اِتَّٰخَّذُُٓوا اَحْبَّارَّهُمْ وَّرُهْبَّانَّهُمْ اَرْبَّاباً مِ

advertisement
Aralık-1986
MİLLİ VE DİNİ AN’ANELERİMİZE BAĞLI
KALALIM
Kemal Güran
ِ ٰ‫ُون ه‬
‫اّلل‬
ِ ‫ِاتَّٰ َّخ ُذُٓوا َا ْحبَّا َّر ُه ْم َّو ُر ْهبَّانَّ ُه ْم َا ْربَّاباً ِمنْ د‬
ً‫وَّا ْلمَّ ۪سيحَّ ابْنَّ َّم ْريَّ َّ َۚم َّو َّمُٓا اُ ِم ُرُٓوا ِا َّّٰل لِ َّي ْعبُ ُدُٓوا ِا هلها‬
َۚ ً‫َّاحدا‬
ِ ‫و‬
Muhterem Müslümanlar!
Bir millet vatanı, dini, dili, tarihi, kültürü, gelenek
ve göreneklerine bağlılığı ile milletler topluluğu içinde
yaşama hakkı elde eder. Bu vasıflar bir toplumu millet
yapar, devlet yapar. Vatanı, dini, dili, tarihi, kültürü,
gelenek ve göreneği olmayan ve bunlara sahip
çıkmayan milletler ve toplumlar yok olmaya mahkûm
olur. Böyle toplumlar, aşağılık duygusuna kapılır,
taklitçilikten kurtulamaz, gününü gün etme bu
toplumların belirgin vasfı olur. Böylesi toplumların
yüce idealleri, yüksek davaları, büyük millet olma
kaygıları yoktur.
Bu toplumların belirtmeye çalıştığımız ortak
özellikleri o toplumda yaşayan kişilerin de değişmez
özellikleridir. Bu ortam içinde yaşayan fert de taklitçi
olur, gününü gün etme kaygısına düşer, büyük
ideallerden, yüksek davalardan ruhunda iz bulunmaz.
Bu ortamda insana ilim, akıl ve sağlam irade yerine
beşeri kusurlar yön verir.
Aziz Müslümanlar! Özetlediğimiz bu gerçek
bilindiği içindir ki bir milleti veya toplumu yıkmak,
içinden çökertmek isteyen düşmanları o milletin önce
dinini, dilini, tarihini, kültürünü, gelenek ve
göreneklerini millet fertlerinin ve bilhassa gelecek
nesillerin ruhundan söküp atmaya, bunların yerine
kendi dinlerini, gelenek ve göreneklerini, kendi
kültürlerini yerleştirmeye çalışırlar.
Müslüman Türk Milleti vatanına, dinine, kendi
kültür ve tarihine, adet ve an'anelerine bağlılığı ile ün
yapmıştır.
Ancak
düşmanlarımız
da
boş
durmamaktadır. Milletimizin dinine, gelenek ve
göreneklerine, Türk'ü Türk ve Müslüman yapan kültür
değerlerine karşı bağlılığı çok iyi bilindiği içindir ki, bu
alanlarda geniş bir faaliyetle karşı karşıya
bulunmaktayız. Tamamen bir Hristiyan inancı, adet ve
an'anesi olan yılbaşı eğlenceleri bunun tipik
örneklerinden biridir. Yılbaşı eğlenceleri, Noel baba
hikâyeleri, yılbaşına ait çeşitli gelenek ve görenekler
Hristiyanlara göre dini adet ve geleneklerdir.
Müslümanların bu gibi milli ve İslam’ı olmayan
adetlerden uzak kalmaları icap eder.
Aziz Müslümanlar! Biz Müslümanlar Hz. İsa'yı
Kur’an-ı Kerim'in ve hadisi şeriflerin söylediğinden
öğreniriz. Allah (c.c.) buyuruyor:
"Onlar Allah'ı bırakıp bilginlerini, rahiplerini,
Meryem'in oğlu Mesih'i tanrılar edindiler. Hâlbuki
bunlar da ancak bir olan Allah'a ibadet etmelerinden
başkasıyla emrolunmamışlardır. Ondan başka hiçbir
tanrı yok. O, bunların eş tuta geldikleri her şeyden
münezzehtir."1
Hz. Ömer'in rivayetinde Peygamber Efendimiz
şöyle haber veriyor:
"Hıristiyanlar İsa'yı batıl üzere methettikleri gibi
siz de beni methetmekte aşırı gitmeyin. Şüphesiz ben
bir kulum. Bana Allah'ın kulu ve O'nun elçisi,
deyiniz."2
Bu ayet-i kerime ve hadisi şeriften anlaşıldığına
göre Hz. İsa, ne Allah'ın oğlu, ne de bir Allah'tır.
Sadece Allah'ın elçilerinden biridir. Biz O'nu sever ve
hürmetle anarız.
Muhterem Müslümanlar! Yurdumuzdaki yılbaşı
günlerinin
manzarasına
bakarsak,
Hristiyan
misyonerliğinin oldukça başarılı sonuçlar aldıklarını da
üzüntü ile görürüz. Bozkır Anadolu'muz bir ana şefkati
ile dikilip büyütülecek çam fidanlarını beklerken, nedir
o çam ağaçlarının katledilerek süslenip püslenmesi
cinayetleri?
Allah içkiyi, kumarı, şeytanın desteklediği aşırı
eğlenme duygusunu, yiyip içip dünyadan gam alma
felsefesini gerçek Mü’minlere yasaklamışken, nedir o
kumarlar, içkiler, kendinden geçercesine eğlenmeler?
Rabbimiz eğlenmek, sevinmek, dini şuurumuzu
artırmak için biz Müslümanlara da bayram günleri,
sevinç ve neşe günleri lütfetmiştir. Âlemlere rahmet
olarak gönderilen Sevgili Peygamberimiz ‘in dünyayı
şereflendirdikleri gün, bu sevinç günlerimizden biridir.
Ramazan ve Kurban bayramları dini iki büyük
bayramımızdır. Bu nezih bayramlarımız varken,
Hristiyanları taklit etmeye ne lüzum var?
O halde aziz din kardeşlerim! Dinimizi seviyorsak
milli varlığımızın, vatan bütünlüğümüzün devamını
istiyorsak kendimize dönelim. İslam Dininden başka
hiçbir dinin gelenek, görenek ve ayinini ister ölçülü
olsun, isterse ölçüsüz olsun asla taklit etmeyelim.
Başka milletlerin, başka dinlerin bayramları ile eğlence
günlerini değil de, kendi dini ve milli bayramlarımızla
sevinç günlerimizi kutlayalım. Kendi öz manevi
değerlerimize sahip çıkıp, onları gençlerimiz arasında
canlı bir şekilde yaşatalım. Bir koşu bayrağını elden ele
devrederek hedefe gidenler gibi, nesilden nesile milli ve
dini gelenek ve göreneklerimizin devamını sağlayarak
milli ve dini vazgeçilmez hedeflerimize ulaşmaya
çalışalım. Ve şuna kesin bir surette inanalım ki: "Allah
katında gerçek din İslam'dır."3
İslam'dan başka dinlere rağbet edenler tam bir
sapıklık ve ziyan içindedirler.
1
Tevbe, 31.
Sahihi Buhâri Muhtasar Tecridi Sarih Tercemesi, c.9, s.181, Hadîs: 1405
Ankara 1971.
3 Âl-i Imrân, 19.
2
Download