Dişi üreme sistemi ovumun üretilmesi, erkek ve dişi eşey

advertisement
OVOGENEZİS
• Dişi eşey hücresinin gelişip olgunlaşmasına ovogenezis
denir.
• Spermatogenezisteki gibi çoğalma, büyüme ve olgunlaşma
evreleri vardır.
• Dişi üreme sistemi;
• ovumun üretilmesi,
• erkek ve dişi eşey hücrelerinin fertilizasyon için taşınması,
• gelişen organizmanın yerleşmesi ve beslenmesi,
• uygun zamanda hormonların salgılanması ve doğumun
gerçekleşmesi gibi fonksiyonları olan bir sistemdir.
Dişi genital organları; Ovaryum,ovidukt, uterus,
serviks, vagina, vulva
Ovaryum; sağda ve solda karın boşluğuna asılı olarak
bulunan 1 çift organdır.
Dişi eşey hücresi olan oositin olgunlaştığı bu organ üzerinde
Organın korteksi çok sayıda gelişme aşamasında folliküller,
korpus luteum, interstisyel hücreler ve bağ dokuya ait
unsurlar içerir
ovaryum; progesteron ve östrojen hormonlarını üretir
• Ovogenezis
• Dişi eşey hücresinin gelişip
olgunlaşmasıdır.
• Spermatogeneziste olduğu gibi
çoğalma, büyüme ve olgunlaşma
evreleri vardır.
• Çoğalma evresi prenatal dönemde
gözlenir.
• Primitif eşey hücreleri gonad
taslaklarına gelince oogonyumlara
farklılaşırlar.
• Oogonyumlar mitozla bölünerek
sayılarını arttırırlar.
• Bunların bir kısmı büyüyerek primer
oosit’lere dönüşürler.
• DNA’ları replike olur ve 1. olgunlaşma
bölünmesinin profaz evresine girerler
ve tek katlı yassı epitel ile sarılarak
primordiyal follikülleri meydana
getirirler.
• Primordiyal folliküllerdeki
primer oositler ergenlik
dönemine kadar 1.
olgunlaşma
bölünmesinin profaz
evresinde beklerler.
• Büyüme evresi puberte
ile başlar.
• Primordiyal folliküllerdeki
primer oositler büyürler
ve çevrelerindeki tek katlı
yassı follikül epiteli önce
tek katlı kübik,
• tek katlı prizmatik
• ve mitoz ile çoğalarak
çok katlı follikül epitelini
şekillendirirler.
• Böylece bu dönemde
FSH ve LH’nın etkisiyle
primordiyal folliküllerden
sırayla primer, sekonder,
tersiyer ve Graaf
follikülleri gelişir.
• Olgunlaşma evresi, ard
arda iki mitoz bölünmeyi
içeren mayoz
bölünmeden ibarettir.
• 1. olgunlaşma bölünmesi
ovulasyondan az önce
veya ovulasyon
sırasında tamamlanır.
• Bu bölünme sonunda
sekonder oosit ve birinci
kutup hücresi şekillenir.
• Kutup hücresinin
sitoplazması çok azdır,
sekonder oositin
yüzeyine tutunmuş
olarak bulunur.
• 2.Olgunlaşma bölünmesi
ovulasyondan sonra tuba
uterina’da spermatozoon’un
oosit ıı’ye girişi sırasında
tamamlanır.
• Bu bölünme sonucu
sekonder oositten haploid
kromozom içeren olgun
yumurta hücresi (ovum) ile
ikinci kutup hücresi
şekillenir.
• Böylece, olgunlaşma evresi
sonunda primer oosit’ten
olgun bir yumurta hücresi
ile buna bitişik olan kutup
hücreleri meydana gelir.
• Kutup hücrelerinin
sitoplazmaları azdır.
• Tam gelişemediklerinden
olgun yumurta hücrelerine
dönüşemezler,
• döllenmeye de uygun
değildirler ve sonradan
dejenere olurlar.
• Bu nedenle ovogenezis’te
mayotik bölünmeler sonucu
1 adet primer oosit’ten 1
adet olgun yumurta hücresi
meydana gelir.
• Yeni doğan bir dişinin ovaryumlarında yaklaşık iki milyon primer oosit
vardır; ancak, bunların çoğu çocukluk döneminde dejenere olur.
• Pubertede yaklaşık 400 bin primer oosit kalır.
• Bunlardan da yaklaşık 400 tanesi sekonder oosit olur ve üreme dönemi
süresince ovulasyona uğrar.
• Olgun dişi eşey
hücresi (ovum)
• Ovulasyonla yumurtalıktan
atılan hücre oosit II’dir.
• Dişi eşey hücresi ister oosit II
ister ovum halinde olsun, 150200 mikron çapında, besin
maddelerinden çok zengin,
büyük bir hücredir.
• Aktif hareketli değildir, ancak
tuba uterinada epitellerdeki
silyumların ve lümendeki sıvı
akıntısının yardımıyla pasif
hareketle yol alır.
• Bunun sitoplazması, zigot için
gerekli bütün besin maddelerini
taşır.
• Sitoplazmanın protein,
karbonhidrat, yağ, mineraller,
vitaminler ve lipokrom pigmenti
ihtiva eden besin maddeli
kısmına vitellus adı verilir.
• Oosit II’nin plazma
membranı
mikrovillusludur.
Ovumda ise
mikrovilluslar kaybolur.
• Oosit II, glikoprotein
yapısında olan
homojen ve kalınca bir
zar ile sarılıdır (Zona
pellucida).
• Bu zarın dışında
corona radiata adı
verilen tek sıra halinde
radiyer dizilim gösteren
prizmatik epitel
hücreleri bulunur.
• Zona pellucida, corona
radiata hücreleri ve
oosit tarafından yapılır.
• Dişi genital boşaltma
yollarından ovaryuma en
yakın ve derinde olan
bölüm ovidukt’tur.
• Oviduktun epiteli,
kinosilyumlu prizmatik
epiteldir.
• Dolaşımdaki östrojen
miktarına bağlı olarak
kinosilyum oluşumu artar.
• Kinosilyumsuz salgı
hücreleri ise, progesteron
etkisine bağlı olarak artar,
ovumun beslenmesini ve
spermatozoonun
kapasitasyonunu sağlar.
Ovaryumdan ovidukta atılan oosit II oviduktun kinosilyal
etkisiyle uterusa doğru hareket etmektedir.
• Embriyo ve fötüs için
gelişim yeri olan
uterusun duvarı
endometrium,
miyometrium ve
perimetriyum olmak
üzere 3 katmandan
oluşur.
• Endometrium
katmanında östrus
siklusu ile senkronize
olan yapısal
değişiklikler
oluşmaktadır.
• Vaginanın lamina epiteliyalisi
çok katlı yassı keratinize epitel
ile örtülü ve bezsizdir.
• İnekte yer yer goblet hücreleri,
köpekte östrus süresince
intraepiteliyal bezler vardır.
• Evcil hayvanlarda vaginadan
hazırlanan froti ve biyopsi
preparatları ile seksüel siklus
evreleri belirlenebilir.
• Östrus döneminde yüzlek
hücrelerde keratinleşme olur.
• Gebelik döneminde yüzlek
hücreler kübik veya prizmatik
olurlar.
• Ayrıca gebelikte, özellikle
gebeliğin son dönemlerinde
lamina epiteliyalisin kalınlığı
azalır.
• Puberta ile başlayan
seksüel siklusun sürekliliği
için hipotalamusta
nörosekresyon yapan
nöronların salgıladığı
releasing faktörler yada
inhibe edici faktörlere
gereksinim vardır. Bu
faktörler değişik
uyarımların etkisi altında
salınır.
• GnRH (gonadotropin
releasing faktör)kana
verilerek hipofiz ön lobuna
gider ve buradan FSH ve
LH salgılanmasını uyarır.
• Salgılanan FSH ve LH kan
yolu ile hedef organ
ovaryuma giderek
folliküllerin gelişmesini
sağlar.
• Gelişen folliküllerde, follikül
epitelleri, teka interna hücreleri ve
interstisyel hücrelerden östrojen
hormonu salgılanır.
• Kana verilen östrojen taşıyıcı
proteinlere bağlanarak hedef
organlar ovaryum,uterus ve
vaginaya gider.
• Östrojenin etkisi altında uterus
mukozası kalınlaşır,
vaskülarizasyonu artar, çiftleşme ve
döllenme için uygun ortam
hazırlanmış olur.
• Dolaşımdaki östrojen en yüksek
düzeye ulaştığı zaman hipofiz
bezine ters etki yaparak FSH’nın
salgılanmasını durdurur, LH’nın
salgılanmasını arttırır.
• Aynı zamanda Luteotropik hormon
da salgılanmaya başlar. Bu
durumda tamamen gelişmiş olan
ovaryum folliküllerinden biri patlar
ve ovosit ovidukta düşer.
• Genital siklus
Pubertaya ulaşan bir
dişide, hipotalamus ve
hipofiz bezinin
kontrolü altında
ovaryum ve uterusta
bazı değişiklikler
meydana gelir.
• Ovaryumda meydana
gelen değişiklikler
ovogenezis ve
ovulasyon ile ilgili olup
Ovariyal siklus,
uterusta meydana
gelen değişiklikler ise
uterinal siklus olarak
adlandırılır. Her ikisine
birden genital siklus
yada seksüel siklus
adı verilir.
Tuba uterina da
spermatozoon ile oosit II
karşılaşarak döllenme
gerçekleşir.
• Ovulasyon
sonrasında
östrojen hormonu
miktarı azalır.
• Patlayan
follikülün yerinde
şekillenen korpus
luteum
progesteron
hormonu
salgılamaya
başlar.
•
•
•
•
•
•
Progesteron hormonu
hipotalamustan GnRH’nın salgılanmasını durdurur.
Ayrıca uterus kontraksiyonlarını engeller,
endometriyum bezlerini uyararak gelişmesini,
uterus sütü salgılanmasını
ve ruminantlarda servikal mukusu (çara) koyulaştırarak
serviksin kapanmasını sağlar.
• Östrojen ve progesteron birlikte etki yaparak dişiyi gebeliğe
hazırlar.
• Döllenmenin gerçekleşmemesi durumunda hipofizden
salgılanan oksitosin ve ovaryumdan salgılanan östrojen,
insanlarda siklusun 16. gününden itibaren endometriyumdan
prostoglandin salgılanmasını uyarırlar.
• Dolaşım kanı ile ovaryumlara gelen prostoglandin korpus
luteumu luteolizise uğratarak progesteron ve östrojen
düzeyinin düşmesine neden olur.
• Progesteron düzeyinin düşmesini takiben gonadotropinler tekrar
salgılanmaya başlayarak, ovaryumdaki folliküller tekrar gelişirler.
• İnsanda korpus luteumdaki luteolizise bağlı olarak düşen progesteron ve
östrojen düzeyinden dolayı uterus mukozası kabarık ve kanlı durumunu
kaybeder ve bir kanama görülür.
• İnsanda ovariyel siklusa bağlı olarak endometriyumda yapısal ve
fonksiyonel değişiklikler olur. insanlarda ovaryum hormonlarının kontrolü
altında puberteden başlayarak menapoza kadar devam eden periyodik
değişikliklerdir.
• Her siklus sonunda endometriyum fonksiyonalis yıkılır ve dökülür.
• Endometriyum dokusu kan ile birlikte vaginadan 3-5 gün devam eden bir
akıntı ile atılır.kanama endometriyum bazalis kalana kadar devam eder.
• Menstruasyon ovulasyon başlangıcıından itibaren ortalama 14. günde
görülür.
İnsan ve memelilerde gebe kalınmamışsa her ovulasyondan sonra geçici bir
korpus luteum (CL) şekillenir.
• Geçici CL
Memelilerde CL
spurium,
insanlarda CL
periodikum adını
alır.
• Gebelik olmuşsa
CL Gravidatis
olarak adlandırılır.
• Gebelik CL birkaç
ay içerisinde
ovaryumun
tamamını işgal
edecek kadar
büyür.
• Korpus
luteumdan
progesteron
yanında az
miktarda olmakla
birlikte östrojen de
salgılanır.
İnsanda menstruasyon ile belirginleşen bu periyodik değişiklikler dişi evcil
memelilerde hayvan türlerine göre özellikler gösteren devreler (proöstrus,
östrus, metöstrus, diöstrus ve anöstrus) halindedir ve östrus siklusu olarak
adlandırılır
• Östrus siklusunun
devreleri;
• -Proöstrus: Ovaryumda
folliküllerde olgunlaşma ve
uterusun endometriyumunda
vaskularizasyonda artışın
görüldüğü devredir.
• Birkaç folikül gelişir.
• Graaf folikülünden östrojen
salınımı gerçekleşir.
• Ovidukt ve uterus epitelinde
silyumlu hücre sayısı artar.
• -Östrus (kızgınlık):
• Ovulasyonun gerçekleştiği
dönemdir.
• Olgunlaşmasını tamamlamış
folliküllerden biri patlar ve
sekonder oosit ovaryumdan
atılır.
• Ovidukt ve endometriyumda
vaskülarizasyon ve salgılama
artışı, myometriyumda
kalınlaşma, vaginada
genişleme ve hiperemi
gözlenir.
• Vagina epiteli inek dışındaki
hayvanlarda çok katlı yassı
epitel hücrelerinden oluşur,
yüzlek hücrelerde
kornifikasyon görülür.
• İnekte ise bu epitel çok katlı
prizmatiktir ve östrus
döneminde mukus salgılar.
• -Metöstrus:
• Ovaryumda korpus luteumun
oluşumu ile karakterize olan
devredir.
• Progesteron maksimum,
östrojen minimum
düzeydedir.
• Uterus epitelinde kısmen
dökülmeve bazı türlerde örn.
Dişi köpekte hafif bir
hemorajiye rastlanır.
• Vaginal smear’de çok sayıda
lökosit az sayıda kornifiye
olmamış hücreler vardır.
• Diöstrus:
• Östrus siklusunun en uzun
evresidir.
• Progesteron hormonunun
etkisiyle
endometriyumdaki bezler
ve epiteller çok iyi gelişir,
uterus sütü salgılarlar.
• Endometriyumdaki bu
değişiklikler döllenme
olursa artarak devam eder,
• döllenme olmazsa korpus
luteumun küçülmesine
bağlı olarak azalan
progesteron nedeni ile
bezlerde küçülme,
salgılamada azalma olur
ve diöstrus sona erer.
• Anöstrüs:
• Diöstrus periyodu bazı
hayvanlarda örn inekte
proöstrus ile devam eder.
• Diğer bazılarında ise örn
köpekte uzun bir dinlenme
dönemine girerler (anöstrus).
• Bu dönemde uterus bezleri
tamamen küçülmüş, mukoza
normal bir yapı kazanmıştır.
• Hayvanlar östrus siklusunda
gösterdikleri özelliklere göre
3 grup altında toplanabilirler.
• 1. Monoöstrik hayvanlar:
• İki östrus arasında bir
anöstrus dönemi olan
hayvanlardır.
• Köpekler ve etçil yaban
hayvanları bu gruba girer.
(proöstrus, östrus, metöstrus, diöstrus ve
anöstrus)
•
•
•
•
•
•
Yıl boyunca siklus gösterebilirler.
Siklus uzunluğu 200 gündür.
Proötrus;7-10 gün
Östrus: 7-10 gün
Di östrüs: 70-80 gün
Anöstrus:
• 2. Poliöstrik hayvanlar:
• Gebe kalmadıkları sürece
düzenli aralıklarla östrus
gösteren hayvanlardır.
• İnek ve domuz bu gruba
girmektedir.
•
•
•
•
•
•
•
•
(proöstrus, östrus, metöstrus, diöstrus )
düzenli bir şekilde tekrar edebilir.
İneklerde Siklus 21 gündür
Sıcaklık ve soğukluk bu süreyi
artırabilir.
Proöstrus: 3-4 gün
Östrüs: 12-18 saat
Metaöstrus: 3-4 gün
Ovulasyon östrus semptomları
bitimini takiben metaöstrus
döneminde 8-10. saatler arasında
gerçekleşir.
Diöstrus: 10-14 gün
• 3. Mevsime bağlı poliöstrik
hayvanlar:
• Belirli mevsimlerde gebe kalmadıkları
sürece birkaç kez östrus gösterebilen
hayvanlardır.
• Kısrak, koyun, keçi ve kedi bu
gruptandır. .
• (proöstrus, östrus, metöstrus,
diöstrus ) Birkaç kez sürebilir
• Kısraklarda Siklus 21-22 gündür
• İlk babarda kızgınlık gösterir
• Östrus dönemi 4-7 gün dür
• Kediler ilkbahar aylarında kızgınlık
gösterir. östrus 10-14 gündür,
östrusu 2-3 hafta süren anöstrus
dönemi izler.
• Koyunlar ülkemizde haziran-kasım
ayları arasında kızgınlık gösterirler
siklus 16-17 gündür, östrus 30-36
saat sürer
• Keçiler eylül aralık arasında kızgınlık
gösterirler, siklus 17-23 gündür.
Östrus 18-36 saattir
• Kanatlılarda dişi genital
sistem
• Kanatlıda üreme sistemi
memeli hayvanlarda olduğu
gibi internal fertilizasyon ile
döllenmeye uygun olarak
dizayn edilmiştir.
• Ovidukt ve uterus olmasına
rağmen canlının gelişimi vücut
dışında gerçekleşmektedir.
• Bu yapılar, yavrunun gelişimi
için gerekli olan besin ve
koruyucu yapıların oluşumunu
sağlar.
Ovaryum: Memeli
hayvanlardaki kadar kompakt
değildir. Karın duvarına
mezovaryum ile asılıdır.
• Kanatlı oviduktu 5 bölgeye
ayrılmıştır.
• İnfundibulum, Magnum,
isthmus, Uterus ve Vagina.
• İnfundibulum, oviduktun kranialde tünel
benzeri yayıılımıdır.
• Magnum: Yumurta akının salgılanma ve
depolanmasından sorumlu olan
bölümdür.
• İsthmus: Yumurta membranlarının
oluşumu ve albuminoidlerin
salgılanmasından sorumlu olan
bölümdür.
• Uterus: Memeli hayvan uterusundan
farklı olarak döllenmiş ovumun
implantasyonuna uygun olarak dizayn
edilmemiştir. Yumurta kabuğunun
salgılanması ve albuminoidlerin
dilüsyonunun ayarlanmasına uygundur.
• Vagina: Kısa ve dar bir kanaldır. Lamina
propriyasında spermatozoonları
besleyip, depolayabilen bezler vardır.
Download