İnfantil hepatik hemanjiyoendotelyoma ile ilişkili Kasabach

advertisement
Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Dergisi 2003; 46: 291-294
Vaka Takdimi
Ýnfantil hepatik hemanjiyoendotelyoma ile iliþkili
Kasabach-Merritt sendromu:
Bir vaka takdimi
Hurþit Apa1, Özgür Olukman1, Ayþe Erbay2, Canan Vergin3
Dr. Behçet Uz Çocuk Hastalýklarý Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi 1Pediatri Uzmaný, 2Pediatrik Onkoloji Uzmaný,
3Pediatri Doçenti
SUMMARY: Apa H, Olukman Ö, Erbay A, Vergin C. (Department of Pediatrics,
Dr. Behçet Uz Children's Hospital, Ýzmir, Turkey). Kasabach-Merritt syndrome
associated with infantile hepatic hemangioendothelioma: a case report. Çocuk
Saðlýðý ve Hastalýklarý Dergisi 2003; 46: 291-294.
Infantile hepatic hemangioendothelioma (ÝHH) is a type of capillary
hemangioma, which is the most common symptomatic vascular tumor, with
85% of cases presenting in the first six months of life. Clinically, the condition
manifests by a classic triad consisting of hepatomegaly, high-output heart failure
and giant hemangioma. Similar to other giant hemangiomas, IHH can lead to
Kasabach-Merritt syndrome, which is characterized by consumption
coagulopathy and thrombocytopenia. In this article a newborn with giant hepatic
vascular tumor, local consumption coagulopathy and congestive heart failure
is presented.
Key words: giant hemangioma, infantile hepatic hemangioendothelioma, local
consumptive coagulopathy, Kasabach-Merritt syndrome.
ÖZET: Ýnfantil hepatik hemanjiyoendotelyoma %85 sýklýkla yaþamýn ilk altý ayý
içerisinde görülen ve en sýk semptomatik vasküler tümör olma niteliðini taþýyan
bir tür kapiller hemanjiyomdur. Klinik olarak hepatomegali, yüksek debili kalp
yetmezliði ve dev hemanjiyom triadý ile belirir. Diðer dev hemanjiyomlar gibi
trombositopeni ve tüketim koagülopatisiyle karakterize Kasabach-Merritt
sendromu oluþturabilir. Bu makalede karaciðerde dev vasküler tümör, lokal
tüketim koagülopatisi ve konjestif kalp yetmezliði bulgularý ile baþvuran bir
yenidoðan vakasý sunulmuþtur.
Anahtar kelimeler: dev hemanjiyom, infantil hepatik hemanjiyoendotelyoma, tüketim
koagülopatisi, Kasabach-Merritt sendromu.
Ýnfantil hepatik hemanjiyoendotelyoma, bebeklik döneminin en sýk görülen benign hepatik
vasküler tümörüdür. Kýzlarda erkeklere oranla
üç kat daha fazla görülür 1 . Klinik bulgular
ortalama 47 günlükken ortaya çýkar (1-365 gün
arasýnda deðiþir) ve vakalarýn %80’inden fazlasý
yaþamýn ilk üç ayýnda taný alýr2. Klinik olarak
hepatomegali, yüksek debili kalp yetmezliði ve
dev hemanjiyom triadý ile belirir. Trombositopeni, mikroanjiyopatik hemolitik anemi ve
tüketim koagülopatisiyle karakterize KasabachMerritt sendromuna neden olabilir 3 . Patogenezinde maternal hormonlarýn etkisi,
anjiyogenik stimülatörler ve inhibitörler
sorumlu tutulmaktadýr4. Kromozom delesyonlarý ve multipl konjenital anomalilerle de
birlikteliði gösterilmiþtir5.
Vaka Takdimi
Prenatal dönemde özelliði olmayan iki günlük
kýz hastanýn öyküsünden zamanýnda, normal
spontan vajinal yolla doðduðu, doðum merkezinde fark edilen karýn þiþliði nedeniyle
hastanemize sevk edildiði öðrenildi.
Soy geçmiþinde özellik olmayan hastanýn yapýlan fizik muayenesinde, aðýrlýðý 3200 gr (25.
persentil), boyu 51 cm (25. persentil) ve baþ
çevresi 31.5 cm (üçüncü persentilin altýnda) idi.
Genel durumu kötü olup belirgin solukluðu ve
santral siyanozu vardý. Kalp tepe atýmý dakikada
200 olup ritmikti. En iyi mezokardiyak odakta
duyulabilen ikinci dereceden sistolodiyastolik
üfürümü vardý. Solunum sayýsý dakikada 42 olup
her iki akciðer eþit havalanýyordu. Karýn gergin,
292
Apa ve ark.
Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Dergisi • Ekim - Aralýk 2003
sol üst kadrandan sað alt kadrana kadar uzanan,
yaklaþýk 10 cm boyutunda, düzgün konturlu sert
bir kitle ele geliyordu. Kitle üzerinde üfürüm
duyulmuyordu. Diðer sistemlerin muayene
bulgularý normaldi.
Laboratuvar incelemelerinde hemoglobin 12.8
gr/dl, hematokrit %36, retikülosit %5,
trombosit 51000/ml, lökosit 17300/ml (%63
nötrofil, %27 lenfosit, %10 monosit) idi.
Periferik kan yaymasýnda belirgin fragmante
eritrositler ve nadir "burr cell" vardý. Normoblast
oraný %20 bulundu. Kan þekeri, elektrolitleri,
karaciðer ve böbrek fonksiyon testleri normaldi.
Hemostaz testlerinden protrombin zamaný 23.2
sn (normali 10.1-15.9 sn), aktive parsiyel
tromboplastin zamaný 55 sn (normali 31.3-54.5
sn), trombin zamaný 17.3 sn (normali 19-29 sn),
fibrinojen 132 mg/dl (normali 167-399 mg/dl),
D-dimer 2366 µg/dl (normali < 500 µg/dl),
fibrin yýkým ürünleri 246 mg/dl (normali < 10
mg/dl), kanama zamaný 2 dk (normali 5-7 dk
Ivy yöntemi ile) idi. Tümör belirleyicilerinden
laktat dehidrogenaz 642 U/L (normali 170-580
U/L), alfa-fetoprotein 35256 ng/ml (normali
48406 ± 34.718), beta-human koryonik gonodotropin 3 µmol/ml (normali < 5 µmol/ml),
ferritin 589 mg/dl (normali 25-200 mg/dl),
nöron spesifik enolaz 10 µmol/L (µmol/L< 16)
bulundu.
Karýn ultrasonografisinde orta hatta sola doðru
uzanan, karaciðer sol lobundan kaynaklanan,
yaklaþýk 86x62x80 mm boyutlarýnda, düzgün ve
belirgin sýnýrlý kitle lezyonu saptandý. Doppler
ultrasonografide karaciðer sol lobda ekojenitesi
ve vaskülarizasyonu artmýþ kitle görüldü.
Bilgisayarlý karýn tomografisinde karaciðer sol
lobun tamamýný tutan, 7x10x9 cm boyutunda,
psödokapsüllü, ortasý hipodens, kalsifikasyon
içermeyen, miks kitle lezyonu benign nitelikli
karaciðer tümörü olarak yorumlandý (Þekil 1).
Karýn manyetik rezonans görüntülemesinde
tanýmlanan kitlenin T2 aðýrlýklý kesitlerde parlak
sinyal özellikleri göstermesi ve iç yapýsýnda daha
farklý dansitede özellikleri olmasý vasküler bir
tümörü desteklemekteydi (Þekil 2). Bozulmuþ
hemostaz testleri ve yüksek kanama riski
nedeniyle histopatolojik tanýya gidilemedi.
Ekokardiyografide patent foramen ovale, patent
duktus arteriosus, hafif pulmoner ve trikuspid
yetmezlik saptandý. Kromozom analizi 46 XX
olarak belirlendi.
Hastaya dev hepatik hemanjiyomuna eþlik eden
trombositopenisi, mikroanjiyopatik hemolitik
Þekil 1. Bilgisayarlý karýn tomografisinde karaciðer sol
lobunda 7x10x9 cm boyutunda, psödokapsüllü, ortasý
hipodens, kalsifikasyon içermeyen miks kitle lezyonu.
Þekil 2. Karýn manyetik rezonans görüntülemesinde
(T2 aðýrlýklý kesit) karaciðer sol lobunda, heterojen,
parlak, yüksek sinyal özellikli, yer yer nekrotik, ancak
solid karakterde, 8 cm çaplý, iç yapýsý farklý dansitede
vasküler tümör ile uyumlu kitle.
anemisi ve lokal tüketim koagülopatisi bulgularý
ile Kasabach-Merritt sendromu tanýsý konuldu.
Asemptomatik dissemine intravasküler
koagülasyonu (DÝK) olan hastaya düþük
molekül aðýrlýklý heparin, taze donmuþ plazma,
eritrosit ve trombosit transfüzyonlarý uygulandý.
Yüksek debili kalp yetmezliði için dijitalizasyon
ve diüretik tedavi verildi. Konjestif kalp yetmezliði ve DÝK bulgularý nedeniyle cerrahi tedavi
düþünülmeyen hastaya hemanjiyomun gerilemesi için bir ay metil prednizolon tedavisi
uygulandý. Steroid tedavisinden sonra DÝK
bulgularý düzeldi, ancak kitle boyutu deðiþmedi.
Bu nedenle anjiyogenik inhibitör etkisinden
yararlanmak amacýyla interferon-a tedavisi
baþlatýldý. Bir buçuk aylýk tedavinin ardýndan
tümör boyutlarýnda %20 küçülme saptandý.
Ancak tedavinin üçüncü ayýnda hasta aspirasyon
pnömonisi nedeniyle kaybedildi.
Cilt 46 • Sayý 4
Ýnfantil Hepatik Hemanjiyoendotelyoma ve Kasabach-Merritt Sendromu
Tartýþma
Hepatik tümörler çocukluk çaðýnda oldukça
seyrek görülür. Karaciðerin primer tümörleri
bütün çocukluk çaðý malignansileri içinde %1
gibi düþük bir orandadýr. Çocuklardaki hepatik
tümörlerin %50-60’ý malign, %40-50’si
benigndir 6. Benign hepatik kitle nedenleri
arasýnda en sýk vasküler tümörler gözlenir.
Bunlar kavernöz hemanjiyomlar ya da
hemanjiyoendotelyomlar þeklinde karþýmýza
çýkar3. Hangi tip olursa olsun hemanjiyomlar
bebeklik döneminin en sýk görülen benign
tümörleridir ve yenidoðanlarda sýklýðý %1.1-2.6
arasýnda deðiþir. Bir yaþýnda bu oran %10’ a
kadar yükselir. Büyük bir bölümü tedavi
gerektirmeyen hemanjiyomlarýn doðal gidiþinde
yaþamýn ilk yýlý içinde hýzlý büyüme, beþ yýl
içinde büyüme hýzýnda azalma ve 10-15
yaþlarýnda involüsyon yer alýr7.
Kavernöz hemanjiyom sýklýkla asemptomatiktir.
Kütanöz hemanjiyomlarla iliþkili soliter veya
multipl karaciðer kitlesi þeklinde klinik verir.
Hepatomegali ve konjestif kalp yetmezliði
oluþturabilir. Malign potansiyel taþýmaz 3 .
Ýnfantil hepatik hemanjiyoendotelyoma ise %85
sýklýkla yaþamýn ilk altý ayý içerisinde görülen
ve en sýk semptomatik vasküler tümör olma
niteliði taþýyan bir tür kapiller hemanjiyomdur.
Kýzlarda üç kat daha fazla görülür. Sýklýkla
soliter nitelik taþýr ve dev kitle þeklinde belirir.
Hepatomegali, arteriyovenöz þanta baðlý yüksek
debili kalp yetmezliði ve rüptür gibi komplikasyonlara yol açabilir. Kitle içinde trombosit
sekestrasyonuna baðlý trombositopeni, mikroanjiyopatik hemolitik anemi ve lokal tüketim
koagülopatisi ile karakterize Kasabach-Merritt
sendromuna neden olabilir. Ýki yaþýndan sonra
anjiyosarkoma malign transformasyon gösterebilir3. Bozulmuþ hemostaz testleri ve artmýþ
kanama riski nedeniyle histopatolojik tanýya
gidilemese de hastamýzýn yaþý, kýz olmasý,
kitlesinin soliter nitelik taþýmasý ve konjenital
dönemde geliþmesi, tipik manyetik rezonans
görüntülemeleri, klinik izlemi ve oluþturduðu
Kasabach-Merritt sendromu bulgularýna
dayanarak hemanjiyoendotelyoma olasýlýðý ön
planda düþünüldü. Von Schweinitz ve arkadaþlarýnýn8 1995 yýlýnda yayýnladýklarý bir makalede
üç ayýn altýnda hepatik kitle nedeniyle izlenen
26 hastanýn 17’sinde infantil hemanjiyoendotelyoma, yedisinde hepatoblastoma, birinde
mezenkimal hamartoma ve birinde nöroblastoma saptanmýþtýr. Bu sonuçlar infantil
293
dönemin en sýk görülen hepatik tümörünün
infantil hepatik hemanjioendotelyoma olduðunu
doðrulamaktadýr.
Ýnfantil hepatik hemanjiyoendotelyomanýn
patogenezinde maternal hormonlarýn etkisi,
anjiyogenik stimülatörler (vasküler endotelyal
büyüme faktörü ve temel fibroblast büyüme
faktörü) ve anjiyogenik inhibitörler (interferonb) sorumlu tutulmaktadýr. Literatürde 12.
gebelik haftasý kadar erken dönemde yüksek
rezolüsyonlu ultrasonografi ile taný alan vakalar
bildirilmiþtir4. Ayrýca kromozom delesyonlarý ve
multipl konjenital anomalilerle de birlikteliði
gösterilmiþtir. Ito ve arkadaþlarý 5 1989’da
infantil hemanjiyoendotelyoma tanýsý alan altý
aylýk bir erkek hastada mikrosefali, hipertelorizm, düþük kulak, kubitus valgus,
kriptorþidizm, mikropenis, atrial septal defekt
ve timik atrofi saptamýþlar ve bunun kromozom
6q’ nun interstisyel delesyonu ile ilgili olduðunu
göstermiþlerdir. Dev hemanjiyomu, konjenital
kardiyopatisi ve mikrosefalisi olan vakamýzýn
kromozom analizinde patolojik bulguya
rastlanmadý.
Ýnfantil hepatik hemanjiyoendotelyomanýn yol
açtýðý en önemli komplikasyon Kasabach-Merritt
sendromudur. Lezyon içinde trombosit
sekestrasyonu ve artmýþ yýkýma baðlý olarak
geliþen trombositopeni, yaygýn peteþi ve
ekimozlara neden olur. Lezyon içine kanama ile
kitlenin boyutlarýnda büyüme saptanýr. Bu
kanamaya baðlý geliþen anemiyi mikroanjiyopatik hemoliz daha da aðýrlaþtýrýr. Kemik
iliðinde normal ve immatür megakaryosit sayýsý
artar. Yerel pýhtýlaþma faktörlerinin aktivasyonu
ile geliþen süreçte fibrinojen ve diðer faktörler
tüketilirken fibrin yýkým ürünleri artar. Buna
baðlý olarak protrombin zamaný, aktive parsiyel
tromboplastin zamaný ve D-dimer testlerinde
yükseklik saptanýr. Hafiften aðýr dereceye varan
DÝK bulgularý görülür9. Hastamýzda bulunan
trombositopeni, mikroanjiyopatik hemolitik
anemi ve hemostaz testlerinde bozulmayla
giden tüketim koagülopatisi dev hemanjiyom ile
açýklanan tipik bir Kasabach-Merritt sendromu
tablosunu desteklemekteydi. Bozulmuþ
hemostaz testlerine raðmen aktif kanama veya
tromboz bulgularýnýn olmamasý ise asemptomatik DÝK yönünde düþünüldü.
Kasabach-Merritt sendromunun üç temel tedavi
ilkesi vardýr. Hemanjiyomun gerilemesi için
steroidler, interferon-a2a, kemoterapi, embolizasyon, radyoterapi veya cerrahi rezeksiyon
294
Apa ve ark.
Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Dergisi • Ekim - Aralýk 2003
uygulanabilir. Steroid tedavisi çoðu kez
baþarýlýdýr; ancak büyüme geliþme geriliði, su
ve tuz retansiyonu, hipertansiyon, gastrointestinal yakýnmalar, PDA’da erken kapanma,
glukoz ve lipid metabolizmasý bozukluklarý gibi
birçok yan etkileri vardýr2. Cerrahi rezeksiyon
ile baþarýlý sonuçlar elde edilebilir ancak çoðu
kez artmýþ kanama riski nedeni ile kitlenin
çýkarýlmasý mümkün olmaz10-12. Radyoterapinin
büyüme geriliði, sekonder malignensi geliþimi
ve gonad disfonksiyonu gibi birçok yan etkisi
vardýr9. Tek bir major besleyici damarý olan
lezyonlarda ise embolizasyon ve ligasyonun
etkinliði yüksektir2-10. Siklofosfamid, vinkristin
ve aktinomisin-D gibi kemoterapötiklerle tedavi
ise önemli yan etkilerinden dolayý yalnýzca
ameliyat edilemeyen ve steroide dirençli malign
trasformasyon gösteren kitlelerde önerilmektedir11. Son yýllarda interferon-a2a gibi antianjiyogenik faktörlerin kullanýmý gündeme
gelmiþtir1,2,4,7,9,10. Hastamýzda konjestif kalp
yetmezliði ve DÝK bulgularý olmasý nedeniyle
cerrahi tedavi düþünülmedi ve bir ay metil
prednizolon tedavisi uygulandý. Ancak bu tedavi
ile hastanýn DÝK bulgularý düzeldiði halde kitle
boyutunda küçülme olmadý. Bu nedenle yaklaþýk
bir buçuk ay interferon-a tedavisi uygulandý ve
tümör boyutunda %20 küçülme saptandý. Diðer
tedavi yöntemleri ciddi yan etkileri nedeniyle
uygulanmadý.
trombosit hapsini artýrýp kitlede büyümeye
neden olmasýdýr9.
Kasabach-Merritt sendromunun ikinci basamak
tedavisinde lezyon içinde trombosit hapsinin
engellenmesi ve lokal tüketim koagülopatisi ile
mücadele gelir. Burada asetil salisilik asit,
dipiridamol, tiklopidin, pentoksifilin, traneksamik asit, Î-aminokaproik asit, düþük
molekül aðýrlýklý heparin gibi antitrombosit ve
fibrinolitik medikasyonlar kullanýlabilir. Kanama
bulgularýnýn varlýðýnda taze donmuþ plazma
verilebilir 2,7,9 . Hastamýza bu amaçla düþük
molekül aðýrlýklý heparin ve taze donmuþ
plazma tedavisi uygulandý. Son olarak transfüzyonlarla destek olunmasý, anemi ve
trombositopeninin akut komplikasyonlarý
açýsýndan önemlidir. Burada dikkatli olunmasý
gereken nokta kanama riski olmayan hastalara
yapýlacak olan transfüzyonlarýn lezyon içindeki
8. Von Schweinitz D, Gluer S, Mildenberger H. Liver
tumors in neonates and very young infants: diagnostic
pitfalls and therapeutic problems. Eur J Pediatr Surg
1995; 5: 72-76.
Sonuç olarak infantil benign hepatik kitle
nedenleri arasýnda en sýk görülen vasküler
tümörler; Kasabach-Merritt sendromu ve yüksek
debili kalp yetmezliði gibi fatal komplikasyonlara yol açabildiklerinden erken dönemde
tanýnmalarýnýn önemli olduðu düþünülerek vaka
sunulmuþtur.
KAYNAKLAR
1. Woltering MC, Robben S, Egeler RM. Hepatic
hemangioendothelioma of infancy: treatment with
interferon alpha. J Pediatr Gastroenterol Nutr 1997;
24: 348-351.
2. Meyers RL, Scaife ER. Benign liver and biliary tract
masses in infants and toddlers. Semin Pediatr Surg
2000; 9: 146-155.
3. Stringer MD. Liver tumors. Semin Pediatr Surg 2000;
9: 196-208.
4. Boon LM, Enjolras O, Mulliken JB. Congenital
hemangioma: evidence of accelerated involution. J
Pediatr 1996; 128: 329-335.
5. Ito H, Yamasaki T, Okamoto O, Tahara E. Infantile
hemangioendothelioma of the liver in a patient with
deletion of chromosome 6q: report of an autopsy case.
Am J Med Genet 1989; 34: 325-329.
6. Lanzkowsky P. Manual of Pediatric Hematology and
Oncology. San Diego: Academic Press, 2000: 632-633.
7. Vin-Christian K, McCalmont TH, Frieden IJ.
Kaposiform hemangioendothelioma. Arch Dermatol
1997; 133: 1573-1578.
9. Beardsley DS. Platelet abnormalities in infancy and
childhood. In: Nathan DG, Oski FA (eds). Hematology
of Infancy and Childhood (4th ed) Vol 2. Philadelphia:
WB Saunders, 1993: 1585-1586.
10. Samuel M, Spitz L. Infantile hepatic hemangioendothelioma: the role of surgery. J Pediatr Surg 1995;
30: 1425-1429.
11. Hu B, Lachman R, Phillips J, Peng SK, Sieger L.
Kasabach-Merritt syndrome-associated kaposiform
hemangioendothelioma successfully treated with
cyclophosphamide, vincristine and actinomycin D. J
Pediatr Hematol Oncol 1998; 20: 567-569.
12. Davenport M, Hansen L, Heaton ND, Howard ER.
Hemangioendothelioma of the liver in infants. J Pediatr
Surg 1995; 30: 44-48.
Download