egzersizler, koruyucu, tedavi edici ve muayene pozisyonları

advertisement
İÇİNDEKİLER
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM
OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
• İletişim
• Temel İletişim Modelleri
• Halkla İlişkiler ve İletişim
• Halkla İlişkiler ve İkna
Kuramları
HALKLA İLİŞKİLER
Prof. Dr. Mete ÇAMDERELİ
HEDEFLER
Arş. Gör. Betül ÖNAY DOĞAN
• Bu üniteyi çalıştıktan sonra;
• İletişim kavramını tanımlayıp,
açıklayabilecek
• İletişimin önemini kavrayacak
• Kurum ve kuruluşlar açısından
iletişimin önemini bilecek
• Halkla ilişkilerin neden bir
iletişim disiplini olarak anıldığını
anlamlandıracak
• Kurum ve kuruluşların halkla
ilişkilere neden ihtiyaç
duyduklarını çözümleyeceksiniz.
ÜNİTE
1
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
GİRİŞ
İletişim duygu, düşünce
ve bilgilerin, kısacası
iletilerin paylaşılması
çabasıdır. İletişimde
kaynağın belirli bir
anlam yükleyerek
gönderdiği iletinin
anlamını çözümleyen
ise alıcıdır.
İletişim, disiplinlerarası bir bilim dalıdır. Psikoloji, sosyoloji gibi pek çok bilim
dalından etkilenir. Günümüzde bilginin hızla yayılması ve pek çok insanın bu
enformasyon bombardımanından etkilenmesi sonucunda, iletişim bir bilim dalı
olarak ayrı bir önem kazanmış ve yönetilmesi gereken bir unsur olarak karşımıza
çıkmıştır. Doğru ya da yanlış olduğuna bakılmaksızın herhangi bir bilginin coğrafi
sınırları aşarak milyonlarca insanı aynı anda etkilemesi, kamu kurumları ve ticari
kuruluşlar açısında da önemli bir gelişmedir. Bu koşullarda kuruluşlar bir yandan
tanıtımlarını istedikleri hızda ve etkide gerçekleştirme olanağı bulurken, diğer
yandan da herhangi bir spekülasyondan kolaylıkla etkilenmektedirler.
İletişimin yönetilmesi gerektiği gerçeğinden hareketle halkla ilişkiler ortaya
çıkmış ve iletişimin önem kazanmasıyla halkla ilişkiler uygulamalarının da önemi
artmıştır. Kuruluşları çevrelerinden, sosyal paydaşlarından haberdar etmek ve
hedef kitleleri kuruluşla ilgili doğru bilgilendirmek misyonuna sahip olan halkla
ilişkileri tanımlamadan önce, iletişimi tanımlama ve iletişim alanındaki temel
araştırmaları ortaya koyma gayreti bu sebebe dayanmaktadır.
Tarihi, Aristo’nun retorik çalışmasına dayandırılan iletişim araştırmaları,
özellikle kitle iletişim araçlarının gelişmesiyle birlikte farklı boyutlarda ele alınmış,
“etki”, “geribildirim” gibi terimler bu araştırmaların odak noktasını oluşturmuş ve
geniş kitleleri aynı anda etkilemenin yolları aranmaya başlanmıştır. Bu bağlamda
halkla ilişkiler kavramı irdelenmeden önce “iletişim” kavramı tanımlanmakta ve
bazı temel iletişim araştırmaları üzerinde durulmaktadır.
İLETİŞİM
İletişimi disiplin olarak
anlama ve iletişim
kavramını tanımlama
çabasına girişildiğinde
yalın olandan karmaşık
olana, kolay olandan
zor olana dek, yüzlerce
tanımla
karşılaşılmaktadır.
İletişim kavramının anlaşılmasını kolaylaştırmak için öncelikle iletişim
tanımlamalarına göz atmak yerinde olacaktır. İletişimi disiplin olarak anlama ve
iletişim kavramını tanımlama çabasına girişildiğinde yalın olandan karmaşık olana,
kolay olandan zor olana dek, yüzlerce tanımla karşılaşılmaktadır. İletişim Latince
topluluk, ortaklık, birliktelik gibi anlamlara gelen “communis” sözcüğünden
türemiştir. Bugün Türkçede "communication" a karşılık olarak önerilen "iletişim"
terimi, "bildirişim" terimine oranla daha fazla kabul görmüş; haber ve haberleşme
unsurlarını da içine alacak şekilde kullanılmıştır. Ancak, "communa"nın,
"communicare"nin kavram alanını oluşturan toplumsallaşma olgusu, Türkçedeki
"iletişim" sözcüğünde pek hissedilmez. Bu durumda iletişimi terimsel özellikleriyle
ve yalnızca toplumsal ya da bireyler arası yaşam ile sınırlı tutmaktansa, onu
bütüncül anlamda ele almak ve tüm yaşamın, yaşam alanlarının vazgeçilmezi,
yaşam pratiğinin olmazsa olmazı olarak düşünmek daha doğrudur (Çamdereli,
2008:13-14).
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
2
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
İletişim bilgi alışverişi,
karşılıklı ileti aktarımı,
ileti eyleminin çift yönlü
oluşumu; bir taraftan
diğer tarafa bir bilginin,
bir duygunun, bir
düşüncenin aktarımıdır.
Bireysel Etkinlik
Gerçekte iletişim, bazı
tanımların birleştiği,
anlam transferi, sosyal
değerlerin iletilmesi,
deneyimlerin
paylaşılması gibi
konuların hepsini
kapsamaktadır.
Çok sayıda tanımı bulunan iletişim kavramı bağlamında tek bir tanım
etrafında toplanılamamasının nedeni iletişim hakkındaki bilgi eksikliğinden değil,
kavramın doğasını anlama eksikliğinden kaynaklanmaktadır. Gerçekte iletişim, bazı
tanımların birleştiği, anlam transferi, sosyal değerlerin iletilmesi, deneyimlerin
paylaşılması gibi konuların hepsini kapsamaktadır. İletişimi statik değil, dinamik ve
belirli bir amaca yönelik süreç olarak düşünmek onun anlaşılmasını
kolaylaştırmaktadır. Demek oluyor ki iletişim, anlam transferiyle, sosyal değerlerin
iletilmesi ve deneyimlerin paylaşılmasını sağlayan dinamik bir süreçtir (Peltekoğlu,
2007:204).
Kavramsal çerçeveyi genişletebilmek ve iletişim tanımlarının ne denli geniş
olduğunu anlayabilmek açısından birkaç tanıma daha göz atılabilir:
İletişim anlam arama çabasıdır. İnsanın başlattığı, kendisini çevresinde
yönlendirecek ve değişen gereksinimlerini karşılayacak şekilde uyarıları ayırt etme
ve örgütlemeye çalıştığı yaratıcı bir edimdir. İletişim katılanların bilgi yaratıp
karşılıklı bir anlamaya ulaşmak amacıyla bu bilgiyi birbirleri ile paylaştıkları bir
süreçtir. İletişim insanların hep beraber toplumsal gerçekliği yaratıp düzenledikleri
bir süreçtir. İletişim sayesinde dünyayı anlamlı kıldığımız ve iletişim sayesinde
oluşan bu anlamı başkaları ile paylaştığımız insani bir süreçtir. İletişim bilgi
alışverişi, karşılıklı ileti aktarımı, ileti eyleminin çift yönlü oluşumu; bir taraftan
diğer tarafa bir bilginin, bir duygunun, bir düşüncenin aktarımıdır (Çamdereli,
2008:14-15).
İletişimde niyet önemli bir unsurdur. Yani hem verici hem de alıcı, iletişim
sürecinden haberdar olmalıdır. Bu tanım, otobüste başkalarının konuştuklarının
kulağımıza çalınması gibi rastlantısal durumları ve boş bir odada televizyonun açık
olması gibi durumları iletişimin dışında tutar. Anlam da iletişimin önemli
unsurlarından biridir. Taraflara aynı şeyi ifade etmeyen ya da tarafların hiç anlam
veremediği kelimelerin kullanıldığı iletişim en uygun ifadeyle sınırlıdır. Kırmızı ışığın
“geç” anlamına geldiği bir ülkede araba sürmek buna örnek olarak verilebilir.
İletişim için kullanılan bir diğer terim ise gürültüdür. Taraflar arasındaki iletişime
karışan, parazit yapan her şeye gürültü denir. Gürültü teknik nedenlerden ötürü
iletişime engel olabilir (Theaker, 2006:38).
•Okuduklarınız ve deneyimleriniz çerçevesinde siz bir iletişim
tanımı geliştiriniz.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
3
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
TEMEL İLETİŞİM MODELLERİ
Temel iletişim
modellerinden
Lasswell'in iletişim
modeli; Kim? Ne
söyler? Hangi kanal ile?
Kime? Ne gibi bir etki
ile? soruları temel
alınarak
oluşturulmuştur.
İletişim kavramını daha net ortaya koyabilmek için temel iletişim modellerini
incelemek gerekir. Denis McQuail ve Sven Windahl, İletişim Modelleri başlıklı
kitaplarında temel iletişim modellerinden birkaçını şu şekilde açıklamaktadırlar
(McQuail ve Windahl, 2005:27-42);
Lasswell'in iletişim formülünde iletişim eylemi şu sorular yanıtlanarak
açıklanmaya çalışılmıştır; Kim? Ne söyler? Hangi kanal ile? Kime? Ne gibi bir etki
ile? Bu sorular formülleştirildiğinde karşımıza Şekil 1.1. çıkmaktadır.
Kim?
Ne söyler?
(İletici)
(Gönderi)
Hangi
kanal ile?
Kime?
(Alıcı)
(Araç)
Ne gibi bir
etkiyle?
(Etki)
Şekil 1.1. Lasswell'in İletişim Modeli
Kaynak: McQuail ve Windahl, 2005:27.
Lasswell’in modeline
göre ileticinin alıcıyı
etkilemek amacında
olduğu en başta kabul
edilir ve buradan
iletişimin iknaya yönelik
bir süreç olduğu
sonucuna ulaşılır.
Shannon, modelini
oluşturduğu sırada Bell
telefon laboratuvarında
çalışmakta, model ve
kuramlarını iletişimin
bu özel alanına
uygulamaktadır.
Bu basit formül birkaç şekilde ve çoğunlukla iletişim ile ilgili tartışmaları
organize etmek ve yapılandırmak üzere kullanılmıştır. Lasswell'in bu iletişim
formülü, ilk iletişim modellerinin tipik bir örneği niteliğindedir. Bu formüle göre
ileticinin alıcıyı etkilemek amacında olduğu en başta kabul edilir ve buradan
iletişimin iknaya yönelik bir süreç olduğu sonucuna ulaşılır. Gönderilenlerin her
zaman etkisinin olduğu varsayılır.
Lasswell, bu modelinde geri besleme ögesini ele almadığı için eleştirilir.
Yapılan eleştiriye rağmen bu modelin insanları iletişim süreci çalışmaları ile
tanıştırmada kolay anlaşılır bir yöntem olduğu göz önünde bulundurulabilir.
Bir diğer temel iletişim modeli ise, Shannon ve Weaver'in iletişim modelidir.
İletişime en önemli katkılardan biri olarak gösterilen bu model ile Shannon'un
matematik formülleri, iletişim çalışmalarının tekniği konusunda sonraki çabaların
çoğunu teşvik etmiştir. Shannon bu modeli oluşturduğu sırada Bell telefon
laboratuvarında çalışmakta, model ve kuramlarını iletişimin bu özel alanına
uygulanmaktadır.
Shannon bu modeli oluştururken: Hangi iletişim kanalı en fazla sayıda sinyali
iletir? İletilen sinyalin ne kadarı ileticiden alıcıya giderken yolda gürültüden dolayı
yok olacaktır? sorularına cevap aramaktadır. Shannon ve Weaver'ın modelinin
izlerine daha sonraki dönemlerde ortaya çıkan modellerde de rastlanır. İletişim
burada tek yönlü düz çizgisel bir süreç olarak tanımlanır. Model, yerine getirilmesi
gereken işlevleri belirtirken işlev aksatıcı ögeye yani gürültüye dikkat çeker.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
4
Enformasyon
kaynağı
İletici
Gönderi
Alınan Sinyal
Sinyal
Gönderi
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
Alıcı
Hedef
Gürültü
kaynağı
Şekil 1.2. Shannon ve Weaver'in İletişim Modeli
Kaynak: McQuail ve Windahl, 2005:31.
Gerbner'in Genel İletişim Modelinin amacı, geniş uygulama alanı olan bir
model çizmektir. Modelin özel bir niteliği, hangi iletişim durumunu açıklıyorsa ona
göre farklı biçimlere girebilmesidir.
Şekil 1.3. Gerbner’ın Genel İletişim Modeli
Kaynak: McQuail ve Windahl, 1997.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
5
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
Gerbner'in iletişim
modelinin diğer temel
iletişim modellerinden
farkı, iletişim sürecinde
"algı"nın dikkate
alınmasıdır.
Tepkilerimizi
gösterememe çok fazla
gürültüye yol açan
sinirli bir hava
oluşmasına neden olur
ve sonuçta ileti tümüyle
kaybolur.
Bölümler yapı blokları olarak kullanılır. Böylelikle basit iletişim süreçlerinin
yanı sıra gönderilerin önemi ve iletilen gönderi ve olayların algılanması gibi
karmaşık iletişim süreçlerini açıklamak mümkün olur.
Model, algılama ile üretimin doğası ve aralarındaki ilişkiyi sorgular. Bu model
insan ve mekanik iletişimi birlikte açıklamak üzere kullanılabilir.
Gerbner'in Genel İletişim Modeli sözel olarak,
 Bir kişi
 bir olayı algılayıp
 tepkide bulunduğunda
 belli bir ortamda
 bazı araçlar kanalıyla
 kullanılabilir bir malzeme hazırlar.
 Bunun bir biçimi
 ve bağlamı vardır
 İçeriği aktararak içerik iletir
 ve bazı sonuçlara yol açar.
İlk dönem iletişim modellerinde fazla üzerinde durulmayan diğer önemli bir
kavram ise geribildirimdir. Tek yönlü iletişim ile çift yönlü iletişim arasındaki fark
geribildirimden kaynaklanır (Theaker, 2006:39). Bazı iletişim kanalları geribildirimi
güçleştirir. Etkileşimci radyolar ve telefonlar geribildirimin birtakım işlevlerini
görebilen değişmeli aktarıma izin verirken, buradaki geribildirim yüz yüze iletişim
sırasında görülen eşanlamlı geribildirimden farklı düzeydedir.
Geribildirim temelde kanalların kullanıma açık oluşuyla belirlenmektedir. Yüz
yüze iletişimde geribildirimi sesimle aktarabilir ve aynı anda gözlemleyebilirim.
Diğer bir etmen bu kanallara erişimdir.
Mekanik iletişim araçları, özellikle kitle iletişim araçları, erişimi ve dolayısıyla
geribildirimi sınırlandırır. Geribildirim şu temel işleve sahiptir: İletişimcinin iletisi,
alıcının gereksinimlerini ve tepkilerini uygun hale getirmesine yardımcı olur. Ayrıca,
alıcının iletişime katıldığı duygusuna kapılmasını sağlar.
İletişimcinin tepkilerimizi hesaba kattığının farkına varmamız halinde onun
iletilerini benimsememiz daha olasıdır. Tepkilerimizi gösterememe çok fazla
gürültüye yol açan sinirli bir hava oluşmasına neden olur ve sonuçta ileti tümüyle
kaybolur. Her ne kadar geri besleme hedeften kaynağa bir geri dönüş ilmeği
atıyorsa da modelin doğrusallığını yok etmez. İleti, aktarım sürecini daha verimli
kılmak için oradadır (Fiske, 2003:40).
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
6
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
HALKLA İLİŞKİLER VE İLETİŞİM
Halkla ilişkiler
uygulamalarında
istenilen etkinin ortaya
çıkarılabilmesi için
mesajın ikna edici bir
düzeyde hazırlanması
gerekir.
Mesajı gönderen kişinin
aynı zamanda iyi bir
dinleyici olması gerekir.
Dinleme, iletişim ve
halkla ilişkilerin en
önemli kuralıdır.
İşletmeler, toplumun ekonomik sosyal ve kültürel yapısından soyutlanamaz.
Sürekli değişen ve gelişen bir çevre içinde yer alan işletme, yaşamını amaçlarına
dönük bir şekilde sürdürebilmek için yeni koşullara uymak ve toplumsal ilişkiler
kurmak zorundadır. Bu yüzden, sadece iç yapıyı oluşturan iletişim sistemini kurmak
ve işletmek yeterli değildir. Çağın gerçeklerine uygun olarak işletme dışı ilişkilerin
de belirli bir düzen içinde işletilmesi bugün modern nitelik taşıyan bütün
işletmelerin en önemli sorunları arasındadır. Bu açıdan bakıldığında, halkla ilişkiler,
“bir firmanın çevresiyle dolaysız ya da dolaylı biçimde güvenilir ilişkiler kurması”
olarak tanımlanabilir. İşletme, toplumla ilişkilerini dışa dönük iletişim kanallarıyla
sürdürür. İşletme, iletişim sürecini kullanarak toplumun yapısını, özelliklerini,
özlemlerini tanımak ve kendi varlığını, amaçlarını, yaptıklarını ve yapmak
istediklerini halka tanıtmak ister (Sabuncuoğlu, 1998:43).
Geliştirilen birçok tanım ve genişleyen işlevsel çerçevesine karşın halkla
ilişkilerde değişmeyen en önemli faktör “iletişim”dir. İster yönetim görevi, ister
pazarlama iletişimindeki işlevi açısından değerlendirilsin, halkla ilişkiler, tüketiciden
kurum içi çalışana, dağıtımcıdan ortaklara kadar geniş bir yelpazede
gerçekleştirilen stratejik iletişim yönetimi yani iletişim süreci ve stratejisidir. Bu
iletişim sürecinde var oluşundan bu yana muhataplarını etkilemek yani ikna etmek
amacı bulunmaktadır. Halkla ilişkilerin özü olan iletişimin amacı, bilgilendirmek
olsa da bir amacının olması, görüş ve düşünceleri etkilemesi halkla ilişkileri ikna
edici iletişimle bir araya getirir. Halkla ilişkiler uygulamalarında iletişimin etkililiği,
kurumun itibarı ve hedef kitleler üzerindeki imajı ile yakından ilgili olup; sadece tek
bir mesajın içeriği ile değerlendirilemez (Peltekoğlu, 2007:211).
Halkla ilişkilerde iletişim süreci, mesajların aktarılması şeklinde işlerlik
kazanır. Mesajlar, ikna edici bir düzeyde hazırlanmalıdır. Halkla ilişkilerde
mesajların taşıması gereken özellikler (Sabuncuoğlu, 1998:44):
 Mesajın iletileceği hedef kitlenin belirli özellikleri, kaynak tarafından çok
iyi bilinmelidir.
 Mesaj, çok açık ve anlaşılır olmalıdır.
 Mesaj gönderilen kişinin geribildirimde bulunması için özel çaba
harcanması gerekir.
 Mesajı gönderen kişinin aynı zamanda iyi bir dinleyici olması gerekir.
Dinleme, iletişim ve halkla ilişkilerin en önemli kuralıdır.
 Mesajın kısa, ilgi çekici, akılda kalıcı ve değişken nitelikte sunulması
gerekir.
 Mesajın algılanmasını etkileyen bir diğer husus sıralamadır. Yapılan bazı
araştırmalarda cümledeki kelimelerin sıralaması değiştiğinde alıcının
etkilenme derecesinin de değiştiği ortaya konulmuştur.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
7
Tartışma
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
•Halkla ilişkiler, iletişimsel açıdan değerlendirildiğinde,
halkla ilişkiler faaliyetlerinde üretilen mesajların nasıl
olması gerektiğini örnekler çerçevesinde tartışınız.
•Düşüncelerinizi sistemde ilgili ünite başlığı altında yer alan
“tartışma forumu” bölümünde paylaşabilirsiniz.
HALKLA İLİŞKİLER VE İKNA KURAMLARI
Sihirli Mermi, Uyarıcı
Tepki Modeli, İki
Aşamalı ve Çok Aşamalı
Akış ile Suskunluk
Sarmalı Kuramı halkla
ilişkiler çalışmalarında
başvurulan ikna
yaklaşımlarından
bazılarıdır.
İki Aşamalı Akış
Kuramına göre, görüş
ve düşünceler,
kamuoyu önderlerinin
medyadan aldıkları
bilgileri analiz ederek
yorumlayıp ulaştıkları
sonuçları,
çevrelerindeki kişilerle
paylaşmaları
sonucunda
benimsenmekte ve
yayınlanmaktadır.
Halkla ilişkiler, iletişimden ayrı düşünülemez. Bu perspektiften bakıldığında
iletişim ile ilgili ve iletişimi etkileyen tüm araştırmalar, ya halkla ilişkilerin temelini
oluşturmakta ya da halkla ilişkilerle yakın ilişkide bulunmaktadır. İletişim
çalışmaları içerisinde ortaya çıkan ikna kuramlarının da halkla ilişkilere temel
oluşturduğu ifade edilebilir. Halkla ilişkileri tanımlamak ve temel işlevlerini ortaya
koyabilmek açısından ikna kuramları çerçevesinde halkla ilişkileri incelemek
yerinde olacaktır.
Halkla ilişkiler ve iletişim denildiğinde akla gelen ikna kuramlarından ilki
Sihirli Mermi Kuramıdır. Sihirli Mermi Kuramı, kitle iletişimin etkileriyle ilgili ilk
yaklaşımlar arasında yer alır. Kitle toplumu kuramlarından kaynaklanan Sihirli
Mermi Yaklaşımı, Uyarıcı - Tepki Modelinin eşidir. Uyarıcı Tepki Modeli ise
davranışçı psikolojinin en önemli yaklaşımlarındandır. Bu modelde, bireyin de bir
parçası olduğu çevrede bulunan fizik enerjide meydana gelen ve bireyin duyusal
organlarını etkileyen değişmelere uyarıcı adı verilir. Bireyin denge durumunu
yeniden sağlamak için davranışlarında oluşturduğu değişiklik ise, o uyarıcıya karşı
gösterdiği tepkidir. Sihirli Mermi Kuramı, iletişim araçlarının güçlü, anında ve
doğrudan etkileri olduğunu ileri sürmektedir (Tekinalp ve Uzun, 2006:111).
Bir diğer incelenmesi gereken ikna kuramı ise İki Aşamalı ve Çok Aşamalı
Akış Kuramlarıdır. İki Aşamalı Akış Kuramına göre, görüş ve düşünceler, kamuoyu
önderlerinin medyadan aldıkları bilgileri analiz ederek yorumlayıp ulaştıkları
sonuçları, çevrelerindeki kişilerle paylaşmaları sonucunda benimsenmekte ve
yayınlanmaktadır. Ancak bu kuramın en önemli sakıncası düzenli, sürekli ve
belirlenmiş bir önder grubun var olmamasıdır. Çok Aşamalı Akış Kuramında ise pek
çok farklı konuda değişen düzeylerde etki gücüne sahip ve birbirlerinden
etkilenebilen kamuoyu önderlerinin olabileceği anlayışı üzerinde durulmaktadır.
Örneğin A ve B konularında kamuoyu önderi olan kişiler, C konusunda kamuoyu
önderi olan kişiden, C de çok daha fazla bilgiye sahip olan D tarafından etkileniyor
olabilir (Peltekoğlu, 2007:211).
Son olarak Suskunluk Sarmalı Kuramından söz etmek yerinde olacaktır. Bu
kuram sosyal ortaklıkta, tutumun değerler ve amaçlar konusunda, kamuoyu denen
yeterli anlaşma düzeyi tarafından sürekli sağlanması gerektiği varsayımına dayanır.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
8
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
Halkla ilişkiler, bir
iletişim faaliyeti olarak
ortaya çıkmış ve
iletişimle ilgisinden
dolayı iletişimi etkileyen
ya da iletişim konusu
olan tüm araştırma,
model ve kuramdan
etkilenmiştir.
Suskunluk Sarmalı Kuramı’nın dayandığı varsayımlar şunlardır (Tekinalp ve Uzun,
2006:127):
 Toplum, ayrılan bireyleri yalıtmayla tehdit eder.
 Bireyler sürekli yalıtılma korkusu yaşarlar.
 Yalıtılma korkusu, bireylerin sürekli olarak fikir iklimini değerlendirme
denemelerine neden olur.
 Bu değerlendirmenin sonuçları kamudaki davranışı, özellikle açıkça ifade
etmeyi ve kanıların saklanmasını etkiler.
 Sonuncu varsayım diğerlerine bağlıdır. Hepsi birlikte kamuoyunun
biçimlenmesinden, korunmasından ve değişmesinden sorumlu sayılır.
İkna kuramları halkla ilişkilerde iletişim stratejisi oluşturulurken mesajların
yapılandırılmasında önemli yer tutar. Halkla ilişkiler uygulamaları, birçok iletişim
faaliyetinde olduğu gibi etki beklentisiyle oluşturulur. Bu nedenle ikna kuramları
halkla ilişkiler uygulayıcıları açısından iş verimliliği göz önünde bulundurulduğunda
incelenmesi gereken bir alandır.
Sonuç olarak halkla ilişkiler, bir iletişim faaliyeti olarak ortaya çıkmış ve
iletişimle ilgisinden dolayı iletişimi etkileyen ya da iletişim konusu olan tüm
araştırma, model ve kuramdan etkilenmiştir. Bir iletişim işlevi olarak ortaya çıkan
halkla ilişkilerin tanımlanması ve anlaşılmasının yolu, iletişimin anlaşılmasından
geçer.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
9
Özet
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
•Genel anlamda iletişim, anlam arama çabasıdır; insanın başlattığı,
kendisini çevresinde yönlendirecek ve değişen gereksinimlerini
karşılayacak şekilde uyarıları ayırt etme ve örgütlemeye çalıştığı yaratıcı
bir edimdir. İletişim hayatın her alanındadır. Sosyal bir varlık olan insan
sürekli bir iletişim içerisindedir.
•İletişim pek çok araştırmaya konu olmuş ve pek çok iletişim modeli
geliştirilmiştir. Bu modeller arasında Lasswell’in; Kim? Ne söyler? Hangi
kanal ile? Kime? Ne gibi bir etki ile? sorularına cevap aradığı iletişim
formulü ve Shanon ve Weaver’in doğrusal iletişim sürecine gürültüyü
eklemeleriyle oluşturdukları model ile Gerbner’in algılamayı iletişimin
sürecinin içerisine dahil ettiği modeli temel niteliğindedir.
•Hayatın her alanına etki eden iletişim, kuruluşların ticari faaliyetlerini
yerine getirmelerinin yetersiz kaldığı günümüzde hedef kitlenin doğru
bilgiye ulaşması ve tutum oluşturma, tutum değiştirme ve hedef kitle
tutumlarının pekiştirilmesi aşamalarında kuruluş için hayati öneme
sahiptir. İletişim açısından ikna kuramları, halkla ilişkiler uygulamalarıyla
bire bir etkilidir. İkna kuramları sosyal paydaşlarını olumlu yönde
etkilemek isteyen halkla ilişkiler uzmanlarının ilgi alanına girmektedir.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
10
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
DEĞERLENDİRME SORULARI
Değerlendirme sorularını
sistemde ilgili ünite
başlığı altında yer alan
“bölüm sonu testi”
bölümünde etkileşimli
olarak
cevaplayabilirsiniz.
1.
Aşağıdakilerden hangisi iletişimin tanımı olamaz?
a) İletişim anlam arama çabasıdır.
b) İletişim bilgi üretme çabasıdır.
c) İletişim katılanların bilgi yaratıp, karşılıklı bir anlamaya ulaşmak amacıyla bu
bilgiyi birbirleri ile paylaştıkları bir süreçtir.
d) İletişim ileti eyleminin çift yönlü oluşumudur.
e) İletişim bir duygunun, bir düşüncenin aktarımıdır.
2.
Aşağıdakilerden hangisi halkla ilişkiler mesajlarının hazırlanmasında dikkat
edilmesi gereken noktalardan biri değildir?
a)
Mesajın iletileceği hedef kitlenin belirli özellikleri kaynak tarafından çok iyi
bilinmelidir.
b) Mesaj, çok açık ve anlaşılır olmalıdır.
c)
Mesaj, hedef kitleyi ikna etme amaçlı oluşturulmalı ve hedef kitlenin
tepkisine bakılmaksızın sık aralıklarla iletilmelidir.
d) Mesajı gönderen kişinin aynı zamanda iyi bir dinleyici olması gerekir.
e)
Mesajın kısa, ilgi çekici, akılda kalıcı ve değişken nitelikte sunulması gerekir.
3.
Aşağıdakilerden hangisi iletişim araştırmalarına temel teşkil eden iletişim
modellerinden birisidir?
a) McQuail’ın iletişim modeli
b) Grunig’in dört aşamalı modeli
c) Aristo’nun retorik çalışması
d) Elisabeth Neumann’ın suskunluk sarmalı kuramı
e) Gerbner’in genel iletişim modeli
4.
Aşağıdakilerden hangisi Lasswell’in iletişim modelinde cevap aradığı sorulardan
biri değildir?
a) Kim?
b) Hangi kanal ile?
c) Hangi koşullarda?
d) Kime?
e) Hangi etki ile?
5.
Aşağıdakilerden hangisi ikna kuramları arasında yer almaz?
a) Suskunluk Sarmalı
b) Sihirli Mermi
c) Çok Aşamalı Akış Kuramı
d) Genel İletişim Modeli
e) İki Aşamalı Akış Kuramı
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
11
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
6.
İletişim araçlarının güçlü, anında ve doğrudan etkileri olduğunu öne süren
yaklaşım aşağıdakilerden hangisidir?
a) Sihirli Mermi
b) Suskunluk Sarmalı
c) İki Aşamalı Akış Kuramı
d) Çok Aşamalı Akış Kuramı
e) Çift Yönlü Asimetrik Model
7.
Aşağıdakilerden hangisi Shannon ve Weaver’in iletişim modelinde yer alan bir
unsur değildir?
a) Enformasyon kaynağı
b) İletici
c) Gürültü kaynağı
d) Hedef
e) Algı
8.
Aşağıdakilerden hangisi Suskunluk Sarmalı Kuramı’nın dayandığı varsayımlar
arasında gösterilemez?
a) Toplum, ayrılan bireyleri yalıtmayla tehdit eder.
b) Bireyler sürekli yalıtılma korkusu yaşarlar.
c) Kamuoyu bu değerlendirmelerle şekillenmese bile maruz kalmasından
dolayı birtakım düşünceleri etkilediği söylenebilir.
d) Yalıtılma korkusu, bireylerin sürekli olarak fikir iklimini değerlendirme
denemelerine neden olur.
e) Bu değerlendirmenin sonuçları kamudaki davranışı, özellikle açıkça ifade
etmeyi ve kanıların saklanmasını etkiler.
9.
Aşağıdakilerden hangisi Gerbner’in iletişim modelinde bulunan unsurlardan biri
değildir?
a) Gönderi
b) Geribildirim
c) Gürültü
d) İletici
e) Enformasyon kaynağı
10. Aşağıdakilerden hangisi halkla ilişkilerde mesajın taşıması gereken özelliklerden
biri değildir?
a) Mesaj çok açık ve anlaşılır olmalıdır.
b) Mesajın kısa, ilgi çekici, akılda kalıcı ve değişken nitelikte sunulması gerekir.
c) Mesajın gönderen kişinin aynı zamanda iyi bir dinleyici olması gerekir.
d) Mesaj gönderilecek hedef kitlenin özellikleri mesaj içeriği veya sunumunda
etkili bir unsur değidir.
e) Mesaj gönderilen kişinin geribildirimde bulunması için özel çaba harcanması
gerekir.
Cevap Anahtarı:
1.B, 2.C, 3.E, 4.C, 5.D, 6.A, 7.E, 8.C, 9.B, 10.D
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
12
HALKLA İLİŞKİLERİN BİR GEREKSİNİM OLARAK ORTAYA ÇIKIŞI
YARARLANILAN KAYNAKLAR
Balta Peltekoğlu, F. (2007). Halkla İlişkiler Nedir? İstanbul: Beta.
Çamdereli, M. (2008). İletişime Giriş. İstanbul: Dem.
Fiske, J. (2003). İletişim Araştırmalarına Giriş. çev. Süleyman İrvan. Ankara: Bilim Sanat.
McQuail, D. ve Windahl, S. (2005). İletişim Modelleri. çev. Konca Yumlu. Ankara: İmge.
Sabuncuoğlu, Z. (1998). İşletmelerde Halkla İlişkiler. Bursa: Ezgi.
Tekinalp, Ş. ve Uzun, R. (2006). İletişim; Araştırma ve Kuramları. İstanbul: Beta.
Theaker, A. (2006). Halkla İlişkilerin El Kitabı. İstanbul: MediaCat.
BAŞVURULABİLECEK DİĞER KAYNAKLAR
Alemdar, K. (1996). İletişim ve Tarih. Ankara: İmge.
Baldini, M. (2000). İletişim Tarihi. çev. G. Batuş. İstanbul: Avcıol.
Erdoğan, İ. (2002). İletişimi Anlamak. Ankara: Erk.
Atatürk Üniversitesi Açıköğretim Fakültesi
13
Download