Kan tahlili nasıl yorumlanır

advertisement
Kan tahlili nasıl yorumlanır...
Kan tahlili nasıl yorumlanır? ( Arşivinizde Bulunsun )
Genel tıp uygulamaları sırasında hekimler polikliniğe başvuran pek
hastadan kan tahlili isterler. Tam kan sayımı hekime tanıya
yaklaşmasında yardımcı olan, değerli ve nispeten ucuz bir testtir. Kan
tahlilinin maksadı teşhis koymak değildir. Kan tahlilinin esas görevi
hekimin olası tanılar arasında eleme yapmasını sağlamaktadır. Yani
tanıya yardımcı olmaktır. Hastayı görmeden, muayene etmeden teşhis
koyulmaz.
Kan tahlilinde hangi değerler incelenir?
Vücudumuzda oksijen taşıyan kırmızı kan hücreleri (eritrositler) ile
hastalıklara karşı savunmamızı sağlayan beyaz kan hücreleri (lökositler)
sayılmakta ve büyüklükleri incelenmektedir.
Bildiğiniz gibi kırmızı kan hücrelerinde hemoglobin proteinleri bulunur.
Oksijeni taşıyan protein hemoglobindir. Hemoglobin miktarı düşerse
oksijen taşınamaz. Maalesef ülkemizde kullanılan laboratuar
cihazları yurt dışından satın alındığı için tahlil sonuçları genellikle
yabancı terimlerle gösterilmektedir.
Kırmızı kan hücreleri RBC (red blood cells):
Oksijen taşıyan hücrelerin miktarını verir. Düşükse anemi (kansızlık) veya
kan kaybı vardır. Yüksekliğe örnek: Yüksek rakımlı yerde oturmak, KOAH,
böbrek hastalığı, polisitemi hastalığı
MCV (mean corpuscular volume):
Oksijen taşıyan hücrelerin ortalama büyüklüğüdür. MCV düşükse
eritrositler daha ufaktır, yüksekse daha genişlemişlerdir. Örneğin demir
eksikliği anemisi'nde eritrositler küçülür dolayısıyla mcv değeri düşük
çıkar. B12 vitamini eksikliği anemisinde ise eritrositler büyümüştür, MCV
yüksektir.
Hb (Hemoglobin):
Kandaki toplam hemoglobin miktarını gösterir. Anemilerde hemoglobin
düşer.
MCH:
Eritrositlerdeki hemoglobin miktarını gösterir.
Hct (Hematokrit):
Kandaki hemoglobin ve eritrosit miktarının bir ölçüsüdür. Anemi, lösemi,
kan kaybı gibi durumlarda azalırken vücudun su kaybettiği durumlarda
(örneğin ishal) veya polisitemi'de artar.
PLT (Platelets):
Trombositlerdir. Yani pıhtılaşmayı sağlayan hücereleri gösterir.
WBC (White Blood Cells-Leukocytes):
Beyaz kan hücreleri.
Vücudun savunma ve bağışıklık hücrelerinin yani lökositlerin toplamını
gösterir. Enfeksiyon hastalığı veya lupus gibi kronik iltihabi
hastalıklarda yükselir. Ayrıca lösemi'de yükselir. Çok düşükse lökosit
yapımını bozan ciddi bir hastalık vardır. Örneğin bazı kanserlerde, kemik
iliği hastalarında, AIDS'te lökosit miktarı (WBC) düşüktür.
* PNL: (Nötrofiller)
Örneğin bakteryel enfeksiyonlarda artar.
* Lymphocytes: (Lenfositler)
Viral enfeksiyonlarda ve bazı kronik hastalıklarda artar. AIDS'te düşer.
* Eosinophils: (Eozinofiller)
Allerjide ve parazitik hastalıklarda yükselir.
ALBUMIN:
Normal Değerler: 3,5-5,5 g/dL
Albümin karaciğerde sentezlenen bir protein türevidir. Sağlıklı yetişkin
karaciğerinde günde 12-14 gram kadar albümin sentezi yapılır. Sağlıklı
kişilerde rutin olarak albümin bakılmasına gerek yoktur. Sağlıklı bir kişide
albümin düzeyinin biraz yüksek ya da düşük çıkması da klinik bir önem
taşımaz. Kan albümin düzeyi ölçümü özellikle ödemi olan, karaciğer
hastalığı bulunan veya beslenme bozukluğu düşünülen kişilerde önem
taşır.
Arttığı Durumlar: Albümin düzeyinin yüksek ölçülmesi genellikle
vücuttan su kaybı bağlıdır. Önemli değildir.
Azaldığı Durumlar : Yaşlı insanlarda, karaciğer hastalığı olanlarda ve
beslenme bozukluğu bulunan kişilerde albümin azalır. Bazı hastalarda
idrar ya da bağırsak yolu ile albümin kaybı gerçekleşmektedir. Sonuçta
albüminin kan düzeylerinde azalma (hipoalbüminemi) kan onkotik
basıncının düşmesine bu da dokular arasında sıvı birikimine neden olarak
özellikle bacaklar ve sırtta ödeme neden olur.
ALKALEN FOSFATAZ – ALP
Normal Değerler: 30-1 20 U/L
Vücutta neredeyse bütün dokularda bulunan ama ne iş yaptıkları tam
anlaşılamamış bir enzimdir. Normal yetişkinde kanda ölçülen ALP ın yarısı
karaciğer yarısı da kemik kökenlidir. ALP özellikle safra akımının durması
ya da yavaşlamasına bağlı olarak görülen karaciğer hastalıkları için iyi bir
testtir.
Arttığı Durumlar: Çocuk ve gençlerde hızlı kemik büyümesi nedeniyle
normal yetişkine göre ALP değerleri 2-4 kat daha fazla olabilmektedir.
Yine doğuma yakın gebelerde de plasenta tarafından sentezlendiğinden
ALP değerleri yüksektir. Safra yollarındaki tıkanma sonucu ALP değerleri
yükselir. Ayrıca kemik hastalıklarında da (özellikle Paget hastalığı) ALP
değerleri yükselir. Pek çok ilaç da ALP düzeylerini yükseltebilir, bu
nedenle ALP yüksekliği çoğu zaman bir hastalık belirtisi olmayabilir.
AMİLAZ:
Normal Değerler: 60-180 U/L
Açıklama: Amilaz, pankreas, tükürük bezleri ve bazı tümörlerden
(örn. akciğer) salınmaktadır. Kandaki amilazın genellikle üçte biri
pankreas, üçte ikisi ise tükürük bezleri kaynaklıdır.
Dolaşıma giren amilaz esas olarak böbrekler aracılığıyla vücuttan
atılmaktadır.
Arttığı Durumlar: Yüksek kan amilaz düzeyi pankreatitte meydana
gelir. Ayrıca karın ağrısıyla ortaya çıkan bazı acil hastalıklarda, şiddetli
şeker komasında, kabakulakta, morfin enjeksiyonundan sonra da amilaz
düzeyleri bir miktar yükselebilmektedir.
Azaldığı Durumlar: Amilaz değerinde düşüklüğün bir klinik önemi
yoktur.
ASİT FOSFATAZ:
Normal Değerler: 0-5,5 U/L
Esas olarak prostat, karaciğer, kemik ve bazı kan hücrelerinde
bulunmaktadır. Ölçümü özellikle prostat hastalıklarının tanı ve tedavisi
için kullanılmaktadır. Bu amaçla prostatik asit fosfataz denilen fraksiyonu
ölçülür. Normalde asit fosfataz kanda pek az miktarda bulunur.
Arttığı Durumlar: Özellikle prostat kanserlerinde kan düzeyleri belirgin
olarak yükselmektedir. Yine de rektal muayeneden sonra, idrar sondası
takılmasıyla ve hatta kabızlık ile birlikte de yükselebileceği
unutulmamalıdır.
Azaldığı Durumlar: yok
BİLİRUBİN:
Normal Değerler: Direkt: 0.1-0.3 mg/dL Indirekt: 0.2-0.7 mg/dL
Kan dolaşımında bulunan kırmızı kan hücreleri yaklaşık 120 günlük bir
süre sonunda ömürlerini tamamlar ve çoğunluğu dalakta olmak üzere
parçalanırlar. Açığa çıkan bilirubin karaciğere götürülür. Karaciğer özel
bir işlemle bilirubini suda çözünebilen bir hale getirir ve safra yoluyla
bağırsağa atar. Karaciğerde bu işleme maruz kalmış bilirubine direk,
henüz işlem görmemiş bilirubine ise indirek bilirubin denilir.
Arttığı Durumlar: Bu sistemin herhangi bir noktasında meydana
gelebilecek bir aksama kan bilirubin düzeyinin yükselmesine neden olur.
Bu aksamalar; kırmızı kan hücrelerinde aşırı yıkım, karaciğer hastalıkları
ve safra yolu tıkanıklıklarıdır. Sonuçta kan bilirubin seviyesi yükselecek ve
koyu sarı ten rengiyle tipik sarılık ortaya çıkacaktır.
Azaldığı Durumlar: yok
FOSFOR:
Normal Değerler: 3,0 - 4,5 mg/dL
Fosfor insan hücresinde asit-baz dengesi, kalsiyum metabolizması gibi
çok önemli reaksiyonlarda rol oynayan bir maddedir. Vücuttaki fosforun
%85 kadarı kemikte fosfat formunda depolanır. Kan düzeyi kan kalsiyum
ve kan pH değişimlerinden etkilenmektedir. Kalsiyumda olduğu gibi
bağırsaktan emilimi, idrarla atılımı ve hücre içine toplanması ya da
hücreden bırakılması gibi düzenlemelerle kan düzeyi ayarlanmaktadır.
Yine kalsiyum gibi parathormondan etkilenmektedir. Yemeklerden sonra
düzeyi değiştiğinden 12 saatlik açtıktan sonra ölçümü yapılmalıdır.
Arttığı Durumlar: Hipoparatiroidide fosfor artar.
Azaldığı Durumlar: Hiperparatiroidi durumunda değerleri azalır.
GLUKOZ (KAN ŞEKERİ):
Normal Değerler: 75-115 mg/dL
Şeker hastalığı tanısı için 12-14 saat açlıktan sonra kan glukozu ölçülür.
Yüksekse test tekrarlanır.
Yine yüksekse yemekten tam 2 saat sonra yeniden ölçülür. Bu da
yüksekse glukoz tolerans testi yapılmalıdır.
Arttığı Durumlar: Kanda şeker yüksekliği ise şeker hastalığını gösterir.
Azaldığı Durumlar: Hipoglisemiyle seyreden hastalıklar
TİROİT HASTALIKLARININ TEŞHİSİ:
Kanda TSH ve tiroit hormonlarının (T3 ve T4) düzeylerinin
ölçülmesi:
Tiroidin çalışması hakkında önemli bilgiler verir. Başlangıçta öykü ve
muayenede çalışma bozukluğu belirlenememişse tek başına TSH'nın
ölçülmesi yeterli olabilir. Duyarlı bir sonuç elde edilebilmesi için TSH' ya
sensitif ya da ultrasensitif yöntemle bakılması tercih edilir. Üstünde
önemle durulması gereken nokta: Bu tetkiklerin normal olması tiroidin
çalışmasının normal olduğunu gösterir. Hastada guatr, tiroit kanseri gibi
diğer hastalıkların olmadığını belirlemez. Bunlar için diğer tetkiklere
gereksinim olabilir.
* Bağışıklık sistemini kontrol eden testler:
Bunlar antitiroglobulin antikor ( ATA ), anti TPO antikor ( AMA ) ve
Anti TSH-R ( TRAb ) gibi isimler almaktadır. Graves hastalığı,
Hashimoto hastalığı ve bazı tip tiroiditlerin tanısında yardımcı olurlar.
* Tiroglobulin tayini: Bu test özellikle tiroit kanseri nedeniyle ameliyat
olmuş hastaların izlenmesinde önemli ipuçları vermektedir. Ancak bu
testin tam olarak değer kazanabilmesi için bireyde gözle görülebilir
tiroit dokusunun kalmamış olması gerekmektedir.
* Medüller kanserlerin tanı ve tedavisinde kanda tirokalsitonin: adı
verilen bir hormonun ölçülmesi faydalı bilgiler verir.
* Yine medüller kanser olan ailelerde diğer bireylerin taranması için ret
genindeki mutasyonları gösterecek genetik çalışmalar yapılabilir.
HEMOGLOBİN VE HEMATOKRİT:
Normal Değerler: Hemoglobin: 14-18 g/dL (erkek); 12-16 g/dL (kadın)
Hematokrit: % 42-52 (erkek); %36-46 (kadın)
Açıklama: Hemoglobin ve hematokrit sıklıkla beraber istenen ve kanın
oksijen taşıma kapasitesini ölçmek için kullanılan testlerdir. Hemoglobin
kırmızı kürelerde bulunan ve temel olarak oksijenin taşınmasından
sorumlu maddedir. Hematokrit ise kırmızı kürelerin kan içerisindeki
yüzdesini gösterir. Genellikle hematokrit değeri hemoglobin değerinin üç
katıdır. Hemoglobin ve hematokrit bebeklerde, gebe kadınlarda, bakım
evlerinde yaşayan yaşlılarda, adet gören kadınlarda mutlaka kontrol
edilmelidir. Bu testlerin en önemli yanı aneminin tespit edilebilmesini
sağlamasıdır.
Arttığı Durumlar: Polisitemilerde, doğuştan var olan kalp
hastalıklarında, aşırı su kaybında yüksektir. Orak hücre anemisi gibi kırmızı
küre şekil bozukluklarında hematokrit hatalı olarak yüksek çıkar, bunlarda
hemoglobin miktarına bakılmalıdır.
Azaldığı Durumlar: Anemilerde
TRANSAMİNAZLAR:
Normal Değerler: Aspartat (AST, SGOT) : 0-35 U/L
Alanin (ALT, SGPT) : 0-35 U/L
Transaminazlar karaciğer hücrelerinde bulunan enzimlerdir.
Karaciğer hasarında hücre dışına sızarlar.
Arttığı Durumlar: Kan seviyelerinin yükselmesi, karaciğer hasarına bağlı
olarak bu iki enzimin hücre dışına sızması anlamını taşımaktadır.
Genellikle bu enzimlerin kan seviyeleri karaciğer hasarının şiddetini
yansıtır. ALT karaciğere daha özgül iken, AST kalp ve iskelet kası
harabiyetinde de yükselmektedir. Bu nedenle AST aynı zamanda myokard
enfarktüsünün izlenmesinde de kullanılmaktadır. Karaciğerin
hastalıklarında alkole bağlı karaciğer hasarı hariç ALT, AST den daha
yüksektir.
Azaldığı Durumlar: ALT ve AST değerlerinin normalden düşük olması
nadiren görülen bir durumdur. Eğer bilinen bir karaciğer hastalığı yoksa
genellikle önem taşımaz.
ÜRE:
Normal Değerler: 5 - 25 mg/dL
Protein metabolizmasının bir ürünüdür ve böbrekler yoluyla idrarla atılır.
Sıklıkla kan üre azotu (BUN) olarak ölçülür. Böbrek fonksiyonlarını
değerlendirmede önemli bir ölçüttür. Ancak böbrek fonksiyonları dışında
vücuttaki azot yükü, günlük sıvı alımı ve idrar akım hızından da
etkilendiğinden tek başına karar verdirici değildir.
Arttığı Durumlar: Böbrek fonksiyon bozukluğu dışında kalp yetmezliği,
tuz ve su alımındaki dengesizlikler (kusma, ishal, sık idrara çıkma,
terleme), bağırsaklarda kanama, stres, yanıklar, diyetle fazla protein alımı
ve akut myokard enfarktüsü gibi nedenlerle de kan değerleri
yükselebilmektedir.
Azaldığı Durumlar: Karaciğer yetmezliği, kaşeksi (aşırı kilo kaybı),
nefroz (bir böbrek hastalığı)
ÜRİK ASİT:
Normal Değerler: Erkek: 2.5-8.0 mg/dL Kadın : 1.5-6.0 mg/dL
Ürik asit, vücudun genetik yapı taşları olan DNA ve RNA nın yapısında
bulunan purin adındaki maddelerin metabolizmasının son ürünüdür.
Arttığı Durumlar: Diyetle fazla protein alımı, vücutta üretim artışı
(malin hastalıklar, doku harabiyeti, açlık) ya da böbrek fonksiyon
bozukluğu gibi bir nedenle vücuttan uzaklaştırılamaması durumlarında
kanda ürik asit düzeyi yükselir. Yüksek düzeydeki ürik asidin kristaller
halinde çeşitli dokularda biriktiği düşünülmektedir. Bu dokular özellikle
eklem sıvıları ve böbreklerdir. Eklem sıvılarında ürik asit kristallerinin
birikimiyle oluşan ağrılı hastalığa GUT hastalığı denilir. Böbreklerde
oluşan birikim ise böbrek yetmezliği ve idrar yollarında taş hastalığına
yol açar.
Azaldığı Durumlar: Diğer analiz sonuçları normal ise düşük genelde
önemli değildir.
Download