TÜRKİYE EKONOMİSİ EKONOMİK KRİZLER Hazırlayan ORAL KARADAYI HATİCE AKINCI ZUHAL ASLI TANÇ Isparta-2015 İÇİNDEKİLER Ekonomik krizin tanımı Dünyada ve Türkiye’de görülen ekonomik krizler Ekonomik krizlerin nedenleri, sonuçları ve etkileri Sonuç ve değerlendirme Kaynaklar 2 EKONOMİK KRİZ NEDİR? Bir ülkede politik ve/veya ekonomik nedenlerle ortaya çıkan ve ülkenin temel ekonomik yapısını temelden sarsan olaylardır. 3 GLOBAL EKONOMİK KRİZ NEDİR? Uluslararası ekonomide aniden ve beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan olayların makro açıdan ülke ekonomisini, mikro açıdan ise firmaları ciddi anlamda sarsacak sonuçlar ortaya çıkarmasıdır. 4 GLOBAL EKONOMİ KRİZLER 1929 BÜYÜK BUHRANI 1994 MEKSİKA KRİZİ 1997 GÜNEY DOĞU ASYA KRİZİ 1998 RUSYA KRİZİ 1999 ARJANTİN KRİZİ 2008 KÜRESEL EKONOMİK KRİZ 5 GİRİŞ Türkiye’nin yaşadığı ilk ekonomik kriz 1929 depresyonu ile ortaya çıkmıştır. Devletçilik politikalarıyla kriz atlatılmaya çalışılmış 1970’lerdeki ekonomik krizler nedeniyle IMF patentli istikrar politikaları uygulanmaya konulmuş 24 Ocak kararları ile Türkiye ekonomisinde belli bir yapısal dönüşüm yaşanmıştır. 6 GİRİŞ Kriz bir karmaşadır ve her karmaşada bazıları kaybederken bazıları kazanacaktır. Kriz döneminde kazananlar arasında yer alıp, kriz şartlarını gelişme fırsatı olarak kullanmak isteyen reel işletmeler, krizden nemalanmak ve işletmelerini ayakta tutmak için çaba gösterirler. 7 BÜYÜK DÜNYA BUHRANI (1929) 8 BÜYÜK DÜNYA BUHRANI (1929) Büyük Bunalım 1929'da başlayan (ancak etkilerini 1930 yılının sonlarında tam anlamıyla hissettiren) ve 1930'lu yıllar boyunca devam eden ekonomik buhrana verilen isimdir. Buhran, Kuzey Amerika ve Avrupa'yı merkez almasına rağmen, dünyanın geri kalanında da (özellikle de sanayileşmiş ülkelerde) yıkıcı etkiler yaratmıştır. 9 BÜYÜK DÜNYA BUHRANI (1929) 1929 Krizi o zamana kadar görülmemiş işsizliğin, ekonomik daralmanın, durgunluğun sebebi olmuştur. Ekonomide yeni akımların da temelleri bu kriz sebebiyle atılmıştır. Büyük Bunalım en çok sanayileşmiş şehirleri vurmuş, bu kentlerde bir işsizler ve evsizler ordusu yaratmıştır. 10 BÜYÜK DÜNYA BUHRANI (1929) Bunalımdan etkilenen birçok ülkede inşaat faaliyetleri durmuş; tarım ürünü fiyatlarındaki %40-60'lık düşüş, çiftçileri ve kırsal bölge nüfusunu kötü etkilemiştir. Talebin beklenmedik düzeyde düşmesi nedeniyle madencilik alanı buhranın en fazla etkilendiği sektörlerden biri olmuştur. Büyük Bunalım farklı ülkelerde farklı tarihlerde sona ermiştir. 11 KRİZİN SEBEPLERİ 1. Amerika’daki şirketlerin mali güçleriydi. 2. Bankaların kötü yapılanmış olmasıydı. 3. 4. Bankaların sermaye esaslarını, rezerv ve kredi oranlarını belirleyen yasalar yoktu. Başkan Herbert Clark Hoover yönetiminin ekonomi alanındaki tecrübesizliği olduğu söylenebilir. 12 TÜRKİYE’YE ETKİSİ 1929 Türkiye’nin ekonomik krizle tanıştığı yıl olmuştur. Tüm dünyada etkili olan kriz Türkiye’de de ciddi sıkıntılara sebep olmuş buna Osmanlı’dan kalan borçların da eklenmiş ve bu dönemde Türk parasının değeri düşmüştür. 13 TÜRKİYE'DE GÖRÜLEN EKONOMİK KRİZLER : 14 TÜRKİYE EKONOMİK KRİZ TARİHLERİ 15 1929 KRİZİ - İLK KRİZ Türkiye Cumhuriyeti, ekonomik krizle ilk 1929 yılında tanıştı. Türkiye, Osmanlı borçlarının kendine düşen bölümünü 1929 yılında ödemeye başladı. Aynı yıl dünyada "büyük buhran" baş gösterdi. O yıl ekonomi hem reel hem spekülatif açıdan ciddi bir döviz bunalımı yaşadı. Türk parasının değeri düştü. Türkiye ekonomisi dışa kapandı. Devlet eliyle bir milli sanayileşme denemesi içine girildi. Dönemin iktisat politikaları açısından belirleyen iki önemli özellik "korumacılık ve devletçilik" oldu. 16 1948 KRİZİ Türkiye İkinci Dünya Savaşı'na girmedi. Ancak savaş, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'de de ekonominin dengeleri sarstı. Türkiye savaş ekonomisinin koşullarını tüm ağırlığıyla yaşadı. İkinci Dünya Savaşı yılları olan 1940-1945 dönemi ekonomik gelişme sürecini kesintiye uğrattı. Savunma harcamaları bütçeye hakim oldu. Bu nedenle, savaş öncesinde başlayan planlama çalışmaları ve sınai yatırım programları ertelendi. 17 1954 KRİZİ Savaş sonrasında içe dönük ekonomik politikalar gevşetildi ve tüm sosyal grupların reel gelir düzeyi yükseldi. Dış sermayeye açılma ve serbest piyasa ekonomisine geçiş dönemi 1950-1954 yıllarında başladı. 1951 yılında bütçe açık vermeye başladı ve bu durum 1963'e kadar 12 yıl boyunca devam etti. 18 1958 KRİZİ 1950'li yıllarda uygulanan dışarıdan sermaye ithaline ayarlanmış serbestleşme programı 1958 krizini hazırladı. 1958'e gelindiğinde Türkiye'nin günü gelmiş 256 milyon dolar tutarında dış borcu ve de kucağında bir "kambiyo krizi" bulunuyordu. Ağustos ayında Türkiye IMF ile bir istikrar programı uygulamayı kabul etti. 19 1960 SONRASINDA GELİŞMELER 1963 - 1977 arasındaki yıllar, "ithal ikamesi" yoluyla sanayileşmenin altın dönemi oldu. DPT özel sektör tarafından alınan kararlarda önemli bir rol oynuyordu. Bu dönemde GSMH yılda ortalama % 6,8, imalat sanayi ise % 10'un üzerinde büyüdü. Türk sanayinin en zayıf noktası iç pazara odaklanması ve ihracata yönelmemiş olmasıydı. Yatırımlar yüksek maliyetli dış borç ile sürdürülüyordu. Bu nedenle, 1977 -1979 arasında ciddi bir ödemeler dengesi sorunu yaşandı. Enflasyon 1979'da %52,6 ‘dan %79'a fırladı. 20 1969 KRİZİ 1969'da Türkiye hafif bir krizle sarsıldı. IMF programı yürürlüğe kondu. 10 Ağustos 1970'de Süleyman Demirel başkanlığında %66,6 oranında Türk parası devalüe edildi. 1971'de ise darbe yapıldı. 21 1974 BİRİNCİ PETROL KRİZİ 1974 yılında petrol fiyatlarının patlayarak 4 katına çıkması Türkiye ekonomisini olumsuz etkiledi. Aynı yıl Kıbrıs Barış Harekatı ile birlikte batılı ülkelerin üstü örtülü ekonomik ambargosu başladı. Petrol fiyatlarındaki artış ithal edilen sanayi ürünlerinin fiyatlarını da tırmandırdı. Bütün dünya petrol tasarrufuna yönelirken Türkiye petrole sübvansiyon vererek tüketimi patlattı. Dış ticaret açığı korkunç şekilde artış gösterdi. 769 milyon dolardan önce 2,3 milyar dolara fırladı. Türkiye o yıl 303 milyon dolarla rekor bir bütçe açığı verdi. Turizm ve işçi gelirleri düştü. İstihdam sorunu büyüdü. Türkiye yeni bir darboğazın eşiğine geldi. 22 1978 KRİZİ Türkiye’nin 1970 yılında 1,8 milyar dolar olan borcu, 1977 yılında 10 milyar dolara çıktı. 1978 yılında kısa vadeli borçların toplam borç içindeki payı % 52'ye ulaştı. 1978'de kriz patladı. Bu dönemde 21 Eylül 1977 yılında Süleyman Demirel başbakanlığında %10 oranında, 1 Mart 1978 yılında Bülent Ecevit başbakanlığında % 29,9 oranında, 10 Haziran 1979 yılında Bülent Ecevit başbakanlığında %77,7 oranında, 24 Ocak 1980 yılında Süleyman Demirel başbakanlığında % 48,6 oranında TL devalüe edildi. 23 1979-1980 İKİNCİ PETROL KRİZİ OPEC üyeleri petrol fiyatını 1979 ve 1980'de ikinci kez %150 oranında artırdı. Bu şok Türkiye'yi yoğun ekonomik kriz yaşarken yakaladı. İşsizlik oranı %20'lere yaklaştı. Enflasyon %52,6’dan %63,9'a yükseldi. 1979-1980 petrol krizi, halkı 1974 petrol krizinden daha fazla etkiledi. 24 1986 KRİZİ Alınan tedbirler sonucunda 1978'de 2,3 milyar dolar olan ihracat 1983'te 5,7 milyar dolara çıktı. Anılan yıl dış ticaret açığı 3,6 milyar dolar, bütçe açığı ise 2,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bütçe açığının ulaştığı rakam, bir önceki yıla göre %150 artışı işaret ediyordu. 1986 yılında kamu harcamalarının artması nedeniyle ekonomik dengesizlik yaşandı ve devalüasyon yapıldı. 25 1988-1989 KRİZİ 1989'da Türkiye'de stagflasyon yaşandı. Kriz henüz tam atlatılamamış iken Berlin Duvarı yıkıldı. Ardından Irak krizi ve SSCB dağılması geldi. 1989 yılına gelindiğinde Türkiye dışa açık serbest piyasa ekonomilerinden biri oldu. İstikrar politikaları uygulanırken ortalama 17,4 milyar dolar olan dış borç stoku, 1989 yılında 41,7, 1990 yılında ise 49 milyar dolara çıktı. Kısa vadeli borçlar, toplam borçların %19'unu buldu. Ticari bankaların döviz açığı büyüdü. Stagflasyon sürecine girildi. 26 1990’LI YILLAR 90'lı yıllar Türkiye için mal ve sermaye hareketlerinin her biçimiyle serbestleştiği bir dönem oldu. 1994'te Gümrük Birliği bu anlamda önemli bir kilometre taşı oldu. 1994'te yaşanan kriz peşinden 5 Nisan kararları ile alınan bir önlem paketini gündeme getirdi. 1990'lı yıllarda krizler sıklaştı. 1998-1999 ve 2001 kriz yılları oldu. 2001 krizi Türkiye'nin gündemine işsizlik ve istihdamı artırma sorununu da taşıdı. 27 1991 FİNANSAL KRİZİ 1991 krizini Körfez krizi tetikledi. 1990 yılında toplam sermaye girişi 4 milyar dolar oldu. Bunun 3 milyar doları kısa vadeli idi. Dış borç stoku 8 milyar dolara yakın artış gösterirken kısa vadeli borçlardaki artış 4 milyar dolara yaklaştı. 28 1994 FİNANSAL KRİZİ Kısa süreli ama çok şiddetli oldu. Kriz 1993 sonlarında başlayıp1994'te patladı. İçeride zaten üst üste iki yıldır sürmekte olan temel dengesizliklerin üzerine Avrupa para piyasasındaki kargaşanın eklenmesi krizi tetikledi. 29 1998-1999 KRİZİ 1998'de Asya-Rusya krizi, Türkiye'yi, enflasyonu düşürmek amacıyla harcamaları kıstığı ve istikrar programı uyguladığı sırada yakaladı. Krizi tetikleyen unsur, 6 milyar doları aşan sıcak para çıkışı oldu. Mali kuruluşlar dışında bütün kesimler yüzde 56 daralmaya girdi. Aralık 1999'da hükümet IMF ile stand-by anlaşması imzaladı. 30 2001 KRİZİ Ekonomide bekleyişlerin olumsuzlaştığı bir ortamda, Hazine'nin yüklü bir borç itfası öncesinde 19 Şubat 2001'de beklenmedik siyasi gerginlikler yaşandı. Kamu bankalarının likidite ihtiyacının karşılanamaması, ödemeler sistemini kilitleyecek boyutlara ulaşmıştı. Banka sistemindeki büyük çöküşü önlemek için TL'nin yabancı para birimleri karşısındaki değeri dalgalanmaya bırakıldı. Krizin çözümü için atılan adımlar Mayıs 2001'de Kemal Derviş'in açıkladığı "Güçlü Ekonomiye Geçiş Programı", IMF ile imzalanmış stand-by düzenlemesiyle ve Dünya Bankası kredileriyle desteklenmiş ve üretimdeki düşüşün denetim altına alınmasında etkili olmuştur. 31 2001 KRİZİ TBMM’den Derviş Kanunu diye adlandırılan, ekonomi ile ilgili kanunlar geçirildi. Bu kanunların çoğu özelleştirmenin teşviki ve rekabetin arttırılması ile ilgiliydi. IMF, Dünya Bankası ve Derviş planı neticesinde ülkede orta vadede ekonomik istikrarın yakalanabileceği inancı ortaya çıktı. Güçlü Ekonomiye Geçiş programı sayesinde 2001 yılının ilk altı ayında ihracat %13 arttı, turizm gelirlerinde gözle görülür bir iyileşme meydana geldi, dış ticaret açığında ve cari açıkta azalmalar oldu. 32 2008-2012 KÜRESEL EKONOMİK KRİZ 2008 Ekonomik Krizi, 2008 yılının son aylarında ortaya çıkan ve dünyanın birçok ülkelerini olumsuz yönde etkileyen ekonomik gelişmelerdir. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımıyla kıyaslanan bu kriz özellikle Eylül 2008 ayında gözle görülür hale gelmiştir. ABD'deki taşınmaz mal piyasasının birden değer kaybetmesi ve bunun sonucu olarak tutulu satışlardaki kişisel iflasların artmasının bu krizi tetiklediği sanılmaktadır. 33 34 EKONOMİK KRİZİN NEDENLERİ 1. İktisatçılar bu saydığımız krizlerin gözleminden, 2. 3. 4. ekonomik krizin üç önemli özelliğini belirlemiştir: Kriz bir “aşırı-üretim” olgusudur, Kriz “genel”dir ya da genelleşebilir niteliktedir, Kriz dönemseldir ya da en azından geri dönüşlüdür. Bunlara bir tane özellik daha ekleyebiliriz: o Kriz kapitalist sistemin ayrılmaz bir parçasıdır gibi görüşler yaygındır. 35 SONUÇ o o o o Mali ve parasal disiplinin sağlanamamış olmasının getirdiği makro ekonomik dengesizlikler ekonomik daralmayı birlikte krizleri de beraberinde getirmektedir. Krizler genellikle bankacılık sektöründe başlamakta, ardından döviz krizi yaşanmakta ve nihai olarak ise reel sektörün krize girmesiyle birlikte ekonomik daralmalar ortaya çıkmaktadır. Bu noktada, bir istikrar programının başarıyla uygulana bilmesinin siyasi ve ekonomik istikrarın sağlanmasıyla paralellik arz ettiğini belirtmekte yarar vardır. Türk ekonomisinin yıllardır uygulanan yanlış politikaların doğal bir sonucu olarak girdiği borç sarmalından kurtularak istikrarlı bir ekonomiye kavuşması, popülist politikaların terk edilerek, devletin ekonomide düzenleyici- denetleyici bir yapıya kavuşturulması kaçınılmazdır. 36 ÖNERİLER 37 ÖNERİLER Yaşanmış bu kadar krizden sonra artık oluşabilecek krizleri önlememiz gerekmektedir. Buna önlem almamız bulaşıcı nitelikteki uluslar arası krizlere karşı koymamız gerekir. Krizleri önlemenin yolu finans sektörünü ve ödemeler dengesini sağlıklı tutmaktır. Ödemeler dengesinin sağlıklı olması makro ekonomik politikalar, sağlıklı döviz politikaları, özellikle kısa vadeli sermaye hareketleri konusunda çok dikkatli olunması gerekir. Türkiye tarihinin belli dönemlerinde hep krizlerle yaşadı. Ekonomisini ve siyasetini de istikrara kavuşturamadı. Sonuç olarak; krizin bir fırsat oluşturmasına izin verilmemeli, ülkemizi gelişmiş ülkeler düzeyine çıkarmak için uluslar arası işletmelerin iş birliğine ve gelişmiş modern teknolojilerini transfer ederek ülkenin üretimini artırmak için her türlü çaba gösterilmelidir. 38 KAYNAKLAR 39 www.bireyselyatirimci.com www.wikipedia.org www.stratejikanaliz.com www.finzoom.com.tr www.ozgurlukdunyasi.org www.elektrikport.com sbe.kmu.edu.tr www.tarihtendersler.com www.tuik.gov.tr 40