2. ALUNIT Alunit (şap) bir sulu potasyum-alüminyum-sülfat minerali olup, yaygın alunitin kimyasal bileşimi KAl(SO4)2(OH)6 şeklindedir. Teorik olarak kimyasal bileşiminde % 11.4 K2O bulunur. Ancak saf alunite ender rastlanır. Genellikle kil ve silis tarafından kirletilmiştir. Alüminyumun yerini tamamen veya kısmen Fe, Cr, Mn, Co, Ga, Ti, W, ir metallerinden biri alabilir. Potasyumun yerine ise sodyum, sezyum, gümüş, rubidyum, talyum veya lityum geçebilir. Saf alunitin rengi beyazdır. Gri veya pembemsi olanları da vardır. Alunit, değerli bir potasyum kaynağıdır. Ayrıca alüminyum sülfat ve fosfat içeren gübrelerin üretiminde kullanılan önemli bir hammaddedir.Yüksek AI2O3 içeriği, alunitin aynı zamanda alüminyum cevheri olarak da değer kazanmasını sağlamaktadır. Alunitin çimento üretimi için gerekli olan silisyum ve alüminyum içerikleri de kireçtaşı, dolomit, magnezit, barit ve viterit ile karıştırılarak değişik özelliklere sahip çimento üretimini mümkün kılmaktadır. Seramik sanayi ve refrakter malzeme üretiminde de alunit giderek önem kazanmaktadır (Kırıkoğlu, 1990). Kağıt, dericilikte, tekstil sanayiinde, yangın söndürme aletlerinde, boya ve vernik üretiminde, şehir sularının arıtılmasında da alunitten faydalanılmaktadır (Önem, 1996). Dünya rezervlerinin önemli bir kısmının sırasıyla Rusya, Çin, Avustralya, Kore, Japonya, Fransa, İtalya, İspanya, Macaristan, Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri'nde olduğu bilinmektedir. En büyük alunit rezervi İtalya'daki Tolga yatağındadır. Türkiye'deki en büyük yataklar Şebinkarahisar (Giresun), Gediz (Kütahya) ve Yeni Foça (İzmir) yörelerinde bulunmaktadır Yeni Foça'daki yatakları 13. yüzyılda ve dünyada ilk defa işletilmiş alunitlerdir. Günümüzde sadece Gediz'de üretim yapılmakta ve burada bir şap fabrikası bulunmaktadır. Şebinkarahisar'daki alunit yatağının tenoru % 7.5 K2O olup, 4 milyon ton görünür (Kınkoğlu, 1990) ve 4 milyon ton muhtemel (Önem, 1996) rezerve sahiptir. Tablo 4. Türkiye Alunit Rezervleri (bin ton) Yatak Rezerv Çeşidi Cevher Şebinkarahisar (Giresun) 8000 Gör +muh. Alunit Yeni Foça (İzmir) 5000 Gör. + muh. Alunit Gediz (Kütahya) 7200 Gör. + muh. Alunit Mustafakemalpaşa (Bursa) 10000 Alunitli Kaolin Altıntaş 1200 Alunitli Kaolin Aksaray 1000 Alunitli Kaolin Gevekseydi (Kütahya) 800 Alunitli Kaolin Toplam 33200 3 - ASBEST (AMYANT) Asbest veya amyant terimleri endüstride yüksek sıcaklık ve kimyasal etkilere karşı dayanıklı bütün mineraller için kullanılmaktadır. Jeolojik olarak ise kimyasal ve fiziksel özellikleri ile birbirinden ayrılan, bükülebilen ve sağlam lifler halinde bulunan bir grup serpantin ve amfibol minerallerine asbest (amyant) adı verilmektedir. Mineralojik özelliklerine göre asbestin serpantin grubu krizotil ile, amfibol grubu ise krokidolit, amozit, tremolit, aktinolit, ve antofıllit ile temsil edilmektedir. ASBEST (Amyant) Asbest veya amyant terimleri endüstride yüksek sıcaklık ve kimyasal etkilere karşı dayanıklı bütün mineraller için kullanılmaktadır. Jeolojik olarak ise kimyasal ve fiziksel özellikleri ile birbirinden ayrılan, bükülebilen ve sağlam lifler halinde bulunan bir grup serpantin ve amfibol minerallerine asbest (amyant) adı verilmektedir. Lifsi yapıya sahip, sağlam ve esnek silikat mineralleri, genel anlamda, “asbest” olarak adlandırılmaktadır. Asbest grubu mineraller, mineralojik özelliklerine göre; - Amfibol Asbestler, - Serpantin Asbestler, olmak üzere iki ana grupta yer almaktadırlar. Bu ana gruplar da kendi içlerinde alt gruplara ayrılmaktadır. ASBEST MİNERALLERİ -Amfibol Asbestler - Krokidolit (Crocidolite) Asbest (mavi asbest) Na2Fe2+3Fe3+2Si8O22(OH)2 - Amosit (Amosite) Asbest (kahve rengi asbest) (Mg,Fe)7Si8O22(OH)2 - Tremolite Asbest Ca2Mg5Si8O22(OH)2 - Anthophyllite Asbest (Mg,Fe)7Si8O22(OH)2 - Actinolite Asbest Ca2(Mg,Fe)5(Si8O22)(OH)2 -Serpantin Asbestler - Krizotil (Chrysotile) Asbest (beyaz asbest) (Fe,Mg)3(Si2O5)(OH)4 ------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------ Ticari anlamda, Krokidolit, Amosit ve Krizotil Asbest önemlidir. Krokidolit Asbest (mavi asbest) Na2Fe2+3Fe3+2Si8O22(OH)2 Krokidolit Asbest (mavi asbest) Na2Fe2+3Fe3+2Si8O22(OH)2 Amosit Asbest (kahve rengi asbest) (Mg,Fe)7Si8O22(OH)2 Krizotil Asbest (beyaz asbest) (Fe,Mg)3(Si2O5)(OH)4 Krizotil Asbest (beyaz asbest) (Fe,Mg)3(Si2O5)(OH)4 ASBEST YATAKLARI Krizotil Asbest (beyaz asbest) (Fe,Mg)3(Si2O5)(OH)4 ÖNEMLİ YATAK TİPLERİ ve OLUŞUM SÜREÇLERİ Serpantinleşme süreci ile oluşan yataklar - Dolomitlerin serpantinleşmesi - Ultramafik kayaçların serpantinleşmesi Hidrotermal ve Metamorfik süreçlerin etkisi ile oluşan yataklar ASBEST YATAKLARI Serpantinleşme süreci ile oluşan yataklar Krizotil asbest yataklarının tamamı bu süreç ile oluşmaktadır. - Dolomitlerin serpantinleşmesi ile ilişkili yataklar Sokulum kayaçları ile dolomitlerin dokunaklarında gelişen tepkimelerin sonucunda oluşan serpantin mineralleri hidrotermal çözeltilerin etkisi ile krizotil liflerini oluşturmaktadır. - Ultramafik kayaçların serpantinleşmesi ile ilişkili yataklar Serpantinleşen ultramafik kayaçların hidrotermal çözeltiler ve/veya yüksek basınç süreçleri etkisi altında kalması ile krizotil lifleri oluşmaktadır. Lifler, içlerinde bulundukları çatlağa dik veya açı yapar konumdadır. ASBEST YATAKLARI Hidrotermal ve Metamorfik süreçlerin etkisi ile oluşan yataklar Amfibol asbest yataklarının tamamı bu süreç ile oluşmaktadır. Yatakların oluşumunda hidrotermal çözeltilerin Na bakımından zengin (Krokidolit asbest için) ve basınç etkisinin yoğun olduğu metamorfik süreçlerin etkin rol aldıkları düşünülmektedir. Yataklar, asit magmatik kayaçlar ile ultramafik kayaçların dokunaklarında da oluşabilmektedir. ASBEST YATAKLARI Dünya Asbest Üretimi 2007 yılı rakamlarına göre, Dünya' da asbest üretici en önemli ülkeler; Rusya, Çin, Kazakistan, Brezilya ve Kanada olarak sıralanmaktadır. ----------------------------------------------------Yunanistan’ ın 2004 yılına karki üretimi dışında, 30 AB ülkesinde asbest üretimi, görünmemektedir. ASBEST YATAKLARI ASBEST YATAKLARI Türkiye Asbest Yatakları Ülkemizde işletilmekte olan herhangi bir asbest yatağı bulunmamaktadır. Ancak, ülkemiz coğrafyasında ultramafik kayaçların geniş dağılımları ile uyumlu, çok yaygın krizotil asbest oluşumları vardır. Bunların da en önemlileri; Bursa-Orhaneli, Sivas-Celalli-Beypınarı, Erzincan-İliç, Hatay-Kızıldağ, yörelerindedir. Ayrıca; Eskişehir-Mihalıççık, Bilecik-Pazaryeri, Uşak-Gökçebelde, yörelerinde ise amfibol asbest oluşumları yaygındır. Kullanım Alanları Asbest liflerinin insan sağlığı üzerindeki çok olumsuz etkisi nedeni ile kullanımı giderek azalsa da, İnce lifler haline gelebilmeleri, bükülebilmeleri, sağlamlıkları, asit ve bazlardan etkilenmemesi, ısı ve elektrik izolasyonu sağlaması gibi özellikleri ile 3000’ den fazla malzemenin üretilmesinde kullanılmaktadır. Bunların başlıcaları; Tekstil, Asbestli çimento, Kağıt, Çatı Kaplaması ve Pano oluşturmaktadır. Balata, Conta, Asbest liflerinin özellikle; Lif uzunluğu ve sağlamlığı kullanım alanlarını belirleyen özelliklerin başında gelmektedir. 3.3 - ASBESTİN KULLANIM ALANLARI Krizotil tipi lifler : Bükülme özelliğine sahip ise iplik imalinde kullanılır. Bu iplikten ateşe dayanıklı tekstil malzemeleri dokunur. Tekstil tipi lifler : İplik üretimi, asbestli çimento, fren balataları, conta, kağıt, elektrolitik diyagram ve izolasyon maddelerinin yapımında kullanılır. Çimento asbesti lifleri : Asbestli çimento, yer karoları, plastik tecrit maddeleri, tutkal, boya, oluklu ve düz levha, macun, boru, mahya gibi malzemelerin yapımında, ateş, ses ve manyetik izolasyon için gemi ve bina çeperlerinde kullanılır. Kağıt lifleri : Asbestli çimento, oluklu veya düz levha, boru, pano, kağıt, karton, fren ve debriyaj balataları, plastik ve izolasyonlu prefabrik bloklarının yapımında kullanılır. Sıva lifleri ve kısa lifler : Asbestli karton ve kağıt, izolasyonlu prefabrik blokları, kaynak çubuğu kılıfları, cam macunu, plastik, boya ve yol levhalarında dolgu maddesi olarak tüketilmektedir. Asbestin bünyesinde magnezit bulunması ateşe karşı direnci, kalsit ve brusit bulunması ise sağlamlığı ve kimyasal etkilere karşı direnci azaltmaktadır. Asbestin kalitesini belirlemek için Quebec standart testi (QST), Bauer McNett testi, yıkama, yüzey alanı tesbiti, yaş hacim, direnç birimi, fîltrasyon, magnetizma, elek analizi, renk analizi gibi birçok test uygulanmaktadır. 3.2 - ASBEST YATAKLARININ PROSPEKSİYONU Ultrabazik kayaçların serpantinleşmesi ve krizotil oluşumu sırasında bir miktar ikincil manyetit oluşumu da gerçekleştiğinden jeofizik prospeksiyonlarında manyetik metod sonuç vermektedir. Bunu yarma, sondaj ve diğer madencilik çalışmaları izlemelidir. Sondajlar maksimum 60 m olmalıdır. Alınan numunelerin teknolojik incelemelerinden sonra sahanın asbeste göre eş-kalite eğrileri çizilmeli ve yatağın geometrisi ortaya konulmalıdır. Buna göre rezerv hesaplamaları yapılmalı ve fizibilite çalışmalarına geçilmelidir. Asbest lifleri anakayacının içinde çatlak ve boşluklarında dolgu olarak bulunur. Liflerin içinde bulunduğu çatlağa göre konumu bakımından asbest yatakları üçe ayrılır. 1. Çapraz lifli (Cross fıbre) 2. Geçme lifli (Slip fıbre) 3. Kütle lifli (Mass fıbre) • Asbestin işletme tenoru, asbest liflerinin kalitesine göre % 3 ile % 5 arasında değişmektedir. • Asbest genellikle açık işletme yöntemiyle ocaktan alınır. Çıkan parçalar blok büyüklüğünde olduğundan bunlar kırılır. • Lifleri iri kum ve tozlardan ayıklamak için eleme yapılır. • Sonra lifler emme (aspiratör) yöntemi ile bir yerde toplanarak açma ve sınıflandırmaya tabi tutulur. 3.4 - DÜNYA ASBEST YATAKLARI VE ÜRETİM Kanada'daki Quebec Urallar'daki Bejenova, Latigorin, Kicmboven Sibirya'daki Molodejnova, Yavhey Endonezya'daki Shabani, Mashaba Kanada'daki Thatform, Blacklake Kıbrıs'taki Trodos 3.5 - TÜRKİYE ASBEST YATAKLARI VE ÜRETİM Bursa - Orhaneli Bölgesi: Stokwork tipi krizotil yataklarının tenörü % 9 - 10, lif uzunluğu 3-12 mm, görünür rezervi 200 bin ton, muhtemel rezervi 200 bin ton'dur. Sivas - Celalli - Beypınarı Bölgesi : Serpantinleşmiş peridotitlerin içindeki tabular (levhamsı) krizotil asbest yatağının tenörü % 3 - 12, lif uzunluğu 0.1 mm ile 3 cm, görünür rezervi 13 milyon ton'dur. Erzincan - İliç Bölgesi : Serpantinleşmiş harzburj itlerin içindeki stokvvork tipi krizotil asbest yatağının tenörü % 2 - 5, lif uzunluğu 1-10 mm, görünür rezervi 5 000 ton, mümkün rezervi 11 000 ton'dur. Hatay - Kızıldağ Bölgesi : Serpantinleşmiş harzburjitlerin içindeki krizotil asbest yatağının görünür rezervi 1.6 milyon ton, muhtemel rezervi 2.2 milyon ton ve mümkün rezervi 1.3 milyon ton'dur. Bunların dışında Urfa, Marmaris (Muğla), Cumaçay (Ağrı), Armutalan (İzmir), Amasya, Bitlis, Şabanözü (Çankırı) ve Baykan-Destuni (Siirt) (Öztürk ve Sabaz, 1984) krizotil asbest yatakları bulunmaktadır. Amfibol asbest yatakları ise Mihaliçcik (Eskişehir) (Özkaya, 1976), Pazaryeri (Bilecik) ve Eldeniz-Gökçebelde (Uşak) yörelerinde yeralmaktadır. Türkiye'de oldukça geniş rezervler bulunmasına rağmen, asbest üretimi çok sınırlı kalmaktadır. İç talebin % 70'i ithal edilmekte, yerli asbest ise bunun yanında dolgu olarak kullanılmaktadır. Üretim kapasitesi 50 000 ton/yıl olan ülkemizde 1982 yılında 23 000 ton üretim yapılmış ve 55 000 ton asbest ithal edilmiştir (Kuşçu, 1991). 4 - ASFALTLI KUM (ASFALTİT) Asfaltlı kum, basit yöntemlerle ayrılamayan hidrokarbon bileşikleri ile çimentolanmış kumtaşlarına denilmektedir. Buradaki hidrokarbonların bileşikleri bitümden meydana gelmektedir. Taneler genellikle silistir. Karbonat tanelerinin çimentolanması ile oluşmuş asfaltlı kum yatakları da bulunmaktadır. Hidrokarbon bileşiklerinden dolayı asfaltlı kumların rengi siyah, yeşil ve kahverenginin değişik tonları şeklindedir. 4.1 - ASFALTLI KUMLARIN OLUŞUMU Asfaltlı kumların çimentosunu meydana getiren bitümün petrol artığı olduğu düşünülmektedir. Petrolden bitümün türemesi mekanizması ise tartışmalıdır. Bir görüşe göre, petrolün göçü sırasında veya petrol kapanlarının parçalanması ile hafif uçucu bileşenler ortamdan uzaklaşırken geriye kalan ağır bileşenler kum tanelerinin arasını doldurmaktadır. Bilinen büyük rezervli birçok yatağın kumtaşlarının içinde dayk veya sil şeklinde bulunması bu oluşum mekanizmasına delıl olarak gösterilmektedir. Diğer bir görüşe göre de, delta ve tatlı su çökellerinin içinde oluşan petrolün bakteri faaliyetleri ile polimerize olarak ağır hidrokarbon bileşiklerine dönüşmesi ve kumtaşlarını çimentolaması ile asfaltlı kumlar oluşmaktadır. Birçok büyük rezervli asfaltlı kum yatağının delta ve tatlı su enamlarında oluşmuş olması bu teoriyi desteklemektedir. 4.2 - ASFALTLI KUMLARIN KULLANIM ALANLARI Asfaltlı kumların esas kullanım alanı yol kaplamalarının hammaddesi olan asfalt eldesidir. Ayrıca sentetik petrol eldesi için asfaltlı kumlardan faydalanma çalışmaları sürmektedir. Sentetik petrol üretebilmek için tenorun en az % 8 olması gerekir. Asfaltlı kumdan önce distilasyon ve ön hazırlama ile bitümlü kısım ayrılır. Daha sonra bitümlü kısım r-aiif bileşenlerine ayrılarak akaryakıt ve kullanılabilir yan ürünleri elde edilir. Bileşim olarak yakın olduğundan asfaltlı kumlardan kazanılan ham hidrokarbonlar normal petrol rafinerisinde işlenebilmektedir. 4.3 - DÜNYA ASFALTLI KUM YATAKLARI VE ÜRETİM Dünyanın birçok yerinde asfaltlı kum yatağı bulunmaktadır. Bilinen büyük rezervli yataklar ise daha çok Kuzey Amerika ve Avrupa kıtalarında toplanmış durumdadır. Diğer bölgelerde ise bu konuda yeterli çalışma yapıldığı söylenemez. Bilinen yatakların toplam rezervi 915 milyar varil + 124 milyar ton ham petrole eşdeğerdir. Dünya ham petrol rezervleri ise 65 milyar ton kadardır. 4.4 - TÜRKİYE ASFALTLI KUM YATAKLARI En büyük yataklar Siirt, Mardin ve Sırmak il sınırlan içinde bulunmaktadır. Ayrıca Dinar (Afyon), Bergama (İzmir), Gediz (Kütahya) ve Finike (Antalya) yörelerinde henüz detay etüdleri yapılmamış yataklar yer almaktadır. Şırnak yataklarının zengin kısımları örtü kayaçlarının içinde damarlar şeklindedir. Toplam rezerv 34 milyon ton'dan fazladır. Isı değeri 3000 - 5600 kcal/kg arasındadır. Damarlar önemli miktarlarda Ni, Mo, Ti ve U ihtiva etmektedir. Türkiye'de henüz sentetik petrol üretimi için asfaltlı kumlardan faydalanmak konusunda çalışma bulunmamaktadır. Siirt, Sımak ve Mardin illerinde yöre halkı asfaltlı kumları Sobalarda yakıt olarak kullanmaktadır. 5 - AŞINDIRICILAR Yüksek Sertlikteki Aşındırıcılar : Elmas, korund, zımpara, stavrolit vb. Orta Sertlikteki Aşındırıcılar : a - Silis Grubu : Çakmaktaşı, kalsedon, flint(çakmaktaşı), novakulit, kuvars, kuvarsit, kumtaşı vb. b - Diğer Kayaçlar ve Mineraller : Killi kireçtaşı, bazalt, feldispat, granit, mikaşist, perlit, pomza, konglomeratik kuvars vb. Düşük Sertlikteki Aşındırıcılar : Apatit, kalsit, dolomit, kireçtaşı, tebeşir, kil, talk, diyatomit (tripoli), demiroksitler, şeyi vb. 6-BARİT YATAKLARI BARİT (BaSO4) Metalik olmayan mineraller arasında yoğunluğu en yüksek (~ 4,5 gr/cm3) mineraldir. Sertliği 2,5 ile 3,5 arasında değişmekte olup, çakı ile kolayca çizilebilmektedir. Opak veya yarı şeffaf görünüştedir. Rengi, genellikle beyaz ve beyazın tonlarında olmakla birlikte, kırmızı, siyah, sarı veya mavi renk ve çeşitli renk tonlarında gözlenebilmektedir. Çoğunlukla camsı veya yağlımsı parlaklıktadır. Suda çözünmeyen barit kalsitten özgül ağırlığı ve seyreltik HCl ile tepkimeye girmemesi, kuvarstan ise daha düşük sertliği ve kolay kırılganlığı ile ayrılmaktadır. Toz haline getirilen barit, derişik sülfürik asitte çözünmektedir. BARİT (BaSO4) BARİT YATAKLARI BARİT (BaSO4) BARİT YATAKLARI ÖNEMLİ YATAK TİPLERİ ve OLUŞUM SÜREÇLERİ Barit, geç magmatik süreçlerde oldukça geniş bir oluşum aralığına sahiptir. Birçok sedimanter ve metamorfik oluşum içinde de barite rastlamak mümkündür. Volkanik ve Volkano-Sedimanter Kayaçlarla İlişkili Yataklar Hidrotermal Yataklar Plaser Tipi Yataklar Sedimanter Yataklar BARİT YATAKLARI Volkanik ve Volkano-Sedimanter Kayaçlarla İlişkili Yataklar Volkanik faaliyetlerle veya plütonik sokulumlar ile ilişkili, Ba bakımından zengin hidrotermal çözeltilerin ürünlerini sulu ortamlar içine boşaltmaları sonucu oluşmuş yataklardır. Tabakalı yapı yaygındır. Yan kayacı volkanik birimler olan ve/veya volkanik faaliyetlerle eş zamanlı olarak oluşan yataklar volkano-sedimanter barit yatakları şeklinde, volkanik faaliyetin durduğu dönemlerde oluşan ve/veya volkanik malzemelerin bulunmadığı yerlerde gözlenen yataklar ise eksalatif sedimanter barit yataklar olarak tanımlanmaktadırlar. Hidrotermal Yataklar Plütonik sokulumlardan veya bunların etkisi ile ısınan döngü halindeki suların kayaçlardan çözdükleri bazı eser elementleri, uygun yerlerde depolamaları ile oluşan ve çoğunlukla da damar biçiminde gözlenen zenginleşmelerde barit birikimleri de gelişebilmektedir. Cevherleşmelerde, nadiren de olsa, damar uzunlukları birkaç kilometreye, kalınlıkları ise birkaç metreye ulaşabilmektedir. Plaser Tip Yataklar Yüzeysel ortam koşullarında kimyasal faaliyetlere oldukça dirençli ve yoğunluğu da yüksek olan barit kristalleri birlikte bulundukları minerallerin çözünerek uzaklaşması ile kalıntı biçiminde veya kısa mesafelerde taşınarak plaser tipi zenginleşmeleri oluşturabilmektedirler. Bu tip oluşumların karbonatlı kayaçların karstik ceplerinde biriken örneklerine “karstik yataklar” da denilmekledir. Sedimanter Yataklar Yüzeysel ortamlarda, sedimantasyon havzalarına kadar taşınabilen Ba iyonları bu ortamlardaki sülfatla reaksiyona girerek barit şeklinde çökelmektedir. Bu tip barit yatakları tabakalı olup, tipik sedimanter yapılar sunmaktadırlar. Çoğunlukla kimyasal sedimanter karbonatlı kayaçlarla ardalanmalı veya şeyllerin içinde mercek ve yumrular şeklinde bulunmaktadırlar. Yan kayaçları ile dokunaklarında herhangi bir hidrotermal alterasyon izi gözlenmemektedir. Dünya Barit Üretimi 2007 yılı rakamlarına göre, Dünya’ da barit üretici en önemli ülkeler; Çin (% 53), Hindistan, Fas, ABD, Kazakistan, İran, Meksika ve Türkiye olarak sıralanmaktadır. BARİT YATAKLARI BARİT YATAKLARI Türkiye Barit Yatakları Dünya kaliteli barit rezervlerinin % 8‘ inin Türkiye’ de bulunmasına karşın, ülkemizin, Dünya barit üretimindeki payı % 1.8’ de kalmaktadır. Ülkemizin önemli barit zenginleşmeleri; Antalya - Gazipaşa - Karalar Konya - Hüyük Eskişehir - Sivrihisar Isparta - Şarkikaraağaç Giresun - Harşit - Köprübaşı Niğde - Ulukışla Muş - Bilir Kullanım Alanları Baritin en önemli kullanım alanı sondaj sektörüdür. Dünya barit üretiminin % 70 – 80’ i bu sektör tarafından kullanılmaktadır. Sondaj çamuruna katılan barit, çamurun özgül ağırlığını artırarak kırıntıların yukarı taşınmasını kolaylaştırmakta ve bunun yanı sıra, ani basınç değişimlerinde dengeleyici rol oynamaktadır. Sondaj sektörünün yanı sıra, Barit ve çeşitli Ba bileşikleri esas olarak; metalürjide, makine yağlarında, cam yapımında, tuğlacılıkta, muşamba üretimi ile fotoğrafçılık gibi alanlar ile kağıt, plastik, kauçuk gibi malzemelerin üretiminde dolgu malzemesi olarak, patlayıcı yapımında, ilaç ve şeker sanayilerinde tüketilmektedir. 6.2 - BARİTİN KULLANIM ALANLARI Sondaj sektörü Kimya sektörü Dolgu maddesi Diğer sektörler 6.4 TÜRKİYE BARİT YATAKLARI VE ÜRETİMİ 7 - BAZALT VE DİYABAZ Bazalt ve diyabazlar plajiyoklas ve piroksen (ojit) ve hiperstenden meydana gelir. Bazaltlar bünyelerinde az veya çok volkanik cam bulundururlar (Çoğulu, 1976). Birim fiyatları düşük olduğundan ocakların tüketim alanlarına yakınlığı (en fazla 10 - 15 km) büyük önem taşır. Ocaklardan kırma taş olarak çıkartılır. Kırma taş şeklinde yol yarmalarında veya duvar yapımında kullanılır. Mıcır boyutunda kırılarak kara yolu yapımında ve barajlarda dolgu maddesi, demir yolu balastı, çimento harcı gibi alanlarda tüketilir. Ayrıca nükleer reaktörlerin duvarlarında kullanılan çimentoya yüksek yoğunluklu harç olarak katılır. Ocaklar elverişli ise diyabazlardan blok taş çıkartılarak granitle aynı alanlarda tüketilebilir. Bazalt ve diyabazların yoğunluğu yapıtaşı olarak kullanılması için uygundur. Ayrıca patlayıcı ile kolay parçalanmaları, kimyasal ve mekanik etkilere karşı dayanıklı olmaları aranan özelliklerdir. Buna karşı rayoaktivite ölçümlerinin yapılması, asbest gibi lifli mineraller ve zeolit bulundurmamaları istenir. 1987 istatistiklerine göre Amerika Birleşik Devletleri'nde yapı taşı olarak işletilen kayaçların (4 milyar ton) ancak % 10'unu bazalt ve diyabazlar meydana getirmektedir (Önem, 1996). Türkiye'de bazalt ve diyabazların yayılımı oldukça fazladır. Karayolu inşaatlarının hızlanmasına paralel olarak bu kayaçlann işletilme ve pazarlarıma hacmi de artmaktadır. Diyarbakır, Elazığ, Eskişehir, Gaziantep, Kastamonu, Kahramanmaraş, Divriği (Sivas), Muratlar (Çorlu - Tekirdağ), Urfa, Van, Manisa, Toprakkale (Adana) ve Kızılcahamam (Ankara) yörelerinde işletilen bazalt ve diyabazlar bulunmaktadır.