ÖFKEM BENİ DEĞİL, BEN ÖFKEMİ YÖNETİRİM İnsanı insan yapan

advertisement
ÖFKEM BENİ DEĞİL, BEN ÖFKEMİ YÖNETİRİM
İnsanı insan yapan bir takım temel duygular vardır. Öfke de bu temel duygulardan
birisidir. Öfke, karşılanmayan beklentilere ya da istenmeyen sonuçlara verilen son derece
doğal ve sağlıklı bir tepkidir. Aynı zamanda öfke, tehditlere karşı doğal bir savunma ve uyum
tepkisidir. Çünkü öfke, kişinin saldırıya uğradığı zaman mücadele etmesini ve kendisini
savunmasını sağlayan bir duygudur. Dolayısıyla öfkenin hayatta kalmamız ve mücadele
edebilmemiz için yaşamsal bir önemi de vardır. Ancak normal, sağlıklı ve insani bir duygu
olan öfke, kontrolden çıktığı zaman yıkıcı olabilmekte, bireyin ve toplumun yaşam kalitesini
düşürebilmektedir. Bununla birlikte uygun yollarla ifade edilmeyen öfke, kişiler arası ilişkileri
bozabileceği gibi fiziksel ve ruhsal problemlere de neden olmaktadır. Öfke duygusuyla baş
edebilmek için kullanılan işlevsiz yollar vardır; içe atıp bastırmak ve kontrolsüz olarak dışa
vurmak. Öfkesini içe atan kişi saldırganlığı kendi içine yönlendirir ve öfkesini yutar. İçe
atılan öfke kişinin ruhsal ve fiziksel problemler yaşamasına neden olurken, öfkeyi kontrolsüz
bir biçimde dışa vurmak ise kişinin çevresi ile olan ilişkilerini zedeleyebilir.
Öfke bir duygudur ve engellenemez. Ancak kişi öfkeli olduğu bir zamanda nasıl
davranacağını kontrol edebilir. Kişileri öfkelendiren olaylar ve insanlardan çok, kişinin
yaşadığı durumlara yüklediği anlamlar ve durumu algılayış biçimidir. Dolayısıyla olaylara
bakış açısını değiştirerek, o duruma verilen tepkileri ve öfkeyi ifade etme biçimini de
değiştirmek mümkündür. Öfke kontrolü, öfkeyi doğru yere, doğru biçimde ifade etmektir.
Öfke kontrolünde temel amaç, saldırganlıktan uzak, şiddet içermeyen, kişinin kendisine ve
çevresine zarar vermeyecek şekilde duygusunu ifade etme becerisini kazanmasıdır. İstenilen
davranış bireyin hiç öfkelenmemesi değil, kişinin öfkesini neyin tetiklediğini bulması, kontrol
edilemez hale gelmeden başa çıkması ve doğru ifadesini sağlamasıdır.
Kişi öfkelendiği zaman kendisini ve davranışlarını kontrol etmekte zorlanıyor, daha
sonra onaylamayacağı söz ve davranışlarda bulunuyor, çevresindeki nesne ve kişilere fiziksel
şiddet uyguluyor, tüm bunlar sosyal işleyişi olumsuz etkiliyorsa öfke kontrol problemi yaşıyor
denebilir.
Öfkeyi kontrol edebilmek için öncelikle onu tanımak gerekir. Kişiyi sinirlendiren bir
durum ya da olay olduğunda tepki vermeden önce durumla ilgili hızlı bir değerlendirme
yapılabilir ya da kişi bir süreliğine ortamdan uzaklaşarak sakinleşmek için kendisine zaman
tanıyabilir. Böylece öfkeyi kontrolsüz bir biçimde sergilemeden önce değerlendirme fırsatı
kazanılmış olur. Kişi öfkelendiğinde beden tepkilerini kontrol ederek kendisini
sakinleştirmeyi sağlayabilir ve öfkesinin kontrolden çıkmasını engelleyebilir. Bunun için
kişinin diyaframdan derin nefes alması, “rahatla, aldırma” gibi sakinleştirici ve yatıştırıcı
sözcükler tekrarlaması, kendisini rahatlatacak bir yeri, ortamı veya anıyı gözünün önüne
getirmeye çalışması, akla gelen ilk şeyi söylemekten kaçınması, karşıdaki kişiyi duymaya ve
anlamaya çalışması ve asıl söylemek istediğine odaklanarak düşünmeden cevap vermemesi
gerekmektedir. Böylece kişi öfkesini yanlış bir biçimde ifade etmenin önüne geçmiş olacak ve
öfkesinin kendisini yönlendirmesine izin vermeyecektir.
Kişi kızgın olduğu zaman düşünceleri genellikle gerçeği yansıtmaktan uzak olup
abartılmış ve çarpıtılmış bir şekildedir. Haklı bir nedene bağlı olsa bile öfke çok çabuk mantık
sınırlarını aşabilir. Bu nedenle kişi öfkelendiği zaman öfkesine yenik düşmeden mantığıyla
hareket etmelidir. Kısacası duygular değiştirilemez ancak kontrol edilip yönetilebilirler.
Bunun yolu da duyguları tanıma, kabullenme ve doğru ifade etmeden geçmektedir.
BUKET SEVİNÇ
REHBERLİK ÖĞRETMENİ
Download