proteinler

advertisement
PROTEİNLER
PROTEİNLER İÇİN YAPISAL BİR
SINIFLANDIRMA
GLOBULAR
(KÜRESEL)
PROTEİNLER
FİBRÖZ
(FİBRİLER)
(İPLİKSİ)
PROTEİNLER
İPLİKSİ (FİBRÖZ)
PROTEİNLER
• Lifli ve uzunlamasına yapılar oluştururlar.
• Çoğu hayvansal hücrelerde YAPISAL
ROLLER üstlenir.
• Deri, bağ doku, saç, kıl, boynuz ve ipek gibi lifli
yapıların ana bileşenidirler.
BAZI İPLİKSİ PROTEİNLERİN AMİNO ASİT BİLEŞİMİ
Sağlamlık kazandırır.
Polisakkaritler için tutunma yeri
KERATİNLER
• Amino asit dizileri ve biyolojik işlevleri
birbirine benzeyen iki önemli protein
grubu:
-keratinler
Saç, tırnak ve derinin ana bileşeni
Ara filament proteinler denilen geniş bir
ailenin üyesidirler.
-keratinler
Daha çok -tabaka içerirler. Kuş
ve sürüngenlerin tüy ve kabuklarında bulunurlar.
Saçtaki -keratinin
yapısı
Proposed structure for keratin-type intermediate filaments.
Her bir zincir -sarmal
yapısındadır ve 300’ün
üzerinde amino asit
içerir.
Bir monomer çifti (a)
paralel konumda
birbirlerine dolanarak 50
nm uzunluğunda dimerik
bir yapı olan sarımlı
sarmalı (b) oluştururlar.
Çok sayıda dimer
birbirleriyle etkileşerek
protofilamenti (c) ve
sonra da protofibrili (d)
ortaya koyarlar.
Bu tip sağlam bir yapı bazı dokularda
disülfit çapraz bağlarıyla daha da
dayanıklı hale gelir.
Tırnaktaki -keratin saçtaki -keratine göre
çok daha fazla sayıda bu tip çapraz bağ
içerir.
Perma:
Bu işlem keratindeki
disülfit bağlarının
indirgenmesi,
yeniden
şekillendirme ve
yeni şeklin
sabitlenmesi
işlemlerini
kapsar.
İPEK PROTEİNİ FİBRONİNİN YAPISI
FİBROİN
İPEKBÖCEĞİ KOZASINDA ve
ÖRÜMCEKLERİN AĞINDA
BULUNAN PROTEİN
Çok sayıda antiparalel -tabaka içerir.
Üç boyutlu yapı
kesidi. Bu bölgede
sadece alanin ve
glisin kalıntıları
görülmekte.
Alanin veya serin yan zincirleri ile
glisin yan zincirlerinin etkileşimi
(üstten görünüş)
FİBROİNİN TAMAMI -TABAKA
YAPISINDA DEĞİLDİR.
• İpliksi proteinlerin amino asit bileşimini
gösteren tabloda gördüğümüz gibi, fibroin
valin ve tirozin gibi -tabakaya uymayacak
amino asitler de içerir. Bu amino asitler
nedeniyle de -tabakaları arasında yer yer
tıkız bir şekilde katlanmış bölgeler yer alır.
Böyle bir yapı fibroine oldukça esnek bir
yapı kazandırır.
KOLLAJEN
İnsan da dahil omurgalıların
büyük bir kısmında en bol
bulunan proteindir. Bazı
hayvanlarda total protein
kitlesinin ~1/3’ini oluşturur.
•Kemiklerde minerallerin
üzerinde çöktüğü matriks
materyalini oluşturur.
•Tendonların ana bileşenidir.
•Derinin önemli bir elemanıdır.
Kısacası, pek çok hayvanın
bütünlüğünden bu molekül
sorumludur, diyebiliriz.
YAPISAL BİRİM: TROPOKOLLAJEN
Kollajenin Yapısı
• Temel yapısal birim, her biri ~ 1000 amino
asit kalıntısı uzunluğundaki üç polipeptit
zincirininin birbirine sarılmasıyla oluşan
üçlü sarmal yapıdaki TROPOKOLLAJEN
molekülüdür.
• Tropokollajendeki her bir zincir sola
dönümlü olup, her bir dönümde yaklaşık
3.3 amino asit yer alır.
Yapının böyle olmasının en önemli
iki nedeni:
• Böyle bir yapıda her 3 kalıntıda bir GLİSİN
amino asidi bulunur. Çünkü sadece bu
amino asidin yan zinciri bu yapı içerisinde
yer alacak kadar küçüktür.
• Üçlü sarmal kıvrıma uygun, bu oluşumu
kolaylaştıran bir başka özellik de her bir
zincirde yer alan PROLİN ve
HİDROKSİPROLİN kalıntılarıdır.
Zincirlerde belli dizilerin sık sık
tekrarlandığı görülür:
Gly-X-Y
X= genelde PROLİN
Y= PROLİN veya HİDROKSİPROLİN
(X ve Y’de yer yer başka amino asitler de
bulunabilir. Ancak yukarıdaki yapılanma
özgün yapının oluşumundan sorumludur.
Prolin kalıntılarının sıradışı bir
şekilde hidroksile olmasının
avantajı:
• Üçlü sarmalı oluşturan ana bağ tipi
omurgadaki amit protonları ile karbonil
oksijenleri arasındaki H bağlarıdır. Ancak
hidroksiprolindeki OH grupları ek bağların
kurulmasına katkıda bulunarak bu yapıyı
daha da sağlamlaştırır.
Kollajendeki lizin kalıntılarının da
bir kısmı hidroksile durumdadır.
Bu modifikasyonun rolü:
• Lizindeki OH grupları polisakkaritlerin
tutunma noktalarını oluşturur.
Prolin  Hidroksiprolin
dönüşümü ENZİMATİK bir olaydır
ve C vitamini (askorbik asit)
gerektirir.
C vitamininin eksikliği İSKORBÜT
denilen bir hastalığa yol açar.
Deride ve dişetlerinde yaralar
oluşur, damarlar incelir. Dışarıdan
vitamin takviyesiyle bu
rahatsızlıklar ortadan kalkar.
Tropokollajen molekülleri
kollajen liflerini oluşturmak
üzere özgül bir biçimde birlikte
paketlenir:
Kollajenin dayanıklığının bir nedeni de tropokollajen
moleküllerinin, lizin yan zincirlerinin yer aldığı özel bir
reaksiyon aracılığıyla çapraz bağlanmasıdır. Zincir içi ve
zincirler arası gerçekleşen bu olay enzimatiktir. Bazı lizin
kalıntıları lizil oksidaz enzimi tarafından oksitlenerek aldehit
türevine dönüşür, bu da başka bir lizinle veya diğer bir
molekülle kondensasyon reaksiyonuna girerek çapraz bağlar
oluşturur.
Bu reaksiyon yaşam
boyunca sürer. Çapraz
bağlar, kollajen
molekülünün elastikiyetini
kaybetmesine ve daha
kırılgan hale gelmesine yol
açar.
Yaşlanma ile ilgili görsel
belirtilerin büyük bir
kısmı bu çapraz
bağlardan
kaynaklanmaktadır.
Kollajen Sentezi
Tropokollajeni oluşturan zincirlerin
ribozomda sentezlenen ilk halleri çok
farklıdır.
•1.adım ribozomlarda translasyondur.
•2.adımda polipeptit hidroksillenir.
•3.adımda şekerler bağlanır.
•4.adımda prokollajen oluşturulur.
Prokollajen 1500 kalıntıdan ibarettir. Üç
prokollajen molekülü orta kısımlarından
üçlü sarmal oluştururken N- ve C-uçları
kıvrılıp katlanarak küresel yapı kazanır.
•5.adımda prokollajen üçlüleri hücredışı
alana salınır.
•6.adımda N- ve C-uçlar spesifik
proteazlar tarafından kesilip atılır.
•7.adımda lizin kalıntıları arasında
çapraz bağlantılar kurularak molekülün
yapısı tamamlanmış olur.
ELASTİN
Bağ doku ve atardamarlarda daha
elastik bir yapı olması gerekir. İşte
elastin bu yapıları oluşturan ipliksi
proteindir.
Polipeptit zinciri glisin, alanin, ve valin
bakımından zengindir. Oldukça
elastik bir yapıya sahiptir, çünkü
çapraz bağlı lizin kalıntıları da içerir.
Dört lizin kalıntısı DESMOZİN
oluşturmak üzere birleşir:
KÜRESEL (GLOBULAR)
PROTEİNLER
Oksijenin taşınmasında
ve depolanmasında
globinlerin rolü
Hemoglobin ve Miyoglobin
hayvanlarda sırasıyla, oksijen taşınması ve
depolanmasında görev alan proteinlerdir.
Hayvanlar yaşamak için hücrelerine oksijen
pompalamak ve metabolizma sonucu oluşan
artık ürünleri de (ör. CO2) dışarı atmak
zorundadırlar. Dokular arasında difüzyon ile
taşınma hızı yeterince yüksek değildir. Böcekler
hariç tüm hayvanlar kan (atardamarlar) yoluyla
dokulara oksijen taşır ve CO2’yi yine aynı yolla
(toplardamarlarla) dışarı atar. Kanda oksijen
taşıma görevi, değişik canlılarda farklı tipleri
bulunan oksijen taşıyıcı proteinler tarafından
sağlanır. Bu proteinler ya bazı omurgasızlarda
olduğu gibi kanda çözünmüş olarak bulunur, ya
da insan eritrositlerinde olduğu gibi belli
hücrelerde yoğunlaşır.
Tüm omurgalılarda oksijen taşıyıcı protein
HEMOGLOBİN,
oksijen depolayıcı protein MİYOGLOBİN’dir. Her
ikisi de küresel proteindir.Ortak yapısal motife
sahiptirler.
Miyoglobin monomerik, hemoglobin oligomerik (tetramerik) proteindir.
MİYOGLOBİN
HEMOGLOBİN
myo- Yunanca’da “kas”
hemo- ise “kan” anlamına gelir.
• Her ikisi de hem grubu içerir, yani bileşik
proteindir. Oksijeni bağlayan bu grup, protein
kısmına (globin) kovalent olmayan etkileşimlerle
bağlı durumdadır.
Hem
(Demir protoporfirin)
KIRMIZI RENKTEN DE SORUMLU GRUP!
MİYOGLOBİN
• Kas dokusunda bulunur. Oksijen bağlayarak
depo eder. Yoğun kas aktivitesi sırasında
gerekli olan oksijeni mitokondrilere aktarır.
En çok iskelet
bulunur.
ve kalp kasında
•Suda çok derinlere dalan fok ve
balinaların total kas proteininin %8’i
miyoglobindir.
-Sarmal
bölgelerince zengin
tek zincirli bir
polipeptittir.
%80’i 8 adet
-sarmalından
(A-H) oluşur:
Hem grubu molekülün apolar
özellikteki iç kısmına (F ve E
sarmalları arasındaki cebe)
yerleşmiştir. Bu cep apolar amino
asitlerle çevrilidir. Bunlardan 2 tane
histidin kalıntısının çok özel
fonksiyonları vardır:
PROKSİMAL HİSTİDİN : Doğrudan
HEM’in demirine bağlıdır.
DİSTAL HİSTİDİN : HEM ile
doğrudan etkileşmez. Oksijenin +2
değerlikli demire bağlanmasını
stabilize eder. Böylece Fe+2 çok az
okside olarak oksijenin geri
dönüşümlü bağlanması sağlanır.
Miyoglobinin
hem
grubundaki
Fe2+, O2 ile
reversibl
olarak
bağlanabilir
Miyoglobinin oksijene affinitesi,
hemoglobinin oksijene affinitesinden fazladır
Ancak ağır egzersizden sonra oksijenin
azaldığı durumlarda kas dokusunun pO2’si 5
mmHg’ya kadar düşebilir ve miyoglobin kas
mitokondrisinde ATP’nin oksidatif sentezi
için kendisine bağlı oksijeni derhal serbest
bırakır
miyoglobin, kasta bir çeşit oksijen deposu
olarak işlev görür
Hemoglobin
kırmızı kan hücrelerinde (eritrositler) yer alan
oksijen taşıyıcı proteindir. Omurgalıların hemoglobini her biri bir
molekül oksijen bağlayan birer hem grubu içeren ikişer alt
birimden (toplam 4 altbirimden) oluşur. Erişkin insanlardaki
hemoglobinin büyük bir kısmı
2  2  altbirimi içeren
Hemoglobin A (HbA)’dır. Ayrıca %2 oranında Hemoglobin A2
(HbA2) (2+2delta zinciri içerir) bulunur.
Hemoglobin bileşikleri
•
•
•
•
•
•
•
Oksihemoglobin (HbO2)
Karbaminohemoglobin
Karboksihemoglobin (HbCO)
Methemoglobin
Sulfhemoglobin
Azotmonoksit hemoglobin
Siyanhemoglobin
Oksihemoglobin (HbO2)
Oksihemoglobin, hemoglobin molekülündeki 4 Fe2+’e
akciğerlerde birer O2 molekülü bağlanması sonucu oluşan
hemoglobin bileşiğidir
Hemoglobin molekülüne akciğerlerde O2 moleküllerinin
bağlanması olayı, hemoglobinin oksijenasyonu olarak
tanımlanır
Bir hemoglobin molekülü, oksijenasyon olayı sonucunda
4 O2 molekülü bağlayabilmektedir
Hemoglobinin oksijene affinitesi, oksijenin kısmi
basıncına bağlıdır
pO2 değişimine karşı hemoglobinin oksijenle %
satürasyonunu gösteren grafiklere hemoglobinin
satürasyon eğrisi veya oksihemoglobinin dissosiasyon
eğrisi denir
Akciğerlerde oksijenasyon olayı sonucunda
hemoglobine bağlanan oksijen, diğer dokularda
deoksijenasyon olayı sonucunda hemoglobinden
ayrılır
Oksijenize hemoglobin (oksihemoglobin)
parlak kırmızı, deoksijenize hemoglobin
(deoksihemoglobin) koyu kırmızıdır
kanın oksijenlenmesinde bir azalma ve
bunun sonucu olarak deoksijenize olmuş
hemoglobinde artış, deri ve mukozalara
karakteristik mavimtrak bir renk verir ki
bu durum siyanoz olarak tanımlanır
Karbaminohemoglobin
hemoglobindeki globinin serbest -amino
gruplarına reversibl olarak CO2 bağlanmasıyla
oluşan hemoglobin bileşiğidir
Karbamino grubu, hemoglobinin oksijene olan
ilgisini azaltır ki bu etki, pH düşüşünden
bağımsızdır
CO2, deoksijenize hemoglobine
oksihemoglobinden daha çok bağlanır ve böylece
dokulardan akciğerlere hemoglobin ile taşınabilir
Kandaki CO2’in
%15-20’si karbaminohemoglobin
bileşimindedir;
%5’i plazmada serbest veya H2CO3
halindedir;
%75-80’i de HCO3 şeklindedir
Karboksihemoglobin (HbCO)
oksihemoglobindeki O2 yerine
karbonmonoksit (CO) geçmesi suretiyle
oluşan hemoglobin bileşiğidir
Hemoglobinin CO’e affinitesi O2’e
affinitesinden 210 misli fazladır; ortamda
oksijen ve karbonmonoksit eşit
miktarlarda bulunduğunda hemoglobine
tercihli olarak CO bağlanır ve anemik
hipoksiye neden olur
CO ile zehirlenmenin
belirtileri, bilinç kaybı, tırnak
dipleri ve mukoz
membranların kiraz kırmızısı
renk almasıdır
CO ile zehirlenmenin tanısı
için kan NaOH ile karıştırılır;
normalde koyu kahverengi
renk gözlendiği halde CO ile
zehirlenme durumunda kiraz
kırmızısı renk gözlenir
Methemoglobin
Methemoglobin, hemoglobindeki
Fe2+ ’nin Fe3+ haline reversibl
olarak oksitlenmesi sonucu oluşan
kahverengi bir hemoglobin
bileşiğidir
hemoglobine bazı oksidan
etkenlerin etkisi sonucunda
oluşur. Glikoliz sırasında oluşan
NADH ve spesifik bir enzim olan
methemoglobin redüktaz
tarafından indirgenir
normalde kanda total hemoglobinin
%0,5-1’i kadar methemoglobin bulunur
Methemoglobin, O2 ve CO bağlayamaz;
kandaki methemoglobin total
hemoglobinin %10’undan fazla ise
siyanoz görülür; %20’sinden fazla ise
ayrıca yorgunluk, baş ağrısı, baş
dönmesi, uyuklama, taşikardi gibi
hipoksi bulguları ve polisitemi görülebilir
Sulfhemoglobin
oksihemoglobin ile H2S’ün
reaksiyonlaşması sonucu oluşan yeşil-sarı
renkli bir hemoglobin bileşiğidir
Ölümden sonra proteinlerin kokuşması
sonucu olarak dokularda H2S oluşur ki
kadavraların kan toplanan yerlerinde
görülen yeşil lekeler buralarda
sulfhemoglobin oluşmasının sonucudur
Azotmonoksit hemoglobin
nitritli dumanların solunması durumlarında oluşan
pembe renkli bir hemoglobin bileşiğidir
Siyanhemoglobin
HCN solunması sonucu oluşan bir hemoglobin bileşiğidir
inorganik siyanür bileşiklerinin ağızdan alınması sonucu
siyanmethemoglobin oluşur
Hemoglobinin  altbirimi ile miyoglobin
arasında büyük benzerlik vardır. Amino asit
dizileri farklı olmakla beraber yapılarındaki
bu benzerlik 24 amino asidin ortak
olmasından kaynaklanır. (Buradan farklı
amino asit dizilerinin benzer 3 boyutlu
yapılar ortaya koyduğunu ve benzer işlevler
yürüttüğünü görüyoruz.) Bu ortak 24 amino
asit, 3 boyutlu yapının ortaya konulmasında
ve fonksiyonda doğrudan iş görmektedir.
Hemoglobindeki alt birimler kendi aralarında
moleküler etkileşimler kurarlar. Ayrıca bazı
spesifik ve küçük moleküller fonksiyonda
etkili olur. Yapıya bağlanarak aktivasyona
veya inhibisyona yol açarlar. Bu tür ilişkiler
hemoglobine oksijenin yanısıra CO, CO2 ve
protonları da bağlayarak taşıma özelliği
kazandırır.
Hemoglobindeki alt birimler
kooperatif etkiyle oksijen
bağlanmasını sağlarlar. Bir
oksijenin bağlanması, ikinci
oksijenin bağlanmasını
kolaylaştırır. Bu
kolaylaştırıcılık, oksijenin çok
bol bulunduğu akciğerlerde
oksijenin hemoglobine
bağlanmasını ve oksijen
düzeyinin düşük olduğu
dokularda da oksijenin serbest
kalmasını sağlar. Hemoglobin
dokulardaki karbondioksiti de
akciğerlere taşıyarak dışarı
atılmasını sağlar.
Hemoglobine CO2 bağlanması
Metabolizma sırasında oluşan CO2’nin çoğu
suyla birleşerek bikarbonat iyonu oluşturur.
Ancak bir kısmı hemoglobinin yüksüz amino gruplarına bağlanarak taşınır:
Hb-NH2 + CO2
HbNHCOO- + H+
Hemoglobine CO bağlanması
Hemoglobindeki Fe atomuna karbon monoksit (CO)
bağlanırsa:
Karbonmonooksihemoglobin (HbCO) oluşur.
Dokulara O2 taşıma yeteneği azalır.
(CO zehirlenmesinin temeli !)
Hemoglobinin CO’ne olan ilgisi O2’ne olan ilgisinden
220 kat fazla! Onun için ortamdaki çok küçük
miktardaki CO bile kanda toksik konsantrasyonda
HbCO oluşmasına neden olur.
%60’ın üzerinde HbCO ÖLDÜRÜCÜDÜR !!!
CO zehirlenmelerinde O2 tedavisi uygulanır.
Prostetik gruba en iyi örneklerden biri miyoglobin ve
hemoglobine yer alan oksijen bağlayan hem (Fe-protoporfirin
IX) grubu verilebilir.
Hem
grubu
Hemoprotein
Binding and release of ligands induces a conformational (structural) change in
hemoglobin. Here, the binding and release of oxygen illustrates the structural
differences between oxy- and deoxyhemoglobin, respectively.
Nükleoprotein kompleksleri
Structure of the Oxytricha nova telomere end binding protein complexed with
single strand DNA. The a subunit is shown in purple and green and the b
subunit is shown in blue. (A) The single strand DNA, shown with black bases,
orange phosphorous atoms, and red phosphate oxygens, binds to a deep cleft
between the N-terminal domain of a and the 28 kDa core domain of b. The 12ntd 5'-GGGGTTTTGGGG-3' DNA also forms a G-quartet linked DNA dimer,
shown with orange bases, which is the focus of another poster (see poster Gquartets in a telomere protein-DNA complex). (B) Detailed view of one proteinDNA contact. The base of nucleotide G10 is stacked between the guanidinium
group of arginine 140 from theb subunit and the phenol group of tyrosine 239
from the a subunit. Additional hydrogen bonds, shown in green, are likely
important for sequence specific recognition of this base.
Glikoprotein
Hücre zarındaki glikoproteinler
Lipoprotein
TG: Trigliserit
CE: Kolesterol esterleri
Metalloprotein
One-third of all proteins are
"metalloproteins", chemical
combinations of protein atoms
(carbon, nitrogen, oxygen, hydrogen,
sulfur) with ions of metals such as
iron, calcium, copper, and zinc.
The rusticyanin copper
binding site shows the copper,
the liganding residues and the
supporting secondary
structural elements. The Type
II b-turn and the 310 helix
may represent a region of
structural rigidity that helps
define and support the
distorted coordination
geometry.
SOD
CuZn bovine
superoxide
dismutase. (a)
Ribbon diagram of
native dimer showing
positions of Cu (blue)
and Zn (orange)
atoms and their
ligands and (b) a
close up of the metal
sites and the bridging
His61.
Download