OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM Çocuklar 2,5

advertisement
OKUL ÖNCESİ ÇOCUKLARDA CİNSEL EĞİTİM
Çocuklar 2,5-3 yaşına geldiklerinde kız-erkek ayırımlarını fark etmeye ve cinsellikle ilgili sorular
sormaya başlarlar. Soruların cevapları; doğru, açık ve net ifadelerle çocuğun sorduğu kadar bilgi
içermelidir. Anne-babaların çocukların cinsel kimliklerinin oluşumunda ve cinsel eğitimlerinde rolleri
büyüktür. Çocukluk döneminde cinsel yaşam konusunda verilen eksik ve hatalı bilgiler yetişkinlikte
cinsel uyumu olmayan, doyum sağlayamayan, sinirli, öfkeli, uyumsuz bir birey olmasına neden
olabilir. Ailenin cinsel eğitimdeki rolü ne kadar önemli ise, bu eğitimin zamanı da o kadar önemlidir.
Cinsiyetle ilgili bilgilendirme için belirlenmiş bir yaş ya da bir dönem yoktur. Önemli olan verilen
bilginin çocuğun gelişim ve olgunluk düzeyine uygun olmasıdır.
“Ben nereden geldim?”, “ Nasıl doğdum?” “Bebek nasıl olur?”
Doğum ile ilgili ayrıntıları merak eden çocuğa, yaşına uygun bir biçimde ve anlayabileceği bir dille,
fetüsün büyüme aşamalarından, bebeğin anne karnındaki pozisyonundan, onu koruyan tabakadan,
anne göbeği ile bebeğin göbeği arasındaki kordondan, bunun işlevinden, bebeğin anne rahminden
çıkarken özel deliğin genişleyerek başının geçmesine nasıl imkân sağladığından söz edilebilir.
Bir bebeğin nasıl oluştuğu; “Anne ve babaların vücutları birbirine çok uygundur ve birbirleri ile çok
yakınlaştıklarında bir bebek oluşabilir. Her kadında yumurtalar vardır ve her erkekte de tohum
hücreleri vardır. Kadın ve erkek birbirlerini çok severlerse yumurta ve tohum hücreleri de birbirlerini
çok severek birleşirler. Çok mutlu oldukları için de bebek olur. Bu bebek anne karnında büyür.
Bebeğin organları annenin karnının dışında yaşayacak kadar geliştiği zaman da sözü geçen özel
delikten dışarı çıkarılır.” Şeklinde çocuklara açıklanabilir.
Çocuklarda cinsel gelişim
Bir yandan çocuklar ebeveynlerine cinsiyetle ilgili sorular sorarken, öte yandan ebeveynler uzmanlara
çocuklarının cinsel gelişimi hakkında sorular sorarlar. Bu sorular arasında mastürbasyonun oldukça
önemli bir yer tuttuğu görülür. “Oğlumun uykuya giderken cinsel organıyla oynaması normal mi?”,
“Kızımın televizyon izlerken yere yüzükoyun yatarak halıya sürtünmesi doğal mı?”, “Çocuğumun
kendi kendini uyarmasını engellemek için ne yapmalıyım?”, “Çocuğumun mastürbasyon yapması
bir anormallik işareti midir?” gibi sorular ebeveynlerin bu konudaki huzursuzluklarını yansıtan
sorulardır.
Cinsel organını keşfeden çocuk, organıyla oynamaya başlar, oynadıkça bundan zevk aldığını fark eder,
zevk aldıkça da bu hareketini tekrar eder. Çocuk bu hareketini farklı şekillerde sürdürür, bazen eliyle
oynar, bazen yatağına sürtünür, bazen bacaklarının arasına sıkıştırdığı yastık veya oyuncakla devam
ettirir. Çocukların bu hareketi bazen odalarında yalnızken, bazen aile bireylerinin yanında ya da
okulda arkadaşlarının yanındayken, oyun oynarken, televizyon izlerken, masal dinlerken tekrarladığı
görülür. Mastürbasyon yapan çocuk azarlanmamalı, korkutulmamalı, tehdit edilmemeli ve bu
davranışından ötürü cezalandırılmamalıdır.
Anne veya baba bu konudaki endişesini çocuğa fark ettirmemeli, telaşını çocuğa yansıtmamalı, kötü
veya ayıp bir şey yaptığı duygusunu çocukta uyandırmamalı, bunu yapmaması için çocuğu sürekli
olarak uyarmamalıdır. Aile bunu görmemezlikten gelmeli, çocuğun dikkatini başka tarafa
yönlendirmeli, zihnini ve ellerini cazip etkinliklerle meşgul etmeli, oyunlarına katılmalıdır.
Araştırma bulguları, ilgi bekleyen, ihmal edildiğini zanneden, hayal kırıklığına uğrayan ya da yoğun
korku yaşayan çocuklarda mastürbasyona daha sık rastlandığını göstermektedir. Bu yüzden
mastürbasyon yapan çocuklara, mastürbasyon yaptıkları sırada değil de günlük yaşamlarında ihtiyaç
duydukları ilgiyi göstermek, şefkat ve sevgi vermek, duygusal ihtiyaçlarını karşılamak daha yerinde
olacaktır.
Cinsel kimlik olgusu
Ebeveynleri tedirgin eden bir diğer konu da, çocuklarının karşı cinsin kılığına girmek istemesi, erkek
çocuklarının bebek ile kız çocuklarının ise araba ile oynamayı tercih etmesi, erkek çocuklarının oje ve
ruj sürmek istemesi gibi durumlardır. Böyle durumlarda çocuğun karşı cinsten birisini taklit etmesini
engellemeye gerek yoktur. Çocuk kendi cinsel kimliğini tam olarak anlayamamış olabilir, hangi
yönüyle kadına ya da hangi yönüyle erkeğe benzediğini ayırt etmeye çalışıyor olabilir, çevresinde
oyuncak bebeği olan erkek çocuk ya da arabası olan kız çocuk yoksa bu durumu merak ediyor olabilir.
Cinsel organlar arasındaki farkı öğrendiğinde çocuk kendisini artık kız ya da erkek olarak görmeye
başlayacaktır. Çocuğun cinsel kimliğinin belirlemesi için babanın erkek çocuğuyla annenin de kız
çocuğuyla ilgilenmesi oldukça önemlidir. Uygulanan cinsel eğitim, çocuğun, bedensel, zihinsel,
duygusal ve sosyal gelişimini tamamlayacak ve toplumda sağlıklı, mutlu bir birey olarak yerini
bulmasını sağlayacak nitelikte olmalıdır.
Aslı Karalp Kayaaltı
İTK Anaokulları Psikologu
Download