ORTAÖĞRETİM Fizik 10 DERS KİTABI YAZARLAR Celâlettin KALYONCU Engin PEKTAŞ Ali DEĞERMENCİ M. Altan KURNAZ Abdullah TÜTÜNCÜ Yaşar ÇAKMAK Güntaç BAYRAKTAR DEVLET KİTAPLARI DÖRDÜNCÜ BASKI ........................, 2012 M‹LLÎ E⁄‹T‹M BAKANLI⁄I YAYINLARI.................................................................................: 4655 DERS K‹TAPLARI D‹Z‹S‹.......................................................................................................: 1352 12.?.Y.0002.3828 Her hakkı saklıdır ve Millî Eğitim Bakanlığına aittir. Kitabın metin, soru ve şekilleri kısmen de olsa hiçbir surette alınıp yayımlanamaz. EDİTÖR Prof. Dr. Salih ÇEPNİ DİL UZMANI Asiye CİHAN GÖRSEL TASARIM UZMANI Mustafa KÜÇÜK Adem Yavuz HIZAL PROGRAM GELİŞTİRME UZMANI Vedat UZUNER ÖLÇME DEĞERLENDİRME UZMANI Yurdagül GÜNAL REHBERLİK ve PSİKOLOJİK DANIŞMA UZMANI Adem POLAT ISBN: 978-975-11-3212-3 Millî Eğitim Bakanlığı, Talim Terbiye Kurulu Baflkanl›¤›n›n 11.05.2009 gün ve 3470 say›l› kararı ile ders kitab› olarak kabul edilmifl, Destek Hizmetleri Genel Müdürlüğünün 19.03.2012 gün ve 3398 say›l› yaz›s› ile dördüncü defa 377.313 adet bas›lm›flt›r. ÖN SÖZ Öğretim programları, birçok ülkede yaklaşık beş yılda bir uzmanların bir araya gelmesi ile ihtiyaçlar doğrultusunda köklü değişimlere uğramakta veya tamamen değiştirilmektedir. Örneğin; Avrupa Birliği (AB) üye ülkeleri komisyonlar oluşturarak bu ülkelerdeki eğitiminin kalitesini artırmak için sürekli çalışmaktadırlar. Bu süreçte, üst düzey düşünme yetenekleri, bilgi ve iletişim teknolojileri, yapısalcı veya yaşam temelli öğrenme yaklaşımları, alternatif ölçme - değerlendirme yaklaşımları gibi kavramlar öğretim programlarında yeni eğilimler ve ortak kavramlar olarak tanıtılmaktadır. Ülkemiz açısından bakıldığında Ortaöğretim Fizik Dersi Öğretim Programı yirmi yılı aşkın bir süredir önemli bir değişikliğe uğramamıştır. Bu program, davranışçı öğrenme kuramını temel almıştır. Bu süreçte hazırlanan fizik ders kitapları, öğretmenlerin kitaplardaki bilgileri daha çok düz anlatım yöntemi kullanarak sunabilecekleri bir tarzda yazılmıştır. Çağımızda ise öğrencinin aktif olduğu, yaparak - yaşayarak bilgiye ulaştığı, öğrencinin zekâ türüne uygun öğretilerle kavramların irdelendiği, değerlendirmede alternatif ölçme - değerlendirme yaklaşımının birçok tekniğinin kullanıldığı ve performans gelişimine odaklanan öğrenme kuramlarının savunulduğu fikirler ön plana çıkmaktadır. Dolayısıyla bu fikirleri yansıtacak fizik ders kitaplarına ihtiyaç duyulmaktadır. 2007 yılında geliştirilen Fizik Dersi Öğretim Programı’nın çağa uygun öğrenme anlayışlarına paralel olacak şekilde, hızlı değişimlere ayak uydurabilecek, esnek ve dinamik bir yapıya sahip olduğuna inanılmaktadır. 2007 Fizik Dersi Öğretim Programı’nın temel yapısı aşağıdaki modelde gösterilmiştir. Modelde beceri ve bilgi kazanımları sırasıyla ağaç, kök ve meyve ile temsil edilmektedir. Bilgi ve beceri kazanımlarının dönüşümlü olarak birbirini desteklediğini göstermek için model de su damlası benzetmesi kullanılmıştır. 2007 Fizik Dersi Öğretim Programı’nın Temel Yapısı (MEB, 2007). 7 Yeni programın başarıya ulaşması için öncelikle Fizik Dersi Öğretim Programlarımıza yeni giren Yaşam (Bağlam) Temelli Öğrenme ve Yapısalcı Öğrenme Yaklaşımları, Problem Çözme Becerileri (PÇB), Bilişim ve İletişim Becerileri (BİB), Fizik - Teknoloji - Toplum - Çevre (FTTÇ) yaklaşımı, Tutum ve Değerler (TD) ve Alternatif Ölçme ve Değerlendirme yaklaşımı gibi konu veya kavramların öğretmenler tarafından çok iyi bir şekilde anlaşılması gerekmektedir. Bu kavramlar aşağıda özetlenmiştir. A. Yaşam (Bağlam) Temelli Öğrenme Yaklaşımı: Yeni programlarda bağlam kavramı; öğrencilerin günlük hayatta karşılaştığı veya karşılaşabileceği gerçek bir durumdan, bir olaydan, bir olgudan veya günlük hayatta kullandığı veya yakından tanıdığı bir teknolojik araçtan yola çıkarak ünitede verilmek istenen konu veya kavramları, ilişkilendirme anlamında kullanılmaktadır. Okul bilgisi ile yaşam bilgisinin birbiriyle olan ilişkisi, fizik kitaplarına çok az yansıdığından ülkemizde bir çok öğrenci, fizik derslerini sıkıcı bulmakta ve haklı olarak “Bu dersleri bizlere niçin okutuyorlar? Fizik derslerinde anlatılan bilgilerle gerçek yaşantımızda hangi sorunlarımızı çözebiliriz ki?” gibi sorular sormaktadırlar. Geleneksel fizik kitaplarında ve derslerinde bu soruların cevaplarını bulamayan öğrencilerin fizik derslerine olan ilgileri azalmakta ve öğrenciler, buna paralel olarak fizik derslerinde başarısız olmaktadırlar. Ayrıca fizik derslerini seçen öğrenci sayısında her geçen gün bir düşüş yaşandığı da gerçektir. Bağlam temelli öğrenme yaklaşımı; öğrencilerin günlük hayatta karşılaştıkları bir olayı veya günlük hayatta kullandıkları ve yakından tanıdıkları teknolojik bir aracı temel alarak ünitede geçen konu veya kavramların bu olay veya araç ile olası bağlantılarını kuran bir yaklaşımdır. Yapısalcı öğrenme kuramı ile iç içe olduğu bilinen bu yaklaşımın nihai hedefi, öğrencilerin edindikleri bilgileri yeni durumlara transfer edebilmelerini sağlamaktır. Bağlamsal öğrenmede kullanılan stratejiler; çok etkili olarak bilinen öğretmenleri kapsayan çalışmalardan elde edilen sonuçlar, bu öğretmenlerin derslerinde vurgu yaptıkları beş önemli hususu ortaya çıkarmıştır. Bu hususlar bağlamsal öğrenme yaklaşımının benimsediği stratejiler olarak tanımlanmıştır. Bu stratejiler: a) İlişkilendirme: En kuvvetli bağlamsal öğrenme stratejisi olarak kabul görmektedir. Öğrencilerin ön bilgileri ve hayat tecrübeleri ile öğrenecekleri bilgiler arasında ilişkiler kurması, onların bilgileri anlamlı öğrenmelerini sağlayacaktır. Öğrenciler genellikle yeni bilgiyi benzer bilgilerle rahatlıkla ilişkilendiremezler. Bu nedenle öğretmenler öğrencilere gerçekle uyumlu durumlar sunmak için bu süreci dikkatle planlamalı ve örneklendirilen olayları gerçek yaşam kesitinden almalıdırlar. Öğrencilerin ilgisini çekmek amacıyla günlük hayatta karşılaşılan olaylar ve kullanılan teknolojik araçlarla ilgili kavramlar arasında bağlantılar kurarak derse başlamak da öğrencilerin fiziğe karşı olan tutumunu pozitif yönde etkileyecektir. b) Tecrübe etme: İlişkilendirme, öğrencilerin yeni bilgileri kendileriyle birlikte sınıfa getirdikleri, kendi hayat tecrübeleriyle veya ön bilgileriyle birleştirmesiyle mümkündür. Eğer öğrenciler tecrübe ve ön bilgi yönünden yeterli düzeye henüz ulaşmamışlarsa, öğrencilerin bu ilişkileri görmeleri oldukça zordur. Bu nedenle bu aşama, daha çok onların karşılaşacakları yeni bir durumu anlamada veya bir problemi çözmede onlara gerekecek bilgi ve becerileri geliştirmeleri için kullanılan bir aşamadır. Bu aşamada öğrencilerin keşfetme, bulma, icat etme yolu ile yaparak ve yaşayarak öğrenmeleri gerekir. Laboratuvarlarda yapılan deney veya etkinliklerin yanında, problem çözme aktiviteleri (öğrencilerin problem çözme becerisi, analitik düşünme, iletişim kurma, grup etkileşimini geliştirme) ve soyut kavramları model ve benzetimler kullanarak anlamaları hususları kritik öneme sahiptir. c) Pratik yapma / Uygulama: Öğrencilerin kavramları gerçek yaşamda kullanıp bunlardan fayda sağlamak için gayret sarf ettikleri aşamadır. Günlük yaşamda hangi olaylar veya teknolojiler öğrendiğim kavramlarla ilişkilidir? Düşüncesi ile hareket eden öğrenciler, günlük hayattan bulabildiği kadar özel örnekler bulur ve bu örneklerle öğrenilen kavramın nasıl bir bağlantı içerisinde olduğunu sorgularlar. Bu süreçte onların, öğrenilen bilgilerin pratikte bir işe yaradığı veya merak ettikleri olayların açıklamalarına katkı sağladığı yönünde bir anlayış geliştirmeler mutlaka sağlanmalıdır. d) İşbirliği oluşturma / Grupla çalışma: Grup çalışmaları bireysel çalışmalara oranla öğrenci başarısını ve motivasyonunu oldukça arttırdığı kabul gören bir ilkedir. Problem çözme aktiviteleri, çoğu zaman gerçekle iç içe olduğundan karmaşıktır. Öğrenciler bireysel olarak çalıştıklarında ve öğretmenlerinden de yardım alamadıklarında çalışmaları, çoğunlukla olumsuz olarak neticelenmektedir. Oysa öğrenciler, problemler üzerinde küçük gruplar oluşturarak iş birliği içinde çalışırlarsa dışarıdan küçük bir yardımla problemi çözebilirler. Çünkü öğrenciler akranlarıyla birlikte çalıştıklarında bireysel stres ve kaygı düzeyleri azalır. Arkadaşlarına rahatlıkla sorular sorar, kendi fikirlerini başkası ile paylaşır ve kendilerine olan güven 8 duygularını geliştirirler. Bu yolla kendi fikir veya bilgilerinin test edilmesini veya değerlendirmesini öğrenirler. Bu süreçte öğretmen duruma uygun olarak, bazen yönlendirici, bazen motive edici, bazen bilgi veya kaynak sağlayıcı, bazen açıklayıcı gibi çeşitli roller üstlenebilirler. Fakat hiçbir zaman dersi anlatan bir birey olmazlar. e) Transfer etme: Öğrenilen bilginin, henüz öğrenilmemiş yeni bir duruma uyarlanması veya öğrencilerin dikkatini çekmemiş yeni bir olayla ilişkilendirmesinin sağlanmasıdır. Bilginin transferi hem ders içi ve hem de ders dışı durumlara veya olaylar üzerine yapılabilir. Ders dışı ilişkilendirmelerle öğrenciler, öğrendikleri bilgi veya kavramların farklı disiplinlerdeki yerini ve ilişkilerini kavrarlar. Öğrencinin algılamada zorluk çektiği yeni bir teknolojiyi veya kavramı anlamada ve günlük hayatta daha önce çözemediği bir problemi çözmede bilgilerini kullanma, bu strateji kapsamında ele alınır. B. Yapısalcı Öğrenme Yaklaşımının 5E Modeli a) Girme aşaması: Öğrencilerin eski fikirlerinin farkında olmalarının sağlanması amacıyla, konu hakkında bildiklerini tanımlamalarına yardımcı olunur. Bu aşamada eğlendirici ve merak uyandırıcı bir girişle derse başlanır ve öğrencilere, anlatılacak olayın nedeni hakkında sorular sorulur. Burada önemli olan öğrencilerin doğru cevabı bulmaları değil, değişik fikirler ileri sürmeleri ve soru sormaya teşvik edilmemelidir. b) Keşfetme aşaması: Öğrenciler birlikte çalışıp, deneyler yaparak, öğretmenin yönlendirebileceği bilgisayar, video ya da kütüphane ortamında çalışarak sorunu çözmek için düşünceler üretirler. Bu düşünceler öğretmenin süzgecinden geçtikten sonra olayı çözümlemek için beceriler ve çözüm yollarına dönüştürülür. Bu aşama öğrencilerin en aktif oldukları aşamadır. c) Açıklama aşaması: Bu basamakta öğretmen öğrencilerin yetersiz olan eski düşüncelerini daha doğru olan yenileriyle değiştirmelerine yardımcı olur. Modelin öğretmen merkezli evresidir. Öğretmen, formal olarak tanımları ve bilimsel açıklamaları yapar; öğrencilere karşılaştıkları durumlarla ilgili düşüncelerini açıklamaları ve problemleri çözmeleri için yardımcı olur. Ayrıca çözüm yolları ile ilgili açıklamalarda bulunmalarını sağlar. Gerektiği durumlarda öğrencilere temel bilgi düzeyinde açıklamalarda bulunarak yardımcı olur. d) Derinleşme aşaması: Bu aşamada öğrenciler kazandıkları bilgileri veya problem çözme yaklaşımını yeni olaylara ve günlük hayatta karşılaştıkları problemlere uygularlar. Bu yolla zihinlerinde daha önce var olmayan yeni kavramları öğrenmenin yanında yeni elde ettikleri bilgileri, formal terimleri, tanımları kullanmaları ve yeni durumlarda, anlayışlarını sergilemeleri yönünde teşvik edilirler. e) Değerlendirme aşaması: Öğretmenin öğrencileri problem çözerken veya çeşitli etkinlikler yürütürken izlediği ve gerektiğinde onlara açık uçlu sorular sorduğu bir aşamadır. Bu aynı zamanda yeni kavram ve becerileri öğrenmede öğrencilerin kendi gelişmelerini değerlendirdikleri evredir. C. Problem Çözme Yaklaşımı (PÇB) Problem, öğrencinin karşılaştığı bir olayı sahip olduğu mevcut bilgi ile açıklayamaması olarak ifade edilebilir. Problem çözme sürecinde öğrenci karşılaştığı durumu tanımlar, çözüm için öneriler geliştirir, bunları test eder ve sonuca ulaşır. Bu özelliklerden dolayı problem çözme bir öğretim yaklaşımı olarak kullanılabileceği gibi araştırma yöntemi olarak da kullanılabilir. Problem çözme yaklaşımının kullanılması için öğrencilerin bazı yeterliliklere sahip olmaları, gerekmektedir. Öğrencilerin problemi çözebilecek ön bilgi, beceri ve zihinsel yeterliliğe sahip olmaları problem çözme becerilerine sahip olduklarının bir göstergesi olarak kabul edilebilir. Öğrencilerin problem çözme becerilerinin geliştirilmesini sağlamak için aşağıda verilen altı basamak takip edilebilir: 1. Problemi tanımlama 2. Geçici hipotezler oluşturma 3. Probleme çözüm yolu oluşturma 4. Veri toplama 5. Sonuç çıkarma 6. Sonuçları test etme Bu yaklaşımda, üründen ziyade öğrencilerin problem çözme sürecinde kazandıkları deneyim ve becerilere önem verilmelidir. Bununla birlikte öğretmene problem çözme sürecinde düşen görev ve sorumluluklar şu şekilde sıralanabilir: 1. Öğrencileri problem çözmeye hazırlama a. Öğrencinin ilgisini çekebilecek etkinlikler tasarlama b. Problemin algılanmasını sağlayacak düzeyde etkinlikler tasarlama 9 c. Problemin çözüm yolunu öğrencilerin, öncelikle zihinlerinde canlandırmalarını sağlama d. Problem çözümünde takip edilebilecekleri işlem basamaklarını tasarlama 2. Benzer problemlerle öğrencileri karşılaştırma 3. Problemi öğrencilerin seviyelerine göre sunma 4. Problemin öneminin farkında olmalarını sağlama 5. Öğrencileri, problemin çözümünün sağlayabileceği katkılardan haberdar etme 6. Öğrencilerin gerekli araç - gereci kolay temin etmelerini sağlama 7. Gerektiğinde öğrencilerin, uzmanlarla iletişime geçmelerine yardımcı olma 8. Öğrencilerin ulaştıkları çözümü diğer problemlerin çözümünde kullanabileceklerini onlara fark ettirme 9. Problemin çözüm sürecini değerlendirme 2007 Fizik Dersi Öğretim Programı’nda yer alan problem çözme becerileri bu kitabın sonunda EK - 5’te verilmiştir. D. Bilişim ve İletişim Becerileri (BİB) Günümüzde bilgiye ulaşmada internet ve bilgisayar gibi teknolojik ürünler önemli bir yer tutmaktadır. Bu nedenle 2007 Fizik Dersi Öğretim Programı, bilişim çağının en önemli gereksinimlerinden olan temel bilgi teknolojilerini ve iletişim becerilerini öğrencilere kazandırmak için bilişim ve iletişim becerilerine özel önem vermiştir. Bu becerilere sahip öğrenciler; ihtiyaç duyduğu her konuda teknolojinin tüm olanaklarını kullanmak suretiyle sistematik bir hazırlık evresinden geçerek istediği bilgiye ulaşabilme, bu bilgileri en etkin şekilde işleyerek yorumlayabilme ve sunabilme becerilerine sahip olacaktır. Bilişim ve iletişim beceri kazanımlarının gelişmesini sağlayabilmek amacıyla etkinlikler hazırlanmış ve bu etkinlikler kitap içerisinde farklı yerlerde metin-görsel ilişkisi kurularak sunulmuştur. 2007 Fizik Dersi Öğretim Programı’nda yer alan bilişim ve iletişim becerileri bu kitabın sonunda EK6’da verilmiştir. E. Fizik-Teknoloji-Toplum-Çevre Becerileri (FTTÇ) Bu beceriler; fizik ile toplum, teknoloji ve çevre arasındaki ilişkileri anlama, yorumlama ve geliştirmeyi sağlayan kazanımları içermektedir. 2007 Fizik Dersi Öğretim Programı’nda yer alan FTTÇ kazanımları bu kitabın sonunda EK - 7’de verilmiştir. F. Tutum ve Değerler (TD) Bu beceriler; öğrencileri bilimsel ve teknolojik bilgiler edinmeye, bu bilgilerin sadece kendisi için değil, karşılıklı olarak toplumun ve çevrenin yararına yönelik kullanılmasını destekleyen tutum ve değerleri geliştirmeye teşvik etmektedir. 2007 Fizik Dersi Öğretim Programı’nda yer alan TD kazanımları bu kitabın sonunda EK - 8’de verilmiştir. G. Alternatif Ölçme-Değerlendirme Yaklaşımları a) Alternatif ölçme ve değerlendirme: Tek doğru cevabı bulunan çoktan seçmeli testlerin de içinde bulunduğu geleneksel değerlendirme tekniklerinin dışında kalan ve öğrenme ürünü ile birlikte öğrenme sürecinin de değerlendirildiği ölçme ve değerlendirme yaklaşımıdır. Alternatif ölçme ve değerlendirmede en temel amaç, öğrencilerin istenilen alandaki bilgi ve becerilerini ölçmek için o alanla ilgili öğrencilere bir görev verip onların o görevdeki etkililiğini, geçerlik ve güvenirlikleri sağlanmış ölçme araçları kullanarak tespit etmektir. b) Performans değerlendirme: Ürün seçki dosyası (portfolyo), kavram haritaları, yapılandırılmış grid, tanılayıcı dallanmış ağaç, bulmaca, kelime ilişkilendirme, proje, drama, görüşme, rapor, gösteri, poster, matris bulmaca, grup ve / veya akran değerlendirmesi, kendi kendini değerlendirme gibi alternatif ölçmedeğerlendirme teknikleri olarak ifade edilebilir. Kitap hazırlanırken bilgiyi ölçmenin yanında beceriyi de ölçebilen alternatif ölçme - değerlendirme tekniklerinin kullanılması benimsenmiş ve içerikte, mümkün olduğunca bu tekniklerden faydalanılmıştır. Bununla birlikte açık uçlu soru, çoktan seçmeli test, boşluk doldurma, doğru-yanlış, eşleştirme gibi ölçmedeğerlendirme tekniklerinden de yararlanılmıştır. Bu yeni yaklaşımın başarılı olmasında; öğretmenlerin öğrencilerine etkili bir rehberlik yapmaları, zengin ve iş birlikçi öğrenme ortamları sunmaları, öğrencilerin deneyimlerini, becerilerini ve okul bilgilerini ilişkilendirebilecekleri sosyal, kültürel ve teknolojik çevre zenginliği kritik öneme sahiptir. Bağlama dayalı materyaller sayesinde fiziğin günlük yaşamdaki yeri, hayatla olan iç bağlantıları, nerede hangi sorunların 10 çözümünde kullanıldığı, çeşitli bağlamlarla (günlük hayattan hikâyeler, gerçek yaşam olayları ve günlük hayatta kullanılan bir teknolojik araç vb.) ilişkilendirilerek her bir fizik bilgi veya kavramının derinliği öğrencilere mutlaka kavratılmalıdır. Bu kitap hazırlanırken, öğrencilerin öğrenirken zevk almaları, bazen sahip oldukları beceriler ile bilgilere erişebilirken bazen de sahip olduğu bilgiler ile becerilerini geliştirdikleri, yaratıcı ve kritik düşünebilmeleri ve öğrenimlerinden kendilerinin sorumlu olmaları gibi anlayışlar göz önünde tutulmuştur. Kitapta, üniteler fizik dersi öğretim programının kazanımları doğrultusunda bir veya birkaç bağlam dikkate alınarak ve öğrencilerin karşılaşabilecekleri olaylarla ilişkilendirilerek işlenilmiştir. Kitaptaki bilgiler ve etkinlikler yapısalcı öğrenme kuramına uygun, bağlamsal öğrenmede kullanılan stratejilerin doğasını yansıtabilecek bir yapıda hazırlanmaya çalışılmıştır. Öğrenciden beklenen çıktılar: -Öğrencilerin Dünya hakkında meraklı olmaları ve Dünya’yı anlamaya yönelik araştırmalar yapmaları, -Öğrencilerin bilimsel ve teknik konularla ilgilenmeleri; fiziğe karşı ilgi, hayranlık ve olumlu tutum geliştirmeleri, - Öğrencilerin bilimsel araştırmaların süreçlerini anlamaları, fiziğin açıklayıcı yapısı ve bilgileri hakkında genel bir fikir elde etmeleri, - Bu fikirlerin niçin önemli olduğunu fark etmeleri, - Şimdiki ve daha sonraki bağlamlarında günlük içerikte almak istedikleri kararların altında yatan mantığın farkına varmaları, - Bilimsel bir konuyla ilgili raporları eleştirel olarak inceleyebilmeleri ve anlayabilmeleri, - Fen konuları ile ilgili sürece aktif bir şekilde katılmaları ve sorunlar hakkında kişisel bakış açılarını ifade edebilmeleri, - Daha geniş öğrenci kitlesini teşvik etmek için fiziğin ayrıntılı bir uygulamasını sağlamak, - Hem ilgileri hem de mesleki amaçları için gerektiğinde başka bilgileri elde edebilmeleri, şeklinde sıralanabilir. Öğrenme Sürecinde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar 1. Bilgi vermen yerine bilgiye ulaşma yolları; etkinlikler, projeler, posterler ve performans ödevleri yardımıyla öğretilmeye çalışılmıştır. 2. İnternet ve bilgisayardan faydalanmak, bu alandaki deneyimleri artırmak için öğrenci birçok durumda bilişim teknolojilerine yönlendirilmiştir. Bu yolla, öğrencilerin bilgiye en kısa zamanda ve etkili olarak ulaşmaları amaçlanmıştır. 3. Kavram yanılgısını giderme ve kavramsal değişimi sağlamak için her bir ünitede olası kavram yanılgılarına özel vurgu yapılarak bunların etkinlikler yolu ile giderilmesi amaçlanmıştır. 4. Ünitelerdeki kazanımlar, bağlam temelli olacak şekilde yapısalcı öğrenme kuramında yer alan 5E modeli ile iç içe işlenerek öğrencilerin becerileri ve tutumlarında arzu edilen değişimlerin ve gelişimlerin sağlanmasına çalışılmıştır. Bu yolla fizikte amaçlanan konu ve kavramlar hem bağlamla ilişkilendirilmiş hem de öğrenciyi merkeze alan çağdaş öğretim, yöntem ve teknikleriyle fiziğin öğretilmesi sağlanmıştır. 5. İlköğretim fen ve teknoloji öğretim programlarında olduğu gibi 2007 Fizik Ders Programı’nda yer alan üniteler, disiplinler ve sınıflar arasında sarmal yapının doğasına uygun ilişkilendirmeler yapılmıştır. 6. Klasik ölçme - değerlendirmeyi dışlamamakla birlikte asıl vurgu alternatif ölçme - değerlendirmeye yapılmış ve performans gelişimi odaklı ölçme ve değerlendirmeye yapılmıştır. Başarılar getirmesi dileğimle... Editör Prof. Dr. Salih ÇEPNİ 11 KİTABIMIZI TANIYALIM Kazanımların Renklendirilmesi Kitabın tamamından fizik dersini üç saat seçen öğrenciler sorumludur. Fizik dersini iki saat seçen öğrenciler ise siyah renkle yazılan kazanımlardan sorumludur. Kazanımlar, müfredatın bu ayrımına göre renklendirilmiştir. Cıva içerisine batırılmış kılcal borular Adezyon < Kohezyon Kılcal tüplerdeki iki farklı sıvının yükselme veya alçalma hareketleri sonucunda yüzeylerinde içbükey ya da dışbükey bir kavis oluşur. Adezyon ve kohezyona bağlı olan bu etkileşim, sıvı yüzeylerinde bir gerilime neden olur. Bu gerilimin varlığını bir etkinlikle irdeleyelim. Ünitenin Bağlamı Ünitede geçen kavramların günlük hayatta karşılaştığımız olay veya teknolojik araç-gereçlerle ilişkilendirilmesidir. Gulliver (Güliver) Devler Ülkesinde Performans Görevi Performans Görevi Belirlenen sorulara cevap bulabilmek için yönlendirmeler eşliğinde araştırma yapılır. 12 Dünyamız ve Küresel Isınma Beklenen Performans Puanlama Yöntemi Görev Süresi - Problem Çözme Dereceli Puanlama 1 hafta Becerisi Anahtarı - Bilişim ve İletişim Becerisi Görev İçeriği: Dünyamızda küresel ısınma gün geçtikçe ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Bu konuda pek çok sivil toplum örgütü, çeşitli sanayi kuruluşları ve üreticileri araştırmalar yapmaktadır. 10. Etkinlik Etkinlik Öğrencilerin, verilen araç ve gereçleri kullanarak istenilen bilgiyi kendi gayretleriyle keşfetmeleri için yapmış oldukları faaliyetlerdir. Araç ve Gereçler Etkinliklerin gerçekleştirilmesinde kullanılacak araçlar sıralanır. Yukarıya Atılan Misket Araç ve Gereçler Misket → v0 ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Misketi sınıf zemininden belli bir yükseklikten düşey doğrultuda yukarıya doğru fırlatınız. 2. Misketin yörüngesini ve hızlanıp hızlanmadığını gözlemleyiniz. Sonuca Varalım 1. Fırlatılan misket, sabit hızla mı yükselmiştir? 2. Miskete hareket süresince kuvvet etkimiş midir? Şayet etkimişse bu kuvvet nasıl bir kuvvettir? Dikkat Bazı etkinliklerin ve araştırmaların Etkinlik sırasında mumlar, öğretmen gözetiminde yakılmalıdır. gerçekleştirilmesi esnasında doğabilecek tehlikelere karşı alınması gereken tedbirleri içerir. Örnek Örnek Öğrencilere keşfettikleri bilgileri kullanma yeteneği kazandırılır. F=20 N m1=3 kg k1=0,2 m2=2 kg k2=0,5 → N1 F=20 N → F21 → FS → N2 G1=30 N G2=20 N Başlangıçta hareketsiz olan kütlelerden birincisine 20 N’luk kuvvet etkimektedir. Bu kuvvetlerin etkisinde cisimlerin kazanacağı ivmeleri bulunuz (g = 10 m/s2). Çözüm Önce cisimlere etkiyen kuvvetleri çizelim ve bu kuvvetlerin şiddetlerini hesaplayalım. → N1 = G1 F12 N1 = 30 N N2 = G1 + G2 N2 = 50 N 13 Proje Görevi Proje Görevi İnsan Modeli Oluşturalım Beklenen Performans Keşfedilen bilgiler öğrenciler tarafından bir sistem içinde uygulamaya dönüştürülür. Puanlama Yöntemi Görev Süresi - Problem Çözme Dereceli Puanlama 3 hafta Becerisi Anahtarı - Yaratıcılık Görev İçeriği: Varlıkların en ve boylarındaki değişimin yüzey alanı, kesit alanı ve hacimlerinde de değişime neden olduğunu öğrendiniz. Bu Üniteden Neler Öğreneceğiz? Ünitenin ana konularını ve elde edilecek kazanımları içerir. KONULAR GULLIVER DEVLER ÜLKESİNDE YAĞMUR NE GÜZEL YAĞIYOR AURORA NEDİR? Bu ünitede, Katıların uzunlukça belli bir oranda büyütüldüğünde kesit alanları, yüzey alanları ve hacimlerinin kaç kat büyüdüğünü hesaplayıp, canlıların çeşitli özellik ve ihtiyaçları ile bu değerler arasında ilişkilendirmeler yapacağız. Sıvılarda adezyon, kohezyon, yüzey gerilimi ve kılcallık olaylarını tanımlayıp güncel olaylarla ilişkilendireceğiz. Ayrıca bir gaz olarak atmosferin nasıl oluştuğunu açıklayıp, soğuk ve sıcak plazmayı örneklerden yola çıkarak tanımlayacağız. PROBLEM ÇÖZELİM Problem Durumu Karya, okula tramvayla gidip gelmektedir. Öğretmeni Karya’dan tramvayın maksimum hıza ulaşıncaya kadar geçen zaman aralığındaki ortalama hızını belirlemesini ister. Ona yardımcı olmak için de yol kenarındaki elektrik direklerinin aralığının 75 m olduğunu söyler. TARTIŞALIM Buzlu bir yolda duran otomobillerin harekete geçmekte zorlandığını gözlemişsinizdir. Aynı şekilde hareket hâlindeki otomobiller de buzlu yolda durmakta zorlanır ve çoğu kez kazalara neden olur. Bu olayların nedenlerini, buzlu havalarda normalden farklı olarak ne gibi değişiklik olduğunu ve bu durumun hangi büyüklüğü değiştirdiğini tartışınız. Problem Çözelim Günlük hayatta karşılaşılabilecek sorunlara çözüm aranır. Tartışalım Bazı kavramların araştırılıp sonuca ulaşmak için tartışıldığı bölüm. Araştıralım ARAŞTIRALIM Buluttan ayrılan yağmur damlasının yeryüzüne ulaşıncaya kadar yaptığı hareketi çeşitli kaynaklardan araştırınız. Elde ettiğiniz sonuçları arkadaşlarınızla paylaşınız. 14 Öğrenilen kavramlar derinlemesine irdelenerek günlük hayatla bağlantıları için farklı kaynaklardan da araştırılır ve elde edilen sonuçlar sınıfla paylaşılır. Pano Hazırlıyoruz Pano Hazırlıyoruz Sevgili öğrenciler; sizden, yaşamakta olduğunuz bölgedeki canlıların yüzey alanlarının hacimlerine oranını dikkate alarak fiziksel özelliklerini değerlendirmenizi istiyoruz. Bunun için; - Sınıfınızda iki grup oluşturunuz. - Çevrenizde yaşayan üç canlı türü belirleyiniz. - Belirlediğiniz bu canlıların fotoğraflarını çekiniz. Öğrenilen kavramlar derinlemesine irdelenerek günlük hayatla bağlantıları için farklı kaynaklardan da araştırılır ve elde edilen sonuçlar okul veya sınıf panosunda sergilenir. EK BİLGİ Ek Bilgi Ünite ile ilgili faydalanılabilecek ek bilgiler bulunur. Elektriksel kuvvetin büyüklüğü hesaplanırken yüklerin işareti dikkate alınmaz. Pekiştirelim Pekiştirelim Öğrenilen kavramların kalıcı hâle getirilebilmesi için örnek çalışmaların zenginleştirilerek yorum yapıldığı bölüm. Aşağıdaki çizelgeye iki büyüklük adı yazılmış ve bu büyüklüğün cinsi işaretlenmiştir. Siz de örnekleri çoğaltarak ve çizelgeye yazarak büyüklüklerin cinsini belirleyiniz. Büyüklük adı Skaler Büyüklük Ağırlık Sıcaklık Vektörel Büyüklük + + Değerlendirme Soruları Klasik ve yeni yaklaşımlarla oluşturulmuş ölçme ve değerlendirmelerdir. Öğrencilerin A. Aşağıdaki ifadelerde boş bırakılan yerleri tabloda verilen kelimelerle uygun düşecek şekilde tamamlayınız. hacim kesit alanı yer çekimi küçük üniteyle ilgili öğrendikleri bilgiler; anlam çözümleme tabloları, dallanmış ağaçlar, doğru-yanlış soruları, açık uçlu sorular ve boşluk doldurma soruları yoluyla değerlendirilir. 1. Maddelerin uzunluk, genişlik ve derinlik ölçüleri eşit oranlarda artırıldığında en büyük artış .................. olacaktır. 15 GÜVENLİK SEMBOLLERİ ELBİSE GÜVENLİĞİ Bu sembol,elbiseyi lekeleyecek veya yakacak maddeler kullanırken görülür. AÇIK ALEV UYARISI Bu sembol, yangına veya patlamaya sebep olabilecek alev kullanıldığında görülür. KIRILABİLİR CAM UYARISI Bu sembol yapılacak deneylerde kullanılacak cam malzemelerin kırılabilecek türden olduğunu gösterir. ELDİVEN Cilde zararlı bazı kimyasal maddelerle çalışırken eldiven kullanılması gerektiğini hatırlatan uyarı işareti. ELEKTRİK GÜVENLİĞİ Bu sembol, elektrikli aletler kullanılırken dikkat edilmesi gerektiğinde görülür. YANGIN GÜVENLİĞİ Bu sembol, açık alev etrafında tedbir alınması gerektiğinde görülür. PATLAMA (İNFİLAK) GÜVENLİĞİ Bu sembol, yanlış kullanımdan dolayı patlamaya sebep olacak kimyasal maddeleri gösterir. GÖZ GÜVENLİĞİ Bu sembol, gözler için tehlike olduğunu gösterir. Bu sembol görüldüğünde koruyucu gözlük takılmalıdır. KESİCİ CİSİMLER GÜVENLİĞİ Bu sembol, kesme ve delme tehlikesi olan keskin cisimler olduğu zaman görülür. ISI GÜVENLİĞİ Bu işaret sıcak cisimlerin tutulması esnasında önlem alınmasını hatırlatmak içindir. 16 İÇİNDEKİLER 1. ÜNİTE: MADDE VE ÖZELİKLERİ Gulliver (Güliver) Devler Ülkesinde....................................................................................................21 Yağmur Ne Güzel Yağıyor...............................................................................................................32 Aurora Nedir?..................................................................................................................................42 1. Ünite Soruları..............................................................................................................................48 2. ÜNİTE: KUVVET VE HAREKET Naz Tenis Kortunda.........................................................................................................................53 Hüzünlü Ayrılık................................................................................................................................66 İlayda Yarıyıl Tatilinde.....................................................................................................................76 Beyzbol................................................................................................................................105 Kamyonun Hızlanması..................................................................................................................113 2. Ünite Soruları.............................................................................................................................115 3. ÜNİTE: ELEKTRİK Fotokopi Makinesi.........................................................................................................................121 Potansiyel Enerji...........................................................................................................................137 Fareye de Pil Taktılar!....................................................................................................................142 3. Ünite Soruları............................................................................................................................152 4. ÜNİTE: MODERN FİZİK Şeyma’nın Rüyası.........................................................................................................................159 İlayda’nın Başarısı.........................................................................................................................167 4. Ünite Soruları.............................................................................................................................183 5. ÜNİTE: DALGALAR Fuar............................................................................................................................189 Parazit.....................................................................................................................................198 Tsunami........................................................................................................................204 Fırtınadan Sonra...........................................................................................................................209 Dalgalar Hep Aynı Doğrultuda mı Yayılır?...................................................................................218 Su Dalgaları Karşılaşınca Görünümleri Değişir mi?.....................................................................224 5. Ünite Soruları.............................................................................................................................227 Cevap Anahtarları................................................................................................................................233 Fizik Bilimine Katkı Sağlayan Bilim İnsanları Albert Abraham MICHELSON.............................................................................................................240 Isaac NEWTON....................................................................................................................................241 Albert EINSTEIN...................................................................................................................................242 Galileo GALILEI....................................................................................................................................243 Edward Williams MORLEY...................................................................................................................244 Aristoteles...........................................................................................................................................245 Benjamin FRANKLIN...........................................................................................................................247 Michael FARADAY................................................................................................................................248 Tsunami Nedir? ..................................................................................................................................249 17 Sözlük......................................................................................................................................253 Ekler.....................................................................................................................................257 Kitapta Kullanılan Semboller.................................................................................................................276 Kitapta Kullanılan Sabitler.....................................................................................................................277 Birimlerin Standart Kısaltmaları ve Sembolleri....................................................................................278 Uzunluk Birimleri..................................................................................................................................279 Katlar ve Askatlar ...............................................................................................................................280 Trigonometrik Cetvel............................................................................................................................281 Etkinlik Listesi......................................................................................................................................282 Kaynakça........................................................................................................................................284 18 MADDE VE ÖZELİKLERİ 1. ÜNİTE KONULAR GULLIVER DEVLER ÜLKESİNDE YAĞMUR NE GÜZEL YAĞIYOR AURORA NEDİR? Bu ünitede; Katıların uzunlukça belli bir oranda büyütüldüğünde kesit alanları, yüzey alanları ve hacimlerinin kaç kat büyüdüğünü hesaplayıp canlıların çeşitli özellik ve ihtiyaçları ile bu değerler arasında ilişkilendirmeler yapacağız. Sıvılarda adezyon, kohezyon, yüzey gerilimi ve kılcallık olaylarını tanımlayıp güncel olaylarla ilişkilendireceğiz. Ayrıca bir gaz olarak atmosferin nasıl oluştuğunu açıklayıp soğuk ve sıcak plazmayı örneklerden yola çıkarak tanımlayacağız. Madde ve Özelikleri GULLIVER (GÜLİVER) DEVLER ÜLKESİNDE Tek amacı dünyayı gezmek olan Gulliver, doktor olarak atandığı gemilerle birçok seyahate çıkar. Bu seyahatler çeşitli maceralara dönüşür. Brobdingnag (Brobdignag) adı verilen devler ülkesinde yaşadığı maceralar da bunlardan biridir. Bu ülkede cüsseleri hariç normal bir insan görünümüne sahip devler yaşamaktadır. Devlerden kaçmak isteyen Gulliver’in yolu bir çiftliğe düşer. Bu çiftlikteki otlar iki adam boyundadır. Ağaçlar ise o kadar yüksektir ki Gulliver onların tepelerini bile göremez. Korunmak için girdiği devasa boydaki mısırların arasında işçilere yakalanır. Devlerden biri, iki parmağıyla Gulliver’i belinden tutarak kaldırır ve çiftlik sahibine verir. Her adım atışında birkaç metre ilerleyebilen ve sesi gök gürültüsünü andıran çiftlik sahibi, onu mendiline sarar, eve götürür. Evdekiler, Gulliver’i görünce korkar ama zamanla ona alışırlar. Gulliver’in varlığından haberdar olan kral, bir gün onu huzuruna çağırır ve sarayın bilginlerine inceletir. Sonra kraliçenin emriyle 21 1. ÜNİTE Gulliver’e bir oda yaptırılır. Bu oda, fareler ulaşmasın diye rafa konulan, tavanı istendiği zaman açılabilen ve Gulliver’i farelerden koruyabilmek için kapısına kilit takılan bir kutudur. Zamanla Gulliver’in sohbetinden hoşlanan kral, onu her yemekte yanına alır. İştahsız olduğu bilinen kraliçenin yedikleri Gulliver’in dikkatini çeker. Kraliçenin yediği küçük kuş kanadı, bir hindi büyüklüğündedir; su içtiği bardak ise bir fıçı kadardır. Gulliver için kralın sarayındaki en büyük tehlike Gulliver’in kendinden daha küçük olduğunu gören cücedir. Cüce, Gulliver’e yüksekten bakar ve kaba şakalar yapar. Bir gün Gulliver, bu cüceyi yemekte kızdırır. Cüce de onu krema dolu bir kasenin içine atar. Gulliver yüzme bildiği için boğulmaktan son anda kurtulur. Fakat çok krema yuttuğu için iki gün yataktan çıkamaz. Gulliver kral ve kraliçeyi eğlendirmeye çalışır. Kral müzikten çok hoşlandığı için ona piyano çalmak ister. Gulliver, piyano büyüklüğünde bir masanın üstüne çıkar. İki uzun sopayla bir baştan bir başa koşup tuşlara ancak vurur. Kral gittikçe Gulliver’le daha çok ilgilenmeye başlar. Gulliver’in kütüphaneden de yararlanmasını ister. Bunun için yirmi beş ayak uzunluğunda bir merdiven yapılır. Merdivenin en üst basamağına çıkan Gulliver kitaptan bir satır okuyabilmek için basamağın bir ucundan öbür ucuna kadar gider, ikinci satır için alt basamağa iner. Kitapları ancak bu şekilde okuyabilen Gulliver, böylece kilometrelerce yol yürümüş olur. Bir zaman sonra Gulliver, sarayda yorulduğunu ve zavallı durumuna düştüğünü hissetmeye başlar. Ailesini özler. Kendine benzeyen insanlarla beraber olmak ister. Her an bir kurbağanın veya köpek yavrusunun kendisini ezmesinden çekinmeyeceği yerlerde olmayı ve sokaklarda korkmadan yürüyebilmeyi arzular. Bir gün deniz kenarında kendi ülkesine dönmeyi hayal ettiği sırada bir kartal Gulliver’in içinde bulunduğu kutuyu alır ve oradan uzaklaşır. Kutuyu kaptırmak istemeyen kartal, diğer kartallarla savaşırken kutu birden metrelerce yükseklikten denize düşer. Gulliver kendine geldiğinde etrafında onunla aynı boydaki insanları görür. Bunlar onu kurtarmaya çalışan tayfalardır. Tayfalar ev büyüklüğündeki kutudan Gulliver’i çıkarmak için merdiven kullanır. Gulliver devler ülkesinde yaşadıklarını kaptan ve tayfalara anlatır. Ona inanmaları için de kendisine verilen hediyeleri onlara gösterir. Bunlardan en ilginci devler ülkesindeki saray hizmetkârının dişidir. Bu diş, bir filin dişi kadar büyüktür. Bunu görünce Gulliver’e inanırlar. Eve gitmek üzere yola çıkan Gulliver etrafındaki dağlara, evlere, insanlara bakar ve kendini cüceler ülkesinde zanneder. Hatta evine ulaştığında onu karşılayan ailesi gözüne o kadar küçük görünür ki onların kendi yokluğunda açlıktan bu hâle geldiklerini sanır ve bu duruma uzun bir süre alışamaz. Bu kitap için düzenlenmiştir. 22 Madde ve Özelikleri Devler Ülkesi Brobdingnag Gerçek Olabilir mi? Gulliver, devler ülkesi Brobdingnag’da gezintiye çıktığında her şeyiyle dünyamıza benzeyen yeni bir dünya ile karşılaştı. Tek fark, oradaki canlıların (böcek, insan, ağaç, çiçek vb.) kendi ülkesindekilerden yaklaşık 10 kat daha büyük olmasıydı. Sizce böyle bir dünya gerçekte var olabilir mi? Bu soruya cevap aramadan varlıkların en ve boylarındaki değişimlerin; onların kesit alanı, yüzey alanı ve hacimlerinde ne kadar değişiklik meydana getireceğini inceleyelim. Düzgün geometrik şekilli cisimlerin alan ve hacim hesaplarının nasıl formüle edildiğini dokuzuncu sınıfta öğrenmiştiniz. Bu bilgilerinizden de yararlanarak ‟Hacmin Büyük, Yüzey Alanın Nasıl ?” etkinliğini yapınız. Etkinliğe başlamadan önce düzgün geometrik şekilli cisimlerin yüzey alanı ve kesit alanlarının nasıl hesaplandığını araştırınız. 1. Etkinlik Hacmin Büyük, Yüzey Alanın Nasıl? Araç ve Gereçler l uzunlukta r yarıçaplı plastik boru ● Hesap makinesi ● Milimetrik kâğıt ● Cetvel ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. 50 cm uzunluğundaki plastik borunun kesit alanını, yüzey alanını ve hacmini hesaplayınız. 3. Şimdi, uzunluğunu ve yarıçapını 2 kat artıracağınız 50 cm uzunluktaki plastik borunun kesit alanını, yüzey alanını ve hacmini hesaplayınız. 4. Borunun yarıçapını ve uzunluğunu 3 kat artırarak ikinci adımdaki işlemleri yapınız. 5. Defterinize 24.sayfadakine benzer bir çizelge oluşturarak elde ettiğiniz sonuçları yazınız. 6. Yüzey Alanı - Yarıçap ve Hacim - Yarıçap grafiklerini milimetrik kâğıda çiziniz. 23 1. ÜNİTE Kesit Yüzey Hacim Alanı Alanı Kesit Alanı Hacim Yüzey Alanı Hacim l uzunlukta r yarıçaplı boru 2l uzunlukta 2r yarıçaplı boru 3l uzunlukta 3r yarıçaplı boru Yüzey Alanı Hacim Yarıçap Yarıçap Sonuca Varalım 1. Yüzey ve kesit alanları ile hacim arasında nasıl bir ilişki vardır? 2. Yüzey Alanı - Yarıçap ve Hacim - Yarıçap grafiği hangi karakteristiktedir? 3. Çizmiş olduğunuz grafikler sizce ne anlama geliyor? Maddelerin uzunluk, genişlik ve derinlik ölçülerinde eşit oranlarda değişiklik yapıldığında en büyük artış maddelerin hacimlerinde olacaktır. Maddelerin hacimlerindeki bu artış, kütle artışı anlamına da gelir. Bu durumu bir örnekle açıklayalım. Kenar uzunluğunu a, kesit alanını A , yüzey alanını YA , hacmi V ve kütleyi m olarak gösterirsek; 24 Madde ve Özelikleri a = 1 cm A = 1 cm2 YA = 6 cm2 V = 1 cm3 m=1g a = 2 cm A = 4 cm2 YA = 24 cm2 V = 8 cm3 m=8g a = 3 cm A = 9 cm2 YA = 54 cm2 V = 27 cm3 m = 27 g olur. Örneği dikkatlice incelersek küpün 1 cm olan kenar uzunluğunu 2 ve 3 katına çıkardığımızda küpün hacminin dolayısı ile kütlenin kesit alanına oranla daha çok arttığını görürüz. Varlıkların ebatlarındaki bu değişimlerin, dayanıklılıkları üzerindeki etkisi bize devler ülkesinin gerçek olup olamayacağı hakkında bir ipucu verecektir. Şimdi yapacağımız etkinliklerle varlıkların ebatlarındaki değişimlerin dayanıklılıkları üzerindeki etkisini araştıralım. 2. Etkinlik Hangisi Daha Fazla Sıkışır? Süngerin kesme işlemi öğretmenin gözetiminde ve öğretmenin uyarıları doğrultusunda yapılacaktır. Araç ve Gereçler ● Sıva süngeri ● Makas ● Maket bıçağı ● 250 g’lık tahta blok ● Cetvel Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Sıvacı süngerinden; (2 cm x 3 cm x 5 cm) (2 cm x 3 cm x 10 cm) (3 cm x 3 cm x 5 cm) (3cm x 3 cm x 10 cm) ebatlarında parçalar kesiniz. 25 1. ÜNİTE 3. (2 cm x 3 cm x 5 cm) ebatlarındaki parçayı küçük yüzeyi üzerine oturtup üzerine tahta bloğu koyunuz ve sünger parçasında oluşan sıkışma miktarını ölçünüz. Defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak elde ettiğiniz sonuçları yazınız. 4. Üçüncü adımdaki işlemleri tüm parçalar için tekrarlayınız. Kesit Alanı Hacim Kesit Alanı Hacim Sıkışma Miktarı 2cm x 3cm x 5cm 2 cm x 3 cm x 10 cm 3 cm x 3 cm x 5 cm 3 cm x 3 cm x 10 cm Sonuca Varalım 1. Elde ettiğiniz veriler sizce nasıl yorumlanabilir? Varlıkların en ve boylarındaki değişim yüzey alanı, kesit alanı ve hacimlerinde de değişime neden olmaktadır. Kesit alanı / hacim oranı varlıkların dayanıklılığını belirler. Oranın büyük olması dayanıklılığın fazla olduğu anlamına gelir. Varlıkları orantılı bir şekilde büyüttüğümüzde dayanıklılıkları ağırlıklarına oranla daha az artacaktır. Bu durumu, devler ülkesindeki herhangi bir devi Gulliver’le karşılaştırarak inceleyelim. Gulliver’i şekildeki gibi modelleyelim. 26 Madde ve Özelikleri Gulliver’in toplam hacmi hesaplanacak olursa; (π ≅ 3 alınacak) Başın hacmi, VB = πr2h = 3.82.25 VB = 4800 cm3 Kolların hacmi, 2VK = 2.3.52.80 2VK = 12000 cm3 Gövdenin hacmi, VG = 3.(15)2.50 VG = 33750 cm3 Bacakların hacmi, 2VBA = 2.3.102.100 VBA = 60000 cm3 olur. Gulliver’in yaklaşık toplam hacmi; VT = VB + 2VK + VG + 2VBA VT = 4800 + 12000 + 33750 + 60000 VT = 110550 cm3 olur. Gulliver’in kesit alanı hesaplanacak olursa; AKesit = 2πr2 AKesit = 2.3.102 AKesit = 600 cm2 olur. Şimdi Gulliver için kesit alanı / hacim oranı hesaplanacak olursa; Kesit AlanI Hacim = 600 110550 ≅ 5.10-3cm-1 Aynı işlemleri Gulliver’den 10 kat büyük bir dev için yapalım. 27 1. ÜNİTE Devin toplam hacmi hesaplanacak olursa; Başın hacmi, VB= πr2h VB= 3.802.250 VB= 480.104 cm3 Kolların hacmi, VK = 2πr2h VK = 2.3.502.800 VK = 1200.104 cm3 Gövdenin hacmi, VG = πr2h VG = 3.1502.500 VG = 4500 + 675 VG = 3375.104 cm3 Bacakların hacmi, VBA = 2πr2h VBA = 2.3.1002.1000 VBA = 6000.104 cm3 olur. Devin yaklaşık toplam hacmi; VT = VB + VK + VG + VBA VT = 480.104 + 1200.104 + 3375.104 + 6000.104 VT = 11055.104 cm3 olur. Devin kesit alanı hesaplanacak olursa; AKesit = 2πr2 AKesit = 2.3.1002 AKesit = 6.104 cm2 olur. Şimdi dev için kesit alanı / hacim oranı hesaplanacak olursa; Kesit AlanI = 2 11055 ⋅ 10 4 ≅ 5.10-4cm-1 olur. Yapmış olduğumuz hesaplamalardan elde ettiğimiz veriler yorumlanırsa, Gulliver’in ebatları orantılı bir şekilde 10 kat artırıldığında dayanıklılığının 10 kat azaldığı görülür. Varlıkların ebatlarının orantılı bir şekilde artırılması dayanıklılıkları üzerinde olumsuz etkilere neden olmaktadır. Dayanıklılık Ebat Dayanıklılık Ebat Hacim 600 ⋅ 10 Varlıkların ebatlarıyla dayanıklılıkları arasındaki ilişkiyi irdelemek amacıyla 29. sayfadaki tabloda bazı geometrik şekillerin yüzey alanı, kesit alanı ve hacimleriyle ilgili değerler verilmiştir. 28 Yüzey Alanı / Hacim 2(h+r)/r.h πr2 Küre - - - r πr2 Küp a a a - a2 6a2 a3 1/a 6/a Dikdörtgenler prizması l b h - l.b l/h 2(l.b+h.b+l.h)/(l.b.h) r 2πrh+2πr2 Kesit Alanı / Hacim h 4πr2 3/(4r) Yüzey Alanı - 2(l.b+h.b+l.h) Hacim Kesit Alan πr2h Yarıçap - l.b.h Yükseklik Silindir Şekil Genişlik 3/r Uzunluk 1/h 4 / 3(πr3) Madde ve Özelikleri Yukarıdaki tabloda cisimlerin hacimleri eşit kabul edildiğinde kesit alanı / hacim oranının en düşük değeri kürede aldığını görmekteyiz. Çevremizde bulunan binalar, köprüler, taş yapıtlar yapılırken dayanıklılıkları en büyük değerde olacak şekilde projelendirilirler. Proje Görevi İnsan Modeli Oluşturalım Beklenen Performans Puanlama Yöntemi Görev Süresi - Problem Çözme Dereceli Puanlama 3 hafta Becerisi Anahtarı - Yaratıcılık Görev İçeriği: Varlıkların en ve boylarındaki değişimin yüzey alanı, kesit alanı ve hacimlerinde de değişime neden olduğunu öğrendiniz. Bu çerçevede sizden bir proje ödevi hazırlamanız istenmektedir. Bu görevi hazırlarken aşağıdaki yönerge doğrultusunda hareket ediniz. - Dört veya beş kişilik gruplar oluşturunuz. 29 1. ÜNİTE - Her bir grup kendi arasından grup sözcüsü seçsin. - Kendi vücudunuzdan yola çıkarak dayanıklılığınızı hesaplayınız. - Tüm vücut ölçülerinizi 5 katına çıkararak yeni durum için dayanıklılığı hesaplayınız. - İlk durumdaki dayanıklılığın elde edilebilmesi için yeni durumdaki bacak kalınlığının nasıl değiştirilmesi gerekir? Hesaplayınız. - Bu iki durumun karşılaştırılabilmesi için kartonlardan oluşan modeller yapınız. Gerçek bir insanı bire bir ölçüde modellemek güç olacağı için yapacak olduğunuz modellerin bütün ebatlarını gerçek değerlerinin 1/5’i oranında küçülterek alabilirsiniz. - Yaptığınız modellerin karşılaştırılmasına yönelik görsel materyaller oluşturunuz. - Hazırladığınız görsel materyallere doğadaki en dayanıklı canlıların fotoğraflarını da ekleyiniz. Bu fotoğraflara İnternet üzerinden yapacağınız araştırmalar ile ulaşabilirsiniz. - Görevinizi yaptığınız karton modelleri sınıf ortamına getirerek, arkadaşlarınıza gösteriniz ve yaptığınız çalışmayı özetleyiniz. - Göreviniz sayfa 257’de EK - 1’de verilen dereceli puanlama anahtarı ile değerlendirilecektir. Günlük hayatta, varlıkların ebatlarının dayanıklılık ile ilişkisini gösteren birçok örneğe rastlayabiliriz. Bir karınca kendi ağırlığının birkaç katını rahatlıkla kaldırabilirken, karıncayı orantılı bir şekilde bir insan kadar büyütecek olursak bu büyüklükte kendi ağırlığını bile taşıyamayacak duruma gelir. Varlıkların hacimleriyle yüzey alanları arasındaki ilişkiyi ve bu ilişkinin canlıların çeşitli özellik ve ihtiyaçları üzerindeki etkilerini inceleyelim. 3. Etkinlik Yüzey Alanı ile Hacim İlişkisi Araç ve Gereçler ● 1kg büyük boy elma ● 1kg küçük boy elma ● Soyacak ● Dinamometre ● Plastik eldiven ● İki adet poşet torba Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 30 Madde ve Özelikleri 2. Büyük ve küçük boy elmaları aynı kalınlıkta soyarak kabuklarını ayrı ayrı biriktiriniz. 3. Biriktirdiğiniz kabukları ayrı ayrı tartınız ve sonuçları not ediniz. Sonuca Varalım 1. Hangi ebattaki elmaların kabukları daha fazladır? 2. Ölçme sonuçlarınız ne anlama gelmektedir? Açıklayınız. 3. Elde ettiğiniz sonuçları matematiksel olarak nasıl ifade edersiniz? Doğadaki canlıları gözlemlediğimizde yaratılışları itibariyle birbirlerinden farklı yapı ve özeliklerde olduklarını görürüz. Örneğin, bir filin boyutları ile bir farenin boyutları birbirinden oldukça farklıdır. Fare gibi küçük canlıların yüzey alanlarının hacimlerine oranları fil gibi büyük canlılara kıyasla daha büyüktür. Bu farklılıkların canlıların yaşamlarını nasıl etkilediğini hiç düşündünüz mü? Bu soruya cevap verebilmek için büyük canlılar ile küçük canlıların belirli bir yükseklikten düşme durumlarını irdeleyelim. Büyük canlıları küçük canlılardan ayıran en belirgin özellik hacimlerinin dolayısıyla ağırlıklarının farklılığıdır. Bu farklılık, canlıların yüksek bir yerden düşerken görebilecekleri zararı da belirleyecektir. Örneğin; bir böceğin yüzey alanı ile hacim oranı onun ağaçtan güvenli bir şekilde düşmesine elverişliyken bir çocuğun yüzey alanı ile hacim oranı buna elverişli değildir. Şimdi, canlılar arasındaki farklı yapı ve özelliklerin onların yaşamları üzerindeki etkilerini farklı bir açıdan ele alalım. Canlıların vücut sıcaklıklarının dengede tutulmasının hayati önemi olduğunu fen ve teknoloji derslerinden biliyoruz. Canlılar, hacimleri oranında enerji üretirken yüzey alanları oranında enerji yayarlar. Bu nedenle canlıların vücutlarındaki fazla enerjiyi dışarıya aktarabilmeleri için yüzey alanlarının ve metabolizmalarının buna cevap verecek nitelikte olması gerekir. Örneğin, fare gibi yüzey alanının hacmine oranı büyük olan canlıların enerji kaybı fazla olacağından metabolizmalarının hızlı çalışması gerekir. Buna karşın fil gibi yüzey alanının hacmine oranı küçük olan canlılar, fazla enerjilerini dışarıya verebilmek için vücutlarında yüzey alanını artıracak fiziksel özeliklere ihtiyaç duyarlar. Fillerde bu ihtiyaç vücutlarına oranla büyük olan kulaklarıyla karşılanırken maymunlarda bu iş denge aracı olarak da kullandıkları kuyruklarıyla karşılanır. 31 1. ÜNİTE Pano Hazırlıyoruz Sevgili öğrenciler; sizden, yaşamakta olduğunuz bölgedeki canlıların yüzey alanlarının hacimlerine oranını dikkate alarak fiziksel özelliklerini değerlendirmenizi istiyoruz. Bunun için; - Sınıfınızda iki grup oluşturunuz. - Çevrenizde yaşayan üç canlı türü belirleyiniz. - Belirlediğiniz bu canlıların fotoğraflarını çekiniz. - Belirlediğiniz bu canlıların İnternet’ten farklı resimlerini edininiz. - Seçtiğiniz üç canlı türünün yüzey alanlarının hacimlerine oranlarını da dikkate alarak, fiziksel özellikleri hakkında değişik kaynaklardan, İnternet, kütüphane, bilimsel makaleler vb. bir araştırma yapınız. - Elde ettiğiniz araştırma bulguları, çektiğiniz fotoğraflar ve değişik kaynaklardan bulduğunuz resimleri birbirleri ile ilişkilendirerek iki ayrı sınıf panosu hazırlayınız. - Hazırladığınız sınıf panoları hakkında, diğer grup üyeleri ile bir araya gelerek bir değerlendirmede bulununuz. Varlıkların yüzey alanı, kesit alanı ve hacimlerinin dayanıklılıklarını, fiziksel özelliklerini ve ihtiyaçlarını nasıl etkilediğini öğrendik. Tecrübelerimizden yola çıkarak Gulliver’in hikâyesindeki devler ülkesinin var olamayacağı sonucuna ulaşabiliriz. Çünkü normal bir insandan 10 kat büyük olan devlerin dayanıklılığının çok küçük olmasının canlının kendi ağırlığını taşıyamamaktan dolayı hareket edememesine neden olacağı bilinmektedir. Ayrıca dünyadaki benzerlerine oranla 10 katı büyüklüğe sahip canlılar, vücut ısılarını dengeleyemez; dolayısıyla hayatlarını sürdüremezler. YAĞMUR NE GÜZEL YAĞIYOR Lise 2. sınıf öğrencisi Nida, odasında fizik sınavına hazırlanırken birden büyük bir gök gürültüsü duydu. Ardından şiddetle yağan yağmuru fark etti. Yağmur damlaları odanın camına vuruyor ve güzel bir görüntü oluşturuyordu. Nida, biraz dinlenebilmek için bu 32 Madde ve Özelikleri güzelliği bir süre izlemeye karar verdi. Pencereye iyice yaklaştı. O sırada cama vuran damlaların bir kısmının sektiğini, bir kısmının da cama yapışarak aktığını fark etti. Yağmur damlalarının bu hareketinin nedenlerini düşünmeye başladı. Nida, bu durumu o ana kadar edindiği fizik bilgileriyle açıklamaya çalıştı fakat başarılı olamadı. Olaya yoğunlaşan Nida odaya sızan yağmur suyunun etrafı ıslattığını fark edemedi. Tam bu sırada annesi odaya girdi ve odanın ıslandığını gördü. Aceleyle kâğıt havluları bu suyun üzerine bırakıp odadan ayrıldı. Bir müddet sonra kâğıt havluları çöpe atmak isteyen Nida, havluların suyu yavaş yavaş çekerek tamamen ıslanmış olduğunu gördü. Bu durum da Nida için cevaplanması gereken sorulardan biri oldu. Zihnindeki problemlere cevap bulamayan Nida, fizik öğretmeninin yanına gitmeye karar verdi. Ancak, annesi ona bulaşıkları yıkaması gerektiğini söyleyince çaresiz hemen mutfağa gitti. Bulaşıkları sıcak su ve deterjan kullanmadan aceleyle yıkamaya başladı. Bunun üzerine annesi ona sıcak su ve deterjan kullanması gerektiğini hatırlattı. Bu durum Nida’nın aklında yeni bir soru daha oluşturdu. Sıcak su ve deterjan bulaşıkları nasıl daha temiz hâle getiriyordu? Artık, fizik öğretmeninin yanına gitme zamanı gelmişti. Nida öğretmeninin yanına varınca zihnindeki soruları teker teker ona sıralamaya başladı. Geçmiş yıllarda, sıvılarla ilgili olarak - Sıvı moleküllerinin birbiri üzerinden kaydığını, - Bulundukları kabın şeklini aldığını, - Üzerlerine uygulanan basıncı her yöne eşit oranda ilettiğini, - Gazlara göre sesi daha iyi ilettiğini, - Sabit sıcaklıkta öz kütlelerinin değişmediğini ve sıvıların üzerine etkiyen kuvvet ile neredeyse hiç sıkıştırılmadığı ifade edilmişti. Bu bilgiler bazı yağmur damlalarının neden cama yapışarak kaydığını, sıcak su ve deterjan kullanmanın bulaşıkları temizlemeye katkısının ne olduğunu ayrıca kâğıt havlunun su birikintilerini nasıl emdiğini açıklamada yeterli olmadı. Nida, sıvıların bu özel durumlarla ilgili başka özeliklerinin olup olmadığını sordu. Öğretmeni, Nida’nın bu sorusuna “Elbette, sıvıların bu güne kadar öğrendiklerimizin dışında farklı özelikleri de vardır.” cevabını verdi. Bu kitap için hazırlanmıştır. Sıvılarla ilgili şimdiye kadar öğrendiğimiz bilgilerin günlük hayatta karşılaştığımız bazı olayları açıklamada yeterli olmadığını Nida’nın yaşadıklarından görmüş olmalısınız. Hem bu özellikleri öğrenmek hem de Nida’nın sorularına cevap bulmak için birkaç etkinlik yapalım. Etkinliklere başlamadan önce ön bilgilerimizi yeniden gözden geçirelim. 33 1. ÜNİTE 4. Etkinlik Hangisine Daha Çok Yapışır? Araç ve Gereçler İki adet özdeş cam bardak ● İki adet özdeş plastik bardak ● İki adet plastik kap ● İki adet cam kap ● İki bardak sıvı yağ ● İki bardak su ● Sekiz bardak un ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. İçlerinde ikişer bardak un bulunan plastik kaplardan birine 1 bardak su, diğerine 1 bardak sıvı yağ dökünüz. Sıvı akışlarına müdahale etmeden plastik bardaklarda kalan su ve sıvı yağ oranlarını gözlemleyiniz. 3. Plastik kaplardaki karışımları hamur hâline getiriniz. 4. Su ve zeytinyağı ile oluşturulan hamurların plastik kaplara yapışıp yapışmama durumlarını gözlemleyiniz. 5. İki, üç ve dördüncü adımdaki işlemleri cam kaplar ve cam bardaklar için tekrarlayınız. 6. Gözlem sonuçlarınızı kaydediniz. Sonuca Varalım 1. Plastik bardaklardan hangisinde kalan madde miktarı daha fazladır? 2. Cam bardaklardan hangisinde kalan madde miktarı daha fazladır? 3. Bu durumlar su ve zeytinyağının farklı madde olmalarından kaynaklanıyor olabilir mi? 4. Plastik ve cam kaplarda, su ve zeytinyağı ile yaptığınız hamurlardan hangisi kaplara daha fazla yapışmıştır? 5. Hamurların yapışma oranlarındaki farklılık su ve zeytinyağının farklı madde olmalarından kaynaklanıyor olabilir mi? Farklı iki madde arasında var olan (örneğin su ve cam) ve bu iki maddenin birbirine yapışmasını sağlayan çekim kuvvetine adezyon (yapışma) denir. Günlük hayatta, adezyonun örneklerini sıkça görmekteyiz. Nida’nın ve birçoğumuzun gözlemlediği gibi yağmur damlacıklarının cama yapışması, denizden çıkan bir insanın vücudunun ıslak kalması, durgun bir su üzerinde hareket eden yaprağın suyu sürüklemesi vb. durumlar adezyona örnektir. Farklı iki madde arasında var olan adezyonun yanı sıra aynı madde molekülleri arasında da çekim kuvveti söz konusudur. Bu çekim kuvvetine kohezyon (birbirini tutma) denir. 34 Madde ve Özelikleri Bu durumu durgun bir su birikintisi üzerinde ilerleyen yaprak örneğiyle inceleyelim. Fotoğrafta görüldüğü gibi v hızıyla ilerleyen yaprağın su ile temasından dolayı aralarında adezyon v kuvveti oluşacaktır. Bu yapışmanın etkisiyle yaprak, bir miktar suyu beraberinde sürükleyecektir. Ancak, yaprakla birlikte sürüklenen su molekülleri de alt katmanlardaki su moleküllerini aralarındaki kohezyon nedeniyle aynı yönde hareket ettirecektir. Su molekülleri arasındaki etkileşim alt tabakalara indikçe, fotoğrafta görüldüğü gibi, sürüklenme azalacak ve dip noktada molekül hareketi olmayacaktır. Dip noktadaki bu hareketsizliğin sebebi adezyonun kohezyondan daha etkili olmasıdır. ARAŞTIRALIM Durgun su yüzeyine bırakılan küçük bir kâğıt parçasının kenarına yakın su yüzeyine sıvı deterjan döküldüğünde kâğıdın hareket ettiği görülmektedir. Sizce bunun sebepleri nelerdir? Araştırınız. Elde ettiğiniz sonuçları arkadaşlarınızla paylaşınız. Araştırma sürecinde İnternet, yazılı ve görsel medya gibi farklı ve güvenilir bilgi kaynaklarından yararlanmaya özen gösteriniz. Adezyon ile kohezyon arasındaki ilişkiyi aşağıdaki şekilde verilen örnekle inceleyelim. Su içerisine batırılmış kılcal borular Adezyon > Kohezyon 35 1. ÜNİTE Cıva içerisine batırılmış kılcal borular Adezyon < Kohezyon Kılcal tüplerdeki iki farklı sıvının yükselme veya alçalma hareketleri sonucunda yüzeylerinde içbükey ya da dışbükey bir kavis oluşur. Adezyon ve kohezyona bağlı olan bu etkileşim, sıvı yüzeylerinde bir gerilime neden olur. Bu gerilimin varlığını bir etkinlikle irdeleyelim. 5. Etkinlik Toplu İğneyi Sudan Kurtaralım Araç ve Gereçler ● Cam su bardağı ● Toplu iğne ● İp ● Su Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Toplu iğnenin tam ortasına ipi bağlayınız. 3. Ucunda toplu iğne olan ipi su dolu şeffaf bardağa daldırarak ipi yavaşça yukarı doğru çekiniz ve toplu iğnenin sudan çıkış hareketini gözlemleyiniz. 4. Grup üyelerinin tamamının bu işlemi yapmasını sağlayınız. Sonuca Varalım 1. Toplu iğne sudan çıkarken nasıl bir hareket yapmaktadır? 2. Sizce bu hareketin sebebi ne olabilir? 3. Bu etkinlikte su yerine zeytinyağı kullanılsaydı toplu iğnenin hareketinde nasıl bir değişiklik olurdu? Açıklayınız. 36 Madde ve Özelikleri Sıvıların yüzeylerinde meydana gelen bu gerilime yüzey gerilimi denir. Sıvıların özeliklerinden biri olan yüzey gerilimi, Nida’nın öğretmenine sorduğu ‟sıcak su ve deterjanın bulaşıkları nasıl daha temiz hâle getirdiği” sorusuyla da yakından ilişkilidir. Bu ilişkiyi bir etkinlik yaparak görelim. 6. Etkinlik Acaba Yüzecek mi? Araç ve Gereçler ● Üç adet cam su bardağı ● Üç adet toplu iğne ● Tuz ● Soğuk su ● Sıcak su Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Bardakları musluk suyu, sıcak su ve tuzlu suyla doldurunuz. 3. Toplu iğneyi su yüzeyine paralel olacak şekilde su dolu bardağın üzerine bıraktığınızı varsayarak toplu iğnenin hareketiyle ilgili bir hipotez kurunuz. 4. Kurduğunuz hipotezi test etmek amacıyla toplu iğneyi elinizle yatay olacak şekilde su dolu bardağın üzerine yavaşça bırakıp iğnenin hareketini gözlemleyiniz. 5. Üçüncü ve dördüncü adımdaki işlemleri tuzlu su ve sıcak su dolu bardaklar için tekrarlayınız. Sonuca Varalım 1. Toplu iğnelerin su yüzeylerindeki hareket durumlarını nasıl açıklarsınız? 2. Tüm bardaklar için toplu iğne hareketi aynı mıdır? Eğer hareket durumları farklı ise bu durumu nasıl açıklarsınız? Sıvı molekülleri arasındaki kohezyonun etkisiyle sıvı yüzeylerinde meydana gelen gerilim sıvı ile hava arasında bir tabaka varmış gibi bir duruma yol açar. Bu tabakanın etkisini suya batırılmış bir fırçanın sudan çıkarılırken uçlarının birbirlerine yaklaşmasında da görebiliriz. Yüzey gerilimi diye adlandırılan bu durumun sıvıların diğer maddeler üzerindeki ıslanma etkisine katkısını yapacağımız bir başka etkinlikle inceleyelim. 37 1. ÜNİTE 7. Etkinlik Hangisi Daha Fazla Islandı? Araç ve Gereçler ● Üç adet cam su bardağı ● Tuz ● Maşa ● Soğuk su ● Sıcak su ● Üç adet dereceli silindir ● Üç adet mandal ● Üç adet özdeş ayakkabı bağı Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Bardakları tuzlu su, musluk suyu ve sıcak sularla doldurunuz. 3. Musluk suyuyla dolu bardağa özdeş ayakkabı bağlarından birini sıvının tamamına nüfuz edecek şekilde batırıp 10 s kadar bekleyiniz. Daha sonra maşa yardımıyla ayakkabı bağını sudan çıkararak emdiği suyu mandal yardımıyla dereceli silindirin içerisine süzdürünüz. 4. Dereceli silindirdeki su miktarını ölçünüz. Ölçüm sonuçlarınızı defterinize çizeceğiniz bir çizelgeye kaydediniz. 5. Üçüncü ve dördüncü adımdaki işlemleri tuzlu su ve sıcak suyla dolu bardaklar için tekrarlayınız. Bu işlemleri gerçekleştirmeden önce her ikisi için dereceli silindirlerde toplanacak su miktarlarıyla ilgili hipotezler kurunuz. Sonuca Varalım 1. Dereceli silindirlerdeki su miktarları aynı mıdır? Bu durumu nasıl açıklarsınız? 2. Sıcak suya bir miktar deterjan katılsaydı ne gibi değişiklik olmasını beklerdiniz? Deterjanlı suyla etkinliği yeniden yapıp sonuçları yorumlayınız. Şu ana kadar yaptığımız etkinliklerle sıvılarda yüzey gerilimi değişiminin sonuçlarını gözlemledik. Yaygın olarak kullanılan bazı sıvıların yüzey gerilim katsayıları 39. sayfadaki tabloda verilmiştir. Hem etkinliklerden edindiğimiz deneyimleri hem de tabloda okuduğumuz değerleri göz önünde bulundurarak Nida’nın ‟sıcak su ve deterjanın bulaşıkları nasıl daha temiz hâle getirdiği” sorusuna cevap arayınız. 38 Madde ve Özelikleri Sıvı Sıcaklık (ºC) Yüzey Gerilimi σ (N / m) Su 0 20 100 0,076 0,073 0,059 Gliserin 20 0,063 Cıva 20 0,44 Etil Alkol 20 0,023 Benzin 20 0,022 Amonyak 20 0,021 Gaz Yağı 20 0,028 Kan 37 0,058 Sıvılarda yüzey geriliminin azalması sıvıların diğer maddelerle etkileşimini kolaylaştırmaktadır. Günlük hayatta kullandığımız birçok temizlik malzemesi sıvıların yüzey gerilimini düşürerek suyun maddeyi ıslatmasını artırmanın yanı sıra kirlere daha iyi nüfuz etmesini sağlar. Bu şekilde daha iyi sonuçlar elde edilmesine katkıda bulunur. Yüzey gerilimi, aynı zamanda, su örümceği gibi suda yaşayan birçok canlı için de hayati önem arz eder. Su örümceği, yüzey gerilimi sayesinde su üzerinde rahatça hareket eder ve beslenebilir. ARAŞTIRALIM Bazı böcekler su yüzeyinde rahatlıkla hareket edebildiğine göre insanlar da su yüzeyinde herhangi bir araç kullanmadan yürüyebilir mi? Böyle bir durumun söz konusu olabilmesi için insan vücudunda ne gibi değişiklikler olmalı? Çeşitli kaynaklardan araştırıp elde ettiğiniz bulguları resimleyerek arkadaşlarınıza gösteriniz. Elde ettiğiniz bulgular ve ortaya çıkan resimler üzerinde sınıfta tartışınız. Sıvı molekülleri arasındaki etkileşimin sonucu olan yüzey gerilimi, su örümceği gibi böceklerin su üzerinde rahatça hareket etmesini sağlamanın yanı sıra sıvıların bazı maddelerin bünyesine nüfuz etmesini ve sıvının madde içerisindeki kılcal ortamlarda taşınmasını da sağlar. Şimdi, Nida’nın “Kâğıt havlu, yağmur suyunu nasıl emiyor?” sorusuna cevap aramak için suyun kılcal ortamlarda nasıl yükseldiğini araştıralım. 39 1. ÜNİTE 8. Etkinlik Hayret! Su yükseliyor Araç ve Gereçler ● Kılcal cam boru veya kılcal şeffaf pipet ● Cam su bardağı ● Soğuk su Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Suyla dolu bardağa kılcal cam boruyu veya kılcal şeffaf pipeti batırınız. 3. Bardaktaki ve kılcal borudaki su seviyelerini gözlemleyiniz. 4. Grup üyeleriyle gözlemlerinizi tartışınız. Sonuca Varalım 1. Kılcal cam borudaki ve bardaktaki su seviyeleri aynı mı? Aynı değilse bu durumu nasıl açıklarsınız? Sıvı molekülleri ile ince yüzeyi oluşturan moleküller arasında adezyon, sıvı moleküllerinin kendi arasında da kohezyon vardır. Sıvıların çok ince borularda yükselmesi onların bu özeliklerinden kaynaklanan etkiyle gerçekleşir. Bu olaya fizikte kılcallık adı verilir. Kılcallığı; gaz lambası fitilinde yükselen gaz yağında, kurutma kâğıdının ya da havluların suyu çekmesinde, bitkilerin suyu topraktan alıp üst kısımlara çıkarması ve benzeri birçok örnekte görmekteyiz. 40 Madde ve Özelikleri Performans Görevi Tasarlıyorum Öğreniyorum Beklenen Performans Puanlama Yöntemi Görev Süresi - Problem Çözme Dereceli Puanlama 1 hafta Becerisi Anahtarı - Bilişim ve İletişim Becerisi - Yaratıcılık Görev İçeriği: Günümüzde sportif faaliyetlerdeki rekabetin artması, spor malzemesi üreten firmaları yeni arayışlara sevk etmiştir. Siz bir spor malzemesi üreticisi olsaydınız ve fizikte öğrendiğiniz “kılcallık” özelliğini kullanmanız gerekseydi, spor malzemesi üretiminde bunu nasıl kullanırdınız? Görevinizi hazırlarken aşağıdaki yönerge size yardımcı olacaktır. - Bir araştırma planı hazırlayınız. - Hangi spor dalı için hangi malzemeyi üreteceğinizi nedenleri ile birlikte açıkça belirtiniz. - Üretmeye karar verdiğiniz malzemede “kılcallık” özelliğinden nasıl yararlanacağınızı açıkça belirtiniz. - Araştırmanızı yaparken İnternet, kütüphane, bu konuda yayınlanmış bilimsel makaleler vb. kaynaklardan yararlanabilirsiniz. - Araştırmanızı 3 sayfayı geçmeyecek şekilde rapor hâline getiriniz. - Araştırmanızı sadece yazılı bir metne bağlı kalmadan, görsel araç-gereçlerden de yararlanarak sınıfta arkadaşlarınıza sununuz. Araştırmanız 257. sayfadaki EK - 1’de verilen dereceli puanlama anahtarı ile değerlendirilecektir. 41 1. ÜNİTE AURORA NEDİR? Aurora, büyüleyici bir göz ziyafetine dönüşen doğa olayıdır. Bu doğa olayını bir bütün olarak ancak astronotlar görebilir. Kutuplardan da kısmen gözlenebilmesi mümkündür. Güney kutbundan görülenler güney ışıkları (aurora australis), kuzey kutbundan görülenler kuzey ışıkları (aurora borealis) olarak adlandırılmaktadır. Bu doğa olayının temel kaynağı, güneş lekelerine neden olan güneş patlamalarıdır. Güneş dev bir plazma küresidir. Bu dev plazma küresinden kopup güneş rüzgârlarıyla Dünya’mıza gelen elektrik yüklü parçacıkların dünya atmosferine yapabileceği muhtemel etkiler Dünya’nın manyetik alanı tarafından engellenir. Bu manyetik alana manyetosfer denir. Güneş’in oluşturduğu yüklü parçacık hareketi, manyetosfer tarafından saptırılarak kutup bölgelerine doğru itilir. Bunun sonucunda yüklü parçacıklar kutup bölgelerinde, atmosferde bulunan oksijen ve azot atomlarıyla çarpışarak onların iyonize olmasını sağlar. Böylelikle bir ışıma gerçekleşir. Bu ışımalar gökkuşağı ile karşılaştırılamayacak kadar büyülü bir renk tayfı olarak gözlenir. Bu renk tayfları özellikle yay, bulut ve çizgi şeklinde atmosferin yaklaşık 100 km ile 1000 km yükseklikleri arasında ve yatay düzlemde binlerce kilometre uzunluğunda oluşur. Genellikle yeşil renkte görünen auroralar çok yükseklere çıkıldığında kırmızı veya pembe renkte görülebilir. Bu kitap için hazırlanmıştır. Bu müthiş göz ziyafetini daha iyi kavrayabilmek için oluştukları ortamı yani atmosferi incelememiz gerekir. 10. sınıfa kadar öğrendiğimiz bilgilerden gazların da sıvılar gibi akışkan olduğunu ve aralarındaki temel farkın, molekülleri arasındaki mesafelerden kaynaklandığını biliyoruz. Gaz moleküllerinin katı ve sıvı moleküllerine göre daha bağımsız olması, gaz moleküllerinin birbirinden uzak olmasını sağlar. Diğer bir ifade ile bu moleküllerin hareketleri daha az sınırlandırılmıştır. Bu özeliklerinden dolayı bu moleküller bulundukları ortamı tamamıyla doldurur. 42 Madde ve Özelikleri O hâlde, nasıl oluyor da kapalı bir ortam olmayan atmosferde gazlar uzaya dağılmıyor? Bu durumun nedenlerini bir etkinlikle irdeleyelim. 9. Etkinlik Atmosfere Benziyor mu? Araç ve Gereçler ● İki adet balon ● Toplu iğne ● Milimetrik kâğıt ● Mezura ● Hesap makinesi ● Elektrikli ısıtıcı Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Balonların üzerine tükenmez kalemle 1cm’lik çizgi çiziniz ve balonlardan birini yaklaşık 30 farklı noktadan toplu iğne ile deliniz. 3. Her iki balonu iyice şişirmeye çalışınız ve balonlardaki değişimleri gözlemleyiniz. 4. Şişirebildiğiniz balonun üzerindeki çizginin boyunu ölçünüz ve bu değeri kaydediniz. 5. Yeterince şişirdiğiniz balonu elektrikli ısıtıcının önünde bekleterek dördüncü adımdaki işlemleri her 3 dakikada bir olacak şekilde üç kez tekrarlayınız. Elde ettiğiniz verilerden hareketle çizgi boyu - zaman grafiğini çiziniz. 6. Şişirilmiş sıcak ve soğuk balonu belli yükseklikten serbest bırakarak hareketlerini gözlemleyiniz. Sonuca Varalım 1. Balonların şişmesini ve şişmemesini nasıl açıklarsınız? 2. Şişen balondan hareketle gazların dağılmasını balonun engellediğini söyleyebilir misiniz? 3. Delik balondan çıkan gazlara ne olduğunu düşünüyorsunuz? 4. Elektrikli ısıtıcı karşısında bekletilen balonun üzerindeki çizginin zamanla değişimini nasıl açıklarsınız? 5. Şişirilmiş balonların hareketlerini nasıl açıklarsınız? Dünya’da yaşama olanağı sağlayan, Dünya’mızı diğer gezegen ve yıldızlardan ayıran atmosferdir. Belirli bir sınırı olmayan atmosferin kalınlığını hava moleküllerine etkiyen yer çekimi kuvveti ve bu moleküllerin sahip olduğu kinetik enerji belirler. Yer çekimi kuvveti, uzaya dağılma eğilimi gösteren hava moleküllerini tutarken moleküllerin sahip olduğu kinetik enerji, moleküllerin yere düşmesini engeller. Moleküllerin yerin çekim kuvvetiyle yere doğru çekilmesi ve kinetik enerjileriyle dağılma eğilimleri arasında bir 43 1. ÜNİTE denge söz konusudur. Bu denge öylesine hassastır ki yerin çekim kuvveti olmazsa atmosferden söz etmek mümkün olmayacaktır. Benzer şekilde hava molekülleri gaz hâline göre daha yavaş hareket ederse atmosferi oluşturan bu gaz molekülleri sıvı veya katı hâle dönüşecektir. Böyle bir durumda atmosferin varlığından söz etmek mümkün olmayacaktır. Molekülleri çeken yer çekimi kuvvetiyle moleküllerin dağılma eğilimi göstermesine neden olan kinetik enerjisi arasındaki dengede güneş enerjisinin yeri önemlidir. Güneş enerjisinin olmadığı bir ortamda moleküllerin hareketini besleyen enerji de olmayacaktır. Böyle bir durumda moleküller adeta yere düşecektir. Bu durumu tavaya konulan mısır tanelerine benzetebiliriz. Tavaya ısı verildikçe mısır taneleri patlamaya ve hareket etmeye başlar. Benzer şekilde, hava moleküllerine verilen ısı da bu moleküllerin daha da yükselmesine neden olur. Bu harekette hava moleküllerinin ortalama sürati yaklaşık 1600 km / h (444 m / s) olacaktır. Özetle auroranın gerçekleştiği yer olan atmosferimiz, güneş enerjisiyle beslenmekte ve yer çekimiyle tutulmaktadır. Atmosfer, canlılara yaşam imkânı tanısa da bu imkân atmosferin her seviyesinde eşit değildir. Örneğin, yerden binlerce kilometre yükseklikte uçan jet pilotları oksijen maskesi takar, pervaneli uçaklar belirli bir yükseklikten yukarı çıkamaz. Mükemmel bir dengeye sahip olan atmosferimizin gaz yoğunluğu yeryüzünden itibaren kademeli olarak azalmaktadır. Auroraların gerçekleştiği yüksekliklerde (100-1000 km) ise gaz yoğunluğu neredeyse en küçük değerleri alır. Yoğunluğu yükseklikle azalan havanın atmosfer içerisindeki toplam kütlesinin % 50’si ilk 5-6 km’de, % 90’ı ilk 20 km’de ve % 99’u da ilk 30 km’de bulunmaktadır. 1000 km 690 km 100 km 85 km 50 km 40 km 30 km 20 km 5 - 6 km ARAŞTIRALIM 10. sınıfa kadar öğrendiklerimizle gidilecek belirli bir yolu, sürat ve zamana bağlı olarak bulabiliriz. Buradan hareketle 8848 m yükseklikteki Everest Dağı’na tırmanan bir dağcının düz yolda saatte yaklaşık 5 - 6 km yürüyebildiği göz önüne alınırsa yaklaşık bir gün içinde bu dağa tırmanabileceğini tahmin edebiliriz. Fakat hepimiz biliriz ki bu süre tahminimizden oldukça uzun (örneğin 2 ay) sürmektedir. Sizce bu durumun sebepleri neler olabilir? Araştırınız. Elde ettiğiniz verileri arkadaşlarınızla paylaşınız. Doğası gereği dağılma ve içinde bulunduğu kabın tamamını doldurma özelliği gösteren gazların günlük hayatta değişik kullanım alanları mevcuttur. Kamyon gibi taşıtların fren sistemlerinde, ısınmada, elektrik üretiminde, mutfak tüplerinde, havalı matkaplarda, yakıt olarak bazı taşıtlarda vb. birçok alanda gazlardan yararlanılır. 44 Madde ve Özelikleri Performans Görevi Dünyamız ve Küresel Isınma Beklenen Performans Puanlama Yöntemi Görev Süresi - Problem Çözme Dereceli Puanlama 1 hafta Becerisi Anahtarı - Bilişim ve İletişim Becerisi Görev İçeriği: Dünyamızda küresel ısınma gün geçtikçe ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Bu konuda pek çok sivil toplum örgütü, çeşitli sanayi kuruluşları ve üreticileri araştırmalar yapmaktadır. Bu çerçevede sizden küresel ısınmanın nedenleri konusunda bir araştırma yapmanız beklenmektedir. İkinci bir görev olarak ise, sizden buzdolabının çalışmasında gazların nasıl bir işlevinin olduğunu araştırmanız beklenmektedir. Araştırmanızı yaparken aşağıdaki yönerge size yardımcı olacaktır. - Sınıfınızda iki ayrı çalışma grubu oluşturarak grubunuza bir isim veriniz. - Gruplardan biri ‟Buzdolabının çalışmasında gazlardan nasıl yararlanılmaktadır?” sorusunu araştırırken, diğer grup Dünya için büyük tehdit oluşturan ‟küresel ısınmanın nedenlerini” araştırsın. - Grup içerisinde görev dağılımı yapınız. - Her iki grup bir araştırma planı hazırlayarak, bir grup sözcüsü belirlesin. - Araştırmanızı çeşitli kaynaklardan, İnternet, kütüphane, bu konuda yazılmış bilimsel makaleler vb. araştırabilirsiniz. - Araştırmanızı üç sayfayı geçmeyecek şekilde rapor haline getiriniz. - Kullandığınız kaynakları araştırma raporunuzda belirtiniz. - Belirlenen grup sözcüsü, yapılan araştırmayı sınıfta görsel materyallerle de destekleyerek sunmalıdır. - Araştırmanız 257. sayfadaki EK - 1’de verilen dereceli puanlama anahtarı ile değerlendirilecektir. Plazmalar Dokuzuncu sınıfta maddenin katı, sıvı ve gaz hâllerinin dışında plazma hâlini de öğrenmiştik. Maddenin plazma hâli, günlük hayatımızda en az görülen hâl iken evrenin neredeyse tamamı (% 96) plazma hâli özelliğini taşımaktadır. Güneş, yıldızlar, güneş rüzgârları maddenin plazma hâlinin uzaydaki örnekleri iken; şimşek, yıldırım, kuzey ve güney kutup ışıkları (auroralar) ise yerküre üzerindeki maddenin plazma hâlinin örnekleridir. 45 1. ÜNİTE Burada dikkat edilmesi gereken husus maddenin plazma hâlinin kandaki plazma ile karıştırılmamasıdır. Plazmalar Isı ve elektriği iyi iletir. Eşit sayıda pozitif (iyon yükleri) ve negatif (elektronlar) yüklere sahiptir. Yüksek veya düşük sıcaklık ve enerji yoğunluğuna sahiptir. Plazmalar laboratuvar ortamlarında gazların ısıtılarak çok yüksek sıcaklıklara ulaştırılmasıyla veya çok düşük sıcaklıklarda yüksek enerjili parçacıklara veya ışınıma maruz bırakılarak da üretilebilirler. Plazma topu, floresan ve neon lambaları ile mum alevi (fitile yakın kısmı) yerkürede üretilen plazma örnekleridir. Günlük yaşamımızda plazmanın örnekleri mevcuttur. Örneğin, bir floresan lambanın düğmesine bastığımızda yüksek voltajlı bir elektron akımına neden oluruz. Bu elektronlar, bazı atomların iyonize olmasını sağlayarak plazma oluşturur ve ışıma gerçekleşir. Benzer şekilde, elektron bombardımanına uğrayan neon lambaları da bazı atomların iyonize olması sonucu plazma hâline geçer ve ışıma gerçekleşir. Kuzey - güney kutup ışıklarında da benzer durumlar söz konusudur. Güneş’ten gelen yüklü parçacıklar, düşük sıcaklıklı plazma katmanındaki oksijen veya azot atomlarına çarparak onların iyonize olmasını ve ışıma yapmalarını sağlar. Anlaşıldığı gibi plazmalar çok düşük veya yüksek sıcaklıkta görülür. Buradan hareketle plazmalar, soğuk ve sıcak plazma olmak üzere iki grupta sınıflandırılır. ARAŞTIRALIM Plazma, sanayide hangi alanlarda kullanılmaktadır? Bu konu ile ilgili bir araştırma yaparak elde ettiğiniz bilgileri sınıfta arkadaşlarınızla paylaşınız. Plazmaların yüksek enerji yoğunluğuna sahip olması ve diğer enerji üretim yöntemlerine göre daha temiz olması bazı ülkeleri plazmalardan enerji üretmeye yöneltmiştir. Yapılan çalışmalar yaklaşık 30 yıldır füzyon yoluyla enerji üretimine yoğunlaşmıştır. Hafif atomların yüksek hızlarda çarpışması sonucu daha ağır atomların oluştuğu füzyon olayının gerçekleşmesi için çok yüksek enerjilere ihtiyaç duyulmaktadır. Doğada sıcak füzyon için uygun koşullar yıldızların merkezlerindeki plazmalarda görülmektedir. Üretim için gerekli olan yakıt ise deniz suyunda da bulunan ağır hidrojenlerdir (döteryum) ve bu nedenle sınırsız enerji kaynaklarıdır. Ancak yeterli sıcaklığa ulaştırmadaki, istenilen ideal ortamın oluşturulmasındaki ve uygun reaktör yapımındaki sorunlar nedeniyle sıcak plazmadan enerji elde edilmesi güçleşmektedir. 46 Madde ve Özelikleri ARAŞTIRALIM Sevgili öğrenciler, bu ünitede atmosferin ve plazmaların bazı özeliklerini öğrendiniz. Şimdi bu öğrendiklerinizi teknolojik uygulamaları anlamlandırmada kullanmaya ne dersiniz? Bunun için düşük ve yüksek frekanslı radyo dalgalarının iletim farklarını irdeleyelim. Ön Bilgi İyonosfer bir vericiden gelen düşük frekanslı radyo dalgalarını bir ayna gibi yansıtarak eğer alıcı kapsam alanındaysa sinyali almasını sağlar. Günümüzde sıklıkla tercih edilen yüksek frekanslı radyo dalgalarıdır. Atmosferin iyonosfer katmanı düşük frekanslı yayın yapan bir AM (Amplitod Modülasyon) radyosunun yansıma, yüksek frekanslı yayın yapan bir FM (Frekans Modülasyon) radyosunun ise ileri saçılma vasıtasıyla sinyal iletiminin yapılmasını sağlar. Buradan hareketle; Nasıl oluyor da bazı geceler çok uzaktaki bir AM radyosunun yayınını kapsam alanı dışında olmamıza rağmen dinleyebiliyoruz? Araştırınız. 47 A. Aşağıdaki ifadelerde noktalı yerleri, tabloda verilen kelimelerle anlamlı biçimde tamamlayınız. hacim kesit alanı büyük yüzey alanı doğal yer çekimi küçük soğuk plazma üretilen sıcak plazma 1. Maddelerin uzunluk, genişlik ve derinlik ölçüleri eşit oranlarda artırıldığında en büyük artış .................. de olacaktır. 2. Adezyonun kohezyondan …......................…. olması ıslanma şartıdır. 3. Atmosferin oluşumunda …......................….etkendir. 4. Güneş en büyük …......................…. örneğidir. 5. Floresan lamba ve neon lamba …......................….plazma örnekleridir. B. Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların karşısına ‟D”, yanlış olanların karşısına ‟Y” yazınız. 1. Kohezyon farklı sıvı molekülleri arasında geçekleşir. ( 2. Yüzey geriliminin oluşumunda sadece kohezyon etkendir . ( 3. Şimşek, yıldırım, kuzey ve güney kutup ışıkları plazmanın dünyamızdaki örnekleridir. ( 4. Varlıkların dayanıklılığını kesit ve yüzey alanlarının hacimlerine oranıyla buluruz. ( ) ) ) ) C. Aşağıdaki kavram haritasında görülen boşlukları tablodan verilen kavramlardan hareketle doldurunuz. Islanma Sıvı yoğunluğu Sıcaklık Adezyon Kohezyon Kuruma bağlı olduğu etmen bağlı olduğu etmen Adezyon ve Kohezyon bağlı olduğu etmen 48 D. Aşağıdaki soruları cevaplayınız. 1. 1 cm3 lük birim küpün ebatlarının 5’er cm artırıldığını düşününüz. Buna göre aşağıdaki soruları cevaplayınız. a. Küpün hacmi ne kadar artar? Hesaplayınız. b. Küpün kesit alanı ne kadar artar? Hesaplayınız. c. Toplam yüzey alanı ne kadar artar? Hesaplayınız. 2. Kendi vücut ölçülerinizi üç kat artırdığınızı düşünelim. Böyle bir durumda daha güçlü mü yoksa daha zayıf mı olursunuz? Açıklayınız. 3. Avustralya yerlilerinin av amacıyla kullandıkları bumerang adlı aleti; Fevzi, dişbudak ağacından bire bir ölçülerine uygun olarak değil de uzunlukları 1 / 2 küçülterek yapmıştır. Fakat bumerangın bütün denemelerde beklendiği gibi havada geriye dönüp uçmadığı görülmüştür. Neden? Açıklayınız. 4. Küçük hayvanlar (örneğin civcivler) üşüdükleri zaman niçin birbirlerine sokulurlar? Açıklayınız. 5. Bir filden yaklaşık 40 kat büyük olan mavi balina denizde rahatlıkla hareket ederken karaya vurduklarında kısa sürede ölmektedirler. Balinanın ölüm nedeni havasızlık değildir. Bu ünitede öğrendiklerinizi göz önüne alarak karaya vuran balinaların ölüm nedenini açıklayınız. 49 6. Atmosferdeki gaz moleküllerinin hareketliliğinin devamlılığı için gerekli enerji kaynağı nedir? Bu anlamda kaynağın atmosferdeki etkilerini açıklayınız. 7. Plazmaların gazlardan farkları nelerdir? Günlük yaşamdan örnekler vererek açıklayınız. 8. Gazların bulunduğu kabın şeklini aldığı bilindiğine göre, niçin atmosferi oluşturan gazlar uzaya dağılmazlar? Açıklayınız. 9. Ay’da niçin atmosfer olmadığını, Dünya’da niçin atmosfer olduğundan hareketle açıklayınız. 50 KUVVET VE HAREKET 2. ÜNİTE KONULAR * NAZ TENİS KORTUNDA * HÜZÜNLÜ AYRILIK * İLAYDA YARIYIL TATİLİNDE * BEYZBOL * KAMYONUN HIZLANMASI Bu ünitede; Kuvvetin vektörel özelliklerini inceleyererek bir cismin gözlenen hareketlerini Newton’un Hareket Yasaları ile açıklayacağız. Yalnız sabit kuvvetin etkisindeki hareketleri yani sabit ivmeli sistemleri inceleyeceğiz. Eylemsizliğin sadece Newton’un I. Yasası ile ilişkili olmadığını, cisimlerin kütlelerinden dolayı eylemsizliğe sahip olduğunu keşfedeceğiz. Kuvvet ve Hareket NAZ TENİS KORTUNDA Temel eğitimini köyde tamamlayan Naz; çalışkan, zeki ve öğrenmeye meraklı bir öğrenci olduğu için girdiği fen lisesi sınavını kolayca kazanır. Lisedeki ilk yılını okulunu ve arkadaşlarını tanımakla geçirir. İkinci yılında Naz artık yabancı olmadığı bir ortamdadır ve boş zamanlarında tenis öğrenmeyi ister. Raketlerin nasıl ustalıkla kullanıldığını küçükten beri hep merak etmiştir. İşe tenis oynayanları seyretmekle başlar. Oyun bittikten sonra Naz eve gider. Tenis oyunu ile ilgili İnternetten araştırma yapar. İnternetin imkânlarından yararlanarak topun rakete çarpmasını ve ondan ayrılmasını yavaşlatılmış olarak izler. Topun raketle çarpışınca yavaşlayıp durması, o esnada raketin topa değen kısmının bombeleşmesi daha sonra da topun raketten hızla ayrılması Naz’ı çok heyecanlandırır. Naz bütün bu gördüklerini gerçekleştiren etkenin ne olduğunu merak eder. Bu kitap için hazırlanmıştır. Benzer şekilde yukarıya doğru fırlatılan bir taş niçin geriye döner? Nehirler nereye ve niçin akarlar? Hareket hâlindeki arabanın frenine basılınca arabayı durduran nedir? Güneş’i, Ay’ı ve gezegenleri hareket ettiren nedir? Duran bir cismi harekete geçiren, hareket hâlindeki bir cismi durduran nedir? 53 2. ÜNİTE TARTIŞALIM Buzlu bir yolda duran otomobillerin harekete geçmekte zorlandığını gözlemişsinizdir. Aynı şekilde hareket hâlindeki otomobiller de buzlu yolda durmakta zorlanır ve çoğu kez kazalara neden olur. Bu olayların nedenlerini, buzlu havalarda normalden farklı olarak ne gibi değişiklik olduğunu ve bu durumun hangi büyüklüğü değiştirdiğini tartışınız. Bir cismin hareketini başlatan veya sona erdiren etkenin ne olduğuna cevap bulunmasıyla insanın evrene bakış açısında değişmeler olmuştur. Aristo’ ya göre bu tür soruların cevabı varlıkların sahibine gitme isteğinden başka bir şey değildir. Bu görüşe göre su ve toprağın sahibi yerin merkeziyken, hava ve ateşin doğal sahibi göklerdir. Bu görüş Galileo ve Newton’ un çalışmalarını ortaya koyuncaya kadar geçerliliğini sürdürmüştür. Galileo ve Newton’ un çalışmalarına göre cisimlerin hareketini belirleyen, üzerlerine etkiyen kuvvettir. Kuvvetle ve benzeri kavramlarla ilgili bu yanlış bilgilerin birçok fizikçinin katkısıyla çözülmesi bilimde modern bir anlayışın doğmasına neden olmuştur. Aristo, Galileo ve Newton hakkında ayrıntılı bilgi kitabın sonundaki ‟Fizik Bilimine Katkı Sağlayan Bilim İnsanları” bölümünde verilmiştir. Şimdi kuvvetin sadece cisimlerin hareketi üzerinde mi etkili olduğunu, bunun dışında bir etkisinin olup olmayacağını etkinlikle araştıralım. 1. Etkinlik Islak Sünger Araç ve Gereçler ● Bulaşık süngeri ● Bir şişe su ● İçinde kalemler olan kalem kutusu Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Bulaşık süngerini masanın üzerine koyunuz. 2. Üzerine su dökmeden önce süngerin şeklinin su dökül­ mesiyle değişip değişmeyeceğini tartışınız. 3. Suyu yavaşça dökerek süngeri gözleyiniz. 4. Su döktüğünüz süngerin üzerine kalem kutusunu koyarak süngerde bir değişiklik olup olmadığını gözlemleyiniz. 54 Kuvvet ve Hareket Sonuca Varalım 1. Su döktüğünüzde süngerin şeklinde değişme oldu mu? Bu durumu nasıl izah edersiniz? 2. Üzerine kalem kutusu konulan süngerin şeklinde değişme oldu mu? Bu durumu nasıl izah edersiniz? 3. Süngere su dökülünce veya üzerine kalem kutusu konulunca süngere etki eden hangi değişken değişmiştir? Takozun harekete başlaması, hareket hâlindeki takozun hare­ ketinin cinsinin değişmesi veya durması ve bulaşık süngerinin şeklinde değişiklik olabilmesi için kuvvete ihtiyaç olduğu kaçınıl­ maz bir gerçektir. Kısacası, cisimlerin hareket durumlarında veya şekillerinde değişiklik yapabilen etkene kuvvet denir. Tenis spo­ runda topun raketle çarpışınca yavaşlayıp durması, o esnada ra­ ketin topa değen bölümünün bombeleşmesi, sonra topun raketten hızla ayrılması Naz’ı heyecanlandırmış ve Naz bütün bunları ger­ çekleştiren etkenin ne olduğunu merak etmişti. Yukarıda yaptığı­ mız açıklamalardan yola çıkarak bu etkenin kuvvet olduğunu söy­ leyebiliriz. Bu sporda oyuncu kendisine doğru gelen tenis topuna, hareketine karşı koyacak şekilde, raketle vurur. Bu durumda raket topa etki şeklinde bir kuvvet uygular. Bu kuvvet önce topu çok kısa bir zaman aralığında da olsa yavaşlatarak, durdurur ve onu zıt yönde hızlandırır. Bu esnada olay, teknik araçlarla gözlenirse esnek olan topun şeklinin etkileşim sürecinde değiştiği görülür. Günlük yaşamımızda kuvvetin pek çok olayın gerçekleş­ mesinde etken olduğunu görürüz. Portakal sıkacağı ile portakal suyu elde etmede, açık kapının kapatılmasında, yazı tahtasının silinmesinde, fotoğrafta görüldüğü gibi metal borunun bükülme­ sinde vb. durumlarda kuvvetin etkilerini hissederiz. Boru bükme tezgâhı Kuvvetin özelliklerini kavradıktan sonra kuvvetle ilişkili olarak bazı öğrencilerin yanılgıya düştükleri görülmüştür. Bu yanılgıları gidermek için bir tartışma etkinliği yapalım. 55 2. ÜNİTE TARTIŞALIM 1. Bir asansörün fazla sayıda insan taşıması daha büyük kuvvet uygulaması anlamına gelir mi? Tartışınız. 2. Yüksek katlı binalarda kullanılan asansörlerin hızlı hareket etmesi daha güçlü olmaları anlamına gelir mi? Tartışınız. Bir cismi kaldırabilmek için ona en az ağırlığı kadar kuvvet uygulamak gerekir. Bu durum cismi kaldıracak kişinin güçlü olup olmaması ile ilgili değildir. Yüz adet tuğlayı inşaatın birinci katından ikinci katına tek tek ve ya bir seferde çıkardığımızda aynı işi yapmış oluruz. Başka bir ifade ile aynı miktarda enerji harcarız. Her iki durumda da kütle çekimine karşı iş yapılmıştır. Fakat işin yapılış süreleri farklıdır. Aynı işi daha kısa sürede yapan daha güçlüdür. Cismin üzerinde yapılan iş, cismin enerjisini arttırır. Dolayısıyla, güç enerji aktarma hızıdır. Yukarıdaki tartışma etkinliğinden de görüldüğü gibi güç ve kuvvet ile güç ve enerji aynı kavramlar değildir. Kuvvetin varlığını ve etkilerini kavradıktan sonra kuvvetin nasıl bir büyüklük olduğunu hiç merak ettiniz mi? Fizikte kullanılan büyüklüklerin skaler ve vektörel büyüklükler olmak üzere ikiye ayrıldığını dokuzuncu sınıf fizik dersinde öğrenmiştiniz. Şimdi, kuvvetin nasıl bir büyüklük olduğu sorusunun cevabını bir etkinlikle araştıralım. 56 Kuvvet ve Hareket 2. Etkinlik İki Kişilik Oyun Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Sınıftaki arkadaşlarınızdan birine, dışarıya çıkıp kapının arka­ sında beklemesini söyleyiniz. 2. Bir arkadaşınızı da yazı tahtasının önüne kaldırınız. 3. Yazı tahtasının önündeki ar­ kadaşınız herhangi bir doğrultuda 5 – 10 s veya 5 – 10 adım yürüsün ve bu eylemi yüksek sesle kapı­ nın dışında bekleyen arkadaşını­ za ifade etsin. 4. Yazı tahtasının önündeki arkadaşınız öğretmen masasına kuvvet uygulasın ve bu durumu yine yüksek sesle kapının dışında bekleyen arkadaşınıza ifade etsin. 5. Yazı tahtasının önündeki arkadaşınızın yaptıklarını sözlü olarak ifade etmesi dışarıdaki arkadaşınızın, içeridekinin yaptık­ larını kavraması için yeterli midir? Tartışınız. 6. Kapının dışındaki arkadaşınızı sınıfa alarak ondan sınıfta yapılan faaliyetleri size anlatmasını isteyiniz. Sonuca Varalım 1. Sınıfa aldığınız arkadaşınız yapılan her iki faaliyeti de kavrayıp size tam olarak aktarabildi mi? Şayet aktaramadığı faaliyet varsa bu hangisidir? 2. Arkadaşınız kavrayamadığı faaliyeti kavrayabilmek için ek soru sorma gereği hissetti mi? Şayet hissetmişse hangi soruları sordu? 3. Arkadaşınızın faaliyetlerden birini kavrayabilmesi için ek soru sorması bu büyüklüklerin farklı cins büyüklükler olduğu anlamına gelir mi? Kuvvetin; başlangıç noktası, doğrultusu, yönü ve şiddeti ile ifade edildiğini öğrendik. Bu şekilde ifade edilen büyüklüklerin vektörel bir büyüklük olduğunu biliyoruz. Öyleyse, kuvvetin de vektörel bir büyüklük olduğunu söyleyebiliriz. Sadece şiddeti ile ifade edilen büyüklükler, skaler büyüklük­ lerdir. Skaler büyüklüklerin reel sayılarla ifade edildiğini, vektörel büyüklüklerin ise yönlendirilmiş doğru parçaları ile gösterildiğini biliyorsunuz. 57 2. ÜNİTE Pekiştirelim Aşağıdaki çizelgeye iki büyüklük adı yazılmış ve bu büyüklüğün cinsi işaretlenmiştir. Siz de örnekleri çoğaltarak ve defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak büyüklüklerin cinsini belirleyiniz. Büyüklük adı Skaler Büyüklük Ağırlık Sıcaklık Vektörel Büyüklük + + ‟Naz Tenis Kortunda” adlı metinde tenis topunun hareketini değiştiren etkenin kuvvet olduğunu öğrendik. Buradan hareketle, köpeklerin kızaklara neden aynı ip üzerinde arka arkaya bağlandığını veya gemicilerin halat çekerken neden arka arkaya dizildiklerini açıklayabilir misiniz? Kuvvetlerin toplanılması ile ilgili olan bu sorulara cevap arayalım. Vektörel bir büyüklük olan kuvvet üç farklı yöntemle toplanır. 1. Paralel Kenar Yöntemi Durmakta olan bir cismin harekete başlayabilmesi için kuvvet etkisinde kalması gerektiğini dokuzuncu sınıf fizik dersinde öğrendiniz. Bazen hareket hâlindeki cisme birden fazla kuvvet etkiyebilir. Bu durumda bileşke kuvvetten bahsedilir. Bu kuvvetlerin doğrultularının ve şiddetlerinin değişmesinin bileşke kuvveti değiştirip değiştirmeyeceğini hiç merak ettiniz mi? Bileşke kuvvetin değişmesine bağlı olarak takozun hareketinde ve hareket doğrultusunda bir değişme olur mu? Bunları etkinlikle öğrenelim. 3. Etkinlik Paralel Çizgiler Araç ve Gereçler ● Tahta takoz ● İp (1 m) ● Sabit makara (2 adet) ● Masa kıskacı (2 adet) ● Tartım takımı Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Özdeş kütleler kullanarak fotoğraftaki gibi bir düzenek kurunuz. 58 Kuvvet ve Hareket 2. Takozu serbest bırakarak hareketini gözlemleyiniz. 3. Kütlelerden birini değiştirip takozu serbest bırakarak hare­ ketini yeniden gözlemleyiniz. Sonuca Varalım 1. Uygulanan kuvvetlerin doğrultularını ve takozun hareket doğrultusunu çiziniz. Buradan hareketle kuvvetlerin bileşkesi ve takozun hareket doğrultusu ile ilgili ne söyleyebilirsiniz? 2. Ağırlıklardan birinin değişmesi takozun hareket doğrul­ tusunu değiştirdi mi? Bunu nasıl açıklarsınız? Paralel kenar yöntemi ile toplama işlemi yapmak için kuvvetlerin başlangıç noktalarının aynı olması gerekir. Şayet farklı ise aynı olması sağlanır. Bunun için önce kuvvetlerin başlangıç noktaları birleştirilip, kuvvetlerin bitim noktalarından birbirine paralel çizgiler çizilerek bir paralelkenar oluşturulur. Sonra bu paralelkenarın, kuvvetlerin başlangıç noktasından geçen köşegeni çizilir. İşte bu köşegen üzerindeki vektör bileşke kuvvettir. Şimdi bu yöntemi ölçekli bir çizim yaparak görelim. → F1 → F1 → F1 → F2 → F2 → F1 → F2 → → 1+ F2 → =F R → F2 Bileşke kuvvetin şiddetinin nasıl bulunacağını görelim. → F1 α A ABC de cosinüs teoremini yazalım. B → R 180 ­α → C F2 α (kosinüs) R2=F12 + F22 ­ 2.F1.F2.cos(180°­α) cos(180°­α) açılımını yazalım. cos(180°­ α) = cos180° cosα + sin180° sinα olur. cos180° = ­1 sin180° = 0 değerlerini yerine yazarsak, R2 = F12 + F22 + 2.F1.F2 .cosα eşitliğini elde ederiz. 59 2. ÜNİTE Örnek → F2 A 60° → F1 Şekildeki A noktasına uygulanan F1 = 3N ve F2 = 4N’luk kuvvetlerin toplamının şiddetini bulup doğrultusunu belirleyiniz. (cos60° = 3 1 , sin60° = ) 2 2 Çözüm Kuvvetleri paralelkenar yöntemiyle toplayalım. → Verilenleri; F2 → R 60° R2 = F12 + F22 + 2F1F2cosα eşitliğinde yerine yazalım. → F1 R2 = 32 + 42 + 2.3.4cos60° R = √37 N bulunur. Şimdi toplam kuvvetin doğrultusunu belirleyelim. Bunun için toplam kuvvetin yatay doğrultuda olan F1 kuvvetiyle yaptığı açıyı bulalım. A B → F2 A M → R 60° ᶿ C 60° → F1 K L AC = ABcos60° 1 AC = 4. 2 AC = 2 N BC = ABsin60° 3 BC = 4. 2 BC = 2 3 N olur. 2 Diğer taraftan AC = KL ve BC = ML’ dir. Buna göre, AL = 3 + 2 ise AL = 5 N’dur. AML’de tanθ yazalım. 3 bulunur. tanθ = 2. 5 Buradan sayısal değer cetvelinden, tanθ = 0,6928 ise θ ≅ 35° bulunur. 60 hesaplanır ve trigonometri Kuvvet ve Hareket Örnek F2 =5N 120° A F1 =4N Çözüm a. Şekildeki A noktasına uygu­ lanan kuvvetlerin toplamını, a) Çizimle gösteriniz. b) Hesaplayınız. (cos120° = ­1/2) R F2 =5N 120° A F1 =4N b. Verilenleri R2 = F12 + F22 + 2F1F2cosα eşitliğinde yerine yazalım. R2 = 42 + 52 + 2.4.5(­1/2) R2 = 21 R = √21 N bulunur. 2. Çokgen Yöntemi Bu yöntemle kuvvetleri toplayabilmek için kuvvetlerden birinin başlangıcı, diğerinin bitim noktasına gelecek şekilde uç uca eklenir. Bu durumda ilk kuvvetin başlangıcı ile son kuvvetin bitim noktalarını birleştiren kuvvet, bileşke kuvvettir. Bileşke kuvvetin yönü son kuvvete doğrudur. Bu işlemde kuvvetlerin uç uca ekleniş sırası sonucu değiştirmez. Şimdi çokgen yöntemini uygulayarak şekildeki kuvvetlerin bileşkesini bulalım. → F3 → F2 → F1 61 2. ÜNİTE → → F2 a. F1 nün bitim noktasına getirelim. → F2 nü → F3 → F1 → → → F2 b. F2 nün bitim noktasına F3 nü getirelim. c. Bileşke kuvveti çizelim. → F3 → → → → R = F 1+ F 2 + F 3 → F2 → F1 → F1 Bileşke kuvvetin şiddeti ise oluşan geometrik şekillerin özelliklerinden yararlanılarak ma­ tematiksel olarak hesaplanır. Örnek → F3 → F2 → F1 Şekildeki karelerin kenar uzun­ luğu 10 N’a karşılık geldiğine göre kuvvetlerin bileşkesini çokgen yöntemiyle çizerek bulunuz. Bileş­ ke kuvvetin büyüklüğünü hesapla­ yınız. Çözüm A B → F1 → F3 C → F2 Kuvvetleri uç uca ekleyelim ve bileşke kuvveti çizelim. Bileşke kuvvetin şiddeti ABC’de Pisagor Teoremi yazılarak bulunur. R2 = AB2 + BC2 R2 = 202 + 502 R2 = 400 + 2500 R2 = 2900 R = 10√29 N olur. 3. Bileşenlerine Ayırma Yöntemi Kuvvetleri bu yöntemle toplayabilmek için kuvvetler önce x ve y ekseninde bileşenlerine ayrılır. Sonra x ve y eksenindeki bileşenler toplanarak Rx ve Ry bileşenleri bulunur. Daha sonra bu bileşenler de toplanarak bileşke kuvvet bulunur. 62 Kuvvet ve Hareket → Şekildeki gibi verilen F kuvvetini x ve y bileşenlerine ayıralım. Bunun için kuvvetin bitim noktasından x ve y eksenlerine birer dikme indirilir. Bu dikmenin x ekseninde ayırdığı parça kuvvetin → → Fx bileşenini, y ekseni üzerinde ayırdığı parça Fy bileşenini verir. → → Oluşan şekilde kosinüs ve sinüs bağıntıları yazılarak Fx ve Fy bileşenlerinin sayısal değerleri bulunur. y → F → Fy α Fx Þ Fx = F cos a F F s in a = y Þ Fy = F s in a F cos a = x → Fx Örnek Şekildeki kuvvetlerin etkisinde kalan kayık han­ gi doğrultuda ve yönde hareket eder (Sin37°=0,6 Cos37°=0,8 Sin53°=0,8 Cos53°=0,6)? y F1 =10N 37º x 53º F2 =5N F3 =7N Çözüm Önce kuvveti bileşenlerine ayıralım. y → F1y → F2x 37° F2 =5N → F1 =10N 53° → → F2y F1x x F1 vektörünün şeninin şiddeti; F1x = F1cos53° F1x = 10.0,6 F1x = 6 N olur. x bile­ F3 =7N → → F2 vektörünün x bileşeninin F1 vektörünün y bileşeninin şiddeti; şiddeti; F2x= F2cos37° F1y= F1sin53° . = 5.0,8 F F1y= 10 0,8 2x F2x= 4 N olur. F1y= 8 N olur. → F2 vektörünün y bileşeninin şiddeti; F2y = F2sin37° F2y = 5.0,6 F2y = 3 N olur. 63 2. ÜNİTE Şimdi eksenler üzerindeki aynı doğrultulu kuvvetleri toplayalım. → → → → → → → Rx = F1x + F2x Ry = F2y + F3 + F1y Rx = 6 – 4 Ry = ­3 ­ 7 + 8 Rx = 2 N Ry = ­2 N bulunur. Ry şiddetinin ‟­” çıkması onun eksende zıt yönde olduğu anlamına gelir. Bu kuvvetleri eksen üzerinde göstererek toplayalım. y Rx ve Ry bileşenlerini para­ lelkenar yöntemiyle toplayalım. Bulunan değerleri; R2 = Rx2 + Ry2 + 2RxRycosα → Rx x eşitliğinde yerine yazalım. R2 = 22 + 22 + 2.2.2.cos90° → cos90° = 0 olduğundan; Ry R = 2√2 N bulunur. → → → → R = F1 + F2 + F3 tanα = Ry / Rx tanα = ­2 / 2 tanα = ­1 ise α = ­ 45° olur. Buna göre kayık güneydoğu doğrultusunda toplam kuvvet yönünde hareket eder. Örnek → F1 Üç kartal, gördükleri et par­ çasını yuvalarına getirebilmek için aynı anda hamle yaparlar. Bunun içinde şekildeki doğrul­ tularda kuvvet uygularlar. Bu mücadeleyi hangi kartal kaza­ nır? → F3 → F2 → F1 → F2x → F3x → F2y 64 → F3y Çözüm Kartalların et parçasına uyguladığı kuvvetleri x ve y eksenlerinde bileşenlerine ayı­ ralım. Kuvvet ve Hareket Şimdi Rx ve Ry toplamlarını bulalım. → → → → → → → Rx = F3x + F2x Ry = F2y + F3y + F1 Rx = 1 ­ 1 Ry = ­2 ­ 2 + 2 Ry = ­2 N bulunur. Rx = 0 Rx = 0 olduğundan; R = Ry olur. Bu durumda mücadeleyi kazanan yoktur. Et → parçası F1 kuvvetine zıt yönde sürüklenir. Örneğin, vinçlerde ağır cisimleri yukarı doğru kaldırabilmek için makaralar vasıtasıyla cisme aynı doğrultuda birden fazla ipin bağlı duruma getirilmesinin nedeni bileşke kuvveti artırmaktır. Bu sayede cismin kaldırılması kolaylaşmaktadır. Yandaki fotoğrafta görüldüğü gibi kara saplanmış arabanın hareket ettirilebilmesi için birkaç kişi tarafından itilmesi de bu duruma örnektir. Bu durumu daha iyi kavrayabilmek için bir etkinlik yapalım. 4. Etkinlik Bir Kişi Dört Kişiye Bedel Olabilir mi? Araç ve Gereçler ● Bir m uzunluğunda iki adet ahşap boya fırçası sapı ● İki metre uzunlu­ ğunda çamaşır ipi Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Çamaşır ipinin bir ucunu fırça saplarından birine bağlayarak şekildeki gibi sarınız. Saplara ikişer kişi karşılıklı olarak, ipin serbest ucuna ise bir kişi asılsın. 2. Karşılıklı olarak asılan dört kişi sapları birbirinden uzak­ laştırabilir mi? Bu durumu nasıl açıklarsınız? 3. İpin serbest ucuna asılan kişi sapları birbirine yaklaştırabilir mi? Bu durumu nasıl açıklarsınız? Buraya kadar öğrendiklerimizi özetleyelim. Cisimleri hareket ettiren, cismin şeklini veya hareketin cinsini değiştiren etkiyi kuvvet olarak isimlendirerek toplanma yöntemlerini öğrendik. Ayrıca, kuvvetin günlük yaşamımızda etkilerine dair örnekler verdiğimizi söyleyebiliriz. 65 2. ÜNİTE HÜZÜNLÜ AYRILIK Girdikleri sağlık meslek lisesi sınavını kazanan Karya ve İlayda eğitimlerine artık Trabzon’da devam edeceklerdir. İlk kez ailelerinden uzun süre ayrı kalırlar. Artık her şeylerini paylaşmaktadırlar. Dönem bitince neşe içerisinde memleketlerine dönerler. İlayda Ankaralıdır. Karya ise Sakarya’ya gitmek için Ankara’dan başka bir otobüse binecektir. Karya, terminalde İlayda’ ya eşyalarını taşıması için yürüyen yatay banta kadar yardım eder. İlayda banta biner, eşyalarını yanına bırakır. Gözü yanında duran genç bir kıza takılır. Kızın elinde son çıkan romanlardan biri vardır. Okumayı çok seven İlayda kitaba bir süre baktıktan sonra geriye döner ve Karya’ya bakar. Karya geriye doğru giderek ondan uzaklaşmaktadır. İlayda içi buruk şekilde önüne dönerken yandaki beton direklerin de periyodik bir şekilde geriye gittiğini görür. Elinde roman olan kızsa hâlâ İlayda’nın yanındadır. Bu kitap için hazırlanmıştır. Dokuzuncu sınıfta hareket, sürat, hız, yol, yer değiştirme kavramları hakkında bilgi sahibi olmuş ve bu kavramları tanımıştınız. Düzgün doğrusal hareketi kavramış, bu hareketin x– t, v – t grafiklerini çizmiş ve v – t, grafiğinin sınırladığı alandan yararlanarak yer değiştirmeyi hesaplamıştınız. Ayrıca Newton’un Hareket Yasaları’nı görmüştünüz. Newton’un I. Hareket Yasası’nı ‟Bir cisim üzerine etki eden net kuvvet sıfır ise o cisim hareket durumunu korur.” şeklinde ifade etmiştiniz. Bu yasaya göre duran veya sabit hızla hareket eden bir cisme ya hiçbir kuvvet etkimediğini ya da etki eden bileşke kuvvetin sıfır olduğunu öğrenmiştiniz. Bu kazanımlarımızı da dikkate alarak Karya ve İlayda’nın hareket durumlarına göz atalım. Karya ile İlayda’nın ayrılığında İlayda ve genç kız yürüyen yatay yolda olduğu hâlde, İlayda onu yanında duruyor görmektedir. Aynı şekilde yürüyen yatay yolda olan İlayda yolun girişinde ondan ayrılan ve hâlâ orada ona bakan Karya’yı kendisinden uzaklaşıyor olarak görmektedir. Binanın yan duvarındaki eşit aralıklı direkler ise periyodik bir şekilde 66 Kuvvet ve Hareket geriye doğru gidiyor görünmektedir. Bütün bunları dikkate alarak İlayda’nın bindiği yürüyen yatay yolun ne tür hareket yaptığını, bu hareketin nedenlerini ve İlayda’nın gördüklerinin geçerliliğini araştıralım ve açıklayalım. ARAŞTIRALIM Ulaşım rahatlığı ve kolaylığı sağlayan uçağın normal uçuş yüksekliğinde sabit hızla ilerlerken hangi kuvvetlerin etkisi altında kaldığını çeşitli kaynaklardan araştırınız. Bu kuvvetleri çizeceğiniz bir uçak resmi üzerinde göstererek okul panosunda sergileyiniz. Masa, sandalye, sıra, komodin vb. cisimler oldukları yerde durmaktadırlar. Durmakta olan uçak kalkışa geçtiği an önce hızlanır. İstenilen yüksekliğe ve hıza ulaşınca hızını sabitler. İnişe geçince de yavaşlar ve durur. Düz ve pürüzsüz zeminde yuvarlanan bilye bir süre hızını korur. Yokuş aşağı inen bisiklet hızlanır. Asansör kalkıştan hemen sonra sabit hızla hareket eder. Bu hareketlerin nedenlerini merak ettiniz mi? Bunun için deniz, göl veya televizyonda gördüğünüz bir sürat teknesinin kalkıştan itibaren hareketini ve hangi kuvvetlerin etkisinde kaldığını ayrıntılarıyla inceleyelim. Sürat teknesinin kalkıştan sonra gittikçe hızlandığını biliyo­ ruz. Tekne düşey doğrultuda ağırlık ve kaldırma kuvvetinin etki­ sindedir. Bu doğrultuda hareket olmadığından bileşke kuvvet sı­ fırdır. Tekne yatay doğrultuda motorun itme kuvveti ve sürtünme kuvvetlerinin etkisindedir. Tekne yatay doğrultuda hızlandığına göre bileşke kuvvet Newton’un II. Yasası gereği sıfırdan farklıdır. Motorun sağladığı itme kuvveti, su ve havanın toplam sürtünme kuvvetinden büyüktür. Motorun devir sayısını maksimum düzeye çıkardığımızda tekne daha da hızlanır ve sonunda sabit bir hıza ulaşır. Bunun nedeni hız arttıkça sürtünme kuvvetinin artmasıdır. Sürtünme kuvveti motorun sağladığı itme kuvvetine eşit olduğu an, bileşke kuvvet sıfırdır. Tekne artık ulaştığı bu hızda hareketini sürdürür. Teknenin ulaştığı bu hız, limit hızdır. Sözünü ettiğimiz bu kuvvetler aşağıda gösterilmiştir. Akışkanların oluşturduğu sürtün­ me kuvveti üst sınıflarda incelenecektir. FKaldırma FMotor G FSürtünme 67 2. ÜNİTE ‟Hüzünlü Ayrılık” hikâyemizde yatay banttaki İlayda direklerin periyodik bir şekilde geriye doğru gittiğini görmüştü. Direk aralıklarının eşit olduğunu bildiğimize göre İlayda’nın bindiği yatay bant düzgün hareket yapmaktadır. Dolayısıyla bu düzeneğe etkiyen bileşke kuvvet sıfırdır. TARTIŞALIM Son zamanlarda heyecan verici sporlar gençler arasında gittikçe yaygınlaşmaktadır. Paraşütle atlamak veya azgın dalga­ larla sörf yapmak bunlardan sadece birkaçıdır. Kendinizi bir paraşütçü olarak hayal ederek aşağıdaki soruları cevaplandırınız. ­ Paraşütünüzle atladığınızda hangi kuvvetlerin etkisinde kalırsınız? ­ Bu atlamada hızınızın sürekli artıp artmayacağını tartışınız. Aynı hızla, aynı doğrultuda, aynı yönde hareket eden iki kişinin birbirini duruyor, duran bir gözlemcinin ise her iki kişiyi de hareket hâlinde gördüğünü dokuzuncu sınıfta öğrenmiştiniz. ‟Hüzünlü Ayrılık” adlı metinde de İlayda, yatay banta bindiğinde eşyalarını yanına bırakmış. Karya merdivenin girişinde olmasına rağmen İlayda onu kendisinden uzaklaşıyor gibi görmüştü. Bütün bu olayları ve öğrendiklerimizi dikkate alarak aşağıdaki tartışmayı yapalım. TARTIŞALIM Bir hareketli aynı anda farklı iki hıza sahip olabilir mi? Buradan hareketle de farklı hızlara sahip iki gözlemci bir cismin hareketini gözlerse iki farklı hız tanımlaması yapılabilir mi? Tartışınız. Bir hareketlinin farklı gözlemciler tarafından gözlenmesi durumunda farklı iki hızdan bahsedilebilir. Aynı hareketin farklı iki gözlemciye göre farklı algılanması bu iki gözlemcinin birbirine göre hareketine bağlıdır. Bir hareketlinin herhangi bir referans sistemindeki gözlemciye göre hareketine bağıl hareket, hızına da bağıl hız denir. O hâlde, yürüyen yatay yoldaki İlayda’nın yolun başındaki Karya’yı kendisinden uzaklaşıyor görmesinin nedeni bağıl harekettir. 68 Kuvvet ve Hareket TARTIŞALIM Beyza Feraye v v v=0 Ahmet Resimdeki Feraye ve Beyza paraşütle aynı hızla alçalmakta, Ahmet aşağıda durarak arkadaşlarını gözlemektedir. Buna göre durumları tartışınız. Feraye, Beyza’nın hareketini nasıl görür? Beyza, Ahmet’in hareketini nasıl görür? Ahmet; Feraye ve Beyza’nın hareketini nasıl görür? Hareketliler aynı doğrultuda hareket ediyor olsun. Bu hare­ ketler aynı yönlü olabileceği gibi zıt yönlü de olabilir. Aynı doğrul­ tuda hareket eden Ali ve Bahar’ı düşünelim. Bu hareketlilerden Ali’nin Bahar’a göre hızı sorulsun. Hızı öğrenilmek istenen hareketli Ali’dir. Burada Ali gözlenen, Bahar ise gözlemcidir. Ali’nin Bahar’a göre hızı, bağıl hızdır ve → vAB şeklinde gösterilir. Hız vektörlerinin başlangıç noktaları aynı yapılmak şartıyla bağıl hız vektörü gözlemcinin hız vektörünün ucundan gözlenenin hız vektörünün ucuna doğru çizilen vektördür. → vA → vB → vAB → vB → vA → vAB → vA : Gözlenene ait hız vB : Gözlemciye ait hız → vAB : A gözleneninin B gözlemcisine göre hız Yapılan çizimlerde de görülebileceği gibi bağıl hız vektörü gözlenene ait hız vektöründen gözlemciye ait hız vektörünün farkı olan vektördür. Dolayısıyla Ali’nin Bahar’a göre bağıl hızı; → → → vAB = vA­ vB şeklinde hesaplanır. → 69 2. ÜNİTE Örnek Söke Ovası’ndan kuzey ­ güney doğrultusundan geçen kara yolunda güney yönünde 120 km / h hızla bir taksi ve 80 km / h hızla bir yolcu otobüsü gitmektedir. Taksideki bir yolcu, otobüsü hangi yönde hangi hızla gidiyor görür? Kuzey Çözüm → vO → vOT → vT Güney Taksideki yolcu; gözlemci, otobüs ise gözlenen olur. Buna göre, → vOT = → vO ­→ vT vOT = vO ­ vT vOT = 80 ­ 120 vOT = ­ 40 km/h O hâlde otobüs, taksiye göre kuzeye 40 km/h hızla gitmektedir. Hüzünlü ayrılık hikâyesinde İlayda’nın yürüyen yatay bantlı yolda iken gözü yanında duran genç bir kıza takılır. Kızın elinde son çıkan romanlardan biri vardır. Okumayı çok seven İlayda kitaba bir süre baktıktan sonra geriye dönerek Karya’ya bakmıştı. Öğrendiklerimizden sonra hikâyedeki kahramanların birbirine göre durumlarını inceleyelim. İlayda ile genç kız yürüyen yatay bantta aynı hıza sahiptirler. Dolayısıyla; → → → vi vg vi : İlayda’nın hızı (Gözleyen) → vg : Genç kızın hızı (Gözlenen) → vgi : Genç kızın İlayda’ya göre hızı (Bağıl hız) → vk : Karyaʼnın hızı (Gözlenen) → vki : Karyaʼnın İlaydaʼya göre hızı (Bağıl hız) Buna göre → → → vgi = vg ­ vi vgi = vg ­ vi → → vi vKi vgi = 0 olur. Bu durumda İlayda, genç kızı duruyor görür. İlayda yürüyen yatay bantta Karya ise yolun girişinde durmaktadır. İlayda dönerek Karya’ya → vK baktığından, İlayda gözlemci, Karya gözlenen olur. Dolayısıyla, → → → vki = vk ­ vi vki = vk ­ vi vki = 0 ­ vi vki = ­vi olur. Bu durumda İlayda, Karya’yı geriye doğru uzaklaşıyor görür. 70 Kuvvet ve Hareket ‟Hüzünlü Ayrılık” adlı metindeki olayı biraz daha karmaşık hâle getirerek çözmeye çalışalım. Şayet İlayda’nın yanında duran kız yatay bantta yürümeye başlasaydı İlayda onu yine duruyor görebilir miydi? Yatay bantın girişinde duran Karya, İlayda ve genç kızı nasıl görürdü? Bu sorulara cevap arayalım. İlayda, yatay bantta durduğundan yolun hızı kadar bir hızla hareket eder. Genç kız yolun hareket yönünde yürüdüğünden yolun hızından daha büyük bir hızla hareket eder (→ vb + → vy). Buna göre, İlayda aynı yolda olmalarına rağmen genç kızı, → → vg → vi → vi → vki vK = 0 vb : Bantlı yolun hareket hızı vy : Genç kızın yere göre yürüme hızı → vg : Genç kızın yere göre hızı → vi : İlayda’nın yere göre hızı → vgi : Genç kızın İlayda’ya göre hızı → Olmak üzere İlayda genç kızı vgi hızı ile uzaklaşıyor görür. → vK : Karya’nın yere göre hızı → vi : İlayda’nın yere göre hızı → → → vKi : Karya’nın İlayda’ya vg vgk göre hızı → vg : Genç kızın hızı → vgk: Genç kızın Karya’ya göre hızı olmak üzere → → vgi vK = 0 Karya ise İlayda ve genç kızı aynı yönde → vgk> → vik olacak şekilde uzaklaşıyor görür. İlayda yatay banta çıktığında Karya yolun girişinde duruyordu. Şayet Karya ve İlayda yatay banta çıktıktan sonra yatay banttan şekildeki gibi birbirlerine dik doğrultuda uzaklaşsalardı ne olurdu? Bu soruya öğrendiklerimizden hareketle cevap arayalım. İlayda gözlemci Karya gözlenen olduğuna göre → bağıl hız İlayda’nın hızının bitiminden vi → vKi Karya’nın hızının bitimine doğru çizilen vektördür. → Bu durumda İlayda Karya’yı vki hızı → ile hareket ediyor görürdü. v K 71 2. ÜNİTE Örnek Eceabat → vA 100 m → vK Maksimum hızı 8 m/s olan bir kayık; akıntı hızı 6 m/s, genişliği 1000 m olan boğazın kıyısındaki Çanakkale’den Eceabat’a gitmek istiyor. Kayık akın­ tıya dik olarak boğaza açılır. Çanakkale a) Çanakkale iskelesinde duran bir yolcu, kayığı hangi hızla hareket ediyor görür? b) Kayık karşı kıyıya kaç s’de geçer? c) Kayıktaki yolcu karşı kıyıya ulaştığında Eceabat’a gitmek için kaç metre yürümek zorunda kalır? Çözüm a) Boğaza açılan kayık, motorunun ve akıntının toplamı olan hızla hareket eder. Buna göre kayığın hareket hızı, Çıkış Yeri Eceabat → vA vK = 8m/s V vA = 6m/s v= √vA2 + vK2 v= √82+62 v= 10 m / s olur. Çanakkale iske­ lesinde duran göz­ lemci, kayığı bu hızla hareket ediyor görür. Çanakkale Buna göre kayık karşı kıyıya Eceabat’tan çıkamaz. Bunun nedeni akıntıdır. b) Kayığın → vK hızıyla Çanakkale ­ Eceabat arasını, → vA hızıyla Eceabat ­ çıkış yeri arasını, v hızıyla da Çanakkale ­ çıkış yeri arasını alma zamanları eşittir. Bu nedenle karşı kıyıya geçme zamanı t = d / vk’den, t = 1000 / 8 t = 125 s olur. c) Kayığın Eceabat’ın sağına çıkmasının nedeni akıntı olduğundan; x = vA t’den Eceabat ­ çıkış yeri = 6.125 = 750 m olur. 72 Kuvvet ve Hareket Örnek K vR= 60km/h B İstanbul D Samsun Kuzeyden güneye doğ­ ru rüzgârın 100km/h hızla estiği bir havada, havaya göre hızı 260km/h olan bir uçak İstanbul’dan Samsun’a gitmek istiyor. G a) Uçağın doğu­batı doğrultusunda yer alan İstanbul­ Samsun arasını en kısa yoldan alması için hangi doğrultuda bir rota belirlemesi gerekir? b) Yaklaşık 720 km olan bu mesafeyi uçak kaç saatte alır (Uçağın kalkışından inişine kadar aynı hızla hareket ettiğini kabul ediniz.)? c) Samsun’dan İstanbul’a 50 km/h hızla gitmekte olan otobüs ile uçağın hareket doğrultularının kısa bir süre için aynı olduğunu varsayalım. Bu durumda otobüsteki bir yolcu, uçağı nasıl hareket ediyor görür? Çözüm K vU = 100km/h a) Şekilde görüldüğü gibi, vY uçağın İstanbul­Samsun ara­ sını en kısa mesafede kat B D etmesi için uçağın, havaya α vX göre hızının rüzgâr doğrul­ tusundaki bileşeni vR hızını 0 yapmalıdır. Bunun için uça­ ğın havaya göre hızının ya­ G tay bileşeni kuzeye 60 km/h olacak şekilde uçak rota tutmalıdır. vy = vR = 100 km / h olmalıdır. Pisagor Teoremiʼnden; vR2 = vx2 + vy2 2602 = vx2 + 1002 => vX2 = 57600 vx = 240 km / h olur. tanα = vy / vx tanα = 100 / 240 tanα = 5 / 12 => α ≅ 23° Buna göre, uçak doğu – batı doğrultusunda hareket edebilmek için batı ­ doğu doğrultusundan kuzeye yaklaşık 23° açıyla rota tutmalıdır. b) Uçak batı – doğu doğrultusunda vx = 240 km/h hızla düzgün doğrusal hareket yapacağından, t = x / vx’den t = 720 / 240 => t = 72 / 24 => t=3 saat olur. 73 2. ÜNİTE c) Uçağın havaya göre hızının batı – doğu doğrultusundaki bileşeni vx, aynı zamanda uçağın bileşke hızıdır. Diğer taraftan vU = vx idi. Bu nedenle uçağın ve otobüsün hızları aşağıdaki gibi olur. → vo Batı → vx Doğu → vuo → → → vUO= vU ­ vO vUO = vx + vo vUO = 240 + 50 vUO = 290 km/h olur. Buna göre otobüsteki yolcu, uçağın 290 km/h’lik hızla kendisinden uzaklaştığını görür. Örnek 100m 100m vA = 8m/s Rafting yapan iki sporcu 8 m/s’lik hızla akan nehre düşer. Kurtarma helikopterinin attığı can simitlerinden biri sporcuların 100 m önüne diğeri de 100 m arkasına düşer. Sporculardan her biri, bir cankurtaran simidine doğru yüzmeye başlar. Sporcular suya göre 12 m/s’lik hızla yüzebildiklerine göre hangi sporcunun kurtulma ihtimali daha fazladır? Çözüm Sporculardan her birinin cankurtaran simidine ulaşma süresini hesaplayalım. xC 100m vS = vK+vN vC = 8m/s vS = 20m/s xS Nehrin akış yönünde yüzen sporcu için 1. yol Şekilde görüldüğü gibi xs = xc + 100 olur. vs.t = vc.t + 100 20.t = 8.t + 100 12t = 100 ­ t = 25 / 3 = 8,3 74 Kuvvet ve Hareket 2. yol Sporcunun nehre göre hızı, vSN = 12 m / s idi. Bu durumda cankurtaran simidi hareketsiz kabul vSN = 12m/s edilir. t = xc / vSN den t = 100 / 12 t = 25 / 3 s olur. Nehrin akış yönüne zıt yönde yüzen sporcu için 1. yol 100m 100 m xC xS vc = 8m/s vS = vK ­ vN vS = 12 ­ 8 vS = 4m/s Şekilde de görüldüğü gibi 100 = xc + xs olur. 100 = vc.t + vs.t 100 = 8t + 4t 12t = 100 => t = 100 / 12 => t = 25 / 3 s olur. 2. yol 100m → vSN Sporcunun nehre göre hızı vSN = 12 m/s idi. Bu durumda cankurtaran simidi hareketsizdir. t = xc / vs den => t = 100 / 12 => t = 25 / 3 s olur. Yapılan işlemlerde de görüldüğü gibi sporcuların can simitlerine ulaşma süreleri eşittir. Dolayısıyla her iki sporcunun da kurtulma şansı aynıdır. 75 2. ÜNİTE Örnek 25 m/s’lik hızla hareket eden 3 m uzunluğundaki otomobil, 20m/s’lik hızla hareket eden 12 m uzunluğundaki tırı kaç saniyede geçer? Çözüm Otomobilin, tırı geçmesi için önce onu yakalaması gerekir. Otomobilin ön kısmı tırın arkasına geldiği an bu durum gerçekleşir. Otomobilin tırı geçmesi içinde arkasının tırın önüne gelmesi gerekir. Bu durumu gösteren bir şekil çizerek otomobilin tıra göre hızını bulalım. vO=25m/s vT=20m/s vO=25m/s vT=20m/s 15m vOT=vO­vT vOT=25­20 vOT=5m/s v=x/t’den t=x/v olur. Bulunanları yerine yazalım. t=15/5 t=3s olur. İLAYDA YARIYIL TATİLİNDE İlayda ile babası yarıyıl tatilinde babasının ona verdiği söz üzerine snowboard (sınovbort, kar kayağı) yarışlarını izlemeye giderler. İlayda, muhteşem bir tesisle karşılaşır. Yarışları televiz­ 76 Kuvvet ve Hareket yondan izlemekle burada bulunmak çok farklıdır. Nihayet yarışlar başlar. İlk sporcu startını alır. Eğimli parkurda müthiş bir şekilde hızlanır. Parkurun yatay yerine gelince, uçağın havadaki hareketine benzer şekilde akarak İlayda ve babasının önlerinden geçer. Sonra hafif bir eğimle yükselen bölüme giren sporcunun hızı azalarak yükselmeye başlar ve boşluğa fırlar. Sporcu hâlâ yükselmektedir. Bir an yükselmesi durur gibi olur ve sonra alçalmaya başlar. Sporcu tekrar hızlanır. Nihayet İlayda ve babasından bir hayli uzakta karların üzerindedir. İlayda babasına neşe ile sarılır ve teşekkür eder. Bu kitap için hazırlanmıştır. Dokuzuncu sınıfta Newton’un II. Hareket Yasasıʼnı görmüş ve bunu ‟Bir kuvvetin etkisinde kalan cisim ivme kazanır.” şeklinde ifade etmiştiniz. Ayrıca kuvvet ile ivme arasında sabit bir oran olduğunu, bu oranın kütleyi verdiğini söylemiş ve bu ilişkiyi F/a = m şeklinde göstermiştiniz. Bu eşitliği yorumlayacak olursak kuvvet varsa kuvvetle aynı yönde bir ivme, ivme varsa bu ivme ile aynı yönde bir kuvvet vardır denir. Bu bilgileri dikkate alarak snowboardcunun yaptığı hareketlerin nasıl hareketler olacağını etkinlikle araştıralım (Sporcunun hareketleri incelenirken sürtünmeler ihmal edilecektir.). TARTIŞALIM 1. Eğimli parkurda alçalmak­ ta olan snowboardcunun toplam kuvvetin etkisinde kalıp kalama­ yacağını ve hızının değişip de­ ğişmeceğini tartışınız. 2. Düz bir parkurda hareket eden snowboardcunun toplam kuvvetin etkisinde kalıp kalama­ yacağını ve hızının değişip değişmeceğini tartışınız. 3. Eğilimli parkurda yükselmekte olan snowboardcunun top­ lam kuvvetin etkisinde kalıp kalamayacağını ve hızının değişip değişmeceğini tartışınız. Yarış parkurundaki snowboardcu ağırlığının ve yerden gelen tepki kuvvetinin etkisindedir. Bu kuvvetleri çizerek sporcunun yaptığı hareketi inceleyelim ve yapılan hareketlerin nedenlerini izah edelim. Ağırlığı, eğimli bölümlerde parkura dik ve parkur doğrultusunda bileşenlerine ayıralım. 77 2. ÜNİTE N v0 = 0 mgcosθ → v2 → v1 mgsinθ θ N N mgsinα α mg mg mgcosα mg Sporcunun ağırlığının parkura dik bileşeni tepki kuvveti ile dengelenir. Dolayısıyla sporcu parkurda paralel bir bileşke kuvvetin etkisinde kalır. Bu kuvvetin etkisinde sporcu inişte sürekli hızlanır. Çıkışta ise yavaşlar. Sporcuya yatay yolda etkiyen bileşke kuvvet sıfırdır. Bu nedenle Newton’un I. Yasası gereği düzgün doğrusal hareket yapar. İlayda, sporcuyu bu nedenle önünden geçerken akarak hareket ediyormuş gibi görmüştür. Günlük yaşamımızda benzer durumlara rastlarız. Örneğin yandaki resimdeki gibi yokuş aşağı bisikletle giden bisikletçinin giderek hızlanması, yokuş yukarı vurulan futbol topunun giderek yavaşlaması veya elden düşerek yokuş aşağı yuvarlanan elmanın gittikçe hızlanması snowboardcunun hareketine benzer hareketlerdir. Snowboardcunun yaptığı bu hareketlerin v ­ t grafiklerini çizilip çizilemeyeceğini hiç düşündünüz mü? Dokuzuncu sınıfta öğrendiğiniz m = F / a eşitliğini yukarıda yorumlamıştık. Ayrıca dokuzuncu sınıfta birim zamandaki hız → değişimine ivme dendiğini ve bunun → a = ∆ v / ∆t şeklinde ifade edildiğini görmüştünüz. Bu bilgilerimiz ışığında, snowboardcunun iniş parkurundaki hareketinin v ­ t ve a ­ t grafiklerini etkinlik yaparak çizelim. 5. Etkinlik Snowboardcunun İniş Hareketinin Grafikleri Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Parkurun yatay ile yaptığı açıyı 45° alınız. 2. a = F / m ve a =(v2-v1) / (t2 ­ t1) eşitliklerini kullanarak 2, 4, 6 ve 8. saniyelerdeki hızları hesaplayınız. Defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak elde ettiğiniz sonuçları yazınız. (g = 10 m/s2 alınız.) Zaman (s) 0 2 4 6 8 Hız (m / s) 3. Yukarıda oluşturduğunuz çizelgeden hareketle v ­ t grafiğini çiziniz. 4. Yukarıda bulduğunuz ivme değerlerinden hareketle a ­ t grafiğini çiziniz. 78 Kuvvet ve Hareket a(m/s2) v(m/s) t(s) t(s) Sonuca Varalım 1. Çizelgedeki veriler arasında bir ilişki var mıdır? Eğer var ise bu ilişkiyi nasıl açıklarsınız? 2. v ­ t ve a ­ t grafiklerine bakarak cismin hareketi için ne söyleyebiliriz? Bir hareketlinin hızı eşit zaman aralıklarında eşit miktarlarda artıyorsa yapılan hareket düzgün hızlanan hareket olarak isimlendirilir. Bu esnada herhangi t anındaki hızı ise anlık hız olarak nitelendirilir. Düzgün hızlanan hareketin v ­ t ve a ­ t grafikleri ise aşağıdaki gibi olmalıdır. Şayet etkinlikte farklı şekiller elde edilmiş ise bu durum hesaplama veya çizim hatalarından kaynaklanmaktadır. a v t t Grafikler yorumlanacak olursa düzgün hızlanan hareketin v ­ t grafiğinin artan bir doğru, a ­ t grafiğinin zaman eksenine paralel ve eksenin üstünde bir doğru olduğu söylenir. Snowboardcu 8 s hızlandıktan sonra yatay parkura inmiş olsun. Bu parkurda 2 s hareket ettikten sonra yükselme parkuruna geçsin. Yatay parkurdaki hareketin düzgün doğrusal hareket olduğunu söylemiştik. Bu bilgilerimiz ışığında, snowboardcunun çıkış parkurundaki hareketinin v ­ t ve a ­ t grafiklerini etkinlik yaparak çizelim. 79 2. ÜNİTE 6. Etkinlik Snowboardcunun Çıkış Hareketinin Grafikleri Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Parkurun yatay ile yaptığı açıyı 45° alınız. 2. a = F / m ve a =(v2-v1) / (t2 ­ t1) eşitliklerini kullanarak 12 ve 14. saniyelerdeki hızları hesaplayınız. Defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak elde ettiğiniz sonuçları yazınız. Zaman (s) 10 12 14 Hız (m/s) 3. Yukarıda oluşturduğunuz çizelgeden hareketle v ­ t grafiğini çiziniz (10. saniyeyi 0. saniye olarak alınız.). 4. Yukarıda bulduğunuz ivme değerinden hareketle a ­ t grafiğini çiziniz (10. saniyeyi 0. saniye olarak alınız. g = 10 m/s2 alınız.). v(m/s2) a(m/s2) t(s) t(s) Sonuca Varalım 1. Oluşturduğunuz çizelgedeki veriler arasında bir ilişki var mıdır? Eğer var ise bu ilişkiyi nasıl açıklarsınız? 2. v ­ t ve a ­ t grafiklerini nasıl yorumlarsınız? Bir hareketlinin hızı eşit zaman aralıklarında eşit miktarlarda azalıyorsa yapılan hareket düzgün yavaşlayan hareket olarak isimlendirilir. Düzgün yavaşlayan hareketin v ­ t ve a ­ t grafikleri ise aşağı­ daki gibi olmalıdır. Şayet etkinlikte farklı şekiller elde edilmiş ise bu durum hesaplama veya çizim hatalarından kaynaklanmaktadır. v a v 0 ­a 0 80 t t Kuvvet ve Hareket Grafikler yorumlanacak olursa düzgün yavaşlayan hareketin v ­ t grafiğinin azalan bir doğru, a ­ t grafiğinin zaman eksenine paralel ve altında bir doğru olduğu söylenir. Buraya öğrendiklerimizden yararlanarak düzgün hızlanan ve düzgün yavaşlayan hareketin hareket eşitliklerini elde edelim. v 2 − v1 eşitliğindeki v1 (ilk hız) yerine v0, v2 (herhangi t 2 − t1 bir t anındaki hız) yerine v, t başlangıç anını 0 ve t ’yi de t ile 1 2 gösterecek olursak, a= a= v − v0 => v ­ v0 = a t => v = v0 + a t eşitliği elde edilir. t Bu eşitliğin grafiğini çizelim. v ­ t grafiği yükselen bir doğru olup bu durumlarda matematiksel olarak, hız v v0 + v ortalama değeri verilir. 2 v0 Dolayısıyla, zaman v or = t v0 + v yazılır. 2 Ortalama değer değişen değerleri sabit değere dönüştür­ mektedir. Buna göre değişen hareketteki hesaplanan ortalama hız, düzgün hareketin sabit hızı olur. Buna göre, ∆x = vor.t de vor ʼyı yerine yazalım. ∆x = v0 + v 1 t => ∆x = (v 0 + v )t olur. 2 2 Eşitlikte v yerine v = v0 + a.t yazalım. ∆x = 1 (v 0 + v 0 + a t ) t 2 den ∆x = v 0 t + 1 2 a t olur. 2 ∆x = x ­ x0 olduğunu biliyoruz. Şayet hareketli orijinden harekete başlamışsa x0 = 0 olduğundan bu durumda, 1 x = v 0 t1 + at12 olur. 2 Şayet hareketli orjinden harekete başlamamışsa, 1 x = x0 + v 0 t1 + at12 olur. 2 v = v0 + a.t eşitliğinden; t= v − v0 olur. a 81 2. ÜNİTE Bunu yukarıdaki eşitlikte yerine yazalım. x = v0 ( v − v0 1 v − v0 2 ) + a( ) olur. a 2 a Eşitliğin her iki tarafı 2a ile çarpalım, 2ax = 2v0v – 2v02 + v2 – 2v0v + v02 v2 = v02 + 2ax olur. Bu eşitlik zamansız hız eşitliğidir. Şimdi çizilen a­t ve v­t grafiklerinin alanlarını hesaplayalım. ivme A = a t olur. v = a t olduğu bilindiğine göre; A = a t = v olur. a A t zaman hız v A v0 t A= zaman Bu sonuca göre doğru üze­ rindeki hareketlere a­t grafiği ile t ekseninin sınırladığı alan­ lardan t ekseninin üstündeki alanın işareti ‟+” altındaki alanın işareti ‟­” alınmak şartı ile alan­ ların cebirsel toplamı hız değişi­ mini verir. v 0 + v olur. t 2 v 0 + v yerine v yazılırsa; or 2 A=vort olur. ∆x = vort olduğu bilindiğine göre; A= v0 + v t = ∆x olur. 2 Bu sonuca göre doğru üzerindeki hareketlerde v ­ t grafiği ile t ekseninin sınırladığı alanlardan t ekseninin üstündeki alanın işareti ‟+” altındaki alanın işareti ‟­” alınmak şartı ile alanların cebirsel toplamı konumdaki değişimi verir. 82 Kuvvet ve Hareket Örnek Trabzon­Samsun devlet kara yolunun bir kısmı onarım nedeniyle tek şeride indirilmiştir. Bu şeritte sıra ile 45 m/s ve 30 m/s’lik hızlarla seyreden 2000 kg ve 3000 kg’lık iki araç birbirlerini 250 m’lik mesafede gördükleri an frene basarlar. Lastik sürtünme kat sayısı 0,75 olduğuna göre, bu iki araç çarpışır mı (g=10 m/s2)? → N1 → F1 → → N 1= ­ G1 v1=45m/s G1= m1g → → N 2= ­ G 2 → N2 → F2 v2=30m/s G2= m2g Çözüm: Fren yapan araçlara etkiyen sürtünme kuvvetlerini hesap­ layalım. Verilenleri Fs = kN eşitliğinde yerine yazalım. F1 = 0,75 . 20000 F2 = 0,75 . 30000 F2 = 22500 N F1 = 15000 N Bu kuvvetin araçlara kazandırdığı ivmeyi hesaplayalım. Verilen ve bulunan değerleri a = F / m eşitliğinde yerine yazalım. a1 = 15000 / 2000 a2 = 22500 / 3000 a2 = 7,5 m/s2 a1 = 7,5 m/s2 Bu ivmelerle, düzgün yavaşlayan araçların duruncaya kadar alacakları yolları bulalım. Verilen ve bulunan değerleri v2 = v02 – 2ax denkleminde yerine yazalım. 0 = 452 – 2.7,5.x1 0 = 302 – 2.7,5.x2 x1 = 135 m x2 = 60 m olur. Alınan toplam yol 195 m’dir. Bu mesafe 250 m’den küçük olduğu için araçlar çarpışmadan durur. Düzgün hızlanan hareketin x ­ t grafiğinin nasıl bir şekle sahip olacağını bu grafiklere çizilen teğet ve kesenlerin eğimlerinin bir anlam ifade edip etmeyeceğini hiç düşündünüz mü? Bunu bir etkinlikle görelim. 83 2. ÜNİTE 7. Etkinlik Konum-Zaman Grafiği Araç ve Gereçler ● Süreölçer ● Telem şerit ● Cetvel ● Alçak gerilim güç kaynağı ● Masa kıskacı ● Bağlantı kabloları ● Karbon kâğıdı diski ● 10 g’lık kütle Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Telem şeridin ucuna 10 g’lık kütleyi bağlayınız. Telem şeridi zaman ölçerden geçirerek fotoğraftaki düzeneği kurunuz. 2. 10 g’lık kütleyi serbest bıraktığınız an süreölçeri çalıştırınız. 3. Telem şerit üzerindeki işaretlerin ilk işarete uzaklığını cet­ velle ölçünüz. Defterinize aşağıdaki çizelgeye benzer bir çizelge oluşturarak ölçtüğünüz değerleri yazınız. Zaman (s) 1 2 3 4 Uzaklık (cm) 4. Çizilecek x ­ t grafiğinin şeklini tartışınız. 5. Çizelgeden yararlanarak x ­ t grafiğini çiziniz. 6. Çizdiğiniz x­ t grafiğine bir kesen doğru ve bir de teğet çiziniz. konum konum x2 x2 α α x1 x1 zaman t1 eğim = tanα = 84 zaman t1 t2 x 2 - x1 t 2 - t1 eğim = tanα = t2 x 2 - x1 t 2 - t1 Kuvvet ve Hareket x(m) t(s) 7. Çizilen bu doğruların eğimlerinin bir anlam ifade edip etmeyeceği hakkında öngörüde bulununuz. 8. Çizilen doğruların eğimlerini hesaplayınız. Sonuca Varalım 1. Çizelgedeki zaman değerleri ile başlangıç noktasına olan uzaklık değerleri arasındaki ilişkiyi nasıl açıklarsınız? 2. Çizmiş olduğunuz x ­ t grafiğinin şeklini nasıl yorumlarsınız? 3. x ­ t grafiklerine çizilen kesen doğru ve teğetin hesaplanan eğimi fiziksel olarak bir anlam ifade etmekte midir? Açıklayınız. 4. x ­ t grafiğini kesen doğrunun eğiminin belirli bir aralıktan hesaplanması sizce bir anlam ifade eder mi? Açıklayınız. Düzgün hızlanan hareketin x ­ t ilişkisini 1 x = x0 + v 0 t + at 2 olarak kurmuştuk. Bu değişkenlerin 2 grafiğinin parabol şeklinde olduğunu biliyoruz. Öyleyse grafik şekildeki gibi olur. konum Grafik çizelim etkinli­ ğindeki x ­ t grafiği yandaki grafikten farklıysa bu ölçüm hatalarından kaynaklanır. zaman 85 2. ÜNİTE PROBLEM ÇÖZELİM Problem Durumu Karya okula tramvayla gidip gelmektedir. Öğretmeni Karya’dan tramvayın maksimum hıza ulaşıncaya kadar geçen zaman aralığındaki ortalama hızını belirlemesini ister. Ona yardımcı olmak için de yol kenarındaki elektrik direklerinin aralığının 75 m olduğunu söyler. Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Bu problemde aşağıdaki değişkenleri belirleyiniz. Bağımlı değişken ...…………………………………………... Bağımsız değişken ..………………………………………… Kontrol edilen değişken ……………………………………... 2. Bu değişkenleri ölçerken hangi sonuçları nasıl kullana­ cağınızı yazınız. …………………………………………………………………… ……………………………………………………………………… ……………………………………………………………………… ……………………………………………………………………...... 3. Bu değişkenleri kullanarak problemleri nasıl çözeceğinizi ayrıntılı olarak yazınız. …………………………………………………………………… ……………………………………………………………………… ……………………………………………………………………… ……………………………………………………………………...... Hareket ivmeli ise doğruların eğimi olarak bulunan ∆x / ∆t oranının ortalama hız olduğunu biliyoruz. Kesen doğrunun eğimi belirli bir aralıkta, teğetin eğimi ise belirli bir zamanda hesaplanmıştır. Bu nedenle kesen doğrunun eğimi ortalama hızı teğetin eğimi ani hızı verir. v ­ t grafikleri düzgün değişen doğrusal harekete ait olsalardı kesen doğru ve teğet her aralıkta çakışırdı. Bu durumda hızın ortalama ve ani değerleri eşit olur diyebiliriz. 86 Kuvvet ve Hareket Örnek v ­ t grafiği şekildeki gibi olan kayak sporcusunun ilk 25 s’deki ortalama hızı kaç m/s’dir? v(m/s) 50 30 Çözüm v ­ t grafiği ile t ekseninin t(s) sınırladığı alanların cebirsel 20 25 30 toplamı ∆x’i verdiğinden önce 0 ­ 25 arasındaki ∆x’i bulalım. ∆x = 50.20 / 2 + 50.5 ∆x = 750 m olur. Bulunan değerleri vor = ∆x / ∆t de yerine yazalım. vor = 750 / 25 vor = 30 m/s olur. Örnek Başlangıçta durmakta olan bir aracın a ­ t grafiği şekildeki gibidir. Araç, frene bastıktan kaç saniye sonra tekrar durur? a(m/s2) 6 + 0 t 20 ­4 t(s) ­ a(m/s2) 6 + 0 ­4 t 20 ­ t(s) Çözüm a ­ t grafiği ile zaman ek­ seninin sınırladığı alanların cebirsel toplamının hızdaki değişme miktarını verdiğini biliyoruz. Buna göre; vt – v0 = 6.20 – 4.(t ­ 20) yazılır. Araç durunca son hızı da 0 olduğundan, 0 = 120 – 4t + 80 t = 50 s olur. a­t grafiğine göre frene 20. saniyede basılmıştır. Dolayısıyla frene basıldıktan sonra geçen zaman; t = 50 – 20 = 30 s bulunur. 87 2. ÜNİTE Pekiştirelim Şimdiye kadar anlatılanlardan hareketle aşağıdaki çizelgede verilen cisimlerin iki tanesinin hareket durumu yazılmıştır.Defte­ rinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak diğer cisimlerin hareket durumunu yazınız (Sürtünmeleri ihmal ediniz.). Cismin durumu v0= 0 F=0 Yaptığı hareket Newton’un I. Hareket Yasası gereği durduğu için durmaya devam eder. v0 ≠ 0 F=0 v0 = 0 a≠0 Newton’un II. Hareket Yasası gereği sağa doğru düzgün hızlanan hareket yapar. v0 ≠ 0 a≠0 v0 ≠ 0 a≠0 Defterinizdeki çizelgeyi doldurduğunuzda aşağıdaki sonuçlara ulaşmanız beklenir. 1. Hareketin yönünü hız vektörü belirler. Diğer bir ifadeyle hızın işaretinin ‟+” olduğu zaman aralıklarında hareket eksen yönünde; ‟­” olduğu zaman aralıklarında ise hareket eksene zıt yöndedir. 2. Hız ile ivme aynı yönlü ise hareket hızlanan; zıt yönlü ise hareket, yavaşlayan harekettir. Diğer bir ifadeyle hız ve ivmenin işaretinin aynı olduğu zaman aralığında hareket, hızlanan; zıt olduğu zaman aralığında hareket, yavaşlayandır. Cisimlerin hareketleriyle ilgili bazı yanlış algılar mevcuttur. Olayları doğru kavrayabilmek için bazı hareketlerin nedenlerini açıklayalım. → Şekildeki cisim F kuvvetinin etkisindedir. Newton’un II. Hareket → N Yasası gereği cisim kuvvet yönün­ de bir ivmeye sahip olur. Dolayısıy­ → F la düzgün hızlanan hareket yapar. → Bu durumda F kuvveti k=0 kaldırılırsa Fnet = 0 olur. → G 88 Kuvvet ve Hareket → N Fakat cismin bir hızı oldu­ ğundan Newton’un I. Hareket Yasası gereği bu hızla düzgün doğrusal hareket yapar. Bu durumun gerçekleşmesi için sürtünme kuvveti Fs=0 olması gerektiği gözden kaçırılmamalıdır. → v k=0 → G v=0 → Şekildeki cisim, F kuvveti uygulanarak harekete zorlanırsa → Fs oluşur. Bu durumda cismin FS yapacağı hareket bu kuvvetlerin k≠ 0 şiddetlerine bağlıdır. Şöyle ki, F<Fs ise Fnet = 0 olur. Newton’un I. Hareket Yasası gereği cisim hareketsiz olduğu için durmaya devam eder. F = Fs ise Fnet = 0 olur. Newton’un I. Hareket Yasası gereği cisim hareketsiz olduğu için durmaya devam eder. F>Fs ise Fnet ≠ 0 olur. Newton’un II. Hareket Yasası gereği → cisim Fnet kuvveti yönünde düzgün hızlanan hareket yapar. Şimdi ‟Naz Tenis Kortunda” hikâyesine geri dönelim. Hikâyede topu durduranın, şeklini değiştirenin ve zıt yönde hızlandıranın kuvvet olduğunu söylemiştik. Yukarıda anlatılanlar iyi kavranırsa öğrencilerde oluşan yanlış anlamalar ortadan kaldırılır. Böylece hikâyemizdeki tenis topunu durduran, şeklini değiştiren ve zıt yönde hızlandıranın raketin topa uyguladığı kuvvet olduğu gerçeğine ulaşılır. → F Örnek Başlangıçta durmakta olan bir aracın ivme ­ zaman grafiği şekildeki gibidir. a) Bu aracın yapacağı hareketi tanımlayınız. b) Aracın 5. saniyedeki hızını bulunuz. a(m/s ) 2 10 t(s) Çözüm a) Başlangıçta durmakta olan araç 0. saniye ile 5. saniye arasında zamanın fonksiyonu olan bir ivmeye sahiptir. Bu nedenle araç hızlanma hızı gittikçe artan bir hareket yapar. 5. saniyeden sonra araç sabit bir ivmeye sahiptir. Bu durumda araç 5. saniyeden sonra düzgün hızlanan hareket yapar. 0 5 10 89 2. ÜNİTE b) İvme ­ zaman grafiği ile zaman ekseninin sınırladığı alanların cebirsel toplamının hızdaki değişmeyi verdiğini biliyoruz. Buna göre; v5­v0 = 5.10/2 yazılır. Araç başlangıçta durduğundan; v5­0 = 25 ise v5 = 25 m/s bulunur. Örnek v ­ t grafiği şekildeki gibi olan hareketlinin a) Yaptığı hareketi tanımlayınız. b) İlk 20 s’deki yer değiştirmesini bulunuz. v(m/s) 50 20 5 10 15 t(s) ­50 v(m/s) › Çözüm a) Önce ivmeleri 50 hesaplayalım. a1 = tanα = 50 / 5 a1 = 10 m/s2 20 θ α β ‹ a2 = 0 t(s) 5 10 15 a3 = tanθ = ­ tanβ a3 = ­ 50/5 a3 = ­10 m/s2 olur. Buna göre cismin ­50 başlangıç hızı 0 olduğu için cisim dururken ha­ v0 = 0 rekete başlamıştır. (0­5) saniye aralığında v ‟+”, a ‟+” olduğundan cisim eksen yönünde düzgün hızlanan hareket yapar. (5­10) saniye aralığında v ‟+”, a = 0 olduğundan cisim eksen yönünde düzgün doğrusal hareket yapar. (10­15) saniye aralığında v ‟+”, a ‟­” olduğundan cisim eksen yönünde düzgün yavaşlayan hareket yapar. 15. saniyede v = 0 olduğundan cisim durur. (15­20) saniye aralığında v ‟­”, a ‟­” olduğundan cisim eksene zıt yönde hızlanır. b) v ­ t grafiği ile t ekseninin sınırladığı alanların cebirsel toplamı yer değiştirmeyi vereceğinden ∆x = 50.5 / 2 + 50.5 + 50.5 / 2 – 50.5 / 2 ∆x = 375 m olur. 90 Kuvvet ve Hareket Trafik kazalarında suç oranını belirlemek için frene basıldıktan sonra arabanın durma mesafesinden yararlanılarak aracın olay anındaki hızı bulunur. Reaksiyon süresi belirlenir ve bu süreyi etkileyen faktörler dikkate alınır. Bu durumu bir etkinlikle inceleyelim. 8. Etkinlik Kaza Olacak mı? Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Aşağıdaki metni okuyunuz. Meltem ve İlayda sürücü kursuna gitmektedir. Meltem bir gün kursa geç kalır. Çünkü önceki akşam arkadaşının doğum günü kutlamasına katılmış ve geç saatte uyumuştur. Meltem yeterince uyumadığı için deneme sürüşünde İlayda ile aynı model arabaları kullanmalarına rağmen ona yetişemez. İlayda’ya bakan Meltem kendisini geriye gidiyormuş gibi görür ve ona yetişmek için hızlanır. Bir zaman sonra yan yana gelirler. Bu esnada İlayda’yı kendisine yaklaşıyormuş gibi görür. İlayda ve Meltem yan yana giderken önlerine koyun sürüsü çıkar. Her ikisi de panikler. Kurs öğretmenlerinin uyarısı üzerine ikisi de frene basar. Koyun sürüsünü gördükleri an aralarındaki mesafe 200 m ve hızları 50 m/s’dir. İlayda’nın reaksiyon süresi 1 saniye uykusuz olan Meltem’in reaksiyon süresi 3 saniyedir. Her ikisi de emniyet keme­ rini takmalarına rağmen daha fazla kiloya sahip Meltem hızla direksiyona çarpar. İlayda ise direksiyona daha yavaş çarpar. 2. Yukarıda anlatılan olaydan hareketle defterinize aşağıda­ kine benzer bir çizelge oluşturarak doldurunuz. Açıklanması İstenilen Durum Açıklama Meltem’in İlayda’ya bakarak kendisini geriye gidiyormuş gibi görmesi ve hızlandıktan sonra Meltem’in İlayda’yı kendisine yaklaşıyor gibi görmesini nasıl açıklarsınız. Her iki aracın frenine basılınca 25 m/s2lik ivmeye sahip olduklarına göre kaza olur mu? Kazanın olup olmamasını belirleyen faktörler neler olabilir? Koyun sürüsü görüldüğünde oluşan reaksiyon süresini uykusuzluğun dışında hangi faktörler belirler? Arabanın fren mesafesi nelere bağlıdır? Aynı hızla gitmelerine rağmen Meltem’in direksiyona daha hızlı çarpmasını nasıl açıklarsınız? 91 2. ÜNİTE Şimdi ‟İlayda Yarıyıl Tatilinde” hikâyemize geri dönelim. Snowboard ile atlama yarışları sona erer. İlayda ve babası otomobillerine binerek dönüş yolunu tutarlar. Önlerinde alınacak uzun bir yol vardır. İlayda sporcunun yükselme parkurundan boşluğa fırladıktan sonra yaptığı hareketi hatırlar. Bu hareket İlayda’yı çocukluk günlerine götürür. Yapbozunun taşlarını camdan aşağı atınca kısa sürede yere ulaştığını, yukarıya doğru atınca taşların önce yavaşladığını sonra tıpkı sporcunun yükselmesinin belli bir süre sonra durması gibi bir an durduğunu ve aşağıya doğru hızlandığını anımsar. Bunun nedenlerini düşünmeye başlar. Yerin çekim alanı içerisindeki cisimlere kuvvet uyguladığını, bu kuvvete ağırlık dendiğini ve düzgün doğrusal hareketi dokuzuncu sınıfta öğrenmiştiniz. Düzgün hızlanan ve düzgün yavaşlayan hareketleri ise yukarıdaki etkinliklerle kavradık. Herhangi bir hareketlinin daha önce öğrendiğimiz hareketlerden ikisini aynı anda yapıp yapamayacağını hiç merak ettiniz mi? Bu soruya cevap verebilmek için yerden belli bir yükseklikten serbest bırakılan, aşağıya atılan, yukarıya atılan, yatayın üstüne doğru atılan, yatay atılan bir cismin nasıl hareket yapacağını etkinliklerle araştırarak İlayda’ya yardımcı olalım (Etkinliklerde ve genellemelerde hava sürtünmesi ihmal edilecektir.). 9. Etkinlik Serbest Bırakılan Misket Araç ve Gereçler ● Misket ● Masa veya sandalye Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Sınıftaki masanın üzerine çıkarak veya sınıfınız üst katlarda ise pencereden bir misketi serbest bırakınız. 2. Misketin yörüngesini ve hızlanıp hızlanmadığını gözlemleyiniz. Sonuca Varalım 1. Serbest bırakılan misketin düşmesine sebep olan nedir? 2. Miskete hareket süresince herhangi bir kuvvet etkimiş midir? Şayet etkimişse bu kuvvet nasıl bir kuvvettir? 3. İkinci soruya vereceğiniz cevaba göre misketin hareketiyle ilgili nasıl bir sonuca ulaşırsınız? Yeryüzünde belli bir yükseklikten bırakılan cisimlerin ağırlığın etkisinde kaldığını daha önce öğrenmiştik. Çok yüksek olmayan yerlerde ağırlık sabit alınacağından cisim sabit bir kuvvetin etkisinde kalır, dolayısıyla düzgün hızlanan doğrusal hareket yapar. Serbest düşme hareketi adı verilen bu hareketin ivmesini bulalım. 92 → v0 = 0 h → g → Kuvvet ve Hareket → → → → F= m a idi. m g = m a dan a = g olur. → Bu durumda serbest düşme hareketi g ivmesiyle yapılan düzgün hızlanan harekettir. Yukarıdan edindiğiniz bilgileri ve yandaki şekli dikkate alarak çizelgedeki düzgün doğrusal hareket eşitliklerini serbest düşme hareketi eşitliklerine dönüştürelim. Düzgün Hızlanan Hareket Serbest Düşme Hareketi v = v0 + at v = gt 1 h = gt 2 2 1 x = x0 + v 0 t + at 2 2 → v v or = v0 + v 2 v2 = v02 +2ax v or = v 2 v2 = 2gh Şayet misket ilk hızla düşey doğrultuda aşağıya doğru atılırsa yukarıda kavradığımız serbest düşme hareketinde ilk hız sıfırdan farklı olur. ARAŞTIRALIM Buluttan ayrılan yağmur damlasının yeryüzüne ulaşıncaya kadar yaptığı hareketi çeşitli kaynaklardan araştırınız. Elde ettiğiniz sonuçları arkadaşlarınızla paylaşınız. Yukarı doğru düşey atılan bir cismin nasıl hareket yapacağını hiç merak ettiniz mi? Bunu bir etkinlikle araştıralım. 10. Etkinlik Araç ve Gereçler ● Misket Yukarıya Atılan Misket → v0 Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Misketi sınıf zemininden belli bir yük­ seklikten düşey doğrultuda yukarıya doğru fırlatınız. 2. Misketin yörüngesini ve hızlanıp hız­ lanmadığını gözlemleyiniz. Sonuca Varalım 1. Fırlatılan misket sabit hızla mı yük­ selmiştir? 2. Miskete hareket süresince kuvvet etkimiş midir? Şayet etkimişse bu kuvvet nasıl bir kuvvettir? 3. İkinci soruya vereceğiniz cevaba göre misketin hareketiyle ilgili nasıl bir sonuca ulaşırsınız? 93 2. ÜNİTE Yeryüzünden belli bir yükseklikten düşey yukarı doğru fırlatılan bir cisim hareketi boyunca ağırlığın etkisinde kalır. Dolayısıyla cisim her an → → → → → v1 m. g = m. a dan a = g kadarlık bir ivmeye sahiptir. Bu nedenle cisim önce g ivmesi ile düzgün → v2 ymax yavaşlayan hareket yapar ve → bir an durur. Cismin çıkabildiği v0 y bu noktaya tepe noktası denir. Bu noktanın yüksekliği ise maksimum yükseklik olarak h ifade edilir. Sonra g ivmesiyle Yer düzgün hızlanan (serbest düş­ me) hareket yapar. Bu hareket­ lerin eşitliklerini daha önce verilmiştir. Hareket bu şekilde parça parça düşünülebileceği gibi çıkış ve iniş ivmeleri aynı olduğu için bir bütün olarak da düşünülebilir. Bu durumda, herhangi bir t anında cismin hızı, v=v0 – g t eşitliği ile bulunur. Herhangi bir t anında cismin yerden yüksekliği y v=0 1 y = v 0 t − gt 2 + h eşitliği ile bulunur. 2 Cismin tepe noktasına çıkma zamanı ise bu noktada hız sıfır olacağından, 0 = v0 – g tmax tmax = v0 / g eşitliği ile bulunur. Maksimum yüksekliği ise, 1 2 ymax = v 0 t max − gt max + h ise 2 ymax = v 0 v 02 v 0 1 v 02 + h eşitliği ile bulunur. − g 2 + h => ymax = 2g g 2 g Cismin havada kalması (uçuş) süresi ise yere çarpınca yerden yüksekliği 0 olacağından, v 0 ± v 02 + 2gh 1 2 t = 0 = v 0 t uç − gt uç + h => uç eşitliğinden g 2 bulunur. Ayrıca v − v y = v t − 1 gt 2 + h , da yerine v = v0– g t => t = 0 0 2 g yazılarak v −v 1 v −v 2 ) − g( 0 y = v0 ( 0 ) +h 2 g g v2 + 2gy = v02 + 2gh eşitliğine ulaşılır. 94 Kuvvet ve Hareket Cismin yere çarpma hızı ise; v2 + 2gy = v02 + 2gh eşitliğinde y = 0 yazılarak veya v = v0– g t eşitliğinde t yerine tuç yazılarak bulunabilir. Aşağıdan yukarıya düşey atış hareketinde; vy2 + 2gy = v02 + 2gh eşitliğinden yararlanarak herhangi bir yükseklikteki hızı bulmak istersek, v =vy = ± √ v02 + 2gh – 2gy eşitliği ile karşılaşırız ki bu aynı yükseklikten geçiş hızının şiddetlerinin eşit olduğu anlamına gelir. → → v1 = ­ v2 Cisim şayet yerden atılmış ise h=0 olur. Bu durumda cisim yere çarptığı an y=0 olacağından, vy2 + 2g.0 = v02 + 2g.0 => vy = v0 elde edilir ki bu da cismin yere çarpma hızının şiddeti, yerden atılış hızının şiddetine eşittir diye ifade edilir. Cismin yerden tepe noktasına çıkma ve bu noktadan yere inme zamanlarını hesaplayalım. 0=v0– g t => tçık = v0/g v = g t => tin = v0/g bulunur. Görüldüğü gibi tçık = tin’dir. Bu durumda yerden yukarıya düşey atış hareketinde tuç = 2tmax olur. Örnek v= 0 121m v0 = 40m/s 1m Bir cisim yerden 1 m yüksekten 40 m/s’lik düşey hızla yukarıya doğru atıldığı an ikinci bir cisim aynı doğrultuda 121 m yüksekten serbest bırakılıyor. a) Bu iki cisim kaç saniye sonra çarpışır? b) Çarpışma yerden kaç metre yüksekte gerçekleşir (g=10 m/s2)? Çözüm a) Çarpışma gerçekleştiği an şekil gereği x + y = 121 olur. x ve y değerlerini yerine yazalım. v= 0 x 1 2 1 gt + v 0 t − gt 2 + h = 121 2 2 121m v0 y 1m Verilenleri yerine yazalım. 40.t + 1 = 121 => t = 3 s bulunur. 1 2 b) y = v 0 t − gt + h ’ dan 2 y=40.3 ­ 5.9+1 = 76 m bulunur. 95 2. ÜNİTE Örnek Şekildeki gibi 45 m yüksek­ likten 40 m/s’lik hızla yukarı fırlatılan bir cismin v ­ t grafiğini çiziniz (g=10 m/s2). v0 =40m/s Çözüm Cismin tepe noktasına çıkma zamanını bulalım. 45m tmax = v0 / g idi tmax = 40 / 10 tmax = 4 s olur. Cismin uçuş süresini bulalım. t uç = t uç = v 0 ± v 02 + 2gh g idi. 40 ± 1600 + 2 ⋅ 10 ⋅ 45 => tuç = 9 s olur. 10 v(m/s) 40 4 9 t(s) Cismin yere çarpma hızını bulalım. v = v0 – g.t idi. v = 40 ­ 10.9 v = ­ 50 m/s olur. ­50 ARAŞTIRALIM Top mermisinin namludan çıktıktan sonra hedefe ulaşıncaya kadar yaptığı hareketi çeşitli kaynaklardan araştırınız. Elde ettiğiniz sonuçları arkadaşlarınızla paylaşınız. ‟İlayda Yarıyıl Tatilinde” isimli metinde sporcu; İlayda ve babasının önünden geçtikten sonra eğimli bölüme girer. Hızı azalır, yükselmesi durur ve sonra alçalmaya başlar. Bu hareketin nedenini merak ettiniz mi? Bunun nedeni etkinlikle araştıralım. Fotoğraftaki tank atış yapın­ ca mermi yatayla belli bir açı yaparak hareket eder. 96 Kuvvet ve Hareket 11. Etkinlik Eğik Atılan Misket Araç ve Gereçler ● Misket → v0 Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Misketi yerden belli bir yükseklikten yatay doğrultu ile belli bir açı yapacak şekilde fırlatınız. 2. Misketin yörüngesini ve hızlanıp hızlanma­ dığını gözlemleyiniz. Sonuca Varalım 1. Misket belli bir doğrultuda mı hareket etmiştir? 2. Miskete hareket süresince kuvvet etkimiş midir? Şayet etkimişse bu kuvvet nasıl bir kuvvettir? 3. İkinci soruya vereceğiniz cevaba göre misketin hareketiyle ilgili nasıl bir sonuca ulaşırsınız? Yeryüzünden belli bir yükseklikten yatay doğrultuda belli bir açı ile atılan cisim şekildeki gibi bir yörünge izler. y x → g → v → vy → v0y → → → vx = v0x= vmax → v0x → v0 → v0x Tepe noktası y ymax h → vx x O xmax → vy xmen → v Fotoğraftaki basketçi topu yatayla açı yapacak şekilde atmaya hazırlanmaktadır. Bu yörünge boyunca misket hem yatay hem düşey doğrultuda hareket yapar. Bu nedenle misketin ilk hızını yatay ve düşey doğrultuda bileşenlerine ayıralım. Misket, hareketi boyunca → → ağırlığının etkisindedir. Dolayısıyla g ivmesine sahiptir. g yatay doğrultudaki v0x hızına dik olduğundan bu hızın şiddeti değişmez. Misketin yatay doğrultuda yaptığı hareket, düzgün doğrusal → harekettir. Misket düşey doğrultuda önce g ivmesiyle düzgün → yavaşlar, bir an durur sonra g ivmesiyle düzgün hızlanır. Misketin düşey doğrultuda yaptığı hareket, aşağıdan yukarıya düşey atış hareketidir. Sonuç olarak eğik atış hareketi, bu iki hareketin bileşkesi olan bir harekettir. 97 2. ÜNİTE Misketin ilk hızının yatay ve düşey bileşenleri v0x= v0 cosα v0y= v0 sinα olur. Misketin herhangi bir t anındaki hızının bileşenleri vx= v0x 2 2 vy= v0y– g t eşitliği ile, bileşke hız ise v = v x + v y eşitliği ile bulunur. Misketin herhangi bir t anında bulunduğu yerin koordinatları x = vx t 1 y = v 0 y − gt 2 + h eşitliği ile bulunur. 2 Misketin tepe noktasına çıkış zamanı ve koordinatları tmax= voy / g xT = vxtmax v 0 sin α sin2α = 2sinα cosα idi. Bu durumda g v 2 sin 2α xT = 0 olur. 2g x T = v 0 cos α ymax = v 0 sin α ymax = v 0 sin α 1 v 02 sin2 α − g +h 2 g g2 v 02 sin2 α + h eşitliği ile bulunur. 2g Misketin tepe noktasındaki hızı, bu noktada düşey hız sıfır olacağından vT = vx = v0x olur. Misketin uçuş süresi; t uç = v 0 y ± v 02y + 2gh g eşitliği ile bulunur. Misketin yere çarpma hızı vx = v0x eşitliklerinden yararlanılarak vy = voy – gtuç tan v = v x2 + v y2 bulunur. Misketin yatay doğrultudaki en büyük yer değiştirmesi menzil adını alır ve xmenzil= vx tuç eşitliği ile bulunur. Misket, şayet yerden yatay üstüne atılmış ise h = 0 olur. Bu durumda 1. Aşağıdan yukarıya düşey atış hareketinde misketin aynı yükseklikten geçiş hızlarının şiddetleri eşittir. 2. Yere çarpma hızının şiddeti yerden atış hızının şiddetine eşittir. 3. Tepe noktasına çıkma zamanı, bu noktadan inme zamanına eşittir. Yani tuç= 2tmax’dır. Sonuçları bu hareket için de geçerlidir. Şimdi iki işlem yapıp bu işlemleri yorumlayalım. Misketin yerden atılması durumunda xmenzil= vx tuç’du. 98 Kuvvet ve Hareket xmenzil = v 0 cos α 2 v 0 sin α g xmenzil = v 02 sin 2α olur. g Menzilin maksimum olması için sin2α = 1 olmalıdır. 2α = 90° => α = 45° olur. Dolayısıyla menzili maksimum yapan atış açısı 45º ’dir. İki misket aynı hızla fakat farklı açılarda atılmış olsun. v 02 sin 2α v 2 sin 2θ olur. , xmenzil2 = 0 g g Menzillerin eşit olması için, xmenzil1 = v 02 sin 2α v 02 sin 2θ ise sin2α = sin2θ çıkar. = g g Trigonometride birbirini 180°’ye tamamlayan açıların sinüsleri eşit olduğundan, 2α + 2θ = 180°’dir. Buradan α + θ = 90° olur. Yani atış açıları birbirini 90°’ye tamamlamalıdır. Sonuç olarak, ­ Yerden yukarıya eğik atış hareketinde menzili maksimum yapan atış açısı 45°’dir. ­ Aynı hızla birbirini 90°’ye tamamlayacak şekilde atılan iki misketin menzilleri eşit olur. Örnek 10 m/s 37º 3m 2m Bir basketbolcu yer­ den 2 m yüksekten 37°’lik açı ve 10 m/s’lik hızla topu 3 m yüksekteki potaya fır­ latıyor. Yükselen top inişte potaya girdiğine göre bas­ ketbolcu potaya kaç met­ re uzaktan topu fırlatmıştır (g=10 m/s2)? Çözüm Önce topun ilk hızının yatay ve düşey bileşenlerini bulalım. voy= v0 sinα v0x= v0 cosα v0x= 10. 0,8 voy= 10.0,6 voy= 6 m/s v0x= 8 m/s Şimdi topun potaya girdiği anı bulalım. 1 y = v 0 y − gt 2 + h ’dan 3 = 6.t ­ 5.t2 + 2 => 5.t2 ­6.t + 1 = 0 2 t1,2 = 6± 36 - 20 6± 4 => t1,2 = 10 10 t1=2 / 10 s ve t2=1 s çıkar. Bu zamanlardan t1 çıkışta, t2 de inişte 3 m’den geçme za­ manlarıdır. Buna göre, topun potaya girme zamanı 1 saniyedir. Şimdi topun bu esnada aldığı yatay yolu bulalım. x = vox t => x = 8.1 => x = 8 m olur. 99 2. ÜNİTE Örnek y v0x =20m/s 53º x 0 Golf oyuncusu topa vurarak onu 53°’lik açı ve 20 m/s’lik hızla fırlatıyor. a) Top maksimum yüksekliğe kaç saniyede çıkar? b) Tepe noktasının yerden yüksekliği kaç metredir? c) Top, atıldığı noktanın kaç metre uzağına düşer? d) Topun yere çarpma hızı kaç m/s olur? (g = 10 m/s2 alınacak) Çözüm vox= v0 cosα vox=20.0,6 vox=12 m/s voy= v0 sinα voy= 20.0,8 voy= 16 m/s a) tmax= v0y / g idi. tmax= 16 / 10 => tmax= 1,6 s b) ymax = v 02 sin2 α + h idi. 2g Yerden atıldığı için h = 0 olur. 202 sin2 53 400 ⋅ 0, 82 ymax = => ymax = => ymax = 12, 8m 2 ⋅ 10 20 c) Önce uçuş süresini bulalım. Yerden eğik atış hareketinden tuç = 2tmax idi. tuç = 2.voy / g => tuç = 2.16 / 10 => tuç = 3,2 s olur. xmenzil = vx tuç xmenzil = 12.3,2 => xmenzil = 38,4 m olur. d) Yerden eğik atış hareketinde yere çarpma hızının şiddeti, yerden atılış hızının şiddetine eşittir. Düşey ve eğik atış hareketlerini kavradıktan sonra yatay fırlatılan cismin hareketini inceleyelim. 100 Kuvvet ve Hareket 12. Etkinlik Yatay Atılan Misket Araç ve Gereçler ● Misket Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Misketi masa üzerinde yuvarlayınız. 2. Misketin masanın kenarından düştükten sonraki yörün­ gesini ve hızlanıp hızlanmadığını gözlemleyiniz. 3. Gözlemlediğiniz yörüngeyi çiziniz. Sonuca Varalım 1. Misket masa üzerinden fırladığı doğrultuda mı hareket etmiştir? Açıklayınız. 2. Miskete hareket süresince kuvvet etkimiş midir? Şayet etkimişse bu kuvvet nasıl bir kuvvettir? 3. İkinci soruya vereceğiniz cevaba göre misketin hareketiyle ilgili nasıl bir sonuca ulaşırsınız? Yerden belli yükseklikten yanda verilen fotoğraftaki gibi yatay olarak fırlatılan cisim, aşağıdaki gibi bir yörünge izler. y → v0 → g h 0 x Cisim, hareketi süresince ağırlığının etkisindedir. Dolayısıyla → → → m g = m a dan a = g kadarlık ivmeye sahiptir. Bu ivme, atış hızına dik olduğundan hızın yatay bileşeninin şiddetini değiştirmez. Cisim yatay doğrultuda bu hızla düzgün doğrusal hareket yapar. → Düşey doğrultuda g ivmesi mevcuttur fakat ilk hız yoktur. Cisim bu doğrultuda serbest düşme hareketi yapar. Dolayısıyla yatay atış hareketi bu iki hareketin bileşkesi bir harekettir. → Fotoğraftaki ok, hedefe doğru yatay olarak atılmaktadır. Pekiştirelim Aşağıdaki örnek durumlar ve bunlarla ilgili sorular verilmiştir. Örnek durumlar üzerinde tartışarak sonuçlarınızı defterinizde oluşturduğunuz çizelgeye yazınız. 101 2. ÜNİTE Örnek Durum Açıklama Yatay atış hareketinde atış hızı sabittir. 1. Bu harekette ivme ve doğrultusu için ne söyleyebilirsiniz? 2. Atış hızı ve ivmenin doğrultularını karşılaştırınız. Aşağıdan yukarıya düşey atış hareketinde tepe noktasında hız bir an sıfırdır. 1. Maksimum noktada ivme var mıdır? 2. Yerin çekim alanı içinde ivmenin sıfır olduğu bölge mevcut mudur? Bir cisim aşağıdan yukarıya düşey atış hareketinde, yukarı çıkarken düzgün yavaşlayan, aşağı inerken düzgün hızlanan hareket yapar. Cismin; 1. Çıkış ve iniş ivmeleri aynı mıdır? 2. Çıkış ve iniş ivmeleri sabit midir? Kimi zaman hız ve ivme büyüklüklerinin doğrultuları konula­ rında kavram yanılgısı oluşabilir. Bu bölümde anlatılanlar dikkatle incelenirse hız ve ivmenin her zaman aynı doğrultuda olamayaca­ ğı görülür. Örneğin, yatay atış hareketinde yer çekim ivmesi atılış hızına diktir bu durum hareket süresince devam eder. Aşağıdan yukarıya düşey atış hareketinde hız tepe noktasın­ da bir an sıfır olur. Fakat yer çekim ivmesi her an mevcuttur. Ci­ sim, ister yükseliyor ister alçalıyor olsun hareket yer çekimi ivme­ sinin etkisinde gerçekleşir. Yer çekimi ivmesi değişkendir. Yeryüzünden uzaklaştıkça şid­ deti azalır. Kısa mesafelerde ivmedeki değişme çok küçük oldu­ ğundan atış hareketleri incelenirken yer çekimi ivmesi sabit alınır. Örnek yatay 30° 3000 m vuç=400 m/s vro=100 m/s 400 m/s’ lik hızla uçan bir savaş uçağı 100 m/s hızla roket fırlatmaktadır. Tatbikat esnasında yatayla 30° lik açı yaparak uçak yerde çember çizilerek belirlenen hedefi vurmak istiyor. Pilot 3000 m yükseklikte iken roketi ateşliyor. Roketin hedefi vurabilmesi için uçağın çemberin merkezine olan yatay uzaklığı kaç m olmalıdır (sin30°=0,5 cos30°=0,86 g=10 m/s2 )? 102 Kuvvet ve Hareket Çözüm Öncelikle roketin ilk hızını bulalım. v0 = vuç + vro , v0 = 400 + 100 ise; v0 = 500 m/s olur. Roket yatay ve düşey doğrultuda hareket edeceğinden hızın bu doğrultulardaki bileşenlerini bulalım. v0x = v0 cos30° olduğundan v0x = 500.0,86 ise v0x = 430 m/s v0y = v0 sin30° olduğundan v0y = 500.0,5 ise v0y = 250 m/s olur. Roketin hareket süresini düşey doğrultudaki hareketten bulalım. Verilenleri, h = v0t + (1/2)gt2 eşitliğinde yerine yazalım. 3000 = 250.t + (1/2).10.t2 ise t2 + 50.t ­600 =0 olur. Buradan; (t + 60).(t ­ 10) = 0 yazılır. Zaman ‟­” olamayacağı için t ­ 10= 0’dan t = 10 s bulunur. Roketin bu sürede yatay olarak alacağı yolu bulalım. Roketin yatay hızı sabit olduğundan bulunanları x = v t eşitliğinde yerine yazalım. x = 430.10 ise x = 4300m bulunur. Örnek v = 600 m/s 2000 m v = 20 m/s Yerden 2000 m yüksekten 600 m/s hızla uçan savaş uçağı kendisine doğru 20 m/s’lik hızla gelen tankı vurmak istiyor. Uçak tanka kaç m kala bombalarını bırakmalıdır? (g=10m/s2 alınacak.) v = 600m/s 2000 m v = 20 m/s xuç xT Çözüm Merminin tanka isabet etmesi için şekildeki koşul gerçekleşmelidir.Düşey doğrultudan merminin uçuş süresini bulalım. 1 h = gt 2 idi. 2000 = 5.t2 => t = 20 s olur. 2 103 2. ÜNİTE Bu sürede merminin alacağı yatay yolu ve tankın alacağı yolu bulalım. Mermi uçaktan bırakıldığı an, uçağın hızına sahip olacağından yatayda xmenzil = v t => xmenzil = 600.20 => xmenzil = 12000 m yol alır. Tank ise xT = v t => xT = 20.20 => xT = 400 m yol alır. Bu durumda uçak, mermiyi tanktan; 12000 + 400 = 12400 m uzakta iken bırakmalıdır. Kavramaya çalıştığımız atış hareketlerinde cisim hangi hareketi yaparsa yapsın, hangi doğrultuda hareket ederse etsin hava sürtünmesi ihmal edildiğinden sadece ağırlığın etkisinde kalır. Bu durum gözden kaçırılmamalıdır. Dolayısıyla atış → hareketleri, ağırlığın kazandırdığı g ivmesi ile gerçekleşir. Bu ivme, hareketlerin bazı değişkenlerini belirler. Örneğin serbest düşme hareketinde hareket süresini belirleyen (h = (1 / 2)gt2)h ve g’dir. Bunun dışında hiçbir değişken hareket süresini belirlemede etken değildir. Bu ünitede elde ettiğimiz kazanımların yanılgı oluşturmaması için bir etkinlik yapalım. 13. Etkinlik Serbest Bırakılan Cisimlerin Hareket İvmeleri Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Düşey doğrultuda yukarıya fırlatılan bir cisim hangi hareketi yapar? Tartışınız. 2. Kütleleri farklı iki cismi serbest bıraktığınızı düşünerek cisimlerin hareket ivmelerini F = ma eşitliğinden yararlanarak hesaplayınız (Hava sürtünmesini ihmal ediniz.). 3. Kütleleri farklı iki cismi, aynı yükseklikten serbest bıraktığı­ nızı düşünerek cisimlerin havada kalma sürelerini h = (1 / 2)gt2 eşitliğinden yararlanarak hesaplayınız (Hava sürtünmesini ihmal ediniz.). 4. Paraşütle atlama çalışması yapan bir sporcunun hangi kuvvetlerin etkisinde kalacağını göz önünde bulundurarak yapacağı hareketi tartışınız. Sonuca Varalım 1. Düşey doğrultuda yukarıya doğru fırlatılan cismin hızı değişti mi? Şayet değişmişse bu ne anlama gelir? Açıklayınız. 2. Serbest bırakılan cisimlerin hareket ivmeleri aynı mıdır? Açıklayınız. 3. Aynı yükseklikten serbest bırakılan cisimlerin havada kalma süreleri eşit midir? Açıklayınız. 4. Paraşütle atlayan sporcu limit hıza ulaştığında bileşke kuvvetin etkisinde midir? Açıklayınız. 104 Kuvvet ve Hareket Dünya, çekim alanı içinde olan bütün cisimlere kuvvet uygular. Cisim yaptığı hareketi bu kuvvetin etkisinde gerçekleştirir. Atış hareketi yapan cismin hava sürtünmesinin ihmal edilmesi durumundaki ivmesi yerçekimi ivmesi olan gʼdir. Bu ivme cismin hiçbir değişkenine bağlı değildir. Hava sürtünmesinin dikkate alındığı durumlarda, serbest düşme ve aşağıya düşey atış hareketi yapan cisimlerde cisim hızlandıkça sürtünme kuvveti artar. Hava sürtünme kuvveti artarak ağırlığı eşit olduğu an limit hız söz konusudur. Bu durumda cisme etki eden bileşke kuvvet sıfır olacağından cisim, limit hızla düzgün doğrusal hareket yapar. BEYZBOL Beyzbolda takımların amacı rakip takımın atıcısı tarafından atılan topa vurarak onu mümkün olduğunca uzağa göndermek ve bu esnada beyzbol sahasının etrafında koşarak sayı yapmaya çalışmaktır. Rakip takımın amacı ise atıcının attığı toplara, vurucunun üst üstte 4 defa ıska geçmesini sağlayarak veya vurucunun koşusu esnasında topu koşucudan (vurucu) önce vuruş noktasına ulaştırarak vurucunun oyun dışı kalmasını sağlamaktır. Temel prensibi yukarıdaki gibi özetlenen beyzbol en çok Amerika Birleşik Devletleri’nde oynanmaktadır. Beyzbol sopasının çapı 70 mm’den, uzunluğu da 1067 mm’den fazla değildir. Çok sert olmayan bir tahtadan yapılmıştır ve ağırlığı genel olarak 1,8 kg’ı geçmez bu sopa oldukça dayanıklı, kırılması güç bir sopadır. Ancak kolay sayı yapabilmek için topu mümkün olduğunca uzağa göndermeye çalışan vurucular, atıcı tarafından fırlatılan topa bazen o kadar sert vururlar ki beyzbol sopası kırılır. Sizce beyzbol sopasını kıran nedir? Bu kitap için hazırlanmıştır. Dokuzuncu sınıfta, iki cisimden birinin diğerine kuvvet uygulaması durumunda diğerinin birinci cisme aynı doğrultuda, zıt yönde ve eşit şiddette bir kuvvet uyguladığını öğrenmiştiniz. Bu kuvvetlerden birincisine etki, ikincisine tepki demiş ve bunu Newton’ un III. Hareket Yasası olarak ifade etmiştiniz. Beyzbol 105 2. ÜNİTE oyununda oyuncu sopayla topa vurarak ona bir kuvvet uygular. Diğer bir ifadeyle sopa, topa etki yapar. Bu etkiye karşılık top da sopaya bir tepki gösterir. Oyuncu etki kuvvetini artırınca tepki kuvveti de artar. Sopayı kıran işte bu tepki kuvvetidir. Bu konuyu daha iyi kavrayabilmek için birkaç örnek verelim. Kürekle hareket ettirilen bir kayıkta kürekle su arasındaki etki tepki kuvvetini çizelim ve kuvvetlerin işlevini açıklayalım. Kürek geriye doğru hareket ettirilince suya bir etki yapar. Bu etki suyu geri iter. Buna karşılık su, küreğe ileriye doğru bir tepki gösterir. Bu tepki de kayığın ilerlemesini sağlar. Küreğe tepki Suya etki Şimdi de duran bir çocukla yer arasındaki etkileşimi görelim. Var olan kuvvetler şunlardır: 1. Yerin çocuğa uyguladığı çekim kuv­ veti (Ağırlık) 2. Yerin gösterdiği tepki kuvveti 3. Ağırlıktan dolayı çocuğun yere uygu­ 1 ladığı kuvvet (Etki) 4. Çocuğun yere uyguladığı çekim 2 Tepki kuvveti Çocuğun üzerine etki eden kuvvetlerin 3 Etki toplamı sıfır olduğu için Newton’un I. 4 Hareket Yasası gereği çocuk, hareketsizlik durumunu devam ettirir. Etki ve tepki kuvvetleri aynı cisim üzerinde olmadığı için hiçbir zaman bu kuvvetlerin bileşkeleri alınmaz. Diğer bir ifadeyle kuvvetler birbirlerini yok etmezler. Pekiştirelim 107. sayfadaki resimlerde bazı olaylar gösterilmiştir. Bu olaylardaki etki ve tepki kuvvetlerinin hangileri olduğunu, defterinize benzer bir çizelge oluşturarak yazınız. 106 Kuvvet ve Hareket Resim Etki – Tepki Kuvvetleri Mekikten yanarak çıkan gaz ile mekik arasındaki etkileşim mekiğin hareketi­ ni sağlar. Mekik, gazı dışarı atarken yaptığı etkiye karşı­ lık tepki alır. Uzay mekiği Buz hokeyi sporcularının çarpışması Yerde duran saksı Balık avlamak için ağ fırlatan denizci Çarpışan arabalar 107 2. ÜNİTE ARAŞTIRALIM Televizyonda ve yakın çevrenizde beton zeminlerin veya kayaların havalı matkaplarla delindiğini ve parçalandığını görmüşsünüzdür. Ağır iş makinesi olan bu makinelerde kulla­ nılan delici uçların nasıl çalıştığını fizikte öğrendiğiniz hangi ilke ile açıklayabilirsiniz. Bu çerçevede aşağıda verilen yönergeyi takip ederek bir araştırma yapınız. ­ Araştırmanızı yaparken çeşitli kaynaklardan (İnternet, kütüphane, makine mühendisleri odası, bu konuda yazılmış bilimsel makaleler vb.) yararlanabilirsiniz. ­ Araştırma sonuçlarını bilgisayarda Powerpoint sunusu hâline dönüştürerek sınıfta arkadaşlarınıza sununuz. ­ Araştırmanız için size bir hafta süre verilmiştir. Cisimlerin birbirine uyguladığı etki­tepki kuvvetleri konusunda kavram yanılgısını ortadan kaldırmak için bir etkinlik yapalım. 14. Etkinlik Duran Kitap, Çarpışan Misket Araç ve Gereçler ● İki adet misket ● Kitap Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Masa üzerindeki misketleri çarpışacak şekilde birbirine doğru yuvarlayarak hareketlerini gözleyiniz. 2. Masanın üzerinde duran kitabın hangi kuvvetlerin etkisinde olduğunu tartışınız. Sonuca Varalım 1. Misketlerin hareket yönlerinde ve hızlarında çarpışma son­ rası bir değişme oldu mu? Nedenleriyle açıklayınız. 2. Masa üzerinde duran kitap, masaya kuvvet uygulamakta mıdır? Açıklayınız. 3. Masa üzerinde duran kitap, bileşke kuvvetin etkisinde mi­ dir? Açıklayınız. 108 Kuvvet ve Hareket Etkileşim hâlindeki cisimler birbirine kuvvet uygularlar. Cisimlerden biri diğerine hangi büyüklükte bir kuvvet uyguluyorsa diğer cisim de ona aynı büyüklükte kuvvet uygular. Etkileşim hâlindeki cisimlerin durumları ve hareketleri, etkinlikten de anlaşıldığı gibi cisimlerden birinin sert, diğerinin yumuşak olması hâlinde etki­tepki kuvvetlerinin büyüklüklerinin aynı olmasını değiştirmez. Örnek Şekildeki birinci arabanın ikinci arabaya uyguladığı kuvveti hesaplayınız (Sürtünme yok). m1 = 3 kg m2 = 2 kg F = 20 N Çözüm Önce sistemin nasıl bir hareket yapacağını araştıralım. Hareketi, Newton’un yasaları belirlediğinden bu sistemin hangi yasanın kapsamına girdiğini inceleyelim. Bunun için de toplam kuvveti bulalım. m1 = 3 kg m2 = 2 kg → N1 F = 20 N → N2 → G1 → G2 Şekilde de görüldüğü gibi sistem F = 20 N’ luk toplam kuvvetin etkisinde kalır. Ayrıca Newton’ un II. Hareket Yasası gereği kuvvetle aynı doğrultuda ve yönde bir ivme kazanır. Bu ivmeyi bulalım. a = ΣF / Σm idi. a = 20 / (3+2) a = 4 m/s2 olur. Şimdi sistemi par­ → ça lara ayıralım. Bunun → N1 N2 → için etki – tepki iç kuv­ F =20 N F21 → F12 vetlerini de çizelim. → G1 → G2 Parçalardan herhangi birini alalım. İkinci parça F1,2 kuvve­ tinin etkisinde a ivmesiyle hızlanmaktadır. Newton’ un II. Hareket Yasası gereği F1,2 = m2a => F1,2 = 2.4 => F1,2 = 8 N olur. 109 2. ÜNİTE Örnek m1 = 3 kg m2 = 2 kg Şekildeki yüzeyler sür­ tünmelidir ve sürtünme kat sayısı k = 0,2’dir. Siste­ min birlikte hareket etme şartıyla sahip olabileceği maksimum ivmeyi bulunuz (g = 10 m/s2 ). Çözüm Sistem başlangıçta durmaktadır. Araba a ivmesiyle hız­ lanmaya başlayınca cisimler durdukları için durmaya devam etmek isterler. Buna göre sürtünmeleri de dikkate alarak sisteme etki eden kuvvetleri ve iç kuvvet olan ipteki gerilme kuvvetlerini çizelim. → N1 amax → → F1 T → T G1=30 N N2=m2.amax → F2 G2=20 N Sürtünme kuvvetlerini hesaplayalım. F1 = k.N1 idi. Fs2 = F2 olduğundan; F1 = 0,2.30 F2 = k.N2 F2 = 0,2.2.amax Fs1 = F1 olduğundan; F2 = 0,4.amax olur. Fs1 = 6 N olur. İkinci parçada düşey doğrultuda denge söz konusudur. T = F2 + G2 => T = 0,4.amax + 20 olur. Birinci parça T + F1 net kuvvetiyle ivmeli hareket yapmaktadır. F = ma => T + 6 = 3.a olur. Bu iki eşitlikten, 0,4.a max + 20 + 6 = 3.a amax= 10 m/s2 olur. 110 max max => 2,6.amax= 26 Kuvvet ve Hareket Örnek m1 = 3 kg F = 20 N k1 = 0,2 m2 = 2 kg k2 = 0,5 Başlangıçta hareketsiz olan kütlelerden birincisine 20 N’luk kuvvet etkimekte­ dir. Bu kuvvetlerin etkisinde cisimlerin kazanacağı ivmeleri bulunuz (g = 10 m/s2). → N1 F = 20 N → F21 → N2 → F12 G1 = 30 N → FS G2 = 20 N Çözüm Önce cisimlere etkiyen kuvvetleri çizelim ve bu kuv­ vetlerin şiddetlerini hesap­ layalım. N1 = G1 N1 = 30 N N2 = G1 + G2 N2 = 50 N F12 = F21 = k1 N1 F12 = F21 = 0,2.30 F12 = 6N Fs = k2. N2 Fs = 0,5.50 Fs = 25N Birinci cisim için F = m1.a => F ­ F21 = m1 a1 => 20 ­ 6 = 3.a1 a1 = 14 / 3 m/s2 olur. İkinci cisim; Fs > F12 olduğundan cisim durmaya devam eder. Örnek 2 kg’lık kütleye sa­ hip şekildeki cisim A noktasından serbest bı­ rakılıyor. Cismin v–t gra­ fiğini çiziniz (g=10m/s2, sin53°=0,8 sin37° = 0,6). m=2kg A k=0 12,8m 53º 3m B k=0,75 37º C 111 2. ÜNİTE Çözüm A N1 Gy 53º Gx G=20 N 53º B Önce cismin AB ve BC eğik düzlem­ lerinde yapacağı hareketlere karar ve­ relim. Gx = G.sin53° Gx = 20.0,8 Gx = 16 N Cisim bu kuvvetin etkisinde ivmeli hareket yapar. F = ma 16 = 2.a a = 8 m/s2 olur. Cismin B noktasındaki hızını bulalım. AB = 8 / sin53°=> AB = 12,8 / 0,8 => AB = 16 m olur. 1 1 x = v 0 t1 + at12 den 16 = 0 ⋅ t1 + 8 ⋅ t12 2 2 =>16 =4.t2 => t1 = 2s v = v0 + at ’ den => vB = 0 + 8.2 => vB = 16 m/s olur. Gx = G.sin37 Gx = 20.0,6 Gx = 12 N → N2 B → Gy 37º G=20 N → Gx Gy = G.cos37 Gy = 20.0,8 Gy = 16 N C 37º Gy = N2 = 16 N Fs = kN2 Fs = 0,75.16 Fs = 12 N olur. Fs = Gx olduğu görülür. Bu durumda; Fnet = Gx ­ Fs Fnet = 0 olur. Dolayısıyla cisim 16 m/s’lik hızla düzgün doğrusal hareket yapar. BC = 3 / sin37° => BC = 3 / 0,6 => BC = 5 m t = x / v ’ den t2 = 5 / 16 s olur. v(m/s) t = t1 + t2 ’den t = 2 + (5 / 16) t = 37 / 16 s olur. 16 2 112 37 16 t(s) Kuvvet ve Hareket KAMYONUN HIZLANMASI Yük taşıma işleminde kullanılan ağır tonajlı kamyonların motorları özellikle harekete geçmesi esnasında yüksek ses çıkarır. Sesin yüksekliği araçtaki yük miktarına bağlıdır. Yükle dolu kamyonun harekete geçebilmesi için motora daha fazla gaz verilir. Bu nedenle motor daha çok ses çıkarır. Benzer şekilde hareket hâlindeki kamyonun durabilmesi için güçlü bir fren sistemine ihtiyaç vardır. Durmaya çalışan kamyonda yük olup olmaması frenin ne kadar kullanılacağını belirler. Yükle dolu kamyonu durdurmak için frene uzun süre daha kuvvetli basılır. Bu kitap için hazırlanmıştır. Dokuzuncu sınıfta Newton’un Hareket Yasalarını öğrenmiştiniz. Bu yasalardan biri olan Newton'un I. Hareket Yasası’na göre cisimler durumlarını koruma eğilimindedir. Duran bir cisme hiçbir kuvvet etkimiyorsa veya etkiyen kuvvetlerin bileşkesi sıfır ise cisim durmaya devam eder. Benzer şekilde, cismin bir hızı varsa cisim o hızla düzgün doğrusal hareket yapar. Masa üzerinde üst üste duran iki kitaptan alttaki kitap, fotoğraftaki gibi yatay doğrultuda hızla çekilip alınırsa üstteki kitap masa üzerine olduğu yere düşer ve durur. Bu durum eylemsizliğin en iyi ifadesidir. Cisimlerin kütlelerinin eşit kollu terazi ile ölçüldüğünü fen ve teknoloji derslerinde öğrenmiştiniz. Eşit kollu terazi ile ölçülen kütle, çekim kütlesi olarak bilinir. Kütlenin sayısal ölçümü yapılabilir mi? Kütlenin sayısal ölçümü farklı cisimler üzerine belli bir kuvvet uygulandığında kazanılan ivmelerin karışılaştırılması ile yapılır. m1 kütleli bir cisim üzerine bir kuvvet uygulandığını ve a1 ivmesi kazandığını, yine aynı kuvvetin m2 kütlesine uygulandığında a2 113 2. ÜNİTE ivmesi kazandığını, varsayalım. Bu iki kütlenin oranı aynı kuvvetin bu kütlelere kazandırdığı ivmelerin büyüklüklerinin oranının tersi olarak tanımlanır. m1 a2 ’dir. Bunlardan biri bilinen kütle ise bilinmeyen kütle = m2 a1 ivmelerin ölçülmesiyle bulunabilir. Kütlenin eylemsizlikle bir ilişkisi var mıdır? TARTIŞALIM Kayak parkurunda sporcuların can güvenliğini sağlamak için tehlikeli bölge­ lerin önüne elastik özelliğe sahip şeritler çekilmiştir. Aynı hıza sahip 90kg olan Kemal ile 60 kg olan Mustafa kayak parkurundan çıkarak emniyet şeridine çarparlar. Sporculardan hangisi emniyet şeridinin daha çok uzama­ sına neden olur? Sınıfça tartışınız. Eylemsizlik konusunda yanlış algılamaları ortadan kaldırmak için eylemsizliği farklı şekilde ele alalım. Eylemsizlik Yasası olarak da bilinen Newtonʼun I. Hareket Yasası cisimlerin hareket durumlarını koruma eğiliminde olduklarını ifade eder. Başka bir ifadeyle eylemsizlik cisimlerin hareket durumlarını koruma eğilimidir. Bu nedenle, durmakta olan otobüsteki çöp kovası otobüs harekete geçince geriye doğru kayar. Aynı çöp kovası otobüs durunca ileriye doğru kayar. Bu durum çöp kovasına etkiyen sürtünme kuvvetiyle değil, eylemsizlik olarak bilinen cisimlerin hareket durumlarını koruma eğilimiyle açıklanır. Newton’un II. Hareket Yasası’nın matematiksel ifadesi olan m=F/a’daki kütle, eylemsizlik kütlesidir. Eylemsizlik kütlesi ivmelenmeye karşı gösterilen tepkidir. Yükle dolu bir kamyonu harekete geçirmek için boş kamyona göre motora daha çok gaz basılması veya aynı kamyonu durdurmak için frene uzun süre kuvvetli basılması bu durumla açıklanır. Kayak parkurunun dışına çıkan sporcuların can güvenliğini sağlamak için parkurun kenarına çekilen elastik özellikteki şerite çarpan sporculardan kütlesi büyük olan şeriti daha çok gerer. Benzer şekilde otobüs hareket ettiğinde yan yana oturan, kütleleri farklı iki yolcudan kütlesi büyük olan yolcu, koltuğu daha çok geriye doğru iter. Bir cismin eşit kollu teraziyle ölçülen kütlesi ve eylemsizlik kütlesi şeklinde farklı iki kütlesinden bahsedilmesi o cismin iki kütlesi olacağı anlamına gelmez. Bu nedenle sadece kütle sözcüğü kullanılır. 114 A. Aşağıdaki ifadelerde noktalı yerleri, tabloda verilen kelimelerle anlamlı biçimde tamamlayınız. şeklini ve/veya hareketini sıcaklık paralelkenar çokgen zaman yönlü şekil bileşenlere ayırma 1. Kuvvet cisimlerin …………………………………………. değiştirebilir. 2. Kuvvet …………………………………..………… büyüklüktür. 3. Kuvvetler ………………………………………….. yöntemleri ile toplanır. B. Aşağıda birbirleri ile bağlantılı cümleler içeren bir etkinlik verilmiştir. Bu cümlelerin doğru ‟D” ya da yanlış ‟Y” olduğuna karar vererek ilgili ok yönünde ilerleyiniz. Her doğru kararınız size 5 puan kazandıracak ve bir sonraki aşamayı etkileyecektir. Vereceğiniz cevaplarla farklı yollardan sekiz ayrı çıkışa ulaşabilirsiniz. En çok puan alacağınız çıkışı bulunuz. C. Aşağıdaki soruları cevaplayınız. 2 1 D İvme ile hız aynı yönlü ise hızlanma vardır. 4 D D Serbest düşme hare­ ketinde hız ile ivme zıt Y yönlüdür. 5 Y Net kuvvet varsa ivme vardır. Serbest düşme hareketinde hız ile ivme aynı yönlüdür. 6 Y 3 D İvme ile hız zıt yönlü ise yavaşlama vardır. Y Yukarı doğru düşey atış hareketinde başlangıçta ivme ile hız aynı yönlüdür. 7 Yukarı doğru düşey atış hareketinde başlangıçta ivme ile hız zıt yönlüdür. 1. Başlangıçta hareketsiz olan şekildeki kayık, aynı düzlemdeki üç kuvvetin etkisinde kaldığında da durmaya devam ediyor. Bu kuvvetlerden ikisi şekildeki gibidir. Üçüncü kuvveti çiziniz. 2 D 3 Y 4 D 5 Y 6 D Y → F1 → F2 115 1 7 8 2. Düz bir yolda x ­ t grafiği şekildeki gibi olan İlayda’nın ilk 10 saniyedeki ortalama hızı kaç m/s’dir? 3. Düz bir yolda aynı yerden, aynı yönde ve aynı anda harekete başlayan İlayda ve Karya’nın v ­ t grafikleri şekildeki gibidir. a) İlayda ile Karya kaç saniye sonra yan yana gelirler? b) İlayda kaçıncı saniyede Karya’nın 100 m önünde olur? x(m) 40 35 30 25 20 15 10 5 0 5 10 15 t(s) 20 v(m/s) 10 İlayda 5 Karya 0 4. Şekildeki m kütlesinin, 2m kütleli eğik düzlem üzerinde kaymadan birlikte hareket edebilmeleri için a ivmesi kaç m/s2 olmalıdır (Sin37°=0,6 Cos37°=0,8 g=10 m/s2 )? t(s) 10 m k=0 → a 2m 37º 5. Şekildeki bütün yüzeyler sürtünmelidir ve k=0,2’dir. 4 kg kütleli m3 cismi serbest bırakılıyor. Buna göre; a) m1 kütlesine bağlı ipteki gerilme kuvveti kaç N’dur? b) m2 kütlesinin ivmesini bulunuz (g=10 m/s2 ). m1=2kg m2=3kg m3=4kg 6. Elinin yerden yüksekliği 2,25 m olan sporcu topu yatayın 37° üstüne doğru 10 m/s’lik hızla fırlatıyor. Topun menzili kaç m’dir (g=10 m/s2)? v = 10 m/s 37º 2,25m 116 7. Motorsikletle gösteri yapan bir sürücünün nehre düşmeden karşıya güvenle geçebilmesi için hızı en az kaç m/s olmalıdır (g=10 m/s2)? v0 1m Yer 20 m 8. 80 m/s’lik hızla seyreden bir taksinin şoförü, kavşağa 60 m kala sağdaki yoldan gelen bir kamyonu görür. Geçiş üstünlüğü kamyona ait olduğu için taksi şoförü kavşağa 50 m kala frene basar ve tam kavşakta durur. Buna göre a) Taksinin fren ivmesi kaç m/s2’dir? b) Taksinin v ­ t ve a ­ t grafiklerini çiziniz. c) Taksi şoförü kavşağa 25 m kala kam­ yonu hangi hızla hareket ediyor görür? v = 60m/s Kamyon 50 m v = 80m/s Taksi D. Aşağıdaki soruları verilen metne göre cevaplayınız. K Deniz ve Kara isimli uçaklar havaalanından kalkarak güney ­ kuzey doğrultusunda havaya göre aynı hızla hareket ederler. Bu esnada batı ­ doğu doğrultusundan batı yönünde rüzgâr çıkar. a. Yerde hareketsiz hâlde bulunan İlayda, uçakları hangi hızla hareket ediyor görür? b. Deniz isimli uçaktaki Karya, Kara isimli uçağı nasıl görür? v v D B Kara Deniz vR = v G E. Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların karşısına ‟D”, yanlış olanların karşısına ‟Y” yazınız. 1. Yatayın üstüne doğru eğik atış hareketi düşey doğrultuda aşağıdan yukarıya düşey atış hareketi ile yatay doğrultuda düzgün doğrusal hareketin bileşkesi bir harekettir. ( ) 2. Yatay atış hareketi yatay doğrultuda düzgün doğrusal hareket ile düşey doğrultuda yukarıdan aşağıya düşey atış hareketinin bileşkesi bir harekettir. ( ) 3. Yatayın üzerine doğru eğik atış hareketinde, tepe noktasında hız sıfırdır. ( ) 117 F. Aşağıda kavram haritasındaki boşlukları verilen kavramlardan hareketle doldurunuz. Yatay atış Düzgün hızlanan hareket Eğik atış Gelişigüzel değişen hareket Değişen hareket Düzgün hareket Düzgün yavaşlayan hareket Serbest düşme hareketi Çembersel hareket 118 ELEKTRİK 3. ÜNİTE KONULAR * FOTOKOPİ MAKİNESİ * POTANSİYEL ENERJİ * FAREYE DE PİL TAKTILAR! Bu ünitede; Elektrik yükünün nasıl elde edildiği, noktasal yükler arasındaki elektriksel kuvveti; elektriksel alan, elektriksel potansiyel ve elektrik potansiyel enerjisi ile ilgili kavramları, modellemeleri, üreteçlerin seri ve paralel bağlama şekillerini deneyerek keşfedeceğiz ve günlük hayatta kullanım yerlerini tartışacağız. Elektrik FOTOKOPİ MAKİNESİ 100 yıl önce bir belgenin çoğaltılabilmesi için ya fotoğrafının çekilmesi ya da her seferinde elle yazılması gerekiyordu. Bu iki yöntem de çok pahalı ve oldukça zaman alıcıydı. Bu şekilde belge kopyalamanın çok zor olduğunu gören Chester Carlson (Çestır Karlsın), kopyalamanın daha kolay yolunu bulmaya karar verdi ve insanoğlunun bilgi paylaşım şeklini değiştiren, gelmiş geçmiş en önemli buluşlardan biri kabul edilen fotokopi makinesini icat etti. 17 Şubat 2006 tarihinde 100. doğum yılı kutlanan ve kopyalama teknolojisinin mucidi olan Chester Carlson, bu icadıyla dünyada bir devrim yarattı. Chester Carlson aynı zamanda şu an yıllık cirosu (iş hacmi) 112 milyar dolar olan doküman yönetimi pazarının da kurucusudur. Fotokopi makinesinin icadı bugün iş hayatımızda kullan­ dığımız gelişmiş yazıcı, faks, tarayıcı ve dijital baskı sistemleri gibi ürünlerin de ortaya çıkmasını sağladı. Tüm bu ürünler aynı çalışma prensibinden hareketle geliştirildi. Peki, bu çalışma prensibi nedir? Bunu kısaca şu şekilde açıklayabiliriz. “Işığa maruz kaldıklarında iyi bir iletkene dönüşen ve fotoiletken adı verilen bir madde (örneğin gri selenyum) ile kaplı silindirik bölme(1), yüksek potansiyel farkı altında elektrostatik olarak yüklü hâle getirilir (corona teli ile). Yüksek ışık şiddetine sahip bir lamba, dokümanı tarar ve dokümanın beyaz alanları üzerine düşen bu ışığı fotoiletkenin üzerine düşecek şekilde yansıtır(2). Işığa maruz kalan alanlar iletken olacağından nötr hâle gelir. Işığa maruz kalmayan alanlar ise negatif yüklü kalır. 121 3. ÜNİTE Yine elektrostatik olarak pozitif yüklenmiş toner zerrecikleri, silindir üzerine püskürtüldüğünde (3) negatif yüklü (ışığa maruz kalmayan) alanlar tarafından çekilir. Daha sonra bu pozitif ve negatif yüklü etkileşme sonucu tonerle bütünleşen silindir, farklı bir mekanik sistemle alınan kâğıdın üzerinden geçirilir(4). Yüksek sıcaklık ve basınçta ısıtılan toner, kâğıt üzerine âdeta yapıştırılır. Böylece kopyalama işlemi bitmiş olur. Silindir dönerek sivri uçlu bir plastik yardımıyla temizlenir ve ikinci bir kopyalamaya hazır hâle gelir.” Bu kitap için düzenlenmiştir. En önemli buluşlar arasında gösterilen fotokopi makinelerinin çalışma prensiplerinin hangi fiziksel temellere dayandırıldığını birlikte irdeleyelim. Öncelikle fotokopi makinelerinin temel parçalarından biri olan silindirik bölümün yüklü hâle nasıl getirildiğini araştıralım. Fen ve teknoloji derslerinde ve dokuzuncu sınıf kimya dersinde nötr atomu ve bu atomun elektrik yükü ile nasıl yüklendiğini öğrenmiştiniz. 7. sınıf fen ve teknoloji dersinde elektriklenmeyi temas ile elektriklenme ve etki ile elektriklenme olmak üzere ikiye ayırmıştınız. Sahibi tarafından taranmakta olan bir kedinin tüylerinin temas ile elektriklenmenin bir çeşidi olan sürtünme ile elektriklenme sonucu kabardığını biliyoruz. Yine buna benzer bir şekilde kış aylarında giydiğimiz yünlü kazaklarımızı çıkarırken oluşan kıvılcım ve buna bağlı olarak çıkan sesin de nedeni sürtünme ile elektriklenmedir. Şimdi temas gerektiren elektriklenme olaylarından bir diğeri olan dokunma ile elektriklenmeyi inceleyelim. 1. Etkinlik Dokunarak Elektriklenme Araç ve Gereçler ● İki adet ebonit çubuk ● Elektroskop ● Yün kumaş parçası Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Her iki ebonit çubuğu da elektroskobun topuzuna değdirip elektroskobun hareketini gözlemleyiniz. 3. Ebonit çubuklardan birini yün kumaşa sürterek çubuğun elektriklenmesini sağlayınız. 122 Elektrik 4. Elektriklenmiş ebonit çubuğu elektroskoba dokundurunuz ve elektroskobun yapraklarının hareketini gözlemleyiniz. Sonuca Varalım 1. Ebonit çubuğu elektroskoba ilk dokundurduğumuz anda elektroskobun yapraklarında ne gözlemlediniz? 2. Ebonit çubuğu yükledikten sonra ikinci kez elektroskoba dokundurduğunuzda elektroskop yapraklarında herhangi bir hareketlenme oldu mu? Eğer olduysa bu durumu nasıl açıklarsınız? Sürtünme ile elektriklenme sonucu tüyleri kabarmış olan bir kedi, tüyleri yüklü olmayan başka bir kediye dokunduğunda o kedinin de tüylerini kabartır. Uzun süre hareket hâlinde olan bir aracın kapısına dokunduğunuzda, araçtaki sürtünmeyle birikmiş yüklerin vücudunuza geçtiğini hissedersiniz. Bu gibi örnekler dokunma ile elektriklenmenin günlük yaşantımızda karşımıza çıkan uygulamalarıdır. Şimdi de elektriklenme çeşitlerinden biri olan etki ile elektrik­ lenmeyi bir etkinlikle inceleyelim. 2. Etkinlik Etki İle Elektriklenme Araç ve Gereçler ● Ebonit çubuk ● Elektroskop ● Yün kumaş Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Sınıfınızda 5 veya 6 kişilik gruplar oluşturunuz. 2. Ebonit çubuğu yün kumaşa sürtmeden önce elektroskoba yaklaştırıp uzaklaştırınız. 3. Ebonit çubuğu yün kumaşa sürterek elektriklenmesini sağlayınız. 4. Ebonit çubuğu elektroskoba yaklaştırıp uzaklaştırınız ve elektroskobun yapraklarındaki hareketi dokundurmadan gözlemleyiniz. Sonuca Varalım 1. Ebonit çubuğu yün kumaşa sürtmeden elektroskoba yaklaştırıp uzaklaştırırken, elektroskobun yapraklarında ne gözlemlediniz? 2. Ebonit çubuğu yün kumaşa sürttükten sonra elektroskoba yaklaştırıp uzaklaştırdığınızda elektroskobun yapraklarında ne gözlemlediniz? Bunun nedenini nasıl açıklarsınız? 123 3. ÜNİTE Çevremizi dikkatlice incelediğimizde elektriklenme çeşitlerine günlük hayattan pek çok örnek bulabiliriz. Saçımıza sürttüğümüz plastik bir tarağı musluktan akan suya yaklaştırdığımızda suyun akış doğrultusunun değişmesi, fotokopi makinelerindeki silindirden kağıda aktarım yapılması, çok sık temizlememize rağmen bilgisayar ve televizyon ekranlarının daha fazla tozlanması vb. durumlarda elektriklenmenin etkisi vardır. Pekiştirelim Şimdi siz de aşağıdaki çizelgeye benzer bir çizelgeyi defterinize çizerek verilen örneklerin, hangi tür elektriklenmeyle açıklanabileceğini karşılarına yazınız. Günlük Hayattan Örnek Elektriklenme Türü Ameliyathanelerin zeminlerinin iletkenle kaplanması LPG istasyonlarında dolum esnasında araca bir iletken bağlanması hangi tür elekt­ riklenmenin olumsuz sonu­ cunu ortadan kaldırmak için yapılmıştır? Saçların taranırken diken diken olması Petrol tankerlerinde yere de­ ğen zincirler bulunması hangi tür elektriklenmenin olumsuz sonucunu ortadan kaldırmak içindir? Bulutların yıldırım veya şimşeği oluşturması İletken veya yalıtkan maddeler herhangi bir yolla elektriklenirken ya yük alır ya da yük verirler. Bu yük alış verişi esnasında ayrı ayrı maddelerin yük miktarları değişmekle birlikte toplam yük miktarı sabit kalmaktadır. Maddeler, bünyelerinde bulundurdukları pozitif ve negatif yük sayıları karşılaştırılarak pozitif yüklü, negatif yüklü ve nötr olarak isimlendirilirler. Maddelerde pozitif yük sayılarını protonlar, negatif yük sayılarını ise elektronlar belirler. Eğer bir maddede pozitif yük sayısı negatif yük sayısından fazla ise bu madde pozitif, tersi durumda negatif yüklü olarak adlandırılır. Bir maddenin pozitif yüklü olması onun sadece pozitif yüklere sahip olduğunu ifade etmez. Bu durumda maddedeki pozitif yük miktarı, negatif yük miktarından fazladır. Benzer şekilde eğer maddedeki pozitif yük sayısı negatif yük sayısına eşitse bu madde nötr olarak adlandırılır. Ancak, maddenin nötr olması onun yüksüz olduğu anlamına gelmez. Bu durumda, maddedeki pozitif 124 Elektrik yük miktarı ile negatif yük miktarı birbirine eşittir. Burada, pozitif yük sayısı np negatif yük sayısı ne ile verilirse np = ne nötr cisim np > ne pozitif yüklü cisim ne > np negatif yüklü cisim olarak adlandırılır. 1 proton veya 1 elektronun yük miktarı birim yük olarak adlandırılır. Bu yüke aynı zamanda elemanter yük de denir ve e.y ile gösterilir. 1 C 1 e.y = 1,6.10­19 C 1 e.y = 6, 3.1018 Elektrik olaylarıyla ilgili araştırmalar yapan Benjamin Franklin (Benjamin Franklin), elektriklenme olayındaki pozitif ve negatif yükleri keşfetmiş ve ‟Elektrik Yüklerinin Korunumu İlkesi”ni ortaya atmıştır. Benjamin Franklin fırtınalı bir havada uçurtma uçurarak gerçekleştirdiği deney sonucu şimşeğin elektriksel bir olay olduğunu keşfetmiştir. Benjamin Franklin hakkında ayrıntılı bilgi kitabın sonundaki ‟Fizik Bilimine Katkı Sağlayan Bilim İnsanları” bölümünde verilmiştir. Öğrendiklerimizi bir etkinlikle irdeleyelim. 3. Etkinlik Hangisinin Yükü Daha Fazla Araç ve Gereçler 3 adet ebonit çubuk ● İletken tel ● Açıölçer ● Cetvel ● Elektroskop ● Yün kumaş ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Elektroskobu nötr hâle nasıl getireceğinizi arkadaşlarınızla tartışınız. 3. Elektroskobu kullanmadan önce nötr hâle getiriniz. 4. Ebonit çubuktaki yük miktarlarının karşılaştırılmasına yönelik bir hipotez kurunuz. 5. Ebonit çubukları ayrı ayrı yükleyiniz ve elektroskobun topuzuna ayrı ayrı dokundurunuz. Hangi ebonit çubukta daha fazla yük olduğunu bulunuz. Sonuca Varalım 1. Ebonit çubukların yük miktarları karşılaştırılırken nasıl bir yol izlediğinizi açıklayınız. 2. Elektroskobu nasıl nötr hâle getirdiniz? Açıklayınız. 3. Kurduğunuz hipotez ölçme sonuçlarınızı destekledi mi? Benjamin Franklin Amerika’nın Boston eyaletinde, 17 Ocak 1706’ da doğdu. Elektrik olaylarıyla ilgili araştırmalar yapan Franklin, elektrik yüklerindeki pozitif ve negatif yükleri keşfetti ve elektriğin korunumu ilkesini ortaya attı. Paratoner'i keş­ fetti, güneş ışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını başlattı. 17 Nisan 1790'da Philadelphia'da öldü. 125 3. ÜNİTE ARAŞTIRALIM Gökdelen, cami minaresi vb. birçok yüksek yapılarda paratonerler niçin bulunmaktadır? Paratonerlerin işlevini ve hangi fizik ilkesine göre çalıştığını araştırınız. Yüklü Cisimlerin Yük Dağılımları Yalıtkan bir madde olan şişirilmiş balon, kâğıt parçalarını çekmez. Ancak balonun bir yüzeyini yünlü bir kumaşa ya da yün kazağımıza sürttükten sonra kâğıt parçalarını çektiğini, sürtülmeyen tarafın ise kâğıt parçalarını hâla çekmediğini gözlemleriz. Burada balonun yüzeyinin bir kısmı elektrostatik olarak elektrik yüküyle yüklenmiş ancak yüzeyin tamamı elektrik yüküyle yüklenememiştir. Bu bize yalıtkan maddelerin yüzeylerinin bölgesel olarak yüklenebileceğini gösterir. Fotokopi makinesinin silindir kısmının yüzeyi, yüksek gerilim altında elektrostatik olarak yüklendikten sonra üzerine yüksek şiddette ışık düşürülünce iletken kısmındaki yükler nötr hâle gelir. Silindirin yüzeyi kısmen elektrikle yüklü kalır. Acaba iletken cisimler elektrik yüküyle yüklenirse bu cisimlerin yüzeylerinde nasıl bir yük dağılımı gözlemlenir? Bu sorunun cevabını ‟Yük Nerededir?” etkinliğini yaparak bulalım. 4. Etkinlik Yük Nerededir? Araç ve Gereçler ● Elektroskop ● Ebonit çubuk ● Yün kumaş ● Alüminyum tas Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Ebonit çubuğu yün kumaşa sürterek yükleyiniz. 2. Yüklenmiş ebonit çubuğu alüminyum tasın dış yüzeyine daha sonra da elektroskobun topuzuna dokundurunuz. 3. Ebonit çubuğu yün kumaşa tekrar sürterek yükleyiniz. 4. Yüklenmiş ebonit çubuğu alüminyum tasın iç yüzeyine daha sonra da elektroskobun topuzuna dokundurunuz. 126 Elektrik Sonuca Varalım 1. Ebonit çubuğu alüminyum tasın dış yüzeyine dokundur­ duktan sonra elektroskobun topuzuna dokundurduğunuzda, elektroskobun yapraklarının durumu ne oldu? 2. Ebonit çubuğu alüminyum tasın iç yüzeyine dokundurduk­ tan sonra elektroskobun topuzuna dokundurduğunuzda elektros­ kobun yapraklarının durumu ne oldu? 3. Bu iki durum arasında bir fark var mıdır? İletkenlerde elektrik yükleri, iletkenin şekline bağlı olarak yüzeyin her bölgesi­ ne yayılır. Eğer iletken, küre gibi simetrik bir yapıdaysa yüzeydeki yük yoğunluğu her bölgede aynıdır. Koni gibi bir cisimde ise yük dağılımı sivri uçlarda fazla olacak şekildedir. Bunun nedeni elektriksel kuv­ vetlerin varlığıdır. Bu elektriksel kuvvetleri ünitenin ilerleyen kısımlarında detaylı in­ celeyeceğiz. Fotokopi makinesinin silindi­ rine yüksek şiddette ışık düşürüldüğünde foto iletken kısım iletken hâle gelirken ne­ gatif yükler iletken ortamda hareket eder. İletken cisimler, elle tutularak sürtünme yoluyla elektrostatik olarak yüklenemezler. Bunun sebebi sizce nedir? Elektrik yüklerinin iletkenin dış yüzeyine yayılmaları sonucu İngiliz fizikçi Michael Faraday (Maykıl Faraday) uygulama alanı olarak kendi buluşu olan ‟Faraday Kafesi”ni yapmıştır. Kafesin içerisinde elektriksel alanın olmadığı bir bölge oluşturmuştur. Michael Faraday hakkında ayrıntılı bilgi kitabın sonundaki ‟Fizik Bilimine Katkı Sağlayan Bilim İnsanları” bölümünde verilmiştir. Günlük hayatta bu buluşun en güzel uygulaması, yıldırım düşme tehlikesine karşılık can güvenliği için arabanın içine girilmesidir. Burada araba ‟Faraday Kafesi” işlevi görmektedir. Bu durum insanlar için emniyet sağlamaktadır. Michael FARADAY 22 Eylül 1791’de Newington, Surrey ’de doğdu. 1813’te Davyʼnin desteğiyle kimya asistanı oldu. 1825ʼte laboratuvar müdürlüğüne getirildi. 1833’te enstitüye ders verme mecburiyeti olmaksızın kimya profesörü olarak tayin edildi. Hayatının tümünü enstitünün çalışmalarına adadı. 1820’li yıllarda fen çalışmalarına daha ziyade elektriğe ait konularda ağırlık vermiştir. Mekanik enerjiyi bir mıknatıs yardımıyla elektriğe dönüştürdü. 25 Ağustos 1867 ʼde Londra’da öldü. 127 3. ÜNİTE Pano Hazırlıyoruz Sevgili öğrenciler, sizden Faraday kafesinin günümüzdeki uygulama alanlarını araştırmanız ve elde ettiğiniz verileri konu ile ilgili görsel materyallerle birleştirerek bir pano hazırlamanız beklenmektedir. Araştırmanızı yaparken aşağıdaki yönerge size yardımcı olacaktır. ­ Araştırmanızı yaparken İnternet, kütüphane ve konu hakkında yazılmış bilimsel makaleler vb. kaynaklardan yararlanabilirsiniz. ­ Araştırma verilerinizi konu ile ilgili resimler veya sizin çekeceğiniz fotoğraflarla destekleyiniz. ­ Elde ettiğiniz araştırma verilerini, resimlerini ve çektiğiniz fotoğrafları diğer arkadaşlarınızla bir araya gelerek birleştiriniz. ­ Elde ettiğiniz araştırma verilerini, çektiğiniz fotoğrafları ve değişik kaynaklardan bulduğunuz resimleri birbirleri ile ilişkilendirerek bir sınıf panosu hazırlayınız. ­ Hazırladığınız sınıf panosu hakkında, arkadaşlarınızla bir araya gelerek bir değerlendirmede bulununuz. Fotokopi makinelerinin çalışma prensibini incelemiş, pozitif yüklü tonerin silindir üzerindeki negatif yüklü bölmelere tutunduğunu ve yüksek sıcaklıkta kâğıda yapıştığını görmüştük. Fen ve teknoloji derslerinden elektrik yüklerinin birbirine kuvvet uyguladığını biliyoruz. Yüklerin birbirine uyguladıkları kuvvetlerin nelere bağlı olduğunu yapacağımız etkinliklerle keşfedelim. Etkinliğe başlamadan önce bir doğa olayı olan ve günlük hayatta çok sık rastladığımız yıldırım düşmesine bir göz atalım. Yıldırım oluşumunda sürtünmeyle elektriklenen bulutlar uygun şartlar oluşunca yerden elektron alarak nötrleşirler. Bu olay, can ve mal kaybına neden olabileceğinden insanlar ve diğer canlılar için tehlike oluşturur. Yıldırımın olumsuz etkilerinden korunmak için yapılan paratonerlerin neden yüksek binalara takıldığını ve niçin sivri uçlu olduklarını hiç merak ettiniz mi? Bu soruya doğru cevap verebilmek için elektrik yükleri arasındaki kuvvetin nelere bağlı olduğunu bilmemiz gerekir. 128 Elektrik Elektriksel Kuvvet Nelere Bağlıdır? 5. Etkinlik Araç ve Gereçler ● Alüminyum folyo ● Ebonit ya da cam çubuk ● Yün ya da ipek kumaş ● İp ● Dört adet destek çubuğu ● Milimetrik kâğıt ● Süreölçer ● İki adet üçayak ● İki adet bağlama parçası Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. İki yüklü parçacık arasında oluşan elektriksel kuvvetin nelere bağlı olduğunu arkadaşlarınızla tartışınız. 3. İkinci adımdaki tartışma sonuçlarınızı da göz önünde bulundurarak hipotez kurunuz. 4. Kurduğunuz hipoteze yönelik değişkenleri belirleyiniz ve defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak doldurunuz. Hipotez 1: Yükler arasındaki uzaklık arttıkça / azaldıkça kuvvet artar / azalır / değişmez. Hipotez 2: ………………………….. Bağımlı Değişken Bağımsız Değişken Kontrol Edilen Değişken Elektriksel Kuvvet Yükler Arasındaki Uzaklık Yük Miktarı, Ortam ………….. ………………. ………….. X → F a → m1 g d θ L → F a → m2 g 5. Sürtünmeyle yükle­ diğiniz ebonit veya cam çubuğu alüminyum folyo­ dan yapılmış küçük küre­ lere değdirerek aynı yükle yüklenmesini sağlayınız. Mi­ limetrik kâğıdı duvara yapış­ tırarak alüminyum folyoyu iki boyutta hareket edecek şekilde milimetrik kâğıdın 129 3. ÜNİTE önüne yerleştiriniz. Kurduğunuz düzenekte x’i değiştirerek farklı durumlar için alüminyum folyonun ne kadar uzaklaştığını ölçünüz. (Burada ölçmeye çalıştığınız d uzaklığı, yük merkezlerinin arasın­ daki uzaklıktır). Elde ettiğiniz sonuçları aşağıdaki çizelgeye benzer bir çizelgeyi defterinize oluşturarak uygun yerlere yazınız. Deneme d (m) a (m) F/m = ga/L (N/kg) 1/d2 (1/m2) 1.deneme 2.deneme 3.deneme 4.deneme tanθ= F / (mg) = a / L buradan F / m = g(a / L) 6. Birinci hipoteze yönelik ölçümlerin benzerlerini kendi kurduğunuz hipotez için yapınız. Elde ettiğiniz sonuçları defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak doldurunuz. Deneme Kumaşa Sürtülen Çubuğun Sür­ tünme Süresi (s) x (cm) 1 15 5 2 30 5 3 45 5 4 60 5 a (cm) Yorum Sonuca Varalım 1. Kurduğunuz hipotezler ile ölçme sonuçlarınız uyuşuyor mu? 2. Elektriksel kuvvet ile d arasında nasıl bir ilişki vardır? 3. Elektriksel kuvvet ile cisimlerin yük miktarlarının çarpımı arasında nasıl bir ilişki vardır? 4. Elektriksel kuvvet, yük miktarı ve uzaklık arasındaki ilişkiye benzer bir ilişki kütle çekim kuvveti, uzaklık ve kütleler arasında var mıdır? Tartışınız. 5. Kütle çekim kuvveti ile elektriksel kuvvet arasındaki farklılıklar çizelgede verilmiştir. Bu iki çeşit kuvvet arasındaki benzerlikleri aşağıdaki çizelgeye benzer bir çizelgeyi defterinize oluşturarak doldurunuz. Kuvvet Çeşidi 130 Benzerlikler Farklılıklar Kütle çekim kuvveti ­ ­ ­ Sadece çeken bir kuvvettir. ­ Negatif kütle yoktur. ­ Zayıf bir kuvvettir. Elektriksel kuvvet ­ ­ ­ Hem çeken hem de iten bir kuvvettir. ­ Negatif ve pozitif yük vardır. ­ Kütle çekiminden büyüktür. Elektrik Dokuzuncu sınıf fizik dersinde maddeler arasında kütle çekim kuvvetinin olduğunu ve bu kuvvetin büyüklüğünün; F=G M1 M2 ile hesaplandığını öğrenmiştiniz. r2 Evrendeki maddelerin, cisimlerin, insanların, ağaçların vb. tüm varlıkların her birinin bir bütün hâlinde bulunmasını sağlayan en önemli kuvvet elektriksel kuvvettir. Bu kuvvetin büyüklüğü, F=k q1q2 ile hesaplanır. d2 Burada d, yük merkezlerinin birbirine olan uzaklığını gösterirken k (coulomb sabiti), ortamın elektriksel geçirgenliği ile ilişkili bir katsayıdır. 2 −12 C e ≈ 8 , 85 ⋅ 10 Boş uzay için, elektriksel geçirgenlik o Nm 2 coulomb sabiti ise k ≈ 9 ⋅ 109 Nm 2 dır. C2 +q1 +q2 → → F21 F12 d +q1 +q2 → → F21 d F12 Şekilde de görüldüğü gibi elektriksel kuvvetler etki ­ tepki çiftleridir ve F21 = F12dir. Fotokopi makinelerinde negatif yüklü silindirin pozitif yüklü toneri çekmesini sağlayan elektriksel kuvvetler, günlük hayatta birçok olay ve teknolojide karşımıza çıkmaktadır. Bunlara boyama sistemleri ve fabrika bacalarındaki filtre sistemleri örnek verilebilir. 131 3. ÜNİTE Pano Hazırlıyoruz Sevgili öğrenciler; sizden elektrostatiğin uygulama alan­ larından biri olan oto boyama veya metal boyama sistemleri hakkında bir araştırma yapmanız ve elde ettiğiniz verileri konu ile ilgili görsel materyallerle birleştirerek bir pano hazırlamanız beklenmektedir. Araştırmanızı yaparken aşağıdaki yönerge size yardımcı olacaktır. ­ Araştırmanızı yaparken İnternet, kütüphane ve konu hakkında yazılmış bilimsel makaleler vb. kaynaklardan yarar­ lanabilirsiniz. ­ Araştırma verilerinizi konu ile ilgili resimler veya sizin çeke­ ceğiniz fotoğraflarla destekleyiniz ­ Elde ettiğiniz araştırma verilerini, resimleri ve çektiğiniz fotoğrafları diğer arkadaşlarınızla bir araya gelerek birleştiriniz. ­ Elde ettiğiniz araştırma verilerini, çektiğiniz fotoğrafları ve değişik kaynaklardan bulduğu­ nuz resimleri birbirleriyle ilişki­ lendirerek bir sınıf panosu hazır­ layınız. ­ Hazırladığınız sınıf pa­ nosu hakkında, arkadaşlarınızla bir araya gelerek bir değer­ lendirmede bulununuz. Örnek +q +q Şekildeki A ve B kü­ → releri birbirini F kuvveti 2r ile itmektedir. Küreler arasındaki uzaklık iki ka­ tına çıkarılırsa kürelerin birbirine uyguladığı elektriksel kuvvet kaç F olur? Çözüm İlk durum için; İkinci durum için; F = k.q.2q / (2r)2 Fˈ = k.q.2q / (4r)2 Fˈ = k.q2 / 8r2 F = k.q2/2r2 → F A B Buradan Fˈ = 1/4 F olur. 132 → F Elektrik Örnek Kenar uzunlukları 0,3 m olan eşkenar üçgenin köşelerine şe­ kildeki q1 ve q2 yükleri konulursa q yüküne etkiyen bileşke kuvvetin yönü ve büyüklüğü ne olur? EK BİLGİ Elektriksel kuvvetin büyük­ lüğü hesaplanırken yüklerin işareti dikkate alınmaz. → F1 → R → F2 d1 d2 Çözüm q1 yükünün q yüküne etkidiği kuvveti bulalım. F1=kq1q/d12 F1=9.109.6.10­5.2.10­4/(3.10­1)2 F1= 12.102 N (itme kuvveti) q2 yükünün q yüküne etkidiği kuvveti bulalım. +q2 F2 = kq2q/d22 F2=9.109.(­6.10­5).2.10­4/(3.10­1)2 F2= 12.102 N (çekme kuvveti) Burada F1 ve F2 kuvvetlerinin bileşkesinin şiddetini daha önce öğrendiğimiz paralelkenar yönteminden yararlanarak bulalım. R2 = F12 + F22 + 2F1F2cos120o R2 = (12.102)2+(12.102)2+2.12.102.12.102.(­1/2) R2 = (12.102)2 => R = 12.102 N Örnek Şekilde sabit tutulan A ve B yüklü küreleri arasındaki uzaklık d’dir. +q yüklü üçüncü bir cisim A küresinden ne kadar uzağa konulursa hareketsiz kalır? 133 3. ÜNİTE Çözüm +q yüklü kürenin hareketsiz F1 F2 kalması için üzerine etkiyen net B kuvvet sıfır olmalıdır. A cisminin x A d­x +q yüküne uyguladığı kuvvet → F1 ile B cisminin +q yüküne → uyguladığı kuvvet F2 nin büyüklüğü birbirine eşit olmalıdır. +2q +18q → → F1 = F2 kq2q/x2 = kq18q /(d­x)2 1/x2 = 9/(d­x)2 => her iki tarafın karekökünü alırsak 1/x = 3/d­x d­x = 3x => x = d/4 1781 yılında William Gilbert (Vilyım Cilbırt), maddeleri yün, ipek ve kürk parçasına sürterek hasta tedavisinde kullanmayı denemiştir. Gilbert bu maddelerin ince toz, tahta ve metal parçalarını çektiğini görmüş ve maddeler arasındaki çekim kuvvetinin, tıpkı kütle çekim kuvveti gibi evrensel bir çekim kuvveti olduğunu iddia etmiştir. Gilbert’in iddiasında olduğu gibi elektriksel kuvvet tıpkı kütle çekim kuvveti gibi temas gerektirmeyen kuvvetler arasında yer alır. Her iki kuvvet için yüklerden ve kütlelerden kaynaklanan kuvvet alanları vardır. Kütle çekim kuvvet alanı kütlelerden kaynaklanırken, elektriksel kuvvet alanı cisimlerin yüklerinden kaynaklanır ve bu alan aracılığı ile yükler birbirine kuvvet uygular. Elektrik alan büyüklüğe ve yöne sahiptir. Herhangi bir noktadaki elektrik alanı büyüklüğü o noktadaki +1 C’luk yüke → etkiyen elektriksel kuvvet kadardır. Elektrik alan E ile gösterilir. Elektrik yüklerinin çevresindeki elektrik alanının büyüklüğünü bulmak için test yükü denilen +1 C’luk yükten faydalanılır. Bu +1 test yükünün diğer yüklerle arasındaki etkileşim dikkate alınmaz. Bu yük hayali bir yüktür ve qT ile gösterilir. Bir M noktasındaki elektrik alanının yönü +1 birimlik test yükünü etkiyen kuvvetin yönü ile aynıdır. → E M q 134 d qT = +1C qT = +1C → E q d Elektrik Test yüküne ‟+” yüklerin uyguladığı kuvvet yükün merkezlerini birleştiren doğru parçasından dışa doğru, ‟­” yüklerin uyguladığı kuvvet ise yükün merkezlerini birleştiren doğru parçasından içe doğrudur. Benzer şekilde yeryüzünün kütle çekim alanının yönü Dünya’nın merkezine doğrudur ve yeryüzüne yaklaştıkça büyüklüğü artar. Burada elektrik alan birim yük başına uygulanan kuvvettir. O hâlde, E = F/q => kuvvet yerine değeri yazılırsa, E = kq/d2 olur. Bu eşitlik yorum­ lanacak olursa yük merkezinden uzaklaşıldıkça elektrik alanın büyüklüğü azalır. SI’de E’nin birimi N/C’dur. → Elektrik alan şiddeti E olan bir noktaya q kadarlık bir yük getirilecek olursa elektrik alan bu yüke kuvvet uygular. Bu kuvvet alanla aynı doğrultudadır; yük pozitifse alanla aynı yönlü, negatifse alanla zıt yönlü olur. Bu kuvvet, → → F=q E ile ifade edilir. Bir yükün etrafında yer alan elektrik alan gerçekte var olmayan çizgilerle şekildeki gibi gösterilebilir. Burada elektrik alanının yönü ‟+” yüklerde dışarı, ‟­” yüklerde ise içeriye doğrudur. Gösterimde kolaylığın sağlanabilmesi için elektrik alan çizgilerinin iki boyutta çizilmesi faydalı olacaktır. 135 3. ÜNİTE Elektrik alan çizgileri yük üzerinde başlar ve sonu yoktur. Eğer zıt yüklü iki cisim yan yana getirilecek olursa elektrik alan çizgileri ‟+” yükten ‟–” yüke doğru olur. Elektrik alan çizgileri, gerçekte var olmayan sınırsız sayıdaki çizgilerden oluşur. Yük, hangi noktada olursa olsun elektrik alan varsa o yüke kuvvet etki eder. Ünite içerisinde de bahsedildiği gibi elektriksel alan ile kuvvet aynı şeyler değildir. Elektriksel alan yönü ile alandaki yüklü cisimlere uygulanan kuvvet her zaman aynı yönlü değildir. Bu anlamda elektriksel kuvvet ve elektriksel alan aynı şeylerdir ve aynı yöndedir düşüncesi yanlıştır. Elektrik alan içerisinde yüke kuvvet etkimesi için yükün alan çizgisi üzerinde olup olmaması önemli değildir. Yük, alan içerisinde kuvvet etkisiyle ivmelenirken mutlaka alan çizgileri doğrultusunda hareket etmek zorunda değildir. Şimdiye kadar yapmış olduğumuz tanımlar, elektriksel kuvvet ile elektrik alanın farklı kavramlar olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Performans Görevi Doğa ve Teknoloji Beklenen Performans Puanlama Yöntemi Görev Süresi ­ Problem Çözme Dereceli 1 hafta Becerisi Puanlama ­ Bilişim ve İletişim Anahtarı Becerisi Görev İçeriği: Doğal dengeyi bozan ve insanların sağlıklı yaşamını tehdit eden zehirli gazlar ve katı parçacıklar, gelişen sanayinin belki de en önemli olumsuzluklarıdır. Teknolojinin gelişimi ile birlikte, sanayinin olumsuz etkilerini azaltacak ve yok edecek önlemler alınmaktadır. Bu önlemlerin bir örneği de fabrika bacalarından çevreye yayılan katı parçacıkların tutulması için geliştirilen sistemdir. Bu sistemler elektrik alanının günlük hayattaki uygulamalarındandır. Sevgili öğrenciler; bu çerçevede sizden fabrika bacalarına kurulan sistemin çalışma prensibinin elektrik alanı ile ilişkisini araştırmanız beklenmektedir. Aşağıdaki yönerge araştırmanızı yaparken size yardımcı olacaktır. ­ Bir araştırma planı yapınız. ­ Araştırmanızı yaparken İnternet, kütüphane, bu ko­ nuda yayımlanmış bilimsel makaleler vb. kaynaklardan yararlanabilirsiniz. ­ Araştırma bulgularınızı, konu ile ilgili resimler ve fotoğ­ raflarla da destekleyerek 3 sayfayı geçmeyecek şekilde rapor hâline getiriniz. ­ Araştırmanızı yazılı bir metne bağlı kalmadan, görsel araç­ gereçlerle destekleyerek sınıfta arkadaşlarınıza sununuz. ­ Araştırmanız 261. sayfadaki EK­1’de verilen dereceli pu­ anlama anahtarı ile değerlendirilecektir. 136 Elektrik POTANSİYEL ENERJİ Lise 2. sınıf öğrencisi Fulya okuldan eve minibüsle dönerken yanında oturan üniversite öğrencilerinin konuşması dikkatini çeker. Öğrenciler bir yükün etrafındaki elektrik alanından ve bu alan içerisindeki yükün hareketinden bahsetmektedirler. Fulya duyduklarına bir anlam verebilmek için bu anlatılanları, Dünya’nın çekim alanındaki bir cismin hareketine benzetmeye çalışır. Doğru bir benzetme yapıp yapmadığı konusunda şüpheye düşer ve olayı araştırmaya karar verir. Bu kitap için hazırlanmıştır. Daldaki bir elmaya Dünya tarafından bir kuvvet uygulanır. Bu kuvvete kütle çekim kuvveti demiştik. Elma daldan koptuğunda Dünya’nın çekim alanı içerisinde hareket ederek yere düşer. Yere düşmekte olan elmanın bir enerjisi olduğu kesindir. Bu enerji, referans noktası yeryüzü olduğundan, Ep = mgh olur. Burada alt dalda bulunan elmayı sabit hızla üst dala getirdiğinizde elmanın ilk yeri ile son yeri arasında potansiyel enerji farkı vardır. Diğer bir ifadeyle elma üzerine iş yapılmış olur. Burada yapılan iş iki dal arasındaki potansiyel enerji farkı kadardır. ∆Ep= Ep – Ep Dünya ile elma arasındaki ilişkiyi bir +q yükü ile diğer bir +qˈ yükü arasında irdelersek: Şekildeki gibi bir elektrik alanda test yükünü (qT=+1C) sonsuzdan A noktasına doğru taşımak için elektriksel kuv­ vetlere karşı yapılan işe q yükün A noktasındaki elektrik potansiyeli denir. Elektriksel potansiyel V ile gösterilir ve bu potansiyel; A noktasının potansi­ yeli oluşturan yükün merkezi olan O noktasına uzaklığı d ile gös­ terilmek üzere V=kq/d eşitliği ile bulunur. Bu eşitlikteki q işareti ile kullanılır. Dolayısıyla pozitif yük ‟+” potansiyel, negatif yük ‟­” potansiyel meydana getirmiş olur. 2 1 137 3. ÜNİTE Sonsuzdan herhangi bir qˈ yükünün bu noktaya gelmesi hâlinde yapılan iş ile potansiyel fark arasındaki ilişki V= W / qˈ ile ifade edilir. Bu iş qˈ yükündeki elektriksel potansiyel enerji değişimidir. Bu uygulamada sonsuzun potansiyeli sıfır alınır. Aynı elektrik alanında test yükünü (qT = 1C) A noktasından B noktasına götürdüğümüzde yapılan iş A ve B noktaları arasındaki potansiyel farka eşit olur. Bu iki nokta arasındaki potansiyel farkı ∆V ile gösterilir. Dolayısıyla ∆V = VB – VA eşitliği ile ifade edilir. A noktasından B noktasına herhangi bir qˈ yükünün gitmesi hâlinde yapılan iş ile potansiyel fark arasındaki ilişki, VAB= W / qˈ ile ifade edilir. Bu iş qˈ yükündeki elektriksel potansiyel enerji değişimidir. ARAŞTIRALIM Dünya ile elma arasındaki ilişkiyi irdelerken +qˈ yükü ile +q’ lük yük kullanılmıştır. +q yerine –q yükü kullanılsaydı ne gibi bir değişim olurdu? Araştırınız. Uydular Dünya etrafında, Dünya’nın merkezinden eşit uzaklıktaki yörüngede dolanır. Bu durum uydunun daha az enerji harcamasını sağlar. Diğer bir ifadeyle uydu, bu yörünge üzerinde sürekli aynı potansiyele sahip olduğundan potansiyel enerji değişimi için fazladan bir enerji harcamaz. Yüklerin etrafında elektrik alan olduğunu biliyoruz. Acaba bu alan içinde de yörüngeye benzer bir çizginin varlığından bahsedilebilir mi? Şekildeki gibi düzgün bir elektrik alanı içerisinde K noktasındaki test yükümüzü +1 C yerinde → +1C tutabilmek için yüke sola doğru K E bir kuvvet uygulamak zorun­ dayız. (Bu kuvveti elektrik alandan oluşan kuvveti denge­ lemek için uygularız.) Bu dengeleyici kuvvet test yükünü K’den L’ye hareket ettirmek için L iş yapmaz. Çünkü yol kuvvete diktir. Bu nedenle +1 C’luk test yükünün K’den L’ye giden çizgi üzerinde bütün noktalarda potansiyel aynıdır. Bundan dolayı 138 Elektrik potansiyel farkı da yoktur. İşte bu basit potansiyelli çizgilere eş potansiyel çizgisi denir. Bu çizgiler yandaki resimde görülmektedir. Eş potansiyel sabit alan veya eşit alan anlamına gelmez. Başka bir ifadeyle eş potansiyel yüzey, aynı potansiyele sahip noktaların geometrik yeridir. Dolayısıyla eş potansiyel yüzeyde yükü bir noktadan diğer bir noktaya getirmekle iş yapılmaz. Çünkü eş potansiyel yüzey üzerindeki bu iki nokta arasında potansiyel farkı yoktur. İki nokta arasındaki potansiyel farkı, +1C’luk yükün elektriksel alan içinde bir noktadan diğer bir noktaya gitmesi hâlinde yapılan iş şeklinde tanımlamıştık. Bir noktadan diğer noktaya getirebildiğimiz yükü elektriksel kuvvet de getirebilir. Yani elektriksel potansiyel enerji ile elektriksel kuvveti oluşturan elektriksel alan arasında bir ilişki vardır. İki nokta arasındaki potansiyel farkının çok büyük olması tek başına bir tehlike oluşturmaz. Tehlikenin oluşabilmesi için bizim bu gerilime maruz kalmamız gerekir. +q yükünün çevresinde oluşturduğu çizgileri Performans Görevi Doğa ve Teknoloji Beklenen Performans Puanlama Yöntemi Görev Süresi ­ Problem Çözme Dereceli 1 hafta Becerisi Puanlama ­ Bilişim ve İletişim Anahtarı Becerisi Görev İçeriği: Sevgili öğrenciler; topoğrafik haritalar, arazi yapısını gösteren özelliklerinden dolayı çoğu devlet kurumlarının ihtiyaç duyduğu araçlardandır. Aşağıdaki sorular çerçevesinde topoğrafik haritaların çizim prensiplerini araştırınız. 1. Topoğrafik haritalarda çizgiler oluşturulurken nelere dikkat ediliyor? 2. Çizgiler üzerinde ilerlerken yer çekimine karşı iş yapılır mı? 3. Çizgiler ile yer şekillerinin bağlantısı var mı? Aşağıdaki yönerge araştırmanızı yaparken size yardımcı olacaktır. ­ Bir araştırma planı yapınız. ­ Araştırmanızı yaparken İnternet, kütüphane, bu konu­ da yayınlanmış bilimsel makaleler vb. kaynaklardan yarar­ lanabilirsiniz. ­ Araştırma bulgularınızı, konu ile ilgili resimler ve fotoğraflarla da destekleyerek 3 sayfayı geçmeyecek şekilde rapor hâline getiriniz. 139 eş potansiyel 3. ÜNİTE ­ Araştırmanızı yazılı bir metne bağlı kalmadan, görsel araç­ gereçlerle destekleyerek sınıfta arkadaşlarınıza sununuz. ­ Araştırmanız 257. sayfadaki EK ­ 1’de verilen dereceli puanlama anahtarı ile değerlendirilecektir. Şimdiye kadar elektrik alanın büyüklüğünün elektrik yükünden uzaklaştıkça azaldığını öğrendik. Acaba elektrik alanın değişmediği bir ortam oluşturabilir miyiz? Elektrik alanın pozitif yüklerde başlayıp negatif yüklerde son bulduğunu öğrenmiştik. Bundan hareketle yukarıdaki düzeneği kurarak böyle bir alan oluşturabiliriz. Aynı büyüklükte, aynı miktarda zıt cins yükle yüklü bu iki levha arasında oluşan alan düzgün elektriksel alan olarak isimlendirilir. İletken levhalar doğru akım kaynağının kutuplarına bağlanır ve levhalardan biri negatif diğeri pozitif elektrik yükü ile yüklenir. Bu şekilde oluşturulan düzgün elektriksel alanın çizgileri birbirine paralel olup alan şiddeti vektörü her yerde birbirine eşittir. İki levha arasındaki elektrik alan çizgileri aşağıdaki şekildeki gibi olur. Levhalar arasında elektrik alan düzgün ve potansiyel fark ile ilişkilidir. Elektrik alanın büyüklüğü E = V / d ifadesi ile bulunur. → E Elektrik alana paralel giren bir elektrik yüküne, elektrik alan hareket doğrultusunda bir kuvvet uygular (Burada kütle çekim kuvveti dikkate alınmamıştır.). 140 Elektrik → → E q → E → → F= q E → q → F= q E Eğer, yük elektrik alana dik doğrultuda girerse q yükü ha­ reket doğrultusunu değiştirir. +q → v → Elektriksel kuvvetin yükün v → v → hareket doğrultusuna dik E → F → olması, yükün hareket yö­ → v1 v nünün sürekli değişmesine → neden olur. F → Bu kuvvet yönünde v2 elektrik yükü bir ivme kaza­ nacağından aynı yönde bir hız oluşur. Günlük hayatta karşımıza çıkan yatay atış hareketi ile elek­ trik alana dik giren yükün hareketini karşılaştırırsak benzer fizik­ sel özellikler ortaya çıkar. Yatay atışta cisim kuvvet alan çizgilere dik olarak girer ve bi­ leşke hız vektörü her noktada yön değiştirir. → v → v mg → v1 → v mg → v2 Benzer şekilde, tüplü televizyonların çalışma prensibinde de aynı olayla karşılaşırız. Televizyon tüpleri içerisinde hava bulunmayan vakumlu ortamlardır. Tüpte bulunan katot flamanın ısınmasıyla elektronlar serbest olarak hareket edebilir. Oluşturulan elektrik alan sayesinde elektronlar ekrana bir ışın demeti hâlinde fırlatılır ve bu elektronlar ekran yüzeyindeki fosfor tabakasına çarparak ekranı aydınlatır. Oluşturulan ışın demeti dikey ve yatay saptırmalarla ekran üzerindeki her noktaya ulaşabilir. Bu sayede ekran tamamen aydınlatılır. 141 3. ÜNİTE Performans Görevi Doğa ve Teknoloji Beklenen Performans Puanlama Yöntemi Görev Süresi ­ Bilişim ve İletişim Becerisi Dereceli 1 hafta Puanlama Anahtarı Görev İçeriği: Bu ünitede elektriksel alanın yüklü parçacıklara kuvvet uyguladığını öğrendiniz. Hareket ünitesinde ise kuvvetin bir cismin şeklini ve hareketinin cinsini değiştirdiğini öğrenmiştiniz. Bu bilgiler birçok aracın çalışma ilkesinde de kullanılmaktadır. Bu çerçevede; 1. Yüklü parçacıkların düzgün bir elektriksel alanda hareketiyle, günlük yaşamımızda tüplü televizyonların çalışma prensiplerini araştırınız. 2. Yüklü parçacıkların düzgün bir elektriksel alandaki hareketi uygulamasını başka hangi cihazların çalışma prensiplerinde görebiliriz? Aşağıdaki yönerge araştırmanızı yaparken size yardımcı olacaktır. ­ Bir araştırma planı yapınız. ­ Araştırmanızı yaparken İnternet, kütüphane, bu konuda yayınlanmış bilimsel makaleler vb. kaynaklardan yararlanabilirsiniz. ­ Araştırma bulgularınızı, konu ile ilgili resimler ve fotoğraflarla da destekleyerek 4 sayfayı geçmeyecek şekilde rapor hâline getiriniz. ­ Araştırmanızı yazılı bir metne bağlı kalmadan, görsel araç­ gereçlerle destekleyerek sınıfta arkadaşlarınıza sununuz. ­ Araştırmanız 257. sayfadaki EK ­ 1’de verilen dereceli puanlama anahtarı ile değerlendirilecektir. FAREYE DE PİL TAKTILAR! İlk kez 1984 yılında kulla­ nıma sunulan fareler bilgisayar kullanımını oldukça kolay­ laştırmıştır. Çoğumuzun pek önemsemediği bu cihazların tek­ nolojisinde son yıllarda önemli gelişmeler olmuştur. Günümüzde pek çok bilgisayarda artık kablolu fareler yerine kablosuz fareler kullanılmaya başlanmıştır. Kablolu fareler çalışmaları için gerekli olan enerjiyi iletken olan kabloları aracılığıyla alırken kablosuz farelerde ihtiyaç 142 Elektrik duyulan enerji, pillerden karşılanmaktadır. Bu noktada kablosuz farelerdeki elektrik devrelerinin uçlarına uygulanan gerilim ve bu gerilimi sağlayan pillerin devreye bağlanma şekilleri önem kazanmaktadır. Kablosuz farenin üç voltluk doğru gerilimle çalıştığı bilgisi dikkate alınırsa bu gerilimi sağlamak için kaç pil gereklidir ve bu piller nasıl bağlanır? Hiç merak ettiniz mi? Elektrik devrelerinin çalışması esnasında yapılarından dolayı oluşan dirençte az miktarda da olsa elektrik enerjisi amaç dışı harcanarak ısıya dönüşür. Buna rağmen kablosuz farelerin dizüstü bilgisayarlar kadar neden ısınmadığını hiç merak ettiniz mi? Bu kitap için hazırlanmıştır. Dokuzuncu sınıfta ‟elektrik ve manyetizma” ünitesi işlenirken elektrik akımı, potansiyel farkı ve direnç kavramlarını öğrenmiştiniz. Buradan hareketle Ohm Yasası’nı tanımlamıştınız. Ayrıca direncin nelere bağlı olduğunu, dirençlerin seri ve paralel bağlı olduğu devrelerde akım ­ gerilim değerlerinin neler olacağını kavramıştınız. Basit elektrik devrelerindeki elemanların çalışması için pile ihtiyaç duyulduğunu öğrendik. Ayrıca pilin devrede olmasından dolayı iletken tellerdeki serbest elektronlara bir kuvvet uygulandığını, bu kuvvetin etkisiyle elektronların sahip olduğu enerjiyi pilin negatif kutbundan pozitif kutbuna doğru bir titreşim hareketi yaparak ilettiğini öğrendik. Bu söylenenleri biraz daha açalım. Pil iletken telde elektrik alanının oluşmasını sağlar. Elektrik → F alanında serbest elektronlara → → q kuvvet uygular ( F = q E). Bu kuvvet elektronların negatif kutuptan pozitif kutba doğru titreşim hareketini sağlar. Elektronların bu hareketine elektrik akımı deyip, elektron hareketini, su seviyeleri farklı kapları birbirine bağlayıp musluğu açtığımızda meydana gelen su akışına benzetmiştik. Bu olayda suyu harekete geçiren seviye farkıdır. Bu seviye farkını potansiyel fark ile açıklamıştık. Su moleküllerini ise elektronlara benzetmiştik. Bu benzetmede elektronun hareketi ile su moleküllerinin hareketinin bire bir benzetilemeyeceğine dikkat etmek gerekir. Su molekülleri, bağlantı borusunun uzunluğuna bağlı olarak yol alırken, elektron hareketi ise titreşim şeklinde gerçekleşir. Elektronlar devrede suyun borudan akışına benzer şekilde bir hareket yapmazlar. Aynı zamanda devrede kullanılarak yok olmazlar. Mevcut enerjileri dönüşüme uğrar. Atomlarda yüklenmenin elektron alış verişi ile gerçekleştiğini yani elektronların yükü taşıdığını biliyoruz. Öyle ise elektron hare­ keti olan iletken ortamda, yük hareketi gerçekleşmektedir diyebilir 143 3. ÜNİTE misiniz? Sözü edilen bu yük hareketinin bir ölçüsü var mıdır? İletken ortamın herhangi bir kesitinden birim zamanda geçen toplam yük miktarına akım şiddeti denir. Bahsedilen toplam yük katı iletkenlerde elektronların, sıvı ve gaz iletkenlerde iyonların taşıdığı yüklerin toplamıdır. Bu tanıma göre toplam yük q, akım şiddeti i, zaman t ile gösterilmek üzere bu ilişki i = q / t eşitliği ile ifade edilir. SI’da i’nin birimi ampere (amper), q’ nun birimi coulomb ve t’ nin birimi saniyedir. Örnek 32 A’lik bir araba aküsünden 10 s süreyle enerji alınıyor. Kurulan bu devreden bu sürede kaç elektron geçmiştir (qe=1,6.10­19C)? Çözüm Devreden geçen yük miktarını bulalım. Bunun için verilenleri i = q / t eşitliğinde yerine yazalım. 32 = q / 10 => q = 320 C olur. Bu yükü kaç elektronun oluşturduğunu bulalım. 320 / (1,6.10­19) = 2.1021 tanedir. Direncin uçları arasındaki potansiyel farkını, basit bir elektrik devresinden geçen akım şiddetini ölçmeyi dokuzuncu sınıfta öğrenmiştiniz. Elektrik devrelerinin enerji ihtiyacını karşılayan pilin uçları arasındaki potansiyel farkının neyi ifade ettiğini, pil fareye takıldığında bu değerin değişip değişmeyeceğini hiç merak ettiniz mi? Bunu etkinlikle araştıralım. 6. Etkinlik Pilin Uçları Arasındaki Gerilim Araç ve Gereçler ● 1,5 V’luk pil ● Voltmetre ● Pil yatağı ● 1,5 V’luk ampul ● Bağlantı kabloları ● Duy Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Pilin uçları arasındaki potansiyel farkını ölçünüz ve ölçtüğünüz değeri 143. sayfadaki çizelgede uygun yere yazınız. 2. Pilin uçlarını iletken telle birbirine bağlayıp devreye 1,5 V’luk ampul takınız ve pilin uçlarındaki potansiyel farkını ölçmeden 144 Elektrik önce bu farkın değişip değişmeyeceğini tartışarak bir öngörüde bulununuz. 3. Pilin uçlarındaki potansiyel farkını ölçerek bu değeri defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak doldurunuz. Durum Potansiyel Farkı Ampul bağlamadan önce Ampul bağladıktan sonra Sonuca Varalım 1. Öngörünüz ile ölçtüğünüz değer arasında bir farklılık var mı? Bunu nasıl açıklarsınız. 2. Pilin uçlarına ampul bağlanmadan önce ölçülen potansiyel farkı ile bağlandıktan sonra ölçülen potansiyel farkı aynı mı? Bunu nasıl açıklarsınız? Bir elektrik devresinde akımın oluşabilmesi için pilin enerji üretmesi gerekir. Bu enerji pilin elektromotor kuvveti olarak isimlendirilir ve ɛ sembolü ile gösterilir. Bu enerji pilin, dolayısıyla devrenin uçlarındaki potansiyel farkının ölçüsüdür. Bu değerlerin farklı ölçülmesi pilin dönüştürdüğü enerjinin bir kısmını harcaması, tümünü devreye vermemesi anlamına gelir. Pil bu enerjiyi yapısından dolayı oluşan dirençte harcar. Bu direnç iç direnç olarak ifade edilir ve r sembolü ile gösterilir. Örnek Şekildeki gibi elektromotor kuvveti 1,5 V, iç direnci 0,5 Ω olan pil, direnci 0,75 Ω olan am­ pule bağlanmıştır. a) Ampulden kaç A’lik akım geçer? b) Ampulün uçları arasındaki potansiyel farkı kaç V’tur? Çözüm a) Ohm Yasası’nın mate­ matiksel ifadesi olan R=V/i eşit­ liğini devreye uyarlayarak veri­ lenleri yerine yazalım. i = ɛ / R+r => i=1,5 / 0,75+0,5 i =1,2 A olur. b) Ampulün direnci için Ohm Yasası’nı yazalım. V = i R => V =1,2.0,75 => V = 0,9 V olur. 145 3. ÜNİTE Doğru akım elde etmek için yaygın olarak kuru pilin kullanıldığını ve bu pillerin elektromotor kuvvetlerinin 1,5 V olduğunu biliyoruz. Çalışması için daha büyük potansiyel farkı gereken elektronik araçlarda (örneğin farelerde), pillerin seri bağlanarak gerekli potansiyel farkının sağlandığını biliyoruz. Pillerin kaç farklı yöntemle bağlandığını, bu bağlama şekillerinin avantaj ve dezavantajlarını, pillerin bağlanma şekillerine göre devreye verdikleri enerjinin değişip değişmediğini hiç merak ettiniz mi? Bunu 7. etkinlikle araştıralım. 7. Etkinlik Seri Bağlı Piller Araç ve Gereçler ● İki adet 1,5 V’luk pil ● Ampermetre ● Voltmetre ● 2,5 V’luk ampul ● Duy ●Bağlantı kablosu ● Anahtar ● İki adet pil yatağı Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Bir pil, anahtar ve 2,5 V’luk ampulden oluşan devre kurunuz. Ampulden geçen akım şiddetini ve pilin uçlarındaki potansiyel farkını ölçecek şekilde devreye ampermetre ve voltmetre bağlayınız. 2. Anahtarı kapatmadan önce voltmetrede oluşan değeri aşağıdaki çizelgeye benzer bir çizelgeyi defterinize oluşturarak doldurunuz. 3. Anahtarı kapatarak ampermetrenin gösterdiği değeri çizelgenizde uygun yere yazınız. 4. Pillerin birinin pozitif kutbu diğerinin negatif kutbuna gelecek şekilde devreye bir pil daha ekleyiniz ve voltmetrenin gösterdiği değeri okuyarak çizelgenizde uygun yere yazınız. 5. Anahtar kapatılınca ampermetreden okunan değerin değişip değişmeyeceğini tartışarak bir öngörüde bulununuz. 6. Anahtarı kapatarak ampermetrede ve voltmetrede oluşan değerleri çizelgenizde uygun yere yazınız. Durum Voltmetrede Okunan Değer (V) Ampermetrede Okunan Değer (A) Anahtar açıkken Bir pil İki pil Sonuca Varalım 1. Öngörünüzle ölçümünüz arasında bir fark var mı? Varsa bu fark nereden kaynaklanır? 2. Ampermetrede oluşan değerler arasında bir ilişki var mı? Bunu nasıl açıklarsınız? 3. Voltmetreden okunan değerler arasında bir ilişki var mı? Bunu nasıl açıklarsınız? 146 Elektrik Birinin pozitif kutbu diğerinin negatif kutbuna gelecek şekilde bağlanmış pillere seri bağlı piller denir. Seri bağlı pillerde toplam elektromotor kuvveti, elektromotor kuvvetlerinin toplamı kadardır (ɛT= ɛ1 + ɛ2 +…). Pillerin seri bağlanmaları durumunda aynı dirençten geçen akım şiddetinde artma olur. Piller seri bağlandığından iç direnç pillerin iç dirençlerinin toplamı kadar olur (rT = r1 + r2 + …). Seri bağlamada devreden geçen akım aynı zamanda her bir pil üzerinden de geçer. Farelerin 3 V’luk potansiyelle çalıştığını biliyoruz. Bu potansiyelin nasıl sağlandığı merak edilmişti. Piller seri bağlandığında toplam elektromotor kuvveti, elektromotor kuvvetlerin toplamına eşit olduğundan 1,5 V’luk iki pil seri bağlanarak gerekli potansiyel sağlanabilir. Gerekli potansiyelin sağlanması yanında bazı durumlarda pillerden daha uzun süre faydalanılması da gerekmektedir. Bu durumda sizce piller nasıl bağlanmalıdır? Bunu öğrenmek için bir etkinlik yapalım. 8. Etkinlik Piller Sadece Seri mi Bağlanır? Araç ve Gereçler ● iki adet 1,5 V’luk pil ● ampermetre ● voltmetre ● 1,5 V’luk ampul ● duy ● anahtar Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Bir pil, anahtar ve 1,5 V’luk ampulden oluşan devre kurunuz. Ampulden geçen akım şiddetini ve pilin uçlarındaki potansiyel farkını ölçecek şekilde devreye ampermetre ve voltmetre bağlayınız. 2. Anahtarı kapatmadan önce voltmetreden okunan değeri defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak uygun yere yazınız. 3. Anahtarı kapatarak ampermetrenin ve voltmetrenin gösterdiği değeri çizelgenizde uygun yere yazınız. Anahtarı Kapatmadan Önce Anahtar Kapatıldıktan Sonra Voltmetrede okunan değer (V) Ampermetrede okunan değer (A) 4. Pillerin pozitif kutupları bir düğüme, negatif kutupları bir başka düğüme gelecek şekilde devreye bir pil daha ekleyiniz ve 147 3. ÜNİTE voltmetrenin gösterdiği değeri okuyarak aşağıdakine benzer bir çizelgeyi defterinize oluşturarak uygun yere yazınız. 5. Anahtar kapatılınca ampermetreden okunan değerin değişip değişmeyeceğini tartışarak bir öngörüde bulununuz. 6. Anahtarı kapatarak ampermetreden ve voltmetreden okunan değeri çizelgenizde uygun yere yazınız. Anahtar Kapatılmadan Önce Anahtar Kapatıldıktan Sonra Voltmetrede Okunan Değer (V) Ampermetrede Okunan Değer (A) Sonuca Varalım 1. Öngörünüzle ölçümleriniz arasında bir fark var mı? Varsa bu farklılık nereden kaynaklanır? 2. Ampermetrede okunan değerler arasında bir ilişki var mı? Bunu nasıl açıklarsınız? 3. Voltmetrede okunan değerler arasında bir ilşki var mı? Bunu nasıl açıklarsınız? Pozitif ve negatif kutupları kendi aralarında bir araya gelecek şekilde bağlanmış pillere paralel bağlı piller denir. Paralel bağlanacak pillerin özdeş olmasına dikkat edilir. Aksi hâlde pillerin verdiği akımın tamamı direnç üzerinden geçmez, bir kısmı da diğer pilin üzerinden geçer. Bu durumda pilin enerjisi boşuna harcanmış olur. Ayrıca bu devrelerin analizinin yapılması için ek pillere ihtiyaç duyulur. Paralel bağlı pillerin elektromotor kuvvetlerinde bir değişme olmaz (εT = ε). Pillerin paralel bağlanması durumunda az da olsa devreden geçen akım şiddetinde artma olur. Pillerin iç dirençleri ihmal edilirse bu artmadan söz edilemez. Pillerin paralel bağlandığında iç direnci, bir tek pilin iç direncinin üreteç sayısına bölümü kadar olur (rT = r / n). Paralel bağlamada bir pil üzerinden geçen akım devreden geçen akımın üreteç sayısına bölümü kadardır. Ayrıca piller ters de bağlanabilir. Bu durumda toplam elektromotor kuvveti elektromotor kuvvetlerinin farkı kadardır. εT = ε1 ­ ε2 Toplam iç direnç ise pillerin iç dirençlerinin toplamları kadardır. rT = r1 + r2 Bu bağlamda piller özdeş ise εT = 0 olur fakat rT = 2r olur. 148 Elektrik Performans Görevi Doğa ve Teknoloji Beklenen Performans Puanlama Yöntemi Görev Süresi ­ Bilişim ve İletişim Becerisi Dereceli Puanlama Anahtarı 1 hafta Görev İçeriği: Paralel bağlanacak pillerin özdeş olması gerektiğini nedenleri ile birlikte öğrendiniz. Bu çerçevede; eski (kullanılmış) ve yeni pillerin paralel bağlanıp bağlanamayacağını araştırınız. Araştırmanızı yapar­ ken aşağıdaki yönerge size yardımcı olacaktır. ­ Bir araştırma planı yapınız. ­ Sınıfınızda beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz. ­ Grup içerisinde görev dağılımı yaparak bir grup sözcüsü belirleyiniz. ­ Araştırmanızı yaparken İnternet, kütüphane, bu konuda yayınlanmış bilimsel makaleler, konu ile ilgili uzman kişiler vb. kaynaklardan yararlanabilirsiniz. ­ Araştırma bulgularınızı sınıfta öğretmen gözetiminde birleştiriniz. ­ Araştırma bulgularınızı iki sayfayı geçmeyecek şekilde raporlaştırınız. ­ Araştırma bulgularınızı grup sözcüsü aracılığı ile yazılı bir metne bağlı kalmadan, görsel araç ­ gereçlerle de destekleyerek sınıfta sununuz. ­ Araştırmanız 257. sayfadaki EK ­ 1’de verilen dereceli puanlama anahtarı ile değerlendirilecektir. Pilin akım verme süresi pilin ömrü olarak isimlendirilir. Bu süre pilin verebileceği toplam yük miktarına ve birim zamanda devreye verdiği yük miktarına (akım şiddeti) bağlıdır. Özdeş üreteçlerden hangisinin üzerinden daha çok akım geçiyorsa o pilin ömrü daha kısa olur. Bu anlamda pilleri paralel bağlamak ömürlerini uzatır. Büyük potansiyel ve büyük akım gereken elektronik araçlarda piller seri bağlanır. Örneğin farelerde, fotoğraf makinelerinde, el fenerlerinde, radyolarda, kişisel kasetçalarlarda piller seri bağlanarak kullanılır. 149 3. ÜNİTE PROBLEM ÇÖZELİM Problem Durumu Elektronik araç tamir atölyesinde çalışan Atakan 1,5 V’luk gerilime sahip pillerle 2 V’luk gerilimle çalışan bir ampulü yakmak ister. Fakat ampul yakılırken uzun ömür ve parlaklık dikkate alınacağı için bunu başaramaz. Ustasından yardım ister. Siz bu sorunu nasıl çözersiniz? Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Bu problemlerde aşağıdaki değişkenleri belirleyiniz. Bağımlı değişken: ……………………………………….. Bağımsız değişken: ……………………………………… Kontrol edilen değişken: ………………………………… 2. Bu problemin çözümünde hangi ölçüm araçlarını kullanacağınızı belirleyiniz. 3. Bu değişkenleri ve ölçüm araçlarını kullanarak problemi nasıl çözeceğinizi ayrıntılı olarak defterinize yazınız. Örnek 3 V’luk potansiyel fark ile çalışan bir radyonun direnci 0,5 Ω’dur. Elimizde iç direnci 0,25 Ω, elektromotor kuvveti 1,5 V olan piller mevcuttur. a) Radyonun çalışması için elektromotor kuvveti 1,5 V olan pillerden kaç tane gereklidir ve bu piller nasıl bağlanmalıdır? b) Devrenin çalışma akımı kaç amperdir? Çözüm a) Büyük potansiyel elde etmek için pillerin seri bağlanması gerektiğini öğrenmiştik. Şimdi alıcının çalışması için kaç pil gerektiğini bulalım. εT = n.ε => 3 = n.1,5 => n=2 b) Önce seri bağlı pillerin toplam iç direncini bulalım. rT = r1 + r2 => rT = 0,25 + 0,25 => rT = 0,5 Ω olur. Verilenleri ve bulunanı i = ε / (R+rT) => yerine yazalım. i = 3 / (0,5 + 0,5) => i = 3 A olur. Devreye bağlanma şekillerini öğrendiğimiz piller, elektrik devrelerinin enerji ihtiyaçlarını karşılar. Pillerin kendileri enerji kaynağıdır ve yapıları gereği kimyasal enerjiye sahiptir ve hiç yoktan enerji üretemezler. Pil devreye bağlanınca kimyasal enerji elektrik enerjisine dönüşür. Bu dönüşümde pilin içinde ve dış devrede akım oluşur. Daha önce öğrendiğimiz gibi, dış devrede akımın oluşumu elektronların titreşerek enerji aktarımı şeklinde gerçekleşir. Bu elektronlar iletken üzerindeki serbest elektronlardır 150 Elektrik ve pil tarafından üretilmezler. Ayrıca pilin uçlarındaki potansiyelin devrede akması söz konusu değildir. Pilin uçlarında oluşan potansiyel farkı pilin büyüklüğüne bağlı değildir (1,5 V’luk küçük boy ve büyük boy kuru pilleri düşününüz.). Şimdiye kadar yaptığımız etkinliklerde kurduğumuz basit elektrik devrelerine benzer devrelerdeki bir devre elemanının birim zamanda harcadığı elektrik enerjisini hesaplayalım. Bir elektrik devresinde devre elemanlarından akım geçmesi için uçları arasında potansiyel farkı olması gerektiğini dokuzuncu sınıfta öğrenmiştik. Bu potansiyel farkının da elemanın bir ucundan diğer ucuna gittiği düşünülen +1 birimlik yük için harcanan enerji olduğunu öğrendik. Ayrıca bir uçtan diğer uca q kadarlık yükün gitmesi için W = qV kadar enerji gerektiğini de bu ünitede kavradık. Birim zamanda harcanan enerjiye güç dendiğini de biliyoruz. Bütün bunları bir araya getirirsek aşağıdaki eşitliği yazarız. P = W / t Eşitlikte W yerine qV, q yerine de it yazılarak P = qV / t P = itV / t P = Vi eşitliği elde edilir. Bu eşitlikte V yerine iR veya i yerine V/R yazılarak aşağıdaki eşitlikler de elde edilebilir. P = R i2 P = V2 / R Örnek Şekildeki devre özdeş ampul ve özdeş pillerle kurulmuştur. Pilin elektro­ motor kuvveti 1,5 V, iç direnci 0,5 Ω’dur. Ampu­ lun direnci ise 1 Ω’dur. Ampullerden birinin gücü­ nü bulunuz. Çözüm Önce devreden geçen akım şiddetini bulalım. εT = ε1 + ε2 idi. εT = 1,5 + 1,5 => εT = 3 V olur. RT = R1 + R2 idi. RT = 1 + 1 => RT = 2 Ω olur. rT = r1 + r2 idi. rT = 0,5 + 0,5 => rT = 1 Ω olur. Bunları i = ε /(R+r) eşitliğinde yerine yazalım. i = 3/(2+1) => i = 1 A olur. Şimdi bulunan ve verilenleri P = Ri2 eşitliğinde yerine yazalım. P = 1.12 => P = 1 W bulunur. 151 A. Aşağıdaki ifadelerde noktalı yerleri, tabloda verilen kelimelerle anlamlı biçimde tamamlayınız. Pozitif yükten negatif yüke Kesit Negatif yükten pozitif yüke Potansiyel Akım şidetti Alan 1. Bir iletkenin herhangi bir kesitinden birim zamanda geçen yük miktarı …………….. olarak adlandırılır. 2. Elektriksel alan çizgilerinin yönü…………………….doğrudur. 3. Negatif yükler negatif………………………….oluşturur. B. Aşağıdaki kavram haritasını inceleyerek boş bırakılan kutucukları tabloda verilen kavramlardan hareketle doldurunuz. Columb sabiti Hız Yük miktarı Yüklü Yük merkezleri arasındaki uzaklık Periyot Nötr Elektroskop ‟+” yüklü ‟­ ” yüklü Elektriksel Kuvvet Elektriksel geçirgenlik Elektriksel Kuvvet bağlı olduğu etmenler bağlı olduğu etmenler bağlı olduğu etmenler olur. çeşitleri 152 çeşitleri bağlı olduğu etmenler ile ölçülür. C. Aşağıdaki soruları cevaplayınız. 1. Plastik terliklerini giyip yün halı üzerinde oyun oynayan Güntaç ve Engin bir süre sonra birbirlerine dokunduklarında çarpıldıklarını hissediyorlar. Bu durumu nasıl açıklarsınız? 2. Yalıtkan maddeler dokunma yoluyla elektriklenebilirler mi? Açıklayınız. 3. Sahip olduğu elektrik yükü +4q olan bir cismin üzerinde elektron var mıdır? Açıklayınız. A 4. Şekildeki yalıtkan cisim A noktasından sürtünme yoluyla elektrikleniyor. Bu cisim üzerindeki yük dağılımı nasıl olur? Çizerek gösteriniz. 5. +q yüklü A cismi şekildeki gibi dengede olduğuna göre q1 / q2 oranı kaçtır? 6. Yukarıda uçağa dokunan Mehmet’in çarpılmasının nedenini nasıl açıklarsınız? → → 7. Elektrik alanı E ile çekim g alanı arasında nasıl bir benzerlik vardır? Açıklayınız. 8. Yüklü bir cismin r kadar uzağındaki bir noktadaki elektrik alanın büyüklüğü nasıl hesaplanır? Açıklayınız. 153 9. Aşağıda bir dağın topografik haritası verilmiştir. Buna göre yandaki +q yüklü cismin eş potansiyel eğrileri nasıldır? Boş bırakılan kutuya çiziniz. Profil q Eğik bakış İzdüşüm 10. Sadece 1 adet paratonere sahip olsaydınız bu paratoneri hangi binanın üzerine kurardınız? Neden ? 11. Kütle çekim alanı vektörü Dünya’ya doğrudur. –q yükünün elektrik alan vektörü kendine doğrudur. +q yükünün elektrik alan vektörü neden kendine doğru değildir? Açıklayınız. 12. Kilowatt ile Kilowatt­saat arasındaki farklılığı açıklayınız. 154 13. Şekilde görüldüğü gibi bir varil yarıya kadar doldurulup musluk açıldığında su 1 numaralı yörüngeyi, tam doldurulduğunda ise 2 numaralı yörüngeyi izleyerek akmaktadır. Buradaki suyun akışı ile pilin devreye verdiği akımı benzetecek olursak pillerin nasıl bağlanması gerektiğini nedenleriyle açıklayınız. varil varil 2 1 14. Şekilde görüldüğü gibi özdeş iki varili yan yana koyup ağızlarına kadar suyla doldurunuz. Varilin musluğunu açtığınızda suyun akış süresini gözlediğinizi düşününüz. Musluk açılmadan önce variller tabana yakın bir yerden delinerek variller arasında bağlantı kurulursa musluk açıldığında suyun akış süresinde bir değişme olur mu? Bu olay pillerin hangi bağlanma şekliyle ve hangi nedenle benzetilebilir? Açıklayınız. D. Aşağıdaki ifadelerin doğru olanların karşısına ‟D”, yanlış olanların karşısına ‟Y” yazınız. 1. Pillerin paralel bağlanması durumunda devredeki akım şiddetinde bir değişme olmaz. ( ) 2. Pillerin seri bağlanması durumunda devredeki akım şiddetinde azalma olur. ( ) 3. Pozitif yüklü iki cisim yan yana getirilip biri serbest bırakılınca elektriksel potansiyel enerjisinde azalma olur. ( ) 155 OKUMA METNİ Küresel Isınma Nedir? İnsanlar tarafından atmosfere salınan gazların sera etkisi yaratması sonucunda sıcaklığın Dünya yüzeyinde artmasına küresel ısınma denir. Dünya’nın yüzeyi Güneş ışınları tarafından ısıtıl­ maktadır. Dünya bu ışınları tekrar atmosfere yansıtır ancak bazı ışınlar su buharı, karbon dioksit ve metan gazının Dünya’nın üzerinde oluşturduğu doğal bir örtü tarafından tutulur. Bu da yeryüzünün yeterince sıcak kalmasını sağlar. Son dönemlerde fosil yakıtların kullanılması, ormansızlaşma, hızlı nüfus artışı ve toplumlardaki tüketim eğiliminin artması gibi nedenlerle karbon dioksit, metan ve diazot monoksit gazların atmosferdeki yığılması artış göstermiştir. Bilim insanlarına göre bu artış küresel ısınmaya neden olmaktadır. 1860’tan günümüze kadar tutulan kayıtlar, ortalama küresel sıcaklığın 0,5 ila 0,8 derece kadar artığını göstermektedir. Bilim insanları son 50 yıldaki sıcaklık artışının insan hayatı üzerinde fark edilebilir etkileri olduğu, artık geri dönüşü olmayan bir noktaya yaklaşıldığı görüşündedirler. Hiçbir önlem alınmazsa bu yüzyıl sonunda küresel sıcaklığın ortalama 2 derece artacağı tahmin edilmektedir. Peki, bu sıcaklık artışı yani küresel ısınma nelere yol açıyor, hayatımızı nasıl etkiliyor? Dünya iklim sisteminde değişikliklere neden olan küresel ısınmanın etkileri en yüksek zirvelerden okyanus derinliklerine, ekvatordan kutuplara kadar dünyanın her yerinde hissediliyor. Kutuplardaki buzullar eriyor, deniz suyu seviyesi yükseliyor ve kıyı kesimlerde toprak kayıpları artıyor. Küresel ısınmaya bağlı olarak dünyanın bazı bölgelerinde kasırgalar, seller ve taşkınların şiddeti ve sıklığı artarken bazı bölgelerde uzun süreli, şiddetli kuraklıklar ve çölleşme etkili oluyor. Kışın sıcaklıklar artıyor, ilkbahar erken geliyor, sonbahar gecikiyor, hayvanların göç dönemleri değişiyor. Yani iklimler değişiyor. İşte bu değişikliklere dayanamayan bitki ve hayvan türleri de ya azalıyor ya da tamamen yok oluyor. Küresel ısınma insan sağlığını da doğrudan etkilemektedir. Bilim insanları, iklim değişikliklerinin kalp, solunum yolu, bulaşıcı ve alerjik bazı hastalıkları tetikleyebileceği görüşündedirler. Bu kitap için düzenlenmiştir. 156 MODERN FİZİK 4. ÜNİTE KONULAR * ŞEYMA’NIN RÜYASI * İLAYDA’NIN BAŞARISI Bu ünitede; Modern fiziğin oluşumuna neden olan gelişmelerden haberdar olacağız. Işık hızına yakın hızlarda kütle, uzunluk ve zaman değerlerinin değişip değişmediğini yorumlayacağız. Dokuzuncu sınıfta madde miktarı olarak tanımladığımız kütleyi bu düzeyde enerji değişimi ile değişebilen bir kavram olarak farkedeceğiz. Modern Fizik ŞEYMA’NIN RÜYASI 16 yaşındaki ikiz kardeşler Ali ve Şeyma yorgun şekilde okuldan eve dönerler. Akşam yemeğinden sonra hemen uykuya dalarlar. Şeyma bir rüya görür, bu rüyanın etkisi ile kan ter içersinde kalır ve bağırarak uyanır. Şeyma rüyasında okuldan ayrılıp öğle yemeği için eve gitmektedir. Bu sırada gökyüzünde renkli ışıklar saçan bir araç belirir. Bu ilginç araç Şeyma’yı alır ve adeta şeffaf bir maddenin içinden akarak inanılmaz bir hızla Dünya’dan 20 ışık yılı uzaktaki bir gezegene götürür. Bu yolculuk esnasında kaçmaması için bir ayağı bağlanan Şeyma, kurtulabilmek için gayret sarf eder. Fakat yaptığı hamleler boşunadır. Korku ve hayret duyguları birbirine karışan Şeyma’nın kurtulma ümidi daha Dünya’dan uzaklaşmadan yok olur. Şeyma artık farklı bir gezegendedir. Bu gezegende gördüğü ilginç şeyler onu çok şaşırtır. Şeyma’nın bu gezegene hiç alışamadığını gören ilginç canlılar onu birçok deneyde kullandıktan sonra yine inanılmaz bir hızla Dünya’ya geri getirirler. Şeyma bu sefer Dünya’da gördüklerine inanamaz. Kentler değişmiş, değişik yüksek katlı binalar yapılmıştır. İnsanların gelenek ve görenekleri, ulaşım araçları, haberleşme araçları, her şey ama herşey değişmiştir. En önemlisi Şeyma bu sürede 30 yaş yaşlanmasına rağmen 16 yaşında ayrıldığı ikiz kardeşi Ali, 66 yaşındaki bir insan görünümündedir. Şeyma şok üstüne şok yaşar. Bu kitap için düzenlenmiştir. 159 4. ÜNİTE Bütün bunlar gerçek olabilir mi? Işık hızına yakın hızda hareket edilebilse Şeyma için zamanın rüyalarda olduğu gibi genişlemesi mümkün olur mu? Şeyma’ nın rüyasının tersi de gerçekleşebilir mi? Yani Dünyadakiler genç, Şeyma daha yaşlı olabilir mi? Zaman için öngörülen bu genişleme başka büyüklükler için de geçerli olabilir mi? Genişlemeye uğramayan büyüklükler var mıdır? Eğer bu sorulara evet cevabı verilebiliyorsa bu büyüklükler nasıl ifade edilir? Bu olgular doğrultusunda bildiğimiz hangi eşitlikleri yeniden yorumlamak zorunda kalırız? Yeniden yorumlamak zorunda kaldığımız bu eşitlikler hangi koşullarda geçerlidir? Bu ikilemden doğan fiziğe ne ad verilir? Başka hangi görüşler bu doğuşa yol açmıştır? Bu bölümde bu sorulara cevap arayacağız. Bilim insanları, 19. yüzyılın sonunda, fizik hakkında bilinmesi gerekenlerin çoğunu öğrendiklerine inanıyorlardı. Örneğin, Newton’un Hareket Kanunları ve Evrensel Çekim Kanunu, Maxwell’in (Maksvel) elektrik ve manyetizmayı birleştiren kuramsal çalışmaları, termodinamik kanunları, insanların ve bilim insanlarının karşılaştığı pek çok olayı açıklamakta oldukça başarılıydılar. Buna rağmen 20. yy.da bilimde devrim niteliğinde önemli gelişmeler oldu. Planck (Plank) 1900’de siyah cismin ışımasını incelemiştir. Buna göre atomlar çeşitli yöntemlerle uyarılabilirler yani enerji soğurabilirler. Fakat bu uyarma her basamakta olmaz. Diğer bir ifadeyle her değerde enerji soğurulmaz. Enerji soğurulması bir değerin tam katları şeklinde gerçekleşir. Uyarılan atom kararsızdır. Kararlı hâle geçmek için ışıma yapar. Yani enerji salar. Bu olay kuantalaşma kelimesiyle ifade edilir. Planck, siyah cismin ışımasını inceleyerek bu sonuca ulaşmıştır. Bu görüşün ayrıntıları ileriki yıllarda görülecektir. Einstein (Aynştayn), Planck’ın bu fikrini modern ışık teorisini kurmada ve 1877’de Hertz (Hertz) tarafından bulunan fotoelektrik olayı açıklamada kullanmıştır. Fotoelektrik olay, metal üzerine ışık düşürülerek metalden elektron sökme olayıdır. Bu olay ileriki yıllarda ayrıntılı olarak görülecektir. Yine Einstein, 1905 yılında bu ünitede ayrıntılı olarak incele­ yeceğimiz ve ikizlerden Şeyma’ nın rüyasındaki özel durumları açıklayacak olan özel görecelik teorisini ortaya attı. Bu teori başka teorilerin esin kaynağı oldu. İşte bu teoriler klasik fizikten modern fiziğe geçişin basamakları olmuştur. Modern fizik her ne kadar bu yüzyıl boyunca gelişmiş ve bizi pek çok önemli teknolojik başarıya götürmüşse de gelişimin hâla tamamlanmadığı unutulmamalıdır. 160 Modern Fizik İnsanlar var olduğu sürece buluşlar devam edecek, çevremizi ve dünyayı anlamamızı kolaylaştıracaktır. Yukarıda söz ettiğimiz gibi 1900’lü yıllardan itibaren başlayarak fizikte iki devrim oldu. Einstein 1905’te özel görelilik, 1905­1915 yılları arasında ise genel görelilik teorisini geliştirerek uzay ve za­ mana bakışı kökten değiştirdi. 1900­1930 yılları arasında Planck, Einstein, Bohr (Bor), Heisenberg (Hayzinberk) ve diğerleri kuantum kavramı ile ölçülebilirlik ve hesaplanabilirlik konularında fiziğin alanını yeniden çizdiler. Bu yüzden 1900 öncesi fiziğe klasik fizik, görelilik ve kuantum tabanlı fiziğe ise modern fizik diyoruz. Modern fiziğe dair çalışmalar günümüzde atom, molekül ve çekirdeklerin davranışlarını açıklamayı hedefleyen kuantum fiziği, maddenin en küçük yapı taşı olan atomu ve atomun alt parçalarını inceleyen atom ve çekirdek fiziği ve doğadaki katı cisimlerin fiziksel özelliklerini inceleyen katı hâl fiziği gibi alt isimler altında da incelenebilmektedir. Bir olayın oluş zamanının ve konumunun nasıl belirlendiğini hiç merak ettiniz mi? Dokuzuncu sınıf fizik dersinden hatırlayacağınız gibi ölçme işlemi bir referans sistemine göre yapılır. Bir olayın t saniyede gerçekleştiğini söylüyorsak bunu t=0. saniye gibi bir zaman başlangıcına göre belirtmişiz demektir. Burada t=0. saniye referans noktasıdır. Aynı şekilde bir cismin uzaydaki konumu, →→ konum vektörlerinin bileşenleri olan → x, y, z vektörleri ile belirtilmiş ise bu bileşenler x=0, y=0 ve z=0 orijini ve eksen yönlerine göre ölçülmüştür. Anlaşıldığı gibi bir büyüklüğün ölçümünde ölçümün yapıldığı bir referans sisteminin belirtilmesi gerekir. Seçilen referans sistemi her tür hareketi yapıyor olabilir. Bu referans sistemi duruyor ya da sabit bir v hızı ile hareket ediyorsa bu sistem eylemsiz referans sistemi olarak adlandırılır. Aslında evrende mutlak bir eylemsiz referans sistemi yoktur. Dünya eylemsiz referans sistemi olarak kabul edilebilir. Dokuzuncu sınıfta bu referans eksenlerinin hareketine bağlı olarak ışık hızına göre çok küçük hızlarla hareket eden hareketlilerin hızının değiştiğini öğrenmiştik. Zamanın, eylemsiz referans sistemlerinde ölçüldüğünde değişip değişmeyeceğini birer etkinlikle araştıralım. 161 4. ÜNİTE 1. Etkinlik Taşın Kütlesi Araç ve Gereçler Dinamometre ● Dinamik araba ● İki adet destek çubuğu ● İki adet bağlama parçası ● 500g ile 1000 g arasında kütleye sahip bir taş ● 50 cm uzunluğunda ip ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Taşı iple dinamometreye bağlayarak ağırlığını ölçünüz. 2. Dinamometreyi fotoğraftaki gibi destek çubuğa asınız. 3. Arabayı sürtünme kuvvetine eşit şiddette bir kuvvetle çekip sabit hızla hareket ettirmeden önce dinamometrenin gösterdiği değerin değişip değişmeyeceğini tartışarak bir öngörüde bulununuz. 4. Arabayı sabit hızla hareket ettirerek taşın ağırlığını ölçünüz. Sonuca Varalım 1. Öngörünüzle ölçme sonucunuz arasında fark var mı? Varsa bu farklılık sizce nereden kaynaklanmaktadır? 2. Taşın ağırlığıyla ilgili her iki ölçme sonucunuz aynı mı? 3. G = m.g’de g sabit olduğuna göre ölçme sonucunun aynı veya farklı olması ne anlama gelir? Kütlenin yoktan var, vardan yok edilemeyeceğini, kimyasal ve fiziksel değişimlerin toplam kütlede bir değişime yol açmadığını kütlenin korunumu kanunu olarak biliyoruz. Kütlenin hareket hâlinde olması durumunda da bir değişiklik göstermediğini gördük. Şimdi ışık hızına göre çok küçük hızlarda zamanın değişip değişmeyeceğini etkinlikle araştıralım. 2. Etkinlik Zaman Farklı Olabilir mi? Araç ve Gereçler ● İki adet süreölçer Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Resimdeki gibi sabit bir hızla koşan Hasan’ın A noktasından B noktasına varış zamanı, eylemsiz referans 162 Ali v=0 Hasan 2v Yusuf A v B Modern Fizik sistemleri Ali ve Yusuf’a göre aynı olup olamayacağını tartışarak bir öngörüde bulununuz. 2. Hasan’ın A noktasından B noktasına varış zamanını Ali ve Yusuf ayrı ayrı ölçsün. Sonuca Varalım 1. Öngörünüzle ölçüm sonuçlarınız arasında fark var mı? Varsa bu farklılık sizce nereden kaynaklanmaktadır? 2. Her iki eylemsiz referans sistemindeki ölçümlerinizi karşı­ laştırdığınızda nasıl bir sonuca varırsınız. Işık hızının yanında çok küçük hızlarla hareket eden hareketlilerin hareket süreleri, eylemsiz referans sistemlerine göre farklılık göstermez. Bu düşüncenin doğruluğunu bu ünitenin ilerleyen sayfalarında farklı bir şekilde yeniden ifade edeceğiz. 1. ve 2. etkinlikte ulaştığımız sonuçları birleştirdiğimizde zaman ve kütlenin eylemsiz referans sistemlere göre değişim göstermediğini yani kütle ve zamanın eylemsiz referans sistemlere göre sabit kaldığını söyleyebiliriz. Dokuzuncu sınıfta kütle ve zamanın mutlak olduğunu öğrenmiştiniz. Yukarıda öğrendiğimiz bilgileri de dikkate alırsak, kütle ve zaman eylemsiz referans sistemlerinde ölçüldüğünden sabit kalır. Bu büyüklüklerin dışında kalan diğer büyüklükler eylemsiz referans sisteminin hareketine bağlı olarak değişiklik gösterirler. Bu sonuca hareket hızının ışık hızının yanında çok küçük olduğu durumlarda ulaştığımızı unutmayalım. Bu sonuçlar klasik fizik için geçerli olup şu ana kadar öğrendiğimiz bütün fizik 1 kanunları ve eşitlikleri (Örneğin; E = mv 2 , F = ma, v = at) klasik 2 fizik kapsamında geçerlidir. Buradaki ‟geçerlidir” kelimesinin anlamını iyi yorumlamak gerekir. Klasik fizik kapsamında verilen yasalar ve eşitlikler fizik ile ilgili tüm olayları açıklayamayabilir. Bu anlamda modern fizik ve klasik fizik yasaları birbirinden farklıdır veya klasik fizik yasalarının yerini modern fizik yasaları almıştır demek doğru değildir. Klasik fizik, büyük kütle ve küçük hızları incelerken; modern fizik, küçük kütle ve büyük hızları inceler. Eylemsiz referans sistemin hareketine bağlı olarak değişmeyen kütle ve zaman mutlak büyüklükler; bu büyüklüklerin dışındaki büyüklükler ise bağıl büyüklükler olarak ifade edilir. Bu tanımlar büyük kütle ve küçük hızlarla uğraşan klasik fiziğin kapsamında geçerlidir. Yukarıda bahsettiğimiz ve dokuzuncu sınıfta da öğrendiğiniz gibi ışık hızına göre çok küçük hızlarla hareket eden hareketlilerin hızının eylemsiz referans sistemin hareketine bağlı olarak değiştiğini biliyorsunuz. Aynı şekilde ışık hızının eylemsiz referans sistemin hareketine bağlı olarak değişip değişmeyeceğini hiç düşündünüz mü? Bunu etkinlikle araştıralım. 163 4. ÜNİTE 3. Etkinlik Işık Hızının Eylemsiz Refe­ rans Sistemden Görünümü S Sˈˈ Sˈ C v v Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Şekildeki gibi durgun bir S eylemsiz referans sisteme göre v hızıyla sağa gitmekte olan Sˈ ve v hızıyla sola gitmekte olan Sˈˈ eylemsiz referans sistemlerini düşününüz. 2. Işık hızının eylemsiz referans sistemlere göre değişip değişmeyeceğini tartışarak bir öngörüde bulununuz. 3. Daha önce öğrendiğiniz vektörel büyüklüklerle ilgili bilgilerden yararlanarak c ışık hızının Sˈ eylemsiz referans sistemdeki gözlemciye göre (c­v), Sˈˈ eylemsiz referans sistemdeki gözlemciye göre (c+v) olması gerektiği sonucunun doğru olup olmayacağını tartışarak bir öngörüde bulununuz. Sonuca Varalım 1. Kuvvet ve hareket ünitesinde öğrendiğiniz bağıl hız konusuna göre tartışarak ulaştığınız ışık hızının gözlemcilere göre (c­v) veya (c+v) olması sizce ne anlama gelir? 2. Işık hızının sabit olduğu ve referans sisteminin hareketine bağlı olarak değişmediği bilindiğine göre bu çelişkiyi nasıl çözersiniz? Albert Abraham MICHELSON Albert Michelson,1852 yılında Prusya’da doğdu. 1878 yılında ışık hızının doğru ve kesin olarak ölçülmesine yönelik çalışmalara başladı. Işık hızını 299.853 km/s olarak açıkladı. Edward Morley ile 1887 yılında esirin varlığını ispatlamak için de­ neylerini gerçekleştirdiler. Michelson,1907 yılında Nobel Fizik Ödülü’nü aldı. 1931 yılında öldü. Etkinlikte karşılaştığımız çelişkinin çözülebilmesi için bilim insanları, ışık hızının her yöndeki hareket hızının aynı c değerinde olduğu mutlak bir referans sistem olması gerektiği kanısına vardılar. Bunu da esir referans sistemi olarak adlandırdılar. Fizikçiler o dönemde kimsenin görüp duymadığı böyle bir ortamı varsayarak ışığın boşlukta yayılmasını da açıklayabiliyorlardı. Gerçekte esir referans sistemi var mıdır? Bunu araştıralım. Yukarıda bahsettiğimiz, kimsenin etkisini hissetmediği bir esir referans sistem kavramı bilimsel değildir. Fakat aksi ispat edilmedikçe klasik bakış açısının yanlış olduğu söylenemez. Bu sorun ancak deneyle çözülebilir. Nitekim A. A. Michelson (Maykılsın) ve asistanı E. W. Morley (Morley) 1880­1887 yılları arasında bu deneyi gerçekleştirdiler. Michelson ve Morley hakkında ayrıntılı bilgi kitabın sonundaki ‟Fizik Bilimine Katkı Sağlayan Bilim İnsanları” bölümünde verilmiştir. Michelson ve Morley doğrudan ışık hızını görme yerine şekildeki gibi bir aygıtta aynı ışık demetini yarı saydam yüzeyde iki demete ayırıp farklı yollardan gidip geldikten sonra birleştirip gözlediler. Bu gözlemde ışıkların geliş süresine göre aydınlık veya karanlık gözlenir. Işıkların aynı yolu katetmelerine rağmen 164 Modern Fizik gözlem noktasına farklı gelmeleri Dünya’nın esir referans sistemine göre v hızına sahip olmasından kaynaklanır. Bu durumda aygıt 90° döndürülür­ se v hızı 2 numaralı yola dik, 1 numaralı yol ile aynı doğrultuya gelir. Bu durumda her iki ışık demetinin gözlem nok­ tasına gelişinde fark­ lılık olacağından görülen aydınlık veya karanlığın değişmesi beklenir. Hâlbuki görünümde bir değişim gözlenmemiştir. Buna göre Dünya’nın hızı yılın değişik aylarında Güneş etrafındaki yörüngesine bağlı olarak değişse de ışık, Michelson­Morley deneyi sonuçlarında görüldüğü gibi Dünya’ya bağlı bir referans sisteminin her yönünde aynı hızla ilerler. Yani ışık herhangi bir referans sisteme bağlı değildir, mutlaktır. Referans sistemin hareketine bağlı olarak değişmez. Bu söylenenler esir referans sistemi kavramının yanlışlığını dolayısıyla esir maddesinin var olmadığını göstermektedir. Hatırlanacak olursa Şeyma’nın rüyasında onu alıp götüren ilginç araç adeta şeffaf bir maddenin içinde akarak uzaklaşmıştı. Bu söylenenlere göre Şeyma’nın gördüğünü sandığı bir madde yoktur. Edward Williams MORLEY 29 Ocak 1838 yılında Amerika’nın New Jersey eya­ letinde doğdu. 1860’da Willi­ ams College’den mezun ol­ muş bir kimyacıdır. 1869’dan 1906’ya kadar şimdiki adıyla Case Western Reserve Universitesinde kim­ ya profesörü olarak çalışmış­ tır. Albert Michelson ile 1887 yılında esirin varlığını ispat­ lamak için deneylerini gerçek­ leştirdiler. 1923 yılında hayatı­ nı kaybetmiştir. TARTIŞALIM Klasik fizik kapsamında gör­ me olayını açıklayarak ışık hızında görme olayının gerçekleşip gerçek­ leşemeyeceğini tartışınız. Işık hızının referans siste­ min hareketine bağlı olarak değişmediği yani mutlak olduğu sonucunu dikkate alarak klasik fizik kapsamında bir cismin ışık kaynağı tarafından aydın­ latılmasını açıklayalım. Buradan hareketle ışık hızıyla hareket eden bir sistemde farları yanan bir arabanın önünü aydınlatıp aydınlatamayacağını tartışalım. 165 4. ÜNİTE Işık hızına göre küçük hızlarda hareket eden bir araba, farlarını yakınca fardan yayılan ışık cisimlere çarparak onları aydınlatır. Araba şayet ışık hızına ulaşırsa ki bu günkü koşullarda bu mümkün değildir. Fardan ışık yayılamayacağından cisimleri aydınlatamaz. Fizikte Nereden Nereye? Albert EINSTEIN 14 Mart 1879 yılında Almanya’da doğdu. Alman teorik Fizikçi özel görelilik ve genel görelilik kuramlarıyla modern fizik dünyasının kapılarını açmıştır. 1921 yılında fotoelektrik etki üzerine çalışmalarından dolayı Nobel Fizik Ödülü’nü aldı. 18 Nisan 1955 yılında hayatını kaybetmiştir. Bu ünitede şu ana kadar anlatı­ lanlar uzay ve zamanın yorumuyla ilgili bizi iki sonuca götürür. 1. Newton yasaları birbirine göre sabit hızla hareket eden tüm refe­ rans sistemlerinde geçerlidir. 2. Işığın tüm doğrultularda aynı c hızıyla gidebildiği tek bir referans sistemi olabilir. Michelson­Morley deneyi ikinci sonucun yanlış olduğunu gösterdi. Buna göre ışık her referans siste­ minde aynı c hızıyla gitmektedir. Einstein’in özel görecelik teorisi bu olguyu kabul etmekle baş­ lar. Einstein mekanik ve elektromanyetizma dahil olmak üzere tüm fizik yasalarının geçerli olacağı ve eylemsiz referans sistem­ leri için geçerli iki kabul ileri sürdü. Görelilik teorisi başta olmak üzere pek çok farklı alanda çalışan Einstein 1921 yılında Nobel Fizik Ödülü’ne layık görülmüştür. Görelilik teorisinin 1. kabulü eylemsiz referans sistemleriyle ilgilidir. Göreliliğin 1. Kabulü Eylemsiz referans sistemlerinde fizik yasaları aynıdır. Hareket görelidir. Yani düzgün hızlanan hareket eden bir araçta yapılan deneyin sonuçları laboratuvarda yapılan aynı deneyin sonuçları özdeş olur. Laboratuvarda bir deney yaparsanız ve sabit hızla hareket eden araçtaki gözlemci sizin deneyinizi gözlerse hem gözlemci hem laboratuvar eylemsiz referans sistemdir. Buna göre arabadaki gözlemcinin gözlemi sizinkiyle uyuşmalıdır. Bu durumda hiçbir mekanik deneyinde iki referans sistemi arasında herhangi bir fark saptanmaz. Göreliliğin 2. Kabulü Görelilik teorisinin 2. kabulü ise tüm eylemsiz referans sistemlerinde geçerli bir yasayı ortaya koyar. Tüm eylemsiz referans sistemlerinde ışığın boşluktaki hızı sabit olup c = 2,99792458.108 m/s’ dir. Michelson ­ Morley deneyi ile doğrulanan bu durum c ışık hızının evrensel bir sabit olduğunu göstermektedir. Diğer bir ifadeyle ışık hızı eylemsiz referans sistemlerinde ışık kaynağının ve gözlemcinin hareketinden bağımsızdır. 166 Modern Fizik TARTIŞALIM Bir radyo istasyonundan ışık hızıyla uzaklaşan uzay ara­ cındaki, astronotun radyodan müzik dinleyip dinleyemeyeceğini tartışınız. ARAŞTIRALIM Ses hızını aşan uçaklarda yer istasyonları ile haberleşmenin sağlanıp sağlanamayacağını İnternet ve diğer kaynaklardan araştırınız. İLAYDA’NIN BAŞARISI İlayda ile babası akşam yemeğinden sonra haberleri izlemektedirler. İlayda hafif de olsa sarsıldıklarını his­ seder. Hemen öğretmeninin sözlerini hatırlar ve avizeye bakar. Şüphesi doğrudur. Avize sallanmaktadır. He­ men saatine bakar. Bir süre sonra olayı televizyon son dakika haberi olarak verir. Depremin merkez üssü İlay­ daların ilidir. Öyle ise İlay­ da depremin oluş zamanını az bir hata ile belirlemiştir. İlayda babasına dönerek deprem bizden 100­150 km uzakta olsaydı oluş anını nasıl belirleyebilirdik diye sorar. Ne yazık ki cevap alamaz. Bu kitap için hazırlanmıştır. 167 4. ÜNİTE Çok yakınımızda gerçekleşen bir patlamanın oluş anının doğru olarak belirlenebileceği bir gerçektir. Şayet patlama bizden çok uzakta gerçekleşmişse patlamanın oluş anının doğru olarak belirlenip belirlenemeyeceğini hiç düşündünüz mü? Patlamanın oluş zamanını, sesi duyduğunuz veya ışığı gördüğünüz an olarak kabul edelim. Bu iki olguyu algılama zamanları bile birbirinden farklıdır. Bu karışıklık çözülerek olayın oluş anı doğru olarak belirlenebilir. Bunun için orijini 0 ve eksenleri x, y, z olan bir S referans sistemi göz önüne alalım. Çok sayıda yardımcının eline eş zamanlı saatler verilerek bu yardımcılar S referans sisteminde belirli konumlara şekilde görüldüğü gibi yerleştirilir. y z x 0 Yeterince yardımcı kullanıldığında uzaydaki her olayın oluş anı yakınında bulunan bir yardımcı tarafından ölçülebilir. Bu yardımcı, ölçtüğü değeri daha sonra haberleşme araçları yardımı ile 0 noktasındaki gözlemciye bildirir. Örneğin, Erzincan’da oluşan depremin oluş zamanı o bölgedeki yardımcı tarafından eş zamanlı saatle belirlenir. Belirlenen bu zaman daha sonra Kandilli Rasathanesi’ne bildirilir. Böylece herhangi bir S referans sistemdeki her olayın olay anı ölçülmüş olur. Böylece illerinde oluşan depremin oluş zamanını az bir hata ile belirleyen İlayda’nın uzakta oluşan depremin oluş zamanının nasıl belirleneceği sorusuna da cevap bulmuş oluruz. Eylemsiz bir S referans sisteminden söz ettiğimizde bir x, y, z koordinat sistemi ve uzayda her bölgede yeterli sayıda eş zamanlı kronometreye sahip yardımcılar olduğunu varsayacağız. Bu sayede bir olayın konumu ve zamanı belirlenmiş olacaktır. Böylece İlayda’nın sorusunu da cevaplandırmış oluruz. Bir olayın oluş anını belirlemeyi bu şekilde kavradıktan sonra farklı iki eylemsiz referans sisteminde görülen iki olay arasındaki ilişkiyi kavramaya çalışalım. Bunun için bir düşünce etkinliği tasarlayalım.Gerçekleşmesi zor olan etkinlikler fizikte düşünce etkinlikleri ile gerçekleştirilmektedir. Düşünce etkinlikleri sadece düşünce olarak tasarlanan ve gerçek hayatta uygulanması zor olan zihinsel etkinliklerdir. 168 Modern Fizik 4. Etkinlik Aynı Olay Farklı Gözlem A Sˈ Mˈ S Sˈ Mˈ M B S A M B v v 1. Resim 2. Resim Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Resimdeki gibi yere bağlı Sˈ eylemsiz referans sistemi (sabit merdiven) ve bu sisteme göre v hızı ile hareket eden S eylemsiz referans sistemi (yürüyen merdiven) düşününüz. 2. Yürüyen merdivenin A ve B noktalarına aynı anda bir ışık demeti gönderen bir ışık kaynağı 1. Resim’deki görünüm oluştuğu an ışık versin. 3. Işık demeti kaynaktan çıktığı anda sabit merdivenin orta noktasında duran Mˈ gözlemcisinin flaşları eş zamanlı görüp gö­ remeyeceğini tartışınız. 4. Yürüyen merdivende flaşların orta noktasındaki M göz­ lemcisinin flaşları eş zamanlı görüp görmeyeceğini tartışınız. Sonuca Varalım 1. A ve B noktalarında aynı anda ışık saçan flaşlardan yayılan ışınlar Mˈ gözlemcisine aynı anda mı ulaşır? Açıklayınız. 2. A ve B noktalarında aynı anda ışık saçan flaşlardan yayılan ışınlar M gözlemcisine aynı anda mı ulaşır? Açıklayınız. 3. Işınların gözlemcilere aynı anda ulaşıp ulaşmaması flaşların eş zamanlı görülüp görülmeyeceği anlamına gelir mi? Açıklayınız. Bir eylemsiz referans sisteminde herhangi bir gözlemciye göre eş zamanlı olan iki olay bir eylemsiz referans sistemine göre hareketli olan diğer bir sistemdeki gözlemciye göre eş zamanlı değildir. Yani, eşzamanlılık mutlak bir kavram değildir. Temel olarak gözlemcinin hareket durumuna bağlıdır. ARAŞTIRALIM Televizyonda, uzay istasyonunda canlı yayın yapan astro­ notun saatinin tam 20’yi gösterdiğini gördüğümüz an, sizin saatinizin de tam 20’yi (saniyeleri de göz önüne alarak) göstermesini bekler misiniz? Araştırınız. Elde ettiğiniz sonuçları gerekçelendirerek arkadaşlarınızla paylaşınız. 169 4. ÜNİTE Zaman Göreliliği Bir eylemsiz referans sistemine göre eş zamanlı gerçekleşen iki olayın bu sisteme göre hareketli olan diğer bir referans sisteminde eş zamanlı olmadığını kavradık. Peki bu iki eylemsiz referans sistemindeki gözlemcilere göre bir olayın oluş süresinin eşit olup olmayacağını hiç merak ettiniz mi? Bu durumu düşünce etkinliği tasarlayarak irdeleyelim. 5. Etkinlik Işıkla Oyun S Sˈ v h Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Resimdeki gibi yere bağlı bir S eylemsiz referans sistemini ve bu referans sistemine göre v hızıyla hareket eden Sˈ eylemsiz referans sisteminde bir kapalı kasalı kamyon düşününüz. 2. Kamyonun kasasının zemininde bir flaş, hoparlöre bağlı ışık algılayıcısı (fotosel lamba) ve tavanında da düzlem ayna olsun. 3. Flaş lambanın patlağını ve çıkan ışığın düzlem aynaya gidip geldiğini düşününüz. 4. Işığın düzlem aynaya gidip gelme süresinin her iki gözlemci için daha önceki bilgilerimizden hareketle aynı olup olmayacağını tartışınız. Sonuca Varalım 1. Flaş lambadan çıkıp düzlem aynadan yansıyarak lambanın yanındaki algılayıcıya gelen ışık her Sˈ ve S eylemsiz referans sistemlerindeki gözlemcilere göre aynı yolu mu alır? Eğer aynı yolu almadığı yargısına varıyorsanız bu farklılığı nasıl izah edersiniz? 2. Işığın farklı yollar alması, gözlemcilerin ölçtüğü zamanların farklı olması anlamına gelir mi? 170 Modern Fizik Sˈ eylemsiz referans sistemdeki bir gözlemciye göre ışık resimdeki yolu izlemelidir. S Sˈ v h Bu durumda ışık 2h yolunu c ışık hızı ile alır. Dolayısıyla 2h ışığın gidiş­dönüşü için geçen zaman ∆t I = olur. Bu zaman, c flaşın patlaması ile hoparlörden ses duyulması arasında ölçülen zamandır. S Sˈ v Şimdi aynı olayı S eylemsiz referans sistemindeki gözlemciye göre düşünelim. Flaştan yayılan ışın düzlem aynaya ulaşıncaya kadar vagon yol alacaktır. Bu yol ışığın gidiş­geliş zamanı ∆t ∆t olmak şartı ile v olmalıdır. Aynı şekilde aynadan yansıyan ışın 2 ∆t kadar yol almalıdır hoparlöre ulaşıncaya kadar vagon yine v 2 (S eylemsiz referans sisteminde iki gözlemci olması gerektiğine dikkat ediniz). Bu durum aşağıdaki şekille ifade edilebilir. 171 4. ÜNİTE Dik üçgenlerden biri için Pisagor Teoremi’ni yazalım. (c ∆t )2 = (v ∆t )2 + h2 olur. Bu eşitlikten ∆t’yi bulalım. 2 2 2 2 2 2 c2 ∆t = v2 ∆t + h2 => ∆t2 (c – v ) = h2 4 4 4 ∆t = 2h 2 c −v 2 => ∆t = 2h v2 c 1− 2 c bulunur. Bu zaman flaşın patlamasıyla hoparlörden ses duyulması arasında ölçülen zamandır. ∆tˈ = 2h idi. Bu iki eşitliği birleştirecek c olursak ∆t = ∆t I v2 1− 2 c olur. Hangi zamanın hangi gözlemciye ait olduğunu karıştırmamak için iki olayın aynı yerde olduğu eylemsiz referans sisteminde ölçülen ∆tˈ zamanını ∆t0 ile gösterelim (Bu sistemde olay ile gözlemci birbirine göre durgundur). Bu durumda eşitlik ∆t = ∆t0 v2 1− 2 c şeklinde yazılır. Ölçülen ∆t ve ∆tˈ zamanları arasındaki fark göreliliğin ikinci kabulünün bir sonucudur. Elde ettiğimiz bu eşitliğin değişim grafiğini çizmeden eşitliği yorumlayalım. Şayet v = 0 ise ∆t = ∆t0 olur. Yani iki sistem göreli hareket yapmıyorsa zamanda bir fark oluşmaz. Örneğin, ışık hızıyla hareket ettiğini düşündüğünüz bir kişinin yanındaki saatin ona göre hızı sıfır olacağından bu kişi için saatin çalışmasında bir değişiklik olmayacaktır. Diğer taraftan eylemsiz referans sisteminde hareket hızı, ışık hızına göre çok küçük ise ∆t ile ∆t0 arasındaki fark gözlenemeyecek kadar küçük olur. Bu durumu klasik fizik kapsamında daha önce ‟Zaman değişken değil mutlaktır.” şeklinde ifade etmiştik. Eşitliği yorumlamaya devam edelim. v<c olduğundan ∆t0≤∆t olur. Zaman genişlemesi olarak ifade edilen bu sonuca göre hareketli bir saat daha yavaş çalışıyormuş gibi gözlenir. 1971 yılında ışık hızına göre çok küçük hızlarda yapılan bir deney bu hızda da zaman genişlemesi olabileceğini doğrulamıştır. Bu deneyde otomatik saatler yerleştirilen iki jet uçağından biri doğu diğeri batı yönünde olacak şekilde Dünya etrafında uçurulmuştur. Bu yolculuğun sonunda Naval Gözlemevi’nde gerçekleştirilen ölçümlerde otomatik saatlerde zaman genişlemesinin olduğu gözlemiştir. Bu nedenle günümüzde zaman genişlemesi kavramı küresel yer belirleme sistemi olan GPS’lerin çalışmasında dikkate alınmaktadır. Yukarıdaki düşünceyi geliştirerek eylemsiz referans 172 Modern Fizik sisteminde v hızı c ışık hızına yaklaştıkça zaman genişler, diyebiliriz. Buradan hareketle Şeyma’nın rüyasının gerçek olabileceği sonucuna varabiliriz. Şeyma rüyasında çok hızlı hareket eden bir araç tarafından kaçırılıp 20 ışık yılı uzaktaki gezegene götürülüyor sonra Dünya’ya geri getiriliyordu. Bu sürede Şeyma 30 yaş yaşlanmasına rağmen 16 yaşında ayrıldığı ikiz kardeşi Ali 66 yaşında olmuştur. Şeyma’ nın Ali kadar yaşlanmamasının nedeni, çok hızlı hareket ettiğinden dolayı zamanın Şeyma için dünya referans sistemine göre yavaş olmasıdır. Şeyma’ nın rüyasını tersinden yorumlayalım. Rüyada Dünya durgun, Şeyma ona göre hareketlidir. Bu hareket eylemsiz referans sisteminde gerçekleşmektedir. Sonuçta Ali 50, Şeyma ise 30 yaş yaşlanmıştır. Şeyma’ nın bulunduğu sistemden Dünya’ya bakılırsa Şeyma durgun, Dünya hareketli olur. Bu durumda Şeyma’nın 50 yaş, Ali’nin ise 30 yaş yaşlanması gerekir. Bu yaklaşımda bir çelişki söz konusudur. Şeyma genç mi kalır, yoksa yaşlanır mı? Ali’ye göre uzay aracındaki Şeyma sabit hızla hareket etmektedir. Dolayısıyla eylemsiz bir referans sistemindedir. Şeyma’ nın gözlem çerçevesinden bakınca Şeyma hareketsiz, Dünya ile Ali hareketlidir. Buraya kadar sorun yokmuş gibi görülüyor. Uzay aracının duruş ve kalkışları göz önüne alınırsa ivmeden bahsetmek gerekir. Dolayısıyla eylemsiz bir referans sisteminden bahsedilemez. İvmeli sistemdeki olaylar, Einstein’ın da belirttiği gibi eylemsiz referans sisteminde geçerli yaklaşımlara göre yorumlanamaz. Bu nedenle Dünya’daki gözlemci için geçerli olan ilk yaklaşım doğru olur. Yani Ali yaşlanan, uzay aracındaki Şeyma genç kalandır. Zaman ∆t = ∆t0 1− v2 c2 Eşitliğindeki ∆t’nin v’ye bağlı değişim gra­ fiği yandaki gibi olur. ∆to c Hız 173. sayfada resimleri görülen küresel yer belirleme sistemi (GPS), günümüzde yer belirlemede kullanılan teknolojik bir yeniliktir. Sistemin çalışmasında atomik saatlerin yörüngesindeki zaman genişlemesi dikkate alınır. Bu işlem yer belirlemede yanlış pozisyon göstermenin önüne geçmek için yapılır. Aksi taktirde zaman gecikmesinin dikkate alınmaması durumunda GPS alıcınız muhtemelen konumunuzu yanlış belirleyecektir. 173 4. ÜNİTE Örnek Uçaktan paraşütle atlayan bir paraşütçünün yere düşme zamanı, durgun bir gözlemci tarafından 1/4 saat olarak ölçülmüştür. c/2 hızı ile hareket eden bir gözlemci bu süreyi kaç saat olarak ölçer? Çözüm ∆t0 idi. Durgun gözlemcinin ölçtüğü ∆t = v2 ∆t0 = 1/4 saat ve hareketli gözlemcinin 1− 2 v = c/2 hızını eşitlikte yerine yazalım. c 1 1 1 2 1 4 4 ∆t = ⇒ ∆t = ⇒ ∆t = ⋅ ⇒ ∆t = 2 4 3 3 2 3 c 1− 2 4 4c saat bulunur. Örnek Dünyadaki bir canlının 10 yılda geçirdiği bir değişimi uzay gemisindeki bir canlının 20 yılda geçirebilmesi için uzay gemisinin hızı kaç c olmalıdır? Çözüm ∆t = 20 = ∆t0 v2 1− 2 c 10 1− v2 c2 idi. Verilenleri eşitlikte yerine yazalım. ⇒ 1− v2 v2 3 1 3 = ⇒ = ⇒v = c bulunur. c2 c2 4 4 2 ARAŞTIRALIM Einstein lise öğrencileri ile yaptığı bir söyleşide onlara; “Eğer güzel bir kızla iki saat oturup sohbet ederseniz bu size bir dakika gibi gelebilir, fakat kızgın bir soba üzerine bir dakika için oturursanız bu size iki saat gibi gelebilir.” demiştir. Einstein bu sözleriyle ne anlatmak istemiştir? Araştırınız. Elde ettiğiniz sonuçları arkadaşlarınızla tartışarak paylaşınız. 174 Modern Fizik Şimdi Şeyma’ nın rüyasına geri dönelim. Rüyasında 20 ışık yılı uzaktaki bir gezegene götürülüp getirilen Şeyma gerçekten bu mesafeyi katetmiş midir? İnanılmaz hızla hareket eden bu araç için zaman genişlemesi dışında mesafede bir değişme olur mu? Eylemsiz referans sistemi hızının ışık hızı yanında çok küçük olması durumunda ölçülen zaman ile durgun referans sisteminde ölçülen zaman arasında fark edilmeyecek kadar az değişim olduğunu ve buradan hareketle zamanın değişime uğramadığını kabul ettiğimizi yukarıda gösterdik. Şayet eylemsiz referans sistemi ışık hızına yakın hızla hareket ediyorsa zamanın genişlemeye uğradığını da gösterdik ve yorumladık. Benzer şekilde cisimlerin boyunda da bir değişme olur mu? Şayet oluyorsa bu değişim nasıldır? Bunu etkinlikle araştıralım. 6. Etkinlik S Boy Oyunu S L= vt Sˈ v v Sˈ Lˈ = v∆t A A Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Şekildeki gibi yere bağlı bir S eylemsiz referans sistemi, S eylemsiz referans sistemine göre v hızıyla hareket eden Sı eylemsiz referans sisteminde bir kapalı kasalı kamyon düşününüz. 2. Her iki referans sisteminde de birer gözlemci olsun. Sonuca Varalım 1. Yere bağlı S referans sistemindeki A gözlemcisine göre kamyonun yaptığı hareket tanımlanabilir mi? Bu hareketten yararlanarak kamyonun boyu ölçülebilir mi? 2. Kamyondaki gözlemciye göre yere bağlı S referans sistemindeki gözlemcinin hareketi tanımlanabilir mi? Bu hareketten yararlanarak kamyonun boyu ölçülebilir mi? 3. Her iki ölçüm arasında bir fark olmasını bekler misiniz? Şayet beklerseniz bu fark nereden kaynaklanmaktadır? S eylemsiz referans sistemindeki A gözlemcisine göre vagon sağa doğru düzgün doğrusal hareket yapmaktadır. Bu durumda A gözlemcisi, vagon önünden geçerken vagonun ön ve arka duvarlarının tam önünden geçtiği t1 ve t2 anlarını ölçer. Böylece vagonun önünden geçme zamanını ∆t = t2 – t1 olarak hesaplar. Bundan yararlanarak vagonun boyunu, L = v.∆t olarak hesaplar. 175 4. ÜNİTE Aynı yöntemi kamyondaki gözlemci kullanırsa bu sefer A gözlemcisi sola doğru düzgün doğrusal hareket yapar. Bu durumda A gözlemcisinin vagonun ön duvarından arka duvarına geçiş zamanı ∆tI olursa vagonun boyu Lˈ = v.∆tˈ olarak hesaplanır. Daha önceki etkinlikte ∆t ve ∆tˈ zamanlarının farklı olduğunu öğrendik. Bu durumda hesaplanan L ve Lˈ boyutları da farklı olur. Bu farkı bulmak için ∆t ile ∆tˈ arasındaki zaman genişleme for­ mülünü kullanırız. Bu etkinlikteki iki olaya A gözlemcisi, kamyonun ön duvarında ve arka duvarında iken, bu iki olay aynı referans sisteminde olmaktadır. Bu durumda zaman genişleme eşitliği, ∆t ' = ' L = v ∆t v2 1− 2 c L v 1− v2 c2 şeklinde yazılır. Bu eşitlikteki zamanın gösterim sembollerini zaman göreliliğindeki sembollerle karıştırmayınız. Şimdi yaz­ dığımız bu eşitlikleri birleştirelim. ⇒ L = L' 1− v2 sonucuna ulaşılır. c2 Hangi boyun hangi gözlemciye ait olduğunu karıştırmamak için cismin durgun olduğu referans sistemindeki Lˈ boyunu L0 ile gösterelim. v2 Bu durumda eşitlik L = L0 1− 2 şeklinde yazılır. Elde c ettiğimiz bu eşitliği yorumlayalım. Şayet v = 0 ise L = L0 olur. İki sistem göreli hareket yapmıyorsa boyda bir değişme olmaz. Diğer taraftan eylemsiz referans sisteminin hareket hızı ışık hızının yanında çok küçük ise boydaki değişim gözlenmeyecek kadar küçük olur. Eşitliği yorumlamaya devam edersek. v < c olduğundan L < L0 olur. Bu sonuç boy büzüşmesi olarak ifade edilir. Bu sonucu eylemsiz referans sisteminin hızı, ışık hızına yaklaştıkça cisimlerin boyu küçülür şeklinde ifade edebiliriz. Bu durumda Şeyma 20 ışık yılı mesafeyi katetmemiştir. Bu mesafe Şeyma’ı alıp getiren araç çok büyük hızla hareket ettiği için büzüşmeye uğramıştır. Boy büzüşmesi George Fitzgerald (Corc Fitzcerıld) tarafından önerilmiştir. Bu öneri Hendrick A. Lorentz (Hendrik Lorent) tarafından maddeler için formüle edilmiştir. Bu nedenle, L = L 0 1− v2 c2 formülü, Lorentz formülü olarak bilinir. Einstein ise büzüşmenin uzayın kendisinde olduğunu söyle­ miştir. Yukarıda sözünü ettiğimiz büzüşme, hareket doğrultusunda gerçekleşir. Büzüşmeyi bir fikir vermesi bakımından aşağıdaki şekillerle ifade edebiliriz. 176 Modern Fizik v=0 v = 0,90c v = 0,95c v = 0,99c v = c (?) Burada v = c (?)’nin anlamı hızın sınırının ışık hızı olduğudur. Ünite içinde klasik fiziğin büyük kütle küçük hızlarla, modern fiziğin küçük kütle büyük hızlarla uğraştığını söylemiştik. Bu anlamda örneklerimize klasik fizik kapsamındaki bir örnekle başlayalım. Örnek C şehri vrü = 300 km/h 1200 km Doğu A şehri Batı 1200 km B şehri Bir yolcu uçağı dur­ gun havada 500km/h hızla uçmaktadır. Şekil­ de görüldüğü gibi, rüz­ gârın 300 km/h’lik hızla doğudan batıya doğru estiği bir havada; a) Uçağın A şehrinden B şehrine gidiş­gelişi kaç saat sürer? b) Uçağın A şehrinden C şehrine gidiş­gelişi kaç saat sürer? Çözüm a) Uçağın hızı A şehrinden B şehrine gidişte vtop = vuç­ vrü => vtop= 500 – 300 = 200 km/h olur. Bu durumda A’dan B’ye gidiş zamanı tAB = x/v den tAB = 1200 / 200 = 6 h olur. Uçağın hızı B şehrinden A şehrine dönüşte vtop = vuç + vrü => vtop= 500 + 300 = 800 km/h olur. Bu durumda B’den A’ya geliş zamanı tBA = x/v den tBA = 1200 / 800 = 1,5 h olur. Dolayısıyla gidiş­geliş toplam zaman 6 + 1,5 = 7,5 h olur. vy b) Uçağın A şehrinden C vuç= 500 km/h şehrine gidebilmesi için hızının yatay bileşeni rüzgârın hızına eşit olmalıdır. Dolayısıyla uçağın A’dan C’ye gidiş hızı 500 = √vy2 + 90000 vy2 = 160000 vy = 400 km / h olur. v = v = 300 km/h x rü 177 4. ÜNİTE Bu durumda A’dan C’ye gidiş zamanı; tAC = x/v tAC = 1200/400 = 3 h olur. Uçağın C’den A’ya dönüşünde de aynı durum geçerli olduğundan tCA= 3 h olur. Bu durumda toplam zaman 3 + 3 = 6 h olur. Örnek Bir astronot, v=c/√2 hızıyla hareket edebilen bir roketle 2√2 ışık yılı uzaklıktaki yıldıza gitmek istiyor. a) Astronot yıldızın Dünya’ya uzaklığını ne kadar ölçer? b) Bu yolculuk ne kadar sürer? Çözüm v2 L L0 1 − 2 = a) Göreli uzunluk c yerine yazalım. = L 2 2 1− idi. Verilenleri bu eşitlikte v2 => L = 2 ışık yılı bulunur. c2 b) Yolculuk süresini iki yolla hesaplayabiliriz. I. Yol Rokete göre gezegen 2 ışık yılı uzaktadır. Roket gezegene v = c / √2 hızıyla yaklaşmaktadır. Bu durumda yolculuk süresi v =x / t eşitliğinden yararlanılarak hesaplanır. Verilenleri eşitlikte yerine yazarsak 2 => t=2√2 yıl bulunur. 1 2 t= II. Yol Dünya’ya bağlı referans sisteminde yolculuk süresini bulalım. Bunun için verilenleri v=x / t eşitliğinde yerine yazalım. t0 = 2 2 ⇒ t 0 = 4 yıl bulunur. 1 2 Şimdi zamanın göreliliği eşitliğinden yararlanarak astronot için geçen zamanı bulalım. Bunun için verilen ve bulunanı ∆t = ∆t = ∆t0 v2 1− 2 c 4 1− 178 2 c 2c 2 eşitliğinde yerine yazalım. ⇒ ∆t = 4 yıl olur. 2 Modern Fizik Şimdi Şeyma’ nın rüyasını daha gerçekçi bir zemine oturtabiliriz.Şeyma’ın rüyasındaki uzay aracının hızı 0,8 c’dir. Bu durumda uzay aracına göre Dünya ile gezegen arasındaki mesafe , = L L0 1 − v2 16c 2 = L 20 1 − den => L=20.3/5=12 olur. 25c 2 c2 t Şeyma 0,8c ile bu yolu = 12 ⋅ 5 = 15 yılda alır. Gidiş +gelişte 4 Şeyma için 30 yıl geçer. Dolayısıyla Şeyma 30 yıl yaşlanmış olur. Ali için geçen zaman ise, 20 t ⋅ 5 = 25 yıl olur. Gidiş + gelişte Ali için 50 yıl t=x / v’den = 4 geçer. Dolayısıyla Ali 50 yıl yaşlanır yani 66 yaşında olur. Örnek Boyu 30 m olan bir roket yerden bakılınca 20 m görülüyor. Roketin yere göre hızı nedir? Çözüm Verilenleri boy büzüşmesi formülünde yerine yazalım. = L L0 1 − 4= 9 − 9 v2 v2 v2 = 4 9(1 − ) = 20 30 1 − => => 2 c2 c c2 5 v2 c olur. => 9V2= 5c2 => v = 2 3 c Örnek v = c2 25 m Yeryüzünde düşey kesiti­ nin boyutları 15 m ve 25 m olan bir uzay gemisinin düşey kesiti şekilde görülmektedir. Gemi şekildeki gibi c/2 hızıyla giderken yeryüzündeki bir gözlemci geminin şeklini nasıl görür? 15 m Çözüm Geminin genişliğini yerdeki gözlemciye göre hesaplayalım. v 2 idi. Verilenleri bu eşitlikte yerine yazalım. c2 3 => L≈ 13 m olur. c2 L = 15 ⋅ 1 − 2 => L = 15 4c 2 = L L0 1 − Geminin yüksekliği hareket doğrultusuna dik olduğundan bu boyutta bir büzülme görülmez. 179 4. ÜNİTE Proje Görevi Bu Ne Yaman Çelişki Beklenen Performans Puanlama Yöntemi ­ Problem Çözme Becerisi ­ Bilişim ve İletişim Becerisi ­ Araştırma Becerisi Dereceli Puanlama Anahtarı Süre 1 hafta Görev İçeriği: Bu ünitede ışık hızına yakın hızlarda hız doğrultusunda boy büzüşmesi olduğunu öğrendiniz. Bununla ilgili olarak; Şimdi iç uzunluğu çelik bir çubuğun boyu ile aynı olan bir kutu ve çelik çubuk düşünelim. Bu boylar cisimlerin durgun oldukları haldeki normal uzunluklarıdır. Her iki cisim de duruyorsa çubuk kutuya sığar. Şimdi çelik çubuğun kutuya itilerek değil de bir hızla fırlatıldığını düşünelim. İşi biraz daha derinleştirelim; çubuğun kutuya doğru ışık hızına yakın hızla hareket ettiğini düşünelim. Kutudan bakıldığında çelik çubuk ışık hızına yakın hızla hareket ettiğinden boy büzüşmesine uğrayacaktır. Dolayısıyla çelik çubuğun kutuya sığmasında bir sorun olmaz. Ancak duran cisimler de hareketli olanlara göre bir harekete sahiptir. Bir başka deyişle, çelik çubuğa göre kutu hareketlidir. Bu durumda boy büzüşmesine uğrayacak olan kutudur. Bu çerçeveden bakıldığında çelik çubuk kutuya sığmayacaktır. Bu bir çelişkidir. Bu çerçevede; sizden beklenen bu çelişkiyi çözerek, olayı düşünce etkinliği şeklinde düzenlemenizdir. Proje ödevinizi hazırlarken aşağıdaki yönerge size yardımcı olacaktır. ­ Ödeviniz için bir araştırma planı hazırlayınız. ­ “Çelişki” kavramı ile ilgili yeterli bilgiye ulaşmak için gerekli kaynaklara ulaşınız. Bu kaynaklar; kütüphane, İnternet, bu konuda yazılmış bilimsel makaleler, Bilim ve Teknik dergisi vb. olabilir. ­ Yararlandığınız kaynakları raporunuza yansıtınız. ­ Düşünce etkinliğinizi düzenlerken, kitabınızda yer alan etkinlik düzenlemelerinden faydalanabilirsiniz. ­ Ulaştığınız kaynaklardan elde ettiğiniz verilerden fayda­ lanarak oluşturduğunuz bilgileri metne dönüştürünüz. ­ Çalışmanızı rapor haline dönüştürünüz. ­ ‟Çelişki” kavramı ile ilgili hazırladığınız raporu ve düşünce etkinliğini sınıfta arkadaşlarınıza sununuz. ­ Proje ödeviniz 257. sayfadaki EK ­ 1’de verilen dereceli puanlama anahtarı ile değerlendirilecektir. 180 Modern Fizik Göreli Enerji Ünitenin başında klasik fizik kapsamında yani hareket hızının ışık hızının yanında çok küçük olması durumunda kütle ve zamanın gözlemcinin hareketine bağlı olarak değişmediğini söylemiş ve bu büyüklükleri mutlak büyüklük olarak adlandırmıştık. Bu büyüklüklerin dışındaki büyüklükler ise gözlemcinin hareketine bağlı olarak değişir. Hızın bu şekilde gözlemcinin hareketine bağlı olduğunu dokuzuncu sınıfta görmüştünüz. Ünitenin ilerleyen kısımlarında hareket hızının ışık hızına yakın olduğu konumda yani modern fizik kapsamında zamanın değiştiğini, genleştiğini kavradık ve Şeyma’nın rüyasının bu anlamda gerçek olabileceğini söyledik. Yine bu ünitede bazı eşitliklerin klasik fizik kapsamında geçerli olduğunu söylemiştik. Bu durumda ışık hızına yakın hızlarda yeni eşitlikler yazılıp yazılamayacağını hiç merak ettiniz mi? Bunu tasarladığımız bir etkinlikle araştıralım. Elektriksel Alanda Yolculuk 7. Etkinlik → E → → F = q. E → v ­ Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Büyük hızla hareket eden bir elektronun elektriksel alana girdiğini düşününüz. 2. Elektriksel alanın yüklü parçacıklara kuvvet uyguladığı bilindiğine göre, kuvvetle hızın aynı olması durumunda elektronun hızının artıp artmayacağını tartışınız. Sonuca Varalım 1. Elektrona elektriksel alanın uyguladığı kuvvet bir iş yapar mı? Bu durumu nasıl açıklarsınız? 2. Bu kuvvet şayet bir iş yapmışsa bu iş sizce ne olmuştur? Bu durumu nasıl açıklarsınız? 3. Elektriksel kuvvetin etkisindeki elektron ışık hızına ulaşabilir mi? Bu durumu nasıl açıklarsınız? Elektriksel alan tarafından elektrona uygulanan kuvvet bir iş yapar. Yapılan bu iş elektronda kinetik enerji olarak birikir. Bu durumda elektronun sahip olduğu kinetik enerji klasik fizikteki eşitliklerle hesaplanamaz. Çünkü elektron ışık hızına yakın hızla hareket etmektedir. Yapılan işlemler elektronun bu durumda; 181 4. ÜNİTE E= mc 2 v2 1− 2 c kadarlık bir enerjiye sahip olduğunu gösterir. Bu enerji durgun kütle enerjisi olan E0=mc2 ile kinetik enerjinin toplamı olan enerjidir. Bu durumda E = Ek + E0 yazılır. Bu eşitlikten Ek çekilecek olursa Ek = E ­ E0 mc 2 = Ek − mc 2 2 v 1− 2 c eşitliği elde edilir ki bu ışık hızına yakın hızlarda hareket eden parçacığın (rölativistik parçacık) kinetik enerjisidir. Bu enerjinin hıza göre değişim grafiği şekildeki gibi olur. Ek mc 2 0 c v Yukarıda yazdığımız E0=mc2 eşitliğinden yararlanarak şunları söyleyebiliriz. Radyoaktif bir cisim radyasyon sonucu E kadarlık enerji yayarsa kütlesi E / c2 kadar azalır. Diğer bir ifade ile Δm kadarlık kütle azalması E = Δmc2 kadar enerji açığa çıkmasına neden olur. ARAŞTIRALIM Radyoaktif elementlerde Δm kadarlık kütle azalması sonucu E = Δm.c2 kadarlık enerji açığa çıktığını biliyoruz. Bu enerjiden günümüzden yaralanılıp yararlanılmadığını, eğer yaralanılıyorsa nerede ve nasıl yararlanıldığını araştırınız. Araştırmada fizik ve elektrik ­ elektronik mühendislerinden yardım alabilirsiniz. Araştırma sonuçlarınızı sınıftaki arkadaşlarınızla paylaşarak konu hakkında tartışınız. 182 A. Aşağıdaki soruların doğru seçeneğini işaretleyiniz. 1. Aşağıdaki bilim adamlarından hangisi modern fiziğin doğuşuna katkıda bulunmamıştır? A) Einstein B) Bohr C) Heisenberg D) Schrödinger E) Newton 2. Bir gözlemciye göre, aynı anda olan iki olayın ona göre hareketli olan bir başka gözlemci tarafından aynı anda gözlenmemesini açıklayan durum aşağıdakilerin hangisinde verilmiştir? A) Işık hızıyla hareket eden cisimlerin durgun gözlemciler tarafından büzülmüş olarak gözlenmesi B) Eş zamanlılığın mutlak bir durum olmaması C) Dünya’nın durgun bir referans sistemi olarak kabul edilmesi D) Gözlemcilerin aynı referans sistemlerinde olması E) İkinci gözlemcinin göz yanılması yaşaması 3. büyük 1 3 kütle küçük 2 klasik fizik 4 5 7 büyük hız modern fizik 8 6 küçük Yukarıdaki şekle göre, klasik ve modern fiziğin çalışma alanlarını gösteren sıralama aşağıdaki seçeneklerden hangisinde verilmiştir. Klasik Fizik Modern Fizik A) 1­3, 6­7 2­4, 5­8 B) 1­4, 6­7 2­3, 5­8 C) 1­4, 6­7 2­3, 5­8 D) 2­3, 6­7 1­4, 5­8 E) 2­4, 5­7 1­3, 6­8 4. Zaman genişlemesiyle ilgili olarak aşağıda verilen ifadelerden hangisi doğrudur? A) Zaman genişlemesi sistemin hareket etmesi nedeniyle zamanın yavaş ilerlemesi demektir. B) Zaman genişlemesi aynı referans sistemi içinde gözlenir. C) Zaman genişlemesi sadece zamanın daha yavaş geçer gibi görülmesidir. D) Zaman genişlemesi dünyada zamanın hızlı akması demektir. E) Zaman genişlemesi uzayda zamanın hızlı akması demektir. B. Newton’un hareket yasaları klasik fizik esir maddesi zaman genişlemesi boy büzüşmesi kütle artışı geçerli özel görecelik teorisi 1. Aşağıdaki ifadelerde noktalı yerleri, tabloda verilen kelimelerle anlamlı biçimde tamamlayınız. a) Klasik fizik kapsamında …………………………. geçerlidir. b) Modern fiziğin doğuşunda ………………………… büyük katkı sağlamıştır. c) Işık hızına yakın hızlarda hareket doğrultusundaki boyutlarda ………………… gözlenir. 183 d) Michelson­Marley deneyi ………………. yokluğunu kanıtlar. e) Fizik yasaları bütün eylemsiz referans sistemlerinde ……………. olmalıdır. C. Aşağıdaki ifadelerden doğru olanların karşısına ‟D”, yanlış olanların karşısına ‟Y” yazınız. 1. Işık hızına yakın hızda hareket eden bir uzay gemisindeki astronot saatine baktığı zaman saniyenin tıklamasında yavaşlama gözler. ( ) 2. Bir sistem duruyor veya sabit hızla hareket ediyorsa bu sistem eylemsiz referans sistem olarak adlandırılır. ( ) 3. Uzayda konum ve zamanı bir referans sistemine göre belirleriz. ( ) D. Aşağıda kavram haritasında boş bırakılan kutuları kavramlardan hareketle doldurunuz. Kaynak Işık hızı Gözlemcinin hareketi Zaman Kütle Klasik Eş zamanlı Modern Referans sistem FİZİK Ayrılır Sabit Sabit Eylemsiz referans sisteminde bağımsızdır E. Aşağıdaki soruları cevaplayınız. 1. Modern fizik günümüzde hangi alt isimlerle incelen­ mektedir? 2. Bir insan ışık hızına yakın hızla hareket ederken vücudunun herhangi bir boyutunda küçülme gözleyebilir mi? Açıklayınız. 3. Şekildeki gibi c ışık hızıyla hareket ettiği düşünülen bir sistemdeki Hasan kendi görüntüsünü düzlem aynada görebilir mi? 184 Hasan c 4. Bir çocuğun babasının doğumunu canlı olarak izleyip izleyemeyeceğini açıklayınız. 5. 12m x 20m ebatlarındaki bir uzay aracının hangi hızda ve doğrultuda ilerlediği takdirde kare şeklinde görüleceğini bulunuz. 6. Bir cismin göreli kinetik enerjisi, hangi hıza ulaştığında durgun kütle enerjisinin iki katı olur? 185 OKUMA METNİ İkiz Paradoksu Görelilik kuramında zamanın göreli olduğunu, yani farklı hızlarla hareket eden sistemlerde bulunan saatlerin farklı hızlarla çalışacağını biliyoruz. Bunun nedeni zamanın farklı hızlarda hareket eden sistemlerde göreli olmasıdır. Örnek olarak ikiz kardeşlerden birinin bir rokete binip ışık hızına yakın bir hızla Dünya’dan uzaklaştığını, diğer kardeşinse Dünya’da kaldığını varsayalım. Özel Görelilik Kuramı’na göre seçilen referans noktasına göre ışık hızına yakın bir hızla hareket eden araçta zaman yavaş ilerlemektedir, buradan hareketle roketteki kardeş kendini durgun Dünya’yı ise ışık hızına yakın bir hızla kendinden uzaklaşıyor görecektir. Bu durumda roketteki kardeşe göre Dünya’daki kardeş daha yavaş yaşlanacaktır. Dünya’daki kardeş ise kendini durgun roketteki ikiz kardeşini ise ışık hızına yakın bir hızla kendinden uzaklaşıyor görecektir. Bu durumda Dünya’daki kardeşe göre roketteki kardeş daha yavaş yaşlanacaktır. Her iki kardeş kendisinin yaşlı ve diğerinin daha genç olduğunu iddia ettiği için burada gerçekten bir çelişki varmış gibi görünmektedir. Kardeşlerin hangisinin haklı olduğu buluşma anında anlaşılabilir. Paradoksun Çözümü Dünya’daki ikiz haklıdır: Roketle hareket eden ve Dünya’da bulunan ikizler buluştuklarında Dünya’da kalan daha yaşlı, roketteki ise daha genç olacaktır. Burada dikkat edilmesi gereken nokta Dünya’daki ikizin hareket durumunu değiştirmemesidir. Buna karşın roketteki ikiz için aynı şeyi söyleyemeyiz. Roketteki ikiz, yolculuğu süresince kendisinin durduğunu düşünebilir, ama yolculuğunun bazı kısımlarında ivmeli bir hareket yapmaktadır. Dolayısıyla roket ivmeli hareket yaparken neler olabileceğini de hesaba katmalı ve ona göre bir sonuca ulaşmalıdır. Bu da ancak genel göreliliğin kullanılmasıyla mümkündür. Roketin ivmeli hareketi sırasında, roketteki ikiz, sanki bir yer çekimi kuvveti etkisi altındaymış gibi hissedecektir. Genel görelilik kuramına göre bu durumda Dünya’daki kardeşin daha hızlı yaşlanması gerekir. www.biltek.tubitak.gov.tr Bu kitap için düzenlenmiştir. 186 DALGALAR 5. ÜNİTE KONULAR * FUAR * PARAZİT * TSUNAMİ * FIRTINADAN SONRA * DALGALAR HEP AYNI DOĞRULTUDA MI YAYILIR? * SU DALGALARI KARŞILAŞINCA GÖRÜNÜMLERİ DEĞİŞİR Mİ? Bu ünitede; Atma ve periyodik dalga oluşturarak ikisi arasındaki farkı inceleyeceğiz. Atmaların sabit ve serbest uçtan yansımasını inceleyeceğiz. Bir ortamdan başka bir ortama geçerken yansıyan ve iletilen atmaların özelliklerini karşılaştıracağız. İki atmanın / dalganın karşılaşması durumunda meydana gelecek olayları keşfedeceğiz. Doğrusal ve dairesel su dalgaları oluşturup düzlem ve parabolik engelde yansımalarını keşfedeceğiz. Stroboskop yardımıyla su dalgasının hızını hesaplayacağız. Su dalgalarının bir ortamdan başka bir ortama geçerken kırılmaya uğradığını göreceğiz. Dalgalarda kırınım ve girişim oluşturarak çift tepe, çift çukur ve düğüm noktalarını belirleyeceğiz. Dalgalar FUAR Üst üste gelen sınavlardan oldukça bunalan Öykü, biraz da yorgunluğunu atabilmek için hafta sonu ablasıyla fuara gider. Öykü ve ablası uzun uzun fuarı dolaşırlar. Çocuklar için çeşitli gösterilerin yapıldığı alana geldiklerinde elinde kırbacıyla bir adamın gösterisini tamamlamak üzere olduğunu görürler. Gösterici kırbacını büyük bir ustalıkla kullanmaktadır. Kırbaç, göstericinin bir tek hareketiyle adeta dağın iki tarafını birbirine bağlayan küçük bir tünel şeklini almakta ve bir hayli uzaktaki mumun alevini söndürmektedir. Kırbacın tek hareketle almış olduğu bu şekil kırbacın ucuna ulaştıktan sonra aynı şekilde geriye dönmektedir. Atma, kırbacın sopasına ulaştıktan sonra ise ters dönmekte ve bir müddet sonra küçülerek kaybolmaktadır. Bu durum Öykü’nün dikkatini çekmişti. Biraz sonra elinde ritmik jimnastik kurdelesi bulunan bir bayan gösterici sahneye çıktı. Elindeki kurdeleyi periyodik bir şekilde hareket ettirerek zik zaklar çizmeye başladı. Kurdeleye bu şekli verebilmek ancak kol ve bileğini uyumlu hareket ettirebilen yetenekli kişilere özgü bir davranıştı. Gösterici daha sonra elindeki kurdelenin ucuna farklı genişlikte bir kurdele bağlayarak gösterisine devam etti. Ancak bu defa bir öncekinden farklı bir şekil ortaya çıktı. Öykü, bu durumu fark etti ve bir sonraki gösterinin ne olacağını merakla beklemeye başladı. Bu kitap için hazırlanmıştır. Dokuzuncu sınıfta ‟dalgalar” ünitesini işlerken dalgaların temel özelliklerinden frekans, periyot, dalga boyu ve genlik kavramlarını öğrenmiştiniz. Şimdi bu kavramları yeniden hatırlayalım. Periyodik bir dalga kaynağından 1 saniyede üretilen dalga sayısına frekans (f), Bir tam dalganın üretilmesi için geçen süreye periyot (T) dediniz. İki dalga çukuru ya da iki dalga tepesi arasındaki uzaklığa dalga boyu (λ) olarak öğrendiniz. Diğer bir ifadeyle bir periyotluk sürede dalganın aldığı yola dalga boyu dediniz. 189 5. ÜNİTE Herhangi bir atmanın denge konumundan olan maksimum uzaklığına genlik (y) denir. Dalganın denge noktasından herhangi bir andaki uzaklığına uzanım (y1) denildiğini biliyoruz. Kırbaç, kurdele ve bunlara benzer ip, sarmal yay, lastik gibi cisimler üzerinde meydana getirilen şekil değişikliklerinin nasıl oluştuğunu, ortamların bu şekil de­ ğişikliklerine katkılarının neler olduğunu hiç düşündünüz mü? Şimdi aşağıdaki etkinlikte atma ve periyodik dalga oluşturarak aralarındaki ilişkiyi açıklamaya çalışalım. 1. Etkinlik Atma ve Periyodik Dalga Aynı Oluşumlar mıdır? Araç ve Gereçler Beş metre uzunlu­ ğunda orta boy ka lınlıkta çamaşır ipi ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. İpin her iki ucunu birer öğrenci tutarak ipi gergin hâle getirsin. 2. Öğrencilerden biri ipi bir kez yukarı aşağıya hareket ettirerek önceki seviyesine getirsin. 3. Aynı öğrenci ipi tutan elini eşit zamanlarda bulunduğu seviyeden aşağı­yukarı hareket ettirsin. Sonuca varalım 1. Elinizi bir kez aşağı yukarı hareket ettirdiğinizde ip üzerinde oluşan şekil değişikliğinin ilerlemesinin sebebi sizce nedir? 2. Elinizi sürekli aşağı yukarı hareket ettirdiğinizde oluşan şekil ile önceki şekil arasındaki benzerlikler nelerdir? 3. Her iki durumda oluşan şekil değişikliğinin sebebi sizce nedir? 4. İp üzerindeki şekil değişikliği elin hareketine bağlı olarak değiştirilebilir mi? Açıklayınız. 5. İp üzerinde oluşturduğunuz şekil değişikliklerinde dalgalara ait temel özellikler gözlenebilmekte midir? Tartışınız. 190 Dalgalar Bu deneyimlerimiz bize atmanın esnek bir ortamda oluşturulan kısa süreli şekil değişikliği olduğunu göstermektedir. Titreşim Doğrultusu Yayılma doğrultusu Yayılma Doğrultusu Eğer kırbaç örneğindeki bu şekil değişikliği sürekli ve eşit zaman aralıklarında yapılırsa, oluşan şekil değişikliği farklı bir ad alır. Bu sürekli ve eşit zamanlı şekil değişikliğine periyodik dalga denir. Benzer şekilde fuardaki göstericinin kurdeleye yaptırdığı hareket periyodik dalgalara örnek verilebilir. Burada göstericinin kurdelede oluşturduğu atmalar kurdele üzerinde yayılarak periyodik dalgaları oluşturur. Atma veya dalganın oluşması için mutlaka bir kaynağa ihtiyaç vardır. Sirkteki göstericinin kırbaçta oluşturduğu atmanın kaynağı göstericinin elidir. Kırbaç, kurdele, sarmal yay, ip veya lastik üzerinde oluşturulan atma ya da dalgaların şekillerini, dalga kaynağı belirler. Dalgaların şekli, frekansı, periyodu, dalga boyu veya genliği kaynak tarafından belirlenir. Yüksek Frekanslı Periyodik Dalga Düşük Frekanslı Periyodik Dalga Pekiştirelim Günlük hayatınızda çevrenizde oluşan dalgalar ve dalgaları oluşturan kaynaklar nelerdir? Defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak doldurunuz. Gözlenen Dalga Oluşum Nedeni Yayıldığı Ortam Su dalgası Martının suya dalması Sıvı Ses dalgası Konuşan bir kişi Gaz ……………………. ……………………....... ………………. ……………………. …………………........... ………………. 191 5. ÜNİTE Kırbaç Üzerindeki Atma Neden Ters Dönüyor? Telli müzik aletlerinde tel gerilerek iki uçtan belirli yerlere sabitlenir. Eğer bu sabitleme yapılmasaydı, telin bir ucu serbest olabilseydi, nasıl bir sonuç ortaya çıkabileceğini hiç düşündünüz mü? Benzer şekilde Öykü gösteriyi izlerken kırbaç üzerinde oluşturulan atmanın kırbacın ucuna geldiğinde ters dönmeden, aynı taraftan geriye döndüğünü kırbacın sopasına ulaştığında ise ters döndüğünü fark etmiş ve bu durumun nedenini merak etmişti. Şimdi kırbaç üzerindeki atmanın bu davranışını yapacağımız etkinlik ile araştıralım. Etkinlikte kullanılan malzemelerin çevreye ve kendinize zarar vermemesine dikkat ediniz. 2. Etkinlik Atmalar Nasıl Yansır? Araç ve Gereçler ● İki ya da üç metre uzunluğunda orta boy çamaşır ipi (2 adet) ● Bir çekiç ● Bir adet metal halka (bilezik büyük­ lüğünde) ● Bir adet çelik çubuk ● Bir adet üçayak Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. İpleri kullanarak sabit ve serbest uçlu düzenekleri kurunuz. Sabit uçlu düzenek için ipi çelik çubuğa bağlayınız. Serbest uç için ise ipi metal halkaya bağlayıp metal halkayı çelik çubuğa geçiriniz. 3. Her iki ipi çekerek geriniz. 4. Her iki ipte birer atma oluşturmadan önce, oluşan bu atmaların sabit ve serbest uçtan baş aşağı ya da baş yukarı yansıyacağına dair hipotez kurunuz. 5. Her iki ipte birer atma oluşturarak atmaların hareketlerini gözlemleyiniz ve hipotezinizi test ediniz. 192 Dalgalar Sonuca Varalım 1. Ucu sabitlenmiş ipte oluşturulan atma ile diğer ipte oluştu­ rulan atmanın uçlara ulaştıktan sonraki hareketleri kurduğunuz hipotezle örtüşüyor mu? 2. Atmanın serbest uçtan yansıması ile sabit uçtan yansıması arasında fark var mı? Tartışınız. Sabit uçta, baş yukarı gönderilen atma ters dönerek baş aşağı yansır. Yansıyan atmanın hızı, genliği ve genişliğinin büyüklüğü değişmez. Serbest uçta, baş yukarı gönderilen atma ters dönmeden aynı taraftan yansır. Yansıyan atmanın hızı, genliği ve genişliğinin büyüklüğü değişmez. Öykü’nün izlediği gösteride kırbaç üzerindeki atmanın kırbacın ucundan düz dönmesinin nedeni, kırbacın ucunun serbest uç olması kırbacın sopasından ters dönmesinin nedeni ise kırbacın sapının gösterici tarafından sabitlenmiş olmasıdır. Sarmal yay, tel ya da lastik gibi ortamlar daha fazla kuvvetle gerilirse serbest uç ya da sabit uçtan yansıyan atmanın dönme tarafında bir değişiklik olup olmayacağı hakkında öngörüleriniz neler olabilir? Tartışınız. Kurdeledeki Atma Mı Yoksa Kırbaçtaki Atma Mı Daha Hızlıdır? Göstericinin kurdele üzerinde oluşturduğu bir atmanın kurdele üzerinde ilerleme hızı her kullanılan kurdelede aynı mıdır? Farklı kumaşlardan yapılan kurdelelerde oluşturulan atmaların hızı aynı olur mu? Oluşturulan atmanın şekli hızına etki eder mi? Şimdi bu soruya yapacağımız etkinlikle cevap arayalım. 193 5. ÜNİTE Sarmal yayın bulunmadığı yerde, naylon çamaşır ipi kullanılarak aynı etkinlikler yapılabilir. 3. Etkinlik Atmanın Hızı Neden Değişir? Araç ve Gereçler ● Bir adet sarmal yay (kalın) ● Bir adet sarmal yay (ince) ● Bir adet süreölçer ● Bir adet dinamometre ● Bir adet cetvel Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Sarmal yayın bir ucunu dinamometreye bağlayınız. 3. Bir öğrenci dinamometrenin ucundan, diğer öğrenci yayın öbür ucundan tutarak yayı geriniz. 4. Dinamometrenin gösterdiği değeri kaydediniz. 5. Bir atma oluşturarak atmanın yayın sonuna varış zamanını ölçünüz. Ölçümlerinizi en az beş kez tekrarlayarak hata oranını azaltınız. 6. Öğrenciler arasındaki uzaklık değişmeden yaya en az dört farklı değerde kuvvet uygulayarak geriniz ve her bir durum için 5. basamaktaki işlemleri tekrarlayınız. Ölçüm sonuçlarınızı çizelgeye kaydediniz. Atmanın hızını bulurken x=v.t ifadesini kullanınız. Kalın yay için yaptığınız denemeleri ince yay kullanarak tekrarlayınız ve defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak doldurunuz. Kullanılan Uzunluk Yayı Geren Atmanın Varış Hız Yay Kuvvet Zamanı Büyüklüğü 7. Çizelgenizdeki değerlerini kullanarak hızın yayı geren kuvvete bağlı grafiğini defterinize çiziniz. 194 Dalgalar Sonuca Varalım 1. Gergin yaydaki atmanın hızı ile az gergin yaydaki atmanın hızı arasındaki fark nereden kaynaklanmış olabilir? 2. Aynı şartlarda kalın yay yerine ince yay kullanılırsa aynı sonuçlar bulunabilir miydi? Tartışınız. Atmanın yay üzerinde ilerlerken birim zamanda aldığı yola atmanın yayılma hızı denir. Tüm periyodik dalgaların hızlarını hesaplamak için genel olarak v = λf eşitliği kullanılır. Bu eşitliğe ek olarak yaylarda dalganın yayılma hızı v = √F / µ eşitliği ile hesaplanır. Burada; Tel, yay… vb. gibi ortamlarda atmanın yayılma hızı √F ile doğru orantılı √µ ile ters orantılıdır. v : Dalganın hızı, F : Yayı geren kuvvet (Newton) µ : Yayın birim uzunluğunun kütlesidir (µ = m / l olup, birimi kg / m’dir). Bu ifadeye boyca yoğunluk denir. Boyca yoğunluk yayın kalınlık ve inceliğinin bir göstergesidir. µx > µy ise aynı maddeden yapılmış X yayı Y yayından daha kalındır. Örnek Yandaki şekillerde görül­ düğü gibi F kuvveti ile gerilen yayda atmanın yayılma hızı v ’dir. Aynı yay 4F kuvveti ile gerilirse atmanın yayılma hızı kaç v olur? Çözüm v = √F / µ vˈ = √4F/µ => vˈ = 2v v F vˈ 4F 195 5. ÜNİTE Teli geren kuvvet 4 katına çıkarılırsa atmanın teldeki hızı 2 katına çıkar. v = √F / µ ifadesinden de anlaşılacağı gibi atmanın hızı teli geren kuvvet (F) ile telin birim uzunluğunun kütlesi olan µ’ye bağlı olduğunu öğrendiniz. Buradan hareketle dalgaların farklı ortamlarda farklı hızlarda yayılacağı sonucunu çıkarabiliriz. Şimdi, öğrendiklerimizden hareketle ‟Deprem dalgalarının, depremin merkez üssünden daha uzaklara iletiminde hangi tür toprak yapısı daha etkili olabilir?” sorusunu arkadaşlarınızla tartışınız. TARTIŞALIM Aynı ortamda farklı genlik ve şekillerde oluşturulan atmaların hızları aynı büyüklükte olur mu? Niçin? Dokuzuncu sınıfta; dalgaların çeşitli ortamlardaki yayılma hızlarını ortamlara göre sıralamış, vkatı > vsıvı > vgaz olduğunu öğrenmiştiniz. Bu ünitede çeşitli katı ve sıvı maddelerde dalgaların yayılma hızına etki eden faktörlerin neler olduğunu araştıracağız. Günümüzde birçok gelişmiş ülke nükleer denemeler yapmaktadır. Bu nükleer denemeler geniş, insan yaşamı olmayan ve çöl olan coğrafyalarda yapılır. Sizce bunun sebebi ne olabilir? Nükleer denemelerin depremleri tetiklediği yönünde bilimsel tartışmalar yapılmaktadır. Nükleer denemeler ile depremler arasında size göre nasıl bir bağlantı kurulmaktadır? Ülkemizde meydana gelen bir depremin hangi şiddette olduğu gelişmiş birçok ülke tarafından anında tespit edilebilmektedir. Bu deprem dalgalarının bu ülkelere hangi ortamlardan geçerek ulaştığını tartışınız. Günlük hayatımızda oluşan dalgalar hep aynı ortamlarda mı yayılır. Bir ortamdan diğerine geçemez mi? Geçerse hangi özelliklerinde nasıl değişiklikler olabilir? Işık bir dalga olduğuna göre havadan suya geçişte ortam değişikliği meydana gelmektedir. Bu değişimin ışık üzerindeki etkilerini gözlemlememiz mümkün değildir. Mekanik dalgalarda dalgaların değişen özelliklerini gözlemlemek mümkündür. Bunun için kalın ve ince yaylar kullanarak farklı ortamlar oluşturabiliriz. Kalın yay ile ince yayı uç uca ekleyip bir uçtan atma gönderildiğinde meydana gelen durumu bir etkinlikle araştıralım. 196 İnce yay F 4. Etkinlik Araç ve Gereçler ● Bir adet ince yay ● Bir adet kalın yay Kalın yay K Dalgalar İletilen ve Yansıyan Atmalar Hangi Özelliktedir? F İnce yay K Kalın yay Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. İnce ve kalın yayları uç uca ekleyiniz. 2. Yaylardan kalın olanının bir ucunu sabitleyiniz. 3. İnce yayda bir atma oluşturunuz. Atmanın bağlantı nokta­ sından sonraki durumunu gözlemleyiniz. 4. Şimdi İnce yayın ucunu sabitleyiniz. 5. Sonra kalın yayda bir atma oluşturunuz ve bağlantı noktasından sonraki durumunu gözlemleyiniz. Sonuca Varalım 1. Her iki durum için bağlantı noktalarına gelen atmaların bu noktadan sonraki durumları nasıl olur? 2. Her iki durumda gelen ile yansıyan atmaların hızları arasında fark var mıdır? Varsa bu durumu nasıl açıklarsınız? 3. Her iki durumda gelen atma ile iletilen atmanın hızları hakkında ne söyleyebilirsiniz? 4. İletilen ve yansıyan atmaların genlik ve genişlikleri nasıl değişmiştir? Hafif yaydan gönderilen bir atma bağlantı noktasında iletilen ve yansıyan olmak üzere iki atma oluşturur. İletilen atma geldiği şekilde, yansıyan atma ise ters dönerek hareket eder. Gelen, iletilen ve yansıyan atmaların genliklerini karşılaştırdığımızda y1>y2 , y1>y3 olur. Bunun nedeni sizce ne olabilir? 197 5. ÜNİTE Hızlarını karşılaştırdığımızda ise; v1 = v2 > v3 olur. Bu genişlikler arasında x1 = x2 > x3 ilişkisini gerektirir. Kalın yayda da gelen atma bağlantı noktasında iletilen ve yansıyan olmak üzere iki atma oluşturur. Burada da genlikleri y1>y2 , y1>y3 olur. Hızları ise v1 = v2 < v3 olur. Bu durum x1 = x2< x3 olmasını gerektirir. Kalın yayın kalınlığı artırılırsa iletilen ve yansı­ yan atmaların durumunun ne olacağını tartışınız. Bu olay ile sabit uçtan bir atmanın yansıması arasında bir benzerlik var mıdır? Öykü’nün izlediği gösteride farklı genişlikteki birbirine bağlı kurdelelerin oluşturduğu şeklin tek kurdeleye göre farklı olmasını ince yaydan kalın yaya ya da kalın yaydan ince yaya geçen atmanın ara kesitte iletilen ve yansıyan olmak üzere ikiye ayrılarak birbirlerini etkilemesiyle açıklanır. Amortisörü arızalı bazı araçlarla uzun yolculuk yaptığınızda çok yorulduğunuzu hissedersiniz. Niçin? Günümüzde yeni teknolojilerle üretilen araçlardaki tekerle yol arasındaki sarsıntıyı en aza indirmek için sistemler geliştirilmiştir. Bunların neler olduğunu ve birbirine nasıl bağlandığını internetten ya da servislere giderek yapacağınız araştırmalar ile tartışınız. PARAZİT Gitar çalmayı çok seven Kaan aynı zamanda müzik dinlemeyi de çok seviyordu. Her zaman olduğu gibi o gün de radyoyu aç­ mış keyifle müzik dinliyordu. Sıra şarkının en çok sevdiği bölü­ müne gelince radyonun sesi bozuldu ve radyodan farklı sesler gelmeye başladı. Hiçbir şey Kaan’ın keyfini kaçıramazdı ama bu da nereden çıkmıştı. Çok geçmeden ses düzeldi ama şarkının da sonu gelmişti. Akşam babası ile sohbet ederken bu durumu ona anlattı ve nedenini öğrenmek istedi. Babası ona diğer radyo dalgalarından etkilendiği için parazit oluştuğunu söyledi. Kaan babasının sözlerinden pek birşey anlamamıştı. Gerçi okulda elektromanyetik dalgaları öğrenmişti ama kafasında hâla soru işaretleri mevcuttu. Ertesi gün okula gittiğinde zihnini kurcalayan tüm soruları fizik öğretmenine sordu. Fizik öğretmeni, Kaan’ı ve arkadaşlarını laboratuvara götürdü. Burada sarmal yayı gören Kaan’ın aklına öğretmenin daha önce söylediği şu sözler geldi. Adları ve oluşturulma şekilleri farklı olsa da dalgalar benzer özellikler gösterir. Kaan sarmal yayı eline aldı, radyo sesinin para­ zitlenme nedenini anlamak için arkadaşları ile etkinlik yapmaya koyuldu. Bu kitap için hazırlanmıştır. Günümüzde elektromanyetik dalgaların uygulama alanları faz­ ladır. Özellikle haberleşme ve iletişimde yaygın olarak kullanılırlar. Hepimiz radyoyu severek dinleriz. Günümüzde bir şehirde FM bandından yayın yapan onlarca radyo vardır. İş yerinde, evde ya da yolda müzik dinlerken sesin bir anda parazitlendiğine az da olsa farklı seslerin ortaya çıktığına şahit olmuşsunuzdur. Kaan’ın radyo dinlerken sesin neden parazitlendiğini anla­ yabilmesi için sınıf arkadaşlarıyla yaptığı etkinliği biz de yapalım. 198 Dalgalar 5. Etkinlik Atmalar Karşılaşırsa Ne Olur? Araç ve Gereçler Dört veya beş adet sarmal yay ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Sınıfınızda 5 veya 6 kişilik gruplar oluşturunuz. 2. İki öğrenci sarmal yayı uçlarından tutarak yerde gergin hâle getirsin. 3. Her iki öğrenci tepe ­ tepe (T­T) olacak şekilde 10 cm ­ 5cm ve 10 cm ­10 cm genlikli atmalar oluştursun. Atmaların karşı­ laştığında oluşan şeklin büyüklüğünü çizelgeye yazınız. 4. Üçüncü adımdaki işlemleri çukur ­ çukur (Ç ­ Ç) ve çukur ­tepe (Ç ­ T) olacak şekilde tekrarlayınız ve sonuçları defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak doldurunuz. Atmanın Konumu T­T Ç­Ç T­Ç 1. Atmanın Genliği (cm) 2. Atmanın Genliği (cm) 10 10 10 5 10 10 10 5 10 10 Atmalar Karşılaşınca Oluşan Atma Genliği 10 5 Sonuca Varalım 1. T ­ T veya Ç ­ Ç atmalar karşılaştığı zaman ne gözlemlediniz? Bu durumu nasıl açıklarsınız? 2. T­ Ç atmalar eşit genlikte veya farklı genlikte gelip karşılaştıkları zaman ne gözlemlediniz? Bu durumu açıklayınız. 3. Yay kullanılarak yapılan bu etkinlikte elde ettiğiniz sonuçlar su dalgaları için de geçerli midir? Tartışınız. Atmalar; sarmal yayda baş yukarı ve birbirine zıt yönde gönderilip karşılaştıkları anda birbirlerini güçlendirerek bileşke atmayı oluştururlar. Bileşke atma, bir ortamda iki atmanın oluşturduğu yeni atmaya verilen isimdir. Aynı yönden gelen atmalar üst üste geldiklerinde bileşke atmanın genliği maksimum olur. Bu duruma kuvvetlendirici (yapıcı) girişim denir ve iki dalga tepe noktalarının birbiriyle çakışarak genliği daha büyük dalga oluşması şeklinde tanımlanır. 199 5. ÜNİTE Sabun köpüğünün ışık altında renklenmesi Bu genlik gelen atmaların gen­ likleri toplamına eşittir. y = y1 + y2 Eğer atmalar aynı sarmal yay üzerinde biri baş yukarı diğeri baş aşağı olacak şekilde oluşturulursa atmalar üst üste binme sırasında atmalar birbirlerini zayıflatır ve bileşke atmanın genliği atmaların genlikleri farkına eşit olur. Bu duruma zayıflatıcı (bozucu) girişim denir. Bileşke atmanın genliği, y = y1 ­ y2’dir. Durgun yaya göre simetrik ve özdeş atmalar tam üst üste geldiğinde bir an için birbirlerini söndürürler. O anda yayda bir hareket gözlenmez. Bütün bu etkileşimlerde atmalar sarmal yay üzerinde ya da farklı ortamlarda nasıl karşılaşırsa karşılaşsınlar atmalar bütün özelliklerini koruyarak birbiri içinden geçerler ve hareket doğrultusunda ilerlemeye devam ederler. Dalgaların sahip olduğu bu özelliklerden dolayı bazen radyo dalgaları birbirlerinin etkisini zayıflatır ve dinlediğimiz yayının kalitesini düşürür. Kaan’ın radyo dinlerken karşılaştığı durumun nedeni budur. Dalgaların üst üste binmesi durumunda dalga frekansındaki değişmeden faydalanılarak günümüzde cep telefonlarının sinyalleri engellenmektedir. Bu aletlere frekans karıştırıcı denilmektedir. Cep telefonu dalgalarını frekans karıştırıcı ile yayılan elektromanyetik dalgalar sönümlemektedir. Benzer şekilde sabun köpüğüne ışık düşürülünce sabun köpüğünün renklenmesi ışık dalgalarının tepe ve çukurların üst üste gelmesiyle açıklanmaktadır. Performans Görevi Frekansları Karıştırıyorum Beklenen Performans Puanlama Yöntemi Görev Süresi ­ Problem Çözme Dereceli 1 hafta Becerisi Puanlama ­ Bilişim ve İletişim Anahtarı becerisi ­ Verimli çalışma becerisi Görev İçeriği: Dalgaların üst üste binmesi durumunda dalga genliğindeki değişmeden faydalanılarak cep telefonlarının sinyallerinin engellenebildiğini ve bunu yapabilen cihazların ‘frekans karıştırıcı’ olarak adlandırıldığını öğrendiniz. 200 Dalgalar Bu çerçevede sizden; Frekans karıştırıcı cihazların çalışma prensiplerini ve günlük hayattaki kullanım alanlarını araştırmanız beklenmektedir. Ödevinizi hazırlarken aşağıdaki yönerge size yardımcı olacaktır. ­ Sınıfınızda 4 veya 5 kişilik gruplar oluşturunuz. ­ Grubunuz içerisinde görev dağılımı yaparak, bir grup temsilcisi belirleyiniz. ­ Bir araştırma planı yapınız. ­ Ödev konunuzu çok çeşitli kaynaklardan (İnternet, kütüphane, bu konuda yazılmış bilimsel makaleler, konu ile ilgili dergiler, vb.) araştırınız. ­ Araştırmada yararlandığınız kaynakları, raporunuzda kaynakça bölümünde belirtiniz. ­ Araştırma sonuçlarınızdan elde ettiğiniz verileri, kendi yorumunuzu da katarak bir metne dönüştürünüz. ­ Araştırma metninizi görsel materyallerle (konu ile ilgili resimler, kendi çizimleriniz veya konu ile ilgili sizin çektiğiniz fotoğraflar vb.) destekleyerek dört sayfayı geçmeyecek şekilde raporlaştırınız. ­ Araştırma raporunuzu, uygun teknolojik araçlardan yararlanarak Powerpoint sunusuna dönüştürünüz. Sınıfta arkadaşlarınızın ilgisini çekecek şekilde çalışmanızı sununuz. ­ Araştırmanız 257. sayfadaki EK ­ 1’de verilen dereceli puanlama anahtarı ile değerlendirilecektir. Dalgaların üst üste binmesi prensibinin farklı uygulama alanları da vardır. Bu uygulama alanlarından biri günlük yaşantımızda karşılaştığımız akort olayıdır. Telli müzik aletlerinin akort edilmesi ile istenilen frekansta, ses yayması amaçlanmaktadır. Frekansı değişen dalganın dalga boyu da buna bağlı olarak değişmektedir. Bu yalnızca telli müzik aletlerinde olmayıp nefesli çalgılarda da delikleri açıp kapayarak sesin dalga boyu değiştirilmekte ve istenilen ses oluşturulmaktadır. Bütün bu ayarlardan amaç tel üzerinde kararlı dalgalar elde ederek istenilen frekansta ses oluşturmaktır. Bir engele doğru giden ve yansıyan dalgaların girişimi ile oluşan dalgalara kararlı dalgalar denir. L Oyun parkında, salıncaktaki çocuğu sallayan bir kişinin salıncağa uygun yönde kuvvet uygulayarak çocuğu itmesi sonucunda salıncağın salınım genliğinin gittikçe artmasının nedenini hiç düşündünüz mü? Benzer şekilde bir kişinin, daha yükseğe sıçrayarak havuza atlayabilmesi için tramplende aşağı­yukarı sallanmasının sebebi sizce ne olabilir? Sizlerde çevrenizden bunlara benzer örnekler bulunuz. 201 5. ÜNİTE L Her sistemin bir doğal a frekansı vardır. Sisteme uy­ f<f1 gulanan kuvvetin frekansı ile sistemin frekansı birbirine eşit olursa sistem oldukça büyük f=f1 L=λ/2 b genlikle hareket eder. Bu duruma rezonans hâli denir. c Yukarıda salıncak örneğinde f=2f1 L=2(λ/2) kuvvet uygulayan kişinin fre­ kansı ile salıncağın doğal frekansı eşittir. Bu durumda f=3f1 d L=3(λ/2) sistem rezonans hâlindedir. Şimdi bir tel üzerinde oluşan temel frekans ve harmoniklerini inceleyelim. Frekans artırılırsa ip temel frekansın üzerinde 2f, 3f, 4f, vb. diğer frekanslarda da titreşime geçer. Bunlara f1, 2f1, 3f1, 4f1 vb. frekanslı harmonikler denir. İki ucu sabit olan ipin uzunluğu yarım dalga boyu uzunluğunun tam katlarında ise harmonikler oluşur ( Şekilde ipin uzunluğu λ / 2, 2(λ /2), 3(λ /2), 4(λ /2)… değerlerine eşittir). Bu durum, λ L = n ⋅ eşitliği ile ifade edilir. 2 L=Telin uzunluğu n: Harmonik sayısı (iğ) λ: Dalga boyu Sabit uzunluktaki ipin yalnız belirli özel frekanslarda rezonans yapacağı yani bu frekanslara bağlı harmonikler oluşacağını görürüz. Her harmoniğin frekansı; fn = v / λn = nv / 2L = nf1 fn : n’inci harmoniğin frekansı v : Dalganın ilerleme hızı λn : n’inci harmoniğin dalga boyu f1 : temel frekans Bu durum günlük hayatta bir takım meslek gruplarının oluşmasını sağlamıştır. Müzik sektöründe çalışan bazı insanlar rezonans ilkesinden faydalanarak müzik aletlerinin ayarlarını yapmayı kendilerine meslek edinmişlerdir. Piyanoyu akort eden bir insan piyanonun tellerinin doğal frekanslarını telleri gererek bulmaya çalışmaktadır. Örnek Uçları sabitlenmiş ip üzerinde harmonikler oluşması için ipin uzunluğu dalga boyu cinsinden ne olmalıdır? Çözüm İpin uzunluğunun yarım dalga boyunun tam katları şeklinde olması gerekir. L = n (λn/2) ya da λn = 2L /n 202 Dalgalar Örnek Yandaki şekillerden üsttekinde tel, F kuvveti ile gerildikten sonra bir ucundan f frekansıyla titreştirilince 4 tam harmonik (iğ) oluşuyor. Şekilde görüldüğü gibi telin boyu dört katına çıkarılarak, 4F kuvveti ile gerilip, 4f frekansıyla titreştirilirse kaç tam harmonik (iğ) oluşur? F 4F Çözüm f = nv / 2L eşitliğinden n’yi çekelim. L⋅f F 2⋅ n = 2Lf / v olur. Bu eşitlikten v=yerine yazalım. F µ L⋅f µ n = 2⋅ olur. Verilenleri yerine yazacak olursak; F İp 4 kat yapılırsa µˈ = 4µ olur. µ n' = L ⋅ 8f 2 ⋅ L.4f 2 ⋅ L.4f ⇒ n' = ⇒ n' = olur. n ve n' nü F 4F 4F oranlayalım. µ' 4µ µ F µ n n 2⋅L ⋅ f 1 = ⋅ ⇒ = ⇒ n ' = 4n bulunur. n' n' 4 F L ⋅ 8f µ n yerine 4 yazarsak nʹ = 16 tam iğ oluşur. Pano Hazırlıyoruz Tacoma Narrows (Takoma Narovs) köprüsü, ABD’nin Tacoma şehrinde 1940 yılında inşa edilmiştir. Bu köprü açılışından 4 ay sonra yıkılmıştır. Yıkılma nedenleri ile ilgili farklı teoriler gündeme gelmiştir. Sizden beklenen; bu köprünün yıkılma nedenlerini araştırmanızdır. Bunun için; ­ Sınıfınızda iki grup oluşturunuz. ­ Gruplardan biri köprünün yıkılma nedenleri konusunda araştırma yaparken, diğer grup konu ile ilgili çizimler, fotoğraflar ve similasyonlara ulaşmaya çalışsın. ­ Araştırmanızı yaparken çeşitli kaynaklardan (İnternet, 203 5. ÜNİTE kütüphane, bu konuda çıkmış haberler, bilimsel dergiler vb.) yararlanabilirsiniz. ­ Her iki grup üyeleri bir araya gelerek elde ettiğiniz bulguları birleştiriniz. Elde ettiğiniz araştırma sonuçlarınızı bu konu ile ilgili topladığınız çizimler, resimler ve fotoğraflarla destekleyerek okulunuzdaki diğer öğrencilerin de rahatlıkla görebileceği bir yerde okul panosu oluşturunuz. İp ya da yay üzerinde oluşturulan dalgaların özellikleri ve davranışları ile su dalgalarının özellikleri ve davranışları arasında benzerlik var mıdır? TSUNAMİ Tsunami, Japoncada ‟liman dalgası” anlamına gelir. Bu sözcük Dünya dillerine 15 Haziran 1896’dan sonra Meiji depremi ile girdi. Bu deprem 8,5 büyüklüğünde oldu ve 21 bin kişi hayatını kaybetti. Meiji depremi sonrasında tarihin en büyük tsunamilerinden biri meydana geldi. Okyanus ya da deniz tabanlarında oluşan deprem, heyelan, volkan patlaması ve bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi durumlarda ortaya çıkan büyük enerji denize geçerek tsunamiyi oluşturur. Tsunami ilk oluştuğunda tek bir dalgadır. Ancak kısa bir süre sonra üç ya da beş dalgaya dönüşür. Dalgaların birincisi ve sonuncusu çok zayıftır diğerleri yıkım etkisi yapar. Depremlerden kısa bir süre sonra kıyılarda anormal su çekilmeleri ve su düzeyi değişimi ilk dalganın geldiğinin habercisi olmaktadır. Tsunami dalgaları derin kısımlarda çok küçük genlik ve büyük dalga boyuna sahiptir. Sığ sulara ulaşınca dalga genliği artmakta ve dev dalgalar oluşmaktadır. Bu kitap için hazırlanmıştır. 204 Dalgalar Su üzerinde hangi şekillerde dalgalar üretilebilir? Su dalgalarının şekli kaynağın şekline bağlı mıdır? Kaynak dalganın hangi özelliklerini değiştirebilir? Su dalgalarının oluşumunu ve özelliklerini daha iyi kavra­ yabilmek için aşağıdaki etkinliği yapalım. 6. Etkinlik Su Dalgaları Nasıl Oluşur? Araç ve Gereçler Dalga leğeni ya da tepsi ● Dalga sönümleyici ● 20 cm uzunlu­ ğunda plastik boru ● Damlalık ● Bir cam bilye ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağı­ daki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Dalga leğeni ya da tepsiye, yatay konumda olacak şekilde yeteri kadar su koyunuz. 3. Plastik boruyu suya batırıp çıkararak dalga üretiniz. 4. Cam bilyeyi 30 ­ 40 cm yükseklikten bırakarak dalga oluşturunuz. 5. Birer, ikişer, üçer saniye aralıklarla sabit yükseklikten damlalıkla su damlatarak dalgalar oluşturunuz. Dalga boylarını defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak gözlem­ lerinize göre kısa, orta ve uzun olacak şekilde doldurunuz. Dalga Oluşturma Süresi Dalga Boyu (λ) 1 saniye 2 saniye 3 saniye Sonuca Varalım 1. Damlalıkla oluşturduğunuz su dalgasının şekli ile plastik boruyla oluşturduğunuz dalganın şekli arasında fark var mı? 2. Cam bilyeyle oluşturduğunuz su dalgasının genliği ile damlalıkla oluşturduğunuz su dalgasının genliği arasında fark var mı? Varsa bu fark nereden kaynaklanmaktadır. 3. Damlalıkla ve plastik boru ile üretilen dalgaların ilerleme doğrultuları arasındaki farkı açıklayınız. 4. Dalgalar arası uzaklık, dalgaların periyodu ve frekansı nelere bağlıdır? 205 5. ÜNİTE 5. Dördüncü adımda oluşturduğunuz dalgalar için defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak doldurunuz. Dalga Oluşturma Süresi Periyot ( T) Frekans (f) 1 saniye 2 saniye 3 saniye Derinliği her yerinde aynı olan dalga leğenindeki durgun suya parmağımızı batırıp çıkardığımızda, belirli bir yükseklikten su damlası damlattığımızda ya da herhangi bir cismin ucuyla dokunduğumuzda durgun su yüzeyinde dairesel dalgalar oluşur. Oluşan bu dairesel dalgaların merkezi su yüzeyine ilk temas edilen noktadır. Dalga şeklinin düzgün çembersel olmasının nedenlerinden biri su dalgalarının iki boyutta her yöne yayılmasıdır. Düz bir cetvel yatay olarak dalga leğenindeki durgun suya batırılıp ileriye doğru bir itme verildiğinde doğrusal dalgalar oluşur. Bu dalgalar ilk başlangıç durumlarına göre paralel yayı­ lırlar. Derinliği her yerde aynı olan ortamlarda dalga daima tepe çizgisine dik olarak ilerler. Denizde oluşan doğrusal dalgalara tsunami dalgalarını örnek verebiliriz. Deniz ve göllerde hem doğrusal hem de dairesel su dalgaları oluşabilir. Derinliği değişmeyen bir dalga leğeninde periyodik olarak oluşturulan dairesel su dalgalarının üstten ve yandan görünüşleri aşağıdaki şekillerde gösterilmiştir. Oluşan dairesel çemberler tümsek (tepe) ve çukur biçimindedir. Ardışık aynı tür çemberler arasındaki uzaklık dalga boyu kadardır. İki çukur ya da iki tepe arasındaki uzaklık da λ kadardır. 206 Dalgalar Doğrusal dalgaların görünümleri ise; şeklindedir. Dalga oluşturabilmek için mutlaka bir kaynağa ihtiyaç duyulur. Kaynak olmadan herhangi bir dalga üretilmez. Dalgalar enerji taşıdıkları için bu enerjiyi bir kaynaktan almalıdırlar. Kaynaktan alınan enerji ortamın molekülleri tarafından birbirine aktarılarak dalga ortamda iletilir. Bu nedenle su yüzeyinde duran ördek dalga ile birlikte kenara sürüklenmez. Maçlarda taraftarların yaptığı Meksika dalgasında da aynı durum söz konusudur. Oluşturulan dalga hareketi incelendiğinde taraftarların yer değiştirmediğini buna rağmen oluşan hareketin dalga şeklinde ilerlediğini görürüz. Su dalgalarının hem enine hem de boyuna yayılan dalga olduğunu dokuzuncu sınıfta ‟dalgalar” ünitesini işlerken öğrenmiştiniz. Bir dalganın normal konumundan (denge konumundan) yükselme veya alçalma mesafesine genlik denildiğini biliyoruz. Genlik dalgayı ortaya çıkaran enerjinin miktarına bağlıdır. Tsunamilerin yıkıcı etkiye sahip olması, kaynağın dalgaya fazla miktarda enerji vermesinin sonucudur. Tsunami hakkında ayrıntılı bilgi ve yıkıcı etkisi büyük olan bazı tsunamiler kitabın sonunda verilmiştir. 207 5. ÜNİTE PROBLEM ÇÖZELİM Problem Durumu Salih’in evi deniz kenarındaydı ve Salih denizi seyret­ mekten çok hoşlanıyordu. Çünkü dalgaların arda arda sahile ulaşmalarını gözlemlemek Salih’e eğlenceli geliyordu. Bazı günlerde dalgaların aralarındaki uzaklıklar ve yükseklikler değişiyordu. Salih bu değişimin nedenini çok merak ediyordu. Dalgaların kenara yaklaşma hızları değişmezken acaba aralarındaki uzaklık neden değişiyordu. Bu problemi dalga boyu ve periyot ile nasıl ilişkilendire­ bilirsiniz. Burada su dalgalarının birbirine olan uzaklıklarını ve gen­ liklerini belirleyen etkenler sizce nelerdir? Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Problemle ilgili aşağıdaki değişkenleri belirleyiniz. Bağımlı değişkenler: ……………………………….... Bağımsız değişkenler:……………………………….. Kontrol edilen değişkenler: ………………………. 2. Ölçüm araçları: ………………………………………… Sonuca Varalım Dokuzuncu sınıfta ‟dalgalar” ünitesini işlerken λ = v.T ifadesini öğrenmiştiniz. λ = v.T ifadesini dikkate alarak bu problemdeki değişkenleri belirleyiniz, hazırlayacağınız bir etkinlikle probleme çözüm arayınız. Periyot, frekans, dalga boyu, genlik, hız gibi dalga kavramlarını dokuzuncu sınıfta görmüştünüz. Bu kavramlardan hangileri ortamın özelliklerine bağlıdır? Performans Görevi Dalgalardan Elektrik Üretiyorum Beklenen Performans Puanlama Yöntemi Görev Süresi ­ Problem Çözme Dereceli 1 hafta Becerisi Puanlama ­ Bilişim ve İletişim Anahtarı becerisi ­ Verimli çalışma becerisi Görev İçeriği: Su dalgalarından yararlanarak elektrik enerjisi üretimi sizin de hatırlayacağınız gibi yenilenebilir enerji üretimine örnektir. Su dalgalarının enerji taşıması ve 208 Dalgalar bu enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülmesi bazı ülkeler tarafından kullanılmaktadır. Bu çerçevede sizden ; Bu ülkeleri belirleyerek, su dalgalarının enerjisinden nasıl elektrik enerjisi ürettiklerini araştırmanız beklenmektedir. Araştırmanızı hazırlarken aşağıdaki yönerge size yardımcı olacaktır. ­ Bir araştırma planı yapınız. ­ Araştırma konunuzu çok çeşitli kaynaklardan (İnternet, kütüphane, bu konuda yazılmış bilimsel makaleler, konu ile ilgili dergiler, vb.) araştırınız. ­ Araştırmada yararlandığınız kaynakları, raporunuzda kaynakça bölümü altında belirtiniz. ­ Araştırma sonuçlarınızdan elde ettiğiniz verileri, kendi yorumunuzu da katarak bir metne dönüştürünüz. ­ Araştırma metninizi görsel materyallerle (konu ile ilgili resimler, kendi çizimleriniz veya konu ile ilgili sizin çektiğiniz fotoğraflar vb.) destekleyerek, dört sayfayı geçmeyecek şekilde raporlaştırınız. ­ Araştırma raporunuzu, Powerpoint sunusuna dönüştürerek sınıfta arkadaşlarınızın ilgisini çekecek şekilde sununuz. ­ Araştırmanız 257. sayfadaki EK ­ 1’de verilen dereceli puanlama anahtarı ile değerlendirilecektir FIRTINADAN SONRA Fırtınalı bir gecenin sabahında Alp okula giderken, deniz kenarı boyunca uzanan karayolunun tahrip olduğunu ve yolun ulaşıma kapandığını gördü. Yolun yıkılma nedeninin dalga olduğunu öğrenince çok şaşırdı. İçinden ‘Madem dalgalar yollara zarar verebiliyor neden yolları denize çok yakın yapıyorlar? Deniz kenarına yapılmış yolları dalgalardan korumak için tedbir alınması gerekmez mi?’ diye düşündü. Alp uzun uzun yıkılmış yola baktı. Kendi kendine ‟Madem dalgaların bu kadar yıkıcı etkisi var, acaba onlar kıyıya zarar 209 5. ÜNİTE vermeden önce su içersinde baş­ ka bir tarafa gönderilebilir mi?” diye sordu. Alp bunun mümkün olabileceğini düşünerek bunun için çok büyük düzeneklerin yapılması gerektiğine inanıyordu. ‟Limanlar da dalgakıran yar­ dımı ile bu şekilde korunmuyor muydu?” Bu kitap için hazırlanmıştır. İlköğretim fen ve teknoloji dersinde temel bilgilerini kazan­ dığınız ışığın yansımasında yüzeyin normali, odak noktası, gelme açısı ve yansıma açısı kavramlarını yeniden hatırlayalım. Saydam ortamda hareket eden ışığın bir yüzeye çarparak geldiği ortama geri dönmesine yansıma denir. gelen ışın Normal yansıyan ışın yansıtıcı yüzey Gelme Açısı (î) : Gelen ışının normale yaptığı açı. Yansıma Açısı (r): Yansıyan ışının normale yaptığı açı. Yüzeyin Normali (N): Işığın yüzeye geldiği noktadaki dikme. Işık küresel yüzeylerde de düzlem yüzeylerde olduğu gibi yansıma kanunlarına uygun şekilde yansıma yapar. Çukur aynanın asal eksenine paralel gelen ışınlar aynada yansıdıktan sonra bir noktada kesişir. Tümsek aynanın asal eksenine paralel gelen ışınlar aynada yansıdıktan sonra yansıyan ışınların uzantıları bir noktada kesişir. Her iki durumda yansıyan ışınların ve yansıyan ışınların uzantılarının kesiştiği nokta küresel yüzeylerin odak noktalarıdır. Işık için geçerli olan yüzeyin normali, gelme açısı, yansıma açısı gibi kavramlar su dalgaları için de geçerli olabilir mi? Bu 210 Dalgalar kavramları su dalgalarında da gözlemleyebilir miyiz? Işık ile su dalgaları aynı davranışları gösterir mi? Doğrusal ve dairesel su dalgalarının düzlem ve parabolik engelde nasıl yansıtılabileceğini öğrenmek ve bu soruları cevaplayabilmek için aşağıdaki etkinliği yapalım. 7. Etkinlik Engelden Nasıl Yansır? Araç ve Gereçler Dalga leğeni takımı ● 20 cm uzunluğunda düz engel ● Birer adet çukur ve tümsek engel ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkin­ lik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Düzlem engeli dalga leğenin bir ucuna koyunuz. Düz engele paralel olacak şekilde doğrusal dalga oluşturunuz ve bu dalgayı düzlem engelde yansıtınız. 3. Düzlem engelin doğrultusunu değiştirerek ona yeniden doğrusal dalga gönderiniz. 4. Doğrusal dalga kaynağının önüne çukur ve tümsek engelleri ayrı ayrı fakat farklı uzaklıklarda koyarak doğrusal dalgayı bu engellerde yansıtınız. 5. Dalganın düzlem engele gelme ve yansıma açılarını gözlemleyiniz. Sonuca Varalım 1. Düzlem engele paralel ve belirli bir açı ile gönderdiğiniz doğrusal dalgalar nasıl yansımıştır? 2. Doğrusal dalgaların çukur ve tümsek engelde yansıdıktan sonraki durumları nasıldır? 3. Işığın düzlem ve parabolik yüzeylerde yansıdıktan sonraki davranışı ile su dalgalarının aynı yüzeylerde yansıdıktan sonraki davranışı arasında benzerlikleri nasıl açıklarsınız? 4. Dalganın düzlem engele gelme ve yansıma açıları birbirine eşit midir? Bu durumu ışıktaki yansıma ile karşılaştırınız. 5. Su dalgaları da ışık gibi yansıma kanunlarına uyarak yansıma yapar mı? Neden? 211 5. ÜNİTE K K Doğrusal dal­ gaların düzlem ve dairesel engellerde yansımaları yansıma L L kanunlarına göre ger­ Gelen doğrusal dalganın engelde yansıması çekleşmektedir. Düz engele paraleldüz gelen doğrusal dalgaların bu engelden yansıması i r K K L i: gelme açısı r: yansıma açısı ^i = ^r N L Doğrusal su dalgalarının düz engele paralel olmayacak şekilde gelmesi durumundaki yansıma Düzlem ve dairesel dalgaların dairesel engelden yansımasını bir etkinlik ile inceleyelim. 8. Etkinlik Engelin Odak ve Merkezi Var mı? Araç ve Gereçler Parabolik çukur engel ● Dalga leğeni takımı ● Düzlem dalga kaynağı ● Su ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1.Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2.Şekildeki gibi deney düzeneğini yerleştiriniz. 3.Engele doğru paralel ilerleyecek şekilde düzlem dalgalar oluşturarak çukur engelde yansımasını gözlemleyiniz. 4. Çukur aynanın önünde 1 cm aralıklarla parmağınızla dairesel dalgalar oluşturarak çukur engele yaklaşınız. 5. Engelde yansıyan dalganın toplandığı noktaya parmağınızla dokunarak oluşan dairesel dalganın engel tarafına yayılan kısmını gözlemleyiniz. Niçin parmağınızla dokunduğunuzu, odak noktasının özelliğini dikkate alarak yorumlayınız. 212 Dalgalar 6. Engelden yansıyan dalgaların toplandığı noktanın engele olan uzaklığının iki katı uzaklıktaki bir noktada dairesel dalga oluşturunuz ve bu dalgaların engelden yansıdıktan sonraki durumunu gözlemleyiniz. 7. Aynı işlemleri diğer engel için tekrarlayınız. Sonuca Varalım 1. Üçüncü adımda oluşturduğunuz düzlem dalgalar çukur engelden yansıdıktan sonra hangi noktada toplandı? 2. Oluşturduğunuz dairesel dalgalar parmağınız hangi nokta­ dayken çukur engelden yansıdıktan sonra düzlemsel olmuştur? 3. Su dalgalarının bu hareketinin ışığın bir çukur aynada yansımasıyla ilişkilendirebilir misiniz? 4. Yaptığınız gözlemleri de dikkate alarak aşağıda ışığın yansıması için çizdiğiniz şekillerin su dalgaları için karşılığını defterinize çiziniz. Asal eksene paralel gelen ışık demetinin çukur aynada yansıması Odaktan gelen ışık deme­ tinin çukur aynadan yansı­ ması Merkezden gelen ışık de­ metinin çukur aynadan yan­ sıması 213 5. ÜNİTE Merkez ile odak arasından gelen ışık demetinin çukur aynada yansıması Yandaki şekilde O noktasında oluşturulan dairesel dalgaların düzlem engelde yansıması görülmektedir. Yansıyan dalgalar engelin arkasındaki bir noktadan (OI) geliyormuş gibi görünür. Dairesel dalga tümsek yüzeye gönderilirse tümsek yüzeyden dairesel olarak yansır. Yansıyan dairesel dalgalar engelin arkasından geliyormuş gibi görünür. Merkezde oluşturulan dairesel dalgalar engelde yansıdıktan sonra yine merkezde toplanırken, odak noktasından gönderilenler hariç, farklı noktalardan gönderilen dairesel dalgalar yansıdıktan sonra yine dairesel olur. Su dalgaları da diğer dalgalar gibi yansıma kanunlarına uyarak yansıma yapar. Fen ve teknoloji derslerinden kazanımlarımızla bu ünitede öğrendiklerimizi birleştirdiğimizde su dalgalarının davranışının ışığa benzediğini görürüz. Benzer şekilde elektromanyetik dalgalar da aynı yansıma özelliklerini gösterir. Dairesel dalga Düzlem engel Düzlem engel Tümsek engel Tümsek engel Işık ve su dalgaları için geçerli olan yansıma olayları ses dalgaları içinde geçerli olabilir mi? Bunun için karşılıklı olarak yerleştirilen iki çanak antenden birinin odak noktasına (LNB olan noktaya) kulağını yaklaştıran kişi, karşı uzaklıkta ve paralelindeki çanak antenin aynı noktasına konuşan kişinin sesini rahatlıkla işitebilir. 214 Dalgalar Dalgaların Hızını Hesaplayalım Dalga leğeninde su dalgalarının özelliklerini hareketli olduklarından dolayı çıplak gözle incelemek sağlıklı sonuç vermez ve olası hatalara neden olur. Gözlemlerimizi hatalardan arındırmak için stroboskop denilen bir araç kullanılır. Şimdi bu aracın nasıl kullanıldığını ve ne işe yaradığını etkinlikle öğrenelim. 9. Etkinlik Dalganın Hızı Ölçülebilir mi? Araç ve Gereçler Dalga leğeni takımı ● Düzlem dalga kaynağı ● Stroboskop ● Süreölçer ● Hesap makinesi ● Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Dalga leğeninde periyodik düzlem dalgalar oluşturunuz. 3. Stroboskobu hızlıca döndürünüz ve stroboskobun yarıkla­ rından dalgalara bakınız. 4. Stroboskobun hızını yavaş yavaş azaltarak dalgaları illk defa duruyor gördüğünüzde hızını sabitleyiniz. 5. Bir arkadaşınız stroboskobun 10 tur dönmesi için geçen süreyi ölçsün ve ölçüm sonucunu kaydetsin. 6. Diğer bir arkadaşınız ise stroboskoba bakan arkadaşınızın yardımıyla dalga leğeni ekranındaki ardışık iki tepe noktası arasındaki mesafeyi ölçsün ve ölçüm sonucunu kaydetsin. Sonuca Varalım 1. Stroboskopla baktığınızda dalgaların duruyormuş gibi görünmesini nasıl açıklarsınız? 2. Stroboskobu daha hızlı ya da daha yavaş döndürdüğünüzde dalgaların durumunu nasıl gözlemlediniz? 3. Ölçme sonuçlarınızı kullanarak dalganın hızını hesaplayınız. 215 5. ÜNİTE Stroboskop üzerinde eşit aralıklarla açılmış yarıklar vardır. Stroboskop hızlıdan yavaşa doğru çevrilirken dalga leğeninde oluşturulan düzlemsel dalgalara bakılır. Düzlemsel dalgaların ilk kez duruyormuş gibi görüldüğü anda stroboskobun hızı sabitlenir. C Tepesi B Tepesi A Tepesi 2. Yarık 1. Yarık Stroboskopla ölçüm yapılırken dalgaların ilk kez duruyor gibi görülebilmesi için şekildeki gibi 1 yarığının yerine 2 yarığı gelinceye kadar A tepesinin yerine B tepesinin gelmesi gerekir. Bu durumda; Td = Ts / n olur. T yerine 1/f yazılırsa, fd = nfs eşitliği elde edilir. fd hesaplandı, λ ölçüldü. Bu durumda dalganın yayılma hızı, v = λf eşitliğinden yararlanılarak bulunur. Yukarıdaki eşitliklerdeki, n: stroboskobun yarık sayısını, fs: stroboskobun frekansını, fd: dalganın frekansını gösterir. Böylece stroboskop kullanılarak dalgaların hızı, dalga boyu ve diğer özellikleri rahatlıkla hesaplanabilir. 216 Dalgalar Örnek Doğrusal bir dalga kaynağı 4 saniyede 36 dalga üretiyor. 8 yarıklı stroboskobun arkasından bakan gözlemci dalgaları du­ ruyormuş gibi görüyor ve 5 dalga tepesi arası 24 cm ölçüyor. Buna göre; a) Dalganın hızını, b) Stroboskobun frekansını bulunuz. Çözüm a) 4 s’de 36 dalga üretilirse; 1 s’de üretilen dalga sayısı, frekans (fd) olur. Buradan; fd = 36/4 = 9 s-1 olur. 5 dalga tepesi arası 4 λ’dır. Buradan; 4 λ = 24 cm v = λ . fd λ = 6 cm v = 6 . 9 = 54 cm / s bulunur. b) fd = nfs 9 = 8.fs => fs = 9/8 s-1 olur. Fen ve teknoloji derslerinde ışığın saydam bir ortamdan başka bir saydam ortama geçerken kırılmaya uğradığını öğrenmiştiniz. Buna göre ışık az yoğun ortamdan çok yoğun ortama geçerken normale yaklaşarak, çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçerken normalden uzaklaşarak kırılır. Bunlara ek olarak su dalgalarının hızının, dalgalar derin ortamdan sığ ortama geçtiğinde azaldığını dokuzuncu sınıfta öğrenmiştiniz. Normal Normal Az kırıcı ortam Çok kırıcı ortam i i r r Çok kırıcı ortam ^i : Gelme açısı ^r : Kırılma açısı Az kırıcı ortam Şimdi su dalgalarının bir ortamdan başka bir ortama geçerken, ışık gibi kırılmaya uğrayıp uğramadığını keşfedeceğiz. Bazen günlük yaşamda hareket eden arabaların tekerini geriye doğru dönüyormuş gibi görebiliriz. Bunun sebebi sizce nedir? Tartışınız. 217 5. ÜNİTE DALGALAR HEP AYNI DOĞRULTUDA MI YAYILIR? Alp, denizdeki dalgaların genelde rüzgârın etkisiyle oluştuğunu biliyor. Oluşan bu dalgaların belirli bir düzeni yoktur. Her yönde, her şekilde olabilir. Alp, düzensiz oluşan dalgalardan deniz kenarına doğru gelenlerin art arda sıralanıp sahile yaklaştıkça kıyıyla paralel duruma geldiğini gözler. Bu kitap için hazırlanmıştır. Farklı yönlerde oluşmalarına rağmen bütün su dalgaları kıyıya paralel ulaşır. Bunun sebebi sizce ne olabilir? Bunu bir etkinlikle araştıralım. 10. Etkinlik Dalga Neden Kırılır? Araç ve Gereçler ● Dalga leğeni ● Doğrusal dalga kaynağı ● İki adet 20x30 cm uzunluğunda 4 mm’lik cam Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Dalga leğenine camları üst üste bırakarak leğende derinlikleri farklı iki ortam oluşturunuz. 3. Ayırıcı yüzeye (derin ­ sığ) paralel olacak şekilde doğrusal periyodik dalga oluşturunuz. 4. Oluşturduğunuz dalganın, ayırıcı yüzeyden geçerken izlediği şekli gözlemleyiniz. 5. Ayırıcı yüzeye herhangi bir açıyla gelecek şekilde periyodik doğrusal dalga oluşturunuz. 218 Dalgalar 6. Oluşturduğunuz dalganın ayırıcı yüzeyden geçerken izlediği şekli gözlemleyiniz. 7. Gözlemlerinizden hareketle dalgaların ayırıcı yüzeyden geçişlerini defterinize bir çizelge oluşturarak çiziniz. Sonuca Varalım 1. Ayırıcı yüzeye dik olarak derin bölgeden gönderdiğiniz periyodik doğrusal dalgalar sığ bölgeye geçince nasıl bir durum ortaya çıktı? Bu durumun sebebi sizce nedir? 2. Farklı derinlikteki suyun dalgalar için farklı ortam özelliği gösterdiğini söyleyebilir misiniz? Neden? 3. Ayırıcı yüzeye belirli açıyla gönderdiğiniz periyodik doğrusal dalgaların sığ ortamdaki hareketinin durumunu açıklayınız. 4. Derin ortamdan sığ ortama geçen periyodik su dalgalarının dalga boyu ve hızı nasıl değişti? 5. Ortam değiştiren periyodik su dalgalarının frekansı ve periyodu için ne söyleyebilirsiniz? Su dalgaları ışık gibi ortam değiştirdiğinde bazı özellikleri değişir. Ayırıcı yüzeye dik geldiğinde kırılmaya uğramaz ancak hızı, dalga boyu ve genliği azalır. Ortama cam konularak sığ ortam elde edildiğinde derin ortamdan oluşturulan periyodik su dalgaları yandaki gibi görülür. Burada dalgaların dalga boyu ve yayılma hızı suyun derinliğine bağlıdır. Dalgalara stroboskopla bakıldığında derin ortamdaki hızı sığ ortamdaki hızından büyüktür. Stroboskop dönme frekansı değişmediği hâlde hem derin ortamdaki hem de sığ ortamdaki dalgaları duruyormuş gibi görürüz. Bunun nedenini tartışınız. vderin> vsığ Buna bağlı olarak, derin ortamdaki dalga boyu λd sığ ortamdaki dalga boyu λs’den büyük olur. λd > λs Derin ve sığ ortamları ayıran sınır yüzeye periyodik doğrusal dalgalar paralel ise dalgaların ikinci ortamdaki ilerleme doğrultusu değişmez. 219 5. ÜNİTE Periyodik su dalgaları derin ve sığ ortamları ayıran yüzeye paralel değilse dalga ortam değiştirirken doğrultu da değiştirir. v = λf ifadesine göre frekans değişmeyecektir. Çünkü dalga­ ların frekansı kaynak tarafından belirlenmektedir. derin ortam vd λd N sığ ortam i vs r λs derin ortam vd λd N sığ ortam i r vs λs Yay dalgaları ile su dalgalarını karşılaştırdığımızda birbirine eklenerek gerilen yaylarla farklı ortamlar yaratalım. Hafif ortamdan gönderilen atma ağır yaya iletildiğinde hızı ve genliği azalıyordu. Hafif yay derin ortam, ağır yay ise sığ ortam gibi davranır. Tsunami dalgalarının İnce yay Kalın yay açık denizlerde dalga K F boyları 100 km’ye ulaş­ masına rağmen genlikleri 35 ­ 70 cm kadar olabil­ mektedir. Bu nedenle açık denizlerde tsunamiler gemilere zarar vermekte ve bu durum uydu fotoğraflarından fark edilebilmektedir. Kıyıya yaklaştıkça su derinliği azalmakta ve kırılmalar sonucu F İnce yay K Kalın yay dalgalar kıyılara paralel duruma gelmektedir. Tsunami dalgaları gibi deniz ve göllerde oluşan su dalgalarının kenara yaklaşan kısımları sığ ortama ulaşınca yavaşlamakta, derin kısmı daha hızlı hareket etmekte ve dalga doğrultu değiştirerek kıyıya paralel duruma gelmektedir. Öğrencilerin tören yürü­ yüşlerinde hizalarını bozma­ maları için gerekli yürüyüş şekli bu durumu açıklamaktadır. Su dalgalarının ortam değiştirmesinde kırılmaya uğramalarını dikkate alırsak acaba bu ortamların şeklinin kırılmaya etkisi nasıl olur? Ortamlarda kalın ve ince kenarlı mercek şeklinde sığ ve derin ortam oluşturulduğunda doğrusal ve dairesel su dalgaları nasıl davranırlar? Şimdi bu durumları inceleyelim. Işığın kalın kenarlı ve ince kenarlı merceklerde kırılmasıyla gösterdiği davranışı su dalgaları da gösteriyor mu? 220 Dalgalar Doğrusal dalgaları ince kenarlı mercek şeklindeki sığ ortama gönderelim. Sığ ortam çok kırıcı ortam; derin ortam, az kırıcı ortam gibi davranacağından dalgaların önce orta kısmı sığ ortama ulaşacaktır. Dalganın bu kısmı yavaşlarken uç kısımları hâlâ derin kısımda ve hızlı olacaktır. Kısaca sığ bölgede daha fazla kalacağından dalganın orta kısmı yavaşlayacak uç kısımları daha hızlı hareket edecek ve dalga bükülerek bir noktada toplanacaktır. Buna göre aşağıdaki gibi kırılmaya uğrayan dalgaların kırılmaya uğramalarının nedenlerini tartışınız. 221 5. ÜNİTE Yat Limanı Üç tarafının denizlerle çevrili olması nedeniyle ülkemiz, deniz turizminin Dünya’daki önemli merkezlerinden birisidir. Deniz turizmi beraberinde yat turizminin de gelişimine imkan sağlamaktadır. Yat sayısındaki artış ve yatların denizin yıkıcı dalgalarından korunmaları yat turizminin gelişmesi için önemli etkenlerdendir. Liman girişleri daraltılarak yatların oluşan dalgaların zararlarından korunması sağlanmaktadır. Ülkemizdeki doğal yat limanları incelendiğinde bu limanların da giriş bölgelerinin dar olduğu dikkatlerden kaçmamaktadır. PROBLEM ÇÖZELİM Problem Durumu Caner ve babası balık tutmaya çok meraklı oldukları için kendilerine bir balıkçı kayığı satın alırlar. Ancak kayıklar arabalar gibi boş yerlere bırakılamaz. Dalgalardan korunabilmeleri için kayıkların mutlaka barınaklara bırakılması gerekmektedir. Caner, balıkçı barınaklarının şeklini biliyordu. Bu yapılarda kayıkların ya da yatların içeriye girebilmeleri için su dalgalarının barınak içerisine kadar girmesi gerekmektedir. Barınağa giren su dalgalarının bazen düz bazen de dairesel şekilde olması Caner’in dikkatini çekmişti. Barınağın girişine kadar düz gelen dalgaların içeriye geçişte neden şekil değiştirdiklerini çok merak etti? Problem Çözelim Hipotez: Barınağın girişi hep aynı genişlikte olduğuna göre dalgaların içeriye bükülerek ya da düz girmesinin nedeninin dalgaların özelliklerinden kaynaklandığı düşünülebilir. Su dalgaların hızı, ortamın derinliğine bağlı olduğuna göre, değişmemektedir. O zaman bu olay dalga boyu ile ilgilidir. 222 Dalgalar 11. Etkinlik Su Dalgaları Dar Aralıktan Geçebilir mi? Araç ve Gereçler ● Dalga leğeni ● İki adet engel ● Doğrusal dalga kaynağı Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Şekildeki düzeneği su derinliği her yerde aynı olacak biçimde kurunuz. 3. Dalga leğeninde periyodik doğrusal dalgalar üretiniz. 4. Engelleri kullanarak 2 cm genişliğinde yarık oluşturunuz ve dalganın yarıktan geçtikten sonraki durumunu inceleyiniz. 5. Aynı işlemleri yarık genişliği 4 cm, 6 cm ve 8 cm için tekrarlayınız. 6. Gözlem sonuçlarınızı defterinize aşağıdakine benzer bir çizelge oluşturarak doldurunuz. Yarık genişliği (W) 2 cm 4 cm 6 cm 8 cm Oluşan şekil (Dairesel / doğrusal) Sonuca Varalım 1. 2 cm’lik yarık genişliğinden geçen dalgaların şekli nasıl oldu? 2. Dalga boyu yarık genişliğinden büyük olduğunda yarığı geçen dalgaların şekli nasıl oldu? 3. Dalgaların şekil değiştirmesi nelere bağlıdır? Açıklayınız. Su dalgaları dar bir aralıktan geçerken bükülmeye uğraması olayına kırınım denir. Kırınımın ortamda gözlemlenebilmesi için belirli şartlar gerekmektedir. 223 5. ÜNİTE Kırınım olayında dalga boyu yarık genişliğinden büyük ise λ λ kırınım net olarak izlenir. Aralığın genişliğiWarttırılırsa bükülmeler W azalır. Kırınım olayını oluşturan şartları aşağıdaki şekillerde inceleyebilirsiniz. λ λ λ W W Kırınım λ λ>>W Kırınım çok W net gözlenir. W λ≈W λ λ W λ<W λ Kırınım KırınımW gözlenmeye gözlenmez. başlar. Kırınımın, doğrusal periyodik dalgaların frekansı ile ilişkisi var mıdır? Caner su dalgalarının balıkçı barınağının içerisine girerken dağılmasının nedeninin, gelen dalgaların dalga boyu ile barınağın giriş kısmının genişliği arasındaki ilişkiden kaynaklandığını öğrendi. SU DALGALARI KARŞILAŞINCA GÖRÜNÜMLERİ DEĞİŞİR Mİ? Alp, denizi seyrederken deniz üzerinde düzensiz bir görüntünün olduğunu fark etti. Deniz yüzeyini dikkatlice incelediğinde bazı yerlerde yükselti, bazı yerlerde çukurlar, bazı yerlerde de herhangi bir yükselti veya çukur olmadığını fark etti. Alp, deniz yüzeyinde oluşan bu durumun sebebini düşünmeye başladı. Bu kitap için hazırlanmıştır. Alp’in nedenini düşündüğü durumu 12. etkinliği hep birlikte uygulayarak keşfetmeye çalışalım. 224 W Dalgalar 12. Etkinlik Su Dalgaları Karşılaşırsa Ne Olur? Araç ve Gereçler ● Dalga leğeni ● Dalga motoru Nasıl Bir Yol İzleyelim? 1. Beş veya altı kişilik gruplar oluşturunuz ve aşağıdaki etkinlik basamaklarını dikkate alarak görev paylaşımı yapınız. 2. Dalga leğenine bir miktar su koyunuz. 3. İki elinizin birer parmağıyla aynı anda saniyede 2 defa olacak biçimde suya dokunarak sürekli dalga oluşturunuz. Sonuca Varalım 1. Oluşturduğunuz dairesel dalgalar su yüzeyinde nasıl bir desen oluşturdu? 2. Bu deseni nasıl açıklarsınız? Yay dalgalarında olduğu gibi su dalgalarında da dalgalar üst üste bindiklerinde farklı özellikte noktalar ortaya çıkar. İki nokta kaynakla oluş­ turulan periyodik özdeş dairesel dalgalar su yüzeyinde her nok­ tada karşılaşırlar. Bu karşılaşan noktalar üst üste geldiğinde farklı özellikte noktalar meydana getirirler. Her iki kaynaktan gelen dal­ ga tepelerinin üst üste bindiği B A nokta Tepe + Tepe (T + T) yani çift tepedir. Bu noktalar C maksimum genlikte titreşim K1 K2 noktalarıdır (A noktası). Her iki kaynaktan gelen dalga çukurlarının üst üste bindiği nokta çukur + çukur (Ç + Ç) yani çift çukurdur. Bu nokta maksimum genlikle titreşir (B noktası). Bir kaynaktan gelen dalga tepesi ile diğer kaynaktan gelen dalga çukuru üst üste gelince oluşan nokta düğüm noktasıdır. Bu nokta hareketsizdir (C noktası). Bu noktalar, kaynaklardan çıkan dalgaların kaynaklara olan uzaklıkları farkından yani yol farkından ya da birbirine göre zaman bakımından gecikmesi sonucu oluşan faz farkından kaynaklanır. 225 5. ÜNİTE Yandaki şekilde görüldüğü gibi, kaynaklardan çıkan su dalgaları P noktasında karşılaştıklarında P noktasının düğüm çizgisi üzerinde bir nokta ya da dalga katarı üzerinde bir nokta olup olmadığı yol farkına bağlıdır. Şekilde |AK1|, P noktasının yol farkıdır. P noktasının, kaynakların orta noktalarına olan uzaklıkları kaynaklar arası uzaklık d’den çok büyük olmasından dolayı, |PK1| ve |PK2| uzunluklarının birbirine paralel olduğu kabul edilir. Aşağıdaki girişim deseninde, yol farkı dalga boyunun tek katı olan noktalar, düğüm noktalarıdır. Bu noktaların yol farkları λ / 2, 3λ / 2, 5λ / 2,..... (n­1/2)λ’dır. Birinci düğüm çizgisi üzerindeki noktaların yol farkı λ / 2, ikinci düğüm çizgisi üzerindeki noktaların yol farkı 3λ / 2, üçüncü düğüm çizgisi üzerindeki noktaların yol farkı 5λ / 2’dir. Yol farkı λ / 2 olan bütün noktalar birleştirildiğinde birinci düğüm çizgisi oluşur. Yol farkı 3λ / 2 olan noktalar birleştirildiğinde ikinci düğüm çizgisi bulunur. Diğer düğüm çizgileri de aynı şekilde bulunur. Yol farkı dalga boyunun tam katları olan noktalar, λ, 2λ, 3λ, 4λ, ...., nλ olan noktalar çift tepe yada çift çukurdur. Bu noktalar birleştirildiğinde dalga katarları oluşur. Birinci dalga katarı üzerindeki noktaların yol farkları λ, ikinci dalga katarı üzerindeki noktaların yol farkları 2λ, üçüncü dalga katarı üze­ rindeki noktaların yol farkları 3λ’dır. Deniz ve göl üzerindeki dairesel su dalgalarının karşılaşması sonucu girişim deseni oluşur. Özellikle göllerde ve durgun su birikintilerinde yağmur yağarken çok net görülebilir. ARAŞTIRALIM Su dalgalarında gözlenen girişim olayı bir dalga olan ışıkta da gözlemlenebilir mi? Araştırınız. 226 A. Aşağıdaki ifadelerde noktalı yerleri, tabloda verilen kelimelerle anlamlı biçimde tamamlayınız. genlik kısa süreli şekil değişikliği periyodik dalga dalga boyu frekans periyot dairesel dalgalara iletilen atma yansıyan atma 1. İki dalga tepesi ya da iki dalga çukuru arasındaki uzaklık ………………………. olarak adlandırılır. 2. Bir ortamdaki ……………………………. atma olarak adlandırılır. 3. Kırınımda doğrusal dalgalar ………………………… dönüşür. 4. İnce yaydan kalın yaya gönderilen bir atmada ……………… hızı sabit kalır, ……………….. hızı azalır. 5. Saniye …………………… birimi, 1/saniye ……………. birimidir. B. Aşağıda birbirleri ile bağlantılı cümleler içeren bir etkinlik verilmiştir. Bu cümlelerin doğru ‟D” ya da yanlış ‟Y” olduğuna karar vererek ilgili ok yönünde ilerleyiniz. Her doğru kararınız size 5 puan kazandıracak ve bir sonraki aşamayı etkileyecektir. Vereceğiniz cevaplarla farklı yollardan sekiz ayrı çıkışa ulaşabilirsiniz. En çok puan alacağınız çıkışı bulunuz. C. Aşağıdaki soruları cevaplayınız. 1. Bir dalga leğeninde oluşturulan dairesel ve doğrusal dalgaların frekans, periyot ve dalga boyunu nasıl değiştirirsiniz? Bir örnekle açıklayınız. 227 2. Açık denizden gelebilecek dalgaların dalga boyunu bilen bir mühendis, bu dalgaların projesini çizeceği limana tamamen yayılmasını istemiyor. Buna göre bu mühendis limanın girişini hangi ölçekte tutmalıdır? Niçin? 3. Rüzgarlı bir havada denizi seyreden Yaşar, deniz yüzeyinde dalgaların yükseltili ve alçaltılı olduğunu görür ve bu duruma bir anlam veremez. Siz Yaşar’ın arkadaşı olsaydınız bu durumu ona nasıl açıklardınız? 4. Sörfçünün dalga üzerindeki hareketinin temel sebebini nasıl açıklarsınız? 5. Günlük hayattan atma ve periyodik dalga arasındaki farkı örneklerle açıklayınız. 6. K ince yaydan L kalın yaya baş yukarı gönderilen bir atmanın O eklem noktasından bir kısmı yansıyor bir kısmı da iletiliyor. Buna göre yansıyan ve iletilen atmanın genlik, genişlik ve hızlarının nasıl değişeceğini aşağıdaki tabloda boş bırakılan yerlere yazınız. gelen atma v1 y1 ince yay x1 kalın yay v3 y3 x2 x3 ince yay kalın yay y2 yansıyan atma v2 Genlik Genişlik Hız Yansıyan atma İletilen atma 7. Şekildeki AB dairesel dalganın önce I. engel sonra II. engelden yansımış halini aşağıda boş bırakılan yere çiziniz. II. Engel 45° A F B II. Engel I. Engel 45° F 228 I. Engel 8. Bir dalga kaynağı 4 saniyede 16 dalga üretmektedir. Yayılan dalgaların dalga boyu 5 cm’dir. 6 yarıklı bir stroboskopla bu dalgalara bakıldığında dalgalar duruyormuş gibi görünüyor. Buna göre stroboskobun frekansını ve yayılan dalgaların hızını bulunuz. 9. Gergin ve esnek yayda oluşturulan atmaların hareket yönleri şekildeki gibidir. Atmalar 1 sn’de bir bölme ilerlediklerine göre 4 sn sonraki şeklini aşağıdaki boş bırakılan yere çiziniz. I I 10. Şekildeki I ve II numaralı atmalar saniyede 1 bölme yol al­ maktadır. 2 s sonra bileşke atmanın görünümünün nasıl olacağını aşağıda boş bırakılan yere çiziniz. II II 229 D. Aşağıdaki soruların doğru seçeneğini işaretleyiniz. 1. a ve b yayları O nok­ tasında uç uca eklenmiştir. I. Şekil’de a yayından gön­ derilen baş aşağı bir atma II. Şekil’deki gibi yansıyor ve iletiliyor. III. Şekil’deki gibi b yayından gönderilen baş aşağı bir atmanın bağlantı noktasından yansıyanını ve iletilenini gösteren şekil aşağıdakilerden hangisinde gösterilmiştir? A) B) O a I a a O a O a O C) O E) a 230 b O b III a D) O II O a b b b b b b 2. Şekilde II. ortamdan gönderilen dal­ ganın I. ve III. ortama geçişi görülmektedir. Buna göre ortamların derinlikleri arasında nasıl bir ilişki vardır? A) B) C) D) E) I. Ortam Çok derin Derin Çok derin Derin Az derin II. Ortam Derin Derin Az derin Çok derin Derin I. Ortam II. Ortam III. Ortam III. Ortam Az derin Çok derin Derin Derin Çok derin 3. Aşağıdaki şekilde verilen yönlerde hareket eden atmalar saniyede bir bölme yer değiştirdiğine göre kaç s sonra üst üste gelir? A) 6 D) 7.5 B) 6.5 E) 8 C) 7 4. Aşağıdaki şekilde küresel engelin merkezinde oluşturulan dairesel su dalgaları engele çarpıp yansıyor. Buna göre yansıyan dalgalar nerede odaklanır? Yusuf M F A) M’nin dışında D) F noktasında B) M noktasında E) F ile engel arasında C) M ile F arasında 231 E. Aşağıdaki kavram haritasını inceleyerek boş bırakılan kutucukları tabloda verilen kavramlardan hareketle doldurunuz. Su dalgası Yay dalgası Elektromanyetik dalga Enine ve boyuna Boyuna Enine Frekans Kaynak Dalga boyu Ortam Hız Periyot Genlik Kaynaktan aktarılan enerji 232 CEVAP ANAHTARLARI 1. ÜNİTE A. 1 hacim 2 büyük 3 yer çekimi 4 sıcak plazma 5 üretilen B. 1 Y 2 D 3 D 4 Y C. Isınma sıcaklık bağlı olduğu etmen bağlı olduğu etmen Adezyon ve Kohezyon bağlı olduğu etmen sıvı yoğunluğu D. 1. a. 125 cm3 b. 25 cm2 c. 150 cm2 233 2. ÜNİTE A. 1 şeklini ve hareketini 2 3 paralel kenar, çokgen, bileşenlerine ayırma yönlü B. Çıkış 1 2 3 4 5 6 7 8 Puan 10 15 10 5 5 10 5 0 C. 1 2 1,5 m/s 3 4 a) 10 s b) 30 s 7,5 m/s 5 6 a) 4 N 12 m b) 26/7 m/s2 8 a) 64 m/s2 b) v(m/s) a(m/s2) 80 64 1,25 0 t(s) c) 20 √17 m / s D. a b √2 v Duruyor görür. E. 1 2 3 D Y Y 234 0 1,25 t(s) 7 20√5 m/s F. 235 3. ÜNİTE A. 1 2 3 Akım şiddeti Pozitif yükten negatif yüke Potansiyel B. Elektriksel Kuvvet bağlı olduğu etmenler bağlı olduğu etmenler Columb sabiti bağlı olduğu etmenler Yük merkezleri arasındaki uzaklık Yük miktarı bağlı olduğu etmenler olur. Elektriksel geçirgenlik Nötr Yüklü çeşitleri ‟+” yüklü çeşitleri ‟-” yüklü C. 5 1/4 D. 1 2 3 D Y D 236 ile ölçülür. Elektroskop 4. ÜNİTE A. 1 E 2 B 3 A 4 A B. 1. a Newton’un hareket yasaları d esir maddesinin b özel görecelik teorisi c boy büzüşmesi e geçerli C. 1 D 2 D 3 D D. FİZİK Ayrılır. Klasik Modern Sabit Sabit Kütle Zaman Işık hızı Eylemsiz referans sisteminde bağımsızdır. Kaynak Gözlemcinin hareketi E. 5 20 m doğrultusunda 0,8 c hızıyla 6 2 2c 3 237 5. ÜNİTE II. Engel I. Engel A. 1 dalga boyu 2 450 kısa süreli şekil değişikliği F 3 4 5 dairesel dalgalara yansıyan atma / İletilen atma periyot / frekans B. Çıkış 1 Puan 15 C. 6. 2 3 4 10 5 10 II. Engel 5 6 7 8 5 0 10 5 I. Engel A 450 Genlik Genişlik Hız Azalır.B Değişmez. Değişmez. Azalır. Azalır. F Yansıyan atma İletilen atma Azalır. 7. II. Engel I. Engel A 45 0 F B A B 8. fst=2/3 s-1 D. v = 20 cm / s 1 2 3 4 B A D B 238 E. 239 FİZİK BİLİMİNE KATKI SAĞLAYAN BİLİM İNSANLARI Albert Abraham MICHELSON (1852 - 1931) ABD’li fizikçidir. 19 Aralık 1852’de dünyaya geldi. Doğumundan kısa bir süre sonra ailesi önce Virginia City’ye daha sonra San Francisco’ya taşındı. 1869 yılında liseyi bitirdi. Başkan Grant tarafından US Naval Academy (Denizcilik Yüksekokulu) ‘ye çağrıldı. Buradan teğmen olarak mezun olduktan sonra iki yıl donanma gemilerinde çalıştı. Daha sonra Amiral Sampson’un yanında akademide fizik ve kimya öğretmenliği yaptı.1879’da denizcilik ofisinde çalıştı. Avrupa’ya giden ünlü fizikçi burada Berlin Üniversitesi, Heidelberg ve Paris’teki College de France and École Polytechnique okullarını ziyaret etti. 1883 yılında Deniz Kuvvetlerinden istifa eden Michelson; Cleveland, Ohio’ da uygulama okulunda fizik profesörü olarak göreve başladı. 1890’ da Clark University’ Worcester, Massachusetts de bu görevine devam etti. 1892 yılında ise yeni kurulan Chicago Üniversitesinde fizik profesörü ve bölüm başkanı oldu. 1899’da Michelson Edna Stanton ile evlendi. I. Dünya Savaşı sırasında tekrar Deniz Kuvvetlerine katıldı. 1918’de Chicago’ya geri dönen Michelson, 1929 yılında Mount Wilson Observatory’ de çalışmak üzere istifa etti. Kariyeri boyunca fiziğin farklı alanlarıyla ilgilenen Michelson, optikte diğer alanlara oranla çok daha fazla başarı sağladı. Işığın hızını ilk olarak 1881 ‘de yüksek duyarlılıkla ölçtü. Dünya’nın hareketinin, ışık hızının ölçümündeki etkisini hesaplayan interferometreyi keşfetti. Profesör Edward W. Morley’ le birlikte interferometreyi kullanarak ışığın bütün dahili sistemlerde aynı hızda ilerlediğini gösterdi. İnterferometre, istenilen mesafeyi dalga boyu cinsinden büyük bir duyarlılıkla ölçmede de kullanılıyordu. Uluslararası ağırlık ve ölçü birimleri komitesinin isteği üzerine standart metreyi kadmiyum ışığının dalga boyu cinsinden ölçtü. Echelon spectroscopeunu buldu ve savaş yıllarında Deniz Kuvvetlerindeki çalışmalarıyla burası için aletler geliştirdi. US Deniz Kuvvetleri araç gereçleri arasında yer alan mesafe ölçeri(rangefinder) bunlardan biridir. Askerlik hayatından sonra daha çok astronomi ile ilgilendi. 1920’de ışık girişimini kullanarak ve interferometrenin gelişmiş şekliyle Betelgeuse yıldızının çapını ölçtü. Bu ölçüm aynı zamanda ilk defa bir yıldızın büyüklüğünün doğru olarak tespitidir. Michelson’un bilimsel yayın yapan birçok dergide önemli makeleleri yayımlandı. Bu dergilerden bazıları, Velocity of Light (1902) Light Waves and their Uses (1899-1903) ve Studies in Optics(1927)’dir. Bunların yanı sıra Michelson; Amerika ve Avrupa ülkelerinde etkili olan topluluklara üye oldu. Michelson, American Physical Society (1900) ‘nin , American Association for the Advancement of Science (1910-1911)’ın, ve National Academy of Sciences (1923-1927) ‘ın başkanlığını da yaptı. Ayrıca, Royal Astronomical Society, the Royal Society of London ve the Optical Society, an Associate of l’Académie Française’nin de bir üyesiydi. 9 Mayıs 1931’de hayatını kaybeden ünlü fizikçinin farklı alanlarda aldığı ödüller arasında; Matteucci Medal (Societá Italiana), 1904; Copley Medal (Royal Society), 1907; Elliot Cresson Medal (Franklin Institute), 1912; Draper Medal (National Academy of Sciences), 1916; Franklin Medal (Franklin Institute) , Medal of the Royal Astronomical Society, 1923; ve Duddell Medal (Physical Society), 1929 yer alır. 240 Isaac NEWTON (1642 - 1727) Isaac Newton, 4 Ocak 1642'de bir İngiliz çiftçi ailesinin çocuğu olarak Woolshrope, Lincolnshire'da dünyaya geldi. Babası, Newton doğmadan üç ay önce ölmüştü. Isaac Newton, çocukluğunda yaşıtları gibi dinç, canlı ve hareketli değildi. Bu nedenle arkadaşlarının oynadığı oyunların bir çoğuna katılmazdı. Arkadaşlarıyla eğlenmek yerine, eğlencesini ve oyuncaklarını kendisi tasarlıyordu. Geceleri köylüleri korkutmak için yaptığı kandilli uçurtmalar, zamanının büyük bir kısmını ayırarak yaptığı su çarkları ve güneş saatleri onun zekâsının ne denli gelişmiş olduğunun işaretleriydi. İlk öğrenimini yöredeki okullarda tamamladı. Dayısı William, Newton'un zekâsını farkeden ilk kişiydi. O sıralar annesi, ikinci kocasının da ölümü üzerine Woolshrope'a geri dönmüştü. Annesinin kasabaya dönmesi üzerine, Newton annesi ile birlikte yaşamaya başladı. Annesi, Isaac'i babasından kalan çiftliği yönetmesi için yanından ayırmak istemiyordu. Fakat dayısı William, annesini Newton'u üniversiteye göndermeye razı etti. Bunun üzerine Newton, 1661'de Cambridge'deki Trinity College'a girdi. Newton'un matematik öğretmeni Isaac Barrow hem ilahiyatçı hem de meşhur bir matematikçiydi. Matematik öğrencisinin kendisinden çok ilerde olduğunun farkındaydı. Barrow, geometri derslerinde kendine özgü yöntemlerle, alanları hesaplatmak, eğrilere üzerindeki noktalardan teğet çizmek için yollar gösteriyordu. Bu dersler Newton'u diferansiyel ve integral hesabı bulmaya ve bu sahada çalışmaya yönelten ilk adımlar oldu. Newton, Cambridge Üniversitesine gitmeden önce Rene Descartes analitik geometriyi, Johannes Kepler kendi adıyla anılan üç kanundan ikisini bulmuştu. Bu gelişmeler Isaac Newton için temel oluşturmuştu. Newton yaptığı araştırma ve deneyler sonucu kendi adıyla anılan "Hareket Kanunları"nı bulmasına karşın, yayınlamak için uzun yıllar beklemişti. Aynı şekilde "Yerçekimi Genel Kanunu"nu da yayınlamak için yirmi yıl kadar bekledi. Bu kanunların yayınlanmasının bu denli uzun zaman almasının tek bir sebebi vardı. Bu da Newton'un tenkit edilmeye tahammülü olmayan bir karaktere sahip olmasından başka birşey değildi. Çalışmalarına bir itiraz gelecek diye hep huzursuzluk duyardı. Newton'un en önemli buluşları diferansiyel ve integral hesaptı. Isaac Newton'u tarihin en büyük üç matematikçisinden biri yapan da bunlardı. Bu kavramlar neticesinde çok büyük kolaylıklar elde edildi. Büyük bir fizikçi olan P. Berkeley bu kavramlar için sonraları şöyle dedi: Diferansiyel ve integral hesap her kapıyı açar. Bu öyle bir anahtardır ki onun sayesinde modern matematikçiler, geometrinin ve sonuç olarak doğanın sırlarını keşfeder. Newton'un bu buluşları yaptığı yıllarda Gottfried Wilhelm Leibnitz de aynı kavramlar üstüne çalışıyordu. Leibnitz ve Newton buluşlarını yardımlaşarak geliştirmeye başladılar. Birbirlerinin niteliklerini çok iyi biliyor ve takdir ediyor olmaları çalışmalarına hız kattı. Newton, tarihteki diğer bilim adamlarına kıyasla farklı bir hayat yaşadı. Birçok bilim adamının hayatı zorluk ve sıkıntılarla geçmesine karşın, Newton uzun yıllar boyunca rahat ve mutlu bir yaşam sürdü ve yaptıkları yaşadığı dönemde de takdir gördü. Isaac Newton 20 Mart 1727'de, 85 yaşında öldü. 241 Albert EISTEIN (1879 - 1955) 20. yüzyılın en önemli kuramsal fizikçisi olarak nitelenen Albert Einstein, Görelilik kuramını (diğer adları ile İzafiyet Teorisi ya da Rölativite Kuramı) geliştirmiş, kuantum mekaniği, istatistiksel mekanik ve kozmoloji dallarına önemli katkılar sağlamıştır. Kuramsal fiziğe katkılarından ve fotoelektrik etki olayına getirdiği açıklamadan dolayı 1921 Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştür. Einstein 1879 yılında Güney Almanya’nın Ulm kentinde dünyaya geldi. Babası küçük bir elektrokimya fabrikasının sahibi; annesi ise, klasik müziğe meraklı, eğitimli bir ev hanımıydı. Konuşmaya geç başlaması ve içine kapanık bir çocuk olması, ailesini tedirginliğe düşürmüşse de, sonraki yıllarda bu korkularının gereksizliği anlaşılacaktı. Giderek meraklı, hayal gücü zengin bir çocuk olarak büyüyordu. Okulu hiçbir zaman sevemedi. Gerçekten de genç Einstein’ın ileride ortaya çıkacak dehasının temelleri, kendisinin de sonradan belirttiği gibi okulda değil başka yerlerde atılmıştı: “Çocukluğumda yaşadığım iki önemli olayı unutamam. Biri, beş yaşında iken amcamın armağanı pusulada bulduğum gizem; diğeri on iki yaşındayken tanıştığım Öklid geometrisi. Gençliğinde bu geometrinin büyüsüne kapılmayan bir kimsenin, ileride kuramsal bilimde parlak bir atılım yapabileceği hiç beklenmemelidir!” Lise öğrenimini 1894′te İsviçre’de tamamladı ve 1896′da Zürih Politeknik Enstitüsü’ne girdi. Einstein, Sırp asıllı Mileva Maric adlı bir fizik öğrencisi ile evlendi. Mileva, Einstein’nın 1905′te çıkardığı araştırmanın matematik hesaplarında yardımcı olmuştur. 1955′te hayata gözlerini yumana kadar bilim dünyasına çok şey kattı. 1916′da yayımladığı “Genel Görelilik Kuramı“, 1921′de “fotoelektrik etki ve kuramsal fizik" alanında çalışmalarıyla aldığı Nobel Fizik Ödülü, dahinin en önemli başarılarından sadece ikisi ya bilinmeyen dünyası… Bern’de federal patent dairesinde görev aldı. Bu görevden arta kalan zamanlarda çağdaş fizikte ortaya atılmaya başlanan problemler üzerinde düşünme fırsatı buldu. Önce atomun yapısı ve Max Planck’ın kuantum teorisi ile ilgilendi. Brown hareketine ihtimaller hesabını uygulayarak bunun teorisini kurdu ve Avogadro sayısının değerini hesaplayarak teorisini test etti. Kuantum teorisinin önemini ilk anlayan fizikçilerden birisi oldu ve bunu ışıma enerjisine uyguladı. Bu da onun, ışık tanecikleri veya fotonlar hipotezini kurmasını ve fotoelektrik olayını açıklayabilmesini sağladı. 1905 yılında “Annalen der Physik” dergisinde bu çalışmalarını açıklayan iki yazısından başka, üçüncü bir yazısı daha çıktı ve bu yazıda görecelik teorisinin temelini attı. Teorileri sert tartışmalara yol açtı. 1909′da Zürih Üniversitesi’nde öğretim görevlisi oldu. Prag’da bir yıl kaldıktan sonra, Zürih Politeknik Enstitüsü’nde profesör oldu. 1913′de Berlin Kaiser-Wilhelm Enstitüsü’nde ders verdi ve Prusya Bilimler akademisine üye seçildi. Yabancı ülkelere birçok gezi yapmakla birlikte 1933′e kadar Berlin’de yaşadı. Almanya’da yönetime gelen Nasyonal Sosyalist (Nazi) rejimin ırkçı tutumu dolayısıyla, pek çok Musevi asıllı bilim adamı gibi o da Almanya’dan ayrıldı. Einstein, İsrail'li diplomat ve politikacı Abba Eban'la birlikte. Paris’te College de France’ta ders verdi; burdan Belçika’ya oradan da İngiltere’ye geçti. Son olarak Amerika Birleşik Devletleri’ne giderek Princeton Üniversitesi kampüsünde etkinlik gösteren Institute for Advanced Study’de (İleri Araştırma Enstitüsü) profesör oldu. 1940 yılında Amerikan yurttaşlığına geçti. 1955′de Princeton’da ölmüştür. 242 Galileo GALILEI(1564-1642) Tanınmış müzikçi Vincenzo Galilei'nin (Vinkenzo Galile) oğlu olan Galileo, ilk eğitimini ailesinin 1574' de taşındığı Floransa yakınlarındaki Vallombrasa (Valombreys) Manastırı'nda aldı. 1581'de tıp eğitimi görmek üzere Pisa Üniversitesi'ne girdi. Burada, tavandan sallanan bir lambanın salınımlarını gözleyerek, bir tam salınım için gereken sürenin, salınımın genliği ne olursa olsun hep aynı kaldığını bulan Galilei, sonradan bu olayı deneysel olarak doğrulayacak ve saatlerin düzenli çalışabilmesi amacıyla sarkaçtan yararlanılabileceğini ortaya koyacaktı. Sarkaçlara ilişkin bu gözlemine değin hiç matematik eğitimi görmemiş olan Galilei, raslantı sonucu dinlediği bir geometri dersinin de etkisiyle, Tascana Sarayı'nda öğretmenlik yapan Ostilio Ricci'den (Ostilo Ricci) matematik ve fizik dersleri almaya başladı. Mali durumunun elvermemesi nedeniyle 1585'te üniversiteden ayrılmak zorunda kaldı. Floransa'ya dönerek akademide ders vermeye başladı. 1586'da hidrostatik teraziyi bulan ve bu buluşunu bir makaleyle açıklayan Galilei'nin ünü bütün İtalya'ya yayıldı. 1589'da yazdığı katı cisimlerin ağırlık merkezlerine ilişkin inceleme Pisa Üniversitesi'nde matematik dalında öğretim üyeliğine getirilmesini sağladı. Burada hareket üzerine araştırmalara başlayan Galilei, ilk olarak ağırlıkları farklı cisimlerin farklı hızlarda düşeceklerine ilişkin Aristotales'çi (Aristo) görüşü çürüttü. Pisa'daki görevinden ücretinin düşüklüğü nedeniyle ayrılarak 1592'de Podova'da matematik profesörü olarak çalışmaya başlayan Galilei, bu görevi 18 yıl sürdürdü ve buluşlarının önemli bir bölümünü burada gerçekleştirdi. 1604’ te düşen cisimlerin düzgün hızlanan hareket yaptığını kuramsal olarak kanıtladı. Ayrıca parabolik düşme yasasını ortaya koydu. Bilime Katkıları Galilei’nin olağanüstü zihinsel gücü ölümüne değin azalmadan sürdü. 1634’te “Discorsi e dimostrazioni mathematice intorno a due nouve scienze attenenti alla meccanica”(Makenikle İlgili İki Yeni Bilim Üzerine Söylevler ve Matemetiksel Kanıtlar) adlı yapıtını bitirdi. Genellikle en değerli yapıtı sayılan ve 1638’de Leiden’de basılan bu kitapta Galilei, araştırmalarına ilk başladığı yıllarda gerçekleştirdiği deneylerin sonuçlarını yeniden değerlendirdi ve mekaniğin temel ilkeleri üzerine sonradan geliştirdiği görüşlere yer verdi. Teleskoptan yararlanarak gerçekleştirdiği son buluşu Ay’ın günlük ve aylık sallantılarını (librasyon) ilk kez gözlemlemesiydi. Bu gözlemleri 1637’de görme yetisini yitirmeden birkaç ay önce yapan Galilei, daha sonra sarkacın saat mekanizmalarının çalışmasını düzenlemekte kullanılabileceğini belirledi. Bu buluş 1656’da Felemenkli bilim insanı Christiaan Huygens (Kıristiyan Huygens) tarafından uygulamaya kondu. Cisimlerin çarpışması kuramına ilişkin görüşlerini ögrencileri Vincenzo Vivani (Vinkenzo Vivani) ve Evangelista Torricelli’ye (Evancelista Toriçelli) son günlerine değin yazdırdı. 243 Edward Williams MORLEY (1838 - 1923) 1838’de ABD’de, New Jersey’de (Niv Cörsi) doğdu. Anne ve babası İngiliz kökenli olan Morley, West Hartford (Vest Hartfırt) ve Connecticut’ta (Kennetikıt) yaşadı. Sağlık sorunları nedeniyle1857 yılına kadar anne babası tarafından eğitilen Morley, aynı yıl babasının mezun olduğu Massachusetts (Masaçusets) eyaletindeki Williams College’ne (Vilyıms Kollıc) kabul edildi. 1860 yılında mezun oldu ve 3 yıl sonra master derecesi aldı. Çocukluk yıllarında optik ve astronomiye meraklı olan Morley (Morlıy), master yıllarında ilgisini tamamen kimyaya verdi. 1860-61 yıllarında okulunda inşa edilen gözlemevindeki kronograf ile enlem tespitini doğru olarak yapan ilk kişi oldu. Bu çalışması 1866 yılında Advancement of Science (Edvensmınt of Sayns ) için Amerikan Derneğinde okunarak yayımlandı. Morley, anne ve babasının tavsiyesi üzerine 1861 yılında Andover Theological Seminary’ye (Andovır Tielocıkıl Seminery) girdi ve 1864 yılında kursu tamamladı. 1866-1868yılları arasında özel bir okulda öğretmen olarak görev yaptı.1869’dan 1906’ya kadar şimdiki adıyla Case Western Reserve (Kyes Vestern Rizerv) Üniversitesinde kimya profesörü olarak çalıştı. Yaptığı araştırmalara fazlaca zaman ve imkân bulan Morley için profesörlük yılları, kariyeri için önemli bir dönemdi. 1887’de Morley ve Albert Michelson (Albırt Miçılsın), ışık saçan esirin varlığını kanıtlamak için deneylerini gerçekleştirdiler. 1888 yılında Miss Imbella A. Birdsall evlenen Morley, içerisinde birçok değerli eser bulunan bir kütüphaneye sahipti. Bu kütüphane, emeklilik yıllarında üniversite tarafından satın alınarak insanların hizmetine sunuldu. Morley, emekli olduktan sonra West Hartford, Connecticut’da içerisinde kişisel çalışmalarını yaptığı laboratuvarı olan evine taşındı. Bu laboratuvarda kayalar ve mineraller üzerinde çalışmalarda bulundu. Hayatı boyunca 55’e yakın makalesi yayımlanan Morley, 1923 yılında hayatını kaybetti. İsmi, emekli olduğu üniversitede kimya laboratuvarına verildi. 244 Aristoteles (MÖ 384 - 322) Aristoteles, yalnızca büyük Yunan filozoflarının en sonuncusu değil, Avrupa’nın da büyük biyologlarından ilki idi. Platon’un akademisinde 20 yıl öğrencilik yapan Aristoteles, bir süre sonra Atina’dan göçüp Büyük İskender’in eğiticiliğine getirildi. MÖ 355’te Atina’ya dönerek ünlü okulu “Lykeion”u kuran Aristoteles, Büyük İskender ölünce yeniden Atina’dan göçmek zorunda kaldı (MÖ 323) ve ertesi yıl Eğriboz Adası’nda öldü. Platon’un tüm duyular dünyasına ve etrafımızda gördüğümüz şeylere sırt çevirmiş olmasına rağmen Aristoteles bunun tam tersine gerçekçi bir şekilde balıkları, kurbağaları, anemon çiçeklerini ve gelincikleri inceledi. Aristoteles, “Gerçekten var olan nedir?” sorusuna, “Şu görmüş olduğumuz tek tek nesnelerdir; şu insan, şu masa, şu ağaç gibi fertlerdir. Yoksa Platon’un dediği gibi göremediğimiz idealar değildir” cevabını verir. Ayrıca, Platon bir şair ve destan yazarı iken Aristoteles’in yazıları ansiklopedi maddeleri gibi kuru ve detaylıdır. Buna karşılık yazılarının temelini o güne kadar hiç yapılmamış doğa araştırmaları oluşturur. Aristoteles Platon’la “tavuk” fikrinin tavuktan önce var olduğu konusunda da aynı fikirde değildi. Aristoteles’in tavuk biçimi ile kastettiği şey tavuğun özgün özellikleri olarak her tavukta var olan şeylerdi. Bu yüzden tavuğun kendisi ile tavuk biçimi, ruhla beden gibi birbirinden ayrılamayacak şeylerdi. Aristoteles’in Platon’un idea öğretisi hakkındaki bu eleştirileri düşünce yönteminde de çok önemli bir değişim anlamına gelir. Çünkü Platon için gerçeklik aklımızla düşündüğümüz bir şey iken Aristoteles için gerçeklik duyularımızla algıladığımız bir şeydi. Aristoteles’e göre, doğada çeşitli nedenler vardı. Bunların içinde en önemlisi onun “ereksel neden” dediği nedendir. Aristoteles, doğadaki cansız süreçlerde de “ereksel neden” arıyordu. Örneğin, yağmurun yağdığını çünkü bitkilerle hayvanların büyümek için yağmura gereksinimi olduğunu söylerdi. “Ereksel neden” ile kastettiği buydu. Görüldüğü gibi Aristoteles, yağmur damlalarına bir görev ya da “amaç” veriyordu. Aristoteles doğayı ciddi bir şekilde düzenlemek istiyordu. Doğadaki her şeyin değişik gruplar ve alt gruplarda bir araya geldiğini göstermeye çalışıyordu. Ayrıca Aristoteles insanların kavramlarına bir düzen getirmek isteyen titiz ve düzenli biriydi. Bu yanıyla mantığı bir bilim olarak kuran kişi de o oldu. Hangi çıkarımların ya da kanıtların mantıksal olarak geçerli olduğuna ilişkin kesin kurallar öne sürdü. Aristoteles’e göre, Dünya küre biçimindedir ve her şeyi içine alır. Evrenin merkezinde yer vardır ve yer hareketsizdir. Aristoteles Dünya’daki devinimleri yıldız ve gezegenlerin yönettiğini düşünüyordu. Ancak gökyüzü cisimlerini de hareket ettiren bir şey olmalıydı. Bu güce Aristoteles “ilk devindirici” ya da “Tanrı” diyordu. “İlk devindiricinin” kendisi hareket etmez gökyüzündeki ve doğadaki cisimlerin her şeyin hareketlerinin ilk nedenidir. Aristoteles üç tür mutluluk olduğunu söyler: İlk tür mutluluk, arzu ve isteklerin olduğu bir hayattır. İkincisi, özgür ve sorumlu bir vatandaş olarak var olunan bir hayattır. Üçüncü tür mutluluk 245 ise araştırmacı ve filozof olunan hayattır. Aristoteles, insanın mutluluğu için bu üç koşulun da bir arada var olması gerektiğini ısrarla belirtir ve tek yönlülüğü reddeder. İnsanlarla ilişkilerimizde de “altın orta”yı tutmaktan söz eder: “Ne korkak ne çılgınca atılgan, sadece cesur olacağız. Ne cimri ne savurgan, sadece bonkör olacağız.” der. Aristoteles’e göre, insan bir “politik varlıktır” ve insanı çevreleyen toplum olmadan gerçek anlamda insan olunmaz. İnsanlar ne hayvanlar gibi yalnızdır, ne de Tanrı gibi tek başınadır. İnsanların birbirlerine ihtiyacı vardır. “İnsan toplumsal bir canlıdır” ve toplum, ailelerden oluşur. Aristoteles’e göre devlet; ahlaki ve manevi gayelerle bir araya gelmiş olan insan toplulukları demektir. Devletin şeklini devletin kanunu belirler. Devlet şekilleri kendiliğinden ne iyidir ne de kötüdür. Ancak iyi ya da kötü yönetimler vardır. Aristoteles, üç iyi devlet türünden söz eder. Bunların ilki, devletin başında tek bir kişinin bulunduğu monarşidir. Bu devlet biçiminin iyi olabilmesi için baştaki kişinin kendi çıkarları uğruna devleti kötüye kullanmaması gerekir. Bir diğer iyi devlet biçimi aristokrasidir. Aristokraside devleti yöneten bir gurup lider vardır. Üçüncü iyi devlet biçimi de Aristoteles’in politeia demekle kastettiği demokrasidir. Ancak bu yönetim biçiminde de var olan tehlike, bir demokrasinin kolayca bir ayak takımı egemenliğine dönüşebilmesidir. Aristoteles, pek çok bilimin bugün dahi kullandığı bilimsel dilin kurucusu, birçok bilimi kurup düzenleyen bir filozoftur. Çağının aşağı yukarı bütün bilim dallarında yapıtlar vermiş olan Aristoteles’in ortaya koyduğu kesin gözlem ve sınıflama kuralları, İbni Sina ve İbni Rüşd’ün yapıtlarının çevirileri aracılığıyla Orta Çağ’da bütün Batı kültürüne damgasını vurmuştur. 246 Benjamin FRANKLIN (1706-1790) 17 Ocak 1706’da, on yedi çocuklu bir ailenin oğlu olarak Amerika’da doğdu. Kalabalık ailesinde, anne babasının önceki evliliklerinden olan üvey kardeşleri de vardı. Küçüklüğünde yüzmeyi çok seviyordu ve iyi bir yüzücü olarak bilinmekteydi. 10 yaşında okulu bırakan B. Franklin,12 yaşına geldiğinde basımevi yöneten ve liberal bir gazete yayımlayan ağabeyi William Franklin’in (Vilyım Franklin) yanında çalışmaya başladı. 1722’de henüz 16 yaşındayken orta yaşlı bir kadının kişisel mektuplarından oluşan ilk yazı dizisi “Silence Dogood”u yazdı. Hızlı düşünme becerisine sahip olan Benjamin Franklin, bu özelliğinden faydalandı ve çok geçmeden ülkenin en başarılı yayıncılarından biri oldu. Ancak, ağabeyiyle çalışması oldukça zor bir hâl alınca şirketiyle olan tüm bağlarını kopardı ve 1723’te Boston’dan ayrılmaya karar verdi. New York’a yerleşmeyi düşünmesine rağmen kentte yayıncıya ihtiyaç duyulmaması nedeniyle Philadelphia’ya gitti. Oraya vardığı ilk gün, onu çok etkileyen Deborah Read’le (Debrah Riyd) tanıştı. 1729’da ortağıyla birlikte “Pennsylvania Gazete”sini satın aldı. Gazete, Benjamin Franklin’in yönetiminde ülkenin en çok okunan yayınlarından biri oldu. 1730’da Deborah Read’le evlenmesinin ardından, nükteli sözleri ve bilgece tavsiyelerine yer verdiği ve adını Franklin’in yakın arkadaşı kaptan John Paul Jones’un (Can Pol Cons) vaftiz edildiği savaş gemisi Poor Richard’dan (Por Riçırt) alan Poor Richard: An Almanack (Fakir Richard: Almanak) gazeteyi kurdu. Oldukça popüler olan gazetede Franklin’in yayımladığı deyişlerin ünü günümüze kadar gelmiştir. 1732-1757 yılları arasında yönetmenliğini yaptığı gazetede Richard Sounders (Riçırt Sandırs) imzasıyla yazılar yazdı. Siyaset, felsefe, bilim, iş ilişkileri gibi konuların tartışıldığı Junto adlı bir kulüp dışında kütüphane, hastahane ve yangına karşı sigorta şirketi kurdu. 1748’de yayıncılıktan emekli olmasından iki yıl sonra Pennsylvania (Pensılvenya) Meclisine seçildi ve arazi vergisine karşı olan büyük ailelerle mücadele etti. İngiliz Amerikası postalarının genel müdürlüğüne getirildikten sonra posta servisinde çeşitli düzenlemeler yaptı. Bu sırada elektrik mekanizmasıyla ilgili araştırmalar yapan Franklin, elektrik yüklerindeki artı ve eksi uçlarını keşfederek “Elektriğin Korunumu” ilkesini ortaya attı. Fırtınalı bir havada uçurtma uçurarak gerçekleştirdiği deney sonunda şimşeğin elektriksel olduğunu fark etti. Elektrik çarpması sonucu iki yardımcısını trajik biçimde kaybettiği bu deneyler sırasında paratoneri keşfetti. Ayrıca, güneş ışığından daha fazla yararlanmak için saat uygulamasını başlattı. Ekonomik ve askeri yardım istemek üzere Eylül 1776’da üç kişilik bir komisyonla Fransa’ya gönderildi. Franklin, Fransız Dışişleri Bakanı Charles Gravier (Çarls Gırivır) ile görüşmelerinde çok başarılı oldu. 1775-1783 Amerikan Bağımsızlık Savaşı sonunda İngiltere ile barış görüşmelerini sürdürmek üzere seçilen diplomatlardan biri oldu ve İngiltere’ye gitti. Barış antlaşmasının imzalanmasından sonra 1785’te Amerika’ya döndü. 1787’de Philadelphia Anayasa Kurultayının çalışmalarına katıldı. Franklin, 17 Nisan 1790’da hayatını kaybetti. 247 Michael FARADAY (1791-1867) Michael Faraday, 1791 yılında İngiltere’nin kuzeyinden Newington köyüne iş aramak amacıyla gelen demirci baba ile köylü bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ekonomik sebeplerden dolayı uzun süreli bir eğitim alamadı ve daha ziyade kendi kendine yetişmiş bir bilim insanı unvanını aldı. Küçük yaşta gazete dağıtarak hayatını kazanmak zorunda kalan Faraday, okuma yazmayı kilisenin pazar okulunda öğrendi. On dört yaşında çırak olarak girdiği ciltçi dükkânına getirilen kitapları okuyarak hem bilgisini hem de genel kültürünü geliştirdi. Okuduğu kitaplar arasından özellikle Encyclopedia Britannica’nın üçüncü baskısındaki elektrik maddesinden etkilendi. Bu sayede, eski şişe ve hurda parçalarından basit bir elektrostatik üreteç geliştirerek deneyler yapmaya başladı. Ayrıca, kendi ürettiği zayıf bir volta pilini kullanarak elektrokimya deneyleri gerçekleştirdi. M. Faraday, ilerleyen yıllarda Londra’daki Kraliyet Enstitüsünde kimyacı Sir Humphrey Davy tarafından verilen kimya konferanslarına katılma olanağı buldu. Bu konferanslarda tuttuğu notları ciltleyerek iş istediğini belirten bir mektupla Davy’ye gönderdi ve 1813’te Davy’nin desteğiyle kimya asistanı oldu. Ekim 1813 ile Nisan 1815 tarihleri arasında Fransa, İtalya ve İsviçre gezisinde Davy’ye refakat etti. 1825’te laboratuvar müdürlüğüne getirildi. 8 yıl sonra da Enstitüye kimya profesörü olarak tayin edildi. Hayatının tümünü Enstitünün çalışmalarına adadı. 1820’li yıllarda, bilim insanları çalışmalarında daha ziyade elektrikle ilgili konulara ağırlık vermişti. Bunlardan en önemlileri Volta’nın elektrik pili ile Hans Christian Orsted’in elektrik akımından üretilen manyetik mıknatıslı güç kaynağı idi. Ayrıca, Orsted bir telden geçen elektrik akımının, tel çevresinde bir manyetik alan oluşturduğunu bulmuştu. Fransız fizikçi Andre Marie Ampere de tel çevresinde oluşan manyetik kuvvetin dairesel olduğunu, gerçekte de tel çevresinde bir manyetik silindir oluştuğunu göstermişti. Elektrik enerjisinden manyetik alan üretildiği fikrinden sonra bilim insanlarının en büyük düşüncesi, “Manyetizmadan elektrik enerjisi elde edilebilir mi?” sorusu olmuştu. Faraday, zaman zaman bu mesele üzerinde çalıştı ve ilk bilimsel keşfini gerçekleştirdi. Bir mıknatıs etrafında, karşılıklı dönebilen bir kablo sistemi geliştirdi. Böylece ilk defa elektrik enerjisi mekanik enerjiye dönüştürülmüş oldu. Bu keşif, elektrik motorlarının esası kabul edildi. Faraday’ın 1831 yılındaki deneylerinden en önemlisi, galvanometreye bir kablo bobini bağlayarak küçük elektrik akımlarını ölçmeye yarayan bir alet yapması oldu. Böylece, manyetizmadan elektrik enerjisi elde etmenin yolunu buldu ve mekanik enerjiyi bir mıknatıs yardımıyla elektriğe dönüştürdü. Faraday manyetik etkiyle ilgili deneyleri gerçekleştirip sonuçlarını bilim dünyasına sunarken elektriğin farklı biçimlerde ortaya çıkan türlerinin niteliği konusunda kuşkular belirmişti: “Elektrikli yılan balığının ve öteki elektrikli balıkların saldığı, bir elektrostatik üretecin verdiği bir pilden ya da elektromanyetik üreteçten elde edilen elektrik akışkanları birbirinin aynı mıydı? Yoksa bunlar değişik yasalara uyan farklı akışkanlar mıydı?” Faraday araştırmalarını derinleştirince iki önemli buluş gerçekleştirdi. Elektriksel kuvvet, kimyasal molekülleri sanıldığı gibi uzaktan etkileyerek ayrıştırmıyordu. Moleküllerin ayrışması iletken bir sıvı ortamdan akım geçmesiyle ortaya çıkıyordu. Ayrıca, ayrışan madde miktarı çözeltiden geçen elektrik miktarına doğrudan bağımlıydı. Bu bulgular Faraday ‘ı yeni bir elektrokimya kuramı oluşturmaya yöneltti. Buna göre elektriksel kuvvet, molekülleri bir gerilme durumuna sokuyordu. 1832 ve 1833’te elektrolizin iki temel kanununun formüllerini bulan Faraday, 1839 yılında iletken ve yalıtkan maddelere ilişkin yeni ve genel bir kuram geliştirdi. Ayrıca, mıknatıs kutupları arasında döndürdüğü bakır halka ile devamlı bir akım elde etmeyi başardı. 1840 yılında da ışık enerjisi ile elektromanyetik enerjinin birbirine çok benzediği hatta aynı olduğu kuramını geliştirdi. Uzun ve yorucu geçen çalışma hayatı sonunda 25 Ağustos 1867’de öldü. 248 Tsunami Nedir? Japoncada ‟liman dalgası” anlamına gelen tsunami; okyanus ya da denizlerin tabanında oluşan deprem, heyelan, volkan patlaması ile bunlara bağlı taban çökmesi, zemin kaymaları gibi olaylar sonucu denize geçen büyük enerjiyle oluşur. Dünya dillerine 15 Haziran 1896’dan sonra Meiji depremiyle girer. 21 bin kişinin hayatını kaybettiği 8,5 büyüklüğündeki bu depremden sonra tarihin gördüğü en büyük tsunamilerden biri meydana gelmiştir. Dalgaların boyu 38,2 metreye ulaşmış yani 12-13 katlı bir apartmanın yüksekliği kadar dev dalgalar oluşmuştur. Tsunami ilk oluştuğunda tek bir dalga şeklindedir ancak kısa bir süre içinde üç ya da beş dalgaya dönüşür. Birinci ve sonuncu dalga çok zayıf ilerlerken diğer dalgalar etkilerini kıyılarda şiddetli biçimde hissettirecek enerjiyle ilerler. Bu nedenle depremlerden kısa bir süre sonra kıyılarda görülen yavaş ama anormal su düzeyi değişimi, ilk dalganın geldiğinin habercisi olur. Ayrıca, bu değişim arkadan gelecek çok kuvvetli dalgaların öncüsüdür. Bu dalgalar deniz kıyısındaki topraklarda ölümcül ve yıkıcı etkilere neden olur. Tarihteki Önemli Tsunamiler National Geographic Türkiye - Appenzeller, Northwestern Üniversitesi jeoloji profesörlerinden tsunami uzmanı Emile Okal’a danışarak geçmişte yeryüzüne önemli etkileri olmuş tsunamilere ilişkin aşağıda verilen listeyi derlemiştir. 1-Minos, İÖ 1630 Dolayları Yunan adası Santorini’de, bir yanardağ patlamasının yol açtığı dalgalar Girit’i silip süpürdü ve belki de Minos uygarlığının çöküşünü hızlandırdı. Bu tsunaminin, Atlantis efsanesinin kaynaklarından biri olduğu söyleniyor. 2-Cascadi, 1700 Amerika kıtasının Kuzeybatı Pasifik açıklarında gerçekleşen çok büyük bir deprem, dev dalgalara neden oldu. Japonya’da, bu olayın yol açtığı hasarı tanımlayan yaklaşık 300 yıllık kayıtlar bulundu. 3-Lizbon, 1755 Açık denizde oluşan deprem ve ardından gelen dalgalar büyük zarara yol açtı; Voltaire’in Candide yapıtında da bu olaydan söz ediliyor. Barbados’ta dahi hissedilen felaket, Atlas Okyanusu’nun bir ucundan diğerine hasar verdiği bilinen tek tsunami. 4-Sanriku, 1896 Tsunami tek bir uyarı bile vermeden Japonya’nın kuzeydoğusunu vurduğunda 20.000’den fazla kişi yaşamını yitirdi. 249 5-Aleut Adaları, 1946 Alaska açıklarındaki tsunami beş saat içinde Hawaii kıyılarına ulaştı. Bu olay, Büyük Okyanus tsunami uyarı sisteminin geliştirilmesini hızlandırdı. 6-Şili, 1960 9,5 büyüklüğündeki bir deprem (kayıtlara geçen en büyük örnek) Büyük Okyanus boyunca 2200 can alan dalgaları tetikledi. Bu felaket, halkın tsunamilere karşı eğitilmesinin gerekliliği konusunda yetkilileri alarma geçirdi. Buna karşın Hawaii’de, uyarılar yapıldığında insanlar izlemek için rıhtıma toplandı (Şili açıklarında deniz dibinde oluşan 9,5 büyüklüğündeki bu depremin ardından yine son yüzyılın en büyük, en güçlü dalgaları görüldü. 11 metre yüksekliğindeki tsunami, Şili’de 1000, Hawaii’de 61 kişinin ölümüne yol açtı.). Dalgalar, saatte 750 kilometre hızla Japonya kıyılarına ulaştı ve değdiği yeri yıktı. Tsunaminin kat ettiği mesafe yani Şili-Japonya arası yaklaşık 17.000 kilometre. 7-Papua Yeni Gİne, 1998 Ölümcül dalgalarıyla kıyı şeridindeki çok dar bir alanı vuran bu tsunami, 2000’den fazla kişinin ölümüne yol açarak gözlemcileri şaşırttı. Uzmanlar daha sonraları bunun nedeninin deniz altında bir zemin kayması olduğunu öğrendi. O dönemde bunun tsunamiyi tetikleyen olaylardan biri olduğunu çok az kişi biliyordu. Şimdi ise bu tür kaymaların birçok kıyıyı tehdit ettiği biliniyor. Güney Asya Depremi Deprem Asya Haritasını Değiştirdi Asya’da onbinlerce kişinin ölümüne ve kaybolmasına yol açan deprem, Sumatra’daki adaları yerinden oynatarak Asya haritasında değişikliğe neden oldu. 26 Aralık 2004’te meydana gelen Güneydoğu Asya depreminin yerkabuğunun her bölgesini birden salladığı ortaya çıktı. Bilim insanları, 9,2 büyüklüğündeki son 40 yılın en güçlü depreminde ortaya çıkan enerjinin, 26 Aralık’tan günler sonra dahi yer kabuğunu titretmeye yettiğini belirledi. Uzunluğu 1.250 km olan bir çatlak boyunca oluşan deprem, 10 dakika sürmüştü. Bu şimdiye dek kaydedilen en uzun deprem süresi. Depremin ardından elde edilen sismik veriler, deprembilim alanında yeni açılımlara olanak verecek. Son 50 yılda bu kadar büyük bir deprem meydana gelmemişti ve önceki büyük depremlerde bilimsel cihazlar bugünkü kadar gelişmiş değildi. Güneydoğu Asya depreminden çıkan sonuçları değerlendiren bilim insanları, yer kabuğunun kırılmasıyla ilgili önemli bulgular çıkardı. Deniz Suları 0,1 mm Yükseldi Deprem, Indo-Avustralya plakasının Avrasya plakasının altına kaymasıyla oluştu. Kaymanın şiddetiyle Avrasya Plakası’nın ucu havaya kalktı. Bu hareket, okyanus zeminin oynamasına yol açtı ve tsunami ortaya çıktı. Tsunaminin Bengal Körfezi’nde yarattığı dalga, tüm Dünya denizlerinde su seviyesinin 0,1 millimetre yükselmesine neden oldu. 250 Tüm Dünya Titredi Deprem sadece deniz sularını yükseltmekle kalmadı. Yale Üniversitesi’nden Jeffrey Park’ın ölçümlerine göre, Dünya’nın hemen her bölgesi yerkabuğunda 1 cm’ye kadar çıkan bir titreşim yaşadı. Depremin neden olduğu Dünya çapındaki titreme, 26 Aralık’tan haftalar sonrasında dahi devam etti. Benzer bir durum, 1960 yılında gerçekleşen Şili depreminde de gözlemlenmişti (1960 Şili depremi 9,5, 1964 Alaska depremi ise 9,2 büyüklüğündeydi.). Depremin merkezinden bin 500 kilometre uzaklıkta olmasına karşın, Sri Lanka’da yerkabuğu 10 cm titredi. Depremin oluşumunda, Hint okyasunu tabanının Asya kıtasına doğru daldığı gözleniyor. Bu nedenle açığa çıkan enerjinin büyük kısmı kuzeye doğru yayıldı, nitekim Rus sismologlar Avustralyalı meslektaşlarına göre daha yüksek enerji ve titreşim tespit etti. Depremde 300.000’den fazla insan yaşamını yitirmiş veya ortadan kaybolmuştu. Bu kitap için düzenlenmiştir. 251 252 SÖZLÜK A akort : Bir çalgıda doğru ses vermesi için yapılan ayar, düzen. atmosfer : Yeri veya herhangi bir gök cismini saran gaz tabakası. ayrışma : Moleküllerin, türlü etkenlerle geçici olarak daha yalın atom ve moleküllere bölünmesi. B bowling : Bir topun hat üzerinde yuvarlanarak lobutlara çarpması ve onları devirebilmesi esasına dayalı basit bir oyun. bulgu : Araştırma verilerinin çözümlerinden çıkarılan bilimsel sonuç, netice. Ç çerçeve : Bir düşünce alanının sınırları veya bu sınırlar içindeki alan. D dış bükey : Yüzeyi tümsek, çıkık ve şişkin olan. E ebat : Boyut. ebonit : Kauçuk-kükürt bileşiminden elde edilen plastik madde. etken : Bir madde üzerinde belli bir değişiklik yapan. faktör : Etken. F G gelenek : Bir toplumda, bir toplulukta eskiden kalmış olmaları dolayısıyla saygın tutulup kuşaktan kuşağa iletilen, yaptırım gücü olan kültürel kalıntılar, alışkanlıklar, bilgi, töre ve davranışlar, anane. gökdelen : Yirmi, otuz veya daha çok katlı yapı. 253 görecelik : Bağıntılılık öğretisi, özellikle bilginin bağıntılı olduğunu ileri süren her türlü felsefe öğretisi, görececilik, bağıntıcılık, izafiye, rölativizm. görsel : Görme duyusuyla ilgili olan, görmeye dayanan. I ışıma : Işımak işi, aydınlanma. İ iç bükey : Yüzeyi düzgün ve pürüzsüz çukur biçimde olan. irdelemek : Bir konunun incelenmesi ve eleştirilmesi gereken bütün yönlerini birer birer incelemek, araştırmak, tetkik ve mütalaa etmek. K kavis : Bir eğrinin sınırlı bir kısmı. M materyal : Gereç, yazılı, sözlü, görüntülü, kaydedilmiş her türlü belge. metabolizma : Canlı organizmada veya canlı hücrelerde hareketi, enerjiyi sağlamak için oluşan, biyolojik ve kimyasal değişimlerin bütünü. mezura : Terzilikte ölçü almak için kullanılan, genellikle 1,5 metre uzunluğunda şerit metre. model : Resim heykel vb. yapılırken baka baka benzetilmeye çalışılan nesne veya kimse, örnek. mutlak : Kesin olarak. O olgu : Birtakım olayların dayandığı sebep veya bu sebeplerin yol açtığı sonuç, vakıa. Ö özdeş : Her türlü nitelik bakımından eşit olan, ayırt edilemeyecek kadar benzer olan,aynı. P parazit : Radyo, televizyon, telsiz benzeri aygıtların yayınına karışan yabancı ses veya cızırtı. 254 parkur : Binicilik, bisiklet, atletizm gibi yarışmaların yapıldığı özel yol. pipet : Sıvıları, solukla içine çekip kaptan kaba aktarmaya yarayan cam boru, sıvı içecekleri bardak veya şişeden kolayca içmek için kullanılan ince, plastik boru, kamış. poster : Duvara asılan büyük boy resim, bilimsel toplantılarda panolara asılan kısa bildiri. R rafting : Özel botlarla debisi yüksek ırmaklarda yapılan bir tür spor. raket : Pinpon, tenis gibi oyunlarda topa vurmak için kullanılan, oval tahta bir kasnağa gerilmiş bir ağla veya lâstikle kaplanmış olan, uzunca saplı araç, vuraç. reaktör : Yakıt olarak çevredeki havayı kullanan ve pervanelerin yardımı olmaksızın doğrudan doğruya tepki ile çalışan iki ucu açık boru biçiminde itici. reel : Gerçek. referans noktası: Temel alınan başlangıç noktası. S senaryo : (mecaz) Bir olayı başka bir yöne, bir amaca ulaştırmak için uydurulan. sıla : Bir süre ayrı kaldığı bir yere veya yakınlarına kavuşma. soğurmak : Bir maddeyi veya sıvıyı içine çekmek. sönüm : Bir salınım hareketinin genliğinin türlü dirençlerin etkisiyle küçülmesi. Ş şeffaf : Saydam. simülasyon : Benzetim. T takoz : Bir eşyanın altına kıpırdamadan dik durması için yerleştirilen ağaç kama. tayfa : Aynı işi yapan topluluk, bir gemide bulunan, türlü işlerde çalıştırılan sefer işçisi teori : Kuram. 255 terminâl : Otobüs, uçak vb. taşıtların yolcularını ilk aldığı veya son bıraktığı yer. termodinamik : Isı enerjisi ile kinetik enerji arasındaki ilgileri ve bu konuyla ilgili olayları inceleyen fizik kolu. Y yargı : Kavrama, karşılaştırma, değerlendirme gibi yollara başvurularak, kişi, durum veya nesnelerin eleştirici bir biçimde değerlendirilmesi, hüküm. yasa : Çok sayıda deney ve gözlemlerden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum. 256 EKLER EK - 1: DERECELİ PUANLAMA ANAHTARLARI a) ‟ İnsan Modeli Oluşturalım” proje görevinin dereceli puanlama anahtarı Grubun Adı: Grubun Ödevi Sunduğu Tarih: Açıklama: Aşağıdaki dereceli puanlama anahtarı, yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için hazırlanmıştır. Bu anahtar aynı zamanda çalışmanızda hangi ölçütlere dikkat edeceğiniz konusunda size bilgi vermektedir. Performans Düzeyi Ölçütler ve Ölçüt Tanımları Dayanıklılığın Hesaplanması 4 Kendi vücut ölçülerinden yola çıkarak, hiçbir alan ve hacim hesabı atlanmadan hatasız bir şekilde dayanıklılık hesabı yapılmıştır. 3 Kendi vücut ölçülerinden yola çıkarak, kabul edilebilir bir hatayla dayanıklılık hesabı yapılmıştır. 2 Kendi vücut ölçülerinden yola çıkarak, birkaç alan-hacim hesabı atlanarak hatalı bir dayanıklılık hesabı yapılmıştır. 1 Kendi vücut ölçülerinden yola çıkarak, pek çok alan-hacim hesabı yapılamamıştır. Dayanıklılık hesabı yapılamamıştır. Vücut Ölçülerinin Değiştirilmesi 4 Kendi vücut ölçülerini 5 katına çıkararak hiçbir alan ve hacim hesabını atlamadan hatasız bir şekilde yeni dayanıklılık hesabı yapılmıştır. 3 Kendi vücut ölçülerini 5 katına çıkararak kabul edilebilir bir yeni dayanıklılık hesabı yapılmıştır. 2 Kendi vücut ölçülerini 5 katına çıkararak birkaç alan-hacim hesabı atlanarak hatalı bir yeni dayanıklılık hesabı yapılmıştır. 1 Kendi vücut ölçülerini 5 katına çıkararak, pek çok alan-hacim hesabı yapılamamıştır. Yeni dayanıklılık hesabı yapılamamıştır. Bacak Kalınlığının Değiştirilmesi 4 İlk durumdaki dayanıklılığın elde edilebilmesi için yeni durumdaki (vücut ölçüleri 5 katına çıkarıldığında) bacak kalınlığının nasıl değiştirilmesi gerektiği hatasız bir şekilde hesaplanmıştır. 3 İlk durumdaki dayanıklılığın elde edilebilmesi için yeni durumdaki (vücut ölçüleri 5 katına çıkarıldığında) bacak kalınlığının nasıl değiştirilmesi gerektiği kabul edilebilir bir hatayla hesaplanmıştır. 2 İlk durumdaki dayanıklılığın elde edilebilmesi için yeni durumdaki (vücut ölçüleri 5 katına çıkarıldığında) bacak kalınlığının nasıl değiştirilmesi gerektiği birkaç hatayla hesaplanmıştır. 1 İlk durumdaki dayanıklılığın elde edilebilmesi için yeni durumdaki (vücut ölçüleri 5 katına çıkarıldığında) bacak kalınlığının nasıl değiştirilmesi gerektiği hesaplanamamıştır. 257 Karton Model Yapma 4 Her iki durumu karşılaştırabilmek için, modeller tam olarak 1/5 oranın da küçültülerek kartondan mükemmel iki insan modeli oluşturulmuştur. 3 Her iki durumu karşılaştırabilmek için, modeller tam olarak 1/5 oranın da küçültülerek kabul edilebilir bir hatayla kartondan iki insan modeli oluşturulmuştur. 2 Her iki durumu karşılaştırabilmek için, modeller 1/5 oranın da küçültülmeye çalışılmış, bir kaç hatayla kartondan iki insan modeli oluşturulmuştur. 1 Kartondan istenilen insan modelleri yapılmamıştır. Konunun Özetlenmesi 4 Çalışma zamanında tamamlanmıştır. İstenilen bütün hesaplamalar tahtada hatasız bir şekilde yapılmıştır. Çalışmanın özeti yazılı bir metne bağlı kalınmadan, insan modelleri de sınıfa getirilerek mükemmel bir şekilde yapılmıştır. 3 Çalışma zamanında tamamlanmıştır. İstenilen bütün hesaplamalar tahtada kabul edilebilir bir hatayla yapılmıştır. Çalışmanın özeti yazılı bir metne kısmen bağlı kalınarak, insan modelleri de sınıfa getirilerek yapılmıştır. 2 Çalışma zamanında tamamlanmıştır. İstenilen bütün hesaplamalar tahtada birkaç hatayla yapılmıştır. Çalışmanın özeti, yazılı bir metne bağlı kalınarak, insan modelleri de sınıfa getirilerek yapılmıştır. 1 Çalışma zamanında tamamlanamamıştır. İstenilen bütün hesaplamalar tahtada yapılamamıştır. Çalışmanın özeti, yazılı bir metne bağlı kalınarak yapılmıştır. İnsan modelleri sınıfa getirilmemiştir. Panonun Hazırlanması 4 Yapılan çalışmanın amacı ve özeti, modellerin fotoğraflarıyla da desteklenerek mükemmel bir pano hazırlanmıştır. 3 Yapılan çalışmanın amacı ve özeti, modellerin fotoğraflarıyla da desteklenerek bir pano hazırlanmıştır. 2 Yapılan çalışmanın amacı ve özeti belirtilmiş fakat modellerin fotoğrafları panoya yerleştirilmemiştir. 1 Pano hazırlanmamıştır. 258 b) ‟Tasarlıyorum Öğreniyorum” performans görevinin dereceli puanlama anahtarı Öğrencinin adı-soyadı : Numarası : Açıklama: Aşağıdaki dereceli puanlama anahtarı, yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için hazırlanmıştır. Bu anahtar aynı zamanda çalışmanızda hangi ölçütlere dikkat edeceğiniz konusunda size bilgi vermektedir. Performans Düzeyi Ölçüt Tanımlamaları 4 - Bir araştırma planı yapmıştır. - Bir spor dalı belirleyerek bu spor dalı için ne tür bir malzeme üreteceğini belirtmiştir. - Neden bu spor dalını seçtiğini ayrıntılı olarak açıklamıştır. - ”Kılcallık” özelliğini, spor malzemesinin üretiminde nasıl kullanacağını çok çeşitli kaynaklardan da araştırarak açıklamıştır. - Araştırma üç sayfadan oluşan bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmasını yazılı bir metne bağlı kalmadan görsel araç-gereçlerle destekleyerek mükemmel bir şekilde sınıfta arkadaşlarına sunmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 3 - Bir araştırma planı yapmıştır. - Bir spor dalı belirleyerek bu spor dalı için ne tür bir malzeme üreteceğini belirtmiştir. - Neden bu spor dalını seçtiğini açıklamıştır. - ‟Kılcallık” özelliğini, spor malzemesinin üretiminde nasıl kullanacağını birkaç kaynaktan araştırarak açıklamıştır. - Araştırma üç sayfadan oluşan bir rapor hâline dönüştürülmüştür. Araştırmasını yazılı bir metne kısmen bağlı kalarak görsel araç-gereçlerle destekleyerek sınıfta arkadaşlarına sunmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 2 - Bir araştırma planı hazırlanmıştır. - Bir spor dalı belirtilmiş, fakat ne tür bir malzemenin üretileceği net belirtilmemiştir. - “Kılcallık” özelliğini nasıl kullanacağı konusunda net bir açıklama yapmamıştır. - Araştırma raporu gereksiz ayrıntılar ile doldurulmuştur. - Tek bir kaynaktan yararlanılmıştır. - Yazılı bir metne bağlı kalınarak sınıfta sunum yapılmıştır. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 1 - Bir araştırma planı yapılmamıştır. - Belirgin bir spor dalından bahsedilmemiştir. - Hazırlanan araştırma amaçlanan araştırma içeriği ile örtüşmemektedir. - Araştırma zamanında teslim edilmemiştir. 259 c) ‟Dünyamız ve Küresel Isınma” performans görevinin dereceli puanlama anahtarı. Grubun Adı: Grubun Ödevi Sunduğu Tarih: Açıklama: Aşağıdaki dereceli puanlama anahtarı, yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için hazırlanmıştır. Bu anahtar aynı zamanda çalışmanızda hangi ölçütlere dikkat edeceğiniz konusunda size bilgi vermektedir. Performans Düzeyi Ölçüt Tanımlamaları 4 - Ayrıntılı bir araştırma planı yapılmıştır. - Grupta görev paylaşımı yapılmıştır. - Bir grup sözcüsü belirlenmiştir. - Araştırma, Buzdolabının çalışmasında gazlardan nasıl yararlanılmaktadır?/ küresel ısınmanın nedenleri nelerdir? Çok çeşitli kaynaklardan araştırılarak üç sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları görsel materyallerden de yararlanılarak sınıfta grup sözcüsü tarafından mükemmel bir şekilde sunulmuştur. Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 3 - Ayrıntılı bir araştırma planı yapılmıştır. - Bir grup sözcüsü belirlenmiştir. - Grupta görev paylaşımı yapılmıştır. - Araştırma, Buzdolabının çalışmasında gazlardan nasıl yararlanılmaktadır?/ Küresel ısınmanın nedenleri nelerdir? Birkaç kaynaktan araştırılarak üç sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. Araştırmada yararlanılan kaynaklar kısmen raporda belirtilmiştir. Araştırma sonuçları görsel materyallerden de yararlanılarak sınıfta grup sözcüsü tarafından sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 2 - Bir araştırma planı hazırlanmıştır. - Grupta görev dağılımı yapılmamıştır. - Grup sözcüsü seçilmemiştir. Araştırma, Buzdolabının çalışmasında gazlardan nasıl yararlanılmaktadır?/Küresel ısınmanın nedenleri nelerdir? Araştırma, tek kaynaktan yazılmıştır. - Araştırmanın içeriği konu ile kısmen örtüşmektedir. - Grup sözcüsü seçilemediğinden araştırmanın sunumu tam olarak gerçekleştirilememiştir. - Araştırma gereksiz ayrıntılarla doldurulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 1 - Araştırma planı yapılmamıştır. - Bir grup sözcüsü belirlenmemiştir. - Araştırmanın içeriği amaçla örtüşmemektedir. - Araştırmanın sunumu yapılmamıştır. - Araştırma zamanında teslim edilmemiştir. 260 d) ‟Doğa ve Teknoloji” performans görevinin dereceli puanlama anahtarı. Grubun Adı: Grubun Ödevi Sunduğu Tarih: Açıklama: Aşağıdaki dereceli puanlama anahtarı, yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için hazırlanmıştır. Bu anahtar aynı zamanda çalışmanızda hangi ölçütlere dikkat edeceğiniz konusunda size bilgi vermektedir. Performans Düzeyi Ölçüt Tanımlamaları 4 - Ayrıntılı bir araştırma planı yapılmıştır. - Araştırma, çok çeşitli kaynaklardan araştırılarak üç sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği konu ile ilgili resim ve fotoğraflarla desteklenmiştir. - Araştırmanın içeriği konu ile tam uyuşmaktadır. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. Araştırma sonuçları yazılı bir metne bağlı kalınmadan, görsel araç-gereçlerle desteklenerek sınıfta mükemmel bir şekilde sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 3 - Ayrıntılı bir araştırma planı yapılmıştır. - Araştırma, birkaç kaynaktan araştırılarak üç sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği konu ile ilgili resim ve fotoğraflarla desteklenmiştir. - Araştırmanın içeriği konu ile örtüşmektedir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar kısmen raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları yazılı bir metne bağlı kalınmadan, görsel araç-gereçlerle desteklenerek sınıfta sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 2 - Bir araştırma planı hazırlanmıştır. - Araştırma, tek kaynaktan yazılmıştır. - Araştırmanın içeriği konu ile ilgili resim ve fotoğraflarla kısmen desteklenmiştir. - Araştırmanın içeriği konu ile kısmen örtüşmektedir. - Araştırma sonuçları yazılı bir metne bağlı kalınarak, görsel araç-gereçlerle desteklenmeden sınıfta sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 1 - Araştırma planı yapılmamıştır. - Araştırmanın içeriği amaçla örtüşmemektedir. - Araştırmanın sunumu yapılmamıştır. - Araştırma zamanında teslim edilmemiştir. 261 f) ‟Farkında mıyız?” performans görevinin dereceli puanlama anahtarı Öğrencinin adı-soyadı : Numarası : Açıklama: Aşağıdaki dereceli puanlama anahtarı, yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için hazırlanmıştır. Bu anahtar aynı zamanda çalışmanızda hangi ölçütlere dikkat edeceğiniz konusunda size bilgi vermektedir. Performans Düzeyi Ölçüt Tanımlamaları 4 - Ayrıntılı bir araştırma planı yapılmıştır. - Araştırma, çok çeşitli kaynaklardan araştırılarak dört sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği, amaç ile tam uyuşmaktadır. Cevap aranması istenen iki soruda ayrıntılı bir şekilde cevaplanmıştır. - Araştırmanın içeriği konu ile ilgili resim ve fotoğraflarla desteklenmiştir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları yazılı bir metne bağlı kalınmadan, görsel araç-gereçlerle desteklenerek sınıfta mükemmel bir şekilde sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 3 - Bir araştırma planı yapılmıştır. - Araştırma, çeşitli kaynaklardan araştırılarak dört sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği, amaç ile uyuşmaktadır. Cevap aranması istenen iki soru kabul edilebilir düzeyde cevaplanmıştır. - Araştırmanın içeriği konu ile ilgili resim ve fotoğraflarla desteklenmiştir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları yazılı bir metne bağlı kalınmadan, görsel araç-gereçlerle desteklenerek sınıfta sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 2 - Bir araştırma planı yapılmıştır. - Araştırma, iki kaynaktan araştırılarak dört sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği, amaç ile kısmen uyuşmaktadır. Cevap aranması istenen iki sorudan biri kısmen cevaplanabilmiştir. Diğer sorunun cevabına değinilmemiştir. - Araştırmanın içeriği konu ile ilgili resim ve fotoğraflarla kısmen desteklenmiştir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları yazılı bir metne bağlı kalınarak, görsel araç-gereçlerle desteklenmeden sınıfta sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 1 - Araştırma planı yapılmamıştır. - Araştırmanın içeriği amaçla örtüşmemektedir. - Araştırmanın sunumu yapılmamıştır. - Araştırma zamanında teslim edilmemiştir. 262 g) ‟Pilleri Paralel Bağlayalım” performans görevinin dereceli puanlama anahtarı Grubun Adı : Grubun Ödevi Sunduğu Tarih : Açıklama: Aşağıdaki dereceli puanlama anahtarı, yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için hazırlanmıştır. Bu anahtar aynı zamanda çalışmanızda hangi ölçütlere dikkat edeceğiniz konusunda size bilgi vermektedir. Performans Düzeyi Ölçüt Tanımlamaları 4 - Ayrıntılı bir araştırma planı yapılmıştır. - Grupta görev paylaşımı yapılmıştır. - Bir grup sözcüsü belirlenmiştir. - Araştırma, çeşitli kaynaklardan araştırılarak iki sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği konu ile tam örtüşmektedir. - Araştırma sonuçları sınıfta diğer gruplarla birleştirilmiştir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları görsel materyallerden de yararlanılarak sınıfta grup sözcüsü tarafından yazılı bir metne bağlı kalmadan mükemmel bir şekilde sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 3 - Ayrıntılı bir araştırma planı yapılmıştır. - Bir grup sözcüsü belirlenmiştir. - Grupta görev paylaşımı yapılmıştır. - Araştırma, birkaç kaynaktan araştırılarak iki sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği konu ile örtüşmektedir. - Araştırma sonuçları sınıfta diğer gruplarla birleştirilmiştir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar kısmen raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları görsel materyallerden de yararlanılarak sınıfta grup sözcüsü tarafından yazılı bir metne bağlı kalınmadan sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 2 - Bir araştırma planı hazırlanmıştır. - Grupta görev dağılımı yapılmamıştır. - Grup sözcüsü seçilmemiştir. - Araştırma, tek kaynaktan yazılmıştır. - Araştırmanın içeriği konu ile kısmen örtüşmektedir. - Araştırma sonuçları sınıfta diğer gruplarla birleştirilememiştir. - Grup sözcüsü seçilemediğinden araştırmanın sunumu tam olarak gerçekleştirilememiştir. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 1 - Araştırma planı yapılmamıştır. - Bir grup sözcüsü belirlenmemiştir. - Araştırmanın içeriği amaçla örtüşmemektedir. - Araştırmanın sunumu yapılmamıştır. - Araştırma zamanında teslim edilmemiştir. 263 h) ‟ Bu Ne Yaman Çelişki” proje görevinin dereceli puanlama anahtarı Öğrencinin Adı-Soyadı : Numarası : Açıklama: Aşağıdaki dereceli puanlama anahtarı, yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için hazırlanmıştır. Bu anahtar aynı zamanda çalışmanızda hangi ölçütlere dikkat edeceğiniz konusunda size bilgi vermektedir. Ölçütler ve Ölçüt Tanımları Performans Düzeyi İçerik 4 “Çelişki” kavramı ile ilgili çok çeşitli kaynaklardan veriler toplanmıştır. Elde edilen bilgileri iyi organize ederek anlamlı sonuçlar çıkarmıştır. Metinde belirtilen çelişkiyi çözerek düşüncelerini mantıklı gerekçelerle desteklemiştir. Rapor anlaşılır biçimde Türkçe yazım kurallarına uygun olarak hazırlanmıştır. Kullanılan kaynaklar rapora yansıtılmıştır. Çalışma zamanında teslim edilmiştir. 3 “Çelişki” kavramı ile ilgili çeşitli kaynaklardan veriler toplanmıştır. Elde edilen bilgileri organize ederek anlamlı sonuçlar çıkarmıştır. Metinde belirtilen çelişkiyi çözerek düşüncelerini kısmen mantıklı gerekçelerle desteklemiştir. Rapor anlaşılır biçimde Türkçe yazım kurallarına uygun olarak hazırlanmıştır. Kullanılan kaynaklar rapora yansıtılmıştır. Çalışma zamanında teslim edilmiştir. 2 “Çelişki” kavramı ile ilgili iki kaynaktan veri toplanmıştır. Elde edilen bilgileri kısmen organize ederek sonuçlar çıkarmıştır. Metinde belirtilen çelişkiyi kısmen çözerek düşüncelerini aktarmıştır. Rapor anlaşılır bir şekilde yazılmamıştır. Türkçe yazım kurallarına tam olarak uyulmamıştır. Kullanılan kaynaklar rapora yansıtılmıştır. Çalışma zamanında teslim edilmiştir. 1 “Çelişki” kavramı ile ilgili toplanan veriler bilimsel değildir. Tek kaynaktan veri toplanmıştır. Metinde belirtilen çelişkiye açıklık getirilememiştir. Rapor anlaşılır değildir. Raporda çok fazla Türkçe yazım hatası yapılmıştır. Çalışma zamanında teslim edilmemiştir. Düşünce Etkinliğinin Düzenlenmesi 4 Düşünce etkinliğinde nasıl bir yol izleyeceğini ayrıntılı bir şekilde anlatmıştır. Kurgulanan etkinlik amaçla tam olarak örtüşmektedir. Etkinliğin sonucunda metinde belirtilen çelişkiyi nasıl çözdüğünü mantıklı gerekçeler sunarak mükemmel bir şekilde açıklamıştır. 3 Düşünce etkinliğinde nasıl bir yol izleyeceğini anlatmıştır. Kurgulanan etkinlik amaçla kısmen uyuşmaktadır. Etkinliğin sonucunda metinde belirtilen çelişkiyi nasıl çözdüğünü mantıklı gerekçeler sunarak açıklamaya çalışmıştır. 2 Düşünce etkinliğini tam olarak kurgulayamamıştır. Etkinliğin sonucunda metinde belirtilen çelişkiye kısmen mantıklı bir açıklama getirmiştir. 1 Düşünce etkinliğini doğru olarak kurgulayamamıştır. Kurgulanan etkinlik ile amaç örtüşmemektedir. Etkinlik sonucunda metinde belirtilen çelişkiye bir açıklama getirilememiştir. 264 Sunum 4 Sunumu hedefe yönelik materyallerle destekleyerek verilen sürede tamamladı. Çalışmayı dinleyicilerin dikkatini çekebilecek şekilde sundu. Sunum esnasında sesini ve beden dilini mükemmel kullandı. 3 Sunumu hedefe yönelik materyallerle destekleyerek verilen sürede tamamladı. Çalışmayı dinleyicilerin dikkatini çekebilecek şekilde sundu. Sunum esnasında sesini ve beden dilini kısmen etkili kullanabildi. 2 Sunumu hedefe yönelik materyallerle destekleyerek verilen sürede tamamladı. Sunumu esnasında dinleyicilerin dikkatini çekemedi. Sunum esnasında sesini ve beden dilini etkili kullanamadı. 1 Sunumu hedefe yönelik materyallerle destekleyerek verilen sürede tamamlayamadı Sunumu esnasında dinleyicilerin dikkatini çekemedi. Sunum esnasında sesini ve beden dilini etkili kullanamadı. 265 ı) ‟Frekansları Karıştırıyorum” performans görevinin dereceli puanlama anahtarı Grubun Adı : Grubun Ödevi Sunduğu Tarih : Açıklama: Aşağıdaki dereceli puanlama anahtarı, yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için hazırlanmıştır. Bu anahtar aynı zamanda çalışmanızda hangi ölçütlere dikkat edeceğiniz konusunda size bilgi vermektedir. Performans Düzeyi Ölçüt Tanımlamaları 4 - Ayrıntılı bir araştırma planı yapılmıştır. - Grupta görev paylaşımı yapılmıştır. - Bir grup temsilcisi belirlenmiştir. - Araştırma, çeşitli kaynaklardan araştırılarak bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği konu ile tam örtüşmektedir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları sınıfta grup sözcüsü tarafından Powerpoint sunusu hâlinde mükemmel bir şekilde sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 3 - Ayrıntılı bir araştırma planı yapılmıştır. - Grupta görev paylaşımı yapılmıştır. - Bir grup temsilcisi belirlenmiştir. - Araştırma, çeşitli kaynaklardan araştırılarak bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği konu ile örtüşmektedir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları sınıfta grup sözcüsü tarafından Powerpoint sunusu hâlinde sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 2 - Bir araştırma planı hazırlanmıştır. - Grupta görev dağılımı yapılmamıştır. - Grup temsilcisi seçilmemiştir. - Araştırma, tek kaynaktan yazılmıştır. - Araştırmanın içeriği konu ile kısmen örtüşmektedir. - Grup sözcüsü seçilemediğinden araştırmanın sunumu tam olarak gerçekleştirilememiştir. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 1 - Araştırma planı yapılmamıştır. - Bir grup temsilcisi belirlenmemiştir. - Araştırmanın içeriği amaçla örtüşmemektedir. - Araştırma sonuçları Powerpoint sunusuna dönüştürülmemiştir. Yazılı bir metne bağlı kalınarak özetlenmiştir. - Araştırma zamanında teslim edilmemiştir. 266 i) ‟Dalgalardan Elektrik Üretiyorum” performans görevinin dereceli puanlama anahtarı Öğrencinin Adı-Soyadı : Numarası : Açıklama: Aşağıdaki dereceli puanlama anahtarı, yaptığınız çalışmayı değerlendirmek için hazırlanmıştır. Bu anahtar aynı zamanda çalışmanızda hangi ölçütlere dikkat edeceğiniz konusunda size bilgi vermektedir. Performans Düzeyi Ölçüt Tanımlamaları 4 - Ayrıntılı bir araştırma planı yapılmıştır. - Araştırma, çok çeşitli kaynaklardan araştırılarak dört sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği, amaç ile tam uyuşmaktadır. Araştırmanın içeriği konu ile ilgili resim ve fotoğraflarla desteklenmiştir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları powerpoint sunusuna dönüştürülerek sınıfta mükemmel bir şekilde sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 3 - Bir araştırma planı yapılmıştır. - Araştırma, çeşitli kaynaklardan araştırılarak dört sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği, amaç ile uyuşmaktadır. Araştırmanın içeriği konu ile ilgili resim ve fotoğraflarla desteklenmiştir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları powerpoint sunusuna dönüştürülerek sınıfta sunulmuştur. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 2 - Bir araştırma planı yapılmıştır. - Araştırma, iki kaynaktan araştırılarak dört sayfalık bir rapor hâline dönüştürülmüştür. - Araştırmanın içeriği, amaç ile kısmen uyuşmaktadır. - Araştırmanın içeriği konu ile ilgili resim ve fotoğraflarla kısmen desteklenmiştir. - Araştırmada yararlanılan kaynaklar raporda belirtilmiştir. - Araştırma sonuçları yazılı bir metne bağlı kalınarak özetlenmiştir. Powerpoint sunusu kısmen yapılabilmiştir. - Araştırma zamanında teslim edilmiştir. 1 - Araştırma planı yapılmamıştır. - Araştırmanın içeriği amaçla örtüşmemektedir. - Araştırmanın sunumu yapılmamıştır. - Araştırma zamanında teslim edilmemiştir. 267 EK - 2: ÖZ DEĞERLENDİRME FORMU Bu form yaptığınız çalışmada kendinizi değerlendirmeniz için hazırlanmıştır. Çalışmalarınızı en doğru yansıtan seçeneğe (x) işareti koyunuz. Daha sonraki üç soruda ise (9,10,11) cevaplarınızı boş bırakılan yerlere yazınız. Bu form sonuçları hiçbir şekilde not vermek amacıyla kullanılmayacaktır. Bu nedenle sorulara içtenlikle cevap veriniz. Öğrencinin Adı-Soyadı Çalışmanın Adı Değerlendirme Tarihi : : : Davranış ve Tutumlar Dereceler Her zaman Genellikle Bazen Hiçbir zaman 1. Çalışmamı planlı bir şekilde yaptım. 2. Çalışmamı zamanında tamamladım. 3. Arkadaşlarımın anlattıklarını ve önerilerini dinledim. 4. Anlamadığım yerlerde sorular sordum. 5. Grup arkadaşlarıma çalışmalarında destek oldum. 6. Grup çalışmalarında üzerime düşen görevleri yerine getirdim. 7. Çalışmalarımı çeşitli kaynaklardan araştırmaya özen gösterdim. 8. Çalışmalarımı sunarken görsel araç-gereç kullanmaya özen gösterdim. 9. Bu çalışmayı yaparken karşılaştığım en büyük problem: ……………………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………………………… ……………………………………………................................................................................................. 10. Bu çalışmadan öğrendiklerim: ……………………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………………………… ……………………………………………................................................................................................. 11. Bu çalışmayı tekrar yapacak olsaydım: ……………………………………………………………………………………………………………… ………………………………………………………………………………………………………………… ……………………………………………................................................................................................. 268 EK - 3: GRUP DEĞERLENDİRME FORMU Aşağıdaki tablo grubunuzu en iyi şekilde ifade etmeniz için hazırlanmıştır. Çalışmalarınız sonrasında grup üyeleriyle bir araya gelerek grubunuzu en iyi yansıtan seçeneğe (x) işareti koyunuz. Not: Bu form sonuçlarında sizlere herhangi bir not verilmeyecektir. Lütfen içtenlikle cevaplayınız. Yapılan Çalışmanın Adı Sınıf : : Performans Düzeyi Değerlendirilecek Tutum ve Davranışlar Her zaman Bazen Hiçbir zaman 1. Araştırmamız için bir plan yaptık. 2. Görev dağılımı yaptık. 3. Görüşlerimizi rahatlıkla paylaştık. 4. Grupta uyum içerisinde çalıştık. 5. Sorumluluklarımızı tam anlamıyla yerine getirdik. 6. Grupta birbirimize güvenerek çalıştık. 7. Çalışmalarımız sırasında birbirimizi cesaretlendirdik. 8. Çalışmalarımızı planladığımız sürede bitirdik. Çalışma Hakkında Genel Yorumlar : ............................................................................................................................................... ............................................................................................................................................... ............................................................................................................................................... ............................................................................................................................................... ............................................................................................................................................... 269 EK - 4: GRUP ÇALIŞMALARINA İLİŞKİN GRUP İÇİ DEĞERLENDİRME FORMU Bu form, grup çalışmalarınızda grup arkadaşlarınızla yaptığınız çalışmaların daha etkili ve nitelikli olması için size uygulamalarınız hakkında geri bildirim sağlayacaktır. Aşağıda gözlemlemeniz beklenen davranışlara ilişkin ölçütler verilmiştir. Kendinizi ve grup arkadaşlarınızı aşağıda verilen ölçütleri dikkate alarak 1-4 arası düzeyinde değerlendiriniz. Bu form sonuçları hiçbir şekilde not vermek amacıyla kullanılmayacaktır. Bu nedenle sorulara içtenlikle cevap veriniz. Değerlendirmeyi Yapan Öğrencinin Adı-Soyadı Değerlendirmenin Yapıldığı Tarih : : 4 (Her zaman) 3 (Genellikle) 2 (Bazen) Proje Çalışması Kendi üzerine düşen görevi zamanında başarıyla yaptı. Grubun genel olarak öğrenimini destekledi. Gruptaki görev dağılımına uydu. İsteklilik ve Çaba Çalışma toplantılarına hazırlıklı ve zamanında geldi. Görevler için gönüllü oldu ve kendi görevi dışındaki çalışmalar için de yapıcı öneriler sundu. Takım Davranışı Grup arkadaşlarına saygı duyuyor. Yeni görüş ve fikirlere olumlu katkılarda bulunuyor. Diğer grup arkadaşlarını küçük düşürecek ve geri plana itecek davranışlarda bulunmuyor. İletişim ve sorunların çözümü Grupla birlikte karar veriyor. Sorunları çözmek için etkili ve doğru yöntemleri seçiyor. Grupla iyi iletişim kuruyor. Grubun sorunlarını gecikmeden gündeme getiriyor. Grup arkadaşlarına zamanında ve etkili geribildirimde bulunuyor. Öğrencinin Grup Çalışması Hakkındaki Yorumları: 270 V. Arkadaşım IV. Arkadaşım III. Arkadaşım II. Arkadaşım Ben Gözlenen Davranışlar 1. Arkadaşım Grup Üyelerinin İsimleri 1 (Hiçbir zaman) EK - 5: Problem Çözme Becerileri 1. Araştırılacak bir problem belirler ve bu problemi çözmek için plan yapar. a. Çözülecek problemi tanımlar. b. Ön bilgi ve deneyimlerini de kullanarak araştırmaya başlamak için çeşitli kaynaklardan bilgi toplar. c. Bilimsel bilgi ile görüş ve değerleri birbirinden ayırt eder. d. Belirlediği problem için test edilebilir bir hipotez kurar. e. Söz konusu problem veya araştırmadaki bağımlı, bağımsız ve kontrol edilen değişkenleri belirler. f. Değişkenlerin ölçüleceği uygun ölçüm aracını belirler. g. Problem için uygun bir çözüm tasarlar. 2. Belirlediği problemin çözümü için deney yapar ve veri toplar. a. Uygun deney malzemelerini veya araç-gereçlerini tanır ve güvenli bir şekilde kullanır. b. Gerektiğinde amacını gerçekleştirecek araçlar tasarlar. c. Kurduğu hipotezi sınamaya yönelik düzenekler kurar. d. Hipotez test etme sürecinde kontrol edilen değişkenleri sabit tutarken, bağımsız değişkenin bağımlı değişken üzerindeki etkisini ölçer. e. Ölçümlerindeki hata oranını azaltmak için yeterli sayıda ölçüm yapar. f. Gözlem ve ölçümleri sonucunda elde edilen verileri düzenli bir biçimde birimleriyle kaydeder. 3. Problemin çözümü için elde ettiği verileri işler ve yorumlar. a. Deney ve gözlemlerden toplanan verileri tablo, grafik, istatistiksel yöntemler veya matematiksel işlemler kullanarak analiz eder. b. Analiz ve modelleme sürecinde sayısal işlem yaparken hesap makinesi, hesap çizelgesi, grafik programı vb. araçları kullanır. c. Verilerin analizi sonucunda ulaştığı bulguları matematiksel eşitlikler gibi modellerle ifade eder. d. Bulguları veya oluşturulan modeli yorumlar. e. Oluşturulan modeli değişik problemlerin çözümüne uyarlar. f. Problem çözümü esnasında yapılabilecek olası hata kaynaklarının farkına varır. g. Problem çözümlerinde matematiksel işlemleri kullanmayı yaşam tarzı hâline getirir. h. Araştırmanın sınırlılıklarını sonucu yorumlamada kullanır. i. Kendi bulgularını diğer bulgularla karşılaştırarak aralarında ilişki kurar. 271 EK - 6: Bilişim ve İletişim Becerileri 1. Bilgiyi arar, bulur ve uygun olanı seçer. a. Farklı bilgi kaynaklarını kullanır. b. Bilgi kaynaklarının güvenilir ve geçerli olup olmadığını kontrol eder. c. Çoklu arama kriterleri kullanır. d. Amacına uygun bilgiyi arar, bulur ve seçer. e. Bilişim becerilerini kullanacağı bir strateji geliştirir. 2. Amacına uygun bilgi geliştirir. a. Bilgileri sentezler ve yeni bilgiler elde eder. b. Geliştirdiği stratejileri amaca uygun şekilde uyarlar. c. Geliştirdiği stratejinin uygulama sürecini değerlendirir. 3. Bilgiyi en etkin şekilde sunar. a. Çıktıların doğru olduğu ve amaca uygun sunumlar hazırlar. b. Sunum hazırlarken metin, sayı, resim, grafik, şema veya tablo gibi mümkün olduğunca farklı formatları kullanır. c. Uygun teknolojik ortam ve ürünleri (İnternet, bilgisayar, projeksiyon, tepegöz, slayt, hologram, video vb.) kullanarak etkili bir sunum yapar. 4. İletişim becerileri geliştirir. a. Fizikle ilgili konuşmaları dikkatli bir şekilde ve ilgiyle dinler. b. Fizik kavram, terim ve yasalarını içeren makale veya diğer yazılı materyalleri okur ve anlar. c. Fizikle ilgili iletişimlerinde (sözlü, yazılı, görsel vb.) uygun terminolojileri kullanır. d. Karmaşık bilgileri açık, anlaşılır ve öz olarak ifade eder. e. İletişim sürecinin etkililiğini değerlendirir. 5. Temel bilgisayar becerileri geliştirir. a. Fizikle ilgili uygulamalar için gerekli olan donanım becerilerini geliştirir. b. Fizikle ilgili yazılımların etkin bir şekilde kullanımı için işletim sistemi becerilerini geliştirir. c. Fizikle ilgili verileri işlemek ve sunmak için uygun ofis uygulamalarını (kelime işlemci, hesap çizelgesi, sunumcu, veri tabanı vb.) kullanır. d. Fiziğin öğrenilmesi ve öğretilmesi amacıyla geliştirilmiş paket programları kullanır. e. Fizik alanında bilgiye ulaşma, geliştirme ve paylaşmada gerekli İnternet becerilerini geliştirir. f. Soyut kavramları somutlaştırmak; pahalı, tehlikeli ve zor olan fiziksel etkinlikleri canlandırmak için basit simülasyon ve animasyonlar hazırlar. 272 EK - 7: Fizik-Teknoloji-Toplum-Çevre Kazanımları 1. Fizik ve teknolojinin doğasını anlar. a. Fiziği tanımlar ve evrendeki olayları anlamaya yardımcı temel bilimlerden biri olduğunu kavrar. b. Fizik biliminin sınanabilir, sorgulanabilir, yanlışlanabilir ve delillere dayandırılabilir bir yapısı olduğunu anlar. c. Fizik bilimindeki bilgilerin ivmeli bir şekilde arttığını fark eder. d. Fizik bilimindeki bilimsel bir bilginin her zaman mutlak doğru olmadığının; belli şartlar ve sınırlılıklar içinde geçerli olduğunun farkına varır. e. Fizik bilimindeki bilimsel bilginin değişiminde delillerin, teorilerin ve/veya paradigmaların (bilim insanları tarafından ortaklaşa kabul edilen görüşlerin) rolünü açıklar. f. Fizik bilimindeki bilimsel bilginin değişiminin genellikle sürekli olduğunu fakat bazen de aradigma kayması şeklinde olabileceğini fark eder. g. Yeni bir delil ortaya çıktığında mevcut bilimsel bilginin test edilerek sınırlandığını, düzeltildiğini veya yenilendiğini fark eder. h. Anahtar fizik kavramlarının farkına varır (değişim, etkileşim, kuvvet, alan, korunum, ölçme, olasılık, kesinlik, ölçek, denge, madde-enerji ilişkisi, uzayzaman yapısı, rezonans, entropi vb...). i. Fizik ile felsefe arasındaki ilişkiyi inceler. j. Teknolojiyi tanımlar ve teknolojik değişimin farkına varır. k. Teknolojik tasarımın bir süreç olduğunu ve çeşitli aşamalardan (tasarım özelliklerini belirlemek, ön-tasarım yapmak, iş bölümü yapmak, model ve simülasyondan faydalanmak, deneme üretimi ve ürünün değerlendirilmesi gibi) oluştuğunu anlar. l. Teknolojinin kendi başına ne iyi ne de kötü olduğunu ancak ürünlerin ve sistemlerin kullanımı hakkındaki kararların istendik veya istenmedik sonuçlara yol açabileceğini fark eder ve örneklerle açıklar. m. İşlev, güvenlik, maliyet, estetik ve çevresel etkiler vb. açılardan hiçbir teknolojik tasarımın mükemmel olmadığını; kullanılan materyallerin özellikleri ve doğa kanunlarının teknoloji ürünlerini sınırlandırdığını anlar. n. Fizik ve teknolojiye farklı kültürlerden birçok kadın ve erkeğin katkıda bulunduğunu farkına varır. o. Fiziğin ve teknolojinin ilerlemesinde sürekli test etmenin, gözden geçirmenin ve eleştirmenin rolünü değerlendirir. p. Bilimsel ve teknolojik uygulamalar açısından fiziğin diğer bilim dallarıyla bağlantısını kurar. 2. Fizik ve teknolojinin birbirini nasıl etkilediğini analiz eder. a. Fizik ve teknoloji arasındaki etkileşimin tarihsel gelişimini inceler. b. Teknolojik bir yeniliğin, Fizik bilimindeki bilimsel bilgilerin gelişmesine yaptığı katkıyı örneklerle belirler ve açıklar. c. Fizikteki, bilimsel bir bilginin teknolojinin gelişmesine yaptığı katkıyı 273 örneklerle belirler ve açıklar. d. Günlük yaşamdaki problemlerin çözümünde fizik ve teknoloji arasındaki ilişkinin önemini kavrar. e. Günlük yaşamda kullanılan teknolojik ürünlerin çalışma prensiplerini ve/veya işlevini bilimsel bilgiyi kullanarak açıklar. f. Teknolojik bir tasarım yapar ve bu süreçte kullanılan bilimsel bilgiyi açıklar. 3. Fizik ve teknolojinin birey, toplum ve çevre ile etkileşimini analiz eder. a. Bireyin, toplumun ve çevrenin fizik ve teknolojiyi nasıl etkilediğini açıklar. b. Fizik ve teknolojinin birey, toplum ve çevre üzerindeki (sosyal, kültürel, ekonomik, politik, ahlaki vb. konularda) geçmiş, günümüz ve gelecekteki olumlu ve olumsuz etkilerini inceler. c. Teknolojinin olumsuz etkilerine yine fizik ve teknolojideki gelişmelerle önlem alınabileceğini, bu etkilerin azaltılabileceğini veya giderilebileceğini anlar. d. Bireyin, toplumun ve çevrenin geleceğini etkileyebilecek fizik ve teknoloji temelli güncel tartışmalara katılır. e. Teknolojinin sağladığı faydaları; ekonomik, çevre ve sosyal maliyetleri dengelemesi bakımından karşılaştırır. f. Fizik biliminin uygulamaları ile etik değerler arasındaki ilişkiyi inceler. g. Fizik bilimindeki bilimsel fikirlerin ve uygulamalarının benimsenmesinde toplum içinde farklı görüşlerin olabileceğini fark eder. h. Çevre sorunlarında karar verilirken fizik bilimi ve teknolojinin toplum tarafından nasıl kullanıldığını gözlemler. i. Fizik bilimi ve teknolojideki araştırma projelerine kaynak sağlanmasının öneminden ve koşullarından haberdar olur. j. Fizik ve teknoloji temelli meslekler ile öğrendikleri fizik konuları arasında bağlantı kurar. k. Birey, toplum ve çevre ihtiyaçlarını dikkate alarak daha iyi bir yaşam için ilgili sosyal sorunlara fizik bilimi ve teknolojiyi kullanarak çözüm önerir. l. Birey, toplum ve çevre ile ilgili problemlere çözüm ararken bazı konularda şu anki fizik ve teknoloji bilgisinin yetersiz kaldığına örnekler verir. m. Uygun iletişim ortamlarından (kongre, toplantı, seminer, İnternet, televizyon, radyo vb.) faydalanılarak bilimsel ya da teknolojik sonuçları paylaşmanın önemini açıklar. n. Fizik ve teknolojideki önemli bir kilometre taşının, bilim dünyasını ve toplumu nasıl değiştirdiğini açıklar. o. Toplumların fizik ve teknolojik gelişmelerde rekabet içinde olduğunu fark eder. p. Fizik ve teknolojiye ülkemizin katkısını açıklar. r. Alet ve cihazların güvenli kullanımı için gerekli temel ilkeleri bilir. s. Ulusal ve uluslararası kalite tescil kuruluşlarının görevlerini bilir ve bunların ürünler üzerinde kullanılan ilgili sembollerini tanır. 274 EK - 8: Tutum ve Değerler 1. Kendine ve diğerlerine karşı olumlu tutum ve değerler geliştirir. a. İlgili, meraklı, içten, dürüst, açık fikirli ve girişimcidir/yaratıcıdır. b. Dışarıdan gelen yapıcı eleştirilere açıktır ve gerekeni yapar. c. Delillere göre karar verir. d. Kendisinin ve diğerlerinin yaptığı işi tarafsız ve eleştirel olarak değerlendirir. e. Uzun zamanlı hedeflere ulaşmak için kısa zamanlı hedefler belirler ve ulaşıp ulaşmadığını kontrol eder. f. Verimli çalışma becerileri geliştirir. g. Toplu olarak nasıl çalışılacağını planlar, gelişmelerin plana uygun olup olmadığını kontrol eder ve gerekiyorsa planları değiştirir. h. Gerektiğinde başkalarına yardım önerir veya yardım talep eder. i. Diğerlerinin görüşlerini dinler ve değer verir. j. Bilim insanlarının çalışmalarına değer verir. k. Bireysel olarak ve/veya diğerleri ile işbirliği içerisinde çalışır. l. Bireysel ve grup çalışmalarında kendi sorumluluklarını yerine getirir. m. Kendisinin ve diğerlerinin güvenliğine dikkat eder ve özen gösterir. 2. Fiziğe ve dünyaya karşı olumlu tutum ve değerler geliştirir. a. Fizikteki gelişmeleri takip ve taktir eder. b. Fiziğin ve teknolojinin bugünkü sınırlılıklarını bilir ve ona göre davranır. c. Yaşamındaki olaylarla ilgili karar verirken gerektiğinde fizikte öğrendiklerini uygular. d. Fizikteki gelişmelerin günlük yaşamımızdaki uygulamalarından dolayı çevresel, ekonomik ve sosyal sonuçlarından haberdar olur. e. Bir çok meslek dalının fizik bilgisi içerdiği gerçeğinden yola çıkarak fiziğe değer verir. f. Ülkemizin kalkınmasında bilim ve teknolojinin önemini fark ederek bunları geliştirmek için kendini sorumlu hisseder. g. Çevresindeki canlı ve cansız varlıkları korur. h. Kaynakları tasarruflu kullanır ve/veya bu konuda başkalarını uyarır. 3. Yaşam boyu öğrenmeye karşı olumlu tutum ve değerler geliştirir. a. Yaşam boyu öğrenmenin gerekliliğinin farkına vararak sürekli öğrenmeye istek olur. b. Yaşam boyu öğrenmeye yönelik alışkanlıklar geliştirir. c. Bilimsel bilgininin sürekli geliştiğinin ve dolayısıyla kendi bilgilerini de sürekli geliştirmesi gerektiğinin farkına varır. d. Hedefine ulaşmak için yeni denemeler yapmakta ısrarcıdır. e. Öğrenme sürecinde karşılaştığı zorluklardan morali bozulmaz, bu zorlukları aşmaya çalışır. f. Öğrenmeyi öğrenir ve öğrenmekten zevk alır. g. Öğrenmekten veya öğrenmemekten öncelikle kendisini sorumlu tutar. 275 KİTAPTA KULLANILAN SEMBOLLER SEMBOL OKUNUŞU α β δ, ∆ ε φ, Ф γ λ μ ν ω, Ω π ϱ, ρ σ, Σ θ Alfa 276 Beta Delta Epsilon Fi Gama Lamda Mü Nü Omega Pi Ro Sigma Teta KİTAPTA KULLANILAN SABİTLER NİCELİK Işık hızı Elektronun yükü Elektronun durgun kütlesi Protonun durgun kütlesi Coulomb sabiti Compton dalga boyu SEMBOL YAKLAŞIK DEĞERİ c e me mp k λc 3,0∙108 m/s -1,6∙10-19 C 9,1∙10-31 kg 1,67∙10-27 kg 9∙109 N∙m2/C2 0,024 Å 277 BİRİMLERİN STANDART KISALTMALARI VE SEMBOLLERİ SEMBOL YAZILIŞI SEMBOL YAZILIŞI A Å cd C dak dev eV g Hz J cal K kg amper angstrom candela coulomb dakika devir elektronvolt gram hertz joule kalori kelvin kilogram kcal lm lx MeV m N h s o C T V W Wb kilokalori lümen lüks megaelektronvolt metre newton saat saniye derece selsiyus tesla volt watt weber 278 UZUNLUK BİRİMLERİ Birimi Sembolü 1 angstrom 1 mikron 1 milimetre 1 santimetre 1 desimetre 1 metre 1 dekametre 1 hektometre 1 kilometre 1 megametre Å μ mm cm dm m dam hm km Mm Metre cinsinden değeri 10-10 m 10-6 m 10-3 m 10-2 m 10-1 m 10o m 101 m 102 m 103 m 106 m 279 KATLAR VE ASKATLAR Ön ek Sembol Büyüklük (çarpan) Piko Nano Mikro Mili Santi Desi Deka Hekto Kilo Mega Giga Tera p n 10-12 10-9 10-6 10-3 10-2 10-1 101 102 103 106 109 1012 μ m c d da h k M G T 280 TRİGONOMETRİK CETVEL AÇI SİN COS TAN 0,000 0,000 1,000 1 0,017 0,017 2 0,035 3 AÇI SİN COS TAN 0,803 0,719 0,695 1,036 0,820 0,731 0,682 1,072 48 0,838 0,743 0,669 1,111 0,052 49 0,855 0,755 0,656 1,150 0,998 0,070 50 0,873 0,766 0,643 1,192 0,087 0,996 0,087 51 0,890 0,777 0,629 1,235 0,105 0,105 0,995 0,105 52 0,908 0,788 0,616 1,280 7 0,122 0,122 0,993 0,123 53 0,925 0,799 0,602 1,327 8 0,140 0,139 0,990 0,141 54 0,942 0,809 0,588 1,376 9 0,157 0,156 0,988 0,158 55 0,960 0,819 0,574 1,428 10 0,175 0,174 0,985 0,176 56 0,977 0,829 0,559 1,483 11 0,192 0,191 0,982 0,194 57 0,995 0,839 0,545 1,540 12 0,209 0,208 0,978 0,213 58 1,012 0,848 0,530 1,600 13 0,227 0,225 0,974 0,231 59 1,030 0,857 0,515 1,664 14 0,244 0,242 0,970 0,249 60 1,047 0,866 0,500 1,732 15 0,262 0,259 0,966 0,268 61 1,065 0,875 0,485 1,804 16 0,279 0,276 0,961 0,287 62 1,082 0,883 0,469 1,881 17 0,297 0,292 0,956 0,306 63 1,100 0,891 0,454 1,963 18 0,314 0,309 0,951 0,325 64 1,117 0,899 0,438 2,050 19 0,332 0,326 0,946 0,344 65 1,134 0,906 0,423 2,145 20 0,349 0,342 0,940 0,364 66 1,152 0,914 0,407 2,246 21 0,367 0,358 0,934 0,384 67 1,169 0,921 0,391 2,356 22 0,384 0,375 0,927 0,404 68 1,187 0,927 0,375 2,475 23 0,401 0,391 0,921 0,424 69 1,204 0,934 0,358 2,605 24 0,419 0,407 0,914 0,445 70 1,222 0,940 0,342 2,747 25 0,436 0,423 0,906 0,466 71 1,239 0,946 0,326 2,904 26 0,454 0,438 0,899 0,488 72 1,257 0,951 0,309 3,078 27 0,471 0,454 0,891 0,510 73 1,274 0,956 0,292 3,271 28 0,489 0,469 0,883 0,532 74 1,292 0,961 0,276 3,487 29 0,506 0,485 0,875 0,554 75 1,309 0,966 0,259 3,732 30 0,524 0,500 0,866 0,577 76 1,326 0,970 0,242 4,011 31 0,541 0,515 0,857 0,601 77 1,344 0,974 0,225 4,331 32 0,559 0,530 0,848 0,625 78 1,361 0,978 0,208 4,705 33 0,576 0,545 0,839 0,649 79 1,379 0,982 0,191 5,145 34 0,593 0,559 0,829 0,675 80 1,396 0,985 0,174 5,671 35 0,611 0,574 0,819 0,700 81 1,414 0,988 0,156 6,314 36 0,628 0,588 0,809 0,727 82 1,431 0,990 0,139 7,115 37 0,646 0,602 0,799 0,754 83 1,449 0,993 0,122 8,144 38 0,663 0,616 0,788 0,781 84 1,466 0,995 0,105 9,514 39 0,681 0,629 0,777 0,810 85 1,484 0,996 0,087 11,430 40 0,698 0,643 0,766 0,839 86 1,501 0,998 0,070 14,301 41 0,716 0,656 0,755 0,869 87 1,518 0,999 0,052 19,081 42 0,733 0,669 0,743 0,900 88 1,536 0,999 0,035 28,636 43 0,750 0,682 0,731 0,933 89 1,553 1,000 0,017 57,290 44 0,768 0,695 0,719 0,966 90 1,571 1,000 0,000 ∞ 45 0,785 0,707 0,707 1,000 DERECE RADYAN 0 DERECE RADYAN 0,000 46 1,000 0,017 47 0,035 0,999 0,035 0,052 0,052 0,999 4 0,070 0,070 5 0,087 6 281 ETKİNLİK LİSTESİ 1. ÜNİTE: MADDE VE ÖZELİKLERİ 1. Etkinlik : Hacmin Büyük, Yüzey Alanın Nasıl?....................................................................23 2. Etkinlik : Hangisi Daha Fazla Sıkışır?.................................................................................25 3. Etkinlik : Yüzey Alanı ile Hacim İlişkisi.................................................................................30 4. Etkinlik : Hangisine Daha Çok Yapışır?...............................................................................34 5. Etkinlik : Toplu İğneyi Sudan Kurtaralım..............................................................................36 6. Etkinlik : Acaba Yüzecek mi?.............................................................................................37 7. Etkinlik : Hangisi Daha Fazla Islandı?.................................................................................38 8. Etkinlik : Hayret! Su Yükseliyor?.........................................................................................40 9. Etkinlik : Atmosfere Benziyor mu?......................................................................................43 2. ÜNİTE: KUVVET VE HAREKET 1. Etkinlik : Islak Sünger........................................................................................................54 2. Etkinlik : İki Kişilik Oyun .....................................................................................................57 3. Etkinlik : Paralel Çizgiler....................................................................................................58 4. Etkinlik : Bir Kişi Dört Kişiye Bedel Olabilir mi?.....................................................................65 5. Etkinlik : Snowboardcunun İniş Hareketinin Grafikleri........................................................78 6. Etkinlik : Snowboardcunun Çıkış Hareketinin Grafikleri......................................................80 7. Etkinlik : Konum- Zaman Grafiği.........................................................................................84 8. Etkinlik : Kaza Olacak mı?..................................................................................................91 9. Etkinlik : Serbest Bırakılan Misket......................................................................................92 10. Etkinlik : YukarıyaAtılan Misket.........................................................................................93 11. Etkinlik : Eğik Atılan Misket...............................................................................................96 12. Etkinlik : YatayAtılan Misket............................................................................................101 13. Etkinlik : Serbest Bırakılan Cisimlerin Hareket İvmeleri .....................................................104 14. Etkinlik : Duran Kitap Çarpışan Misket............................................................................108 3. ÜNİTE: ELEKTRİK 1. Etkinlik : Dokunarak Elektriklenme.................................................................................122 2. Etkinlik : Etki ile Elektriklenme........................................................................................123 3. Etkinlik : Hangisinin Yükü Daha Fazla?.............................................................................125 4. Etkinlik : Yük Nerededir?.................................................................................................126 5. Etkinlik : Elektriksel Kuvvet Nelere Bağlıdır?...................................................................129 6. Etkinlik : Pilin Uçları Arasındaki Gerilim............................................................................144 7. Etkinlik : Seri Bağlı Piller .................................................................................................146 8. Etkinlik : Piller Sadece Seri mi Bağlanır?..........................................................................147 282 4. ÜNİTE: MODERN FİZİK 1. Etkinlik : Taşın Kütlesi...................................................................................................162 2. Etkinlik : Zaman Farklı Olabilir mi?................................................................................162 3. Etkinlik : Işık Hızının Eylemsiz Referans Sistemden Görünümü...................................164 4. Etkinlik : Aynı Olay Farklı Gözlem?................................................................................169 5. Etkinlik : Işıkla Oyun.......................................................................................................170 6. Etkinlik : Boy Oyunu.......................................................................................................175 7. Etkinlik : Elektriksel Alanda Yolculuk..............................................................................181 5. ÜNİTE: DALGALAR 1. Etkinlik : Atma ve Periyodik Dalga Aynı Oluşular mıdır?................................................190 2. Etkinlik : Atmalar Nasıl Yansır?......................................................................................192 3. Etkinlik : Atmanın Hızı Neden Değişir?..........................................................................194 4. Etkinlik : İletilen ve Yansıyan Atmalar Hangi Özelliktedir?..............................................197 5. Etkinlik : Atmalar Karşılaşırsa Ne Olur?........................................................................199 6. Etkinlik : Su Dalgaları Nasıl Oluşur?..............................................................................205 7. Etkinlik : Engelden Nasıl Yansır?....................................................................................211 8. Etkinlik : Engelin Odak ve Merkezi Var mı?.....................................................................212 9. Etkinlik : Dalganın Hızı Ölçülebilir mi?.............................................................................215 10. Etkinlik : Dalga Neden Kırılır?..........................................................................................218 11. Etkinlik : Su Dalgaları DarAralıktan Geçebilir mi?.............................................................223 12. Etkinlik : Su Dalgaları Karşılaşırsa Ne Olur? .................................................................225 283 KAYNAKÇA 1. AYVACI Hakan Şevki, Bilimin Doğasının Sınıf Öğretmeni Adaylarına Kütle Çekim Konusu İçerisinde Farklı Yaklaşımlarla Öğretilmesine Yönelik Bir Çalışma Yayımlanmamış Doktora Tezi, KTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, 2007. 2. AYVACI Hakan Şevki ve diğerleri, Genel Fizik, Pegem A Yayıncılık, 2006. 3. BENNETTA, J ve diğerleri, October. Context-Based and Conventional Approaches to Teaching Chemistry: Comparing Teachers’ Views, International Journal of Science Education, 27, 13, 1521–1547. 2005. 4. BÜYÜKTALAY, Soner, Bilim ve Teknik, Aralık, 2005. 5. ÇEPNI Salih, AYVACI Şevki Hakan ve BACANAK, Ahmet, Fen Eğitimine Yeni Bir Bakış, FenTeknoloji ve Toplum, Celepler Matbaacılık, Genişletilmiş 3. Baskı, Trabzon, 2007. 6. ÇEPNİ Salih, Araştırma ve Proje Çalışmalarına Giriş, Celepler Matbaacılık, Genişletilmiş 3. Baskı, Trabzon, 2007. 7. ÇEPNİ Salih ve diğerleri, Fen ve Teknoloji Öğretimi, Pegem A, Yayıncılık, Ankara, 2007. 8. DEMİRCİOĞLU Hülya, Sınıf Öğretmen Adaylarına Yönelik Maddenin Halleri Konusu ile İlgili Bağlam Temelli Materyalin Geliştirilmesi ve Etkililiğinin Araştırılması, Yayımlanmamış Doktora Tezi, KTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, 2008. 9. FISHBANE, M.Paul, Temel Fizik Arkadaş Yayınları, Ankara, 2003. 10. GARDNER, H. Multiple Intelligance: The Theory in Ptactice. New York: Basic Boks, 1993. 11. Hewitt, P.G Concoptual Physics Addison Wesley, USA, 2006. 12. İPEKOĞLU, Yusuf, Marangos, J., ‟Faster than a speeding photon”, Nature, 20 Temmuz 2000, Bilim ve Teknik, Ağustos, 2000. 13. John R. Taylor Chris, D. Zafaritos, Modern Fizik Bilgi Tek, İstanbul, 1996. 14. Komisyon, İlköğretim Fen ve Teknoloji (6, 7. Sınıflar) MEB Yayınları, Ankara, 2007. 15. KÜÇÜK Mehmet, Bilimin Doğası İlköğretim 7. Sınıf Öğrencilerine Öğretmeye Yönelik Bir Çalışma Yayımlanmamış Doktora Tezi, KTÜ, Fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, Ağustos, 2006. 16. MEB Talim Terbiye Kurulu Başkanlığı Ortaöğretim Fizik Dersi 9. Sınıf Öğretim Programı, Ankara, 2007. 17. MERRILL, M.D. Construction and Instruction Design.Educational Technology, May, 45-53, 1991. 284 18. MILLAR, R. ve OSBORNE ve J. BEYOND: Science Education for the Future, http://www.kcl. ac.uk/depsta/education/publications/be2000.pdf, (16.02.2005), 1998. 19. MILLAR, R., OSBORNE, J ve NOTT, S. Science Education for the Future, School Science Rewiev, 80, 291, 19-24, 1998. 20. ÖZSEVGEÇ, Tuncay, 5E Modeline Göre Geliştirilen Rehber Materyallerin Öğrenme Ortamına Etkileri, 8. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi, 27–29 Ağustos, Abant İzzet Baysal Üniversitesi, Bolu, 2008. 21. ÖZSEVGEÇ, Tuncay, Çepni, Salih ve Bayri, Nevzat, Kalıcı Kavramsal Değişimde 5E Modelinin Etkililiği, Yeditepe Üniversitesi Eğitim Fakültesi dergisi, Cilt 2, Sayı 2, 2007. 22. ÖZSEVGEÇ, Tuncay, Çepni, Salih ve Cerrah Özsevgeç, Lale, 5E Modelinin Kavram Yanılgılarını Gidermedeki Etkililiği: Kuvvet-Hareket Örneği, 7. Ulusal Fen Bilimleri ve Matematik Eğitimi Kongresi, 07-09 Eylül, Gazi Üniversitesi, Ankara, 2006. 23. ÖZSEVGEÇ, Tuncay, İlköğretim 5. Sınıf Kuvvet ve Hareket Ünitesine Yönelik 5E Modeline Göre Geliştirilen Rehber Materyallerin Etkililiklerinin Belirlenmesi, Yayımlanmamış Doktora Tezi, KTÜ fen Bilimleri Enstitüsü, Trabzon, 2007. 24. ÖZSEVGEÇ, Tuncay, Kuvvet ve Hareket Ünitesine Yönelik 5E Modeline Göre Geliştirilen Öğrenci Rehber Materyalinin Etkililiğinin Değerlendirilmesi, Journal of Turkish Science Education, 3(2), 36–48, 2006. 25. PARKINS, D. The Many Faces of Constructivism, Educational Lidership, November, 1999. 26. Roymond A. Serway Physics Palme Yayıncılık, Ankara, 1996. 27. Serway Fen ve Mühendislik için Fizik, Çeviri Editörü, ÇOLAKOĞLU, Kemal, Palme Yayıncılık, Ankara, 1996. 28. SWIFT, Jonathan, Güliver Cüceler ve Devler Ülkesinde (çev. Merve Bostan), Hikmet Çocuk, İstanbul, 2002. 29. TDK Türkçe Sözlük, 4. Akşam Sanat Okulu Matbaası, Ankara, 2005. 30. TDK Yazım Kılavuzu, 4. Akşam Sanat Okulu Matbaası, Ankara, 2005. 31. URL-1, The History of the Storyline Method, http://www.storyline.org/history/index.html, (07.04.2006). 32. URL-2, The Physical Sciences Initiative (TPSI), Social And Applied Aspects What Is Meant By “Social and Applied”?, www.psi-net.org/chemistry/s1/socialandapplied.pdf, (06.01.2005), 1998. 33. URL-3, www.biltek.tubitak.gov.tr 34. URL-4, www.meb.gov.tr 285