Araştırma Raporu

advertisement
 Forum: GK8 Uluslararası Hukuk Komitesi Sorun: Tarımdaki insan haklarının korunması için Adil Ticaret’in katkısı Yazar: M. Haluk Ovacık, Pırıl Özilhan Pozisyon: Başkan, Başkan Vekili Araştırma Raporu Giriş Tarımdaki insan hakları dendiğinde akla gelen üretici, tüketici ve aracıdır. Günümüz dünyasında bu 3 taraf arasındaki iletişim zayıflamış ve güvensizlik ile kalitesizlik sorunları gibi problemler ortaya çıkmıştır. Bu problemleri çözmek için Adil Ticaret sistemi oluşturulmuştur. Uluslararası Hukuk komitesi olarak bizler bu sorunları inceleyecek ve Adil Ticaret ile bu 3’lünün hakkını korumayı ele alacağız. Anahtar Kelimelerin Tanımları Adil Ticaret Üretici-­‐Tüketici arasındaki güvence ve organik sağlık ilişkisi FLO Uluslar arası Adil Ticaret Tescil Kurumu (Fair Trade Labelling Organization) Adil Ticaret Gelişmekte olan ülkelerde çiftçilerin hak edişlerinin garantilendiği, çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirildiğini gösteren bir sertifikadır. Fairtrade’in (adil ticaret) stratejik amacı güçsüz kalmış üretici ve işçilerle çalışarak, onların ekonomik açıdan kendi kendilerine yeterli hale gelmelerine yardımcı olmaktır. Aynı zamanda uluslararası ticarette daha büyük bir rol oynamalarını hedeflediği gibi kendi organizasyonları içinde de daha fazla pay sahibi olmalarını sağlamayı amaçlar. Fairtrade (adil ticaret) logolu ürünler tercih edildiğinde, gelişmekte olan ülkelerdeki çiftçilerin çalışma ve yaşam koşullarının iyileştirilmesine ve doğanın korunmasına bir fiil destek olunmaktadır. 2008'de Fairtrade sertifikalı satışlar dünya çapında yaklaşık 4.08 milyon doları bulmuş ve bir önceki yıla göre %22 artış göstermiştir. Haziran 2008 de Uluslar arası Uluslararası Adil Ticaret Tescil Kurumu(Fair Trade Labelling Organizations International -­‐ FLO) yaklaşık 7.5 milyon üretici ve ailelerinin adil ticaret uygulamalarıyla finanse edilmiş altyapı, teknik destek ve toplumsal kalkınma projelerinden faydalandığını hesaplamıştır. Tarım Gereksinimleri Ürünün satışından maliyetini dahi elde edemeyen üreticinin, tüketiciye sağlıklı ürünler sunmaya devam etmesi mümkün değildir. Yerel tohumunu, geleneksel lezzet, sağlık ve biyoçeşitlilik açısından, sürdürülebilir üretimi ile geleceğe taşıyan çiftçinin kazancının iyileştirilmesi için aracıya, pazara ve tüketiciye farklı görevler düşüyor: -­‐ Üreticilere nitelikli üretim ve planlama konusunda eğitim -­‐ Kooperatif ve üretici birlik yapılarının reorganizasyonu -­‐ Zor şartlarda üretim yapan bölge çiftçilerinin ürünlerine destek -­‐ Doğa dostu uygulamaların yaygınlaştırılması -­‐ Üretici – tüketici iletişimini güçlendirme -­‐ Uzun vadeli iş birliği -­‐ Sağlıklı ve güvenli üretim yöntemlerinin geliştirilmesi -­‐ Gelenek ve kültürel değerlere saygı -­‐ Hasattan soframıza ulaşan ürünün ekonomisi (maliyet oranları) -­‐ Etik mutabakat Genel Bakış Küreselleşen dünyada bilgiden, teknolojiye hatta insan ilişkilerine kadar her şey o kadar çok hızlı gelişiyor ki bu baş döndürücü değişimler karşısında değişimleri anlamaya ve yakalamaya çalışıyoruz. Hızla değişen ve dönen bu çarkın içinde ülkemiz için, insanlık için, çevre için, bilim için, gelecek kuşakların her anlamda daha güvenli bir dünyada yaşayabilmesi için neler yapabilirim diye düşünmeye başlıyorsunuz. Hepimizin bildiği deniz yıldızı hikayesi gibi, bu dünyanın daha güvenli ve sürdürülebilir olmasında herkesin yapabileceği bir şeyler vardır. Çünkü dünya günümüzde küreselleşme kavramıyla küçük bir köy haline geldi. Bu nedenle de insanlığın artık üzerinde yaşadığı bu dünyanın herhangi bir yerinde yaşanan sosyal, ekonomik, bilimsel olaylar ile sorunlar karşısında ilgisiz ve duyarsız davranma lüksü yoktur. Günümüzde küresel ekonomi oldukça hassas dengeler içerisinde olup, iyi yönetilmesi gereken bir süreçten geçmektedir. Bu süreç içerisinde, 2008 yılında ortaya çıkan ‘‘küresel ekonomik kriz’’ gelişmiş ülkeleri etkilemiş ve etkilemeye de devam etmektedir. Ancak gelişmekte olan ülkelerin bu krizden daha az etkilendiği yönünde bir algı mevcuttur. Ekonomisi tarıma dayalı, gücünü insan emeğinden alan ve gelişmekte olan ülkeler olarak nitelendirilen Üçüncü Dünya ülkeleri (Afrika, Orta-­‐Latin Amerika, Asya–Pasifik ) yıllardır batının sömürgesi altında kalmışlardır. Bu ülkeler zaman içerisinde sömürgelikten kurtulup bağımsızlıklarını kazanma, kalkınma ve gelişme gayreti içerisinde olmuşlardır. Aynı zamanda yoksulluk, yüksek oranda işsizlik ve çevre sorunlarıyla mücadele etmektedirler. Gelişmiş ülkeler, ilerleyen süreçte yaşanan bu sorunların sancılarını hafifletmek için vicdan muhasebelerinin bir sonucu olsa gerek ‘‘Adil Ticaret ’’ denilen insani değerler ile maddi değerleri bir arada buluşturabilen bir ticaret şeklini ortaya çıkarmışlardır. Başlangıçta el sanatı ürünlerinin yoğunlukta olduğu Adil Ticaret Pazarı, 1980’li yıllarda el sanatlarına olan ilginin azalmaya başlaması sonucu hareket yanlılarını yeni çıkış yolları aramaya yöneltmiş ve kendilerine seçtikleri yeni alan; ‘‘tarım ürünleri’’ olmuştur. Bu ürünler, dünyanın güneyindeki Üçüncü Dünya ülkelerinde emek yoğun işgücüne dayalı küçük ölçekli aile işletmesine sahip çiftçilerin ürettikleri kahve, çay, kakao ve muz gibi ürünlerdir. Adil Ticaret Modelinin kronolojik olarak gelişim tarihçesini incelediğimizde, ilk olarak 1940’lı yıllarda ABD’deki bazı dini gruplar ve sivil toplum örgütlerinin öncülüğünde başlatıldığını görmekteyiz. ABD’deki bu gruplar, 1946-­‐1949 yıllarında Üçüncü Dünya ülkeleri ile adil ticaret zincirini kurmuşlardır. ABD başlayan bu hareket Avrupa’da da destek görerek yaygınlaşmaya başlamıştır. Özellikle Hollanda ve İngiltere bu hareketin öncülüğünü yapmışlardır. Hollanda’da 1988 yılında Adil Ticaret Piyasasının ilk ve en önemli ürünü ‘‘Max Havelaar’’ isimli Meksika’dan gelen kahve olmuştur. Bu kahve markası Avrupa’nın diğer ülkelerinde de yaygınlaşmaya başlayarak diğer ürünlerinde pazarda ‘‘Adil Ticaret Logolu’’ ürünler olarak markalaşmasına neden olmuştur ve marketlerin raflarında yerlerini almışlardır. Örneğin bu markalar, Hollanda, İsviçre, Belçika, Danimarka, Norveç’te Max Havelear, Almanya, ABD, İtalya, Kanada, Japonya’da Transfair, İngiltere ve İrlanda’da Fairtrade Mark, İsveç’te Rättvisemärkt olarak piyasaya sürülmüşlerdir. Adil Ticaret Modeli üreticilerine, tüketicilerine ve satıcılarına sağladığı faydaları ve çevre dostu uygulamaları ile geleneksel ekonomide uygulanan diğer üretim ve pazarlama modellerine göre daha adaletli, daha insancıl ve gelişmemiş ülkelerin daha sürdürebilir bir büyüme yakalayabilmelerine olanak sağlayan bir model olarak karşımıza çıkmaktadır. Ayrıca çiftçilerin doğrudan ithalatçılarla iletişim kuran kooperatifler şeklinde örgütlenmelerini, gelirlerini arttırmalarını, çevreye duyarlı uygulamalarda bulunmalarını ve üreticiler ile daha kalıcı ilişkiler geliştirmelerini sağlayarak ekonomik istikrarın oluşmasında da önemli rol oynamaktadır. Bu model, günümüzde sadece küçük ölçekli üreticiler tarafından değil aynı zamanda bilinçli tüketicilerin de son derece ilgi gösterdiği ve desteklediği bir model olmuştur. Bilinçli tüketiciler, gelişmemiş ülkelerdeki küçük üreticilerin adaletli şekilde kazanç elde edebilmeleri konusunda hassas davranmaktalar ve bu hassasiyet aracılar ile satıcılar tarafından önce ürün fiyatlarına, dolayısıyla da üreticinin emeğinin karşılığını almasına neden olmaktadır. Tüketiciler aldığı ürünün parasının üreticinin cebine gideceğini bilerek satılan ürüne biraz daha fazla fiyat vermeye gönüllü olmaktadırlar. Satıcılar ise tüketicinin bu hassasiyetini ticari kazanca çevirerek pazar paylarını büyütebilmektedirler. Üreticiler de ürünleri için zorlu rekabet koşullarında aldığından daha yüksek bir fiyat alarak yoksulluk sorununu hafifletmeye çalışmaktadırlar. Ayrıca bu model, kadınların üretim sürecine daha aktif katılımlarını desteklemekte, çocuk işçilerin BM Çocuk Hakları Konvansiyonu koşullarına göre çalışma olanakları sağlamakta ve çevreye duyarlı ticaret ilkelerini benimsemektedir. İlgili Taraflar ve Görüşleri Fair Trade Adil Ticaret anlamına gelen bu kavram bir sertifikadır. Adil Ticaret dahilinde olup olmadığını belirler. Üretici, Tüketici ve aracı dengesini sağlıklı bir şekilde korumayı hedefler. Üretici Geneli çiftçilerden oluşan bu kesim Adil Ticaret ile yapısallaşıp standartları yükseltme ve kendilerine yeterliliklerini yükseltme çabasındadırlar. Tüketici Kaliteli ve güvenilir ürün isteyen bu kesmin bir bölümü imkan dahilinde Adil Ticaret sertifikalı ürünler seçip iç rahatlığına kavuşmayı ve Adil Ticaret prensibindeki üreticilere destek olmayı hedeflemektedirler. Aracılar Üretici ve Tüketici arasındaki bağdırlar. Ticaret fonksiyonu üzerinden bu ilişkiden çıkar elde etmeye çalışırlar. Bunun sonucunda Adil Ticarete zarar gelme ihtimalini göz ardı etmemek lazım. Olayların Zaman Çizelgesi Olay Tarihi Olayın Açıklaması 1940’lı yıllar Adil Ticaret Modelinin kronolojik olarak gelişim tarihçesini incelediğimizde, ilk olarak 1940’lı yıllarda ABD’deki bazı dini gruplar ve sivil toplum örgütlerinin öncülüğünde başlatıldığını görmekteyiz. ABD’deki bu gruplar, 1946-­‐1949 yıllarında Üçüncü Dünya ülkeleri ile adil ticaret zincirini kurmuşlardır. 1988 ABD başlayan bu hareket Avrupa’da da destek görerek yaygınlaşmaya başlamıştır. Özellikle Hollanda ve İngiltere bu hareketin öncülüğünü yapmışlardır. Hollanda’da 1988 yılında Adil Ticaret Piyasasının ilk ve en önemli ürünü ‘‘Max Havelaar’’ isimli Meksika’dan gelen kahve olmuştur. 1989 Uluslararası Adil Ticaret Örgütü, adil ticaret üretici kooperatifleri, birlikleri, ithalat ve ihracat şirketleri, toptancılar, ulusal ve bölgesel adil ticaret ağları ve destekçi örgütlerin bir araya gelmesi ile 60 ülkeden 300 destekçisi ile kurulmuştur. 1997 Uluslararası Adil Ticaret Tescil Kurumu( Fairtrade Labelling Organizations International, FLO) 1997’de Almanya’nın Bon şehrinde kurulmuştur. Asya, Afrika ve Latin Amerika’da elliden fazla ülkenin bir milyondan fazla küçük ölçekli üreticisini ve tarım işçisi aileyi çatısı altına alan bu örgüt, üretici örgütlerini inceliyor ve sertifikalandırıyor. 2011 Uluslararası Adil Ticaret Örgütü (IFAT)’nün istatistik verilerine göre, dünya çapında Adil Ticaretin cirosu 2011 yılında % 12’lik bir artışla 5 milyar Euro piyasa değerine ulaşmıştır. Antlaşmalar ve Olaylar Bu konudaki en büyük olay belli bir zihniyet ve amaç doğrultusunda Uluslar arası Adil Ticaret Etiketleme Organizasyonunun kurulmasıdır. Böylelikle olay sertifikasyon dönemine girmiş resmileşmiştir. Hukuksal desteği arkasına almıştır. Sorunu Çözmek İçin Atılmış Önceki Girişimlerin Değerlendirilmesi Popüler ve popüler olmayan birçok sertifikasyon sisteminin kurulmasından ardından Adil Ticaretin kimlerce yapıldığı netleşmiş güzel bir üretici-­‐tüketici bağı doğmuştur. Buna rağmen araya giren aracılar ticari emellerce bu işte yararlanmayı başarabilmiştir. İnsanlarda ise yeterli Adil Ticaret bilinci oluşturulamamıştır. Çözüm Önerileri Bu konuda temel çözüm önerisi Adil Ticareti hukuksal geçerlilikte yaymaktır. Bu hususta gerekli bilinçlendirme eğitimleri hem üreticiye hem tüketiciye karşı yapılmalıdır. Ayrıca Adil Ticaret sisteminden yararlanmak isteyen fırsatçıları önlemek amacıyla tedbirlere de başvurulmalıdır. Bunlar temel önerilerdir. Bunun ötesinde sizler olayı her yönüyle araştırıp, çözümlemelisiniz. Çözümleme esnasında insan haklarına paralel hareket etmeli ve hukuki destekleri unutmamalısınız. Kaynakça Ana, Toprak. <http://toprakana-­‐adilticaret1.blogspot.com.tr/>. Dergisi, Birikim. <www.birikimdergisi.com>. ekofit. ekofit. <http://ekofit.com.tr/tr-­‐TR/adilticaret/75/86/detay>. Summer-­‐Foundation. <www.summer-­‐foundation.org>. Trade(org), Fair. <www.fairtrade.org.uk>. Araştırma Soruları Giriş Lütfen cevaplarınızı sizin için ayrılan boşluklara yazınız. Bu soruları ve cevaplarını ülkeniz ve sosyal politikaları hakkında olabildiğince bilgi edinmek için bir kılavuz gibi kullanın. Soruları cevaplamak için önceden var olan bilgilerinizi kullanabilir, arkadaşlarınızdan, öğretmenlerinizden, ve forum yöneticilerinden yardım alabilirsiniz. Ayrıca, daha fazla bilgi için interneti, kitapları, gazeteleri ve magazinleri kullanabilirsiniz. Tüm yerleri doldurmak ve tüm soruları cevaplamak zorunda olmadığınızı unutmayın. O yüzden gerekli bilgileri bulamazsanız endişelenmeyin. Tartışmalara katılmak için her şeyi tamamıyla bilmeniz gerekmiyor. Ancak, ne kadar iyi araştırırsanız, argümanlarda fikirlerinizin ikna edilmesinde o kadar etkili olursunuz. 1. Sizin ülkenizin bu konudaki görüşleri nelerdir? 2. Bu soruna çözüm olarak ülkeniz ne tür önemler alıyor? 3. Ülkeniz Adil Ticareti ne kadar benimsemiş, benimseyebilir? 4. Bu konuda somut atabilecek yapıda mısınız? 5. Diğer ülkeler ile bu konuda uzlaşma yapar mısınız? 6. Adil Ticaretin en büyük düşmanı nedir? 7. Adil Ticareti nasıl yaygınlaştırırız? 8. Adil Ticareti nasıl güçlendiririz? 9. Adil Ticareti nasıl sürekli kılabiliriz? 10. İnsan haklarının bu konudaki yeri ülkenizce nedir? 11. Adil Ticaret tarımdaki insan haklarını nasıl etkileyebiliyor? 
Download