( Ramazan’a özel ) Bizim sayfa (Edirne İl Müftülüğü tarafından hazırlanmıştır) Ramazanın 24. Günü Hazırlayan: Selim AL ( vaiz ) Söz Medeniyeti Duamız: “Ya Rabbi ! sözü ve ameli doğru olan, sözü ve özü iyi olan kulların zümresine bizleri de dahil eyle. Sözümüzü tesirli ve hikmetli eyle. Sana verdiğimiz söze sadık kalanlardan eyle. Seni sevmeyi, senin sevdiklerini sevmeyi, seveceğin güzel işler yapmayı bizlere nasip ve müyesser eyle. İmanımızı kuvvetli, amellerimizi ihlaslı eyle. Bizleri dünya imtihanını kazananlardan eyle. Merhamet duygularımızı köreltme. Kardeşlik bağlarımızı kuvvetli kıl. Tüm insanlığın kurtuluşuna vesile olacak, İslam’ı ihyaya muktedir eyle. Gönüller yapmayı bizlere nasip eyle. Aziz şehitlerimizin makamlarını yüce, gazilerimize uzun ömürler nasip eyle. Vatanımızı ve tüm İslam alemini zalimlerin şerrinden muhafaza eyle. (amin) Günün yazısı : Söz Medeniyeti Sevgili dostlar ! İslam Dini yazı ve sözle öğrenilmiş, yazı ve sözle öğretilmiş, tebliğ edilmiştir. Söz bilginin, karakterin, edebin tezahürü ve yansımasıdır. Sözdeki estetik, sözdeki sevap ve günah çizgisidir. Estetiğini kaybeden söz batıldır, yalandır, gıybettir, iftiradır, kötüdür. Söz estetiğini kaybederse dilin afeti başlamıştır. “Ağzınızdan çıkan hiç bir söz yok ki onu kaydeden bir melek olmasın “ (Kaf / 18) ilahi fermanı konuştuklarımızdan ve hatta konuşmamız gerekirken konuşmadıklarımızdan sorumlu olduğumuzu bildirmektedir. Söz kadim kültürümüzde, Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şeriflerde “kavl” kelimesi ile ifade edilir. Fakat her sözün bir karakteri ve vasfı vardır. Kavl-i maruf/ anlamlı ve olumlu söz, kavl-i adl / adaletli söz, kavl-i sedid / sağlam söz, kavl-i kerim / gönül alıcı söz, kavl-ı beliğ / açık söz, kavl-ı meysur/ kolay söz, kavl-ı leyin / yumuşak söz gibi anlamlı ve müspettir. Bazen da bu vasıf olumsuz olur. Kavl-i su / kötü söz, kavl-i münker/ çirkin söz, kavl-i zur / yalan söz. Kavl-i lahin / eğri büğrü söz. Kavl-i zuhruf / süslü söz gibi. İnsanda davranış sözden önemlidir. Kişinin kâline (sözüne ) değil, haline (davranışına ) bakılır. Onun için kişide eylem ve söylem birliği makbuldür. Kur’anı kerimde nisa suresi 8. Ayette yetimlere iyi, güzel ve gönül alıcı söz söylemeyi emreden Allah (c.c ) 9. Ayette ise yetimlere içinde yalan ve aldatma olmayan söz konuşmamızı emretmiştir. Yine Kur’anı kerimde İsra suresi 23 ve 24. Ayetler de ; Anne ve babamızla konuşurken sözün “kerim” ( gönül alıcı ) olanı emredilmiştir.; “ Rabbin sadece kendisine kulluk etmenizi, anababanıza iyi davranmanızı kesin bir şekilde emretti. Onlardan biri veya her ikisi senin yanında yaşlanırsa, kendilerine “of” bile deme ; onları azarlama. İkisine de güzel, gönül alıcı söz söyle. Onları esirgeyerek üzerlerine kanat ger ve “ Rabbim küçüklüğümde onlar beni nasıl yetiştirmişlerse, sende onları esirge ! diye dua et” buyrulmuştur. Söz, etki ve gücünü aynı zaman da üslup ve makamdan alır; Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı, söz ola ahulu aşı, yağ ile bal eder bir söz. Sözün önemini anlatan bazı ayet-i kerime ve Hadisi şerifler; İki kişinin arasını bozmak için söz söyleyen; “ arkadan çekiştiren, yüze karşı eğlenen ve başkalarını ayıplayanlara yazıklar olsun “ (hümeze suresi /1 ) “ Kişiye her duyduğunu söylemesi günah olarak yeter/ yalan olarak yeter “ “ Bir mecliste üç kişi varsa ikisinin fısıldayarak konuşması helal olmaz.” “ Ya hayır konuş ya sus” Bütün bu ve benzeri anlamlarda ki hadis-i şeriflerden anlıyoruz ki konuşmadan önce birkaç kez düşünüp, söyleyeceğimiz sözü ölçüp tartmalı öyle konuşmalıyız. Çünkü Kaf suresi 18. Ayette Yüce Rabbimiz ; “Ağzınızdan çıkan hiç bir söz yok ki onu kaydeden bir melek olmasın “ (Kaf suresi / 18 ) buyurmaktadır. Bazı türkülerde de sözün öze uyumsuzluğundan şöyle ifade edilir; Bu dünyanın derdini çekemez oldum, Münafıkların elinden gülemez oldum, Haklıyı haksızı seçemez oldum, Dilde söz var ama öz belli değil. Söz, Allah (c.c) tarafından iyi ve kötü vasıflarıyla bir ağaca benzetilmektedir ; “ Görmedin mi Allah nasıl bir misal getirdi ? Güzel bir sözü ; kökü (yerde) sabit, dalları gökte olan güzel bir ağaca ( benzetti )” “ o ağaç Rabbinin izniyle her zaman yemişini verir. Öğüt alsınlar diye Allah insanlara misaller getirir” “ Kötü bir sözün misali, gövdesi yerden koparılmış, o yüzden ayakta durma imkanı olmayan pis bir ağaca benzer” (İbrahim suresi /23,24 ) Birinci ayette Allah (c.c) güzel sözü güzel ağaca benzetmiştir. Çünkü güzel sözün meyvesi güzel amel ; güzel ağacın ürünü de faydalı meyvedir. Müfessirleri göre güzel sözden maksat kelimeyi şahadettir. Bu kelime dışta ve içte güzel amellerin meydana gelmesine sebep olur.Allah’ın razı olacağı her güzel iş bu kelimenin meyvesidir. Kötü kelimeye gelince o da Allah’ı inkar etmektir.Bu kelime her türlü fitnenin, fesadın, felaket ve musibetin kaynağıdır. Artık gençlerimiz internet ortamında, sanal alemde zamanlarının çoğunu geçirmektedirler. Davranışların sahte, paylaşımların riya ve algı üzerine yapıldığı bu alemde, sözlere güven azaldığından, iki bin sanal arkadaşı olan kişinin yakınının cenazesine beş arkadaşı katılmamaktadır. Sözde estetik ve ahlak olmalı, insanların birbirlerine hitap tarzında efendi, bey, hanımefendi takıları söylenmelidir. Eşimize hanım, canım ve hatta sultanım tarzında gönül alıcı sözler unutulmamalıdır. Saygı merkezli bir toplum olmalıyız. Sözün estetiğini kaybettiği toplumlarda saygıyı aramak abesle iştigal olur. Sonuç olarak; Fert ve toplum hayatında iyi, güzel ve yararlı şeyler de kötü, çirkin ve zararlı şeyler de önce zihinlerde oluşur, sonra söylem ve eyleme dönüşür. Toplumda daima çevresine güzel örnek olmak durumunda olan mü'minin söylem ile eylemi örtüşmeli, söz, fiil ve davranışları inancına ters düşmemelidir. Aksi davranış, toplumda güzel ahlakın, dürüstlüğün ve güven duygusunun zedelenmesine hatta yok olmasına sebep olabilir. Bu, insanları fesada ve huzursuzluğa götürür. Böyle bir toplumda insan, mutlu olamaz, Allah'ın rızasını ve sevgisini kazanamaz. Onun için Allah Kur'an'da mü'minlerin söylem ile eylemlerinin birbiriyle uyumlu olmasını, verilen söz ve yapılan sözleşmelere uyulmasını istemektedir. Rabbim bizleri özü sözü,eylem ve söylemi bir olanlardan eylesin. Kendine layık kul, habibine layık ümmet eylesin. (amin )