Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı ve

advertisement
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
154
Journal of
TURKISH SCIENCE EDUCATION
Volume 8, Issue 4, December 2011
TÜRK FEN EĞĠTĠMĠ DERGĠSĠ
Yıl 8, Sayı 4, Aralık 2011
http://www.tused.org
Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı ve Kitaplarında
Türk-Ġslam Bilginlerine Yer Verilme Durumu
Canan LAÇİN ŞİMŞEK 1
1
1
Yrd. Doç. Dr., Sakarya Üniversitesi, Eğitim Fakültesi, İlköğretim Bölümü, Sakarya-Türkiye
Alındı: 30.11.2010
Düzeltildi: 06.03.2011
Kabul Edildi: 16.04.2011
Orginal Yayın Dili Türkçedir (v.8, n.4, Aralık 2011, ss.154-168)
ÖZET
Bu çalışmanın amacı, Fen ve Teknoloji dersi öğretim programlarında ve kitaplarında bilim tarihi ile ilgili
konular içerisinde Türk-İslam bilginlerine yer verilme durumunu değerlendirmektir. Çalışmada, nitel veri
toplama yöntemlerinden doküman incelemesi yapılmıştır. 2004 yılında yeniden yapılandırılan Fen ve
Teknoloji dersi öğretim programı kazanımlarında bilim tarihine nasıl yer verildiği, MEB tarafından
yayınlanan ders kitaplarına bu kazanımların nasıl yansıdığı belirlenmiştir. Daha sonra, kitaplar içerisinde
yer verilen bilim insanlarının ne kadarının Türk-İslam bilginlerinden olduğu tespit edilmiştir. Çalışma
sonunda program kazanımlarında farklı kültürlerin ve uygarlıkların katkılarına vurgu yapıldığı
görülmüştür. Ancak, kitaplarda Türk-İslam bilginlerine yeterince vurgu yapılmadığı, bilime katkılarına
yeterince değinilmediği tespit edilmiştir. İncelenen ders kitaplarında sadece sekiz Türk-İslam bilginine
yer verildiği görülmüştür. Bu isimler, Ali Kuşçu, Uluğ Bey, Bursalı Kadızade Rumi, Gıyaseddin Cemşid,
Muinuddin Kaşi, Farabi, İbn-i Sina ve İbn-i Miskeveyh‘dir.
Anahtar Kelimeler: Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı; Türk-İslam Bilginleri; Bilim Tarihi;
Bilim Tarihi Öğretimi.
GĠRĠġ
Bilim, heyecanlı, entelektüel bir maceradır. Bu macera sürecinde bilimsel gerçeklere
ulaşılır. Ancak, bilimi sadece bilimsel gerçekler olarak düşünüp, onu bir bilgi yığını olarak
algılamak, onun içindeki heyecanı yok saymayı da beraberinde getirir. Oysa, hem bilimin
geçirdiği badireler hem de bilim insanlarının tarih boyunca yaşadıkları sıkıntılar ve başarılar,
ulaşılan sonuçlar kadar ilgi çekici ve önemlidir. Belki de, bilim olgusunu tam olarak anlamak için
son derece gereklidir. Bu bağlamda, bilimin ne olduğu, kökeni, gelişimi, bilime katkı yapan
kişilerin hayatı, bilimsel kurumlar ve aletler, bilimin iktisadi, siyasi, dini ve toplumsal
bağlamlarla ilişkisi, bilimsel bilginin farklı kültürler arasında aktarımı vb. konularının
incelenmesinin (Fazlıoğlu, 2004) gerekliliği fark edilmiş ve bilim tarihi bir disiplin olarak
karşımıza çıkmıştır.
1
Sorumlu Yazar email: [email protected]
© ISSN:1304-6020
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
155
Bilim tarihi akademik bir disiplin olma hüviyetini, Auguste Comte (1798-1857), Paul
Tannery (1843-1904), Henri Poincaré (1854-1912) ve Pierre Duhem (1861-1916) gibi bilim
tarihçileri ile bilim felsefecilerinin etkisiyle bilim tarihi araştırmalarına yönelen George Sarton‘ın
(1884-1956) 1936 yılında Harvard Üniversitesi‘nde bilim tarihi doktora programını kurmasıyla
kazanmıştır (Unat, 2004). Sarton‘a göre bilim tarihi keşifler hikâyesi değildir. Çünkü keşifler
geçicidir, bir süre sonra eski keşiflerin yerini yenileri alır. Bilim tarihçisinin asıl görevi,
bilginlerin bilimsel keşiflerini saymaktan ve sıralamaktan ziyade, bilimsel düşüncenin gelişimini,
yani insan bilincinin gelişimini açıklamaktır (Sarton, 1995). Böylelikle bilimdeki tarihsel
gelişmelerden haberdar olan birey, keşif ve icatların nasıl yapıldığının, bu süreçte nelerin
yaşandığının, hangi koşullarda etkili olduğunun, bu yolda verilen zahmetlerin farkına varacak ve
bunları takdir edecektir (Laçin Şimşek, 2009).
Bilim tarihinin önemi üzerinde yapılan tartışmaların akabinde, bilimin tarihsel gelişiminin
okul müfredatlarında yer almasının gerekliliği tartışılan konulardan biri haline gelmiştir. 1947‘de
yapılan bir toplantıda (American Association for the Advancement of Science President‘s
Scientific Research Board Policies Commission) ―öğrencilerin ilgisini çekmek ve onların hayal
gücünü arttırmak için serüvenleri ve dramatik yönleriyle bilim tarihinden daha çok
yararlanılmalıdır‖ ifadesine yer verilmiştir (DeBoer 1991‘den aktaran McComas, 2008). 1948‘de
ise öğrencilerin tarihsel konuları okuyarak ve tartışarak bilimin nasıl işlediğini daha iyi
öğrenecekleri düşüncesini destekleyen Conant, 17.-19. yüzyıllar arasındaki tarihi bilimsel keşifler
hakkında seri kitaplar çıkarmış ve öğrencilerin bu otantik örnekleri gördüklerinde bilimin
yapılabilirliği ile ilgili önemli dersler alacaklarına inanmıştır (McComas, 2008). Daha sonraları,
Klopfer & Cooley (1961, 1963), Conant‘ın yaklaşımını geliştirmiş ve ortaokul öğrencileri için
bilim tarihinden örnekler içeren seriler yazmışlardır (aktaran; McComas, 2008). Harvard
üniversitesinde uygulanan Harvard Project Physics (Harvard Fizik Projesi), bilim tarihi
yaklaşımıyla ilgili iyi bilinen projelerden biridir. Bu proje kapsamında, öğrencilere tarihsel öğeler
sunulmuş ve onlardan bilim insanlarının çalışmaları ile ilgili kendi kararlarını vermeleri
beklenmiştir (Lin, Hung & Hung, 2002, McComas, 2008).
Bilim tarihinin müfredatlarda ele alınması, Amerika Birleşik Devletleri‘nin programlarında
(Science for All Americans, 1989; Benchmarks for Science Literacy,1993 ve National Science
Education Standards) ders konularının bilimin doğası ve bilim tarihi ile ilişkili olarak anlatılması
şeklinde olmuştur (Rutherford, 2001). Son yıllarda fen eğitimcileri de bilim tarihi üzerinde
sıklıkla durmakta ve öğrencilerin bilimin nasıl işlediğiyle ilgili doğru bir anlayış geliştirmeleri
için bilim tarihinin gerekliliğine değinmektedirler (Abd-El-Khalick & Lederman, 2000; Jasanoff,
2000; Justi & Gilbert, 1999; Justi, ve Gilbert, 2000; Lombardi, 1999; Maienschein, 2000; Monk
& Osborne, 1997). Bunlardan Matthews (1994), fen öğretiminde bilim tarihinden yararlanmanın
gerekçelerini şöyle anlatmaktadır:
1. Bilim tarihi, bilimsel kavram ve metotların daha iyi anlaşılmasını sağlar.
2. Tarihsel yaklaşım, bireysel düşüncenin gelişimi ile bilimsel düşüncenin gelişimini
birleştirir.
3. Bilim tarihi değerlidir. Bilim ve kültür tarihindeki önemli olaylar (bilimsel devrim,
Darvinizm, Penisilinin keşfi vb.) bütün öğrenciler için tanıdık olmalıdır.
4. Bilim tarihi, bilimin doğasını anlamak için gereklidir.
5. Bilim tarihi, ders kitaplarında genellikle bulunan ―ilimciliğe‖ ve dogmatizme karşı
koyar.
6. Bilim tarihi, bilim insanlarının yaşamlarını ve zamanlarını göz önüne sererek, bilimi
insanlaştırır, daha az soyut hale getirir ve öğrencileri daha fazla kendine çeker.
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
156
7. Bilim tarihi, bilimin hem kendi disiplinleri ile hem de diğer akademik disiplinleri ile
bağlantılar kurmasına izin verir. Bilim tarihi, insan başarılarının bütünsel ve bağımsız doğasını
gösterir.
Fen derslerinde bilim tarihi, bilimin bir süreç ve bilgiyi edinmenin bir yolu olduğunu
öğrencilerin fark etmelerini sağlayacak (Brown, 1991) şekilde verilmelidir. Bilimsel bilginin nasıl
yapılandırıldığını, doğruluğunun nasıl kanıtlandığını ve nasıl değiştiğini bilmek, bireylerin
bilgiden türeyen bilim uygulamaları ve bunların geçerliği ile ilgili kararlar almalarında yardımcı
olacaktır (Lonsbury & Ellis, 2002). Eğer öğrenciler bilimsel bilginin nasıl geliştiğini ve tarihsel,
felsefi ve teknolojik bağlamın bu gelişimi nasıl etkilediğini anlarlarsa, bilimle ilgili daha
kapsamlı görüşe sahip olacaklardır. Dolayısıyla fen öğrenmeye yönelik olan ilgileri de artacaktır
(Justi & Gilbert, 2000: 993). Bilimin gelişim sürecinin tarihsel bir perspektifle bağlı bulunduğu
koşullar çerçevesinde anlatılması, toplumsal ve kültürel yapılardan etkilendiğinin farkına
varılmasının sağlanması, bilimin bir insan etkinliği ve kültürel bir miras olduğunun
anlaşılmasında da önemli roller oynayacaktır. Bu mirasta, katkıları olan bütün uygarlıklara ve
bilim insanlarına değinilmesi, öğrencilerin zihninde hem daha doğru bir resim çizecek hem de
bilim olgusunu belli toplumlara mal etme taraflılığından (hatasından/yanlışından) kurtaracaktır.
Çünkü bilim ile ilgili günümüzde hakim olan anlayış; bilimin Rönesans‘la birlikte atılım yaptığı
ve bunun kökenlerinin de Yunanlılara dayandığı şeklindedir. Buna göre bilim, batı dünyası için
―karanlık çağ‖ olarak nitelendirilen Ortaçağ‘da duraklamış, 1500‘lü yıllardan sonra da tekrar
canlanmıştır. Bu Batılı bilim anlayışına karşı, son dönemde yapılan araştırmalarla birlikte çeşitli
itirazlar yükselmeye başlamıştır. İtirazlardan birinde, bu iddiaların doğru olması durumunda,
Avrupalıların Eski Yunanlıların eserlerini bin yıldan fazla bir süre ellerinde tuttukları halde
Rönesans‘ı neden çok daha önce başlatamadıkları, Batı uygarlığının neden bilimsel gelişme için
1200 yıl daha beklemek zorunda kaldığı (Kocabaş, 1996) sorularının cevaplanması
beklenmektedir. Bazı Avrupalı medeniyet tarihçileri bu sorulara cevap vermeden, Batı'nın
bilimsel düşünceyi Eski Yunanlılardan aldığını tekrarlamakta ve böylece İslam 2 medeniyetinin
Avrupa'da Rönesans ve Reform ile bunları izleyen bilimsel atılım üzerindeki etkilerini
görmemezlikten gelmeye, bir anlamda unutturmaya çalışmaktadırlar (Bammate, 2008; Cobb,
2006; Hunke, 2001; Kocabaş, 1996; Saliba, 2008; Syed, 2003). Bazı batılı bilim tarihçileri ise, 8.12. yüzyıllar arasında yapılmış olan çevirileri göz önünde bulundurarak Yunanlıların
çalışmalarının İslam medeniyetlerindeki çeviri faaliyetleri sonucunda taşındığına değinmekte, bu
noktada Türk-İslam bilginlerinin katkılarını çeviriler ile sınırlandırmaktadırlar. Bu söyleme karşı
yapılan eleştirilerde ise, konu ile bilgisi ya da çalışması olmayan kişilerin Yunanlılara ait
metinleri nasıl çevirebilecekleri hatta metinlere yönelik eleştiriler ve düzeltmeler yapabilecekleri
sorularına cevap beklemektedir (Saliba, 2008). Oysaki batının ―karanlık çağ‖ını yaşadığı
dönemde, İslam medeniyetinde bilim, klasik (antik) dönemin mirasını (Mısır, Mezopotamya,
özellikle Sümer ve Babil, Helenik, Helenistik ve Roma) devralarak zenginleştirilmiş; ona yeni
açılımlar kazandırmak suretiyle de bilimlerin farklı alanlarının gelişmesine katkıda
bulunulmuştur. Gerçekte klasik bilim mirasını hem tercüme faaliyeti ile sürdürmeyi denemiş,
hem de entelektüel anlamda ona güvenmeyerek ya da onunla yetinmeyerek İslam dünyasında
deneyciliğin doğuşuna temel hazırlamış (Bozkurt, 2004), açıklama ve tahlillerin yanında,
tamamen kendine özgü bilimsel yeni eserler ve yeni bilim müesseseleri ortaya koymuştur (Göker,
1998). 8-14. yüzyıllar arası İslam medeniyetinde yetişen bilginler özellikle astronomi,
2
Burada İslam sözcüğü ile sadece bir din değil, bu dinin uzun bir süreçte daha karmaşık bir olgu olarak ortaya
çıkardığı medeniyet anlamı vurgulanmaktadır. Burada bahsedilen İslam bilginleri ise sadece dini bilimlerle
uğraşmayan, hayatın her alanında çeşitli çalışmalar yapmış, İslam coğrafyasında yaşamış kişilerdir.
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
157
simya/kimya, matematik, tıp, fizik, optik vb. alanlarda önemli çalışmalar ve katkılar yapmışlardır
(Huff, 2003). Ancak, bu durum çoğu zaman Batılılarca ya görmemezlikten gelinmiş ya da hiç
dile getirilmeyerek unutturulmaya çalışılmıştır. Bu durum aydınlanma sonrasında kurgusu
tamamlanan modern bilim anlayışı ile daha vurgulu bir söylemi devam ettirmiştir. Bu anlayışa
göre bilim, geçirdiği tüm bu aşamalar gözden kaçırılarak Batılı bir olguya hapsedilmiş, bu
konuda bir anlamda Batılı bir tekel yaratılmaya çalışılmıştır.
Avrupa merkezci zihniyete sahip Batılı bilim adamı ve düşünürlerin İslam bilginlerinin
evrensel bilime katkılarını görmezden gelen tavırlarına karşı eleştirel çalışmalara da rastlanmıştır.
İslam bilginlerinin bilime katkılarıyla ilgili ilk çalışmalar Fransız J. J. Sedillot (1777-1832) ve
oğlu L.-A. Sedillot (1808-1875) ile başlamış, bu çalışmaları, J. T. Reinaud (1795-1867), F
Woepcke (1826-1864) ve E. Wiedemann (1852-1928) gibi bilim insanlarının çalışmaları
izlemiştir (Sezgin, 2007). George Sarton (1884-1956) ortaçağ İslam dünyasındaki bilimsel
faaliyetleri hesaba katmayan bir tarihi değerlendirmenin eksik ve yanlış olmaya mahkûm
olduğunu belirtmiştir. Sarton, ―Bilim Tarihine Giriş‖ adlı beş ciltlik kitabında her yarım asrı, o
dönemin en üstün bilim insanlarının adlarıyla adlandırmış, 8. yy.ın ikinci yarısından itibaren
süregelen 350 yıllık bilim tarihini şu isimlerle anmıştır: Cabir bin Hayyan, Harizmi, Razi,
Mesudi, Ebu‘l Vefa, Biruni ve Ömer Hayyam (Salih, 2005).
Sezgin, Türk İslam bilginleriyle ilgili Batıdaki az da olsa yapılan çalışmalarla başlayan bu
olumlu yaklaşımlara değinmekte, ancak bu konuda ders kitaplarında herhangi bir düzeltme
yapılmadığı serzenişinde bulunmaktadır. Çünkü batıda uzun bir dönem boyunca yoğun bir
biçimde karşılık bulan bu tek yönlü bilim anlayışı, sadece Avrupa coğrafyası ile sınırlı kalmamış,
Avrupa‘nın endüstri devrimiyle birlikte ortaya çıkan teknolojik üstünlüğünün bir sonucu da
olarak diğer coğrafyalarda, hatta İslam dünyasında bile benzer şekilde etkisini göstermiştir
(2007). Sezgin‘in bu haklı eleştirisinden yola çıkarak, 2004‘de yeniden yapılandırılan İlköğretim
Fen ve Teknoloji dersi programında durumun ne olduğunun tespit edilmesi gereği duyulmuştur.
Çünkü Türkiye‘de özellikle kamuoyu nezdinde genel bir kanı oluşturması açısından ilköğretimde
bilim tarihi öğretiminin nasıl yapıldığının bilinmesi, yukarıda dile getirilen tezin bir anlamda
sorgulanması anlamını taşıyacağı da söylenebilir. Bu doğrultuda, Fen ve Teknoloji dersi
programlarında ve ders kitaplarında Türk İslam bilginlerine yer verilme durumu tespit edilmek
istenmiştir. Dolayısıyla, öncelikle 2004 Fen ve Teknoloji dersi programında genel anlamda bilim
tarihine nasıl yer verildiği incelenmiş, daha sonra ilgili ders kitaplarında Türk İslam bilginlerine
yer verilme durumu belirlenmiştir.
Bu çalışmanın amacı, fen ve teknoloji dersi öğretim programlarında ve ders kitaplarında
Türk-İslam bilginlerine yer verilme durumlarını değerlendirmektir.
YÖNTEM
Çalışmada, doküman incelemesi yapılmıştır. Doküman incelemesi, araştırılması hedeflenen
olgu veya olgular hakkında bilgi içeren yazılı materyallerin analizidir (Yıldırım ve Şimşek,
2003). Bunun için, MEB tarafından hazırlanan Fen ve teknoloji dersi 4-5. sınıf öğretim programı
ile 6-8. sınıf öğretim programı ve MEB tarafından yayımlanan 4-8. sınıf Fen ve Teknoloji ders
kitapları betimsel analizle değerlendirilmiştir. Kitaplarda yer alan bilim tarihiyle ilişkili konular
içerisinde hangi bilim insanlarına yer verildiğine bakılmıştır.
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
158
a) Veri toplama süreci
Verileri toplamak amacıyla MEB tarafından yapılan 2004 Fen ve Teknoloji dersi öğretim
programı ve bu program doğrultusunda hazırlanan kitaplar incelenmiştir. Programda bilim
tarihine, bu tarihe katkıları olan medeniyetlere ve bilim insanlarına nasıl değinildiği, kitaplarda
hangi bilim insanlarına, nasıl yer verildiği belirlenmiş, bunlarla ilgili değerlendirmeler
yapılmıştır. Program değerlendirmesi için Fen-Teknoloji-Toplum–Çevre kazanımları üç farklı
araştırmacı tarafından bağımsız olarak incelenmiş, bilim tarihi ile ilgili kazanımlar belirlenmiştir.
Kitapta yer verilen bilim insanları ile ilgili incelemeler iki farklı araştırmacı tarafından
yapılmıştır. Bilim insanlarına yer verilme durumuyla ilgili olarak tablolar oluşturulmuştur.
Tablolar oluşturulurken şunlara dikkat edilmiştir:
 Kitaplarda yer alan üniteler okunarak, hangi bilim insanlarına yer verildiği ile ilgili
notlar alınmıştır.
 Bilim insanlarının ele alınış şekli tespit edilmiştir (Metin, bilgi kutusu, ―bunları biliyor
musunuz?‖ köşesi gibi).
 Üniteler içerisinde yer alan ―Kendimi değerlendiriyorum‖ soruları, ―ünite sonu
değerlendirme‖ soruları ve ―ünitemizi özetleyelim‖ bölümü inceleme dışında tutulmuştur.
 Aynı konu ya da başlık içinde yer alan bilim insanının ismi bir defa alınmıştır.
BULGULAR
İncelemeler sonucunda ulaşılan bulgular, programa ilişkin bulgular ve ders kitaplarına
ilişkin bulgular olmak üzere iki şekilde sunulmuştur.
a) Fen ve Teknoloji Dersi Programlarına ĠliĢkin Bulgular
Bu değerlendirmeleri yapmak için 4-5. sınıf dersi öğretim programı ile 6-8. sınıf dersi
öğretim programı incelenmiştir. Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı, öğrenme alanları
şeklinde tasarlanmıştır. Programda 7 öğrenme alanı bulunmaktadır. Bu öğrenme alanları canlılar
ve hayat, madde ve değişim, fiziksel olaylar, dünya ve evren, fen-teknoloji-toplum-çevre,
bilimsel süreç becerileri, tutum ve değerler şeklindedir. Bilimsel bilgiler ilk dört öğrenme alanı
içerisinde verilmiş, üniteler bu dört alan üzerinden yapılandırılmıştır. Diğer üç öğrenme alanı ile
ilgili kazanımlar ise bu üniteler içerisine dağıtılarak verilmiştir. Bilim tarihi ile ilgili olan
kazanımlara fen-teknoloji-toplum-çevre öğrenme alanı içerisinde yer verilmiştir.
4-5. sınıf ve 6-8. sınıf öğretim programları incelendiğinde, ―fen-teknoloji-toplum-çevre‖
öğrenme alanı içerisinde her iki programda da ortak olarak ―fen ve teknolojinin doğası‖ başlığı
altında şu bilgilerin verildiği görülmüştür:
―Fen; farklı kültürlerden birçok kadın ve erkeğin katkıda bulunduğu, uzun bir
tarihi ve kendine özgü özellikleri olan bireysel ve sosyal bir faaliyettir. Fen; aynı
zamanda merak, yaratıcılık, hayal gücü, sezgi, inceleme, gözlem yapma, deney yapma,
delilleri yorumlama ve deliller ile yorumlar üzerinde tartışmaya dayanan bir öğrenme
yoludur. Fen; fiziksel, biyolojik ve teknolojik dünyayı yorumlamak, açıklamak ve
tahmin etmek için kavramsal ve teorik bir temel sağlar. Fen teorileri sürekli olarak
gözden geçirilir ve aynı konuda farklı deliller elde edildikçe eski ve yeni bilgilerin
tümünü açıklayacak şekilde düzeltilir ve geliştirilir. Önceden kabul edilen bilgilerle
çelişen yeni gözlemler ve hipotezlerin kabul edilir hâle gelmesi, bilim topluluğunun en
azından önemli bir kısmının onayını gerektirir. Bu ise çok taraflı, uzun ve karmaşık bir
süreçtir. Katılanların konuyu derinlemesine irdeledikleri akademik tartışmalarda
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
159
karşılıklı diyalog ve ikna süreci yaşanır. Tarih boyunca olagelen bu akademik
tartışmalarda teori önerilir; deneyler yapılır ve akademik tartışma sosyal, kültürel,
ekonomik ve dinsel etmenlerden ve kişisel ve/veya toplumsal ön yargılardan etkilenir.
Dünya hakkındaki anlayışlarımızın bir kısmı devrim niteliğindeki bilimsel
gelişmelerin bir sonucudur. Ancak anlayışlarımızın büyük bir kısmı düzenli ve yavaş
bir birikim sonucunda oluşan bir bilgi bütününe dayanır. Bu organize bilgi bütününün
oluşturulmasında dünyadaki her kültürden bilim adamının katkısı olmuştur‖ (MEB, 45. Sınıf öğretim programı, s. 31; MEB, 6-8. Sınıf öğretim programı, s. 61-62)
Bu ifadelerden de anlaşılacağı gibi, programlarda bilimin sosyal ve kültürel yanlarına
değinilmekte, bilime her kültürden bilim insanlarının katkıların olduğu vurgusu yapılmaktadır.
Bu ortak yaklaşımla birlikte programda fen-teknoloji-toplum çevre öğrenme alanı ile ilgili
kazanımların farklıklar gösterdiği görülmüştür. Bu kazanımlar ayrı başlıklar altında aşağıda
verilmiştir:
a. Fen ve teknoloji dersi 4-5. Sınıf öğretim programı fen-teknoloji-toplum çevre
öğrenme alanında yer alan bilim tarihi ile iliĢkili kazanımlar
Fen ve teknoloji dersi 4-5. sınıf öğretim programı fen-teknoloji-toplum çevre öğrenme
alanında yer alan bilim tarihi ile ilişkili kazanımlar şunlardır:
Kazanım 8. Bilim ile uğraşanların tek tip insanlar olmadığını anlar.
Kazanım 9. Kadınların ve erkeklerin kuramsal ve uygulamalı fen bilimlerini
meslek olarak seçip, alanlarında yükselebildiklerini anlar.
Kazanım 11. Farklı tarihî ve kültürel geçmişleri olan insan topluluklarının aynı
doğal olaylar hakkında ne tür anlayışlar oluşturup bunları ne şekilde kayda geçirdiklerini
örneklerle açıklar.
Kazanım 12. Eski medeniyetlerin gökbilimde nasıl veri topladıkları, kaydettikleri
ve bunları ne amaçla ve nasıl kullandıkları hakkında bilgi toplar ve bir görüş oluşturur.
Kazanım 32. Geçmişten günümüze ihtiyaçları karşılamak ve yaşam kalitesini
artırmak için geliştirilen teknolojilerin insanların çalışma, yaşama ve çevreyle etkileşme
şeklini ve toplumlarını nasıl değiştirdiğine örnekler verir.
Kazanım 34. Fen ve teknolojiye farklı kültürlerden birçok kadın ve erkeğin
katkıda bulunduğunu ve katkıda bulunmaya devam ettiğini gösterir.
Fen ve teknoloji dersi 4-5. sınıf ders programında, bilimin sosyal bir faaliyet olduğu
belirtilmekte ve bu faaliyete farklı kültürlerin katkılarının olduğuna değinildiği görülmektedir.
b. Fen ve teknoloji dersi 6-8. sınıf ders programı fen-teknoloji-toplum-çevre öğrenme
alanında yer alan bilim tarihi ile iliĢkili kazanımlar
Fen ve teknoloji dersi 6-8. sınıf ders programındaki ilgili kazanımlar ise şunlardır:
Kazanım 2. İnceledikleri doğal olaylar hakkında geçmişte ve günümüzde ortaya
atılmış ve kabul görmüş olan düşünceleri ve teorileri belirler ve karşılaştırır.
Kazanım 3. Bilimsel bilginin, yeni kanıtlar ortaya çıkması durumunda nasıl
değişip geliştiğine örnekler verir.
Kazanım 11. Bilim ile uğraşanların tek tip insanlar olmadığını anlar.
Kazanım 12. Kadınların ve erkeklerin kuramsal ve uygulamalı fen bilimlerini
meslek olarak seçip alanlarında yükselebildiklerini anlar.
Kazanım 13. Bilimsel iş görmenin unsurlarını (bazen yalnız ve bazen birlikte
çalışmak, meslektaşlarla sürekli iletişim içinde bulunmak) anlar.
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
160
Kazanım 14. Farklı tarihsel ve kültürel geçmişleri olan insan topluluklarının
bilimsel düşüncelerin gelişimine yaptıkları katkıları örneklerle açıklar.
Kazanım 15. Kendi alanlarında dünya çapında üne sahip Türk bilim adamlarına
ve bilime katkılarına örnekler verir.3
Kazanım 35. Farklı kültürlerden birçok kadın ve erkeğin fen ve teknolojiye
geçmişte ve günümüzde katkıda bulunduğunu ve bulunmaya devam edeceğini fark eder.
6-8. sınıf ders programında yer alan kazanımlarda, bilimsel bilginin geçmişten günümüze
değiştiğine değinildiği, bu değişimde farklı kültürlerin katkısının olduğuna dikkat çekilmeye
çalışıldığı görülmüştür. Bu programda, 4-5. sınıf programından farklı olarak Türk bilim
insanlarının bilime olan katkıları ile ilgili ayrı bir kazanımın yer aldığı dikkat çekmektedir.
b) Fen ve Teknoloji Ders Kitaplarına ĠliĢkin Bulgular
Fen ve teknoloji dersi 4-8. sınıf ders kitaplarına ilişkin bulgular tablolar halinde verilmiştir.
Tablo 1. 4. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi Kitabında Yer Verilen Bilim İnsanları
Yer verilme şekli
Bunları
Biliyor muyuz?
Bilim insanı
Andres Celcius
Newton
Thomas Edison
Lewis Howard Latimer
Antoni van Leeuwenhoek
Alexander Fleming
Michael Faraday
Alessandro Volta
Metin kutusu
Tarih şeridi
1
1
1
1
1
1
1
1
1
Tablo 1‘de görüldüğü gibi, 4. sınıf ders kitabında 8 bilim insanına yer verilmiştir. Ancak
bunlar arasında Türk-İslam bilgine rastlanmamıştır.
Tablo 2. 5. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi Kitabında Yer Verilen Bilim İnsanları
Yer verilme
şekli
Bilim insanı
Newton
Graham Bell
Thomas Edison
Metin
1
1
1
5. Sınıf ders kitabı incelendiğinde çok az bilim insanına yer verildiği görülmüştür. Bunların
arasında Türk-İslam bilginine rastlanmamıştır.
3
İtalikler kazanımın konuyla ilgisini vurgulamak amacıyla tarafımızca yapılmıştır.
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
161
Tablo 3. 6. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi Kitabında Yer Verilen Bilim İnsanları
Yer verilme
şekli
Bilim insanı
Robert Hooke
Newton
Democritus
John Dalton
Marie Cruie
Becquerel
Pierre curie
Benjamin Franklin
George Simon Ohm
Edward jenner
Louis pasteur
Robert koch
Beijrinek
Alexander fleming
Jonas salk
Joseph Montgolfier
Etienne Montgolfier
Bunları
Biliyor
musunuz?
1
Metin
Araştıralım
Hazırlanalım
1
1
1
1
1
Metin
kutusu
Tarih
şeridi
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
6. sınıf ders kitabında 17 bilim insanına yer verilmiştir. Ancak bunlar arasında da Türk
İslam bilginlerine yer verilmediği görülmüştür.
Tablo 4. 7. Sınıf Fen ve Teknoloji dersi kitabında yer verilen bilim insanları
Yer verilme
şekli
Bilim insanı
Andre Marie Ampere
Benjamin Franklin
George Simon Ohm
Alessandro Volta
Robert Boyle
Democritus
Albert Einstein
Marire Cruie
John Dalton
John Joseph Thomson
Ernest Rutherford
Neils Bohr
Stoney
Archimedes
Newton
Ali Kuşçu
Uluğ Bey
Bursalı Kadızade Rumi
Gıyaseddin Cemşid
Muinuddin Kaşi
Hipporkhos
Galileo
Neil Arnstrong
Edwin Aldrin
Michael Collins
Metin
Bunları
Biliyor
muydunuz?
Metin
kutusu/balon
Resim
altında bilgi
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
Tarih şeridi
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
162
Tablo 4, incelendiğinde 7. sınıf ders kitabında toplamda 25 bilim insanına yer verildiği
görülmüştür. Bunlardan sadece beşinin Türk-İslam bilgini olduğu tespit edilmiştir. Bu isimler,
Uluğ Bey, Ali Kuşçu, Bursalı Kadızade Rumi, Gıyaseddin Cemşid ve Muinuddin Kaşi‘dir.
Tablo 5. 8. Sınıf Fen ve Teknoloji Dersi Kitabında Yer Verilen Bilim İnsanları
Yer verilme
şekli
Bilgin
Gregor Mendel
James Watson
Francis Crick
Farabi
İbn-i Sina
İbn-i Miskeveyh
Lamark
Darwin
Wallace
Leonardo da Vinci
Wright kardeşler
Archimedes
Blaise Pascal
Otto von Guerrike
Torricelli
Johann Döbereiner
A. De Chancourtois
John Newlands
Dimitri İvanovic
Mendeleyev
Lothar Meyer
Henry Moseley
Glenn Seaborg
Graham Bell
James P. Joule
Michael Faraday
Nicola Tesla
Enrico Fermi
Arno A. Penzias
Robert w. Wilson
John c. Mather
George f. Smoot
Newton
George Lemaitre
Edwin Hubble
Alfred Wegener
Hary H. Hess
Metin
Bunları
Biliyor
muydunuz?
1
1
1
Etkinlik
1
Araştıralım
hazırlanalım
Boyalı
metin
Şiir
Tarih
şeridi
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
2
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
1
Tablo 5 incelendiğinde 8. sınıf ders kitabında diğer kitaplara oranla daha çok bilim insanına
yer verildiği görülmüştür. Bu kitapta 37 bilim insanına değinilmiştir. Ancak, burada da Türkİslam bilginlerinin sayısı üçü geçememiştir. Yer verilen Türk İslam bilginleri; Farabi, İbn-i Sina
ve İbn-i Miskeveyh‘dir.
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
163
TARTIġMA ve SONUÇ
2004 Fen ve Teknoloji dersi öğretim programları ve kitaplarında Türk İslam bilginlerine
yer verilme durumunu tespit etmek amacıyla yapılan bu çalışmada ulaşılan sonuç; bilimsel
bilginin gelişimi ile ilgili olarak ders programlarında farklı kültürlerden bilim insanlarının
katkılarına vurgu yapıldığı, ancak Türk İslam bilginlerinin katkılarına ders kitaplarında yeterince
yer verilmediği şeklindedir. Hatta bu durum, o kadar şaşırtıcı boyutlardadır ki incelenen 5 ders
kitabında 90 bilim insanına değinildiği ancak bunlardan sadece sekizinin Türk-İslam
bilginlerinden olduğu görülmüştür. 4., 5. ve 6. sınıf ders kitaplarında Türk-İslam bilginlerine hiç
yer verilmemiştir. Türk-İslam bilginlerine sadece 6. ve 8. ders kitaplarında kısmen rastlanmıştır.
Ancak bu yetersizdir. Oysa ki, 6-8. sınıf fen ve teknoloji dersi öğretim programı, fen-teknolojitoplum-çevre öğrenme alanı kazanımları içerisinde Türk İslam bilginlerinin katkılarıyla ilgili bir
kazanım dahi bulunmaktadır. Bu bağlamda, öğretim programı ile ders kitaplarının uyum
noktasında sorunlarının olduğunu görülmektedir. Kitaplarda yer verilen isimler, Ali Kuşçu, Uluğ
bey, Bursalı Kadızade Rumi, Gıyaseddin Cemşid, Muinuddin Kaşi, Farabi, İbn-i Sina ve İbn-i
Miskeveyh‘dir. Oysa, fen ve teknoloji dersi konuları içerisinde değinilebilecek çok fazla sayıda
ve değerli katkıları bulunan Türk İslam bilginleri bulunmaktadır. Durumun vahametinin daha iyi
anlaşılabilmesi için bu konuda değinilebilecek bilim insanlarına örnek verme gereği
duyulmaktadır. Bu örnekler, ders kitabındaki anlatımlar üzerinden yapılmıştır.
4. sınıf ders kitabında (Tunç ve diğ., 2007: 197) Antoni Van Leeuvenhook‘dan
bahsedilmekte, gözle görülemeyen canlıları mikroskopta ilk kez onun incelendiği
söylenmektedir. Bu bilgiyle beraber, hastalık yapan etmenlerin (yani mikropların) canlı olduğunu
ifadesinin yıllar öncesinde Akşemseddin tarafından da dile getirildiği bilgisi verilebilirdi. Bu
bilgiyle birlikte Akşemseddin‘in Fatih Sultan Mehmet‘in hocası olduğunun da söylenmesi, hem
öğrencilerin ilgisini daha da çok çekecek, hem de programın amaçları doğrultusunda disipliner
bir yaklaşımla Sosyal Bilgiler dersinde gördüğü konularla ilişki kurmasını sağlayacaktır. Ayrıca,
öğrencilerin kendi milletine mensup bu yaratıcı düşünen, çalışkan, iyi örnekleri takdir etmesine
önemli bir fırsat yaratacaktır.
6. sınıf ders kitabında (Tunç ve diğ., 2007) ―Araştıralım, Hazırlanalım‖ (s. 94) adlı
etkinlikte ―M.Ö 400‘lü Yıllarda Democritus, maddenin atom adı verilen taneciklerden meydana
geldiğini ileri sürmüştü. Democritus‘un atom fikri o dönemde reddedilmiştir. İki bin yıl sonra
1800‘lerin başlarında ise Dalton tekrar aynı fikri biraz daha genişleterek benimsetmiştir‖ şeklinde
bir ifade yer almaktadır. Atomla ilgili düşünceleri sadece bu iki bilgin ile sınırlandırmak bilim
tarihi öğretimi açısından ne kadar doğrudur? Bu 2200 yıllık zaman zarfında nasıl olup da atomla
ilgili farklı düşüncelerin dile getirilmediği sorusu akla gelmelidir. Oysaki Türk İslam bilginlerinin
bunlarla ilgili düşünceleri mevcuttur. Kitapta konuyla ilgili doğrudan hiçbir bilgi verilmese bile,
öğrencilere araştırma ödevi olarak, atom konusunda fikir belirtmiş olan bilim insanlarını
araştırmaları istenebilirdi. Atom ile ilgili düşünceleri olan insanlara örnek olarak, atomları en,
boy ve yüksekliği olmadığını ve parçalanamayacağını söyleyen el-Allaf (ölm. 841), atomların
bölünemez olduğunu düşüncesine karşı çıkan ve sonsuza kadar bölünebileceğini iddia eden elNazzam (ölm. 845) verilebilirdi (Tez, 2007).
Vücudumuzla ilgili konuların yer aldığı ünitelerde tıp alanında katkıları bulunan Türk İslam
bilginlerine yer verilebilir. Örneğin, 6. sınıf ders kitabında (Tunç ve diğ., 2007), kızamık
hastalığından bahsedilen bölümde, bu hastalığın ilk defa Zekariya El-Razi tarafından
tanımlandığına değinilebilirdi. Yine, vücut ve sağlıkla ilgili ünitelerde İbn-i Sina‘ya değinilmemiş
olması şaşırtıcı bir durumdur. Kan dolaşımıyla ilgili olarak, İbn-Ün Nefis‘in bu konudaki
fikirlerine yer verilebilirdi.
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
164
6. sınıf ders kitabında (Tunç ve diğ., 2007: 172) yer alan hastalıklarla ilgili araştırmalar
yapan bilim insanlarına yer verilmiş olan tarih şeridinde sadece 18. yüzyıldan sonra yaşamış
bilim insanlarına yer verilmiş, bu insanlardan önce birçok hastalığın teşhisinde başarılı olmuş
Türk-İslam bilginlerine (Razi, İbn-i Sina vb) değinme gereği duyulmamıştır. Türk İslam
bilginlerinin tıp konusunda ki başarısı dünyaca kabul edilmiş bir durumken, bu isimlere yer
verilmemiş olması şaşırtıcıdır.
7. sınıf ders kitabında (Tunç ve diğ., 2007: 132) ―simya adı altında sürdürülen çalışmaların
kimya bilimine dönüşmesi 19. yüzyılın sonlarına rastlamaktadır‖ şeklinde bir ifade yer
almaktadır. Oysaki simyanın kimya bilimine dönüşmesinde önemli adımlar Cabir bin Hayyan ve
el-Razi tarafından atılmıştır. Tarih şeridi içinde de bu isimlere yer verilmemesi sadece iki Batılı
bilim insanına yer verilmiş olması dikkat çekici bir bulgudur.
Yine 7. sınıf ders kitabında (Tunç ve diğ., 2007: 264) ―ayrıca eski Mısırlıların festival ve
bayram günlerini belirlemek için Güneşi, ayı ve yıldızları da kullandıkları bilinmektedir. Ancak
gökyüzü incelemeyi bir bilime dönüştürenler Eski Yunanlılardır. Örneğin, eski Yunanlı
Hipporkhos yıldız haritalarını bugünküne yakın şekilde çizsen kişilerden biridir‖ şeklinde bir
ifade yer almaktadır. Astronomi alanında Türk İslam bilginlerinin katkıları, hazırladıkları zic‘ler
ve kullandıkları usturlap‘larla bu alandan çığır açtıkları bilinmektedir. Bu alanda katkılarından
değinilebilecek onlarca Türk İslam bilgini varken, katkının sadece Hipporkhus‘la
sınırlandırılması şaşırtıcıdır.
Ders kitaplarındaki örneklerden yola çıkılarak verilebilecek bu önerilerin yanında, fen
üniteleri içinde yer alan konularda şu insanların katkılarına da değinilebilirdi: Cabir bin Hayyan
(y. 721-805), Zunnun-i Mısri (öl. 860), Razî (860-925), İbni Sînâ (980-1037) ve Mecritî'nin (?1007) modern kimyanın temeli sayılabilecek deneysel çalışmalar yapmışlardır. Daha sonra fizikte
Kindî (y. 796-872) ve yine fizikte optik alanındaki araştırmaları ile bilinen İbni Heysem (y. 9651051); Matematikte Harezmî (y 780-850) ve Sâbit bin Kurrâ (y. 834-901), Ömer Hayyam (10481131); zoolojide Câhiz (y. 776-869); astronomide İbni Heysem (y. 965-1051), Beyrûnî (y 9731051), Zerkalî (1029-1087) ve İbni Şâtır (öl. 1375), Takiyüddin, Tusi; tıpta Râzî (y. 864-925) ve
İbni Sînâ (y. 980-1037); ve tıp ve fizik de İbni Rüşd (1126-1198) (Bayraktar, 2000; Huff, 2003;
Hussain, 2004: Kocabaş, 1996; Ronan, 2003; Syed, 2003; Tekeli ve diğ., 2007; Tez, 2001;
Turner, 2002; Unat, 2001).
Türk-İslam bilginlerinin kimya, fizik ve matematik alanındaki önemli katkıları şu şekilde
özetlenebilir (Huff, 2003; Kocabaş, 1996): Kimya biliminin gelişmesine Türk-İslam bilginlerinin
katkıları birkaç bakımdan önemlidir. Birincisi, ilk defa Câbir bin Hayyân'ın eserlerinde görüldüğü
gibi, Müslümanlar kimyasal cisimlerin, bir dizi temel özelliğin belli oranlarda birleşiminden
meydana geldiğini ve Eski Yunanlıların bu konudaki düşüncelerinin aksine, bu temel özelliklerin
ayrıştırılarak belli oranlarda tekrar birleştirilebileceğini ve böylelikle yeni cisimler meydana
getirilebileceğini düşünmüşlerdir. Bu ise kimyaya hem analitik, hem de sentetik bir araştırma
metodu getirmiştir. İkincisi, cisimlerde bu özelliklerin belli bir denge içerisinde bulunduğunu öne
sürmüş olmalarıdır. Üçüncüsü, ve belki de en önemlisi, yaptıkları deneylerin anlatımlarında
modern bir kimya deneyinin bütün unsurlarını görmek mümkündür. Mesela Mecriti'nin civanın
oksitlenmesi üzerine yaptığı deneyde, klasik bir kimyasal reaksiyonda olması gereken hemen her
şey bulunmaktadır ki bunları şu şekilde sıralayabiliriz: a) reaksiyona giren maddeler, b)
miktarları, c) reaksiyon şartları, d) reaksiyon sonunda elde edilen maddeler ve e) miktarları. Bu
kimya biliminin gelişmesinde çok önemli bir aşamadır. Fizik alanında İbni Heysem'in parabolik
ve küresel aynalar, mercekler ve ışığın kırılması konusundaki araştırmaları daha sonraları klasik
fizikte optiğin temellerini oluşturmuştur. İbni Heysem ışığın az yoğun ortamdan çok yoğun
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
165
ortama geçerken kırılmasını incelemiş ve ışığın kırılma kanununu bulmuştur. Bu ise Arşimet'ten
sonra fizikte bulunan ilk kanundur. Astronomide ise Galileo ve Kopernik gibi Batılı fizikçilerden
çok daha önce Türk İslam bilginlerini güneş merkezli sistemi ve dünyanın yuvarlaklığını
düşünmüş ve bu konularda ölçmeler yapmışlardır. Müslümanların modern bilimin gelişmesine en
büyük katkısı, deney gözlem ve ölçmeye dayanan bir araştırma metodolojisi geliştirmeleri
olmuştur. Türk İslam bilginleri Batlamyus'un (Ptolemy) yer merkezli astronomik modeline karşı
yeni ve daha doğru bir model geliştirmek amacıyla İbni Heysem'le bilim tarihinde ilk araştırma
programını başlatmışlardır. Bu araştırma programı Nasreddin Tûsî, İbni Şâtır ve Zerkalî gibi
astronomlar tarafından sürdürülerek sonunda güneş merkezli modele eşdeğer bir model
geliştirilmiştir. Bu modeller her ne kadar referans gösterilmemiş olsa da Kopernik tarafından
kitaplarında kullanılmıştır (Huff, 2003; Ragep, 2007; Saliba, 1994).
Yukarıda konular bağlamında verilen örnekler, Türk İslam bilginlerinin katkılarının sadece
bir kısmını içermektedir. Bu örnekler daha da arttırılabilir. Ancak önemli olan, öğrencilerin,
bilimin kültürel bir miras olduğunun, bu mirasta bütün medeniyetlerin katkıları bulunduğunun
farkına varmalarını, insan aklını, düşünce gücünü takdir etmelerini sağlamaktır.
Topdemir ve Unat (2008) bilim tarihinin insanın entelektüel etkinliğinin bir serüveni
olduğu belirtmekte ve bu serüvende gelinen son noktanın ne olduğunun anlaşılması için tarihsel
sürecin tam olarak anlaşılmasının gerekliliğine dikkat çekmektedirler. Onlara göre bu
yapılmadığı takdirde tarihteki her parlak başarıyı ya da bir dönemde ortaya çıkan büyük atılımı
doğru olarak anlamlandırmak olanaklı değildir. Böyle olduğunda ise Newton ya da Einstein‘ın
yaptıkları bir birikimin sonucu değil de bir ―mucize‖ olarak nitelendirilebilmektedir. Topdemir ve
Unat (2008) bu eleştiri de oldukça haklıdırlar. Çünkü bilimsel bir düşüncenin tarihsel gelişimine
değinilmeden bir gelişmenin tek kişiye mal edilmesi, bilimsel etkinliği belli bir milletle
sınırlandırmaktadır. Dolayısıyla, bilim insanı denince öğrencilerin aklına öncelikli olarak belli
birkaç isim gelmektedir. Araştırmaların elde ettikleri sonuçlar, bu düşünceleri doğrular
niteliktedir. Öğrencilerin bildikleri bilim insanları ile ilgili yapılan çalışmalarda Einstein‘ın,
Newton‘un, Edison‘un en çok tekrarlanan isimlerden oldukları bulunmuştur (Demirbaş, 2009;
Korkmaz & Kavak, 2010; Oğuz Ünver, 2010; Song & Kim, 1999). Bilim tarihi batılı anlayıştan
çıkarılarak, objektif olarak sunulmalıdır. Bunun yanında, kendi kültürümüze ait insanların
katkılarına değinmek, öğrencilerin bilimin herkes tarafından yapılabilecek bir etkinlik olduğunun
farkına varmalarını sağlayacaktır. Bu sebeple, ülkemizde bilim tarihi araştırmalarının ve
öğretiminin yaygınlaşması, bir ulus olarak bizim dünya kültür ve uygarlık tarihindeki yerimizi
gün ışığına çıkarmak bakımından da çok önemlidir (Bozkurt, 2004).
Fazlıoğlu (2004), Avrupa‘da bilim tarihi kavramının, bilim (açıklama) ile tarihin (anlama)
arasındaki uçurumu kapatmayı amaçladığını söyleyerek şöyle devam etmiştir: ―Bu toprakların
çocukları için ise bilim tarihi, tarihin belirli bir döneminde ―Varlık‘ı, varolan‘ı ve insan‘ı
nazarî/aklî nasıl idrak ettiğimizi‖ tespit etmemizi, tasvir etmemizi ve anlamamızı sağlayacak ve
özgüven sorununu aşmamıza yardımcı olacak bir disiplin olarak görülebilir‖. Bu hedefin
gerçekleştirilmesi için gerekli olanın bilimsel ölçütlere uygun araştırma ve çalışmaların yapılması
kadar bunların ders kitaplarında hak ettiği biçimde ele alınmasıyla mümkün olabileceği
söylenebilir. Ders programlarında her ne kadar kazanımlar içerisinde bilimin farklı kültürlerin ve
farklı milletlerden bilim insanlarının katkılarına vurgu yapılmış olsa da, bunun ders kitaplarına
yansıma noktasında oldukça yetersiz olduğu görülmektedir. Bu ülkenin çocuklarına ve gençlerine
Türk-İslam medeniyetinin tarihsel birikimini tanıtmak için mutlaka yeni düzenlemelerin
yapılması gereklidir.
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
166
KAYNAKLAR
Abd-El-Khalick, F. & Lederman, N. G. (2000). The Infuence of History of Science Courses on
Students' Views of Nature of Science. Journal of Research in Science Teaching, 37(10):
1057-1095.
Bammate, H. (2008). İslamın İnsanlık Kültürüne Katkısı. İstanbul: Kaynak Yayınları.
Bayraktar, M. (2000). İslam’da Bilim ve Teknoloji Tarihi. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları.
Bozkurt, N. (2004). Bilimler Tarihi ve Felsefesi. İstanbul: Morpa Kültür Yayınları.
Brown, R. A. (1991). ―Humanizing Physics Through Its History‖. School Science and
Mathematics, 91(8), 357-361.
Cobb, S. (2006). İslamın Medeniyete Katkıları. İstanbul: Profil Yayıncılık.
Demirbaş, M. (2009). Türkiye‘deki bilim ve sanat merkezlerinde öğrenim gören üstün yetenekli
öğrencilerin bilim adamı imgeleri. Journal of Qafqaz University, 28: 197-207.
Fazlıoğlu, İ. (2004). İki Ucu Müphem Bir Köprü:‗Bilim‘ ile ‗Tarih‘ ya da ‗Bilim Tarihi‘. Türkiye
Araştırmaları Literatür Dergisi, 2( 4): 9-2.
Göker, L. (1998). Fen Bilimleri Tarihi ve Türk İslam Bilginlerinin Yeri. Ankara: MEB Yayınları.
Huff, T. E. (2003). The Rise of Early Modern Science. Cambridge: Cambridge University Press.
Hunke, S. (2001). Allah’ın Güneşi Avrupa’nın Üzerinde. İstanbul: Altın Yayınları.
Hussain, M. (2004). İslam’s Contributions to Science. New Delphi: Anmol Publications.
Jasanoff, S. (2000). Reconstructing the past, Constructing the Present: Can Science Studies and
the History of Science Live Happily Ever after? Social Studies of Science, 30(4): 621-631.
Justi,
R. & Gilbert, J. (2000). History and philosophy of science through models: some
challenges in the case of ‗the atom‘. International Journal of Science Education, 22(9):
993- 1009.
Justi, R. & J. K. Gilbert. (1999). History and Philosophy of Science through Models: the case of
Chemical Kinetics. Science and Education, 8: 287-307.
Kocabaş, Ş. (1996). İslam ve bilim. Divan, 1: 67-83.
Korkmaz, H. & Kavak, G. (2010). İlköğretim öğrencilerinin bilime ve bilim insanına yönelik
imajları [Primary School Students‘ Images of Science and Scientists ]. İlköğretim Online,
9(3), 1055-1079.
Laçin Şimşek, C. (2009). Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programları ve Kitapları Bilim
Tarihinden Ne Kadar ve Nasıl Yararlanıyor?, İlköğretim Online Dergisi, 8(1), 129-145.
Lin, H., Hung, J. & Hung, S. (2002). Using the history of science to promote students‘ problemsolving ability. International Journal of Science Education, 24(5): 453–464.
Lombardi, O. (1999). Aristotelian Physics in the context of teaching science: A historicalPhilosophical Approach. Science & Education, 8: 217-239.
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
167
Lonsbury, J.G. & Ellis, J.D. (2002). Science History as a Means to Teach Nature of Science
Concepts: Using the Development of Understanding Related to Mechanisms of Inheritance.
Electronic
Journal
of
Science
Education
7(2).
Online:
ttp://wolfweb.unr.edu/homepage/crowther/ejse/lonsbury.pdf
adresinden
02.02.2008
tarihinde alınmıştır.
Maienschein, J. (2000). Why Study History for Science?. Biology and Philosophy 15: 339–348.
Matthews, M. R. (1994). Science Teaching: The Role of History and Philosophy of Science. New
York: Routledge.
McComas, W. F. (2008). Seeking historical examples to illustrate key aspects of the nature of
science. Science and Education, 17:249–263.
Monk M. & J. Osborne. (1997). Placing the History and Philosophy of Science on the
Curriculum: A Model for the Development of Pedagogy. Science & Education, 81:405–
424, 1997.
Oğuz Ünver, A. (2010). Perceptions of scientists: a comparative study of fifth graders and fourth
year student teachers. Necatibey Egitim Fakültesi Elektronik Fen ve Matematik Egitimi
Dergisi (EFMED), 4(1): 11-28.
Ragep, F. J. (2007). Copernicus and His Islamic Predecessors: Some Historical Remarks.
Historyof Science, 45: 65–81.
Ronan, C. A. (2003). Bilim Tarihi. Dünya Kültürlerinde Bilimin Tarihi ve Gelişmesi. Ankara:
Tübitak Yayınları.
Rutherford, F. J. (2001). Fostering the history of science in American science education. Science
& Education, 10:569-580.
Saliba, G. (1994). A History of Arabic Astronomy. Planetary Theories During The Golden Age of
Islam. New York: New York University Press.
Saliba, G. (2008). İslam Bilimi ve Avrupa Rönesans’ının Doğuşu. (Çev: Günseli Aksoy).
İstanbul: Butik Yayınlar.
Salih, U. (2005). ―Doğunun Leonardoları‖. Focus Dergisi, Sayı: 2005/01-112414: 54-61.
Sarton, G. (1995). Antik Bilim ve Modern Uygarlık (Çev: Melek Dosay, Remzi Demir). Ankara:
Gündoğan Yayınları.
Sezgin, Fuat. (2007). İslam’da Bilim ve teknik. (Cilt 1). İstanbul: Kültür ve Turizm Bakanlığı
Yayınları.
Song, J. & Kim, K. (1999). How Korean students see scientists: the images of thescientist',
International Journal of Science Education, 21: 9, 957 — 977.
Syed, M. H. (2003). Islam and Science. New Delhi: Anmol Publications.
Tekeli, S., Kahya, E., Dosay, M., Demir, R., Topdemir, H. G., Unat, Y. Ve Koç Aydın, A.
(2007). Bilim Tarihine Giriş. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Tez, Z. (2001). Bilim ve Teknikte Ortaçağ Müslümanları. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım.
Tez, Z. (2007). Fiziğin Kültürel Tarihi. İstanbul: Doruk Yayınları.
Topdemir, H. G. ve Unat, Y. (2008). Bilim Tarihi. Ankara: Pegem Akademi.
Laçin Şimşek/ TUSED / 8(4) 2011
168
Turner, H. R. (2002). Science in Medivial Islam: An Illustrated Instruction. USA: University of
Texas Press.
Unat, Y. (2001). Astronomi Tarihi. Ankara: Nobel Yayınları.
Unat, Y. (2004). ―A.Ü.D.T.C.F. Bilim Tarihi Anabilim Dalı‖. Türkiye Araştırmaları Literatür
Dergisi, 2( 4): 493-521.
Yıldırım, A. & Şimşek, H (2003). Sosyal bilimlerde nitel araştırma yöntemleri. Ankara: Seçkin
Yayınları.
Ġncelenen Öğretim Programları ve Ders Kitapları:
İlköğretim 4.-5. Sınıflar Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı. (2005). Milli Eğitim
Bakanlığı, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı, Ankara.
İlköğretim 6.-8. Sınıflar Fen ve Teknoloji Dersi Öğretim Programı. (2005). Milli Eğitim
Bakanlığı, Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı, Ankara.
Tunç, T., Karademir Z. S., Agalday, M., Merdeşe, H., Talo, H., Koçakoğlu, M. & Kaya, S.
(2007). İlköğretim Fen ve Teknoloji Ders Kitabı 4. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Devlet
Kitapları.
Tunç, T., Agalday M., Akçam, H. K., Çeltikli Altunoğlu, Ü., Bağcı, N., Bakar, E., Başdağ, G.,
İnal, A., İpek, İ., Keleş, Ö., Gürsoy Köroğlu, N. & Yörük, N (2007). İlköğretim Fen ve
Teknoloji Ders Kitabı 6. Ankara: Milli Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları.
Tunç, T., Bağcı, N., Yörük, N., Gürsoy Köroğlu, N., Çeltikli Altunoğlu, Ü., Başdağ, G., Keleş,
Ö., İpek, İ. & Bakar, E. (2007). İlköğretim Fen ve Teknoloji Ders Kitabı 7. Ankara: Milli
Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları.
Tunc, T., Bakar, E., Basdag, G., Ipek, I., Bagcı, N., Gursoy Koroglu, N., Yoruk, N., Keles, O.
(2008). Ilkögretim Fen ve Teknoloji Ders Kitabı 8. Anakra: Milli Egitim Bakanlıgı Devlet
Kitapları.
Yılmaz, F., Atalay, H. B., Özgül, E., Keleş, Ö., Gürer Kavas, B., Şen, N., Özgiresun, A. & Şahin,
S. (2006). İlköğretim Fen ve Teknoloji Ders Kitabı 5. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı
Devlet Kitapları.
Download