Çalışma Kısıtlamaları

advertisement
HF: kalp yetmezliği
CS: koroner sinüs
MPI: miyokard performans indeksi
Diğer kısaltmalar için orijinal makaleye bakınız
KALP YETMEZLİĞİ OLGULARINDA KORONER SİNUS DİLATASYONU SAĞ VENTRİKÜL
FONKSİYONUNDA BOZULMANIN BİR İŞARETİDİR
ÖZET
Amaç: Kalp yetmezliği(HF) olgularında koroner sinüs(CS) dilatasyonunun önemi, yeterli veri
olmaması sebebiyle hekimler tarafından önemli ölçüde görmezden gelinmektedir. Biz
,koroner sinüs dilatasyonu gelişen kalp yetmezliği olgularını inceleyerek sağ ventrikülün total
miyokardial fonksiyonu ile koroner sinüs dilatasyonu arasındaki ilgiyi göstermek istedik.
Yöntem: Bu kesitsel araştırmada, 45 sağlıklı katılımcı ile 95 ekokardiografide sistolik sol
ventrikül disfonksiyonu bulunan kalp yetmezliği olgusu(EF<45) çalışmaya alınmış; 95 olgunun
56sında iskemi, 39unda idiopatik dilate kardiomyopati vardır.Ciddi renal disfonksiyonu olan
ve/ ve ya kapak hastalığı olan olgular çalışmaya dahil edilmemiştir. Koroner sinüs, apikal dört
odacık kesisinde posterior atrioventriküler sulkustan ekokardiografi ile ölçülmüştür.
Ventrikülün sistolik ve diastolik fonksiyonunu yansıtan sağ ventrikül miyokardial performans
indeksi (MPI) doku Doppler görüntelem yöntemiyle saptanmış ve sağ ventrikül miyokardial
performans indeksi 0.55 ten büyük olan olgular , bozulmuş sağ ventrikül fonksiyonu olarak
tanımlanmıştır. İstatistiksel analizde ANOVA, Kruskal-Wallis, Pearson’s korelasyon ve çok
değişkenli lojistik regresyon analizi kullanılmıştır.
Sonuçlar: Koroner sinüs ve sağ ventrikül miyokardial performans indeksi belirgin bir biçimde hem
iskemik hastalarda hem de idiopatik dilate kardiomiyopati olgularında kontol grubuna göre daha
büyüktür(8.79±1.7 mm ve 8.33±2.1 mm 5.74±0.6 mm den; ve 0.64±0.07 ve 0.62±0.08 0.43±0.02
den; her ikisi içinde p <0.001, belirtilen sıra ile). Bozulmuş sağ ventrikül disfonksiyonu olan kalp
yetmezliği olgularında Koroner sinus çapının 7.35 mm olarak belirlendiği sınır değer %83 sensiviteye
ve %79 spesifiteye sahiptir.
Sonuç:Koroner sinüs çapı, bozulmuş sağ ventrikül fonsiyonu olan kalp yetmezlikli olgularda alışılmışın
dışında bir ekokardiografik markır olarak kullanılabilir.(Anadolu Kardiyol Derg 2014;(0):000-000)
Anahtar kelimeler:koroner sinüs, sağ ventrikül, miyokardial performans indeksi, kalp yetmezliği
GİRİŞ
Venöz koroner sinüs 2-3 cm uzunluğunda, atrioventriküler bileşkenin 1 cm atrial tarafında kalan
tubuler bir yapıdır, venöz kanı sağ atriuma taşır ve çoklu ekokardiografik kesitlerde görüntülenebilir.
Literatür gözden geçirildiğinde , kalp hastalığı ve koroner sinüs çapının arasındaki ilşkiyi inceleten
birkaç çalışma olduğu görülür.Bir otopsi çalışmasında - Potkin ve ark.(1)-.kötü ventriküler fonksiyonu
olan hastaların koroner sinüs çapının daha geniş olduğu bildirilmiştir.İlaveten; diğer çalışmalar ciddi
mitral darlığı ile seyreden romatizmal kapak hastalığı olan ve primer pulmoner arter hipertansiyonu
bulunan hastalarda pulmoner arter basıncı ile koroner sinüs çapında güçlü bir bağlantı olduğunu
ortaya koymuştur(2,3); bununla birlikte yakın zamanda yapılan kesitsel bir çalışma, hem iskemik kalp
yetmezliği hem de koroner sinus dilatasyonu bulunan hastalarda koroner sinus çapındaki artışın
kardiak remodeling sürecinin bir parçası olduğunu işaret etmiştir(4); bununla birlikte bu çalışma
koroner sinüs çapının pulmoner arter basıncıyla korele olmadığını bildirmiştir.Bu verilere göre; Kalp
yetmezliği hastalarında, koroner sinüs dilatasyonun altında yatan sebebin pulmoner hipertansiyon
mu yoksa kardiak remodeling süreci mi olduğu netleşmemiştir.
Kronik kalp yetmezliğine bağlı sol ventrikül sistolik disfonksiyonu , sağ kalp odacıklarında artan basın
ve hacim yüküne bağlı olarak birkaç adaptif değişikliğe neden olur.Sağ ventrikül ve atrium
dilatasyonu , ön yükün ve atım hacminin korunması için kompansatuar olarak gelişir; bununla birlikte
iskemik kalp yetmezliği ya da idiopatik dilate kardiomiyopatiye sekonder kalp yetmezliği hastalarında,
koroner sinüs çapı –sağ boşlukların bir parçasıdır- ile sağ ventrikül miyokardial fonksiyonunun
arasındaki ilişkiyi tanımlayan herhangi bir çalışma yoktur bu yüzden kesitsel çalışmamızda; iskemik
kalp yetmezliği ve dilate kardiyomiyopati hastalarında, koroner sinüsün anatomik yapısındaki
değişimle sağ ventrikülün total miyokardial fonksiyonu arasındaki ilişkiyi değerlendirmek istedik.
Yöntem
Çalışma grupları
45 yaşında ve cinsiyetlerine uygun olarak normal ekokardiyografi bulguları olan kişiler kontrol grubu
olarak (Grup 1) ve en az 2 yıl önce tanı almış, iskemik veya idiopatik dilate kardiyomiyopatiye
sekonder gelişmiş sol ventrikül sistolik disfonksiyonu olan 95 kalp yetmezliği bulunan hasta
seçilmiştir. İdiopatik dilate kardiyomiyopati; eko kardiyografik olarak sol ventrikül ejeksiyon
fraksiyonu %45’in altında olan ve buna ek olarak koroner arter stenozu (koroner anjiografik
yöntemle) , kalp kapak hastalığı, sekonder kalp kası hastalıkları ve akut viral miyokardit dışlanmış, sol
ventrikül kavitesinde%50nin üzerinde dilatasyon olan hastalar olarak tanımlanmıştır. İskemik dilate
kardiyomiyopati ise; daha önce gerçekleşmiş miyokard enfarktüsü ve/veya koroner arter bypass
cerrahisi öyküsü olan ve/veya elektrokardiyogramda Q dalgaları görülen ve/veya ekokardiyogramda
tipik koroner dağılım bulgularına bağlı sol ventrikül duvar hareket kusurları bulunan ve/veya koroner
anjiografik incelemeyle, büyük epikardiyal koronerlerin en az birinde %70’in üzerinde luminal stenoz
saptanan hastalar olarak belirlenmiştir.
Kalp yetmezliği olan hastaların 56 tanesi İskemik Kardiyomiyopati (Grup 2); 36 tanesi ise İdiopatik
Kardiyomiyopati (Grup 3) grubuna dahil edilmiştir. Çalışmaya dahil edilmeleri için kalp yetmezliği
olan hastaların şu kriterlere sahip olması gerekmektedir: (i) sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu %45’in
altında olmak (ii) ACE inhibitörleri, Anjiotensin reseptör antagonisti, beta bloker veya kısıtlı aralıklarla
kullanılan diüretiklerle düzenlenmiş oral kalp yetmezliği tedavisi almak. Dışlama kriterleri ise
yetmezlik (serum kreatinin >1.2mg/dl); sirotik karaciğer hastalığı, hipotiroidizm, atriyal fibrilasyon ya
da flatter, ağır mitral ya da triküspit regürjitasyonu, veua aort stenozu, aortik ya da mitral kapak
operasyon öyküsü, atriyoventriküler iletim kusurları ve sebat eden süperior vena cava sendromu
tanısı olarak belirlenmiştir. Ayrıca, dekompanze kalp yetmezlikli olgulardan; bilateral inspiratuar
raller, ödem, X-ışını grafilerinde saptanan pulmoner venöz konjesyon ve/veya plevral efüzyon
saptananlar da çalışmaya dahil edilmemiştir.
Bütün hastalar transtorasik ekokardiyograik inceleme ve laboratuar incilemeleri için alınan periferik
venöz kan alımı, aynı gün içerisinde yapılmıştır. Çalışma protokolleri, Lokal Etik Kurul onayı almış olup;
bütün hastalar çalışma öncesi bilgilendirilmiştir.
Transtorasik Ekokardiygafi
M-mode, iki boyutlu ve Doppler ekokardiografi içeren kapsamlı ekokardiyografik inceleme; bütün
hastalara, biyokimyasal ve klinik bulgular hakkında bilgi sahibi olmadan, iki deneyimli hekim
tarafından, ASE/ESC kılavuzlarına uygun olarak Vivid E9 Ekokardiyografi cihazı (GE Vingmed
Ultrasound AS, Horten, Norway) kullanılarak yapılmıştır. Sol Ventrikül ejeksiyon fraksiyonu
Simpson’ın iki düzlemli metodu kullanılarak, apikal 4 ve 2 odacıklı görüntülerde belirlenmiştir. Sol
ventrikül çapı parasternal uzun aks görüntüsünde ölçülmüştür. Sol atrium çapı, apikal 4 odacıklı
görüntüde, ventriküler sistol sonu sol atrium serbest duvarı ileinteratrial septum arasında
ölçülmüştür. Mitral ve triküspit iç akımın Pulse dalga Doppler’i ile mitral ve triküsipt annulus’un Pulse
dalga doku Doppler’i; apikal 4 odacıklı görüntüde 5 mm örnek hacimde belirlenmiştir. Sol ve Sağ
ventrikül dolum basıncını saptamak için kullanılan E/Ea ölçümü, mitral ve triküspşt iç akım E-dalgaları
ve erken miyokardyial relaksasyon hızları ölçülerek hesaplanmıştır. Sistolik pulmoner arter basıncı
(PAP) triküspit geri akım jet hızının modifiye Bernoulli denkleminden hesaplanmıştır. Sağ ventrikül
alanı, sağ endokardın, diyastol sırasında annulustan apekse ve serbest duvarı takip ederek oradan
tekrar annulus ve interventriküler septum alanın olçülmesiyle saptanmıştır. Sağ atrial alan,
ventriküler sistol esnasında, triküspit annulusunun lateral yüzlerinden septal yüzlerine başlayarak,
yaprakcık ve annulus alanlarının çıkarılmasıyla ve ayrıca sağ endokardın takip edilip inferior ve
süperior vena cavalar ile sağ atrium appendiksi hariç tutularak hesaplanmıştır. Sağ ventrikül
miyokardiyal performans indeksi (MPI) ile ilgili ölçümler doku Doppler ekokardiyografisi kullanılarak
yapılmıştır. Doku Doppler Ekokardiyografisi, triküspit annulus lateral duvarından, apikal 4 odalı
görüntüde 5 den 10 mm ye örnek hacimleriyle çekilmiştir. İzometrik relaksasyon zamanları (IRT) sistol
sonu hızı ile erken sistol başlangıç hızından hesaplanmıştır. Izometrik kontraksiyon zamanı (ICT) geç
diastolik son hızından, sistol başlangıç hızına hesaplanmıştır. Ejeksiyon zamanı (ET) sistolik hızlanma
süresi olarak ölçülmüştür. Sağ ventrikül MPI (ICT+IRT)/ET denklemi kullanılarak hesaplanmıştır.
Gözlemciler arası değişkenlik %3.6 ve %4.0 olarak saptanmıştır. Sağ ventrikül MPI’nin sağlıklı
bireylerde doku Doppler ekokardiyografi ile bildirilen üst referans sınırı 0.55’tir (6). Sağ ventrikül
MPI’ı 0.55’in üzerinde olan kalp yetmezlikli hastalar, bozulmuş sağ ventrikül miyokard fonksiyonu
olarak değerlendirilmiştir. Koroner sinüs çapı, ventriküler sistokl sırasında apikal 4 odacıklı
görüntüde, posterior atriventriküler oluk baz alınarak ölçülmüştür; zira koroner sinüsün maksimum
çapı ventriküler sistol sırasında oluşmaktadır. Koroner sinüs çap ölçümü üç alandan yapılmıştır;
koroner sinüs orifisinin bitim yeri (proksimal), 1 cm sol yanı (orta) ve orifis ile sol taraf başlangıç
noktası (distal). Ortalama koroner sinüs çevresi: mean CS=(prok CS + orta CS+ dist CS)/3 (Şekil 1) (2)
Gözlemciler arası değikenlik %3.2 ve %4.1 olarak saptanmıştır.
İstatistiki Analiz
İstatiksel analiz için Windows için SPSS 21.0 (SPSS Inc.) kullanılmıştır. Süreğen veriler ortalama ±SD ile
sunulmuş olup; kategorize edilmiş veriler numaralar ve yüzdeliklerle ifade edilmiştir. Süreklilik arz
eden değişkenlerin normalliği Kolmogorov-Smimov testi ile belirlenmiştir. Posthoc Tukey testi ile tek
yönlü değişkenlik analizi (ANOVA) ya da Kruskall-Wallis ile posthoc Sidak testleri üç grubu
karşılaştırmak için kullanılmıştır. Kategorik değişkenler yüzdelikler halinde çıkartılıp chi-square testi ile
karşılaştırılmıştır. Korelasyon analizi Spearmen veya Pearson testi ile yapılmıştır. Korelasyon
analizinde anlamlı değeri 0.1’in altında olan koroner sinüs değerlerinin, ön görülme faktörünü
değerlendirmek için, çoklu değişkenli lineer regresyon analizi uygulanmıştır. İstatistiki testte normal
bir dağıl sağlayabilmek ve uç değerlerin etkisini azaltabilmek adına; geniş aralıklı ve uç dağılımlı sol
ventrikül ejeksiyon fraksiyon değerleri logaritmik olarak dönüştürülmüştür. Koroner sinüs değerinin
sağ ventrikül değeri 0.55’in üzerinde olan kalp yetmezlikli hastaları saptama değeri alıcı ilişkili
karakteristik eğimi analizi (ROC) ile değerlendirilmiştir. P değeri 0.05’in altında istatistiki olarak
anlamlı kabul edilmiştir.
Sonuçlar
Her üç grubunda klinik ve ekokardiografik karekteristikleri Tablo 1 de gösterilmiştir. Yaş, cinsiyet,
Diabetes mellitus, Hipertansiyon, vücut kitle indeksi ve sigara kullanımı(p>0.05) açısından 3 grup
arasında da belirgin bir fark yoktur. Tablo 1 de gösterildiği gibi, tüm hastalar kronik kalp yetmezliği
bakımından stabildir : 13 ü (%23.2) NYHA sınıf I iskemik kalp yetmezliği, 10 u (%17.8) sınıf II, 19 u
(%33.9) sınıf III, 4 ü (%7.1) sınıf IV; 7 si (%17.9) idiopatik dilate kardiomiyopati NYHA sınıf I, 19 u
(%48.7) sınıf II, 12 si (%30.7) sınıf III, 2 si (%5.1) sınıf IV.Ayrıca,iskemik dilate kardiyomiyopati hastaları
(grup 2) ile idiopatik dilate kardiyomiyopati hastalarının (grup 3) ekokardiagrafik karakteristikleri
benzerdir.Koroner sinüs çapı anlamlı bir biçimde grup 2 ve grup 3 te grup 3 e göre daha
büyüktür(8.79±1.7 mm ve 8.33±2.1 , 5.74±0.6 mm p ikisi içinde < 0.001).Sağ ventrikülün
doku doppler ekokardiografisiyle hesaplanmış miyokardiyal endeksi Tablo 1 de gösterilmiştir.Sağ
ventrikül miyokardiyal performans endeksi grup 2 ve grup 3 te kontrol grubuna göre anlamlı ölçüde
yüksektir(64±0.07 ve 0.62±0.02 , 0.43±0.02 ; her ikisi içinde p < 0.001); bu yüzden sağ atrial alan grup
2 ve grup 3 te kontrol grubuna göre anlamlı ölçüde geniş saptanmıştır(20.4±2.6 cm2 ve 19.8±3.0 cm2
, 14.9±2.1 cm2 ; p her ikisi içinde< 0.001).Koroner sinüs çapıyla korele anlamlı ekokardiografik
değişiklikler Tablo 2 de gösterilmiştir.Kalp yetmezliği olan hastalarda sistolik pulmoner arter basıncı,
sağ atrial alan ve koroner sinüs çapı arasında oldukça kuvvetli bir korelasyon
bulunmuştur(r=0.687,r=608 ve r= 0.481; her ikisi içinde p< 0.001).Tablo 2 ye göre arasında belirgin
korelasyon bulunan söz konusu değişkenler çok değişkenli lineer regresyon analizi ile
değerlendirilmiştir.Elde edilen sonuçlara göre,sağ ventrikül miyokardiyal endeksi(β=0.550, 95% CI:
6.623-15.506, p<0.001), sağ atrial alan(β=0.232, 95% CI: 0.016-0.194, p=0.021), sağ ventrikül E/Ea
oranı(β=0.130, 95% CI: 0.013-0.255, p=0.030), sol ventrikül E/Ea oranı (β=0.138, 95% CI:
0.018-0.174, p=0.017), kalp yetmezlikli hastalarda bağımsız öngürdürücülerdir(Tablo 3).Kalp
yetmezliği olan 95 olgu , sağ ventrikül miyokardiyal endeklerinin 0.55 in altında ya da üstünde olması
dikkate alınarak iki gruba ayrıldı. Sağ ventrikül miyokardiyal endeksi > 0.55 olan hastalar bozulmuş
sağ ventrikül miyokardiyal fonksiyonlu olarak tanımlandı. Sağ ventriküllerinde miyokardiyal
disfonksiyon bulunan hastalarla ilgili öngörüde bulunurken, koroner sinüs çapı sınır değeri 7.35 mm
alındığında sensivitesi %83 spesifitesi %79 olmaktadır (AUC=0.839, 95% CI=0.731-0.946, p<0.001)
(Şek. 2).
Tartışma
Bu çalışmada , Koroner sinüs çapının iskemik ve idiopatik dilate kardiyomiyopati hastalarında anlamlı
ölçüde arttığı bulumuştur.İlaveten dilate bir koroner sinüs; sağ ventrikül miyokardiyal performans
endeksi, sağ atrial alan, sistolik pulmoner arter basıncı ve sağ ventrikül E/Ea oranını da içeren
ekokardiografik karakteristiklerle güçlü bir biçimde ilişkilidir.Koroner sinüs çapı ile sistol-diastol sonu
çaplar, sol atrial çaplar ve ejeksiyon fraksiyonu değeri gibi sol ventriküler ekokardiografik
karakteristikler arasında orta düzey bir korelasyon vardır; dahası bu çalışmada, rağ ventrikül
miyokardiyal performans endeksi, sağ atrial alan, sağ ventrikül E/Ea oranı ve sol ventrikül E/Ea oranı
kalp yetmezliği olgularında koroner sinüs çapının bağımsız öngördürücüleri olarak
tanımlanmıştır.Koroner sinüs, venöz kanı sağ atriuma taşıyan tubuler bir yapıdır.Koroner sinüs atria
ile simultane olarak kasılır çünkü duvarı atrial miyokard içerir(8).Buradan hareketle , koroner sinüs
çapı kardiyak siklusun fazlarına göre değişir; ventriküler sistolun sonunda zirve yaparken atrial
kontraksiyon esnasında en alt seviyeye iner(9); bu sebeptendir ki bu çalışmada koroner sinüs çapı
ventriküler sistol sonunda ölçülmüştür.Dilate koroner sinüs, anormal venöz direnaj kaynaklı sol
süperior vena cava ,kaotik total intra-kardiak pulmoner venöz drenaj, ciddi triküspid regurjitasyon,
koroner sinus divertikülü ya da koroner arter koroner sinus arasi fistüle bağlı olabilir. Primer
anormalliklerin yokluğu yüksek sağ atrium basıncının fonksiyonel triküspit regürjitasyonuna bağlı
olduğunu gösterir(10-12).Koberstein ve ark.(13) göstermiştir ki sağ atrial kan geri kaçışıyla birlikte
koroner sinüs dilatasyonu , artmış sağ atrium basıncı sebebiyledir.Kısmi pulmoer arter obstrüksiyonu
ile sağ atrium basıncı arttırılmış köpeklerden alınan koroner sinus kar örneğinde, kanın %15 inin sağ
atrium orijinli olduğunu da ayrıca göstermişlerdir.Buna kıyasla, Mahmud ve ark.(14) bildirmiştir ki :
koroner sinüs boyutu sağ atrium boyutu(r=0.60, p<0.001) ve sağ atrium basıncıyla(r=0.59, p<0.001)
anlamlı bir biçimde koreledir fakat pulmoner hipertansiyon evaluasyonunda sağ kalp kateterizayonu
olan hastalarda sağ ventrikül boyutuyla korele değildir; ek olarak dilate bir sağ atrium artmış sağ
atrial basıncın işaretidir.Machraouni ve ark.(15) sağ artial basınç ve sağ atrial alan endeksi (r=0.64)
arasında anlamlı bir ilişki olduğunu bildirmiştir; bununla birlikte bu kalitatif ölçüm sağ atrial basıncın
değerlendirilmesine aracı olmaz(6). Ayrıca bizim çalışmamızda koroner sinüs çapı sağ atrial alanla
pozitif korele olduğundan sağ atrial alan koroner sinüs dilatasyonunun bağımsız öngördürücüsü
olduğu gösterilmiştir.
HF’li hastalarda RV sistolik ve diastolik disfonksiyonu yaygın görülür, ve uzun süreli kötü prognoz ile
ilişkilidir. “Tei indexi” olarak da bilinen MPI, ventriküler fonksiyonun non-invazif ölçümü olarak
tanımlanmıştır. TDE-deriveli MPI, ventriküllerin hem sistolik hem de diyastolik fonksiyonlarını yansıtır,
ve ET ya da [(IRT + ICT)/ET] ile bölünen izovolemik zaman oranı olarak tanımlanır. RV MPI,
konjenital kalp hastalığı olanlarda subklinik RV disfonksiyonunu ve aşırı volüm yüklenmesini temsil
eder. Ayrıca primer pulmoner hipertansiyonlu, RV infarktüslü ve hypertrofik KMP’li hastalarda
yüksektir. Bu bulgularla uyumlu olarak, biz çalışmamızda, idiopatik ve iskemik DCM’li hastalarda RV
MPI’nin normal kontrol grubuna göre anlamlı derecede arttığnı bulduk. Dahası bu hastalarda RV MPI
ve CS çapı arasında pozitif ve anlamlı bir korelasyon vardı. Benzer olarak, Vatankulu ve ark., mitral
stenozlu hastalarda CS çapının, artmış RV MPI ile anlamlı derecede asosiasyon gösterdiğini
bildirmiştir.
Kardiyak remodeling, LV sistolik disfonksiyonlu hastalarda hemodinamik değişikliklerin bir
sonucudur. Sol ventriküldeki aşırı basınç ve volüm yükü(overload) nedeniyle sol atrial basınç ve çapı
artar. Artmış sol atrial basınç pulmoner arteryel basınçta pasif artışa yol açar ve bu da sağ ventrikül ve
sağ atrial basınçlarda artışla seyreden sağ kalp fonksiyonlarının bozulmasına sebep olur.
Ek olarak, HF olan hastalarda, proksimal sağ ve/veya sol anterior desending koroner arterdeki
lezyonların yol açtığı myokard infarktüsü veya iskemiye sekonder olarak RV fonksiyonu bozulur. Bizim
çalışmamızda, CS çapı’nın, LV ejeksiyon fraksiyonuyla negatif korelasyon gösterdiği görülmüştür. CS
çapı şunlarla ise pozitif korelasyon göstermiştir: LV E/Ea oranı, LA çapı, PAP, RV MPI, RV E/Ea oranı ve
RA alanı. Ancak, CS çapı ile RV parametreleri arasında, yine CS çapı ve LV parametrelerine göre nispeten
daha güçlü korelasyonlar vardı. Ayrıca; RV MPI, RA alanı, RV E/Ea oranı ile LV E/Ea oranı, CS
dilatasyonunun bağımsız faktörleri olarak bulunmuşlardır. Bu bilgiler ışığında, biz şu sonuca vardık:
İskemik ve idiyopatik DCM olan hastalarda, yukarıda belirtilen mekanizmalara bağlı olarak bozulmuş
RV fonksiyonu sonucu artmış RA basıncı nedeniyle CS çapı artar.
Çalışma Kısıtlamaları
İlk olarak, Nispeten az sayıda hasta;
Subjeler(hastalar), kronik kompanze LVSD’si olan hastalardan seçildi.
İkinci olarak, RV MPI ‘nin yanında RV parametrelerinin invaziv ölçümleri yapılmadı, ancak
hastalarımızın çoğu yüksek sistolic PAP’a sahipti. Üçüncü olarak, koroner sinüsün ölçümü için kontrast
madde kullanılmadı. Dördüncüsü, çapraz-kesitli çalışma dizaynı, LVSD’li hastalarda farklı CS çaplarının
uzun vadeli prognoz ve mortaliteler üzerindeki farklarını belirlememizi kısıtladı.
Sonuç
Sonuçlarımız , bozulmuş sağ ventrikül fonksiyonuna bağlı sağ atrial basınç artışının neden olduğu
koroner sinus çapı artışı alışılmamış bir ekokardiografik markır olarak kullanılabilir ve bu markır
iskemik ve idiopatik dilate kardiomiyopatilerde bilgi sağlayabilir; bununla birlikte henüz başlangıç
fazındaki bulguların kesinleştirilmesi için ileri araştırmalara ihtiyaç vardır.
Download