Türk Siyasal Hayatında Merkez

advertisement
7.05.2016
Merkez-Çevre İlişkisi
— Merkez-Çevre ikilemi Türk siyasal hayatının dinamiklerini açıklamak için yaygın
Türk Siyasal Hayatında Merkez- Çevre İlişkisi
olarak kullanılan bir açıklamadır
— Edward Shils “her toplumun bir merkezi vardır” bu merkez geometrik ya da coğrafi
bir konumlanmadan ziyade o topluma ait tüm değerleri taşıyan bir tür genetik kod
gibidir.
— Yeni oluşacak kurum ve yapılar bu genetik koda uygun olarak gelişirken, gelişen
kurum ve yapılar bu kodun denetiminden geçmektedirler
— Bu yaklaşımda merkez kavramının iki boyutu vardır
— Kültürel boyut: Toplumu yöneten semboller, değerler, inançlar, ideolojiler “merkezi
değer sistemi” olarak adlandırılır. Bir tür “resmi din”
— Kurumsal boyut: Bu değerle sistemi üzerine inşa edilmiş kurumları anlatır
Merkezi Değer Sistemi Önemlidir Çünkü?
Merkez- Çevre
— Toplumun kutsal saydığı ve önem verdiği şeyler ile merkezi değer sistemi arasında
— Osmanlıdan günümüze “merkezi değerler sisteminde” önemli değişimler
—
—
—
—
yakın bir ilişki mevcuttur
Toplumu yönetenler bu “değer sistemine” sahip çıkar, önem verirler
Siyasal ve sosyal sitem içerisindeki eylem ve kurumları meşru kılan yegane kıstas da
bu değerle sistemidir.
Merkezden çevreye doğru ilerledikçe “merkezi değer sistemine” olan bağlılık ve
merkezi kurumsal sisteme verilen destek azalır. Alternatif hatta karşı değerler
sisteminin ve kurumsal yapıların oluştuğu görülür.
Batı toplumlarında merkez ve çevre arasında çıkan gerilimler çoğunlukla
uzlaşmayla ve bütünleşmeyle sonuçlanırken, Osmanlıdan buyana Türk toplumunda
merkez ve çevre arasındaki bu gerilim artarak devam etmiştir.
gözlenmiştir
— Osmanlı dönemi temel “merkezi değer sistemi” = İslam (Saray/Merkez İslamı)
— Merkez homojen ve organize, çevre heterojen ve dağınık
— Merkez yüksek kültürlü, eğitimli; çevre yerel ve kişissel arası bağlara önem veren ve geleneksel
— Cumhuriyet dönemi= Kemalizm (en önemli prensipleri ise laiklik ve milliyetçilik)
1
7.05.2016
Merkez- Çevre Çatışmasının Türleri ve Mekanları
Merkez- Çevre Çatışmasının Türleri ve Mekanları
— Genel olarak çatışmanın “merkez değerleri” belirleyen seçkinler ile halk veya kitle
— Çatışmanın mekanları:
— İktidar mekanı (Devlet): En önemli aktörler Seçilmiş (siyasiler) ve atanmış (askersivil bürokratlar)yöneticiler
— Siyasi toplum: merkez değerleri savunan partiler ile çevre değerleri savunan partiler
arası gerilim
— Sivil toplum: Merkez değerleri savunan örgütler ile çevre değerleri savunan örgütler
arası gerilim
arasında veya toplumla devlet arasında olduğu kabul edilir.
— Ancak çatışma değerle etrafında olmakla beraber farklı boyut ve mekanlarda
gerçekleşmektedir.
— Çatışmanın eksenleri:
— Yatay eksen: aynı mekanda bulunan farklı aktörler arasında yaşanan çatışmalar (örnek
farklı siyasi görüşlere sahip partiler veya STK’lar)
— Dikey eksen: farklı mekanda yer alan aktörler arasında yaşanan gerilim ve çatışmalar
(örnek AYM ile bir siyasi parti arasında, veya ordu ile bir siyasi parti arasında)
Merkez- Çevre Çatışmasının Türleri ve Mekanları
— Çevre her zaman merkeze göre heterojen bir yapı göstermesine rağmen bazı
özellikleri “yakın ve uzak çevre” kategorilerinin oluşmasını sağlar:
1. Merkez değerlerine olan bağlılık: Ör: Kemalizmin savunduğu değerlerin
reddedilmemesi, sadece eleştirilmesi merkeze yakınlaştırırken. Bu değerlerin
tamamının veya bir kısmının reddedilmesi veya alternatif değerler üretilmesi uzak
çevreye yerleştirir
2. Çevre aktörün merkez aktörle olan ilişkisi: Merkezdeki aktör veya kurumla uzlaşanlar
merkeze yakın, bu aktör ve kurumların reddeden, onları ortadan kaldırmayı
amaçlayan fikir veya gruplar uzak çevre olarak kabul edilir: Örneğin; AYM’ye,
orduya, mahkemelere vb. Kurumlara bakış açısı bir örgütü/partiyi merkeze yakın ya
da uzak çevre örgütü haline getirir.
Türk Siyasal Hayatında Merkez-Çevre İlişkisi
— Osmanlı döneminde birisi dikey (merkez seçkinleri ile çevredeki tebaa arasında) diğeri
de yatay (merkez seçkinlerinin kendi aralarında gelenekçi-modernist, evrimci- devrimci
vb) olmak üzere iki eksenli bir gerilim olduğu söylenebilir. Merkezi değer sistemi İslam
— Cumhuriyet dönemi: Merkezi değer sistemi oluşturan kurumlarla (padişah, ulema)
beraber değişiyor. Merkezin yeni aktörü CHP oluyor. Bu yeni aktörün geliştirdiği yeni
değer sistemi Kemalizm olarak adlandırılacak bir prensipler bütünüdür. Bu prensiplerin
en önemli ikisi laiklik ve milliyetçilik daha sonra şekillenecek yeni toplumun en önemli
merkez değerleri olarak karşımıza çıkacaktır
— Daha sonra sivil toplum ve siyasal toplum alanında ortaya çıkan örgütlenmeler bu
prensipleri benimseme derecelerine göre merkeze yakın ya da uzak çevrede
değerlendirilmişlerdir.
— Bu dönem gerilim merkez değerleri ile çevre değerleri arasında dikey bir eksende
devam etmiştir.
2
7.05.2016
Türk Siyasal Hayatında Merkez-Çevre İlişkisi
— Çok partili sistem döneminde merkez çevre ilişkisi
— 1946 yılından itibaren çok partili sisteme geçilmiş tir. Serbest seçimlerin yapılmasıyla
beraber siyasal toplum alanında yeni oluşumlar ve bu oluşumların kendi aralarında yatay
(ör: CHP-DP) ve bürokratik yapıyla dikey (ordu-DP) gerilimler yaşanmaya
başlanmıştır
— DP çevrenin temsilcisi olarak kabul edilse de başlangıçta merkezin değer sistemini
reddetmiyor. Ancak zamanla siyasal hayat mekanında başlayan gerilim , seçilmişler ile
asker ve sivil bürokrasiden oluşan atanmışlar arasına yani devlet mekanizmasına da
yansıyor.
— DP zamanla K emalist merkezi değ erle sistemini açıktan eleş tiren ve reddeden
grupların çekim merkezi haline gelince merkeze yakın olan pozisyondan uzak çevreye
doğru bir “negatif hareketlilik” yaşıyor ve sonuç: askeri darbe. Merkez açısından
restorasyon!!
Türk Siyasal Hayatında Merkez-Çevre İlişkisi
— 1961-1973 dönemi
— BU dönemin diğer önemli gelişmesi sivil toplum mekanında görülen oluşumlar.61 anayasasının
getirdiği örgütlenme özgürlüğü kapsamında öğrenci dernekleri,sendikalar,meslek birlikleri vb.
Değişik sivil toplum aktörleri ortaya çıkmıştır.
— Bu sivil toplum örgütlerinden merkezi değerleri savunanlar olmakla beraber çoğunlukla yakın
ve uzak çevrenin temsilcilerinden oluşmuştur.
— Bu arada Kemalist merkezi değerler sistemini tamamen reddeden yerine yeni değerler sitemiyle
bir rejim kurmayı amaçlayan ve yeri geldiğinde şiddet kullanmayı da meşru sayan ve “uzak
çevre” ile “yasa dışı” arasında yer alan örgütlerinde ortaya çıktığı görüyoruz.
— Bu karışıklık ortamında 12 Mart 1971 muhtırası geliyor.71-73 arası ara rejim dönemi
— Bu dönem gerilim:Temel gerilim partiler veya STK lar arasında görülen yatay eksenli çatışmalar
olarak gözlenmiştir. Ordu özellikle uzak çevre sivilv siyasal toplum temsilcileriyle dikey bir
çatışma halinde.
— Bu dönemin diğer önemli bir gelişmesi de merkez – çevre değerleri çatışması yerine “sağ” ve
“sol” ideolojiler arasında ortaya çıkan ideolojik çatışma ve gerilimlerdir.
Türk Siyasal Hayatında Merkez-Çevre İlişkisi
— 1961-1973 dönemi
— 61 anayasasının getirdiği özgürlükçü ortamda yeni siyasi partiler kurulmuştur. CHP
halen merkezin partisi diğerleri çevrenin partileri. İki gruba ayrılıyorlar
— Yakın çevre partileri: Başta Adalet partisi olmak üzere bu partiler merkezi değerlerle ve merkezin
kurumlarıyla açıktan çatışmaya girmemeye özen göstermişlerdir. Eleştiriler var ancak red veya
çatışma yok. Özellikle Demirel tarafından izlenen denge politikası.
— Uzak çevre partileri: Bazı partiler merkezin Kemalist değerleri sistemine doğrudan tavır almışlardı.
Bu tavır alış o dönemde yürürlükteki kanunlar gereğince doğrudan eylem olmasa da parti
başkanlarının söylemleri önemli ipuçları veriyordu. En bilinen örneği Milli Nizam Partisi (MNP). Bazı
partiler ise bu değerleri komple reddetmiyor ancak aralarından aldıkları bazı prensipleri kendi
ideolojileri doğrultusunda yeniden yorumluyorlardı Ör: TİP
— Bu dönemde AP çevrenin yeni partisi olarak DP nin mirasnı taşırken yakın çevreye yerleşmiş diğer
partiler ise uzak çevreye dağılmışlardır
Türk Siyasal Hayatında Merkez-Çevre İlişkisi
— 1973-1980 dönemi
— 1793 seçimleri merkez çevre ilişkileri açısından bir dönüm noktasıdır. Bu seçimlerden
sonra merkezin ordu dışındaki en önemli iki aktörü olan sivil bürokrasi ve CHP
değişmeye başlamışlardır.
— Merkezin partisi olan CHP bu rolünü bırakarak “ortanın solu” söylemiyle işçinin,
köylünün, ezilmişlerin hakkını savunma iddiasıyla çevre partisi haline dönüşmüştür.
— Diğer taraftan yaşanan koalisyon hükümetleri sivil bürokrasiyi de etkilemiş ve çok
renkli bir hale getirmiştir.
— Merkezde yalnız kalan ve kendini Cumhuriyetin tek sahibi ve bekçisi olarak gören ordu
artık daha şüpheci bir hale gelmiştir.
3
7.05.2016
Türk Siyasal Hayatında Merkez-Çevre İlişkisi
Türk Siyasal Hayatında Merkez-Çevre İlişkisi
— 1973-1980 dönemi
— 1980 sonrası dönem
— Bu dönemin gerilimi:
1. Siyasi toplum alanında çevrenin eski partisi AP ile yeni partisi CHP arasındaki gerilim sağ sol
çatışmasını siyasal anlamda daha görünür hale getirdi
2.
Sivil toplum alanında 1970 lerden itibaren daha fazla aktif hale gelen uzak çevre STK ları (özellikle
sol gruplar ve milliyetçi gruplar) arasındaki çatışmalar ülkeyi iç savaşın eşiğine getirmiştir.
3. Sivil toplum alanında hakim hale gelen ideolojik sağ sol bölünmesinin bir sonucu olarak merkez
değerleri (Kemalizm) savunacak bir örgütlenmenin olmadığı görülmektedir. Mevcut
örgütlenmelerin neredeyse tamamı uzak çevre ile yasa dışı arasındaki eksende hareket etmektedir
4. Sivil toplum ile siyasal toplum unsurları arasında görülen ilişkiler.
5. Sonuç Merkezin tek bekçisi olan ordunun 1980 müdahelesi ve tüm sivil ve siyasal yaşamın yasaklı
durumuna düşmesi
— 1980 öncesi dönemin hiçbir siyasi temsilcisi yok.
— 1982 yılında kabul edilen anayasa ile gerçekleştirilen seçimler
— Seçimlerde
askerler
planlamışlardır.
siyasal
toplumu
kendi
düşüncelerine göre
tasarlamayı
— Turgut Sunalp başkanlığında Milliyetçi Demokrasi Partisi
— Necdet Calp başkanlığında Halkçı Parti ve
— Turgut Özal başkanlığında Anavatan Partisi izi verilen üç parti
— Askerin planladığının aksine MDP değil A NAP tek başına iktidara yetec ek miktarda
oyla seçimleri kazanıyor.
— ANAP yakın ve bazı uzak çevre unsurlarını temsil iddiasında
— 1987 yılında siyasi yasakların kaldırılması için gerçekleş tirilen ref erandum ile 80 askeri
darbesinin siyaset tasarımcılığı projesi son buluyor
Türk Siyasal Hayatında Merkez-Çevre İlişkisi
Türk Siyasal Hayatında Merkez-Çevre İlişkisi
— 1980 sonrası dönem
— 1980 sonrası dönem
— 1980 öncesi dönemin siyasetçileri yeniden siyaset sahnesinde (Demirel DYP, Ecevit
— Gerilimin özellikleri:
DSP, Erbakan RP)
— 80 sonrası dönemde Kemalist rejimin problem yaşadığı iki unsur yeniden sahneye
çıkmaya başlamıştır: Kürt milliyetçiliği ve siyasal İslam
— RP-Fazilet partisi uzak çevrenin İslami unsurlarının temsilci olma iddiasındadır ancak
tıpkı ilk temsilcisi olan MNP gibi AYM tarafından kapatıldı
— Kürt unsurlar ise DEP-HEP-HADEP çizgisinde temsil edilmeye çalışılmış ancak bu
partilerde AYM tarafından kapatılmışlardır
— Sivil toplum alanında merkezi Kemalist değerl eri eleştiren hatta reddeden STK larla
beraber 80 öncesi dönemin önemli eksiklerinden birisi olan Kemalist merkez değerleri
savunan örgütlenmelerinde ortaya çıkmışlardır (ADD, ÇYDD; ÇHD vb.)
— Daha karmaşık bir ilişkiler ağı
— 80 öncesi dönemde sağ sol ideoljik çatışması arasında kaynayan Kemalist merkezi değer
etrafında çatışma ve gerilim daha net ortaya çıkmıştır
— Siyasal toplum alanında Kürtçü ve İslamcı partiler ile yakın çevre partileri
arasındaki yatay gerilim
— Sivil t oplum a lanında merkez değerleri savunan örgütl erle uzak çevrenin sivil
örgütleri arası yaşanan yatay gerilim “semboller savaşı”
— Sivil toplum ve siyasal toplum unsurları arasında yaşanan dikey gerilimler
— Siyasi toplum unsurları ile merkez kurumları arasında yaşanan dikey gerilimler
— Hizbullah ve PKK gibi radikal unsurların ortaya çıkması
4
7.05.2016
Türk Siyasal Hayatında Merkez-Çevre İlişkisi
— 95 seçimleri RP birinci parti DYP ile koalisyon.
— Yapılan uygulamalar merkez ile olan gerilimi artırıyor
— 28 Şubat 1997 MGK toplantısı ve kuvvet komutanlarının yayınladıkları bildiri ile
Kaynaklar
— Gönenç, L. (2006). 2000’li Yıllarda Merkez Çevre İlişkilerini Yeniden Düşünmek.
Toplum ve Bilim. Sayı 105. ss. 129-152
— Aydın, S.VeTaşkın,Y. (2015). 1960’tan GünümüzeTürkiyeTarihi . İmge yayınları
Kemalist ilkelere yaptıkları vurgu
— Merkez bir kez daha çevreye varlığını hatırlatıyor.
“ Demokrasiye balans ayarı
yapılıyordu”
— Milli görüş hareketi parçalanıyor “yenilikçiler” adı altında AKP’nin kuruluşu
— Söylem ve program itibariyle merkez değerlerle barışık (en azından çatışmayan)
— RP-Fazilet çizgisinden (uzak çevreden) yakın çevreye doğru “pozitif ” bir hareketlilik
— Geliştirdiği söylem ve uygulamalarla sadece “Milli Görüş” çizgisinden değil çevrenin
tüm unsurlarından oy alıyordu
5
Download