tüketici davranışları

advertisement
TÜKETİCİ DAVRANIŞLARI
Pazarlamacılar, Online değerlendirmelerin nesini yanlış anlıyor?
Yöneticiler, satın alma kararlarını neyin yönlendirdiğini analiz edip stratejilerini buna göre ayarlamalı.
Itamar Simonson ve Emanuel Rosen
Uzman ve kullanıcıların görüşlerini arttıkça marka adının önemi azalıyordu.
Bütün pazarlamacılar online değerlendirmelerin ve bireyler arası diğer bilgi kaynaklarının yükselişinin
farkında ama çoğu bu eğilimi ihmal edip ürünleri geçmişte olduğu gibi pazarlamaya devam ediyor.Şu
anki müşterilerin yorumlarıyla gelecekteki müşterileri anlamak isteyen şirketlerin, bu yükselen güce
hakim olabilmek için pazarlama stratejilerinde çok büyük değişiklikler yapmaları gerektiğine
inanıyoruz.Yöneticilerin bunu başarmasına yarım edecek iki araç geliştirdik;

Etki karışımı

O düzlemi
Etki karışımınızı Anlayın
Müşterilerin satın alma kararları genelde üç unsurun kombinasyonundan etkileniyor
1. Geçmiş tercihler, inançlar, deneyimler (P)
2.Pazarlamacılardan edinilen bilgiler(M)
3.Diğer insanlardan ve bilgi servislerinden edindikleri veriler (O)
Etki karışımı işte bu. Bunu ‘’0’’toplamlı bir oyun olarak düşünebilirsiniz.Bir kaynağa olan bağlılık ne
kadar büyürse, diğerlerine olan ihtiyaç o kadar azalır. Eğer O’nun bir mutfak robotunu satın alma
kararı üzerindeki etkisi yükselirse, hem P nin hem de M nin etkisi düşer.
Şirketlerin sorması gereken soru şu;
Tüketiciler bizim ürünümüzle ilgili karar verirken O’ya ne kadar dayanıyorlar? Biz bu sorunun
cevabını, O düzlemi üzerindeki noktalar olarak veriyoruz.Ürününüz O’ya dayalı sona ne kadar
yakınsa,tüketicilerin o ürün hakkında bilgi toplama ve değerlendirme değişimi de o kadar büyük
oluyor.
Şirketler bir ürünün O düzlemi üzerinde düştüğü noktayı anladığında, şu 4 alan için stratejik
uygulamamalar gözden geçirilebilir.
Rekabet Kapasitesi; genel olarak müşterilerin genellikle O’ya dayandığı faaliyet alanlarının Pazar
paylarında daha büyük bir dalgalanma görüyoruz(Nokia ve Blackberry ani düşüşlerini hatırlayalım)
İletişim; Geçtiğimiz yıllarda kamera alıcıları, kullanıcı puanlarını ve yorumlarını temel bilgi kaynağı
olarak görmeye başladı. Bu da ünlülerin desteğini almanın eskisi kadar işe yaramadığı anlamına
geliyor.
Tüketicilerin kendileri için çok önemli olmayan satın alımlarda O’ya daha az danışıyorlar.
Çoğu insan Facebook ya da Twitter üzerinden hangi marka tuvalet kağıdı alayım? Ya da ‘’en sevdiğiniz
detarjan hangisi?’’ diye sormuyor. Bu nedenle O dan bağımsız tüketicilere ulaşmaya çalışan
pazarlamacılar geleneksel M faaliyetleri gibi eski yolları benimseyebilirler.
Pazar Araştırması; Pazar araştırmaları genellikle P yi ölçmeye, geçmiş tercihlerin ne gibi ürünleri
sevebileceğini öngörmeye çalışıyor. Ama satın alma kararı O’ya daha bağlı hale geldikçe P yi anlamak
için tüketicinin zihninde kök salmak git gide daha az gelir getiriyor.
Mesela 2007’nin başında yani ilk Iphone’un piyasaya çıkmasından önce yapılan bir Pazar araştırması,
hem bir cep telefonunun hem bir MP3 çaların hem de bir kameranın fonksiyonlarını barındıran ‘’çok
işlevli’’ bir cihazın Amerikalı tüketicilerin ilgisini çekmeyeceğini ortaya koyuyordu. Peki, tersine giden
ne oldu? Araştırma P yi ölçmüştü ama İphone piyasaya çıkıp erken benimseyen tüketiciler ürüne
övgüler yağdırmaya başlar başlamaz, insanlar O’nun etkisi altında kalmaya başladı. Pazarlamacılar
bireysel tüketici tercihlerini, memnuniyetlerini ve sadakatini ölçmek yerine kaynaklarını artık internet
sitesi, forum ve diğer sosyal mecralardaki bilgileri sistematik olarak izlemeye kodlamaya ve ölçmeye
ayırmalı.
Ürün Segmentasyonu; Bir ürünün O düzlemindeki yeri müşteri segmentine göre ve ülkeden ülkeye
değişir.
Mesela fiziki mağazaların müşterileri online mağazalarınkilere kıyasla M’ye daha duyarlı oluyor.
Şirketler farklı tüketici segmentlerini analiz etmeli ve pazarlama stratejilerini buna uygun hale
getirmeli.
Geri Dönüş yok
Bazı pazarlamacılar yanıltıcı yorumlardan sakınmaya başladıkça, müşterilerin O’ya dayanma oranın
düşeceğine inanıyor ama biz aynı fikirde değiliz.
Yelp ve TripAdvisor ve diğerleri sahye yorumları ayıklamada gitgide ustalaşıyor ve müşteriler de hangi
sitelere ve kullanıcılara güvenebileceklerini öğrenmeye başlıyorlar.
Dahası, online değerlendirme bolluğuna alışkın müşterilerin geleneksel M’ye döneceklerine
inanmıyoruz. İki veri noktasını ele alalım.
Birincisi; Amerikalı tüketicilerin %30 u bir ürün hakkında bilgi edinmekte ve değerlendirmeleri
okumak için online satın alma araştırmalarına Amazon’u ziyaret ederek başlıyor.
İkincisiyse, Google tarafından yürütülen çalışmalar alışveriş düşkünlerinin herhangi bir şey satın
almadan önce bir bilgi kaynağına danışman oranının %10,4 olduğunu gösteriyor. Bilgiye doymama
hali birçok müşterinin içine işlemiş durumda ve ürün bilgisi edinmede geleneksel pazarlamayı daha iyi
bir yöntem olarak göreceklerini düşünmüyoruz.
Etki kavramı evirildikçe, başarı, müşterilerinin tercih ettiği bilgi kaynaklarını yakından takip edebilen
ve bu tüketicilerin karar verme alışkanlıklarına en uygun pazarlama kanallarıyla araçların doğru
kombinasyonunu bulabilen şirketlere gelecek.
Download