ْلََ ٌۜ اَو وََلَ تَقُولُوا لِمَنْ يُقْتَلُ ف۪ي سَب۪يلِ اّللٰه ِ اَم

advertisement
Ağustos-1985
30 AĞUSTOS VE MANEVİ KAYNAĞI
Ebû Hüreyre ÖZDEMİR
ِ ٰ ‫يل ه‬
‫اّلل اَ ْموَا ٌۜ َ َْل‬
ِ ‫و َََل تَ ُقولُوا ِلمَ نْ ي ُ ْقت َُل ۪في َس ۪ب‬
‫اَ ْح َيَٓاء َو هل ِكنْ ََل تَشْ ُع ُرو َن‬
Muhterem Müslümanlar!
Ağustos ayı tarihimizin dalga dalga destanlaştığı,
milletlerin ve devletlerin hafızalarına ebediyen
silinmez bir mührün vurulduğu şanlı zaferler ayıdır.
Zaferlerle dolu bu ay Türklüğün ve İslam'a gönül
birliğiyle
hizmet
eden
asil Türk
Milleti'nin
şahlanışıdır. Anadolu'ya Türk ve İslam damgasının
vurulduğu 26 Ağustos 1071'den, 22 Ağustos 1922
Sakarya
Muharebeleri
ile
30
Ağustos
Başkumandanlık Meydan Muharebesi'ne kadar tarih
sayfaları milli ve dini zafer belgelerimizle doludur.
Türk Milleti'nin tarihi karakteri, hürriyet ve istiklal
içinde yaşamaya müsaitti. Esaret ve zillet altında
yaşamaktansa şerefle ölmeyi tercih ederdi. Ya şehit,
ya da gazi olmak onun en büyük idealiydi. Hürriyeti
olmayanın ibadet hürriyetine de sahip olamayacağına
ve onları yerli yerince ifa edemeyeceğine inanıyordu.
Cenabı
Allah'ın
"Gevşemeyin,
üzülmeyin!
İnanıyorsanız
muhakkak
üstün
geleceksiniz"1
fermanı kudsisi onun en büyük iman dayanağını
teşkil ediyordu.
Aziz Cemaat!
Elbette zulmün topu ve güllesi vardı. Fakat
Müslüman Türk'ün de ona karşı bükülmez bileği,
sarsılmaz yüreği ve parçalanmaz imanı vardı. Şairin
dediği gibi "Bir azim, eğer iman dolu bir kalbe
girerse İnsan da o imandaki sırra ererse En azgın
ölümler ona zincir vuramazlar Volkan gibi coşkun
akıyor durduramazlar".
Ezelden beri hür yaşamış ve yaşayacak olan asil
Türk Milleti iman ve İslam'dan gelen asil hürriyet
duygusu ile Allah'a boyun eğip düşmana silahını
teslim etmedi. Allahu Teâla Kuranı Kerim'inde böyle
bir bütünleşme için "Şüphesiz Allah kendi yolunda
birbirine kenetlenmiş bir bina gibi saflar bağlayarak
çarpışanları sever"2 buyurmaktadır.
Muhterem cemaat!
30 Ağustos Zafer günü verilen komut şöyleydi
"Askerler! Vakit gelmiştir. Sıdkı sadakatle Allah'a
dua ediniz. Ta ki ordumuzu muvaffak etsin."3 Bu bir
emir ve aynı zamanda bir dua idi. Askerlerimiz de
Kuranı Kerim ve dualar okuyarak, ellerini Allah'a
açıp yalvararak savaştılar ve Allah'ın yardımı ile
başardılar. Zaferi değerlendiren ve yukardaki komutu
veren Başkumandanımızın "muharebeleri kazandıran
yüksek ruh ve imandır"4 beyanatı milli ve dini
gururumuzdur.
Gerçekten 30 Ağustos Zaferi, Türk Milleti'nin ve
kahraman ordumuzun şeref tablolarından biridir.
Türk'ün tarihi kahramanlıklarla, başarılarla ve
övünçlerle doludur. Çünkü o fıtraten asker bir
millettir. Her Türk asker doğmuş, asker olarak
ölmeyi şeref bilmiştir. Vatan görevi ve yurt
savunması Türk evladının severek üstlendiği şanlı bir
görevdir.
Türk evladı için, Türk askeri için, ölüm; yokluk
ve hiçlik değil, ancak bir diriliş, dünyadan ahirete yer
değiştiriş ve bir terhis tezkeresidir. Alınan yaralar bir
nişan, ölüm ise askerliğin şerefli ve en son rütbesidir.
Cenabı Allah bir müjdesinde "Allah yolunda
öldürülenler için ölüler demeyiniz. Onlar ölü değil,
diridirler.
Fakat
siz
farkında
değilsiniz"5
buyurmaktadır.
Bu
inançtır
ki
Türk'ü
ölümsüzleştirmiş,
ölümü
güzelleştirmiş,
Mehmetçiğin ölüme adeta düğüne ve gül bahçesine
gider gibi gitmesine sebep olmuştur. Tarih
Mehmetçiğin ve Türk evladının böyle kahramanlığı
ile doludur. Sancağını dinin şerefi olarak bilen bir
asker elbette maddiyatıyla değil, manevi güçlerini ve
bataryalarını kullanarak güçlü iradesiyle mücadele
edecekti. "Vatan Sevgisi İmandandır" diyen bir
Peygamberin hem dini kişiliğini, hem de askeri ve
komutanlık kişiliğini örnek alacaktı. Onun için
askerimizin adı herhangi bir ad değil de
Mehmetçiktir.
Bilindiği
gibi
Mehmed,
Peygamberimizin ismi olan Muhammed'in Türkçe
‘deki okunuş şeklidir.
30 Ağustos 1922 Başkumandanlık Meydan
Muharebesi Yüce Türk Milletinin, şanlı Ordumuzun
ve kahraman Mehmetçiğimizin abideleştiği bir tarih
destanıdır.
30 Ağustos Zaferi ve buna benzer basanlarımız,
her safhası ile düşünülmüş, hazırlanmış, yönetilmiş
ve itina ile sonuçlandırılmıştır. Başkumandanımızın
dediği gibi "Türk Ordusunun, Türk subaylarının ve
komutanlarının yüksek güçlerini ve yiğitliklerini
tarihte bir daha da tespit ettiren yüce bir eserdir. Bu
eser Türk Milleti'nin hürriyet ve bağımsızlık idealinin
ölümsüz bir anıtıdır".6
***
1
2
3
4
5
6
Al-i imran 3/139.
Sâf, 61/5.
Yıllar Boyu Dergisi, C., 2, Sayı, 8.
Diyanet Dergisi, H/5.
Bakara, 2/54.
K. Atatürk, Nutuk, s. 444.
Download