Yasa`nın Başdenetçi ve denetçilerin seçim ve görevden

advertisement
_2 —
- Yasa'nın Başdenetçi ve denetçilerin seçim ve görevden alınmaları ile ilgili kurallarının yürüt­
mesi Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verilmektedir, (m.41)
Yasa koyucunun, kuşkusuz, hukukun evrensel ilkelerine ve Anayasa'ya uygun olmak koşuluy­
la her konuda yasal düzenleme yapma yetkisi vardır.
Bu nedenle, her şeyden önce anayasal sistemin, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığı'na
bağlı bir Kamu Denetçiliği Kurumu kurulmasına elverişli olup olmadığının incelenmesi gerekmek­
tedir.
Anayasa'nın başlangıcında ve 6. maddesinde, Ulus istencinin mutlak üstünlüğü ve egemenliğin
kayıtsız koşulsuz Türk Ulusu'nun olduğu belirtilmiş; Türk Ulusu'nun egemenliğini, Anayasa'nın
koyduğu ilkelere göre, yetkili organlan eliyle kullanacağı kabul edilmiştir.
Devlet organlan Türk Ulusu adına egemenliği kullanırken karmaşa yaratılmaması ve düzenin
bozulmaması için, tüm çağdaş parlamenter demokrasilerde olduğu gibi, erkler ayrılığı ilkesi benim­
senmiş; erkler ayrılığının, belli Devlet yetki ve görevlerinin kullanılmasından ibaret ve bununla sı­
nırlı uygar bir işbölümü olduğu vurgulanmış; egemenliği kullanan Devlet organlan arasında üstün­
lük bulunmadığı, üstünlüğün Anayasa ve yasalarda olduğu belirtilmiştir.
Anayasamıza göre, egemenliği Türk Ulusu adına kullanacak üç erk, yasama, yürütme ve yar­
gıdır. Bu erklerden her biri Ulus egemenliğini kendi görev alanı ile sınırlı biçimde kullanacaktır. Ni­
tekim, Anayasa'nın 7, 8 ve 9. maddelerinde yasama, yürütme ve yargı organlannın görev ve yetki
alanı net olarak belirlenmiştir.
Anayasa'nın,
- 7. maddesinde, yasama yetkisinin Türk Ulusu adına Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin oldu­
ğu, bu yetkinin devredilemeyeceği,
- 8. maddesinde, yürütme yetki ve görevinin Cumhurbaşkanı ve Bakanlar Kurulu'nca, Anaya­
sa ve yasalara uygun olarak kullanılıp yerine getirileceği,
- 9. maddesinde, yargı yetkisinin Türk Ulusu adına bağımsız mahkemelerce kullanılacağı,
belirtilmiştir.
Anayasa koyucu, erklerin, özellikle yasama ve yürütme erklerinin, Anayasa'da yer verilen işbir­
liği ve denetime ilişkin kurallar dışında, görev ve yetki yönünden kesin aynlıklannı benimsemiştir.
Bu husus, Anayasa'nın 8. madde gerekçesinde şöyle anlatılmaktadır:
"1961 Anayasası bu felsefeye sadık kalarak yürütmeyi Devletin yönetiminde, bütün faaliyetle­
rinde yasama kuvvetine bağlı, yasamaya tabi bir kuvvet olarak düzenlemiş idi. Halbuki modern ha­
yatta yürütme kuvveti devletin beyni, hareket gücünün kaynaklandığı motorudur. Bundan dolayıdır
ki, 1961 ilâ 1980 arasındaki devrede karar almak kudretinden yoksun hükümetler görülmüştür. İşte
bu duruma son vermek için yürütme yasamaya tabi bir organ olmaktan çıkanlmış, her iki kuvvetin
Devlet faaliyetlerinin düzenlenmesinde eşitlik ve denklik içinde işbirliği yapmalannı öngören par­
lamenter hükümet sistemi bütün gerekleriyle uygulanmaya konmuştur. Bu nedenle, yürütme 1961
Anayasasında olduğu gibi bir görev olmaktan çıkartılmış, yürütme gerekli yetkilere sahip ve kanunlann kendisine verdiği görevleri yerine getiren bir kuvvet olarak düzenlenmiştir."
Yürütme organı, siyasal niteliği ile hükümeti, teknik niteliği ile de "idare"yi kapsamaktadır.
Yürütmenin siyasal kanadı olan hükümet, izlenecek genel politikayı belirlemekte ve bununla ilgili
kararlar almakta; teknik kanadı olan "idare" ise, bu kararlan somutlaştırmakta, teknik ve günlük ge­
reksinimleri giderecek biçimde görev yapmaktadır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi
(S. Sayısı: 1236)
Download