Bağışıklık Sistemi - BitkiselDestek.com

advertisement
Bağışıklık Sistemi
http://bitkiseldestek.com/bagisiklik-sistemi/
Bağışıklık Sistemi
Bağışıklık Sistemi Genel Özellikleri
Bağışıklık sistemi hakkında bilmek istedikleriniz ve daha fazlası için aşşağıdaki makaleye göz atabilirsiniz..
Vücudumuzun
içinde bağışıklık sistemi adı verilen şaşırtıcı ve bir o kadar da ilginç
savunma mekanizması vardır. Bağışıklık sistemi insanoğlunu "mikrop"
diye tanımlanan, enfeksiyona yol açabilen virus, bakteri, mantar ve
parazit gibi mikrororganizmaların zarar verici etkilerine karşı korur.
İnsan vücudu çevresinde bulunan çok sayıdaki mikrobun saldırısına uğrar
ve bu organizmalar vücudumuza girebilmek için uğraş verir. Sağlıklı bir
vücut; karşılaştığı hastalık etkenleriyle ve yabancı maddelerle
çoğunlukla "çaktırmadan" başeder. Mikroplarla başedemediğimiz durumlarda
da "hasta" oluruz.
Bağışıklık sisteminin görevi de; öncelikle bu organizmaların vücuda
girmelerini engellemek veya girer ise vücuda girdikleri yerde yutmak,
yayılmalarını engellemek ya da geciktirmektir. Bağışıklık sistemi bu
görevlerini, yaşam süresi boyunca sürdürür ancak bazı koşullarda
bağışıklık sistemi zayıflar.
İnsanoğlu milyonlarca hastalık yapabilen mikroorganizmalarla dolu bir
çevrede yaşamını sürdürmektedir. Bu organizmalara karşı bağışıklık
sistemi 2 farklı aşamada organizmayı savunur.
Doğal Bağışıklık
Anne sütünden geçen bazı maaddelerle ve geçirdiğimiz hastalıklarla
kazanılan, dış etkenlerden bizi koruyan halihazırda var olan savunma
sistemidir.
Vücuda ağız, burun ve deriden giren mikrop, bakteri, ve virüsler ilk
olarak yukarıda sözügeçen doğal bağışıklık sistemi ile karşılanır. Eğer
durdurulabiliyorsa bu sistem tarafından durdurulur.
Mikrop hastalık yapabilmek için önce organizmada yerleşmesi ve
yerleştikten sonra çeşitli engelleri aşması gereklidir. Bu engellerin
başında giriş kapısı engelleri olarak da nitelediğimiz deri ve
mukozadaki engeller gelir. Derimiz, bağışıklık sisteminin en önemli
kısmını oluşturur.
Derinin dıdşında burnumuz, gözlerimiz ve ağzımız mikroplar için belirgin
birer giriş kapısıdır. Gözyaşı ve mukusun içerdiği enzimler birçok
bakterinin hücre duvarını parçalayıcı niteliktedir. Tükürük aynı zamanda
antibakteriyel özelliktedir.
Kazanılmış Bağışıklık
Eğer ki vücuda giren mikrop, bakteri, ve virüsler yukarıda sözügeçen
doğal bağışıklık sistemi ile durdurulamıyorsa kazanılmış bağışıklık
sistemi devreye girer. Kazanılmış bağışıklık sistemi bizim dışarıdan
aldığımız maddelerle(aşı, serum ve bazı besin destekleri) sağlanır.
Bağışıklık Sisteminin Yapısı
Bağışıklık sisteminde yer alan organ, yapı ve hücreler ayrıntılı bir
etkileşim içindedir. Bu sistemin temel bileşenleri olan timus bezi,
kemik iliği, dalak, lenf sistemi akyuvarlar (monosit-makrofaj sistemi)
hormonlar ve bazı proteinler hepsi birlikte birbirlerini tamamlayıcı bir
işbölümü içinde çalışırlar.
Bağışıklık sisteminin temel öğeleri;
Akyuvarlar
Akyuvarlar (lökosit) bağışıklık sistemimizin en önemli savaşcıları ve
immünolojik savunmanın temel faktörleridir. Akyuvarlar dış etkenleri ilk
karşılayan hücrelerdir. Eğer bu sistem geçilirse hastalık dediğimiz
durum ortaya çıkar. Lökositler damar içinde dolanırken, tehlike
sinyallerini aldıkları bölgelerde damardan ayrılıp bakteri ve ölü doku
gibi yabancı cisimlerin etrafını sarabilirler. Lökositler plazma
kaynaklı kan proteinleri birlikte organizmanın bütünlüğünü sağlamakta
askeri güç gibi görev yaparlar. Bu savaşçıların da bakteri ve virüslerin
yok edilmesinde çalışan farklı çeşitleri vardır. Eğer bu sistem
geçilirse hastalık dediğimiz durum ortaya çıkar.
Granülositler Lenfositler Monosit ve Makrofajlar
Lenf düğümleri
Vücudun bir çok bölgesinde gruplar halinde bulunur. Boyun, koltuk altı,
kasıklarda olduğu gibi yüzeyde bulunan lenf düğümleri kolaylıklla
farkedilebilir. Ancak göğüs ve karın boşluğunda da çok sayıda lenf
düğümü mevcuttur. Bunların başlıca görevi vücuda giren yabancı maddelere
karşı bir süzgeç oluşturarak, mikropların vücuda yayılımlarını
engellemek ya da geciktirmektir. Düğümler içinde bağışıklık sistemine
ait sayısız hücre bulunmakta, bu hücreler insana zarar verebilecek
maddelerin geçişine engel olmaya çalışmaktadırlar. Bu mücadele sırasında
lenf bezeleri şişerek elle ya da gözle farkedilebilecek boyutlara
ulaşabilmektedir. Bademciklerimiz de birer lenf düğümüdür. Bakteriler ya
da virüslerle yoğun bir biçimde savaştığında, bademciklerimiz şişer ve
iltihaplanır.
Dalak
Sol böğrümüzün arka bölümünde yeralır. Kırmızı kan hücreleri ve immun
sistemin beyaz kan hücreleri için depo olarak görev yapar, aynı zamanda
kandaki yabancı maddelerin büyük bir kısmını süzer.
Timus
Göğüs boşluğu içinde yer alan iki parçadan oluşan bir organdır.
Lenfosit, T lenfosit veya sadece "T hücreleri" timus'ta büyür, eğitilir
ve olgunlaşır ve bağışıklık sisteminde üstlendikleri görevleri yerine
getirmek üzere yeniden kana karışırlar. Küçük çocuklarda akciğer
filmlerinde rahatlıkla farkedilecek kadar büyük olan bu organ 20
yaşından sonra giderek küçülür.
Kemik İliği
Kemiklerin ortasında bulunan yağlı ve gözeli bir dokudur. Bağışıklık
sisteminde çok önemli işlevleri olan akyuvarlar da dahil olmak üzere
bütün kan hücrelerinin yapım yeridir.
Bağışıklık Sistemimiz Neden Güçsüz Kalır?
Stres
Kişinin tehdit ve baskı unsurları karşısında duyduğu endişe ve gerginlik
olarak tanımlanabilen stres fiziksel ve duygusal olarak iki ana
başlıkta toplanabilir.
Fiziksel strese neden olan etkenler ise;
UV ışınları Kötü beslenme Alkol Uykusuzluk
Stres iki şekilde de organizma için zararlıdır. İkisinin de birbirine dönüşümü mümkündür.
Stres belirli bir düzeyi aştığı zaman vücutta belli başlı bazı hormonal
sistemleri bunun yanında da bağışıklık sistemini zayıflatır.
Uzun süreli kronik stres bağışıklık siztemini zayıflatarak sağlığımız tehdit eden durumlara neden olur. Bu durumlar;
Vücudun infeksiyonlara karşı direncini azaltır. Üst solunum yolu infeksiyonlarına yakalanma riskini 3-5 misli artırır. Kanser ve ülserin görülme sıklığında artışa neden olur. Baş, omuz ve sırt ağrılarına neden olabilir. Kalp krizi riskini artırır. Kronik yorgunluk sendromuna neden olabilir. Metabolizmayı bozarak yaşlanma sürecini hızlandırabilir.
Stresten en çok etkilenen meslekler ise;
Polisler Askerler Öğretmenler Doktorlar Taksi-Otobüs Şöförleri Call-Center Çalışanları Borsacılar (Dealer/Broker) Hava Trafik Kontrolörleri Öğrenciler
Diğer Etkenler
Oksijen
Herkesin hayatta kalmak için ihtiyacı olduğu oksijenin sağlığımıza
zararlı olabileceğini hiç düşünmüş müydünüz? Evet, aslında oksijenin iki
yüzü vardır. Kötü olan yüzü ve iyi olan yüzü. Oksijen kullanan her
canlı, "serbest radikaller" olarak bilinen şeyleri üretir. Serbest
radikaller, hücreler oksijen tüketirken oluşurlar. yani serbest
radikaller değişen oksijen molekülleridir
Serbest radikaller yaşam için gereklidir. Elektron taransferi enerji
üretimi ve pek çok diğer metabolik işlevde temel oluşturur. Bu serbest
radikaller kontrolsüz bırakılırlarsa, bağışıklık sistemimize zarar verme
ve kronik hastalıklar gelişme riski ortaya çıkabilir. Bilim adamları
1954'lerden beri serbest radikallerin yaşlanma ve dejeneratif
hastalıklara neden olduğunu bilmektedirler.
Serbest radikaller, yaşadığımız her dakika oluşur ve büyük ölçüde
vücudun kendi anti-oksidan ordusunun kontrolünde tutulmaktadır.
UV Radyasyonu
Bağışıklık sistemi, UV ışınları gibi çevresel faktörlerden kaynaklanan
değişimlerden zarar görür. Bilim adamları, güneş yanıklarının insanlarda
güneşe maruz kaldıktan sonra 24 saat ve daha fazla süre içerisinde
kandaki beyaz kan hücrelerinin hastalıkla savaşım fonksiyonunda bir
azalma görüldüğünü belirtmişlerdir. UV radyasyonuna sürekli maruz kalma
vücudun bağışıklık sistemini etkileyen zararlara neden olabilir. Hafif
güneş yanıkları insanlarda ki bütün cilt tiplerinin bağışıklık
fonksiyonlarını baskı altına alabilir.
Yüksek gerilim hatlarının yaydığı radyasyon da insan sağlığını olumsuz
yönde etkiliyebilmektedir. Bu etkileşim, insanın bağışıklık sistemi
bozup, hastalıkların başlamasına yol açabilmektedir. Yüksek gerilim
altında yerleşik insanlar, başta kanser olmak üzere birçok hastalığın
kapısını aralayan radyasyondan korunmak için buralardan
uzaklaştırılmalı, daha güvenli başka bölgelere taşınmalıdır.
Kötü Beslenme
Beslenme vücudun direncine ve mikroplara etki edebilmektedir. Fazla
yorgunluk, travmalar, yanıklar vb vücutta protein yıkımına ve böylece
direncin azalmasına neden olur. Protein ve enerji bakımından yetersiz ve
kötü beslenme durumlarında bağışıklık sisteminde görevli yapıların
vücudumuzu savunma gücü zayıflar.
Beslenme yetersizliği özellikle çocuklukta hastalıklara yakalanma ve
ölümde büyük rol oynamaktadır. Eksik beslenme enfeksiyonlara ve bunların
komplikasyonlarına zemin hazırlamaktadır. Oluşan enfeksiyon da
beslenmeyi bozar ve bağışıklığı azaltabilir.
Alkol
Alkol keyif verici bir madde olarak günlük yaşantımızda yer almaktadır.
Alkolün, özellikle kronik alkol alışkanlığının, organizmanın immun
savunması üzerinde olumsuz etkiler yaptığı kanıtlanmıştır.
Uykusuzluk
Uyku sırasında vücudumuz ve beynimiz dinlenirken bağışıklık sistemi
dinlenmez. Aksine işgalci organizmalara karşı hazırlık yapar. Eğer iyi
dinlenilmezse bağışıklık sistemi bozulabilir.
Yukarıda saydığımız etkenlerin dışında bazı ilaç tedavileri, yorgunluk,
aşırı spor yapma, mevsimsel ve hormonal değişikliklerde immun
sistemimizi zayıflatan faktörlerdendir.
Güçlü Bir Bağışıklık Sisteminin Önemi Nedir?
Güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olmak bize aşağıdaki avantajları sağlayacaktır:
Enfeksiyonların şiddetini azaltacaktır. Böylelikle özellikle savunma
hücreleri henüz tam gelişmeyen bebeklerin, mikrop taşıyan diğer
çocuklarla temasın fazla olduğu okul çağındaki çocukların, ve bağışıklık
azalmaya başladığı için yaşlıların enfeksiyon hastalıklarına yakalanma
riskini azaltacaktır.
Soğuk algınlığı, nezle ve diğer enfeksiyonlara yakalanma olasılığını azaltacaktır.
Kanser hücrelerinin yok edilmesini en yüksek seviyeye çıkaracaktır.
Canlılığı azaltan toksik kimyasalların birikmesini önleyerek enerji düzeylerini artıracaktır.
Vücudu çevredeki radyasyon ve kirlerden koruyacaktır.
Yaşlanma sürecini yavaşlatacaktır.
Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlendirilir?
Sağlıklı bir bağışıklık sistemi kendimizi iyi hissetmemizi, iyi
görünmemizi ve enerjimizi daha iyi kullanmamızı sağlar. Bizi
enfeksiyonlardan, kanserlerden ve çevresel zararlardan korur. Ayrıca
yanık ya da ameliyat sonrası iyileşmede de sağlıklı bir bağışıklık
sistemi gerekir.
Hayatımızda immun sistemizi zayıflatan faktörlerden kaçınmaya çalışmak
örneğin bizi strese sokan faktörlerden olabildiğince uzakta kalmak,
hayata ve olaylara pozitif bir bakış açısıyla yaklaşmak, alkol ve sigara
tüketiminden uzak kalmak, dengeli ve düzenli beslenmek, spor yapmak
bağışıklık sistemimize verebileceğimiz destekler arasındadır. Ama zaman
zaman bu destekler de yetersiz kalır ve dışardan bağışıklık sistemimizi
güçlendirici yardımlar (takviyeler) da almak durumunda kalabiliriz.
Sağlıklı Beslenme Spor Doğal Immunostimulanlar Vitamin ve Mineraller Bitkisel Ürünler Omega-3 Yağ Asitleri
BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ KUVVETLENDİRMEYE YARDIMCI %100 BİTKİSEL ÜRÜNLERİ GÖRMEK İÇİN TIKLAYIN..
Powered by TCPDF (www.tcpdf.org)
Download