“Cristiano Ronaldo” gökadasında dev ilk yıldızlar CR7’deki topluluk, kuramı doğruluyor... Evreni ortaya çıkaran büyük patlamadan sonra oluşan ilk gökadaları gözlemleyen uluslararası bir gökbilimciler ekibi, Dünya’dan 12 milyar ışıkyılı uzaklıkta ilk oluşan gökadalarda, evrenin gelişim modellerinde öngörülen dev kütleli ilk yıldızların varlığını belirlediler. Portekizli gökbilimci David Sobral yönetimindeki ekibin Şili’nin Atacama Çölü’nde Avrupa Güney Gözlemevi’ne ait “Çok Büyük Telekop” (VLT)adlı 8.2 metre ayna çaplı dört teleskoptan oluşan dizgeyle yaptığı gözlemlerde, Büyük Patlama’dan sonra karanlık gökyüzünün aydınlanmaya başladığı “Yeniden İyonlaşma” (reionisation) döneminde ortaya çıkmaya başlayan gökadalar hedef alınmış. Büyük Patlama’dan 200 milyon yıl sonra oluşmaya başlayan yıldızlar tümüyle hidrojen ve helyumdan yapılı oldukları için merkezlerinde füzyon reaktörlerini başlatabilmek için Güneş’in yüzlerce katı kütleye gereksinim duyuyorlardı. Gökbilimciler, bu dönem içinde oluşmaya başlamış olan gökadalardan bazılarının içindeki olağanüstü parlaklıktaki bölgelerin, beklenenin çok üzerinde ışınım yaydığını belirlemişler. Bu ışınımın tayf analizleri de kaynaklarda hidrojen ve helyumdan daha ağır element bulunmadığını göstermiş. Bu, da yıldız oluşum modellerinde öngörülen devasa yıldızların varlığına ve aynı anda değil, dalgalar halinde ortaya çıktıklarına kanıt olarak görülüyor. Gökbilimciler bu olağanüstü kütlelerdeki yıldızları “Popülasyon III” diye sınıflandırıyorlar (Popülasyon I, Güneş gibi, ağır elementlerce zengin olan ve Samanyolu’nun diskini oluşturan yıldızları; Popülasyon II ise, gökadamızın merkez topağındaki ve gökada çevresindeki 200 kadar “küresel küme” i çindeki daha yaşlı ve metal içeriği daha az olan yıldızları kapsıyor). Evren, ilk evrelerinde çok sıcak ve yoğun. Işık parçacıkları olan fotonlar, ortamdaki serbest elektronlara çarpıp sürekli saçıldıklarından (yön değiştirdiklerinden) düz bir thatta gidip ortam dışına kaçamıyorlar, dolayısıyla evren ışığa kapalı, yani opak. Büyük Patlama’nın üzerinden 380.000 yıl geçip evrenin sıcaklığı 3000 K düzeyine kadar düşünce elektronlar, ortamdaki hidrojen ve helyum (çok az da lityum) çekirdekleri tarafından yakalanıp atomları oluşturuyorlar ve fotonlar artık saçılmadığından düz yönde hareket edip kaçıyorlar ve evren ışığa boğuluyor. (K ya da Kelvin = Santigrat (°C) gibi derecelenen bir sıcaklık ölçeği. Farkı, 0°C yerine mutlak sıfır’dan (-273.15°C ) başlayarak yükselmesi). Şiddetli gama ışınları biçimindeki bu radyasyon, evrenin genişlemesi ve soğumasına paralel olarak bugün 2.7 K sıcaklık derecesine karşılık gelen enerjideki “kozmik mikrodalga fon ışınımı” denen ve evrenin her yerini dolduran fosil ışınım. Büyük Patlama’dan 380.000 yıl sonraki “ayrışma” (decoupling) yani ışık parçacıklarının serbestçe yol alıp madde parçacıklarından uzaklaşması olayından sonra evren yüz milyonlarca yıl süren ve “karanlık çağlar” diye adlandırılan bir döneme girdi. Bu dönem içinde oluşmaya başlayan devasa yıldızların yaydıkları şiddetli morötesi ışınımın, Büyük Patlama’dan yaklaşık 800 milyon yıl sonra yıldızlararası ortamdaki gazı iyonize ederek (atomlarından elektron kopararak) ışımasına yol açan döneme de “Yeniden İyonlaşma Dönemi” (Reionisation Epoch) deniyor. Güneş ’ten yüzlerce, hatta bin kat kütlede oldukları varsayılan ve yalnızca Büyük Patlama ürünü hidrojen ve helyumdan yapılı bu yıldızlar, ancak birkaç milyon yıl kadar süren ömürlerinin sonunda süpernova patlamalarıyla yok olurken merkezlerinde sentezledikleri ve patlama sırasında oluşan ağır elementleri uzaya saçıyorlar ve yeni kuşak yıldızları oluşturacak gaz bulutlarını “zenginleştiriyorlar .” Gözlenen ve girişteki büyük temsili resimle gösterilen gökadaya CR7 adı verilmiş. Nedenlerinden bir tanesi, bir ışık kaynağının bizden uzaklaştıkça yaydığı ışığın dalga boyunun (yani renginin) elektromanyetik tayfın görünür (optik) ışık aralığındaki kırmızı ışığa doğru kayması olgusuyla ilgili. Gökbilim dilinde “kırmızıya kayma” (redshift) denen olgu, aynı zamanda gökadaların bizden ne kadar uzak olduklarını ve bize ulaşan görüntülerinin ne kadar eski olduğunu (zaman içinde Büyük Patlama’ya ne kadar yakın olduğunu) gösterdiği için bir uzaklık ölçeği olarak da kullanılıyor. Yani gökadanın adındaki “R” harfinin kaynağı, bu “Redshift”. “C” harfinin kaynağıysa, çalışmanın , California Teknoloji Enstitüsü’nde (Caltech) evrenin evrimiyle ilgili araştırmalar yapan “Cosmos” projesi çerçevesinde gerçekleştirilmiş olması. Sözkonusu gökada, kırmızıya kayma ölçeğindeki “7” basamağında yer alıyor Dolayısıyla, Lizbon Üniversitesi Astronomi ve Astrofizik Merkezi’nden Portekizli genç gökbilimci David Sobral’ın önerisiyle gözlemlenen gökadaya halen İspanya’nın Real Madrid takımında ve Portekiz Milli Takımı’nda 7 numarayla top koşturan futbol yıldızı Cristiano Ronaldo’nun lakabı olan CR7 adı verilmiş. Raşit Gürdilek KAYNAKLAR: “Astronomers spot first-generation stars, made from big bang”, ScienceOnline, 17 Haziran 2015 “Astronomers find best observational evidence of first-generation stars in the universe”, University of California – Riverside, 17 Haziran 2015