YILDIRIMIN OLUÞUMU ve ETKÝLERÝ YILDIRIMDAN

advertisement
YILDIRIMDAN KORUNMA YÖNTEMLERİ
Burçin RENDA
Yüksek Elektrik Mühendisi
Erke Elektrik, İstanbul
[email protected]
2.1.1.
1.
Yıldırım
YILDIRIMIN TANIMI
Havanın iyi bir iletken olmaması bünyesinde
yüksek
gerilimli
bulutları
YILDIRIM BULUTUNUN OLUŞUMU
oluşturur.
boşalmasının
çıkış
noktası,
atmosferde yüksek miktarda nem bulunması ve sıcak
Fiziki
hava
akımları
yardımıyla
yüklü
bulutların
sebeplerden ötürü, bulutun yüklenmesi sırasında
oluşmasıdır. Hava akımları, yere yakın hava
yere yakın olan kısmı negatif değerle şarj olmuştur
tabakalarının iyice ısınması ile oluşur. Çok büyük
(%85 ihtimal). Bu sırada yer de bulut boyunca
yüksekliklerden aşağı inen soğuk hava ile bu hava
pozitif yüklenir. Bazı koşullarda bunun tersi
tabakası yer değiştirir. Nem ise yüksek sıcaklıkta
yüklenme
ihtimal).
buharlaşma ile meydana gelir. Hava, yukarı çıkışı
Fırtınanın artmasıyla buluttaki negatif yük oranı ve
sırasında soğur ve belirli bir yükseklikte su buharına
buna bağlı olarak da yerdeki pozitif yük ayrışması
doyacağı bir sıcaklığa erişir. Daha fazla yükselmesi
hızlanarak devam eder. Bulutla yer arasındaki
kondenzasyona sebep olur ve bulut oluşur.
de
olabilmektedir
(%15
potansiyel fark arttıkça aradaki havanın da delinmesi
kolaylaşır ve belli bir değerden sonra havanın
Yıldırım bulutunun oluşumunda üç aşama
delinmesiyle oluşan iletken kanal boyunca buluttan
söz konusudur.
toprağa veya topraktan buluta deşarj başlar.
Gençlik
Olgunluk
Yaşlılık
Bulutla bulut arasında olan deşarja şimşek ve
bulut – toprak deşarjına ise yıldırım denir.
Gençlik aşamasında aşağıdan yukarı doğru
ve kenarlardan ortaya doğru hava akımları artar. Bu
2.
durum yaklaşık 10 - 15 dakika sürer.
YILDIRIMIN OLUŞUMU
Yıldırımın oluşması için öncelikle yıldırım
Olgunluk aşamasında yağmurlar oluşur.
bulutunun oluşması ve sonrasında bu bulutun
Sıfıra yakın sıcaklık derecelerinde iyice azalan bulut
elektriksel
gerekmektedir.
kaldırma kuvveti şiddetli yağmurlara sebep olur. Bu
Günümüzde yıldırım bulutunun oluşumu rahatlıkla
sırada yukarıdan aşağıya hareket eden soğuk
açıklanabilse de bu bulutun elektriksel olarak nasıl
rüzgarlar görülür. Bunlar yere ulaştıklarında kısa
yüklendiği konusunda kesin bilgiler yoktur. Ancak
süreli, şiddetli fırtınalara sebep olurlar. Bu aşama
bu durum bazı teoriler ile açıklanabilmektedir.
yaklaşık 15 – 30 dakika sürer.
olarak
yüklenmesi
8
Yaşlılık aşamasında ise hava akımları artık
yıldırım bulutlarındaki elektrik yüklerinin meydana
son bulmuştur. Yaklaşık 30 dakika sürer.
gelişini tam olarak açıklayamamaktadır.
Bu konuda ikinci bir teori de Elster ve
2.1.2.
YILDIRIM BULUTUNDA ELEKTRİK
Geitel tarafından ortaya konulmuştur. Onlara göre
YÜKLERİNİN MEYDANA GELİŞİ
bulutların yüklenmesi tesirle elektriklenme ile
Yıldırım bulutlarında elektrik yüklerinin
nasıl
oluştuğu
henüz
net
bir
açıklanmaktadır.
şekilde
Dünya yüzeyindeki elektrik yükü –5x105 C
bilinmemektedir. Tarih boyunca bu konuda çeşitli
açıklanmaya
kabul edilirse bu yükün içinde bulunan su
çalışılmıştır. Bu teorilerden biri Simpson ve
damlacıkları alt uçları pozitif ve üst uçları negatif
Lomonosow’ un teorisidir. Bu iki araştırmacıya göre
olmak üzere kutuplanırlar. Yerçekimi etkisiyle
bulutlardaki
aşağıya doğru düşen büyük su damlacıkları havanın
teorilerle
bulutların
yükler
yüklenmesi
hava
akımı
yardımıyla
yer
oldukça yavaş hareket eden iyonlarına yaklaşırlar ve
akımı
bu sırada su damlacığının pozitif alt ucu havanın
bulutlardaki su damlacıklarını harekete geçirir.
negatif iyonunu absorbe ederken pozitif iyonu da
Hareket halindeki su damlacıkları, birbirleriyle
iter. Böylece ağır su damlacıkları negatif elektrikli
sürtünmesiyle, yüklü hale geçerler.
parçacıklar haline gelir. Aynı şekilde kutuplanan
oluşmaktadır.
değiştirmesi
Sıcak
ve
sonucunda
soğuk
havanın
oluşan
hava
su
küçük su damlacıkları yukarıya doğru hareket
damlacıklarının dağılmasına ve tekrar birleşmesine
ederken havanın pozitif iyonlarını absorbe ederler ve
sebep olurlar. Yapılan labaratuvar çalışmalarında
negatif iyonları iterler. Böylece hafif su damlacıkları
dağılan su damlacıklarından küçük damlacıkların
da pozitif elektrikli parçacıklar haline gelirler.
Bulutlardaki
hava
akımları
Bu teoriye göre bulutun alt kısımlarında
negatif, büyük damlacıkların ise pozitif olarak
yüklendiği gözlenmiştir. Bu bilgilere göre büyük su
negatif
yükler
bulunmaktadır.
Teori
negatif
damlacıkları yani pozitif yüklü damlacıklar bulutun
kutbiyetteki yıldırım deşarjlarını açıklayabilmektedir
alt kademelerinde ve rüzgar hızının büyük olduğu
gibi gözükse de aslında eksik yanları mevcuttur.
bölümlerde olmalılar. Küçük, negatif yüklü, su
Bir yıldırım bulutunun su damlacıklarından
damlacıkları ise rüzgar tarafından itilmeli ve bulutun
çok buz kristalleri ve kar parçacıklarından oluştuğu
daha yukarı kısımlarında dağılmalılar.
düşünülürse, bu buz kristalleri ve kar parçacıklarının
dünyanın elektrik alanı ile kutuplanma olasılıkları
Yıldırım bulutundaki yüklerin bu şekilde
oldukça düşüktür.
meydana geldiği kabul edilecek olursa bulutun alt
kısımları pozitif yüklü olacağından yıldırım deşarjı
Bu konu üzerine üçüncü bir teori de J. I.
da pozitif kutbiyette olacaktır. Yapılan gözlemler
Frenkel tarafından ortaya atılmıştır. Frenkel’ e göre
pozitif kutbiyetteki yıldırım deşarjlarının %5-20
havada her iki işaretli iyonlar var olduğundan,
civarında olduğunu, deşarjların yaklaşık %80-95’
dünyanın negatif elektrik yükleri kaçmaya ve
inin negatif kutbiyette olduğunu göstermektedir.
iyonosferin pozitif elektrik yükleri ile birleşmeye
Dolayısıyla Simpson ve Lomonosow’ un teorileri
yatkındır. Dolayısıyla dünyanın azalan elektrik
yükünü sürekli olarak takviye edecek bir olayın
9
olması gerekmektedir. Dünyanın elektrik yükünün
değişen akımlar görülür. Deşarj tam olgunlaştığında
sabit kalmasında en önemli rolü negatif yıldırım
akım değeri 10kA’ i bulur.
deşarjları sağlayacaktır. Bu teoriye göre her iki
işaretli iyonlardan oluşan hava ile küçük su
Aşağıya İnen Yıldırım
damlacıkları veya buz kristallerinden meydana gelen
Bir bulutun alt kısmındaki enerji yeterli seviyeye
bir ortam göz önüne alınır ve havanın negatif
geldiği zaman toprağa doğru bir elektron demeti
iyonlarının daha küçük su damlacıklarına veya buz
harekete geçer. Birinci demet 10 ile 50 metrelik
kristallerine konduğu var sayılır. Buna göre bulut,
mesafeyi 50 000 – 60 000 km/sn arasındaki hızla kat
negatif elektrikli su damlacıkları ve pozitif iyonlu
eder. 30 ile 100 mikron saniye süren bir aradan
havadan oluşur. (negatif iyonlar su damlacıkları
sonra ikinci bir deşarj birinci deşarjın yolunu izler ve
tarafından yutulmuştur).
birinciden 30 ile 50 metre arası daha ileri gider.
Daha sonra üçüncü deşarj ardından dördüncü deşarj
Yıldırımın Oluşumu
meydana gelir. Her bir deşarj öncekinden 30 ile 50
Bir yıldırım boşalmasının oluşabilmesi için
metre ileri giderek şimşeğin ucunun yeryüzüne
elektrik alan şiddetinin 2500kV/m değerine ulaşması
yaklaşmasını sağlar. Ön boşalma yere yaklaştıkça
gerekmektedir. Buluttaki elektrik alan şiddeti değeri
elektrik alanı havanın delinme dayanımı üzerine
yeterince arttığında bulut – bulut veya bulut –
çıkacak kadar artar. Böylece yeryüzünün sivri bir
yeryüzü deşarjı görülür. Eğer yeryüzündeki alan
noktasından bir boşalma yukarıya doğru ilerleyerek
çeşitli
kuleler,
ön boşalma ile birleşir. Yaklaşık 50.000km/sn’ lik
gökdelenler, v.b.) bozulmuşsa bu takdirde de
bir hızla aşağıdan yukarıya doğru iyonizasyonlu ve
yeryüzü bulut deşarjı görülebilmektedir.
kanalda depo edilen yükü toprağa boşaltır. Bu deşarj
sebeplerden
ötürü
(yüksek
Bulut yeryüzü deşarjı, bulutun pozitif veya
negatif
yüklü
bölgelerinden
aşağıya
esnasında 200 000 Ampere kadar çıkan akım 100
veya
milyon voltluk bir gerilim ile toprağa akar
yeryüzündeki pozitif veya negatif yüklü sivri
uçlarından yukarıya başlayabildiği için, dört çeşitte
olabilir.
3.
YILDIRIMIN ETKİLERİ
3.1.
Elektrodinamik Etkisi
Yıldırım akım yolunun bir kısmının diğer
Yukarıya Çıkan Yıldırım
Bu tip yıldırımlar genelde yerin pozitif
bir kısmın magnetik alanı içinde bulunması halinde
yüklü sivri bölgelerinden, bulutun negatif yüklü
büyük kuvvetler meydana gelir. Bu etki sonucunda
bölgesine başlayan ön boşalmalar şeklinde görülür.
ince anten borularında ezilme, paralel iletkenlerde
Deşarjlar genelde düzgün araziler üzerindeki çok
çarpışma,
yüksek yapılardan (GSM kuleleri), veya yeryüzünün
hadiseler oluşur.
iletken
kroşelerinin
sökülmesi
gibi
yüksek dağlık kesimlerinden başlarlar. Bu yüksek
kesimlerin
sivri
uçlarından
buluta
doğru
ön
3.2.
boşalmalar başlar. Bu sırada 1 ila 10kA arasında
Basınç ve Ses Etkisi
Yıldırım kanalı içindeki elektrodinamik
kuvvetlerden ileri gelen basınç bu akımın sönmesi
10
ile patlama şeklinde havayı genleştirerek gök
Yıldırımı çekme özelliği olmayan, sivri
gürültüsünü meydana getirir. Bu gürültü yakınlarda
çubukların
bulunanlara patlama etkisi yaratabilir. Cam kırılması
yıldırımdan korunma yöntemleri arasında en eski
gibi olaylarla da karşılaşılabilir. Gök gürültüsünün
olanıdır. Bu konudaki ilk çalışmalar 1760 lı yıllarda
bir nedeni de meydana gelen ısı enerjisinin oldukça
Franklin tarafından yapılmıştır. Franklin, korunacak
büyük ve ani bir genleşme meydana getirmesidir.
olan yapının üzerine sivri uçlu bir demir koyup,
kullanıldığı
pasif
yakalama
uçları
iletkenlerle de toprağa irtibatlayarak ilk yıldırımdan
3.3.
korunma sistemini kurdu.
Elektrokimyasal Etkisi
Büyük
akım
şiddetlerinde
elektrolit
O dönemlerde konulan çubuğun etkinlik
parçalanma sonucu demir, çinko, kurşun gibi
sahası, çubuk boyunu yarıçap kabul eden bir daire
metaller açığa çıkar.
olarak kabul edilmişti. Günümüzde ise koruma çapı
çubuk boyu olarak kabul edilmektedir.
3.4.
Franklin çubuğu kullanılarak yapılan bu
Işık Etkisi
Yıldırım deşarjı sırasında oluşan iletken
koruma
daha
sonraları
1884
lerde
Melsens
kanal etrafına çok parlak bir ışık yayar. Bu ışık
tarafından daha da geliştirilerek günümüzde sıklıkla
yakın mesafelerde göz kamaşması veya geçici
kullanılan Faraday kafesi oluşturuldu.
görme bozukluğu meydana getirebilir.
4. 1. FARADAY KAFESİ
3.5.
Faraday’ ın, yapmış olduğu çalışmalarla
Isı Etki
Yıldırım boşalmasının ısı etkisi akımın
iletken bir kafes içindeki elektrik alanın sıfır
iletkenlerde
ortaya
olduğunu belirlemesi üzerine Melsens 1884 de
çıkartmasıdır. Akım yüksek değerlerde olmasına
korunacak hacmi iletken bir kafes içine alma fikrini
rağmen süresinin çok kısa olması sebebi ile
ortaya atmıştır. Melsens’ in kuracağı bu kafes
iletkenlerde çok büyük bir ısı artışı olmaz.
sistemi şu şekilde olacaktı.
geçtiği
bir
sıcaklık
artışı
Korunacak olan yapı, çatısı ve yan duvarları
iyi iletkenlerle (bakır)yatay ve dikey bir şekilde
4.
YILDIRIMDAN
sarılarak , bakır kafes içine alınacaktır. Çatı üzerinde
KORUNMA
belirli aralıklarla dikey sivri çubuklar konulacak,
YÖNTEMLERİ
Bu
bölümde
binaların
yıldırımdan
tabanda ise iletkenler çok noktadan topraklanacaktı.
korunması için tarih boyunca kullanılmış ve
Bu şekilde binanın her noktası eş potansiyel
günümüzde de kullanılmakta olan yöntemlerden söz
hale gelecek ve herhangi bir yıldırım deşarjında
edilecektir.
tehlikeli akımlar tamamen örülen bakır kafes
Yıldırımdan
korunma
günümüzde
iki
üzerinden toprağa akacağından binaya bir zarar
şekilde yapılmaktadır.
gelmeyecektir. Bu açıdan bakıldığında gerçekten de
a- Pasif yakalama uçları
iyi bir koruma gibi düşünülen Faraday Kafesi
b- Aktif yakalama uçları
sistemi uygulamadaki zorluklar ve bilinçli veya
bilinçsiz
11
yapılan
yanlış
uygulamalar
sonucu
efektivitesini
kaybetmektedir. Faraday kafesinin
açısından farklılık gösteren paratonerler bu bölümde
güvenliği kafesin gözlerinin boyutlarına bağlıdır. Bu
üç başlık altında anlatılacaktır.
gözler nekadar küçük olursa kafes okadar güvenli
olacaktır.
4.2. RADYOAKTİF PARATONER
M. Dauzere’ nin (1930) yıldırımın çokça
Günümüzde daha az iletken kullanma,
görüldüğü yerlerde havanın normal şartlara göre
gözlerin aralıklarını büyük tutmakla işi daha çabuk
daha yüksek bir iyonizasyona sahip olduğunu
bitirme, işçilik maliyetini azaltarak daha fazla kar
gözlemlemesi
etme gibi düşünceler yüzünden Faraday kafesi doğru
kullanımlarının başlangıcı olmuştur. Bu konudaki ilk
olarak kurulmamaktadır. Gerektiği gibi kurulmayan
deneyi Szillard yapmıştır. Szillard iletken bir
kafes
çubuğun
ise
yıldırıma
karşı
iyi
bir
koruma
sağlamayacaktır.
ile
üzerine
iyonize
edici
radyum
paratonerlerin
koyarak
yaptığı
denemelerde başarılar elde etmesi ise radyoaktif
İyi kurulmuş bir faraday kafes sistemi ise
paratonerlerin başlangıcı olmuştur.
gerek işçilik gerekse maliyet olarak oldukça
Temel olarak içerdiği radyoaktif elementin
pahalıdır. Ayrıca kurulan kafesin, ek yerlerindeki
yaydığı radyasyon ile havayı iyonize eden radyoaktif
oksitlenme veya başka sebeplerden ötürü, periyodik
paratonerlerin gövdesi içinde kurşun bir hazne
bakımı yapılması gerekecek bu da ilave masraflara
bulunur. Bu küresel kurşun haznenin üzerinde
yol açacaktır. Bakım ekibinin çatıda dolaşması belki
ışımanın engellenmemesi için delikler bulunur.
de
Radyo element bu kurşun hazne içinde konur. Işıma,
çatı
açısından
farklı
masraflar
ortaya
çıkartabilecektir.
kurşundan geçemeyeceği için üst kısımlardaki
İyi kurulmamış bir kafes sistemine örnek
vermek
gerekirse
Mont
Blanc
deliklerden havaya doğru yönelecektir. Bu saçılan
Gözlemevi
pozitif iyonlar belli bir çap içindeki
gösterilebilir. Burada binanın toprağa oturan yatay
yıldırımı
kendisine çekerek
yüzünün de sarılması gerekirken bu yapılmayıp
kafesin buradaki kapanışı için toprağın iletkenliğine
koruma
güvenilmiştir. Halbuki bu iletkenlik çoğu zaman
belirlenmesinde kullanılan radyoaktif elementin
yetersiz kalmaktadır. Bu sebeplerden ötürü gözlem
miktarı belirleyici faktördür.
evinde yıldırım darbelerinden dolayı öldürücü
nekadar fazla ise koruma çapı da o oranda artar.
kazalar olmuştur.
Radyoaktif madde çok fazla arttırıldığı halde
sağlayacaklardır.
Koruma
çapının
Kullanılan element
koruma yarıçapında doğadaki bazı sınırlamalardan
PARATONERLER
dolayı artış olmadığı belirlendiğinden, üretimlerinde
(AKTİF
en fazla koruma çapı 200m olacak şekilde
YAKALAMA UÇLARI)
Pasif
yakalama
uçlarının
aksine
planlanmaktadır.
paratonerler, buluta doğru iyonize bir yol açarak
Paratonerde kullanılan radyoaktif element
veya iyon göndererek, yıldırımı çekme özelliği
alfa, beta ve gama ışıması yapar.
gösterirler. Kendi aralarında da çalışma prensipleri
Radyasyon tarafından havanın iyonize olma
miktarı alfa ışımasının kinetik enerjisiyle orantılıdır.
12
Bu
sebeple
kısımlarında
radyoaktif
ışımanın
paratonerlerin
hızını
üst
yavaşlatmayacak
Yıldırım riskine karşı önlem alırken bizi çok
şekilde boşluklar vardır. Işıma hızının azalması alfa
farklı
partiküllerinin iyonlama gücünü nerdeyse tamamen
paratonerler,
yok ederler. 1mgr radyumun saniyede 136 milyon
Amerika’ da kullanımı yasaklanmış olup Türkiye de
alfa partikülü ürettiği ve her bir partikülün 187 bin
de, TAEK’ in 31-03-2000 tarihli
iyon çifti meydana getirdiğini dikkate alacak
kullanımına sınırlama getirmek amacıyla üretiminde
olursak, içinde 1mgr radyum bulunan bir radyoaktif
kullanılan
12
paratonerin bir saniyede 25,4 x 10
tane pozitif
tehlikelerle yüz yüze getiren radyoaktif
1982
yılından
radyoaktif
beri
radyoaktif
Meydana gelen bu yüksek iyon sayısı kimi
paratonerlerin
ve
yazısıyla,
elementlerin
durdurulmuştur, 2001 yılında ise Ra
iyon çifti meydana getirdiği görülür.
Avrupa
226
ithalatı
elementli
kullanılması
ise
yasaklanmıştır.
zaman, yıldırım düşürecek kadar fazla yüklü
olmayan bulutları da tetikleyecek ve gereksiz yere
risk oluşturabilecektir.
4.3. Piezzoelektrik Prensibi ile Çalışan Paratoner
Gama ışınlarının yıldırımı yakalamada bir
Piezzoelektrik elementler basınca maruz
rolü olmasa da paratonerde kullanılan radyoaktif
bırakıldığında yüksek gerilim üreten elementlerdir.
element bu ışımayı da doğal olarak yapar. Gama
Elementin bu özelliği paratoner üreticileri tarafından
ışıması insan sağlığı için son derece tehlikelidir.
kullanılmış ve piezzoelektrik prensibiyle çalışan
Yüksek seviyeli bir gama ışımasına karşı önlem
paratonerler imal edilmişlerdir.
Rüzgar etkisiyle salınım yapan paratonerin
alınmadığı taktirde mide bulantısı ve kusma ile
bölünmesinde
gövdesi, içerisindeki piezzoelektrik kristallerini
düzensizlik, kanser, DNA yapısında bozukluklara
basınca maruz bırakır ve yüksek gerilim darbeleri
(mutasyon) ve ölüme kadar ilerleyecektir.
oluşur. Bu darbeler paratonerin yakalama ucu
başlayan
rahatsızlıklar
Bu
olarak
hücre
paratonerlerde
Americium
241
radyoaktif
ve
üzerindeki ark boynuzlarına gönderilir ve burada ark
element
Radium
etkisiyle hava iyonizasyona uğratılır.
226
yıldırımı
Ark (kıvılcım) etkisiyle iyonize olan havada
yakalamak için yaptıkları alfa ışımasının ömrü en iyi
bol miktarda serbest pozitif iyonlar açığa çıkar.
(kuru, yıprandırıcı olmayan) hava koşullarında 10
Yıldırım ise %80
yıl iken doğal hava şartlarında 5 yıla kadar
olacağından, açığa çıkan pozitif yüklerin yıldırıma
düşebilmektedir
karşı bir kanal açarak, yıldırımın paratonere
kullanılmaktadır.
Bu
elementlerin
– 85
oranında negatif polariteli
gelmesini sağlayacaktır.
Montajı ve periyodik bakımları sırasında
yanına yaklaşırken dahi dikkatli olunması ve çıplak
Radyoaktif paratonerlerde olduğu gibi bu
elle katiyen temas edilmemesi gereken, mümkünse
tip paratonerlerin de çalışması bazı kriterlere
özel eldivenler ve giysilerle yaklaşılması gereken bu
bağlıdır ve çoğu zaman yeterli güvenlikte koruma
paratonere maalesef yurdumuzda bu hususlara hiç
yapamazlar.
Örneğin paratonerin iyon üretebilmesi için
dikkat edilmeden bilinçsizce davranılmakta ve
rüzgar etkisiyle sallanması gerekir. Dolayısıyla
zaman zaman istenmeyen olaylar yaşanılmaktadır.
13
rüzgarın olmadığı yıldırımlı havalarda çalışamaz.
4.4.2. Darbe Gerilimi Üreten Aktif
Rüzgar aracılığı ile üretilen iyonlar tekrar rüzgar
Paratoner
etkisi ile dağılacağından paratonerin herhangi bir
Yıldırımdan korunma teknolojilerinden en
pasif uca göre farkı kalmaz. Yıldırım yakalama
gelişmiş olanı darbe gerilimi üreten elektrostatik
hızları ise (∆T) oldukça düşüktür. (En yüksek model
aktif paratonerdir.
için yaklaşık 60µsn). Bu tip paratonerlerin bağımsız
yıldırımlı havada meydana gelen alan şiddetinin
labaratuvarlardan alınmış test sertifikaları ise yoktur.
değişmesiyle enerjilerini temin ederler. Dolayısıyla
Paratoner sadece pozitif iyon üretebildiği için, %15
yıldırım riski varken çalışır, yokken ise pasif uç
ihtimalle
konumunda durular. (Bu yüzden aktif paratoner
gerçekleşebilecek
pozitif
polariteli
Bu tip paratonerler sadece
olarak adlandırılırlar).
yıldırımlarda da çalışamazlar.
Yıldırımlı havada enerjisini temin eden
4.4. ELEKTROSTATİK AKTİF PARATONER
paratoner yüksek frekans ve yüksek genlikte darbe
Aktif paratonerler de çalışma prensiplerine
gerilimleri üretmeye başlayarak yakalama ucunu,
bulut ile yeryüzü arasındaki potansiyel farkın en
göre 2 ye ayrılır.
yüksek olduğu nokta haline getirerek yıldırımı
üzerine çeker.
4.4.1. Kıvılcım Yayan Aktif Paratoner
Bu tip paratonerler hem pozitif hem de
Bu tip paratonerlerin çalışmaları için rüzgar
enerji
negatif darbe gerilimi üretebileceğinden her iki çeşit
kaynağına ihtiyaçları yoktur. Yıldırımlı
yıldırımlı ortamlarda çalışır. Paratoner serbest iyon
havadaki elektrostatik alan şiddeti artışı ile
üretmek
enerjilerini
Dolayısıyla
rüzgarın paratoneri olumsuz etkileme riski yoktur.
sadece yıldırımlı havada çalışırlar. Fakat
Her hava şartlarında aynı verimle çalışır. Kıvılcım
temin ettikleri enerji ile bir önce anlatılan
üretmek
paratonerde olduğu gibi kıvılcım yaratarak
exproof ortamlarda kullanılmasının herhangi bir
havayı iyonize ederler. Dolayısıyla piezzo
riski yoktur. Dünyada 200 bin den fazla referansı
elektrik paratonerlerde olan aynı sorunlar
olan bu tip paratonerlerin yıldırım yakalama hızı
bu tipte de mevcuttur.
(∆T) diğer paratonerlere göre 3 kat daha fazladır ve
enerjisi
gibi
herhangi
temin
bir
ederler.
dış
yerine
yerine
darbe
darbe
gerilimleri
gerilimleri
ürettiğinden
ürettiğinden
sadece Fransız Helita firmasının ürettiği Pulsar
model
paratonerin
labaratuvarlarından
5
alınmış
farklı
test
ülkenin
sertifikaları
vardır.(USA, Fransa, İngiltere, Kore, Çin)
14
Download