KADINLARIN POLİTİK YAŞAMA KATILIMI 14.11.2006

advertisement
KADINLARIN POLİTİK YAŞAMA KATILIMI
14.11.2006
Kadınların siyasi karar alma mekanizmalarında temsil edilmesi ve katılması
demokrasinin en önemli unsurlarından biridir. Ancak, Türkiye’de kadınlar, yasal olarak
seçme ve seçilme hakkına sahip olsalar da erkeklerle eşit temsil edilmekten çok uzaktırlar.
550 milletvekilinin yalnızca 24’ü (%4.36) kadın, 3234 belediye başkanının yalnızca 18’i
(%0.05) kadındır. Yerel meclislerde kadın temsil oranı %2’dir. YANİ kadınlar siyasette
yoklar, yerel siyasette ise hiç yoklar.
Kadınlar karar mekanizmalarında olmadıkları için günlük yaşamlarını doğrudan
ilgilendiren politikalar üzerinde söz sahibi değiller. Dolayısıyla kendilerine özgü sorunlara
çözüm getirme şansından da uzak kalmaktadırlar. Bunun da en önemli sonucu, kadınların
yaşamın her alanında (eğitim, çalışma yaşamı, aile yaşamı, sağlık gibi) ağır sorunlarla karşı
karşıya kalmaları, eşitsizliğin sürmesi ve “fiili eşitlik” anlayışını yerleştirecek süreçlerin
yaşama geçirilememesidir.
Ülkemizde kadınların siyasal temsilinin önündeki en önemli engellerden biri siyasal kültür,
dahası siyasi partilerin erkek egemen yapısıdır. Siyasi partiler, kadınların siyasette yer
almasını bir vitrin sorunu olarak anlamamalıdır. Bu siyasi kültürümüzün gelişmişliği sorunu,
dolayısıyla demokrasimizin, medeniyetimizin, ekonomimizin tüm toplumumuzun gelişmişliği
ile ilintilidir. Ne zaman “şimdi de uğraşılacak bu mu kaldı?” zihniyeti aşılırsa tüm Türkiye
bizce büyük bir yol almış olacaktır.
“Adalet, eşit olmayanların eşit muamele görmesiyle değil, eşitsizliği gören bir
muameleyle sağlanır”. Siyasi partilerde ne yazık ki “kadınlar da erkekler gibi mücadele edip
siyasette yer alsın” zihniyeti egemendir. Oysa toplumsal ve yasal fırsatlardan tarihsel olarak
eşit bir biçimde yararlanamayan kadınların bu mağduriyetini giderecek özel önlemler
alınmalıdır. Erki elinde fiilen bulunduranlar bu erki pozitif olarak kullanma basiretini ispat
etmelidirler. Siyasi partiler, tüzüklerinde bunlara yer vermelidir. Kota uygulaması sembolik
değil, eşitliği sağlayıcı bir oranda ve aday listeleri dahil tüm karar alma süreçlerinde olmalıdır.
Türkiye’de Siyasi Partiler ve Seçim Yasası kadın erkek eşitliğini sağlamaya yönelik
politikaları içerecek biçimde yeniden düzenlenmelidir. Türkiye’de özellikle son yıllarda
kadın politikaları gündemini belirleme ve ana politikalara yerleştirme konusunda giderek daha
örgütlü ve etkin hale gelen kadın örgütleri “Siyasi Partiler ve Seçim Yasasında” olmasını
istedikleri değişiklikler ile ilgili bir yasa tasarısı teklif paketi hazırlamışlar ve yasa yapıcılara
ve siyasi partilere iletmişlerdir. Bu yasa tasarısı teklifinde, temel olarak alınması gerekli özel
önlemler belirtilmektedir. Buna göre, alınması gereken önlemlerin başında, kadınların en az
%30 temsili ve katılımının yasayla zorunlu kılınması gelmektedir.
Gelecek seçimlere bu değişiklikler yapılarak gidilmeli, ülkemiz kadınlarına hak ettikleri
politik temsil ve katılım olanağı sağlanmalıdır.
Siyaset, kadınlar için önemli olduğu kadar, siyaset için de kadınlar önemlidir. Kadın
sorunu toplumun sorunudur. Çözümünden herkes sorumludur. Bugün siyasi partiler,
yasa yapıcılar, toplumun karar vericileri içinde ciddi bir adım atan her kim olursa
Türkiye’nin gelişimine önemli ve tarihi bir hizmet vermiş olacaktır.
İlknur ÜSTÜN
Download