Danıştay: Zorunlu Din dersi hukuksuz

advertisement
Az bulutlu
o
En Yüksek C
o
En Düþük C
YIL:3 SAYI:596
35 YKR
5 MART 2008 ÇARÞAMBA
Danýþtay: Zorunlu Din dersi hukuksuz
Danýþtay 8. Dairesi, “ilk ve
ortaöðretim kurumlarýnda verilen
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
dersinin bu içeriði ile zorunlu
tutulmasýný hukuka aykýrý” buldu.
ANKARA - Danýþtay 8. Dairesi, iki
velinin, çocuklarýnýn, zorunlu olan Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf
olmasý amacýyla yaptýðý baþvurularý karara
baðladý.
Bir veli, ilköðretim okulu 4. sýnýf
öðrencisi olan çocuðunun, zorunlu din
dersi eðitiminden muaf tutulmasý
yönündeki 12 Temmuz 2005 tarihli
baþvurusunun, Ýstanbul Valiliði Ýl Milli
Eðitim Müdürlüðü tarafýndan reddedilmesi
üzerine, bu iþlemin iptali istemiyle dava
açmýþtý. Ýstanbul 5. Ýdare Mahkemesi,
çocuðunun zorunlu Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi dersinden muaf tutulmasý gerektiði
görüþüyle iþlemi iptal etmiþti. Ýstanbul
Valiliði, Ýdare Mahkemesi kararýný temyiz
MELÝH PEKDEMÝR
melihpekdemir @birgün.net
Radyo
Danýþtay 8. Dairesi’nin, iki davaya
iliþkin kararlarýnýn ortak gerekçesinde,
þöyle denildi:
internet üzerinden tüm
dünyaya sesleniyor
“Anayasa’nýn 24. maddesinde, din
kültürü ve ahlak bilgisi öðretiminin zorunlu
olduðunun belirtilmesi, ilk ve ortaöðretim
kurumlarýnda verilen öðretimin adýnýn din
kültürü ve ahlak bilgisi olmasýna raðmen,
içerik olarak din kültürü ve ahlak bilgisi
öðretimi olarak kabul edilemeyeceði açýk
olduðundan ve din eðitiminin de ancak
kiþilerin kendi isteðine, küçüklerin de
kanuni temsilcisinin talebine baðlý olmasý
karþýsýnda, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
dersinin bu içeriði ile zorunlu tutulmasýnda
hukuka uyarlýk bulunmamaktadýr.”
NTV - 3 Mart 2008
Küreselleþme
ve
Siyasal Ýslam
Öz-özgürlükçülük
ve
sýrýlsýklam salaklýk üzerine
Müjdeler olsun! Artýk yüzde doksan
dokuzu özgürlükçü bir memlekette
yaþýyoruz, çünkü yüzde doksan dokuzu
Müslüman bir ülkedeyiz ve handiyse yüzde
seksenimiz "türbana özgürlük" diye
çýðýrtýyor... Ayrýca türban tartýþmasý
sayesinde, ýlýmlý Ýslamcýlar ile ýlýmlý Solcular
kol kola girdi ve bir de 'hakiki-öz
özgürlükçüler' türedi. Bizim gibi kendisini
özgürlükçü sananlar da, öz-özgürlükçülerin
karþýsýnda üvey-özgürlükçü muamelesine
maruz kahrolduk...
3’DE
Öðrencilerden örnek kampanya!
AÇIK BÝR DEMOKRASÝ VE
HOÞGÖRÜ PLATFORMU
SULUCAKARAHÖYÜK
GAZETESÝ’NE ULAÞMAK
ÝÇÝN:
www.hacibektaslilar.com
www.insan.eu
www.alevihaber.de
www.aleviyol.eu
www.dogruhaber.eu
www.hacibektas.eu
www.haberciler.de
www.hacibektasgazetesi.com
www. hacibektaslilar.com
www. hacibektasgazetesi.de
sitelerini kullanabilirsiniz.
GAZETEMÝZE ABONE
OLMAK ÝÇÝN
TEL: 0 384. 441 39 47
Abone bedelleri:
Þehir dýþý için:
3 aylýk 35 YTL
6 aylýk 70 YTL
Yýllýk 140 YTL
Þehir dýþý abone
ödemeleri
Posta Çek
Hacibektaþlýlar A.Þ
adýna
5156763
8 MART DÜNYA EMEKÇÝ
KADINLAR GÜNÜ
BOÐAZÝÇÝ ÜNÝVERSÝTESÝ
ÖÐRETÝM ÜYESÝ Prof. Dr. Ayþe
BUÐRA
Sorunlar, hayýrseverlik duygularýna
havale ediliyor
Amerika'daki hayýrseverlik vurgulu,
hayýrseverlik merkezli modelin, Türkiye'de
Ýslami bir çerçevede ortaya çýktýðýný
görüyoruz. Türkiye'de benimsenen yaklaþým
dünyadaki, özellikle ABD'deki geliþmelerle
uyum içinde...
Yardýmlardan faydalanmak isteyen
yoksul kadýnlar bütün günlerini bir kuyruktan
diðer kuyruða koþturarak yardým peþinde
geçiriyor. Bu tabii ki son derece onur kýrýcý
ve berbat bir sistem. Ýkinci AKP dönemi ile
bu iþ týrmanmaya baþladý...
Nevþehir Lisesi öðrencileri tarafýndan,
günlük hayatýmýza giren yabancý kelime ve
iþyerlerindeki yabancý levhalara karþý
'Türkçe'mize Sahip Çýkalým' kampanyasý
baþlatýldý.
6’DA
Hacýbektaþlýlar
projesi
ederek, bozulmasýný istedi. Temyiz istemini
görüþen Danýþtay 8. Dairesi, Valiliðin
istemini reddederek, Ýstanbul 5. Ýdare
Mahkemesi kararýný oy birliðiyle onadý.
Danýþtay 8. Dairesi, ayný yöndeki bir
baþka davayý da karara baðladý. Bir baþka
veli de, ilköðretim 7. sýnýf öðrencisi olan
çocuðunun zorunlu Din ve Ahlak
dersinden muaf tutulmasý yönündeki
baþvurusunun Ýstanbul Valiliði Ýl Milli
Eðitim Müdürlüðü tarafýndan reddedilmesi
üzerine, bu iþlemin iptali istemiyle dava
açmýþ, Ýstanbul 6. Ýdare Mahkemesi de
davayý reddetmiþti. Velinin temyiz
baþvurusu üzerine, dosyayý görüþen
Danýþtay 8. Dairesi, oybirliðiyle, Ýstanbul
6. Ýdare Mahkemesi kararýnýn bozulmasýna
karar verdi.
16
1
Yazý dizimizin bugünkü bölümünde
AKP'nin sosyal devlet uygulamalarýný nasýl
týrpanladýðýný tartýþtýk. Sosyal devletin yok
edilme südecinde yerine hangi araçlarýn
ikame edildiðini, dinci ideolojinin bu süreçte
nasýl bir rol oynadýðýný sorguladýk, Sosyal
politikalar alanýnda çalýþan Prof. Dr. Ayþe
Buðra bu konuda geliþtirilebilecek sol
politikalara dair önerilerini de paylaþtý.
Sosyal devletin küçüldüðü bir dönemden
geçiyoruz. Muhafazakâr AKP, sürecin
baþrolü konumunda. Ýslami bir kökenden
gelen bir partinin sosyal haklarý bu denli
týrpanlamasýný nasýl buluyorsunuz?
"Sosyal haklarýn týrpanlandýðý dönemden
geçiyoruz" cümlesinin biraz açýlmasý
gerekiyor. Batýda geliþmiþ refah devletinin
olduðu ülkelerde de "refah devleti çöktü mü
çökmedi mi" tartýþmalarý sürüyor. Bazen
Türkiye'de de bu tartýþmalar olduðu gibi
alýnýp Türkiye'deki durum bunlarýn üzerinden
konuþuluyor.
Bu çok doðru bir þey deðil. Türkiye'de
hiçbir zaman Batý'daki gibi bir refah devleti
olmadý. Çok büyük bir kesim zaten sosyal
haklar dünyasýnýn dýþýndaydý. Demek ki biz,
sosyal haklarýn nüfusun çok geniþ bir kesimi
için pek önem taþýmadýðý bir noktadan
konuþuyoruz. Dolayýsýyla AKP'nin
politikalarýný deðerlendirirken bu bilgi
temelinde deðerlendirmek durumundayýz.
Devamý 4’ DE
Haydi Kadýnlar Ülkemiz için, ilçemiz için,çocuklarýmýzýn yarýnlarý için gün birlik günüdür.
Haydi Kadýnlar el ele kol kola,
Çaðdaþ kazanýmlarýmýza sahip çýkmaya,
Haydi kadýnlar DAYANIÞMAYA.
9 MART Pazar günü saat 13.00 te Süha Savaþ Düðün Salonunda el ele kol kola halaya
Program
Açýlýþ, Günün anlam ve önemini belirten konuþmalar, þiirler, Slayt, Skeç gösterimi ikram ve eðlence çerçevesinde
olup etkinliðimiz ÜCRETSÝZDÝR.
Katýlýmcýlar
Hacý Bektaþ Veli Kültür Derneði
CHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü
SHP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü
ÖDP Hacýbektaþ Ýlçe Örgütü
Eðitim-Sen
Halk Evi
Sulucakarahöyük Gazetesi
Erzurum Yoðurtçular Köyü Derneði
HACIBEKTAÞ ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 35 62
2
5 Mart 2008 Çarþamba
"Baþýmý Artýk Örtmüyorum Ama
TKP, AKP'ye karþý Kadýköy'deydi
Baþörtüsü Hâlâ Hepimizin Sorunu"
ve çeþitli sivil toplum örgütü temsilcileri de
destek verdi.
Türkiye Komünist Partisi (TKP),
tarafýndan Ýstanbul Kadýköy Ýskele
Meydaný'nda "AKP'yi istemiyoruz" mitingi
düzenlendi. Haydarpaþa garýnda sabah
saatlerine bir araya gelen TKP'liler, kortejler
halinde Kadýköy Ýskele Meydaný'na kadar
yürüdü. Yaklaþýk 10 bin kiþinin katýldýðý
mitinge, Yurtsever Cephe iþçileri, Barýþ
Derneði, Sanat Cephesi, Ýlbek Tekstil iþçileri
ARAZÝ DEÐERLERÝ DÜÞÜRÜLÜYOR
Daha önce bu kadar büyük bir
özelleþtirmeyle karþý karþýya kalmadýklarýný ve
itiraz olmadýkça fiyatlarýn düþtüðünü söyleyen
yöre halký, evlerine karþýlýk ev istiyor. Geçimini
zeytincilikten saðlayan belde sakinleri ev sorunu
hallolsa bile iþsiz kalacaklarýný söylüyor. Bir
dönümde en az 20 aðaç olduðunu belirten yöre
halkýna göre istimlak için verilen paralar 2 yýllýk
gelire eþit. Daha önceki istimlak çalýþmasý
sýrasýnda arazisi için biçilen fiyata itiraz eden
Kazým Kuzgun'a, itiraz sonucu yapýlan deðer
tespitinde ilk defa önerilenden daha az para
teklif edilmiþ. Kuzgun, "Ýtirazdan sonra elime
geçen para azalýnca, avukat gelip, 'bir daha itiraz
edecek misin' diye sordu" diyor.
Turgut Belediyesi'ne baðlý Hacýbayramlar
Köyü'nde ise ikinci termik santral projesi
tartýþýlýyor. Bölgeye yapýlmasý düþünülen 320
MW gücündeki santral için yapýlan bilgilendirme
toplantýsýnda akýþkan yatak teknolojisiyle
çalýþtýrýlacak bu santralýn diðer santral gibi çevre
ve saðlýk sorunlarýna yol açmayacaðý belirtilmiþ.
Buna karþýn yöredeki insanlarýn çoðunluðu
santralýn yapýlmasýný istemiyor. Ant Enerji
tarafýndan yapýlacaðý öne sürülen santral için
henüz EPDK'ye ulaþmýþ bir lisans baþvurusu
yok. Yataðan Termik Santralý'nýn çevreye verdiði
zararlar için köylülere düzenli olarak verilen
tazminatlar ise geçtiðimiz yýl takýlan filtrelerden
sonra durdurulmuþ.
KRAL YOLU KÖMÜR YOLU OLACAK
Bölge halký sadece istimlak yüzünden tepkili
deðil. Tarihi Stratonikeia ve Lagina kentleri
arasýndaki kral yolunun da kül daðlarý ve kömür
ocaklarý arasýnda heba olacaðýný söylüyor.
www.ozgurgurbuz.blogspot.com
Antik Kent kül daðlarýyla çevrildi
YATAÐAN Termik Santrali'nden Bodrum'a
doðru uzanan yolda yer alan Eski Hisar
(Stratonikeia) kenti kül daðlarýyla kuþatýlmýþ
durumda. 27 yýldýr çalýþan santralden çýkarýlan
küllerin arasýnda kalan ve SÝT alaný olarak ilan
edilen köyde hala 10 kiþi yaþýyor. 45 yýldýr köyde
yaþayan Hasan ve Müþerref Arýk, iki kez yeri
deðiþtirilen köyden maddi nedenlerle taþýnmayý
reddetmiþler ve özel izinle kentte yaþamaya
devam ediyorlar. Hasan Arýk, 1956'da deprem
olunca köyü 500 metre yukarýya, kömür
madenleri ortaya çýkýnca tekrar 1 kilometre
batýya taþýdýklarýný belirtiyor. Temiz sulan
olmadýðýndan þikayetçi olan ve ilgililerden
yardým isteyen Arýk, 1,5 kilometre uzaktan gelen
suyun kaynaðýnda geçtiðimiz yýl zehirlemiþ bir
domuz bulduklarýný ama mecburiyetten suyu
içmeye devam ettiklerini söylüyor.
( BÝRGÜN 03/03/2008)
Petrol
KIRÞEHÝR<------------>HACIBEKTAÞ
250 dekar
Otel Ýnþaatý
-----
HACIBEKTAÞ
2
0384 441 31 62
Þ
ÞTA
--BE
587m2
Hüseyin Sümen’in evi
m2
--------
610
Hasan Danacý
<-
Erkek
Öðr.Yurdu
zisi
pus Ara
site Kam
Üniver
m2
609
Müracat:
Kýz Öðrenci
Yurdu
m2
ite
ers
Fýrýn
------>MERKEZ
634
iv
Ün
617m
satýlýktýr.
638m2
8 parça tarla
Dedebað
27 yýl önce Muðla'nýn Yataðan ilçesinde
kurulan termik santral için yeni kömür
ocaklarýnýn açýlacak olmasý, bölgede istimlak
tartýþmalarýný baþlattý. Termik santralýn
batýsýndaki antik Eski Hisar kentinden baþlayan
yeni kazý alaný, kuzeyde Yeþilbaðalar
Belediyesi'ne kadar uzanýyor. 2007'de 5 bin
dönüme yakýn alandaki zeytinlikler ve sayýlarý
600'ü bulan evlerin istimlak bedelleri belirlendi
ve büyük bir bölümünün satýn alýnmasý için
anlaþma saðlandý. Önümüzdeki 2 yýl içerisinde
Yeþilbaðalar Belediyesi tarih olacak ve yerini
kömür ocaklarý alacak.
Uzun yýllardýr arýzalarla ve çevre sorunlarýyla
gündeme gelen Yataðan Santralý'nýn, özelleþtirme
kapsamýnda rehabilite edilmesi ve kapasitesini
yükseltmesi bekleniyor. Bu da daha fazla kömüre
ihtiyaç duyulacaðý anlamýna geliyor.
Yeþilbaðalar'da yaþayan halk ise tedirgin ve
tepkili. Bir yanda tek geçim kaynaðý olan
zeytinlikleri elden gidiyor öte yandan doðup
büyüdükleri evleri...
Yeþilbaðalar Belediye Baþkaný Mesut Mavi,
TOKÝ'nin bölgede 378 yeni konut yapýlmasý
için giriþimde bulunduðunu belirtiyor. Son nüfus
sayýmý sonucu belediye olma avantajýný da
yitirdiklerini belirten Mavi, belediyenin köye
dönüþmemesi için çabalýyor.
SATILIK TARLA
Tel:
"AKP'yi istemiyoruz", "AKP'nin türbaný
Amerikan bayraðý", "Sermayenin imamý
kaça sattýn vataný", þeklinde sloganlar atýlan
mitingte, TKP Genel Baþkaný Aydemir Güler
de bir konuþma yaparak, AKP'nin 12 Eylül
rejiminin mirasçýsý olduðunu söyledi. Kürt
sorununa da deðinen Güler, "ABD'nin
çözeceði bir sorun deðildir. Sorunun çözümü
operasyonlarda deðil, Kürt ve Türk
emekçilerinin birleþik mücadelesinden
geçer. Bu operasyon ABD'nin Türkiye'yi
terbiye ettiði operasyondur" þeklinde
konuþtu. Türban tartýþmalarý konusunda ise
Güler, "Gericilik sadece türban deðildir.
Gericilik açlýk ve yoksulluða mahkum edilen
iþçi ve emekçilerin oturup hallerine þükür
etmesidir. Sorun laiklik sorunu deðildir"
deðerlendirmede bulundu
( BÝRGÜN 03/03/2008)
Santral 1700 kiþilik beldeyi göçe zorluyor
2
626m
Gökçe GÜNDÜÇ
"Dindar bir çevrede yaþadýðým için baþörtüsü
takmaya baþladým. Doðal olarak geliþti, örtme
kararý alýþýmý bile hatýrlamýyorum. Üniversitede
çok baþka türlü hayatlarýn yaþanabileceðini
gördüm. Artýk dindar yaþamak istemediðime ve
baþörtülü olduðum için karþýlaþtýðým
haksýzlýklarla daha fazla muhatap olmamaya
karar verdim. Baþörtüsünü çýkardým."
Üniversitede baþörtüsü serbestliði için
yapýlan anayasal düzenlemenin ardýndan söyleþi
yapma fikri doðduðunda aklýma hemen o geldi.
Boðaziçi Üniversitesi'nden mezundu. Dolayýsýyla
Anayasa düzenlemesinden önce de o, çoðu
üniversitedeki baþörtülülere göre görece daha
özgürdü.
"Ýsmimi açýklarsam gerçekle ilgisiz
yorumlara maruz kalýrým"
Telefonlaþtýk. Söyleþide ismini gizli tutmaya
karar verdik. Bunun nedeniyse onun aðzýndan
þöyle:
"Bu röportajda ismimin açýklanmamasýný
'önce baþörtülüydü sonra modernleþti' gibi
gerçekle ilgisi olmayan, muhtemel bir
algýlamanýn sonucunda yöneltilecek sorulara
muhatap olma isteksizliðim nedeniyle tercih
ediyorum."
Bir de endiþesi var:
"Sorularý cevapladým ama en fazla bu kadar
kýsa tutabildim. Konu beni hâlâ çok acýttýðý için
ne kadar saðduyulu cevap verebildim emin
deðilim."
"Yasak saçma olduðundan AKP'nin
düzenlemesi de saçma"
Baþörtüsü takmayý býraktýðýndan beri en
üzüldüðü nokta insanlarýn bu tercihini yasaðý
destekliyor gibi algýlamasý:
"Baþörtüsü takmayý býrakmaktan hiç piþman
olmadým ama bu algý beni hep üzdü. Yasaðý
kesinlikle desteklemiyorum. Bir transseksüelin,
bir siyahýn, bir eþcinselin özgürlük sorunu nasýl
herkesi ilgilendiriyorsa, bu sorun da herkesi
ilgilendiriyor."
Peki Adalet ve Kalkýnma Partisi'nin (AKP)
öncülüðünü yaptýðý anayasal düzenleme
konusunda ne düþünüyordu, acaba bu düzenleme
baþörtülü kadýnlarý üniversiteden iyice
uzaklaþtýran bir öðrenci kamplaþmasýna neden
olur muydu?
"Yasak saçma olduðu için yapýlan düzenleme
de saçma. Yaþanan belirsizlik de çok acý. En
sýkýntýlý dönemler ne olacaðýnýn bilinmediði
dönemler oluyor, 'Nasýl gireceðiz, alacaklar mý,
almayacaklar mý' gibi düþünceler asýl okula
gitme sebebinizi gölgeleyen ve insanýn ruhunu
ALÝ CEMAL KARABUDAK
643m2
Ýsmini vermedi çünkü "baþörtülüydü
artýk modern" yorumlarýný istemiyor. Bu,
onun için bir "kadýn meselesi" ve bu yüzden
hâlâ onun da sorunu. Diyor ki:
"Boðaziçi'ndeki uygulama rektörlere göre
farklýlaþýyordu."
çürüten sorular. Þimdi yine böyle bir dönem
baþladý."
"Boðaziçi'ndeki uygulama iyi miydi hâlâ
karar veremiyorum"
Boðaziçi Üniversitesi öðretim üyesi Doç.
Dr. Koray Çalýþkan'ýn da dediði gibi Boðaziçi'nde
baþörtülü öðrenciler için hep görece özgürlükçü
bir ortam vardý. Yine de baþörtülüler diðer
kadýnlar kadar "özgür" pek olamýyordu ve
baþörtülülerin yaþadýðý özgürlük rektörlerin
tutumlarýna baðlý olarak deðiþiyordu:
"Bireysel tepkilerle karþýlaþtýðým oluyordu
ama dýþarýyla kýyaslanýnca bu Boðaziçi'nde çok
daha azdý. Ama bir keresinde bizzat rektör Sabih
Tansal, öðrenci kulüperinden birinin odasýnda
baþörtülü olduðum için herkesin içinde
azarlamýþtý. Bu meselede sürekli unutulan þey
karþýnýzdakinin de insan olduðu. Baþörtülü kadýný
bir maþa olarak algýladýðýn an konuþacak çok
bir þey kalmýyor. Seni zor bir sýnavý kazanýp
okula gelmiþ biri gibi deðil de 'falanca'nýn ülkeyi
þöyle þöyle bir hale getirme amaçlarýnda
kullandýðý bir kukla olarak düþünüyorlar. Kolay
ve ucuz bir yol..."
Baþörtüsü takarken Boðaziçi'nde
hissettiklerini anlatmayý sürdürüyor:
"Baþka üniversitelerdeki gibi sokak ortasýnda
baþýmýzý açmak zorunda kalmýyorduk; aynasý,
masasý, ýþýðý olan kabinler koymuþlardý. Bunun
iyi bir þey olup olmadýðýna hala karar
veremiyorum. Hiç unutmam bir keresinde
baþörtü kabininde çok yoðun bir trafik vardý ve
turnikelerden geçen bazý baþka kadýn öðrenciler
dönüp bunlar orada ne yapýyorlar, telefon mu
ediyorlar demiþti. Herkesin önünde kabine girip
çýkmak, kiþi için çok rencide edici bir durum
oluyor."
"Ben farklý bir baþörtülü deðilim"
Önerdiði çözümse insanlarýn baþörtülülerle
kiþisel iliþki kurmasý, çünkü o zaman
karþýlarýndakinin bir kukla olduðunu
düþünemeyecek, daha duyarlý olacaklar:
"Hayatta en nefret ettiðim söz 'Ne kadar
farklý bir baþörtülüsün'. Bu laf hemen hemen
her baþörtülü arkadaþýma da söylendi. Bunu
söyleyenlerin genellikle iliþki kurduklarý tek
baþörtülü zaten bizdik."
"Kadýnlara aptal muamelesi yapýlýyor"
Yine de iyimser olmak gerek:
"Ýyimser olmayý tercih ediyorum. Bazýlarýnýn
baþörtülülere ya da genel olarak dindar insanlara
öfkesi artsa da gerçekten demokratik bir ülkede
yaþamayý isteyen kiþiler, haksýzlýklarý da görecek.
Baþörtülü kadýnlar þimdiye dek hem baþörtüsünü
yasaklamak isteyen çevrelerle, hem de kendi
çevrelerinde baþlarýný açtýklarýnda mücadele
ettiler. Onlarca trajik hikaye anlatabilirim."
Ona göre eðer baþörtüsüz kadýnlara baský
olursa hukuk devletinde bu örneðin soruþturma
açýlarak çözülebilir:
"Yýllarca baþörtülülerin aileleri, çevreleri
tarafýndan beyinleri yýkandýðý için baþlarýný
örttükleri gibi bir argümanla bu kadýnlara aptal
muamelesi yapýldý. Þimdi de geri kalanlar sanki
aptalmýþ, baþörtülü insanlar üniversiteye alýnýrsa
diðerleri de onlardan etkilenip ya da korkup
hemen örtüverirlermiþ gibi her iki yakayý da
küçültücü þeyler söyleniyor." (GG)
BÝA Haber Merkezi - Ýstanbul
03 Mart 2008, Pazartesi
SATILIK ARSALAR
Çep: 0535 764 26 72
Tel: 0384 441 32 65
5 Mart 2008 Çarþamba
MELÝH
PEKDEMÝR
ZÝHÝNSEL ENGELLÝ FUTBOLCULARIMIZ
BÖLGE BÝRÝNCÝLÝÐÝNÝ KAZANDI
melihpekdemir @birgün.net
Melih PEKDEMÝR : Öz-özgürlükçülük
ve sýrýlsýklam salaklýk üzerine
Melih PEKDEMÝR : Öz-özgürlükçülük ve sýrýlsýklam salaklýk üzerine
Müjdeler olsun! Artýk yüzde doksan
dokuzu özgürlükçü bir memlekette
yaþýyoruz, çünkü yüzde doksan dokuzu
Müslüman bir ülkedeyiz ve handiyse yüzde
seksenimiz "türbana özgürlük" diye
çýðýrtýyor... Ayrýca türban tartýþmasý
sayesinde, ýlýmlý Ýslamcýlar ile ýlýmlý Solcular
kol kola girdi ve bir de 'hakiki-öz
özgürlükçüler' türedi. Bizim gibi kendisini
özgürlükçü sananlar da, öz-özgürlükçülerin
karþýsýnda üvey-özgürlükçü muamelesine
maruz kahrolduk...
***
Geçtiðimiz günlerde ODTÜ öðrencileri
türbanla ilgili bir gösteri yaptýlar, bu
gösteriden bir fotoðraf yayýnlandý, baþýna
fes takmýþ gençlerden biri elinde
"Özgürlükçüyüz ama salak deðiliz!"
pankartý taþýyordu. BirGün okurlarý belki
hatýrlar, aslýnda bir ay kadar önce bu baþlýkla
bir yazý yazmýþtým. Bizim gençler belli ki
bu sözü sevmiþler. Ayný söz basýnýn da
ilgisini çekti. Önce 28 Þubat günü
Radikal'de Tarhan Erdem'in gencin
meramýný çok iyi anlayan ve pankarttaki
sözleri baþlýðýna taþýyan yazýsý yayýnlandý.
Þöyle diyordu: "Gençler hem üniversiteye
istedikleri giysiyle gelinmesini ilan ediyor
hem de iki aydan beri oynanan oyuna itiraz
ediyor ve kolayca aldatýlabilen, ne yapýlmak
istendiðini anlamayan insanlar olmadýklarýný
söylüyorlardý..." Ertesi gün Hürriyet'te
Ahmet Hakan "Özgürlükçüymüþ ama salak
deðilmiþ" diye dalga geçen ve Vatan'da
Haþmet Babaoðlu da "Özgürlükçülük
salaklýktýr, gücü ve güzelliði oradadýr!" diye
ironi yapan birer yazý kaleme aldýlar. Burada
gençlerin avukatlýðýna soyunacak deðilim;
ama pankarttaki cümleyi yazan kiþi olarak,
sanýrým bir gýdým bana da cevap hakký
doðmuþtur.
***
Ahmet Hakan önce damardan giriyor
ve nabza kýzýlcýk þerbeti veriyor: "Sevgili
komünist kardeþim..." diyor; "Biliyor
musun, bu mantýkla, bu memlekette kaç
tane komünist tevkifatý yapýldý? Bir
zamanlar komünist tutuklamayý,
vatanperverliðin iþareti haline getirenler de,
senin gibi düþünüyorlardý..." Yok be Ahmet
Hakan! Onlar özgürlükçü filan deðildiler,
üstelik salaktýlar. Senin verdiðin
örnektekiler, yani iþkenceciler salaktýr,
zorbalar dangalaktýr; çünkü sadece gücüne
dayanýrlar ve zulme inanýrlar!
***
Ahmet Hakan þunu da söylüyor:
"Kýsacasý sevgili komünist dostum, salak
olmadýðýný kanýtlamak için çýrpýnmana falan
gerek yok... Hiç merak etme... Burasý niyet
okuyarak ve tehlike pompalayarak salak
olmadýklarýný kanýtlayan çok zinde güçlerin
her daim uyanýk mý uyanýk olduklarý bir
memlekettir..." Ama Ahmet Hakan, bizler
niyet okumuyoruz ki! Kuran'dan ayet
okuyoruz ve iþte bu yüzden korkuyoruz.
Tehlike pompalamýyoruz, dinin gerekleri
yerine getirildikçe seküler bir dünyada
yaþamanýn ve özgürlüklerimizin birer birer
elimizden alýnmasýnýn adeta bir 'mukadderat'
olduðunu fark ediyoruz. Üstelik Ahmet
Beyin bile Vakit gazetesinden korktuðu bir
memlekette yaþamýyor muyuz? Ama bizler
darbenin gelmesinden de korkuyoruz.
Ahmet Hakan gibi "merak etme zinde güçler
yani askerler her daim uyanýktýr, þeriata
izin vermez" deyip bir kenara çekilmiyoruz.
***
Haþmet Babaoðlu da yine bizim
gençlere özgürlük dersi veriyor. Oysa bizim
gençler de bilir ki, elbette "Ahmet'e ayrý,
Necla'ya ayrý yaklaþmak" özgürlükçülük
olmaz! Elbette "Sen benim özgürlüðümü
vermezsen ben de senin özgürlüðünü
kazanmandan yana olmam" tavrý da
savunulmaz... Mevzu bu deðil... Madem
Haþmet Bey "Mutlaka uyanýk bir zekâ mýdýr
özgürlükçülük?" diye soruyor, bunun
cevabýný da, zekâsýndan kuþku duymadýðým
Adnan Bostancýoðlu'ndan aktarýyorum:
"Sorun þu ki, bu arkadaþlara 'sizin hayat
tarzýnýzý benimsemiyorum ama bunu
özgürce yaþamanýz için kellemi vermeye
hazýrým' dediðiniz zaman, nedense
içlerinden þöyle düþündüklerini
düþünmeden edemiyorum: 'Merak etme,
zaten o kelle o omuzlarýn üzerinde uzun
süre durmayacak. Her þeyin bir zamaný
var!'"
***
Haþmet Bey; özetle özgürlükçü olmanýn
aslýnda tam da salaklýk yapmak olduðunu,
halk dilinde buna "abdallýk" denildiðini de
hatýrlatýyor, yani özgürlükçülüðün
gerektiðinde kalabalýðýn "akýl ve
mantýðý"ndan vazgeçebilmek; bu cesareti
göstermek olduðunu söylüyor... Zaten iþte
bunu kendi gençliðine bakýp da hatýrlamýþ...
Çok güzel! Biz de ancak kendi rýzamýzla
bu anlamda bir "salaklýk" yaparýz...
Mesela.... Düzenin nimetlerinden
vazgeçeriz... Ama asla kendimizi salak
yerine de koydurtmayýz... Yoksa özgürlükçü
olmazdýk, bize bir tokat atana diðer
yanaðýmýzý çeviren "Hýristiyan þeriatçýsý"
olurduk... Evet tam da yüzde doksan
dokuzun Müslüman ve yüzde seksen
kalabalýðýn türban yanlýsý olduðu bir
memlekette, özgürlükçülük AKP
siyasetlerinin yanlýsý olmamaktýr! Bu
memlekette, hele þimdi, türbana karþý
çýkmak: Deliliktir! Abdallýktýr!
Melih Pekdemir
[email protected] mail
adresi spam botlara karþý korumalýdýr,
görebilmek için Javascript açýk olmalýdýr
BirGün - 3 Mart 2008s
Sulucakarahöyük-NEVÞEHÝR
NEVÞEHÝR BELEDÝYESÝ SPOR
KULÜBÜ ZORLU SINAVI BAÞARI ÝLE
VERDÝ
NEVÞEHÝR - Türkiye Zihinsel Engelliler
Federasyonu Baþkanlýðý tarafýndan düzenlenen
Ýç Anadolu Bölgesi futbol þampiyonasý’nda
Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü
Zihinsel Engelliler Futbol takýmý Ýç Anadolu
Bölge birinciliðini kazandý.
Gülþehir futbol sahasýnda 2 gün süre ile devam
eden Türkiye Zihinsel Engelliler Federasyonu
Ýç Anadolu Bölgesi futbol þampiyonasý’’na
Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor kulübü
Zihinsel Engelliler Futbol takýmýnýn yaný sýra
Hurin Yavuzalp Ýþ Okulu, Milli Piyango Baþkent
Ýþokulu, 75. Yýl Ýstikbal Rehabilitasyon Spor
Kulübü, Aksaray Akademi Spor Kulübü,
Öðretmen Fatma Menekþe Eðitim Uygulama
Okulu, Özel Özem Rehabilitasyon Merkezi, Saray
Bakým ve Rehabilitasyon Merkezi ve Gönül
Dostlarý Spor Kulübü katýldý.
Ýdareci Zuhal Gönenç ve Antrenör Altan
Altýntaþ tarafýndan bir süreden beri çalýþmalarýný
sürdüren Mücahýt Özkaya, Nuri Keskin,Mehmet
Akça,Ümit Kýlýç,Soner Atmaca,Mehmet
Alan,Furkan Koyner ve Ramazan Atay ‘dan
oluþan Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor
Kulübü Zihinsel Engelliler futbol takýmý, Ýç
Anadolu futbol bölge birinciliðinde ilk
karþýlaþmasýnda grubunda bulunan Aksaray
Akademi Spor Kulübünü 1-0 yenmeyi
baþardý.Daha sonra Öðretmen Fatma Menekþe
Eðitim Uygulama Okulu’nu da 8-3 yenmeyi
baþardý ve grubun birincisi oldu.
B grubu birinciliðini elde eden Gönül Dostlarý
Spor Kulübü ile finalde karþýlaþan Nevþehir
Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü Zihinsel
Engelliler futbol takýmý, rakibini 5-1 yenmeyi
baþardý ve bölge birincisi oldu.
Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü
Zihinsel Engelliler futbol takýmý’na birincilik
kupasýný
Türkiye Zihinsel Engelliler Federasyonu
Baþkaný Tarýk Bitlis takdim etti.
Nevþehir Belediyesi Gençlik ve Spor Kulübü
Zihinsel Engelliler Futbol Takýmý Mayýs ayý
içerisinde düzenlenecek Türkiye Zihinsel
Engelliler Federasyonu Baþkanlýðý futbol
þampiyonasýna katýlacak.
BAÞSAÐLIÐI
Hacýbektaþ
Esnaflarýndan
Cafer TEKÝN’in
Babasý
Behçet TEKÝN
Hakka Yürümüþtür.
Ailesine veYakýnlarýna
baþsaðlýðý dileriz.
5 Mart 2008 Çarþamba
Türkiye'de, sosyal güvenlik reformu
özellikle mali sorunlar baðlamýnda gündeme
geldi. Amaçlanan özellikle sosyal güvenlik
sisteminin bütçe üzerindeki yükünü azaltmaktý.
Ama bu tartýþmalar içinde, var olan sosyal
güvenlik sisteminin iþleyiþinin niteliðiyle ilgili
sorunlar da ortaya çýktý. Þimdi bu sorunlar da
masanýn üzerine konuluyor ve konuþulmaya
baþlanýyor. Dolayýsýyla þimdi, saðlýk konusunda
Küreselleþme
ve
Siyasal Ýslam
Barýþ ÝNCE - Önder ÝÞLEYEN
(Birgün)
(9)
olsun emeklilik konusunda olsun, ne kadar
büyük sorunlar olduðunun bilincindeyiz.
Ýstenilen tabii, bu sorunlarý çözecek
kapsayýcý, ekonomik sosyal haklar temelinde
oluþturulmuþ bir sistem.
Sosyal güvenlik reformundan biraz
bahseder misiniz?
Sosyal güvenlik reformu gündeme geldiði
zaman, ilk konuþulmasý gereken þey kapsayýcý
bir sistemin ortaya çýkmasý için neler gerektiði
konusuydu. Türkiye'deki sosyal güvenlik
sistemi çalýþanlarýn haklarýna odaklanmýþ bir
sosyal güvenlik sistemiydi. Vergilere deðil iþçi
ve iþverenlerin ödedikleri primlerle finanse
edilen bir sistemdi. Haklar iþteki konuma göre
tanýmlanýyor ve buna baðlý önemli eþitsizlikler
içeriyordu. Hem bu yüzden, hem de formel
sektörde çalýþmayanlarý dýþladýðý için, adil bir
sistem deðildi. Bunun deðiþmesi için vergilerle
finanse edilen ve özellikle saðlýk hizmetlerine
ulaþýmda eþitlik ilkesini benimseyen bir sisteme
geçmek gerekiyor. AKP'nin getirdiði sistem
bu deðil.
»Sosyal devletin yerini alan sadaka düzeni
bazý Ýslami yardým kuruluþlarý eliyle yapýlýyor.
Neo-libe-ralizmin içinde Ýslami motiflerden
yararlanýldýðýný söyleyebilir miyiz?
Þimdi burada neoliberal dediðimiz þeyle
muhafazakârlýk çok güzel uyuþuyor. Sadece
Türkiye'de deðil bütün dünyada, muhafazakâr
liberallerin benimsediði görüþ, ekonomiyi
piyasaya býrakmak, sosyal risk durumlarýnda
kendini koruyamayan bireylerin sorunlarýný da
aileye, dini kurumlara, hayýrseverlik,
yardýmseverlik duygularýna havale etmek
yönündedir. Bugün özellikle Amerika Birleþik
Devletleri’nde bu model çok benimsenen bir
model. Amerika'daki bu hayýrseverlik vurgulu,
hayýrseverlik merkezli modelin, Türkiye'de
Ýslami bir çerçevede ortaya çýktýðýný görüyoruz.
Dolayýsýyla bugün Türkiye'de benimsenen
yaklaþým dünyadaki geliþmelerle, özellikle
Amerika Birleþik Devletleri'ndeki geliþmelerle
uyum içinde...
AKP hükümeti bir hayýrseverlik sistemi
kurdu yani...
Bu yönde bir gidiþ olduðunu söyleyebiliriz.
Ýslam da bu yöndeki geliþmelere önemli bir
dayanak saðlýyor. Ýslami hayýrseverlik
duygularýnýn önem kazandýðý bir sosyal yardým
anlayýþýna kayýþ, birinci AKP hükümetiyle
ikinci AKP hükümeti arasýnda çok netleþmiþ
bir halde. Birincisinde bu kadar belli deðildi,
hâlâ sosyal haklardan, hak temelli sosyal
yardýmdan, kapsayýcý bir sosyal güvenlik
sisteminden bahsediliyordu. Bir, iki çok iyi
uygulama da hayata geçti bu dönemde. Tabii
bu dönemde de sosyal yardýmlar büyük ölçüde
ayni yardým olarak yapýlýyordu ve özellikle
geleneksel "hak eden yoksul" kesimini
hedefliyordu, yani dullarý, yetimleri, sakatlarý..
Ama muhafazakâr liberal vurgu daha belirsizdi,
þimdi daha net ve geliri belirli bir düzeyin
altýnda kalan herkese bir sosyal hak olarak
verilen nakdi destek anlayýþý iyice ortadan
kalkmýþ durumda.
Dolayýsýyla uzun vadeli bir çözüm
getirmekten de uzak mý oluyor?
Uzun vadeli sözünü biraz açmak gerekli.
Sosyal yardým uzun vadeli çözümü hedeflemek
zorunda deðil. Hedeflediði þey, gelir düzeyi
asgari ihtiyaçlarýný karþýlamaya yetmeyen bir
insana, kamu kaynaklarýný kullanarak destek
vermektir. Düzenli, ölçütleri ve standartlarý
belli bir asgari gelir desteði politikasý, insanýn
kaderini piyasaya veya hayýrseverlerin
merhamet duygularýna býrakmayan bir
yaklaþýmýn benimsenmesi anlamýna gelir ki
bu, Türkiye için, çok önemli bir adýmdýr. Ama
bugün yapýlan yardýmlar böyle bir yaklaþýmý
yansýtmýyor. Aradaki farký görebilmek için
biraz kliþelerden uzaklaþmamýz gerekiyor. Yani
refah devletinin çöküþü, neoliberal düzen, uzun
vadeli çözüm deðil de palyatif çözümler vs
gibi sloganlardan biraz sýyrýlýp, alýnan
önlemlerin birey açýsýndan, bireyin toplumsal
iliþkiler içindeki yeri açýsýndan ne anlama
geldiðine bakmak gerek.
Peki sol açýsýndan sadaka deðil de yurttaþlýk
hakký üzerinden bir hat oluþturmak doðru
mudur?
Doðrudur tabii. Bu baðlamda neyin kabul
edilemeyeceði açýk: devletin yapmadýðý yardým,
devletten baþka bir kuruluþun Ýslami veya deðil
herhangi bir hayýrsever kuruluþun yaptýðý
yardým, sosyal hak anlayýþýyla baðdaþmaz.
Sosyal hak dediðimiz þey, bireyle devlet
arasýnda bir iliþkiyi tanýmlar. Gönüllülük bunun
dýþýndadýr. Gönüllü birey veya kuruluþlar
devreye girdiðinde, sosyal hak kavramý
aþýnmaya baþlar, sosyal haklardan deðil,
merhametten ve yardýmseverlikten bahsetmeye
baþlarýz. Buna dikkat etmek lazým. Buna
karþýlýk devletin yaptýðý yardýmlar da sadaka
temelli olabilir. Eðer düzensizse, eðer nakdi
deðil de ayniyse veya keyfi bir nitelik taþýyorsa..
Bu üç ölçüt çok önemli: Keyfilik, aynilik ve
düzensizlik... Ama bunun dýþýnda düzenli,
nakdi, açýk ve þeffaf ölçütlere göre yapýlan
sosyal yardýmlar, hak temelli sosyal yardýmlar
olarak deðerlendirilebilir.
Sizin böyle bir öneriniz de var. Bunu biraz
açar mýsýnýz bize. Yani nasýl oluþturulur böyle
bir sistem?
Þimdi burada hak temelli sosyal yardýmdan
bahsettiðimiz zaman, gelir desteðiyle ilgili iki
farklý öneri var; bunlardan bir tanesi vatandaþlýk
geliri, diðeri asgari gelir desteði. Bunlar
birbirinden farklý þeyler. Vatandaþlýk geliri
kavramý baðlamýnda önerilen þey þudur: Bir
ülkenin vatandaþý olan herkesle bu mutlaka
nüfus kaðýdý sahipliðine baðlý olmayabilir,
mesela sadece ikamete baðlý olabilir herkese,
düzenli olarak bir nakit transferi yapýlýr. Zengin
-fakir ayýrmadan, herkese yapýlýr, geliri belirli
bir düzeyin üstünde olanlardan vergiler
vasýtasýyla geri alýnýr. Bu son derece insanidir,
son derece etkilidir ve idari maliyetieri
açýsýndan son derece ucuzdur. Ýhtiyaç tespiti
yapýlmadýðý için idari maliyeti çok düþüktür.
Ama bunun iyi iþlemesi için çok iyi iþleyen
bir vergi sisteminiz olmasý gerekir. Yani
insanlarýn vergi kayýtlarýnýn olmasý gerekir,
herkesin gelirinin bilinmesi gerekir. Özellikle
bu sebepten, ama ayný zamanda insanlarýn bunu
ideolojik olarak kabul etmeleri de çok zor
olduðu için, bunun Türkiye'de önerilmesi çok
gerçekçi deðil. Gene de vatandaþlýk geliri
kavramý, adil bir toplum tahayyülü ile ilgili
olarak çok önemli ve yararlý bir kavram. Yani
insanlarýn iþçi olarak, çalýþan olarak deðil,
sadece vatandaþ olarak hak sahibi olduklarý bir
toplumu tahayyül edebilmek açýsýndan, temel
gelir önerisinin tartýþýlmasý çok anlamlý. Ama
somut bir öneri olarak Türkiye'de önerilmesi
gerçekçi deðil ve bunu da söylemek
durumundayým. Çünkü sosyal politika gerçekçi
olanla olmayanýn birbirinden ayrýlmasý gereken
bir yerdir. Ýdeal olaný söyleyebilirsiniz, ama
ideal olanla, yapýlabilir ve yapýlmasý gerekeni
birbirinden ayýrabilmek önemlidir. Vatandaþlýk
gelirinden farklý olan asgari gelir desteði de
düzenli ve nakdi transferleri içerir. Gelirlerin
belirli bir eþiðin altýna düþmesini önlemek
üzere yapýlan bir transferdir, ama vatandaþlýk
gelirinden farký ihtiyaç tespitidir. Asgari gelir
desteðine herkese vermezsiniz, ihtiyaç tespitine
göre yaparsýnýz, ihtiyaç tespiti tatsýz bir þeydir.
Hem idari maliyeti fazladýr hem de insanlarýn
onurlarýný kýran bir tarafý vardýr. Ama bu iki
tür maliyeti de, hem maddi hem manevi
maliyeti de azaltmak mümkün.
Peki bu nasýl uygulanacak?
Burada sosyal hizmet uzmanlarý büyük
önem taþýyor. Türkiye'de sosyal politika
konuþurken belki de ilk söylenmesi gereken
þeylerden birisi, ihtiyaç tespiti alanýnda mutlaka
sosyal hizmet uzmanlarýnýn kullanýlmasý
gerektiðidir. Þimdi kapýyý çalan, yoksullarýn
evine giriyor "bakayým sen gerçekten yoksul
musun deðil misin?" diye araþtýrma yapmaya
kalkýyor. Özel þahýslar, Ýslami olan veya
olmayan STK'lar, özellikle kadýn kuruluþlarý
bu alanda rol oynuyor. Saygý kavramýný
akýllarýna getirmeden kapýlarý açýp insanlarýn
evine girebiliyor. Bu þuna benzer: birisi doktora
muayeneye gittiði zaman vücudunu açmaktan
çekinmez çünkü karþýsýnda profesyonel bir
doktor vardýr. Ayný þekilde ihtiyaç tespitine
gelen bir sosyal hizmet uzmaný olduðu zaman
bu baþka bir iliþkidir, bilmem hangi yardým
kuruluþunun bunu yapmaya gelmesi baþka bir
iliþkidir. Ýkincisinin yaralayýcýlýðý, onur kýrýcýlýðý
çok farklýdýr. Bütün bunlarý dikkate alarak
yapýlan ihtiyaç tespiti, etkin ve insani bir þekilde
iþleyebilir.
Bugün Türkiye'de pek çok yardým kuruluþu
var. Sosyal Dayanýþma ve Yardýmlaþma
Müdürlüðü'ne baðlý kuruluþlar, belediyeler var,
vakýflar genel müdürlüðü var ve dünya kadar
sivil toplum kuruluþu var. Bunlar insanlara
kömür veriyor, erzak veriyorlar. Özellikle
kadýnlar daha kolay yoksul olduklarýný
kanlayabildikleri için, ya da erkekler sosyal
yardým alanýndan tamamýyle dýþlandýðý için,
kadýnlar dolduruyor bu alaný. Bu kadýnlar bütün
günlerini bir kuyruktan diðer kuyruða
koþturarak yardým peþinde geçiriyorlar. Bu
tabii ki son derece onur kýrýcý ve berbat bir
sistem... Ýkinci AKP hükümeti döneminde
hükümet kurulur kurulmaz, hatta daha
kurulmadan, bu iþ birden bir týrmanmaya
baþladý. Hükümet kurulduktan sonra bu alanda
yapýlan ilk eylemlerden biri baþbakanýn eþi
tarafýndan yapýldý. Baþbakanýn eþi, milletvekili
ve bakan eþlerini çaðýrdý ve onlarý toplumsal
sorumluluða davet etti. Gidip seçmenleri ziyaret
edip onlara yardým paketleri vermeleri tavsiye
edildi ve paketlerin içine ne konulacaðý yazýlýp
ellerine verildi. Bu þekilde baþladý ikinci AKP
hükümeti.
Bu þekilde mi oy arttýrdý AKP?
Sosyal yardým alanýnda iyi icraat yapan
hükümet oy alýr. Ama oy sadece iyi icraatla
alýnmaz. Þimdi AKP'nin sadaka anlayýþýyla
yaptýðý yardýmlarda yardýmý kimin yaptýðý çok
iyi biliniyor. Halbuki benim dediðim türden
hak temelli bir sosyal yardým, kanunla belirlenir,
kime verileceði nasýl yapýlacaðý belli olur,
ondan sonra da yardým bir partinin malý
olmaktan çýkar. Dolayýsýyla doðrudan doðruya
oya tahvili daha zordur. Bu yüzden kýsa vadede
sadaka vererek oy almak kolaydýr. Bunu
gelecek yerel seçimlerde özellikle
Güneydoðu'da göreceðiz sanýyorum.
Son günlerde yeniden alevlenen türban
tartýþmasýnýn sosyal hak gasplarýnýn üstünü
örttüðünü düþünüyor musunuz?
Birçok þeyin üstünü örtüyor, sadece sosyal
haklarýn deðil.
***
'Yediði darbeler solun siyasi reflekslerini
yok etti'
Peki sol nasýl kaldýracak bu örtüyü ve
kitlelerin gönlünü nasýl kazanacak?
Sosyalist sol zaten bin parçaya bölünmüþ
durumda ve sol içindeki yoksulluk tartýþmalarý
somut politika eleþtirileri ve önerileriyle deðil,
"kapitalizm", "neo-liberalizm", "küreselleþme"
karþýtlýðýnýn slogan düzeyinde dile
getirilmesiyle sürüyor. Bu dil de yoksul
kesimlere ulaþabilecek ve onlarýn ilgisini
çekebilecek bir dil deðil. Tabii gerçek siyasetten
kopukluðun, solun Cumhuriyet tarihi boyunca
yediði darbelerle, bu darbelerin solun siyasi
reflekslerini yok etmiþ olmasýyla ilgisi var.
Bunu dikkate almadan solu eleþtirmek biraz
haksýzlýk olur.
AKP politikalarýna karþý çýkarken darbeci
kanada kayan bazý çevreleri de görüyoruz. Ya
da ulusalcýlýkla hesaplaþýrken AKP'ye yumuþak
bakan solcularý... Muhalefetin bu ikilemini
nasýl deðerlendiriyorsunuz?
Neoliberal küreselleþmeyle birlikte yayýlan
piyasa ekonomisi, insanlarýn yaþam koþullarýný
radikal bir biçimde deðiþtirdi. Ýnsanlara bir
anda "koca bir denizde yüz, yüzemezsen boðul"
denildi. Kýsa bir süre içinde yaþanýlan böylesi
bir deðiþim, bir þeylere tutunma içgüdüsüne
yol açtý. Ulusalcýlýða kaymayý bu durumun
yarattýðý belirsizlik ve güvensizliði göz önüne
alarak anlamaya çalýþmalýyýz. Bu, tabii ki,
ulusalcýlýðýn tezahürlerine hak vermek anlamýna
gelmiyor.
( Devam edecek )
5 Mart 2008 Çarþamba
1871 yýlýnýn (bazý kaynaklara göre 1870)
5 Mart'ýnda Yahudi bir ailenin çocuðu
olarak Polonya'da doðdu. Daha genç
yaþlarýnda sosyalizmle tanýþtý ve dönemin
solcu gruplarýnda yer aldý. Sadece 18
yaþýndayken içinde bulunduðu gruplar ve
politik görüþü yüzünden Ýsviçre'ye kaçmak
zorunda kaldý. 1889'da Zürih
Üniversitesi'ne girdi. Burada felsefe, tarih,
politika, ekonomi ve matematik öðrenimi
gördü, hayatýnda büyük etki býrakacak
isimlerle tanýþtý.
1890 yýlýnda Bismarck'ýn sosyal
demokrasiyi yasaklayan kanunun
laðvedilmesi ardýndan, sosyalist
parlamentoya girdi. Parlamentoya giriþ,
dönemin sosyal demokratlarýnýn devrimci
uçtan uzaklaþmasýna ve parlamentoda daha
etkin olabilmek için çalýþmasýna neden
oldu. Bu, Rosa Luxemburg'un da dahil
olduðu devrimci görüþ çizgisindekileri
rahatsýz etmekteydi. Bu sýrada Zürih'te
öðrenim görmeye devam eden Rosa 1898
yýlýnda doktorasýný tamamladý. Özgür bir
Polonya için çalýþmalarýna devam etse de,
onun kafasýndaki tabloda Almanya,
Avusturya ve Rusya'da devrim gerçekleþtiði
taktirde Polonya özgür olabilirdi. Bu tablo
milliyetçi bir çizgi çizen Polonyalý sosyalist
gruplarýn ve Polonya Sosyalist Partisi'nin
ondan daha da uzaklaþmasýna neden oldu.
Daha sonra bu görüþleri Rus sosyalist
çevrelerle de iliþkisinin bozulmasýna yol
açacaktý.
1898 yýlýnda Gustav Lübeck ile
evlenerek Berlin'e taþýndý, Alman
vatandaþlýðý kazandý. SPD'nin (Almanya
Sosyal Demokrat Partisi) aktif bir üyesi
oldu. 1900 yýlýna gelindiðinde
Luxemburg'un fikirleri tüm Avrupa'da
sosyalist çevrelerde büyük yanký
uyandýrmakta, yazdýðý makaleler ilgi
görmekteydi. Özellikle Eduard Bernstein'in
düþüncelerine getirdiði eleþtiriler ile öne
çýkýyordu. Alman militarizminin yükselen
deðer olmasý Luxemburg'u ziyadesiyle
Rosa Luxemburg
çýktý. Faaliyetlerine devam etti ve
Liebknecht ile birlikte Alman Komünist
Parti'sini kurdu. 15 Ocak 1919'da Rosa
Luxemburg, Karl Liebknecht ve Wilhelm
Pieck, Freikorps tarafýndan tutuklandýlar,
Pieck kaçmayý baþarýrken Luxemburg ile
Liebknecht yedikleri darbelerle bilinçlerini
kaybettiler. Ayný gün, Luxemburg ölene
kadar dövülmüþ ve ölü vücudu nehre
rahatsýz ediyordu, bu konuda partiyle de
ters düþmüþtü. 1904 ile 1906 yýllarý arasýnda
siyasi faaliyetleri ve görüþleri nedeniyle
üç kez hapse girdi. Aldýðý hapis cezalarý
onu yýldýrmadý, faaliyetlerine devam etti.
SPD'nin eðitim merkezlerinde Ekonomi
ve Marksizm öðretmeye baþladý.
Savaþýn baþlamasýyla esen milliyetçi
rüzgar SPD'nin de milliyetçi eðilime
yönelmesine neden oldu, ki bu
Luxemburg'un fikirleri ile tamamen tezatlýk
oluþturuyordu bu sebeple partiyle olan tüm
iliþkisini kesti. 5 Aðustos 1914'de Karl
Liebknecht ile beraber Internationale
grubunu kurdu. 1 Ocak 1916'da grubun adý
Spartaküs Birliði (Spartakistler - Almanca
Spartakusbund) oldu. Grubun devlete karþýt
tutumu yüzünden 28 Haziran 1916'da
Luxemburg hapis cezasýna çarptýrýldý.
Hapiste geçirdiði yýllarda birçok makale
kaleme aldý. Özellikle Rus devrimi üzerine
yazdýklarý ve Bolþeviklere getirdiði
eleþtiriler çarpýcýdýr.
1918 Kasým'ýnda Luxemburg hapisten
atýlmýþ, Liebknecht de baþýndan yediði
kurþunlarla öldürülmüþtü.
Eserleri
Gesammelte Werke ("Toplu
Çalýþmalarý"), 5 cilt, Berlin 1970-1975.
Gesammelte Briefe ("Toplu
Mektuplarý"), 6 cilt, Berlin 1982-1997.
Politische Schriften ("Politik Yazýlarý"),
3 cilt, Frankfurt am Main 1966.
Bol ödüllü ressam Nuri Abac 82 YÖN Radyo'dan Türkiye radyolarýnda bir ilk
yaþýnda hayata veda etti
Örnekleri gösteriyor ki türkülerimiz
doðru þekilde sunulduðunda dünyanýn her
TÜRKÝYE resim sanatýnýn ustalarýndan
ressam Nuri Abaç, 82 yaþýnda Ankara'da
yaþamýný yitirdi. Abaç'ýn cenazesi 4 Mart
Salý günü Kocatepe Camii'nde kýlýnacak
cenaze namazýnýn ardýndan Ankara'da
topraða verilecek.
1926 yýlýnda Ýstanbul
Kocamustafapaþa'da doðan Abaç'ýn gerçek
anlamdaki resim öyküsü 1944 yýlýnda
Ýstanbul Güzel Sanatlar Akademisi'ne
girmesiyle baþladý. 1958'den itibaren 1991
yýlýna kadar tüm Devlet Resim ve Heykel
sergilerine ve Birleþmiþ Ressamlar ve
Heykel-traþlar Derneðinin tüm sergilerine
katýlan Abaç, çeþidi kurum ve kuruluþlar
ile özel galerilerin düzenlediði, çeþidi illerde
açýlan 130'u aþkýn karma sergide yer aldý.
Dýþiþleri Bakanlýðý'nýn yurtdýþýnda açtýðý
çok sayýda karma sergiye de katýlan Abaç'ýn
yapýdan çeþidi tarihlerde iki kez Venedik,
iki kez de Monako Biennali'ne kabul edildi.
tarafýnda müzikseverler tarafýndan ilgi
görüyor.
Ýþte YÖN Radyo, bu bilinç ile
uluslararasý yayýncýlýk alanýnda bir adým
Bazý yarýþmalarda jüri üyeliði de yapan
sanatçý, 1991 yýlýndan itibaren bir süre
Hacettepe Üniversitesi, bir süre de Bilkent
Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakülteleri'nde
'Perspektif' dersi verdi. Nuri Abaç, çeþitli
kurum ve kuruluþlar tarafýndan çok sayýda
onur ödülüne de layýk görüldü. Abaç'ýn
kurucularýndan olduðu Çaðdaþ Sanatlar
Vakfý (ÇAÐSAV) Baþkaný Þefik
Kahramankaptan da yaptýðý yazýlý
açýklamada, Abaç'ýn ölümüyle Türkiye'nin
büyük bir resim ustasýný kaybettiðini
söyledi.
( BÝRGÜN 02/03/2008)
daha atýyor. Hem Türkiye’de yaþayan
YÖN Radyo, Türkiye radyolarýnda bir
yabancýlar, hem de yurtdýþýnda Anadolu
ilki daha gerçekleþtiriyor: Türküleri
müziðini dinlemek isteyenlere Ýngilizce
Ýngilizce sunuyor…
sunumla Türküleri dinletiyor. Filiz Çekiç
Nielsen’ýn hazýrlayýp sunduðu Music
YÖN Radyo'dan Türkiye Radyolarýnda
Bir Ýlk
Junction (Müzik Kavþaðý) her Cuma günü
saat 22:00’de 96.6 YÖN Radyo’da..
Music Junction: Dünyanýn sesi bu
kavþakta...
Bilgi için: 0212 253 36 36
E-mail : [email protected] mail
Anadolu’nun en deðerli kültür
hazinelerinden türkülerimiz ayný zamanda
dünya kültür mirasýnýn da bir parçasý…
adresi spam botlara karþý korumalýdýr,
görebilmek için Javascript açýk olmalýdýr
Web : www.yonfm.com.tr
29-02-2008
5 Mart 2008 Çarþamba
ÖÐRENCÝLER ÇEVRE KONUSUNDA
BÝLÝNÇLENÝYOR
Sulucakarahöyük- NEVÞEHÝR
Nevþehir Belediye Baþkaný Hasan
Ünver tarafýndan orta öðretim
kurumlarýnda eðitimlerini sürdüren
öðrencilere yönelik baþlatýlan Kentlilik
bilinci ve çevre konulu konferans serisi,
Nevþehir’deki ilköðretim okullarýnda
halen devam ediyor.
Her geçen gün büyüyen ve geliþen
Nevþehir’de, çaðýn gerektirdiði bir yapý
içerisinde ortaya konulan hizmetlerden
yararlanacak çocuk ve gençlerin
kentlilik bilinciyle hareket etmelerinin
saðlanmasýnýn planlandýðý eðitim
çalýþmalarý, 19 Mayýs Ýlköðretim Okulu
ile 75. Yýl Ýlköðretim Okulu’nda devam
etti.
Aralýk ayýnda Nevþehir Belediye
Baþkaný Hasan Ünver tarafýndan orta
öðretim kurumlarýnda baþlatýlan
kentlilik bilinci ve çevre konusu
konferans, ilköðretim okullarýnda
Nevþehir Belediye Baþkan Yardýmcýsý
Yusuf Kaya tarafýndan sürdürülüyor.
Öðrencilerin de büyük bir ilgi
gösterdiði konferans, Nevþehir
Belediyesi tarafýndan hazýrlanan
Kapadokya tanýtým CD’si izlenmesi
ile baþladý.
Daha sonra Nevþehir Belediyesi
Strateji Geliþtirme Müdürlüðü Çevre
Mühendisi Cemal Gürsoy, öðrencilere
daha saðlýklý bir çevrenin oluþturulmasý
için barkovizyon eþliðinde bilgiler
aktardý.
Nevþehir Belediye Baþkan
Yardýmcýsý Yusuf Kaya, insan
hayatýnýn her alanýnda kiþilerin
belediye ile iç içe olduðunu
vurguladý.Kaya, 2004 yýlýndan beri
Nevþehir Belediyesi olarak çevrenin
etkin bir þekilde güzelleþtirilmesine
büyük bir önem verdiklerini dile
getirerek,mahallelerde imar planlarýnda
yeþil alan olarak belirlenen alanlarý
çocuk ve dinlenme parký olarak dizayn
ederek,kentin yeþillendirilmesine
yoðun bir emek harcadýklarýný ifade
etti.
Ýlköðretim okullarýna yönelik eðitim
amaçlý kentlilik bilinci ve çevre
eðitiminin Nisan ayý içerisinde sona
ermesi planlanýyor.
Öðrencilerden örnek kampanya!
Sulucakarahöyük- NEVÞEHÝR
Nevþehir Lisesi öðrencileri tarafýndan, günlük
hayatýmýza giren yabancý kelime ve iþyerlerindeki
yabancý levhalara karþý 'Türkçe'mize Sahip Çýkalým'
kampanyasý baþlatýldý.
Nevþehir Lisesi Edebiyat Öðretmeni Hamiyet
Kopartman öncülüðünde 10. sýnýf öðrencileri, iþ
yerlerindeki yabancý kelimelerin bulunduðu
tabelalar ve günlük hayatta kullanýlan yabancý
kelimelere karþý, 'Türkçe'mize Sahip Çýkma ve
Onu Yüceltme Projesi' baþlattý. Proje kapsamýnda
il genelindeki yabancý kelimelerin bulunduðu iþyeri
tabelalarýný tespit eden öðrenciler, yaptýklarý anketler
ile de günlük hayatta yabancý kelimelerin
kullanýlmasýnýn önüne geçmek istiyor.
Edebiyat Öðretmeni Hamiyet Kopartman, proje
ile ilgili olarak bir de www.sahlananturkce.com
adlý bir internet sitesi hazýrladýklarýný, sitenin ileri
ki günlerde yayýna geçeceðini söyledi.Projeye ilk
tepkilerin oldukça olumlu olduðunu ifade eden
Kopartman, "Günlük hayatýmýz da özellikle gençler
arasýndaki konuþmalarda çok fazla yabancý kelime
kullanýlýyor. Üstelik kullanýlan bu kelimelerin bir
çoðunun da anlamý ya bilinmiyor ya da yanlýþ
biliniyor. Örneðin çok sýk kullandýðýmýz 'Kreþ'
kelimesi yabancý bir kelime ve Fransýzca'da anlamý
'Ahýr' demek.Bunun gibi çok fazla örnekler var"
dedi.
Öðrencilerden Gülsüm Çalýþýr ise, tabelalarýnda
yabancý kelime bulunan iþyerine önümüzdeki
günlerde mektup yazacaklarýný ve mektup
Günün Sözü
Hiçbir þeyi, ele geçince hayalde
olduðu kadar güzel kalmaz.
N. R. NASH
sonrasýnda tabelalarýný deðiþtiren iþyerlerine
'Teþekkür Belgesi' vereceklerini kaydetti. Türkçe'yE
her geçen gün yeni yabancý kelimelerin girdiðini
ve Türkçe'nin yozlaþtýðýný ifade eden Çalýþýr,
"Maalesef dilimizin kýymetini bilmiyoruz. Özellikle
gençler çok fazla yabancý kelime kullanýyor. Bunu
özellikle internet ortamýnda fazla yapýyoruz. Biz
bunlarýn önüne geçmek ve Türkçe'ye karþý
duyarlýlýðý arttýrmak istiyoruz" diye konuþtu.
GEREKLÝ TELEFONLAR
Kaymakam
441 30 09
Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10
Sos. Yar. ve Day.
441 39 77
Özel Ýdare
441 31 01
Nüfus
441 31 02
Belediye Baþkanlýðý
441 37 44
Milli Eðitim Müd.
441 30 16
Halk Eðitim Müd.
441 30 48
Askerlik Þubesi
441 30 10
Kapalý Spor Salonu
441 35 20
Devlet Hastanesi
441 30 15
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32
Tapu Sicil
441 32 49
C.Savcýlýðý
441 35 38
Adliye
441 35 38
Adliye
441 30 18
Kütüphane
441 30 19
H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94
Müze
441 30 22
Turizm Danýþma
441 36 87
Emniyet Amirliði
441 26 97
Karakol Amirliði
441 36 66
Jandarma
441 30 52
Ýlçe Tarým
441 30 20
Lise
441 37 74
Kýz Meslek Lisesi
441 31 08
Mal Müdürlüðü
441 30 56
Kadastro
441 35 37
Karaburna Belediye
453 51 30
Kýzýlaðýl Belediye
455 61 29
PTT.
441 35 55
T.M.O.
441 30 11
Türkiye Ýþ Bankasý
441 35 07
Ziraat Bankasý
441 33 26
Þoförler Cemiyeti
441 30 74
Esnaf Odasý
441 37 42
Tarým Kredi Koop.
441 32 76
TEDAÞ
441 31 42
Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80
Rýfat Kartal Huzurevi 4413338
Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47
Taþýyýcýlar koop
441 2006
Nevþehir Seyahat
441 30 43
Þanal
Seyahat
441 33 59
Mermerler Seyehat
441 21 73
Dergah Taksi Duraðý 441 25 25
7
5 Mart 2008 Çarþamba
yeþil kartlýlarýn sayýsý. Yaklaþýk 31 bin
Hanili yeþil kart sahibi. Demek oluyor ki
neredeyse ilçe nüfusunun tamamý hiçbir
sosyal güvence ve gelire sahip deðil.
hiçbir þey yapýlmadý. Sel maðdurlarý
çamur ve kanalizasyon içinde yaþýyor.
AKP’nin örnek belediyeleri! 1
AKP’li belediyeci cinayetten aranýyor
Sunu
Türkiye’nin Baþbakaný Recep Tayyip
Erdoðan, bir ortaçað fetihçisi gibi
Diyarbakýr’ý “istediðini” sýk sýk dile
getiriyor. Ocakta geldiði Diyarbakýr dönüþü
DTP’li belediyeleri, “Diyarbakýr’a gittik.
Çöpler sokaðýn ortasýnda. Halk da periþan.
Oralarda doðru dürüst belediyecilik hizmeti
yok. Diyarbakýr, Þýrnak, Batman,
Tunceli’de belediye baþkanlýklarýný hizmet
için almamýz lazým. Aldýðýmýz zaman
görürler belediyeciliði” sözleriyle hedef
göstermiþti Baþbakan. “Halkýn
periþanlýðý”nda hükümetin sorumluluðunu
sorgulama gereði duymayan Erdoðan ve
AKP, kalkýnma politikalarý üretmek yerine
yardým poþeti daðýtarak halkýn eþitlik ve
özgürlük taleplerini de “dindarlýkla”
törpülemeye çalýþarak bölgede yerel
seçimlere hazýrlanýyor.
AKP, Kürt halkýnýn demokratik
taleplerini bölge belediyelerini “alarak”
bastýrabileceðini düþünüyor olabilir. Ancak
tam burada, yeðeni, askerliðini yaparken
sýnýr ötesi operasyon için Irak’a gönderilmiþ
bir Kürt kadýnýn sözleri önemli. Biz
yaþadýðý AKP’li belediyeyi sormak
istiyoruz ýsrarla, o ise daha önemli bir þeyin
altýný çiziyor: “Biz açlýðý, sefaleti, her þeyi
çekeriz ama asýl bu savaþ bizi çok eziyor.”
Bu tek cümle bile hiçbir “iyi”
belediyecilik hizmetinin; çöp
konteynýrlarýnýn ya da temiz yollarýn bölge
halkýnýn demokratik taleplerine alternatif
olmayacaðýný göstermek için yeterli
aslýnda. Buradan AKP’li belediyelerin iyi
hizmet verdiði sonucu çýkmasýn.
Diyarbakýr’da halihazýrda AKP’li ilçe ve
belde belediyeleri zaten var. Yazý dizimizde
de AKP’li belediyelerin bulunduðu Hani,
Kulp, Çýnar ilçeleri ile belde belediyesi
Baðývar’daki belediye hizmetlerini
özetledik. Gördük ki AKP’li belediyeler
gerçekten de “bir örnek.” Altyapý; baþta
susuzluk olmak üzere kanalizasyon, yol,
çöp gibi “Baþbakan’ýn eleþtirdiði” sorunlar,
bu belediyelerin hepsinde yýllardýr
yaþanýyor.
....
Ýlk AKP’li belediyemiz Hani
Belediyesi. Aðýrlýklý olarak Zazalarýn
yaþadýðý bir ilçe Hani. Çamurdan ve
temizlenmediði için daracýk sokaklarý
yürünmez hale getiren kar yýðýnlarýyla,
1975 depreminden kalma yüzlerce tahta
barakasý, açýktan akan kanalizasyonlarý ve
akmayan sularýyla bir köy görünümünde.
Ancak daha da önemlisi Hani Belediye
Baþkaný AKP’li Celal Ayhan, bir yýlý aþkýn
süredir “adam öldürmeye azmettirmek”ten
aranýyor.
2004 yerel seçimlerinden sadece 4 ay
sonra, Hani’de 20 Temmuz 2004 tarihinde
Akçin ailesine ait evin duvarý hakkýnda
yýkým kararý alan belediye ekipleri ile Akçin
ailesi arasýnda kavga çýkar. Kavgada
Belediye Baþkaný Kayhan’ýn oðlu Ali
Ekrem Kayhan hayatýný kaybeder. Bir diðer
oðlu da yaralanýr.
Aralýk 2004’te ise Akçin ailesinden
Mehmet Akçin Bingöl’de öldürülür. Bingöl
Aðýr Ceza Mahkemesi ise Nisan 2005’te
AKP’li Belediye Baþkaný Celal Kayhan
hakkýnda “adam öldürmeye
azmettirmekten tutuklama kararý” verir.
Kayhan’ýn yeðeninden gazetemize
‘uyarý’
Bunlar medyaya yansýyanlar. Kayhan’ýn
davasý ile ilgili geliþmeleri öðrenmek için
önce Belediye Baþkan Vekili Hikmet
Topkaya’yý arýyoruz; Topkaya, kendisinde
dava süreci ile ilgili bilgi olmadýðýný,
baþkanýn “izinli” olarak görüldüðünü
söylüyor.
Daha saðlýklý bilgi almak için
ulaþtýðýmýz Kayhan’ýn avukatý; Diyarbakýr
Barosu avukatlarýndan Velat Alan ise
Kayhan’ýn ayný zamanda dayýsý olduðunu
ve müvekkilinin davasý hakkýnda bilgi
vermeyeceðini belirtiyor. “Yazdýklarýnýza
dikkat edin, yanlýþ bir þey yazarsanýz
sonuçlarýna katlanýrsýnýz” diyen Alan, “Bir
hafta bekleyin, dava ile ilgili geliþmeler
önümüzdeki hafta medyaya yansýyacak”
diye konuþtu.
‘Musluk suyu dýþký kokuyor’
Hani’de belediye hizmetlerine
gelince… Günde birkaç saat aktýðý
söylenen musluk suyunun dýþký koktuðu
halkýn en çok dile getirdiði sorun. Ýlçe
halkýndan, aslýnda Hani isminin Zazaca
Heni kelimesinden geldiðini ve anlamýnýn
“su akan yer” yani çeþme olduðunu
Tekel iþçisine polis copu
‘50 yýldýr pis su içiyoruz’
öðreniyoruz. Ancak ilçedeki en büyük
sorun yine de susuzluk. Ýlçenin içme suyu
þebekesi 50 yýl önce yapýlmýþ. Bugün bu
þebekeden geçen sularýn çoðu halka
ulaþamadan topraða karýþýyor. Bazen
günlerce akmayan musluk suyuna ise
kanalizasyon karýþýyor.
Havva Baþat 60 yaþýnda. Çarþý
Mahallesi’nde oturuyor. Suyun üç günde
bir aktýðýný söylüyor önce. Sonra art arda
sýralýyor sorunlarý: “Bazen bir hafta
akmadýðý oluyor. Aktýðý zaman da resmen
insan dýþkýsý kokuyor. Sokaklar da
çamurdan geçilmiyor. Belediyenin hiçbir
hizmeti yok. Belediyeyi aldýktan sonra bizi
unutuyorlar. Sorunumuzu anlatacak
muhatap bile bulamýyoruz. Bundan sonra
oyumu satacaðým. Parayý veren oyumu
alýr. Nasýl olsa hizmet yoktur.”
Yüzlerce aile barakada yaþýyor
Hani’de ilçe giriþi boydan boya tahta
barakalarla dolu. Ýlk bakýþta dikkati
çekenlerden birisi, “Afet konutlarý” denilen
tahta barakalarýn bulunduðu bölgenin
çamur içinde olmasý. 1975 depreminde
“geçici” olarak yapýlan bu barakalarda
yaþayanlar hâlâ devlet konut yapsýn diye
bekliyor.
Foseptik çukurlarýyla, tezek yakarak
yaþamaya çalýþan insanlarýn sefaleti
inanýlmaz boyutta.
DTP Ýlçe Baþkaný Abdülbaki Korkmaz,
“AKP’li belediyenin tek çalýþmasý din
üzerinedir. Hizmet yok. Çarþýnýn sokaðý
bile temizlenmemektedir. Kýþýn bile sular
bazen 3-4 günde bir akýyor” diyor.
Nüfusun tamamý yeþil kartlý
Merkez nüfusu 11 bin kadar olan
Hani’de, bu sayýnýn köyleriyle birlikte 3035 bine kadar çýktýðý tahmin ediliyor. Tarým
ve hayvancýlýkla geçinilen ilçede iþsizlik
çok yaygýn.
Ýlçedeki yoksulluðu gösteren rakam ise
Tekel iþçisine polis copu
''Tekel Adana Sigara Fabrikasý'na Sahip
Çýk'' yürüyüþünde arbede yaþandý.
Adana'da düzenlenen ''Tekel Adana
Sigara Fabrikasý'na Sahip Çýk'' yürüyüþü
sýrasýnda katýlýmcýlar ile güvenlik güçleri
arasýnda arbede yaþandý. Arbedede 3'ü
polis memuru 6 kiþi hafif yaralandý.
Tek Gýda-Ýþ Sendikasý Adana Þubesince
düzenlenen yürüyüþ ve miting için Ýnönü
Caddesi'ndeki Türk-Ýþ 4. Bölge Temsilciliði
önünde toplanan ve aralarýnda CHP
Ýstanbul Milletvekili Bayram Meral, Adana
Milletvekili Tacidar Seyhan ile Tek GýdaÝþ Genel Sekreteri Mecit Amaç'ýn
bulunduðu grup, Tekel Sigara Fabrikasý'na
doðru yürüdü.
D-400 kara yolundaki Celal Bayar
Köprülü Kavþaðý'ný geçtikten sonra yolu
Abdullah Cankurt (Dereli Mahallesi):
Evimi sel bastý. Duvarlar çatlak, rutubetten
yaþanamayacak halde. Hiçbir yardým
almadým.
Evimin önünde belediye kanalizasyon
çalýþmasý baþlatmýþ. Yarým býrakmýþlar
önümüzden pislik akýyor. Sorunlarýmýz
çok. Hani köydür. Kimse memlekete
hizmet yapmýyor.
Su temiz deðil, içme suyu ile
kanalizasyon birbirine girmiþ.
Mehmet Emin Topkaya (Korucu): Su
akmýyor. Çeþme var kapýmýn önünde, 3040 sene önce kazmýþýz, yazýn da az su
akýyor, komþular da gelip alýyorlar.
Kanalizasyon zaten düzgün yoktur. Herkes
foseptikle idare ediyor.
Ben þahsen hiç gitmedim belediyeye.
Söylesem de biliyorum boþtur. Yüz kiþi
dese bu sorun var, beþ yüz kiþi yok sorun
der; çünkü particilik var orada.
Veysi Mahir (Esnaf): Ýçme suyu zaten
yoktur. Altyapý yoktur. Konut sýkýntýsý var.
Ýnsanlar barakalarda yaþýyorlar.
Belediye hizmetini siz görüyorsunuz
var mý yok mu. Belediyeden hiçbir
beklentimiz yoktur. Bir þey yapmaz, biz
de bir þey beklemiyoruz. Barakalarda
oturuyorum. Valla bir ara ev yapacaðýz
dediler ama böyle duruyor.
Samet Akkaya: Yazýn sular akmadýðý
için itfaiye geliyor, evlerin depolarýna su
dolduruyor. Ama AKP’ye oy verene
getiriyorlar, oy vermeyene getirmiyorlar.
Akan su da pistir. 52 senedir bu suyu
içtiðimiz için artýk temiz su aksa midemiz
kaldýrmaz.
Fýrat Oruç (Barakalar): Biz doðma
büyüme barakadayýz. Yeni konut yapacaðýz
dediler ama icraat yok. Burasý hep böyledir
çamurdur. Belediyeye kimse gitmiyor, sular
ara sýra geliyor, ara sýra gelmiyor. Belediye
baþkanýmýz da ortada yok.
( EVRENSEL03/03/2008)
kapatmak isteyen katýlýmcýlar ile güvenlik
güçleri arasýnda kýsa süreli arbede yaþandý.
Arbede, milletvekilleri Meral ile Seyhan'ýn
araya girmesiyle kýsa sürede yatýþtýrýldý.
Yürüþe devam grup, sigara fabrikasý
önüne geldiðinde tekrar yolu kapatmak
isteyince Çevik Kuvvet ekipleri, gruba
müdahale etti. Arbede, sendika yöneticileri
ile Emniyet Müdür Yardýmcýsý Ömer
Altýparmak'ýn müdahalesiyle son buldu.
Arbedede 3 polis memuru ile
katýlýmcýlardan Fadime Kýray (34), Ahmet
Özyürek (35) ve Fatma Koç (38) hafif
yaralandý. Yaralýlar, olay yerindeki 112
Acil Servis ambulanslarýna alýndý.
Daha sonra mitinge baþlandý.
AA - GERÇEK GÜNDEM - 2 Mart
2008
Latin Amerika’da askeri tansiyon
yükseliyor
Kolombiya ordusunun Ekvador sýnýrýný ihlal
ederek gerçekleþtirdiði ve 17 FARC savaþçýsýnýn
katledilmesine yol açan operasyon sonrasýnda
Ekvador devlet baþkaný Rafael Correa
Kolombiya büyükelçisini sýnýr dýþý ederek
Kolombiya sýnýrýna askeri birlikler yolladý. Ýki
ülke arasýnda artan gerilim, Kolombiya devlet
baþkaný Alvaro Uribe’nin, Ekvador Ýç Güvenlik
Bakaný’nýn FARC’la görüþmelerde bulunarak
FARC’ý resmen tanýma yönünde görüþmeler
yaptýðýna dair elinde belgeler bulunduðunu
açýklamasý ve devlet baþkaný Correa’yý
“FARC’la iþbirliði içinde” þeklinde tanýmasýyla
yeni bir boyut kazandý.
Aylardýr yaþanan ikili gerilimlerin
sonucunda Venezüella devlet baþkaný Hugo
Chavez de, Kolombiya ordusunun ve
kontrgerillalarýn sýk sýk sýnýr ihlalleri
gerçekleþtirdiðini hatta Venezüella’nýn sýnýr
eyaletlerindeki muhalif unsurlarla iþbirliði
içinde yasadýþý faaliyetlerde bulunduðunu iddia
ederek, bundan sonra isteyerek ya da istemeden
yapýlacak en ufak bir sýnýr ihlalinin “savaþ
sebebi” sayýlacaðýný duyurmuþtu. Chavez’in
özellikle FARC’la yaþanan rehine krizlerinde
arabuluculuk yapmasý ve ardýndan da FARC
ve ELN’yi resmen “savaþçý örgüt” olarak
tanýmasý, Venezüella-Kolombiya iliþkilerinde
biriken gerilimin açýða çýkmasýný tetiklemiþti.
Son olarak da Ekvator sýnýrýnýn ihlal edilmesini
“kabul edilemez” bulan Chavez, Kolombiya
sýnýrýna binlerce askerin yaný sýra 10 tabura
baðlý tanklarý göndererek, bütün hava üslerini
“kýrmýzý alarm”a geçirdi, Kolombiya
büyükelçiliðini de kapattý. Chavez, “savaþ
istemiyoruz ancak burada bekleyip bizi bölüp
zayýflatmalarýna da izin vermeyiz” þeklinde
sert konuþtu.
FARC liderlerinden Raul Reyes’in de
katledildiði hava ve kara saldýrýsýnda Kolombiya
Dýþiþleri Bakaný Fernando Araujo önce sýnýr
ihlali olmadýðý yönünde açýklama yapmýþ ancak
Ekvador’un tepkisi sonrasý “mecburen sýnýrdan
2 km kadar içeriye girmek zorunda kaldýklarýný”
itiraf etmiþti. Öte yandan Amerikan Devletler
Topluluðu (OAS) ve And Uluslarý Birliði’ni
(ANC) acil toplantýya çaðýran Ekvador devlet
baþkaný Correa da Kolombiya’nýn bölge barýþýna
yönelik saldýrýlarýna daha fazla göz
yumulamayacaðý açýklamasýný yaptý.
Her yýl terörle mücadele yürütmek adý
altýnda ABD’den 600 milyon dolara varan
askeri ve mali yardým alan, uyuþturucu trafiði
ve kontrgerilla faaliyetlerini doðrudan finanse
eden Kolombiya hükümeti, Latin Amerika’da
yaþanan sol yükseliþin de önünü kesmek için
elinden geleni yapan bölgenin en iþbirlikçi
devleti. Terörle mücadele etme kisvesi altýnda
bütün bir toplumsal hayatý terörize eden Uribe
hükümetinin sadece Kolombiya halký için deðil
bölge için de bir “serseri mayýn” olmasý ve
Latin Amerika siyasetinin yapýsal kýrýlganlýklarý,
Venezüella’nýn ve Küba’nýn baþýný çektiði
bölgenin emperyalist tahakkümden kurtulmasý
sürecini de etkileyebilir.
Öte yandan yakýn zaman önce ABD’nin
bölgedeki donanmasýný aktif hale getirme
yönünde aldýðý karar ve Kolombiya
hükümetinin bölgedeki solcu iktidarlarý sürekli
biçimde asýlsýz ve aðýr suçlamalarla tahrik
etmesi, ABD’nin Venezüella ve Bolivya’da
rejimleri istikrarsýzlaþtýrabilmek adýna oligarþik
muhalefete yaptýðý açýk ve gizli yardýmlar,
Kolombiya ve ABD hükümetlerinin FARC’la
yapýlan barýþçýl görüþmeleri ve rehine
operasyonlarýný baltalamasý, ExxonMobil’in
Venezüella petrol þirketi PDVSA’nýn
yurtdýþýndaki malvarlýklarýný dondurma
yönünde mahkeme kararlarý çýkartmasý,
Venezüella iç pazarýnda kýtlýk yaratmak için
Kolombiya sýnýrýndan besin kaçakçýlýðýnýn
örgütlenmesi gibi geliþmelere bakýlýnca,
Kolombiya’nýn yarattýðý gerginliðin ABD’nin
bölgesel planýnýn bir parçasý olmasý da bir
ihtimal olarak kenarda tutulmalý.
Latinbilgi
03 Mart 2008
BU FIRSAT KAÇMAZ
KIRÞEHÝR birey
DERSHANELERÝ
5,6,7’inci Sýnýflar ve Lise 9.10.11. Sýnýflara
ÖZEL KAMPANYA
2. DÖNEM Dershanemize
ÜCRETSÝZ
GELMEK ÝSTERMÝSÝNÝZ?
Müracat
213 44 48 KIRÞEHÝR
Cacabey Cd. Cacabey Ýþmerkezi No:5
Download