MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİNİN GELİŞİMİNDE ETKİLİ OLAN

advertisement
MÜHENDİSLİK JEOLOJİSİNİN GELİŞİMİNDE ETKİLİ OLAN OLAYLAR
Doç. Dr. M. İrfan YEŞİLNACAR
Elektrik enerjisi üretimi, sulama, içme suyu sağlanması ve taşkın önleme ana
amaçlarıyla yapılan barajlardan, ulaşım, dinlenme ve spor tesisleri, balıkçılık için de
yararlanılabilmektedir. Bunun yanında, termik santrallerin küllerinin ve zararlı maden
atıklarının depolanması amaçlarıyla da baraj yapılabilmektedir. Çoğu barajda elektrik enerjisi
üretim amacı, diğerlerinden önemli olmaktadır. Atatürk barajında ise, sulama amacı başta
gelmektedir. Eskiden alçak olarak yapılan barajlar, tekniğin ilerlemesiyle gitgide daha yüksek
yapılabilmiş; buna karşılık, çıkan sorunlar da artmıştır. Dünyada St. Francis, Vaiont,
Malpasset barajları sorunlarıyla ilk akla gelen örneklerdir. Ülkemizde ise May, Keban ve
Atatürk barajları örnek olarak verilebilir.
1928; yılında Amerika Birleşik Devletleri’nde St. Francis Barajı, temelindeki fay, kil
ve jips çimentolu konglomeranın suyla temasta dayanımsız hale gelmesiyle yıkılmıştır. Bu
olayda 436 kişi hayatını kaybetmiştir.
1959 yılında Fransa'da Malpasset Barajı, temel kayasındaki fay ve tabandaki boşluk
suyu basınçları etkisiyle yıkılmış ve 421 kişi hayatını kaybetmiştir.
1963 yılında İtalya'da Vaiont Barajı sol yamacından göl alanına birdenbire inen 250
milyon m3 hacimli heyelan, baraj gölünün taşmasına neden olmuştur. Meydana gelen 200 m
yüksekliğindeki dalgalar, akış aşağıda 2600 kişinin ölümüne neden olmuştur. Olay,
rasathanelerde deprem olarak kaydedilmiştir.
Ülkemizde yıkılan baraj yoktur. Ancak, bazı barajlarımızda su kaçağı sorunları
olmuştur. 1960 yılında Konya'da tamamlanan May Barajında, jeoloji mühendislerinin
uyarıları yeterince dikkate alınmadığı için, göl alanındaki boşluklu, mağaralı kireçtaşları
nedeniyle su tutulamamıştır. May Barajı'ndaki sorunlar yeterince tartışılmadığından,
ülkemizin Keban Barajı deneyimini de yaşaması kaçınılmaz olmuştur. Keban Barajı’ında, o
günkü teknik deneyimsizliğin etkisiyle, hem yeterli araştırmalar yapılamamış; hem de elde
edilen verilerden gerektiği gibi yararlanılmamıştır. Daha sonra, temel kazılan sırasında çıkan
büyük mağaraların doldurulması, temelin iyileştirilmesi, büyük zaman ve para kaybına neden
olmuştur. Bu arada temelinde büyük boşluk çıkan hidroelektrik santralinin yeri değiştirilmiş,
gövdenin beton ağırlık kısmında 90°' lik büküntü yapılmıştır. Baraj gölü doldurulduğunda,
saniyede 25-30 m3 su kaçmış; yapılan çalışmalar sonucunda bu kaçaklar saniyede 7-8 m3' e
indirilebilmiştir. Fırat'ın suyunun bol olması nedeniyle, bu miktarda bir kaçağın sakıncası
yoktur. Keban deneyiminden sonra, Oymapınar Barajı'nın yapımı ertelenmiş ve çok ayrıntılı
etütler yapılmıştır. Bu nedenle, Oymapınar Barajı 'nda, beklenmedik bir sorun çıkmamış tır.
Atatürk Barajı'nın yapımına başlanırken, su kaçakları yönünden problem çıkmayacağı
ilgililerce ifade edilmiş; ancak, baraj gölünün su seviyesi yükseldikçe, artan su kaçakları
görülmüştür. Burada asıl sorun, baraj gövdesinde beklenenin üzerindeki oturmalardır.
Geçmişteki olayların iyi incelenmesi ve unutulmaması, günümüzde ve gelecekte
benzer hataların tekrarlanmasını önler. Bu nedenle, çıkabilecek sorunların devlet sırrı gibi
saklanması yerine teknik düzeyde tartışılması son derece yararlıdır. Örneğin, Malpasset ve
Vaiont barajlarının sorunlarıyla ilgili geniş ve ayrıntılı yayınlar yapılmıştır. Ülkemizde,
barajlarla ilgili etüt, proje ve yapım aşamalarında, konuyla ilgili bilim adamlarıyla işbirliği
yapılmasının yararlı olacağı son derece önemlidir.
Download