CÜMLEDE ANLAM A. Cümlede Anlamın Oluşması Cümleler yargı

advertisement
www.edebiyatbilgihanesi.com
CÜMLEDE ANLAM
A. Cümlede Anlamın Oluşması
Cümleler yargı bildirmek, ileti aktarmak için oluşturulurlar. Belli kurallara göre sıralanmış bir duyguyu,
düşünceyi, dileği, bir oluş ve kılışı ya da haberi tam olarak bir hüküm hâlinde anlatan sözcük veya
sözcük gurubuna cümle denir.
Cümle anlamı, verilen bir cümlenin anlamını bulup ifade edebilmekle ilgilidir. Yani bir cümleyi aynı
anlama gelecek şekilde biraz daha farklı olarak, birkaç değişik ya da yeni kelimeyle söyleyebilmek,
cümledeki anlamı bulmak demektir.
Bir cümlede en önemli öğe yüklemdir. Yüklemi olmayan cümleler yargısı olmayan eksik cümlelerdir.
Cümleler, kelime, kelime gruplarının yapısal ve anlamsal kurallar gözetilerek bir araya gelmesiyle
oluşur. Bir cümlenin anlamı o cümleyi oluşturan sözcüklerinin tamamının anlamı gözetilerek ortaya
çıkar
Verilen bir cümleyle ilgili soruyu cevaplamadan önce o cümlenin anlamını iyi kavramak gerekir. Bir
anlamda cümlenin ana fikrini tespit etmek gerekir. Ancak cümle içerisinde ana fikri tespit ederken
kendi kişisel duygu, düşünce ve bilgilerimizin tam aksi ifade edilmiş olsa da kendi düşüncemizi göz ardı
ederek tamamen cümlede yer alan ifadelere odaklanmalıyız.
Cümlenin ifade ettiği anlamı daha iyi kavrayabilmek ve yorumlayabilmek için bazı terimleri iyi bilmek
gerekir.
B. Bildirdikleri Anlama Göre Cümleler
1. Aralarındaki Anlam İlişkisine Göre Cümleler
a) Eş ya da Yakın Anlamlı Cümleler
Aynı konuyu, aynı düşünceyi değişik kelimelerle ve söz dizimiyle anlatan cümlelerdir. Eş anlamlı
cümlelerde varılmak istenen hedef, anlatılmak istenen düşünce her iki cümlede de aynıdır. Farklı olan
sadece ifade şeklidir.
Eş anlamlı cümlelerde cümle hangi sözcüklerle ve nasıl kurulursa kurulsun, biz, verilen cümledeki
düşünceyi aramalıyız. Bunun için o cümledeki anahtar sözcükleri doğru tespit etmeliyiz. Cümlede
kullanılan edat ve bağlaçlar bize yardımcı olacak önemli unsurlardır.
Örnek:
*"Eskiden çok vakti yoktu, onun için uzun yazılar yazardı, şimdi vakti bol; daha kısa ve güzel yazılar
yazıyor." cümlesinin eş anlamlısı,
“Kısa ve özlü yazmak için uzun zamana ihtiyaç vardır.” cümlesidir.
*"Kimi genç şairler, şiirin kendileriyle başladığını, kimi yaşlı şairler ise şiirin kendileriyle bittiğini
sanırlar." cümlesinin eş anlamlısı,
“Şairlerin genci de yaşlısı da şiirde güzelliğin ve başarının ölçüsünü kendi şiiriyle sınırlar.” cümlesidir.
Örnek Soru-2008 ÖSS)
“Yalnızca güneşli günlerde yürüyen kişi, amacına ulaşamaz.”
Aşağıdakilerden hangisi bu cümlede anlatılmak istenene anlamca en yakındır?
A) isteneni elde etmek her koşulda çalışmayı zorunlu kılar.
www.edebiyatbilgihanesi.com
B) Başarılı olmak için insanın ne istediğini bilmesi gerekir.
C) insan, attığı her adımın sorumluluğunu taşımalıdır.
D) Değişik ortamlara kısa sürede uyum sağlamak güçtür
E)Seçici olmak insan arı güçlüklerle yüz yüze getirir.
Cevap: A
b) Anlamca Birbiriyle Çelişen(Karşıt) Cümleler
İfade ettikleri düşünce yönünden birbiriyle bağdaşmadığı için çelişen ve aralarında anlamca zıtlıklar
yani karşıt yargılar bulunan cümlelere karşıt anlamlı (çelişen) cümleler denir.
Karşıt anlamlı (çelişen) cümlelerde ifade edilen konu genellikle aynı iken, yazarın konuya bakış açısı
farklılık göstermektedir. Düşünce ve davranışların birbirini tutmaması, birbirlerine ters düşmesi,
tutarsız olması cümleler arasında çelişkiye yol açmaktadır. Bu çelişki de anlamca çelişen cümleleri
ortaya çıkarmaktadır.
Örnek:
* Anasına bak kızını al, kenarına bak bezini al.
* Bir elin beş parmağı hiç birbirine eşit olur mu?
* İyilik eden iyilik bulur.
* İyiliğe iyilik olsaydı, koca öküze bıçak olmazdı.
Örnek Soru-1997 ÖSS
I) Konu “kitap” oldu mu herkes bir şeyler söylüyor. (II) Bana ters gelen bir görüş ise bugünlerde oldukça
yaygın. (III) O da şu: Kitap konusunda yetişkin ve çocuk ayrımı yapılmaz. (IV) Çünkü iyi bir çocuk kitabı
mutlaka yetişkinlere de seslenir. (V) Bu düşüncenin doğruluğuna inanmıyorum. (VI) Nedeni de şu:
Çocukların severek okuyacakları nitelikli bir kitap, yetişkinlere pek bir şey söylemeyebilir ya da
yetişkinlerin severek okuyacağı bir kitap, çocukları hiç de heyecanlandırmayabilir.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri, “çocuklarla
hoşlanmayacağı” düşüncesine ters düşmektedir?
A) I. ve III.
B) I. ve IV.
C) I. ve V.
D) III. ve IV.
yetişkinlerin
aynı
kitaplardan
E) IV. ve VI.
Cevap: D
c) Neden Sonuç İlişkisi Taşıyan Cümleler
Bir iş, oluş ve hareketin hangi gerekçeyle veya hangi nedenden dolayı yapıldığını anlatan cümlelerdir.
Neden –sonuç cümlelerinde önce olay meydana gelir ve meydana gelen bu olay birçok başka olayın
sebebidir. Yani bir olay olmadan başka olaylar meydana gelmez. Bu tür cümlelerde yükleme "niçin,
neden, hangi sebeple, hangi nedenle" soruları sorulur. Cevap alabiliyorsak bu cümleler neden sonuç
cümleleridir.
Neden-sonuç cümleleri genellikle iki bölümden oluşur. Birinci bölüm neden (sebep), ikinci bölüm ise
sonuç bildirir. Bu tür sorularda eylemin hangi nedenle meydana geldiği bizim için önemlidir.
Cümlelerdeki sebep-sonuç ilişkisi daha çok "-dığı için, -dığından, -dığından dolayı, çünkü, -dı diye,
yüzünden, sayesinde, nedeniyle, sebebiyle, yol açtı, -den,-mesiyle, -den ötürü " gibi edatlarla sağlanır.
Örnek:
Adam böbrek yetmezliğinden aylardır diyaliz makinesine bağlı yaşıyor.
Aşırı kar yağışı yüzünden Konya-Antalya yolu kapatılmış.
www.edebiyatbilgihanesi.com
Seni arayamadım, çünkü telefonun şarjı bitmişti.
Babamın eve gelmesiyle tüm dertlerimiz bitmişti.
Parasızlık yüzünden bu sevmediği işi yapıyormuş.
Örnek Soru-2003 ÖSS
Aşağıdakilerin hangisinde yargının nedeni belirtilmemiştir?
A) Ülke toprakları yanlış kullanım yüzünden yok olup gitmektedir.
B) Ülkede tarımsal üretimi geliştirmeye yönelik çalışmalar yıldan yıla azalmaktadır.
C) Tarıma yeterince önem verilmediğinden bu ülke, pamuk, sebze, meyve üretiminde dünya
sıralamasında gerilerde yer almaktadır.
D) Kimi ülkelerde, tarıma dayalı üretimin bilinçli bir biçimde yapılmaması, halk sağlığı bakımından
tehlike oluşturmaktadır.
E) Çevre bilincinin yeterince gelişmemiş olması, hava ve su kirliliğine yol açmaktadır.
Cevap: B
d) Amaç Cümleleri
Bir eylemin hangi duygu, düşünce veya dileği gerçekleştirmek amacıyla yapıldığını belirten cümlelerdir.
Bu tür cümleler genellikle amaç bölümü ve sonuç bölümü olmak üzere iki bölümden oluşur. Sonuç
bölümü hedeflenen amacı gerçekleştirmek için yapılanlardan oluşur. Amaç bölümü ile sonuç bölümü
arasındaki ilişki “-mak için, -mek üzere, -meye, -ım diye, -me amacıyla, -me isteğiyle” ekleriyle sağlanır.
Amaç-sonuç cümlelerinde bir amacı (hedefi) gerçekleştirebilmek için birden fazla olayı gerçekleştirmek
gerekebilir.
Örnek:
Ailesini görmeye memleketine gitmiş.
Fakirlere yardım etmek üzere para toplanacakmış.
Yazar herkes anlayabilsin diye yalın bir dil kullanmış.
Araba almak amacıyla galericiler sitesine gitti.
Maçı izlemek için erkenden yola çıkmıştı.
NOT: “Amaç-Sonuç” ve “Sebep-Sonuç” cümlelerini birbirine karıştırmamak gerekir:
“-mak için / -mek için” eklerini içeren cümleler genellikle amaç - sonuç cümleleridir. Bir de amaç sonuç
cümlelerinde yapılması amaçlanan kısım daha gerçekleşmemiştir, gelecekte gerçekleşecektir; sebep
sonuç cümlelerinde ise sebep kısmı gerçekleşmiş ve sonuç bölümü bu sebebe bağlı olarak daha sonra
ortaya çıkmıştır.
Cümlede yer alan iki bölümün arasına “amacıyla” sözcüğü getirildiğinde cümle anlamlı oluyor ise
amaç-sonuç cümlesini; “sebebiyle” sözcüğü getirildiğinde cümle anlamlı oluyor ise sebep-sonuç
cümlesini oluşturur.
Neden sonuç cümlelerinde “niçin, neden” soruları; amaç cümlelerinde ise “ne amaçla” sorusu
kullanılır.
Örnek Soru
Aşağıdaki cümlelerin hangisi bir amaç-sonuç cümlesidir?
A) Akdeniz’de petrol aramak için iki adet petrol arama gemisi satın alındı.
www.edebiyatbilgihanesi.com
B) Kardeşine yeni bir elbise alındı diye üç gündür bizimle konuşmuyor.
C) Fatura çok gelince evdeki bütün kalorifer petekleri kapatıldı.
D) Adam odun kırarken yaralanınca en yakın hastaneye kaldırıldı.
E) Atılan galibiyet golüne aşırı sevinince kalp rahatsızlığı nüksetti.
Cevap: A
e) Eylemin Şartını bildiren Cümleler
Yapılması istenen bir eylemin belirli şartlara bağlı olarak gerçekleşeceğini anlatan yargılara koşul (şart)
anlamlı cümleler denir. Yani şart anlamlı cümlelerde temel yargının gerçekleşmesi belirli bir şarta
bağlanır. Buna göre cümledeki birinci bölüm koşul iken, ikinci bölüm ise o koşula bağlı olarak ortaya
çıkan sonuçtur.
Türkçede koşul anlamı asıl olarak “-se” şart ekiyle sağlanır. Bunun dışında “-se, -dikçe, mi, -madan, maksızın, ama, yalnız, -mek üzere, -mek kaydıyla, yeter ki, üzere” ile de cümleye koşul anlamı sağlanır.
Bir cümlede koşula bağlılıktan söz edilebilmesi için cümlenin “Hangi şartla?” sorusuna yanıt vermesi
gerekir.
Örnek:
Akşam baban gelsin alışverişe çıkarız.
Ekmek almayı unutma, akşama aç kalırsın.
Müzik dinleyebilirsin ama sesini fazla açmayacaksın.
Kar çok yağarsa okullar yine tatil olurmuş.
Eve geç vakitte gelmemek üzere arkadaşlarınla oynayabilirsin.
Derslerine düzenli çalış ki istediğin liseyi kazanabilesin.
Az yemek yiyip biraz da spor yaptı mı hemen zayıflarsın.
Bu mevsimde kar yağdıkça siz bu meyve bahçesinden ürün alamazsınız.
2. İlettikleri Anlam Özelliklerine Göre Cümleler
a) Öneri Bildiren Cümleler
Belirli bir sorunu çözmek amacıyla kullanılan, öne sürülen düşünceleri belirten cümlelerdir. Öneri
cümleleri genellikle tavsiye niteliği taşır. Problemin çözümüne yardımcı olur. Kişiye kararını almasında
yol göstericidir.
Örnek:
Ne kadar yorgun olursan ol yatmadan önce kitap oku.
Sınavı kazanmak istiyorsan günde 3-4 saat çalışmalısın.
Dilekçe teslim etmeden önce bir daha kontrol et.
Yapıtlarınızda daha sade bir dil kullanmanızı tavsiye ederim.
Ev alma komşu al.
Ayağını yorganına göre uzat.
b) Ön yargı (peşin hüküm) Cümlesi
Bir olay, durum veya insan hakkında genelde, bilgi sahibi olmadan kesin yargılara varmaya ön yargı
denir.
Örnek:
Sen bugün yine derse geç kalacaksın.
Öğretmen yine aynı şeylerden bahsedecek.
www.edebiyatbilgihanesi.com
Biliyorum bu çocuk yine bu dersi başaramayacak.
Bu takım yine şampiyon olamayacak.
c) Tasarı Cümlesi
Bir kimsenin, bir kurumun vs. herhangi bir konuyla ilgili, ileriye dönük olarak yapmayı düşündüğü plan
ve projeleri içeren cümlelere denir. Tasarlanan, zihinde kurulan, proje hâlindeki olguları, eylemleri dile
getiren yargılardır.
Örnek:
Gelecek hafta yapılacak yarışmaya katılmayı düşünüyorum.
Okulda bir duvar gazetesi çıkarmayı planlıyorlardı.
Bakanlığımız, kitap dağıtımı ve tanıtımını bir devlet politikası haline getirmeyi düşünüyor.
Önümüzdeki ay tatile çıkmayı düşünüyorum.
Bu işin altından başarıyla kalkmayı amaçlıyoruz.
d)Varsayım Cümleleri
Gerçekte var olmadığı hâlde bir eylemi varmış gibi kabul edip ondan çıkarımlar yapmak amacıyla
oluşturulmuş olan cümlelerdir.
Bir cümleye varsayım anlamı “diyelim (ki), farz edelim (ki), tut ki, tutalım (ki), kabul edelim (ki),
varsayalı (ki)” gibi sözcüklerle sağlanır.
Örnek:
Bugün yağmur yağacağını varsayalım, o zaman ne yapacağız?
Diyelim ki sen bu mahkemeyi kazandın.”
Farz edelim ki başvurunu kabul ettiler, ne yapacaksın?
Dünyada bütün savaşların bittiğini düşünün.
Tut ki adamı yakaladın, sonra ne olacak?
e)Tahmin-İhtimal(Olasılık) Cümleleri
İhtimal(olasılık cümleleri: Akla, sezgilere veya birtakım verilere dayanarak gelecekte olabilecek bir
şeyi veya bir olayı önceden kestirebilmek, onun olabilme ihtimalini yani olabilirliğini kesin olmayan
bilgilerle göz önünde bulundurmaktır.
Cümlelere “-dir, -ecek, -meli, belki, galiba, sanırım, zannederim, herhalde, sanki, gibi, -ebilmek” ek ve
sözcükleri olasılık (ihtimal) anlamı katar.
Tahmin cümleleri: İleri bir zaman diliminde meydana gelebilecek bir olayı akla, sezgilere veya birtakım
verilere dayanarak yaklaşık olarak değerlendirmek, gerçekleşme oranını belirlemek, olayların akışından
hareketle sonucu görmeye çalışmak ve olayın olabilirliğini kestirmektir.
NOT: Tahmin cümleleri ile olasılık (ihtimal) bildiren cümleler genellikle karıştırılmaktadır.
Hâlbuki şu ayrıntıya dikkat etmek gerekir: Olasılık anlamlı cümlelerde "ikilem" söz konusudur. Yani
bahsedilen şey için "Öyle de olabilir, böyle de olabilir." anlamı hâkimdir. Tahmin anlamlı cümlelerde ise
bu "ikilem" görülmez. Tahmin anlamlı cümlelerde bir " sonuçtan emin olma" havası vardır. Olasılık
anlamlı cümlelere göre, tahmin anlamlı cümlelerde "kesinlik anlamı" daha yoğundur. Olasılık eylemin
hangi şekilde gerçekleşeceğinin tam olarak kestirilememesi, daha basitçe ifade edersek: yüzde
elli olma durumudur. Tahmin ise sonucun nasıl gerçekleşeceği ile ilgili belli bir seçeneğin diğerlerinden
daha ağır basması durumudur. Yani bir tarafın yüzde elli bir olması durumudur.
www.edebiyatbilgihanesi.com
Örnek( İhtimal Cümleleri):
Ben bu filmi sanki daha önce izlemiştim.
Galiba Aksaray’a kar bu yıl çok fazla yağmayacak.
Bu adam sanırım bizim evi satın almak istiyor.
Ben bu akşam belki Ankara’ya giderim.
Babam bu akşam eve geç gelebilir.
Beklediğin misafirler çoktan eve gelmiş olmalı.
Ahmet bu sorunun cevabını biliyordur.
Senin araba bu kışı atlatamayacak gibi.
Ahmet, okulu herhalde seneye bitirir.
Yangında bizi uyandıran komşumuz olacak.
Örnek( Tahmin Cümleleri):
Onun bu havada kaza yapacağını size söylemiştim.
Evlenme teklifimi kabul edeceğini biliyordum.
Bu hafta yağmur yağacağı içime doğmuştu.
Beni işe almayacaklarını konuşmalarından anlamıştım.
Hareketlerinden işlerin yolunda gitmediğini hissetmiştim.
Davranışlarından bu soruyu hiç bilmediği çok belli.
Bu bina depreme dayanıklıymış gibi duruyor.
Örnek Soru ÖSS-1990
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde bir "sezgi, tahmin" söz konusu değildir?
A) Bu olayın böyle sonuçlanacağını ben çok önceden anlamıştım.
B) Nasıl bir mutluluk içinde bulunduğunu gözlerinden okuyordum.
C) Bu sırrı, sonsuza değin yüreğimde taşıyacağıma söz veriyorum.
D) Bu konuyu, onun yanında rahatça konuşabileceğimi sanıyorum.
E) Paraya düşkün biri olduğunu konuşmalarından çıkarmıştım.
Cevap: C
e)Yakınma- Hayıflanma Cümleleri
Yakınma, olumsuz bir durumdan memnun olmamak, bu durumdan şikâyetçi olmak, sızlanmak, rahatsız
olmak ve bu olumsuz olayla ilgili huzursuzluğunu dile getirmektir. Yakınma bildiren cümlelerde
memnun olunmayan durumla ilgili bir “sertlik” ve “açık eleştiri” havası gizlidir.
Hayıflanma, kişinin olmasını isteyip de gerçekleşmeyen durumlarla ilgili kendi kendine üzülmesi ve pişmanlık duymasıdır. Yani kişinin yapmadığı işten üzüntü duymasıdır. Hayıflanmada üzüntü duyulan
olayda özne etken değildir. Olay öznenin dışında yani öznenin bir müdahalesi olmadan doğal akışı
içinde gerçekleşmektedir. Hayıflanma ifade eden sözcükler “eyvah, yazık” gibi sözcüklerdir.
Örnek( Hayıflanma Cümleleri):
Keşke arabayı kullanmasına hiç izin vermeseydim.
Çok iyi bildiğim bu sorunun cevabını nasıl yanlış yaptım.
Üniversiteyi bu şehirde okumak gerekiyormuş.
Bu olaydan ailene de bahsetmeliydin.
www.edebiyatbilgihanesi.com
Örnek( Yakınma Cümleleri):
Bir de konuşurken olayları abartmasa.
Konuyu uzun ve gereksiz betimlemelerle daha da anlaşılmaz hale getirmiş.
Ders çalış diye ne kadar söylediysem de dinletemedim ki!”
Örnek Soru(ÖSS-2005):
(I) Ortaokul yıllarımda arkadaşlarla dersten çıkar çıkmaz, okulumuzun bulunduğu tepeden iner,
güzelim gül bahçeleriyle çevrelenmiş evlerin önünden geçerek kıyıya koşardık. (II) Dalgalarla oynarken
içimizden biri bağırırdı: “Yunuslar geçiyor!” (III) Sonraları hangi denize baksam, böyle sürü halinde
geçen yunuslar canlanırdı gözlerimde. (IV) Açıklardaki tek bir yunusu fark edip sevinç çığlıkları atanları
gördükçe gerçekten çok etkilenirdim. (V) Yıllarca yunusların sürü sürü gözlerimin önünden geçtiğini,
zamanın hepimizi, az rastlanan anların son tanıklarına çevirdiğini nasıl anlatabilirdim onlara?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde yakınma söz konusudur?
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
Cevap: E
f)Eleştiri Cümleleri
Eleştiri; bir edebiyat ya da sanat yapıtını, bir kişiyi, bir kuruluşu, bir olayı, bir durumu veya bir varlığı
bütün yönleriyle inceleyip değerlendirmek, olumlu ve olumsuz yönlerini ortaya koymaktır. Eleştiri
cümleleri genellikle öznel yargılı cümlelerdir.
Eleştiri genellikle toplumda daha çok eksik yönleri aramak, olumsuz tarafı ön plana çıkarmak ve
beğenilmeyen yönleri vurgulamak gibi anlaşılmıştır. Sınavlarda da sorular da bu doğrultu
sorulmaktadır. Hâlbuki bu yanlış bir anlayıştır. Eleştiri olumlu yönde olabildiği gibi olumsuz yönde de
olabilir.
Örnek:
Şiirlerinde serbest ölçüyü kullanması onu daha özgün kılmış.
Yazar eserinde toplumun çok da yabancı olmadığı konulara çok güzel bir şekilde değinmiştir.
Kitap dediğin böyle olur.
Onun bu rahat tavırları, hiç kimseyi umursamaması gelecekte başına çok iş açacaktır.
Günümüz şairleri hece ve kafiye gibi şiiri sınırlandıran kalıplara hiç rağbet etmiyorlar.
Yıllardır bu şehri yönetmesine rağmen dikili bir taşı bulunmuyor.
Örnek Soru (YGS-2012):
(I) Mario Giordano'nun Deney adlı romanı ilk kez dilimize çevrilmesine karşın sinemaseverler bu isme
yabancı değil. (II) Deney önce Das Experiment, ardından daThe Experiment adlarıyla iki kez sinemaya
uyarlanmıştı. (III) Bu uyarlamalar, romanı kadar başarılı değilse de ilki Alman, ikincisi Amerikan yapımı
olan her iki film de seyircilerin ilgisini çekmişti. (IV) Doğrusunu söylemek gerekirse hikâyesi o kadar
etkileyici ve sinemaya uyarlamaya o kadar elverişli ki bu filmlerin ilgi çekmemesi için yönetmenlerin
özel bir beceriksizlik göstermeleri gerekliydi. (V) Çünkü Deneyotorite ve güç arasındaki ilişkiyi, iktidarın
doğasını ve büyüsünü, hapishanenin işlevini, sonuç olarak da insanın karanlık yanlarını sorgulayan bir
roman.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde hem olumlu hem de olumsuz bir eleştiri söz
konusudur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Cevap: C
www.edebiyatbilgihanesi.com
3. Anlatım Niteliklerine Göre Cümleler
a) Tanım Cümlesi
Tanım cümleleri, herhangi bir varlığın ya da kavramın ne olduğunu, zihnimizde canlanması gereken
şeyleri ifade eden cümlelerdir. “Bir kavramın niteliklerini eksiksiz olarak belirtme veya açıklama, tarif”
olarak ifade edilen “tanım” kavramından anlaşılacağı üzere, bu tarz cümleler ansiklopedi veya
sözlüklerde açıklanan anahtar kelimelerin ilk cümlelerini andırır. Bir varlığa ya da kavrama ait
niteliklerin belirtildiği cümlelere tanım cümlesi denir. Bir kavramın, bir varlığın anlatıldığı cümleye “…
nedir?” sorusunu yönelttiğimizde cevap alabiliyorsak bu cümle bir tanım cümlesidir.
Örnek:
Sevgi, sahip olduğumuz en asil duygudur.
Kişinin kendini başkasının yerine koymasına empati denir.
Askerlik, Türk milletinin her ferdinin ilk mesleğidir.
İş, oluş, durum bildiren sözcüklere fiil adı verilir.
Yeni kitabım, aslında hayallerimle hayatımın savaşıdır.
Ünlü kişilerin kendi yaşamlarını anlattıkları yazılara otobiyografi denir.
Türkçe ve edebiyat alanında bilgi kaynağıdır.
21. yüzyılda televizyon bir aptal kutusudur.
Dil, canlı bir iletişim aracıdır.
Tuz, yüz yıllardır kullanılan bir baharattır.
Gözler, kalpteki duyguları yansıtan aynadır.
Örnek Soru:
1. Aşağıdakilerden hangisi öznel bir “tanım” cümlesidir?
A) Samimilik, bir insanın bir iş üzerine iyice düşündükten sonra canı pahasına da olsa savunmayı göze
alarak ortaya çıkardığı kanısıdır.
B) Üçgen, uç uca gelmiş üç doğru parçasını oluşturduğu, üç tepe noktası ve üç açısı olan geometrik
biçimdir.
C) Bazılarının gerçek yüzlerini gören insanlar lanetlidir.
D) Antoloji, bir şairin, bir yazarın, bir dönemin bir türün tipik metinlerin seçilip bir araya toplanmasıdır.
E) Fabl, insan özelliklerini hayvanlara aktararak yazılmış eğlenceli, ders verici veya hicvedici
hikâyelerdir.
Cevap: D
b) Karşılaştırma Cümleleri
Aralarında ilişki kurulabilecek iki varlığın, kavramın, nesnenin, eserin veya kişinin ortak ve farklı
yönlerini daha anlaşılır hale getirmek için kıyaslamaya karşılaştırma denir.
Karşılaştırma için mutlaka iki varlığın, kavramın, nesnenin, eserin veya kişinin benzerlik, farklılık,
üstünlük gibi değişik bir değer yargısı veya bir ölçünün ortaya konması gerekmektedir. Yani
karşılaştırmanın hangi yönden yapıldığı açıkça ortaya konulmalıdır.
Karşılaştırma cümlelerinde daha çok benzetme ve karşılaştırma edat ve bağlaçları olan “ –den, de, ile,
-e oranla, -e göre, kadar, -den daha, pek çok, en, en çok, -den çok, -den az” kullanılır.
NOT: Karşılaştırma cümleleriyle benzetme yapılmış cümleleri birbiriyle karıştırmamalıyız. Çünkü
karşılaştırma cümlelerine üstünlük, aşağılık veya aynı seviyede olmak gibi bir derecelendirme vardır.
Benzetme yapılmış cümlelerde ise böyle bir derecelendirme görülmez. Örneğin “O melek gibi bir
kızdır.” cümlesinde benzetme vardır. Ancak “O melek kadar iyi kalplidir.” cümlesinde karşılaştırma
vardır; çünkü birincisinde benzerlik, ikincisinde derecelendirme söz konusudur.
www.edebiyatbilgihanesi.com
Örnek:
Bu el becerisi isteyen işleri sen benden daha güzel yapıyorsun.
Öğretmen sınıfın en çok ders çalışanını ödüllendirdi.
Sizin köy bizim köye göre epey yeşil görünüyor.
Toplumda, zayıflara oranla şişmanlarda kalp krizi yaşanma riski daha çoktur.
Sen de Ayşe kadar ders çalışırsan üniversiteyi kazanabilirsin.
Annem yapmış olduğum kurabiyeleri de beğendi.
Manisa nüfus olarak Karaman’dan kat büyüktür.
Aksaray ile Kırşehir eğitim konusunda her zaman öndedirler.
Biz en az bu yörenin yemeklerini soframızda bulundururuz.
Fatma Mehmet’ten az yemek yiyordu.
Örnek Soru(ÖSS-2001)
(I) Roman yazarken konuşmalara yer vermek çoğunlukla kaçınılmazdır. (II) Hatta salt konuşmalardan
oluşan romanlar bile vardır. (III) Bu romanlarda herhalde amaç, tip yaratmaktır. (IV) İki satırlık bir
konuşma, bir karakteri on sayfalık bir betimlemeden daha başarılı bir biçimde çizebilir. (V) Bunun
başarılı örneklerine M.Ş. Esendal’ın Ayaşlı ve Kiracıları adlı yapıtında rastlıyoruz.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde “karşılaştırma” yapılmıştır?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Cevap: D
c)Nesnel Anlatımlı Cümleler
Gerçekliği kanıtlanabilen, bilimsel olan, ölçülebilen, deney ve gözleme dayanan, herkese göre aynı olan;
göreceli olmayan; kişilerin duygularına dayanmayan anlatım biçimi nesnel anlatımdır.
Nesnel anlatımda ölçülebilir, kanıtlanabilir ve yorumlara meydan vermeyen bir anlatım vardır. Nesnel
anlatımda "bence" ve "bana göre" ye yer yoktur.
Sınavlarda nesnel anlatımla ilgili sorularda her zaman “Aşağıdakilerin hangisinde nesnellik vardır?” gibi
soru kökleri olmayabilir. “Aşağıdakilerden hangisi söyleyenin kişisel düşüncelerini içermemektedir?”
veya “Yukarıdaki cümlelerin hangilerinde düşünce eksiksiz ve belirli bir kesinlikle anlatılmıştır?” gibi
sorular da sorulabilir. Bu sorular nesnelliğe aittir.
Örnek:
İzmir, Ege Bölgesinde bulunan bir ilimizdir.
Yazar eserinde balıkçıların hayatını anlatıyor.
Okulumuzdaki sınıfların mevcudu elliyi geçmiştir.
Ahmet Mehmet’ten 15 cm daha kısadır.
Arabanın rengi kırmızıydı.
Örnek Soru(ÖSS- 2004)
(I) Bu yayınevi bir süredir kendi olanakları içinde, sessiz sedasız, değerli ürünler ortaya koyuyor. (II) Kırkı
aşkın kitap çıkaran bu yayınevinin dikkati çeken bir özelliği çok iyi kitaplar seçmesi. (III) Bunlar kimsenin
aklına gelmeyen, titizlikle araştırılıp bulunmuş kitaplar. (IV) Ayrıca bu yayınevi, kitapların basımına özen
gösteriyor; çevirilerin düzgün ve doğru olmasına dikkat ediyor. (V) Her kitabın sonuna, yazar ve yapıt
adlarını gösteren bir dizin ve kaynakça ekliyor. (VI) Bu özelliklerin hepsi nitelikli bir baskı ile
buluştuğunda ortaya iyi kitaplar çıkıyor.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisinde kişisel düşüncelere yer verilmemiştir?
A) II.
B) III.
C) IV.
D) V.
E) VI.
Cevap: D
www.edebiyatbilgihanesi.com
d)Öznel Anlatımlı Cümleler
Öznel ifadeler, doğruluğu ve yanlışlığı kişiden kişiye değişebilen, bu sebeple kanıtlanamayan, kişiye
özgü yani öznel olan, ölçülemeyen, daha çok duyguları ifade eden, tartışmaya ve her türlü yoruma açık
olan, bilimsel olmayan yargılardır.
“Bence” ile başlayan cümleler, öznel anlatımın tipik örneğidir. Öznel yargılı cümlelerde kişi cümleye
izlenimlerini, yorumlarını, duygularını, beğenilerini ve kişisel görüşlerini kattığı için bu tür cümleler,
“bence, bana göre” anlamı taşır.
Örnek:
Deneme yazıları, romanlarından daha güzel.
Yazarın son romanında oldukça etkileyici ifadelere yer verilmektedir.
Evleri caddeye bakan çok güzel bir yerdedir.
Bu şiir Akdeniz yöresinde çok sevilmektedir.
Örnek Soru( ÖSS-2000)
(I) İhtiyar Adam ve Deniz, Ernest Hemingway’a Nobel Ödülü kazandıran romanlarından biri. (II)
Psikolojik yanı ağır basan ve sinemaya uyarlanması neredeyse olanaksız görünen bu roman, ünlü bir
yönetmence sinemaya uyarlanmış. (III) Filmde, balıkçılıkla geçinen ihtiyar bir adamın yaşamı, ilgi çekici
bir biçimde anlatılmış. (IV) Uzun süredir balık yakalayamayan ihtiyar adamın, son kez şansını
denediğinde büyük bir balık avlaması ve onu karaya çıkarmak için gösterdiği insanüstü çaba izleyiciyi
oldukça etkiliyor. (V) İhtiyar Adam ve Deniz, izlenmeye değer en iyi filmlerden biri.
Yukarıdaki parçada numaralanmış cümlelerin hangisinde öznellik yoktur?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Cevap: A
e) Doğrudan- Dolaylı Anlatım Cümleleri
Başkalarına ait sözleri söylendiği gibi aktarmaya doğrudan anlatım denir. Başkalarına ait sözleri
değiştirerek, sadece içerik olarak aktarmaya dolaylı anlatım denir.
Örnek(Doğrudan):
Ali: "Bu kitabı iki kez okudum." dedi.
Öğretmen:" Bu test sorularını evde çözeceksiniz." dedi.
Dersten sonra etüt yapacağız, dediler.
Başbakan: "Kıbrıs, bizim toprağımızdır." dedi.
Öğretmen, Ali'ye: "Arkadaşına söyle, yarın ödevini mutlaka getirsin!" dedi.
Örnek(Dolaylı):
Ali, bana bu kitabı iki kez okuduğunu söyledi.
Yazar, roman kahramanının gerçek hayatta da yaşadığını söyledi.
Annem, akşam eve erken gelmem gerektiğini söyledi.
4. Üslup ve İçerikle İlgili Cümleler
İçerik, bir eserde verilmek istenen öz, düşünce, duygu ve hayallerin bütünüdür. Eserde bahsedilen
konu bize içeriği verir. “Sanatçı neyi anlatıyor?”, “Burada anlatılmak istenen nedir?” sorularının cevabı
içeriği yani konuyu verir.
Bir sanatçının dili kullanma şekli, sözcükleri seçimi, cümle kurma biçimine üslup denir. Buna yazarın
anlatım biçimi de diyebiliriz. Üslup bildiren cümlelerde yazarın “nasıl anlattığı” ifade edilir. “Anlatımı
nasıldır?” sorusuna cevap veren cümleler üslupla ilgili cümlelerdir.
www.edebiyatbilgihanesi.com
Örnek (İçerik):
*Yazar eserinde kenar mahallelerden birinde yaşayan yaşlı çiftin çile dolu hayatını anlatıyor.
*Reşat Nuri’nin bu eserini okudukça Anadolu kadınının fedakârlıkları bir bir gözümün önüne geliyor.
*Bir sınır köyünün ve köyde yaşayan insanların çile dolu hayatlarını bulmak mümkündür bu romanda.
Örnek (Üslup):
*Öyle yazarlar, şairler vardır ki onların yazdıklarını yaşamlarından ayıramazsınız.
*Yılların kazandırdığı bilgi ve beceriyle istese her gün bir şiir yazabileceği halde yazmaması
sanatına duyduğu saygıdandı.
*Her şeyden önce bütün okuyanların anlayabileceği şekilde, kısa cümlelerle yazıyor öykülerini.
*Onun için asıl önemli olan, seçilmiş, yerli yerine konmuş sözcüklerin o ezgili o sıcak deyişin
okurda uyandıracağı etkidir.
*Amacı çevresine ayna tutmak değil, aynaya yansıyanları yeniden biçimlendirmekti.
Örnek Soru-1(YGS-2011)
(I) Yaşadığı dönemin şiir anlayışından uzaklaşarak uçlarda dolaşan, alışılmadık bağdaştırmaları ve
imgeleriyle zaman zaman, bilinen söylemin dışına taşan şair, sürekli yenilikler peşinde koşmuştur. (II)
Karşılaştığı insanlık durumlarına yeni duygu ve anlamlar yükleyerek onları yeniden yazmıştır. (III)
Şiirlerini oluştururken boş alanlar bırakmış, uzun dizeleri kırmıştır. (IV) Şiirde bir yenilik gerçekleştirmek
için dilin yerleşik söz değerlerini olduğu gibi kullanmaktan kaçınmış, dili yeniden kurmaya yönelmiştir.
(V) Şiirlerinin çoğunda, çok anlamlı sözcükler kullanarak değişik çağrışımlar uyandırmıştır.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi, sözü edilen şairin şiirlerinin içeriğiyle ilgilidir?
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Cevap: B
Örnek Soru-2( ÖSS-2004)
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde üslupla ilgili bir özelliğe değinilmemiştir? (2004 – ÖSS)
A) Sağlam bir roman tekniğinin yanı sıra canlı, en az sözcükle çok şey anlatmayı amaçlayan, yoğun bir
anlatımı vardı.
B) Şiirlerindeki, okurun değişik duygularını etkileyen imgeleri, sıradan sözcüklere yeni anlamlar
yükleyerek oluştururdu.
C) Yapıtlarındaki karakterler, halk arasından seçilmiş, zengin bir duygu dünyası olmayan, tek boyutlu
kişilerdi.
D) Şiirlerini oluştururken sözcükleri, ses, anlam ve çağrışım yönünden sıkı bir değerlendirmeden
geçirerek kullanırdı.
E) Betimlemelerinde gözlem gücü ağır basar, özentili ve coşkulu bir söyleyişten özellikle kaçınırdı.
Cevap: E
Örnek Soru-3( ÖSS-1996)
(I) Bu kitabın dört bölümü, aslında birer uzun makale olarak düşünülmüş. (II) Dördü de ayrı ayrı
temaları işliyor. (III) Bu temalar: Osmanlı-Türk müziğinin öğretimi, icra üslubu, makamları ve bunları
kuşaktan kuşağa aktarma yöntemleri… (IV) Yani Türk müziğinin belirleyici özellikleri… (V) Bütün
bunlarla, geleneksel Osmanlı-Türk müziğinin çeşitli yönlerine ışık tutuluyor ve onun belirgin nitelikleri
ortaya konuyor.
Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisi sözü edilen kitabın içeriğiyle ilgili değildir
A) I.
B) II.
C) III.
D) IV.
E) V.
Cevap: A
www.edebiyatbilgihanesi.com
5) Eksik Cümleyi Tamamlama
Her cümle belirli bir duyguyu, düşünceyi veya yargıyı ifade eden anlamlı sözcükler birliğidir. Bu birlik
sağlanırken sözcükler arasında hem anlam bütünlüğünün hem de sağlam bir teknik yapının olması
gerekir. Yoksa cümle hem ek yönünden yanlışlıklar içerirken anlam yönünden de çelişkiler taşıyabilir.
Bu sebeple hem eklere hem de anlama dikkat etmek gerekir. Sınavlarda bu konuyla ilgili sorular ya
cümlenin kendi içinde tamamlanması ya da bir cümlenin en uygun başka bir cümleyle sürdürülmesi
istenmektedir.
Örnek Soru (ÖSS-2005)
“Her ressam, aynı doğa parçasını tuvaline farklı biçimlerde yansıtır. …”Bu cümlenin sonuna,
düşüncenin akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?
A) Doğa, her sanatçı için değişmez bir konu alanıdır.
B) Çünkü olaylara, durumlara bakış açısı sanatçıdan sanatçıya değişir.
C) Bu, aynı zamanda biçemle ilgili bir durumdur.
D) Bunda sanatçının doğayı algılama biçiminin etkisi vardır.
E) Bunu, yaratıcılığın bir gereği sayabiliriz.
Cevap: A
Örnek Soru (ÖSS-2005)
“Bu sanatçımız kendisine söylenen: “Eline sağlık, resimlerin çok güzel olmuş.” türünden basmakalıp
sözlerin kendisine bir şey kazandırmayacağına inanır. Çünkü …”Bu cümlenin sonuna, düşüncenin
akışına göre aşağıdakilerden hangisinin getirilmesi uygun olmaz?
A) onun için önemli olan, yansıtmak istediklerinin anlaşılıp anlaşılmadığıdır.
B) o, yöneltilen eleştiriler doğrultusunda kendisini geliştirecektir.
C) onun için sanat, insanları etkileme, belirli duygularla donatma işidir.
D) o, yapıtın biçim ve içerik yönünden eleştirilmesinden yanadır.
E) o, eleştirinin işlevsel bir nitelik taşımasını ister.
Cevap: C
Download