Tezhip - On5yirmi5.Com

advertisement
On5yirmi5.com
Tezhip
Yazı yazma tekniklerinin belki de en gösterişlisi tezhip. Eskiler boşuna Hüsn-ü Hat
dememişler. Siz de bu parıl parıl sanat hakkında daha çok şey öğrenmek istiyorsanız
bu yazıyı mutlaka okumalısınız...
Yayın Tarihi : 20 Eylül 2009 Pazar (oluşturma : 10/10/2017)
Tezhip lügat manasına göre "altınlama" demektir. Eskilerin hüsnü-hat sanatı dedikleri güzel yazı
niteliğindeki yazıların etrafı ve el yazması kitapların (Kur'an'lar, murakkalar, kıt'alar, divanlar) başlık
sahifeleri ve diğer yerlerine çeşitli desen ve motiflerle yapılan süslemelere tezhip, bu sanatın
ustalarına da müzehhip denir. Arapça’da altınlama manasına gelen tezhip sözü yalnız altın yaldızla
işlenen işleri ifade etmez; boyalarla yapılan ince kitap tezyinatına da denir. Sırf altınla yapılan
benzer işlere halkâri denilir ki altın yaldızla süslenmiş mânasına gelir.
Müzehhibler ekseriya nakış (Fr. Enlumineur) yapan sanatkarlardır.Genel olarak güzel ve stilize
kompozisyonlara "nakış", bunu yapanlara da "nakkaş" derler ki, bunların sadece tek ve çeşitli
renklerle terkibini yapanlar demektir. Tezhip veya tezhib Arapça “Zeheb” kökünden gelir. Yaldız
sürme, yaldızlama, altınlama, altınla süsleme anlamındadır. Fakat bu kelime yalnız altın yaldızla
yapılan, işlenen işleri ifade etmez. Boyalarla yapılan ince kitap tezyinatına, hüsn-ü hat
murakkalarının kenarlarındaki süslemelere de denir. Tezhip daima yazı ile beraber yürümüş,
“Tezhipkârî” denilen sanat, kitapların, levhaların, murakkaların ve sahifelerin süslenmesi sanatı
olmuştur. Kitap sahifelerinin etrafına yaldızlı çizgiler çekerek onları çerçevelemek, cetvellemek,
serlevhaları renkli ve yaldızlı tezyinat ile süslemek, satırların durak yerlerini küçük güllerle
(noktalarla) ayırmak, sahifelerin haşiyelerine (marjlarına) vakıflar ve şemseler yapmak ve bazı
sahifelerin kâğıtlarını tamamen süsleme şekilleriyle kapatarak yazı için hazırlamak hususlarıyla
uğraşan erkek sanatkârlara “Müzehhip”, hanım sanatkârlara ise “Müzehhibe” denir.
Kitapların, levhaların, murakkaların elle yazıldığı zamanlarda önemli olan her el yazması eser ve
özellikle Kur’ân-ı Kerîm’ler bazı ilim kitapları, şiir mecmuaları mutlaka özenle tezhiplenirdi. Orta
Asya’da gelişmeye başlayan ve yüzyıllar boyu devam edegelen bu vasıf, Anadolu Selçukluları
zamanında büyük bir önem kazanmış ve birbirinden güzel, başarılı pek çok sayıda eserler yapılmıştır.
Beylikler Dönemi’nde de zenginleşerek gelişen tezhip sanatımızı Osmanlılar büyük bir miras olarak
almışlar ve daha da geliştirmişlerdir. Diyebiliriz ki Türk Tezhibi’nin gelişimini Orta Asya, Selçuklu ve
Osmanlı olmak üzere üç ana döneme ayırabiliriz. Her devrin tezhibi birbirinden farklıdır. Fakat bu üç
devrin tezhip unsurları birbirine asla yabancı, zıt olmayan ve birbirinin istihalelerinden,
gelişmelerinden ibaret bulunan şekiller, zevkler, uygulamalar olarak görülür. Bu konuda az bir bilgisi
olan bile incelediğinde eserler üzerindeki bu üç muhtelif üslûbun birbiriyle akrabalığını, yakınlığını,
aynı milletin bedii hislerinin eserleri olduğunu görür.
Bir sanat üslûbu, o sanatı meydana getiren ırkın, kavmin veya milletin iradesidir. Umûmî bir sanat
mefhumu, anlayışı dünya sanat tarihinde mevcut değildir. Her millet bağlı bulunduğu, kültürünü
meydana getirdiği unsurların daima tesiri altındadır; onlardan yola çıkarak eserler meydana getirir.
Bu sebeplerle bir sanat üslûbunu, ancak onu meydana getiren milletin özüne nüfûz ederek
anlayabiliriz. Yine diyoruz ki, Cumhuriyet Dönemi tezhip sanatımız da aynı soyun şerefli bir
devamıdır. Her millet sanat değerlerini bizzat kendi varlığının köklerinde arar ve bulur. Bunu
zamanın maddî-manevî imkânlarıyla geliştirir, sonraki nesle emanet eder. Bu yüce ideal nesiller
boyu sürdürülmeli, canlı tutulmalıdır.
Günümüz Türkiye’sinde Tezhip de oldukça tutucu, klasik yaklaşım denilen bir akım vardır. Klasik
yaklaşım, tarih boyunca yaratılmış ve kullanılmış formlar ve desenleri yinelemek, form ve desenlerin
ana yapısını bozmadan değişik kompozisyonlarda kullanmaktır. Buna karşın, bazı Tezhip sanatçıları
ise klasik form ve desenleri kendi görüş ve algılarına göre değiştirerek değişik kompozisyon ve
malzemelerle daha özgür bir yaklaşım tarzı kullanmaktadırlar. Zaman içinde unutulmaya bırakılmış
zarif ve zor sanat son 10 yıl içinde bu sanata gönül vermiş çeşitli grup ve kişilerce canlandırılmıştır.
Günümüzde pek çok üniversitemizde Tezhip bölümleri yetenekli sanatçılar yetiştirmektedir. Eski
sanatçılara bir kaç örnek vermek gerekirse, ilk akla gelen isimler Rikkat Kunt ve Ülker Tansı
olacaktır.
Bu dökümanı orjinal adreste göster
Tezhip
Download