İlkgül KAYA ZENBİLCİ1 ANKARA`DAKİ SOVYET RUSYA ELÇİLİK

advertisement
Akademik Sosyal Araştırmalar Dergisi, Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
İlkgül KAYA ZENBİLCİ1
ANKARA’DAKİ SOVYET RUSYA ELÇİLİK BİNALARI
Özet
Türk-Rus diplomatik ilişkileri resmi olarak 15. yüzyılda başlamış; 18.-19. yüzyıllar
arasında iki devlet savaş ve antlaşmalarda karşı karşıya gelmiştir. 20. yüzyılın en
önemli olayı olarak tarihe geçen Birinci Dünya Savaşı sırasında, Türk-Rus ilişkileri
devam ederken, Rusya’daki çarlık rejiminin yıkılmasına neden olan 1917 Ekim
Devrimi ile Türk-Rus ilişkileri yeni bir yön kazanmıştır. 1920’de, Ankara’da ilk
Rus elçiliği açılmış; daha sonra, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin başkentinde
Sovyet Rusya’ya çeşitli nedenlerle yeni binalar tahsis edilmiştir. Burada, Türk milli
mücadelesini kapsayan süreçte Türk-Rus diplomatik ilişkilerine ve Ankara’daki
Sovyet Rusya elçilik binalarına değinilmektedir.2
Anahtar Kelimeler: Milli Mücadele Dönemi, Türk-Rus diplomatik ilişkileri,
Sovyet Rusya, Ankara elçilik binaları.
SOVIET RUSSIAN EMBASSY BUILDINGS IN ANKARA
Abstract
Turkish-Russian diplomatic relations officially began in the 15th century, and the
two countries encountered in the wars and the treaties between the 18th-19th
centuries. While the Turkish-Russian relations were going on in the First World
War, this relation gained a new direction with the 1917 October Revolution that
caused the Russian tsarist regime collapsed. In 1920, the first Russian embassy
building was opened in Ankara; then, because of various reasons, Soviet Russia
were allocated the new buildings in the capital of the Republic of Turkey. In this
study, Turkish-Russian political relations and the Soviet Russian embassy
buildings in Ankara in the period of the Turkish national struggle will be evaluated.
Keywords: The period of the Turkish national struggle, Turkish-Russian
diplomatic relations, Soviet Russia, Embassy buildings in Ankara.
Araş. Gör., Ankara Üniversitesi, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi, Sanat Tarihi Bölümü, [email protected].
Beni bu konuya yönlendiren ve desteğini esirgemeyen değerli hocam Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü öğretim üyelerinden Prof. Dr. Z. Kenan Bilici’ye teşekkürlerimi sunarım.
1
2
111
Ankara’daki Sovyet Rusya Elçilik Binaları
GİRİŞ
Makalemizde Türk tarihinde savaşlarla geçen 20. yüzyılın ilk yarısı içerisinde,
Türklerin Ruslarla olan diplomatik ilişkilerine değinilmiştir. Buradan hareketle yeni
Türk Devleti’nin başkenti Ankara’ya uzanan Türk-Rus diplomatik ilişkileri, Rus
elçilerine ve maiyetlerine tahsis edilen binalar ve bunların dönem içerisindeki mevcut
durumları bağlamında irdelenmiştir. Ankara’da 1920’lerde ve sonrasında, Rus
elçilerinin zaman zaman trajikomik olayların içerisinde yer aldığına şahit olacağız.
Konumuz kapsamında 9 Kasım 1920’de Ankara’da açılan ilk Rus elçiliği binası ve
elçilerin maiyetleri ile birlikte zaman içerisinde taşınmak zorunda kaldıkları diğer
binalar arşiv belgeleri yardımıyla incelenmiştir. Sovyet Rusya’nın Ankara’daki ilk
elçilik binasının Samanpazarı civarında olduğuna dair bilgiye sahibiz. 1921’de
Kurşunlu Camii yakınındaki Rus sefarethanesinin çevredeki evlerin tahliye edilmesiyle
genişletildiği, ancak bu bölgede bir yangın meydana geldiği ve yangından sonra Rus
elçiliğinin Hamamönü’ndeki, bugün yerini belirleyemediğimiz ve yıkılmış olabileceğini
düşündüğümüz, Mavaoğlu konağına taşındığı öğrenilmektedir. 1924 yılı sonlarında Rus
sefarethanesinin Atatürk Bulvarı üzerindeki yeni binasının yapımına başlanmış; 1925 ya
da 1926 yılında inşaat tamamlanmıştır. Ankara Büyükşehir Belediyesi Arşivi’nde
gerçekleştirdiğimiz incelemeler sonucunda son elçilik binasının inşa işleri ile ilgili
1924’ten 2006 yılına kadar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti ile Rusya Federasyonu
arasında resmi yazışmalar yapıldığı belirlenmiştir.
Diplomatik İlişkiler
Türk-Rus siyasi ilişkilerinin resmi başlangıcı, Osmanlı Devleti’nde II. Bayezid ile
Rus Çarlığı’nda III. İvan dönemine denk gelmektedir. 1492’de Rus elçisi M.
Plesçeyev’in İstanbul’a gelmesi ile ikili ilişkiler resmi bir boyut kazanmıştır3. Osmanlı
Devleti’nin duraklama ve gerileme dönemlerini geçirdiği zaman dilimi, Rus Çarlığı için
bölgesel ve küresel bir güç olma yolunda ilerleme yılları olmuştur4. Genişleme sahası
olarak öncelikle Asya’yı ve burada yaşayan Türk soyundan olan halkların topraklarını
hedef alan Rus Çarlığı, bölgeyi zorlanmadan ele geçirirken, Türk-Rus ilişkileri de yeni
bir ivme kazanmıştır. Uzun sürecek işgal yılları ve işgalin getirdiği sosyo-ekonomik
bunalımlar Türk-Rus ilişkilerinin 20. yüzyıla kadar sürekli gerilim ve savaşlar ile
sürmesine neden olmuştur5.
1768 Osmanlı-Rus Savaşı ile tarihte dengeler değişirken6; savaşta yenilen
Osmanlı Devleti toprak ve saygınlık kaybetmekle kalmamış, Kırım’daki etkinliğini de
yitirmeye başlamıştır. 21 Temmuz 1774 tarihli Küçük Kaynarca Antlaşması ile Kırım
Osmanlı toprağı olmaktan çıkmış, bunun yanı sıra Osmanlı Devleti daha ağır birçok
3
Kurat, 1993: 118.
Özellikle I. Petro’dan –“bizdeki adı ile “Büyük (Deli) Petro”– sonra Rusya hızla ilerlemiş ve bir imparatorluk halini
almıştır. I. Petro (saltanatı: 1689-1725) dönemi ayrıntıları için bkz. Kurat, 1993: 247-273.
5 Benhür, 2008: 19; ayrıca işgaller ve etkileri hakkında ayrıntılı bilgi için bkz. Gömeç, 2003: 35-215.
6 Saray, 1998: 77-93.
4
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
İlkgül Kaya Zenbilci
112
şartı da kabul etmek zorunda kalmıştır7. 1783’de Kırım’ı işgal eden Rus Çarlığı8 ile
Osmanlı Devleti arasındaki ilişkiler, Birinci Dünya Savaşı’na kadar genellikle
savaşlarla geçmiştir. Zaman zaman Rus-Türk çıkarlarının kesiştiği noktalarda iki devlet
yakınlaşmışsa da, çoğunlukla ikili ilişkileri gerginlik ve savaşlar oluşturmuştur. Birinci
Dünya Savaşı öncesi iki devleti karşı karşıya getiren en önemli savaş olan 1853-1856
Kırım Savaşı sonucunda Rusya’nın Kırım üzerindeki hâkimiyeti ulusal bir sorun halini
almış, savaşın sonuçları iki ülkenin belirli bir süre karşılıklı cephe savaşından uzak
durmalarına yol açmıştır. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı ise iki ülkenin 19. yüzyıldaki
son silahlı mücadelesi olarak tarihe geçmiştir9. Savaşın sonunda Kars, Iğdır, Ardahan
gibi Türk şehirleri Rus yönetimine girmiştir10. Birinci Dünya Savaşı’nda İtilaf
bloğundaki Rus Çarlığı ile İttifak Devletleri arasındaki Osmanlı Devleti kaçınılmaz
şekilde karşı karşıya gelmiş ve yine birbirlerine karşı cephede boy göstermişlerdir.
Osmanlı Devleti, askerlerinin ve halkının gösterdiği üstün direnç ve çabalara rağmen,
savaşın genelinde ve Rus cephesinde yenilgiden kurtulamamış; Rus ordularının Doğu
Anadolu ile Karadeniz Bölgesi’ndeki bazı şehirleri işgal etmesini önleyememiştir11.
1916 yılı Ağustos’una kadar Van, Erzurum, Muş, Bitlis, Trabzon ve Erzincan Rus işgali
altına girmiş12; bu işgaller tam da Rus topraklarında Lenin ve arkadaşlarının başlattığı
sosyalist akımın zirveye çıktığı döneme denk gelmiştir. Rusya’da çarlık düzenini yıkıp
yerine daha demokratik bir düzen getirme düşüncesinde olan Lenin ve arkadaşları, Ekim
1917’de gerçekleştirdikleri devrim ile Rus Çarı’nı devirerek Rusya’da ve dünyada yeni
bir çığır açmışlardır13.
Türk-Rus yakınlaşması, aslında, Rusya’da Ekim Devrimi’nin yapıldığı zamana
dek derinleşmektedir. Sovyet Rusya ve Türkiye arasındaki dostluk ilişkilerinin
kurulması, Türkiye halkının anti-emperyalist mücadelesi açısından tarihsel öneme
sahiptir. Antant devletleri ve müttefiklerinin kuşatma çemberi içinde bulunan Türkiye
kurtuluş hareketinin yöneticileri, bağımsızlık savaşının ilk günlerinden başlayarak
dikkatlerini, hak eşitliği ve halkların bağımsızlığına saygı ilkelerini ilân eden ve ulusal
kurtuluş uğrunda savaşan bütün halkları desteklemeye hazır olduğunu bildiren Sovyet
devletine çevirmiştir14. Sovyet hükümetinin teklifi üzerine, o dönemde Alman
kontrolünde olan Brest-Litovsk’da yapılacak görüşmelere girmek üzere bir Osmanlı
heyeti seçilmiş; görüşmeler 22 Mart 1917’de başlamıştır. Bu arada 9 Kasım 1917’de
Sovyet Rusya Osmanlı topraklarını paylaşmak için yapılan gizli antlaşmaları açıklamış;
gizli diplomasiye son vermiştir15. Türk-Rus cephe savaşını sonlandıran antlaşma ise 18
Aralık 1917’de imzalanan Erzincan Mütarekesi’dir ve bu mütareke ile 29 Ekim 1914’de
Benhür, 2008: 20.
Uzunçarşılı, 1988: 490.
9 Skritsky, 2006: 394-396.
10 Ayrıntılı bilgi için bkz. Ortaylı, 2004: 399-415.
11 Kocabaş, 1989: 374.
12 Kurat, 1991: 295.
13 Benhür, 2008: 22.
14 Şamsutdinov, 2000: 7.
15 Perinçek, 2005: 18.
7
8
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
113
Ankara’daki Sovyet Rusya Elçilik Binaları
başlayan Türk-Rus savaşı sona ermiştir16. 3 Mart 1918 tarihinde de Osmanlı heyetinin
çabaları, Brest-Litovsk Antlaşması’nın imzalanması ile sonuçlanmıştır17. Bu dönemde
Anadolu toprakları hala İtilaf Devletleri’nin işgali altındadır. 1918 yılı Aralık ayında
Ankara, İngiliz işgaline uğramıştır18. Ankara’da İngiliz askerlerinden başka, bir Fransız
askeri birliğinin bulunduğu, komutanları Yüzbaşı Boizeau’nun İttihat-Terakki
Kulübü’nü işgal ederek buraya Fransız bayrağı astırdığı, Fransız askerlerinin de binanın
karşısındaki barakalara yerleştikleri bilinmektedir19. İngiliz birlikleri ise 22 Mayıs
1919’da Ankara’yı terk etmiştir20.
Sivas Kongresi toplanmadan önce bazı yurtseverler, Türkiye'nin yaptığı kurtuluş
savaşını desteklemesini sağlamak için Sovyet Rusya'ya bir gezi yapılması konusunu
görüşmüşlerdir. Ali Fuat Paşa (Cebesoy), “Rusya'da yeni rejim kurulduğu sıralarda,
çarlar tarafından yaratılmış olan Türk-Rus düşmanlığına son vermek ve halklarımız
arasında kardeşlik ve dostluk kurmak konusunda epeyce düşündük.” söyleminde
bulunmuştur. Ekim 1919'da, Sovyet hükümetiyle ilişki kurmak amacıyla Halil Paşa
(Kut), Mustafa Kemal tarafından Moskova’ya gönderilmiş21; Halil Paşa Moskova'ya
ancak 1920 yılı ilkbaharında ulaşabilmiştir. Halil Paşa, Sovyet hükümetine Türkiye'nin
Antant devletlerinin saldırısı sonucunda düştüğü ağır durumu anlatmış ve “en yakın
zamanda Anadolu'da Sovyet Rusya'yla dostluk ve birlik antlaşması imzalamaya hazır
ulusal bir hükümet kurulacağını” bildirmiştir22. Sovyet Rusya ile Türkiye arasında
resmi ilişkiler Mustafa Kemal’in Lenin’e yazdığı 23 Nisan 1920 tarihinde Büyük Millet
Meclisi’nin açılısını izleyen 26 Nisan 1920 tarihli ve “Türkiye-Sovyet Rusya'yla birlikte
emperyalist hükümetlere karşı savaşmak zorundadır... ve Türkiye'ye saldıran
emperyalist düşmanlarla mücadelede Sovyet Rusya'nın yardımına umut
bağlamaktadır.” sözlerinin yer aldığı23 mektup ile devam etmiş; mektupta yeni Türk
hükümetinin izleyeceği dış politikanın başlıca ilkeleri açıklanmıştır24. Hemen ardından
Ankara'dan bir Türk heyeti 1920 yılı Mayıs ayının ortalarında Moskova’ya doğru yola
çıkmış; heyet 19 Temmuz 1920'de Moskova'ya ulaşmıştır25. Hemen öncesinde Sovyet
Sürmeli, 2001: 28-29.
Benhür, 2008: 25-26.
18 Aralık 1918’de İngiliz birlikleri, başta istasyon olmak üzere, uygun buldukları yerlere asker yerleştirerek, kentin
stratejik bakımdan önemli kısımlarını işgal etmişlerdir. Bu sıralarda Ankara’da kuvvetli bir Türk birliğinin
bulunmadığı, olsa bile mevcudun az olması sebebiyle yetersiz kaldığı ve başka yerlerden asker sevki düşünüldüğü
halde muvaffak olunamadığını, şu yazı bize açıkça göstermektedir: “Halen Ankara’ya hiçbir kuvvet celbi kabil
değildir; Erkan-ı Harbiye-i Umumiye Birinci Şube Müdürü.”; Sakallı, 1988: 41-42.
19 Sakallı, 1988: 43-44.
20 Sakallı, 1998: 44.
21 Sorgun, 1972: 276-304.
22 Şamsutdinov, 2000: 7.
23
Gökay, 1997: 100; Şamsutdinov, 2000: 8; Aydın, Emiroğlu vd., 2011: 366.
24 Bu ilkeler şunlardı: 1.Türkiye'nin bağımsızlığının ilanı. 2.Kesin olarak Türkler’e ait olan toprakların Türkiye
devletine verilmesi. 3.Arabistan ve Suriye'nin bağımsız devlet olarak ilân edilmesi. 4.Nüfusu karışık olan tüm
topraklarda kendi kaderini belirleme hakkının tanınması. 5.TBMM önderliğindeki yeni Türk devletine dâhil
topraklardaki ulusal azınlıklara, liberal Avrupa devletlerinde ulusal azınlıklara tanınmış tüm hakların tanınması.
6.Boğazlar sorununun Karadeniz devletleri konferansına devredilmesi. 7.Kapitülasyonların ve yabancı devletlerin
ekonomik denetiminin kaldırılması. 8.Her türlü yabancı etki alanının ortadan kaldırılması. Şamsutdinov, 2000: 9.
25 Heyette Dışişleri Bakanı Bekir Sami, Maliye Bakanı Yusuf Kemal ve Milletvekili Osman Bey, heyetin
danışmanları Doktor İbrahim Tali (Öngören) ile Kurmay Albay Seyfi Bey (Düzgören) yer almıştır; Şamsutdinov,
2000: 15.
16
17
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
İlkgül Kaya Zenbilci
114
Rusya’nın kapitülasyon haklarından, mali denetimden ve Türkiye'nin içişlerine
karışmaktan vazgeçtiğine ilişkin 8 Temmuz 1920 tarihli Resmi Sovyet hükümeti
ihbarnamesi ve emperyalist işgalcilerle savaşta, Türk halkına gönderilen başarı
dilekleri, TBMM milletvekilleri ve Türk halkında büyük sevinç yaratmıştır26.
Moskova’daki Türk heyeti, 24 Temmuz'da Dışişleri Halk Komiseri G. V. Çiçerin27, 14
Ağustosta ise Halk Komiserleri Başkanı V. İ. Lenin tarafından kabul edilmişlerdir.
Ardından Sovyet Rusya, 28 Temmuz 1920 tarihli toplantıda aldığı kararla ilk büyükelçi
olarak S. Z. Eliava’yı Ankara’ya atamış; ancak Eliava, hastalığı nedeniyle Türkiye’ye
gelememiş, onun yerine iki yüz kişi ile Ankara’ya gönderilen Rus elçilik heyetine28
Elçilik Birinci Sekreteri Y. Y. Upmal Angarsky başkanlık etmiştir29.
24 Ağustos 1920'de Rus ve Türk heyeti yedi maddelik bir antlaşma taslağı
hazırlamış; taslak iki heyetin yöneticilerince onaylanmıştır.30 Taslağın bütün maddeleri
daha sonra 16 Mart 1921'de imzalanan Sovyetler Birliği-Türkiye Dostluk ve Kardeşlik
Antlaşması'nın (Moskova Antlaşması) metnine eklenmiştir. Görüşmeler sırasında
Rusya'nın Türkiye'ye cephane ve altın yardımı yapması konusunda da anlaşmaya
varılmıştır31. Halil Paşa ve Angarsky başkanlığındaki Türk ve Rus heyetleri, 8 Eylül
1920’de altınlarla Erzurum’a ulaşmış32; 200 kilosu Doğu Anadolu ordusu için
alıkonulan altınların kalanı Ankara’ya ulaştırılarak subay ve memur maaşlarının
ödenmesinde kullanılmıştır33.
4 Ekim 1920’de elçilik heyeti ile Ankara’ya gelen Angarsky34, Mustafa Kemal ile
bilinen ilk resmi görüşmesini 8 Kasım 1920’de yapmıştır35. 9 Kasım 1920’de, devrimci
Türkiye'deki tek diplomatik temsilcilik36 olan Sovyet Büyükelçiliği’nin açılış töreni
yapılmıştır37 (Res. 1-2). Bununla birlikte 1920 yılında Ankara’da İttihatçı Solu, Yeşil
Ordu ve Halk Zümresi, Resmî Türkiye Komünist Fırkası, Türkiye Halk İştirakiyyun
Fırkası gibi oluşumlarla Bolşevik ve Komünist hareketler güçlenmiştir. Halk
İştirakiyyun Fırkası ve 24 Mayıs 1920’de Ankara’ya gelmiş olan Sovyet temsilcisi Ş.
Manatof öğretmen okulunda konferanslar vermiştir. 1921 yılı Ocak ayında Çerkez
Ethem’in tasfiye edilmek istenmesi ve Londra Konferansı’nın toplanması nedenleriyle
sola karşı hücum başlamıştır. 27-28 Ocak’ta Halk İştirakiyyun Fırkası üyeleri Ankara
Şamsutdinov, 2000: 12.
Vasilyeviç Çiçerin, (d. 1872 Tambov, Rus Çarlığı-ö. 1936 Moskova, SSCB). Soylu bir aileden gelen
Çiçerin, 1897’de Petersburg Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra Dışişleri Bakanlığı’na girmiş; ardından Rus
devrimci hareketine katılmıştır. 1904’te görevinden ve aile mülklerinden feragat ederek Berlin’e gitmiştir. Rusya’ya
dönene kadar Avrupa’da ülkelerinde Sosyalizm üzerine çalışmalar yapmıştır. 1918-1928 arasında Rus Dışişleri
Komiseri olarak görevini yapmış, ancak artan rahatsızlığı nedeniyle yetkileri azaltılmış ve 1930’da görevinden
tamamen ayrılmıştır. 1936’ya kadar tedavisi sürmüş; 1936’da ölmüştür; Ana Britannica, 1986: 410-411; Benhür,
2008: 30.
28
Cebesoy, 1955: 68.
29 Şamsutdinov, 1999: 201; Aslan, 1997: 324.
30 Tengirşenk, 1981: 172.
31 Şamsutdinov, 2000: 14.
32 Sorgun, 1972: 328; Perinçek, 2005: 59; Benhür, 2008: 51.
33 Benhür, 2008: 51.
34 Perinçek, 2005: 67.
35 Perinçek, 2005: 71.
36 Şamsutdinov, 2000: 37.
37 Şamsutdinov, 1999: 201.
26
27Georgi
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
115
Ankara’daki Sovyet Rusya Elçilik Binaları
İstiklâl Mahkemesi’ne verilmiş ve Emek gazetesi çevresi tutuklanmıştır. Bu arada
Sovyet temsilcisi Manatof sınır dışı edilmiştir. Sakarya Savaşı’ndan sonra ise solcular
serbest bırakılmış, Türk-Sovyet ilişkilerinin en iyi olduğu dönem başlamıştır38.
Dört ay görev yaptığı Ankara’dan 1921 yılı Ocak ayında ayrılan Angarsky’den
sonra, Türkiye’ye Sovyet elçisi olarak, kendi arşiv yazışmalarına göre, 15 Aralık 1920
tarihinde P. G. Budu Mdivani atanmıştır. Mdivani Ankara’ya 19 Şubat 1921’de ulaşmış
ve 5 Mart 1921’de güven mektubunu Mustafa Kemal’e sunarak resmen görevine
başlamıştır39.
Sovyet elçisi Mdivani’nin Ankara’ya gelişi “Büyükelçi Mdivani 200 kişiye yakın
maiyetiyle Ankara’ya çok tantanalı bir şekilde geldi. Kurşunlu Camii yanında geniş bir
bina kendilerine verildi. Etraftaki evleri de hükümet tahliye ettirerek bu binaya ilave
etmek suretiyle geniş bir sahaya yerleştiler. Mdivani’nin gösterişi seven bir amele
bozuntusundan farkı yoktu. Gün aşırı maiyetiyle at sırtında Ankara’nın kırlarında
gezintiye çıkar debdebe ile şehrin içinden sefarethaneye dönerdi. Bir zaman geldi ki
işimize de burnunu sokmaya başladı…” şeklinde dile getirilmiştir40.
Barış içinde birlikte yaşama ve tüm halklar arasında dostluk ve işbirliği ilkelerini
savunan Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti 41 hükümeti, 1920-1922 yılları
arasında pek çok doğu ülkesiyle diplomatik ilişkiler kurmuş; 1921’de Moğolistan,
Afganistan, İran ve Türkiye'yle antlaşmalar imzalamıştır42. Sovyet Rusya-Türkiye
arasındaki resmi ilişkiler, 16 Mart 1921’de Moskova (Dostluk ve Kardeşlik)
Antlaşması’nın imzalanması ile devam etmiştir. Antlaşmanın ilk maddesinde Sovyet
hükümeti, Büyük Millet Meclisi’ni ve meclisin seçtiği hükümeti Türkiye’nin yasal
hükümeti olarak tanıdığını ve Misâk-ı Milli sınırlarını Türkiye sınırları olarak tanıdığını
kabul etmiştir43. Bu arada Mayıs 1921’de, hastalanan ve göreve devam edemeyeceği
anlaşılan Sovyet elçisi Mdivani44, Ankara’dan ayrılmıştır. 29 Mart 1921’de Mdivani’nin
yerine Ankara’ya elçi olarak atanan S. P. Natsarenus, 19 Haziran 1921’de Ankara’ya
ulaşmış45; 27 Haziran’da Atatürk’e güven mektubunu sunmuştur46. Bu dönemde
Sovyetler ile ilişkiler iyice artmıştır. Natsarenus Kızıl Ordu adına Türk ordusuna
dağıtılmak üzere, 24 bin kişiye 100 gr. tütün, sabun, iğne, iplik, mektup kâğıdı armağan
etmiştir47. Ekim 1921’de Sovyet Azerbaycan elçisi İ. Abilov 25 kişilik heyeti ile
Ankara’ya gelmiş ve hemen ertesinde 13 Ekim 1921’de Kars’ta, Türkiye ile
Ermenistan-Azerbaycan-Gürcistan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri arasında Dostluk
Antlaşması imzalanmıştır; toplantıya Rusya da temsilci yollamıştır. Antlaşmanın birinci
Aydın, Emiroğlu vd., 2005: 366-367.
Benhür, 2008: 65.
40 Arıkoğlu, 1961: 205.
41 Rusça olarak Rossiiskaya Sotsialistiçeskaya Federativnaya Sovetskaya Respublika (Y.N.).
42 Şamsutdinov, 2000: 7.
43 Şamsutdinov, 1999: 201; Benhür, 2008.
44 Benhür, 2008: 74.
45 Sürmeli, 2012: 34, 54.
46 Benhür, 2008: 74.
47 Aydın, Emiroğlu vd., 2005: 367.
38
39
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
İlkgül Kaya Zenbilci
116
maddesinde taraflar imza koyan ülkelerin topraklarında daha önce bulunan
hükümetlerin bu topraklarla ilgili yaptıkları tüm antlaşma ve sözleşmelerin feshine karar
vermişler; sadece Moskova Antlaşması’nı bunun dışında bırakmışlardır48. 26 Ocak
1922’de, askeri deneyimi olan49 ve Sovyet-Türk ilişkilerinin gelişmesinde ciddi rol
oynayan Sovyet elçisi S. İ. Aralov Ankara’ya gelmiştir50. Aralov, 24 Mart 1922’de
beraberinde Sovyet Askeri Ataşesi ve birtakım askeri uzmanlarla, Mustafa Kemal’in
davetlisi olarak cepheyi görmeye ve burada Türk komuta heyeti ile çeşitli müzakereler
yapmaya gitmiştir51. Aralov, Ankara’da elçilik yaptığı dönemdeki anılarını anlattığı ve
gözlemlerini aktardığı notlarında, Mustafa Kemal ile geçirdiği günlere ve karşılıklı
yazışmalarına yer vermiştir52. Aralov53, öte yandan elçiliği sırasında Ankara halkının
kendisine gösterdiği ilgiden de söz etmektedir:
Benhür, 2008: 78.
Şamsutdinov, 2000: 88.
50 Semion İvanoviç Aralov, (d. 1880 Moskova, ö. 1969 Moskova). Sovyet diplomat, devlet adamı. Ticaret
Enstitüsü’ndeki eğitiminin ardından Sovyet Merkez Komitesi’ne üye olan Aralov, 1918’de Kızıl Ordu’ya katılmış,
burada üst yönetim kademelerine kadar yükselmiştir. 1921-25 arasında Litvanya, Letonya ve Türkiye
büyükelçiliklerinde bulunmuş, daha sonra Dışişleri Bakanlığı bünyesinde çalışmaya başlamıştır. 1957 yılında emekli
olana kadar da bu görevini sürdürmüştür; Benhür, 2008: 85.
51 Sovyet askeri heyeti, Türk komuta heyetine çeşitli hediyeler sunmuş, askerler için de çok sayıda ufak hediye
paketleri getirilmiştir (30.000 adet). Sovyet heyeti, Sivrihisar, Akşehir, Konya, Afyon hattında incelemeler yapıp
Türk komuta karargâhlarında uzun bir zaman geçirdikten sonra, 8 Nisan 1922’de Ankara’ya dönerek intibalarından
oluşan geniş bir raporu Moskova’ya göndermiştir; Benhür, 2008: 561.
52 Aralov notlarında şöyle demektedir: “Gazi Mustafa Kemal ile ilk karşılaşmamız 30 Ocak 1922 tarihinde oldu ve
çok dostça geçti. Yeni Türkiye’nin lideri beni çok sade bir biçimde kabul etti. Sovyet hükümetinin bir elçisi olarak, iki
tarafın halkları arasında, Sovyet işçi-köylü hükümetiyle TBMM arasında antlaşmalar yoluyla, dostluk ilişkilerini
güçlendirmek konusunda bana yüklediği ödevle ilgili sözlerimi; nihayet yeni Türkiye’nin gelişmesi ve emperyalistlere
karşı zaferler kazanması dileğimi büyük bir dikkat ve ciddiyetlikle dinledi. Daha sonra ben, Sovyet hükümetinin ve
Halk Komiserleri Konseyi Başkanı Lenin’in, gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne ve gerek Mustafa Kemal Paşa’ya
olan başarı dileklerini ilettim. Mustafa Kemal Paşa, bu iyi dileklerimden ötürü teşekkür ettikten sonra, iki ülke
arasındaki, iki devletin ve iki milletin böylesine muhtaç olduğu büyük dostluğu güçlendirmek konusunda bana verilen
ödevi yerine getirmem için, gerek Büyük Millet Meclisi hükümetinin, gerek kendisinin ellerinden gelen yardım ve
kolaylığı esirgemeyeceğini söyledi. “Aziz dostlar, yoldaşlar, –Mustafa Kemal sık sık benimle Abilov’u, yoldaş diye
çağırırdı– cephedeki durum çok gergin: Yunanlılar, Eskişehir doğrultusunda altı tümenlik bir kuvvet yığmış
bulunuyorlar. Önümüzdeki hafta içinde onlardan bir saldırı bekliyoruz. Yakında toplanacak olan Cenevre Konferansı
üzerinde bir etki yapmak istiyorlar. Taşıtımız, atımız, eşeğimiz yok. Biricik taşıtımız devedir. Develer bizde savaş
kahramanıdır. Oysa ki mermi götürmek zorundayız. Bize nakliye aracı ve at yardımında bulunmanızı rica ederim.
Rusya’nın da güç durumda olduğunu biliyorum; Rusya da zengin değil, ama rica ediyorum, yardımcı olunuz. Top,
tüfek, mermi ve para yardımından ötürü hükümetinize ve Lenin’e teşekkür ederim.” Kısa bir süre sonra Mustafa
Kemal, bir elçi olarak bana cepheden şöyle bir mektup gönderdi: “Ordu birliklerimizin, dostlarımızın
memnunluğunu ve övgüsünü kazanacak bir durumda olduğunu bildirmekte acele ediyorum.” Hatırlıyorum, bir gün
Mustafa Kemal’in sekreteri telefon ederek, “Paşa bugün çok çalıştı,” dedi, “Sizi ziyaret etmek, biraz dinlenmek
istiyor, yanında müzisyenler de olacak…Biraz neşelenmek, dans etmek için kadınlı erkekli elçilik memurlarını
toplamanızı rica ediyor.” Gerçekten de akşama Mustafa Kemal geldi. Hem yalnız da değildi. Yaverlerini, yakın
arkadaşlarını da getirmişti. Onunla birlikte, elçiliğin devamlı misafirlerinden, Milli Savunma Bakanı Kazım Paşa da
vardı. Kemal Paşa vaktini masa başında dost konuşmaları arasında geçirmeyi severdi. Her zaman Narzan ya da
Kafkasya’nın başka maden sularını isterdi. Pek tabii olarak masada şarap da bulunurdu. Bu ziyaretinde Mustafa
Kemal, Türk klasiklerinden, İran şairlerinden, özellikle Firdevsi’den birçok şiirler okudu. Türk şairi Necati’nin lirik
şiirlerini severdi. Bunları okurken sesinde yeni birtakım notalar duyulurdu. Mustafa Kemal milli şiiri çok iyi bilirdi.
Yurdunu, onun tarihini, onun şarkılarını, ruhunun bütün derinliğiyle severdi. Özellikle Selçuk şiirlerinin güzelliği ve
tınısı onu esir ederdi. Üzgün Türk melodilerinden sonra, Mustafa Kemal, eşimden ve elçilik sekreterinden, piyanonun
eşliğinde Rus şarkıları söylemelerini rica etti. Mustafa Kemal, büyük bir memnunlukla onları dinledi, kendisi de
şarkıya katıldı. Sonra Kamarinskaya adlı halk şarkısını çaldılar. Elçiliğin kadın memurları dansa kalktılar. Mustafa
Kemal el çırpıyor, ayaklarıyla tempo tutuyordu. Vals ve başka danslar oynandı; Aralov, 2010: 64-65.
53 Ankara’ya 1920’lerde gelen İngiliz kadın gazeteci Grace Ellison, Aralov’dan kısaca söz etmektedir; bkz. Ellison,
(kitabın basım yılı belirtilmemiş), s. 202.
48
49
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
117
Ankara’daki Sovyet Rusya Elçilik Binaları
“Şehre her çıkışımda tüccar, esnaf, beni dükkânlarına, mağazalarına,
imalathanelerine davet ederek kendileriyle birer bardak çay ya da birer fincan kahve
içme teklifinde bulunurlardı. Çarşıda görünmemle birlikte tüccarlar ellerini göğüslerine
bastırarak beni selamlar ve söyleşmek için içeri buyur ederlerdi. Eğer çevirmensiz
sokağa çıkmış bulunuyorsam konuşmamız selamlaşmakla, gülümsemekle ve Türkçe
bildiğim birkaç sözle kalırdı.”54.
Aralov zamanında Ankara’da 1 Mayıs kutlanmış ve Türkiye Komünist Partisi55
kongresi toplanmıştır56. 1922’de Ankara’da 1 Mayıs’ın kutlanışı, dönemin resmî
gazetesi olan Hâkimiyet-i Milliye’nin 3 Mayıs 1338 tarihli nüshasına yansımıştır57.
Aynı yılın sonlarında, Rusya’da önemli bir gelişme yaşanmış; 29 Aralık 1922’de Sovyet
Sosyalist Cumhuriyetler Birliği kurulmuştur58. Ardından Türk-Rus diplomasisinin
Ankara’daki temsilcisi Aralov, Moskova’ya çağırıldığı için Nisan 1923’te geri dönmüş;
yerine bir süre için Rozenberg vekalet etmiştir. Aralov’dan sonra Sovyetler Birliği’nin
Ankara’daki elçiliğine Y. Z. Suriç atanmış59; 23 Haziran 1923’te Mustafa Kemal’e
güven mektubunu sunarak görevine başlamıştır. Bu değişiklik, Lenin sonrasında TürkSovyet Rusya ilişkilerinin şekillenmesi ve devamında oldukça etkili olmuştur60.
Sovyetler’in en etkili ve bilgili diplomatlarından birisi olan Suriç61 1934’e kadar
Ankara’daki elçilik görevini sürdürmüştür62.
Ankara’da Sovyet Rusya Elçiliğine Tahsis Edilen Binalar
Rus elçilik heyetinin 4 Ekim 1920’de Ankara’ya gelmesinin63 ardından 9 Kasım
1920’de devrimci Türkiye'deki tek diplomatik temsilcilik64 olan Sovyet elçiliğinin açılış
54
Aralov, 2010: 71.
Türkiye Komünist Partisi için bkz. Tunçay, 1967; Sayılgan, 1976; Nesimi, 1979.
56 Aydın, Emiroğlu vd., 2005: 367.
57 “1 Mayıs sabahı saat dokuzda İmalât-ı Harbiye amelesi istasyon civarındaki eğlence mahallinde toplanmıştı. Saat
on raddelerinde mürettipler bir grup halinde geldiler, sonra şimendifer ve dekovil amelesi de iltihak etti. Saat on
birde fabrika haricindeki meydanlıkta umum işçiler toplanmışlardı. İzmir mebusu Yunus Nadi, Menteşe Mebusu
Tevfik Rüştü, İstanbul mebusu Numan Beyler ile Ticaret müdir-i umumisi Vehbi, fabrika müdürü Nuri Beyler, Rus
sefarethanesinden bazı memurlar ve matbuat müntesibini hazır idiler (…) Numan Efendi’nin teklifi üzerine dernek ve
kooperatif tesisi için ihzaratta bulunmak üzere Tevfik Rüştü Bey ile Numan, Osman Alp, şimendiferden Nusret, esliha
fabrikasından Eşref Efendiler ile mürettiplerden Kâmil, Ahmet ve Ruhi Efendilerden mürekkep bir heyet teşkili
münasip görülmüştür. Bütün dünya amelesinin 1 Mayıs bayramını tebrik için telgraf çekilmesi kararlaştırılmıştır.
Rus sefarethanesine yirmi beş-otuz kişilik bir grup giderek memleketimizdeki ameleyi tebrik etmişlerdir.
Sefarethanede sırasıyla Menteşe mebusu Tevfik Rüştü Bey, Rus sefiri Aralov cenapları, Azerbaycan sefiri Abilov
cenapları, İmalât-ı Harbiye’den Osman Alp Bey tarafından nutuklar irad edilmiş, hazırûn fevkalâde izaz edilerek
grup halinde fotoğraf aldırmışlardır. Akşam Millet Bahçesi’nde, hasta ve malul işçilere sarf olunmak üzere teavün
sandığı menfaatine bir müsamere icra edilmiş, Malûl Makinist piyesi oynandığı gibi manzume ve monolog okunmuş,
fabrika hayatına ait canlı tablo gösterilmiştir.”; Hâkimiyet-i Milliye, 3 Mayıs 1338.
58 Benhür, 2008: 108.
59 Yakov Zaharoviç Suriç, (d. 1882 Dvinsk). Berlin Üniversitesi’nde Uluslararası ilişkiler eğitimi almıştır. Türkiye
Büyükelçiliği’ne atanmadan önce Sovyetler Birliği’nin Afganistan Büyükelçiliği, Türkistan Sorumluluğu ve Norveç
Büyükelçiliği görevlerinde bulunmuştur; Benhür, 2008: 98-99, 117.
60 Benhür, 2008: 117.
61 1920’lerde Ankara’ya gelen İngiliz kadın gazeteci Grace Ellison anılarını anlattığı kitabında Suriç’den kısaca söz
etmektedir: “Sovyet büyükelçisine bizzat cumhurbaşkanı tarafından özel olarak tanıştırılmış olduğu için Mr.
Sourritz’in iki davetini de kabul edemediğime çok üzüldüm. Sovyet büyükelçisi kültürlü, nazik bir beyefendiydi. Onu
anladığımız biçimiyle Bolşevizm hiçbir beyefendinin kabul edemeyeceği hizmetler talep etmektedir…”; bkz. Ellison,
1994: 310.
62 Benhür, 2008: 761.
63 Perinçek, 2005: 67.
55
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
İlkgül Kaya Zenbilci
118
töreni yapılmıştır65 (Res. 1-2). Sovyet Rusya’nın Ankara’daki ilk elçilik binasının
Samanpazarı civarında olduğuna dair Ulus Gazetesi’nin 10 Kasım 1964 tarihli
baskısında “Ben İstiklal Mücadelesi sırasında Ankara’nın Samanpazarı semtindeki bir
askeri hastanede sağlık memuru idim. Hastane dedimse öyle ahım şahım bir bina ve
teşkilat aklınıza gelmesin… Burası o zaman ilk Rus Elçiliği binasının arkasına düşen
konak bozuntusu ve berhanedir.” satırları yer almaktadır66. Nitekim Ankara’da bu
tarihte henüz imar çalışmalarının başlamamış olması, kentin Ankara Kalesi içinde ve
kale dışında da kalenin yakınlarında yerleşik olması, ilk elçilik binasının bu civarda
olduğunu işaret etmektedir.
Sovyet Büyükelçiliği’nin açılışını gösteren 1920 tarihli fotoğrafta tipik bir eski
Ankara konağı önünde Sovyet Rusya bayrağını tutan iki kişi ile birlikte bir grup insan
görülmektedir (Res. 1). Fotoğrafın altında bir not yer almaktadır67: “Здаине
полпредства РСФСР в Аикаре в 1920 r.” (Rusya Sosyalist Federatif Sovyet
Cumhuriyeti’nin Ankara’da 1920’de açmış olduğu elçilik binası). Yine aynı güne ait bir
diğer fotoğrafta ise elçilik çalışanları görülmektedir (Res. 2). Bu fotoğrafın altında da:
“Иервая советская миссия в Аикаре” (Ankara’da ilk Sovyet misyonu) notu yer
almaktadır.
Angarsky’den sonraki yeni Sovyet elçisi Mdivani’nin Ankara’ya 200 kişilik
maiyetiyle gelmesi68, Kurşunlu Camii yakınındaki Rus sefarethanesinin kalabalık
maiyete ve çok yoğun olan ziyaretçilere yetmemesi nedeniyle, hükümet tarafından
çevredeki evler tahliye edilerek sefarethaneye dâhil edilmiştir69. Mdivani’nin elçiliği
sırasında Ankara halkı ilginç bir olaya tanıklık etmiş; bu olay şu şekilde dile
getirilmiştir70:
“Rus sefarethanesi civarında, Kurşunlu Camii yakınında, Kayseri mebusları bir
evde toplu olarak oturuyorlardı. Ben de tam karşısında kiraladığım Hıristiyan evinde
ikamet ediyordum. Sabahın erken saatlerinde ezan vakti acayip feryatlarla uyandım.
Penceremin camını kaldırıp geldiği yere baktım. Kurşunlu Camii minaresinin
şerefesinden insan ve hayvan sesi canhıraş karışık sedalar geliyordu, bir müddet sonra
da sustu ve işitilmedi. Caminin yakınında Rus sefarethanesinde Mdivani’nin beslemekte
olduğu iri ayısı sabaha karşı zincirinden boşanıyor doğruca sokağa oradan da
Kurşunlu Camii minaresine, merdivenden dolana dolana müezzinin ezan okuduğu
şerefeye kadar çıkıyor ve üzerinde dolanmağa başlıyor. Tam bu esnada müezzin sabah
ezanını okumak için acele acele minareye çıktığı zaman birdenbire koca ayı ile
karşılaşıyor. Hiç akl-ü hayalinden geçmeyen bu manzara karşısında korkusundan can
havliyle sesinin yettiği kadar imdat feryadını basıyor. Bu defa ayı da çok korkuyor, o da
Şamsutdinov, 2000: 37.
Şamsutdinov, 1999: 201.
66 Kavukçu, Ulus, 10 Kasım 1964.
67 Notları Rusça’dan Türkçe’ye aktaran, Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Rus Dili ve Edebiyatı
bölümünden Araş. Gör. Hasan Karacan’a teşekkür ederim.
68 Arıkoğlu, 1961: 205.
69 Aydın, Emiroğlu vd., 2005: 366.
70 Arıkoğlu, 1961: 207.
64
65
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
119
Ankara’daki Sovyet Rusya Elçilik Binaları
sesinin çıktığı kadar bağırıyor. Etraftan duyanlar ve camiye gelenler bu imdat
karşısında şaşırıyor hiçbir teşebbüse de geçmiyorlar. Bu sırada ayının ve müezzinin
feryadını sefarethaneden duyan ayı besleyici koşa koşa geliyor, hem müezzini hem de
ayıyı bu müşkülden selametle kurtarıp aşağıya indiriyor. Zavallı müezzin bu yüzden
birkaç gün evinde hasta yatmıştır.”
Mdivani Mayıs 1921’de Ankara’dan ayrılınca71 yeni elçi S. P. Natsarenus 19
Haziran 1921’de Ankara’ya gelmiştir. Ardından S. İ. Aralov elçilik görevini
yürütmüştür. Ankara’daki Sovyet Rusya elçisi Aralov, elçilikteki 1 Mayıs
kutlamalarından söz ederken, elçilik binasının küçük olduğunu dile getirmiştir:
“1 Mayıs bayramında elçiliğimizi iki yüzden fazla kişi ziyaret etti. Elçilik binasını
içerden ve dışarıdan bayraklarla, çiçeklerle, portrelerle süsledik. Ankara İmalât-ı
Harbiye işçileri ve başka atölye temsilcileri bizi kutlamak üzere ziyaretimize geldiler.
Düzenlenen kabul töreninde işçiler ve işçi temsilcileri, Sağlık Bakanı Tevfik Rüştü Bey,
Büyük Millet Meclisi üyeleri, öğretmenler, doktorlar, gazeteciler, subaylar da vardı. 1
Mayıs bayramı ile ilgili olarak elçilikte konuklarla birlikte çekilen fotoğrafları bir
hatıra olarak saklamaktayım. Elçilik binası küçüktü. Ama konuklar doğu usulünce seve
seve yere oturmuşlardı. Küçük fincanlarla ağır ağır kahveler içilirken samimi
konuşmalar yapıldı. Ziyaretçiler bize “efendi, yoldaş” diye hitap ediyorlardı. “Yoldaş
Aralov, Rusya’da 1 Mayıs bayramı nasıl kutlanır anlatır mısınız?” diye sordu Ankara
İmalât-ı Harbiye işçilerinden biri. Ona 1 Mayıs bayramının tarihçesini, mitingleri,
Çarlık döneminde Rusya’da ormanlarda yapılan gizli toplantıları, Çarlık düzeni
yıkıldıktan sonra bütün yurtta kutlanmakta olan 1 Mayıs bayramını anlattım.
Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa, Milli Savunma Bakanı Kâzım Paşa ve öteki devlet
adamları, 1 Mayıs bayramıyla ilgili olarak elçiliğimize birer kutlama mesajı
gönderdiler. Bütün konuklarımızı birden kabul etmemize olanak yoktu. Ziyaretçiler
tebriklerini sunmak için aralıksız geliyordu.” 72 (Res. 3). 15 Ağustos 192273 akşamında
yere dökülen benzinin alev almasıyla Sovyet elçiliğinde yangın çıkmıştır. Yangın
söndürülemeyince tahrip kalıpları kullanılmış; elçilik binası ile birlikte yirmi bir ev, bir
cami, bir dükkân ve elçinin atları yanmıştır. Sovyet elçilik sekreteri Kotelnikov
anılarında, yangının Türkiye-Fransa antlaşması için Ankara’da bulunan Fransa’nın
gayri resmi temsilcisi Albay Mougin’in tertibi olduğunu yazmıştır74. Aralov ise Rauf
Bey’den şüphelendiğini belirtmiştir75. Olayın kundaklama olduğundan şüphelenilmiş ve
ortada pek çok itham dolaşmıştır. Sovyet gizli servisine göre ise kundaklamanın
sorumlusu Erzurum Mebusu Durak Bey’dir. Mustafa Kemal Paşa yangın söndürme
Benhür, 2008: 74.
Aralov, 2010: 116-117.
73 15 Ağustos 1922 günü Ankara’da Türkiye Komünist Partisi kongresinin toplandığı parti belgelerinde görülmekle
birlikte; gazetelerde verilen ilanlardan kongrenin daha sonra gerçekleştirildiği anlaşılmaktadır; Aydın, Emiroğlu vd.,
2005: 369.
74 Sarıoğlu, 1995: 231-232; Aydın, Emiroğlu vd., 2005: 370; Aralov, 2010: 120.
75 Aralov bu olaya ilişkin olarak notlarında şu satırlara yer vermiştir: “Heyet-i Vekile Reisi bulunduğu sıralarda Rauf
Bey’le birçok kez konuşmuşumdur. Kendisi Sovyet Rusya’nın azgın düşmanı olduğunu göstermişti, Ankara’daki
elçilik binamızın yakılışında onun parmağı vardı. A. G. Kotelnikov (elçiliğimizin eski sekreteri) anılarında yangının
Albay Mougin’in kışkırtmasıyla çıkarıldığını yazmaktadır.”; bkz. Aralov, 2010: 120.
71
72
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
İlkgül Kaya Zenbilci
120
çalışmalarını bizzat yerinde denetleyerek olaya olan ilgisini ortaya koymuştur76.
Yangından sonra Sovyet Rus elçiliği Hamamönü’nde eski belediye başkanlarından77
Mavalar’ın konağına taşınmıştır78 (Res. 4). Elçilikte Mustafa Kemal’in de katıldığı
ziyafetler oldukça şık ve renkli geçmiş; havyar ve votkayla çeşidin bol olduğu
ziyafetlere dans ve müzik de eşlik etmiştir. Öte yandan bu dönemde Sovyet elçiliğinin
Keçiören’de bir de bağ evi bulunmaktadır. Mavaoğlu Konağı’nın ve Keçiören bağevinin
yerini belirleyemedik, her iki yapı da günümüze ulaşamamış olabilir.
Ağustos 1922’den itibaren Mavaoğlu Konağı’nda faaliyet gösteren Sovyet Rusya
elçiliğinin, 1924 yılı sonlarında Atatürk Bulvarı üzerindeki yeni binasının yapımına
başlanmıştır79. 1925 yılında binanın yapımı tamamlanmıştır80 (Res. 5). Burada da
sefaret, toplantılarıyla Ankara ricali için, çekim yerlerinden biri olmuş81; sefarethanede
sık sık davetler verilmiştir82.
Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin 4455/14 no.lu arşiv dosyasında83 4455 ada 14
no.lu parseldeki Sovyet Rusya elçilik binası ve yakın çevresindeki imar hareketleri ile
ilgili resmi kurumların karşılıklı yazışmaları, Rusya Ticari Temsilciliği plan ve projeleri
bulunmaktadır. Arşiv dosyasındaki en eski tarihli resmi belge, Rus elçiliği binasının
1934 yılına ait tapu senedidir. Senette, “geldiği tapu kütüğü” ibareli kısımda “18 Nisan
1927” tarihi yazmaktadır. Dolayısıyla Atatürk Bulvarı üzerindeki binanın 1924’te
başlayan inşaatının 1925 ya da 1926 yılında bitmesinin ardından, mülkiyetinin Sovyet
Rusya elçiliğine tebdil yoluyla geçtiği anlaşılmaktadır.
Ankara Belediye İmar Müdürlüğü’ne gönderilen 9 Ocak 1958 tarihli bir yazıda
vergi dairesinde Tevfik Başmızrakçı adına kayıtlı, 4455 ada 14 no.lu parselin Çankaya
Tapu Sicili Muhafızlığı’na devredilmesi durumuna ilişkin bilgi istenmektedir. 18 Ocak
1958 tarihli başka bir belgede ise elçilik binasının bulunduğu 4455 no.lu adanın 1948
yılında Tapu İdaresi’ne tescil ettirildiği belirtilmektedir. 3 Ocak 1963 tarihli Ankara
Belediyesi İmar Müdürlüğü’ne Daire Avukatı tarafından gönderilen resmi yazıda Rus
sefaret binasında tespit edilen kaçak ve ruhsatsız inşaat hakkında, bu durumun
Devletler Hukuku ile ilgili olmak üzere vatandaşlara uygulanan usuller dışında özel bir
durum teşkil ettiği bildirilmektedir. 5 Nisan 1963 tarihli bir yazı Sovyet Rusya elçisi
Rijov tarafından İmar Müdürlüğü’ne gönderilmiştir. Dilekçede 542 ada 20 parsel
Benhür, 2008: 91.
Ankara’nın eski belediye reislerinin listelendiği yayında Mavalar’dan Mavazade Tevfik Bey’in adı geçmektedir;
bkz. Erdoğdu, 2001: 137.
78 Koloğlu, 2001: 39.
79 Yeni elçilik binasını Yakov Zaharoviç Suriç’in yaptırdığı belirtilmektedir: “Yakov Zaharoviç Suriç Haziran
1923’ten beri Ankara’da görevli bulunmaktadır. Afganistan’da da görev yapmıştır. Ankara’da büyük bir Sovyet
Büyükelçiliği binası yaptırmaktadır...”; bkz. Şimşir, 2006: 341.
80 Bir yayında binanın 1926 yılında tamamlandığı belirtilmektedir; bkz. Şimşir, 2006: 346.
81 Aydın, Emiroğlu vd., 2005: 372.
82 “Çankaya Caddesinde ilk elçilik binasını yaptıran Sovyetlerdir. Yanar-söner kasaba elektriği devrinde, büyük ve
iyi döşenmiş salonları, uzun müddet, Ankara’nın tek lüksü olarak kalmıştır. Suriç Yoldaş sık sık kalabalık davet
yapar, bol votka ve havyar ikram ederdi. Cemiyet hayatına henüz alışan milletvekillerinin bu ikramlara fazla kapılıp
merdivenlerden düşerek inmelerinden utanırdık.”; Atay, 1998: 412.
83 Ankara Büyükşehir Belediyesi 4455/14 no.lu arşiv dosyasında lojman ve garaj olduğunu düşündüğümüz, üzerinde
herhangi bir tarih bulunmayan 4 fotoğraf bulunmaktadır.
76
77
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
121
Ankara’daki Sovyet Rusya Elçilik Binaları
numaralı 12 652 m2 arsa üzerinde bulunan eski sefaret binasının84 onarımının gerektiği
bildirilmektedir. Ankara Belediyesi İmar Müdürlüğü 24 Nisan 1963’te, elçiliğin söz
konusu isteğini dikkate alarak Etüt Şubesi Şefliği’ne, elçiliğin İmar Müdürlüğü’ne
gönderdiği onarım projelerinin o dönemdeki şehircilik durumuna göre incelenerek
İdare Heyeti’ne gönderilmesini isteyen bir yazı sunmuştur. Ankara Valisi ve Belediye
Başkanı Enver Kuray’ın 25 Mayıs 1963’te Dışişleri Bakanlığı’na gönderdiği yazıda,
Atatürk Bulvarı üzerindeki eski Rus elçilik binasının yalnız duvarları kalmak üzere
yeniden inşa edilmek istendiği, elçiliğe ait arsanın bir kısmının yeni meclisin giriş
kısmına denk geldiği için istimlâk edildiği belirtilmektedir. Söz konusu yazıda, Ayrancı
bağlarında inşa edilen yeni Rus Sefaretinden de söz edilmektedir. Ardından Dışişleri
Bakanlığı 22 Ağustos 1963 tarihinde Ankara Belediye Başkanlığı’na cevaben bir yazı
göndererek Sovyet Büyükelçiliği’nin eski binasının bulunduğu kısımdaki 4700 m2lik
arsa ile eski binanın karşısında yer alan ve imar planı gereğince yol yapımı için Türk
makamlarınca kullanılmak istenen 600 m2lik arsanın karşılığında, yeni elçilik binasının
yanı başında 5300 m2lik arsanın Sovyet elçiliğine devredileceğini bildirmiştir.
Elçiliğin 4455 ada 14 no.lu parseldeki binasının yanına bir bina inşa edildiği85;
ancak bu inşaatın Türk makamlarından gerekli izinler alınmadan başlatıldığı ve
durdurulması gerektiği, 13 Aralık 1963 tarihli bir yazı ile Yapı Kontrol Müdürlüğü’ne
bildirilmiştir. 24 Aralık 1963’te Rus makamı, Sovyet Rusya Türkiye Ticaret Müşavirliği
binası tadilat projesini ekte sunan bir yazı ile Ankara Belediyesi İmar Müdürlüğü’ne
göndermiştir. 25 Haziran 1976’da S.S.C.B. Ticaret Mümessilliği, 4455 ada 14 parselde
lojman inşaatı için Ankara Belediyesi İmar Müdürlüğü’ne proje ile birlikte bir yazı
göndermiştir. Daha sonra Ankara Belediyesi İmar Müdürlüğü İnşaat Şubesi’nin 1 Ekim
1981 tarihli resmi yazısında, 4455 ada 14 parsel dosyasında yaptıkları inceleme
sonucunda, S.S.C.B. lojman binası inşaatı için 1960 yılından 1976 yılına kadar Türk ve
Rus devletleri arasında karşılıklı yapılan yazışmalar maddeler halinde listelenmiştir. Bu
yazışmaların sonuncusu, İmar İdare Heyeti’nin kararı ile uygun görülen lojman
projelerinin onandığı 25 Haziran 1976 tarihli resmi yazıdır. Ancak bu lojman
binalarının inşa edilip edilmediğine ilişkin bir bilgi yoktur.
Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği 25 Aralık 1991 tarihinde Devlet Başkanı
Mihail Gorbaçov'un istifa etmesinin ardından Sovyetler Birliği'ni teşkil eden
cumhuriyetlerin bağımsızlığını kazanmalarıyla dağılmıştır. Bugün Ankara’da Rusya
Federasyonu’nun büyükelçiliği başka bir binaya taşınmıştır.
SONUÇ
1920’den 1926’ya kadar Sovyet Rusya’nın Ankara’daki elçileri ve maiyetleri, yukarıda
değindiğimiz üzere, çeşitli nedenlerle dört kez taşınmak durumunda kalmıştır. Bu binalardan
yalnızca Atatürk Bulvarı üzerindeki bina günümüze gelebilmiştir.
Bu bina 1924-1925 yılları arasında inşa edilen Atatürk Bulvarı üzerindeki yapı olmalıdır.
Söz konusu bina elçilik konutu olabilir; ki bu konunun gündemde olduğunu anlıyoruz; “1926 yılı içinde
Ankara’daki Sovyet elçiliği binası tamamlanmıştı. Söylendiği gibi büyük ve gösterişli bir binaydı. Ne var ki Rus
sefiresi 25 yoldaşla aynı karavanadan yemek yemek zorunda kaldığı için yakınıyordu. Onun için Sovyet büyükelçiliği
binasına, büyükelçinin konutu olarak ayrı bir bina eklenecekti.” denmektedir; bkz. Şimşir, 2006: 346.
84
85
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
İlkgül Kaya Zenbilci
122
Literatürde elçilik binalarının tarihi ve mimari değerlendirmesi hakkında herhangi bir
çalışmaya rastlayamadık. Burada sunduğumuz araştırmaya benzer çalışmaların yapılmasının bu
konudaki eksikliği kapatacağı kanısındayız.
KAYNAKLAR
ANKARA BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ARŞİVİ; (2012), Ankara.
ANONİM; (1986), “Georgi Vasilyeviç Çiçerin”, Ana Britannica, Cilt VI,
İstanbul, s. 410-411.
ANONİM; (basım yılı belirtilmemiş), Fotoğraflarla Atatürk’ün Hayatı:
Doğumundan Ölümüne Kadar, İstanbul.
ARALOV, S. İvanoviç; (2010), Bir Sovyet Diplomatının Türkiye Anıları (19221923), (Çev. H. A. Ediz), İstanbul.
ARIKOĞLU, D.; (1961), Hatıralarım (Milli Mücadele), Ankara.
ASLAN, Y.; (1997), Türkiye Komünist Fırkası’nın Kuruluşu ve Mustafa Suphi,
Ankara.
ATAY, F. Rıfkı; (1998), Atatürk’ün Bana Anlattıkları, İstanbul.
AYDIN, S.; EMİROĞLU, K. vd.; (2005), Küçük Asya’nın Bin Yüzü: Ankara,
Ankara.
BENHÜR, Çağatay; (2008), Stalin Dönemi Türk-Rus İlişkileri (1924-1953),
Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Ana Bilim Dalı
Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bilim Dalı Basılmamış Doktora Tezi,
Konya.
CEBESOY, A. Fuat; (1955), Moskova Hatıraları (21.11.1920-2.6.1922), İstanbul.
ELLİSON, Grace; (basım yılı belirtilmemiş), An English Woman In Angora, New
York.
———; (1994), “Ankara Ankara”, Ankara: Yeni Türkiye’nin Başkenti, (Çev. F.
Lekesizalın), Ankara, ss. 310.
ERDOĞDU, Şeref; (2001), Ankaram, Ankara.
GÖKAY, B.; (1997), Bolşevizm ile Emperyalizm Arasında Türkiye (1918-1923),
(Çev. Sermet Yalçın) İstanbul.
GÖMEÇ, S.; (2003), Türk Cumhuriyetleri ve Toplulukları Tarihi, Ankara.
KAVUKÇU, Z.; (1964), Ulus Gazetesi, 10 Kasım.
KOCABAŞ, S.; (1989), Tarihte Türk-Rus Mücadelesi, İstanbul.
KOLOĞLU, O.; (2001), “Mustafa Kemal, Lenin'e nasıl bakıyordu?” Popüler
Tarih 9, Şubat, s. 36-39.
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
123
Ankara’daki Sovyet Rusya Elçilik Binaları
KURAT, A. N.; (1991), Türkiye ve Rusya, Ankara.
———; (1993), Rusya Tarihi, Ankara.
NESİMİ, A.; (1979), Türkiye Komünist Partisi’nde Anılar ve Değerlendirmeler,
İstanbul.
ORTAYLI, İlber; (2004), Osmanlı İmparatorluğu’nda İktisadi ve Sosyal Değişim:
Makaleler I, Ankara.
PERİNÇEK, M.; (2005), Atatürk’ün Sovyetlerle Görüşmeleri: Sovyet Arşiv
Belgeleriyle, İstanbul.
SAKALLI, B.; (1988), Ankara ve Çevresinde Milli Faaliyeler, Ankara.
SARAY, M.; (1993), Türk-Rus Münasebetlerinin Bir Analizi, İstanbul.
SARIOĞLU, M.; (1995), “Ankara’da Rus Sefarethanesi’nin İlk Yılları”, Kebikeç,
Sayı 1.2, s. 185-192.
SAYILGAN, A.; (1976), Türkiye’de Sol Hareket, İstanbul.
SKRİTSKY, N. V.; (2006), Krımskaya Voyna 1853-1856, Moskova.
SORGUN, M. T.; (1972), Bitmeyen Savaş Kütulamare Kahramanı Halil Paşa’nın
Anıları, İstanbul.
SÜRMELİ, S.; (2001), Türk-Gürcü İlişkileri (1918-1921), Ankara.
———; “Sergey Petroviç Natsarenus’un Ankara Büyükelçiliği Sırasında Rusya
Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti İle İlişkiler”, Online Makale, tarih:
Şubat 2012: ss. 31-55.
ŞAMSUTDİNOV, A. M.; (1999), Mondros’tan Lozan’a Türkiye Ulusal Kurtuluş
Savaşı Tarihi 1918-1923, (Çev. Ataol Behramoğlu), İstanbul.
———; (2000), Kurtuluş Savaşı Yıllarında Türkiye-Sovyetler Birliği İlişkileri,
(Çev. A. Hasanoğlu), İstanbul.
ŞİMŞİR, B.; (2006), Ankara: Bir Başkentin Doğuşu, Ankara.
TENGİRŞENK, Y. K.; (1981), Vatan Hizmetinde, Ankara.
TUNÇAY, M.; (1967), Türkiye’de Sol Akımlar, Ankara.
UZUNÇARŞILI, İ. H.; (1988), Osmanlı Tarihi, Cilt IV, 1. Bölüm, Ankara.
http://www.1917.org, tarih: 11.12.2012
http://imalat-i-harbiye.blogspot.com/2010/05, tarih: 12.12.2012
http://www.kutup.vekam.org.tr, tarih: 11.12.2012
http://www.peoples.ru, tarih: 19.12.2012
http://www.turkey.mid.ru/20-30gg.html, tarih: 19.01.2014
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
İlkgül Kaya Zenbilci
124
Res 1. Ankara’da Sovyet Rusya’nın ilk elçiliğinin açılışı, Samanpazarı civarı, 1920
(http://www.turkey.mid.ru/20-30gg.html).
Res 2. Ankara’da Sovyet Rusya’nın ilk elçiliğinin açılışında halk, 1920
(http://www.turkey.mid.ru/20-30gg.html).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
125
Ankara’daki Sovyet Rusya Elçilik Binaları
Res. 3. Ankara'da, Sovyet Elçiliği binasında Aralov, Sovyet Rusya elçilik üyeleri ve
Türk subaylar bir arada (Popüler Tarih 9, Şubat 2001: 39).
Res. 4. Hamamönü’ndeki Sovyet Rusya elçilik binası, Mavalar’ın Konağı
(Popüler Tarih 9, Şubat 2001: 39; Aralov 2010: 63).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
İlkgül Kaya Zenbilci
126
Res. 5. 1924-1926 yılları arasında inşa edilen Atatürk Bulvarı üzerindeki
Sovyet Rusya elçilik binası
(http://www.kutup.vekam.org.tr).
Resim 6. 1924-1926 yılları arasında inşa edilen Atatürk Bulvarı üzerindeki
Sovyet Rusya elçilik binası
(Ankara Büyükşehir Belediyesi Arşivi).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
127
Ankara’daki Sovyet Rusya Elçilik Binaları
Res 7. 07 Kasım 1927 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü ve Sovyet Rusya
Büyükelçisi Y. Z. Surits’in katıldığı diplomatik bir resepsiyon, Sovyet Rusya elçilik binası
(http://www.turkey.mid.ru/20-30gg.html).
The Journal of Academic Social Science Yıl: 2, Sayı: 7, Aralık 2014, s. 110-127
Download