2 yoktur. Türkiye`yi dünyayla en çok bütünleştirmek isteyen

advertisement
T.B.M.M.
B:115
22.6.2005
0:2
yoktur. Türkiye'yi dünyayla en çok bütünleştirmek isteyen ve bunu yapmaya da gücü yeten tek par­
ti Cumhuriyet Halk Partisidir.
Değerli arkadaşlarım, biz dünyayla bütünleştirmek istiyoruz Türkiye'yi; acaba, siz de istiyor
musunuz? İstiyorsanız, çok memnun oluruz; ama, Sayın Başbakan bakın ne diyor; bir güçlükle kar­
şılaştığında, 5 Eylül 2003 tarihinde basına diyor ki: "Eğer Türkiye'nin AB'ye girmesine izin veril­
mezse kendimize yeni dostlar bulma yoluna gideriz; buna İslam dünyası da dahil." Bu mudur bizim
hedefimiz?! Bunun için mi çalışıyoruz?! Sizin dünyayla bütünleşmekten hedefiniz bu mudur?! Tür­
kiye'yi İslam dünyasıyla bütünleştirip Batı dünyasından koparmak mıdır?! Batı'daki güçlüklerle
mücadele edeceğiz, gayet tabiî ki, haksızlıklarla mücadele edeceğiz; bunun öncülüğünü biz
yapıyoruz; ama, Türkiye'nin yeri çağdaş dünyadır, Türkiye'nin yeri Batı dünyasıdır. Hiç kimsenin
bundan kuşkusu olmasın. Bütün ülkelerle iyi ilişki kurarız; ama, bizim gözümüzü çevireceğimiz
uruk, maalesef Saym Başbakanın söylediği İslam âlemi değildir; bizim ufkumuz, çağdaş ülkelerin
bulunduğu ülkeler grubudur. Bütün güçlüklere rağmen bunu yapacağız.
Değerli arkadaşlar, şimdiye kadarki bütün Türk hükümetleri Kıbns konusunda yapılan bas­
kılara, uygulanan haksız ambargolara cesaretle göğüs germişlerdir. Niçin; çünkü, Kıbns millî bir
davamız olmuştur. Hiçbir hükümet kalkıp da şimdiye kadar, bugüne kadar "baskılar karşısında biz
kuzu kuzu çekileriz" dememiştir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Sayın Öymen, lütfen toparlayın efendim.
ONUR ÖYMEN (Devamla) - Toparlıyorum.
Hiçbir Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı, ülkemizi bir "kuzu devlet" olarak tanımlamamıştır.
Şimdi diyoruz ki, baskılar karşısında kuzu kuzu çekiliriz; önümüze dayatmalarla getirilen metinleri
kuzu kuzu imzalanz.
Değerli arkadaşlar, cumhuriyet Türkiyesi bu değildir, Atatürk Türkiyesi bu değildir. Atatürk
Türkiyesi, her koşullarda baskılara dirençle karşı çıkmış bir ülkedir ve hep doğrusunu yapmıştır.
Bakınız, Sayın Abdullah Gül, Dışişleri Bakanımız, 21 Ocak 1997'de Yüce Meclisin kürsünde
ne diyordu: "Kıbns, Türkiye'nin millî meselesidir, partilerüstü bir meseledir. Kim iktidarda olursa
olsun, otuz senedir, Kıbrıs'a karşı yapılması gerekeni yapmıştır; bundan sonra da yapacaktır. Kıbns'ta bugünkü problemin sorumlusu kesinlikle Türkiye değildir." Şimdi, ne diyoruz: "Otuz yıldır
yanlış işler yaptık. Çözümsüzlük, çözüm değildir. Bizden önceki hükümetler çözümsüzlük
politikası izledi."
Değerli arkadaşlar, bu ne perhizdir, bu ne lahana turşusu! Hangisi sizin görüşünüz? Geçmişteki
yanlışlann sorumlusu Türkiye midir, karşı taraf mıdır? Kendiniz diyorsunuz ki: "hiçbir hata yap­
madık." Bugün diyorsunuz ki: "Bütün hatayı biz yaptık."
Arkadaşlar, şimdi, bütün bunlan, geçmişi bir tarafa bırakalım. Şimdi, birlik olma zamanıdır;
millî davalan omuz omza savunmanın zamanıdır. Şimdi, kararlılık gösterme zamanıdır. Şimdi,
cesaret gösterme zamanıdır. Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak, bu cesaret ve kararlılığı sonuna
kadar göstermeye hazırız. Biliniz ki, millî davalarda cesaret ve kararlılık gösteremeyenler, halkın
içine çıkamazlar, milletin yüzüne bakamazlar.
Geliniz, bu genel görüşme önergemize olumlu oy veriniz. Bütün bu konulan daha kapsamlı
biçimde Yüce Mecliste, halkın gözünün önünde ele alalım ve ülkemiz için en doğru yola birlikte
gidelim. Bu millet bizden bunu bekliyor. Bu millet bizden yüreklilik bekliyor. Bu yürek bizde var,
umanm ki sizde de vardır.
Yüce Meclisi saygılarla selamlıyorum. (CHP sıralanndan alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyoruz Sayın Öymen.
-472-
Download