Türkiye Kıyılarındaki Deniz Fenerlerinin Coğrafi Dağılımı

advertisement
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
305
TÜRKİYE KIYILARINDAKİ DENİZ FENERLERİNİN
COĞRAFİ DAĞILIMI
Doğan DERVİŞOĞLU
İnşaat Yük. Mühendisi
Dokuz Eylül Üniversitesi
İnşaat Mühendisliği Bölümü
[email protected]
Yalçın ARISOY
Prof. Dr.
DEÜ Mühendislik Fakültesi
İnşaat Mühendisliği Bölümü
[email protected]
ÖZET
Ulaştırılacak olan hizmetlerin düşük maliyetle ve yüksek taşıma kapasiteleriyle taşınabilmesi
göz önüne alındığında denizyolu taşımacılığı diğer ulaştırma sistemlerine göre belirgin bir
üstünlük taşımaktadır. Türkiye’nin 8000 km’yi aşan uzunlukta kıyı şeridine sahip olması ve
Çanakkale, İstanbul gibi uluslararası öneme sahip iki boğazının bulunması nedeniyle “Deniz
Taşımacılığında Seyir Güvenliği” ülkemiz açısından özel bir öneme sahip bir konudur.
Seyir güvenliğine yardımcı deniz yapıları olan deniz fenerleri, sis işaretleri ve ışıklı
şamandıraların denizlerde meydana gelebilecek kazaları önlemede oldukça büyük katkıları
vardır. Bu çalışmada, Türkiye kıyılarındaki deniz fenerleri, sis işaretleri ve ışıklı şamandıralar
gibi seyir yardımcıları için bir Coğrafi Bilgi Sistemi geliştirilmiştir. Veri tabanında deniz
fenerlerine ilişkin tüm resmi bilgiler yer almaktadır. Çalışmada deniz fenerlerinin Türkiye
kıyılarındaki coğrafi dağılımları sayısal Türkiye haritası üzerinde görüntülenmiştir. Deniz
fenerlerinin Türkiye kıyılarındaki coğrafi dağılımları göz önüne alınarak denizlerimizde seyir
güvenliğine yönelik bazı analizler yapılmıştır.
Fenerlerin coğrafi dağılımlarına bakıldığında Hopa’dan İskenderun’a kadar ülkemiz
kıyılarının büyük ölçüde deniz fenerleri ile donatıldığı görülmüştür. Kıyılarımızdaki deniz
fenerleri ve ışıklı şamandıraların yaklaşık üçte biri deniz trafiğinin yoğun olduğu Çanakkale
Boğazı – Marmara ve İstanbul Boğazı kıyılarında bulunmaktadır. Fenerlerin kendisine ait ışık
görünüş mesafeleri dikkate alınarak yapılan analizler, olumsuz hava koşulları ve bazı
fenerlerin arızalı olması durumunda bazı kıyı bölgelerimizde seyir güvenliği açısından risk
oluşabileceğini göstermektedir.
GİRİŞ
Ulaştırma genel anlamda, ürünlerin ve insanların iki nokta arasındaki hareketi olarak
tanımlanmaktadır. Ulusal ve uluslararası ölçeklerde ekonomik kaynaklardan faydalanılması
ve bu kaynakların geliştirilmesinde ulaştırma önemli bir rol üstlenmektedir. Günümüzde
ulaştırma sektörü denizyolu, karayolu, havayolu, demiryolu ve boru hattı yolu olmak üzere
beş ayrı alt sistemde toplanmıştır. Bu sistemlerin her birinin farklı ekonomik teknik yapısı
olup, her biri farklı bağlantı hizmetleri yapabilme özelliğini taşımaktadır. Bu sistemlerden
hangisine veya hangilerine ağırlık verilmesi gerektiği, ülkenin ekonomik, coğrafi yapısı ve
taşıma alt sistemlerinin özelliklerine bağlı olarak değişmektedir. Ulaştırma alt sistemleri
arasında denizyolu taşımacılığının, diğer ulaştırma sistemlerine göre üstün olan bazı
306
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
özellikleri vardır. Ulaştırılacak olan hizmetlerin en düşük maliyetle ve yüksek taşıma
kapasiteleriyle taşınabilmesi, bununla birlikte enerji tüketiminin az olması bu özellikler
arasında sayılabilir.
Dünyanın birçok bölgesi ve ülkesinin birbirlerinden denizlerle ayrılmış olması ve denizyolu
taşımacılığının bu elverişli özelliklerinden dolayı, bugün dünya ticaretinin ton-mil bazında
%90’ı, değer bazında %80’i denizyolu ile taşınmaktadır.
Deniz taşımacılığının günümüzde dünya ticaretinin önemli ayağını oluşturması, denizlerdeki
seyir güvenliğinin öneminin bir kat daha artmasına neden olmuştur. Seyir güvenliğine
yardımcı olan deniz fenerleri, sis işaretleri, ışıklı şamandıralar gibi seyir yardımcısı yapıların
denizlerde meydana gelebilecek kazaları önlemede oldukça büyük katkıları vardır.
Bu çalışmanın amacı, Türkiye kıyılarındaki deniz fenerleri, sis işaretleri ve ışıklı şamandıralar
gibi seyir yardımcıları için bir Coğrafi Bilgi Sistemi (CBS) geliştirmek ve oluşturulan sistem
yardımıyla bu yapıların coğrafi dağılımlarını analiz etmektir.
Türkiye deniz fenerleri ve ışıklı şamandıralarının, Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ve Seyir
Hidrografi ve Oşinografi Dairesi’nden temin edilen verilerden yola çıkılarak iki ayrı veri
tabanı oluşturulmuştur. Bu veriler CBS programına aktarılarak, Türkiye deniz fenerleri ve
ışıklı şamandıraları için iki farklı CBS katmanı elde edilmiştir. Türkiye seyir yardımcılarının
coğrafi dağılımları, mevkilerine göre seçilmiş olan ışık şiddetine bağlı görünme mesafeleri ve
olumsuz hava koşulları göz önüne alınarak denizlerimizde seyir güvenliğine yönelik bazı
analizler yapılmıştır.
DENİZ TAŞIMACILIĞI
Denizcilik Alt Yapısı
Ulaştırma sektörü günümüzde denizyolu, karayolu, havayolu, demiryolu ve boru hattı yolu
olmak üzere beş ayrı alt sistemde toplanmıştır. Bu sistemlerin her birinin farklı ekonomik
teknik yapısı olup, her biri farklı bağlantı hizmetleri yapabilme özelliğini taşımaktadır. Bu
sistemlerden hangisine veya hangilerine ağırlık verilmesi gerektiği, ülkenin ekonomik, coğrafi
yapısı ve taşıma alt sistemlerinin özelliklerine bağlı olarak değişmektedir.
Ulaştırma sistemlerinin ekonomik etkinliklerini belirleyen en önemli faktörler Tablo 1'de
karşılaştırmalı olarak gösterilmektedir (Aşıcı ve Tek, 1985).
Tablo 1 Taşıma alt sistemlerinin ekonomik etkilerini belirleyen özellikler
Ulaştırma
Hız
Kapasite
Güvenlik
Sistemleri
Demiryolu
Enerji
Maliyet
Tüketim
İlk yatırım
İşletme
Orta*Yüksek
Yüksek
Yüksek
Az
Yüksek
Orta
Karayolu
Orta
Düşük
Düşük
Çok
Az-orta
Az
Denizyolu
Düşük
Yüksek
Yüksek
Az
Yüksek
Orta-az
Havayolu
Çok yüksek
Orta
Yüksek
Çok
Yüksek
Çok yüksek
Boru hattı
Çok düşük
Orta
Çok yüksek
Az
Yüksek
Az
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
307
Tablo 1’den de anlaşılacağı üzere, hiçbir ulaşım sistemi tek başına ideal sayılmamakta, her
taşıma sisteminin kendine ait avantaj ve dezavantajları bulunmaktadır. Ancak denizyolu
taşımacılığının diğer ulaştırma sistemlerine oranla daha yüksek taşıma kapasitesine sahip
olması, enerji tüketiminin az olması, taşınacak olan hizmetlerin güvenle taşınabilmesi ve
bununla birlikte, Dünya’nın birçok ülkesinin birbirlerinden denizlerle ayrılmış olması gibi
nedenlerden dolayı denizyolu taşımacılığı günümüzde daha fazla ön plana çıkmaktadır.
Türkiye; Karadeniz ve Akdeniz’i birbirine bağlayan, Avrupa ile Asya kıtalarını birleştiren
doğal konumu itibariyle jeopolitik ve jeostratejik yönlerden çok önemli bir coğrafyada yer
almaktadır. Bununla birlikte 8000 km’yi aşan uzunlukta kıyı şeridine sahip olması ve
Çanakkale, İstanbul gibi uluslararası öneme sahip iki boğazının bulunması nedeniyle “Deniz
Taşımacılığında Seyir Güvenliği” ülkemiz açısından özel öneme sahip bir konudur.
Denizlerde Seyir Güvenliği
Deniz seyir güvenliği, denizde can, mal ve çevre güvenliği ile ilgili hususların üzerinde
oluşabilecek olumsuzlukları ortadan kaldırmaya yönelik, yerel ve uluslararası bazda kabul
görmüş kural ve gerekler manzumesinden oluşmaktadır. Deniz trafik güvenliği hususlarındaki
zafiyetler nedeniyle oluşan deniz kazalarından ötürü birçok gelişmiş ülkenin yaşadığı can, mal
ve çevre güvenliği sorunları uluslar arası toplumu bu konularda daha hassas ve zorlayıcı
olmaya yöneltmiştir.
Deniz seyir güvenliğine etkiyen hususların öncelikleri açısından çeşitli durum ve şartlarda
değişkenlik göstermekle beraber, genel bir sıralama ile şu şekilde ifade edilebilir. Bunlar;
akıntı, gelgit vb. hidrografik etkenler, yağmur, sis, rüzgar vb. meteorolojik etkenler, dar
geçitler, kıvrımlar, banklar sığlılıklar vb. coğrafi etkenler, trafik yoğunlunun çeşitli şart ve
durumlar için oluşturacağı etkiler, gemi mürettebatının durumu ve eğitim kalitesinin
oluşturabileceği etkiler, denizde güvenliğe ilişkin ulusal ve uluslararası kurallar ile ilgili
eksiklerin yaratacağı etkiler, kusurlu gemi tekne, makine ve ekipmanların yaratacağı etkiler,
gemiler üzerinde zaman zaman yoğunlaşabilecek ticari baskıların oluşturacağı etkiler, yetersiz
alt yapı ve seyir yardımcılarının oluşturacağı etkiler, trafik ayrım düzenleri ve gemi raporlama
sistemlerinin bulunmayışı nedeniyle oluşabilecek olumsuz etkiler ve insan kontrolü dışında
gelişebilecek olayların etkisi şeklinde sıralanabilir (Chauvel, 1997).
Deniz fenerleri, sis işaretleri ve ışıklı şamandıralar gibi seyir yardımcıları, gemilere açık
denizden karaya yaklaşırken, sahil boyunca ve iç suyollarında seyir yaparken karanın yerini
tespitte yardımcı olmaktadır. Bu özellikleriyle seyir yardımcılarının deniz trafiğinin düzgün
bir şekilde akışını sağlamada ve meydana gelebilecek muhtemel kazaları önlemede oldukça
büyük katkıları vardır.
DENİZ FENERLERİ BİLGİ SİSTEMİ
Türkiye deniz fenerleri ve ışıklı şamandıralar bilgi sistemi oluşturulurken, veri toplama
aşamasında, bu kıyı yapıları ile ilgili bilgilerin büyük bir kısmı Kıyı Emniyeti Genel
Müdürlüğü’nden temin edilmiştir. Bilgilerin bir kısmının temininde ise Seyir, Hidrografi ve
Oşinografi Dairesi yayınından yararlanılmıştır. Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ve Seyir,
Hidrografi ve Oşinografi Dairesi Yayınından yararlanılarak elde edilen deniz fenerleri, ışıklı
şamandıralar ve sis işaretleri gibi seyir yardımcısı yapıların mevcut verileri, Türkiye’nin
coğrafi bölgelerine göre ayrımları yapılarak düzenli hale getirilmiştir. Düzenlenen veriler
Microsoft Access programına aktarılarak, Türkiye seyir yardımcısı kıyı yapıları için iki ayrı
veri tabanı oluşturulmuştur.
308
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi verilerine göre oluşturulan veri tabanında seyir
yardımcıları ile ilgili fener numaraları, ismi ve yeri, mevkileri, karakteri, fenerin denizden
yüksekliği, görünüş mesafesi, yerden yüksekliği, yapısal karakteri gibi bilgiler mevcuttur.
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü verilerine göre oluşturulan veri tabanında ise fener adı,
kuruluş tarihi, bölge, yer, karakter, karakter açıklaması, görünüş mesafesi, denizden
yüksekliği, yerden yüksekliği, fener tipi, fener sistemi, “flasher” tipi, ampul cinsi, ampul tipi,
şamandıra tipi, enerji, fener mevkileri gibi bilgiler yer almaktadır.
Deniz fenerlerine ait iki ayrı veri seti olması nedeniyle Deniz Fenerleri Coğrafi Bilgi Sistemi
iki ayrı katman olarak oluşturulmuştur. Her iki veri seti farklılık içermekle birlikte benzer
yapıda olması nedeniyle ilgili katmanların oluşturulmasında benzer yöntemler kullanılmıştır.
Deniz fenerlerinin konumları (enlem ve boylam koordinatları) her iki veri tabanında da
mevcuttur. Coğrafi Bilgi Sistemleri’nde “geocoding” diye ifade edilen işlemle, deniz fenerleri
ve ışıklı şamandıralar birer “nokta” eleman olarak sayısal Türkiye haritası üzerine işlenmiştir.
DENİZ FENERLERİNİN
AÇISINDAN ANALİZİ
COĞRAFİ
DAĞILIMININ
SEYİR
GÜVENLİĞİ
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ve Seyir, Hidrografi ve Oşinografi Dairesi (SHOD)
verilerine bağlı kalınarak ‘’Türkiye deniz fenerleri ve ışıklı şamandıralar bilgi sistemi’’
oluşturulmuştur. İki ayrı devlet kurumunun verilerine göre oluşturulan bilgi sistemleri
benzerlikler göstermekle birlikte, veri listesindeki fener sayıları ve fenerlerin verilen
koordinatları arasındaki farklardan dolayı, her iki sistem ayrı karakterdedir. SHOD verileri sis
işaretlerini de içerdiğinden buradaki veri sayısı yaklaşık 640’tır. Diğer veri grubunda ise 470
kayıt mevcuttur.
Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü verileri çerçevesinde oluşturulan, Türkiye deniz fenerleri ve
ışıklı şamandıralar bilgi sisteminde, her fener ve şamandıra kendisine ait deniz mili cinsinden
bir ışık görünüş mesafesine sahiptir. Şekil 1’de Marmara Bölgesi’nde bulunan seyir
yardımcıların ışık görünüş mesafeleri görülmektedir.
Şekil 1 Marmara Bölgesi’ndeki deniz fenerleri ve ışıklı şamandıraların görünme mesafeleri
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
309
Normal hava koşulları (sis, pus, toz, duman, yağış, buzul gibi etkenlerin bulunmadığı
durumlar) göz önüne alındığında seyir yardımcıların bölgedeki dağılımları ve ışık görünüş
mesafelerine bakılacak olunursa, fenerlerin mevkilerine göre seçilmiş olan, ışık şiddetlerine
bağlı görünme mesafelerinin yeterli olduğu ve karanlıkta neredeyse hiçbir bölgenin kalmadığı
görülmektedir. Fenerlerdeki çeşitli arıza durumları da bu analizin dışında tutulduğunda,
Türkiye’de deniz trafiğinin en yoğun olarak görüldüğü boğazlar kesiminde seyir
yardımcılarının trafik akışını olumsuz yönde etkileyebilecek bir pozisyonunun olmadığı
görülmektedir.
Fenerlerin ve ışıklı şamandıraların görünme mesafeleri atmosfer koşullarıyla büyük ölçüde
değişir. Sis, pus, toz, duman, yağış ve buzullu koşullarda fenerlerin camlarında buz ve don
olayı görülebilir. Soğuk havada ve hızlı değişen hava koşullarında fenerlerin camı genellikle
nemli, buzlu veya karlı olur. Yüksek yerlerde bulunan fenerler ise, bulutlar nedeniyle deniz
seviyesinde bulunan fenerlere oranla daha karanlıkta kalır. Bu gibi etkenlerden dolayı fenerler
ve ışıklı şamandıraların ışık görünüş mesafeleri büyük ölçüde azalır.
Şekil 2’de Marmara Bölgesi’ndeki deniz feneri ve ışıklı şamandıraların ışık görünüş
mesafelerinin %50 oranında azaltılmış durumu görülmektedir. Bu olumsuz atmosferik
koşullar altında dahi Marmara bölgesi’nde bulunan seyir yardımcılarının ışık görünüş
mesafelerinin büyük oranda yeterli olduğu görülmekte ve karanlıkta fazla bölge
bırakmamaktadır.
Seyir yardımcılarının ışık görünüş mesafelerinin %50 oranında azaltılarak yapılmış olan bu
analizde, Gelibolu’nun sol tarafındaki Adatepe mevkii civarında, Erdek körfezi civarında, yer
yer Bandırma Körfezi ile Gemlik Körfezi arasında, Marmara Ereğlisi ile Büyükçekmece
arasındaki bazı mevkilerde ve Tekirdağ civarındaki bazı bölgelerin karanlıkta kaldığı
görülmektedir.
Şekil 2 Marmara Bölgesi’ndeki deniz fenerleri ve ışıklı şamandıraların görünme mesafeleri
(%50 azaltılmış)
310
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
Şekil 3’de Karadeniz bölgesindeki Sinop, Samsun, Ordu kıyı şeridi hattındaki seyir
yardımcıları görülmektedir. Seyir yardımcılarının ışık görünüş mesafeleri olumsuz atmosferik
koşullar göz önüne alınarak %50 oranında azaltılmıştır. Bu koşullar altında deniz trafiği
açısından kritik bölgeler olarak bilinen burunlarda karanlıkta kalan bölgelerin bulunmadığı,
ancak diğer kısımlarda karanlık bölgelerin kaldığı görülmektedir.
Şekil 3 Karadeniz Bölgesi’ndeki deniz fenerleri ve ışıklı şamandıraların görünme mesafeleri
(%50 azaltılmış)
Türkiye’de bulunan deniz fenerlerinin büyük bir kısmı geçmişte diğer ülkelerde olduğu gibi
asetilen ile çalışmaktaydı ve ışığın gücü “devvar” sistemler ile kuvvetlendirilmekteydi. Bugün
deniz fenerleri için seçilen enerji tipinin çoğunlukla güneş enerjisi veya elektrik olduğu
görülmektedir. Asetilenli ve “devvar” sistemler tam olarak yok olmamakla beraber kullanım
alanlarının oldukça kısıtlı olduğu görülmektedir.
Şekil 4’de Gökova Körfezi ve civarındaki güneş enerjisi ve elektrik enerjisiyle çalışan
fenerler görülmektedir. Güneş enerjisiyle çalışan fenerler kırmızı, elektrik enerjisiyle çalışan
fenerler ise sarı noktalarla gösterilmiştir. Özellikle güneşin fazla olarak görüldüğü Akdeniz ve
Ege bölgelerinde fenerler için seçilen enerji tipi çoğunlukla güneş enerjisidir.
Güneş enerjili sistemlerde, enerji paneller tarafından toplanarak akülerinde depo edilmektedir.
Bu enerji, güneşli günler devam etmediği takdirde 4 gün süreyle kullanılabilmektedir. Güneş
enerjili sistemler için en tehdit edici unsuru kuşlar oluşturmaktadır. Bu yüzden panellerin
yeterli güneşi alabilmesi için temizliğinin düzenli olarak yapılması gerekmektedir. Türkiye’de
bulunan 470 adet deniz feneri ve ışıklı şamandıranın 289’u güneş enerjili, 149’u elektrikli, 5’i
“devvar” elektrikli ve 4’ü asetilenlidir.
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
311
Şekil 4 Türkiye deniz fenerlerinin enerji tipleri
Türkiye seyir yardımcılarında meydana gelebilecek çeşitli arıza durumları için birtakım
analizler yapılması düşünülmüştür. Ancak bu arıza durumlarına ilişkin geçmişe ait raporlar
temin edilemediğinden bu istatistiksel analizler yapılamamıştır. Deniz fenerlerinde meydana
gelebilecek arızaların fenerin deniz seviyesinden yüksekliğiyle (deniz seviyesinden yüksekliği
fazla olan fenerler için sert hava koşullarının olumsuz etkisi, deniz üzerinde bulunan ışıklı
şamandıralar için nem etkisi) ilgili olup olmadığı veya günümüzde en çok tercih edilen güneş
enerjili ve elektrikli sistemlerden hangisinin daha fazla arıza yaptığı bilinmemektedir. Bu
nedenlerden dolayı, denizlerde seyir güvenliğinin daha iyi durumlara ulaşabilmesi için
seçilmesi gereken sistemler hakkında yorum yapmak zordur.
Türkiye’deki deniz fenerlerinin coğrafi dağılımları ve fenerlerin deniz mili cinsinden görünüş
mesafeleri göz önüne alınarak, fenerlerde meydana gelebilecek arıza durumları
düşünüldüğünde, İstanbul ve Çanakkale Boğazlarının yer aldığı Marmara bölgesindeki
fenerlerin dağılımlarının oldukça sık olmasından dolayı seyir güvenliği açısından çok
olumsuz sonuçlar doğurmayacağı anlaşılmaktadır. Ancak diğer bölgelerimizde özellikle
burunlarda yer alan seyir yardımcılarının arıza durumlarında, deniz trafik akışının olumsuz
yönde etkileneceği görülmektedir (Dervişoğlu, 2007).
SONUÇ
Çalışma kapsamında, Türkiye kıyılarındaki seyir yardımcıları için bir Coğrafi Bilgi Sistemi
geliştirilmiştir. Çalışma, günümüzde kullanım alanı oldukça yaygınlaşan Coğrafi Bilgi
Sistemleri’nin ülkemiz kıyı yapılarına uygulamasına ilişkin bir örnek niteliğindedir ve bu
alanda ileride yapılacak çalışmalara katkı sağlayabilecektir.
Türkiye deniz fenerleri ve ışıklı şamandıralarının Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü ve Seyir
Hidrografi ve Oşinografi Dairesi’nden temin edilen verilerinden yola çıkılarak, iki ayrı veri
tabanı oluşturulmuştur. Bu veriler, CBS programına aktarılarak, Türkiye deniz fenerleri ve
312
6. Ulusal Kıyı Mühendisliği Sempozyumu
ışıklı şamandıraları için iki farklı CBS katmanı elde edilmiştir. Bu bilgi sistemlerinde seyir
yardımcılarının ulusal ve uluslararası numaraları, ismi ve yeri, kuruluş tarihi, bölgesi,
mevkileri, karakteri, denizden ve yerden yüksekliği, görünme mesafesi, çalışma sistemi,
kullandığı enerji, ampul tipi ve cinsi, yapısal özellikleri gibi bilgiler mevcuttur.
Oluşturulan bilgi sistemleri yardımıyla deniz fenerleri ve ışıklı şamandıralara ilişkin birçok
bilgiye, elektronik ortamda çok hızlı bir şekilde ulaşılabilecektir. Böylece seyir yardımcılarına
ve dolayısıyla seyir güvenliğine yarar sağlayabilecek bazı bilgiler elde edilebilecektir.
Geliştirilen sistemler sayesinde Türkiye deniz fenerleri ve ışıklı şamandıralarının coğrafi
dağılımları gözlemlenmiş ve bununla ilgili bazı basit analizler gerçekleştirilmiştir.
Seyir yardımcılarının deniz mili cinsinden görünüş mesafelerine göre yapılan analizler
sonucunda bazı istisnalar dışında Türkiye kıyıların Hopa’dan İskenderun’a kadar deniz
fenerleriyle donatıldığı, diğer bir deyişle karanlıkta hiçbir bölgenin kalmadığı görülmüştür.
Yapılan bu analizde normal hava koşulları ve fenerlerde herhangi bir arıza olmadığı
varsayılmıştır.
Hava koşullarının elverişsiz olduğu durumlar (sis, pus, toz, duman, yağış, buzullu koşullar)
için fener görünüş mesafeleri %50 oranında azaltılarak yapılan analiz sonucunda ise, Türkiye
kıyıları genelinde karanlıkta kalan bölgelerin az olduğu gözlemlenmiştir. Türkiye’deki deniz
fenerlerinde meydana gelebilecek arıza durumları düşünüldüğünde, İstanbul ve Çanakkale
Boğazlarının yer aldığı Marmara bölgesindeki fenerlerin dağılımlarının oldukça sık
olmasından dolayı seyir güvenliğinin bu olumsuz durumlardan fazla etkilenmeyeceği
anlaşılmaktadır. Ancak diğer bölgelerimizde özellikle burunlarda yer alan seyir
yardımcılarının arızalanması durumlarında deniz trafik akışının olumsuz yönde etkileneceği
görülmüştür.
Çalışma, esas itibariyle deniz fenerlerine ait mevcut resmi bilgilere dayalı olarak yapılmış
analiz ve yorumları içermektedir. Doğal olarak gerçek uygulamadaki yani doğrudan
denizcilikle ilgili kişilerin yaşadığı sorunlar ayrı bir araştırma konusudur. Ayrıca deniz
fenerleri ile ilgili kamu kurum ve kuruluşlarında söz konusu fenerlerle ilgili arıza raporlarının
düzenli olarak tutulması durumunda daha ileri düzeyde analiz yapılabilecektir.
Türkiye seyir yardımcıları için seçilen enerji tipinin çoğunlukla güneş enerjili veya elektrikli
sistemler olduğu görülmüştür. Özellikle güneşin fazla olarak görüldüğü Akdeniz ve Ege
kıyılarında güneş enerjili sistemlerin kullanımına ağırlık verildiği gözlemlenmiştir.
KAYNAKLAR
Aşıcı, Ö. Z. ve Tek, Ö. B. (1985). Fiziksel dağıtım yöntemi. Bilgehan Basımevi, İzmir.
Chauvel, A. M. (1997). Managing safety and quality in shipping. The Nautical Institute, London.
Dervişoğlu, D. (2007). Türkiye Deniz Fenerleri Bilgi Sistemi. Dokuz Eylül Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü,
Yüksek Lisans Tezi (Danışman: Y.Arısoy), İzmir.
Download