Aleviler ne istiyor

advertisement
Aleviler ne istiyor
Hasan Kaya
Korkma, sönmez,
memleketimi seviyorum…
Kime sorarsanýz korkma sönmez,
memleketini seviyor, devleti için
çalýþýyor.
Döven, dövülen, vuran vurulan, hýrlý
hýrsýz, katil… Siyasiler, cami hocasý,
futbolcu, dopingli halterci, þarkýcý, söz
yazarý, kemancýsý zurnacý hepsi
memleketini seviyor devleti için
çalýþýyor.
>2’DE
Lisede mescit
>7’DE
PSAKD Bursa Þubesi Kültür
Merkezi ve Cemevi açýlýdý
Recai Aksu
[email protected]
Asgari ücret yüzde 6 artacak
AlevilikBektaþilik bir
“ateizm” deðildir
Sizin ifadenizle
“Ýlahi ezber”e uyan
Alevi-Bektaþi sayýsý
az deðil bugün.
Alevilerin büyük bir
bölümü cemevinde
ibadet ediyor, ama
camiye giden, oruç
tutan, namaz kýlan
Aleviler de var. Bir kýsmýnýn ise bunlarla hiçbir iliþkisi yok. Nedir bu durum?
Alevilik geçmiþte tek bir bütün idi: Ortaçað’da temel üretim zemininde, yani
toprak-otlak ve topraða-otlaða girdi üreten kentsel yapý üzerinde belirleyici üretici
güçleri kucaklayan, onlarý esenliðe çýkartacak olan bâtýni kurtarýcý bilinç-inançtý. Bir
topluluk bilinci-inancý olmasýna karþýn sýnýf yoðun karakteri nedeniyle çalýþan-üreten
olmak koþuluyla tüm Anadolu insanýnýn çýkarlarýný-özlemlerini kucaklayabildi. Ne
var ki artýk Ortaçað’da yaþamýyoruz: O günden bugüne Alevi-Bektaþi zeminde ciddi
sýnýfsal ayrýþmalar oldu. Diþe dokunur bir Alevi-Bektaþi burjuvazisinin varlýðýndan
söz edebiliyoruz artýk.
>4’DE
2008 yýlý programýný yayýmlayan
hükümet sosyal
güvenlikte hedeflerini belirledi.
Programda ücret
artýþlarýna yer verildi. Memur maaþlarýnda
yapýlan enflasyon oranýndaki artýþýn ardýndan
gözler asgari ücrete çevrildi. Ancak hükümet
bu kez enflasyon hedefinin üzerinde yüzde
6’lýk bir artýþ yapmayý planlýyor.
>6’DA
Kardelen Ayþe Kardelen
Ayþe güvencen nerede
kadron nerede
Doðalgaz Þubat'ta Nevþehir'de
Nevþehir'de çalýþmalarý
sürdürülen Doðalgaz daðýtým
hattýnýn yapýmýna iliþkin olarak
bilgilendirme toplantýsý yapýldý.
PSAKD
Bursa Þubesi
Kültür
Merkezi ve
Cemevi açýlýþ
töreni,
28.10.2007
Pazar günü saat 13:00 te kurdelenin
kesilmesi ve 12 Güvercinin Barýþ adýna
uçurulup Semah dönülmesiyle baþladý.
Açýlýþ þölenine Siyasi Parti
temsilcileri, Demokratik Kitle Örgüt
yöneticileri, Sivil Toplum Kurumlarý,
Meslek Örgüt temsilci ve Yöneticileri
, PSAKD Kültür Sanat Sekreteri Erdal
YILDIRIM, Bursa’daki Müsahip
Dernek Yöneticileri ve 1.500 kiþiyi aþkýn
Pir Sultan Abdal dostunun katýlýmýyla
gerçekleþti.
>2’DE
Savaþlarýn, acýlarýn ve
felaketlerin olmadýðý bir
dünya özlemi ile
Cumhuriyet’in 84. yýlý
kutlu olsun.
Nevþehir Belediye Baþkan
Yardýmcýsý Cafer Okur ve NevþehirNiðde Doðal Gaz Daðýtým A.Þ.
Yönetim Kurulu üyesi Mehmet
Uluçay ve Nevþehir-Niðde
Doðalgaz A.Þ.Bölge Müdürü
Bülent Güvenç'in katýldýðý
toplantýda, 2008 Þubat ayý içerisinde
Nevþehir'de daðýtýmýna baþlanýlacak Doðalgaz konusunda 2006-2007 yýlýnda yapýlan
temel alt yapý çalýþmalarý ile 2008 yýlýnda öngörülen çalýþmalarla ilgili bilgiler verildi.
>7’DE
Sobadan sýzan gazdan zehirlendi
Kýzýlderili Þef Seattle’ýn Beyaz Saray’a mektubu
Eðitim-Sen Hacýbektaþ temsilciliði
“Kardelen Ayþe Kardelen Ayþe Güvencen
Nerede Kadron Nerede” baþlýklý basýn
açýklamsý ile Türkiye’nin hýzla sosyal devlet
olmaktan uzaklaþtýðýný belirtti.
Konu ile ilgili olarak yapýlan basýn
açýklamasýnda þu görüþlere yer verildi:
“Anayasamýz hala öyle olduðunu söyleye
dursun ama memleketimiz hýzla sosyal devlet
olmaktan uzaklaþýyor. Artýk sosyal sorunlara
karþý kamunun yerine getirmesi gereken sosyal
yükümlüklerden söz eden yok.
>3’DE
Grip ve soðuk algýnlýðý uyarýsý!
Bu konuþma 1854' de Kýzýlderili Þef
Seattle tarafýndan halkýnýn topraklarýný
satmasý istenmesi üzerine bir cevap olarak
yazýlmýþtýr. Bu konuþma Washington'da
muhafaza edilmiþ ve Amerikan Expo
74'de sunulmuþtur.
Son zamanlarda UNEP (Birleþmiþ
Milletler Çevre Programý) tarafýndan
yayýnlanýp, çevre üzerine þimdiye dek
yapýlmýþ en güzel ve en içten anlatým
olarak tanýmlanmýþtýr.
Kýrþehir'de akþam saatlerinde
meydana gelen olayda, sobadan sýzan
karbon monoksit gaz sonucu bir kiþi
hayatýný kaybetti.
Edinilen bilgiye göre, Yenice
Mahallesi 154. sokak üzerinde müstakil
bir evde ikamet eden Fikret Eraslan
(43), sobadan sýzan karbon monoksit
gazý nedeniyle zehirlenerek hayatýný
kaybetti.
>6’DA
Kýzýlderili Þef Seattleýn
Washington'daki büyük þef
topraklarýmýzý almak istediði konusunda
sözünü göndermiþ. Büyük þef ayný
zamanda dostluk ve iyi niyet sözlerini
göndermiþ. Bu çok nazik bir hareket.
Çünkü karþýlýk olarak bizim dostluðumuza çok az ihtiyacý var.
>5’DE
Yetkililer halk arasýnda
çoðunlukla birbiriyle
karýþtýrýlan grip ve
soðuk algýnlýðý
hastalýklarýnýn aslýnda
birbirinden çok farklý hastalýklar oldu- ðunu
söyledi.
6’DA
HACIBEKTAÞ ECZANESÝ
Ecz. Tel: 441 35 62
Ev Tel: 441 31 75
2
31 Ekim 2007 Çarþamba
PSAKD Bursa Þubesi Kültür Merkezi ve Cemevi açýlýdý
ettiðini; Bursa’da bulunan
canlarýmýzýn da derhal
çocuklarýnýn ‘Zorunlu Din
Derslerine’ girmemeleri için
dava açmalarý, bu davalarýn
PSAKD yönetimince takip
edileceðini ve gerekli hukuksal
desteðin verileceðini belirtti.
Hasan Kaya
Korkma, sönmez,
memleketimi seviyorum…
Kime sorarsanýz korkma sönmez, memleketini seviyor, devleti
için çalýþýyor.
Döven, dövülen, vuran vurulan, hýrlý hýrsýz, katil… Siyasiler,
cami hocasý, futbolcu, dopingli halterci, þarkýcý, söz yazarý, kemancýsý
zurnacý hepsi memleketini seviyor devleti için çalýþýyor. Donsuz
çocuklar, doðru çalýþkan biraz sýska ama memleketini seviyor, devleti
için mendil satýyor.
Banka hortumlayanlar, malý götürenler onlar da memleketi
seviyor, devlet için çalýþýyorlar. Sokaða tüküren de, denizi kirleten
de memleketi seviyor, devleti için çalýþýyor. Yerin altýný üstünü zehir
edenleri de unutmayýn.
En çok siyasiler, bürokratlar, polisler, askerler seviyor memleketi,
en çok onlar çalýþýyor devleti için canla baþla…
Polisler boþuna mý cop sallýyor sanýyorsunuz. Memleket
sevgisinden, devlete hizmet olsun da ne olursa olsun.
Memleket sevgisi bayrak sallamak, maçlarda küfür etmek midir,
sokakta adam dövmek, linç etmeye çalýþmak mýdýr ve sorulduðunda
“Ben insanlarýmýzý seviyorum, yediden yetmiþe daðdaki, bayýrdaki,
þehirdeki kardeþimdir” demek midir?
Allah Allah, takke tarak, sarýk saçak, tesettür turban, korkma
sönmez memleketi seviyorlar. Dualarla, tekbirlerle yürümek midir
memleket sevgisi?
Gün yetmez aylar gerek saymaya, ben býraktým, iþiniz yoksa
birazda siz sayýn.
Ama ne tuhaf deðil mi? Saymakla bitmiyor.
Bu kadar memleketini seven, devleti için çalýþan olmasýna raðmen
memleketin hali de içler acýsý. Bir de bu kadar memleketini seven,
devleti için çalýþan olmasaydý ne yapardýk bilmiyorum.
Geçen merak ettim, önüme gelene sordum.
Memleketini sevip kendi için çalýþan var mýdýr diye?
Bir Allahýn kullu çýkýp da demedi “Ben memleketimi seviyorum
kendime çalýþýyorum” diye. Ama kaþlarýný çatýp dövecek gibi bakanlar
“Bu ne biçim soru?” diyen çok oldu.
Neyse ki aklýmdan zorum var sandýlar da karýþan eden olmadý.
Ayýp mýdýr, günah mýdýr memleketi sevip kendine çalýþmak.
Hem devlet dediðiniz nedir, kimdir ki?
Kaç kez oturup yemek yediniz karþýlýklý, kahve içip keyif yaptýnýz.
Halinizi hatýrýnýzý mý sordu. Onca bayram gördünüz, sevinçli
günleriniz oldu, yaslar yaþadýnýz geldi mi ziyarete. Çocuðunuz oldu
da göz aydýnlýðý mý diledi.
Çalýþýp verdiðinizin karþýlýðýný mý aldýnýz bir gün.
Þimdi aklýma geldi, sormasam çatlarým: Memleketi sevmek nasýl
olur, nasýl bir þeydir. Elinizi sýrtýna götürüp babacan bir eda ile hafif
incitmekten korkar gibi vurmak mýdýr topraða, yoksa dizinize oturtup
çocuðunuzu okþar gibi parmaklarýnýzla saçlarýný tarayarak þekil
vermek midir daðýna taþýna?
Korkma sönmez, vatan millet Sakarya, pencerede bayraklar, ben
memleketimi seviyorum dediniz de, nasýl seviyorsunuz onu
anlamadým ben…
Bir aðaç diktiniz mi yeþil, bir deniz yüzdünüz mü mavi, bir çocuk
sevdiniz mi gülen, bir yaþlý eli tutup yürüdünüz mü yorgun
adýmlarýyla.
Güvercinleri sevdiniz mi zeytin dalý taþýyan.
Çalýþýp ürettiniz, taþ üstüne taþ koydunuz mu hiç?
Sulucakarahöyük
HACIBEKTAÞ
Suavi Cesur
PSAKD Bursa Þubesi Kültür
Merkezi ve Cemevi açýlýþ töreni,
28.10.2007 Pazar günü saat 13:00
te kurdelenin kesilmesi ve 12
Güvercinin Barýþ adýna uçurulup
Semah dönülmesiyle baþladý.
Açýlýþ þölenine Siyasi Parti
temsilcileri, Demokratik Kitle
Örgüt yöneticileri, Sivil Toplum
Kurumlarý, Meslek Örgüt
temsilci ve Yöneticileri , PSAKD
Kültür Sanat Sekreteri Erdal
YILDIRIM, Bursa’daki Müsahip
Dernek Yöneticileri ve 1.500
kiþiyi aþkýn Pir Sultan Abdal
dostunun katýlýmýyla gerçekleþti.
Þube Baþkaný Davut Türkoðlu
sözlerine, Kültür Merkezi ve
Cemevinin yapýmýna her türlü
desteði sunan kiþi ve kurumlara
teþekkür ederek baþladý.
Türkoðlu, Kültür Merkezi içinde
Cenaze Yýkama Yeri ve Morg
bölümü, Toplantý Salonu, Cem
Salonu, Kütüphane ve çeþitli
kültürel faaliyetlerin
sürdürüleceði bölümler ve idari
kýsýmlar bulunduðunu anlatarak
sözlerini sürdürdü.
Türkoðlu, ülkemizde son
süreçte yaþanan çatýþmalar
bahane edilerek Irak’a sýnýr
operasyon için hazýrlýklar
yapýldýðýný; ve ülkede Kürt-Türk
çatýþma ortamý yaratýlmaya
çalýþýldýðýný; haklarýn kardeþlik
duygularýnýn zayýflatýlmaya
çalýþýldýðýný, þovenist, ýrkçý
saldýrýlarýn estirildiðine iþaret
ederek ülkemizin her
zamankinden daha çok barýþa
ihtiyacý olduðunu belirtti.
Türkoðlu, çeþitli kiþi ve
kurumlarýn, özellikle de PSAKD
üyelerinin destekleri sonucu
Kültür Merkezi ve Cemevinin
Alevi inancýna ve kültürümüze
hizmet etmek üzere inþa
edildiðini, daha çok eksiði
olduðunu, bugüne kadar verilen
desteðin bundan sonra da devam
edeceðine olan inancýný ifade etti.
Alevilerin ibadet yerleri olan
Cemevlerinin yasal statüye
kavuþturulmasýný, Diyanetin
laðvedilmesini, Zorunlu din
Derslerinin kaldýrýlmasý için,
demokrasi güçleriyle birlikte
mücadeleye devam edeceklerini
vurguladý.
Açýlýþa katýlan PSAKD MYK
Üyesi / Kültür Sanat Sekreteri
Erdal YILDIRIM’da, PSAKD
Bursa þubesi tarafýndan inþa
edilen Kültür Merkezinin “sadece
Alevi inancýnýn yaþatýlmasýna
yönelik deðil, ayný zamanda
ülkede sürdürülen demokrasi,
insan haklarý ve gerçek anlamada
laiklik mücadelesi için de birer
mevzi olduðunu” bu nedenle
özellikle Bursa Þubesi
yöneticilerine, üyelerine ve
emeði geçen herkese teþekkür
ettiðini belirtti.
AKP hükümetinin adýna
‘Sivil Anayasa’ dediði, ama
hiçbir sivil toplum örgütünün
fikrinin alýnmadýðý; birkaç
hukukçuya sipariþ verilen ve
12 Eylül anayasasýndan pek
farký olmayan; kiþi hak ve
özgürlükleri konusunda
baskýcý, yasakçý, farklýlýklarý
tanýmayan bir anayasa
çalýþmasýnýn sürdüðünü, bu
anayasanýn bir aldatmaca
olduðunu sözlerine ekleyen
Yýldýrým, Cemevlerinin yasal
statüye kavuþturulmasý;
Diyanetin Laðvedilmesi, Zorunlu
Din Dersi Uygulamasýnýn
Kaldýrýlmasý, Alevi Köylerine
zorla cami yapýlmasýnýn
durdurulmasý; Nüfus
Cüzdanlarýndan din hanesinin
kaldýrýlmasý taleplerini bundan
sonra da ülkedeki demokrasi
güçleriyle birlikte
haykýracaklarýný vurgulayarak
konuþmasýný bitirdi.
Açýlýþ etkinliði daha sonra
sanatçýlar Yusuf Gül, Grup
Özlem, Cihan Çelik, Grup
Kucaklaþma ve Koma Rozerin’in
türküleriyle devam etti ve geç
saatlere kadar sürdü.
ALEVÝ HABER AJANSI
Yýldýrým, “ülkemizde son
BURSA
süreçte yaþanan
olumsuzluklarýn, toplumsal
barýþý saðlamak yerine
GEREKLÝ TELEFONLAR
giderek ayrýþtýrmaya,
Kaymakam
441 30 09
çatýþmaya ve linç
Kaymakamlýk Yazý Ýþ. 441 34 10
kültürüne hizmet etmeye Sos. Yar. ve Day.
441 39 77
Özel Ýdare
441 31 01
yönelik olduðunu; bu
Nüfus
441 31 02
ülkedeki tüm katmanlarýn Belediye Baþkanlýðý 441 37 44
441 30 16
bu oyunu hep birlikte boþa Milli Eðitim Müd.
Halk Eðitim Müd.
441 30 48
çýkarmasý gerektiðini,
Askerlik Þubesi
441 30 10
441 35 20
ülkemizin sorunlarýnýn yine Kapalý Spor Salonu
Devlet Hastanesi
441 30 15
ülke içinde
Ýlçe Saðlýk Grup Bþk. 441 36 32
Tapu Sicil
441 32 49
çözümleneceðini; daha
C.Savcýlýðý
441 30 18
önce yapýlan
Adliye
441 35 38
operasyonlarýn çözümsüz Adliye
441 30 18
Kütüphane
441 30 19
kaldýðýnýn meydanda
H.B.V Kültür Merkezi 441 33 94
olduðunu, bu nedenle
Müze
441 30 22
Turizm Danýþma
441 36 87
öncelikle silahlarýn
Emniyet Amirliði
441 26 97
susmasý gerektiðini; Pir
Karakol Amirliði
441 36 66
441 30 52
Sultan Abdal örgütlülüðü Jandarma
Ýlçe Tarým
441 30 20
olarak demokratik bir
Lise
441 37 74
Kýz Meslek Lisesi
441 31 08
ülkede bir arada yaþama
Mal Müdürlüðü
441 30 56
için duyarlýlýk ve
Kadastro
441 35 37
Karaburna Belediye
453 51 30
çabalarýnýn süreceðini"
Kýzýlaðýl Belediye
455 61 29
ifade etti.
PTT.
441 35 55
Yýldýrým, konuþmasýna
PSAKD‘nin AÝHM’de
sürdürdüðü Zorunlu Din
Dersleri ile ilgili davayý
kazandýðýný; Ýstanbul,
Ýzmir, Mersin vb bir çok
yerde açýlan davalarýn
hukuksal sürecinin devam
T.M.O.
441 30 11
Ziraat Bankasý
441 33 26
Þoförler Cemiyeti
441 30 74
Esnaf Odasý
441 37 42
Tarým Kredi Koop.
441 32 76
TEDAÞ
441 31 42
Çiftci M.K.Baþkanlýðý 441 36 80
Sulucakarahöyük Gzts 441 39 47
Taþýyýcýlar koop
441 20 06
Nevþehir Seyahat
441 30 43
Þanal
Seyahat
441 33 59
Mermerler Seyehat
441 21 73
31 Ekim 2007 Çarþamba
Kardelen Ayþe Kardelen Ayþe güvencen nerede kadron nerede
okuyan genç öðretmen (ve tabii ki proje ve
destekçisi durumundaki GSM þirketi)
hedefine ulaþmýþtýr ve yeni kardelenler
yetiþtirmektedirler. Reklam filminde
“Kardelen Ayþe” olarak sunulan Elif
öðretmenin gerçek öyküsü ise madalyonun
öbür yüzünü bütün çýplaklýðý ile gözler
önüne seriyor. Bütünlüklü politikalar
olmadan lokal projelerle nereye kadar
gidilebileceðini gösteriyor.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Yaþar Doðan Özçelik
Eðitim-Sen Hacýbektaþ temsilciliði
“Kardelen Ayþe Kardelen Ayþe Güvencen
Nerede Kadron Nerede” baþlýklý basýn
açýklamsý ile Türkiye’nin hýzla sosyal devlet
olmaktan uzaklaþtýðýný belirtti.
Konu ile ilgili olarak yapýlan basýn
açýklamasýnda þu görüþlere yer verildi:
“Anayasamýz hala öyle olduðunu
söyleye dursun ama memleketimiz hýzla
sosyal devlet olmaktan uzaklaþýyor. Artýk
sosyal sorunlara karþý kamunun yerine
getirmesi gereken sosyal yükümlüklerden
söz eden yok. Bunun yerine projeler ve
piyasacý paydaþlar dönemine girmiþ
bulunuyoruz. Hükümetimiz her sosyal
soruna bir proje üretiyor; her projeye de
onu destekleyen bir þirket bulunuyor.
Böylece sosyal yükümlülüklerin yerine
getirildiðine, sorunlarýn çözülebileceðine
inanýlmasý bekleniyor.
“Kýz çocuklarýn ve kadýnlarýn eðitime
ulaþýmý sorunu” mu dediniz, hemen bir
proje üretiliyor. “Kadýn yoksulluðu” mu
dediniz, ona da bir proje. Piyasa
mekanizmalarý içinde kadýn giriþimciliði
ve mikro kredi uygulamasý ile yoksulluðun
ortadan kaldýrýlabileceði öne sürülüyor.
Ülkemizin en büyük kartellerini
oluþturmaya baþlayan medya da bu
düzeneðin içinde ve tam yol destekçisi.
Böylece gazete sayfalarýndan, televizyon
ekranlarýndan ve reklam karelerinden,
projelerle kurtarýlmýþ hayatlar, mutlu sonla
biten sýmsýcak masallar servis ediliyor
bizlere.
Oysa madalyonun öbür yüzü çok farklý.
Bize sunulanlar birer masaldan ibaret. Kadýn
yoksulluðu ya da eðitime ulaþým sorunu
piyasa mekanizmalarý içinde çözülebilecek
türden deðil. Piyasanýn hangi sosyal sorunu
çözebileceði ise ayrýca üzerinde durmaya
deðer bir konu. Kadýn yoksulluðuna karþý
yürütülen projelere ya da kadýnlarýn
giriþimci olmalarýna karþý deðiliz ancak
sorunun çözümünün tümüyle bu
uygulamalara havale edilmesini kabul
edilemez buluyoruz. Medya, lokal projelerle
sorunlarýn çözülebileceði masalýný servis
ededursun çýplak gerçek þu ki, ülkemizde
son yýllarda devlet, hýzla sosyal devletin
yükümlülüðü olan alanlardan çekilmekte
ve ortaya çýkan boþluðun piyasa
mekanizmalarý içinde küçük teþviklerle ya
da bir iki yýllýk lokal projelerle doldurulacaðý
öne sürülmekte iken, sorunlar artarak devam
ediyor. Yaþadýðýmýz güncel bir örnek;
cinsiyet eþitsizliði, kadýnlarýn ve kýz
çocuklarýnýn eðitime ulaþýmý ya da kadýn
yoksulluðu gibi kaynaðý derinlerde olan ve
çok geniþ kesimleri etkileyen sorunlarýn
ancak saðlam devlet politikalarýyla
aþýlabileceði gerçeði göz ardý edilerek
“haydi kýzlar okula” ya da “kardelenler”
gibi lokal projelerle çözülebileceði
yaklaþýmýnýn ne denli yanýltýcý olduðunu
gözler önüne sermeye yetti.
Son günlerde bütün televizyon
kanallarýnda izleyenlerin içini ýsýtan,
gözlerini yaþartan bir reklam filmi
oynatýlýyor. Reklamlarda “Kardelenler”
kampanyasý ile okuyan genç bir öðretmenin
öyküsü anlatýlýyor. Kampanya sayesinde
“Kardelen Ayþe” reklamýnýn kahramaný
Elif öðretmen reklamda olduðu gibi bursla
okumuþ ve þu anda Mardin Yeþilli’de
öðretmenlik yapýyor. Ancak tatlý masal
esintileri burada sona eriyor. Çünkü o,
aslýnda kadrosuz bir öðretmen. Büyük
güçlüklerle ve bursla okuyup Eðitim
Fakültesini bitirebilmiþ olmasýna raðmen
Milli Eðitim Bakanlýðýnca kadrolu atamasý
yapýlmayan binlerce iþsiz öðretmenden
birisi o. Bu nedenle ayda 300 YTL maaþla
vekil öðretmenlik yapýyor. Baþka bir ifade
ile asgari ücretin altýnda bir ücretle çalýþýyor
ve iþgüvencesi yok. Bitmedi: O, mesleðini
eðitimini aldýðý branþta yapamýyor. Aslýnda
sosyal bilgiler öðretmeni ama atama
sorunundan ötürü Ýngilizce öðretmeni olarak
çalýþýyor. Üstelik Kardelen Ayþe’nin SSK
primleri çalýþtýðý süre üzerinden deðil ayda
15 gün üzerinden yatýrýlýyor.
Ýþte sosyal devlet uygulamalarýnýn yerini
alan piyasa mekanizmalarýnýn ve projeye
dayalý çözümlerin geldiði/gelebileceði nokta
bu. Takvim gazetesinin haberi ile gerçek
hayatýný öðrendiðimiz Kardelen Ayþe,
Eðitim Fakültelerinden mezun olmuþ ama
atamalarý yapýlmadýðý için iþsizlikle
güvenceden yoksun olarak ve açlýk sýnýrýnýn
altýnda çalýþma arasýnda tercih yapmak
zorunda býrakýlan binlerce Eðitim Fakültesi
mezununun sorunlarýna ýþýk tutarken, kadýn
yoksulluðu ve eðitim sorunlarýna sosyal
devlet uygulamalarý yerine lokal projelerle
üretilen çözümlerin sýnýrlarýný da gösteriyor.”
SATILIK TARLA
250 dekar
ÝLAN
Karayalcýn Parký Ýçinde
bulunan “Bektaþ Sofrasý”
satýlýktýr.
Tel: 441 25 26
8 parça tarla
satýlýktýr.
Müracat:
Hasan Danacý
Tel: 0384 441 31 62
HACIBEKTAÞ
31 Ekim 2007 Çarþamba
Alevi Dosyasý -5Gazeteci Recai
Aksu’nun
Sulucakarahöyük
Gazetesi için
Recai Aksu
hazýrladýðý ‘Alevi
[email protected]
Dosyasý’ yazý
dizisinde yer alan araþtýrmacý
yazar Esat Kokmaz ile yapýlan
röportajýn geniþ özetinin birinci
bölümünü yayýnlýyoruz.
Alevilik-Bektaþilik bir “ateizm”
deðildir
--Sizin ifadenizle “Ýlahi ezber”e uyan
Alevi-Bektaþi sayýsý az deðil bugün.
Alevilerin büyük bir bölümü cemevinde
ibadet ediyor, ama camiye giden, oruç
tutan, namaz kýlan Aleviler de var. Bir
kýsmýnýn ise bunlarla hiçbir iliþkisi yok.
Nedir bu durum?
Alevilik geçmiþte tek bir bütün idi:
Ortaçað’da temel üretim zemininde, yani
toprak-otlak ve topraða-otlaða girdi üreten
kentsel yapý üzerinde belirleyici üretici
güçleri kucaklayan, onlarý esenliðe
çýkartacak olan bâtýni kurtarýcý bilinçinançtý. Bir topluluk bilinci-inancý olmasýna
karþýn sýnýf yoðun karakteri nedeniyle
çalýþan-üreten olmak koþuluyla tüm
Anadolu insanýnýn çýkarlarýný-özlemlerini
kucaklayabildi. Ne var ki artýk Ortaçað’da
yaþamýyoruz: O günden bugüne AleviBektaþi zeminde ciddi sýnýfsal ayrýþmalar
oldu. Diþe dokunur bir Alevi-Bektaþi
burjuvazisinin varlýðýndan söz edebiliyoruz
artýk. Sistemin Alevilere-Bektaþilere
yönelik “oyunlarýný” da iþin içine
kattýðýmýzda, kimileri kalkýp kendini
yaratan toplumsal kaynaða “ihanet ederek”
resmi dünyaya taþýnmak ya da sað siyaset
zemininde kimlik edinmek gibi çabalara
girebiliyor. Yaþanan yabancýlaþmaya koþut
sayýlarý tedirginlik yaratacak boyutta
olmasa da kimi Aleviler-Bektaþiler hem
camilere gidiyor, oruç tutuyor hem de
cemevine gidiyor, ceme katýlýyor. Kimi
Alevilerin-Bektaþilerin ne cami ile ne de
cemevi ile ilgili gözükmemeleri,
devrimciliðin, sosyalistliðin bir dýþa
vurumu olarak algýlanmalýdýr. AlevilikBektaþilik bir “ateizm” deðildir: Kendisini
bilimsel olarak ifade edebilme þansýna
sahip felsefe-inançtýr; bu baðlamda bir
bilgelik öðretisidir. Tanrýsýz bir doðaya ve
tanrýsýz bir insana ulaþmayý amaç edindiði
için dýþarýdan bakýldýðýnda daha az inanç
kaynaðý arama çabasý gibi görünebilir.
Sosyalist sol baðnazlýk bu derinliðin farkýna
varamadýðý için kendi birey algýsýný
nesnelliðin yerine koyuyor; tarihseltoplumsal bir olgu olan AleviliðiBektaþiliði özlemlerine göre
biçimlendirmeye çalýþýyor.
—Alevilik-Bektaþilikte tek bir
bütünden söz edilebilir mi?
Biraz önce söylediðim koþulda AlevilikBektaþilik adýna “tek bir bütün”den söz
edilemez. Güncellenecek ve geleceðe
taþýnacak Aleviliðin-Bektaþiliðin içini kim
dolduracaktýr? sorusunun yanýtý bizim
Alevilik-Bektaþilik adýna nerede ve kime
karþý duracaðýmýzý, nasýl bir Alevi-Bektaþi
tanýmýný sahipleneceðimizi gösterir.
Güncellenecek ve geleceðe taþýnacak
Aleviliðin-Bektaþiliðin içini Alevi
burjuvazisi deðil, sað siyaset zemininde
kimlik arayýþýna çýkanlar deðil, bunlarýn
dýþýnda kalan ve Alevilerin-Bektaþilerin
çalýþan-üreten durumundaki ezici
çoðunluðu dolduracaktýr.
Aleviler-Bektaþiler inanmayana da
Aleviler ne istiyor
saygý duyarlar
—Alevi zeminde kendisini ateist olarak
ifade edenlerde var…
Alevilik-Bektaþilik ateizm deðildir.
Ateist olup da Alevi olduðunu söyleyenler
bir “ürpertiye” yol açsa da sorun, “sorun”
durumuna gelmiyor. Bunun nedeni bir
Alevinin-Bektaþinin amacý ile bir ateistin
amacýnýn yer yer örtüþmesidir. Bir ateist
inancý tümüyle yadsýyarak insaný ve doðayý
özgürleþtirmeye çalýþýr. Bir Alevi-Bektaþi
ise tanrýsýz bir insana ve tanrýsýz bir doðaya
ulaþmaya; doðrudan insanýn kendisini ve
doðrudan doðanýn kendisini Tanrý kabul
ederek insaný ve doðayý özgürleþtirmeye
çalýþýr.
“Örtüþme” nedeniyle AlevilerBektaþiler inanmayana da saygý duyarlar,
onaylamasalar da sorun durumuna
getirmezler. Bâtýnilikte inanç, tüm
tektanrýcý dinlerin tersine “düþünülerek”
üretilen bir olgudur; insanýn ve doðanýn
aklýnýn sonuçlarýdýr. Bu niteliðiyle aydýnýndemokratýn-sosyalistin inanmak için gerekli
altyapýsýný oluþturur. Aydýn olmayan
mürekkep yalamýþlarýn ve sosyalistlerin
kafasýndaki baðnazlýk, bu derinliðin
anlaþýlmasýný engelliyor. Alevi inancýný,
hesaplaþtýklarý metafizik idealist inançlarla
ayný kaba koyuyor ve ondan sakýnýyor,
uzak duruyor. Kendi ilericiliðinin kanýtý
anlamýnda, “Ben Aleviliðin devrimci yanýný
seviyorum, inanç yaný beni ilgilendirmiyor”, diyenler bana göre düþünemeyen
gülünç figürlerdir.
--Bu yýl Mevlana yýlý. Cem Vakfý
Mevlevilik ile Aleviliði neredeyse
özdeþleþtirdi.
Mevlevilikle Aleviliðin bir baðý var mý?
Aleviliðin-Bektaþiliðin Mevlevilik ile
belirleyici anlamda bir akrabalýðý yoktur.
Geçmiþte Mevlana sað iken Mevlana’nýn
etkin olduðu kent koþullarýnda Þems’in
temsil ettiði felsefe-öðreti-inanç Bâtýni kol
olarak algýlanýyordu. Þems aracýlýðýyla
Mevlana ve Mevlana hareketiyle bir
akrabalýk kuruluyordu. Mevlana’nýn
ölümünü izleyen süreçte Þems ve Þems
düþüncesi boðuldu. Dýþarýdan bakýldýðýnda
Alevilik-Bektaþilik ile Mevleviliðin yan
yana duruyor gözükmesi, en entelektüel
Sünni tasavvufu kullandýðý için doðal
olarak Bâtýni tasavvufu kullanan AleviliðeBektaþiliðe yakýn konumlanmasýndan
kaynaklanýr. Mevlevilik kentlerde Selçuklu
egemeninin beþinci kolu olarak örgütlenmiþ
Sünni bir tarikattýr. Alevilik-Bektaþilik
kýrda, temel üretim zemininde belirleyici
üretici güçleri örgütleyen ve egemene karþý
duruþ alan Bâtýni bir tarikattýr/yoldur.
Meþru sultanlarýna isyan eden
Türkmenlerin büyük bir günah iþlediðini,
öldürülmeye müstehak asiler olduklarýný,
merhamet edilmeyerek tümünün kýlýçtan
geçirilmelerinin gerektiðini savunan
Mevlevilik ve þeriatçý Ýslamlýðý ideoloji
edinen Selçuklu egemeniyle tam bir
hesaplaþmaya girdi Bektaþilik. Toplumsal
haksýzlýða duyarlý kýrsal kesimde hýzla
yaygýnlaþtý. Bu kapýþmadan, tüm Sünni
baský ve kuþatýlmýþlýða karþýn Anadolu
insanýnýn sesi Bektaþilik yengiyle çýktý ve
bugünlere taþýndý.
Alevilik-Bektaþilikte tasavvuf
edebiyat demektir
--Alevi televizyonlarý, radyolarý ve
dergilerinde nasýl bir çizgi izleniyor?
Sanat ve edebiyata ne kadar ilgi
gösteriyorlar?
-Alevi-Bektaþi zemine yönelik yayýn
yapan televizyonlar ve dergiler, çaðdaþ,
laik ve demokrat bir çizgiyi kendine rehber
edinmiþ yayýn organlarýdýr. Bu topraðýn
tanýdýðý en gerçekçi siyaset-politika AleviBektaþi tarihi olduðuna göre, bu tarihi
güncelleme eylemine geçen her radyo,
televizyon ya da dergi doðrudan demokrasi
temelli Alevi-Bektaþi gerçekçiliðinin
taþýyýcýsý olmak zorundadýr.
Efendim, Alevilik-Bektaþilikte tasavvuf
edebiyat demektir. Bâtýnilikte, insan
içindekileri dýþarýya taþýrken, bu bir
yükümlülük de olabilir, bir özlem, bir
söylence de olabilir tasavvufu araç olarak
kullanmak, yani edebiyat ya da sanat
yapmak zorundadýr. Örneðin semah ya da
müzik bir güzel sanatlar-sanat ürünüdür.
Bir Alevi-Bektaþi yükümlülüklerini,
özlemlerini, söylencelerini güzel sanat ya
da sanat ürünü durumuna getirince, yani
dans etmeye, türkü söylemeye baþlayýnca,
ibadet etmeyi de öðrenmiþ olur; bu
gerçeklik, yaþamda metafiziðin kökünü
kazýr.
Ýbadet folklör olamaz
--Cemevlerine ayný zamanda kültürevi
diyenler ve Alevi inanç uygulamasýný
folklör olarak görenler var.Bu yaklaþýma
ne diyorsunuz?
Aleviler cemevlerine, “Cem ve Kültür
Evi” derler. Böyle demekle ibadet ettikleri
yerle ilintili bir gerçeði dile getirmek
isterler. Ancak, ibadet folklör olamaz;
özellikle semah hizmetinin cemevi dýþýnda
özel giysilerle dönülmesi böylesi bir yargý
uyandýrmaktadýr. Kültürün özgün
geçmiþinde, semah hizmeti cemde “içeri
semahlarý”, cem dýþýnda “dýþarý semahlarý”
adýyla dönülerek yerine getiriliyordu.
Bugün bu ayrým kalktýðý için ya da AleviBektaþi zemindeki bilgi donanýmý bu ayrýmý
algýlayacak düzeyde olmadýðý için, özel
giysilerle her yerde dönülen semah, folklör
algýsý uyandýrmaktadýr. Cemdeki kimi
törenlerin folklör algýsý uyandýrmasýnýn bir
ikinci nedeni daha vardýr: Sýralý erkânlardan
oluþan cemde her erkân yerine getirilirken
“halk bilgeliðinin dili” ve “felsefi bilgeliðin
dili” olmak üzere iki dil kullanýlýr. Halk
bilgeliðinin dili ile folk dil ortaktýr. Bu
ortaklýk nedeniyle erkânýn kendisi de
folklör algýsýnýn içine taþýnmaktadýr.
Diyanet kökten dinci kesimlerden
gelecek tehlikeye karþý kurulmuþtu
—Aleviler ne istiyor?
Aleviler çaðdaþ olmayý ya da çaðdaþ
olaný yaratmayý; aklý inançtan, bilimi
dinden baðýmsýzlaþtýrmayý; gerçek AleviSünni kardeþliðini kurmayý, çaðdaþ insanlýk
ve demokrasi deðerlerine sahip çýkarak
toplumu ve bireyi kilitleyen zincirleri
kýrmayý; özgürlükleri, eþitliði, halk
egemenliðini, ideolojik ve siyasal
çoðulculuðu yaþama geçirmeyi, “temel ve
vazgeçilmez yükümlülükler” olarak
görüyor.
Aleviler, Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn
çatýsý altýnda yer almak istemiyorlar.
Çünkü, devlet yapýsýnda böylesi bir örgütün
bulunmasýný laiklikle baðdaþtýramýyorlar.
Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn Atatürk
döneminde, devrimlere karþý köktendinci
Sünni kesimden gelmesi olasý tehlikelere
karþý kurulmuþtu. Varlýk nedeni olan bu
tehlikelerin ortadan kalkmasýyla örgüt
varlýðýnýn da sonlandýrýlmasý
amaçlanýyordu. Ne var ki geliþmeler
amaçlandýðý gibi olmadý. Diyanet gittikçe
güçlendi. Laik bir toplumda devlet, ne
“dinlidir ne de dinsiz”. Devletin “inanç
özgürlüðünü saðlamakla” yükümlü olmasý,
bireyin “inançlý ya da inançsýz”
olabileceðinin; buna karþýn, devletin bir
inancýnýn “olamayacaðýnýn” önkoþul olarak
kabul edilmesi demektir. Aleviler zorla din
eðitimi verme, Alevi yerleþim birimlerine
cami yaptýrma ve imam atama, iþ ve
bürokrasi alanlarýndan Alevileri dýþlama”
uygulamalarýnýn, Osmanlý’nýn þiddete
dayalý “asimile” yönteminin Cumhuriyet
dönemindeki devamý olduðuna inanýyorlar
ve bu uygulamalarýn sona erdirilmesini
istiyorlar.
Camileri “ortak ibadet yeri” olarak
görmüyorlar; kendi inançlarýnýn gereklerini,
kendi ibadet yerlerinde, yani “cemevleri”
nde özgürce yerine getirmek istiyorlar.
Çocuklarýna, “devlet zoruyla din dersi
verilmesini” bir “zulüm” olarak algýlýyorlar
ve bu uygulamanýn en azýndan Türkiye’nin
de imzaladýðý “Çocuk Haklarý Sözleþmesi”
ne aykýrý olduðunu býkmadan usanmadan
yineliyorlar. Bu topraðýn yurttaþlarý,
aydýnlanma yaratýcýlarý olarak “kýyýma”
uðramak istemiyorlar artýk. Bu isteðin bir
kanýtý anlamýnda onlarca insanýn diri diri
yakýldýðý Sivas/Madýmak Oteli’nin, “Sivas
Utanç Müzesi” olarak düzenlenmesini talep
ediyorlar.
Devam edecek
Yarýn: Türkiye “kapitalist enternasyonalle”
karþý karþýya mý?
Ýbadet folklör olur mu?
Kýzýlderili Þef Seattle’ýn Beyaz Saray’a mektubu
Bu konuþma 1854'de Kýzýlderili Þef
Seattle tarafýndan halkýnýn topraklarýný
satmasý istenmesi üzerine bir cevap olarak
yazýlmýþtýr. Bu konuþma Washington'da
muhafaza edilmiþ ve Amerikan Expo 74'de
sunulmuþtur.
teklifinizi düþüneceðiz. Sizden ayrý ve barýþ
içinde yaþayacaðýz. Geri kalan günlerimizi
nerede geçirdiðimiz çok az önemli.
Çocuklarýmýz babalarýnýn yenilgiyle aþaðýlan
dýðýný gördüler. Savaþçýlarýmýz utanç duydu
ve yenilgiden sonra günlerini aylaklýk etmek
ve vücütlarýný tatlý yiyecekler ve sert içkilerle
kirletmekle harcýyorlar. Kalan günlerimizi
nerede geçirdiðimiz önemli deðil. Çok
deðiller.
Son zamanlarda UNEP (Birleþmiþ
Milletler Çevre Programý) tarafýndan
yayýnlanýp, çevre üzerine þimdiye dek
yapýlmýþ en güzel ve en içten anlatým olarak
tanýmlanmýþtýr.
Birkaç saat, birkaç kýþ ve bu dünyada
bir zamanlar yaþamýþ büyük kavimlerin
veya þimdi ufak topluluklar halinde ormanda
dolaþanlarýn çocuklarý da kalmayacak. Bir
zamanlar sizinkiler gibi güçlü ve umutlu
olanlarýn mezarlarýnda yas tutmak için. Ama
niçin halkým geçip gidiyor diye yas tutayým
? Kavimleri insan yapar. O kadar. Ýnsanlar
gelir ve gider. Denizin dalgalarý gibi.
Washington'daki büyük þef
topraklarýmýzý almak istediði konusunda
sözünü göndermiþ. Büyük þef ayný zamanda
dostluk ve iyi niyet sözlerini göndermiþ. Bu
çok nazik bir hareket. Çünkü karþýlýk olarak
bizim dostluðumuza çok az ihtiyacý var.
Ama biz teklifini düþüneceðiz. Çünkü
biliyoruz ki, eðer satmazsak beyaz adam
silahlarla gelip topraðýmýzý alabilir.
Gökyüzünü, topraðýn ýsýsýný nasýl alýp
satabilirsiniz? Bu fikir bize garip gelir. Eðer
biz havanýn tazeliðine ve sularýn parýltýsýna
sahip deðilsek, onlarý nasýl satýn alabilirsiniz?
Bu dünyanýn her parçasý benim insanlarým
için kutsaldýr. Her parlayan çam iðnesi,
bütün kumlu sahiller, karanlýk ormanlardaki
sis, her açýk alan, výzýldayan böcek, halkýmýn
deneyim ve anýlarýnda kutsaldýr. Aðaçlarýn
gövdelerinden akan sular kýzýlderililerin
anýlarýný taþýr.
KIZ KARDEÞLERÝMÝZ
Beyaz adamýn ölüleri yýldýzlar arasýnda
yürümeye gittiklerinde, doðduklarý ülkeyi
unuturlar. Bizim ölülerimiz bu güzel dünyayý
asla unutmazlar. Çünkü o kýzýlderili'nin
anasýdýr. Biz dünyanýn parçasýyýz ve o da
bizim parçamýz. Güzel kokan çiçekler bizim
kýzkardeþlerimizdir; geyik, at, büyük kartal,
bunlarsa bizim erkek kardeþlerimiz, kayalýk
tepeler, çayýrlardaki ýslaklýk, tayýn vücut
ýsýsý ve adam, hepsi ayný aileye aittir.
Öyleyse, Washington'daki büyük þef
topraðýmýzý almak isteyince bizden çok þey
istiyor.
Büyük þef bize rahatça yaþayabileceðimiz bir yer ayýracaðýný söylüyor. O bizim
babamýz ve biz de onun çocuklarý olacaðýz.
Öyleyse, topraðýmýzý alma teklifini
düþüneceðiz, ama bu kolay olmayacak.
Çünkü bu toprak bizim için kutsaldýr. Dereler
ve nehirlerden akan, parýldayan sular, sadece
su deðil ama atalarýmýzýn kanlarýdýr. Eðer
size toprak satarsak, onun kutsal olduðunu
hatýrlamalýsýnýz, ve çocuklarýnýza da onun
kutsal olduðunu öðretmelisiniz. Göllerin
berrak suyundaki her hayali yansýma,
halkýmýn yaþamýndan anýlar ve olaylar
anlatýr. Suyun mýrýltýsý babamýn babasýnýn
sesidir. Nehirler erkek kardeþlerimizdir,
susuzluðumuzu giderdiler, nehirler
kanolarýmýzý taþýrlar ve çocuklarýmý-zý
beslerler. Eðer size topraðýmýzý satarsak,
hatýrlamalýsýnýz ve çocuklarýnýza öðretmelisi
niz ki nehirler bizim kardeþlerimizdir ve
sizin de; bundan dolayý nehirlere herhangi
bir kardeþe göstereceðiniz kibarlýðý göstermelisiniz.
Kýzýlderili her zaman ilerleyen beyaz
adam önünde geri çekilmiþtir. Daðlardaki
sisin sabah güneþi önünde kaçýþý gibi. Ama
babalarýmýzýn külleri kutsaldýr. Mezarlarý
kutsal topraklardýr ve bu tepeler, aðaçlar,
dünyanýn bu parçasý bize sunulmuþtur. Beyaz
adamýn bizim adetlerimizi anlama- dýðýný
biliyoruz. Topraðýn bir parçasý diðeri ile
ayný onun için, çünkü geze gelip topraktan
ihtiyacý olaný alýp giden bir yabancýdýr o.
Dünya onun kardeþi deðil ama
düþmanýdýr ve onu fethetti mi ilerlemeye
Tanrýsý kendisiyle arkadaþ gibi konuþan
ve yürüyen beyaz adam bile bu ortak
kaderden ayrý tutulamaz.
Hepimiz kardeþ de olabiliriz. Göreceðiz.
Bildiðim bir þey var ki, beyaz adam belki
birgün keþfeder. Tanrýmýz ayný tanrý. Þimdi
sizin bizim topraðýmýza sahip olmak
istediðiniz gibi ona da sahip olduðunuzu
düþünebilirsiniz. Ama olamazsýnýz. O
insanýn Tanrý'sý, ve þefkati kýzýlderililer için
de beyaz adam için de ayný. Bu dünya onun
için deðerli, ve dünyaya zarar vermek onun
yaratýcýsýný küçümsemektir. Beyazlar da
geçip gidecek. Belki bütün diðer kavimler
den önce. Yataðýna pislik yýðmaya devam
et, bir gece kendi pisliðinde boðulacaksýn.
Kýzýlderili Þef Seattleýn
devam eder. Babalarýnýn mezarlarýný geride
býrakýr ve aldýrmaz. Çoculardan dünyayý
kaçýrýr. Aldýrmaz. Babalarýnýn mezerlarý ve
çocuklarýnýn haklarý unutulmuþtur. Annesi
dünyaya ve kardeþi göðe, satýn alýnan, yaðma
edilen, koyunlara ya da parlak boncuklar
gibi deðiþilen birer malmýþ gibi davranýr,
iþtahý dünyayý yiyip bitirecek ve geride
sadece bir çöl býrakacaktýr.
Bilmiyorum bizim yollarýmýz sizinkiler
den farklý. Sizin þehirlerinizin görünümü
Kýzýlderili'nin gözlerine acý verir. Ama bu
belkide Kýzýlderili vahþi olduðundan ve
anlamadýðýndandýr. Beyaz adamlarýn þehir
lerinde sakin yer yoktur. Baharda yapraklarýn
açýlýþýný ya da böceklerin kanat vuruþlarýný
duyacak yer yoktur. Ama bu belkide benim
vahþi olmamdan ve anlamadýðýmdandýr.
Ýnsan bir kuþun yanlýz aðlayýþýný veya su
birikintisi etrafýnda tartýþan kurbaðalarýn
seslerini duymazsa hayatýn anlamý nedir?
Bir Kýzýlderiliyim ve anlamam. Kýzýlderili
su birikintisi üzerine vuran rüzgarýn yumaþak
sesini ve yaðmurun temizlediði ya da çamý
koku verdiði rüzgarýn kokusunu yeðler.
DEÐERLÝ HAVA
Hava Kýzýlderili için deðerlidir. Çünkü
her þey ayný nefesi paylaþýr. Hayvanlar,
aðaç, adam, hepsi ayný nefesi paylaþýr. Nefes
aldýðý hava, beyaz adamýn dikkatini çekmi
yor gibi. Pek çok günden sonra ölen adam
gibi kötü kokuyla uyumuþ. Ama eðer size
topraðýmýzý satarsak, havanýn bizim için
deðerli olduðunu hatýrlamalýsýnýz, çünkü
hava, saðladýðý tüm yaþamla ayný ruhu taþýr.
Büyükbabamýza ilk nefes veren rüzgar,
onun soluðunu da kabul edendir ve rüzgar
çocuklarýmýza yaþam ruhun da vermelidir
ve eðer size topraðýmýzý satarsak, onu, beyaz
adamýn bile gidip çayýrýn çiçeklerinin tat
verdiði rüzgarý tadabileceði bir yer olarak,
ayrý ve kutsal tutmalýsýnýz.
Ve topraðýmýzý alma teklifini düþüneceðiz. Eðer kabul etmeye karar verirsek bir
þart koyacaðým. Beyaz adam bu topraðýn
hayvanlarýna kardeþleri gibi davranacak.
Ben vahþiyim ve baþka bir yoldan
anlamam. Çayýrlarda çürüyen binlerce
bufalo gördüm, beyaz adamýn geçen trenden
vurup, býraktýðý. Ben vahþiyim ve dumanlý
demir atýn, bizim sadece canlý kalmak için
öldürdüðümüz bufalodan nasýl daha önemli
olabildiðini anlamýyorum.
Hayvanlar olmadan insan nedir? Eðer
bütün hayvanlar bitse, insan, ruhun büyük
yanlýzlýðýndan ölürdü. Çünkü hayvanlara
ne olursa, insana da aynýsý olur, kýsa süre
içinde. Her þey birbirine baðlýdýr.
Ayaklarý altýndaki topraðýn büyükbabalarýmýzýn külleri olduðunu çocuklarýnýza
öðretmelisiniz. Böylece topraða saygý
duyarlar. Çocuklarýnýza, topraðýn akrabalarý
mýzýn yaþamlarýyla dolu olduðunu söyleyin.
Çocuklarýnýza bizim çocuklarýmýza
öðrettiðimizi öðretin. Dünya annenizdir.
Dünyaya ne olursa, dünyanýn oðullarýna da
aynýsý olur. Eðer insanlar yere tükürürse
kendi üzerlerine tükürürler.
Bunu biliyoruz biz. Dünya insana ait
deðildir. Ýnsan dünyanýndýr. Bunu biliyoruz
biz. Bütün herþey bir aileyi baðlayan kan
gibi birbirine baðlýdýr.
Dünyaya ne olursa dünyanýn oðullarýna
da o olur. Hayat aðýný insan örmedi, o sadece
bir lif onun içinde. Aða ne yaparsa kendine
yapar. Dalgalar gibi.
Ama halkým için ayrýlan bölgeye gitme
Ama yok oluþunda, seni bu topraklara
getiren ve özel bir nedenle sana bu toprak
ve kýzýlderili üzerinde hakimiyet veren
Tanrý'nýn gücüyle yakýlmýþ olarak parlayacaksýn. Bu son, bize bir sýr, çünkü biz
bufalolar katledildiðinde, vahþi atlar
ehlileþtirildiðinde, ormanýn gizli köþeleri
pek çok insanýn kokusuyla dolduðunda, ve
diri tepelerin görünümü konuþan tellerle
lekelendiðinde anlamýyoruz. Çalýlýk nerede
? Gitmiþ! Ve kývrak taylarla av hayvanlarýna
elveda demek nedir ? Yaþamýn sonu ve
yaþamaya çalýþmanýn baþlangýcý.
Öyleyse, topraðýmýzý alma teklifinizi
düþüneceðiz. Kabul edersek, bu vadettiðimiz
ayrýlan bölge için olacak. Orada belki, kalan
kýsa günlerimizi dilediðimizce yaþayabiliriz.
Bu dünyadan en son kýzýlderili de yok
olduðunda ve anasý sadece çayýrlar üzerinde
hareket eden bir bulutken, bu kýyýlar ve
ormanlar hala halkýmýn ruhunu muhafaza
edecekler. Çünkü halkým bu dünyayý, yeni
doðanýn annesinin yürek atýþýný sevdiði gibi
sever. Öyleyse, eðer topraðýmýzý satarsak,
onu bizim sevdiðimiz gibi sevin. Onunla
bizim ilgilendiðimiz gibi ilgilenin. Diyarýn
anýsýný onu aldýðýnýzdaki gibi saklayýn. Ve
bütün gücünüzle, bütün aklýnýzla, bütün
kalbinizle onu çocuklarýnýz için koruyun ve
sevin. Tanrýnýn hepimizi sevdiði gibi.
Bildiðimiz bir þey var. Tanrýmýz ayný
Tanrý. Bu dünya onun için deðerli. Beyaz
adam bile bu ortak kaderden ayrý tutulamaz.
Bütün bunlardan sonra, kardeþ de olabiliriz.
GÖRECEÐÝZ.
Duwarmish Kýzýlderileri'nin Reisi
Seattle / 1853
Günümüzde yeryüzünün her köþesinde,
hergün artarak devam eden aðaç ve doðal
ekosistem katliamlarý, doðanýn yýkýmý;
suyun, topraðýn, havanýn çýlgýnca kirletilmesi
ve bunlarýn doðal sonucu olarak biyolojik
çeþitliliðin giderek azalmasý, erozyon, iklim
deðiþiklikleri, çölleþme gibi olumsuzluklar
karþýsýnda bu evrensel mesajdan alýnacak
dersler yok mu?..
Asgari ücret yüzde 6 artacak
Güle oynaya Cumhuriyet Bayramý
NÝÐDE
Cumhuriyetin kuruluþunun 84.
yýldönümü Niðde'de düzenlenen törenlerle
kutlandý.
2008 yýlý programýný yayýmlayan
hükümet sosyal güvenlikte hedeflerini
belirledi. Programda ücret artýþlarýna yer
verildi. Memur maaþlarýnda yapýlan
enflasyon oranýndaki artýþýn ardýndan
gözler asgari ücrete çevrildi. Ancak
hükümet bu kez enflasyon hedefinin
üzerinde yüzde 6’lýk bir artýþ yapmayý
planlýyor. Brüt 585 YTL olan asgari ücrete
yüzde 6’lýk zam Ocak ayýndan itibaren
uygulanacak.
artýþ yapýlacak.
Hükümet asgari ücrete geçen yýl ilk
6 ay için yüzde 5.9, ikinci altý ay için ise
yüzde 4 oranýnda artýþ yapmýþtý. Programa
emekli aylýklarýna yapýlacak zam oranlarý
da konuldu. Buna göre, aylýklara Ocak
ve Temmuz aylarýnda yüzde 2 oranýnda
2008 programýnda sosyal güvenlik
kuruluþlarýnýn gelirlerinin 60.1 milyar
YTL, gelirlerinin ise 88.9 milyar YTL
olmasý öngörüldü. Bu durumda sosyal
güvenlik açýðý yüzde 4,02 olarak
hedeflendi.
Öte yandan 2008 yýlýnýn son
çeyreðinde iþsizlik sigortasýndan
faydalanma þartlarýnýn kolaylaþtýrýlmasý
ve iþsizlik ödeneði tutarlarýnýn artýrýlmasý
planlanýyor. 2007’de 403 milyon YTL
olan fon giderlerinin önümüzdeki yýl 649
milyon YTL olarak gerçekleþmesi
hedefleniyor.
TURKEY MARKET
AKP, ne varsa satmaya hazýrlanýyor.
Elektrik daðýtým ve üretim þirketleri,
köprüler, otoyollar, þeker fabrikalarý,
limanlar, hatta üniversiteler bile sýrada.....
ÖZELLEÞTÝRME RÜZGÂRI
ESTÝRECEKLER
Maliye Bakanlýðý özelleþtirme
programýný geniþletti. Buna göre, 2 yýlda
elektrik daðýtým ve üretim þirketleri
özelleþtirilecek. TEKEL sigara fabrikalarý,
Milli Piyango þans oyunlarýnýn iþletim
lisansý, limanlar, otoyollar, köprüler,
üzerindeki tesisler, çevre otoyolu
baðlantýlarý, Boðaziçi ve Fatih Sultan
Mehmet köprülerinin baðlantý yollarýnýn
bakým, iþletme ve ücret toplama
merkezleri özelleþtirilecek.
HEDEF TÝCARÝ ÜNÝVERSÝTE
Hükümet, Milli Eðitim ve
üniversiteler kanununda köklü deðiþikliðe
gidecek. Üniversitelere giriþ sýnavýnýn
uygulanma biçimiyle ilgili yeni yöntemler
geliþtirileceði, ÖSS'de tekrarlanan
baþvurularýn azaltýlmasý amacýyla
üniversiteler ve programlar arasýndaki
geçiþlerin esnek hale getirileceði, Milli
Eðitim Bakanlýðý, YÖK ve üniversitelerin
yeniden yapýlandýrýlacaðý bildirildi.
Enflasyon hesabý þaþtý
2006da yýllýk enflasyonda hedefi
tutturamayan AKP'nin hesabý bu yýl da
þaþtý. Hükümet 2007 enflasyon hedefini
Niðde'de etkinlikler, Vali Gündüz
Beder'in makamýnda tebriklerini kabul
etmesiyle baþladý. Ardýndan Cumhuriyet
Meydaný'ndaki Atatürk Anýtý'na geçen Vali
Beder, Garnizon Komutaný Jandarma
Kýdemli Albay Naci Aydýn ve Belediye
Baþkaný Murat Zeren ile halkýn, öðrencilerin
ve askerlerin bayramýný kutladý. Törende
konuþan Vali Beder, Ulu Önder Mustafa
Kemal Atatürk ve silah arkadaþlarý
öncülüðünde baþlatýlan kurtuluþ savaþýnýn
milletimizin sarsýlmaz iradesiyle birleþmesi
sonucu bundan 84 yýl önce kurulan Türkiye
Cumhuriyeti'nin dimdik ayakta olduðunu
söyledi. Türk halkýnýn esaret altýnda
yaþamasýnýn mümkün olmadýðýnýn bu
zaferle tüm dünyaya haykýrýldýðýna deðinen
Beder; “Bizlere parlak bir gelecek, tam
baðýmsýz ve çaðdaþ bir devlet armaðan
edenlere sonsuz minnet duyuyoruz.
Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal
Atatürk'ü ve silah arkadaþlarýný, kahraman
þehitlerimizi ve gazilerimizi gönül borcu
ve saygýyla anýyoruz” dedi.
Konuþmalarýn ardýndan halk oyunlarý
gösterisi ve resmi tören geçiþi alaný dolduran
vatandaþlar tarafýndan alkýþlar arasýnda
ilgiyle izlendi. Daha sonra Vali Beder ve
protokol üyeleri, Niðde E Tipi Kapalý
Cezaevindeki mahkumlar tarafýndan
hazýrlanan eliþi sergisini gezdi.
Grip ve soðuk algýnlýðý uyarýsý!
den hafif kýrgýnlýk, burun akýntýsý ve
hapþýrma gibi belirtilerle kendini
gösterdiðini, grip hastalýðýnda en önemli
belirtisinin ise 38-39 dereceye kadar
yükselebilen ateþ olduðuna dikkat çekti.
Sulucakarahöyük/HACIBEKTAÞ
Suavi Cesur
Yetkililer halk arasýnda çoðunlukla
birbiriyle karýþtýrýlan grip ve soðuk algýnlýðý
hastalýklarýnýn aslýnda birbirinden çok farklý
hastalýklar olduðunu söyledi.
Kýþ aylarýnýn gelmesiyle birlikte mevsim
hastalýklarýnda önemli oranda artýþlar
yaþanacaðýný belirten Ýlçe Saðlýk yetkilileri
soðuk algýnlýðý hastalýðýnýn ateþ yükselme
Yorgunluk hissinin gripli hastalarda aðýr
ve 2-3 hafta, soðuk algýnlýðý olanlarda ise
çok hafif ve kýsa süreli olduðunu belirten
yetkililer; “Soðuk algýnlýðý olan hastalarda
týkalý burun, hapþýrma, boðaz aðrýsý
genellikle görülür, griplilerde ise bazen
görülür. Griplilerde genellikle öksürük,
soðuk algýnlýðýnda ise çok nadir görülür.
Soðuk algýnlýðý sonucu sinüzit ve kulak
aðrýsý, gribin sonrasýnda ise bronþit, zatürree
oluþabilir. Grip, aþý ve antiviral ilaçlarla
tedavi yapýlabilir. Soðuk algýnlýðýnda ise
hiçbir þey yapýlmaz. Grip belirtileri
görülmeye baþlandýktan sonraki ilk 48 saatte
antiviral tedaviye baþlanmasý ve belirtileri
gidermeye yönelik tedavi yapýlmasý gerekir”
þeklinde vatandaþlarý uyardýlar.
Sobadan sýzan gazdan zehirlendi
yüzde 5 olarak açýklamýþtý. Ancak Merkez
Bankasý'nýn yýl sonu tahmini 7,9. Merkez
Bankasý Baþkaný Durmuþ Yýlmaz, vergi
ayarlamalarý, enerji, gýda ve kamu maaþ
artýþlarýný da içeren fiyat ayarlamalarý
nedeniyle yýl sonu enflasyon hedefinin
tutmayacaðýný açýkladý.
Cari açýk 39.2 milyar dolar
YIL sonunda 36,4 milyar dolara
ulaþmasý beklenen cari açýðýn 2008'de
39,2 milyar dolara yükselmesi ve
GSMH'ye oranýnýn yüzde 7,5'e çýkmasý
öngörüldü. 2007'nin 8 ayýnda 23,3 milyar
dolar olan cari açýðýn, yýl sonunda 36,4
milyar dolara ulaþmasý bekleniyor.
2008'de de cari iþlemler açýðýnýn yüzde
7,9 artarak, 39,2 milyar dolara yükselmesi
bekleniyor.
KIRÞEHÝR
Kýrþehir'de akþam
saatlerinde meydana
gelen olayda, sobadan
sýzan karbon monoksit
gaz sonucu bir kiþi
hayatýný kaybetti.
Edinilen bilgiye
göre, Yenice Mahallesi
154. sokak üzerinde
müstakil bir evde
ikamet eden Fikret
Eraslan (43), sobadan
sýzan karbon monoksit
gazý nedeniyle zehirlenerek hayatýný kaybetti.
Fikret Eraslan'ýn yalnýz baþýna yaþadýðý ve
kanepe üzerinde oturur vaziyette ölü
bulunduðu bildirildi.
Hayatýný kaybeden þahýs otopsi yapýlmak
üzere Kýrþehir Devlet Hastanesi'ne
kaldýrýlýrken, olayla ilgili soruþturma sürüyor.
7
31 Ekim 2007 Çarþamba
Doðalgaz Þubat'ta Nevþehir'de
Nevþehir-Niðde Doðal Gaz Daðýtým A.Þ.
kanalýyla Nevþehir'de Enerji Düzenleme
Yüksek Kurulu'nun belirttiði normlara
uygun bir tarzda , 15 bin 950 metrelik
çelik boru döþeme çalýþmalarýnýn
tamamlandýðýný dile getirdi.
'ÇEVRE DOSTU ENERJÝ ÞUBAT'DA
NEVÞEHÝR'DE '
BOTAÞ'ýn yapýlan anlaþma gereði
TOKÝ Bölgesine yüksek basýnç sistem
hattýný getirdiði takdirde Kapadokya
Doðalgaz olarak kentte TOKÝ bölgesi baþta
olmak üzere Ragýp Üner, Güzelyurt,
Esentepe-350 Evler Mahallesi ile Adnan
Menderes Terminali bölgesinde belirlenen
15 bin aboneye Doðalgaz verir hale
geleceklerini söyleyen Güvenç, halen
Nevþehir'in farklý merkezlerdeki regülatör
yapýmýnýn devam ettiðini kaydetti.
NEVÞEHÝR
Nevþehir'de çalýþmalarý sürdürülen
Doðalgaz daðýtým hattýnýn yapýmýna iliþkin
olarak bilgilendirme toplantýsý yapýldý.
Nevþehir Belediye Baþkan Yardýmcýsý
Cafer Okur ve Nevþehir-Niðde Doðal Gaz
Daðýtým A.Þ. Yönetim Kurulu üyesi
Mehmet Uluçay ve Nevþehir-Niðde
Doðalgaz A.Þ.Bölge Müdürü Bülent
Güvenç'in katýldýðý toplantýda, 2008 Þubat
ayý içerisinde Nevþehir'de daðýtýmýna
Tepebað Lisesi'nin bodrum katýndaki
beden eðitimi öðretmeni odasýnýn
yanýndaki boþ oda, iddiaya göre bu öðretim
dönemi baþýnda mescit olarak düzenlendi.
Küçük bir halý ve tespihlerin konulduðu
odada, isteyen öðretmen ve öðrencilerin
namaz kýlabileceði öðrenciler arasýnda
duyruldu. Mescidin yan tarafýnda bulunan,
beden eðitimi dersine katýlan öðrenciler
için hazýrlanan duþ odasýnda abdest alan
öðrenciler bazý öðrenciler iddiaya göre
vakit namazlarýný teneffüs aralarýnda
kýlmaya baþladý.
Mescit haline getirilen odada cuma
günleri de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
öðretmeni Haydar Keleþ'in, öðrencilere
imamlýk yaptýðý ve namaz kýldýrdýðý ileri
sürüldü.
Adana kent merkezindeki Tepebað
Lisesi'nin bodrum katýndaki bir odanýn
mescit haline getirildiði ve bazý
öðrencilerin teneffüste burada namaz
kýldýðý ileri sürüldü. Namaz kýlan
öðrenciler cep telefonuyla görüntülenirken,
burada bazý öðretmenlerin cuma namazý
kýldýrdýðý iddia edildi.
Adana'daki Tepebað Lisesi'nin bodrum
katýndaki bir odanýn mescit haline
getirildiði ve bazý öðrencilerin teneffüste
burada namaz kýldýðý ileri sürüldü.
Lisedeki trafoda mescit iddiasý
baþlanýlacak Doðalgaz konusunda 20062007 yýlýnda yapýlan temel alt yapý
çalýþmalarý ile 2008 yýlýnda öngörülen
çalýþmalarla ilgili bilgiler verildi. NevþehirNiðde Doðalgaz A.Þ.Bölge Müdürü Bülent
Güvenç, Nevþehir Konaðý'nda düzenlenen
bilgilendirme toplantýsýnda doðalgaz'ýn
dünyadaki kullanýmý ve Türkiye'deki
kullanýmlarý ile ilgili bilgiler aktardýktan
sonra Kapadokya Doðalgaz tarafýndan
sürdürülen çalýþmalarý aktardý.
Güvenç, 2006-2007 döneminde
BOTAÞ'ýn getireceði yüksek basýnçlý
doðal gaz çalýþmalarý ile de ilgili bilgiler
aktaran Nevþehir-Niðde Doðalgaz
A.Þ.Bölge Müdürü Güvenç, 58
kilometrelik çelik boru döþeme
çalýþmalarýnýn büyük bir hýzla sürdüðünü
söyledi. BOTAÞ'ýn 23 kilometrelik alanda
boru kaynak çalýþmalarýný tamamladýðýný
anlatan Güvenç, BOTAÞ'ýn 21 kilometrelik
alanda da boru döþeme hazýrlýk
çalýþmalarýný devam ettirdiðini, anlaþma
gereði 2008 yýlýnýn Þubat ayý içerisinde
BOTAÞ'ýn Nevþehir'e yüksek basýnçlý
doðalgazý getireceðini vurguladý.
Lisede mescit
'DOÐALGAZ MEDENÝYETÝN
ARTIK BÝR GEREÐÝ '
Nevþehir Belediye Baþkan Yardýmcýsý
Cafer Okur' da Nevþehir-Niðde Doðal Gaz
A.Þ.'nin ortaðý konumundaki 5
belediyeden biri olan Nevþehir'de
sürdürülen alt yapý çalýþmalarýnda,
firmanýn belediye ile sýký bir iþbirliði ile
önemli çalýþmalar yürüttüðünü söyledi.
Medeniyetin bir gereði olarak ele aldýklarý
Doðalgaz'ýn çevre dostu bir enerji türü
olmasýnýn çevre kirliliðinin ortadan
kaldýrýlmasýnda önemli bir geliþme
saðlayacaðýný ifade eden Okur, gelecekte
oldukça önem kazanacak Nevþehir'in bu
enerjiden ciddi manada yararlanacaðýný
belirtti.
görevlilerinin koyup bazen namaz
kýldýklarýný, halýyý hemen kaldýrtacaklarýný
belirtmiþlerdi.
Yine geçen yýl Çukurova
Üniversitesi'nin Adana Kampusu'nda
büyük amfi önünde cuma namazý kýlmak
isteyen öðrenci grubu, ibadetlerini
üniversite camiinde yapmalarý konusunda
uyarýlmýþtý.
ÖÐRETMEN: GÖZLERÝMLE
GÖRDÜM
Ayný lisede öðretmenlik yapan EðitimSen Adana Þube Baþkaný Güven Boða
ise okul yönetimi ve Milli Eðitim
yetkililerine konuyu intitkal ettirdiklerini
belirterek, okulda mescit açýlmasýný,
mevcut yasalar ve eðitim sistemi
bakýmýndan skandal olarak deðerlendirdi.
Geçen yýl da Adana'daki Seyhan
Çukurova Lisesi'nin bodrum katýnda
bulunan trafo odasýnýn mescit olarak
kullanýldýðý iddia edilmiþti. Bir öðrenci
velisi, trafo odasýnýn tabanýna halý serilip,
öðrencilerin ve öðretmenlerin ölüm
tehlikesini de gözardý ederek namaz kýldýðý
yönünde Milli Eðitim Müdürlüðü'ne
þikayette bulununca, okul yöneticileri trafo
odasýnýn mescit olarak kullanýlmadýðýný,
buna izin vermeyeceklerini açýkladý.
Hiç bir öðrenci ve öðretmenin orada
namaz kýlmadýðýný, bunun yasalara aykýrý
olduðunu, odadaki halýyý temizlik
Güven Boða, "Yetkililere bu konuda
uyarýda bulunduk ve gereðinin yapýlmasýný
istedik. Ancak uyarýlarýmýz dikkate
alýnmadý. Öðrenciler vakit namazlarýný
ders aralarýnda kýlmaya devam ediyor.
Ben kendi gözlerimle gördüm" dedi.
Adana Ýl Milli Eðitim Müdürü Atilla
Gülsar, bu konuda kendilerine herhangi
bir bilgi ve þikayetin gelmediðini belirterek
yorum yapamayacaðýný söyledi.
Aleviyol
Parçalý Bulutlu
En Yüksek 0C
En Düþük 0C
Barýþ Gazetecisi Ne Yapar,
Savaþ Gazetecisi Ne Yapar?
Prof. Galtung barýþ gazeteciliðinin spor gazeteciliði gibi deðil,
saðlýk gazeteciliði gibi olmasýný istiyor. Galtung ’’Çünkü Ýyi bir
saðlýk muhabiri ’’hastanýn vücudu yiyip bitiren kanserli hücrelerle
mücadelesini anlatýrken ayný zamanda genetik nedenler, çevre,
beslenme gibi kansere neden olan koþullar üzerinde duracak,
hastalýðý yenmedeki olasý çarelerin tamamýný ve koruyucu önlemleri
de anlatacaktýr’’ diyor…
Türkiye’de savaþ, terör, þiddet dalgasý bütün toplumsal kesimleri
kucaklarken, barýþ sözcüðü pek gündeme gelmiyor.
"Barýþ Gazeteciliði" terimini ilk kez 1970'lerde Profesör Johan
Galtung kullanmiþ. Sri Lanka, Afganistan, Kafkasya ve Ekvador
gibi bölgelerde 40’tan fazla çatýþmada arabulucu olarak görev
alan Prof. Galtung’a göre "Savaþ Gazeteciliði"nin Spor
Gazeteciliði'yle ayný varsayýmlara dayanýyor. Ýki tarafta bütün
kurgusunu "kazanmanýn yegane þey olmasý" üzerine kuruyor.
Prof. Galtung barýþ gazeteciliðinin spor gazeteciliði gibi deðil,
saðlýk gazeteciliði gibi olmasýný istiyor. Galtung ’’Çünkü Ýyi bir
saðlýk muhabiri ’’hastanýn vücudu yiyip bitiren kanserli hücrelerle
mücadelesini anlatýrken ayný zamanda genetik nedenler, çevre,
beslenme gibi kansere neden olan koþullar üzerinde duracak,
hastalýðý yenmedeki olasý çarelerin tamamýný ve koruyucu önlemleri
de anlatacaktýr’’ diyor…
Prof. Galtung, "gazeteciliðin içine barýþ katmanýn" yollarýný
ararken dört odaktan söz ediyor: "Barýþ odaklý, gerçek odaklý,
halk odaklý, çözüm odaklý bir gazetecilik yapmak."
Prof. Galtung’a göre SAVAÞ ve ÞÝDDET odaklý gazetecisi
þunlarý yapar:
1) Uzlaþmazlýk alanýna odaklanýr: Yalnýca 2 taraf vardýr.
2) Uzlaþmazlýk alanýnýn nedenleri ve çýkýþlarý ile ’’ilk taþý
kimin attýðý’’ ile ilgilenmez.
3) Savaþ gazetecisinin haberinde "Onlar-biz" vardýr, haberler
"bizimkilerin" propagandasýna dönüþür. "Onlar" hep sorun olarak
görünür.
4) Onun haberi için sürekli daha çok þiddet gerekir.
5) Savaþýn gazetecisi yalnýzca görünür etkilere odaklanýr.
Sürekli öldürülenleri, yaralanlarý verir.
6) Gerçekleri gizlemeye ve yalan haber yapmaya yönelir.
7) Zafer elde edilmedikçe barýþ giriþimlerini örtbas etmek,
ancak baþka bir savaþ için ayrýlmak, eski alevler yükseldiðinde
geri dönmek savaþ ve þiddet isteyen gazetecinin en temel
özellikleridir.
Prof. Galtung’a göre BARIÞ odaklý gazetecisi þunlarý yapar:
1) Barýþ gazetecisi uzlaþmazlýðýn oluþumunu araþtýrýr.
Haberinde taraflar ve hedefin yanýsýra sorun vardýr.
2) Haberlerini ’’kazanan veya kaybeden’’ üzerine deðil "kazankazan" yönelimi ile yapar.
3) Bütün taraflarýn sesini duyurur, savaþý bir sorun olarak
görüp anlamaya çalýþýr.
4) Bütün taraflarýn insanlaþtýrýlmasý için çaba sarfeder, bütün
silahlarý olumsuzlaþtýrýr
5) Þiddetin görünmeyen etkilerine odaklanýr, üstü örtülmeye
çalýþýlan konularýn üstünü açar.
6) Barýþ gazetecisi bütün acýlara odaklanýr; kadýnlara, yaþlýlara,
çocuklara, bütün sesi duyulmayanlarýn sesini duyurmaya çalýþýr.
Haksýzlýk yapanlarý iþaret eder.
7) Halkýn içindeki barýþ isteyenleri öne çýkarýr… Barýþ’ýn
þiddetsiz bir ortamý ve yaratýcýlýðý getireceðini savunarak, yeniden
inþaa ve uzlaþma ister…
17
4
Hiç bir beden topraða düþmesin!
ucuna kamera takarak dolaþan basýn,
haber deðil propaganda yapmaktadýr.
Haber yapanlarý da kamuoyuna
þikayet ederek, kendi haksýz
kazançlarýný örtmeye çalýþmaktalar.
Terörün, savaþ çýðýrtkanlýðýnýn,
þiddetin, linç eðilimlerinin arttýðý bir
ortamda barýþ ve kardeþlik talep
edenlerin seslerinin duyurulmadýðý
bir ortamda YOL tv, barýþ ve
kardeþlik isteyenlere bir çaðrý
yaparak barýþ ve kardeþlik
mesajlarýný yayýnlamaya
baþlayacaðýný duyurmuþtu. Bu
duyuruya yüzlerce mesaj gelmeye
baþladý. Bu çaðrýya gelen bazý
mesajlar þöyle:
Hiç bir beden topraða düþmesin!
Ýsmail Cem Özkan
Hakkari'de yine silahlar konuþtu,
genç bedenler toprak ile buluþtu.
Telefonlar susmadý, ana olan
çocuðunu aradý, umutsuzca. Telefon
santralleri beklide hep meþgule
düþtü. Analar yere düþene mi ciðerini
yaksýn, düþmeyen için mi? Umutsuz,
umut arasýnda gelecek bir telefon
sesini bekler oldular.
Yüksek çýkarlar diyerek
namlunun ucuna kamera
yerleþtirenler, yükselen dalgayý daha
da yükseltmekte, sýnýr gerisinde
sokaklar insan seli ile dolmaktadýr.
Ýnsanlar sokaklara dolduðunda bir
de kontrol elden çýkýp, bir kitlesel
kýyýma doðru yöneldiðinde kim ne
yapabilir. Yaðmalanan maðazalarda
nasýl önüne geleni alýyorsa insan,
kitlesel kýyýmlarýn olduðu zaman
diliminde hiçbir güç duramaz. Linç
kültürü bir sokaða dökülmeyi
görsün!
Ulusal basýn ve yerel basýn daha
soðukkanlý olmasý gerekirken,
çatýþmayý körükleyici, savaþ
çýðýrtkanlýðý içinde öç almak derdine
düþmüþ durumdadýr. Cephede hangi
basýn yöneticisinin veya sahibinin,
hangi siyasetçinin çocuðu vardýr,
çünkü onlar masa baþýnda savaþ
çýðýrtkanlýðý yapmayý kolay
biliyorlar, reiting uðruna daha da
seslerini yükseltmekteler.
Meydanlara çaðrý yapýlýyor, insanlara
sokaklara çýkýn denmekte, neden?
Bir çatýþma varsa, tarafta vardýr.
Taraflýlarýn en önemli tarafýný
oluþturan genelkurmay baþkanlýðý
saðduyu çaðrýsý yapar gibi
açýklamalar yaparken, basýn
mensuplarýnýn bir silah üreticisinin
görevini üzerine alarak çýðýrtkanlýk
yapmasý etik midir? Irak iþgali
sýrasýnda ABD basýn görevlilerini
eleþtirmiþtik, tankýn arkasýndan gidip
haber yapmalarýný. Taraflý haber
olmaya baþlayýnca, haber olmaz,
propaganda olduðunu ve basýn
kurallarý içinde etik olmadýðýný
yazmadýk, söylemedik mi?
Basýnýmýzda bir önemli dönemeç
daha gerçekleþti, yerel basýnlar ulusal
basýndan almýþ olduðu hava ile kendi
bölgesindeki insanlarý mobilize
ettiklerini görmekteyiz. Yerel
kanallarýn izlenme oraný gün
geçtikçe göreceli olarak artmaktadýr.
(Özelikle bu gibi ortamýn gerildiði
koþullarda yerel kanallarýn izlenme
oraný bana göre artmaktadýr) Çünkü
meydana toplananlar kendiliðinden
deðil, ekrandan yapýlan çaðrýlarýn
etkisi olduðunu görmemezlik
edemeyiz. Toplanýlan meydanlardan
yapýlan canlý yayýnlar ile katýlým
artýþý saðlanmakta ve terör
naletlenmektedir. O meydanlar her
zaman barýþçýl olmadýðýný, kitlesel
linç olaylarýnda yaþadýk. (Trabzon
örneði hala canlýyken, dün de
Samsun'da da linç giriþimi
olmuþtur!)
Hiçbir beden topraða düþmesin
istiyorum. Geçmiþimizden ders
alarak geleceðe güven ile
bakabilmemiz için henüz çözüm
yollarý týkanmýþ deðildir. Bir arada
ve birlikte yaþayacaksak onun
koþullarýný oluþturmak zorundayýz.
Basýn, silah üretici firmalar gibi
savaþ çýðýrtkanlýðý yapmaktan
vazgeçip, iþlerini yapmalýlar.
Gazeteciler genelkurmay adýna ve
politikacýlar adýna konuþmaktan ve
karar vermekten vazgeçmeliler,
doðal olan iþlerini yapsýnlar.
***
BARIÞ ANASI
Ozan Þah Turna
Zulüm için zalimlere
Evlat yollaman Analar
Bile bile ölümlere
Mendil sallaman Analar
Oda Ana, buda Ana
Buna nasýl can dayana
Oy Ana, An'a Ana
Olalým Barýþdan yana!...
Kan içinde yatlarýný
Yüzdürürler botlarýný
Kirli savaþ atlarýný
Artýk yemlemen Analar
Ortamýn gerilimin artmasý ayný
Oy Ana, An'a Ana
zamanda basýnýn gelirinin de artmasý
Olalým barýþ'dan yana...
ile orantýlýdýr, diye düþünüyorum.
Ortamýn gerilmesinden faydalanan
kanallar bu durumu da paraya
Þah Turna yol gözler ana
döndermek için sms telefon hatlarý
Kýyar mý bir can bir can'a
vererek, Irak'a asker girsin mi? EvetEllere yakýþýr kýna...
Hayýr diyerek sms beklemektedir.
Kanla allaman Analar
Bu sayede o kanal izleyicisinin o saf
duygusundan faydalanarak iþi
O da Ana, buda Ana
maddiyete dökmektedir. Biz kaç
Buna nasýl can dayana
kiþiyiz diyerek gerilim politikasýndan
Oy Ana, An'a Ana
fayda görmek isteyen bir kanal, hem
programý daha ucuza getiren canlý
Olalým Barýþdan yana!...
yayýnda çaðrýlar yapýyor, hem de
izleyicisinden sms ile para
Söz ve Müzik: Kadýn Halk Ozaný
istemektedir. Gerilim; günümüzde
Aþýk Þah Turna (Þahturna)
en çok kazandýran bir durum olduðu
www.sahturna.com
ortaya çýktýðýna göre,
KAYIP ÝLANI
çatýþmadan beslenenler
Mucur Saðlýk Meslek
kategorizesine basýn
kurumlarýnýn da girmesi
Lisesinden Aldýðým
yadýrgatýcý deðildir. Silah
diplomamý kaybettim.
sanayisi yan kuruluþu gibi
çalýþmaktadýr basýn
Hükümsüzdür.
günümüzde! Tank
Hikmet Deniz Akyürek
arkasýndan ve namlunun
Download