İsviçre İsviçre Konfederasyonu Schweizerische Eidgenossenschaft (Almanca) Confédération suisse (Fransızca) Confederazione Svizzera (İtalyanca) Confederaziun svizra (Romanşça) Bayrak Arma Slogan: Latince: Unus pro omnibus, omnes pro uno (geleneksel[not 1]) (Türkçe: "Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için") Ulusal Marş: İsviçre Ulusal Marşı Başkent Bern (de facto) 46°57′N 7°27′E46.95°N 7.45°E Resmî dil(ler) Almanca, Fransızca, İtalyanca, Romanş[1] Milliyet İsviçreli Yönetim biçimi Doğrudan demokrasi Federal cumhuriyet Doris Leuthard Eveline Widmer-Schlumpf Ueli Maurer - Federal Konsey Didier Burkhalter> Simonetta Sommaruga Johann Schneider-Ammann Alain Berset - Federal Şansölye Kuruluş Corina Casanova - Kuruluş tarihi 1300 civarı - de facto 22 Eylül 1499 - de jure 24 Ekim 1648 - Yeniden yapılanma 7 Ağustos 1815 - Federal devlet 12 Eylül 1848 Yüzölçümü - Toplam 41.285 km² (136.) 15.940 mil² Nüfus - 2012 tahmini 8,000,000[2] (96.) - 2000 sayımı 7,452,075 - Yoğunluk 188/km² (65.) - Kişi başına 50,532$ (4.) Para birimi İsviçre frangı (CHF) Zaman dilimi CET (UTC+1) 477,4/mil² İsviçre (Almanca: Schweiz[not 2] [ˈʃvaɪts]; Fransızca: Suisse [sɥis]; İtalyanca: Svizzera [ˈzv�t͡sːera]; Romanşça: Svizra), resmî adıyla İsviçre Konfederasyonu (Latince: Confoederatio Helvetica, CH kısaltması buradan gelir), federal otoritelerin merkezi Bern ile birlikte 26 kantondan oluşan federal cumhuriyet. Batı Avrupa'da[not 3] bulunan ülkenin kuzey sınırında Almanya, batısında Fransa, güneyinde İtalya, ve doğusunda Avusturya ile Lihtenştayn yer alır. İsviçre denize kıyısı olmayan, Alpler, İsviçre Platosu ve Jura Dağları .ch Internet TLD arasında bölünen, 41285 km2 yüzölçümüne sahip 41 Telefon kodu bir ülkedir. Alpler toprakların daha fazla bölümünü işgal ederken, yaklaşık 8 milyon insandan oluşan İsviçreli nüfus çoğunlukla en büyük şehirlerin bulunduğu platoda yoğunlaşmıştır. Bu şehirlerin arasında iki küresel kent ve ekonomik merkez olan Zürih ve Cenevre de vardır. İsviçre Konfederasyonunun uzun bir silahlı tarafsızlık tarihi vardır—1815 yılından bu yana uluslararası bir savaş durumu olmamıştır—ve 2002 yılına kadar Birleşmiş Milletler'e katılmamıştır. Yine de etkin bir dış politika sürdürmektedir ve sıklıkla dünya çapında barış kurma işlemlerine katılır.[3] İsviçre aynı zamanda Kızılhaç'ın doğduğu ülkedir ve ikinci büyük BM merkezi de dahil olmak üzere büyük sayıda uluslararası organizasyonun ev sahibidir. Avrupa seviyesinde, Avrupa Serbest Ticaret Birliğinin kurucu üyelerindendir ve Schengen Bölgesinin bir parçasıdır – yine de dikkate değer olarak Avrupa Birliğinin ve Avrupa Ekonomik Alanı bir üyesi değildir. - Yaz CET (UTC+2) İsviçre kişi başına düşen net olmayan yerli ürün bakımından dünyadaki en zengin ülkelerden biridir, ve her bir yetişkin için en yüksek malvarlığına (finansal ve finansal olmayan) sahiptir.[4][5] Zürih ve Genevre sırasıyla dünyadaki ikinci ve sekizinci yaşam kalitesine sahip şehirler olarak sıralanmışlardır.[6] Nominal (GSYİH) bakımından dünyanın on dokuzuncu, satın alma gücü paritesine göre otuz altıncı büyük ekonomisine sahiptir. Malların ihracatında yirminci, ithalatında on sekizinci sıradadır. İsviçre üç ana dilbilimsel ve kültürel bölge içerir: Romanşça konuşulan yöreler dahil İtalyan, Alman ve Fransız bölgeleri. İsviçreliler bu nedenle, çoğunluğu Almanca konuşmasına karşın, ortak bir etnik ya da dilsel kimlik anlamında bir ulus oluşturmazlar. Ülkeye güçlü aidiyet duygusu, ortak tarihsel zemin, paylaşılan değerler (federalizm ve doğrudan demokrasi)[7] ve Alp simgesi üzerine kurulmuştur.[8] İsviçre Konfederasyonu'nun kurulmasının geleneksel tarihi 1 Ağustos 1291'dir; İsviçre Ulusal Günü bunun yıldönümünde kutlanır. İdari yapılanma Ana madde: İsviçre'nin kantonları İsviçre Konfederasyonu 26 kantondan oluşmaktadır: Kanton Başkent Yüzölçümü (km2) Aargau Aarau *Appenzell Ausserrhoden Herisau 243 *Appenzell Innerrhoden Appenzell *Basel-Landschaft Nüfus 1.729 1.392.026 Nüfus Yabancıların yoğunluğu oranı(2012) Resmi Dilleri 805 % 24.6 Almanca 53.307 219 % 14.3 Almanca 173 15.741 91 % 10.0 Almanca Liestal 518 275.321 532 % 19,7 Almanca *Basel-Stadt Basel 37 186.221 5.033 % 33,7 Almanca Bern Bern 5.959 984.726 165 % 13,5 Almanca, Fransızca Fribourg Fribourg 1.671 284.546 170 % 19,8 Almanca, Fransızca Cenevre Cenevre 282 460.348 1.632 % 36,3 Fransızca Glarus Glarus 685 39.214 57 % 21,4 Fransızca Graubünden Chur 7.105 193.349 27 % 17,0 Almanca Jura Delémont 838 70.532 84 % 12,7 Fransızca, Romanşça, İtalyanca Luzern Lucerne 1.493 381.879 256 % 16,7 Almanca Neuchâtel Neuchâtel 803 173.123 216 % 23,9 Fransızca *Nidwalden Stans 276 41.311 150 % 11,9 Almanca *Obwalden Sarnen 491 35.878 73 % 13,4 Almanca Schaffhausen Schaffhausen 298 77.107 259 % 23,9 Almanca Schwyz Schwyz 908 147.881 163 % 19,0 Almanca Solothurn Solothurn 791 256.941 325 % 19,7 Almanca St. Gallen St. Gallen 2.026 483.101 239 % 22,2 Almanca Thurgau Frauenfeld 991 251.939 254 % 22,6 Almanca Ticino Bellinzona 2.812 336.888 120 % 26,8 İtalyanca Uri Altdorf 1.077 35.381 33 % 10,1 İtalyanca Valais Sion 5.224 316.773 61 % 21,5 Fransızca, Almanca Vaud Lausanne 3.212 725.791 226 % 31,4 Fransızca Zug Zug 239 115.084 482 % 25,1 Almanca Zürih Zürih 1.729 1.392.026 805 % 24,6 Almanca *Bu kantonlar yarım kanton olarak adlandırılır ve Eyaletler Konseyi’nde tek üye ile temsil edilir. Diğer kantonlar ise meclise 2 üğe gönderirler. Kantonların nüfusu 15.000 (Appenzell Innerrhoden) ile 1.253.500 (Zürich) arasında ve yüzölçümü de 37 km² (Basel-Stadt) ile 7.105 km² (Graubünden) arasında değişir. Kantonlarda toplam 2.889 belediye bulunmaktadır. Eğitim ve bilim Kendi alanlarında önemli birkaç İsviçreli bilim adamı: Leonhard Euler (Matematik) Louis Agassiz (Glasiyoloji) Auguste Piccard (aeronautics) Albert Einstein (fizik) İsviçre anayasası eğitim sistemi ile ilgili yetkiyi kantonlara vermiş olduğu için, eğitim sisteminde büyük bir çeşitlilik vardır.[106] İsviçre'de hem devlet okulları hem de özel okullar bulunur ki, bunların bir kısmı yabancı özel okullardır. Tüm kantonlarda okula en küçük başlama yaşı altıdır, ancak bazı kantonlar çocukların dört veya beş yaşında ücretsiz ana sınıflarına gitmesini desteklemektedir.[106] İlkokul okula bağlı olarak dört, beş veya altı yıldır. Geleneksel olarak okullarda öğretilen ilk yabancı dil ülkedeki diğer resmi dillerden biridir. Ancak son yıllarda (2000) birkaç kantonda İngilizce birinci olarak öğretilen yabancı dil yapılmıştır.[106] İlkokulun bitiminden sonra (veya ortaokula başladıklarında) öğrenciler kapasitelerine göre birkaç gruba (genellikle A, B, C olarak üç gruba) ayrılırlar. En hızlı öğrenenler daha ileri seviyedeki sınıflar ve matura için hazırlanırken[106] diğerleri daha yavaş bir eğitimle ihtiyaçlarına en uygun mesleklere göre yönlendirilmeye çalışılırlar. ETH Zürihin kampüsü. Üniversite genellikle kıta Avrupa'sında en iyi üniversite olarak sayılır. [107][108] İsviçre'de 12 üniversite vardır. Bunların 10'u kantonlar seviyesinde desteklenir ve genellikle teknik olmayan alanlarda hizmet verirler. İsviçre'deki ilk üniversite Basel Üniversitesi'dir. 1460'da tıp fakültesi ile birlikte kurulan üniversite geleneksel olarak kimya ve tıp araştırmaları konusunda uzmanlaşmıştır. İsviçre'nin en büyük üniversitesi 25 bin öğrencisi olan Zürih Üniversitesidir. Federal hükümet tarafından finanse edilen iki enstitü bulunmaktadır: Zürih'te bulunan ETH Zürih ile Lozan'da bulunan EPFL. Her iki enstitü de bilim dünyasında muhteşem bir uluslararası üne sahiptir.[not 4][109] Bu üniversitelerin dışında çok sayıda Uygulamalı Bilimler Üniversitesi bulunur. Yönetim ve işletme gibi alanlarda St.Gallen Üniversitesi ile Lozan'daki International Institute for Management Development ülkenin başta gelen okulları olup, uluslararası bir üne de sahiptir. İsviçre yüksek öğrenim düzeyinde yabancı öğrenci oranı açısından Avustralya'dan sonra ikinci sırada gelmektedir.[110] Sayısız uluslararası kuruluşa ev sahipliği yapan İsviçre, bu özelliğine yakışır şekilde, Cenevre'de yer alan, 100'den fazla ülkeden gelen ve yüzde 80'i yabancı öğrencilerden oluşan Graduate Institute of International and Development Studies adlı yüksek enstitüye de ev sahipliği yapmaktadır. Politik bilimler, uluslararası ilişkiler, hukuk gibi alanlarda uzmanlaşmış olan kuruluş, sadece kıta Avrupa'sının bu alanlardaki en eski okulu değil aynı zamanda en prestijli olanıdır.[111][112] Birçok Nobel ödülü de İsviçreli bilim adamlarına verilmiştir. Bunlar arasında Bern'de çalıştığı sırada Özel görelilik kuramını geliştiren ünlü bilim adamı Albert Einstein'ı[113] başta saymak gerekir. Son yıllarda Vladimir Prelog, Heinrich Rohrer, Richard Ernst, Edmond Fischer, Rolf Zinkernagel ve Kurt Wüthrich gibi çok sayıda bilim adamı Nobel ödülü almıştır. Bugüne kadar çeşitli alanlarda toplam 113 Nobel ödülü İsviçre'ye giderken[114][115] bunlardan 9'u Nobel barış ödülü olmuştur.[116] Büyük Hadron Çarpıştırıcısı tüneli. CERN dünyanın en büyük laboratuvarı ve aynı zamanda World Wide Web'in doğum yeridir.[117] Cenevre ve Fransa'daki sınır komşusu Ain ortaklaşa olarak dünyanın en büyük laboratuvarına sahiptir.[118][119] CERN adındaki bu laboratuvar parçacık fiziği çalışmaları için oluşturulmuştur. Bir diğer önemli bir araştırma merkezi olan Paul Scherrer Institute'dır. Bugüne kadar çok sayıda bilimsel keşif de İsviçre laboratuvarlarından dünyaya yayılmıştır. Bunlara arasında LSD, Atomik kuvvet mikroskobu (Nobel ödüllü) ve Velcro tanınan örneklerdir. Bunların dışında yeni dünyaların keşfini sağlayan Auguste Piccard'ın basınçlı balonu ve okyanusların en derin yerlerine kadar ulaşmamızı sağlayanJacques Piccard'ın Bathyscaphe'ı de vardır. Etimoloji Türkçede başına i eklenerek Latince kökenli dillerden aktarılan İsviçre sözcüğü, İngilizce Swiss sözcüğü gibi 16. yüzyılda kullanılmakta olan Fransızca Suisse sözcüğünden alınmıştır. İngilizcedeki ülke adı olan Switzerland, 16. ve 19. yüzyıl arasında kullanılan fakat şimdi kullanılmayan ve Swiss ile aynı anlamdaki Switzer sözcüğünden üretilmiştir.[9] Switzer sözcüğü ise Alemanca'daki Schwiizer sözcüğünden gelmektedir. Schwiizer şu an Schwyz kantonu olan bölge ve bu bölgede yaşayanlar için kullanılan bir terimdi ve aynı zamanda Eski İsviçre Federasyonunu oluşturan orman kantonlarından biriydi. 14. yüzyıldan beri kullanılmakta olan Ant kardeşliği (Almanca: Eidgenossen) sözcüğünün yanında 1499'daki Swabian Savaşından sonra Swiss/Schweiz/İsviçre sözcüğü de sahiplenilmeye başlandı. Bir yer ismi olarak Schwyz ise ilk olarak 972'de Eski Yüksek Almanca'da Suittes biçiminde ve muhtemelen "yakmak" anlamındaki suedan sözcüğü ile ilişkili olarak ormanlık alanları yakarak yerleşime açmak anlamında kullanılmıştır.[10] Sözcük 1499'daki Swabiyan savaşına kadar sadece kantonu nitelemek için kullanılırken, giderek aşama aşama tüm konfederasyonu niteler hale gelmiştir.[11][12] Ülkenin İsviçre Almancasındaki adı olan Schwiiz çift anlamlı olarak hem kantonu hem ülkeyi ifade etmek için kullanılsa da, ülke adı kullanılırken başına die artikeli getirilir. Yani İsviçre için d'Schwiiz kullanılırken[13], kanton ve kantondaki şehir için sadece Schwyz kullanılır.[14] Yeni Latince sözcük Confederatio Helvetica (Helvetler konfederasyonu) İsviçre'nin federal bir devlet olarak 1848'de kurulmasından sonra tedrici bir biçimde gündeme geldi, 1879'da paraların üzerinde görüldü, 1902'de İsviçre Federal Sarayının üzerine yazılarak tescillendi ve 1948'den sonra da resmi devlet mühürlerinde kullanılmaya başlandı.[15] Sözcük, Romalılar döneminden önce İsviçre platosunda yaşayan ve Galyalı bir topluluk olan Helvet kabilesinden (Latince: Helvetii) üretilmiştir. Helvetia, Johann Caspar Weissenbach'ın 1672'de sergilenen bir oyununda alegorik bir kadın kahramandı ve 17. yüzyılda İsviçre konfederasyonunun ulusal alegorisi haline gelmiştir.[16] Dört resmî dilden herhangi birine öncelik vermemek amacıyla Latince kullanılmaktadır. Ülke kısaltması olarak (CH) kullanılmasının nedeni de budur. Fransızca (Confédération suisse), İtalyanca (Confederazione Svizzera) ve Romanşça (Confederaziun svizra) resmî adları "İsviçre Konfederasyonu" olarak çevrilirken Almanca resmî ad olan Schweizerische Eidgenossenschaft, "İsviçre Ant Kardeşliği" ya da "İsviçre Sözleşme Ülkesi" anlamına gelir. Tarihçe Ana madde: İsviçre tarihi İsviçre bir devlet olarak 1848 yılındaki İsviçre Federal Anayasası'nın kabulünden bu yana varlığını sürdürmektedir. İsviçre'nin önceki liderleri 13. yüzyılın sonunda (1291), asırlardan beri süregelen devletler konfederasyonundan oluşan koruyucu bir ittifak kurdu. Erken dönem tarihi Bölgede en eski insansı (hominidae) varlığı yaklaşık 150,000 yıl öncesine kadar uzanmaktadır.[17] Öte yandan en eski tarım yerleşimiyle ilgili bulgulara ise Gächlingen'de (M.Ö. 5300'lü yıllardan kalma) rastlanmaktadır.[17] M.Ö. 44 yılında kurulan, Augusta Raurica Rhine üzerine kurulan ilk Roma yerleşimi, İsviçredeki en önemli arkeolojik kazı alanlarından biri.[18] Hallstatt ve La Tène kültürü (adını Neuchâtel Gölünün kuzeyinde bulunan La Tène arkeolojik kazı alanından almaktadır) bölgede bilinen en erken kültürel kabilelerdir. La Tène kültürü muhtemelen Antik Yunan ve Etruscan medeniyetlerinden etkilenerek geç demir çağı döneminde gelişip yayılmışdır.[17] İsviçre bölgesindeki en önemli kabilelerden biri de Helvetlerdir. M.S. 580 yılında gerçekleşen Bibracte muharebesinde Julius Caesar'ın orduları Helvetleri yenilgiye uğratmış [17] daha sonra da (M.Ö. 15) Tiberius (2. Roma İmparatoru) ve kardeşi Drusus Alpleri tümüyle fetih edip Roma İmparatorluğu'nun parçası haline getirmiştir. Helvetilerin yaşadığı bölge önce Roma'nın Gallia Belgica eyaletinin parçası omuş ve Confoederatio Helvetica adını almıştır. Daha sonra Germania Superior eyaletinin parçası olmuştur. Günümüz İsviçresinin doğu kısımları ise Raetia eyaletine katılmıştır. 4. yüzyıldan itibaren İsviçrenin batı bölgesi Burgonya krallığına aitti.Alamanların 5. yüzyılda İsviçre platosuna daha sonra 8. yüzyılda Alp vadilerine yerleşmesi sonucunda erken Orta çağ döneminde (Frank imparatorluğu tarafından işgal edilene kadar) günümüz İsviçre toprakları Burgonya ve Alaman krallıkları arasında ikiye bölünmüş vaziyetteydi.[17] 6. yüzyılda bütün İşviçre bölgesi Frank İmparatorluğu egemenliği altına girmiştir.[19][20] 6. 7. ve 8. yüzyıllar boyunca da bölge Frank hegomonyası altında kalmıştır. Şarlman dönemindeki genişleme periodundan sonra Frank İmparatorluğu Verdun Antlaşması (843) ile ikiye ayrılmış[17] İsviçre toprakları da Orta Francia ve Doğu Francia krallıkları arasında paylaşılmıştır. Kutsal Roma Germen İmparatorluğu döneminde yaklaşık M.S. 1000 yıllarında tekrar bu bölge tek bir idare altında toplanmıştır.[17] 1200'lü yıllara gelindiğinde İsviçre platosu Savoie hanedanlığı, Zähringer Hanedanlığı, Habsburg ve Kyburg Hanedanlığı tarafından idare edilmekteydi.[17] Uri kantonu, Schwyz kantonu, Unterwalden (Waldstätten) gibi bazı bölgeler de imparatorluğun doğrudan kontrolu aldındaydı (Reichsfreiheit). 1264'te Kyburg hanedanlığı çöktüğünde, Habsburg topraklarını İşviçre platosunun doğusuna kadar genişletmişdi.[19] Eski İsviçre Federasyonu Ana madde: Eski İsviçre Federasyonu 1291 yılında Uri, Schwyz ve Unterwalden kantonlarının oluşturduğu üç orman kantonu temsilcileri bir Federal Beyanname altına imza attı.[21] Beyanname'ye imza atan taraflar, o zamanlar Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’nda Avusturya Düklüğünü elinde tutan Habsburg hanedanının hükmüne karşı çıkabilmek için birleşmeyi taahhüt ediyorlardı. Bu federasyon kantonları imparatordan, imparatorluk içinde otonom olduklarını garantileyen gösteren bir belge de almıştı. Ancak iktidar Habsburg hanedanının eline geçince bu otonomiyi kabul etmeyen Habsburglar yeni federasyona karşı saldırıya geçti.[22] 15 Kasım 1315 günü Morgarten Çarpışması’nda Habsburg ordusunu yenen İsviçreliler, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu içinde İsviçre Konfederasyonunun varlığını güven altına aldılar.[22] 1353 yılına gelindiğinde ilk birleşen üç kantona ek olarak Glarus ve Zug kantonlarıyla Lüzern, Zürih ve Bern şehir devletleri de birliğe katılarak 15. yüzyıla kadar varlığını sürdüren (Zürih bir toprak anlaşmazlığı nedeniyle 1440 yılında konfederasyondan atılmıştır) ve sekiz eyaletten oluşan "Eski Federasyonu" kurdular. Bu birlik sonraki yüzyıllarda yeni katılımlarla daha da büyüdü.[21] 1470’lerde Bourgogne dükü I. Charles’a karşı kazandıkları zaferler ve İsviçre paralı askerlerinin başarılarıyla federasyonun hem gücü hem de zenginliği arttı. İsviçre kantonları sıralaması yapılırken geleneksel olarak, şehir devletlerini takiben kurucu kantonlar ilk sekiz "Eski Kanton" olarak önde anılır, 1481 yılından sonra federasyona katılan diğer kantonlar tarih sırasına göre dizilir. Kutsal Roma Cermen İmparatoru I. Maximilian’a karşı İsviçrelilerin 1499 yılında Svabya savaşında kazandığı zafer sonucunda, İsviçre, Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’ndan ayrılıp de facto bağımsızlığını kazanmıştır.[23] 1506 yılında II. Julius, günümüzde hâlâ Vatikan’ı koruyan İsviçreli Muhafızları işe aldı. Federasyonun genişlemesi ve ilk savaşlarda elde edilen yenilmezlik ünü 1515 yılında Marignano Çarpışması’ndaki İsviçre yenilgisi ile ilk kez durakladı.[24] Bazı kantonlarda Huldrych Zwingli’nin Reformunun başarılı olması 1529 ve 1531 yıllarında kantonlararası savaşların (Kappeler Kriege) çıkmasına neden oldu ve İsviçre Katolik ve Protestan kantonlar şeklinde bölündü.[22] Çatışmalarda Protestan birlikleri çözüldü be katolikler birçok kantonda kontrolü ele geçirdiler. 1531'de yapılan barış anlaşmasından sonra bazı kantonlarda protestanlar ve katolikler aynı kiliselerde ibadet etseler de Katolikler 7 kanton ile 2 yarım kantonda iktidarda iken Protestanlar ancak 4 kanton ile 2 yarım kantonda kontrol sahibi olabildiler.[25] 1648 yılında Westfalya Barış Antlaşması ile Avrupalı ülkeler İsviçre’nin Kutsal Roma Cermen İmparatorluğu’ndan ayrılmasını ve tarafsızlığını tanıdı.[22] Aristokrat ailelerin artan otoriteryanizmi, 30 Yıl Savaşları sırasında ortaya çıkan ekonomik krizle de birleşerek 1653 yılında İsviçre köylü savaşlarına yol açtı. Bu çatışmaların arka planında yine KatolikProtestan çatışması vardı[26] ve kantonlar arasında anlaşmazlığın devam etmesi üzerine 1656 ve 1712 yıllarında Villmergen Çarpışmaları ile karşılıklı şiddet devam etti. 1798 Fransız işgali 1798 yılında Fransız Devrimi orduları İsviçre’yi işgal ederek zorla yeni bir anayasayı uygulattırdı.[21] Bu anayasa ile ülkenin hükümeti merkezîleştiriliyor ve kantonlar ortadan kaldırılıyordu. Helvetia Cumhuriyeti olarak bilinen yeni devletin halk arasında hiç desteği yoktu. Yabancı işgal kuvvetleri tarafından zorla kabul ettirilen bu hükümet dinsel inanç özgürlüğü de dahil olmak üzere yüzyıllarca süren gelenekleri yıkmıştı. Bu devlet, İsviçre’yi Fransa’nın bir uydusundan başka bir şey yapmamıştı. Sık sık ortaya çıkan ayaklanmalar, Fransız birliklerinin varlığı nedeniyle başarıya ulaşamamıştı. Eylül ayında Nidwalden isyanının Fransızlar tarafından kanlı bir şekilde bastırılması çok iyi karşılanmamıştı. Fransa ile diğer ülkeler arasında savaş çıktıktan sonra İsviçre, Avusturya ve Rusya gibi başka kuvvetler tarafından da işgal edilmişti. İsviçreliler, merkezî hükümeti destekleyen "Cumhuriyetçiler" ve kantonların özerkliğinin tekrar verilmesini isteyen "Federalistler" arasında ikiye bölündü. Napolyon Bonapart, her iki tarafın önde gelen politikacılarını 1803 yılında Paris’te biraraya getirdi.[21] Bu toplantının sonucunda İsviçre’nin özerkliğini büyük oranda geri veren ve 19 kantondan oluşan bir Konfederasyonu kuran Aracılık Yasası çıkmıştır.[27] Bu tarihten sonra İsviçre politikasının en önemli konusu kantonların kendi kendini yönetme geleneği ile merkezî bir hükümet gerekliliği arasında geçecektir. 1815 yılında Viyana Kongresi ile İsviçre’nin bağımsızlığı ve tarafsızlığı tüm Avrupa güçleri tarafından tanınmıştır.[28] Bu tarihte, Valais, Neuchâtel ve Cenevre kantonlarının federasyona katılmasıyla birlikte İsviçre tarihteki en son genişlemeyi gerçekleştirmiştir. 1848 anayasası 1847 yılında katolik ve protestan kantonlar arasında bir iç savaş (Sonderbundskrieg) patlak verdi.[29] O zamanlar hükümette olan Radikal Partinin yaymaya çalıştığı daha üniter bir İsviçre fikrinden hoşlanmayan katolikler Sonderbund adını verdikleri özel bir antlaşma ortaya çıkardılar. Radikallerin de bu antlaşmaya karşı çıkması üzerine ortaya çıkan savaş bir aydan az sürdü ve yaklaşık yüz kayıp verildi. Küçük başkaldırılar dışında bu çarpışma, İsviçre topraklarında yaşanan son silahlı çatışmaydı. İç savaştan sonra İsviçre referandum uygulamasına geçti ve 1849 yılında federal anayasa kabul edildi.[30] Bu anayasa ile merkezî otorite kuruluyor ve kantonlar yerel konularda kendi kendilerini yönetebiliyorlardı. Nüfus artışı, Sanayi Devrimi ve tek para birimi kullanılması nedeniyle 1872 yılında bu anayasa önemli oranda düzeltilmiştir. Bu anayasayla savunma, ticaret ve yasal konularda federal sorumluluk da düzenlenmişti. 1893 yılında anayasa olağandışı bir şekilde doğrudan demokrasinin uygulanmasına yönelik olarak düzenlenmiştir ve günümüzde de tek örneği teşkil etmektedir.[30] 20. yüzyıl İsviçre 1920 yılında Milletler Cemiyeti’ne ve 1963 yılında da Avrupa Konseyi’ne katıldı. I. Dünya Savaşı’nda tarafsızlığını açıklayan ülke askerî olarak savaşa katılmadı.[31][32] II. Dünya Savaşı’nda da tarafsızlık açıklanmış, bir Alman müdahalesi planlansa da bu gerçekleşmemiştir. Bu müdahalenin gerçekleşmemesinin nedenlerinden birisi olarak General Henri Guisan önderliğinde İsviçre Silahlı Kuvvetlerinin seferberliğe geçmesi gösterilir. Bazı İsviçre vatandaşlarının Yahudi Soykırımı esnasında elde edilen paraların aklanmasına yardımcı oldukları dolayısıyla da İsviçre’nin tarafsızlığına gölge düştüğü iddialarının [33] yanı sıra İsviçre, Almanya ve Mihver Kuvvetlere karşı yürütülen casusluk faaliyetlerinin bir merkezi hâline gelerek yenilmelerine yardımcı olmuştur.[34] 1959 yılından itibaren kantonlarda kadınlara oy hakkı verilmeye başlandı.[32][35] 1971 yılında federal düzeyde oy hakkının tanınması en son 1990 yılında Appenzell Innerrhoden kantonunda kadınlara oy hakkı verilmesinden sonra gerçekleşebilmiştir. Bu tarihten sonra kadınlar hızla parlamentoya ve bakanlıklara girmeye başlamış, yedi kişilik Federal hükümet'e ilk olarak 1984–1989 arasında bakanlık yapan Elisabeth Kopp girmiştir. İlk kadın başbakan ise Ruth Dreifuss olmuştur.[32] 1978 yılında Bern kantonunun bazı kısımları bağımsızlıklarını kazanarak yeni Jura kantonunu kurmuştur.[32] 18 Nisan 1999’da İsviçre halkı ve kantonlar tamamen gözden geçirilmiş ve yenilenmiş bir federal anayasanın kabulü yönünde oy kullanılmıştır.[32] 21. yüzyıl İsviçre 2002 yılında Birleşmiş Milletler’e tam üye oldu. EFTA (Avrupa Serbest Ticaret Birliği)’nın kurucu üyesi olan ülke EEA (Avrupa Ekonomik Alanı)’nın bir parçası değildir. Avrupa Birliği’ne üye olmak için Mayıs 1992 tarihinde başvuru yapılmış olsa da, Aralık 1992’de EEA için yapılan referandum sonucunda (EEA konusunda referandum yapan tek ülke İsviçre’dir) halkın EEA’ya girişi kabul etmemesi üzerine bu konuda başka bir girişimde bulunulmamıştır. Bu tarihten sonra AB konusunda çeşitli referandumlar yapılmasına rağmen, bunlar ülke içindeki marjinal gruplar tarafından başlatılmış ve hükümetin desteğini almamıştır. Yine de İsviçre yasaları AB yasalarıyla uyumlu hâle gelmek üzere yavaş yavaş düzenlenmektedir ve hükümet Avrupa Birliği ile bir dizi karşılıklı antlaşma imzalamıştır. Avusturya’nın 1995 yılında AB’ye girmesiyle birlikte İsviçre ve Lihtenştayn tamamen AB ile komşu olmuştur. 5 Haziran 2005’te İsviçreliler %55’lik çoğunlukla Schengen antlaşmasına katılmayı kabul etmişlerdir. AB yorumcuları bu sonucu geleneksel olarak izolasyonist bir ülke olarak nitelendirilen İsviçre’nin bir iyiniyet gösterisi olarak değerlendirdiler. 41.285 kilometrekarelik yüzölçümüyle İsviçre görece küçük bir ülkedir. 7,4 milyonluk nüfusa sahip olan ülkede nüfus yoğunluğu kilometrekareye 182 kişidir.[36] İsviçre’de üç ana topografik alan bulunur: İsviçre Alpleri, İsviçre Platosu, ve Jura Dağları. Alpler, ülkeyi orta ve güneyinden kateden yüksek sıradağlardır. İsviçre Alpleri’nin yüksek dorukları arasında (en yüksek zirvesi 4.634 metrelik Dufour Zirvesi'dir) bazılarında buzul bulunan sayısız vadi yeralır. Buralarda doğan Ren, Rhône, İnn, Aare ve Ticino gibi Avrupa’nın başlıca nehirleri Cenevre Gölü, Zürih Gölü, Neuchâtel Gölü ve Konstanz Gölü gibi göllere dökülür. Ülkenin daha yoğun nüfusa sahip olan kuzey kısmı daha düzlük de olsa kuzeybatıda bulunan daha küçük Jura Dağları gibi dağlık da olabilir. İsviçre’nin iklimi genel olarak ılıman olsa da yüksek dağlardaki zorlu şartlardan İsviçre’nin güney ucundaki sıcak Akdeniz iklimine kadar bölgeden bölgeye değişiklik gösterir. Yüksek dağlarla ayrılan birçok vadinin varlığı nedeniyle İsviçre’nin ekosistemleri çok hassastır ve hemen hemen her vadide kendine özgü ekolojiler oluşmuştur. Dağlık bölgelerde de diğer yükseltilerde bulunmayan zengin bir bitki örtüsü bulunur. İsviçre Avrupa’nın en dağlık ülkesidir. Toprakların 3/4’ü dağlarla kaplıdır. Kuzeybatı Fransa sınırı boyunca uzanan Jura Dağları ülkenin güney kesimini kaplayan Alplerden Mitteland yaylasıyla ayrılır. İsviçre Alpleri, Mont-Blanc’dan Ortlere kadar uzanan orta kesimini içine alır. Ülkenin büyük kısmını meydana getiren güney bölümü Bern Alpleri, Pennine Alpleri, Lepontine Alpleri ile doğudaki Rehetia Alplerinden müteşekkildir. En yüksek tepeler Pennine Alplerinde yer alan Mente Rosa ve Matterhorn (4478 m) tepeleridir. Bern Alplerinde en yüksek tepeler Finsteraarrhorn (4274 m) ile Jungfrau (4166 m)dur. İsviçre yüksek yaylası, Alplerle Jura Dağları arasında kalan yayladır. Bu yayla 1000 m yüksekliktedir. İsviçre Tepeleri diye de anılır. Bu yayla çayırlar ve kozalaklı ağaç ormanlarıyla kaplıdır. Avrupa’nın iki büyük akarsuyu İsviçre Alplerinden doğar. Ren Nehri, Knostanz Gölüne akan iki pınardan kaynaklanır. Rhone’ni kaynağı ise güneybatıdaki buzullardır. Ticino Nehri güneye akar. İsviçre’de çok sayıda göl vardır. Bunların en büyüğü Almanya ve Avusturya’ya sınır olan Konstanz Gölüdür. Diğer önemli gölleri ise Zürich, Lulerne, Neuchatel ve Leman’dir.[37] Siyasi yapı İsviçre Federal Sarayı, Bern Çift meclisli İsviçre parlamentosu Federal Meclis, Federal Hükümet’ten ayrı olarak temel iktidar merkezidir. Federal Meclisi oluşturan Eyaletler Konseyi ve Ulusal Konsey yasa çıkarmak da dahil olmak üzere her açıdan eşit güce sahiptir. 1999 anayasasına göre, federasyona özel olarak delege edilmemiş tüm güçler kantonların elindedir. Eyaletler konseyinin 46 üyesi (her kantondan iki ve yarım kantondan bir olmak üzere) doğrudan her kantonda seçilir. Ulusal Konsey’in 200 üyesi ise nispi temsil esaslarına dayanarak seçilir. Her iki meclise seçilenlerin görev süresi 4 yıldır. Referandumlar yoluyla her yurttaş federal hükümet tarafından kabul edilmiş yasaların geçerliliğini sorgulayabilir ve federal anayasaya düzeltme yapılmasını isteyebilir. Bu haklar İsviçre’yi doğrudan demokrasi uygulanan bir ülke yapmaktadır. Yürütme erki ve devlet başkanlığı görevi yedi üyeden oluşan Federal hükümet'te toplanmıştır. Her ne kadar anayasaya göre Meclis Konsey üyelerini seçse ve denetlese de, yasama sürecini yönlendirme ve federal yasaları uygulama konusunda Federal hükümet yavaş yavaş önde gelen bir role kavuşmuştur. Özel temsil görevlerini yürütmek üzere konseyi oluşturan yedi kişi içinden bir kişi bir yıllığına İsviçre Konfederasyon Başkanı olarak seçilir.[45] 1959 yılından Aralık 2003’e kadar Federal hükümet’te İsviçre’nin dört önemli siyasi partisi, federal meclisteki temsil oranlarına göre oluşan "sihirli formüle" göre temsil edilmiştir: 2 üye Hristiyan Demokratlardan (CVP/PDC), 2 üye Sosyal Demokratlardan (SPS/PSS), 2 üye Liberal Demokratlardan (FDP/PRD), ve 1 üye de İsviçre Halk Partisinden (SVP/UDC). Konseydeki bu geleneksel üye dağılımı herhangi bir yasa ile tanımlanmamıştır ve 2003 seçimlerinden sonra Hristiyan Demokratlar ikinci sandalyelerini, o yıl meclis seçimlerinde en güçlü parti olarak çıkan İsviçre Halk Partisine kaptırmıştır. Federal Yüksek Mahkeme’nin görevi kanton mahkemelerinden gelen temyizlere ve federal yönetimin idarî kararlara bakmaktır. Yüksek Mahkeme yargıçları, altı yıllık görev süresi için Federal Meclis tarafından seçilir.[46] Doğrudan demokrasi 1848 federal anayasanın uygulanmaya başlandığından beri İsviçre Dünya üzerinde eşi benzeri olmayan bir hükümet sistemine evsahipliği yapmaktadır: Doğrudan demokrasi. Parlamenter demokrasi’nin vazgeçilmez ögeleri olan meclis ve konseyler de bulunduğundan kimi zaman bu sistem yarı-doğrudan sistem olarak da adlandırılır. İsviçre doğrudan demokrasisinin federal düzeydeki araçları halkın hakları denilen anayasal girişim ve referandumdur. Kanton ve belediye düzeyinde de bu araçlar daha geniş ve farklı olarak uygulanmaktadır. Meclis tarafından onaylanmış bir yasanın geçerliliğini sorgulamak isteyen bir grup yurttaş eğer yasanın çıkmasından sonraki 100 gün içinde yasaya karşı 50.000 imza toplayabilirlerse federal bir referandum isteğinde bulunabilirler. Bu durumda yasanın kabulu ya da reddi için ulusal düzeyde ve basit çoğunluk ile karar verilen bir oylama yapılır. Federal bir yasaya karşı sekiz kanton birleşerek de referandum isteğinde bulunabilir. Benzer şekilde yurttaşlar bir anayasal değişikliği 18 aylık bir süre içinde destekleyen 100.000 imzaya ulaşabilirlerse federal anayasal girişim ile ulusal oylamaya gidebilirler.[47] Meclis anayasal değişiklik isteğini tamamlayıcı olarak karşı öneri getirebilir ve seçmenler her iki önerinin kabulu durumunda seçeneklerini oy pusulalarında işaretler. Anayasal değişikliklerin, ister meclis tarafından getirilmiş ister anayasal girişimle sunulmuş olsun kabul edilmesi için hem ulusal düzeydeki oylamanın sonucunun çoğunluğu hem de kantonların sonuçlarının çoğunluğu olmak üzere çifte çoğunluk aranır.[48] İsviçre içinde iki anklav (kuşatılmış toprak) bulunur: Almanya’ya ait olan Büsingen ile İtalya’ya ait olan Campione d'Italia. Avusturya’nın Vorarlberg eyaletinde 11 Mayıs 1919 tarihinde yapılan referandum sonucunda halkın %80’i eyaletin İsviçre Konfederasyonuna katılması önerisini destekledi. Ancak Avusturya Hükümeti’nin, Müttefik kuvvetlerin, İsviçre liberallerinin, İtalyan İsviçrelilerin ve Fransız İsviçrelilerin karşı çıkmasıyla bu gerçekleşmedi.[50] İsviçre'de bulunan uluslararası kuruluşlar Ordu Ana Madde: İsviçre Silahlı Kuvvetleri İsviçre Silahlı Kuvvetleri, Kara ve Hava Kuvvetlerini içerir, askeri personel: %5'ini profesyonel askerler oluşturur, ve geri kalan askeri personel ise 20 ile 34 yaş arası (özel durumlarda 50'ye kadar çıkar) erkek vatandaşlardır. Denize kıyısı olmayan bir ülkedir, bu yüzden deniz kuvvetleri bulunmamaktadır; fakat sınırlarda bulunan göllerde silahlı askeri devriye botları bulunur. İsviçre vatandaşlarının, Vatikan İsviçreli Muhafızlar ya da çifte vatandaş olanlar haricinde, başka bir ülkede askeri görev yapması yasaklanmıştır. MOWAG Eagle isimli İsviçre ordusuna ait zırhlı araç İsviçre milis sistemi askerlere ordu tarafından verilen ekipmanları , personelin kendine ait özel silahları da dahil, evlerinde tutmalarını şart koşar. Bazı kuruluşlar ve siyasi partiler bu uygulamayı tartışmakta ve uygunsuz görmektedir fakat ana İsviçre sistemi bu uygulamanın lehlerine olduğunu düşünmektedir. Zorunlu askerlik hizmeti İsviçre vatandaşları kadınların da gönüllü olarak askerlik yapabileceğini savunur. Erkekler genellikle 19 yaşında askerlik eğitimi için emir kağıdını alırlar. İsviçreli genç nüfusun yaklaşık üçte ikisi askerlik hizmeti için uygundur, uygun olmayanlar için ise alternatif hizmet şekilleri bulunmaktadır.[55] Yıllık yaklaşık, 20,000 kişi 18 ila 21 hafta arasında askeri eğitim merkezlerinde eğitim görürler. İsviçre Hava kuvvetleri, F/A-18 Hornet Alpler'de uçuşta İsviçre'nin bütünlüğü ve tarafsızlığını sağlamak amacıyla toplamda üç genel seferberlik ilan edilmiştir. İlki 1870-1871 yıllarında Fransa-Prusya Savaşı dolayısıyla ilan edildi. İkincisi ise 1914 yılının Ağustos ayında, Birinci Dünya Savaşı'nın patlak vermesi karşısında ilan edildi. Ordunun üçüncü seferberliği 1939 Eylül'ünde, Almanya'nın Polonya üzerine saldırması üzerine Henri Guisan'ın general olarak seçilmesiyle ilan edildi. Tarafsızlık politikası nedeniyle, İsviçre ordusu diğer ülkelerde silahlı çatıışmalara katılmamaktadır, ancak dünyada bazı barış misyonlarına katılmaktadır. 2000 yılından beri silahlı kuvvetler departmanı uydu iletişimlerini izlemek amacıyla Onyx istihbarat toplama sistemini kullanmaktadır. [56] Soğuk Savaş'ın bitmesinin ardından anti-militarist gruplar tarafından askeri faaliyetlerin engellenmesi, hatta tamamen silahlı kuvvetlerin kaldırılması için girişimler olmuştur. Antimilitarist gruplar tarafından başlatılan bu konuda dikkate değer bir referandum, 26 Kasım 1989 tarihinde yapıldı. Bu öneriye karşı seçmenlerin yaklaşık üçte ikisi yenildi.[57] [58] Benzer bir referandum, Amerika'ya düzenlenen 11 Eylül Saldırıları nedeniyle %78'lik bir oranla antimilitarist grupların tekrar yenilmesine neden olmuştur.[59] Ekonomi Güney İsviçre’den bir görünüş: sağda Saas-Grund ve solda Saas-Fee. Zengin ve kararlı bir pazar ekonomisine sahip olan İsviçre, kişibaşı Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’da Amerika Birleşik Devletleri, Japonya ve büyük Avrupa ekonomilerinin önünde yer alırken alım gücü paritesinde onuncu sırada gelir. 20. yüzyılın çok önemli bir döneminde açık ara ile Avrupa’nın en refah ülkesi olan İsviçre 1990’lardan beri ağır bir büyüme dönemine girmiş ve 2005’e gelindiğinde kişi başına GSYİH’da nüfusu bir milyondan büyük Avrupa ülkeleri arasında İrlanda, Danimarka ve Norveç’in ardından dördüncülüğe düşmüş ve satınalma paritesine göre de onunculuğa gerilemiştir. İsviçre Avrupa Serbest Ticaret Birliği (EFTA) üyesidir. İsviçre bazı çokuluslu şirketlere de ev sahipliği yapmaktadır. Gelirleri bakımından İsviçre'nin en büyük şirketleri; Glencore, Gunvor, Nestlé, Novartis, Hoffmann-La Roche, ABB, Mercuria Enerji Grubu ve Adecco sayılabilir.[60] Ayrıca UBS AG, Zürih Sigorta Grubu, Credit Suisse, Barry Callebaut, Swiss Re, Tetra Pak ve Swatch Grup'da diğer önemli şirketlerdendir. Son yıllarda İsviçreliler uluslararası rekabet güçlerini arttırmak için ekonomik uygulamalarını büyük bir oranda Avrupa Birliği ile uyumlu hâle getirmiş olsalar da güçlü bir büyüme oranına ulaşamadılar. Avrupa Birliği’ne tam üyelik İsviçre hükümetinin uzun dönem hedefleri arasında yer alsa da İsviçre halkı önemli ölçüde buna karşı çıkmaktadır. İsviçre’nin Avrupa’nın geri kalanından izole olmasının olumsuz etkilerini azaltmak için Bern ve Brüksel arasında ticaret bağlarını daha da liberalleştirmek için, karşılıklı yedi sektörel anlaşma imzalanmıştır. 1999 yılında imzalanan ve 2001 yılında yürürlüğe giren bu anlaşmaların arasında serbest dolaşım hakkı da bulunmaktadır. Dokuz farklı alanı kapsayan ikinci bir dizi sektörel anlaşma 2004 yılında imzalanmıştır ve hükümetler tarafından bu anlaşmaların kabulü beklenmektedir. Bu ikinci dizi anlaşma arasında Schengen Antlaşması ve Dublin sözleşmesi bulunmaktadır. İki taraf arasında diğer alanlarda karşılıklı işbirliği konuları görüşülmektedir. Dört yeni alanda hazırlık görüşmelerine başlanmıştır: elektrik enerjisi pazarının açılması, Avrupa Galileo GPS sistemine dahil olma, Avrupa hastalık önleme merkezi ile işbirliği ve yiyecek ürünlerinin kaynak sertifikalarının tanınması. İsviçre Aralık 1992’de Avrupa Ekonomik Alanı’na üye olmama yönünde oy kullandığı için hem Avrupa Birliği ile hem de Avrupa ülkeleriyle ilişkilerini ikili sektörel anlaşmalarla sürdürmektedir. Mart 2001’de yapılan referandumla İsviçre halkı ülkenin AB’ne tam üye olmasına karşı yönde oy kullanmıştır. . Nüfus yapısı [değiştir] İsviçre’de başlıca diller[75]: Almanca, Fransızca, İtalyanca, Romanş İsviçre, Avrupa’nın bazı önemli kültürlerinin kavşak yerinde yer alır. Bu kültürler ülkenin dillerini ve kültürü önemli ölçüde etkilemiştir. İsviçre’nin dört resmî dili vardır: Kuzey ve Orta İsviçre’de Almanca(64%); batıda Fransızca (20.4%); güneyde İtalyanca (6.5%); ve güneydoğuda Graubünden kantonunda küçük bir azınlık tarafından konuşulan Romanş (< 1%).[76] Federal hükümet dört resmî dili de kullanmak zorundadır. Federal Meclis’te bu dört dilde simültane tercüme yapılmaktadır. [77] İsviçre’de konuşulan Almanca diyalekt grubuna genel olarak İsviçre Almancası denir. Ancak yazılı iletişimde ve radyo-televizyon yayıncılığında standart Yüksek Almanca kullanılır. Benzer şekilde İsviçre’nin diğer bölgelerinde de İsviçre Fransızcası ve Ticino diyalekti kullanılır. Ayrıca resmî diller (Almanca, Fransızca ve İtalyanca) diğer dillerden İsviçre dışında anlaşılmayan bazı terimleri (Fransızca’dan geçen Almanca Billette [78]) ve diğer dillerdekine benzer kelime kullanımlarını (İtalyanca azione, eylem anlamında değil Almanca Aktion gibi indirim anlamında kullanılır) ödünç almıştır. Her İsviçrelinin okulda kendi anadilinden başka İsviçre’nin resmî dillerinden birini öğrenmesi zorunludur. Bu nedenle İsviçrelilerin çoğu en azından iki dil bilmektedir. [79] Göçler Günümüz İsviçre'si -diğer birçok Batı Avrupa ülkesi gibi- göç alan bir ülkedir. İsviçre nüfusunun % 23'ünü yabancı göçmenler oluşturmaktadır.[80] Bugünkü Federasyon bölgeleri ve özellikle Zürih, çok önceden beri dışarı doğru büyük bir göç hareketinin hedefi idi. Endüstrileşme ile birlikte özellikle Alplerden de bir iç göç yaşandı. 1950'li yıllarda başlayan ve ülkeye bugüne kadar süren zenginliğini sağlayan hızlı ekonomik ve maddi büyüme göç dengesini ters çevirdi. Çalıştırmak için yabancı işçiler aranır oldu, sonraları, Yugoslavya'nın dağılması gibi süreçlerde sık sık İsviçre'ye politik göçmenler akın etti. Türkiye'den Batı Avrupa'ya ve aynı zamanda İsviçre'ye ekonomik göçmenler geldi. Son yıllarda ise İsviçre'deki işyerlerinde tercih edilen Almanların göçleri belirgin bir yükseliş gösterdi. 2011 yılında İtalyan vatandaşları toplam yabancılar içinde % 16.3 ile en büyük kesimi oluştururken, ardından Almanlar (% 14.9), Portekizliler (% 12.0), Sırplar (% 6.9), Fransızlar (% 5.4) gelmektedir.[81] Diğer küçük göçmen gruplarını ise Türkler, İspanyollar, Makedonyalılar, Avusturyalılar, İngilizler, Bosnalılar ve Hırvatlar oluşturur.[81] 2011 yılı sonunda İsviçre'de toplam 1.814.800 yabancı pasaportlu yerleşimci bulunmaktadır.[80] Bu istatistikler İsviçre pasaportu olmayan dolayısıyla oturma izni ile yaşayan göçmenlerin miktarını göstermektedir. İsviçre çifte vatandaşlığa izin verdiği için İsviçre vatandaşlığına geçmiş olan çok sayıda göçmen de bulunmaktadır. İsviçre vatandaşı olmuş olan tahmini 700.000 kadar göçmen vatandaş ile birlikte toplam göçmen oranının nüfusun % 30'una vardığı tahmin edilmektedir. [82] İsviçre'de 45.000 kadarı İsviçre vatandaşı olmuş olan toplam 121.000 Türkiye uyruklu göçmenin yaşadığı tahmin edilmektedir.[83] Kültür Lozan’da bir halk dansları gösterisi. İsviçre’nin kültürü komşuları tarafında çok etkilendiyse de yıllar boyunca önemli bölgesel farklılıklar gösteren kendine özgü bir kültür oluşmuştur. Özel olarak Fransızca konuşulan bölgelere Fransa’ya, Almanca konuşulan bölgeler Almanya’ya ve İtalyanca konuşulan bölgeler de İtalya’ya, ülkelerindeki diğer bölgelerden daha yakındır. İsviçre’deki kuvvetli bölgecilik nedeniyle homojen bir İsviçre kültüründen söz etmek mümkündür.[125] Kültürel olarak aktif olan bir çok İsviçreli, ülkelerindeki kısıtlı olanaklar nedeniyle yurtdışına çıkmayı tercih etmiştir. Aynı zamanda İsviçre’nin tarafsızlığı ve düşük vergi oranları da tüm dünyadan bir çok yaratıcı insanı bu ülkeye çekmiştir. Savaş zamanlarında siyasi sığınma geleneği bir çok sanatçının bu ülkeye gelmesinde yardımcı olurken günümüzde bunu düşük vergi oranları sağlamaktadır.[126] Gelenekler Gelenekler İsviçre kültürünün görünmeyen fakat çok katmanlı yapısının bir parçasıdır. Gelenekler halk kültürünün bir parçası olarak oldukça dağınık yerel ve bölgesel bir görünüm arzederler. Ancak Karnavallar, Paskalya ve Noel kutlamaları gibi bazı durumlarda bu aşırı yerelliği aşarlar. Basel ve Luzern Karnavalı gibi karnavallarda müzik, dans ve çeşitli halk şiirleri çok çeşitli biçimlerde sergilenir. İsviçre 2008 yılında UNESCO'nun Somut olmayan kültürel mirasın korunması sözleşmesi (2003)e ve Kültürel ifadelerin çeşitliliğinin korunması ve geliştirilmesi sözleşmelerini imzaladı.[127] İsviçre'deki geleneksel kutlamaların bazı örnekleri: Luzern Karnavalı, Unspunnen taşı fırlatma yarışması, Sechseläuten ve Fête des Vignerons. Edebiyat Jean-Jacques Rousseau, sadece bir yazar değildi ayrıca on sekizinci yüzyılın en etkili filozoflarından biriydi. (Cenevre'deki heykeli.) 1291'de Konfederasyon kurulduğunda, sadece Almanca konuşulan bölgelerde edebiyatın erken formları Almanca olarak meydana gelmeye başladı. 18. yüzyılda, Fransızca konuşan müttefiklerin etkisi eskisinden daha belirginken; Fransızca, Bern ve çevresinin popüler dili oldu. [128] İsviçre Alman edebiyatının klasikleri arasında Jeremias Gotthelf (1797-1854) ve Gottfried Keller (1819-1890) vardır. Ayrıca 20. yüzyılda İsviçre edebiyatının tartışmasız devi olan Friedrich Dürrenmatt'ın, Die Physiker (The Physicists) ve Das Versprechen (The Pledge) adlı eserleri Hollywood filmi olarak sinemaya uyarlanmıştır.[129] Önde gelen Fransızca konuşan yazarlar arasında Jean-Jacques Rousseau (1712–1778) ve Germaine de Staël (1766–1817) vardır. Daha yakın tarihte yaşamış olan yazarlardan biri de Charles Ferdinand Ramuz'dur. Charles Ferdinand Ramuz, eserlerlerinde köylülerin ve dağ sakinlerinin yaşamlarını ve onların zor çevre koşullarındaki yaşantılarını anlatır.[130] İsviçre edebiyatına İtalyanca ve Romanşça konuşan yazarlar da katkıda bulunur ancak diğerlerine göre bu oran daha azdır. Büyük olasılıkla İsviçre edebiyatının en ünlü eseri Heidi'dir. Heidi, Alpler'de dedesiyle yaşayan yetim bir kızın öyküsünü anlatır. Tüm zamanların en popüler çocuk romanlarından biridir ve İsviçre'nin bir simgesi durumuna gelmiştir. Yaratıcısı Johanna Spyri (1827–1901), benzer konularda bir çok kitap yazmıştır.[131] Medya [değiştir] Basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü hakkı İsviçre Federal Anayasası'nda güvence altına alınmıştır. [132] İsviçre Haber Ajansı, dört ulusal dilde üç saat politika, ekonomi, toplum ve kültür alanlarında haber yayınlıyor. İsviçre Haber Ajansı, neredeyse tüm İsviçre medyası ve birkaç düzine yabancı medyayla, kendi haberleriyle hizmet sunmaktadır.[133] İsviçre'nin en büyük gazeteleri arasında, Almanca dilinde yayımlanan Tages-Anzeiger ve Neue Zürcher Zeitung ile Fransızca dilinde yayımlanan Le Temps vardır. Ama hemen hemen her şehirde en az bir yerel gazete bulunuyor. Ülkedeki kültürel çeşitlilik gazeteler için çok büyük yararlar sağlar.[134] Hükümet, özelikle finans ve lisans nedeniyle yayın medyasından daha çok basılı medya üzerinde denetim sahibidir.[135] İsviçre Yayın Kurumu, radyo ve televizyon programlarının yayın ve yapımu ile tahsil edilir. Televizyon programları Cenevre, Zürih ve Lugano'da, radyo programları altı merkez ve dört bölgesel stüdyoda üretilmektedir. Kapsamlı bir kablo ağı da İsviçrelilerin komşu ülkelerdeki programlara erişmesini sağlar.[136] Spor İsviçrenin en ünlü kayak merkezlerinden Saas-Fee. Kayak, snowboarding ve dağcılık İsviçre'deki en ünlü sporlardandır, ülkenin doğası bu tür aktivitelere oldukça elverişlidir.[137] St. Moritz'de bobsled'in bulunmasıyla, kış sporları 19. yüzyılın ikinci yarısından beri yerliler ve turistler tarafından uygulanmaktadır.[138] İlk Dünya Kayak Şampiyonası 1931 yılında Mürren'de ve 1934 yılında Saint-Moritz da yapılmıştır. Saint-Moritz aynı zamanda 1928'deki ikinci Kış Olimpiyat Oyunları ile 1948'deki 5. Kış Olimpiyatlarına da ev sahipliği yaptı. Davos'taki Spengler Kupası Birçok İsviçreli futbol fanatiğidir ve Nati adını verdiklerini milli takımlarına sıkı destek verirler. İsviçre, Avusturya ile ortak olarak 2008 Avrupa Futbol Şampiyonasına da ev sahipliği yaptı. Futbol'dan sonra en sevilen spor buz hokeyidir ve birçok İsviçreli League A'da yarışan bur hokeyi takımlarından birinin destekçisidir. İsviçre, 2009 yılında Dünya Buz Hokeyi Şampiyonasına 10. defa ev sahipliği yaptı.[139] League A Avrupa'da en çok ilgiyle izlenen bu hokeyi ligidir.[140] Avrupa Buz Hokeyi Şampiyonası da ilk kez 1910'da Büyük Britanya, Almanya ve Belçika'nın da katılımıyla İsviçre'de yapıldı [141] İsviçre'de bulunan çok sayıda göl yelken sporunu cazip kılar. Ülkenin ikinci büyük gölü olan Cenevre Gölünden ilk olarak Amerika Kupasını 2003'te kazanıp 2007'de de elinde tutmayı başaran Alinghi yelken takımı çıkmıştır. Tenis sporu da son yıllarda giderek popülerleşen bir spordur ve Martina Hingis ve Roger Federer gibi İsviçre'li sporcular çok defa Grand Slam elde ettiler. In an eight-year span, Roger Federer has won a record 17 Grand Slam singles titles, making him the most successful men's tennis player ever.[142] Motor sporları ve aktiviteleri, 1955 Le Mans faciasından sonra İsviçre'de yasaklandı. Sadece Tırmanma Yarışı istisna olarak tutuldu. Ancak 2007'de bu yasak kaldırıldı.[143] Bu dönemde dahi, Clay Regazzoni, Sébastien Buemi, Jo Siffert gibi başarılı pilotlar ile Dünya Turing Otomobil Şampiyonası'nda başarılar elde eden Alain Menu gibi pilotlar çıkardı. 2007-08 döneminde Neel Jani'nin pilotluğunu yaptığı İsviçre A1 Grand Prix ekibi, A1 Grand Prix Kupasını elde etmeyi başardı. Yine İsviçreli motorsiklet yarışçısı Thomas Lüthi 2005'de 125cc kategorisinde MotoGP dünya şampiyonluğunu kazandı. Geleneksel İsviçre sporlarının en çok tanınanı bir tür güreş olan Schwingen'dir. Bu güreş, orta İsviçre kantonlarının kırsal kesimlerinde oldukça eski bir geleneksel spordur ve bazıları tarafından bir ulusal spor olarak kabul edilir. Hornussen bir diğer yerel spordur ve beyzbol ile golf karışımı bir spora benzer.[144] Taş fırlatma da ağır bir taşı fırlatmaya dayanan bir diğer yerel spordur. Bu sporun tarihöncesi dönemlerden beri Alplerde yaşayan insanlar arasında yapılmaktaysa da, bu spora ilişkin ilk yazılı kayıtlar 13. yüzyılda Basel'de bulunmuştur. İsviçre, aynı zamanda 83.5 kiloluk Unspunnen taşı denilen bir taşın atıldığı Unspunnen festivalinin de merkezidir.[145] İsviçre mutfağı İsviçre fondüsü oldukça ünlüdür. Peynirden yapılır. Ünlü bir İsviçre peyniri Raclette. Valais'de üretilir.İnek sütü kullanılır. İsviçre mutfağı çok-yönlüdür. Fondü, raklet veya rösti gibi bazı yemekler ülke genelinde kullanılsa da, her bölgenin, yörenin iklimine ve kültürel farklılıklarına göre değişik türleri gelişmiştir.[146] Geleneksel İsviçre mutfağı diğer Avrupa ülkelerinin mutfaklarına da benzer, Gruyeres ve Emmental vadilerinde tamamen yöresel olan süt ürünleri peynirler bulunmaktadır. Bu tür kaliteli mutfak ürünleri İsviçrenin batısında oldukça fazla türde bulunur.[147] Çikolata 18. yüzyıldan beri İsviçre'de üretilmektedir ve 19. yüzyılın sonlarında temperleme gibi bir çok teknolojik tekniğin gelişmesi ile İsviçre çikolatası oldukça kalite artışına uğramış ve dünya çapında oldukça ün kazanmıştır . Ayrıca Daniel Peter tarafından 1875 yılında çok büyük bir atılım yapılarak sütlü çikolata icat edilmiştir. Dünya çapında İsviçre en çok çikolata tüketen ülkedir.[148] İsviçre'de en ünlü alkollü içecek şaraptır. İsviçre toprak, hava, rakım ve ışık zenginliği sebebi ile üzüm çeşitliğinde oldukça zengindir. İsviçre şarabı, beyaz şaraplar özellikle Valais ve Vaud şarapları, Cenevre ve Ticino'da üretilmektedir. İsviçre üzüm bağları, Roma döneminden beri dünya çapında ünlüdür. En yaygın çeşitleri Chasselas (Valais Fendant olarak da adlandırılır) ve Pinot Noir'dir. Merlot, Ticino'da üretilen en ünlü çeşitlerdendir.[149][150] Mimarlık [değiştir] İsviçre, her iki dünya savaşına da girmeyerek nötral kalabildiği için, çok sayıda tarihi anıt hala ayakta durmaktadır. 12. yüzyılın Romanesk sanatının güzel örnekleri Basel Manastırı ile Sion, Chur, Cenevre ve Lozan katedrallerinde görülebilir. Bu zengin sanat tarzı iyi korunmuş birçok şato ve kalede de görülebilir. Schaffhausen, Zug ve Zürich'deki kiliseler Gotik, Einsiedeln Manastırı ile St. Gallen ve Solothurn'daki katedraller ise Barok mimari ürünleridir. Rönesans döneminde ise birçok mimar, özellikle Ticino'da eserler inşa etmiştir. İsviçre mimarlığının 20. yüzyıldan önceki en önemli mimarı Francesco Borromini (15991667), aynı zamanda Barok mimarinin de önemli bir temsilcisidir. 20. yüzyılın en tanınan İsviçreli mimarı ise Le Corbusier adıyla tanınan Charles Edouard Jeanneret (1887-1965) olmuştur. Ünlü mimar Avrupa'dan Hindistan ve Rusya'ya kadar dünyanın pekçok yerinde önemli eserler inşa etti.[151] Günümüz mimarlarından Mario Botta İsviçre ve yurtdışında çok sayıda müze ile kilise, banka ve Lugano terminali gibi eserler inşa etti.[151] Jacques Herzog und Pierre de Meuron'un kurdukları Herzog & de Meuron mimarlık firması da Londra'daki Tate Modern binası ve Çin'deki Pekin Ulusal Stadyumu gibi eserleri inşa etmiş ve 2001 yılında Pritzker Mimarlık Ödülünü almayı başarmıştır. En önemli eseri Therme Vals sayılan Peter Zumthor ise aynı ödülü 2009 yılında alan bir başka İsviçre'li mimar oldu.[151] Kırsal görüntüler [değiştir] • Zermatt, Valais'den Matterhorn • Eiger Dağı'nin kuzey yüzü, Bern • Orta İsviçre'de Dört kanton Gölü • Valais'de Aletsch Buzulu, • Ren Cavlani, Schaffhouse • Oeschinensee Gölü, Bern • Grisons'da Yüksek Engadine bölgesi • Vaud'da Leman Gölü kıyılarında Lavaux üzüm bağları • Apstein Dağları'nda Säntis masifi • Grissons'da Bernina Zirvesi Şehirler [değiştir] • Zürih • Cenevre • Basel • Bern • Lozan Yapılar [değiştir] • Vaud'da Leman Gölü kıyısında Chillon Şatosu • Luzern'de Kapell Köprüsü • Schwyz'da Einsiedeln Manastırı • Basel'de Belediye Sarayı • Tessin'de Bellinzone Şatosu, Tessin • Genevre'de Jet d'eau fiskiyesi