DÜZ YAZI TÜRLERİ (NESİR BİLGİSİ ) A

advertisement
DÜZ YAZI TÜRLERİ (NESİR BİLGİSİ )
A-) SANATSAL METİNLER
1-) ROMAN
Romanda olaylar geniş ve ayrıntılı olarak anlatılır.
Ana olay etrafında olaycıklar vardır.
Şahıs kadrosu geniştir.
Karakter çözümlemeleri önemlidir.
Zaman olarak geri dönüşler olur.
Olay, kişi, yer ve zaman dört temel öğesini oluşturur.
Romanlar çeşitli türlere ayrılır:
Tarihi Roman: Konusunu tarihten alır.
Töre Romanı: Toplumun yaşayış tarzını, geleneklerini, adetlerini işleyen romandır.
Psikolojik Roman: Ruh çözümlemelerinin yapıldığı romanlardır.
Egzotik Roman: Uzak ve yabancı ülkelerin doğa ve insanlarını anlatan romandır.
Gotik roman: Karanlık, korkutucu, çılgınlıklarla dolu bir ortamda geçen kanlı, şeytani,
büyülü olayları anlatan romanlara denir.
Tezli Roman: Bir görüş veya düşünceyi savunan romandır.
Polisiye Roman: Dedektif hikayelerini anlatan romandır.
2-) HİKAYE (ÖYKÜ): Yaşanmış veya yaşanması mümkün olayların estetiksel şekilde
anlatıldığı kısa edebî yazılardır. Decameron(Boccacio) bu türün önemli ilk eseridir. Kendi
içinde üçe ayrılır:
www.harunardic.net
1
Hikaye Çeşitleri
a-) Olay Hikayelerinin Özellikleri
Hikayede olaylar geniş ve ayrıntılı olarak anlatılır.
Bu tarz öykülere klasik vak’a öyküsü de denir.
Olaylar serim, düğüm, çözüm sırasına uygun olarak anlatılır.
Olaylar, zamana göre uygun sıralama ile verilir.
Düğüm bölümünde oluşturulan merak, çözüm bölümünde giderilir.
Maupassant bu türün öncüsüdür.
Türk edebiyatında bu öykücülüğün en büyük temsilcisi Ömer Seyfettin’dir.
b-) Durum Hikayelerinin Özellikleri
Olaydan çok, hayatın belli bir zaman dilimindeki durumu anlatılır.
Merak öğesi ikinci plandadır.
Günlük hayattan herhangi bir kesit sunulur.
Kişiler tüm yönleriyle tanıtılmaz; kişinin yaşama şartları, çevre ve zaman okuyucuya
sezdirilir.
Olayda giriş, gelişme ve sonuç yoktur.
Bu hikayenin en güzel örneklerini Anton Çehov vermiştir.
Kahramanlar karşılıklı konuşmalar içinde verilir.
Türk edebiyatında Memduh Şevket Esendal ve Sait Faik Abasıyanık bu türün önemli
temsilcileridir.
Yazar, bu öykülerde okuyucuyu, heyecana getiren bir anlatım sergilemez.
www.harunardic.net
2
c-) Ben merkezli öykü ve özellikleri:
Bireysel sorunların anlatıldığı bir hikaye türüdür
Hikâyenin ana kahramanı yazarın kendisidir bu yüzden de olaylar, kahraman anlatıcı
bakış açısıyla verilir.
Bu hikâyelere "bireyi birey olarak ele alan hikâyeler" de denir.
Her ne kadar durum hikayesi ile benzerlikler gösterse de bireyselliğin ağır basması
yönüyle durum hikayesinden ayrılır.
Kahraman genel olarak düş dünyasına sığınır.
İlk defa batıda görülen bu tarz hikâyenin önde gelen temsilcisi Franz Kafka'dır.
Türk edebiyatındaki ilk temsilcisi Haldun Taner'dir. Bunun dışında Oğuz Atay, Bilge
Karasu ve Nezihe Meriç de bu türde önemli eserler vermiştir.
3-) MASAL
Olağanüstü olayların anlatıldığı sözlü bir edebiyat ürünüdür.
Evrensel konular işlenir.
Olaylar hayal ürünüdür.
Yer ve zaman belli değildir.
Kahramanlar insanüstü nitelikler gösterir.
İyiler hep iyi, kötüler hep kötüdür.
İyiler ödüllendirilir, kötüler cezalandırılır.
Eğiticilik esastır.
Olaylar miş'li geçmiş zaman kullanılarak anlatılır.
www.harunardic.net
3
4-) EFSANE
Doğaüstü özellikler gösteren kahramanların hayatlarının ve olayların anlatıldığı
hikayelerdir.
Masal gibi hayal ürünüdürler.
Dünyanın yaratılışıyla ilgili efsaneler, tarihi efsaneler, dini efsaneler ve olağanüstü
kişiler ve güçlerini anlatan efsaneler diye farklı gruplara ayrılır.
Not: Masalla efsane birbirine karıştırılabilir.
Masal ve Efsane’nin ve farkları
Efsane halkın hayal gücüyle yarattığı ideal insan tipini verir.
Efsane daha inandırıcıdır.
Efsane‘de toplumun inançları, düşünce yapıları ve yaşadıkları çevre ortaya çıkarırken
masallarda bu yoktur masallarda eğiticilik vardır herhangi bir doğa olayını yorumlama
yoktur.
5-) FABL
Öğüt ve ahlaki ders verme amaçlanır.
Didaktik şiire özgü nitelikler taşır.
Teşhis ve intak sanatı sıkça kullanılır.
6-) TİYATRO
Hayattaki olayları konu edinen, sahnede oynanmak amacıyla yazılan edebi eserdir. Tiyatro
eserleri, konularına göre dram, trajedi ve komedi gibi türlere ayrılır.
a-) Trajedi
Seyirciye, hayatın acıklı yönlerini göstermek, ahlak ve erdemi anlatmak için
yazılmış manzum eserlerdir.
Konusunu seçkin kimselerin hayatından ya da mitolojiden alır.
www.harunardic.net
4
Kahramanları tanrılar, tanrıçalar ve soylu kimselerdir.
Kaba sözlere yer verilmez.
Eser baştan sona kadar ağırbaşlı, ciddi bir hava içinde geçer.
Öldürme ve yaralama gibi çirkin olaylar, seyircinin gözü önünde gerçekleştirilmez,
sahne arkasında gerçekleştirilir. Bu olaylar haberciler tarafından sahnede aktarılır.
Üç birlik kuralına uyulur.( Yer, zaman, olay )
Oyunda koro ve diyaloglara yer verilir.
Ünlü trajedi yazarları:
Fransız: Corneille, Racine.
Eski Yunan: Aiskhylos, Eurupides, Sophokles
b-) Komedi
İnsanların ve olayların gülünç yönlerini ortaya koymak, izleyenleri güldürmek ve
düşündürmek amacıyla yazılmış tiyatro eseridir.
Konusunu, yaşanılan hayattan ve günlük olaylardan alır.
Kişiler halktan ve yüksek zümreden her çeşit insan olabilir.
Her türlü söze, kaba ifadelere ve şakaya yer verilir.
Kişilerin her türlü davranışları sahnede gösterilir.
Manzum olarak yazılır.
Öldürme ve yaralama gibi olaylar seyirci önünde yapılır.
Üç birlik kuralına uyulur.
Birbirini izleyen diyalog ve koro bölümlerinden oluşur.
Türün yazarları: Yunan-Aristophanes, Fransız- Moliere.
www.harunardic.net
5
c-) Dram
 Hayatı olduğu gibi acıklı ve gülünç yönleriyle sahnede göstermek için yazılan
tiyatro eseridir.
 Acıklı ve gülünç sahneler bir aradadır.
 Konusunu günlük yaşamdan ve tarihten alır.
 Üçbirlik kuralına uyma zorunluluğu yoktur.
 Olaylar, çirkin dahi olsa sahnede gösterildiği gibi kişiler hangi sınıf ve halktan olursa
olsun dramda yer alır.
 Manzum ya da nesir şeklinde yazılabilir.
 Trajedi ve Komedi kaynaşmıştır.
 Victor Hugo Cromwell oyununun ön sözünde bu türün özelliklerini açıklar.
MODERN TİYATRO TÜRLERİ:
EPİK TİYATRO
 İsminden anlaşılanın aksine kahramanlık konularını işleyen bir tiyatro çeşidi değildir.
 Amaç seyircinin sahnede oynanan oyunun gerçek olmadığına dikkat çekmektir.
 Oyun sırasında oyun akışı kesilir açıklamalar yapılır ve seyircinin dikkati dağıtılır.
 Eleştiriye ağırlık vermesinden dolayı toplumsal bir tiyatro türüdür.
 Çıkışında sosyalizm olan ideolojik bir tiyatrodur.
 Seyircinin kendisini oyunun içinde hissetmesi amaçlanmaz.
 Olaylar parça parça verilir; arada bir şarkılar, türküler söylenir.
 Bu tiyatroyu ilk olarak 1950'lerde Alman yazar Berthold Brect uygulamıştır Türk
edebiyatında ise Haldun Taner’in “Keşanlı Ali Destanı” adlı oyunu ilk epik tiyatro
kabul edilir.
www.harunardic.net
6
ABSÜRT( UYUMSUZ )TİYATRO
 2. Dünya Savaşı sonrasında ortaya çıkmıştır.
 Hayatın bir saçmalığa dayandığını düşünür ve tiyatronun da bu saçmalığı anlatması
gerektiğini savunur.
 Modern dünyadaki sıkıntılı insanın huzursuzluğu anlatılır.
 Dikkat çekmek istedikleri nokta yaşamın anlamsızlığıdır.
 Modern kültüre yenik düşmüş insan tipi anlatılır. Bunun için de çağımızın hastalığı
olan teknolojik hastalığı anlatılır.
 Geleneksel tiyatro kurallarını reddeder.
 Küfür de kullanılır.
 Samuel Beckett'in Godot'yu Beklerken ve İonesco'nun Kel Tiyatrocu adlı oyunları
Absürt Tiyatro'nun dünya edebiyatındaki ilk örnekleri kabul edilir. Türk edebiyatında
ise Güngör Dilmen'in Canlı Maymun Lokantası adlı oyunu ilk Absürt Tiyatro kabul
edilir.
TİYATRO TERİMLERİ
Kabere: Güncel olayların iğneleyici biçimde oynandığı tiyatroya kabare tiyatrosu denir.
Tirat: Oyuncuların sahnede yapmış oldukları uzun konuşmalardır.
Vodvil: Hareketli ve eğlenceli bir konuya dayanan şarkılara da yer veren hafif güldürüdür.
Feeri: Olağanüstü olayların cin, peri gibi kahramanlarla anlatıldığı tiyatro eserlerine denir.
Fars: Daha çok halk zevkini yansıtan, basit davranışlı, argoya da yer veren ve sadece
güldürmeyi amaçlayan ve bu amaçlara ulaşmak için de konuyu ve olay örgüsünü hiçe sayan
abartılı komediye denir.
Revü: Tiyatroda eserlerden önce gösterilen müzikli ve danslı oyundur.
www.harunardic.net
7
Adapte: Yabancı bir oyunu çevrildiği millete göre uyarlamadır.
Bale: konusu türlü dans ve ritmik hareketlerle anlatılan müzikli sözsüz gösteri türüdür.
Dramatize etmek: Bir olayı, duygu ve düşünceyi canlandırmadır.
Melodram: Modern tiyatroda acıklı, korkunç ve olağanüstü konular etrafında yazılan ve
gerilimi yüksek sahneleri içinde barındıran duygusal oyunlara denir.
Mimik: Bir duygu ve düşüncenin göz, kaş, yüz hareketleriyle ifade edilmesidir.
Jest: Sahnede oyuncuların beden hareketlerini yapmasıdır.
Mizansen: Bir tiyatro eserinin sahneye göre düzenlenip oynanmasıdır.
Pandomim: Olayları sözsüz olarak jest ve mimiklerle anlatmasıdır.
Perde: Tiyatro eserinin perdenin açılmasından kapanmasına kadar ki geçen bölümüdür.
Tulüat: Doğaçlama oyundur.
Reji: Bir eseri sahneleme ve yönetme işidir.
Opera: Müzik eşliğinde söylenen şarkılı oyunlardır.
Monolog: Kişinin kendi kendine yaptığı konuşmaya denilir.
Suflör: Tiyatroda kulise durarak oyunculara sözlerini fısıltıyla söyleyip hatırlatan kişiye
denir.
Replik: Tiyatroda konuşanların birbirine söyledikleri sözlerin her birine denir.
Koro: Sahne oyunlarında gerektiğinde hayvanların, ağaçların ya da başka varlıkların yerine
sembol olarak kullanılan karışık şarkıcı gurubudur.
Skeç: Genellikle bir nükteyle son bulan az kişiyle oynanan mizahi özelliği ağır basan kısa
oyuna denir.
Operet: Eğlenceli ve hafif konular üzerine yazılıp bestelenmiş tiyatro eserlerine denir.
Temsil: Bir tiyatro eserini sahnede oynamak.
Temaşa: Tiyatro
www.harunardic.net
8
Kabare: Genellikle güncel konuları eleştirici bir biçimde ele alan tiyatrodur.
Repertuvar: Bir oyuncu topluluğunun oynayacakları oyunların listesine verilen addır.
Kurgu: Bir eserin içerik, biçim ve dil bakımından farklı olan parçalarını bir araya getirmedir.
www.harunardic.net
9
B-) ÖĞRETİCİ METİNLER
a-) Gazete Çevresinde Gelişenler
1-) MAKALE
Bir gerçeği açıklamak, bir konuda görüş ve düşünceler öne sürmek ya da bir tezi
savunmak, desteklemek için yazılan yazılara makale denir.
Anlatım yalın ve yoğundur, nesnel bir nitelik taşır.
Öne sürülen düşünce ve tez kanıtlanır.
Söz oyunlarına başvurulmaz, süslü anlatımdan uzak durulur.
Her konuda makale yazılabilir.
Gazete ve dergilerde yayımlanır.
2-) DENEME
Kişiselliğin en fazla ön plana çıktığı türdür.
Yazarın herhangi bir konudaki görüşlerini, kesin kurallara varmadan, kanıtlamaya
kalkmadan, okuyucuyu inanmaya zorlamadan anlattığı yazı türüdür.
Yazar, kendisiyle konuşuyormuş gibi bir hava sezdirir.
Samimi bir dil kullanılır.
Yazar, öne sürdüğü görüşleri ispatlamak zorunda değildir.
Yazarın kesin bir sonuca varma zorunluluğu yoktur.
Yazar anlatımda ve konu seçiminde özgürdür.
Türün ünlüleri: Nurullah Ataç, Suut Kemal Yetkin, Ahmet Hamdi Tanpınar, Selahattin
Eyyüboğlu.
www.harunardic.net
10
3-) FIKRA
Yazarın, gündelik olayları, özel bir görüşle, güzel bir üslupla, kanıtlama gereği
duymadan yazdığı kısa, günübirlik yazılardır.
Gazete yazısıdır.
Yazar düşüncelerini kanıtlama yoluna gitmez.
Deyimlere, yer yer nükteli sözlere yer verilir.
Okuyucuyla sohbet ediyormuş gibi bir hava sezdirilir.
Türün ünlüleri: Ahmet Rasim, Falih Rıfkı, Ahmet Haşim, Hüseyin Cahit Yalçın, Peyami
Safa.
4-) SOHBET(SÖYLEŞİ)
Yazarın, gündelik olaylarla ilgili düşüncelerini, okuyucu ile karşı karşıya oturup
konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı yazılara sohbet denir..
Herkesi ilgilendiren konular seçilir.
Cümleler çoğu zaman konuşmadaki gibi devriktir.
Yazar, sorulu-cevaplı cümlelerle konuşuyormuş hissi verir.
İçtenlik, samimilik, doğallık sohbetin özelliklerindendir.
Türün ünlüleri: Ahmet Rasim, Şevket Rado, Atilla İlhan.
5-) ELEŞTİRİ
Sanat, edebiyat, düşünce eserlerini hem öz hem yapı yönünden açıklayan, başarılı ve
başarısız ya da değerli ve değersiz yönlerini gösteren, bunları örneklerle somutlayıp
belirten yazı türüdür.
Eleştiride amaç okura ve yazara yol göstermektir.
Eleştirmenin kişisel duygularını kattığı eleştirilere öznel eleştiri, kişisel duygularını
katmadığı, objektif olduğu eleştirilere de nesnel eleştiri denir.
www.harunardic.net
11
Türün önemli eserleri: Tahrib i Harabat, Zemzeme, Demdeme, Takdir i Elhan
6-) RÖPORTAJ
Herhangi bir yerin, kurumun ziyaret edilerek o yerin özelliklerinin fotoğraflarla
desteklenerek anlatıldığı yapıtlardır.
Bu türde yazar kişisel görüşlerini, yargılarını, yorumlarını ve izlenimlerini ortaya
koyar.
Kişilerin ya da eşyaların da röportajı yapılabilir.
Günümüzde medya tarafından sıkça kullanılmaktadır.
Bu türde belgeler, önemli yer tutar.
SUNUŞ BİÇİMİNE GÖRE RÖPORTAJLAR

Amerikan Röportajı: Ele alınan konunun en kuvvetli yönüyle başlanır. En son
söylenmesi gerekenlerin en önce söylendiği bu röportajda sürprizler ve şok etkisi
olan ayrıntılar en belirgin özelliğidir.

Alman Röportajı: Bu röportajda, yazar konuyu işlerken yazıya kendini katar;
konu hep ben ekseni etrafında gelişir.
7-) HABER YAZISI
Günlük gazetelerde, belli aralıklarla yayımlanan dergilerde, meslek kuruluşlarının belirli
aralıklarla yayımladığı bültenlerde, radyo ve televizyonlarda, belli zaman aralıklarıyla sunulan
bültenlerde halka duyurulmak üzere yayımlanan yazılara haber denir. Yayın organlarının en
büyük desteği haberdir. Bir haberin değeri okuyucu sayısıyla belirlenir. Bu nedenle her olay
haber olmayabilir. Belli sayının üzerindeki okuyucu kitlesini ilgilendirecek olaylar haber
sayılır.
www.harunardic.net
12
Haber ilginç olmalıdır. Haberin başlığı da ilginç olmalı, başlığa gözü takılan okuyucu,
gerisini okumak için can atmalıdır.
Haber duyulmamış olmalıdır. Okuyucu duyduğu bir olayı ikinci kez okumaz çünkü.
Haber önemli olmalıdır. Haberin ilgilendirdiği okuyucu kitlesi çok olmalıdır.
Haber doğru olmalıdır.
Muhabir haberi tarafsız yazmalıdır.
Haber yazılarında, muhabir okuyucuyu haberle baş başa bırakmalı, okuyucusuna kendi
varlığını hissettirmemelidir.
Not:
Ajans: Haber toplama, yayma ve üyelerine dağıtma işiyle uğraşan kuruluş
Manşet: Gazetelerin ilk sayfasına iri puntolarla konulan başlık
Sürmanşet: Gazetelerin birinci sayfasındaki logonun üzerinde kullanılan başlık
Muhabir: Basın ve yayın organlarına haber toplayan, bildiren veya yazan kimse
Asparagas: Şişirme haber
Sansasyonel: Çarpıcı
B-) KİŞİSEL HAYATI BAZ ALAN TÜRLER
1-) GÜNLÜK (GÜNCE)
Yaşanan olayların, izlenimlerin, tarih atılarak, günü gününe yazılması ile oluşan
türdür.
Kısa yazılardır.
Olayı yaşayan kişi tarafından yazılır.
Yazarın hayatından izler taşır.
İçten ve sevecendir.
www.harunardic.net
13
Ruzname de denir.
Türün ünlüleri: Oktay Akbal, Suut Kemal Yetkin, Seyit Kemal Karaalioğlu.
2-) HATIRA (ANI)
Bir yazarın kendi yaşadığı ya da tanık olduğu olayları, sanat değeri taşıyan bir üslupla
anlattığı yazılardır.
Geçmişteki olay üzerine yazılır.
Yazar, olayları kendi bakış açısından anlatır.
Anılar, yaşandığı dönem hakkında bilgi verir.
Anılarda, yazarın kişisel bakışı söz konusudur.
Türün önemli eserleri: Mor Salkımlı Ev, Kırk Yıl, Saray ve Ötesi, Zoraki Diplamat, Anamın
Kitabı, Çankaya,
3-) BİYOGRAFİ
Ünlü kişilerin hayatını anlatan yazı türüdür.
Kişiyi tüm yönleriyle tanıtır.
Açık, sade bir dil kullanılır.
Divan edebiyatında şairleri anlatan bu eserlere, Tezkire denirdi.
Not:
Monografi: Ünlü bir kimsenin hayatını, kişiliğini, eserlerini, başarılarını ayrıntılarıyla ele
alan veya bilimsel bir alanda özel bir konu ya da sorun üzerine yazılan inceleme yazısına
monografi (tek yazı) denir. Monografide herhangi bir yer, bir eser, bir yazar, tarihî bir olay,
bilimsel bir alana ait bir sorun özel bir görüşle veya bakış açısıyla değerlendirilebileceği gibi
bir konu üzerinde derinlemesine bir inceleme de yapılabilir
4-) OTOBİYOGRAFİ
www.harunardic.net
14
Bir kimsenin kendi yaşam olaylarını anlattığı eserlerdir.
Çoğu zaman bunlarda, sanatçı kendisiyle beraber aile büyüklerinden, çevreden, aile içi
durumlardan da söz eder.
5-) MEKTUP
Bir düşünce veya duygunun birilerine iletilmesi amacıyla yazılan özel yazılara mektup
denir.
Özel, edebi ve iş mektubu diye çeşitleri vardır.
6-) GEZİ YAZISI (SEYAHATNAME)
Gezilip görülen yerler hakkında yazılan yazılardır.
Gezi yazısında yazar daima, gezdiği yerleri anlatmalı, uydurma, yanlış bilgiler
vermemelidir.
Yazar gördüklerini, okuyucusunun daha iyi algılaması için, karşılaştırma yapar. Okur
sanki o yerleri sanatçıyla gezer gibi olur.
Türün önemli eserleri: Seyahatname, Frankurt Seyahatnamesi, Hac Yolunda, Anadolu
Notları, Avrupada Bir Cevelan
8-)BİBLİYOGRAFYA: Belli bir konuyla ya da dönemle ilgili eserlerin tümünü kapsayan ya
da en iyilerini seçerek sıralayan, o eserlerin yazarlarını, yayın tarihlerini, hangi kitaplıklarda
bulunduklarını, türlerini de belirten kılavuz.
www.harunardic.net
15
C-) SÖZLÜ ANLATIM TÜRLERİ
1-) PANEL: Bir konu hakkında bir başkan yönetiminde ve birkaç konuşmacının küçük bir
dinleyici grubunun önünde düşünce alışverişinde bulunmasıdır.
Genellikle herkesi ilgilendiren toplumsal nitelikli konular işlenir.
Bir gerçeğin ortaya çıkarılması ya da herhangi bir sonuca veya karara varma amacı
yoktur.
Amaç konunun değişik açılardan irdelenmesidir.
Konuşmacılar, konularını bitirdikten sonra dinleyiciler,
aynı konu üzerinde
konuşmacılara soru sorabilirler.
Panelin sonunda başkan bütün görüşleri toparlar ve kendi görüşünü de belirterek
paneli kapatır.
Konuşmacılar birbirine soru sorabilir.
Bir çeşit fikir alışverişinde bulunmadır.
2-)FORUM: Toplumu ilgilendiren bir konu hakkında dinleyicilerin konuşma kuralları
içerisinde yaptıkları tartışmalara denir.
Forumun konusu toplumsal içerikli olmak zorundadır.
Toplantıya sorunları yaşayan halktan kişiler de katılır.
Forumda tartışmaktan çok kişilerin sorunları dile getirmeleri, onlar hakkında
düşünmeleri amaçtır.
Foruma davet edilen uzmanların görüşlerine de müracaat edilerek ortaya çıkabilecek
yanlış anlamaların da önüne geçilmiş olur.
Forumda esas olan dinleyicilerdir.
3-)SEMPOZYUM(BİLGİ ŞÖLENİ):Bir konunun çeşitli yönlerinin alanında uzman kişiler
tarafından yapılan konuşmalardır.
www.harunardic.net
16
Başkanın kısa bir sunuş yapmasıyla başlar.
Konuşmacıların her biri konunun farklı bir boyutu hakkında bilgi verir.
Konular sanat, bilim ve fikir dünyasından alınır.
Konuyu tartışmak değil uzmanların olumlu ve olumsuz yönleriyle konuyu
değerlendirerek konuya çözüm üretmektir.
Konuşmaların sonunda oturum başkanı konuyu özetler ve çıkan sonucu dinleyicilere
aktarır.
Diğer konuşma türlerine göre konuşmacı sayısı sınırlıdır.(3-6)
Her konuşmacıya ortalama on dakikalık zaman ayrılır.(1500-2000 kelime kullanılır)
Hazırlanacak metin 4 sayfayı geçmemelidir.
Önce ana başlıklar vurgulanmalıdır.
Slaytlar da kullanılır.
Sempozyum bir ya da birkaç gün sürebilir.
Konuşmacıların okudukları metinler alınan kararlar bilimsel değer taşıdığı için bu
yazılar makale olarak yayınlanabilir.
4-)AÇIK OTURUM: Çeşitli görüş ve düşüncelere sahip bir konuşmacı gurubunun büyük bir
dinleyici topluluğu önünde birlikte tartışıp düşünmeleridir.
Yapı ve yöntem yönünden panel ile büyük bir benzerlik gösterir.
Dinleyiciler düşüncelerini söyleyemez ve soru soramazlar.
Oturum başkanı soru sorarak konuyu daraltabilir veya açabilir.
Bir salonda izleyici önünde, televizyonda ya da radyoda yapılabilir.
Dinleyiciler de tartışmaya katılırsa Açık Oturum Forum’a dönüşür.
5-)KONFERANS: Alanında uzman bir kişinin bir konu hakkında bilgilerini ve görüşlerini
açıkladığı öğretmek ve problemin ne olduğunu ortaya koymak amacıyla yaptığı hazırlıklı
konuşmadır.
www.harunardic.net
17
Öğreticidir.
Amaç bilgilendirmedir.
Daha çok bilimsel konu olabilir.
Dinleyiciler soru sorabilir.
6-) SÖYLEV(NUTUK)
Bir topluluğa güzel düşünceler aşılamak, o topluluğu duygulandırıp coşturmak
amacıyla söylenen etkili sözlerden oluşan yapıtlardır.
Dinleyicinin dikkatini canlı tutmak için seslenme sözlerinden sıkça yararlanılır.
Atatürk’ün Söylev adlı eseri önemlidir
7-)BİLDİRİ(TEBLİĞ):Bilimsel bir konuda yenilik getirmek ya da orijinal bir buluş ortaya
koymak amacı ile yazılmış bir yazı türüdür.
Konferans ile benzerlik gösterir.
Bildiri bilimsel bir yazı türüdür.
Bilinen bir konuya yenilik getirme değişik görüşlerle yeni argüman ortaya koyma bu
argümanları bilimsel delillerle teyit etme ya da bir önceki tezin çürütme amacı güder.
Genellikle yayımlanmaya uygun şekilde hazırlanır.
8-)MÜNAZARA: İkigrubun herhangi bir konunun iki farklı yönünü irdelemesidir. Fikir ve
söz yarışmasıdır. Tez-Antitez şeklindedir.
Genellikle üçer kişiden oluşur.
Her iki gurupta kendine bir başkan seçer ve kim hangi konuyu, nasıl yapacak karara
varır.
Tartışmalar için geçerli olan kurallar geçerlidir.
Her grubun sözcüsü vardır.
www.harunardic.net
18
9-)SEMİNER: Herhangi bir bilim dalındaki gelişmeleri belirli bir bilgi düzeyine sahip
kişilere tanıtmak amacı ile düzenlenen ve konunun değişik bölümleri ve bu bilim dalında
otoritesi ve yeteneği kabul görmüş kişiler tarafından açıklanan toplantılardır.
10-)BRİFİNG: Bir grubun ya da ekibin görev başlamadan önce son bilgileri almak için
yaptığı toplantılardır. Ekip yerine bir kişiye de brifing verilebilir.
11-) MÜLAKAT: Kendi alanlarında yaptıkları işler, ortaya koydukları yapıtlarla ünlü olmuş
kişilerle yapılan konuşmadır.
Amaç ünlü kişilerin kendisi ve yapıtları hakkında bilgi almaktır.
Konunun ayrıntılarına inilmez ana fikirler üzerinde durulur.
12-) SUNUM: Bilgileri yenilememize olanak sağlayan, herhangi bir çalışma sonucunu
açıklayan, anket sonuçlarını duyuran, laboratuvar araştırmalarını sunan ya da daha kısa
ifadeyle önemli olay ve olguları dile getirmek için yapılan konuşmalara sunum denir.
Öncelikle sunum yapan kişi kendisini kısaca tanıtır. Anlatacağı konu hakkında
dinleyicilere bilgi verir.
Sunum yapan kişi ses tonuna, vurgulara, jest ve mimiklerine dikkat eder yani sadece
sözlü olarak değil vücut diliyle de dinleyicilerle iletişim kurmaya çözen gösterir.
Sunum yapan kişi, sunumunda ciddi ve derli toplu bir görünüm sergilemeye özen
göstermelidir.
Slaytlar sunum için olmazsa olmaz bir öğedir o yüzden de içeriği yansıtan,
düşüncelerimizi net ifade etmemize yardımcı olan slaytlar önceden hazırlanmalıdır.
Yalnızca slaytta değil konunun içeriğinin tam ifade edilmesi için önceden iyi bir
hazırlık yapılmalıdır.
Sunum yapan kişi sunum sırasında gösterdiği slaytlarla açıklamaları eş zamanlı
götürmelidir.
www.harunardic.net
19
Konunun önemli noktalarına değinilmeli gereksiz ayrıntılara girilmemelidir
Dinleyicilerin, verilen bilgileri daha iyi algılaması için gerektiğinde şekil, resim, grafik
vs. yararlanılmalıdır.
Konuşmalarda kısa ve öz bir anlatım tercih edilmelidir.
Sunumun gerçekleştiren kişi, sunum sonrasında dinleyicilerin konuyla ilgili kendisine
soru sormasına fırsat tanımalı ve de dinleyicilerin sorularına doyurucu cevaplar
vermelidir.
Bu bilgi az yoksa başka bir şey bilmiyor musun itiraf et diyorsan sana kapak olsun diye
al sana not güle güle kullan ağlarken kullanma yani
Olay çevresinde gelişen türler: Roman, Hikaye, Masal, Tiyatro, Fabl, Tiyatro
Gazete çevresinde gelişen türler: Makale, Deneme, Sohbet, Fıkra, Eleştiri, Röportaj,
Haber Yazıları
Kişisel hayatı konu alan türler: Anı, Günlük, Biyografi, Otobiyografi, Gezi Yazısı,
mektup
Karakter: Duygu, tutku ve düşünce yönlerinden ele alınan kişi, kahraman.
Tip: Belirli bir düşüncenin, topluluğun zihniyetini ve ideolojisini yüklenen kişilerdir.
ANLATI TÜRLERİNDE BAKIŞ AÇILARI
1-)Tanrısal, İlahi, Hâkim Bakış Açısı: Kahramanların aklından geçenleri, gelecekte
yaşanılacak olayları ayrıntılarıyla bilen, kahramanlarının duygu ve düşüncelerini okura
www.harunardic.net
20
sezdiren bakış açısıdır. İnsanın normal hayatta yapamadığı şeylerin anlatıcı tarafından
bilinmesidir. Kısaca söyleyecek olursak her şeyi bilen bir anlatıcının bakış açısıdır.
Cihad, elindeki ağır bavulu sürükleyerek götürmeye çalışıyordu. Anlaşılan bavul çok ağırdı.
Birkaç metre ilerledikten sonra Salih durdu. Bir ağacın gölgesinde dinlenmeye başladı.
Aklına; annesi, babası ve köyde geçirdiği güzel günler geldi. O günleri yeniden yaşamanın,
ailesine tekrar kavuşmanın hayalini kurdu. Yıllar önce gurbete gitmiş ama tekrar dönmek
henüz Salih’e nasip olmamıştı.
2-)Gözlemci (Müşahit) Bakış Açısı: Anlatıcının olaylara hiçbir şekilde müdahale etmediği
yalnızca gördüklerini anlattığı bakış açısıdır. Bildiği şeyleri nesnel bir şekilde anlatır.
Anlatım, hem üçüncü tekil hem de birinci tekil kişi ile olabilir.
Kapıdan girince sağ tarafta bir yük, onun biraz ötesinde yüksek bir konsol vardı. Konsolun
üzerinde bir cam fanusun altına konulmuş eski usûl bir saat, kırmızı gaz bezleriyle örtülü,
abajurlu iki petrol lambası, sarı yaldız t çerçeveli büyükçe bir ayna ve aynanın üst tarafında,
duvarda, kılıflarıyla asılmış bir çift çakmaklı tabanca duruyordu.(Sabahattin Ali – Kuyucaklı
Yusuf)
3-) Kahraman Bakış Açısı: Eser kahramanının aynı zamanda eserin anlatıcısı olmasıdır.
Çoğunlukla otobiyografik eserlerdir. Birinci tekil ve birinci çoğul kişi anlatımlıdır.
Annem her sabah biz uyanmadan, karanlıkta kalkıyor, hiçbir şey yemeden ekmeğini alıp yola
çıkıyordu. Akşam hava kararırken yalıdan dönen toplayıcılarla o da dönerdi. Her gün altı
liraya kadar gündelik alıyordu galiba. O parayla köyün bakkalından yiyecek öteberi alırdık.
4-) Çoğulcu Bakış Açısı: Bir eserde birden fazla bakış açısı kullanmadır.
ÇAĞDAŞ BATI ROMANINDA KULLANILAN ANLATIM TEKNİKLERİ
İç Monolog: Kahramanın iç dünyasını okuyucuya aracısız aktarmayı hedefleyen bir teknik
olan iç monolog, kahramanın söylenmemiş duygu ve düşüncelerinin, doğrudan doğruya
okuyucuya aktarılmasıdır. Başka bir ifade ile kahramanın kendi kendine konuşmasına tanık
olurcasına duygu ve düşüncelerinin aktarılmasıdır.
www.harunardic.net
21
Bilinç Akımı Tekniği: Kişilerin duygu ve düşüncelerinin, herhangi bir kurala bağlı kalmadan
dağınık ve parça parça iç monolog yöntemiyle okuyucuya aktarılmasıdır. Bu teknikte yazar,
okuyucuyu kahramanın iç dünyası ile baş başa bırakmayı hedefler.
Leitmotif Tekniği: Bir davranışın ya da bir özelliğin roman boyunca sürekli yinelenmesidir.
Görece Zaman Anlayışı Tekniği: Anlatının konunun günlere ya da saatlere indirgenmesidir.
Adalet Ağaoğlu’nun Ölmeye Yatmak adlı romanı bunun güzel bir örneğidir.
Montaj Tekniği: Farklı metinlerin bir araya getirilmesidir. Bir başka tanımı ise bir yazarın
başkasına ait bir söz veya yazıyı eserinde kullanmasıdır. Bir nevi alıntı yapmadır.
Geriye Dönüş Tekniği: Yazarın anlatılan zaman diliminin öncesine gitmesidir. Kemal
Sunal’ın Kibar Feyzo filminde sıklıkla kullanılmıştır
Nefes aldıkça umut vardır ( Stephen Hawking )
İstanbul’da oturup özel ders almak isteyenler veya bize ulaşmak isteyenler aşağıdaki
bilgilerden ulaşabilirler.
Facebook: Harun Hoca ile Türkçe ve Edebiyat
İnstagram: harunardicedebiyat
Web: www.harunardic.net
www.harunardic.net
22
Download