yapı fiziği ve sürdürülebilir tasarım kongresi

advertisement
9. Uluslararası Sinan Sempozyumu
9th International Sinan Symposium
21-22 Nisan 2015 Edirne / TÜRKİYE
April 21-22 2015 Edirne / TURKEY
SELİMİYE CAMİİ SÜSLEMELERİNDE TÜRK-İSLAM ESTETİĞİNİN
SINIRLARI
THE LIMITS OF THE TURKISH-ISLAMIC AESTHETICS IN
ORNAMENTATIONS OF SELIMIYE MOSQUE
Yrd.Doc.Dr. Mehtap KODAMAN
Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Resim-iş Eğitimi Ana Bilim
Dalı, İsmail Hakkı Tonguç Yerleşkesi EDİRNE
[email protected]
ÖZET
Sınır kelimesi, sanat gibi alanlarda bir olumsuzlama iması taşıyabilecekken; derinleşmeye de vesile
olabilir. Örneğin soyut sanatın gelişimini biraz da yanlış anlaşılan tasvir yasağına borçluyuz. Türk islam
estetiğinin bu basit anlamda tasvir yasağı olarak özetlenebilecek sınırlarından başka, evreni algılama ve
anlama ile ilgili diğer felsefik boyutları ve bakış açıları da vardır. Bu bakış açısı düşünce ve hayal
gücünün sınırlarını daraltan değil ama biçimin ardındaki anlama yoğunlaştıran bir çerçeve çizer. Varlık ve
mahiyet ayrımı, nesnenin ardındaki töz, görünenin değil anlamın betimlenmesi, tevhid süşüncesi, birlik ve
kozmik bilinç, sonsuzluk gibi estetik değerlerle hem sofistike olup hem de sadeliği yakalayabilen mutevazi
ama güzel ve yüceye yönelen bir ifade şekli sunar. Tasavvuf düşüncesi ve sanat icraasının aynı zamanda
ibadet olarak telakkisi estetiği aşkına ileten bir yoldur. Ahşap, sıva, çini, taş gibi değişik materyaller
üzerinde tasarlanmış : bitkisel hayvansal ya da geometrik süslemelerin kaynakları, işlev, biçim ve anlam
ilişkisi ile ; islam sanatı ve estetiği temelinde incelenecektir. Sanat eğitiminde kültürel alt yapı ve yerel
değerler sanat kimliğinin gelişiminde önem taşımaktadır. Kültürel mirasın tanınması ve çözümlenmesi ;
öğretim programları içinde değerlendirilmesi temellendirilmiş bir sanat eğitim anlayışı kazandırılmasına
katkı sağlayacaktır.
Anahtar kelimeler: Türk-İslam Sanatı, Türk-İslam Estetiği, Geleneksel Süsleme Sanatları, Sanat Eğitimi
Çalışma 2012-17 nolu "Selimiye Camii Süslemelerinin Özel Öğretim Yöntemlerinde Değerlendirilmesi "
başlıklı proje kapsamında TÜBAP tarafından desteklenmektedir.
ABSTRACT
The word boundary implies a negation in areas such as art but sometimes may conduce to deepening. For
example, we owe to the development of abstract art a bit misunderstood portrayal ban. Turkish Islamic
aesthetic has other perceptions and philosophical dimensions associated with perception and
understanding of universe than a border which can be summarized simply as a portrayal ban. This
perspective draws a framework that doesn’t narrow the limits of thinking and imagination, but intensifies
understanding the truth behind the form. Discrimination of Existence and nature , substance behind the
object, expressing the meaning rather than semblance, tawhid , unity and cosmic consciousness, by
aesthetic values as infinity is both capable of sophistication and capturing simplicity; selects a modest and
nice expression and is directed to the sublime. Sufi thought and performing arts also be regarded as
worship is way of forwarding aesthetics to transcendental. The origins of floral, animal and geometric
ornaments designed on various materials like wood, tile, plaster, stone will be examined on the
boundaries of basis of Islamic art and aesthetics by the relationship of function, form and meaning.
Cultural infrastructure and local values in art education are important for the development of art identity.
Identification and analysis of the cultural heritage and its evaluation in the curriculums will contribute to
gain a grounded understanding of art education.
Keywords: Turkish and Islamic Art, the Turkish-Islamic Aesthetics, Traditional Ornamentation Arts, Arts
Education.
This Study is supported by TÜBAP within the scope of the project No. 2012-17, entitled "Evaluation of the
Selimiye Mosque Ornaments through Special Teaching Methods”.
Trakya Üniversitesi / Edirne 2015
M.Kodaman
9. Uluslararası Sinan Sempozyumu
9th International Sinan Symposium
21-22 Nisan 2015 Edirne / TÜRKİYE
April 21-22 2015 Edirne / TURKEY
“Umut ederim ki zamanın sonu ve kıyamete dek ona göz gezdirecek
temiz yürekli dostlar çabamdaki ciddiyet ve gayreti öğrendiklerinde
insaflı bir gözle bakıp beni hayır duayla anarlar inşallah.”
Sinan Bin Abdülmennan
1. GİRİŞ
Zamanın silemediği değerler olduğunu Selimiye Camii gibi baş yapıtlara bakarken anlıyoruz.
Mimar Sinan’ın ustalık eserim dediği yapıyı mimari şemasından süslemesine kadar biçim-öz
ilişkisi ve estetik mantığıyla anladığımız kadarıyla yorumlamak istiyoruz. Gombrich (1980:104),
islamın estetik üzerindeki tesirini: “Eğer bugün, Doğu halılarındaki renk düzenlerinin denge ve
uyumuna, yaratıcı zenginliğine hayran kalabiliyorsak, bunu, son çözümlemede, sanatçının
kafasını gerçek dünyadan saptırıp, onu çizgi ve renklerden oluşan bir düş dünyasına iten
Muhammed'e borçluyuz.” şeklinde özetler .
İslam sanatında Türk sanat geleneği büyük yer tutar. Grabar’ a (2010: 7) göre: İslam sanatının
“erken”,”” “klasik” “iran”, “Arap” “ Türk” ve benzeri bilimsel beceriyle yakıştırılmış ek sıfatlarla
belirlenmeleri gerekir. Türk-islam estetiğini sadece islamlıktan sonraki anlayış çercevesinde
düşünemeyiz, o bir geleneğin devamıdır. Orta Asya Hayvan Üslubu’nda ya da Roman
sanatında bu geleneğin özelliklerini görebiliriz. Türk- İslam sanatının belirli bir çerçevesi ve
ayrıcalıkları vardır. Turk-islam estetiğinin sınırlarının Selimiye Camii genelinde ve yüzey resmi
yahut rölyef olarak okuyabileceğimiz: taş,ahşap ve alçı malzeme üzerindeki kafes oyma, alçak
kabartma, mukarnas, kalemişi; yine ahşap malzeme üzerinde kündekari ;seramik üzerinde çini
gibi teknikler ve geleneksel sanatlar bağlamında çözümlenmesi ; bütünde sanat felsefesini
anlamamıza katkı sağlayacaktır.
2. TÜRK- İSLAM ESTETİĞİNİN ANA HATLARI
Görebildiğimiz kadarıyla genel olarak Türk- İslam Estetiğinin özelliklerini şöyle maddeleyebiliriz:
























Nesnel gerçekçi olmayan ama doğadan kaynak bulan soyutlayıcı tasvir anlayışı
Evrenin geçici ve sürekli değişken olarak algılanması
Nesnenin ardındaki gerçeği arayan felsefik kaygı
Varlık ve Mahiyet ayrımı, suret yerine anlamın betimlenmeye çalışılması, soyutlama
Işığın yoğun kullanımı ve etkisi, aydınlık
Su kültü, yıkanma ve arınma
Bütüne ulaşmaya çalışan zerreden küreye uzanan motifler
birimlerden tümele giden örüntü, kuantsal bakış
Özellikle dini mekanlarda Hayvan ve insan tasvirini sakıncalı bulan ikon karşıtı yaklaşım
Dikkati dağıtmayı değil toplamayı teşvik eden nötr bezeme
Tevazu ve kanaatın ifadesi olan sadelik yanında Allah’a ve İslam dinine hizmet
düşüncesi ile yaratıcılık, çeşitlilik ve zenginliğin yer aldığı bir ustalık.
Mutedillik: aşırılık, gerilim ve zıtlıklardan kaçınma ılımlı bir orta yol izleme denge ve
ahenkle gerilimin indirgenmesi ve sükûnet hissi
Aşkına ulaşmaya yol arayan İlahi arayış
Yücelik hissi
Tevhid düşüncesinden yola çıkan temel tasarımın birlik ilkesi
İşlevsel estetik anlayış: yarar-güzel ilişkisi
Motiflerin ifade ettiği göstergebilimsel olarak çözümlenebilecek derin kozmik ikonografi
Ritm, tekrar
Olgunluk (Kemal )
Doğruluk
Güzellik
Zerafet
İncelik ve ayrıntı
Beka
Mana (öz ve biçim ilişkisi)
Trakya Üniversitesi / Edirne 2015
M.Kodaman
9. Uluslararası Sinan Sempozyumu
9th International Sinan Symposium






21-22 Nisan 2015 Edirne / TÜRKİYE
April 21-22 2015 Edirne / TURKEY
Sembolizm
Allahın zatı üzerinde değil yarattıkları üzerinde düşünme ve mücerret (soyut) betimleme
Bezemesel bir örüntüye imkan sağlayacak temel birimlerden oluşan geometrik ve
bitkisel motifler ya da hayvansal niteliği gizlenmiş rumiler
Mukarnaslar
Hat, yazının süsleme unsuru olarak kullanımı
Geleneğe bağlılık.
2. 1. İslam Sanatı Üzerine Tartışmalı Görüşler
İslam sanatı üzerine tartışmalar tasvir yasağı merkezli betimleme sorunu ve doğanın ifadesinin
farklılığı üzerinde düğümlenmiştir .Grabar’a göre (age:73)Tasvir yasağı olarak anlaşılacak
ayetler diğer dinlerdekilerden daha kesif değildir. Erken müslüman sanatında insan figürü
betimlemeleri tamamen yasak değildi(Saladin,Henri&Migeon,Gaston,2012: 6). Grabar(age:69)
islam sanatı ile ilgili canlı varlıkların betimlenmesinin ne derece yasak olduğu hakkında bilimsel
bir takıntının varlığından söz eder. Aslında kalem işleri ve çinilerde karşımıza çıkan bahar
dalları, hançer yaprakları , kır çiçekleri,karanfiller, laleler, hatayi ve pençler gibi bitkisel motifler
ve hayvanların kanat gaga tırnak gibi ayrıntılarından türeyen rumiler ya da kaz ayakları da
canlı organizmaları temsil etmektedir. Hatta Minyaev (2000:296) Hun sanatındaki bazı
geometrik şekillerin bile hayvan kaynaklı olduğunu göstermiştir. Türk süsleme sanatının
kökenleri erken devir Türk sanatına kadar gider. Dolayısıyla yasak anlamında nesnenin
canlılığından ziyade tapılabilir olması şartı aranmalıdır keza çok tanrılı ve pagan inançlarda
tanrıların insan ve hayvan suretleri ile tasviri görülmüş bir şeydir. Tasvir karşısında namaz
uygun düşmez keza namaz kılanın önünde durulmaz önünden geçilmez, böylece dini mimari,
figürlü betimlemeye yer vermez. İslam tarihini incelediğimizde erken islam döneminde figürlü
betimlemelerin sonraki dönemlerden daha fazla olduğunu görürürüz. Erken Türk sanat tarihine
bakarsak figürle beraber soyutlama da vardır; Türk islam sanatı dini tebliğden ziyade bir
gelenekle oluşmuştur. Yenilik gelenek içinde kırk odalı konağın kırkıncı kapısını açmak gibi
zahmetlidir(Ayvazoğlu, age: 98). Bununla birlikte Türk-İslam sanatının yaratıcı düşünce,
özgünlük ve esneklikten yoksun olduğunu savunamayız zira Cömert(1998: 48) Selimiye camii
16.yy İznik yapımı çinilerinde sadece lale motifi için 101 çeşit tespit etmiştir. Nesnel gerçeğin
yansıtılmasından kaçınma ve soyutlama sadece İslam sanatıyla oluşmuş değildir. “Hak katında
din islamdır” (Ali İmran 19) ayeti önceki dinlerde de benzer sanatsal gelenekler olabileceğini
gösteriyor. Arkaik uygarlıkların resim sanatında da bir nesnenin imajı hem soyut bir nesneye
hem genel bir düşünceye hem de tümel bir ilkeye tekabül edebilir(Burckhardt,1995: 62). Kuzey
Amerika dini İslam dini ile benzer özellikler paylaşmaktadır. Bu özellikler sadece sanattaki
geometrik kalıplar üzerinde değil; aynı zamanda uzayın belli başlı yönlerinin metafizik ve
kozmolojik anlamları üzerinde de toplanmaktadır. (Schuon(1959:209);Nasr(1992:73).Yıldırım
(2011:55) islamda sanat eserinin değerinin tabiattan mümkün olduğunca soyutlanmasında
ondan kopmasında bulunduğunu savunur. İslam sanatında birebir taklit ve mimesis ilkesi yoktur
ancak doğadan yola çıkan üsluplaştırma, çözümleme ve birleştirme vardır.
2. 2. Selimiye Camii Özelinde Türk-İslam Estetiğine Bakış
İslam sanatının doğadan çok uzak olduğu tamamen soyut ve imgesel olduğu gibi görüşler
doğrulanabilir değildir.
Kubbe, gök kubbeden bir temsil, kemerler ise gökkuşağını örnek
almıştır. Yıldızlar, geometrik örgelerle en çok tekrarlanıp sevilen motiflerdir. Bezenmiş bir doğa,
cennetsel bir mekan atmosferinde kişilerin ibadetlerini yapmaları hedeflenmiştir. Çiçekler,
yapraklar, bahar dalları ile yeryüzünden örnek alan sanatçı buradan misalle cennet
bahçelerine öykünür:
“........
Yapılmadı yapılmaz böyle bir kubbe yeryüzünde
Dünyada benzeri yok mavi gökyüzü dışında
Kubbesi asılmış sanki göğe samanyoluyla
Bir top ayna benzeri içinde seyredilir dünya
......
Trakya Üniversitesi / Edirne 2015
M.Kodaman
9. Uluslararası Sinan Sempozyumu
9th International Sinan Symposium
21-22 Nisan 2015 Edirne / TÜRKİYE
April 21-22 2015 Edirne / TURKEY
Altın ayçasının parıltısı ışık saçar halka
Besbelli herkes yeni ay sanır onun yansımasını
Her köşesi cennet bahçesi her yanı bahar nakışları
Selsebil ırmağıdır sanki peşpeşe yazıları
......
Mermerlerin nakışlarını gören sanır güzellik denizinde
Dalgalar yaratmış Hakkın gücünün esintisi
Rengarenk kemerleri gökkuşağına benzer
Gören der: Allah’ın lütfu yağmura işarettir (Sai Mustafa Çelebi ,2003:83-85)
Allahın zatı üzerinde değil yarattıkları üzerinde düşündüren, tapılacak ikonlaşmış bir imge
yerine Tanrıyı hatırlatan bir mekan içinde huşu ile dikkat dağılmaksızın ibadeti sağlayacak
işlevsel bir anlayış güdülmüştür.
Kişi ya da tasvir önünde yapılan ibadetler namazı
bozmaktadır. Sanatçı figürleri canlı göstermemek için özellikle gayret sarfeder
(Ayvazoğlu,age:135). Tasvir ve süsleme ikonografik olup olmaması ile birbirinden ayrılmaktadır
bu demek değildir ki camiideki süslemelerin hiç bir konusu ve anlamı yoktur , sadece bezeme
amaçlıdır aslında bu bezemelerin tek tek ve birlikte sembolik anlamları vardır fakat ilk bakışta
dikkati çekip kişiyi tasvire daldıracak nitelikte değildir. Necipoğlu(1995:83), soyut desen yapımı
ile batı sanatındaki taklide dayalı betimleme arasındaki keskin çatallanmanın batı literatüründe
islam sanatının karakteri olarak ifade edildiğini belirtmiş; kültürel özgünlük ve görsel gelenegin,
tekrarlayan soyut işaretlerin göstegebilimsel çerçevede tekrar incelemesinin, bu ikilemin
azalmasına katkı sağlayacağını söylemiştir. Orta Asya’daki betimlemeler gibi göksel olanın
örneğin yıldızların ve güneşin daha yukarıda; yersel olanın örneğin bitkilerin daha aşşağıda
tasvir edildiğini keza ilahi kelamın yüksek bir noktada göksel olanla birleştiğini görebiliriz. Bitki
ve hayvan yukarı dünya ile ilgili bir kozmolojik anlamla, stilize biçimler içinde yukarı da
taşınabilir. Kubbe semavatın sembolüdür, onun merkezi ve kozmik varoluşun her düzeyini Allah
ile ilişkilendiren axis mundidir(yerin göbeği) (Nasr,age:61).Sibirya mitolojisinde de yer alan axismundi (dünya ağacı) kökleri aşağı dünyadan orta dünyadaki yerin göbeğine oradan kutup
yıldızına ulaşır(Leeming,2005:67). Akın(1995:72) Selimiye Camiinde yerin göbeğini müezzinler
mahfilindeki sekizgen havuzla ve üstündeki kubbeyle ilişkilendirmiş bunların zaviyelerdeki
örneklerinin oculus (oculi) denen bir kubbe açıklığıyla sonlandığını zamanla bunların
kapatıldığını göstermiştir.Yine bu havuzun kevser havuzuyla ilşkisini kurmuştur.
Kubbenin sekizgen temeli melekut alemini kare yada dikdörgen temeli ise yeryüzündeki
cismani dünyayı simgeler . Stalaktit yada mukarnas yapılar semavi arketiplerin aşşağıya
yansımasını semavi mekanın yeryüzüne doğru inişini ve semavi özlerin billurlaşmasını ya
da yersel (terrestial) formlarda esirliği temsil eder. Mukarnas genellikle şerefe ve
mihraplarda kullanılan bir tür bezeme tekniği olup yanyana ve üstüste sıralanan prizma
biçimindeki küçük bindirmelere verilen addır(Nasr, age:61).
Mukarnaslar ilk olarak 11. yy. başlarında İran’da ortaya çıkmıştır. Duvarlarla tonoz arasında
süslü bir geçiş ögesidir. Baştan başa sarkıtlardan meydan gelmiş bir görünüm
taşır(Mandel,1982:7).Selimiye camii süslemelerinin en dikkat çeken örneklerinden biri
mukarnaslardır.Mukarnaslar taç kapıda, dış avlu kapılarında, revak cephesindeki nişlerde,
mihraptaki nişlerde, minare şerefelerinde zengin bir şekilde kullanılmıştır. Çörtenler bile
doğrudan duvara bağlanmamış mukarnaslarla zarif bir geçiş sağlanmış gerilim azaltılmıştır.
Nasr (1992,49-52)’a göre Allah Bakara 2:115 de de göründüğü gibi tüm doğayı ibadet için
düzenlemiştir ; camii Allahın devamlı ibadet için seçtiği doğanın uyumunun düzeninin ve
barışının “yeniden yaratılışı” ve özetinden başka şey değildir. Hz. Muhammet, çölde ve dağda,
hala bozulmamış olan saf doğada namaz kılmıştır. Bilindiği gibi kendisi kırk yaşında Hira
dağında bir mağarada inzivaya çekilmişti. Selimiye Camiinde sarkıt ve dikitlerle sanki bir
mağara metaforu görüyoruz.
Necefoğlu (2003:153-166) ise Türk sanatı içindeki antik zamanlardan günümüze gelen
kristalografik özellik üzerine yoğunlaşmış bu sistematik bezemelerin doğadaki moleküllerle
benzerliğine değinmiştir. Her halukarda doğadan yola çıkıp belirli sembolik anlamlarla zerreden
küreye giden kuantsal bir bakış açısıyla karşı karşıyayız. Alami (2013:34) El Cahiz’in “Dağlar
çakıltaşından fazla şey söylemez” deyişini hatırlatır.Tasavvufi sembolizmde mutlak varlık
okyanus sembolü ile ifade edilir. (Ayvazoğlu,age:89). İnsan damla misali nehre ve denize
Trakya Üniversitesi / Edirne 2015
M.Kodaman
9. Uluslararası Sinan Sempozyumu
9th International Sinan Symposium
21-22 Nisan 2015 Edirne / TÜRKİYE
April 21-22 2015 Edirne / TURKEY
oradan okyanusa ulaşmaya yol arar. Bu tür tekilden tümele giden örgeleri genellikle geometrik
motiflerde daha net görsek de bitkisel motiflerden rumilere kubbe şemasından tüm kompleksin
kompozisyonuna kadar konuyla ilintilidir. Kristolografik örnekler genellikle alçı kabartma ve
dantel gibi işlenmiş taş işçiliğinde kafes oyma, mukarnaslar gibi süslemelerde barizdir. İslam
estetiği bize Mikro evrenin de makro evren kadar önem taşıdiğını anlatıyor. Ayvazoğlu ‘na (1982:101)
göre İnsan bir küçük alemdir ,mikrokozmostur; alem ise büyük insan (insan-ı kebir). İnsanda
makro kozmosun bütün hakikatleri özetlenmiştir, kısacası o zübde-i alemdir:
Hoşça bak zatına kim zübde-i alemsin sen
Medum-i dide-i ekvan olan ademsin sen (Şeyh Galip)
İslam sanatçısı her ne kadar doğadan yola çıksa da onun gelip geçiciliğinin ve fani dünyaya
aldanmaması gerektiğinin bilincindedir. Kuran bazında meseleyi ele alırsak Allahın yüzü dışında
her şey yok olacaktır ve her an o bir yaratma içindedir. Ol! deyince olur ayetlerinden de
çıkardığımız sonuç sürekli değişken ve yeniden yaratılan bir evrenden söz ediliyor insana bir
halifelik verilmişse de; O istemeden bir şey istenemez, bu neredeyse kuantum fiziğindeki higs
alanları gibi bir oluşumdur. Bozonlar olmakla olmamak arasında gidip gelmektedir. İslam estetiği
de böylesi karmaşık bir fizik dünyayı betimlemektedir. Alami (age,6-8) de islam sanatı ve
mimarisinde belirsizlik karakterinden söz etmiştir.Bu kuantsal bakış açısı (tanecik mekaniği)
tekilden tümele giden örge mantığından da çıkarılabilir.
Ayvazoğluna(age:70) göre mezar taşlarına da kazılmış olan Huvelbaki sözü islam sanatlarının
ilk ve temel ilkesidir.
Her bir çiçek bin nâzıla öger Hakk'ı niyâzıla
Her murgı hoş âvâzıla ol pâdişâhı zikreder
Öger anun Kâdırlıgın her bir işe hâzırlıgın
İllâ ‘ömür kâsırlıgın anıcagız rengi döner
Rengi döner günden güne topraga dökilür gine
‘İbret durur anlayana bu ‘ibreti ‘ârif tuyar (Yunus Emre ,1990:.24)
Şimdi güzel renkler, kokular salan çiçek biraz sonra yerinde olmayacaktır dünyada böyle gelip
geçicidir.
Gideridüm ben yol sıra yavlak uzamış bir agaç
Böyle latîf böyle şîrîn gönlüm eydür bir kaç sır aç
Böyl' uzamak ne ma‘nîdür çünki bu dünyâ fânîdür
Bu fuzûllık nişânıdur gel beri miskînlige geç (Yunus Emre ,age:19 )
Surete aldanmamak boş işlere dalmamak gereklidir.
Geç mahlûk tâ'atından göz ırma dost katından
Aldanma fânî nakşa fânî nakşı n'iderler
Kalma bu degme renge yüz bin yıllık fersenge
İki cihân bir adım şaşurmadın adarlar
Bu devrândan ötegör kervân gitdi yitegör
Korku var sagda solda kayıkmadın giderler (Yunus Emre ,age:132)
İbn-i Sina ve Farabi düşüncesinde varlık ve mahiyet ayrımı vardır(Atay,2001:77). Mahiyeti
varlığının aynı olan varlık zorunlu yani mutlak varlıktır Vacibul vucud’ta (mutlak varlık) mahiyet
ve varlık ayrımı yoktur. Onun varlığı ve mahiyeti aynı şeydir ve buna onun inniyeti hakikati denir.
Mahiyeti varlığından farklı ise olurlu varlıktır. Cisimlerin mahiyeti vardır. O yüzden asla mahiyeti
farklı olan bir cisim, “neyse o olduğu gibi” çizilemez çünkü bu görüngüler dünyasında izafi bir
görüntüden ibarettir.Benzer şekilde Nasr da (age:122) sufi yazarlardan esinlenerek form suret
ve mana ayrımından söz eder.Dost gözü görüneni değil görünmeyeni arar, kal ehli değil hal
ehlidir. Manaya, öze içe yönelir. Peki bir suret sanatı olan resim sanatında suretten kaçmak
mümkün müdür? Bu olanaksızlığı islam sanatçısı olur kılmıştır. Resmedilen herhangi bir yer her
hangi bir zamandaki belirli bir çiçeğin biraz sonra değişecek anlık görüntüsü değil ; Eflatun’un
etkisi, İbni Sina ve Farabi gibi düşünürlerin felsefesi temelinde : çiçek kavramını temsil eden,
ideler dünyasında aslı olan ve anlamıyla sonsuzlaştırılan çiçek imgesidir. Suretin değil mananın
Trakya Üniversitesi / Edirne 2015
M.Kodaman
9. Uluslararası Sinan Sempozyumu
9th International Sinan Symposium
21-22 Nisan 2015 Edirne / TÜRKİYE
April 21-22 2015 Edirne / TURKEY
resmi: biçim sanatçının kristal imbiğinden geçerken, ayıklama ve yeniden birleştirilme ile
damıtılmış özüdür.
Eyle sûretüni vîrân cân sırrıdur ana iren
Bâtın gözidür dost gören zâhir gözi yabandadur(Yunus Emre ,1990:45 ).
Bu damıtma islam ruhu içinde gerçekleştiyse islam sanatına yakın olur. Bu arı duru bir
betimleme anlayışıdır.
Sureti terk eyle mana bulagör
Ko sıfat-ı bahr-i zata dala gör
Ey Niyazi şark u garba dola gör
Gayre bakma sende iste sende bul (Niyâzi Mısrî )
Cömertin de(2015:sg.) işaret ettiği gibi erken devir çiçeklerinde usuplaştırma vardır. Naturalist
üslup ve nesnel gerçekçilik ancak batı etkili geç devir örneklerinde, şukufelerde başlar. Koç’ a
göre (2013:26) insan ilgi ve estetiği, kalıcı olana yönelir: Hz İbrahim’in yıldıza, aya ve güneşe
yöneldiği ve
batıp gidenleri sevmem dediği ayeti misal gösterir(Levent ve Kâmil
Büyüker,2013:26) . Kuranda yıldızların üzerine değil, yerleri üzerine yemin vardır. İslam
sanatçısı yıldızın reel görüngüsünü resmetmenin saçma olduğunun bilincindedir. Peki sönüp
giden yıldızla, tahayyülde devam eden kalıcı yıldız arasındaki fark nedir? Sanatçı bu sorunu:
değişik bakış açılarından, ritim ve birimlerin tekrarının sağladığı süreklilikle, yinelenip duran ve
sonsuza giden pek çok köşeli yıldızın; soyutlanmış özünü yani anlamını betimleyerek çözer.
Baki olan Allahtır ama söz konusu olan Allah’a ve İslam dinine hizmet olunca kubbedeki hoş
sada gibi imgeler de bakidir. Emek ancak Allah yolunda sarf edilirse hayırlıdır . Mevlana
(2000:149) “İşler niyetlere göredir “hadisini hatırlatır.
Bildük gelen geçerimiş konan girü göçerimiş
Işk şerbetin içerimiş her kim bu ma'nîden tuyar (Yunus Emre:24 )
Önemli olan ışk şerbetini içmektir sanat da buna hizmet ettiği müddetçe anlamlıdır. Nasr’a göre
(age, 33) Veli, ilahi müzisyenin, kozmik varlığın melodilerini ürettiği bir kamıştır. İlahi iradeyle
mükemmel bir biçimde çevrelenmiş olarak (Allahın eli tüm ellerin üstündedir(Kur’an 48:10)islam
sanatının iki geleneksel aracı ney ve kamış geldikleri yere arketiplerine ve manevi yuvasına
insanı geri çağırırlar.
Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor, ayrılıkları nasıl anlatıyor:
Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan erkek, kadın… herkes ağlayıp inledi.
Ayrılıktan parça parça olmuş, kalb isterim ki, iştiyak derdini açayım.
Aslında uzak düşen kişi, yine vuslat zamanını arar.(Mevlana)
Görüldüğü gibi islam sanatı sürekli Allahı aramak ona geri dönmekle ilgilidir :
Anladım işi, sanat Allah'ı aramakmış;
Marifet bu, gerisi yalnız çelik-çomakmış...
Necip Fazıl Kısakürek
Örneğin çirkinin estetiği gibi birşey islam sanatında söz konusu değildir. Allah güzeldir ve güzeli
sever(Hadis). Erken Roman sanatında çirkin ve korkunç estetik değer olarak yer alırken islamla
birlikte ikisi de yerini güzelin estetiğine bırakmıştır. Yücelik önemli yer tutar keza Ayasofya’yla
Selimiye’nin kubbesini kıyasa götürür. Bu aşkına ulaşma düşüncesinin yansımasıdır. Yıldırım
(2011:47) Suhreverdi’nin sözünü hatırlatır: “Bütün manevi ve cismani varlıklar kemali arar
kendinde güzellik temayülü bulunmayan birini göremezsin”. Ayvazoğlu(age:56-57) İslam
estetiğinin dişil yönünden söz eder.Selimiye Camii minarelerinde, malakari ya da kalem
işlerinde bu özelliği görüyoruz. Şadırvan avlusu kubbe kasnaklarında yer alan kaz ayakları,
laleler ve negatif-pozitif motiflerden oluşan sular, malakari tekniğindedir (Bilgi:2010).
Necipoğlu (2005:35)’na göre: Süleymaniye Camiisinin de kaligrafı olan Hasan Karahisari’nin
cesur hat madalyonları harflerin gök cisimleri gibi ışın yayılımı izlenimi verdiği bir moda
başlattı.İslam sanatında ışık çok önemlidir, islam mimarisinin büyük şaheserleri berrak ve açık
Trakya Üniversitesi / Edirne 2015
M.Kodaman
9. Uluslararası Sinan Sempozyumu
9th International Sinan Symposium
21-22 Nisan 2015 Edirne / TÜRKİYE
April 21-22 2015 Edirne / TURKEY
aydınlatan ve aydınlatılan ışığın billurlaşması gibidir, sufiler yıllar yılı ışığın, nurun önemi
hakkında yazmışlar ve şarkılar söylemişlerdir (Nasr,age:62).
Fatiha suresi yazılmış giriş kapılarına
“Allemelesmanın “sırdaşıdır yüce mihrabı
Seleften kalan hayırlı halef Katip Hasan duacı
Müsenna hatlarla eşsiz bir mücevher kutusu yaptı
Koyamaz harfine bir nokta biraraya gelse dünya
Besbelli güzel yazı kurallarını en iyi o uyguladı
Hatayi, Rumi, Islımı, İraki bir araya gelmiş onda
Göz nuru dökmüş ona sayısız eşsiz usta (Sai Çelebi:,age:84)
Evliya Çelebi’nin(1985:342) deyişiyle “Bu camii üç yüz yetmiş beş sanat ve hüner üzerine
yapılmış sağlam bir camiidir her hüneri ayrı ayrı açıklamaya kalksak hakkında ayrı bir kitap
yazmamız gerekir”.
İslam şehirlerinde merkezde her zaman bir camii ya da bir velinin türbesi vardır ki şehir onun
etrafında organik bir tarzda büyür. İslam kültüründe bütün alanlarda olduğu gibi mimaride de
tevhid ilkesi, merkezi yere sahiptir. (Nasr,age:69,79). Örneklerden de anlaşılacağı gibi tikelden
tümele uzanan temel tasarımın birlik ilkesi ile tevhid düşüncesi hakimdir.
3. RESİMLER
Resim. 1 Selimiye Camii’nin uydu
görünümü (Googlemap, 2015)
Resim .2 Selimiye Camii’nin harita
görünümü (Googlemap, 2015)
(
Resim. 3 Selimiye Camii’nin kubbesi
Resim. 4 Müezzinler mahfili havuzunun
M.Kodaman
tavanı (www.360tr.com, 2015)
Trakya Üniversitesi
/ Edirne 2015
(www.360tr.com,
2015)
(
(
9. Uluslararası Sinan Sempozyumu
9th International Sinan Symposium
21-22 Nisan 2015 Edirne / TÜRKİYE
April 21-22 2015 Edirne / TURKEY
4. SONUÇ ve DEĞERLENDİRME
Selimiye Camii estetiğine, düşünürler, mutasavvıflar
hatta vekayi’nüvisler eşliğinde
baktığımızda: geçici dünyayı değil sonsuzluğu ve Allah’ı arayan , güzele ve yüceye yönelen;
doğadan yola çıkan ama üsluplaştırmaya giden, nesnel gerçekçi olmayan, görünenin ardındaki
gerçeği araştıran; tikelden tümele uzanırken tevhid düşüncesini ve birlik ilkesini uygulayan;
sadelik yanında çeşitlilik, zenginlik ve yaratıcılığa önem veren; evrenin dişil yönüne saygılı;
geleneğe bağlı; zarif ve ince işçilikli, yumuşak geçişlerle zıtlıklardan kaçınarak sükunet ve
uhreviyet sağlayan; ışığa ve etkisine çok önem veren; işlevsel bir anlayışla yarar güzel ilişkisi
gözeten, sağlamlık ve kalıcılığa önem veren köklü bir estetik anlayışla karşılaşıyoruz.
KAYNAKLAR
Akın, Günkut, (1995).“The "Müezzı̇ n Mahfı̇ lı̇ " and Pool of the Selimiye Mosque in Edirne”, Muqarnas, Vol. 12 pp. 63-83
Atay, Hüseyin (2001). İbni Sinada Varlık Nazariyesi, Kültür Bakanlığı, Ankara.
Alami, Mohammed Hamdouni (2013). Art and Architecture in the Islamic Tradition: Aesthetics, Politics and Desire in
Early Islam,I.B.Tauris, New York
Ayvazoğlu, Beşir (1982). Aşk Estetiği, İslam Sanatlarının Temel Prensipleri Üzerine Bir Deneme, Birlik Yayınları, Ankara
Bilgi, Şerife.(2010). "Selimiye Camii Kalemişleri" 4. Uluslararası Türk Kültürü iİle Sanatları Kongresi,Kahire, Mısır
Burckhardt,Titus,(1995). İslam Tasavvuf Doktrinine Giriş, Kitabevi. İstanbul.
Cömert,Mehtap(2015).Sözlü Görüşme,18.2.2015 ,17:00-19:00.
Cömert,Mehtap (1998).”Selimiye Camii Süslemeleri” Kültür Sanat, Eylül, s.48
Evliya Çelebi(1985) Tam Metin Seyahatname, 3.4.C.,Üç Dal Neşriyat,İstanbul.s.342
Gombrich,E.H.(1980) Sanatın Öyküsü, Çev.Bedreddin Cömert , Remzi Kitabevi İstanbul.
Grabar,Oleg (2010). İslam Sanatının Oluşumu, Çev. Nuran Yavuz, Kanat Yay. İstanbul
Leeming, David (2005). Oxford Companion to World Mythology Oxford University Press
Levent, L.Büyüker,K.(2013) “Prof. Dr. Turan Koç ile Din, Sanat ve Estetik Üzerine”, Diyanet , Kasım 2013, S 275 s. 26
Mandel,Gabriele. (1982). İslam Sanatını Tanıyalım, İnkılap ve Aka,,Rizzoli Editore, Milano
Necipoğlu Kafadar, Gülru (2005). “Religious Inscriptions on the Great Mosques and the Ottoman Safavid and Mughal
Empires,” Hadeeth ad-Dar s.34-35, volume 25
Necipoğlu Kafadar, Gülru (1995).The Topkapi Scroll: Geometry and Ornament in Islam Architecture (Santa Monica: The
Getty Center for the History of Art and the Humanities, p. 83.
Mevlana Celaleddin-i Rumi (2000). Fihi Ma Fİh ve Mecalis-i Sebadan Seçmeler , Haz. Abdülbaki Gölpınarlı, Kültür
Bakanlığı Yay. Ankara
Minyaev, S., (2000):―The Origins of the ―Geometric Style‖ in Hsiung nu Art‖in Jeannine Davis-Kimball, Eileen M.
Murphy, Ludmila Koryakova and Leonid T. Yablonksy, Kurgans, Ritual Sites, and Settlements: Eurasian
Bronze and Iron Age, 2000, s.296,Oxford: Archeopress.
Nasr, Seyyid Hüseyin (1992). İslam Sanatı ve Maneviyatı,Çev. Ahmet Demirhan, İnsan Yayınları, İSTANBUL .
Necefoğlu, Hacali (2003) “Turkish Crystallographic Patterns: From Ancient To Present “Crystal Engineering,6p.153–166
URL1.Niyâzi Mısrî Divânı http://www.semazen.net/download/Niyazi_Misri_Divani.pdf
Sai Mustafa Çelebi (2003). Yapılar Kitabı, Tezkiretü’l Bünyan Tezkiretü’l -Ebniye , Koç Kültür Sanat A.Ş. İstanbul
Saladin,Henri&. Migeon,Gaston.(2012). Art of İslam. Parkstone International –New York, USA
Schuon,F. (1959). Language of the Self, Ç: M. Pallis, dnd D.M. Matheson, Madras,,s.209
Yildırım, Mustafa,(2011). İslam Sanatı ve Estetiğinin Temelleri, Palet Yayınları, Konya.
Yunus Emre (1990) DÎVÂN-I YÛNUS EMRE, Haz. Mustafa Tatcı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Ankara .
Trakya Üniversitesi / Edirne 2015
M.Kodaman
9. Uluslararası Sinan Sempozyumu
9th International Sinan Symposium
Trakya Üniversitesi / Edirne 2015
21-22 Nisan 2015 Edirne / TÜRKİYE
April 21-22 2015 Edirne / TURKEY
M.Kodaman
Download