir çalıĢmalarında da kullanılabilmektedir.
Bilmecelerde bulunan kelime oyunları, yansıma kelimeler ile bilmecelerin vurgu ve
duraklama yanlıĢlıkları yapılarak sorulması öğrencilerde Türk dilinin inceliklerini ve
estetiğini görmeleri açısından son derece önemlidir.
45
2.2.3.5. Fıkra. Fıkra, malzemesi dile dayanan sözlü edebiyat mahsulleri
arasında, Ģekil ve muhteva bakımından kendine has karaktere sahip müstakil edebî bir
türdür.
Fıkraların en önemli özelliklerinden birisi, kısa ve özlü bir Ģekilde bir görüĢü
belirtme, bir ders veya nasihat verme gayesi taĢımalarıdır. Fıkralar genellikle nükteli,
eğlendirici ve çok kez güldürücü bir anlatımla gerçekleĢtirilir. Bu fıkraların bazılarında
amaç, okuyanları ve dinleyenleri güldürmektir. Bundan dolayı bu fıkralara güldürücü
çok küçük hikâye de denmektedir.
“Küçük hikâye biçiminde fıkralar çoğunlukla sözlü edebiyat ürünleri olup
yazarları belli değildir. Bu tür fıkraların, kahramanların davranıĢ ve düĢünceleri,
taĢıdıkları mizah ögeleri ve dil bakımından ulusal kültürü yansıtan bir yanları vardır. Bu
nedenle halk bilim (folklor) için değerli malzeme sayılır.” (Kavcar ve Oğuzkan, 1999:
205)
“Bir tabiat ve topluluk gerçeği, cemiyetteki aksaklıklar, hatalı davranan kimseler
çeĢitli tipleri ve cemiyetin dikkat çekici her türlü görünüĢü ve vaka çerçevesinde nükteli
bir Ģekilde anlatılır ve tenkit edilir. Güldürücü ve düĢündürücü olan fıkralar küçük
mizah ve hiciv hikâyeleridir. Nasreddin Hoca, BektaĢi ve Ġncili ÇavuĢ fıkraları bunların
en meĢhur olanlarıdır.” (Güzel ve Torun, 2003a: 210)
“Türk dilinin yazılı kaynaklarında fıkra ile ilgili ilk kayda KaĢgarlı Mahmut‟un
Divân-ü Lügat-it Türk‟ünde rastlamaktayız. KaĢgarlı „küg‟ ve „külüt‟ kelimelerini, „halk
arasında gülünç olan nesne‟ Ģeklinde açıklıyor.” (Yıldırım, 1999: 3)
“Ġslamiyet‟ten sonra bu neviden hikâyeler, Türk dilinde, „hikâye, kıssa, masal,
mizah, nükte, latife vb.‟ adlar altında da anlatılmıĢ ve yazılmıĢtır. Fıkra ile eĢ anlamda
kullanılan kelimeler içinde en çok „latife‟ sözü yaygınlık kazanmıĢtır.” (Levend, 1972:
212).
Fıkralar, bilhassa XIII. yüzyıldan itibaren dinî, ahlaki ve tasavvufi mahiyette
yazılmıĢ eserlerde geniĢ ölçüde yer almaya baĢlar. Devrin yazar ve mütefekkirleri, halka
bazı konu ve meseleleri daha açık izah edebilmek için bu yola baĢvurmuĢlardır.
Mevlana‟nın Mesnevi‟si, GülĢehri‟nin Mantıku‟t-Tayr‟ı, ÂĢık PaĢa‟nın Garipnâme‟si
vb. birçok eserde fıkraların bol bol yer aldığı görülür.
46
“XVI. yüzyılda “Latife” sözünün fıkra karĢılığında kullanılan edebî bir terim
hâlini aldığını görüyoruz. Bu devirde fıkraların toplanıp yazıldığı mecmualara “Letaif”
adı verilir.” (Levend, 1973: 156)
2.2.3.5.1. Türk fıkralarının konusu. Türk fıkralarını konularına göre birkaç
grup altında toplamak mümkündür. Bu gruplandırmayı, fıkraların temsil ettiği zihniyet
ve davranıĢlarla bağlandıkları tiplere göre yapabiliriz: Nasreddin Hoca, Ġncili ÇavuĢ vb.
Fakat bizce, fıkraları bir bütün olarak ele alıp onları temsil ettikleri ana karakterlere göre
gruplandırmak en doğru yoldur (Yıldırım, 1999: 5).
Toplum hayatında düzeni sarsıp insanları rahatsız eden ve onların huzurunu,
mutluluğunu tehlikeye sokan her gerçek olay, Türk fıkralarının konuları arasına girer.
“Edebiyat ve kültür hayatımızın en zengin hazinelerinden biri olan fıkraların
içinde milletimizin tarihini, siyasi, dinî, iktisadi, içtimai hayatını, inanç ve fikir
mücadelelerini, geleneklerini, dünya görüĢünü, hayata bakıĢ tarzını aksettiren bilgiler
vardır.” (Yıldırım, 1999: 7) Ġnsanımızın hayalini, hayattan beklentilerini fıkralarda
buluruz.
Kavcar ve Oğuzkan (1999) da fıkralarımızın bölümleri belirlerler: “Küçük
hikâye biçiminde fıkraların yapısı çok basittir: a) Kahramanın veya kahramanların
tanıtıldığı giriĢ bölümü. b) Olayın anlatıldığı kısa bir geliĢme bölümü. c) Sonuç…
Bazen sonuç okuyucunun kavrayıĢına bırakılır.” (s. 205)
2.2.3.6. Destan. Türkçe sözlükte “Tarih öncesi tanrı, yarı tanrı ve kahramanlarla
ilgili olağanüstü olayları konu alan Ģiir, epope.” (TDK, www.tdk.gov.tr) olarak
tanımlanan destan için Banarlı “Destan, toplumu etkileyen, savaĢ, göç, kıtlık, gibi
olaylar ile kâinatın ve milletin yaradılıĢını anlatan, milletin hafızasında yer etmiĢ,
nesilden nesile aktarılmıĢ ve zamanla yazıya geçirilmiĢ olan sözlü anlatım türüdür.”
(Gürel ve diğerleri, 2007: 84) der.
47
Tural (1998) ise destanın “büyük olayların doğurduğu ve bir milleti Ģekillendiren
hürriyet aĢkı, bağımsızlık Ģuuru, yaĢama sevinci, kin, nefret, acı, hasret gibi hem maddi
hem de manevi hadiselerin bir neticesi” (s. 40-41) olduğunu söyler.
“Bir milletin bütün varlığını, üzüntülerini, sevinç ve coĢkularını kısaca,
heyecanlarını hareketlendiren bütün duygu ve düĢünce yapısını oluĢturan zenginlik
hazineleridir. Milletlerin millet olma yolundaki çabalarından izler taĢır ve bu çabaların
hatıraları ile geçmiĢle gelecek arasında zamanı canlı tutar.” (Güzel ve Torun, 2005:
540).
Destanlar zaman içerisinde oluĢan türlerdir. Dolayısıyla destanların oluĢumunun
safhaları vardır. Önce milleti derinden etkileyen bir olay yaĢanır. Bu olay halk arasında
anlatılmaya baĢlanır. Bu anlatım nesilden nesile yıllarca, yüzyıllarca devam eder.
Destanın olağanüstü özellikleri iĢte bu safhada destana dâhil olur. Daha sonra bir halk
Ģiiri (Ģaman, kam, ozan) çıkar ve halk arasından anlatılan bu olayı nazma döker.
Böylece bir destan oluĢmuĢ olur.
“Destanlardaki Ģekle ait özelliklerden birincisi manzum olmasıdır.” (Tural,
1998: 42) Ancak bugün birçoğunun elde orijinal metinleri olmadığı için manzum
Ģekilleri de mevcut değildir.
“Anlatımdaki coĢku ve samimiyetle ortak duyuĢ, düĢünüĢ oluĢturduklarından
içinden çıktıkları toplumun dilinin en güzel örnekleri olması nedeniyle toplum içinde
anlayıĢ bütünlüğü oluĢturur…. Destanların ele aldığı konuların bir önemli yanı da
tarihle ilgili olmasıdır. Destanlarda anlatılanların tarihsel gerçeklerle çok fazla bir ilgisi
olmasa bile, tarihin bilinmeyen dönemleri hakkında ipuçları vermesi, çeĢitli
göndermelerde bulunması bakımından, destanların tarihsel değerleri de bulunmaktadır.
Diğer birçok bilim dalının yararlandığı gibi, tarih bilimi de, destanlarda anlatılanlardan
yararlanarak, tarihin karanlık dönemleri ile ilgili ipuçları edinmeye çalıĢır.” (Yalçın ve
AytaĢ, 2002: 81-82)
Destanların dil özellikleri, yapısı ve içinde taĢıdıkları değerlerle bir toplumun
varlığını sürdürmesinde çok büyük katkı sağlamaktadır.
Türk destanları bizim millî kültürümüzü, benliğimizi yüzyıllarca üzerinde
barından çok önemli bir tür olduğundan çocuklara okutmamız gerekir. Toplumsal
48
kimlik bunalımına düĢmemek için yeni yetiĢen gençlerin bilinçaltlarında kendi
destanlarının yer alması önemlidir.
“Destanlar yalnızca çocuklarımızın hayal gücünü zenginleĢtirmekle kalmamakta,
onlara yaĢadıkları toplumun niteliklerini, kendine özgü kimliğini kazandırmaktadır. Bu
özellikleri
ile
paylaĢma
bilinci,
ortak
bir
duyuĢ
ve
düĢünüĢ
duygusunu
güçlendirmektedir.” (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 86).
Destanları, hedef kitlenin yaĢ seviyesi ve sınıfların seviyesi göz önünde
bulundurarak ana dil öğretiminde kullanabiliriz. Destanlarla ufku geniĢleyen çocuk,
kendi dilinin de özelliklerini öğrenir. Böylece dilinde meydana gelen değiĢmeleri ve
geliĢmeleri de kavramıĢ olur. Bu konu aynı zamanda dilcileri de yakından ilgilendiren
meseledir.
Destanları okuyan, dinleyen ve izleyen çocuk, iyi kahramanları kendine model
alacak ve çocukta güzel ahlak ilkeleri oluĢmaya baĢlayacaktır. Aynı zamanda çocuk iyi
ile kötüyü birbirinden ayırt edip kötülüklere ve kötü kiĢilere karĢı mücadele ruhu
taĢıyacaktır. Çocukta olumlu davranıĢlar sergilenecektir.
Destanların günümüze kadar gelmesinde, en önemli unsur onların dilidir, yani
Türkçenin
gücüdür.
Bunu
çocuklarımıza
kavratabilirsek
ve
kazandırabilirsek
kültürümüzün devamlılığını sağlamıĢ oluruz. Son zamanlarda millî kültürümüzü,
değerlerimizi, en önemlisi de dilimizi tehdit eden yabancı kültürler ve dillerin etkisinde
kalmamak için kültürümüzün en önemli unsurlarından biri olan destanlarımızı göz ardı
edemeyiz.
Bildiğimiz gibi temel dil becerilerinden biri de konuĢmadır. KonuĢma becerisini
geliĢtirme yolları arasında drama çalıĢmalarını saymamak düĢünülemez. Bu noktada
destanların drama çalıĢmalarında kullanılabilecek en güzel türlerden biri olduğu
unutulmamalıdır.
2.2.3.7. Efsane. Türk Dili Kurumunun “Büyük Sözlük”ünde “Eski çağlardan
beri söylenegelen, olağanüstü varlıkları, olayları konu edinen hayalî hikâye, söylence.”
olarak tanımlanan efsane için “Efsane, gerçek veya hayali Ģahıs, olay ve yer hakkında
49
anlatılan hikâyelerdir. Anlatılan olaylar daha çok dinî motifler taĢır ve inandırıcılık vasfı
yüksektir. ġahıs ve olaylarda tabiatüstü olma özelliği vardır. KonuĢma diline yakın bir
anlatıma sahiptir. Efsane, söylence, mit, menkıbe gibi isimlerle de anılır.” (Gürel ve
diğerleri, 2007: 76) Ģeklinde tanımlar da yapılmaktadır.
Elçin ise (1981) efsaneyi “Ġnsanoğlunun tarih sayesinde görüldüğü ilk
devirlerden itibaren ayrı coğrafya, muhit ve kavimler arasında doğup geliĢen; zamanla
inanç, âdet, anane ve merasimlerin teĢekkülünde az çok rolü olan bir çeĢit masallar
vardır, bunlar efsanedir.” (s. 312) Ģeklinde tanımlamaktadır.
Efsaneler halk edebiyatı türlerinden masala destan arasında bir tür olarak kabul
edilebilir. “Efsanenin baĢlıca niteliği inanıĢ konusu olmasıdır. Onun anlattığı Ģeyler
doğru, gerçekten olmuĢ diye kabul edilir. Bu niteliği ile masaldan ayrılır, hikâye ve
destana yaklaĢır. BaĢka bir niteliği de düz konuĢma diliyle ve her türlü üslup
kaygısından yoksun, hazır kalıplara yer vermeyen kısa bir anlatı oluĢudur. Kısaca
efsane, kendine özgü bir üslubu, kalıplaĢmıĢ kurallı biçimleri olmayan, düz konuĢma
dili ile bildirilen bir anlatı türüdür.” (Boratav, 1995: 98-99)
Yine “…Efsanelerin en belirgin özelliğinin inanılır nitelikte bir anlatım türü
olması, konuĢma diliyle anlatılması ve kiĢi, yer, olaylarla ilgili olağanüstülükler
taĢımasıdır. Bu özellikleri onunla benzer nitelik taĢıyan masal, destan gibi türlerden de
onu ayırt eder.” (Güzel ve Torun, 2005: 412) açıklaması onun diğer türlerden farkını
ortaya koymaktadır.
Efsaneler, masallar gibi olağanüstü olaylara yer vermeleri bakımından birbirine
benzerler; fakat efsane inanılmaya daha uygun olması bakımından masaldan ayrılır,
hikâye ve destana daha yakın bir tür sayılır. Destanlar daha sanatlı bir ifadeye, efsaneler
konuĢma dilinin etkisi altında, yalın bir dille söylenmiĢtir (Türk Dili ve Edebiyatı
Ansiklopedisi, 1977, C. 3: 6).
Aslında, efsanelerin en mühim vasfı olan inandırabilme, ikna edebilme
hususiyeti, bizleri hudutları çizgili bir dünyada yaĢamaya zorlar. Zaten efsanelerde yer
alan hadiselere inanmayan, inanmak istemeyen kimseler için, bu tür anlatmalar hiçbir
Ģey ifade etmezler. Masalla efsane arasında görülen en mühim fark da budur. Masal
dinleyicisi, onun hakikatte cereyan etmediğini bilir, ona göre dinler. Ama efsaneler için
50
böyle bir Ģey söz konusu değildir. Onun dinleyicileri, içindeki hadiselerin mutlaka
cereyan ettiğini kabul ederler. Bu konuyu biraz daha açmak gerekirse söyle diyebiliriz:
Efsane bir zamana, zemine ve Ģahsa bağlıdır. Masal da ise bunu bulamayız. Onlar
“evvel zaman içinde” vuku bulan hadiseleri anlatır (Sakaoğlu, 2004: 11-12).
2.2.3.8. Halk tiyatrosu. Hayatı hareket hâlinde göstermeye çalıĢan dram sanatı,
Türk hayatında da dikkate değer örnekler vermiĢtir. Kendine has teknikler içindeki bu
sanatı beĢ dalda topluyoruz (Güzel ve Torun, 2005: 437).
2.2.3.8.1. Köy orta oyunları (köy tiyatrosu). Köy orta oyunları, köylülerin
uzun kıĢ aylarında ve hususiyle düğünlerde, bayramlarda eğlenmek ve vakit geçirmek
için düzenleyip oynadıkları dram karakterli temsillerdir (Güzel ve Torun, 2005: 437).
2.2.3.8.2. Meddah. Eski ozanlarla onların devamı olan saz Ģairlerini hatırlatan
bir çeĢit halk hikâyelerini anlatan kimselere de Meddah, böyle hikâyelere de “meddah
hikâyeleri” denmiĢtir. Meddah kelimesinin asıl manası “övücü, metheden” demektir.
Meddahlık hikâye ile taklit yapma sanatıdır. Perdesi, sahnesi, dekoru, elbiseleri ve
Ģahısları bir tek sanatkârda toplanan unsurları basit ve sade temaĢadır (Güzel ve Torun,
2005: 440).
XIII. asırdan sonra da kullanıldığı anlaĢılan “meddah” deyimi, destanî
konulardan
çok,
realist,
eğlenceli
vakıaları
taklitlerle
anlatan
hikâyecileri
göstermektedir. Meddahlık son zamanlara kadar devam etmiĢtir…. Yazılı olduğu zaman
bir roman, bir büyük hikâye hüviyeti taĢıyan meddah hikâyeleri meddahların
anlatıĢlarıyla bir tiyatro eseri hâline gelmiĢtir. Bu bakımdan meddahlık ve meddah
hikâyeleri Türk temaĢası içerisinde yer almaktadır (Güzel ve Torun, 2005: 440).
2.2.3.8.3. Karagöz. Türk temaĢa edebiyatının en önde gelen türüdür. Bir gölge
ve hayal oyunu olan Karagöz‟de esas Ģahıslar, Karagöz ve Hacivat‟tır. ġive taklitleri;
Arapça, Farsça kelimelerin telaffuzlarına yakın kelimeler öne sürerek güldürücü
51
durumlar meydana getirilmesi ve cinas ve tevriye sanatlarına fazla yer verilmesi ile
Karagöz oyunu Türk zekâsının mizah ve hicivdeki kudretini de göstermektedir (Güzel
ve Torun, 2005: 444).
MenĢei itibariyle gölge oyunu olan Karagöz, muhavere (karĢılıklı konuĢma) ve
fasıl (oyun) adıyla bilinen iki ana bölümden oluĢmaktadır.
Muhavere, karĢılıklı güldürücü konuĢmadır. Bu medrese kültürüne karĢılık halk
kültürünün ters cevaplarından oluĢan seçicili konuĢma Ģeklidir. Bu muhavere bitince
fasıl yani dramatik kısım takip eder…. Bu oyun, XVI. yüzyıldan zamanımıza kadar
gelmiĢtir (Güzel ve Torun, 2005: 440).
2.2.3.8.4. Orta oyunu. Meddah‟ın çok sanatkârlı bir Ģekli veya Karagöz‟ün
perdeden yere indirilmiĢ bir türü olarak tarif edebileceğimiz orta oyunu, Türkiye‟de,
eski kol oyunlarının temsilî bir karakter olması ile ortaya çıktı (Güzel ve Torun, 2005:
452).
BaĢlangıçta taklide, dansa ve söze dayanan oyunlar arasında bir unsur olan ve
adının menĢei henüz aydınlanmamıĢ bulunan orta oyunu, XV. yüzyıldan itibaren
geliĢmeye baĢlamıĢ ve tam dramatik karakterlerini XIX. yüzyılın birinci yarısında
kanmıĢtır (Güzel ve Torun, 2005: 452).
Orta oyunu kuvvetini taklit, mimik ve irticalden alan, bir bakıma söz konusu
sanatları hususiyle cinas düellosuna dayanan ve Kol oyunu, Meydan oyunu, Zuhuri
Kolu adları ile yaygın orta oyunu, bir Ģehir halk tiyatrosudur. Bu tiyatronun belli baĢlı
kahramanı PiĢekar ile Kavuklu‟dur (Güzel ve Torun, 2005: 452).
2.2.3.8.5. Kukla. Kukla, Türklerde XI. yüzyıldan itibaren görülmektedir. XVI.
yüzyıldan beri ise Türkiye‟de Ģehirlerde kukla adı ile bilinen oyun, Anadolu‟da köylüler
arasında Bebek, Çömce, Gelin, Karaçör gibi isimlerle de yaygındır (Güzel ve Torun,
2005: 456).
52
“Karagöz ve orta oyununda olduğu gibi günlük hayat hadiseleri ile edebî
eserlerde, hikâyelerden konusu olan kukla, bir hareket ve bir hacim oyunudur.” (Güzel
ve Torun, 2005: 456) Kukla oyunu “el kuklası, ipli kukla, iskemle kuklası, resim kuklası
olmak üzere dört Ģekilde oynanır.” (Güzel ve Torun, 2005: 456)
Musiki ve türkü ve Ģarkıların da katıldığı; Rum, Ermeni, Yahudi; Çingene veya
Türk sanatkârların oynadığı bu oyunun Anadolu‟da oynanan Ģeklinin eski Türk
ġamanizm‟inin geleneklerine dayandığı kabul edilmektedir (Güzel ve Torun, 2005:
456).
2.2.3.8.6. Tiyatro ve eğitim. “Çocuk eğitimde oyunun yeri ve önemi tartıĢılmaz
bir gerçektir. Bu yüzden, çocuğa kazandırılacak birçok davranıĢ oyun yoluyla daha
etkili bir biçimde verilebilir.” (Yalçın ve AytaĢ, 2002: 196)
Tiyatronun en önemli iĢlevlerinden biri de çocuklara dayanıĢmayı öğretmesidir.”
(Yalçın ve AytaĢ, 2002: 196) Grup çalıĢması Ģeklinde gerçekleĢen tiyatro ile çocukların
birlikte iĢ görebilme becerileri geliĢecektir.
“Tiyatro, insana kiĢilik ve kimlik kazandıran en önemli sanat dallarından biridir.
Önceleri büyüklere yönelik bir sanat faaliyetleri olarak algılanan tiyatronun, daha sonra
çocuklar açısından özel bir öneme sahip olduğu anlaĢılmıĢtır.” (Yalçın ve AytaĢ, 2002:
194) Aslında tarihin her döneminde büyükler için bile bir eğitim aracı olarak görülen
tiyatro eğitimde vazgeçilmez türlerdendir.
“Çocuğun hayatında önemli bir yer tutan oyuncuların canlandırılması ile, bir
tiyatro eserinin hazırlanıp sahnelenmesi arsında büyük bir benzerlik bulunduğu
gözlenmektedir. Tiyatronun, bir baĢka adıyla dramatizasyonun, çocuğun çok yönlü
geliĢmesinde önemli katkı sağladığı günümüzde çok daha iyi anlaĢılmaktadır. Bu çok
yönlü geliĢim çizgisi içinde çocuğun aktif, kendine güvenen, çevresi ile sağlıklı iliĢkiler
kuran öğrendiklerini hayata geçiren bir insan profili ortaya çıkmaktadır.” (Yalçın ve
AytaĢ, 2002: 195) Çünkü “tiyatro ders anlatma biçiminde değil duyu organlarını
harekete geçirerek estetik yolla, yaĢatma ve yaĢantı kazandırma yoluyla verir. Asıl gücü
de buradan gelmektedir.” (Kavcar ve Oğuzkan, 1999: 277)
53
Öz (2001) de “Ġlköğretim okullarında derslerin canlı hâle getirilmesinde önemli
bir yeri olan dramatizasyon, sözlü anlatımın geliĢtirilmesine de hizmet eder. Bu çeĢit
çalıĢmalar bütün sınıflarda yapılabilir. Dramatizasyon uzun bir hazırlığa ihtiyaç
göstermeden yapılan, dersleri daha güzel ve daha iyi anlaĢılır hâle koyan bir
çalıĢmadır.” (s. 232) diyerek bu türün eğitimde nasıl kullanılabileceğini ortaya koyar.
2.2.3.9. Halk hikâyesi. Geleneksel bir içeriği olan, kuĢaktan kuĢağa sözlü olarak
aktarılan hikâyelerdir. Efsaneler ile halk hikâyeleri arasında kesin bir ayrım yoktur.
Kimi hikâyeler efsane olarak geliĢmiĢ, aktarılmıĢtır. ÇeĢitli hikâye türlerinde belli
motifler, örneğin hayvanlar, sınamalar, belli kalıp olaylar yer alır. Halk hikâyelerinin
baĢlıca türleri masallar, efsaneler, dinî kiĢilerle anlatılanlar, hayvan hikâyeleri,
kahramanlık öyküleri ve fıkralardır.
“Halk öyküleri özellikle yaĢanmıĢ ve zaman içinde sözlü gelenek hâlinde
anlatıldıkça içine kısmen olağanüstülükler karıĢmıĢ öykülerdir. Halk öykülerinin halkın
ortak ürünleri olması, ağızdan ağza söylenerek dilin en canlı ve baĢarılı örneklerini bir
arada bulundurması, bir topluma ait özgün değerler yargılarını, sosyal psikolojik
özelliklerini içinde taĢımaları en dikkat çekici özellikleri arasında bulunmaktadır.”
(Güzel ve Torun, 2003a: 39).
“Destanlarla roman arasındaki merhaleyi teĢkil eden” (Güzel ve Torun, 2005:
432) halk hikâyeleri boyutları yönünden iki kümeye ayrılır:
1. Efsaneden, masaldan ya da gerçek yaĢamdan alınmıĢ bir tek olay çerçevesinde
örülmüĢ, yapısı basit, kısa hikâyeler. Bunları Doğu Anadolu bölgesinde “sergüĢte”
(sergüzeĢt kelimesinden bozma) adlarıyla gösterilir. Türküleriyle birlikte en çok bir iki
saatlik anlatma süresi olan hikâyelerdir.
2. Daha kalabalık kiĢileri, birbiri ardından gelen beklenmedik durumları ve
bunun sonucu olarak da az çok çarpıklaĢan olayları birbirine ekleyerek anlatıya uzun bir
süre sağlayan hikâyelerdir. Bunlar çoğunlukla kahramanlarından uzunca bir süreyi (âĢık
hikâyelerinde) ya da kısa bir sürenin maceralı dönemini (Köroğlu kollarında) konu
edinmiĢlerdir. Bu çeĢit hikâyelerin anlatılması bir geceden, beĢ, yedi geceye kadar
sürebilir.
54
Halk hikâyeleri konularına göre aĢk ve kahramanlık hikâyeleri olmak üzere, iki
büyük kola ayrılırlar:
a) Kahramanlık hikâyeleri: “Eski destanlardan izler taĢırlar. Destanlardaki birçok
unsur yeni Ģartlara ve olaylara intibak etmiĢtir. Halk edebiyatı kahramanlık
hikâyelerinin baĢında Dede Korkut Hikâyeleri gelmektedir. Köroğlu hikâyesi ve çeĢitli
kolları da bu türün en mühim mahsulleridir.” (Güzel ve Torun, 2005: 433).
b. AĢk hikâyeleri: Bütün yönleriyle aĢık geleneğinin özelliklerini, en iyi gösteren
yaratmalardır. Bunlar iki alt kümeye ayrılır:
1. Gerçekten yaĢadıkları kesinlikle bilinen ye da yaĢanmıĢ olduklarına inanılan
“âĢık” (halk Ģairlerinin) romanlaĢmıĢ hayatlarını anlatan halk hikâyelerinin içinde
baĢkahraman, “âĢık” kiĢiliğiyle sürdürür. Bütün macerasını; metni süsleyen Ģiirler,
maceraları anlatılan âĢığın kendi Ģiirleri kabul edilir. ÂĢık Garip, ErciĢli Emrah, Kerem,
Karacaoğlan gibi pek çok tanınmıĢ âĢığın hayatları bu çeĢitten hikâyeler içinde
anlatılmıĢtır.
2. Kahramanlarını “âĢık” (Ģair) olmayan kiĢiler arasında seçen hikâyeler.
Bunların Elif ve Mahmut, Arslan Bey, Tahir ile Zümre, Kerem ile Aslı, Derdi Yok ile
Zülfü Siyah‟tır. Leyla ile Mecnun, Ferhat ile ġirin, Yusuf ile Züleyha gibi hikâyelerin
konuları, divan edebiyatındaki eserlerin halk hikâyesine uyarlanmıĢ, değiĢikliğe
uğramıĢ Ģekilleridir.
Bugün Türkiye‟de halk hikâyelerini anlatma geleneğinin canlı olduğu yerler
Sivas‟tan baĢlayarak doğuda kalan iller ile güney ve güney-doğuda Toroslarda ve
Çukurova‟da Türkmen boylarının yerleĢtikleri bölgelerde MaraĢ, Adana, Gaziantep
illeridir.
Hikâyeler düğünlerde, uzun kıĢ geceleri köy odalarında, Ģehir ve kasaba
çevrelerinde, Ramazan geceleri kahvelerde anlatılır. Ünlü hikâyeci âĢıklar uzun çıraklık
devresinden sonra hikâyeciliği sanat edinmiĢ kiĢilerdir. Gelenek hikâye türlerinin sazla
çalınmasını gerektirdiği için anlatı, âĢığın çeĢitli müzik gösterileriyle de güzelleĢtirilir.
55
Yalçın ve AytaĢ (2002) bu türün eğitimdeki yerini Ģöyle ortaya koyar:
Her ne kadar halk öyküleri teknik olarak kesinlikle bir yetiĢkinin bakıĢ
açısından çıkmıĢ gibi görünse de birçok geleneksel halk öyküsü dinlemiĢ ve
bunlardan hoĢlanmıĢ çocuklar kendilerini keĢfetmeye baĢlarlar. Özellikle halk
öykülerinin kurucusu ve anlattıkları arasındaki doğrudan ve yalın ilgi, çocuğun
geliĢiminde, duygu dünyasının oluĢmasında büyük yararlar sağlamaktadır….
Halk öykülerinin genellikle mutlu sonla bitmesi, iyi ve doğru olanın fiziksel ve
ekonomik durumu ne olursa olsun sonunda baĢarılı ve mutlu olması, çocuğun
dünyasında olumlu etkiler yaratan unsurlar olarak karĢımıza çıkmaktadır. (s. 4243)
2.2.3.10. Deyim. Deyimler, asıl anlamlarından uzaklaĢarak yeni kavramlar
meydana getiren kalıplaĢmıĢ sözlerdir. Daha çok kelimeden kurulu bir çeĢit dil ifadesi
olan bu sözler, duygu ve düĢüncelerimizi, dikkati çekecek biçimde anlatan, isim, sıfat,
zarf, basit ve birleĢik fiil görünüĢlü gramer unsurlarıdır.
Pala (2000) deyimi ve deyimin özelliklerini Ģöyle özetler:
Deyimler, atasözleri gibi her durumda kesin doğru olmayabilir ve genel kural
niteliği taĢımazlar; bunun yerine yalnızca özel bir durum karĢısında doğru kabul
edilir ve öylece kullanılırlar. Nitekim kurallı bir cümle niteliği gösteren
deyimlerde vardır ve bunlar atasözlerine benzese de anlatımda deyim görevi
yaparlar…. Atasözleri ortaya çıkarken genellikle uzun zamanların tecrübeleri
sonucu ulaĢılan doğruları veciz ifadesi biçiminde söylenir. Oysa deyimler
genellikle bir öyküye, bir efsane veya vakaya dayanır. Bazı kiĢilerle ilgili anılar
ve hikâyeler, tarihten alınmıĢ olaylar vs. deyimlerin ortaya çıkıĢ nedenleri
arasında ön sırayı alırlar. (s. 9-10)
Deyimler, atasözlerinde olduğu gibi soyut kavramları açıklamak için somut
kavramlara baĢvururlar. Deyimleri teĢkil eden kelime gruplarında benzetme yoluyla
yapılanların hepsi veya biri gerçek anlamlarının dıĢında, fakat anlam içindedirler.
Deyimlerin bir baĢka önemli özelliği söz sanatlarının çok fazla kullanılmasıdır.
Özellikle ve mecaz anlam içerdiklerini görmek mümkündür. Genelde kinayeli sözlerdir.
Deyimler, öğüt verme veya insanlara rehberlik etme gibi bir amaç taĢımaz. Buna
karĢılık deyimler bir milletin hayata bakıĢını, âdetlerini, göreneklerini, inançlarını
yansıtır. KarĢımıza çıkabilecek birkaç ayrıksı göstergenin dıĢında, bir dile ait deyimler,
bir baĢka dile sözcüğü sözcüğüne çevrilemezler (Onursal, 2000: 259–265).
56
Türkçedeki deyimleri, “sözlü kullanıĢtakiler ve yazıya geçenler, bölge karakteri
gösterenler, Türkiye dıĢındaki lehçelerde yaĢayanlar, eskiden kullanılıp bugün
unutulanlar” olmak üzere dört ana grupta toplamak mümkündür.
Deyimlerin belli bir anlatım ihtiyacı karĢısında köy, Ģehir, meslek, tarikat, sanat
vb. çevrelerde teĢekkül ettiğini söylemek yanlıĢ olmayacaktır. “Atı alan Üsküdar‟ı geçti,
baĢını büyük taĢa vurmak, çam devirmek, dolap çevirmek, eli kulağında, gözden
sürmeyi çekmek, iki dirhem bir çekirdek, hazıra vezir, kaĢ yaparken göz çıkarmak, lafla
peynir gemisi yürütmek…” bu deyimlere örnek olarak verilebilir.
2.2.3.11. Atasözü. Yunanca “parabol”, Latince ve Fransızca “proverbe”,
Ġngilizce “proverb”, Almanca “sprich wört”, Arapça “mesel”, Farsça “penol” sözleriyle
karĢılanan atasözlerinin pek çok tanımı yapılmıĢtır.
Eski dilde sav, mesel, darb-ı mesel gibi kavramlarla anlatılan atasözlerine
Divanü Lügati‟t-Türk‟te “mektup, hikâye, tarihî hadise, atalardan kalma öğüt” gibi
karĢılıklar verilmiĢtir.
Türkçe Sözlük‟te ise “Uzun deneme ve gözlemlere dayanılarak söylenmiĢ ve
halka mal olmuĢ, öğüt verici nitelikte söz, deme, mesel, sav, darbımesel.” (TDK,
www.tdk.gov.tr) olarak tanımlanmıĢtır.
Güzel ve Torun (2005) atasözleri için “Ġlk söyleyenleri belirleyemediğimiz
atasözleri hayat prensibi olacak fikir ve düĢünceleri, din, ahlak, hukuk, iktisat, terbiye,
gelenek-görenek ile tabiat olaylarından, teknikten vb. çıkacak kuralları somuttan soyuta
giden bir yolla söz ve yazıyla nesilden nesile aktarılan hikmetli cümlelerdir.” (s. 418)
demektedirler.
“Normal olarak atasözlerinin bir görünen anlamı, bir de bu görünen anlamını
zihnimize aktarmak suretiyle elde ettiğimiz ikinci anlamı vardır. Nazım, nesir veya her
iki Ģekil birden olabilir. Bir de atasözleri; teĢbih, mecaz, kinaye, tezat vb. gibi edebî
sanatların kudretinden de yararlanılır. Atasözlerinin asıl hedefi de bu ikinci anlamdır.”
(Güzel ve Torun, 2005: 418)
57
Ġnsanların davranıĢ biçimlerini, dünya görüĢlerini, töreyi, inancı, hayat
tecrübelerini ortaya koyan atasözlerinin en belirgin özelliği ele alınan konunun az söz
kullanarak özlü bir Ģekilde ortaya konmuĢ olmasıdır. Atasözünün nesilden nesile
geçmesi ve yaĢaması, sadece sözün doğru olmasına bağlı değildir. Onun mevcudiyetini
sağlayan birtakım faktörler vardır ki bunların baĢında da sık sık baĢvurulan tezat, teĢbih
ve tenasübün yanı sıra, kelimelerdeki hece ve ses zenginlikleri gelir.
“Atasözleri milletlerin kimliğidir. Batıl olsa da, hak da olsa milletlerin inançları,
hayat tarzları, bediî zevkleri, dünya görüĢleri ve temel değerleri, karakterleri bu güzel ve
ebedî sözlerde gizlidir. Birliğimiz, dirliğimiz, yiğitliğimiz, insanlığımız, inancımız, bitki
ve hayvan sevgimiz, zor durumlardaki tavrımız, sevinçli günlerimizdeki heyecanımız
çoğunlukla bu güzel sözlerle dile getirilmiĢtir.” (Yanar, 1997: 9)
Atasözleri bitmek tükenmek bilmeyen en büyük hazinelerimizdendir. Her geçen
gün sayıları artarak çoğalan bu değerimizi kullanarak ve kullandırarak yaĢatmak bu
milletin her ferdinin en kutsal görevidir. Çünkü bu sözlerle dilimizin ve gönlümüzün
derinliklerinden gelen güzelliklerimizi gelecek nesillere aktarabiliriz. Nasıl ki insanın
tecrübesi kendisi ve çevresi için kıymetliyse milletin tecrübesinin göstergesi olan bu
sözler de hepimiz için o denli kıymetlidir.
2.3. Türk Halk Edebiyatının Türkçe Öğretimdeki Yeri
2.3.1. Dil-Kültür ĠliĢkisi
“Ġnsanlar arasında anlaĢmayı sağlayan dil, en basit manada sözlü iletiĢim
vasıtası olarak kabul edilir.” (Özbay, 2005: 11) Temeli bilinmeyen çağlarda atılmıĢ olan
bu canlı varlık, “bir anda düĢünemeyeceğimiz kadar çok yönlü, değiĢik açılardan
bakınca baĢka baĢka nitelikleri beliren, kimi sırlarını bugün de çözemediğimiz büyülü
bir varlıktır.” (Aksan, 1995: 11)
58
Toklu‟ya (2003) göre dil “Çok karmaĢık yapısına karĢın, insanın doğduktan
sonra birkaç yıl gibi ĢaĢırtıcı kısa bir süre içinde öğrendiği dil, o dili konuĢan bireyin
dünyaya bakıĢını ve düĢünce biçimini belirleme, çevresindekilerle iletiĢimi, binlerce
yılın birikimi olan bilgi varlığına eriĢmesi ve ruhsal geliĢimini sağlama özellikleri ile
yaĢamımız boyunca bize eĢlik eden çok önemli bir varlıktır.” (s. 7)
Ġnsanlar arasındaki en etkili iletiĢim aracı olan dil, aynı zamanda kültürün en
önemli unsuru ve taĢıyıcısıdır. Dile bu açıdan bakmak için kültür kavramını ortaya
koymak gerekir.
Kültür sosyal bilimcilerin üzerinde en çok durdukları alan olmuĢtur. Ziya
Gökalp‟e göre “Kültür (hars) bir milletin dinî, ahlaki, muakalevi (akli, rasyonel), bedii
(estetik), lisani (dile ait), iktisadi, fenni (teknik) hayatlarının ahenktar bir mecmuasıdır.”
(Tural, 1992: 85). Mümtaz Turhan da kültürü Ģöyle tarif eder: “Kültür, bir cemiyetin
sahip olduğu maddi ve manevi kıymetlerden teĢekkül eden öyle bir bütündür ki, cemiyet
içinde mevcut her nevi bilgiyi, alakaları, itiyatları, kıymet ölçülerini, umumi atitüt,
görüĢ ve zihniyet ile her nevi davranıĢ Ģekillerini içine alır. Bütün bunlarla birlikte o
cemiyet mensuplarının ekserisinde müĢterek olan ve onu diğer cemiyetlerden ayırt eden
hususi bir hayat tarzı temin eder.” (Tural, 1992: 85) Ġbrahim Kafesoğlu‟na göre ise
“Belirli bir topluluğa ait sosyal davranıĢ ve teknik kuruluĢlar kültürü meydana
getirmektedir.” (Tural, 1992: 85)
Görüldüğü gibi, bu tanımlarda dikkati çeken ortak noktalardan biri, kültürün,
daha çok her toplumun kendine mahsus yaĢayıĢ ve davranıĢ tarzı olmasıdır (Tural,
1992: 88).
Kaplan (2001) “Dil ile tarih ve kültür arasındaki münasebeti bilen bir kimse dili
tek baĢına almaz. Zira dilde her kelimenin yazılıĢ, ses, Ģekil ve manasını tayin eden,
tarih ve kültürdür. Yunus Emre‟nin Ģiirlerinin dilini, yazıldığı devir ve çevreden ayrı ele
alamazsınız. Zira o ağacın kökleri gelenek ile beraber, yetiĢtiği topraklara sımsıkı
bağlıdır. Bu da gösterir ki, filolog sadece dilci değil geniĢ kültürlü, kafası dil gibi
hayatın bütün imkânlarına açık bir insan olmalıdır.” (s. 141) derken dil ile kültürü, dilci
ile kültür tarihçisi veya sosyoloğu bir tutar.
59
Kültür, tarih bakımından mevcudiyeti kesin olarak bilinen bir toplumun, sosyal
etkileĢme yoluyla nesilden nesile aktardığı manevi ve maddi yaĢayıĢ tarzlarının temsil
ve tecelli bakımından yüksek seviyedeki bir bileĢiği olan, sebebi ve sonucu açısından
ise ferde ve topluma benlik, kimlik ve kiĢilik ile mensubiyet Ģuuru kazandırma,
bütünleĢmiĢ kılma, yaĢanan çevreyi ve Ģartları kendi hedefleri istikametinde değiĢtirme
arzu ve iradesi veren, değer, norm ve sosyal kontrol unsurlarının belirlediği bir
sistemdir (Tural, 1992: 109).
KarakuĢ (2000) dil ile kültür arasındaki iliĢkiyi Ģöyle özetler:
Ġnsan topluluklarına millet olma özelliğini kazandıran maya kültürdür.
Kültürün aynası ve taĢıyıcısı dildir. Bir topluluğun millet olması için dil ilk
Ģarttır.
Dil, insana millî kimlik, topluluklara millet olma özelliği kazandıran kültürün
en önemli unsurudur. Toplumların topyekûn yaĢama tarzı olan kültürü
Ģekillendiren, geliĢtiren, ifade eden ve gelecek nesillere aktararak devamını
sağlayan dildir. Devletin bekası, milletin bütünlüğü dil ile sağlanır. Dil, ferdin
sosyalleĢmesi ve toplumun milletleĢmesi sürecini hazırlayan, geliĢtiren,
hızlandıran sosyal bir varlıktır. (s. 58)
“Kültür eserleri, dilin belli bir yer ve anda donmuĢ Ģeklidir. Bu bakımdan onların
abidelerden farkları yoktur. Kütüphaneler dil abidelerini toplayan müzelerdir. Dil, bir
kap olduğuna göre onlara “duygu, düĢünce, hayal müzeleri” demek gerekir. Biz eskiden
yaĢamıĢ insanların hayat tecrübelerini, inanç ve değerlerini bu eserlerden öğreniriz,
aslında dili hem Ģekil hem muhtevasıyla inceleyen filolojinin gayesi, insan kültürünü
tanımaktır. Fakat bu görüĢe ancak dil ile kültür arasındaki bağlantıyı görenler
ulaĢabilirler.” (Kaplan, 2001, 141) Dolayısıyla dilin kültürün bir unsuru olmasının
yanında onu taĢıyan bir kap olma özelliği de vardır.
“Çocuk edebiyatı sahasında kullanılacak dilin çocuğun içinde doğduğu
toplumun kültürel değerlerinin yaĢatıcısı olduğu gerçeği göz önünde bulundurulmalı, bu
gerçekten hareketle çocukta millî dil bilinci oluĢturulmalıdır. Böylece ana dilin
fonksiyonlarından biri olan kültürel değerlerin toplum hayatında yaĢamasına ve nesilden
nesle aktarılmasına imkân sağlanmalıdır.” (Temizyürek, 2003: 165)
Kültürün dil ile aktarılması ile ilgili olarak Özbay (2002) da Ģöyle der: “Kültür
kavramı içerisine giren her Ģey baĢkalarına dille aktarılmaktadır. Kültür, varlığını
nesilden nesle geçmesine borçludur. Kültürün devamı ve yaĢaması kültür taĢıyıcısı
60
eserler, eğitim ve öğretim yolu ile olur. Onun içindir ki kültür eserleri, eğitim ve
öğretim kültürünün hayat Ģartıdır.” (s. 115)
Çocuk, yaĢayan, sosyal bir varlık olan dilin içine doğar. Doğduğu andan itibaren
ana dili eğitimi de baĢlar. “Çocuk ilk dil eğitimini aileden alır. Örgün eğitim
kurumlarında, aileden alınan ana dili Ģuurunun geliĢtirilmesi için eğitim yapılır. Bu
kurumlarda, ana dili eğitimiyle birlikte, insan olmanın belirleyici özellikleri olan duygu,
düĢünce ve hayallerin de geliĢtirilmesine çalıĢılır.” (KarakuĢ, 2000: 117)
Çocuğa ana dili öğretilirken bir yandan da o dilin de unsuru olduğu kültürü yani
toplumun yaĢam tarzı da öğretilir. “Ana dili öğretiminin nihai hedeflerinden biri, belki
de en önemlisi öğrencinin sosyalleĢmesidir. SosyalleĢme, insanın içinde yaĢadığı
toplumun değer norm ve davranıĢlarına uygun hareket eden fertleri gibi davranmayı
öğrenmesine ve yaĢamasına denir.” (KarakuĢ, 2000: 138)
2.3.2. Kültürün Devamı ve Türk Halk Edebiyatı
Eğitim-öğretimin amaçlarından biri de toplumun sahip olduğu değerleri bir
sonraki nesle aktarmaktır. Buna eğitimde değer eğitimi de denmektedir. Milletin sahip
olduğu değerlerle ilgili olarak Konuk Mehmedoğlu (2007) “Değerler, arzu edilen,
kiĢilerin hayatlarına kılavuzluk eden, önem dereceleri farklı, durum-ötesi hedefler
olarak tanımlanmaktadır.” (s. 115) derken Zengin (2007), “Ret veya kabul ettiğimiz
ortak değerler, bir tek insanın Ģahsi fikirleri değildir. Bir cemaatte, bir toplumda, bir
millette kabul gören her düĢüncenin arkasında bir yapı, bir sistem vardır. (s. 155)
demektedir.
Tural (1998) değer eğitimi içine konacak kültürel değerlere millî değerler der:
Millî değerler, anima archetip, Türkçe söyleyiĢle Ģuur altına kazınmıĢ, gerekli
oluğu zaman ortaya çıkan, eski ataların ruhlarından bize doğru akıp gelen, tarih
içinde devam etme gücü veren değerlerdir. Millî değerler düĢman güçlerinin
ortaya çıktığı, faaliyette bulunduğu, etkili olduğu zamanlar ile millî varlığın
atılıma ihtiyaç gösterdiği zamanlar dıĢında tabiî bir Ģekilde hissedilmez ölçülerde
yaĢar…. Millî değerler insanı ortak değerlerin dünyasında yoğurur. Bu ortak
61
değerler dünyasının temelinde hem kiĢinin hem de toplumun hürriyeti,
bağımsızlığı, haysiyeti, Ģerefi, kendini geliĢtirme duygusu, arzusu, bir arada
yaĢama heyecanı ve iyilikleri, doğrulukları, güzellikleri paylaĢma Ģuuru bulunur
(s. 56-57).
Eğitimdeki değer eğitimi, milletin sahip olduğu maddi ve manevi varlıkların
toplamı olan kültürün bir sonraki nesle aktarılmasıdır. Bu aktarımı edebî eserlerle, daha
özelde
çocuk
edebiyatı
ürünleriyle
gerçekleĢtirmek
zorundayız.
Dolayısıyla
çocuklarımıza sunduğumuz eserlerin nitelikleri bu açıdan çok önemlidir.
“Çocuk
edebiyatı kavramı içerisinde değerlendirdiğimiz eserler; çocuklara binlerce yıllık tarihî
geçmiĢi olan Türk kültürünün klasik olarak nitelendirebileceğimiz sözlü ve yazılı edebî
türlerini öğretmeli, Türk dilini sevdirmeli, kurallarını sezdirmeli, onları Türkçeyi özenle
ve güvenle kullanmaya yöneltmelidir.” (Temizyürek, 2003: 166)
Köknel ise bu değer eğitimine toplumsallaĢma der. ToplumsallaĢma özelde ana
dili eğitimin genelde eğitimin asıl amacıdır. “KiĢinin içinde doğup yaĢadığı, büyüyüp
geliĢtiği toplumun bir üyesi olmasına toplumsallaĢma denir. Bu süre içinde, kiĢi içinde
doğup yaĢadığı toplumun dilini, dinini, gelenek ve törelerini, kültürünü, değerlerini,
ortak amaçlarını tanır, anlar, öğrenir ve benimser… ToplumsallaĢma bebeklikle baĢlar.
Ufak çocukluk dönemi ve gençlik çağında hızlı bir geliĢme gösterir. Gençlik çağında
kiĢiliğin oluĢmasına yönelir. Genç, toplum içinde kendini aramaya, kiĢilik sınırlarını
benimsemeye baĢlar. Kim olduğunu, ne olacağını, nelere değer verip bağlanacağını,
amacının ne olduğunu bulmaya çalıĢır. Bilinçli ve bilinçsiz olarak kiĢiliğini oluĢturur.”
(KarakuĢ, 2000: 100)
Değer eğitimi veya toplumsallaĢma, edebî eserlerle gerçekleĢir. Çünkü
“Edebiyat, çocuğun, duygularını terbiye eder, hayal dünyasını zenginleĢtirir, estetik
zevkini geliĢtirir, tarihin süzgecinden süzülüp gelen kendi milletinin kıymet
hükümlerini öğretir, millî benlik ve millî kimlik kazanmasını sağlar.” (KarakuĢ, 2000:
118) Türk kültürünün kandilleri olan Orhun Abideleri, Divanü Lügati‟t-Türk, Kutadgu
Bilig, Atabetü‟l-Hakayık; Ahmet Yesevi, Hacı BektaĢ Veli, Mevlâna, Yunus Emre,
Karacaoğlan, Köroğlu; Fatih, Yavuz, Kanuni, Atatürk; destan, masal, efsane, menkıbe
ve türküler; divan, halk ve tekke edebiyatı mahsulleri edebiyat dersinin konuları
arasındadır. Türk millî dehasının bu numuneleri genç nesillere hakiki manada verildiği
takdirde maziden aldığı ilham ile yarınlara koĢan, hür ve çağdaĢ düĢünen sosyalleĢmiĢ
62
insanlar yetiĢecek ve Türk mucizesinden bahsetmek kabil olacaktır (KarakuĢ, 2000:
122).
Türk edebiyatı, her devirde, atalarımızın yaĢayıĢ tarzını, hayat anlayıĢını,
zevkini, inancını, hayalini ve kıymet hükümlerini yansıtır. Bu edebî yansımaların tarihî
bir sıra içinde ele alınması edebiyat tarihini ortaya çıkarır. Edebiyatın malzemesi dildir.
Metin dil ile meydana getirilir. Ortaya konan metinler, zevk aldırma, güzellik duygusu
geliĢtirme, heyecan uyandırma yanında bunları gelecek nesillere naklederek mazi ile ati
arasında bağ kurma iĢlevini de üstlenmiĢtir (KarakuĢ, 2000: 64). Bütün bu iĢlevler göz
önüne alındığında edebiyatın bir eğitim ve kültürlenme aracı olduğu görülecektir.
Edebiyatımızın bütün gelenekleri elbette kültür aktarımı konusunda bir araç
olarak kullanılabilir. Ancak Türk halk edebiyatı ile bu eğitimin daha hızlı
gerçekleĢeceğini söylemek yanlıĢ olmaz. Çünkü Türk halk edebiyatı ürünleri kolektif
bilincin ürünüdür. Kültür en canlı Ģekilde bu eserlerde yaĢamaktadır. Bir sözlük ve
gramer kitabı da olan Divanü Lügati‟t-Türk‟ün Araplara Türkçe öğretmek için yazıldığı
göz önüne alındığında eserde kullanılan sözlü edebiyat ürünleri daha da anlam
kazanmaktadır. Bu hem dil öğretiminin metinsiz olamayacağını hem de bir dili
öğretirken seçilecek metinlerin o dili en iyi yansıtan halk edebiyatı ürünleri olması
gerektiğini ortaya koyar. “Divanü Lügati‟t-Türk‟te seçilen örnek cümle birimleri, halk
arasında en çok kullanılan atasözü, bilmece vs. gibi kalıp sözler olduğu için sosyal hayat
içerisinde canlılığını koruyan yapılardır. Dilin, boĢlukta, kültürün yaĢayan akıcılığından
uzak bir Ģekilde öğretilemeyeceği gerçeğini iyi bilen KaĢgarlı, dil bilgisi öğretiminde
dahi aktüel yaĢamdan uzaklaĢmamıĢtır.” (Onan, 2003: 443)
“Ġnsanları bir soya mensup olmanın duyarlılığına, o duyarlılığı da bir bilince
dönüĢtürmeye imkân veren dünya ise bilimlik tarih kitaplarından çok masallar,
destanlar, efsaneler, menkıbeler, tiyatro eserleri, romanlar ve hikâyelerdir. Özellikle
Türk soylu halklar gibi tarihini yazmakta neredeyse tembellik göstermiĢ insan
toplulukları için edebiyat dünyasına ait sözlü veya yazılı manzum ve nesirli eserler
büyük önem kazanıyor.” (Tural, 1998: 78-79) Dolayısıyla edebî eserlerimiz, aynı
zamanda bizim tarihimizdir de.
Gürel ve diğerleri (2007) bu eğitimin Türk halk edebiyatı türleriyle
gerçekleĢtirilmesinin çok daha doğru olacağını masal özelinde Ģöyle ortaya koyarlar:
63
“Masallar, doğdukları toplumun, korku, baĢarısızlık, ideal gibi ortak duygularını da
yansıtır. Burada, bir milletin yaĢayıĢına, alıĢkanlıklarına ve düĢünce yapısına rastlamak
mümkündür.” (s. 45)
Tural (1998) ise destana ait her bir özelliği kültür göstergesi olarak ortaya
koyduktan sonra “Her biri tarih kaynaklı bu kültür göstergeleri, destanları, özel bir tarih
kitabına, millî bir kültür ansiklopedisine dönüĢtürüyor.” (s. 13) der. Çünkü “Kültürün
içine giren en önemli unsurlardan biri –hiç Ģüphesiz- tarihî, edebî, içtimai ve etnolojikfolklorik değeri olan destanlardır.” (Tural, 1998: 26).
“Destan, konu edindiği zaman, mekân, Ģahıs unsurlarına ait tarihî bağlardan
kurtarılarak temsil yeteneği ve idealizm özelliği kandırılmıĢ bir özel tarih, bir özel
sosyal-psikoloji metni, estetik değeri ikinci planda görünse de bir özel edebiyat
eseridir.” (Tural, 1998: 13) Dolayısıyla ana dili eğitimin ana kaynaklarından biridir.
Yine Tural (1998) destanlardan faydalanmamızın önemini “Yeni yetiĢen
insanların önceki nesiller ile, devletle çatıĢmalı olmasını istemiyor isek; medyatik
kirlenmenin etkilerini aza indirmek istiyorsak; gelir dağılımındaki dengesizliğin
çöküntüye ve çözülmeye yol açmasına razı olmayacak isek; „Türklük‟ üst kimliğinin
bizi birleĢtirip bütünleĢmesi gerektiğine inanıyor isek tarih biliminin birikiminden,
tarihten edebiyat eserlerine yansıyanlardan ve özellikle Türk Dünyası‟nın ortak
değerlerini taĢıyan destanlardan faydalanma konusunda el ele vermeliyiz.” (18-19)
diyerek ortaya koyar.
Özgül (2007) ise çocuk edebiyatı içindeki halk edebiyatını masal özelinde ele
alır: “Çocuk edebiyatından bahsetmek için kaleme alınan bir yazıda masala bunca yer
ayrılması garipsenmemeli; zira masal, neredeyse bütün bir çocuk edebiyatının temeli
kabul edilmekte. Üstelik masalı çocuklara mal etmek için izlenen yol, baĢka alanlarda
da tekrarlandığı için, özelliği üzerinde uzunca durmak gerekti .” (s. 70)
Masalların sonunda, olumlu ve sağduyulu kiĢilerin kazanması dinleyenlere
psikolojik bir rahatlama imkânı sağlamaktadır. Masalların sonunda, kötülerin,
yalancıların, hırsızların, haksız kiĢilerin cezalandırılması, gerçek hayattaki uygulamalar
karĢısında bulunan ve ümitsizliğe düĢen insanları yeniden hayata bağlamaktadır.
64
Masallar, çocukların ruh dünyasında daima iyinin, doğrunun ve güzelin galip geldiğini
iĢaret ederek bu hasletlerin yerleĢmesini sağlamaktadır (Bilkan, 2001: 35).
Masalın tarih boyunca bir eğitim aracı olduğu, hatta sadece çocukların değil
büyüklerin eğitiminde de kullanıldığı bir vakıadır. Özgül (2007) bugün de eğlendirerek
eğitme özelliğinden hareketle masalın en iyi eğitim araçlarından biri olduğunu söyler:
Tarih boyunca masal, hiçbir zaman sırf bir eğlence vasıtası olarak
algılanmamıĢ; hele bir çocuk oyuncağı asla olmamıĢtır. Hâlâ en makbul, en
verimli eğitim ve öğretim metodu olan “eğlendirerek eğitme” –geleneğin
tahkiyeli eserleri söz konusu olunca- kendini “kıssadan hisse çıkarma” biçiminde
gösterir. Masal da insan eğitme metodunun önemli bir parçası alarak gelenekteki
yerini sağlamlaĢtırmıĢtır. Mesela ViĢnu Sarma‟dan alınan beĢ tantrik metinden
ibaret olan Pança Tantra‟yı kimse salt eğlenmek için okumaz; dinî, hikemi ve
siyasi bilgilenme asıl maksattır. Aynı sebepledir ki Kelile ve Dimne bir
siyasetname olarak tasarlanmıĢ; sonraları, derleme yahut telif masallarda da aynı
dikkat korunmuĢtur. Mevlâna‟nın Mesnevi‟sini, Sadi‟nin Bostan ve Gülistan‟ını
yahut Giridî Aziz Efendi‟nin Muhayyelat‟ını bir masal kitabı imiĢ gibi, rehavet
içinde okumak mümkün değildir; çünkü elimizdekini, tasavvufun “insan-ı
kâmil” idealini gerçekleĢtirmek üzere kaleme alınmıĢ, “hizmet içi eğitim”
metinlerinden biri olduğunu unutarak okuduğumuz an, yüzlerce kıssanın bir
çocuk eğlencesine, sadece ham ervaha hitap eden düz anlamlı bir masala, iki
boyutlu bir hayvan hikâyesine dönüĢtüğü an olur. (s. 61)
“Masallardaki kültürel motifler de çocuğun eğitiminde önem taĢımaktadır.
Böylece dinî ve millî konular, çocuğa kuru bir nasihat Ģeklinde değil renkli ve zengin
bir üslup içerisinde telkin edilmektedir. Masallar ana dili öğretiminde ve dilin güzel
telaffuzunda da değer malzemeler içermektedir. Çocuklara ana dili Ģuuru kazandırmada
ve kitap okumayı sevdirmede masalların önemi inkâr edilemez.” (Bilkan, 2001: 27)
derken Özgül‟den farklı düĢünmez.
Masalın çocuklar açısından bir eğitim aracı olduğu bir gerçektir. Çocuğun hayal
dünyasını geliĢtiren, onu “soyut” düĢünceye taĢıyan ve duygusal eğitimine yardımcı
olan masal, ana dili eğitiminde de önemli bir görev üstlenmektedir. Masalcının, dilin
inceliklerini bilen ana dilini bütün yönleriyle kullanabilen bir nitelik taĢıması,
dinleyiciyi dil ve üslup bakımından eğitebilmesini de sağlamaktadır (Bilkan, 2001: 7).
Türkçenin ve kültürümüzün gelecek nesillere aktarılmasında kullanılabilecek
türlerden biri de kuĢkusuz efsanelerdir. Gürel ve diğerleri (2007) efsanelerdeki motifler
yardımıyla çocuklara, bazı değerlere sahip çıkmanın öneminin öğretilebileceğini (s. 78)
söylerken Sakaoğlu da (2004) efsanelerin bir eğitim aracı olduğunu söyler: “Efsanelerin
65
hemen hepsinde ortak bir hususiyet olarak insanların doğruluktan ayrılmamaya davet
edildiğini görürüz. Yalan söyleyenler, tartıda hile yapanlar, emanete ihanet edenler,
doğru söze kulak asmayanlar, kendini beğenmiĢler ve daha baĢkaları, efsanelerde ya
cezalandırılırlar veya uygun bir Ģekilde ikaz edilirler. Gözlerini mal hırsı bürüyen pek
çok insan, efsanelerin büyülü havasında iyilik yapmayı, doğru yola girmeyi kolaylıkla
öğreniverir.” (s. 11)
Zengin ve Zengin de (2003) kültür aktarımında efsanelerin önemine değinir.
“Çocuklukta öğrenilen efsaneler, gelecek nesillere aktarılmaya hazır hâle gelmiĢ
olacaktır. Böylece çocuk, kültürümüzün devamlılığını sağlamıĢ olur.” (s. 94) Böyle
bakıldığında Türk halk edebiyatının diğer türleri gibi efsanelerin de aynı amaca hizmet
ettiği görülmektedir.
Efsaneleri eğitim aracı olarak kullanırken dikkat edilmesi gerek bir noktaya ise
Gürel ve diğerleri (2007) dikkat çeker. “Efsaneleri çocuk edebiyatında, bir edebiyat
unsuru olarak kullanmamız mümkündür. Fakat kullanılacak metinlerin seçiminde
dikkatli davranmak gerekir. Ahlaki değerlerin kazandırılmasında önemli rol oynayacak
efsaneler olduğu gibi batıl inançlara sürükleyen bazı efsaneler de mevcuttur.” (s. 78)
ĠĢte eğitimci bu noktada dikkatli olmalıdır. Kültürel değerlerle beraber bazı batıl
inançları çocuğun eğitiminde kullanmamalıdır.
Türk halk edebiyatının Türkçe öğretimi açısından önemi hiç kuĢkusuz çok
büyüktür. Yalçın ve AytaĢ (2002), bu önemi Ģu Ģekilde ortaya koyarlar:
1.
Türkçenin etkili ve güzel kullanılmasında halk edebiyatı
ürünlerinin çok büyük önemi bulunmaktadır. Bu önemi iki ayrı alt bölüm altında
değerlendirmek gerekir:
a) Tekerlemeler, ninniler ve halk Ģarkılarının etkili ve standart bir
Türkçeyi, Türkçenin ses unsurlarını eksiksiz ve baĢarılı bir biçimde
kullanabilme becerileri bakımından,
b) Çocuğun Türkçenin melodik yapısını kullanarak düĢüncelerini
yaratıcı zekâ ürünleri ile birleĢtirerek anlatması bakımından.
2.
Halk edebiyatı ürünleri, içinde yüzlerce yıllık geçmiĢe ait ortak
söyleyiĢ unsurları olan atasözleri, deyimler, Ģiirler ve söyleyiĢ kalıplarını
barındırır. Bu unsurların çocuklar tarafından öğrenilmesi ve kullanılması,
toplum içinde iletiĢim kurma ve anlaĢma zeminini oluĢturur ve güçlendirir.
3.
Halk öyküleri ortak kültür unsurlarının geliĢmesine ve canlı bir
biçimde toplum iliĢkilerinde kullanılmasında çocuğa yardımcı olduğu için
toplum içindeki dayanıĢmayı ve kardeĢlik duygusunu geliĢtirir ve güçlendirir.
66
4.
Çocukların kendilerine özgü tutum ve davranıĢları ile kültürel
kimliklerini taĢıyabilmelerini ve içinden çıktıkları topluma sevgiyle bağlı
olmalarını sağlar.
5.
Çocukların hayal güçlerinin zenginleĢmesine katkıda bulunur.
Halk edebiyatı içinde bulunan olağanüstülüklerin çocukların yaratıcı zekâ ve
hayal güçleri üzerindeki olumlu etkileri, onların yapıcı ve yaratıcı nitelikler
kazanmasını sağlar.
6.
Olağanüstülükler dıĢında genellikle sözlü bir gelenekten
kaynaklandıkları için, dil süzülerek berraklaĢmıĢ ve sade bir söyleyiĢ biçimini
almıĢtır. Bu özelliklerin çocuklara öğretilmesi onların anlatma becerileri
üzerinde birçok bakımdan olumlu etki yaratır. (s. 37-38)
Unutmamak gerekir ki edebiyat alanları içinde çocuk edebiyatı diye ayrı bir dal
yokken de çocuklar için yazılmıĢ bugünkü eserler mevcut değilken de bu toplum
yüzyıllarca çocuklarını yetiĢtirmiĢtir. Yüzyıllardır çocukların eğitiminde çocuklar için
oluĢturulmuĢ olmasa da halk edebiyatı ürünleri kullanılmıĢtır. Bugün o kaynaktan
uzaklaĢmadan hem kültürümüzün devamını yaĢatabilir hem de çocuklarımıza ana
dillerini bu türlerle öğretebiliriz. “Çocuk edebiyatçıları olmadan, asırlarca çocuk
yetiĢtirdik, okuma sevgisi aĢıladık, iyi özellikler geliĢtirdik. Bunu, çocuklarımıza
yetiĢkinlerin masallarını anlatarak, kitaplarını okutarak, tiyatrosunu seyrettirerek
yaptık.” (Özgül, 2007: 73)
2.3.3. Devletin Eğitim Görevi
“Sosyal bünyenin en yüksek seviyede teĢkilatlanması demek olan devlet, sosyal
yapıda bunalımlara yol açmamayı ilke olarak benimseyerek, sınırlı kaynakların
kullanımında kalıcı tercihleri ve tedbirler almayı, sosyal yapının devamlılığı için
üstlenmeli, koordine etmeli, denetlemelidir.” (Tural, 1992: 25) Bu görevlerinden dolayı
devlet, diğer alanlarında olduğu gibi eğitim alanlarında da birtakım düzenlemeler
yapmaktadır. Bu düzenlemelerin baĢında Anayasa‟mızdaki düzenlemeler gelmektedir.
Anayasa‟mızın “Devletin bütünlüğü, resmî dili, bayrağı, millî marĢı ve
baĢkenti” baĢlıklı 3‟üncü maddesinde “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez
bir bütündür. Dili Türkçedir.” denirken “Eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi” baĢlıklı
42‟inci maddesinde ise “Türkçeden baĢka hiçbir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında
67
Türk vatandaĢlarına ana dilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez.” denilerek bu ülkenin
çocuklarına ana dillerinde eğitim ve öğretim yapmak eğitimcilerin anayasal görevleri
arasına alınmıĢtır.
Bunun yanında Anayasa‟mızın “Gençliğin korunması” baĢlıklı 58‟inci
maddesinde “Devlet, istiklal ve Cumhuriyetimizin emanet edildiği gençlerin ilmin
ıĢığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin ülkesi ve milletiyle
bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüĢlere karĢı yetiĢme ve
geliĢmelerini sağlayıcı tedbirleri alır.” denilerek gençliğin devleti ve milletiyle
bölünmez bütünlüğüne karĢı onları korumak yine ödevler arasında sayılmıĢtır. Bu
koruma ancak milletin kültürünü gençlere aktarma yoluyla yapılabilecektir.
Tural‟ın (1998) devlet hakkındaki “Devlet, insan topluluklarının en yüksek
seviyedeki organizasyonudur. Devlet, insanların insanla, insanların kurum ve
kuruluĢlarla, kurum ve kuruluĢların ise diğer kurum ve kuruluĢlarla iliĢkilerini
düzenlemek; o devlete bağlı cumhura barınma, beslenme imkânları yaratmak ve hem
içeriden hem dıĢarıdan gelecek tehdit ve tehlikelere karĢı korunma inanıĢı vermek üzere
oluĢturulmuĢ bir teĢkilatlanma modelidir.
Bu teĢkilatlanma modeli, muhatabı olan
vatandaĢları bir üst kimlikle karĢısında görür, görmelidir…” (s. 3) değerlendirmesi
dikkat çekicidir. Devlet, bütün vatandaĢlarını bir üst kimlikle karĢısında görmeli ve
bütün düzenlemelerini bu doğrultuda yapmalıdır. Onun asıl amaçlarından biri, bu üst
kimliğinin devamını sağlamaktır. Bu açıdan bakıldığında 1739 sayılı Millî Eğitim
Temel Kanunu‟nun “Genel amaçlar” baĢlıklı 2‟inci maddesi daha anlamlı hâle
gelmektedir:
Türk millî eğitiminin genel amacı, Türk milletinin bütün fertlerini,
1. Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasa‟da ifadesini bulan Atatürk
milliyetçiliğine bağlı; Türk milletinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel
değerlerini benimseyen, koruyan ve geliĢtiren; ailesini, vatanını, milletini seven
ve daima yüceltmeye çalıĢan, insan haklarına ve Anayasa‟nın baĢlangıcındaki
temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye
Cumhuriyetine karĢı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranıĢ hâline
getirmiĢ yurttaĢlar olarak yetiĢtirmek;
2. Beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı Ģekilde
geliĢmiĢ bir kiĢiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düĢünme gücüne, geniĢ bir
dünya görüĢüne sahip, insan haklarına saygılı, kiĢilik ve teĢebbüse değer veren,
68
topluma karĢı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kiĢiler olarak
yetiĢtirmek;
3. Ġlgi, istidat ve kabiliyetlerini geliĢtirerek gerekli bilgi, beceri, davranıĢlar
ve birlikte iĢ görme alıĢkanlığı kazandırmak suretiyle hayata hazırlamak ve
onların, kendilerini mutlu kılacak ve toplumun mutluluğuna katkıda bulunacak
bir meslek sahibi olmalarını sağlamak;
Böylece bir yandan Türk vatandaĢlarının ve Türk toplumunun refah ve
mutluluğunu artırmak; öte yandan millî birlik ve bütünlük içinde iktisadi, sosyal
ve kültürel kalkınmayı desteklemek ve hızlandırmak ve nihayet Türk milletini
çağdaĢ uygarlığın yapıcı, yaratıcı, seçkin bir ortağı yapmaktır.” (Millî Eğitim
Bakanlığı, www.mevzuat.meb.gov.tr)
Genel amaçların birinci maddesindeki “Türk milletinin millî, ahlaki, insani,
manevi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliĢtiren; ailesini, vatanını,
milletini seven ve daima yüceltmeye çalıĢan” ifadelerinde ortaya konan amaçları
gerçekleĢtirmenin en kolay yollarından biri, Türkçe derslerinde Türk halk edebiyatı
türlerini kullanmaktır.
Yine Millî Eğitim Temel Kanunu‟nun ilköğretim kurumlarının amaç ve
görevlerinin yer aldığı 23‟üncü maddesinde “Ġlköğretimin amaç ve görevleri, millî
eğitimin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun olarak, 1. Her Türk çocuğuna iyi
bir vatandaĢ olmak için gerekli temel bilgi, beceri, davranıĢ ve alıĢkanlıkları
kazandırmak; onu millî ahlak anlayıĢına uygun olarak yetiĢtirmektir.” denilmektedir.
Bu milletin çocuklarına ana dillerini öğretmek; ana dillerinde eğitim-öğretim
yaptırmak; onları ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalıĢan bireyler
olarak yetiĢtirmek; onlara millî ahlak anlayıĢı vermek tüm eğitimcilerin anayasal ve
yasal ödev ve görevidir.
2.3.4. Çocuğun Ġhtiyacı
Eğitimde hedef kitlenin ilgi ve ihtiyaçları çok önemlidir. Bu yüzden bir eğitimci
hedef kitlesini çok iyi tanımalıdır. Ġlköğretimin 6-8. sınıflarında 11-14 yaĢ aralığında
olan çocuklar artık somut iĢlemler döneminden soyut iĢlemler dönemine geçmiĢtir.
“Soyut iĢlemler döneminin 11-12 yaĢından sonra baĢladığını ifade eden Piaget, zihinsel
69
geliĢim konulu çalıĢmalarında 7-12 yaĢ grubundaki çocukları somut iĢlemler döneminde
kabul etmektedir.” (Gürel ve diğerleri, 2007: 10)
Piaget‟e göre soyut iĢlemler döneminde olan bu yaĢ grubu çocuklarının
beklentilerini Yalçın ve AytaĢ (2002) Ģu Ģekilde ortaya koyar:
Kendi kimliklerinden vazgeçme pahasına topluma bağlı kalabilirler ya da
karĢıt politik gruplar içinde kaybolmayı yeğleyebilirler. SosyalleĢmeyi ve
mevcut kültürü reddedebilirler ya da toplumsal değiĢmenin getirdiği sorunlardan
kurtulmak için geleneklere, dinî inançlara ve otoriteye aĢırı bağımlılık
gösterirler. Bu çağda çocuk, kendisinin engellendiğini, hissettiği anda
depresyona girebilir. ArkadaĢlık iliĢkileri çok önemlidir. Kısa vadeli hedeflerden
hoĢlanırlar. Farklı giyim ve davranıĢ göstererek kimlik kazanmaya çalıĢırlar.
ArkadaĢlarının ve öğretmenlerinin eksik ve noksanlarını bulmaya çalıĢırlar.
Kimlik arama çabalarında olma düĢüncesi her Ģeyi bırakma, terk etme isteğini
doğurabilir. Amaca ne oranda ulaĢtıklarını bilirlerse çok daha hızlı öğrenirler.
ÖzdeĢleĢecekleri modelleri ararlar. Bu modellerin farklı, önemli, aktüel
değerlere transfer edilebilir olması gerekir. (s. 27-28)
Bu yaĢ grubundaki çocuklar, içinde olağanüstülüklerin, akıldıĢı olayların yer
aldığı edebî eserlerden hoĢlanmaya baĢlarlar. Bu yüzden bu dönemde onları masal,
destan, efsane gibi Türk halk edebiyatı türleri ile karĢı karĢıya getirmek doğru olacaktır.
Belki masal 6. sınıftan sonraki sınıflarda çocukların ilgisini çekmeyebilir ama diğer
türleri ikinci kademenin her yılında kullanmak mümkündür.
Bilkan (2001) “Masal, gerçekle ilgisiz, tamamen hayal ürünü olan ve
anlattıklarına inandırmak iddiası bulunmayan bir anlatım türüdür. Kahramanları
tabiatüstü, konuları hayal ürünü, olay ve durumları akıldıĢı olan masallar, dinleyenleri
etkileyerek kendi hayal dünyalarına çekerler.” (s. 13) diyerek çocukların bir ihtiyacının
karĢılanması üzerinde durmaktadır. Gürel ve diğerleri de (2007) aynı ihtiyacın
karĢılanmasına yönelik olarak efsaneyi gösterirler. “Maddi ve manevi kültür
değerlerinin oluĢmasında efsanelerin önemli bir payı vardır. Çocukların soyut düĢünme
yeteneğinin geliĢmesinde de oldukça etkilidir. Efsanelerde yaĢanan olağanüstü olaylar
çocukların hayal gücünün zenginleĢmesine yardımcı olur.” (s. 78)
Bilkan (2001) masalların çocuğa göre olduğunu ortaya koyarken onun aynı
zamanda çok yönlü bir eğitim aracı olduğuna dikkat çeker:
Masallar, çocukların his ve hayal dünyalarını geliĢtirerek onları soyut
düĢünceye hazırlar. Çocuğun iç dünyası masaldaki hayal dünyasına çok
70
benzediği için çocuk masaldaki olağanüstü durumları yadırgamamakta ve
bunları kendisine kolayca mal edebilmektedir. Masallardaki gerilim, korku,
serüven çocuğun ruhsal geliĢimi bakımından önemlidir. Çocuk, masal
kahramanlarıyla bütünleĢerek zorlukların üstesinden gelmeyi baĢarma
denemelerine giriĢmekte ve böylece kendisine güven hissi de kazanmaktadır.
Masallardaki iyi-kötü savaĢında, hep iyinin kazanması, çocuğun hayatını da
etkilemekte ve çocuk günlük hayatında sürekli “iyi rolü” oynamayı
benimsemektedir. (s. 27)
Hedef kitlemiz olan yaĢ grubu çocuklarının en temel özelliklerinden biri de
okuduklarında, seyrettiklerinde kendilerine bir model seçmeleridir. Bunu Bilkan (2001)
Ģöyle ortaya koyar: “Masal dinleyicisi, masal kahramanlarından kendisine mizaç ve
vasıfları itibariyle en yakın görünen kiĢi veya nesneyi seçerek onunla aynileĢir.” (s. 45)
Bu aynileĢme ihtiyacını karĢılamak üzere destanlar, efsaneler, masallar en uygun
türlerdir. “Destanlarda, kahramanları bire indirme eğilimi vardır ki, bu, hemen her
destanın –masalın, hikâyenin, romanın- tabiî özelliğidir. Destanda olayların etrafında
toplandığı bir kahraman vardır ki, bu kimse, millî vicdan ve hüviyetin bütün
özelliklerini taĢıyan bir millî tip, bir millî karakterdir.” (Tural, 1998: 39) Bu ihtiyacın
millî bir tiple karĢılanması kendi kültürümüzün aktarılması açısından da çok önemlidir.
“Masal dinleyicisi, masaldaki kahramanların birini kendisine model olarak seçer
ve adeta bunun karakterinde yaĢamaya baĢlar. Edebî eserle gerçekleĢtirilen bu estetik
kaynaĢma (bedii hülul), büyük oranda edebî gücü ve üslubundaki baĢarıyla ilgilidir. Bu
bakımdan edebî eserin niteliği, bizde uyandırdığı estetik heyecanla aynı değerdedir.”
(Bilkan, 2001: 45)
Masallarda karĢımıza çıkan bir diğer husus da “bir baĢkasının kimliğinde
yaĢamak”tır. Masal dinleyicileri, içlerindeki muzipliği, cinsî arzu, saçmalık, yergi,
sövgü, kurnazlık vb. duyguları, kendileri dıĢında baĢka birine emanet ederek bir “iç
tahmin”e ulaĢmaktadır (Bilkan, 2001: 46).
Gürel ve diğerleri de (2007) masal kahramanlarının çocuk için önemine
değinirler. “Masalın her bir kahramanının dünya görüĢü, onların olaylara nasıl yön
verdikleri, sonucu nasıl Ģekillendirdikleri önemlidir. Çünkü çocuğa, iyi ile kötüyü bu
kahramanlar aracılığıyla anlatırız. Masalın ana fikrini etkileyen felsefe, iyi insan modeli
olan kahramanın bakıĢ açısıdır. Sonucu belirleyen odur. Aynı masalı defalarca dinleyen
71
çocuk bu felsefeyle, bu dünya görüĢüyle Ģekillenir, insanları ve dünyayı o pencereden
görmeye baĢlar. Unutmamalıyız ki, ne ekersek onu biçeriz.” (s. 56)
Bugün çocuk edebiyatının sıkıntılarından biri, çocukların hayal güçlerine ket
vuracak birçok unsurla karĢı karĢıya olmalarıdır. Özgül (2007) bu durumun geçici
olduğunu söyler. “Masalını kaybeden yetiĢkin, doğan boĢluğu doldurmak üzere
fantastik edebiyatı yarattı; çocuklar da masallarını kaybederken çocuk tiyatrosunu ve
sinemasını, çizgi-roman (comics), çizgi-film (cartoon), bilgisayar oyunlarını ve nihayet
simülasyonları keĢfettiler. Görsel malzemeye olan ilgileri yüzünden hayal gücünden
nasipsiz bir neslin yetiĢmesi eğitimcileri korkutsa da bunun geçici bir dönem olduğu
açıktır. (s. 69)
“Belirli yaĢ gruplarının eğitiminde modal insan tipini model insan tipine
dönüĢtürmek örgün ve yaygın eğitimin hedefidir. Özellikle gençler, özdeĢeceği,
benzeĢeceği, ulaĢmaya çalıĢacağı model insan arayıĢı içindedir.” (Tural, 1992: 97) Bu
yüzden çocuklarımıza sunduğumuz metinler çok önemlidir. Onlar için seçtiğimiz
metinlerdeki kahramanlar bu milletin kültürünü en iyi yansıtan kiĢiler olmalıdır. O yaĢ
grubu için aynileĢmek, özdeĢleĢmek bir ihtiyaçtır. Biz bu ihtiyacı kendi kültür
ürünlerimiz olan masallardan, destanlardan, efsanelerden karĢılamazsak onlar baĢka
kaynak bulacaklardır. Bugün çocuklarımızın Harry Potter, Yüzüklerin Efendisi, Altın
Pusula gibi baĢka kültürlerin fantastik edebiyat ürünlerine yönlenmeleri hem bu
olağanüstülüğe duydukları ilgi hem de aynileĢecekleri bir kahraman ihtiyaçlarından
kaynaklanmaktadır. Buradan çocuklarımızın bu ihtiyaçlarını kendi kültür ürünlerimizle
karĢılayamadığımız sonucu çıkar ki bu eğitimimiz için de büyük bir eksikliktir.
Görüntülü ve yazılı yayın organları ile bilgisayar teknolojisinin sağladığı yeni
imkânlar yeni yetiĢen nesillerin kültürel bombardıman ile iç içe yaĢamasına
sebep olacaktır. Böyle bir bombardımanın duygu, düĢünce ve hayal dünyasında
yol açacağı kirlenmeleri en aza indirecek önlemler alınmalıdır. DeğiĢim adına
bilinç çöküntülerine ve toplumsal çözülmelere yol açacak sapmaların görmezden
gelinmesi ve hatta desteklenmesi türünden yanlıĢlara idareciler ve özellikle
eğitimciler düĢmemelidirler. DüĢünce müzesi anlamı da taĢıyan tarih bilimi ile
edebiyat alanına ait eserler, sapmaların neleri hazırlayacağını göstermesi
bakımından sık sık baĢvurulacak kaynaklar olmalıdır (Tural, 1998: 2).
72
2.3.5. Dede Korkut’un Vasiyeti
Halk edebiyatının ana dili öğretiminde, kültürün devamının sağlanmasında ne
kadar önemli olduğunu Sadık Tural (1998) Dede Korkut‟un ağzından aktarır. Sadece
Dede Korkut Hikâyeleri için değil bütün Türk halk edebiyatı ürünlerimiz için geçerli
olan Dede Korkut‟un vasiyetine kulak verelim:
1. Bir yaradan var, yeri-göğü yaratıp donatan; canlıyı-cansızı öz yapısına göre
oluĢturan… Yaratan ve yarattıklarına yaradılıĢ sebebine yabancılaĢmaması için
kurallar koyanın adı, Allah. KiĢilerden Allahsız olmak isteyenler çıkar,
çıkmıĢtır. Ġnsan toplumlarından veya milletlerinden, Allahsız bulunmaz,
bulunmayacaktır. Ey, bu epizotları okuyan! Allah‟a inan, Allah’ını unutma!
2. Ġnsanın insan olmaya uygun davranıĢlar göstermesini, hayvanlaĢmaktan ve
bitkileĢmekten korkarak baĢka insanların saygı, Allah‟ın sevgi duyduğu bir
varlık olmasını sağlayıcı kurallara ahlak denir. Ahlak din kaynaklıdır. Dinler ise
bir kültürün içine taĢınmıĢ, objektivize olurlar. Kültürün içine taĢınmıĢ,
objektivize olmuĢ ahlaka töre denir veya törenin büyük bir kısmı ahlakı
korumaya çalıĢır. Siz erkekler-kadınlar olarak birbirinize ve sizden doğan
çocuklarınıza ve komĢularınıza ve bağlı olduğunuz millete, elinden, dilinden ve
belinden emin olunan insanlar iseniz ahlaklısınız. Bana göre, Dede Korkut
destanları (epizotları) tek kadınlığı (monogami) esas alan, aileyi savunan ve
kadını Ģehvet aracı olarak görmeyen yapısıyla dünyanın tanısa, eğer bir tanısa,
hayranlık duyacağı yüksek ahlak örneğidir. Ey Türk soylu halklar! Bu epizotları
okurken “töre”ni yani ahlakını unutma!
3. Ağaç köküne, at bile geldiği önceki nesillere saygı gösterir: Kökünün
üstünde yükselmemiĢ ağaca, ırkına yaslanmamıĢ ata rastlanmamıĢtır. Ġnsanın ise
akaları, ataları olur. Atalarımız bizim hem fizik varlığımızın devamını hem de
tarihî özelliklerimizin süregelmesini sağlarlar. Ey bu destan parçalarını okuyan!
Atalarının güzel iĢlerine sahip çık… Atalarını yaĢa ve yaĢat… Atalarını
unutma!
4. Dil, insanlar arasında anlaĢmayı sağlayan, temeli bilinmeyen zamanlarda
atılmıĢ, coğrafyanın ve zamanın az çok değiĢikliklerle bir sonraki nesle taĢıdığı
kültür yüklenicisi ve tarihî varlık göstergesidir. Dil, duygumuzdaki,
hayalimizdeki, düĢüncemizdeki, davranıĢımızdaki ince mimarinin kelimeye
dönüĢmüĢ dünyasıdır. Sevgimizi, nefretimizi, öfkemizi, duamızı ve küfrümüzü o
dil aracılığıyla kurar, zenginleĢtirir, günlük hayatımızı bu dille geliĢtiririz. Ey bu
destanları okuyan! Diline sahip çık… Dilinin imkânlarını bil… Dilini sev…
Dilini koru… Dilini unutma!
5. Milletleri bir coğrafyanın içinde yoğuran toprak parçasına yurt ve vatan
denir. Türklerin vatana verdikleri anlam ata ruhlarının bulunduğu, ata kanlarıyla
sulanmıĢ topraktır. Ey Kazaklar! Yedi buçuk milyon olduğunuz söyleniyor. Bu
yalandır, yahut yanlıĢtır! Bu toprakların altındaki 75 milyonu bu sayıya ilave
edin. Ve Dede Korkut‟a kulak verin:
73
Ey bu destanları okuyan Türk soylu halkların çocukları, torunlarım! Bu
yurtlara, bu topraklara sahip olun… Bu yurtlarda, bu topraklarda
birbirinizle barıĢ içinde, komĢularınızla barıĢ içinde, bağımsızca ve esenlik
içinde ömür sürün. Ben Dede Korkut Atanızı ve bu topraklarda sizin
nüfusunuza dâhil olduğumu da unutmayın… (s. 84-85)
Bu bağlamda Atatürk de Dede Korkut‟tan farklı düĢünmez. Aynı düĢünceyi
veciz hâle getirerek der ki: “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük iĢler yapmak
için kendinde kuvvet bulacaktır.”
Unutmamak gerekir ki “ataları ile ilgili bilgiye ulaĢmakta zorluk çekmeyen ve
onların yaptıklarını bir duyarlılığa dönüĢtürebilen, o duyarlılığı da bilince taĢıyabilen,
bilinç hâline getirebilen insanların millî benlik ve kimlik sahipliği tabii bir sonuçtur.”
(Tural, 1998: 79)
2.4. Türkçe Öğretim Programlarında Türk Halk Edebiyatı
Ġlköğretim ikinci kademe dediğimiz 6-8. sınıflarda 1924, 1929, 1931, 1932,
1938, 1949, 1962, 1981 ve 2006 yıllarında olmak üzere toplam dokuz Türkçe öğretim
programı uygulanmıĢtır. AraĢtırmamızda bu uygulanan son iki öğretim programı Türk
halk edebiyatına yer verme açısından incelenecektir.
2.4.1. Genel Amaçlar Açısından
Her iki öğretim programının genel amaçlar bölümlerine bakıldığında; 1981
Türkçe Öğretim Programı‟nın “Genel Amaçları” bölümünün 7. maddesindeki “Sözlü ve
yazılı Türk ve dünya kültür ürünleri yoluyla, Türk kültürünü tanıma ve kazanmalarında;
Türk yurdunu ve ulusunu, doğayı, hayatı, insanlığı sevmelerinde yardımcı olmaktır.”
(MEB, 2000: 7) ifadesi ile 2006 Türkçe Öğretim Programı‟nın “Genel Amaçlar”
bölümünün 9 ve 11. maddelerindeki “Türk ve dünya kültür ve sanatına ait eserler
aracılığıyla millî ve evrensel değerleri tanımaları” ve “Millî, manevi ve ahlaki değerlere
önem vermeleri ve bu değerlerle ilgili duygu ve düĢüncelerini güçlendirmeleri
74
amaçlanmaktadır.” (MEB, 2006: 4) ifadeleri Türkçe öğretiminde Türk halk edebiyatı
ürünlerine yer verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
2.4.2. Ders Kitaplarına Alınacak Türler Açısından
Bu programlara ders kitaplarına alınacak türler açısından bakıldığında 2006 yılı
öğretim programı hariç 1981 ve diğer programlarda bir belirlemenin yapılmadığı
görülmektedir. “2005 ve 2006 programları dıĢındaki Türkçe öğretim programlarında
ders kitaplarına alınacak metinlerin türleri hakkında doğrudan bir bilgiye yer
verilmemiĢtir. Ancak bazı programlarda (1936, 1948, 1968 ilkokul ve 1981 ilköğretim
programı) örgencilere ders kitapları dıĢında farklı türlerde (gazete yazısı, hikâye, masal,
efsane, roman, piyes, gezi yazısı, biyografi vb.) kitaplar okumalarının tavsiye edilmesi
gerektiği vurgulanmıĢtır.” (CoĢkun ve TaĢ, 2008: 70)
2006 yılı Türkçe Öğretim Programı‟nda ise her sınıf seviyesinde kitaplarda
yer alması gereken zorunlu türler belirlenmiĢtir:
6. Sınıfta; Ģiir, hikâye, anı, masal, fabl, deneme, tiyatro, mektup
7. Sınıfta; Ģiir, hikâye, anı, deneme, tiyatro, sohbet (söyleĢi), gezi yazısı,
biyografi
8. Sınıfta; Ģiir, hikâye, anı, makale, roman, deneme, sohbet (söyleĢi), eleĢtiri,
destan türlerinde metinlere mutlaka yer verilmelidir. Bu türler dıĢındaki türlerde
de metinlere yer verilerek öğrencilerin farklı türden metinlerle karĢılaĢması
sağlanmalıdır (MEB, 2006: 57).
2006 Türkçe Öğretim Programı‟nda belirlenen bu zorunlu türlere bakıldığında 6.
sınıftaki “masal ve fabl”, 8. sınıftaki “destan” türleri doğrudan halk edebiyatı ürünü gibi
görünse de programda kitaplara alınacak bu türlerin Türk halk edebiyatı ürünü mü
yoksa dünya edebiyatı ürünü mü olacağı belirtilmemiĢtir. Dolayısıyla bu seçim kitap
yazarlarına bırakılmıĢtır. Kitap yazarı ders kitabında Türk halk edebiyatı ürünü olan bir
masala ve destana yer verebileceği gibi dünya edebiyatından bir masal ve destan örneği
de sunabilecektir. Bunun yanında sınıf seviyelerine göre belirlenmiĢ bu türlerden Ģiir ve
hikâye türlerinde Türk halk edebiyatı ürünlerine de yer verebilmektedir. Dolayısıyla tür
seçimi konusunda bir belirginlik olsa da Türk halk edebiyatı açısından belirsizlik devam
etmektedir.
75
Tür seçiminin yaĢlara göre yapılması gerektiği vurgulansa da her türün,
öğrencinin biliĢsel ve duyuĢsal dünyasına farklı bir katkıda bulunacağı göz ardı
edilmemelidir. Öğrenci, roman veya hikâyedeki model bir tipten veya
derinlemesine tasvirlerden; gezi yazılarındaki doğal güzelliklerin cazibesinden;
hayatın gerçekliğini yansıtan bir anıdan; fabllarda hayvanlara giydirilen kiĢilik
özelliklerinden; denemede herhangi bir konunun iĢleniĢinden, bir olguya bakıĢ
açısından; tiyatrodaki diyaloglardan yahut Ģiirdeki duygu yoğunluğundan
etkilenebilir, bunların birinde kendini bulabilir. Bu yüzden öğrencinin bütün
türleri tanımasına, tümünün zevkini tatmasına fırsat verilmelidir.
Tür çeĢitliliği, okumayı monotonluktan kurtarmak gibi bir iĢleve de sahip
olduğundan ayrıca bir öneme sahiptir. Aynı anlatım özelliklerini taĢıyan
metinlerden oluĢan bir kitabın, hikâye, deneme vb. antolojisi niteliği taĢımaktan
öteye geçmesi zordur (Çeçen ve Çiftçi, 2007: 41-42).
Ancak Güleryüz‟e göre “Çocuğun geliĢim süreçleri, tür iliĢkilerini de
belirlediği” için türler rastgele seçilmemelidir. Her yaĢ grubunun ilgi ve ihtiyaçlarına
göre yapılacak tür seçimi özen gerektirmektedir.” (Çeçen ve Çiftçi, 2007: 41)
2.4.3. Metinlerin Nitelikleri Açısından
Programlarda ele alacağımız bir baĢka konu ise kitaplara alınacak metinlerin
nitelikleri ile ilgili ölçütlerdir. Çünkü Türkçe öğretimi metinler aracılığıyla
yapılmaktadır. Çeçen ve Çiftçi‟ye göre “Eğitimde, özellikle dil eğitiminde, metinlerin
yeri çok önemlidir. Çünkü dil eğitimi, büyük oranda metinler merkezinde
gerçekleĢtirilmektedir.” (CoĢkun ve TaĢ, 2008: 60)
Küçük (2005) çalıĢmasında “Çocuğa görelik ilkesine göre metinlerin konuları,
onların ilgisini çekebilecek nitelikte olmalıdır. Onları edebiyata hazırlamak ve
ısındırmak için okutulacak eser ve metinlerin konuları çok önemlidir. Çocuğun geliĢim
dönemleri, ilgi ve yetenekleri, eğitsel açıdan çocuklara sağlayabileceği faydalar
açısından konu seçimine ve temanın niteliğine dikkat edilmelidir.” (Çeçen ve Çiftçi,
2007: 42) derken ders kitaplarına alınacak metinlerin önemine vurgu yapmaktadır.
Dördüncü Millî Eğitim ġûrası‟nda (1991, 334) Türkçe dersinin amaçlarına
“Metinler yoluyla öğrencinin hayat ve tabiatı tanımasına ve bunları sevmesine yardım
etmek” ifadesi eklenerek metinlerin bir baĢka iĢlevine de dikkat çekilmiĢtir. (Çeçen ve
Çiftçi, 2007: 39)
76
Ancak Özbay, “Ülkemizde hazırlanan ders kitaplarının standart Türkçeyi
öğretememesindeki etkenlerden birinin metin seçimindeki eksiklikler olduğunu
belirtmektedir.” (Çeçen ve Çiftçi, 2007: 40)
Öğretim programlarında ders kitaplarına alınacak metinlerin nitelikleri ile ilgili
olarak 2006 programında önceki öğretim programlarına göre çok daha net ifadelerin yer
aldığı
görülmektedir.
“GeçmiĢten
günümüze
yaklaĢtıkça
Türkçe
öğretim
programlarında kitaplara alınacak metinlerin seçimi ile ilgili daha çok değiĢkene ve
daha belirleyici ifadelere yer verildiğinin görülmesidir.” (CoĢkun ve TaĢ, 2008: 70)
CoĢkun ve TaĢ‟ın (2008) tespitlerinde, 1981 Türkçe Öğretim Programı‟nda ders
kitaplarına alınacak metinlerle ilgili olarak doğrudan bir ölçüt belirlenmese de
metinlerin “seviyeye uygun olması, zevk verici nitelikte olması, millî değerlere uygun
olması, edebî/sanat değeri yüksek olması, evrensel (insani) değerlere uygun olması,
okuma eğilimlerine uygun olması ve diğer derslerle iliĢkili olması” gerektiği
görülmektedir. (s. 66)
2006 programında ise okuma ve dinleme metinlerinde bulunması gereken
özellikler açıkça belirtilmiĢtir:
Okuma Metinlerinde Bulunması Gereken Özellikler
1. Metinler, Türk millî eğitiminin genel amaçlarına ve temel ilkelerine
uygun olmalıdır.
2. Metinlerde millî, kültürel ve ahlaki değerlere, milletimizin bölünmez
bütünlüğüne aykırı unsurlar yer almamalıdır.
3. Metinlerde ayrımcılığa yol açacak bölücü, yıkıcı ve ideolojik ifadeler yer
almamalıdır.
4. Metinlerde öğrencilerin sosyal, zihinsel, psikolojik geliĢimini olumsuz
yönde etkileyebilecek cinsellik, karamsarlık, Ģiddet vb. ögeler yer almamalıdır.
5. Metinlerde insan hak ve özgürlüklerine, demokratik değerlere aykırı
ögeler yer almamalıdır.
6. Metinler, dersin amaçları ile kazanımlarını gerçekleĢtirecek nitelikte
olmalıdır.
7. Metinler kitapların yanı sıra, dergi, gazete, ansiklopedi, ansiklopedik
sözlük, resmî İnternet siteleri ile basılı materyallerin çevrim içi sunumlarından
seçilebilir. Aynı kaynaktan ikiden fazla metin alınmamalıdır.
8. Metinler, öğrencilerin ilgi alanlarına ve seviyesine uygun olmalıdır.
9. Metinler, iĢlenecek süreye uygun uzunlukta olmalıdır.
10. Metinler, Türkçenin anlatım zenginliklerini ve güzelliklerini yansıtan
eserlerden seçilmelidir.
77
11. Metinler; dil, anlatım ve içerik açısından türünün güzel örneklerinden
seçilmelidir.
12. ġiir türündeki metinler öğrenci seviyesine uygun, Ģiir dilinin özelliklerini
yansıtan, söz varlığını zenginleĢtiren, türünün güzel örneklerinden seçilmelidir.
13. Metinlerde tutarlılık ve bütünlük olmalıdır.
14. Dünya edebiyatından seçilen metinlerin çevirilerinde, Türkçenin doğru,
güzel ve etkili kullanılmıĢ olmasına özen gösterilmelidir.
15. Metinler, öğrencilerin dil zevkini ve bilincini geliĢtirecek, hayal
dünyalarını zenginleĢtirecek nitelikte olmalıdır.
16. Metinler, öğrenciye eleĢtirel bir bakıĢ açısı kazandıracak özellikler
taĢımalıdır.
17. Metinler, öğrencinin kiĢisel geliĢimine katkıda bulunacak ve onlara
estetik bir duyarlılık kazandıracak nitelikte olmalıdır.
18. Metinler, öğrencilerin duygu ve düĢünce dünyasını zenginleĢtirmek
amacına yönelik olarak farklı yazar ve Ģairlerden seçilmelidir.
19. Metinler, yazar ve Ģairlerin yalnızca edebî yönlerini ön plana
çıkarmalıdır.
20. Metinler, öğrenciye okuma sevgisi ve alıĢkanlığı kazandıracak nitelikte
olmalıdır.
21. Yıl boyunca iĢlenecek okuma metinlerinin 1/2‟si bütün hâlinde
alınmalıdır. ġiirlerin bütün hâlinde alınması esastır. ġiir dıĢında bütün hâlinde
alınan metinlerde eğitsel yönden uygun olmayan ifadeler varsa -metnin
bütünlüğünü bozmamak kaydıyla en fazla bir cümle, cümlelerin bütünlüğünü
bozmamak kaydıyla en fazla beĢ kelime- çıkarılmalıdır.
22. Yıl boyunca iĢlenecek okuma metinlerinin 1/3‟ünde metnin özünü ve
anlam bütünlüğünü bozmamak kaydıyla kısaltma ya da düzenlemeye gidilebilir.
Düzenleme sırasında metne cümle ya da paragraf düzeyinde ekleme yapılamaz.
23. Her metin, öğrencinin söz varlığını zenginleĢtirecek yeni öğrenilecek söz
ve söz gruplarına yer vermeli; ancak bu oran metni oluĢturan kelimelerin yüzde
beĢini geçmemelidir.
24. Yıl içinde -dinleme metinleri de dâhil olmak üzere- bir yazardan ikiden
fazla metin iĢlenmemelidir.
25. Tek yazarlı ya da birden çok yazarlı ders kitaplarında yazarlar tarafından
yazılan ya da hazırlanan metin sayısı ikiyi geçmemelidir.
26. Ders kitabındaki metinler, içeriğe uygun çeĢitli görsel materyaller
(fotoğraf, resim, afiĢ, grafik, karikatür, çizgi film kahramanları vb.) in yanı sıra
atasözü, özdeyiĢ, duvar yazısı veya sloganlarla desteklenebilir.
27. Ders kitabında temaları destekleyen serbest okuma metinlerine yer
verilebilir.
28. Romandan, tiyatro metninden, biyografik ve otobiyografik eserlerden
alınan bölüm kendi içinde bütünlük taĢımalıdır.
Dinlenecek/Ġzlenecek Materyallerin Ġçeriğinde Bulunması Gereken Özellikler
1. Türk millî eğitiminin genel amaçlarına ve temel ilkelerine uygun
olmalıdır.
2. Millî, kültürel ve ahlaki değerlere, milletimizin bölünmez bütünlüğüne
aykırı unsurlar yer almamalıdır.
78
3. Siyasî kutuplaĢmalara ve ayrımcılığa yol açacak bölücü, yıkıcı ve
ideolojik ifadeler yer almamalıdır.
4. Öğrencilerin sosyal, zihinsel, psikolojik geliĢimini olumsuz yönde
etkileyebilecek cinsellik, karamsarlık, Ģiddet vb. ögeler yer almamalıdır.
5. Ġnsan hak ve özgürlüklerine, insanî değerlere aykırı ögeler yer
almamalıdır.
6. Dersin amaçları ile kazanımlarını gerçekleĢtirecek nitelikte olmalıdır.
7. Öğrencilerin ilgi alanlarına ve seviyesine uygun olmalıdır.
8. ĠĢlenecek süreye uygun uzunlukta olmalıdır.
9. Türkçenin anlatım zenginliklerini ve güzelliklerini yansıtmalıdır.
10. Dinleme metinlerinde, metnin özünü ve anlam bütünlüğünü bozmamak
kaydıyla kısaltma ya da düzenlemeye gidilebilir. Düzenleme sırasında metne
cümle ya da paragraf düzeyinde ekleme yapılamaz.
11. Aynı temada birden fazla dinleme/izleme materyaline yer verilecekse
bunları türleri farklı olmalıdır.
12. Öğrencilerin dil zevkini ve bilincini geliĢtirecek, hayal dünyalarını
zenginleĢtirecek nitelikte olmalıdır.
13. Öğrencinin kiĢisel geliĢimine katkıda bulunacak ve onlara estetik bir
duyarlılık kazandıracak nitelikte olmalıdır (MEB, 2006: 56-57).
Yukarıda da görüldüğü gibi daha önceki öğretim programlarından farklı olarak
metinlerle ilgili aranacak bütün özellikler belirlenmiĢtir. Bu özelliklere bakıldığında
Türk halk edebiyatı ile ilgili doğrudan bir madde bulunmasa da “Okuma Metinlerinde
Bulunması Gereken Özellikler”in 10 ve 14. maddeleri ile “Dinlenecek/Ġzlenecek
Materyallerin Ġçeriğinde Bulunması Gereken Özellikler”in 9 ve 12. maddeleri halk
edebiyatı türlerinden metinlere yer verilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.
Bu kadar çok ölçütün programda belirlenmiĢ olması ders kitabı yazarını bu kadar
ölçüte uyan bir metni bulurken zorlayacaktır. Dolayısıyla seçtiği bir metnin her ölçüte
aynı anda uyması söz konusu olmayacaktır.
Küçük‟ün de belirttiği gibi ders kitabı yazarının bütün bu ölçütleri tek bir
metinde dengelemesi veya bir metnin bu ölçütlerin bütününü aynı anda yansıtması
mümkün değildir. Örneğin, hem “eleĢtirel bakıĢ açısı kazandırıcı”, hem “kazanımlara
uygun”, hem “dil bilinci kazandırıcı”, hem “kiĢisel geliĢime katkıda bulunan”, hem
“türünün güzel örneklerinden”, hem “diğer derslerle iliĢkili”, hem “yazarını en iyi
örnekleyen”, hem “önemli gün ve haftalara uygun”, hem “mevsimlere uygun”, hem de
“dil bilgisi konularının sıralamasına uygun” bir metin bulmak kitap yazarları için
oldukça zor bir iĢtir. Bu niteliklere sahip birkaç metin bulunsa bile her metinde bütün
niteliklerin bulunması mümkün değildir. Öyleyse yapılması gereken, her metinde bu
niteliklerden öne çıkan bazı özelliklerin dikkate alınmasıdır (CoĢkun ve TaĢ, 2008: 71).
79
2.4.4. DavranıĢ ve Kazanımlar Açısından
1981 ve 2006 Türkçe öğretim programları “davranıĢlar ve kazanımlar” açısından
karĢılaĢtırıldığında Ģu durum ortaya çıkmaktadır: 1981 Türkçe Öğretim Programı‟nda
“Öğrencilere Kazandırılacak DavranıĢlar” bölümü varken 2006 Türkçe Öğretim
Programı‟nda bu bölüme karĢılık olarak “Amaç ve Kazanımlar” bölümüne yer
verilmiĢtir. Dolayısıyla “davranıĢ” ifadesi değiĢtirilerek “kazanım”a dönüĢtürülmüĢtür.
1981 Türkçe Öğretim Programında yer alan; “Anlama Tekniği Bakımından”
baĢlığı altındaki “Bir yazıdaki kelimelerin gerçek ve mecaz anlamlarını kavrayabilmek,
kelime gruplarını, benzetmeleri, atasözlerini çözümleyebilmek.”, “Anlatım” bölümünün
“Sözlü ve Yazılı olarak” baĢlığı altındaki “Düzeylerine uygun kelime grupları, atasözü,
özdeyiĢ ve deyimleri açıklayabilmek.” ve “Dil Bilgisi” bölümünde 7 ve 8. sınıftaki
“Deyimleri anlayıp kullanabilmek.” (MEB, 2000: 12-23) davranıĢları Türk halk
edebiyatı ile ilgili davranıĢlardır. Görüldüğü gibi 1981 Türkçe Öğretim Programı‟nın
“DavranıĢlar” bölümünde Türk halk edebiyatı türlerinden atasözü ve deyimler dıĢında
baĢka bir türe yer verilmemiĢtir.
2006 Türkçe Öğretim Programı‟nın “Amaç ve Kazanımlar” bölümünde ise Türk
halk edebiyatı Ģu Ģekilde geçmektedir:
A. DĠNLEME-ĠZLEME
4. Söz varlığını zenginleĢtirme
3. Tekerleme, sayıĢmaca, bilmece ve yanıltmacaları ezberler/kullanır.
4. ġiir, türkü, Ģarkı türlerinde metinler ezberler.
5. Dinlediklerinde/izlediklerinde geçen kelime, deyim ve atasözlerini cümle
içinde kullanır.
5. Etkili dinleme/izleme alıĢkanlığı kazanma
2. ġiir, hikâye, masal dinletilerine katılır.
B. KONUġMA
3. Hazırlıklı konuĢmalar yapma
6. Atasözü, deyim ve söz sanatlarını uygun durumlarda kullanarak anlatımı
zenginleĢtirir.
5. Kendini sözlü olarak ifade etme alıĢkanlığı kazanma
4. Yeni öğrendiği kelime, kavram, atasözü ve deyimleri kullanır.
C. OKUMA
4. Söz varlığını zenginleĢtirme
3. Okuduğu metinde geçen kelime, deyim ve atasözlerini cümle içinde
kullanır.
Ç. YAZMA
80
2. Planlı yazma
6. Atasözü, deyim ve söz sanatlarını uygun durumlarda kullanarak anlatımı
zenginleĢtirir.
3. Farklı türlerde metinler yazma
1. Olay yazıları yazar. (Açıklama: Hikâye, masal, anı ve tiyatro türlerinde
metinler yazar.)
5. Kendini yazılı olarak ifade etme alıĢkanlığı kazanma
2. Yeni öğrendiği kelime, kavram, atasözü ve deyimleri kullanır. (MEB,
2006: 15-50)
Yukarıda da görüldüğü gibi 2006 Türkçe Öğretim Programı‟nın “Amaç ve
Kazanımlar” bölümünde 1981 öğretim programından farklı olarak “atasözü ve
deyim”lerin yanında “masal, tekerleme, bilmece ve türkü” gibi Türk halk edebiyatı
türlerine de yer verilmiĢtir.
3. BÖLÜM
YÖNTEM
Bu bölümde “araĢtırmanın modeli”, “evren ve örneklem”, “veri toplama
teknikleri”, “veri toplama aracının geliĢtirilmesi” ve “verilerin analizi”ne yer verilmiĢtir.
3.1. AraĢtırmanın Modeli
Bu araĢtırma, 6-8. sınıf Türkçe kitap setlerinde Türkçe öğretiminde Türk halk
edebiyatına yer verme düzeylerini belirlemek amacıyla yapılmıĢtır. AraĢtırma nitel veri
toplama tekniklerinden yararlanılarak gerçekleĢtirilen tarama modelinde betimsel bir
çalıĢmadır. ÇalıĢma kapsamında örneklem olarak seçilen 6-8. sınıf seviyesinde dokuz
kitap setindeki metinler “içerik çözümlemesi” tekniklerinden “kategorisel analiz
tekniği” kullanılarak analiz edilmiĢtir.
Ġçerik çözümlemesine Cranoand ve Brewer “Ġçerik çözümlemesi, bir gözlem
yönteminden çok bir çözümleme yöntemidir.” derken Stacey “Ġçerik çözümlemesi,
temelde, nitel verilerin nicel terimlere indirgendiği bir tekniktir.”, Smith ise “Ġçerik
çözümlemesi, mevcut verileri özetleme, standardize etme, karĢılaĢtırma ya da baĢka bir
biçime dönüĢtürme araçlarıdır.” demektedirler (Aktaran: ÖğülmüĢ, 1991: 215).
Kategorisel analiz tekniği için Bilgin (2000) “Belirli bir mesajın önce birimlere
bölünmesini ve ardından bu birimlerin, belirli kriterlere göre kategoriler hâlinde
gruplandırılmasını ifade eder.” (s. 15) demektedir. Dolayısıyla “Ham veriler,
araĢtırmada kullanılan kategorilerle sistemli verilere dönüĢtürülür. Bu nedenle
kategorileme iĢlemi içerik çözümlemesinin en can alıcı iĢlemidir.” (ÖğülmüĢ, 1991:
221)
82
AraĢtırmanın örneklemini oluĢturan kitap setlerindeki metinler için kodlama
iĢlemi iki kez yapılmıĢ ve bulgular birbiriyle karĢılaĢtırılmıĢtır. Çünkü içerik analizinin
güvenirliğinde en önemli husus kodlama iĢlemidir. “Ġçerik çözümlemesinin nesnel
olması gerekir. BaĢka bir deyiĢle, farklı gözlemciler aynı materyal üzerinde aynı
olguları gözleyebilmelidir.” (ÖğülmüĢ, 1991: 226)
3.2. Evren ve Örneklem
AraĢtırmanın evreni 2009–2010 eğitim-öğretim yılında okutulmak üzere Talim
ve Terbiye Kurulu BaĢkanlığınca kabul edilerek Ocak 2009 Tebliğler Dergisi‟nde
yayımlanan 6. sınıf için yedi, 7. sınıf için yedi ve 8. sınıf için sekiz Türkçe kitap seti
olmak üzere toplam 22 kitap setinden oluĢmaktadır.
AraĢtırmamızın evrenini oluĢturan kitap setleri arasından her sınıf seviyesi için biri Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan kitap seti olmak üzere- Ģans (random)
yöntemiyle belirlenen üç kitap seti örneklem olarak seçilmiĢtir. Örneklemi oluĢturan
toplam dokuz kitap seti Ģunlardır:
6. sınıf: Millî Eğitim, Koza ve Özgün yayınları
7. sınıf: Millî Eğitim, Pasifik ve Harf yayınları
8. sınıf: Millî Eğitim, Batu ve Pasifik yayınları
3. 3. Veri Toplama Tekniği
Yapılan inceleme ve araĢtırmalar sırasında çocuk edebiyatı, halk edebiyatı ve
Türkçenin öğretimi alanlarındaki kitap, deneme, makale, inceleme vb. her türlü kaynağa
ulaĢılmaya çalıĢılmıĢ ve değerlendirmeler yapılmıĢtır.
AraĢtırmanın örneklemini oluĢturulan kitap setlerine ulaĢılıp çalıĢma ve
öğretmen kılavuz kitaplarındaki etkinliklerde kullanılan metinler dâhil kitap setlerindeki
83
bütün metinler taranmıĢtır. Bu metinler içindeki Türk halk edebiyatı türleri belirlenerek
kategorisel kodlamaya tabi tutulmuĢtur. Ardından her sınıf seviyesi için; “Türk halk
edebiyatı metinlerinin kitaplara göre dağılımının yer aldığı tablolar”, “kitaplardaki Türk
halk edebiyatı metinlerinin sayıları ve oranlarının yer aldığı tablolar”, “çalıĢma ve
öğretmen kılavuz kitaplarındaki etkinliklerde kullanılan deyim ve atasözleri
değerlendirme dıĢı tutularak hazırlanan kitaplardaki Türk halk edebiyatı metinlerinin
sayıları ve oranlarının yer aldığı tablolar” ile “kitap setlerindeki metinler ve bu metinler
içindeki Türk halk edebiyatı metinlerinin sayıları ve oranlarının yer aldığı genel
tablolar” olmak üzere dört çeĢit tablo hazırlanmıĢtır. AraĢtırmada kullanılan veriler,
kategorisel olarak tespit edilen metinlerin tablolara iĢlenmesi sonucu elde edilmiĢtir.
3.4. Verilerin Analizi
Toplanan verilerin analizinde SPSS 11,5 (Statistic Package For Social Science)
programı kullanılmıĢtır. Toplanan verileri betimlemek için kullanılan istatistiki teknikler
frekans (F) ve yüzdedir (%).
4. BÖLÜM
BULGULAR VE YORUM
Bu bölümde 6-8. sınıf Türkçe kitap setlerinin Türkçe öğretiminde Türk halk
edebiyatı türlerine ne kadar yer verdiği tablolaĢtırılarak sunulmuĢ ve bulgulara
dayanarak yorumlar yapılmıĢtır.
4.1.
Halk ġiiri
Kitap setlerinde halk Ģiirine yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap türleri
dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
6. SINIF
4.1.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk ġiiri
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Koza
-
1. Dünyaya
Geldiğim Anda
Özgün
1.Kızılırmak
Tablo-1
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Yemen
Türküsü
1. Ġnsanlık
Mektebi
2. Anadolu‟da
Bahar
-
85
Tablo-1 incelendiğinde üç yayınevine ait 6. sınıf Türkçe kitap setlerinde toplam
beĢ halk Ģiirine yer verildiği görülmektedir. Millî Eğitim Yayınları‟nın ders ve çalıĢma
kitabında hiç halk Ģiiri kullanılmamıĢken öğretmek kılavuz kitabında “1” halk Ģiirine
yer verilmiĢtir. Özgün Yayınları da aynı Ģekilde kitap setlerinde “1” halk Ģiirine yer
vermiĢtir. Özgün Yayınları‟nın kullandığı bu metin ders kitabında yer almaktadır.
Yayınevleri arasında en çok halk Ģiirini Koza Yayınları kullanmıĢtır. Ders kitabında
halk Ģiiri örneği yokken çalıĢma kitabında “1”, öğretmen kılavuz kitabında “2” olmak
üzere toplam “3” halk Ģiirine yer vermiĢtir. Burada sadece Özgün Yayınları‟na ait ders
kitabında halk Ģiiri örneği görülmektedir. Bu durum, öğrencilerin elinin altında bulunan
ders kitaplarında halk Ģiiri metinlerinin olmadığı anlamına gelmektedir. Öğrencilerin,
ders kitaplarında birçok Ģiire rastlarken bir halk Ģiiriyle karĢılaĢmaması kitaplar
açısından büyük bir eksikliktir.
7. SINIF
4.1.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk ġiiri
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
Pasifik
-
1. Adımız
Miskindir Bizim
2. Yüce Dağlar
Bir Sualim Var
Sana
3. Kara Tren
Gelmez M‟ola
4. Yine Geçtim
Sevdalılar
Yolundan
-
Harf
-
Tablo-2
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Söz Ola Kese
SavaĢı
1. Ben Yürürüm
Yane Yane
2. Havada Bulut
Yok
3. Bitlis‟te BeĢ
Minare
4. Ġzmir‟in
Kavakları
-
86
Tablo-2 incelendiğinde halk Ģiiri kullanma açısından orantısız bir dağılım
görülmektedir. Yayınevlerinden biri kitap setlerinde halk Ģiirine hiç yer vermezken
diğer yayınevlerinden biri “4”, diğeri “5” halk Ģiiri kullanmıĢtır. Burada en çok halk Ģiiri
örneği Millî Eğitim Yayınları‟nda yer almaktadır. ÇalıĢma kitabında “4”, öğretmen
kılavuz kitabında “1” adet olmak üzere kitap setlerinde toplam “5” halk Ģiiri olduğu
görülmektedir. Pasifik Yayınları da öğretmen kılavuz kitabında “4” adet halk Ģiirine yer
vermiĢtir.
Burada ilginç olan Harf Yayınları‟nın hiç halk Ģiiri kullanmamasıdır. Yine üç
yayınevine ait ders kitaplarında halk Ģiirine yer verilmediği dikkat çekicidir.
Öğrencilerin ders kitaplarında halk Ģiiri ile karĢılaĢmamasının bir eksiklik olduğunu
söylemek yanlıĢ olmayacaktır.
4.1.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk ġiiri
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
1. Allı Turnam
2. Benden Selma
Olsun Bolu
Beyine
Batu
-
-
Pasifik
1. Sazıma
2. Gidem Dersin
Uçmağa
Tablo-3
8. SINIF
Yayınevi
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Çanakkale
Ġçinde
2. Türk‟üz Türkü
Çağırırız
3. Nevruz
Güzellemesi
4. Gözüm Yolda
Gönlüm Darda
5. Kara Tren
Gelmez M‟ola
1. ġöyle Garip
Bencileyin
2. Uzun Ġnce Bir
Yoldayım
1. Uzun Ġnce Bir
Yoldayım
Tablo-3 incelendiğinde üç kitap setinde toplam “12” halk Ģiirine yer verildiği
görülmektedir. En çok halk Ģiiri, çalıĢma kitabında “2”, öğretmen kılavuz kitabında “5”
olmak üzere toplam “7” örnekle Millî Eğitim Yayınları‟nda yer almaktadır. Batu
87
Yayınları öğretmen kılavuz kitabında “2”; Pasifik Yayınları ise ders kitabında “2”,
öğretmen kılavuz kitabında “1” olmak üzere toplam “3” halk Ģiiri kullanmıĢtır.
Burada da halk Ģiirlerinin kitaplara dağılımında bir dengesizlik söz konusudur.
Millî Eğitim Yayınları en çok halk Ģiiri kullanan yayınevi olmasına rağmen ders
kitabında halk Ģiirine yer vermemiĢtir. Oysa öğrencilerin metin örneklerini en rahat
görecekleri kitap, hiç kuĢkusuz ders kitabıdır. Batu Yayınları‟na ait kitap setlerinden
ders ve çalıĢma kitabında hiç halk Ģiiri olmayıĢı daha da dikkat çekicidir.
4.2. Masal
Kitap setlerinde masal türüne yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap türleri
dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
6. SINIF
4.2.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Masal
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
1. Bir masal
2. Küçük Balık
Koza
-
-
Özgün
1. Koca Dev ile
Peri Kızı
Tablo-4
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Bir Masal
Ülkesinde
Anadolu
1. Keloğlan ile
Sihirli Ev
-
Tablo-4 incelendiğinde üç yayınevine ait 6. sınıf kitap setlerinde toplam 5 adet
masal kullanıldığı görülmektedir. Millî Eğitim Yayınları “3” masal örneğine yer
verirken Koza ve Özgün yayınları kitap setlerinde “1”er masal kullanmıĢlardır. Burada
en çok masal kullanan Millî Eğitim Yayınları‟nın yine ders kitaplarında masala yer
verilmediği göze çarpmaktadır. Bunun yayında Koza Yayınları hem ders kitabında hem
de çalıĢma kitabında masal örneği vermemiĢtir. Özgün Yayınları kitap setindeki “1”
masalı ders kitabında vermiĢtir.
88
7. SINIF
4.2.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Masal
Yayınevi
Ders Kitabı
ÇalıĢma Kitabı
Millî Eğitim
-
1. Masal Nine
Pasifik
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
1. Keloğlan
Masalı
-
Harf
1. Kaf Dağına
Çıkan Çocuk
1. Terlik Satıcısı
1. Altın Araba
Tablo-5
Tablo-5 incelendiğinde 7. sınıf kitap setlerinde toplam “5” masala yer verildiği
görülmektedir. Ancak bu örneklerin yayınevlerine göre dağılımında bir orantısızlık
dikkat çekmektedir. Kitap setlerindeki “5” masaldan üçünü Harf Yayınları kullanırken
”2”sini Millî Eğitim Yayınları kullanmıĢtır. Pasifik Yayınları ise kitap setlerinde masal
örneğine hiç yer vermemiĢtir. Millî Eğitim Yayınları ders kitabında masala yer
vermezken çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitabında “1”er masal kullanmıĢtır. Harf
Yayınları‟nın kullandığı “3” masalın ise kitap setlerine –her birinde bir tane olmak
üzere- dengeli dağıldığı görülmektedir.
8. SINIF
4.2.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Masal
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Batu
-
-
1. Üç Ok
Pasifik
-
-
-
Tablo-6
Tablo-6 incelendiğinde üç yayınevine ait 8. sınıf kitap setlerinde masala pek yer
verilmediği görülmektedir. Millî Eğitim ve Pasifik Yayınları‟na ait kitap setlerinde Türk
halk masalı örneği yer almazken Batu Yayınları öğretmen kılavuz kitabında “1” masala
yer vermiĢtir.
89
4.3. Tekerleme
Kitap setlerinde tekerleme türüne yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap
türleri dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
6. SINIF
4.3.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Tekerleme
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Tekerlemeler
Koza
-
1. Tekerlemeler
1. Tekerlemeler
Özgün
-
1. Tekerlemeler
-
Tablo-7
Tablo-7 incelendiğinde üçe yayınevine ait 6. sınıf kitap setlerinde tekerlemelere
pek yer verilmediği göze çarpmaktadır. Üç kitap setinde toplam “4” tekerleme yer
almaktadır. Buradaki kitap setlerinden Millî Eğitim Yayınları öğretmen kılavuz
kitabında, Özgün Yayınları ise çalıĢma kitabında “1”er tekerlemeye yer verirken Koza
Yayınları çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitabında “1”er tekerleme kullanmıĢtır.
7. SINIF
4.3.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Tekerleme
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Pasifik
-
-
-
Harf
-
-
-
Tablo-8
90
Tablo-8‟de de görüldüğü gibi, 7. sınıfa ait üç kitap setinde Türk halk edebiyatı
türlerinden tekerlemeye yer verilmemiĢtir.
4.3.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Tekerleme
8. SINIF
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Batu
-
-
Pasifik
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Tekerlemeler
-
Tablo-9
Tablo-9‟da da görüldüğü üzere, 8. sınıfa ait üç kitap setinde arasında sadece
Batu Yayınları‟nın öğretmen kılavuz kitabında “1” tekerlemeye yer vermiĢtir. Diğer
kitaplarda tekerlemeye rastlanmamıĢtır.
4.4. Bilmece
Kitap setlerinde bilmece türüne yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap
türleri dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
6. SINIF
4.4.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Bilmece
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Koza
-
-
-
Özgün
-
-
-
Tablo-10
91
Tablo-10‟da da görüldüğü gibi 6. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde de
bilmeceye yer verilmemiĢtir.
7. SINIF
4.4.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Bilmece
Yayınevi
Ders Kitabı
ÇalıĢma Kitabı
Millî Eğitim
-
1. Bilmeceler
Pasifik
-
-
Harf
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
1. Bilmeceler
2. Bilmeceler
-
Tablo-11
Tablo-11‟de de görüldüğü üzere 7. Sınıfa ait üç kitap setinde toplam “3” bilmece
kullanılmıĢtır. Burada bilmecelerin tek bir yayınevine ait kitapta toplandığı dikkat
çekmektir. Bilmeceleri, “1”i çalıĢma kitabı, “2”si öğretmen kılavuz kitabında olmak
üzere Millî Eğitim Yayınları kullanmıĢtır. Pasifik ve Harf yayınlarına ait kitap
setlerinde ise bilmeceye yer verilmemiĢtir.
8. SINIF
4.4.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Bilmece
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Batu
-
-
-
Pasifik
-
-
-
Tablo-12
Tablo-12‟de de görüldüğü gibi 8. Sınıfa ait üç kitap setinde de bilmecelere yer
verilmemiĢtir.
92
4.5. Fıkra
Kitap setlerinde fıkra türüne yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap türleri
dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
6. SINIF
4.5.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Fıkra
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
Koza
-
1. Çok Gezseydi
Bizim Eve de
Uğrardı (Nasrettin
Hoca)
-
Özgün
-
1. AlıĢveriĢ
(Nasrettin Hoca)
Tablo-13
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
-
Tablo-13 incelendiğinde 6. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam “2”
fıkraya yer verilmiĢtir. Millî Eğitim Yayınları ve Özgün Yayınları çalıĢma kitaplarında
“1”er Nasrettin Hoca fıkrasına yer vermiĢtir. Koza Yayınları ise kitaplarında fıkra
kullanmamıĢtır. Burada ders ve öğretmen kılavuz kitaplarında bu türe yer verilmeyiĢi
dikkat çekicidir. Dikkat çeken bir husus da “2” fıkra örneğinin de Nasrettin Hoca fıkrası
olmasıdır.
93
7. SINIF
4.5.2.Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Fıkra
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Pasifik
-
-
Harf
1. Fil Hikâyesi
(Nasrettin Hoca)
1. Göç (Nasrettin
Hoca)
2. Darda
Olmasam
(Nasrettin Hoca)
3. Bu da DüĢünür
(Nasrettin Hoca)
4. Hoca TurĢucu
(Nasrettin Hoca)
Tablo-14
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Öldüm
(Nasrettin Hoca)
-
Tablo-14‟de de görüldüğü üzere 7. Sınıfa ait kitap setlerinde toplam “6” fıkraya
yer verilmiĢtir. Fıkralarında yayınevi ve kitap çeĢitlerine dağılımında bir orantısızlık
dikkat çekmektedir. Kitap setlerinde kullanılan toplam “6” fıkranın “5”ini Harf
Yayınları, “1”ini Millî Eğitim Yayınları kullanırken Pasifik Yayınları kitap setlerinde
fıkraya yer vermemiĢtir. Harf Yayınları‟nın kullandığı “5” fıkrandan “4”ü çalıĢma
kitabında “1”i ders kitabındadır. Burada da bir yığılma söz konusudur. Yine üç kitap
setindeki toplam “6” fıkranın da Nasrettin Hoca fıkrası olduğu görülmektedir.
4.5.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Fıkra
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
Batu
-
1. Erkek Sözünde
Durur (Nasrettin
Hoca)
2. Bak Nasıl
Akıllandın
(Nasrettin Hoca)
-
Pasifik
-
-
. SINIF
Yayınevi
Tablo-15
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
1. Heybe
(Nasrettin Hoca)
-
94
Tablo-15 incelendiğinde 7. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam “3”
fıkraya yer verildiği görülmektedir. Kitap setlerinde kullanılan “3” fıkradan “1”si Millî
Eğitim Yayınları‟nın kitap setinde, “1”i ise Batu Yayınları‟nın kitap setinde yer
almaktadır. Pasifik Yayınları kitap setlerinde fıkra türüne yer vermemiĢtir. Yine diğer
sınıf seviyelerinde olduğu gibi fıkraların tamamı Nasrettin Hoca fıkrasıdır. Tablo-15‟te
görüldüğü üzere üç yayınevi de ders kitaplarında fıkraya yer vermemiĢtir. Millî Eğitim
Yayınları‟nın kullandığı fıkralar çalıĢma kitabında, Batu Yayınları‟nın kullandığı fıkra
ise öğretmen kılavuz kitabında yer almaktadır.
4.6. Destan
Kitap setlerinde destan türüne yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap türleri
dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
6. SINIF
4.6.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Destan
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Koza
-
-
-
Özgün
-
-
-
Tablo-16
Tablo-16‟da da görüldüğü gibi 6. sınıfa ait üç kitap setinde de destan türüne yer
verilmemiĢtir.
95
7. SINIF
4.6.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Destan
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Pasifik
-
-
-
Harf
-
-
-
Tablo-17
Tablo-17‟de de görüldüğü üzere 7. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde de destan
türüne yer verilmemiĢtir.
8. SINIF
4.6.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Destan
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
Batu
1. Ergenekon
Destanı
-
Pasifik
-
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Ergenekon
Destanı
2. Göç Destanı
1. Oğuz‟un
Gençliği
Tablo-18
Tablo-18 incelendiğinde 8. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam “4”
destan metnine rastlanmaktadır. Millî Eğitim ve Pasifik yayınları kitap setlerinde “1”er
destan kullanırken Batu Yayınları “2” destana yer ver vermiĢtir. Ancak Batu
Yayınları‟nın kullandığı “2” destandan “1”i dinleme metni olarak yer alırken diğeri bir
etkinlikte geçmektedir. Dolayısıyla etkinlikte verilen destan metni diğerlerine göre kısa
bir metindir. Üç yayınevinin de çalıĢma kitaplarında destana yer vermediği
görülmektedir.
96
4.7. Efsane
Kitap setlerinde efsane türüne yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap türleri
dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
6. SINIF
4.7.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Efsane
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
1. ġehitler Kayası
Koza
-
-
Özgün
-
1. Sarıkız
Efsanesi
Tablo-19
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Bir Göl Nasıl
Bingöl Oldu?
2. Bingöl
-
Tablo-19‟da da görüldüğü üzere 6. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam
“4” efsaneye yer verilmiĢtir. Efsaneler kitap setlerindeki dağılıĢında bir orantısızlık söz
konusudur. Koza Yayınları kitap setlerinde efsane metnine yer vermezken Millî Eğitim
Yayınları “3”, Özgün Yayınları “1” efsane kullanmıĢtır. Burada dikkat çeken husus, üç
yayınevinin de ders kitaplarında efsane kullanmamıĢ olmasıdır. Millî Eğitim Yayınları
ve Özgün Yayınları “1”er efsaneye çalıĢma kitaplarında yer vermiĢlerdir. Bunun
yanında Millî Eğitim Yayınları‟nın öğretmen kılavuz kitabında “2” efsane daha
kullanılmıĢtır.
7. SINIF
4.7.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Efsane
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Pasifik
-
-
-
Harf
-
-
-
Tablo-20
97
Tablo 20‟de de görüldüğü üzere 7. Sınıf seviyesindeki üç kitap setinde de efsane
metnine yer verilmemiĢtir.
4.7.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Efsane
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
1. Kız Kalesi
1. Yozgat
Batu
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Burada Dur
2. IĢık Gök
3. Sarı Yıldız
Mavi Yıldız
(Kervankıran)
-
Pasifik
1. Güzellik Suyu
-
-
8. SINIF
Yayınevi
Tablo-21
Tablo-21 incelendiğinde 8. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam “6”
efsane metnine yer verildiği görülmektedir. Ancak bu efsanelerin kitap setlerine göre
dağılımında bir orantı olmadığı dikkat çekmektedir. “6” efsane metninden “5”i Millî
Eğitim Yayınları‟nın kitaplarında yer alırken “1” efsane Pasifik Yayınları tarafından
kullanılmıĢtır. Batu Yayınları ise kitap setlerinde efsane türüne yer vermemiĢtir. Pasifik
Yayınları kullandığı “1” efsane metnine ders kitabında yer vermiĢtir. Millî Eğitim
Yayınları ise ders kitabında “1”, çalıĢma kitabında “1” ve öğretmen kılavuz kitabında
“3” efsane metni kullanmıĢtır.
4.8. Halk Tiyatrosu
Kitap setlerinde halk tiyatrosuna yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap
türleri dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
98
6. SINIF
4.8.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Tiyatrosu
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
1. Karagöz
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Koza
-
-
1. Karagöz
Özgün
-
-
-
Tablo-22
Tablo-22‟de de görüldüğü üzere 6. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde sadece
“2” halk tiyatrosu metnine yer verilmiĢtir. Millî Eğitim ve Koza yayınları kitap
setlerinde “1”er halk tiyatrosu metni kullanırken Özgün Yayınları halk tiyatrosuna yer
vermemiĢtir. Kitap setlerindeki halk tiyatrosu metinlerini Millî Eğitim Yayınları çalıĢma
kitabında, Koza Yayınları öğretmen kılavuz kitabında kullanmıĢtır. Yine ders
kitaplarında hiç halk tiyatrosu metnine yer verilmediği dikkat çekmektedir. Kitap
setlerinde yer alan iki halk tiyatrosu metninin de Karagöz (gölge oyunu) metni olduğu
görülmektedir.
7. SINIF
4.8.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Tiyatrosu
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
1. Karagöz
Pasifik
-
-
Harf
-
Tablo-23
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Karagöz
2. Karagöz
3. Karagöz
(Bilmece)
1. Karagöz
(Bilmece
Bildirmece)
99
Tablo-23 incelendiğinde 7. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam “5” halk
tiyatrosu metnine yer verildiği görülmektedir. Kitap setlerindeki bu metinlerin
yayınevleri ve kitap türlerine dağılımda bir orantısızlık olduğu dikkat çekmektedir. Üç
kitap setindeki toplam “5” halk tiyatrosu metninden “4”ünün Millî Eğitim
Yayınları‟nın, “1”inin ise Harf Yayınları‟nın kitap setlerinde yer aldığı görülmektedir.
Bunu yanında Pasifik Yayınları kitap setlerinde halk tiyatrosuna yer vermemiĢtir.
Ayrıca üç yayınevine ait ders kitabında da halk tiyatrosu metni kullanılmadığı dikkat
çekicidir. Bunun yayında çalıĢma kitaplarından sadece Millî Eğitim Yayınları‟na ait
çalıĢma kitabında halk tiyatrosu olduğu görülmektedir. Millî Eğitim Yayınları‟nın kitap
setlerinde kullandığı “4” halk tiyatrosundan “3”ü öğretmen kılavuz kitabında, “1”i ise
çalıĢma kitabında yer almaktadır. Yine üç kitap setindeki toplam “5” halk tiyatrosunun
da Karagöz (gölge oyunu) metni olduğu görülmektedir.
8. SINIF
4.8.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Tiyatrosu
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Batu
-
-
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1. Karagöz (Kolay
ġiir)
2. Karagöz
-
Pasifik
Tablo-24
Tablo-24‟te de görüldüğü üzere 8. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde sadece
“2” halk tiyatrosu metnine yer verilmiĢtir. Kitap setlerindeki bu metinlerin yayınevleri
ve kitap türlerine dağılımda bir orantısızlık olduğu dikkat çekmektedir. Her “2” metin
de Batu Yayınları‟nın öğretmen kılavuz kitabında yer almaktadır. Millî Eğitim ve
Pasifik yayınları bu 8. sınıf seviyedeki kitap setlerinde halk tiyatrosu metni
kullanmamıĢlardır. Batu Yayınları da “2” halk tiyatrosu metnine de öğretmen kılavuz
kitabında yer vererek ders ve çalıĢma kitabına bu türden hiç metin almamıĢtır.
Dolayısıyla öğrencinin elinde bulunan ders ve çalıĢma kitaplarının hiçbirinde halk
100
tiyatrosu metnine rastlanmamaktır. Ayrıca kullanılan “2” halk tiyatrosu metninin de
Karagöz (gölge oyunu) metni olduğu görülmektedir.
4.9. Halk Hikâyesi
Kitap setlerinde halk hikâyesine yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap
türleri dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
6. SINIF
4.9.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Hikâyesi
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
1. Dede Korkut
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Koza
-
-
-
Özgün
-
-
-
Tablo-25
Tablo-25‟de de görüldüğü üzere 6. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde sadece
“1” halk hikâyesi metnine yer verilmiĢtir. Millî Eğitim Yayınları çalıĢma kitabında “1”
halk hikâyesi metnine yer verirken Koza ve Özgün yayınları kitap setlerinde halk
hikâyesine yer vermemiĢtir. Yukarıda da görüldüğü üzere kullanılan tek metin, bir
çalıĢma kitabında geçmektedir. Dolayısıyla bir etkinlikte kullanılan metin parçasıdır.
Yani tam bir metin değildir. Dolayısıyla öğrenciler bu seviyedeki üç kitapta da tam
anlamıyla bir halk tiyatrosu metnine rastlayamayacaklardır. Kitap setlerinde kullanılan
tek metnin bir Dede Korkut hikâyesi olduğu görülmektedir.
101
7. SINIF
4.9.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Hikâyesi
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Pasifik
-
-
-
Harf
-
-
-
Tablo-26
Tablo-26‟da da görüldüğü üzere 7. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde de halk
hikâyesi metnine yer verilmemiĢtir.
8. SINIF
4.9.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Halk Hikâyesi
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
-
Batu
-
-
-
Pasifik
-
-
-
Tablo-27
Tablo-27‟de de görüldüğü üzere 8. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde de halk
hikâyesi metnine yer verilmemiĢtir.
4.10. Deyim
Kitap setlerinde deyime yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap türleri
dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
102
6. SINIF
4.10.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Deyim
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
9 deyim etkinliği
Koza
-
6 deyim etkinliği
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
2 deyim etkinliği
(Biri deyim
hikâyesi)
-
Özgün
-
5 deyim etkinliği
-
Tablo-28
Tablo-28‟de de görüldüğü üzere 6. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam
“22” deyim etkinliğine yer verilmiĢtir. Etkinliklerin yayınevlerine göre dağılımına
bakıldığında “11” etkinlikle en çok deyim etkinliğine Millî Eğitim Yayınları‟nda yer
verildiği görülmektedir. Koza ve Özgün yayınlarına ait kitap setlerinde kullanılan deyim
etkinliği sayısının toplamı ancak Millî Eğitim Yayınları‟nın kitap setindeki deyim
etkinliği kadardır. Koza Yayınları “6”, Özgün Yayınları “5” deyim etkinliğine yer
vermiĢtir. Burada Millî Eğitim Yayınları‟nın diğer yayınlardan bir farkı da öğretmen
kılavuz kitabında deyim etkinliğine yer vermesidir. “11” etkinlikten “2”sinin öğretmen
kılavuz kitabında yer aldığı görülmektedir. Öğretmen kılavuz kitabındaki “1” deyim
etkinliği -diğer bütün etkinliklerden farklı olarak- deyim hikâyesi olarak düzenlenmiĢtir.
4.10.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Deyim
7. SINIF
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
9 deyim etkinliği
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
4 deyim etkinliği
(Biri deyim
hikâyesi)
Millî Eğitim
-
Pasifik
-
3 deyim etkinliği
Harf
-
11 deyim etkinliği 1 deyim etkinliği
Tablo-29
103
Tablo-29‟da da görüldüğü üzere 7. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam
“28” deyim etkinliğine yer verilmiĢtir. Etkinliklerin yayınevlerine göre dağılımına
bakıldığında Millî Eğitim Yayınları‟nda “13”, Harf Yayınları‟nda “12” ve Pasifik
Yayınları‟nda ise “3” etkinliğe yer verildiği görülmektedir. Pasifik Yayınları‟nda diğer
yayınevlerinin kitap setlerine göre çok az deyim etkinliği kullanıldığı görülmektedir.
Millî Eğitim Yayınları “4”, Harf Yayınları “1” etkinliğe öğretmen kılavuz kitaplarında
yer vermiĢlerdir. Millî Eğitim Yayınları, öğretmen kılavuz kitabındaki “1” deyim
etkinliğini -diğer bütün etkinliklerden farklı olarak- deyim hikâyesi olarak
düzenlemiĢtir.
4.10.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Deyim
8. SINIF
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
4 deyim etkinliği
(Üçü deyim
hikâyesi)
Millî Eğitim
-
6 deyim etkinliği
(Biri deyim
hikâyesi)
Batu
-
10 deyim etkinliği
-
Pasifik
-
8 deyim etkinliği
-
Tablo-30
Tablo-30 incelendiğinde 8. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam “28”
deyim etkinliğine yer verildiği görülmektedir. Deyim etkinliklerin yayınevlerine göre
dağılımının dengeli olduğu göze çarpmaktadır. Millî Eğitim Yayınları “10”, Batu
Yayınları “10” ve Pasifik Yayınları “8” deyim etkinliğine yer vermiĢtir. Yayınevleri
arasından Millî Eğitim Yayınları diğer yayınevlerinden farklı olarak “4” deyim
etkinliğini öğretmen kılavuz kitabında kullanmıĢtır. Bunun yanında yine Millî Eğitim
Yayınları, öğretmen kılavuz kitabındaki “3”, çalıĢma kitabındaki “1” deyim etkinliğini diğer bütün etkinliklerden farklı olarak- deyim hikâyesi olarak düzenlemiĢtir.
104
4.11. Atasözü
Kitap setlerinde atasözüne yer verilme düzeyi sınıf seviyeleri ve kitap türleri
dikkate alınarak hazırlanan tablolarda gösterilmiĢtir.
6. SINIF
4.11.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Atasözü
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1 atasözü etkinliği
Koza
-
-
3 atasözü etkinliği
Özgün
-
1 atasözü etkinliği Tablo-31
Tablo-31‟de de görüldüğü üzere 6. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam
“5” atasözü etkinliğine yer verilmiĢtir. Millî Eğitim Yayınları “1”, Koza Yayınları “3”
ve Özgün Yayınları “1” atasözü etkinliği kullanmıĢtır. Millî Eğitim ve Koza yayınları
atasözü etkinliklerine öğretmen kılavuz kitaplarında yer verirken Özgün Yayınları
çalıĢma kitabında yer vermiĢtir. Yine Koza Yayınları‟nın diğer yayınevlerine göre fazla
atasözü etkinliği kullanması dikkat çekicidir.
7. SINIF
4.11.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Atasözü
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Millî Eğitim
-
-
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
1 atasözü etkinliği
Pasifik
-
-
1 atasözü etkinliği
Harf
-
1 atasözü etkinliği Tablo-32
105
Tablo-32‟de de görüldüğü üzere 7. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam
“3” atasözü etkinliğine yer verilmiĢtir. Millî Eğitim Yayınları, Pasifik Yayınları ve
Özgün Yayınları “1”er atasözü etkinliği kullanmıĢtır. Millî Eğitim ve Pasifik yayınları
atasözü etkinliklerine öğretmen kılavuz kitaplarında yer verirken Harf Yayınları çalıĢma
kitabında yer vermiĢtir.
8. SINIF
4.11.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Atasözü
Yayınevi
Ders Kitabı
(F)
ÇalıĢma Kitabı
(F)
Öğretmen
Kılavuz Kitabı
(F)
2 atasözü etkinliği
Millî Eğitim
-
-
Batu
-
3 atasözü etkinliği 1 atasözü etkinliği
Pasifik
-
-
1 atasözü etkinliği
Tablo-33
Tablo-33‟de de görüldüğü üzere 8. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde toplam
“7” atasözü etkinliğine yer verilmiĢtir. Millî Eğitim Yayınları “2”, Batu Yayınları “4”
ve Pasifik Yayınları “1” atasözü etkinliği kullanmıĢtır. Millî Eğitim ve Pasifik yayınları
atasözü etkinliklerine öğretmen kılavuz kitaplarında yer verirken Batu Yayınları hem
çalıĢma kitabı hem öğretmen kitabında atasözü etkinliği kullanılmamıĢtır. Yine Batu
Yayınları‟nın diğer yayınevlerine göre fazla atasözü etkinliği kullanması dikkat
çekicidir.
4.12.
Deyim ve Atasözü Etkinlikleri ile Birlikte
Ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarında deyim ve atasözü etkinlikleri
dâhil olmak üzere Türk halk edebiyatı türlerine ne oranda yer verildiği tablolarda
gösterilmiĢtir.
106
4.12.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri
6.SINIF
Ders Kitabı
ÇalıĢma Kitabı
Yayınevi
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Millî
Eğitim
19
-
0
64
15
Koza
18
-
0
33
8
Özgün
18
2
11,11
49
9
Öğretmen Kılavuz Kitabı
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
36
8
22,22
24,24
31
8
25,80
18,36
23
-
0
Oran
%
23,43
Tablo-34
Tablo-34‟te 6. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde kullanılan toplam metin sayısı
ile Türk halk edebiyatı türlerinin sayısı ve oranları görülmektedir.
Tablo-34 incelendiğinde Millî Eğitim Yayınları‟nın ders kitabında toplam “19”
metnin kullanıldığı görülmektedir. Ders kitabında kullanılan “19” metin içerisinde hiç
Türk halk edebiyatı türü olmayıĢı dikkat çekicidir. Yine Koza Yayınları‟na ait ders
kitabında kullanılan toplam “18” metin içinde Türk halk edebiyatı türüne hiç yer
verilmemiĢtir. Özgün Yayınları‟na ait ders kitabında ise toplam “18” metin kullanılmıĢ
olup bu metinlerden “2” tanesinin Türk halk edebiyatı türü olduğu görülmektedir. Türk
halk edebiyatına ait metin sayısının toplam metin sayısı içindeki oranı % 11,11‟dir.
Ders kitaplarında Türk halk edebiyatına ait metin örneklerinin hiç olmayıĢı veya çok
düĢük oranda yer alıĢı öğrencilerin Türkçe dersinde kültürümüzün en önemli ürünleriyle
karĢılaĢamaması anlamına gelmektedir.
Tablo-34‟te de görüldüğü üzere Millî Eğitim Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında
“64”, Koza Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında “33” ve Özgün Yayınları‟na ait çalıĢma
kitabında “49” metin kullanılmıĢtır. Sadece kullanılan metin sayılarına bakıldığında
dahi bir standardın olmadığı göze çarpmaktadır. Bir yayınevi “64” metin kullanırken
diğeri hemen hemen onun yarısı kadar (33) metin kullanmıĢtır. ÇalıĢma kitaplarındaki
toplam metinler içindeki Türk halk edebiyatına bakıldığında Millî Eğitim Yayınları‟nın
“15”, Koza Yayınları‟nın “8” ve Özgün Yayınları‟nın “9” metne yer verdiği
107
görülmektedir. ÇalıĢma kitabındaki Türk halk edebiyatına ait metin sayısının toplam
metin sayısı içindeki oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 23,43; Koza Yayınları‟nda
%24,24 ve Özgün Yayınları‟nda % 18,36‟dır. Burada Türk halk edebiyatına yer verme
açısından en yüksek oran % 24,24 ile toplamda “33” metinle en az metni kullanan Koza
Yayınları‟nın çalıĢma kitabındadır. Koza Yayınları en yüksek oranda Türk halk
edebiyatına yer vermiĢ gibi gözükse de kullandıkları toplam metin sayısı diğer çalıĢma
kitaplarından çok az olduğu için yeterli değildir. Türkçe öğretiminin metinlerle
gerçekleĢtirildiği düĢünülürse yüzdelik oranına rağmen hem kullandıkları metin sayısı
hem de Türk halk edebiyatına ait metin sayısının yetersiz olduğu söylenebilir. Ayrıca
genel olarak çalıĢma kitaplarında Türk halk edebiyatına yer verme oranlarını
etkinliklerde kullanılan deyimlerin artırdığı görülmektedir (bkz. Tablo-28).
Tablo-34‟te de görüldüğü üzere Millî Eğitim Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz
kitabında “36”, Koza Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “31” ve Özgün
Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “23” metin kullanılmıĢtır. Millî Eğitim
Yayınları ve Koza Yayınları‟nın öğretmen kılavuz kitaplarında “8”er metin Türk halk
edebiyatı metnidir. Özgün Yayınları‟nda kullanılan toplam “23” metin arasında ise Türk
halk edebiyatına yer verilmemiĢtir. Öğretmen kılavuz kitaplarındaki Türk halk
edebiyatına ait metin sayısının toplam metin sayısı içindeki oranı Millî Eğitim
Yayınları‟nda % 22,22; Koza Yayınları‟nda % 25,80 ve Özgün Yayınları‟nda % 0‟dır.
Öğretmen kılavuz kitaplarında da metin sayıları ve türleri açısından bir standardın
olmadığı görülmektedir. Özellikle Özgün Yayınları‟nın öğretmen kılavuz kitabında hiç
Türk halk edebiyatı metni olmayıĢı dikkat çekicidir. Diğer iki yayınevinin öğretmen
kılavuz kitaplarındaki Türk halk edebiyatı metinlerinin toplam metinlere oranlarının
birbirine yakın olduğu görülmektedir.
108
4.12.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri
7.SINIF
Ders Kitabı
ÇalıĢma Kitabı
Öğretmen Kılavuz Kitabı
Yayınevi
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
Millî
Eğitim
19
1
5,26
65
18
27,69
61
10
16,39
Pasifik
24
-
0
10
3
30
31
5
16,12
Harf
19
2
10,52
42
17
40,47
19
3
15,78
Tablo-35
Tablo-35‟te 7. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde kullanılan toplam metin sayısı
ile Türk halk edebiyatı türlerinin sayısı ve oranları görülmektedir.
Tablo-35 incelendiğinde Millî Eğitim Yayınları‟nın ders kitabında toplam “19”
metnin kullanıldığı görülmektedir. Ders kitabında kullanılan “19” metin içerisinde
sadece “1” Türk halk edebiyatı metninin kullanılmıĢ olması dikkat çekicidir. Millî
Eğitim Yayınları‟nın ders kitabındaki Türk halk edebiyatına ait metin sayısının toplam
metin sayısı içindeki oranı % 5,26‟dır. Yine Pasifik Yayınları‟na ait ders kitabında
kullanılan toplam “24” metin içinde Türk halk edebiyatı türüne hiç yer verilmemiĢtir.
Harf Yayınları‟na ait ders kitabında ise toplam “19” metin kullanılmıĢ olup bu
metinlerden “2” tanesinin Türk halk edebiyatı ürünü olduğu görülmektedir. Türk halk
edebiyatı metinlerinin ders kitabındaki diğer metinlere oranı % 10,52‟dir. Ders
kitaplarında Türk halk edebiyatına ait metin örneklerinin hiç olmayıĢı veya çok düĢük
oranda yer alıĢı öğrencilerin Türkçe dersinde kültürümüzün en önemli ürünleriyle
karĢılaĢamaması anlamına gelmektedir.
Tablo-35‟te de görüldüğü üzere Millî Eğitim Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında
“65”, Pasifik Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında “10” ve Harf Yayınları‟na ait çalıĢma
kitabında “42” metin kullanılmıĢtır. Sadece kullanılan metin sayılarına bakıldığında
dahi bir standardın olmadığı göze çarpmaktadır. Bir yayınevi “65” metin kullanırken
109
diğeri hemen hemen altıda biri kadar (10) metin kullanmıĢtır. ÇalıĢma kitaplarındaki
toplam metinler içindeki Türk halk edebiyatına bakıldığında Millî Eğitim Yayınları‟nın
“18”, Pasifik Yayınları‟nın “3” ve Harf Yayınları‟nın “17” metne yer verdiği
görülmektedir. ÇalıĢma kitabındaki Türk halk edebiyatına ait metin sayısının toplam
metin sayısı içindeki oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 27,69; Pasifik Yayınları‟nda %
“30” ve Harf Yayınları‟nda % 40,47‟dir. Burada Türk halk edebiyatına yer verme oranı
açısından % 30 ile Millî Eğitim Yayınları‟nı geride bırakan Pasifik Yayınları‟nın
toplamda “10” metinle en az metni kullandığına dikkat etmek gerekir. Pasifik Yayınları
“10” metin kullanırken Millî Eğitim Yayınları “65” metin kullanmıĢtır. Pasifik
Yayınları daha yüksek oranda Türk halk edebiyatına yer vermiĢ gibi gözükse de
kullandıkları toplam metin sayısı diğer çalıĢma kitaplarından çok az olduğu için yeterli
değildir. Türkçe öğretiminin metinlerle gerçekleĢtirildiği düĢünülürse yüzdelik oranına
rağmen hem kullandıkları metin sayısı hem de Türk halk edebiyatına ait metin sayısının
yetersiz olduğu söylenebilir. Ayrıca Pasifik Yayınları‟nın kullandığı “3” Türk halk
edebiyatı metninin de deyim etkinliğindeki deyimlerden ibaret olduğu gözden
kaçmamalıdır (bkz. Tablo-29). Bunun yanında, genel olarak, çalıĢma kitaplarında Türk
halk edebiyatına yer verme oranlarını etkinliklerde kullanılan deyimlerin artırdığı
görülmektedir (bkz. Tablo-29).
Tablo-35‟te de görüldüğü gibi Millî Eğitim Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz
kitabında “61”, Pasifik Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “31” ve Harf
Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “19” metin kullanılmıĢtır. Sadece metin
sayıları açısından bakıldığında dahi kitaplarda bir standardın olmadığı görülmektedir.
Millî Eğitim Yayınları‟nın öğretmen kılavuz kitabında kullanılan metin sayısı, Pasifik
ve Harf yayınlarının öğretmen kılavuz kitaplarında kullandıkları metinlerin toplamından
daha fazla olması dikkat çekmektedir. Öğretmen kılavuz kitaplarında Millî Eğitim
Yayınları “10”, Pasifik Yayınları “5” ve Harf Yayınları “3” Türk halk edebiyatı metnine
yer vermiĢtir. Öğretmen kılavuz kitaplarındaki Türk halk edebiyatına ait metin sayısının
toplam metin sayısı içindeki oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 16,39; Pasifik
Yayınları‟nda % 16,12 ve Harf Yayınları‟nda % 15,78‟dir. Kitaplarda kullanılan Türk
halk edebiyatı metinlerinin toplam metinler içindeki oranlarının birbirine yakın olduğu
görülmektedir. Ancak toplamda kullanılan metin sayıları arasındaki uçurum fazladır.
110
4.12.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri
8.SINIF
Ders Kitabı
ÇalıĢma Kitabı
Öğretmen Kılavuz Kitabı
Yayınevi
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
Millî
Eğitim
18
2
11,11
59
11
18,64
69
14
20,28
Batu
24
1
4,16
65
13
20
39
9
23,07
Pasifik
18
3
16,66
21
7
33,33
10
3
30
Tablo-36
Tablo-36‟da 8. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde kullanılan toplam metin
sayısı ile Türk halk edebiyatı türlerinin sayısı ve oranları görülmektedir.
Tablo-36 incelendiğinde Millî Eğitim Yayınları‟nın ders kitabında toplam “18”
metnin kullanıldığı görülmektedir. Ders kitabında kullanılan “18” metin içerisinde
sadece “2” Türk halk edebiyatı metninin kullanılmıĢ olması dikkat çekicidir. Millî
Eğitim Yayınları‟nın ders kitabındaki Türk halk edebiyatına ait metin sayısının toplam
metin sayısı içindeki oranı % 11,11‟dir. Yine Batu Yayınları‟na ait ders kitabında
kullanılan toplam “24” metin içinde sadece “1” Türk halk edebiyatı metnine yer
verildiği görülmektedir. Batu Yayınları‟nın ders kitabındaki Türk halk edebiyatına ait
metin sayısının toplam metin sayısı içindeki oranı % 4,16‟dır. Pasifik Yayınları‟na ait
ders kitabında ise toplam “18” metin kullanılmıĢ olup bu metinlerden “3” tanesinin
Türk halk edebiyatı metni olduğu görülmektedir. Türk halk edebiyatına ait metin
sayısının toplam metin sayısı içindeki oranı % 16,66‟dır. Bu oranlara bakıldığında
yayınevlerinin Türk halk edebiyatına yer verme düzeylerinde bir orantısızlık olduğu
dikkat çekmektedir. Ayrıca ders kitaplarındaki Türk halk edebiyatına ait metin
örneklerinin çok düĢük oranda yer alıĢı öğrencilerin Türkçe dersinde kültürümüzün en
önemli ürünleriyle karĢılaĢamaması anlamına gelmektedir. Ders kitaplarında kullanılan
metin sayılarının da bir standardının olmağı söylenebilir. Tabloda da görüldüğü gibi iki
yayınevi “18”er metin kullanırken bir yayınevi “24” metne yer vermiĢtir. Bu durum,
2006 Türkçe Öğretim Programı‟nın ders kitaplarında kullanılacak metin sayılarını tam
111
olarak belirlememesinden kaynaklanmaktadır. Programda her sınıf seviyesinde altı
temaya ve her temada en az biri dinleme metni olmak üzere en az dört metne yer
verilmesi gerektiği hüküm altına alınmıĢtır. Ancak 2010-2011 eğitim-öğretim yılından
itibaren kullanılmaya baĢlanacak ders kitapları için bir standart getirilmiĢtir. Talim ve
Terbiye Kurulu BaĢkanlığının 26.01.2009 tarihli ve 8 sayılı Kurul Kararıyla kabul ettiği
Türkçe Öğretim Programı‟ndaki değiĢlikle her temada üç okuma, bir dinleme ve iki
serbest metin olması gerektiği hüküm altına alınmıĢtır.
Tablo-36‟da da görüldüğü üzere Millî Eğitim Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında
“59”, Batu Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında “65” ve Pasifik Yayınları‟na ait çalıĢma
kitabında “21” metin kullanılmıĢtır. Sadece kullanılan metin sayılarına bakıldığında
dahi bir standardın olmadığı göze çarpmaktadır. Bir yayınevi “59”, diğeri “65” metin
kullanırken bir diğeri hemen hemen onların üçte biri kadar (21) metin kullanmıĢtır.
ÇalıĢma kitaplarındaki toplam metinler içindeki Türk halk edebiyatına bakıldığında
Millî Eğitim Yayınları‟nın “11”, Batu Yayınları‟nın “13” ve Pasifik Yayınları‟nın “7”
metne yer verdiği görülmektedir. ÇalıĢma kitabındaki Türk halk edebiyatına ait metin
sayısının toplam metin sayısı içindeki oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 18,64; Batu
Yayınları‟nda % 20 ve Pasifik Yayınları‟nda % 33,33‟dir. Burada Türk halk edebiyatına
yer verme açısından % 33,33 ile oranı en yüksek olan yayınevinin toplam metin
sayısında “21” metinle durumu en kötü olan yayınevi olduğu görülmektedir. Pasifik
Yayınları “21” metin kullanırken Millî Eğitim Yayınları “59”, Batu Yayınları “65”
metin kullanmıĢtır. Pasifik Yayınları daha yüksek oranda Türk halk edebiyatına yer
vermiĢ gibi gözükse de kullandıkları toplam metin sayısı diğer çalıĢma kitaplarından
çok az olduğu için kesinlikle yeterli değildir. Türkçe öğretiminin metinlerle
gerçekleĢtirildiği düĢünülürse yüzdelik oranına rağmen hem kullandıkları metin sayısı
hem de Türk halk edebiyatına ait metin sayısının yetersiz olduğu söylenebilir. Ayrıca
Pasifik ve Batu yayınlarının kullandıkları Türk halk edebiyatı metinlerinin deyim
etkinliğindeki deyimlerden ibaret olduğu gözden kaçmamalıdır (bkz. Tablo-30). Bunun
yanında, genel olarak, çalıĢma kitaplarında Türk halk edebiyatına yer verme oranlarını
etkinliklerde kullanılan deyimlerin artırdığı görülmektedir (bkz. Tablo-30).
Tablo-36‟da da görüldüğü gibi Millî Eğitim Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz
kitabında “69”, Batu Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “39” ve Pasifik
Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “10” metin kullanılmıĢtır. Sadece metin
112
sayıları açısından bakıldığında dahi kitaplarda bir standardın olmadığı görülmektedir.
Millî Eğitim Yayınları‟nın öğretmen kılavuz kitabında kullanılan metin sayısı, Batu ve
Pasifik yayınlarının öğretmen kılavuz kitaplarında kullandıkları metinlerin toplamından
daha fazla olması dikkat çekmektedir. Öğretmen kılavuz kitaplarında Millî Eğitim
Yayınları “14”, Batu Yayınları “9” ve Pasifik Yayınları “3” Türk halk edebiyatı metnine
yer vermiĢtir. Sadece sayısal anlamda bakıldığında Millî Eğitim Yayınları‟nın
kullandığı Türk halk edebiyatı metni sayısının diğer iki yayınevinin kullandığı Türk
halk edebiyatı metni sayılarının toplamından fazla olduğu görülmektedir. Öğretmen
kılavuz kitaplarındaki Türk halk edebiyatına ait metin sayısının toplam metin sayısı
içindeki oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 20,28; Batu Yayınları‟nda % 23,07 ve
Pasifik Yayınları‟nda % 30‟dur. Kitaplarda kullanılan Türk halk edebiyatı metinlerinin
toplam metinler içindeki oranlarının birbirine yakın olduğu görülmektedir. Ancak
toplamda kullanılan metin sayıları arasındaki uçurum fazladır. Burada oransal olarak en
düĢük durumdaki Millî Eğitim Yayınları aslında Türk halk edebiyatına en fazla yer
veren yayındır.
4.13. Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Değerlendirme DıĢı Tutulduğunda
AraĢtırmada kitap setlerindeki metin sayılarının çalıĢma ve öğretmen kılavuz
kitaplarında kullanılan deyim ve atasözü etkinliklerinde kullanılan deyim ve atasözleri
ile arttığı görülmektedir (bkz. Tablo-28-32). Etkinliklerde kullanılan bu türler -tam bir
metin özelliği göstermediklerinden- metin olarak alınmadığında kitap setlerinde
kullanılan Türk halk edebiyatı metinleri daha net ortaya çıkacaktır. AĢağıdaki tablolarda
deyim ve atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı tutularak Türk halk edebiyatı
metinlerinin kitap setlerinde kullanılan metinler içindeki yeri verilmiĢtir.
113
4.13.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri (Deyim
ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan Sonra)
6.SINIF
Ders Kitabı
Yayınevi
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Millî
Eğitim
19
Koza
Özgün
ÇalıĢma Kitabı
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
-
0
55
18
-
0
18
2
11,11
Öğretmen Kılavuz Kitabı
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
6
10,90
35
7
20
27
2
7,40
28
5
17,85
43
3
6,97
23
-
0
Tablo-37
Tablo-37‟de 6. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde kullanılan toplam metin
sayısı ile Türk halk edebiyatı türlerinin sayısı ve oranları görülmektedir. Bu tabloda
etkinliklerde kullanılan deyim ve atasözleri yer almamaktadır.
Ders kitabında deyim ve atasözü etkinliğine yer verilmediği için “deyim ve
atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı” tutularak hazırlanan Tablo-37‟nin ders kitapları
ile ilgili sütununda, Tablo-34‟teki metin sayıları ve oranlarına göre bir değiĢiklik
olmadığı görülmektedir.
Millî Eğitim Yayınları‟nın ders kitabında toplam “19” metnin kullanıldığı
görülmektedir. Ders kitabında kullanılan “19” metin içerisinde hiç Türk halk edebiyatı
türü olmayıĢı dikkat çekicidir. Yine Koza Yayınları‟na ait ders kitabında kullanılan
toplam “18” metin içinde Türk halk edebiyatı türüne hiç yer verilmemiĢtir. Özgün
Yayınları‟na ait ders kitabında ise toplam “18” metin kullanılmıĢ olup bu metinlerden
“2” tanesinin Türk halk edebiyatı türü olduğu görülmektedir. Türk halk edebiyatına ait
metin sayısının toplam metin sayısı içindeki oranı % 11,11‟dir. Ders kitaplarında Türk
halk edebiyatına ait metin örneklerinin hiç olmayıĢı veya çok düĢük oranda yer alıĢı
öğrencilerin Türkçe dersinde kültürümüzün en önemli ürünleriyle karĢılaĢamaması
anlamına gelmektedir.
114
Tablo-37‟de de görüldüğü üzere “deyim ve atasözü etkinlikleri değerlendirme
dıĢı” tutulduğunda Millî Eğitim Yayınları‟na ait çalıĢma kitabındaki toplam metin sayısı
“64”ten “55”e, Türk halk edebiyatı metni sayısı ise “15”ten “6”ya düĢmektedir. Diğer
yayınevlerinde de durum aĢağı yukarı aynıdır. ÇalıĢma kitabındaki toplam metin sayısı
Koza Yayınları‟nda “33”ten “27”ye, Özgün Yayınları‟nda “49”dan “43”e; Türk halk
edebiyatı metni sayısı ise Koza Yayınları‟nda “8”den “2”ye, Özgün Yayınları‟nda
“9”dan “3”e düĢmektedir. Dolayısıyla kullanılan toplam metin sayılarında da Türk halk
edebiyatı metin sayılarında da standardın olmadığı göze çarpmaktadır. Millî Eğitim
Yayınları çalıĢma kitabında “55” metin kullanırken Koza Yayınları neredeyse yarısı
kadar (27) metin kullanmıĢtır. ÇalıĢma kitabında kullanılan metinlerin içinde Türk halk
edebiyatına ait metinlerin oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 10,40; Koza
Yayınları‟nda % 7,40 ve Özgün Yayınları‟nda % 6,97‟dir. Burada Türk halk
edebiyatına yer verme oranlarının üç kitapta da çok düĢük olduğu görülmektedir. Bunun
yanında yayınevlerinin Türk halk edebiyatına yer verme oranları da birbirine yakın
değildir. Tablo-37 Tablo-34 ile birlikte değerlendirildiğinde çalıĢma kitaplarında
kullanılan Türk halk edebiyatı türlerinin büyük çoğunluğunun deyim ve atasözü olduğu
sonucuna ulaĢılmaktadır. Deyim ve atasözleri etkinlikleri değerlendirme dıĢı
bırakıldığında kitaplardaki Türk halk edebiyatı oranlarında büyük bir düĢüĢ
görülmektedir.
“Deyim ve atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı” tutularak hazırlanan Tablo37‟de de görüldüğü üzere Millî Eğitim Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında
“35”, Koza Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “28” ve Özgün Yayınları‟na ait
öğretmen kılavuz kitabında “23” metin kullanılmıĢtır. Millî Eğitim Yayınları‟nın
öğretmen kılavuz kitaplarında “7”, Koza Yayınları‟nın öğretmen kılavuz kitabında “5”
metin Türk halk edebiyatı metni kullanılmıĢtır. Özgün Yayınları‟nda kullanılan toplam
“23” metin arasında ise Türk halk edebiyatına yer verilmemiĢtir. Öğretmen kılavuz
kitaplarındaki Türk halk edebiyatına ait metin sayısının toplam metin sayısı içindeki
oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 20; Koza Yayınları‟nda % 27,85 ve Özgün
Yayınları‟nda % 0‟dır. Öğretmen kılavuz kitaplarında da metin sayıları ve türleri
açısından bir standardın olmadığı görülmektedir. Özellikle Özgün Yayınları‟nın
öğretmen kılavuz kitabında hiç Türk halk edebiyatı metni olmayıĢı dikkat çekicidir.
Diğer iki yayınevinin öğretmen kılavuz kitaplarındaki Türk halk edebiyatı metinlerinin
toplam metinlere oranlarının birbirine yakın olduğu görülmektedir.
115
4.13.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri (Deyim
ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan Sonra)
7.SINIF
Ders Kitabı
Yayınevi
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Millî
Eğitim
19
Pasifik
Harf
ÇalıĢma Kitabı
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
1
5,26
54
24
-
0
19
2
10,52
Öğretmen Kılavuz Kitabı
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
7
12,96
57
6
10,52
7
-
0
30
4
13,33
30
5
16,66
18
2
11,11
Tablo-38
Tablo-38‟de 7. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde kullanılan toplam metin
sayısı ile Türk halk edebiyatı türlerinin sayısı ve oranları görülmektedir. Bu tabloda
etkinliklerde kullanılan deyim ve atasözleri yer almamaktadır.
Ders kitabında deyim ve atasözü etkinliğine yer verilmediği için “deyim ve
atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı” tutularak hazırlanan Tablo-38‟in ders kitapları
ile ilgili sütununda, Tablo-35‟teki metin sayıları ve oranlarına göre bir değiĢiklik
olmadığı görülmektedir.
Tablo-38 incelendiğinde Millî Eğitim Yayınları‟nın ders kitabında toplam “19”
metnin kullanıldığı görülmektedir. Ders kitabında kullanılan “19” metin içerisinde
sadece “1” Türk halk edebiyatı metninin kullanılmıĢ olması dikkat çekicidir. Millî
Eğitim Yayınları‟nın ders kitabındaki Türk halk edebiyatı metinlerinin genel metinlere
oranı % 5,26‟dır. Yine Pasifik Yayınları‟na ait ders kitabında kullanılan toplam “24”
metin içinde Türk halk edebiyatı türüne hiç yer verilmemiĢtir. Harf Yayınları‟na ait ders
kitabında ise toplam 19 metin kullanılmıĢ olup bu metinlerden “2” tanesinin Türk halk
edebiyatı ürünü olduğu görülmektedir. Türk halk edebiyatına ait metin sayısının toplam
metin sayısı içindeki oranı % 10,52‟dir. Ders kitaplarında Türk halk edebiyatına ait
116
metin örneklerinin hiç olmayıĢı veya çok düĢük oranda yer alıĢı öğrencilerin Türkçe
dersinde kültürümüzün en önemli ürünleriyle karĢılaĢamaması anlamına gelmektedir.
Tablo-38‟de de görüldüğü üzere “deyim ve atasözü etkinlikleri değerlendirme
dıĢı” tutulduğunda yayınevlerindeki metin sayıları ve oranlarında büyük değiĢiklik
olduğu dikkat çekmektedir. Millî Eğitim Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında “54”,
Pasifik Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında “7” ve Harf Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında
“30” metin kullanılmıĢtır. Sadece kullanılan metin sayılarına bakıldığında dahi bir
standardın olmadığı göze çarpmaktadır. Bir yayınevi “54” metin kullanırken diğeri
hemen hemen sekizde biri kadar, “7” metin kullanmıĢtır. ÇalıĢma kitaplarındaki toplam
metinler içindeki Türk halk edebiyatına bakıldığında Millî Eğitim Yayınları‟nın “7”,
Harf Yayınları‟nın “5” metne yer verdiği görülmektedir. Burada dikkat çeken, Pasifik
Yayınları‟nın çalıĢma kitabında kullandığı metin sayısıdır. Söz konusu yayınevinin
sadece “7” metin kullandığı görülmektedir. Bu “7” metin içinde de Türk halk edebiyatı
türlerine yer verilmemiĢtir. ÇalıĢma kitabındaki Türk halk edebiyatına ait metin
sayısının toplam metin sayısı içindeki oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 12,96; Pasifik
Yayınları‟nda % 0 ve Harf Yayınları‟nda % 16,66‟dır. Pasifik Yayınları toplamda “7”
metin kullanırken Millî Eğitim Yayınları “54” metin kullanmıĢtır. Tablo-38 Tablo-35 ile
birlikte değerlendirildiğinde çalıĢma kitaplarında kullanılan Türk halk edebiyatı
türlerinin büyük çoğunluğunun deyim ve atasözü olduğu sonucuna ulaĢılmaktadır.
Deyim ve atasözleri etkinlikleri değerlendirme dıĢı bırakıldığında kitaplardaki Türk halk
edebiyatı oranlarında büyük bir düĢüĢ görülmektedir.
“Deyim ve atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı” tutularak hazırlanan Tablo38‟de de görüldüğü gibi Millî Eğitim Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “57”,
Pasifik Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “30” ve Harf Yayınları‟na ait
öğretmen kılavuz kitabında “18” metin kullanılmıĢtır. Sadece metin sayıları açısından
bakıldığında dahi kitaplarda bir standardın olmadığı söylenebilir. Millî Eğitim
Yayınları‟nın öğretmen kılavuz kitabında kullanılan metin sayısı, Pasifik ve Harf
yayınlarının öğretmen kılavuz kitaplarında kullandıkları metinlerin toplamından daha
fazla olması dikkat çekmektedir. Öğretmen kılavuz kitaplarında Millî Eğitim Yayınları
“6”, Pasifik Yayınları “5” ve Harf Yayınları “3” Türk halk edebiyatı metnine yer
vermiĢtir. Öğretmen kılavuz kitaplarındaki Türk halk edebiyatına ait metin sayısının
toplam metin sayısı içindeki oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 10,52; Pasifik
117
Yayınları‟nda % 13,33 ve Harf Yayınları‟nda % 11,11‟dir. Kitaplarda kullanılan Türk
halk edebiyatı metinlerinin toplam metinler içindeki oranlarının birbirine yakın olduğu
görülmektedir. Ancak toplamda kullanılan metin sayıları arasındaki uçurum fazladır.
4.13.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri
(Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan Sonra)
8.SINIF
Ders Kitabı
Yayınevi
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Millî
Eğitim
18
Batu
Pasifik
ÇalıĢma Kitabı
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
2
11,11
54
24
1
4,16
18
3
16,66
Öğretmen Kılavuz Kitabı
Oran
%
Toplam
metin
sayısı
(F)
Türk
halk
edebiyatı
metni
sayısı (F)
Oran
%
6
11,11
66
11
16,66
52
-
0
38
8
21,05
14
-
0
9
2
22,22
Tablo-39
Tablo-39‟da 8. sınıf seviyesindeki üç kitap setinde kullanılan toplam metin
sayısı ile Türk halk edebiyatı türlerinin sayısı ve oranları görülmektedir. Bu tabloda
etkinliklerde kullanılan deyim ve atasözleri yer almamaktadır.
Ders kitabında deyim ve atasözü etkinliğine yer verilmediği için “deyim ve
atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı” tutularak hazırlanan Tablo-39‟un ders kitapları
ile ilgili sütununda, Tablo-36‟daki metin sayıları ve oranlarına göre bir değiĢiklik
olmadığı görülmektedir.
Tablo-39 incelendiğinde Millî Eğitim Yayınları‟nın ders kitabında toplam “18”
metnin kullanıldığı görülmektedir. Ders kitabında kullanılan “18” metin içerisinde
sadece “2” Türk halk edebiyatı metninin kullanılmıĢ olması dikkat çekicidir. Millî
Eğitim Yayınları‟nın ders kitabındaki Türk halk edebiyatına ait metin sayısının toplam
metin sayısı içindeki oranı % 11,11‟dir. Yine Batu Yayınları‟na ait ders kitabında
kullanılan toplam “24” metin içinde sadece “1” Türk halk edebiyatı metnine yer
verildiği görülmektedir. Batu Yayınları‟nın ders kitabındaki Türk halk edebiyatına ait
metin sayısının toplam metin sayısı içindeki oranı % 4,16‟dır. Pasifik Yayınları‟na ait
118
ders kitabında ise toplam “18” metin kullanılmıĢ olup bu metinlerden “3” tanesinin
Türk halk edebiyatı metni olduğu görülmektedir. Türk halk edebiyatına ait metin
sayısının toplam metin sayısı içindeki oranı % 16,66‟dır. Bu oranlara bakıldığında
yayınevlerinin Türk halk edebiyatına yer verme düzeylerinde bir orantısızlık olduğu
dikkat çekmektedir. Ders kitaplarında kullanılan metin sayılarının da bir standardının
olmadığı söylenebilir. Tabloda da görüldüğü gibi iki yayınevi “18”er metin kullanırken
bir yayınevi 24 metne yer vermiĢtir.
“Deyim ve atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı” tutularak hazırlanan Tablo39‟da da görüldüğü üzere Millî Eğitim Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında “54”, Batu
Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında “52” ve Pasifik Yayınları‟na ait çalıĢma kitabında
“14” metin kullanılmıĢtır. Sadece kullanılan metin sayılarına bakıldığında dahi bir
standardın olmadığı göze çarpmaktadır. Bir yayınevi “54”, diğeri “52” metin
kullanırken bir diğeri hemen hemen onların dörtte biri kadar (14) metin kullanmıĢtır.
ÇalıĢma kitaplarındaki toplam metinler içindeki Türk halk edebiyatına bakıldığında
Millî Eğitim Yayınları‟nın çalıĢma kitabında “6” Türk halk edebiyatı metnine yer
verilirken Batu ve Pasifik yayınlarının çalıĢma kitaplarında Türk halk edebiyatı metnine
rastlanmamaktadır. ÇalıĢma kitabındaki Türk halk edebiyatına ait metin sayısının
toplam metin sayısı içindeki oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 11,11 olmuĢtur. Türkçe
öğretiminde en önemli öğretim materyalinin metinler olduğu göz önüne alındığında
Pasifik Yayınları‟nın çalıĢma kitabında kullandığı metinler sayısal anlamda yetersiz
olduğu söylenebilir. Ayrıca Tablo-39, Tablo-36 ile birlikte değerlendirildiğinde çalıĢma
kitaplarında kullanılan Türk halk edebiyatı türlerinin büyük çoğunluğunun deyim ve
atasözü olduğu sonucuna ulaĢılmaktadır. Deyim ve atasözleri etkinlikleri değerlendirme
dıĢı bırakıldığında kitaplardaki Türk halk edebiyatı oranlarında büyük bir düĢüĢ
görülmektedir. Tablo-36‟da Batu Yayınları‟nın % 20‟lik ve Pasifik Yayınları‟nın %
33,33‟lük oranlarının Tablo-39‟da % 0‟a düĢmesi dikkat çekicidir.
“Deyim ve atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı” tutularak hazırlanan Tablo39‟da da görüldüğü gibi Millî Eğitim Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “66”,
Batu Yayınları‟na ait öğretmen kılavuz kitabında “38” ve Pasifik Yayınları‟na ait
öğretmen kılavuz kitabında “9” metin kullanılmıĢtır. Sadece metin sayıları açısından
bakıldığında dahi kitaplarda bir standardın olmadığı söylenebilir. Millî Eğitim
Yayınları‟nın öğretmen kılavuz kitabında kullanılan metin sayısı, Batu ve Pasifik
119
yayınlarının öğretmen kılavuz kitaplarında kullandıkları metinlerin toplamından daha
fazla olması dikkat çekmektedir. Öğretmen kılavuz kitaplarında Millî Eğitim Yayınları
“11”, Batu Yayınları “8” ve Pasifik Yayınları “2” Türk halk edebiyatı metnine yer
vermiĢtir. Millî Eğitim Yayınları‟nın kullandığı Türk halk edebiyatı metni sayısının da
diğer iki yayınevinin kullandığı Türk halk edebiyatı metni sayılarının toplamından fazla
olduğu görülmektedir. Öğretmen kılavuz kitaplarındaki Türk halk edebiyatına ait metin
sayısının toplam metin sayısı içindeki oranı Millî Eğitim Yayınları‟nda % 16,66; Batu
Yayınları‟nda % 21,05 ve Pasifik Yayınları‟nda % 22,22‟dir. Kitaplarda kullanılan Türk
halk edebiyatı metinlerinin toplam metinler içindeki oranlarının birbirine yakın olduğu
görülmektedir. Ancak toplamda kullanılan metin sayıları arasındaki uçurum fazladır.
Burada oransal olarak en düĢük durumdaki Millî Eğitim Yayınları aslında Türk halk
edebiyatına en fazla yer veren yayındır. Toplamda kullandıkları metin sayılarının fazla
olması karĢımıza böyle bir oran çıkarmıĢtır.
4.14. Genel Tablo
Burada kitap setlerinde kullanılan metinler ile bu metinler içinde Türk halk
edebiyatı metinlerin sayısı ve oranı verilmiĢtir. Tabloda çalıĢma ve öğretmen kılavuz
kitaplarında etkinliklerle verilen deyim ve atasözleri gösterilmemiĢtir.
4.14.1. Altıncı Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri Genel
6. Sınıf
Tablosu (Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan Sonra)
Yayınevi
Kitap setindeki
metin sayısı
(F)
Kitap setindeki
Türk halk
edebiyatı metin
sayısı (F)
Oran
%
Millî Eğitim
109
13
11,92
Koza
73
7
9,58
Özgün
84
5
5,95
Tablo-40
120
“Deyim ve atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı” tutularak hazırlanan Tablo
40‟ta da görüldüğü üzere Millî Eğitim Yayınları‟nın ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz
kitabında toplam “109” metin kullanılmıĢtır. Söz konusu yayınevi toplamda kullandığı
“109” metinden “13”ünü Türk halk edebiyatı metinlerine ayırmıĢtır. Kitap setindeki
Türk halk edebiyatı metin sayısının toplam metin sayısı içindeki oranının ise % 11,92
olduğu görülmektedir. Koza Yayınları‟nın ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitabında
da toplam “73” metin kullanılmıĢ olup bu metinlerin “7”si Türk halk edebiyatı metnidir.
Söz konusu yayınevini kitap setindeki Türk halk edebiyatı metin sayısının toplam metin
sayısı içindeki oranının % 9,58 olduğu görülmektedir. Özgün Yayınları ise üç kitabında
toplam “84” metni kullanmıĢ ve bu metinlerden sadece “5”ini Türk halk edebiyatına
ayırmıĢtır. Bu “5” metnin diğer metinler içindeki oranı ise % 5,95‟tir. Üç kitap seti
arasında, kullanılan toplam metin sayısı itibariyle de Türk halk edebiyatı metni sayısı
itibariyle de en iyi durumda olan yayın Millî Eğitim Yayınları‟dır. Buna rağmen Millî
Eğitim Yayınları‟nın kitap setinde kullanılan Türk halk edebiyatı metinlerin toplam
metin sayısı içindeki oranı % 11,92‟dir ki bu da yeterli bir oran olarak görülemez.
Özgün Yayınları‟nın kitap setindeki % 5,95‟lik oranıyla Türk halk edebiyatı
metinlerinin yetersiz olduğu tereddütsüz söylenebilir.
4.14.2. Yedinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri Genel
7. Sınıf
Tablosu (Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan Sonra)
Yayınevi
Kitap setindeki
metin sayısı
(F)
Kitap setindeki
Türk halk
edebiyatı metin
sayısı (F)
Oran
%
Millî Eğitim
130
14
10,76
Pasifik
61
11
18,03
Harf
67
9
13,43
Tablo-41
121
“Deyim ve atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı” tutularak hazırlanan Tablo
41‟de de görüldüğü üzere Millî Eğitim Yayınları‟nın ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz
kitabında toplam “130” metin kullanılmıĢtır. Söz konusu yayınevi toplamda kullandığı
“130” metinden “14”ünü Türk halk edebiyatı metinlerine ayırmıĢtır. Kitap setindeki
Türk halk edebiyatı metin sayısının toplam metin sayısı içindeki oranının ise % 10.76
olduğu görülmektedir. Pasifik Yayınları‟nın ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz
kitabında da toplam “61” metin kullanılmıĢ olup bu metinlerin “11”i Türk halk
edebiyatı metnidir. Söz konusu yayınevini kitap setindeki Türk halk edebiyatı metin
sayısının toplam metin sayısı içindeki oranının % 18,03 olduğu görülmektedir. Harf
Yayınları ise üç kitabında toplam “67” metni kullanmıĢ ve bu metinlerden “9”unu Türk
halk edebiyatına ayırmıĢtır. Bu “9” metnin diğer metinler içindeki oranı ise % 13,43‟tür.
Üç kitap seti arasında, kullanılan toplam metin sayısı itibariyle Millî Eğitim
Yayınları diğer yayınlardan daha iyi durumdadır. Türkçe öğretiminde metinlerin ne
denli önemli bir yere sahip olduğu düĢünüldüğünde Pasifik ve Harf yayınlarının “61” ve
“69” olan metin sayılarının yetersiz olduğu söylenebilir. Oransal olarak daha iyi
durumda görünen Pasifik ve Harf yayınları kullandıkları metin sayıları göz önüne
alındığında bu durum tamamen değiĢmektedir. Daha çok metin yer veren Millî Eğitim
Yayınları‟nın kitap setinde kullanılan Türk halk edebiyatı metinlerin toplam metin
sayısı içindeki % 10,76‟lık oranının da yeterli olduğunu söylemek mümkün değildir.
4.14.3. Sekizinci Sınıf Türkçe Kitap Setlerinde Türk Halk Edebiyatı Türleri Genel
8. Sınıf
Tablosu (Deyim ve Atasözü Etkinlikleri Çıktıktan Sonra)
Yayınevi
Kitap setindeki
metin sayısı
(F)
Kitap setindeki
Türk halk
edebiyatı metin
sayısı (F)
Oran
%
Millî Eğitim
138
19
13,76
Batu
114
9
7,89
Pasifik
41
5
12,19
Tablo-42
122
“Deyim ve atasözü etkinlikleri değerlendirme dıĢı” tutularak hazırlanan Tablo
42‟de de görüldüğü üzere Millî Eğitim Yayınları‟nın ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz
kitabında toplam “138” metin kullanılmıĢtır. Söz konusu yayınevi toplamda kullandığı
“138” metinden “19”unu Türk halk edebiyatı metinlerine ayırmıĢtır. Kitap setindeki
Türk halk edebiyatı metin sayısının toplam metin sayısı içindeki oranının ise % 13.76
olduğu görülmektedir. Batu Yayınları‟nın ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitabında
da toplam “114” metin kullanılmıĢ olup bu metinlerin “9”u Türk halk edebiyatı
metnidir. Söz konusu yayınevini kitap setindeki Türk halk edebiyatı metin sayısının
toplam metin sayısı içindeki oranının % 7,89 olduğu görülmektedir. Pasifik Yayınları
ise üç kitabında toplam “41” metni kullanmıĢ ve bu metinlerden sadece “5”ini Türk halk
edebiyatına ayırmıĢtır. Bu “5” metnin diğer metinler içindeki oranı ise % 12,19‟dur. Üç
kitap seti arasında, kullanılan toplam metin sayısı itibariyle de Türk halk edebiyatı
metni sayısı itibariyle de en iyi durumda olan yayın Millî Eğitim Yayınları‟dır. Buna
rağmen Millî Eğitim Yayınları‟nın kitap setinde kullanılan Türk halk edebiyatı
metinlerin toplam metin sayısı içindeki oranı % 13,76‟dır ki bu da yeterli bir oran olarak
görülemez.
Türkçe öğretiminde metinlerin ne denli önemli bir yere sahip olduğu
düĢünüldüğünde Pasifik Yayınları‟nın kullandığı toplam “41” metnin yetersiz olduğu
rahatlıkla söylenebilir. Batu Yayınları da kitap setinde oldukça iyi sayıda metin
kullanmıĢ olmasına rağmen Türk halk edebiyatına o ölçüde yer vermemiĢtir.
Dolayısıyla söz konusu yayının % 7,89‟luk oranı oldukça düĢük bir orandır.
5. BÖLÜM
SONUÇ VE ÖNERĠLER
Bu çalıĢmada 6-8. sınıf Türkçe kitap setlerinin Türkçe öğretiminde Türk halk
edebiyatı türlerine ne kadar yer verdiği araĢtırılmıĢ ve elde edilen sonuçlar istatistiksel
analizlerle yorumlanmıĢtır. AraĢtırma “içerik çözümlemesi” tekniklerinden “kategorisel
analiz tekniği”ne göre yapılmıĢtır. AraĢtırmanın evrenini 2009–2010 eğitim-öğretim
yılında okutulmak üzere Talim ve Terbiye Kurulu BaĢkanlığınca kabul edilerek Ocak
2009 Tebliğler Dergisi‟nde yayımlanan 6. sınıf için yedi, 7. sınıf için yedi ve 8. sınıf
için sekiz Türkçe kitap seti olmak üzere toplam 22 kitap seti oluĢturmaktadır.
AraĢtırmamızın evrenini oluĢturan kitap setleri arasından her sınıf seviyesi için -biri
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yayımlanan kitap seti olmak üzere- rastgele yöntemle
belirlenen üç kitap seti örneklem olarak belirlenmiĢtir. Örneklem, 6. sınıf için Millî
Eğitim, Koza ve Özgün; 7. sınıf için Millî Eğitim, Pasifik ve Harf; 8. Sınıf için Millî
Eğitim, Batu ve Pasifik yayınevlerinin kitap setlerinden oluĢmaktadır.
Söz konusu yayınların ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitapları taranarak
kitap setlerindeki Türk halk edebiyatı metinleri belirlenmiĢtir. Daha sonra elde edilen
bulgular dört farklı tabloda gösterilmiĢ ve yorumlanmıĢtır. Önce her sınıf seviyesinde ders, çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitapları ayrı ayrı gösterilerek- kullanılan Türk halk
edebiyatı türleri tespit edilerek tablolaĢtırılmıĢtır. Ardından ders, çalıĢma ve öğretmen
kılavuz kitaplarında ne oranda Türk halk edebiyatı türüne yer verildiğini gösteren
tablolar oluĢturulmuĢtur. Daha sonra deyim ve atasözleri çıkartıldıktan sonra ders,
çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarında kullanılan Türk halk edebiyatı metinlerinin
sayısı ve tüm metinler arasındaki oranları tablolaĢtırılmıĢtır. Son olarak yayınevlerinin
bir kitap setinde kullandıkları metin sayıları, Türk halk edebiyatı metni sayıları ve Türk
halk edebiyatı metinlerinin kitaplardaki metinler içindeki oranlarının yer aldığı genel
tablo oluĢturulmuĢtur. Kitap setlerinde nesirler için birden fazla paragraftan oluĢan
124
eserler ile en az dört satırdan oluĢan eserler; nazımlar için ise en az bir dörtlükten oluĢan
nazım parçaları metin olarak kabul edilmiĢtir.
AraĢtırmada her sınıf seviyesinde üç -genelde dokuz- kitap seti olmak üzere
toplam 27 kitap taranmıĢ ve elde edilen bulgular tablolaĢtırılarak aĢağıdaki sonuçlara
ulaĢılmıĢtır. Her bir sonuca iliĢkin öneri sonucun hemen altında yer almaktadır.
1. AraĢtırmanın örneklemini oluĢturan 9 kitap setindeki ders kitaplarında
kullanılan metin sayılarına bakıldığında bir standardın olmadığı göze çarpmaktadır. 6.
sınıf ders kitaplarında Millî Eğitim Yayınları 19 metin kullanırken Koza ve Özgün
yayınları 18‟er metin; 7. sınıf ders kitaplarında Millî Eğitim ve Harf yayınları 19‟ar
metin kullanırken Pasifik Yayınları 24 metin; 8. sınıf ders kitaplarında Millî Eğitim ve
Pasifik yayınları 18‟er metin kullanırken Batu Yayınları 24 metin kullanmıĢtır.
Ders kitaplarına alınan metin sayılarındaki bu farklılık 2006 Türkçe Öğretim
Programı‟ndan kaynaklanmaktır. Program, ders kitaplarına alınan metin sayılarına bir
standart getirmemiĢtir. Programda, her sınıf seviyesinde ders kitaplarının altı temadan
oluĢması ve her temada en az bir dinleme ve üç okuma metnine yer verilmesi gerektiği
söylenmiĢtir. Bu da farklı yayınevlerinin farklı sayıda metin kullanmalarına sebep
olmuĢtur. Bu durum Kurul tarafından yeniden değerlendirilmiĢ ve 26.01.2009 tarihli ve
8 sayılı karar ile standarda bağlanmıĢtır. Yeni kararla 2010-2011 eğitim-öğretim
yılından itibaren her temada üç okuma, bir dinleme ve iki serbest metne yer verilmeye
baĢlanacaktır.
2. 2006 Türkçe Öğretim Programı diğer öğretim programlarından farklı olarak
ders kitaplarına alınacak metinler için bazı türleri zorunlu kılmıĢtır. 6. sınıfta Ģiir,
hikâye, anı, masal, fabl, deneme, tiyatro, mektup; 7. sınıfta Ģiir, hikâye, anı, deneme,
tiyatro, sohbet (söyleĢi), gezi yazısı, biyografi ve 8. sınıfta Ģiir, hikâye, anı, makale,
roman, deneme, sohbet (söyleĢi), eleĢtiri, destan türleri zorunlu tutulan türlerdir.
Programda Türk halk edebiyatı türlerine bir vurgu yapılmamıĢtır. “ġiir, hikâye, masal,
fabl, tiyatro ve destan” gibi türler zorunlu tutulmakla beraber bu türlerin Türk halk
edebiyatından seçileceğine dair bir zorunluluk getirilmemiĢtir. Seçim tamamıyla ders
kitabı yazarlarına bırakılmıĢtır. Ders kitabı yazarı da masal, fabl ve destan metinlerini
Türk
halk
edebiyatından
belirleyebileceği
gibi
dünya
edebiyatından
da
kullanabilecektir. Ders kitaplarında özellikle masal ve fabl örneklerinin dünya
125
edebiyatından alındığı görülmüĢtür (Tablo- 4-6). Yine Ģiir, hikâye ve tiyatro türleri
zorunlu tutulmasına rağmen ders kitaplarında çok fazla halk Ģiiri, halk hikâyesi ve halk
tiyatrosu kullanılmadığı göze çarpmaktadır (bkz. Tablo- 1-3, 22-24, 25-27).
Öğretim programında belirlenen zorunlu türler içinde ya Türk halk edebiyatına
direkt yer verilmeli ya da programda bir açıklama yapılarak Türk halk edebiyatı
türlerine de yer verilmesi gerektiği vurgulanmalıdır. Ders kitabı yazarları da programda
açıkça belirtilmese de Türk halk edebiyatı türlerine daha fazla yer vermelidir.
3. AraĢtırma sonucunda kitap setlerinde yer verilen Türk halk edebiyatı
metinlerine bazı ders kitaplarında çok az yer yerildiği, bazılarında ise hiç yer
verilmediği görülmektedir (bkz. Tablo-34-36).
Kitap setleri arasında antoloji özelliği gösteren ve öğrencinin elinin altında
bulunan ders kitaplarında Türk halk edebiyatı metinlerine hiç yer verilmemesi ya da çok
az yer verilmesi öğrencilerin ana dili eğitimlerinde, dolayısıyla kültür eğitimlerinde
kültürümüzün en önemli ürünleriyle karĢılaĢamaması anlamına gelmektedir. Ders kitabı
yazarları bu duruma dikkat etmeli ve öğrencilerimizi kültürümüzü aktaran bu eserlerle
daha çok buluĢturmalıdır.
4. AraĢtırmanın örneklemini oluĢturan yayınevlerinin kitap setlerindeki metin
sayıları arasında uçurum olduğu görülmektedir. Bir yayınevi 8. sınıf kitap setinde 138
metin kullanırken aynı sınıf seviyesinde kitabı bulunan bir baĢka yayınevi kitap setinde
sadece 41 metne yer vermiĢtir (Tablo-42). Yine bir yayınevi 7. sınıf kitap setinde 130
metin kullanırken aynı sınıf seviyesinde kitapları olan diğer iki yayınevi 61 ve 67 metne
yer vermiĢtir (Tablo-41).
Bu durum ders kitapları yazarlarının Türkçe öğretimde metnin önemini
kavrayamadıklarının bir göstergesidir. Unutmamak gerekir ki “Estetik zevkimizi
geliĢtiren, duygularımızı terbiye eden, sosyalleĢmemizi sağlayan, öncelikle dil ile
meydana getirilmiĢ olan metinlerdir. Bu sebeple metinsiz dil öğretimi mümkün değildir.
DüĢüncenin aynası olan dil, edebiyatın da temel malzemesidir.” (KarakuĢ, 2000: 109)
Bu kadar az metinle Türkçe öğretiminin gerçekleĢtirilemeyeceği göz önüne alınarak
kitap setlerinde daha fazla metne yer verilmelidir.
126
5. AraĢtırmaya konu olan farklı yayınevlerine ait kitap setlerinin çalıĢma ve
öğretmen kılavuz kitaplarında kullanılan metin sayıları arasında da çok büyük farklar
olduğu görülmektedir (Tablo- 34-36, 37-39).
Bu durum, bazı yayınevlerinin çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarındaki
etkinliklerinde yeteri kadar metne yer vermediklerini göstermektedir. Oysa Türkçe
öğretiminde kullanılacak etkinliklerde ve değerlendirme sorularında daha çok metne yer
vermek gerekirdi. Okuduğunu anlama, genellemeler yaparak muhakeme yapabilme,
edinilen bilgi ve becerileri günlük hayatta ve farklı durumlarda kullanabilme, problem
çözebilme gibi becerilerin ölçüldüğü PĠSA, TĠMSS ve PĠRLS gibi uluslararası
sınavların soru yapılarına bakıldığında soru köklerinin metinlerden meydana geldiği
görülmektedir.
Dolayısıyla
metinsiz
bir
dil
eğitimi
etkinliği
ve
ölçme-
değerlendirmesinin yapılamayacağı açıktır. Bu yüzden çalıĢma kitaplarında daha fazla
metne yer verilmelidir.
6. Kitap setlerindeki Türk halk edebiyatı türlerinin çoğunlukla çalıĢma ve
öğretmen kılavuz kitaplarında yer aldığı görülmektedir (Tablo- 34-36, 37-39). Bu
durum çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarındaki deyim ve atasözü etkinliklerinden
kaynaklanmaktadır. Kitap yazarları kelime ve kelime grubu etkinliklerinde deyim ve
atasözlerine bir hayli yer vermiĢlerdir. Öğretim programında atasözü ve deyimlerle ilgili
kazanımların birden çok yerde -dinleme, okuma, konuĢma ve yazma öğrenme
alanlarında birer kazanım olmak üzere dört yerde- geçmesi kitap yazarlarını bu tür
etkinliklere yöneltmiĢtir. Dolayısıyla kitap setleri deyim ve atasözü açısından
bakıldığında yeterli gibi görünürken deyim ve atasözünü dıĢarıda bırakarak yapılacak
bir değerlendirmede kitap setlerinde Türk halk edebiyatı türlerine pek yer verilmediği
görülmektedir (Tablo-37-39).
Kitap yazarlarının zorunlu tutulunca deyim ve atasözlerini birden çok yerde
kullandıkları göz önüne alınarak öğretim programının diğer Türk halk edebiyatı türleri
için de bir zorunluluk getirmesinde fayda olacaktır.
7. Kitap setlerine Türk halk edebiyatı türleri açısından bakıldığında bazı türlere
bir kitap setinde hiç yer verilmediği görülmektedir:
127
Halk Ģiirine 7. sınıf Pasifik; masala 7. sınıf Pasifik, 8. sınıf Millî Eğitim, Pasifik;
tekerlemeye 7. sınıf Millî Eğitim, Pasifik, Harf, 8. sınıf Millî Eğitim, Pasifik; bilmeceye
6. sınıf Millî Eğitim, Koza, Özgün, 7. sınıf Pasifik, Harf, 8. sınıf Millî Eğitim, Batu,
Pasifik; fıkraya 6. sınıf Koza, 7. sınıf Pasifik, 8. sınıf Pasifik; destana 6. sınıf Millî
Eğitim, Koza, Özgün, 7. sınıf Millî Eğitim, Pasifik, Harf; efsaneye 6. sınıf Koza, 7. sınıf
Millî Eğitim, Pasifik, Harf, 8. sınıf Batu; halk tiyatrosuna 6. sınıf Özgün, 7. sınıf
Pasifik, 8. sınıf Millî Eğitim, Pasifik; halk hikâyesine 6. sınıf Koza, Özgün, 7. sınıf Millî
Eğitim, Pasifik, Harf, 8 sınıf Millî Eğitim, Batu, Pasifik yayınlarında hiç yer verilmemiĢ
olması dikkat çekicidir (Tablo-1-33).
Söz konusu kitapları kullanan bir öğrenci bir yıl boyunca yukarıda kitap setlerine
göre tasnif ettiğimiz Türk halk edebiyatı türleri ile karĢılaĢamayacaktır. Bu duruma
programı hazırlayanların çözüm bulması gerekmektedir. Bunun için bazı türler hariç
Türk halk edebiyatı türleri her sınıf seviyesinde zorunlu hâle getirilmelidir. Hariç
tutulacak türler için çocukların ilgi ve ihtiyaçları göz önünde tutulmalıdır. Örneğin
masal çağı geçmiĢ bir çocuk için masal metni okutmak çok da pedagojik olmayacaktır.
Ancak diğer türlerin her sınıf seviyesinde verilebileceği göz ardı edilmemelidir.
8. 11-14 yaĢ grubu çocukları için en önemli türlerden olan destan ve efsane
türlerine kitap setlerinden yeteri kadar yer verilmediği görülmektedir. Bazı kitap
setlerinde bu türlere hiç yer verilmemiĢtir (bkz. Tablo-16-18, 19-21). Ġlköğretimin ikinci
kademesi dediğimiz 6-8. sınıf öğrencilerinin yaĢ grupları itibariyle soyut iĢlemler
döneminde olduğu bilinmektedir. Bu dönemdeki çocuklar, hayal dünyalarına hitap eden
metinleri daha çok sevmektedirler. Ayrıca okuduklarında, seyrettiklerinde ve
çevrelerinde kendilerine model olacak, kendileriyle özdeĢleĢtirecekleri kahramanlar
ararlar. Dolayısıyla aynileĢmek istedikleri kahramanlara ihtiyaç duyarlar. Onların bu
ihtiyaçlarını karĢılayabilecek en önemli türler destan ve efsanelerdir. Onları, kendi
kültürümüzün ürünü olan bu türlerle kolektif bilinç ve bilinçaltının ürünü olan millî
kahramanlarla karĢılaĢtırmak gerekir. Biz çocuklarımızın bu ihtiyaçlarını destan ve
efsanelerimizle karĢılamazsak onlar kendilerine farklı kültürlerin ürünleri arasından
kahramanlar bulacaklardır. Bu yaĢtaki çocuklarımızın Harry Potter, Yüzüklerin
Efendisi, Altın Pusula gibi Batı kültürüne ait eserlere yönelmeleri bu ihtiyaçtan
kaynaklanmaktadır.
128
Burada dikkat çeken bir durum da destan türüne sadece 8. sınıf kitap setlerinde
yer verilmiĢ olmasıdır. Öğretim programının 8. sınıf için belirlediği zorunlu türlerden
olan destan, 6 ve 7. sınıflarda kullanılmamıĢtır. Bu da ders kitabı yazarlarının özelde bu
türün, genelde Türk halk edebiyatının Türkçe öğretimi için önemine inanmadıklarını
göstermektedir. Zorunlu tutulmadıkça bazı türlere kitap setlerinde yer verilmediği göz
önüne alınarak öğretim programındaki zorunlu türler yeniden düzenlenmelidir. Bu
düzenleme yapılırken Türk halk edebiyatı türlerine daha çok yer verilmelidir.
9. Öğretim programındaki zorunlu türler arasına okuma ve dinleme metni olarak
daha fazla Türk halk edebiyatı türü almanın yanında bazı türlere programdaki
kazanımlarda ya da kazanımların açıklamalarında da yer verilebilir. Böylece ders
kitapları yazarları çalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarındaki etkinliklerde daha çok
Türk halk edebiyatına metnine yer vereceklerdir.
10. Kitap setlerinde dikkat çeken bir durum da tekerleme türüne öğretim
programında tekerleme ile ilgili direkt bir kazanım olmasına rağmen 7. sınıf
seviyesindeki üç kitap setinde ve 8. sınıf seviyesindeki iki kitap setinde hiç yer
verilmemiĢ olmasıdır (bkz. Tablo-7-9). Ders kitabı yazarları tekerleme kullanma ile
ilgili
“Dinleme
4.
3.
Tekerleme,
sayıĢmaca,
bilmece
ve
yanıltmacaları
ezberler/kullanır.” kazanımına rağmen kitaplarda tekerleme vermeden bu kazanımı
gerçekleĢtirme yoluna gitmiĢlerdir. Bu da ders kitabı yazarlarının Türkçe öğretiminde
metinlerin önemine yeterince inanmadıklarını göstermektedir. Bir türü kavratmanın en
uygun yolu öğrencileri o türle karĢı karĢıya getirmektir. Ders kitabı yazarlarının bu
konuya dikkat etmelerinin yanında Talim ve Terbiye Kurulu BaĢkanlığındaki kitap
inceleme komisyonlarındaki üyeler de bu konuda daha dikkatli davranmalıdırlar.
11. Kitap setlerine masal açısından baktığımızda 6. sınıf seviyesindeki kitap
setlerinde diğer sınıf seviyelerine göre daha fazla masal metnine yer verildiği
görülmektedir (Tablo-4-6). Bu durum, çocukların geliĢimi, ilgi ve ihtiyaçları açısından
doğrudur. Çünkü 6. sınıftan sonra çocuğun masala olan ilgisi iyice azalır. Ancak 7 ve 8.
sınıf seviyelerinde de az da olsa masal metinlerine yer verilmiĢtir. Daha üst sınıflarda
masal yerine destan, efsane ve halk hikâyesi gibi türlere yer verilmesinin daha uygun
olacağı düĢünülmektedir.
129
Masalın ana dili eğitimi için önemini hiçbir zaman göz ardı edemeyiz. Bu türün
diğer bütün edebî türlerden farklı bir yönünün olduğunu unutmamak gerekir. Erol Barın
Hoca‟mızın derslerinde söylediği gibi “çocukların edipliğe ilk adımlarını attıkları tür
olan masal bu yönüyle diğer bütün türlerden ayrılır. Çünkü masal durağan değildir.
Çocuk bir yandan masalı dinlerken diğer yandan masalın oluĢumuna katkı
sağlamaktadır. Dolayısıyla çocuk masala yaptığı müdahalelerle masalı değiĢtirmekte,
geniĢletmektedir. Masalın belki de en önemli özelliği olan bu yönü, çocuğun
yaratıcılığını geliĢtirmektedir.”
Ġmkânsızı imkân dairesine sokan masalın bu yönüyle de bilimsel geliĢmelere
katkı sağlayacağı unutulmamalıdır. Her bilimsel geliĢmenin bir zamanlar bir insanın
(çocuğun) hayali olduğu, bilimin ütopya ile geliĢtiği fikri bugün genel bir kanıdır.
12. Kitap setlerinde dikkat çeken bir durum da halk hikâyesine pek fazla yer
verilmediğidir. Sadece Millî Eğitim Yayınları‟nın 6. sınıf çalıĢma kitabında bir halk
hikâyesine rastlanmıĢtır. O hikâye de küçük bir Dede Korkut metnidir. Diğer halk
hikâyelerimiz bir yana, tarihimizin, kültürümüzün en önemli eserlerinden biri olan Dede
Korkut Hikâyeleri‟ne incelenen toplam 27 kitaptan 26‟sında rastlanmaması büyük bir
eksikliktir. Çocuklarımızı böyle bir kültür hazinesinden mahrum etmek, onların hem
edebî zevkleri hem dili kullanma becerileri hem de psikolojik ihtiyaçları açısından
büyük bir kayıptır. Öğretim programını hazırlayanlar halk hikâyesi üst baĢlığını da bir
yana bırakıp Dede Korkut Hikâyeleri‟ni zorunlu metinler arasına almalı; ders kitabı
yazarları da bu hikâyelere, zorunlu olup olmadığına bakmadan her sınıf seviyesinde yer
vermelidirler.
13. ÇalıĢma ve öğretmen kılavuz kitaplarındaki etkinliklerde kullanılan deyim
ve atasözleri değerlendirme dıĢı tutulduğunda araĢtırmanın örneklemini oluĢturan “9”
kitap seti arasında en çok Türk halk edebiyatı metnini, “19” metinle Millî Eğitim
Yayınları‟nın 8. sınıf kitap setinde görmekteyiz. Buradaki Türk halk edebiyatı
metinlerin toplam metinler içindeki oranı % 13,76‟dır. Kitap setleri arasında oransal
olarak en yüksek Türk halk edebiyatı metni kullanımı % 18,03‟lük oranıyla 7. sınıf
Pasifik Yayınları‟ndadır. Ancak Pasifik Yayınları‟nın Türk halk edebiyatı metni
kullanma oranını artıran genelde kullandıkları metinlerin sayısal olarak az olmasından
kaynaklanmaktadır. Çünkü söz konusu yayınevi kitap setinde toplam “61” metin
kullanmıĢtır. Toplamda kullandığı bu “61” metnin ise “11”ini Türk halk edebiyatına
130
ayırmıĢtır. Kitap setleri arasında en az Türk halk edebiyatı metni “5”er metinle Özgün
Yayınları‟nın 6. sınıf kitap seti ile Pasifik Yayınları‟nın 8. sınıf kitap setidir. En az Türk
halk metni kullanma oranı % 5,95‟lik oranıyla Özgün Yayınları‟nın 6. sınıf kitap
setindedir (bkz. Tablo-40-42).
Yukarıdaki açıklamalarda da görüldüğü gibi kitap setlerinin Türk halk
edebiyatına yer verme oranları ve kitap setlerindeki Türk halk edebiyatı metinlerinin
sayısı oldukça yetersizdir. Oransal olarak bakıldığında 9 kitap setinin hiçbirinde %
20‟lik bir oran yakalanamamıĢtır. Oranlar genel olarak % 10‟larda kalmıĢtır. Bazı kitap
setlerinde bu oranın % 10‟un altında kalması dikkat çekicidir.
Kitap setlerinde Türk halk edebiyatı türlerine bu kadar az yer verilmesi, ders
kitabı yazarlarının bu türlerin özelde Türkçe eğitimi, genelde çocukların eğitimleri için
ne denli önemli olduğunun bilincinde olmadıklarını göstermektedir.
Eğitimin bir sosyalleĢme ve kültürlenme iĢi olduğu ve ana dili eğitiminin de
kültürel değerlerin aktarımı ile gerçekleĢebileceği unutulmamalıdır. Dolayısıyla
kültürümüzün gelecek nesillerimize aktarılmasında kültürün bütün unsurlarını içinde
taĢıyan, birçok kültürel değerimizi aktarabileceğimiz, yüzyıllarca eğitim aracı olarak
kullandığımız ve yeni nesiller yetiĢtirdiğimiz Türk halk edebiyatını göz ardı etmek
düĢünülemez.
Toplumu oluĢturan tüm bireylerde ortak geçmiĢ konusunda bir bilinç ve
duyarlılık oluĢturmak ve oluĢturulan bu bilinci millî benlik ve kimliğe dönüĢtürmek için
kültürümüzün bütün izlerini içinde taĢıyan dilimizi ve bu dille oluĢturulan, yine
kültürümüzden, tarihimizden damıtılarak günümüze kadar gelmiĢ halk edebiyatımızın
en kıymetli ürünlerini çocuklarımıza aktarmak her eğitimcinin, her vatandaĢın en
değerli görevidir.
Türk millî eğitimin genel amaçlarında da ifadesini bulduğu gibi bu ülkenin
çocuklarını “Türk milletinin millî, ahlaki, insani, manevi ve kültürel değerlerini
benimseyen, koruyan ve geliĢtiren; ailesini, vatanını, milletini seven ve daima
yüceltmeye çalıĢan… yurttaĢlar olarak”; ilköğretim amaçları arasında belirtildiği gibi
“...millî ahlak anlayıĢına uygun olarak” ve Anayasa‟mızın 58‟inci maddesinde de
dendiği gibi “…ilmin ıĢığında, Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda ve Devletin
131
ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü ortadan kaldırmayı amaç edinen görüĢlere
karĢı…” yetiĢtirmek için Türk halk edebiyatına ihtiyacımız vardır.
Yukarıda da izah edildiği gibi Türkçe öğretimde Türk halk edebiyatından
yararlanmak bir ihtiyaçtır. Ancak ders kitaplarımıza baktığımızda Türkçe öğretimi için
en kıymetli hazine olan Türk halk edebiyatına yeterince yer verilmediği görülmektedir.
Kitap setlerinde Türk halk edebiyatına yer verilme oranı kesinlikle artırılmalıdır.
Çocukların yaĢ seviyeleri ile ilgi ve ihtiyaçları göz önünden tutularak her sınıf seviyesi
için hangi Türk halk edebiyatı türünden yararlanılması gerektiği öğretim programında
yeniden düzenlenmelidir. Bu düzenleme yapılırken Türk halk edebiyatına kesinlikle
toplam metinler içinde % 30‟dan daha az yer verilmemelidir.
Ders kitabı yazarları da ders kitabındaki metinlerin yanında çalıĢma ve öğretmen
kılavuz kitaplarında verdikleri etkinlerde Türk halk edebiyatı ürünlerine daha fazla yer
vermelidirler.
Millî kimliği ve kültürü aktaran en önemli kitle olan öğretmenler, kültürümüzün
en nadide ürünlerine -kitap setlerinde yeteri kadar verilmemiĢ olsa da- sınıf içi
etkinliklerde daha fazla yer vermelidirler. Ders kitaplarının sadece birer araç, asıl olanın
öğretim programı olduğunu unutmayarak kitap setlerinde olmayan Türk halk edebiyatı
ürünlerini de sınıfa getirip metin olarak ya da etkinliklerde kullanmalıdırlar.
Sonuç olarak 6-8. sınıf Türkçe kitap setlerinde Türkçe öğretimi için kullanılan
Türk halk edebiyatı ürünlerinin sayısı ve oranlarının yetersiz olduğu saptanmıĢtır.
Atatürk‟ün “Türk çocuğu ecdadını tanıdıkça daha büyük iĢler yapmak için kendinde
kuvvet
bulacaktır.”
sözünü
de
düstur
edinerek
tarihimizin,
kültürümüzün,
edebiyatımızın nadide parçaları olan Türk halk edebiyatı ürünlerini çocuklarımızın
eğitimlerinde daha fazla kullanmamız yerinde olacaktır.
14. AraĢtırma sonunda örnek olması düĢüncesiyle her sınıf seviyesinde bir Türk
halk edebiyatı metni iĢlenmiĢ ve bu iĢleniĢler “Ekler” bölümünde verilmiĢtir.
132
KAYNAKÇA
Akbayır, S. (2007). ġifahi kültürden yazılı kültüre çocuk edebiyatı ve klasikler
müzakeresi. Türkiye III. Dinî Yayınlar Kongresi-Türkiye’de Çocuk
Yayıncılığı. Ankara: Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları.
Aköz, ġ. ve Fındık, Ö. (2007). İlköğretim Türkçe çalışma kitabı 7. Ġstanbul: Harf Eğitim
Yayıncılığı.
Aköz, ġ. ve Fındık, Ö. (2007). İlköğretim Türkçe ders kitabı 7. Ġstanbul: Harf Eğitim
Yayıncılığı.
Aköz, ġ. ve Fındık, Ö. (2007). İlköğretim Türkçe öğretmen kılavuz kitabı 7. Ġstanbul:
Harf Eğitim Yayıncılığı.
Aksan, D. (1995). Her yönüyle dil, ana çizgileriyle dil bilim. Ankara: TDK Yayınları.
Altan, A., Arhan, S., BaĢar, S., Özaykut, S., Öztürker, G., Yılmaz, D., Yüksel, Y.
(2009). İlköğretim Türkçe ders kitabı 7. Ankara: Millî Eğitim
Yayınları.
Altan, A., Arhan, S., BaĢar, S., Özaykut, S., Öztürker, G., Yılmaz, D., Yüksel, Y.
(2009). İlköğretim Türkçe çalışma kitabı 7. Ankara: Millî Eğitim
Yayınları.
Altan, A., Arhan, S., BaĢar, S., Özaykut, S., Öztürker, G., Yılmaz, D. ve Yüksel, Y.
(2009). İlköğretim Türkçe öğretmen kılavuz kitabı 7. Ankara: Millî
Eğitim Yayınları.
Altan, A., Arhan, S., BaĢar, S., Öztürker, G. ve Yılmaz, D. (2009). İlköğretim Türkçe
ders kitabı 8. Ankara: Millî Eğitim Yayınları.
Altan, A., Arhan, S., BaĢar, S., Öztürker, G. ve Yılmaz, D. (2009). İlköğretim Türkçe
çalışma kitabı 8. Ankara: Millî Eğitim Yayınları.
Altan, A., Arhan, S., BaĢar, S., Öztürker, G. ve Yılmaz, D. (2009). İlköğretim Türkçe
öğretmen kılavuz kitabı 8. Ankara: Millî Eğitim Yayınları.
AltıntaĢ, G. ve Bursalıoğlu, Y. (2007). İlköğretim Türkçe çalışma kitabı 7. Ankara:
Özgün Matbaacılık.
AltıntaĢ, G. ve Bursalıoğlu, Y. (2007). İlköğretim Türkçe ders kitabı 7. Ankara: Özgün
Matbaacılık.
AltıntaĢ, G. ve Bursalıoğlu, Y. (2007). İlköğretim Türkçe öğretmen kılavuz kitabı 7.
Ankara: Özgün Matbaacılık.
133
Bilgin, N. (2000). İçerik analizi. Ġzmir: Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Yayınları.
Bilkan, A.F. (2001). Masal estetiği. (1. basım). Ġstanbul: TimaĢ Yayınları.
Boratav, P. N. (1958). Zaman zaman içinde. Ġstanbul: Remzi Kitabevi.
Boratav, P. N. (1995). 100 soruda Türk halk edebiyatı, Ġstanbul: 1995.
Ceyhan, Y. ve Ceyhan, S. (2009). İlköğretim Türkçe çalışma kitabı 8. Ankara: Pasifik
Yayınları.
Ceyhan, Y. ve Ceyhan, S. (2009). İlköğretim Türkçe ders kitabı 8. Ankara: Pasifik
Yayınları.
Ceyhan, Y. ve Ceyhan, S. (2009). İlköğretim Türkçe öğretmen kılavuz kitabı 8. Ankara:
Pasifik Yayınları.
CoĢkun, E. ve TaĢ, S. (2008). Ders kitaplarına metin seçimi açısından Türkçe öğretim
programlarının değerlendirilmesi. Mustafa Kemal Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi. 5 (10), 59-74.
Çeçen, M. A. ve Çiftçi, Ö. (2007). Ġlköğretim 6. sınıf Türkçe ders kitaplarında yer alan
metinlerin tür ve tema açısından incelenmesi. Millî Eğitim Dergisi.
(173), 39-49.
Çiçekler, S. (2006). Anadil (Türkçe) öğretiminde fıkra metinlerinin kullanılması.
YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü. Konya.
Dağlı, A. (2006). 1990-2000 yılları arası ilköğretim II. kademe Türkçe ders
kitaplarındaki halk şiiri metinlerinin “çoklu zekâ teorisi” açısından
incelenmesi. On Dokuz Mayıs Üniversitesi Sosyal Bilimle
Enstitüsü. Samsun.
Demiray, K. ve Alaylıoğlu, R. (1982). Ansiklopedik Türkçe sözlük. Ġstanbul: Ġnkılap ve
Aka.
Derman,
S.
(2002). Anadil (Türkçe) öğretiminde masalların kullanılması.
YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Selçuk Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü. Konya.)
Dilçin, C. (2000). Örneklerle Türk şiir bilgisi. Ankara: TDK Yayınları.
Dilidüzgün, S. (2000). Çocuk kitaplarında yazınsal nitelik. I. Ulusal Çocuk Kitapları
Sempozyumu. Ankara: AÜEBF ve Tömer Yayınları.
Diyanet ĠĢleri Yayınları. (2007). Türkiye III. dinî yayınlar kongresi-Türkiye’de çocuk
yayıncılığı. Ankara: Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları.
134
Doğan, Ġ. (2007). Çocuk eğitimi ve geliĢimi açısından görsel yayınlar. Türkiye III. Dinî
Yayınlar Kongresi-Türkiye’de Çocuk Yayıncılığı. Ankara: Diyanet
ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları.
Doğru, A. (2007). 6. sınıf Türkçe ders kitaplarında deyimler. YayımlanmamıĢ Yüksek
Lisans Tezi. Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü. Ankara.
Duymaz, A. (2002). İrfanı arzulayan sözler – tekerlemeler. (1. basım). Ankara: Akçağ
Yayınları.
Elçin, ġ. (1981). Halk edebiyatına giriş. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları.
Elçin, ġ. (1995). Türk halk edebiyatına giriş. Ankara: Akçağ Yayınları.
Erol, A., Altan, A., Arhan, S., BaĢar, S., Gülbahar, B., Kansu, S., Kazancıoğlu, Z.G.,
Özaykut, S., Öztürker, G., Serin, A., Yılmaz, D., Yurt, M. ve
Yüksel, Y. (2008). İlköğretim Türkçe ders kitabı 6. Ankara: Millî
Eğitim Yayınları.
Erol, A., Altan, A., Arhan, S., BaĢar, S., Gülbahar, B., Kansu, S., Kazancıoğlu, Z.G.,
Özaykut, S., Öztürker, G., Serin, A., Yılmaz, D., Yurt, M. ve
Yüksel, Y. (2008). İlköğretim Türkçe çalışma kitabı 6. Ankara:
Millî Eğitim Yayınları.
Erol, A., Altan, A., Arhan, S., BaĢar, S., Gülbahar, B., Kansu, S., Kazancıoğlu, Z.G.,
Özaykut, S., Öztürker, G., Serin, A., Yılmaz, D., Yurt, M. ve
Yüksel, Y. (2008). İlköğretim Türkçe öğretmen kılavuz kitabı 6.
Ankara: Millî Eğitim Yayınları.
Güney, E. C. (1966). Folklor ve eğitim. Ankara: MEB Yayınları.
Güney, E. C. (1987). Folklor edebiyatı, Çocuk Edebiyatı Yıllığı. Ġstanbul: Gökyüzü
Yayınları.
Gürel, Z., Temizyürek, F. ve ġahbaz, N.K. (2007) Çocuk edebiyatı. (1. basım). Ankara:
Öncü Kitap.
Güzel, A. (Bahar 2003b). Eğitim fakültelerinde Türkçe öğretmenliği bölümünün
kuruluĢu ve hedefleri. Türklülük Bilimi Araştırmaları-Türkçenin
Öğretimi Özel Sayısı. (13), 7-17.
Güzel, A. ve Torun, A. (2003a) Türk halk edebiyatı el kitabı. (1. basım). Ankara: Akçağ
Yayınları.
Güzel, A. ve Torun, A. (2005) Türk halk edebiyatı el kitabı. (3. basım). Ankara: Akçağ
Yayınları.
Hatiboğlu, V. (1992). Türkçenin söz dimi. Ankara: Dil ve Tarih Coğrafya Yayınları.
135
Helimoğlu Yavuz, M. (2002). Masallar ve eğitimsel işlevleri. Ankara: Kültür Bakanlığı
Yayınları.
Hızlı, Ġ. (2006). İlköğretim 8. sınıf Türkçe kitaplarındaki metinlerin çocuk edebiyatı
ölçütleri açısından değerlendirilmesi. YayımlanmamıĢ Yüksek
Lisans Tezi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü. Afyon.
Ġlaydın, H. (1992). Türk edebiyatında nazım, Ankara: Akçağ Yayınları.
Kantarcıoğlu, S. (1991). Masalların eğitimdeki yeri. Ġstanbul: MEB Yayınları.
Kaplan, M. (2001). Kültür ve dil. (14. basım). Ġstanbul: Dergâh Yayınları.
Kapulu, A., Dedeoğlu Okuyucu, S. Kaplan, ġ. Karaca, A. (2007). İlköğretim Türkçe
ders kitabı 6. Ankara: Koza Yayın Dağıtım.
Kapulu, A., Dedeoğlu Okuyucu, S. Kaplan, ġ. Karaca, A. (2007). İlköğretim Türkçe
çalışma kitabı 6. Ankara: Koza Yayın Dağıtım.
Kapulu, A., Dedeoğlu Okuyucu, S. Kaplan, ġ. Karaca, A. (2007). İlköğretim Türkçe
öğretmen kılavuz kitabı 6. Ankara: Koza Yayın Dağıtım.
KarakuĢ, Ġ. (2000). Türkçe, Türk dili ve edebiyatı öğretimi –öğretmen el kitabı-. Ankara:
Sistem Ofset Yayınları.
Kavcar, C. ve Oğuzkan, F. (1999). Örnek edebî metinlerle yazılı ve sözlü anlatım.
Ankara: Anı Yayınları.
Kaya, D. (1999). Anonim halk şiiri. (1. basım). Ankara: Akçağ Yayınları.
Konuk Mehmedoğlu, Y. (2007). Değerler eğitimi ve çocuk. Türkiye III. Dinî Yayınlar
Kongresi-Türkiye’de Çocuk Yayıncılığı. Ankara: Diyanet ĠĢleri
BaĢkanlığı Yayınları.
Köklügiller, A. (1974). Türkçe edebiyat sözlüğü. Ġstanbul: Hür Yayınları.
Kurt, M., Altay, J. ve Kara, M. (2008). İlköğretim Türkçe çalışma kitabı 8. Ġstanbul:
Batu Yayıncılık.
Kurt, M., Altay, J. ve Kara, M. (2008). İlköğretim Türkçe ders kitabı 8. Ġstanbul: Batu
Yayıncılık.
Kurt, M., Altay, J. ve Kara, M. (2008). İlköğretim Türkçe öğretmen kılavuz kitabı 8.
Ġstanbul: Batu Yayıncılık.
Levend, A. S. (1972). Türk edebiyatında fıkra. Türk Dili Dergisi. Ankara.
Levend, A. S. (1973). Türk edebiyatı tarihi. Ankara: C. I., Ankara.
136
Mert, N. (2007). Türkiye‟de çocuk yayıncılığının dünü, bugünü. Türkiye III. Dinî
Yayınlar Kongresi-Türkiye’de Çocuk Yayıncılığı. Ankara: Diyanet
ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları.
Millî Eğitim Bakanlığı. (1954). Türk ansiklopedisi. Ankara: MEB Yayınları.
Millî Eğitim Bakanlığı. (1964). Türk ansiklopedisi. Ankara: Millî Eğitim Bakanlığı
Yayınları. c.XII.
Millî Eğitim Bakanlığı. (2000). İlköğretim okulu Türkçe-yazı program (6-7-8. Sınıf). (2.
basım). Ġstanbul: Millî Eğitim Basımevi.
Millî Eğitim Bakanlığı. (2006). İlköğretim Türkçe dersi öğretim programı ve kılavuzu
(6, 7, 8. sınıflar). Ankara: Devlet Kitapları Müdürlüğü.
Millî Eğitim Bakanlığı. www.mevzuat.meb.gov.tr
Nas, R. (2004). Örneklerle çocuk edebiyatı. (2. basım). Bursa: Ezgi Kitabevi Yayınları.
Oğuzkan, A. F. (1983). Yerli ve yabancı yazarlardan örneklerle çocuk edebiyatı.
Ankara: Emel Matbaacılık Sanayi.
Onan, B. (Nisan 2003.) Divanü Lügati‟t-Türk‟ün dil öğretim yöntemleri ve dünya
filolojisine katkıları bakımından bir değerlendirmesi. Türklük
Bilimi Araştırmaları. (13) 425-445.
Onursal, Ġ. (2000). Ġnsan bedeninin parçalarını içeren Fransızca deyimlerin Türk
öğrencilere öğretilmesi. Hacettepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi
Dergisi, (19) 259–265.
ÖğülmüĢ, S. (1991). Ġçerik çözümlemesi. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Fakültesi Dergisi. Ankara: Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri
Yayınları. 24 (1), 213-228.
Öz, F. (2001). Uygulamalı Türkçe öğretimi. Ankara: Anı Yayınları.
Özbay, M. (2005). Bir dil becerisi olarak dinleme eğitimi. Ankara: Akçağ Yayınları.
Özbay, M. (Bahar 2001). 0-6 YaĢ grubu çocuklarındaki dil geliĢiminin Türkçe öğretimi
açısından önemi. Bilig.
Özbay, M. (ġubat 2002). Kültür aktarımı açısından Türkçe öğretimi. Türk Dili. TDK
Yayınları (602).
Özdemir, Ġ. (2007). Batı‟da çocuklara yönelik dinî yayınlar müzakeresi. Türkiye III.
Dinî Yayınlar Kongresi-Türkiye’de Çocuk Yayıncılığı. Ankara:
Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları.
137
Özgül, M. K. (2007). ġifahi kültürden yazılı kültüre çocuk edebiyatı ve klasikler
müzakeresi. Türkiye III. Dinî Yayınlar Kongresi-Türkiye’de Çocuk
Yayıncılığı. Ankara: Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları.
Pala, Ġ. (2000). İki dirhem bir çekirdek. (1. basım). Ġstanbul: Babıali Kültür Yayıncılığı.
Sakaoğlu, S. (1999). Masal araştırmaları. Ankara: Akçağ Yayınları.
Sakaoğlu, S. (2004). 101 Anadolu efsanesi. (4. basım). Ankara: Akçağ Yayınları.
Sanlı, H. (2006). İlköğretim 6. ve 8. sınıf Türkçe kitaplarındaki metinlerin bilişsel beceri
ve duyuşsal özellikleri kazandırma açısından incelenmesi.
YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Fırat Üniversitesi Sosyal
Bilimler Enstitüsü. Elazığ.
Telli, A.G. (2008). İlköğretim 5. sınıf Türkçe ders kitaplarındaki edebî metinlerin çocuk
edebiyatı ölçütlerine göre değerlendirilmesi. YayımlanmamıĢ
Yüksek Lisans Tezi. Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler
Enstitüsü. Afyon.
Temizyürek, F. (2003). Türkçe öğretiminde çocuk edebiyatının önemi. Türklük Bilimi
Araştırmaları –Türçenin Öğretimi Özel Sayısı. (13), 161-167.
Tezel, N. (1997). Türk masalları. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları. C. 1.
Toklu, M. O. (2003). Dil bilime giriş. Ankara: Akçağ Yayınları.
Topçuoğlu, F. (2006). İlköğretim ikinci kademe Türkçe ders kitaplarında bulunan halk
edebiyatı metinlerindeki metin sonu sorularının temel eğitim
Türkçe programında amaçlanan davranışlara uygunluğu.
YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi. Dumlupınar Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü. Kütahya.
Tural, S. (1992). Kültürel kimlik üzerine düşünceler. (2. basım). Ankara:
Yayınları.
Ecdad
Tural, S. (1998). Tarihten destan akan duyarlılık. (1. basım). Ankara: AKM BaĢkanlığı
Yayınları.
Türk Dil Kurumu. www.tdk.gov.tr
Türk dili ve edebiyatı ansiklopedisi, Masal, Dergâh Yayınları, Ġstanbul, 1977, C. 3.
Yalçın, A, ve AytaĢ, G. (2002). Çocuk edebiyatı. (1. basım). Ankara: Akçağ Yayınları.
Yanar, A. (1997). Hayvan motifli atasözleri ve deyimlerimiz. Erdemli.
Yangın, B., Çelepoğlu, A., Türkyılmaz, F. (2007). İlköğretim Türkçe ders kitabı 7.
Ankara: Pasifik Yayınları.
138
Yangın, B., Çelepoğlu, A., Türkyılmaz, F. (2007). İlköğretim Türkçe çalışma kitabı 7.
Ankara: Pasifik Yayınları.
Yangın, B., Çelepoğlu, A., Türkyılmaz, F. (2007). İlköğretim Türkçe öğretmen kılavuz
kitabı 7. Ankara: Pasifik Yayınları.
Yel, A. M. (2007). ÇağdaĢ dünya edebiyatında çocuk yayınları. Türkiye III. Dinî
Yayınlar Kongresi-Türkiye’de Çocuk Yayıncılığı. Ankara: Diyanet
ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları.
Yıldırım, D. (1999). Türk edebiyatında Bektaşi fıkraları. Ankara: Akçağ Yayınları.
Zengin, A.Y. ve Zengin, N. (2003). Çocuk edebiyatı, Ġstanbul: Efa Yayınları.
Zengin, M. Ġ. (2007). Çocuk-dinî mekân buluĢması: çocuk vaazları. Türkiye III. Dinî
Yayınlar Kongresi-Türkiye’de Çocuk Yayıncılığı. Ankara: Diyanet
ĠĢleri BaĢkanlığı Yayınları.
EKLER*
EK-1: Bilmeceler (6. sınıf iĢleniĢleri)
EK-2: Kız Kalesi (7. sınıf iĢleniĢleri)
EK-3: Kara Toprak (8. sınıf iĢleniĢleri)
*
Eklerdeki metin iĢleniĢlerinde Millî Eğitim Bakanlığı Yayınları 6, 7 ve 8. sınıf Türkçe kitap setlerinden
de yararlanılmıĢtır.
140
B‹LMECE
HAC‹VAT
6.
SINIF
: Karagöz’üm ne iyi ettik de parka oturmaya geldik!
KARAGÖZ : Bilsem, parasız kaldıkça parklara giderdim. Peki, kızmazlar mı?
HAC‹VAT
: Niye kızsınlar?
KARAGÖZ Söyleseydin çuval getirirdim.
HAC‹VAT
: Çuval ne olacak?
KARAGÖZ : Canım efendim, “Parka ot yolmaya geldik”, dedin ya... Hem otları kime sataca¤ız?
HAC‹VAT
: Efendim, ot yolmaya de¤il, oturmaya dedim. Bak, etraf yemyeflil, hava mis gibi...
KARAGÖZ : Öyleyse baflka parka gidelim.
HAC‹VAT
: Ne oldu yine?
KARAGÖZ : “Havası pis gibi” demedin mi?
HAC‹VAT
: De¤il efendim, “Havası mis gibi...” dedim. Yani temiz ve güzel kokulu...
KARAGÖZ : Âmin, âmin...
HAC‹VAT
: Burada insan kendini unutuyor.
KARAGÖZ : Burada, ‹hsan kediyi mi uyutuyor?
HAC‹VAT
: Karagöz’üm, bana laf yetifltirece¤ine temiz havadan flöyle derin derin nefes al da ci¤erin
bayram etsin!
KARAGÖZ : Evvela cüzdanım bayram etse, ben ci¤erime bayram yeri bulurum.
HAC‹VAT
: Neyse efendim, kasvetli fleyler konuflmayalım.
KARAGÖZ : Hay hay, kasketli fleyler konuflmayalım.
HAC‹VAT
: Bak aklıma geldi! Hoflça vakit geçirmenin bir yolu da karflılıklı bilmece sormaktır.
KARAGÖZ : Yine beni kandırdın ama evvela ben soraca¤ım.
HAC‹VAT
: Efendim, sohbetimizi daha renklendirelim. Mesela bak flurada kahvehane var, gidelim ben
size çay ısmarlayayım.
KARAGÖZ : Hay hay, çayı anladım da kim kime ısmarlayacak onu anlayamadım Hacı Cavcav? Neyse,
çaycı bilir. Ben bafllıyorum.
HAC‹VAT
: Haydi kolay gele, baflla Karagöz’üm!
KARAGÖZ : Parma¤ı var canı yok, damarı var kanı yok?
HAC‹VAT
: Efendim, bu, eldiven! Bir çay kazandım. fiimdi iyi dinle!
KARAGÖZ : Kolay sor!
HAC‹VAT
: Karagöz’üm, girdi¤i evde kıymetli bir fley bulamayan hırsız ne çalar?
KARAGÖZ : fiimdi, bu bilmece mi?
141
HAC‹VAT
: Canım niye olmasın, tabii bilmece...
KARAGÖZ : Ne çalar?
HAC‹VAT
: Efendim, ben sana soruyorum.
KARAGÖZ : Ben kendime soruyorum. Belki bofl bulunup cevabını söylersin diye sesli üflündüm. fiey,
hırsız bofl eve mi girmifl?
HAC‹VAT
: De¤il efendim, ama kıymetli bir fley bulamamıfl... Yine de bir fley çalmıfl, acaba ne?
KARAGÖZ : Hacı Cavcav, bu hırsız acemi mi imifl?
HAC‹VAT
: Allah müstehakını versin, eve beraber girmedik ya! Ne bileyim, acemi mi?
KARAGÖZ : Hırsızı iyice tanımadan ne çaldı¤ını nasıl bulaca¤ım? Peki, çaldı¤ı fleyi cebine mi koymufl,
yoksa çuvala mı?
HAC‹VAT
: Nereye, nereye koymufl... Tamam, bilemedin... Bir çay daha kazandım, iki oldu. Sıra sende!
KARAGÖZ : Dur biraz düflünüp uydurayım.
HAC‹VAT
: Canım uydurmak olur mu?
KARAGÖZ : Sesini çıkarma! Tamam, iyi dinle! fiey, a¤zımızda cik cik öten meyve hangisidir?
HAC‹VAT
: Karagöz’üm bu bilmece mi?
KARAGÖZ : Bilmece zahir... Yirmiye kadar sayıyorum.
HAC‹VAT
: fley, birader, böyle bilmece olur mu?
KARAGÖZ : On altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi! Hem de nasıl olur kerata! Bademcik dedi¤imiz
zaman badem a¤zımızda cik cik diye ses çıkarmaz mı? Sen flu çay paralarını bana ver de gidip akflama
ekmek alayım.
HAC‹VAT
: Al flu parayı ama bunun acısını çıkarırım. (Gider.)
Ünver ORAL
142
B‹LMECE
1. Etkinlik: Afla¤ıda resimlerle anlatılan deyimleri bulunuz. Ardından buldu¤unuz deyimleri birer cümlede
kullanınız.
A
B
C
A: Deyim: ........................................................ Cümle: .............................................................................
B: Deyim: ....................................................... Cümle: .............................................................................
C: Deyim: ....................................................... Cümle: .............................................................................
2. Etkinlik: Afla¤ıdaki noktalı yerlere Hacivat ve Karagöz’ün kiflilik özellikleri ile ilgili düflüncelerinizi
yazınız.
........................................................................
........................................................................
........................................................................
........................................................................
........................................................................
........................................................................
........................................................................
........................................................................
143
B‹LMECE
3. Etkinlik: Afla¤ıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
Olay nerede geçiyor?
Metindeki kifliler kimler?
.................................................
.................................................
.................................................
.................................................
Olay ne zaman geçiyor?
Metindeki olay nedir?
.................................................
.................................................
.................................................
.................................................
4. Etkinlik: Afla¤ıdaki bulmacaya Karagöz oyununda kullanılan bir deyim yerlefltirilmifltir. Bu deyimi
bulmak için afla¤ıdaki kelimeleri bulmacadan bulup renkli kalemle çiziniz. Geriye kalan harfler sizi bu
deyime götürecektir. Buldu¤unuz deyimi afla¤ıya yazınız.
Tiyatro
sahne
kulis
perde
Y
rol
T
‹
Y
A
T
R
O
T
I
N
K
U
L
‹
R
D
E
Y
‹
S
A
H
N
E
E
Y
L
E
D
‹
N
R
O
L
V
‹
R
A
N
P
E
R
D
E
S
I
K
P
E
.................................................................................................................................................................
144
B‹LMECE
5. Etkinlik: Karagöz ile Hacivat bilmece yarıflması yapıyor. Bu yar›flmada onlara yardım eder misiniz?
Az gitti, uz gitti
Gece gitti, gündüz gitti
Gözlerini açınca
...................................................
Bir anda her fley bitti.
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
145
B‹LMECE
6. Etkinlik: Okulunuzda bit tiyatro gösterisi düzenlenmesi için okul müdürlü¤üne örnekteki gibi bir
dilekçe yazınız.
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
7. Etkinlik: Önce tiyatro ve Karagöz ile ilgili aklınıza gelen kelimelerle bir kelime havuzu oluflturunuz.
Ardından bu havuzdan kelimeler seçerek “tiyatro” konulu bir yazı yazınız.
.................................................................................
..................................................................................................................................
..................................................................................................................................
tiyatro
..................................................................................................................................
Karagöz
..................................................................................................................................
..................................................................................................................................
oyuncu
seyirci
perde
..................................................................................................................................
sahne
..................................................................................................................................
bilet
..................................................................................................................................
kulis
..................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
146
B‹LMECE
8. Etkinlik: Karagöz ile Hacivat “yazım kılavuzu” oynuyorlar. Bu oyunda Karagöz’e yardım eder misiniz?
Hacivat - Karagöz’üm duydun mu? Yeni yazım kılavuzu cıkmıfl.
Karagöz - Neee! Tazı tavflanı mı tutmufl?
Hacivat - Yok Karagöz’üm, yazım kılavuzu cıkmıfl, yazım kılavuzu... Gel seni bir imtihan edeyim.
Karagöz - Tamam, benimle bir iftihar et bakalım.
Hacivat - ‹ftihar de¤il Karagöz’üm imtihan, imtihan. Büyük harflerin kullanıldı¤ı yerlerden bafllayalım.
Söyle bakalım “Asya ve Avrupa’nın incisidir Türkiye.” cümlesinde Türkiye niçin büyük harfle yazılmıfltır.
Karagöz - Hah hah hah... Hacivat’ım bunu bilmeyecek ne var. Devlet adları büyük harfle yazılır da ondan.
Var mı baflka sorun?
Hacivat - Oooo, Karagöz’üm, sen neymiflsin. Söyle bakalım. “Türkler ‹slamiyet’i Karahanlılar Dönemi’nde
kabul etti.” cümlesinde ‹slamiyet niye büyük harfle bafllar?
Karagöz -.....................................................................................................................................................................
Hacivat - Devam ediyoruz. “Binlerce turist Günefl tutulmasını izlemek için ülkemize geldi.” Cümlesinde
“Günefl” neden büyük harfle yazılmıfl?
Karagöz - ............................................................................................................................................................
Hacivat - Peki, bunu bil bakalım. “Gez dünyayı gör Konya’yı.” cümlesinde Konya niçin büyük harfle
yazılmıfltır?
Karagöz - ................................................................................................................................................................
Hacivat - ‹ki gözüm canım efendim. “Ben bu yazım kılavuzunu Türk Dil Kurumundan aldım.” Cümlesinde
hangi kelimeler neden büyük harfle yazılmıfltır?
Karagöz - ................................................................................................................................................................
Hacivat - Duur, nereye gidiyorsun? Kaçma hemen öyle, söyle bakalım. Sen “Bilim Çocuk” dergisinden
haberdar mısın?
Karagöz - Burada da Bilim Çocuk’un neden büyük yazıldı¤ını mı soracaksın? Söyleyeyim efendim.
.......................................................................................................................................................................
Hacivat - Tamam Karagöz’üm, flimdi iftihar ettim seninle. Ama bilmediklerini de yazım kılavuzundan ö¤ren.
Bak yeniden imtihan ederim haaa..
147
B‹LMECE
9. Etkinlik
a. Cümleleri “-de/-da”ların yazımına dikkat ederek inceleyiniz.
• Uzun zamandır boyanmayan okul binası, kir içinde kalmıfltı.
• Hasan yaflından da küçük gösteriyordu.
• Ö¤retmenleri de onların bu fikirlerine katılıp ellerinden geleni yapacaklarını ifade ettiler.
• Bir duflunun, biz gençler de bu vatanın parıldayan güneflleri de¤il miyiz?
• Kurdeleler ay ıflı¤ında parlıyordu.
b. Altı çizili “-de/-da”lar cümleden çıkarılırsa cümlelerin anlamlarında nasıl bir de¤ifliklik olur? Yazınız.
.........................................................................................................................................................................
..........................................................................................................................................................................
..........................................................................................................................................................................
..........................................................................................................................................................................
10. Etkinlik: Afla¤ıdaki fıkrada yanlıfl yazılan “-de/-da”ları iflaretleyiniz.
ÇOK GEZSEYD‹ B‹Z‹M EVE DE U⁄RARDI
Bir gün Nasrettin Hoca’nın evine, komflu
kadınlardan birisi gelerek:
- Hocam, demifl. Senin karın çok geziyor.
Nasrettin Hoca:
- Yanlıflın var, demifl.
Kadın iddiasın da diretmifl:
- Ben, senin karının çok gezdi¤ini, kendi gözlerimle
görüyorum, demifl.
Nasrettin Hocada fikrin de diretmifl:
- Bende, yanlıfl oldu¤unu soyluyorum. E¤er senin
dedi¤in gibi, bizim hanım çok gezseydi, arada sırada
bizim evede u¤rardı…
148
B‹LMECE
11. Etkinlik : Afla¤ıdaki görselleri inceleyiniz ve bofllukları örnekteki gibi doldurunuz.
................................
................................
a. Ekler eklendi¤inde kelimelerin anlamlarında bir de¤ifliklik oldu mu? Nasıl?
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
b. Yukarıda ev kelimesine farklı ekler getirilmifltir. Ev kelimesinin anlamında bu eklerin sebep oldu¤u
bir de¤ifliklik var mı? Neden?
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
c. a seçene¤inde verilen eklerle b seçene¤inde verilen ekler arasında sizce nasıl bir fark vardır?
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
149
B‹LMECE
12. Etkinlik: Afla¤ıdaki kelimeleri afla¤ıdaki kutucuklara kök ve eklerine ayırarak yazınız. Ardından
yapım eklerini maviye, çekim eklerini kırmızıya boyayınız.
150
B‹LMECE
I. HAZIRLIK
A. Derse Hazırlık
“Metne Hazırlık” bölümünde kullanılmak üzere çeflitli
bilmeceler getiriniz. Bu konuda afla¤ıda verilen
bilmecelerden de yararlanabilirsiniz.
6.
B‹LMECE
HAC‹VAT
SINIF
: Karagöz’üm ne iyi ettik de parka oturmaya geldik!
KARAGÖZ : Bilsem, parasız kaldıkça parklara giderdim. Peki, kızmazlar mı?
HAC‹VAT
: Niye kızsınlar?
KARAGÖZ Söyleseydin çuval getirirdim.
HAC‹VAT
: Çuval ne olacak?
KARAGÖZ : Canım efendim, “Parka ot yolmaya geldik”, dedin ya... Hem otları kime sataca¤ız?
HAC‹VAT
: Efendim, ot yolmaya de¤il, oturmaya dedim. Bak, etraf yemyeflil, hava mis gibi...
KARAGÖZ : Öyleyse baflka parka gidelim.
HAC‹VAT
• Bir sihirli fenerim
Kibritsiz de yanarım
( ampul )
• Mavi atlas
Arflın yetmez
Makas kesmez
Terzi biçmez
( gökyüzü )
• Bir küçücük kutudur
Bütün dünya yurdudur
( radyo )
• Bir elmanın yarısı neye benzer?
( di¤er yarısına )
• Bir Japon ne zaman merhaba der?
( Türkçe ö¤rendi¤i zaman )
• Küçük kare kutu
‹çi insan dolu
( televizyon )
• Termometrenin düflmesi neyi gösterir?
( çivinin iyi çakılmadı¤ını )
: Ne oldu yine?
KARAGÖZ : “Havası pis gibi” demedin mi?
HAC‹VAT
: De¤il efendim, “Havası mis gibi...” dedim. Yani temiz ve güzel kokulu...
KARAGÖZ : Âmin, âmin...
HAC‹VAT
: Burada insan kendini unutuyor.
KARAGÖZ : Burada, ‹hsan kediyi mi uyutuyor?
HAC‹VAT
: Karagöz’üm, bana laf yetifltirece¤ine temiz havadan flöyle derin derin nefes al da ci¤erin
bayram etsin!
KARAGÖZ : Evvela cüzdanım bayram etse, ben ci¤erime bayram yeri bulurum.
HAC‹VAT
: Neyse efendim, kasvetli fleyler konuflmayalım.
KARAGÖZ : Hay hay, kasketli fleyler konuflmayalım.
HAC‹VAT
: Bak aklıma geldi! Hoflça vakit geçirmenin bir yolu da karflılıklı bilmece sormaktır.
KARAGÖZ : Yine beni kandırdın ama evvela ben soraca¤ım.
HAC‹VAT
: Efendim, sohbetimizi daha renklendirelim. Mesela bak flurada kahvehane var, gidelim ben
size çay ısmarlayayım.
KARAGÖZ : Hay hay, çayı anladım da kim kime ısmarlayacak onu anlayamadım Hacı Cavcav? Neyse,
çaycı bilir. Ben bafllıyorum.
HAC‹VAT
: Haydi kolay gele, baflla Karagöz’üm!
KARAGÖZ : Parma¤ı var canı yok, damarı var kanı yok?
HAC‹VAT
: Efendim, bu, eldiven! Bir çay kazandım. fiimdi iyi dinle!
KARAGÖZ : Kolay sor!
HAC‹VAT
: Karagöz’üm, girdi¤i evde kıymetli bir fley bulamayan hırsız ne çalar?
KARAGÖZ : fiimdi, bu bilmece mi?
HAC‹VAT
: Canım niye olmasın, tabii bilmece...
KARAGÖZ : Ne çalar?
HAC‹VAT
: Efendim, ben sana soruyorum.
KARAGÖZ : Ben kendime soruyorum. Belki bofl bulunup cevabını söylersin diye sesli üflündüm. fiey,
hırsız bofl eve mi girmifl?
Ö¤rencilerinize “Konuflma” bölümünde kullanmaları
için bilmeceler getirmelerini söyleyiniz.
Arafltırma: Ö¤rencilerinize Hacivat ve Karagöz gölge
oyunu hakkında bilgi toplamalarını ve günümüz
tiyatrosu ile karflılafltırmalarını isteyiniz.
HAC‹VAT
: De¤il efendim, ama kıymetli bir fley bulamamıfl... Yine de bir fley çalmıfl, acaba ne?
KARAGÖZ : Hacı Cavcav, bu hırsız acemi mi imifl?
HAC‹VAT
: Allah müstehakını versin, eve beraber girmedik ya! Ne bileyim, acemi mi?
KARAGÖZ : Hırsızı iyice tanımadan ne çaldı¤ını nasıl bulaca¤ım? Peki, çaldı¤ı fleyi cebine mi koymufl,
yoksa çuvala mı?
HAC‹VAT
: Nereye, nereye koymufl... Tamam, bilemedin... Bir çay daha kazandım, iki oldu. Sıra sende!
KARAGÖZ : Dur biraz düflünüp uydurayım.
HAC‹VAT
: Canım uydurmak olur mu?
KARAGÖZ : Sesini çıkarma! Tamam, iyi dinle! fiey, a¤zımızda cik cik öten meyve hangisidir?
B. Metne Hazırlık
Ö¤rencilerinize, bir fleyin adını anmadan niteliklerini
üstü kapalı söyleyerek o fleyin ne oldu¤unu bulmayı
dinleyene veya okuyana bırakan sözlere bilmece
dendi¤ini söyleyerek onlara afla¤ıda verilen
“Bilmecelerin Kökeni” adlı metni okuyunuz.
Bilmecelerin Kökeni
“Anadolu halkının özelliklerinden, baflarılarından biri
de bilmece konusunda görülür. Onları kimin türetti¤i,
kimin, ne zaman söyledi¤i bilinmez. Toplum
düflüncesinin böylesine ortak bir ürünüdür.
Anadolu’da afla¤ı yukarı bütün do¤a varlıklarıyla,
insan davranıfllarıyla, araçlarla ilgili bilmeceler vardır.
Bilmecelerde genellikle iki özellik göze çarpar. Biri,
HAC‹VAT
: Karagöz’üm bu bilmece mi?
KARAGÖZ : Bilmece zahir... Yirmiye kadar sayıyorum.
HAC‹VAT
: fley, birader, böyle bilmece olur mu?
KARAGÖZ : On altı, on yedi, on sekiz, on dokuz, yirmi! Hem de nasıl olur kerata! Bademcik dedi¤imiz
zaman badem a¤zımızda cik cik diye ses çıkarmaz mı? Sen flu çay paralarını bana ver de gidip akflama
ekmek alayım.
HAC‹VAT
: Al flu parayı ama bunun acısını çıkarırım. (Gider.)
Ünver ORAL
B‹LMECE
1. Etkinlik: Afla¤ıda resimlerle anlatılan deyimleri bulunuz. Ardından buldu¤unuz deyimleri birer cümlede
kullanınız.
A
B
C
A: Deyim: ........................................................ Cümle: .............................................................................
B: Deyim: ....................................................... Cümle: .............................................................................
C: Deyim: ....................................................... Cümle: .............................................................................
2. Etkinlik: Afla¤ıdaki noktalı yerlere Hacivat ve Karagöz’ün kiflilik özellikleri ile ilgili düflüncelerinizi
yazınız.
........................................................................
........................................................................
........................................................................
........................................................................
........................................................................
........................................................................
........................................................................
........................................................................
B‹LMECE
3. Etkinlik: Afla¤ıdaki soruları metne göre cevaplayınız.
Olay nerede geçiyor?
Metindeki kifliler kimler?
.................................................
.................................................
.................................................
.................................................
Olay ne zaman geçiyor?
Metindeki olay nedir?
.................................................
.................................................
.................................................
.................................................
4. Etkinlik: Afla¤ıdaki bulmacaya Karagöz oyununda kullanılan bir deyim yerlefltirilmifltir. Bu deyimi
bulmak için afla¤ıdaki kelimeleri bulmacadan bulup renkli kalemle çiziniz. Geriye kalan harfler sizi bu
deyime götürecektir. Buldu¤unuz deyimi afla¤ıya yazınız.
Tiyatro
Karagöz
sahne
kulis
T
‹
Y
A
T
R
O
T
I
N
K
U
L
‹
perde
Y
S
seyirci
I
K
P
E
R
D
E
Y
‹
S
A
H
N
E
E
Y
L
E
D
‹
N
R
O
L
V
‹
R
A
N
P
E
R
D
E
.................................................................................................................................................................
151
bilmecenin, bir fliir niteli¤i taflımasıdır. Öteki ise
bilmecenin bir tekerleme niteli¤inde olufludur.
Tekerleme niteli¤i taflıyan bilmecelerde sözlerin belli
bir anlamı yoktur.
Daha sonra metne hazırlamak amacıyla getirdi¤iniz
bilmeceleri ö¤rencilerinize sorarak onların
konuflmalarını sa¤layınız.
Ö¤rencilerinize daha Karagöz oyununu ilk ne zaman
seyrettiklerini sorunuz. Oyun hakkında yaptıkları
arafltırma sonuçlarını arkadafllarıyla paylaflmalarını
sa¤layınız. Bunu yaparken onlara yardım ederek bu
oyun hakkındaki temel bilgileri sınıfla paylaflınız.
II. OKUMA – ANLAMA
Bu bolümde ö¤rencilerin kurallarına uygun okuyup
okumadıklarını anlayabilmek amacıyla sesli okuma
yöntemini kullanmalarını sa¤layınız (1.5).
Ö¤rencilerinize acık ve anlaflılır bir bicimde, herkesin
duyaca¤ı bir ses tonuyla örnek okuma yapınız. Okuma
tamamlandıktan sonra iki ö¤renci belirleyiniz ve metni
tahtada karflılıklı okumalarını sa¤layınız. Aynı çalıflmayı
birkaç ö¤renciye daha yaptırabilirsiniz.
Ö¤rencilerinize metni okumadan önce noktalama
iflaretlerine uygun okumalarını, sesli okurken beden
dilini (jest ve mimiklerini) kullanmaya özen
göstermeleri gerekti¤ini söyleyiniz (1.1).
Okuma sureci bittikten sonra ö¤rencilerinize, okuyan
ö¤rencilerinizin noktalama iflaretlerine uygun okuyup
okumadıklarını, sesli okurken beden dillerini
kullanmaya özen gösterip göstermediklerini, beden
dillerini okuduklarıyla uyumlu olarak kullanıp
kullanmadıklarını sorunuz. Aldı¤ınız cevaplardan yola
çıkarak bir metni okurken noktalama iflaretlerine
uygun okumanın ve beden dilini okuduklarıyla uyumlu
olarak kullanmanın önemi üzerinde durunuz.
Ö¤rencilerinizden resimlerle anlatılan deyimleri bulup
cümlede kullanmalarını isteyiniz. (1. Etkinlik) (2.1).
Ardından metinde geçen anlamlarını bilmedikleri
kelimeleri belirlemelerini isteyiniz. Belirlenen kelimeleri
tahtaya yazdırıp kelimelerin anlamlarını metinden
hareketle tahmin etmelerini söyleyiniz. Daha sonra
yaptıkları tahminleri sözlük anlamları ile
karflılafltırmalarını isteyiniz. Ö¤rencilerinize metni
anlama, yorumlama ve yeniden yapılandırma ile ilgili
afla¤ıdaki soruları yöneltiniz:
1. Hacivat ile Karagöz güzel vakit geçirmek için ne
yapıyor?
2. Karagöz’ün konuflmalarını ve davranıfllarını nasıl
buluyorsunuz?
3. Sizce Hacivat metnin sonunda “Al flu parayı ama
152
B‹LMECE
B‹LMECE
5. Etkinlik: Karagöz ile Hacivat bilmece yarıflması yapıyor. Bu yar›flmada onlara yardım eder misiniz?
bunun acısını çıkarırım.” dedikten sonra ne yapmıfl
olabilir? (2.24).
4. Siz bir Karagöz oyunu yazacak olsaydınız hangi
konuyu ifllerdiniz? Niçin?
Ö¤rencilerinize Hacivat ve Karagöz’ün davranıflları
ve kiflilik özelliklerini tespit etmeleri için ilgili etkinli¤i
yaptırınız (2. Etkinlik) (2.7).
Ö¤rencilerinizden metni çözümlemeye yönelik etkinli¤i
yapmalarını isteyiniz (3. Etkinlik).
Ö¤rencilerinize söz varlı¤ını zenginlefltirmeye yönelik
bulmaca ve bilmece etkinliklerini yaptırınız (4 ve 5.
Etkinlik) (4.3).
III. KONUfiMA
Ö¤rencilerinize yaptıkları arafltırma ile ilgili çalıflmaları
konuflmalarında sunmaları için hazırlamalarını
söyleyiniz (3.1).
Bu bolümde ö¤rencilerin bir konu hakkındaki
bilgilerini, duygularını ve düflüncelerini etkili bir flekilde
anlatma becerilerini gelifltirmek amacıyla güdümlü
konuflma yöntemini kullanmalarını sa¤layınız (3.12
). Ö¤rencilerinizden “Arafltırma” bölümünde verilen
gölge oyunu ile günümüz tiyatrosunu karflılafltırmaları
isteyiniz. Ö¤rencilerinizin konuflmaları sırasında bu
bilgileri kullanmalarına dikkat ediniz. Etkinli¤e
bafllamadan önce iki ö¤rencinizi tahtaya kaldırınız.
Onlardan birbirleriyle göz teması kurmadan ve
seslerini de¤ifltirerek günlük herhangi bir olayla ilgili
kısa bir konuflma yapmalarını isteyiniz. Ö¤rencileriniz
konuflmalarını bitirdikten sonra di¤er ö¤rencilerinize
bu konuflmada hatalı olan davranıflların neler
oldu¤unu sorunuz. Aldı¤ınız cevaplardan yola çıkarak
ö¤rencilerinize konuflurken göz teması kurmanın ve
yapmacıklıktan, taklitten ve özentiden uzak bir sesle
konuflmanın önemini vurgulayınız.
Ardından ö¤rencilerinize konuflurken yapmacıktan,
taklit ve özentiden uzak bir sesle konuflmalarını (2.6),
dinleyicilerle göz teması kurmalarını (2.9),
konuflmalarında örnekleme ve karflılafltırmalardan
yararlanmalarını söyleyiniz.
Ö¤rencilerinizden konuflmaya bafllamadan önce
konuflmalarında hitap kelimelerini de kullanmalarını
isteyiniz. Bunun için ö¤rencilerinizin konuflmalarına
uygun hitapla bafllayabilmeleri amacıyla afla¤ıdaki
durumları ö¤rencilerinize okuyarak bu durumlara
uygun hitap ifadeleri bulmalarını isteyiniz (1.2).
Az gitti, uz gitti
...................................................
Gece gitti, gündüz gitti
...................................................
Gözlerini açınca
...................................................
Bir anda her fley bitti.
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
...................................................
B‹LMECE
6. Etkinlik: Okulunuzda bit tiyatro gösterisi düzenlenmesi için okul müdürlü¤üne örnekteki gibi bir
dilekçe yazınız.
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
..........................................................................................
7. Etkinlik: Önce tiyatro ve Karagöz ile ilgili aklınıza gelen kelimelerle bir kelime havuzu oluflturunuz.
Ardından bu havuzdan kelimeler seçerek “tiyatro” konulu bir yazı yazınız.
.................................................................................
..................................................................................................................................
..................................................................................................................................
tiyatro
..................................................................................................................................
Karagöz
..................................................................................................................................
..................................................................................................................................
oyuncu
seyirci
perde
..................................................................................................................................
sahne
..................................................................................................................................
bilet
..................................................................................................................................
kulis
..................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
B‹LMECE
8. Etkinlik: Karagöz ile Hacivat “yazım kılavuzu” oynuyorlar. Bu oyunda Karagöz’e yardım eder misiniz?
Hacivat - Karagöz’üm duydun mu? Yeni yazım kılavuzu cıkmıfl.
Karagöz - Neee! Tazı tavflanı mı tutmufl?
Hacivat - Yok Karagöz’üm, yazım kılavuzu cıkmıfl, yazım kılavuzu... Gel seni bir imtihan edeyim.
Karagöz - Tamam, benimle bir iftihar et bakalım.
Hacivat - ‹ftihar de¤il Karagöz’üm imtihan, imtihan. Büyük harflerin kullanıldı¤ı yerlerden bafllayalım.
Söyle bakalım “Asya ve Avrupa’nın incisidir Türkiye.” cümlesinde Türkiye niçin büyük harfle yazılmıfltır.
Karagöz - Hah hah hah... Hacivat’ım bunu bilmeyecek ne var. Devlet adları büyük harfle yazılır da ondan.
Var mı baflka sorun?
Hacivat - Oooo, Karagöz’üm, sen neymiflsin. Söyle bakalım. “Türkler ‹slamiyet’i Karahanlılar Dönemi’nde
kabul etti.” cümlesinde ‹slamiyet niye büyük harfle bafllar?
Karagöz -.....................................................................................................................................................................
Hacivat - Devam ediyoruz. “Binlerce turist Günefl tutulmasını izlemek için ülkemize geldi.” Cümlesinde
“Günefl” neden büyük harfle yazılmıfl?
Karagöz - ............................................................................................................................................................
Hacivat - Peki, bunu bil bakalım. “Gez dünyayı gör Konya’yı.” cümlesinde Konya niçin büyük harfle
yazılmıfltır?
Karagöz - ................................................................................................................................................................
Hacivat - ‹ki gözüm canım efendim. “Ben bu yazım kılavuzunu Türk Dil Kurumundan aldım.” Cümlesinde
hangi kelimeler neden büyük harfle yazılmıfltır?
Karagöz - ................................................................................................................................................................
Hacivat - Duur, nereye gidiyorsun? Kaçma hemen öyle, söyle bakalım. Sen “Bilim Çocuk” dergisinden
haberdar mısın?
Karagöz - Burada da Bilim Çocuk’un neden büyük yazıldı¤ını mı soracaksın? Söyleyeyim efendim.
.......................................................................................................................................................................
Hacivat - Tamam Karagöz’üm, flimdi iftihar ettim seninle. Ama bilmediklerini de yazım kılavuzundan ö¤ren.
Bak yeniden imtihan ederim haaa..
B‹LMECE
9. Etkinlik
a. Cümleleri “-de/-da”ların yazımına dikkat ederek inceleyiniz.
• Uzun zamandır boyanmayan okul binası, kir içinde kalmıfltı.
• Hasan yaflından da küçük gösteriyordu.
• Ö¤retmenleri de onların bu fikirlerine katılıp ellerinden geleni yapacaklarını ifade ettiler.
• Bir duflunun, biz gençler de bu vatanın parıldayan güneflleri de¤il miyiz?
• Kurdeleler ay ıflı¤ında parlıyordu.
b. Altı çizili “-de/-da”lar cümleden çıkarılırsa cümlelerin anlamlarında nasıl bir de¤ifliklik olur? Yazınız.
.........................................................................................................................................................................
..........................................................................................................................................................................
..........................................................................................................................................................................
..........................................................................................................................................................................
10. Etkinlik: Afla¤ıdaki fıkrada yanlıfl yazılan “-de/-da”ları iflaretleyiniz.
ÇOK GEZSEYD‹ B‹Z‹M EVE DE U⁄RARDI
Bir gün Nasrettin Hoca’nın evine, komflu
kadınlardan birisi gelerek:
- Hocam, demifl. Senin karın çok geziyor.
Nasrettin Hoca:
- Yanlıflın var, demifl.
Kadın iddiasın da diretmifl:
- Ben, senin karının çok gezdi¤ini, kendi gözlerimle
görüyorum, demifl.
Nasrettin Hocada fikrin de diretmifl:
- Bende, yanlıfl oldu¤unu soyluyorum. E¤er senin
dedi¤in gibi, bizim hanım çok gezseydi, arada sırada
bizim evede u¤rardı…
153
Sınıfta arkadafllarınıza konuflma yapacaksınız.
Konuflmanıza hangi hitapla bafllarsınız?
Babanızdan harçlı¤ınızı artırmasını isteyeceksiniz.
Bu durumda konuflmanıza hangi hitapla bafllarsınız?
Okul müdürünüzün, ö¤retmenlerinizin ve
arkadafllarınızın bulundu¤u bir kutlama töreninde
konuflma yapacaksınız. Konuflmanıza nasıl bir hitapla
bafllarsınız?
Ö¤rencilerinizin “Derse Hazırlık” bölümünde
getirdikleri bilmeceleri birbirlerine sorarak
cevaplamalarını isteyiniz. Bunu yapmak için
ö¤rencilerinizi ikiflerli gruplara ayırınız. Birinin Hacivat’ı
di¤erinin de Karagöz’ü canlandırmasını,
canlandırmalarda sesini varlık ve kahramanları
ça¤rıfltıracak flekilde kullanmalarını isteyiniz (2.8).
Ardından ö¤rencilerinize Karagöz ve Hacivat’ı
canlandıran arkadafllarının seslerini kahramanları
ça¤rıfltıracak flekilde kullanıp kullanmadıklarını
sorunuz. Ö¤rencilerinizden en güzel canlandırma
yapan ö¤renci ve grubu belirlemelerini isteyiniz.
Belirlenen ö¤rencileri ödüllendiriniz.
IV. YAZMA
Bu bölümde güdümlü yazma yöntemi kullanarak
okullarında bir tiyatro oyunu sergilenmesi isteyen
okul idaresine bir dilekçe yazmalarını, yazılarında
tarih ve adresi uygun yere yazmalarını, imzayı gerekli
yere atmalarını isteyiniz. Bunun için Çalıflma
Kitabı’nda yer alan dilekçe örne¤ini dikkate almalarını
söyleyiniz (6. Etkinlik).
Ardından ö¤rencilerin kelime ve kavram havuzundan
seçerek yazma yöntemini kullanarak metin
oluflturmaları sa¤lanacaktır (2.12 ). Bu amaçla tiyatro
ve Karagöz ile ilgili bildikleri kelime ve kavramları
tahtaya yazmalarını ve ardından bu kelime ve
kavramlardan hareketle “tiyatro” konulu bir yazı
yazmalarını isteyiniz (7. Etkinlik). Kelime ve kavram
belirleme aflamasında ö¤rencilerinize yardımcı olunuz.
Ö¤rencilerinize metni yazarken yazılarına kısa ve
dikkat çekici bir bafllık bulmalarını (2.10), yazılarını
etkileyici ifadelerle sonuca ba¤lamalarını (2.9), duygu,
düflünce, hayallerini kendilerine özgü ifadelerle
yazmalarını söyleyiniz (5.1).
Daha sonra ö¤rencilerinizden hatırlatıcı bir çalıflma
olarak büyük harflerin yazımı ile ilgili uygulama etkinli¤i
olan Çalıflma Kitabı’ndaki 8. Etkinli¤i, “metin
tamamlama yöntemini uygulayarak yapmalarını
isteyiniz (2.12), (6.1).
Ek olan”-de/-da” ile ba¤laç olan “de, da”nın
kullanımıyla ilgili etkinli¤i yaptırınız (9. Etkinlik) (6.1).
154
B‹LMECE
B‹LMECE
11. Etkinlik : Afla¤ıdaki görselleri inceleyiniz ve bofllukları örnekteki gibi doldurunuz.
Ö¤rencilerinize ba¤laç olan “de, da”ların ayrı; ek olan
“-de/-da”ların bitiflik yazıldı¤ını söyleyiniz. “de, da”
ba¤lacının cümleye “dahi, bile” anlamlarını kattı¤ını,
cümleden çıkarıldı¤ında genel olarak anlamın
bozulmadı¤ını belirtiniz. Ardından ek olan “-de,da”ların bulunma, yer ve zaman anlamı taflıdı¤ını,
cümleden çıkarıldı¤ında cümlenin anlamının
bozuldu¤unu söyleyiniz.
Daha sonra ö¤rencilerine ek olan ”-de/-da” ile ba¤laç
olan “de, da”nın pekifltirilmesine yönelik etkinli¤i
yaptırınız (10. Etkinlik) (6.1).
................................
V. D‹L B‹LG‹S‹
Ö¤rencilerinizin yapım ve çekim eklerini sezmelerini
sa¤lamak amacıyla hazırlanan etkinli¤i yaptırınız (11.
Etkinlik) (1.3).
Ö¤rencilerinize yapım eklerinin köklere gelerek yeni
kelimeler türetti¤ini çekim eklerinin ise kelimelerin
biçimini de¤ifltiren fakat anlamlarında bir de¤ifliklik
yapmayan ekler oldu¤unu söyleyiniz.
Ö¤rencilerinizin yapım ve çekim eklerini kavramalar›
için hazırlanan etkinli¤i yaptırınız (12. Etkinlik).
................................
a. Ekler eklendi¤inde kelimelerin anlamlarında bir de¤ifliklik oldu mu? Nasıl?
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
b. Yukarıda ev kelimesine farklı ekler getirilmifltir. Ev kelimesinin anlamında bu eklerin sebep oldu¤u
bir de¤ifliklik var mı? Neden?
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
c. a seçene¤inde verilen eklerle b seçene¤inde verilen ekler arasında sizce nasıl bir fark vardır?
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
B‹LMECE
12. Etkinlik: Afla¤ıdaki kelimeleri afla¤ıdaki kutucuklara kök ve eklerine ayırarak yazınız. Ardından
yapım eklerini maviye, çekim eklerini kırmızıya boyayınız.
155
7.
SINIF
KIZ KALES‹
Yurdumuzda pek çok Kız Kalesi vardır. Bunların hepsinin, hemen hemen birbirini hatırlatan hikâyeleri
halk arasında nesilden nesile anlatılagelmektedir. Bunlardan biri de Silifke sahillerinde, kıyıdan birkaç yüz
metre uzaktadır. Uzaktan bakıldı¤ı zaman deniz içindeki heybetli duruflu ile dikkatleri üzerine çeken bu
Kale’nin flöyle bir hikâyesi anlatılır. Vaktiyle bugünkü ‹çel ilimizin bulundu¤u bölgede hâkim olan bir Bey
varmıfl. Bu Bey’in bir kızı olur. Baba da devrin âdetine uyarak kızını bir kâhine götürür ve onun gelece¤i
hakkında bilgi edinmek ister. Kâhin, kızın on dokuz yaflına girince bir yılan tarafından sokulmak suretiyle
ölece¤ini söyler. Buna cok üzülen baba derin derin düflünmeye bafllar. Ne yapsa da kızını bu kötü gelecekten
kurtarsa. Bey’in aklına güzel bir fikir gelir. Denizin ortasına bir kale yaptıracaktır. Kızını da oraya yerlefltirecektir.
Yılan sudan geçemeyece¤ine göre de kızı kurtulacaktır. Hemen bu fikrin gerçekleflmesi için planlar hazırlar
ve bugünkü Kız Kalesi’nin bulundu¤u yerde binanın yapılmasına bafllanır. Aradan günler, aylar, yıllar geçer;
sonunda Bey’in istedi¤i kale ortaya çıkar. Artık kızını daima orada oturtmakta, karflı tarafa hiç geçirtmemektedir.
Bey’in kızı on dokuz yaflını tamamlar, onun flerefine kalede e¤lenceler tertip edilir. Bu e¤lencelere davet
edilen bir koylu kadın da hediye olmak üzere baflındaki nefis üzümlerinden bir sepet dolusu getirir. Fakat
kader bu ya kadın üzümleri doldururken dalgınlı¤ından istifade ederek sepetin içine gizlenen yılanı görmez.
Uzumu çok seven Bey’in kızı da bu sepeti do¤ruca odasına çıkarttırır. Gece geç vakit herkes gittikten
sonra yiyecektir. Misafirler gittikten, e¤lenceler bittikten sonra odasına çıkan genç kız çok sevdi¤i üzümlerden
yemeye bafllar. Fakat tam bu sırada sepetin içinden çıkan yılan, kızca¤ızı sokar ve ölümüne sebep olur.
Bugün Akdeniz’in bu flirin köflesinden gecenler Kale’yi mutlaka görürler ve hikâyesini ö¤renmeden oradan
ayrılmazlar. Fakat ayrılırlarken de Bey’in kızına acımadan edemezler.
Saim SAKAO⁄LU
156
KIZ KALES‹
1. Etkinlik: Afla¤ıdaki deyimleri anlamlarını tahmin ederek cümle içinde kullanınız. Daha sonra tahminlerinizi
sözlükten kontrol ediniz.
Dili çözülmek
: ................................................................................................................................
Cümle
: ................................................................................................................................
Baltayı tafla vurmak : ................................................................................................................................
Cümle
: ................................................................................................................................
Kaflla göz arasında : ................................................................................................................................
Cümle
: ................................................................................................................................
Etekleri zil çalmak
: ................................................................................................................................
Cümle
: ................................................................................................................................
2. Etkinlik: Okudu¤unuz metinde anlamını bilmedi¤iniz kelimeleri afla¤ıya yazınız. Ardından metinden
hareketle bu kelimelerin anlamlarını tahmin ediniz. Daha sonra tahminlerinizi sözlükteki anlamları ile
karflılafltırınız.
Kelime: ………………… Tahminim: ………………………………………………………….………………….
Kelime: ………………… Tahminim: ………………………………………………………….………………….
Kelime: ………………… Tahminim: ………………………………………………………….………………….
Kelime: ………………… Tahminim: ………………………………………………………….………………….
Kelime: ………………… Tahminim: ………………………………………………………….………………….
157
KIZ KALES‹
3. Etkinlik: Cümlelerdeki bofllukları metne göre doldurunuz. Daha sonra bu cümlelerin anlamlarından
amaç ve sonuç ifadeleri çıkarınız.
Bey, kızını kâhine götürür. Çünkü ........................................................................................................
Amaç: ..................................................................................................................................................
Sonuç: .................................................................................................................................................
Bey……………………............... karar verir. Çünkü .............................................................................
Amaç: ..................................................................................................................................................
Sonuç: .................................................................................................................................................
Yıllar sonra kalede e¤lence düzenlenir. Çünkü.....................................................................................
Amaç: ..................................................................................................................................................
Sonuç: .................................................................................................................................................
4. Etkinlik:
a. Metinde düflüncenin yönünü de¤ifltiren ifadelerin geçti¤i cümleleri bulup yazınız.
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
b. Bu ifadelerin metnin akıflında nasıl de¤ifliklik yaptı¤ını yazını.
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
158
KIZ KALES‹
5. Etkinlik: Okudu¤unuz kız kalesi adlı efsaneyi kronolojik sıraya göre kendi cümlelerinizle özetleyiniz.
.............................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
6. Etkinlik: Okudu¤unuz bu efsaneyi dinledi¤iniz “Burada Dur!” adlı efsane ile karflılafltırınız.
Benzer yönleri
Farklı yönleri
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
159
KIZ KALES‹
7. Etkinlik:
2. Metin
“Satıcı iskemlesine oturdu. Hasan da merakla
1. Metin
“Ne hofl manzara, gözüm iliflti. Dükkânın önünde
karflısına geçti. Bu dört yanı duvarlı, tek kat,
kaldım. Bir çilingir dükkânı. Ufak kilitler, eski zaman
basık ve toprak evde öyle canı sıkılıyordu ki...
kapı halkaları, rezeler, mentefleler, hayvan zincirleri.
fiaflarak e¤lenerek seyrediyordu. Mukavvaya
Böyle ufak tefek fleyler yapıyor. Bunlardan pek çok
benzetti¤i kalın deriyi iki tarafı keskin incecik,
da yapmıfl, dükkânın ötesine berisine asmıfl.
sapsız bıça¤ıyla kesifline, a¤zına bir avuç çivi
– Kolay gelsin usta.
doldurufluna, sonra bunları birer birer, ‹stanbul’da
– Kolayı baflına gelsin!
gördü¤ü maymun gibi avurdundan çıkarıp
Bir tarafa dayanıp durdum. Adamca¤ız, benimle
ayakkabıların altına çabuk cabuk mıhlayıflına,
hiç meflgul olmuyor göründü. Birer tarafı acık, ufak
deri parçalarını, pis bir suya koyup ıslatıflına,
halkalar hazırlamıfl, bir halka takıp acık tarafını atefle
mundar çanaktaki macuna parma¤ını daldırıp
tutuyor, o hazır oluncaya kadar bir baflkasını ateflten
tabanlara sürüflüne, hepsine bakıyordu. Susuyor
çekip ucunu, büyük bir dikkatle kapıyor, bir parça
ve bakıyordu. Bir aralık nerede ve kimlerle
büküyor, onu tekrar atefle verinceye kadar, evvelki
oldu¤unu keyfinden unuttu, dalgınlı¤ından ana
hazır oluyor, böylece muntazam çalıflıyordu.”
diliyle sordu:
Memduh fievket ESENDAL
– Çiviler a¤zına batmaz mı senin?
Eskici baflını hayretle iflinden kaldırdı. Uzun
uzun Hasan’ın yüzüne baktı...”
Refik Halit KARAY
1. Hangi metinde yazar, metnin flahıs kadrosunda yer almaktadır?
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
2. Hangi metinde yazar, olayları dıflarıdan gözlemleyerek anlatıyor?
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
3. Hangi metinde hikâye birinci kiflinin a¤zından anlatılmıfltır? Niçin?
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
4. Hangi metinde hikâye üçüncü kiflinin a¤zından anlatılmıfltır? Niçin?
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
160
KIZ KALES‹
8. Etkinlik: Okudu¤unuz metinde afla¤ıdaki özelliklerden hangilerini görüyorsunuz? Metni dil ve anlatım
yönünden de¤erlendirmek amacıyla uygun buldu¤unuz özelli¤i “x” ile iflaretleyiniz.
Evet
Kısmen
Hayır
Açık ve anlaflılır bir dil kullanılmıfltır.
Sade bir dil kullanılmıfltır.
Örneklerden yararlanılmıfltır.
Konuflma diline yakın bir anlatımı vardır.
Benzetmelere, mecazlı söyleyifllere yer verilmifltir.
Estetik bir anlatım sa¤lanmıfltır.
Kahramanlar fiziksel özellikleriyle tanıtılmıfltır.
9. Etkinlik: Afla¤ıda girifl bölümü verilen “fiehitler Kayası” adlı efsaneyi tamamlayınız.
fiehitler Kayası
Vaktiyle Afyon’a yakın köylerin birisinde iki adam arasında bir toprak davası varmıfl. Genç bir
adam, babasından kalma topra¤ı elinden aldı¤ını ileri sürerek komflusundan davacı olmufl.
Duruflmada yargıca flunları anlatmıfl:
“Yargıç Bey, bu adam baba malı topra¤ımın üzerine oturdu. Babam ben çok küçükken öldü.
Kimimiz kimsemiz yoktu. Tarlama sahip çıkamadım. On befl yıl önce bu adam tarlaya zorla girdi,
ekti, biçti. fiimdi ben büyüdüm, yetifltim. Artık kendi tarlamı kendim ekmek istiyorum. Ama burası
benimdir diyor, malımdan çıkmak istemiyor.”
Öbür adam da kendini savunmufl:
“Efendim, bu delikanlı yalan söylüyor. Bu tarla bana babamdan kaldı. Babama da dedelerimizden
kalmıfltır.”
Saim SAKAO⁄LU
.....................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................
161
KIZ KALES‹
10. Etkinlik:
a. Verilen cümleleri inceleyerek fiillere gelen eklerin zamanlarını yanlarına yazınız.
Arkadafllarımla yarın sinemaya gidece¤iz.
(flimdiki zaman)
.....................................................................
(gelecek zaman)
.....................................................................
Kelo¤lan bir gün efle¤ine biner.
.....................................................................
Kelo¤lan bir gün efle¤ine binmifl.
.....................................................................
Annemler yarın sabah Denizli’den trenle gelir.
.....................................................................
Annemler yarın sabah Denizli’den trenle gelecek.
.....................................................................
Mehmet, her sabah kahvaltıdan sonra parkta koflar.
.....................................................................
Arkadafllarımla yarın sinemaya gidiyoruz.
Mehmet, her sabah kahvaltıdan sonra parkta kofluyor. .....................................................................
Mustafa Kemal 9 Eylül 1922’de ‹zmir’e giriyor.
.....................................................................
Mustafa Kemal 9 Eylül 1922’de ‹zmir’e girdi.
.....................................................................
b. Yukarıdaki cümlelerin anlamları aynı olmasına ra¤men fiillerde niçin farklı zaman ekleri kullanılmıfltır?
Noktalı yerlere düflüncelerinizi yazınız.
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
11. Etkinlik: Afla¤ıdaki bofllukları örnekteki gibi doldurunuz.
(Geçmifl zaman anlamı var.)
Fatma benimle bu konularda her zaman tartıflıyor.
(fiimdiki zaman eki)
(………………………………….)
Burak dün eve gidiyor ama kardeflini evde bulamıyor.
(………………………….)
(………………………………….)
Türkçe ö¤retmenimin verdi¤i ödevi yarın teslim ederim.
(………………………….)
(………………………………….)
Her gece yatmadan önce kitap okuyorum.
(………………..........………….)
(………………………………….)
Fatih Sultan Mehmet, ‹stanbul’u 1453 yılında fetheder.
(……………………........…….)
162
KIZ KALES‹
12. Etkinlik: Afla¤ıdaki fiillerde anlam kayması vardır. Örne¤i inceleyerek di¤er bofllukları da siz
doldurunuz.
a. Erzurum’a bir yıl sonra gidiyoruz.
Erzurum’a bir yıl sonra gidece¤iz.
................................................................................................................................................
b. Kırmızı bafllıklı kız bir gün büyükannesine gitmek için yola çıkar.
................................................................................................................................................
c. Anadolu 1071’den itibaren Türk yurdu olur.
................................................................................................................................................
ç. Ö¤retmenimiz Ankara’dan yarın geliyor.
................................................................................................................................................
d. O kadar titiz bir insan ki her gün bir makine çamaflır yıkıyor.
163
KIZ KALES‹
7.
SINIF
I. HAZIRLIK
A. Derse Hazırlık
Ö¤rencilerinizden yafladıkları ilin adının nereden
KIZ KALES‹
geldi¤ini ö¤renmelerini isteyiniz. Bu ille ilgili bir
efsane varsa bu efsaneyi yazıp sınıfa getirmelerini
Yurdumuzda pek çok Kız Kalesi vardır. Bunların hepsinin, hemen hemen birbirini hatırlatan hikâyeleri
söyleyiniz. Ayrıca baflka efsaneler de
halk arasında nesilden nesile anlatılagelmektedir. Bunlardan biri de Silifke sahillerinde, kıyıdan birkaç yüz
getirebileceklerini belirtiniz.
Kale’nin flöyle bir hikâyesi anlatılır. Vaktiyle bugünkü ‹çel ilimizin bulundu¤u bölgede hâkim olan bir Bey
Ö¤rencilerinizden “Okuma” bölümünde
kullanılmak üzere kısa efsaneler ezberlemelerini
metre uzaktadır. Uzaktan bakıldı¤ı zaman deniz içindeki heybetli duruflu ile dikkatleri üzerine çeken bu
varmıfl. Bu Bey’in bir kızı olur. Baba da devrin âdetine uyarak kızını bir kâhine götürür ve onun gelece¤i
hakkında bilgi edinmek ister. Kâhin, kızın on dokuz yaflına girince bir yılan tarafından sokulmak suretiyle
ölece¤ini söyler. Buna cok üzülen baba derin derin düflünmeye bafllar. Ne yapsa da kızını bu kötü gelecekten
kurtarsa. Bey’in aklına güzel bir fikir gelir. Denizin ortasına bir kale yaptıracaktır. Kızını da oraya yerlefltirecektir.
Yılan sudan geçemeyece¤ine göre de kızı kurtulacaktır. Hemen bu fikrin gerçekleflmesi için planlar hazırlar
isteyiniz.
ve bugünkü Kız Kalesi’nin bulundu¤u yerde binanın yapılmasına bafllanır. Aradan günler, aylar, yıllar geçer;
B. Metne Hazırlık
Bey’in kızı on dokuz yaflını tamamlar, onun flerefine kalede e¤lenceler tertip edilir. Bu e¤lencelere davet
Afla¤ıdaki soruları ö¤rencilerinize sorunuz:
Efsane deyince aklınıza neler geliyor?
Bildi¤iniz bir efsane var mı?
Sonra afla¤ıdaki efsaneyi okuyunuz:
sonunda Bey’in istedi¤i kale ortaya çıkar. Artık kızını daima orada oturtmakta, karflı tarafa hiç geçirtmemektedir.
edilen bir koylu kadın da hediye olmak üzere baflındaki nefis üzümlerinden bir sepet dolusu getirir. Fakat
kader bu ya kadın üzümleri doldururken dalgınlı¤ından istifade ederek sepetin içine gizlenen yılanı görmez.
Uzumu çok seven Bey’in kızı da bu sepeti do¤ruca odasına çıkarttırır. Gece geç vakit herkes gittikten
sonra yiyecektir. Misafirler gittikten, e¤lenceler bittikten sonra odasına çıkan genç kız çok sevdi¤i üzümlerden
yemeye bafllar. Fakat tam bu sırada sepetin içinden çıkan yılan, kızca¤ızı sokar ve ölümüne sebep olur.
Bugün Akdeniz’in bu flirin köflesinden gecenler Kale’yi mutlaka görürler ve hikâyesini ö¤renmeden oradan
ayrılmazlar. Fakat ayrılırlarken de Bey’in kızına acımadan edemezler.
Saim SAKAO⁄LU
Bir efsaneye göre Mersin’e ilk gelen kavimler
bölgeyi çalılarla kaplı olarak bulurlar. Kıfl
mevsiminde geldikleri için bu çalıların ne
oldu¤unu anlayamazlar. Yaz gelince bu çalılardan
beyaz beyaz çiçekler açmaya bafllar. Bugün
bölgede murt adı verilen meyve bu çiçeklerden
meydana gelir. Bölgeye yerleflenler meyvenin
KIZ KALES‹
adını Mersin olarak bildiklerinden flehrin adına
Mersin derler.
Bu efsanede ne anlatılıyor?
fiehrin adı nereden geliyor?
Sizce efsanede anlatılanlar gerçek olabilir mi?
1. Etkinlik: Afla¤ıdaki deyimleri anlamlarını tahmin ederek cümle içinde kullanınız. Daha sonra tahminlerinizi
sözlükten kontrol ediniz.
Dili çözülmek
: ................................................................................................................................
Cümle
: ................................................................................................................................
Baltayı tafla vurmak : ................................................................................................................................
Cümle
II. OKUMA – ANLAMA
Ö¤rencilerinizin okuma seviyelerini belirlemek
amacıyla sesli okuma yöntemini kullanınız (1.5).
: ................................................................................................................................
Kaflla göz arasında : ................................................................................................................................
Cümle
: ................................................................................................................................
Etekleri zil çalmak
: ................................................................................................................................
Cümle
: ................................................................................................................................
Metni bir kez okuyunuz. Daha sonra
ö¤rencilerinize okutunuz. Ö¤rencilerinizi telaffuz
hatası yaptıkları yerde uyarınız. Onları kelimeleri
do¤ru telaffuz etmeye ve okuma zevki
2. Etkinlik: Okudu¤unuz metinde anlamını bilmedi¤iniz kelimeleri afla¤ıya yazınız. Ardından metinden
hareketle bu kelimelerin anlamlarını tahmin ediniz. Daha sonra tahminlerinizi sözlükteki anlamları ile
karflılafltırınız.
Kelime: ………………… Tahminim: ………………………………………………………….………………….
uyandıracak flekilde konuflur gibi okumaya
özendiriniz.
Ö¤rencilerinize metni okutmadan önce okurken
seslerini mekâna göre ayarlayıp beden dilini
etkili kullanmalarını (1.1), akıcı bicimde
okumalarını (1.2), kelimeleri do¤ru telaffuz
etmelerini söyleyiniz (1.3).
Kelime: ………………… Tahminim: ………………………………………………………….………………….
Kelime: ………………… Tahminim: ………………………………………………………….………………….
Kelime: ………………… Tahminim: ………………………………………………………….………………….
Kelime: ………………… Tahminim: ………………………………………………………….………………….
Ö¤rencilerinizden deyim çalıflmasına yönelik
164
etkinli¤i yapmalarını isteyiniz (1. Etkinlik) (2.1).
KIZ KALES‹
Ardından metnin ba¤lamından hareketle
3. Etkinlik: Cümlelerdeki bofllukları metne göre doldurunuz. Daha sonra bu cümlelerin anlamlarından
amaç ve sonuç ifadeleri çıkarınız.
Bey, kızını kâhine götürür. Çünkü ........................................................................................................
Amaç: ..................................................................................................................................................
Sonuç: .................................................................................................................................................
kelimelerin anlamlarını bulmaya yönelik etkinli¤i
yaptırınız (2. Etkinlik) (2.1).
Metni anlamaya ve çözümlemeye yönelik soruları
ö¤rencilerinize yönelterek cevap vermelerini
Bey……………………............... karar verir. Çünkü .............................................................................
Amaç: ..................................................................................................................................................
Sonuç: .................................................................................................................................................
Yıllar sonra kalede e¤lence düzenlenir. Çünkü.....................................................................................
Amaç: ..................................................................................................................................................
Sonuç: .................................................................................................................................................
isteyiniz (2.14).
1. Bey, kızı dünyaya gelince ne yapar? Neden?
2. Bey neden kara kara düflünmeye bafllar?
3. Bey ne yaptırmaya karar verir? Neden?
4. Bey’in kızının 19. yafl gününde ne olur?
5. Efsanede anlatılan olay gerçek olabilir mi?
4. Etkinlik:
a. Metinde düflüncenin yönünü de¤ifltiren ifadelerin geçti¤i cümleleri bulup yazınız.
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
6. Bu efsane nerede anlatılmaktadır?
7. Bu efsanede anlatılan olayın yaflandı¤ını
gösteren bir iz var mı?
8. Babanın yerinde siz olsaydınız nasıl bir çözüm
b. Bu ifadelerin metnin akıflında nasıl de¤ifliklik yaptı¤ını yazını.
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
bulurdunuz (2.22)?
Ö¤rencilerinizden cümlelerdeki bofllukları
efsaneye göre doldurmalarını ve bu cümlelerdeki
amaç-sonuç iliflkilerini belirlemelerini isteyiniz
(3. Etkinlik) (2.9).
Ö¤rencilerinize “ne var ki, hâlbuki, fakat, ama,
ancak, oysa, öte yandan, bir de ne göreyim”
gibi ifadelerin bir metinde olay ve düflüncelerin
KIZ KALES‹
5. Etkinlik: Okudu¤unuz kız kalesi adlı efsaneyi kronolojik sıraya göre kendi cümlelerinizle özetleyiniz.
yönünü de¤ifltirdi¤ini söyleyiniz. Daha sonra
okudukları metinde düflüncenin yönünü
.............................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
6. Etkinlik: Okudu¤unuz bu efsaneyi dinledi¤iniz “Burada Dur!” adlı efsane ile karflılafltırınız.
de¤ifltiren bu tur ifadeleri bulmalarını ve bu
ifadelerin geçti¤i cümleleri yazmalarını isteyiniz
(4. Etkinlik) (2.18).
Ö¤rencilerinize efsanede gecen olayları kronolojik
sırayla mantık akıflına göre kendi cümleleriyle
ifade etmelerini söyleyiniz (5. Etkinlik) (2.13).
Daha sonra ö¤rencilerinize bölümün sonunda
verilen “Burada Dur!” adlı efsaneyi okuyunuz.
Okudukları efsane ile dinledikleri efsaneyi
karflılafltırmalarını isteyiniz. Bu iki efsanenin
benzer ve farklı yönlerini belirlemeleri gerekti¤ini
Benzer yönleri
Farklı yönleri
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
belirtiniz (6. Etkinlik) (2.21).
Ö¤rencilerinize anlatımın kimin a¤zından
yapıldı¤ını kavratmak için ilgili etkinli¤i yaptırınız
(7. Etkinlik) (2.6). Ardından metni dil ve anlatım
özellikleri açısından de¤erlendirmelerine yönelik
etkinli¤i yaptırınız (8. Etkinlik) (3.1)
Ö¤rencilerinizden ezberlemelerini istedi¤iniz
165
KIZ KALES‹
KIZ KALES‹
7. Etkinlik:
efsaneleri ezbere okumalarını isteyiniz.(5.9).
Daha sonra kısa yazılar ezberlemelerinin yararları
2. Metin
“Satıcı iskemlesine oturdu. Hasan da merakla
1. Metin
“Ne hofl manzara, gözüm iliflti. Dükkânın önünde
kaldım. Bir çilingir dükkânı. Ufak kilitler, eski zaman
karflısına geçti. Bu dört yanı duvarlı, tek kat,
basık ve toprak evde öyle canı sıkılıyordu ki...
üzerinde konuflmalarını sa¤layınız.
kapı halkaları, rezeler, mentefleler, hayvan zincirleri.
fiaflarak e¤lenerek seyrediyordu. Mukavvaya
Bu etkinlikten sonra ö¤rencilerinize aileleri ile
Böyle ufak tefek fleyler yapıyor. Bunlardan pek çok
benzetti¤i kalın deriyi iki tarafı keskin incecik,
da yapmıfl, dükkânın ötesine berisine asmıfl.
sapsız bıça¤ıyla kesifline, a¤zına bir avuç çivi
birlikte okuma saatleri düzenlemeleri gerekti¤ini
söyleyiniz (5.8). Her temayı ifllemeye bafllamadan
önce tema kapaklarında önerilen kitapları okuma
saatlerinde okuyacaklarını belirtiniz. Okuma
saatlerinde okuyup okumadıklarını
– Kolay gelsin usta.
doldurufluna, sonra bunları birer birer, ‹stanbul’da
– Kolayı baflına gelsin!
gördü¤ü maymun gibi avurdundan çıkarıp
Bir tarafa dayanıp durdum. Adamca¤ız, benimle
ayakkabıların altına çabuk cabuk mıhlayıflına,
hiç meflgul olmuyor göründü. Birer tarafı acık, ufak
deri parçalarını, pis bir suya koyup ıslatıflına,
halkalar hazırlamıfl, bir halka takıp acık tarafını atefle
mundar çanaktaki macuna parma¤ını daldırıp
tutuyor, o hazır oluncaya kadar bir baflkasını ateflten
tabanlara sürüflüne, hepsine bakıyordu. Susuyor
çekip ucunu, büyük bir dikkatle kapıyor, bir parça
ve bakıyordu. Bir aralık nerede ve kimlerle
büküyor, onu tekrar atefle verinceye kadar, evvelki
oldu¤unu keyfinden unuttu, dalgınlı¤ından ana
hazır oluyor, böylece muntazam çalıflıyordu.”
diliyle sordu:
Memduh fievket ESENDAL
– Çiviler a¤zına batmaz mı senin?
Eskici baflını hayretle iflinden kaldırdı. Uzun
de¤erlendirmek amacıyla her metnin “Okuma”
uzun Hasan’ın yüzüne baktı...”
Refik Halit KARAY
bölümlerinin sonlarında belli bir sure ayırınız.
Ö¤rencilerinize okuduklarını sınıfla paylaflmaları
1. Hangi metinde yazar, metnin flahıs kadrosunda yer almaktadır?
için gerekli ortam hazırlayınız. Bunu düzenli
..............................................................................................................................................................
olarak yapmakla ö¤rencilerinizin okuma
2. Hangi metinde yazar, olayları dıflarıdan gözlemleyerek anlatıyor?
alıflkanlı¤ı kazanmaları ve okuma bilinci
..............................................................................................................................................................
gelifltirmelerini sa¤lamıfl olacaksınız.
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
3. Hangi metinde hikâye birinci kiflinin a¤zından anlatılmıfltır? Niçin?
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
4. Hangi metinde hikâye üçüncü kiflinin a¤zından anlatılmıfltır? Niçin?
III. KONUfiMA
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
Ö¤rencilerinizin bir konu hakkındaki duygu,
düflünce ve hayallerini dile getirmeleri ve ifade
güçlerini gelifltirmeleri amacıyla serbest konuflma
yöntemini kullanınız (3.12).
Ö¤rencilerinize “Derse Hazırlık” bölümünde
getirmelerini istedi¤iniz efsaneyi önce
KIZ KALES‹
8. Etkinlik: Okudu¤unuz metinde afla¤ıdaki özelliklerden hangilerini görüyorsunuz? Metni dil ve anlatım
yönünden de¤erlendirmek amacıyla uygun buldu¤unuz özelli¤i “x” ile iflaretleyiniz.
Evet
anlatacaklarını sonra bu efsane hakkında duygu
ve düflüncelerini ifade edeceklerini söyleyiniz.
Ö¤rencilerinizden konuflmaları sırasında uygun
yerlerde vurgu, tonlama ve duraklama
Kısmen
Hayır
Açık ve anlaflılır bir dil kullanılmıfltır.
Sade bir dil kullanılmıfltır.
Örneklerden yararlanılmıfltır.
Konuflma diline yakın bir anlatımı vardır.
yapmalarını (2.5), anlatımlarında atasözleri,
Benzetmelere, mecazlı söyleyifllere yer verilmifltir.
deyimler ve benzetme gibi söz sanatlarını
Estetik bir anlatım sa¤lanmıfltır.
kullanmalarını (3.6), anlamadıklarını ve merak
Kahramanlar fiziksel özellikleriyle tanıtılmıfltır.
ettiklerini sormalarını (5.2), konuflmalarında
ö¤rendikleri yeni kelime, deyim ve atasözlerine
9. Etkinlik: Afla¤ıda girifl bölümü verilen “fiehitler Kayası” adlı efsaneyi tamamlayınız.
fiehitler Kayası
yer vermelerini (5.4) anlatırken olayları ve bilgileri
adam, babasından kalma topra¤ı elinden aldı¤ını ileri sürerek komflusundan davacı olmufl.
sıraya koyarak anlatmalarını isteyiniz (1.9).
“Yargıç Bey, bu adam baba malı topra¤ımın üzerine oturdu. Babam ben çok küçükken öldü.
Vaktiyle Afyon’a yakın köylerin birisinde iki adam arasında bir toprak davası varmıfl. Genç bir
Duruflmada yargıca flunları anlatmıfl:
Kimimiz kimsemiz yoktu. Tarlama sahip çıkamadım. On befl yıl önce bu adam tarlaya zorla girdi,
ekti, biçti. fiimdi ben büyüdüm, yetifltim. Artık kendi tarlamı kendim ekmek istiyorum. Ama burası
IV. YAZMA
Bu bölümde ö¤rencilerinize metin tamamlama
benimdir diyor, malımdan çıkmak istemiyor.”
Öbür adam da kendini savunmufl:
“Efendim, bu delikanlı yalan söylüyor. Bu tarla bana babamdan kaldı. Babama da dedelerimizden
kalmıfltır.”
Saim SAKAO⁄LU
yöntemi kullanarak yazma çalıflması yatırınız
.....................................................................................................................................................
(2.12). Bu do¤rultuda “fiehitler Kayası” adlı metni
.....................................................................................................................................................
tamamlamaya yönelik etkinli¤i yaptırınız (9.
.....................................................................................................................................................
Etkinlik).
.....................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................
.....................................................................................................................................................
166
Yazılarını ola¤anüstü varlıklara ve olaylara yer
KIZ KALES‹
vererek kurgulamalarını, gerekti¤inde diyaloglara
10. Etkinlik:
a. Verilen cümleleri inceleyerek fiillere gelen eklerin zamanlarını yanlarına yazınız.
Arkadafllarımla yarın sinemaya gidece¤iz.
(flimdiki zaman)
.....................................................................
(gelecek zaman)
.....................................................................
Kelo¤lan bir gün efle¤ine biner.
.....................................................................
Arkadafllarımla yarın sinemaya gidiyoruz.
Kelo¤lan bir gün efle¤ine binmifl.
.....................................................................
Annemler yarın sabah Denizli’den trenle gelir.
.....................................................................
Annemler yarın sabah Denizli’den trenle gelecek.
.....................................................................
Mehmet, her sabah kahvaltıdan sonra parkta koflar.
.....................................................................
Mehmet, her sabah kahvaltıdan sonra parkta kofluyor. .....................................................................
Mustafa Kemal 9 Eylül 1922’de ‹zmir’e giriyor.
.....................................................................
Mustafa Kemal 9 Eylül 1922’de ‹zmir’e girdi.
.....................................................................
b. Yukarıdaki cümlelerin anlamları aynı olmasına ra¤men fiillerde niçin farklı zaman ekleri kullanılmıfltır?
Noktalı yerlere düflüncelerinizi yazınız.
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
..............................................................................................................................................................
yer vermelerini ve olayları kendi ifadeleri ile
anlatmalarını isteyiniz (3.1).
Yazılarını yazım kurallarına uygun olarak
yazmalarını (1.11, 6.1), noktalama iflaretlerini
uygun yerlerde kullanmalarını (6.2), yazılarını
etkileyici bir ifadeyle sonuca ba¤lamalarını (2.9),
yazılarında yeni ö¤rendikleri kelime, kavram,
atasözü ve deyimleri kullanmalarını (5.2)
söyleyiniz.
11. Etkinlik: Afla¤ıdaki bofllukları örnekteki gibi doldurunuz.
V. D‹L B‹LG‹S‹
(Geçmifl zaman anlamı var.)
Fatma benimle bu konularda her zaman tartıflıyor.
(fiimdiki zaman eki)
(………………………………….)
Burak dün eve gidiyor ama kardeflini evde bulamıyor.
(………………………….)
Ö¤rencilerinize fiillerde zaman-anlam kayması
ile ilgili sezdirme çalıflmasını yaptırınız (10.
Etkinlik) (3.2).
(………………………………….)
Türkçe ö¤retmenimin verdi¤i ödevi yarın teslim ederim.
Etkinli¤i yaptıktan sonra Türkçede zaman
(………………………….)
(………………………………….)
Her gece yatmadan önce kitap okuyorum.
(………………..........………….)
(………………………………….)
Fatih Sultan Mehmet, ‹stanbul’u 1453 yılında fetheder.
(……………………........…….)
eklerinin anlatımı güçlendirmek için cümle içinde
farklı zaman anlamlarına gelebilece¤ini ve bunun
bir anlatım bozuklu¤u de¤il Türkçenin zenginli¤i
oldu¤unu söyledikten sonra ö¤rencilerinize
fiillerde zaman-anlam kayması ile ilgili kavrama
çalıflmasını yaptırınız (11. Etkinlik).
KIZ KALES‹
12. Etkinlik: Afla¤ıdaki fiillerde anlam kayması vardır. Örne¤i inceleyerek di¤er bofllukları da siz
doldurunuz.
a. Erzurum’a bir yıl sonra gidiyoruz.
Erzurum’a bir yıl sonra gidece¤iz.
................................................................................................................................................
b. Kırmızı bafllıklı kız bir gün büyükannesine gitmek için yola çıkar.
................................................................................................................................................
c. Anadolu 1071’den itibaren Türk yurdu olur.
................................................................................................................................................
ç. Ö¤retmenimiz Ankara’dan yarın geliyor.
................................................................................................................................................
d. O kadar titiz bir insan ki her gün bir makine çamaflır yıkıyor.
Ö¤rencilerinize fiillerde zaman-anlam kayması
ile ilgili uygulama çalıflmasını yaptırınız (12.
Etkinlik).
167
KIZ KALES‹
Okuma Metni
Horasan’dan Anadolu’ya gecen bir Türk
BURADA DUR
oyma¤ının baflında, iki gözü de görmeyen bir
oymakbaflı vardır. Bu yafllı oymak baflı Burdur’un
Anadolu’daki pek çok il ve ilçemizin adında,
kurulu oldu¤u yere gelince o¤luna seslenir:
Türkçemizin güzel söyleyifllerinin izlerini
“Burnuma güzel kokular geliyor. Demek ki burası
bulabilirsiniz. Konya’nın, “Konya!”dan; E¤irdir’in,
sulak bir yer; ba¤cılık ve bahçecilik yapılır. Burada
“E¤ir dur!”dan ; Hopa’nın “Hoppa...”dan geldi¤i
dur, flehrini burada kur!”
yöre insanlarımız tarafından anlatılır durur. Oranın
Oymak, baflkanlarının sözüne uyarak oraya
adının gerçekten böyle bir gerçek hikâyesi var
yerleflir ve flehirlerini kurarlar. Adını da, yafllı
mı, yoksa insanımız mı yakıfltırıvermifl? Orasını
oymakbaflının emrinden alarak “Burada dur”
biz bilemeyiz, kararı siz vereceksiniz.
diye koyarlar. Zamanla bu ad, bugünkü fleklini
Malazgirt Zaferi kazanılmıfl, Selçuklular Anadolu
alır.
içlerine do¤ru ilerlemektedir. Konya önlerine
kadar gelmifller ve bu flehrimiz fethedilerek
baflkent yapılmıfl. Ancak Konya’nın güneybatısı
henüz ele geçirilmemifl, Bizans’ın elinde
bulunmaktadır.
Konya’daki Selçuklu tahtında oturan sultan da
elbette oraları almak, sınırlarını geniflletmek
istemektedir. Bir gece rüya görür. Rüyasında
nur yüzlü, aksakallı bir Türkmen kocası ortaya
çıkar ve sultana seslenir:
“O topraklar er geç senin olacaktır; tamamını
alacaksın... Yarından tezi yok, atını ovalara sur.
Biz sana ‘Dur!...’ deyinceye kadar ilerle...”
Ertesi sabah Selçuklu ordusu hazırlıklara bafllar;
Sultan ve ordusu iflaret edilen yerlere sefere
koyulurlar. Da¤ denilmez, aflılır; tepe denilmez,
aflılır. Köyler geçilir, obalar geçilir. Her u¤ranılan,
her geçilen yer Selçuklunun topraklarına katılır.
Ne kadar, kaç gün gidilmifl, bilinmez. Bir akflama
do¤ru bir vadide ilerlerken Sultanın kula¤ına bir
ses gelir:
“Burada dur!...”
Sultan, rüyasındaki uyarıyı hatırlar. Atını durdurup
orada konaklamaya karar verir. Çadırlar kurulur,
bir oba oluflur. Orası artık yeni bir yerleflim birimi
olmufltur. Adını, önceleri “Burada dur!” fleklinde
söylemifller. Bu ad söylene söylene bugünkü
fleklini almıfl, “Burdur” olarak söylenir olmufl.
Ama bizim insanımız bir hikâye ile yetinir mi?
Burdur’umuza bir efsane daha yakıfltırıvermifller.
Saim SAKAO⁄LU
168
8.
KARA TOPRAK
Dost dost diye nicesine sarıldım,
Benim sadık yârim kara topraktır.
Beyhude dolandım bofla yoruldum.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Nice güzellere ba¤landım kaldım,
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum,
Her türlü iste¤im topraktan aldım.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi,
Yemek verdi ekmek verdi et verdi,
Kazma ile dövmeyince kıt verdi,
Benim sadık yârim kara topraktır.
Adem’den bu deme neslim getirdi,
Bana türlü türlü meyve yetirdi,
Her gün beni tepesinde götürdü.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Karnın yardım kazmay›nan, belinen,
Yüzüm yırttım tırna¤ınan, elinen.
Yine beni karflıladı gülünen.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Her kim ki bu sırra olursa mashar,
Bırakır dünyaya ölmez bir eser,
Gün gelir Veysel’i ba¤rına basar.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Âflık Veysel
SINIF
Dinleme Metni
169
KARA TOPRAK
1. Etkinlik:
a. Afla¤ıda harfleri karıflık olarak verilen kelimeleri düzenleyip deyimleri bularak altlarındaki kutucuklara
yazınız
1)
sındaafa
flekmifl
kaçkam
2)
lie
oluk
bı¤al
3)
kergizöne
nanamamaki
4)
undumuu
ketiyirmen
kebelkem
b. Buldu¤unuz deyimleri birer cümlede kullanınız.
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
2. Etkinlik: Dinledi¤iniz fliirden hareketle afla¤ıdaki kelimelerin anlamlarını tahmin ederek yazınız.
Ardından kelimelerin anlamlarını sözlükten bularak tahminlerinizle karflılafltırınız.
sadık
beyhude
Tahmin:……………………………………………..
Tahmin:……………………………………………..
Anlamı: ……………………………………………..
Anlamı: ……………………………………………..
vefa
k›t
Tahmin:……………………………………………..
Tahmin:……………………………………………..
Anlamı: ……………………………………………..
Anlamı: ……………………………………………..
nesil
Tahmin:……………………………………………..
Anlamı: ……………………………………………..
170
KARA TOPRAK
3. Etkinlik: Dinledi¤ini fliirde geçen duyguları iflaretleyiniz.
Dostluk
Memleket sevgisi
Vefa
Nefret
Çalıflmak
Kıskançlık
4. Etkinlik: Afla¤ıdaki dörtlüklerde dize sonlarında ahengi sa¤layan ses benzerliklerini iflaretleyiniz.
Dost dost diye nicesine sarıldım,
Benim sadık yarim kara topraktır.
Beyhude dolandım bofla yoruldum.
Nice güzellere ba¤landım kaldım,
Benim sadık yârim kara topraktır.
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum,
Her türlü iste¤im topraktan aldım.
Benim sadık yârim kara topraktır.
5. Etkinlik: Afla¤ıdaki iki fliiri flekil yönünden karflılafltırarak benzer ve farklı yönlerini yazınız.
‹ncecikten bir kar ya¤ar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmufl
Gezer Elif Elif diye
Elif’in u¤ru nakıfllı
Yavru balaban bakıfllı
Yayla çiçe¤i kokufllu
Kokar Elif Elif diye
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karflı damda bir günefl parçası,
‹çimde kufl cıvıltıları, flarkılar;
Ba¤ıra ça¤ıra düflerim yollara;
Döner döner durur baflım havalarda.
Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne ifl güç gelir aklıma, ne yoksullu¤um.
Derim ki: ‘Sıkıntılar duradursun!’
fiairli¤imle yetinir,
Avunurum.
Benzer yönleri
Farklı yönleri
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
171
KARA TOPRAK
6. Etkinlik: Arkadaflınızın fliir okuyuflunu afla¤ıdaki formda de¤erlendiriniz.
Evet
Kısmen
Hayır
Telaffuz hatası yapmadan okudu.
Akıcı okudu.
fiiirin duygusu yansıtabildi.
Gerekli yerlerde vurgu ve tonlama yapabildi.
fiiire uygun bir ses tonu kullandı.
7. Etkinlik: Dinledi¤iniz fliirden hareketle konusunu kendinizin belirleyece¤i bir fliir yazınız.
.............................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
172
KARA TOPRAK
8. Etkinlik: Afla¤ıdaki metnin noktalama iflaretlerini uygun flekilde yerlefltiriniz.
Nasrettin Hoca ( ) nın bir komflusuna borcu varmıfl ( ) Adam sabah akflam kapıya gelir ( ) der ki ( )
“Hoca ( ) Pek üzdün bizi ( ) artık yeter ( ) Öde flu borcunu, bir efendilik göster ( )” Hoca cevap verir ( )
“Vallahi inan ( ) aklımda fikrimde senin paran ( ) Darda olmasam hiç ödemez miyim ( )
9. Etkinlik: Afla¤ıdaki cümlelerin yüklemini göstererek yüklemlerine göre nasıl birer cümle olduklarını
örnekteki gibi yazınız.
Küçük flehir özlemi gitgide içimde / büyüyor.
Fiil cümlesi
...................................................
fiehirlilerin ço¤u / birer mutsuz yabancıdır.
‹sim cümlesi
...................................................
Ayaküstü sohbetlerin tadına doyum olmaz.
...................................................
Orada insanların mutlu yafladıklarına inanıyorum.
...................................................
Sokak boyunca mutlu yafladıklarına inanıyorum
...................................................
Onlar asude zamanlardı.
...................................................
Yalnızlı¤ınızla bafl bafla geçiyorsunuz sokakları.
...................................................
Sokakta bir selam verip hâlinizi hatırınızı sorsun istiyorsunuz.
...................................................
173
KARA TOPRAK
10. Etkinlik: Afla¤ıdaki cümleleri ifade ettikleri anlamlarına göre iflaretleyiniz.
Bu sandalye pek sa¤lam görünmüyor.
Arkadaflımın boyu benden uzun.
Yapısında yapım eki olmayan kelimelere basit
kelime denir.
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Yarın kütüphaneye gidece¤iz.
Ödevlerimi bitiremedim.
Diyelim ki bize geldi
Derslerine iyi çalıflmalısın.
Güzel güzel oynuyorlar.
Kimse onun kadar iyi de¤il.
Tanımlama
De¤erlendirme
Onaylama
Öneri
Karflılafltırma
‹htimal
Varsayım
Olumsuz
Olumlu
Cümlelerin ifade etti¤i anlamlar
174
KARA TOPRAK
8.
Dinleme Metni
KARA TOPRAK
I. HAZIRLIK
SINIF
A. Derse Hazırlık
Dost dost diye nicesine sarıldım,
Türk müzi¤ini tanıtıcı yazılar ve hikâyeli
Benim sadık yârim kara topraktır.
Beyhude dolandım bofla yoruldum.
türkülerden örnekler getiriniz. ‹mkân varsa sınıfta
Benim sadık yârim kara topraktır.
dinletmek/izletmek amacıyla Türk halk edebiyatı
Nice güzellere ba¤landım kaldım,
örmeklerini içeren CD/VCD getirebilirsiniz.
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum,
Özellikle iflleyece¤iniz “Kara Toprak” adlı
Benim sadık yârim kara topraktır.
türkünün CD’sini (Âflık Veysel’in a¤zından)
Koyun verdi kuzu verdi süt verdi,
getiriniz. Ayrıca “Yazma” bölümünde kullanılmak
Kazma ile dövmeyince kıt verdi,
Her türlü iste¤im topraktan aldım.
Yemek verdi ekmek verdi et verdi,
Benim sadık yârim kara topraktır.
üzere sözsüz müzik CD’si getiriniz.
Adem’den bu deme neslim getirdi,
Ö¤rencilerinizden “Dinleme” bölümünün
Bana türlü türlü meyve yetirdi,
sonunda sınıf içi bir fliir dinletisi düzenlemek
Benim sadık yârim kara topraktır.
Her gün beni tepesinde götürdü.
amacıyla birer halk fliiri getirmelerini ve “Yemen
Karnın yardım kazmay›nan, belinen,
Yüzüm yırttım tırna¤ınan, elinen.
Türküsü”nü ezberleyerek gelmelerini isteyiniz.
Yine beni karflıladı gülünen.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Ö¤rencilerinize “Konuflma” bölümünde
Her kim ki bu sırra olursa mashar,
kullanılmak üzere sevdikleri türkülerden birkaç
Bırakır dünyaya ölmez bir eser,
tanesini yazarak getirmelerini söyleyiniz.
Benim sadık yârim kara topraktır.
Gün gelir Veysel’i ba¤rına basar.
Âflık Veysel
Arafltırma: Ö¤rencilerinize Âflık Veysel’in hayatı
ve eserleri hakkında bilgi toplamalarını, flairin
eserlerinden be¤endiklerini sınıf panosunda
sergilemelerini söyleyiniz. fiair hakkında
topladıkları bilgileri “Dinleme” bölümünde
arkadafllarıyla paylaflacaklarını belirtiniz.
Siz de ö¤rencilerinizin arafltırmalarını sundukları
bölümde göstermek üzere Âflık Veysel’in
hayatının anlatıldı¤ı belgeseli –bulabilirseniz-
KARA TOPRAK
1. Etkinlik:
a. Afla¤ıda harfleri karıflık olarak verilen kelimeleri düzenleyip deyimleri bularak altlarındaki kutucuklara
yazınız
1)
sındaafa
flekmifl
kaçkam
2)
lie
oluk
bı¤al
3)
kergizöne
nanamamaki
4)
undumuu
ketiyirmen
kebelkem
sınıfa getiriniz.
Derse Hazırlık ‹çin Kaynak
Türküler Dolusu
Kirazın derisinin altında kiraz
b. Buldu¤unuz deyimleri birer cümlede kullanınız.
Narın içinde nar
.............................................................................................................................................................
Benim yüre¤imde boylu boyunca
Memleketim var.
Canıma ci¤erime
Elma dalından uza¤a düflmez
Ne yana gitsem nafile
Memleketin hâli gözümden gitmez
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
.............................................................................................................................................................
2. Etkinlik: Dinledi¤iniz fliirden hareketle afla¤ıdaki kelimelerin anlamlarını tahmin ederek yazınız.
Ardından kelimelerin anlamlarını sözlükten bularak tahminlerinizle karflılafltırınız.
sadık
Tahmin:……………………………………………..
Anlamı: ……………………………………………..
Anlamı: ……………………………………………..
vefa
Yerliyim yerli olmasına
k›t
Tahmin:……………………………………………..
Tahmin:……………………………………………..
Anlamı: ……………………………………………..
Anlamı: ……………………………………………..
Bin bir yerimden ba¤lanmıflım
Bundan ötesine aklım ermez.
beyhude
Tahmin:……………………………………………..
nesil
Tahmin:……………………………………………..
Anlamı: ……………………………………………..
‹lmik ilmik damar damar
Yerliyim
KARA TOPRAK
Bir dilim Trabzon peyniri
3. Etkinlik: Dinledi¤ini fliirde geçen duyguları iflaretleyiniz.
Dostluk
Memleket sevgisi
Vefa
Nefret
Çalıflmak
Kıskançlık
Bir avuç tiftik
Bir cimdik çavdar
4. Etkinlik: Afla¤ıdaki dörtlüklerde dize sonlarında ahengi sa¤layan ses benzerliklerini iflaretleyiniz.
Dost dost diye nicesine sarıldım,
Beyhude dolandım bofla yoruldum.
Nice güzellere ba¤landım kaldım,
Benim sadık yârim kara topraktır.
Ne bir vefa gördüm ne fayda buldum,
Her türlü iste¤im topraktan aldım.
Benim sadık yârim kara topraktır.
5. Etkinlik: Afla¤ıdaki iki fliiri flekil yönünden karflılafltırarak benzer ve farklı yönlerini yazınız.
Elif’in u¤ru nakıfllı
Yavru balaban bakıfllı
Yayla çiçe¤i kokufllu
Kokar Elif Elif diye
Diflimden tırna¤ıma kadar
Ressamım
Benim sadık yarim kara topraktır.
‹ncecikten bir kar ya¤ar
Tozar Elif Elif diye
Deli gönül abdal olmufl
Gezer Elif Elif diye
Bir tutam fiile bezi gibi
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karflı damda bir günefl parçası,
‹çimde kufl cıvıltıları, flarkılar;
Ba¤ıra ça¤ıra düflerim yollara;
Döner döner durur baflım havalarda.
nakıfllarım
Taflıma topra¤ıma toz konduranın
Alnını karıfllarım
fiairim flair olmasına
Canım kurban fliirin gerçe¤ine, hasına
‹çersine insan kokusu sinmifl mısralara vurgunum
Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne ifl güç gelir aklıma, ne yoksullu¤um.
Derim ki: ‘Sıkıntılar duradursun!’
fiairli¤imle yetinir,
Avunurum.
Benzer yönleri
Yurdumun taflından topra¤ından sürüp gelir
Bıçak gibi kemi¤e dayansın yeter
E¤ri bü¤rü, kör topal kabulüm.
fiairim
Farklı yönleri
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
.....................................................................
Zifiri karanlıkta gelse fliirin hası
Ayak seslerinden tanırım
Ne zaman bir köy türküsü duysam
fiairli¤imden utanırım.
fiairim
fiiirin gerçe¤ini köy türkülerinde bulmuflum
Türkülerle yunmufl yıkanmıfl dilim
KARA TOPRAK
Onlarla a¤lamıfl onlarla gülmüflüm.
Hey hey yine de hey hey
6. Etkinlik: Arkadaflınızın fliir okuyuflunu afla¤ıdaki formda de¤erlendiriniz.
Evet
Kısmen
Hayır
Salınsın türküler bir uçtan uca
Telaffuz hatası yapmadan okudu.
Evelallah hepsinde varım
Akıcı okudu.
Onlar kadar sahici
fiiirin duygusu yansıtabildi.
Onlar kadar gerçek,
Gerekli yerlerde vurgu ve tonlama yapabildi.
‹nsancasına, erkekçesine
fiiire uygun bir ses tonu kullandı.
Bana bir bardak su dercesine
7. Etkinlik: Dinledi¤iniz fliirden hareketle konusunu kendinizin belirleyece¤i bir fliir yazınız.
Bir türkü söylemeden gidersem yanarım.
Ah bu türküler
.............................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
.......................................................................................................
Türkülerimiz
Ana sütü gibi candan
Ana sütü gibi temiz
Türkülerde tüter da¤ da¤ yayla yayla
Koyumuz, koylumuz, memleketimiz.
Ah bu türküler koy türküleri
Dilimizin tuzu biberi
Memleket ahvalini onlardan sor
Kitaplarda de¤il türkülerde ara Yemen’i
Öleni kalanı gidip gelmeyeni
175
176
KARA TOPRAK
Ben türkülerden aldım haberi
Ah bu türküler köy türküleri
Ah bu türküler köy türküleri
KARA TOPRAK
8. Etkinlik: Afla¤ıdaki metnin noktalama iflaretlerini uygun flekilde yerlefltiriniz.
Nasrettin Hoca ( ) nın bir komflusuna borcu varmıfl ( ) Adam sabah akflam kapıya gelir ( ) der ki ( )
“Hoca ( ) Pek üzdün bizi ( ) artık yeter ( ) Öde flu borcunu, bir efendilik göster ( )” Hoca cevap verir ( )
“Vallahi inan ( ) aklımda fikrimde senin paran ( ) Darda olmasam hiç ödemez miyim ( )
Ne düzeni belli ne yazanı
Altlarında imza yok ama
‹çlerinde yürek var
9. Etkinlik: Afla¤ıdaki cümlelerin yüklemini göstererek yüklemlerine göre nasıl birer cümle olduklarını
örnekteki gibi yazınız.
Küçük flehir özlemi gitgide içimde / büyüyor.
Fiil cümlesi
...................................................
fiehirlilerin ço¤u / birer mutsuz yabancıdır.
‹sim cümlesi
...................................................
Ayaküstü sohbetlerin tadına doyum olmaz.
...................................................
Orada insanların mutlu yafladıklarına inanıyorum.
...................................................
Sokak boyunca mutlu yafladıklarına inanıyorum
...................................................
Onlar asude zamanlardı.
...................................................
Yalnızlı¤ınızla bafl bafla geçiyorsunuz sokakları.
...................................................
Sokakta bir selam verip hâlinizi hatırınızı sorsun istiyorsunuz.
...................................................
Bedri Rahmi EYÜBO⁄LU
B. Metne Hazırlık
Ö¤rencilerinize Türk müzi¤ini tanıtıcı yazılardan
birini okuyunuz. “Derse Hazırlık ‹çin Kaynak”
bölümünde verilen fliiri okuyarak türkülerle ilgili
bir tartıflma yaptırabilirsiniz. Ö¤rencilerinizin
birikimlerini harekete geçirmek amacıyla “müzik”
ve “türkü” kelimelerinin ça¤rıfltırdıklarıyla ilgili
beyin fırtınası yaptırınız.
Ö¤rencilerinize afla¤ıdaki soruları yöneltiniz:
• Hangi tur müziklerden hofllanırsınız? Niçin?
• Herhangi bir müzik aleti çalıyor musunuz?
• Türkü dinlerken hangi duygular içinde
oluyorsunuz?
• Evinizde hangi tür müzikler dinlenir?
• ‹nsanlar neden farklı müziklerden hofllanır?
KARA TOPRAK
10. Etkinlik: Afla¤ıdaki cümleleri ifade ettikleri anlamlarına göre iflaretleyiniz.
Bu sandalye pek sa¤lam görünmüyor.
Afla¤ıdaki türküyü ö¤rencilerinize okuyunuz,
türkü hakkında düflüncelerini alınız (Türküyü
ezgisiyle birlikte ö¤rencilerinizle söyleyebilirsiniz.).
Arkadaflımın boyu benden uzun.
Yapısında yapım eki olmayan kelimelere basit
kelime denir.
Kim bilir, belki yarın, belki yarından da yakın.
Çanakkale ‹çinde Aynalı Çarflı
Çanakkale içinde aynalı çarflı,
Ana ben gidiyom düflmana karflı.
Yarın kütüphaneye gidece¤iz.
Ödevlerimi bitiremedim.
Of gençli¤im eyvah!
Diyelim ki bize geldi
Çanakkale içinde bir uzun selvi,
Derslerine iyi çalıflmalısın.
Kimimiz niflanlı kimimiz evli.
Güzel güzel oynuyorlar.
Of gençli¤im eyvah!
Kimse onun kadar iyi de¤il.
Çanakkale ustun duman bürüdü,
On üçüncü fırka yürüdü
Of gençli¤im eyvah!
Tanımlama
De¤erlendirme
Onaylama
Karflılafltırma
Varsayım
‹htimal
etmelerini isteyiniz.
Olumlu
sonra ö¤rencilerinizden metnin içeri¤ini tahmin
Olumsuz
Metnin bafllı¤ını ö¤rencilerinize söyleyiniz. Daha
Öneri
Cümlelerin ifade etti¤i anlamlar
177
Çanakkale içinde bir dolu testi,
Niçin?
Analar babalar mektubu kesti.
Ö¤rencilerinize fliirde ifllenen duyguları bulmaya
Of gençli¤im eyvah!
yönelik etkinli¤i yaptırınız (3. Etkinlik) (2.3).
Daha sonra ö¤rencilerinize fliir dilinin farklılı¤ını
II. D‹NLEME – ANLAMA
ayırt etmeye yönelik etkinli¤i yaptırınız (4. Etkinlik)
Metni birkaç kere okuduktan sonra bir de Âflık
(2.22). Bu etkinlikte kafiye, redif gibi kavramları
Veysel’den dinletiniz (Getirdi¤iniz CD’den).
kullanmadan onları sezdirmeye çalıflın.
Ardından “fiiir olarak dinlemek mi daha güzel,
Örneklerdeki bu ses benzerliklerin fliire ahenk
türkü olarak dilemek mi?” sorusunu yönelterek
kattı¤ı üzerinde durun. Ardından fliirin flekil
ö¤rencilerinizin görüfllerini alınız.
özelliklerini fark ettirmeye yönelik etkinli¤i
Ö¤rencilerinizin dinlediklerinin içinden ilgi ve
yapmalarını isteyiniz (5. Etkinlik).
ihtiyaçlarına yönelik olanları seçerek dinlemelerini
Arkadafllarının fliir okuyufllarını de¤erlendirmek
sa¤lamak amacıyla seçici dinleme yöntemini
üzere hazırlanmıfl etkinli¤i (6. Etkinlik) yaptırınız
uygulayınız (1.4).
(3.3). Bunun için ö¤rencilerinizin getirdikleri halk
Afla¤ıdaki soruları tahtaya yazınız ve
fliirlerinden birini bir ö¤renciye okutunuz (Bunun
ö¤rencilerinizden dinleme sureci tamamlandıktan
için siz de bir fliir getirebilirsiniz.).
sonra bu soruları cevaplamalarını isteyiniz.
• Dinledi¤iniz fliirin ana duygusu nedir (2.4)?
Ö¤rencilerinizden “Hazırlık” bölümünde
• Dinledi¤iniz fliirin duygusunu destekleyen
getirmelerini istedi¤iniz fliirlerle ve sizin
yardımcı duygular nelerdir (2.5)?
getirdi¤iniz türkü CD’leri ile bir dinleti düzenleyiniz
• fiair, topra¤ı kendisi için ne olarak görüyor?
(5.2).
Ö¤rencilerinize dinledikleri metnin anahtar
Ö¤rencilerinize Âflık Veysel hakkında arafltırdıkları
kelimelerini bulmalarını söyleyiniz (2.2). Daha
bilgileri sınıfla paylaflmalarını söyleyiniz (2.25).
sonra anahtar kelimelerle defterlerine cümleler
Âflık Veysel’in hayatının yer aldı¤ı belgesel
yazdırınız.
getirmiflseniz bunu ö¤rencilerinizin
Ö¤rencilerinize “Anahtar kelimeleri belirlerken
paylaflımlarından sonra sınıfta gösterebilirsiniz.
nelere dikkat ettiniz?” sorusunu yönelterek
cevaplarını alınız. Ö¤rencilerinizin metinle ilgili
III. KONUfiMA
soru sormaları ve görüfl bildirmeleri için uygun
Ö¤rencilerinize bir konu hakkında sunulan bilgi,
zamanda söz almalarını sa¤layınız (1.3).
duygu ve düflüncelerden yola çıkarak yeni fikirler
Ö¤rencilerinizden deyimlerle ilgili bulmaca
üretmeleri amacıyla yaratıcı konuflma yöntemini
etkinli¤ini yapmalarını isteyiniz (1. Etkinlik) (2.1).
uygulayanız (3.12).
Ardından dinledikleri fliirde deyim olup olmadı¤ını
Ö¤rencilerinize “hazırlık” bölümünde istedi¤iniz
sorunuz. Tespit ettikleri deyimleri arkadafllarıyla
türkülerden bir tanesini seçmelerini söyleyiniz.
paylaflmalarını isteyiniz.
Daha sonra ö¤rencilerinize hikâyesi olan
Ö¤rencilerinize dinledikleri metinden alınan
türkünün önce sözlerini, daha sonra hikâyesini
kelimelerin anlamlarını tahmin etme ve sözlük
okuyunuz (Bu etkinlik için türkü sözlerinin yer
çalıflmasını içeren etkili¤i yapmalarını söyleyiniz
aldı¤ı ‹nternet sitelerinden yararlanabilir siniz.).
(2. Etkinlik) (2.1).
Ö¤rencilerinizden hikâyeyi okuduktan sonra
Daha sonra ö¤rencilerinize dinledikleri metni
seçtikleri türküden yola çıkarak bir hikâye
anlamaya ve çözümlemeye yönelik soruları
kurgulamalarını isteyiniz. Hikâyeleri kurgulamaları
yöneltiniz (2.12):
için belirli bir sure veriniz. Ardından ö¤rencilerinizi
1. fiairdeki toprak sevgisinin sebebi nedir?
tahtaya kaldırarak hikâyelerini anlatmalarını
2. fiair topra¤ı ne olarak görüyor?
isteyiniz.
3. Siz, flairin düflüncelerine katılıyor musunuz?
Ö¤rencilerinize hikâyelerini anlatırken standart
Türkçe ile konuflmalarını (1.4), karflısındakinin
Befliklerde beleklerde
algılamakta zorluk çekmeyece¤i bir hızda ve
Türk’üz türkü ça¤ırırız
178
akıcı bicimde konuflmalarını (1.7), tekrara
düflmeden konuflmaları gerekti¤ini (1.9)
Hep beraber gelin kızlar
hatırlatınız.
Bile coflar o yıldızlar
! Ö¤rencilerinizden afla¤ıdaki kelimelerin geçti¤i
Koflulunca çifte sazlar
türküler söylemelerini isteyiniz. Kelimeleri
Türk’üz türkü ça¤ırırız
dersinizin suresine göre artırabilir ya da
azaltabilirsiniz.
‹nler Veysel arı gibi
Kelimeler: da¤, koyun, çiçek, bahar, asker, ev,
Bülbüllerin zarı gibi
ayrılık, gurbet, ba¤, dere...
Turnalar katarı gibi
Türk’üz türkü ça¤ırırız
IV. YAZMA
Âflık Veysel fiATIRO⁄LU
Ö¤rencilerinizden dinledikleri fliirden hareketle
konularını kendi belirleyecekleri bir fliir yazmalarını
Ö¤rencilerinizden yazdıkları bu fliiri fliir
isteyiniz (7. Etkinlik) (3.4). Ö¤rencilerinize fliir
defterlerine kaydetmelerini (5.4), ayrıca
konusu belirleme esnasında yardımcı olunuz.
be¤endikleri fliirleri, sözleri ve metinleri
Onları yönlendirebilirsiniz.
derlemelerini isteyiniz (5.6).
Ö¤rencilerinize yazacakları fliirlerle sınıf içi fliir
Ö¤rencilerinize noktalama iflaretleri ile ilgili
yarıflmasına katılacaklarını (5.10), yazarken düz
uygulama etkinli¤ini yaptırınız (8. Etkinlik) (6.2).
yazı ile fliir arasındaki bicim farklılıklarını dikkate
almalarını, dizeler arasında duygu ve düflünce
V. D‹L B‹LG‹S‹
birli¤i sa¤lamaları gerekti¤ini söyleyerek fliirdeki
Ö¤rencilerinize, isim ve fiil cümlelerini sezdirme
anlam bütünlü¤ünü bozmadan ses akıflını
etkinli¤ini yaptırınız (9. Etkinlik) (2.5.).
sa¤lamaya özen göstermelerini söyleyiniz.
Ö¤rencilerine, yüklemleri çekimli fiil olan
Daha sonra afla¤ıdaki fliiri okuyunuz:
cümlelere “fiil cümlesi”; yüklemleri ek fiil almıfl
isim ya da isim soylu kelimeler olan cümlelere
Türk’üz Türkü Ça¤ırırız
“isim cümlesi” dendi¤ini hatırlatınız.
Dünya dolsa flarkıyılan
Daha sonra cümlenin anlam özellikleri ile ilgili
Türk’üz türkü ça¤ırırız
etkinli¤i yaptırınız (10. Etkinlik) (2.9.).
Yola gitmek korkuyulan
Türk’üz türkü ça¤ırırız
Türk’üz Türkler yoldaflımız
Hesaba gelmez yaflımız
Nerde olsa savaflırız
Türk’üz türkü ça¤ırırız
Bayramlarda dü¤ünlerde
Toplantıda yı¤ınlarda
Sıkılınca dar günlerde
Türk’üz türkü ça¤ırırız
Su baflında bulaklarda
Türk’ün sesi kulaklarda
Download