[21] [İmam Muhammed, el-Mebsût:2/ 201, İ. Muhammed:2/211, 244

advertisement
َّ ‫عوذُ ِباهللاِ ِم َن اَل‬
ُ َ‫ا‬
‫لر ِج ِيم‬
َّ َ ‫ان ا‬
ِ ‫ش ْي َط‬
‫الرح ِيم‬
َّ ‫الر ْح َم ِن‬
َّ ِ‫سم هللا‬
ِ ‫ِب‬
ُ‫صالَة‬
‫ا َ ْلحَمْ دُ ِ ه‬
َّ ‫ين َوال‬
َ ‫الِلِ َربه ِ ْالعاَلَ ِم‬
َ ‫س ِيهدِنا َ ُم َح َّم ٍد َوأ َ ِله ا َ ْج َم ِع‬
َّ ‫َوال‬
‫ين‬
َ ‫َلى‬
َ ‫سالَ ُم ع‬
Bundan sonra…
Önce, ramazân-ı şerîfiniz bereketli ve en üst seviyede ma’nevî bir ticâret ve kemâl
vesîlesi olsun…
Bir amelin yapılması ve ondan istenilen hedefe varılmasında elbette birçok mühim
husûs vardır. Bunların en mühimlerinden biri onun ma'nen bozulup sevabının tamâmen
veya kısmen eksilmesi, yok olması veyâhud da ayrıca bir günah kazanılması, ama aslının
bozulmayıp borcunun ödenmiş olması, diğeri de hakîkaten bozulup yok olmasıdır. O
halde bir ibâdetin yapılması kadar, bazen yapılmasından daha çok korunması da
mühimdir. Bu yüzden orucu bozan şeyleri iyi bilmek lâzımdır. Orucu ma'nen bozub
sevâbını yok edecek veya azaltacak ğıybet ve benzeri günahlardan uzak durmak lâzım
geldiği gibi, onu hakîkaten ve tama men ibtâl edip bazen günahla beraber olan, bazen de
günahsız bir borcun sırtımızda kalmasından da kurtulmak îcâb eder. Hâsılı, oruç
tutmuş olmak içün her bakımdan orucu bozan şeyleri iyi bellemek gerekir.
Bu yazıda, orucu hakîkaten ve tamâmen bozan şeylerden küllî zabıtalar olarak
bahseden bir kitâbı biraz tanıtacak, ondan kalkarak ve me’hazlarından istifâde ederek
de ‘oruclu bir kim senin istibrâ için pamuk kul lanması’nın hükmünü ve bir iki fıkhî
mes’eleyi daha inceleyeceğiz. Minellâhi’t-tevfîk…
----------------------------------------------
Bir Kitâb
---------------------------------------------Sayısız kıymetli eserlerin sâhibi Pâkistân’lı merhûm Allâme Muhammed Şefî’ el‘Usmânî’nin oğ lu, Fethu’l-Mülhim Tekmilesi ve bir çok kıymetli eserin sâhibi el-ân ha
yatta olan Allâme Muhammed Tâ kıyyuddîn el-‘Usmânî’ninin ağabeyi, yine şu anda
yaşayan büyük âlimlerden Allâme Muhammed Re fî’ el-‘Usmânî tarafından sırf bu
mevzû’, yani ‘orucu bozan şeyler’ ile alâkalı olarak yazılan mufassal ve değerli bir eser
var. İsmi ‘Davâ bıtu’l-Mufettırât fî Mecâlî’t-Tedâ vî’ olan bu eserin ismine bakı lınca
sanki ‘orucu bozan tedâvîler hak kındaki zâbıtalar’ anlaşılmakta dır. Oysa asıl mevzû’u
daha geniş olup ‘orucun bozulması hakkındaki küllî veya ekserî qâideler’ dir. Şu
‘tedâvî’ husûsu ise kitâbın tamâmı içinde çok az yer tutmakta dır.
Müellif me’eleyi derin bir vukûf ile Dört Mezheb’e göre geniş ve nefîs bir biçimde tahlîl
etmiştir. Bu arada âlimlerce tıbba atıfta bulunulan noktalarda da mutehassis dok
torlara danışarak, gelişen tıbbı da göz önünde bulundurmuştur. Böylece belki de
yapılmayanı yapmıştır.
Kitâb üç bâb/ana başlık altında yazılmıştır:
Birinci Bâb: Orucun tâ’rîfi ve orucda mu’teber olan iç boşluğu.
Bu bab üç fasılda/bölümde işlenmiştir:
Birinci Fasıl: Fuqahâya göre orucun tâ’rîfi,
İkinci Fasıl, Lügatte ‘iç boşluğu’ ve ‘karın’ meselesi;
Üçüncü Fasıl: Faqîhlere göre orucda mu’teber olan ‘iç boşluğu’ meselesi.
İkinci Bâb: Orucun bozul masının bağlı olduğu dört şey.
Bu bâb da dört fasılda işlen miştir:
Birinci Fasıl, Orucun bozul ması için mu’teber olan yollar,
İkinci Fasıl: Orucun bozulması için mu’teber olan oruçlunun iç boşluğuna ulaşan
maddeler.
Üçüncü Fasıl: Orucun bozulması için mu’teber olan içe ulaşmak;
Dördüncü Fasıl; Orucun bozulması için mu’teber olan mânî'ler, şeyler,
Üçüncü Bâb, İç boşluğa ulaşan şeylerin orucu bozması hakkındaki qâideler ve bunlara
dayanan tedâvî sâhasındaki çağdaş mes’eleler…Bu bâb da iki fasılda işlenmiştir:
Birinci Fasıl, Zâbıtalar/ qâideler,
İkinci Fasıl: İki yoldan (erkek ve kadının ön ve arkasından) oruç tutanın içine giren
şeyler.
Hâsılı, Karaçi Dâru’l-Ulûm neş riyyâtından olan kitâb çok değerli ve cidden müdellel
bir eserdir.
----------------------------------------------
Birkaç Fıkhî Mes’ele
---------------------------------------------Burada oruçla alâkalı birkaç fıkhî mes’eleyi de kısaca ele almak istiyoruz:
----------------------------------------------
Birinci Mes’ele
Pamuk Kullanmak Orucu
Bozar mı?
---------------------------------------------Oruçlu bir kimsenin, istibrâdan/ sidikten iyice temizlenmek için pamuk kullanması
orucu nu bozar mı?
Cevâb: ‘İstibrâ,’ yani idrârını yapan kimsenin, üzerine sidik bulaşmasına mâni’ olmak
için bir şekilde iyice korunmaya ve temizlenmeye çalışması günümüzde Mü’minlerin
çoğunun yeterince dikkat etmediği bir husûstur. Çokları namazlarının boşa gitmesini ve
sahîh hadîslerde haber verilen kabir azâbının tehlikesini akıllarına bile getirmemekte,
birçokları da vesve selerle helâk olmaktadırlar. Bu arada -hamd olsun- şu husûsta da
hassâs olan bir câmia vardır; temizlendikten ve kurulandıktan sonra, kiprit çöpü ucu
büyüklüğünde veya biraz daha büyükçe olan bir pamuğu kapanacak bir şekilde kürdan
veya kiprit çöpü gibi bir şey ile idrâr deliğine yerleştirmektedirler. Böylece de şu tehlike
ve vesveselerden kestirme ve kolay bir yolla kurtulmaktadırlar. Kimi çokbilmiş câhiller
de bunu alay mevzûu yapabilmektedirler. Bu işin bir yanı…
Diğer ve şu anda bizim için asıl mühim olan yanı ise ‘bu işin orucu bozup
bozmayacağı’dır.
Bu süâlin doğru cevâbı, bazılarının zannettikleri ve bu zanna dayanarak ‘oruçluyken
pamuk kullanmak bozar’ dedikleri gibi değil, ‘bozmaz’ şeklindedir..
Evet, Hanefîlere göre oruçlu nun pamuk kullanması, orucu nu bozmaz…
Çünki, orucun bozulması için, ‘(1) (oruç bozmakta) mu’teber olan bir şeyin, (2) (oruc
bozmakta) mu’teber bir yolla, (3) bedenin (oruc bozmakta) mu’teber olan bir yerine
girmesi lâzımdır. Ya’nî, ‘oruç bozacak bir şeyin, orucun bozu lacağı bir yolla, orucun
bozu lacağı bir dâhil’e girmesi’ ge rekir.
Buna göre, (1) pamuk, (2) idrâr yoluyla, (3) mesâneye veya kadının fercine girmesi
orucu bozar mı? Bu üç madde faqîhlerce orucu bozmak için mu’teber olan maddelerden
ise oruç bozulur. Bunlardan birisi onlara göre orucu bozmak için gözönünde
bulundurulan bir şey değilse, oruç bozulmaz. Bakalım nasıl?
(1) Pamuk: Dört Mezheb arasında şu husûsta hiçbir anlaşmazlık yoktur: Mu’teber bir
yolla mu’te ber dâhile/içe ulaşan madde, ister beden için elverişli olan gıdalanma ve
tedâvî olsun, ister olmasın, ister yenen olsun ister olmasın, ister sıvı olsun ister donuk
olsun, ister çözülen ve eriyen olsun ister olmasın, orucu bozar. Şu kadar var dır ki,
Hanefîlerden bazı âlimler, ba zı sûretlerde bedenin faydası şartını koştular; ancak
Serahsî, Kâsâ nî ve Zeylaî bu şartı hiçbir şekilde ileri sürmediler.
Buna göre diğer mu’teber şartlar varsa, pamuk da orucu bozan maddelerdendir.
(2) Erkeğin İdrâr Yolu: Mesâneye giden bir yol olduğundan, önce mesânenin orucun
bozulması için mu’teber bir dâhil yani iç boşluğu olup olmadığının ortaya çıkması
lâzımdır.
İmam Ebû Yûsuf’a göre idrâr yoluna damlatılan bir ilâc mesâneye varırsa oruc
bozulur, varmaz ise bozulmaz; ancak İmam Ebû Ha nîfe ve İmam Muhammed’e göre
hiçbir şekilde bozulmaz. Nitekim imâm Muhammed’in ‘el-Mebsût’ diye bilinen ‘elAsl’ında şöyle denilmiştir: “Ebû Hanîfe ve Muhammed ‘şâyet (oruçlu bir kişi) erkeklik
uzvunun idrâr yoluna ilâç damlatırsa ona kazâ gerekmez; Ebû Yûsuf da kazâ etmesi
gerektiğini söylemiştir. Sonra Muhammed bu husûsta şübheye düşmüş ve tevakkuf
etmiştir’ dedi.”[1] Öyleyse İdrâr Yolu İmam Ebû Hanîfe ve İmâm Muhammed’e göre
orucun bozulmasına sebeb olan yollardan değildir. Nitekim ed-Dürrü’l-Muhtâr’da şöyle
denilmektedir: “Yâhud ihlîline su, veya yağ damlatırsa mesâneye varsa bile
Mezheb(imizin fetvâsı) üzere (oruç bozulmaz). Kadının önüne damlatılması ise icmâ’ ile
bozar.”[2]
Şâfiîler’in çoğunluğu onlarca ‘en sahîh’ olan görüşe göre orucu bozacak bir şeyin idrâr
yoluna girmesiyle orucun bozulacağı görüşündedirler. Az bir topluluk ise bu şeyin oraya
varmasıyla beraber oranın o şeyi (ilacı veya gıdayı) değiştirecek veya değiştirecek bir
yere ulaştıracak ve o şeyden faydalana cak bir yer olması şartını da ileri sürmüşlerdir.
Ebû Ali es-Sencî, Kadı Hüseyin, Fevrânî ve Ğazâlî onlardandır.[3]
(3) Mesâne/sidik torbası orucun bozulması için mu’teber olan bir ‘iç’ midir? İmam
Ebû Hanîfe ve İmam Muhammed’e göre değildir, İmam Ebû Yûsuf’a göre ise mu’teber
bir ‘dâhildir; çünki O’na göre, mesâne ile miğde arasında yol bulunmakta dır. Bütün
bunlara göre sidik torbasına ulaşmayan bir madde Hanefî imâmlarından hiçbirine göre
orucu bozmaz.[4] İmâm Ebû Hanîfe ve İmâm Muhammed’e göre ulaşsa da bozmaz,
İmam Ebû Yûsuf’a göre ise ulaşsa bozar.[5] Erkeğin kullan dığı pamuk ise aslâ
mesâneye varmaz; varsa bile geri çıktığın da Ebû Yûsuf’a göre de bozmaz.[6] Şâfiîlerin
hemen hemen tamamı mesânenin orucun bozulmasında mu’teber bir boşluk olduğu
görüşündedirler. Kadı Hüseyin mesâneye bir şeyin varmasının orucu bozmayacağını
seçmiştir.[7]
Kadının fercinin iç kısmına, ilâc ve benzeri orucu bozacak madde girerse orucu bozulur
mu?
Muhammed Refî’in de dediği gibi bu husûsta Mezhebimizin imâmları Ebû Hanîfe, Ebû
Yûsuf ve Muhammed’den bir rivâyet yoktur; sonraki meşâyıhtan vardır. Gerek Kâsânî
ve gerekse diğerleri ‘orucu bozacak bir şeyin kadının fercinin içine girmesiyle orucun
icmâ’ ile bozulacağı’nı söylediyseler de bu, ‘mesâneye varacağı ve oradan da içeriye
gideçeği’ takdîrine bağlıdır.[8] Bunun ise mesâneye varmadığı kesindir. Varsa bile
oradan içeri gitmeyeceği bugün tıbben kesin olarak ortaya çıkmıştır. Nitekim Merğinânî
bu husûsun fıkıhla değil, tıb ile alâkalı bir şey olduğunu söylemişti.[9] Tıb ise bu gün
artık ne kadının ne de erkeğin mesânesinden faqîhlerce orucun bo zulması için üç
mu’teber kabûl edilen iç boşluklardan ne gırtlağane mideye, ne de bağırsağa yol
olmadığını ortaya koymuştur. Üstelik tam olarak fercin dâhilinde olmayan ve hiçbir
zaman ve şekilde mesâneye ulaşmayacak bir pamuk aslâ orucun bozulma sebebi olmaz.
Netîce:Hanefî Mezhebi’nin âlimlerinin hiçbirisine göre oruç tutan bir erkeğin istibrâ
için pamuk kullanması oruç bozmaz.Bu husûs ta verilen ‘bozar’ fetvâsı, -Allahu a’lemsadece İmam Ebû Yûsuf’un Mezhebde müftâ bih olmayan fetvâsının eksik ve yanlış
anlaşılmasından doğmuş olabilir. Şâfi Mezhebi’ne gelince…Eserlerinden anlaşıldığına
göre bu mezheb ule mâsının çoğuna göre bu iş orucu bozar gibi görülüyor ise de İmam
Ğazâlî, Kadı Hüseyin ve bir takımlarına göre bozulma sebebi olmaz. Nitekim el-Vecîz,
Hâşiyetü’ş-Şeyh ‘Umeyre Alâ Şerhi’l-Celâl el-Mahâl lî Ale’l-Minhâc ve Hâşiyetü’lBâcûrî Ale’l-Ğazzî’den verilen mehazlarda bu açıkça görülmektedir. Kaldı ki yukarıda
da dediğimiz gibi kadınların kullandıkları pamuğun fercin tamâmen dâhilinde
olduğunu söylemek de mümkin değildir. Öyleyse onlara göre de bu hususta bir müşkil
kalmamaktadır.
----------------------------------------------
İkinci Mes’ele
Ğalebe Sebebiyle Oruç
Bozulur mu?
---------------------------------------------Ğalebe ile, yani elinde olmayarak ağzına, toz, duman sinek ve un tozu kaçmak ve
(kendini kusturmakla değil de elinde olmadan) kusmak gibi sebeblerle oruç bozulur
mu?
Cevâb: Dört mezhebe göre ğalebe ile oruç bozulmaz.[10]
----------------------------------------------
Üçüncü Mes’ele
Cinnet Geçirmekle Oruç
Bozulur mu?
---------------------------------------------Cevâb: Cinnet geçiren kimse orucu bozan şeyleri bulundurduğunda Hanefîlere göre
orucu bozulur. Züfer bozulmayacağını söylemiştir.[11] Şâfiîlerde ise cinnet geçir menin
kendisiyle oruç bozulur baş ka bir orucu bozan şeyi bulundurmasına gerek yoktur.[12]
----------------------------------------------
Dördüncü Mes’ele
Cehâlet Oruç Bozulmasını
Engeller mi?
---------------------------------------------Cehâletle yani, orucu bozan bir şeyi, onun orucu bozduğunu bilmeden işlemekle oruç
bozulur mu?
Cevâb: Şâfiîler oruçlu dîne yeni girmiş veya orucu bozan bir şeyin orucu bozacağı kendi
ne gizli kalacak bir şekilde meskün beldelerden uzak çöllerde (veya ovalarda) yetişmiş
ise orucu bozulmaz, bunun orucu bozacağı gizli kalmayacak şekil de Müslümanlara
karışık yaşı yorsa bozulur, demişlerdir.[13] Hanefîlere göre ise… Refî’ el-‘Usmânî,
Hanefî fıkıh kitabların da bu husûsta açık bir ifâde bulma dığını, ancak usûl
kitablarında İs lâm memleketinde ‘amelî mes’ele leri bilmeme’nin mâzeret olmadığı,
dolayısıyla bu bil memenin ma zeret olmayacağını söylüyor ve hul âsa olarak şöyle
diyor: Küfür memleketinde Müslüman olup da islâm memleketine göç etmeyen, İslâm
ahkâmı orada yaygın olmadığından mazurdur. Bu sebeblendirmek ten anlaşıldığına
göre Hind diyârı gibi küfür memleketi olup Müslümanların ve İslâm âlimlerinin çok
olduğu beldelerde mazeret değildir. Çünki orada İslâm ahkâmını âlimlere sormak
mümkindir. Hindistan’daki Müftîlerin amelini bunun üzerinde bulduk.[14]
----------------------------------------------
Beşinci Mes’ele
Uykuda Oruç Bozulur mu?
---------------------------------------------Cevâb: Hanefîlere ve Mâlikîlere göreuyku orucun bozulmasına (ihtilâm dışında) mâni’
değildir; uyurken ağzına su ve benzeri orucu bozacak şeyler dökülüp boğazından
geçenin orucu bozulur.[15] Şâfiî ve Hanbelîler göre ise mânidir; bu sûrette orucu
bozulmaz.[16]
----------------------------------------------
Altıncı Mes’ele
Hatâ İle Oruç Bozulur mu?
---------------------------------------------Oruçlu olduğu aklında iken, abdestte ağzına burnuna su verme esnâsında mubalağa
etmesi ve benzeri sebeblerle suyun boğazına kaçması veya iftar vakti gelmemesine
ra’men geldi zannıyla yemesi gibi hatâ lar yüzünden oruç bozulmuş olur mu?
Cevâb: Hanefîlere ve Mâlikîlere göre hatâ ile oruç bozulur; her ne şekilde olursa olsun
ağıza veya buruna su verirken hatâile su boğaza kaçarsa oruç bozulur; ister mubâlağa
yapılsın ister yapılmasın, isterse üçten fazla olsun.[17] Şâfiîler’in ise bu husûsta üç
görüşü vardır: Birincisi ve en doğru ka bûl edileni mubâlağa ederse bozu lacağı, değilse
bozulmayacağı, ikin cisi, Hanefîlerin ve Mâlikîlerin görüşü gibi bozulacağı, üçüncüsü de
hiç bir şekilde bozulmayacağıdır.[18]
----------------------------------------------
Yedinci Mes’ele
Bayılma Ânında Oruç
Bozulur mu?
---------------------------------------------Bayılma hâlinde orucu bozacak bir şeyle oruç bozulur mu?
Cevâb: Şâfiîlere ve Hanbelî ler’e göre kuvvetli olan görüş bunun orucun bozulmasına
mâni’ ola cağı, yani bayılma ânında orucun bozulmayacağıdır. Hanefî ve Mâlikîler’in
kitâblarında bu husûsta açık ifâdeleri (ben M. Refî’) bulamadım. Lâkin Usûl
kitâblarından anlaşıldığına göre bozulmaya mâni’ olmayacağı, yani orucu bozan şe yin
bayılma ânında da orucu bozacağı anlaşılmaktâdır. Müftî-i Ekber Azî zu’r-Rahmân
şöyle demektedir: “(Bayılan bir kimsenin) ağzına su veya ilaç akıtılırsa, bunun günahı
yoktur. Oruçlunun orucunu ka zâ etmesi lâzımdır; keffâret tutması gerekmez.”[19]
----------------------------------------------
Sekizinci Mes’ele
Unutarak Oruc Bozulur mı?
---------------------------------------------Cevâb: Hanefî, Şâfiî ve Hanbe lî mezhebine göre unutarak orucu bozan şeyi işleyenin
orucu bozulmaz. Ancak Ahmed İbnü Hanbel cinsî münâsebeti ayrı tutmuştur.
Mezhebinin âlimlerinin çoğu da bu görüşte dirler. Mâlikîler ise unutmanın orucun
bozulmasına mâni’ olmayacağı, unutarak da orucun bozulacağı görüşündedirler. [20]
----------------------------------------------
Dokuzuncu Mes’ele
Zorlamayla Oruç Bozulur mu?
----------------------------------------------
Oruçlunun orucu, ikrâh, yani başkasının zorlamasıile bozulur mu?
Cevâb: Hanefîlereve Mâ likîlere göre oruçlunun zorlama netîcesinde orucu bozan
şeyleri işlemekle orucu bozulur; zorlanmış olması orucunun bozulmasına mâ ni’
değildir; kazâsı gerekir.[21] Şâfiîlerin bu husûstaki görüşünde ise tafsîlât vardır: Birinci
sûret başkasının boğazına zorla bir şey koyması veya akıtması ile şeklindeki zorlamadır
ki bunda oruc bozul maz. İkinci sûret ise başkasının zorlaması ile kendisinin bu işleri
işlemesi şeklinde olandır ki, bu husûsta sahîh bulunan iki meşhûr görüş vardır: Birincisi
orucunun bozulmayacağıdır ki, bunu Nevevî ‘en sahîh’ olarak kabûl etmiştir. Diğeri de
bozula cağıdır ki, bunu da İmam Ğazâlî ‘en sahîh’ bulmuş tur.[22]
Zorlama ile, hatâen veya uykuda iken orucun bozulmasını cüce beynine sığdıramayıp
İmâmlarımı-zın ictihâdlarının sonuna parantez arası hayret işâreti koymakla onlarla
dalga geçen ve onlara ‘ciddiyetsiz’ vasfını yakıştırabilecek, icti hâdlarına da
‘ciddiyetsizlik’ yaftası asabilecek kadar ciddiyetsizle şen, hattâ edebsizlik ve terbiye siz
liğin çukuruna yuvarlanan akademisyenlerimiz de vardır. İsterseniz, Prof. Dr. M. Sait
Hatipoğlu’nun bu husûstaki makalelerini bir okuyunuz. Orada bu noktada da
imamlarımıza nasıl hakaret edildiğini ve akademik edebsizliğin nerelere ka dar
vardırıldığını görebileceksiniz. Mücerred aklın ve bazı nassların umûmunun, geniş
yelpazesinin bu meseleleri de içine alıp almayaca ğındaki müctehidâne tereddütlerin,
hattâ almayacağına dâir karînelerin görülmüş olabileceğini, bu sebe ble şu hâl lerde de
‘oruç bozulur’ denilmiş olabileceğini ve mükellefiyetlerde nefsin menfaatleri noktasında
ihtiyâtın ne kadar mühim ol duğunu beyni, idrâki ve ilmi cüce olan şu vatandaşlara
anlatabilmek elbette zordur; bir yanıyla belki de imkânsızdır. Mes’elenin teferruatını
bir başka makâleye bırakarak şimdilik bu kadarla iktifâ ediyoruz.
‫و صلى هللا تعالى عليه و على آله وصحبه و سلم تسليما‬
‫كلما ذكره الذاكرون و غفل عن ذكره الغافلون والحمد هلل رب العالمين‬
[1] [El-Mebsût: 2/212], Muhammed Refî’ el-‘Usmânî, Davâbitu’l-Mufettırât.
[2] [Ed-Dürrü’l-Muhtâr (Reddü’l-Muhtâr ile) 2/3999], Muhammed Refî’ el-‘Us mânî, Davâbitu’l-Mufettırât.
[3] [Şerhu’l-Mühezzeb:6/351-352, Revda tü’t-Tâlibîn:2/356-357, el-Minhâc (Zâ dü’lMuhtâc ile beraber):1/51, Muğ nî’l-Muhtâc1/428, el-Vecîz:1/101, Hâ şiyetü’ş-Şeyh ‘Umeyre
Alâ Şerhi’l-Ce lâl el-Mahallî Ale’l-Minhâc:2/55, Hâşiyetü’l-Bâcûrî Ale’l-Ğazzî:291],
Muhammed Refî’ el-‘Usmânî, Davâbi tu’l-Mufettırât.
[4] Bu husûs içün bakılsın: [Serahsî, el-Mebsût:3/67,68, Kâsânî, Bedâyiu’s-sanâi’:2/93, İ.
Nüceym, el-Bahru’r-Râıq:2/278, Merğinânî, el-Hidâye (Fethu’l-Kadîr ile berâber):2/267,268,
Fethu’l-Kadîr: Aynı yer.], M. Refî’ el-‘Usmânî, Davâbitu’l-Mufettırât.
[5] [Merğinânî, el-Hidâye (el-Feth ile be raber):2/267-268, İbnü Nüceym, el-Bahru’rRâık:2/278], M. Refî’ el-‘Us mânî, Davâbitu’l-Mufettırât.
[6] Yukarıdaki kaynaklar.
[7] Üçüncü dibnota bakınız.
[8] [Bedâyi:2/93], M. Refî’ el-‘Usmânî, Davâbitu’l-Mufettırât.
[9] [İbnü Nüceym, el-Bahru’r-Râık:2/278] ,M. Refî’ el-‘Usmânî, Davâbitu’l-Mufet tırât.
[10] [İmam Muhammed, el-Asl:2/339, serahsî, el-Mebsût:3/56,57,93, el-Hi dâye (Fethu’lKadîr ile): 2/258, Şer hu’l-Celâl el-Mahalî el-Minhâc (Kalyû bî Hâşiyesi ile beraber):2/56,
Şerhu’l-Mühezzeb: 6/265], Muhammed Refî’ el-‘Usmânî, Davâbi tu’l-Mufettırât.
[11] [Hulâsatü’l-Fetâvâ:1/253, ed-Dürrü’l-Muhtâr (Reddü’l-Muhtâr ile beraber): 2/405-406,
Bedâiu’s-Sanâi’:2/91], M. Refî’ el-Usmânî, Davâbitu’l-Mufettı rât.
[12] [Nihâyetü’l-Muhtâc:3/177, Zâdü’l-Muh tâc:1/518, Ğâyetü’l-Beyân: 155], Muhammed
Refî’ el-‘Usmânî, Davâbi tu’l-Mufettırât.
[13] [El-Mecmû’:6/367-368,Ravdatü’t-Tâli bîn:2/363], Muhammed Refî’ el-‘Us mânî,
Davâbitu’l-Mufettırât.
[14] [Usûl-i Pezdevî:345, Nesefî’nin Keş fu’l-Esrâr’ı (Nûru’l-Envâr ile):2/531-532 (ehliyet
arızalarından ‘cehl’ bahsi),Teysîru’t-Tahrîr:4/225,Fetâ’l-Dâri’l-Ulûm:6/161], Muhammed
Refî’ el-‘Usmânî, Davâbitu’l-Mufettırât.
[15] [İmam Muhammed’in Mebsûtu: 2/244, Hulâsatü’l-Fetâvâ:1/253, Bedâ i’u’sSanâi’:2/91, el-Müdevvene1/21], Muhammed Refî’ el-‘Usmânî, Davâbi tu’l-Mufettırât.
[16] [El-mecmû’:6/368, el-Muğnî (eş-Şer hu’l-kebîr ile berâber):3/51], Muham med Refî’ el‘Usmânî, Davâbitu’l-Mu fettırât.
[17] [İmam Muhammed, el-Mebsût: 2/201, İmam Muhammed, el-Âsâr:223, rakam:29, elHidâye (Fethu’l-Kadîr ile beraber):2/254-255,el-Müdevvene:1/ 200], Muhammed Refî’ el‘Usmânî, Davâbitu’l-Mufettırât.
[18] [El-Mecmû’:2/370,6/371 Muğnî’l-Muh tâc:1/492], M. Refî’ el-‘Usmânî, Davâ bitu’lMufettırât.
[19] [Mütî-i Ekber Azîzu’r-Rahmân Fetâvâ Dâru’l-Ûlûm-i Düyûbend:6/ 486], Muhammed
Refî’ el-‘Usmânî, Davâbitu’l-Mufettırât.
[20] [İmam Muhammed, el-Asl:2/201, el-Hidâye (Fethu’l-Kadîr ile beraber): 2/ 254,elÜmm:2/97, el-Mec mû’:6/367, el-Mukni’ (Mübdi’ Şerhi ile):3/22-27, el-Muğnî (eş-Şerhu’lKebîr ile):3/56, el-İnsâf:3/311, el-Mü devvene:1/208, Tedrîbu’s-Sâlik:54], Muhammed Refî’
el-‘Usmânî, Davâbi tu’l-Mufettırât.
[21] [İmam Muhammed, el-Mebsût:2/ 201, İ. Muhammed:2/211, 244,el-Mü
devvene:1/209,218,Mevâhibu’l-Celîl: 2/427] Muhammed Refî’ el-‘Usmâ nî, Davâbitu’lMufettırât.
[22] [El-Mühezzeb (el-Mecmû’ Şerhi ile): 6/366,el-Mecmû’:6/368,369], Muham med Refî’ el-‘Usmânî, Davâbitu’l-Mu fettırât.
Download