JİTEM merkezi olarak bilinen Mardin İl Jandarma Komutanlığı`nda

advertisement
02.07.2015
JİTEM merkezi olarak bilinen Mardin İl Jandarma Komutanlığı'nda inşaat çalışması sırasında çıkan
insan kemikleri için DNA örneği veren yakınları; Memduh Ökmen ve Nihat Aydoğan'ın orada işkence
ile kaybedildiğini belirtiyor.
Fikri Ökmen kardeşinin 1995 yılında karakoldan ifade için çağrıldığını ve kaybedildiğini belirtirken,
Leyla Aydoğan ise "Benim babamı 1994'te haksız yere gözaltına aldılar. Serbest bıraktık, deyip
katlettiler" dedi. Aynı dönemde insan kemiklerinin çıktığı JİTEM merkezinden işkence gören DEP
Mardin İl Başkanı Cemal Veske'de onlarca insanın orada öldürüldüğünü söyledi. JİTEM merkezi olarak bilinen Mardin İl Jandarma Komutanlığı binası ve bahçesinde yapılan bir
inşaat çalışması sırasında insana ait olduğu iddia edilen kafatası ve kemiklere rastlanmıştı. Bulunan
kemiklerin kime ve kaç yılına ait olduğu konusunda 9 aileden DNA örneği alındı. Adli Tıp Kurumu'na
gönderilen DNA örneklerinden edinilen sonuç beklenirken, DNA örneği alınan aileler ve dönemin
tanıklarının ortak düşüncesi, "Orda insanlara akla gelinmeyecek en vahşi işkenceler yapıldı. Eminiz ki
oradan çıkan kemiklerde o döneme ait kemiklerdir" şeklinde oldu.
'Gözler devamlı kapalı…'
Dönemin DEP Mardin İl Başkanı Cemal Veske gözaltına alındıkları zaman akla gelmeyecek
işkencelerden geçirildiklerini söyledi. 1995 yılında Mardin merkez ilçe ve köylerinden yaklaşık 50
kişinin gözaltına alınıp Mardin İl Jandarma Komutanlığı'na götürüldüğünü söyleyen Veske, "Orda
gözlerimizi kapattılar. Devamlı işkence yapılıyordu. İşkencelerde bile gözlerimiz devamlı kapalı idi.
Akla gelinmeyecek işkenceler vardı. Elektrik, tazyikli su ve daha bir sürü işkence türü. Gözlerimiz
devamlı kapalı olduğundan ancak isim ve soy isim söylendiği zaman bizler onları çıkarabiliyorduk.
Mesela Mendüh Ökmen isimli bir arkadaşın oraya getirildiğini duydum. Yine Savur'dan getirilen
Menderes Demir isimli bir kişi vardı. Yapılan işkence nedeniyle kısmi felç geçirdi. Bende işkenceden
dolayı ayağa kalkmakta zorlanıyordum" dedi. http://www.mardinarena.com/yasam­jitem­merkezinden­cikan­kemikler­okmen­ve­aydogana­ait­olabilir­7273.html
1/3
02.07.2015
'İmza için götürülen Menderes ağaca asılı bulundu' Yaklaşık 14 gün gözaltında işkence gördüğünü belirten Veske, gözaltı boyunca hiçbir şekilde resmi
giyimli asker görmediğini ifade etti. Tamamı sivil olan kişiler tarafından sorgulandıklarını ve
işkenceye tabi tutulduklarını dile getiren Veske, "İşkencenin ardından mahkemeye çıkarıldık.
Menderes Demir'le beraber serbest bırakıldık. Ama mahkeme çıkışında gene sivil giyimli birkaç kişi
geldi ve Menderes Demir'i bir imza için Jandarmaya götürdü. Sonra bir daha onu göremedik. Aradan
2 gün geçti ve Menderes Demir Savur dışında bir ağaca ağzında para konulmuş şekilde asılı bulundu.
Resmi olarak bırakılmıştı ama onu daha sonra asılı şekilde bulduk. İşte kesinlikle JİTEM eli ile
yapılmış bir cinayetti bu" diye konuştu.
Veske: Savcı bile 'elimizden bir şey gelmiyor' diyordu O dönem gözaltına alınanlara yakınlarının sahip çıkamadığına işaret eden Veske, sahip çıkanların da
gözaltına alındığını hatta tutuklandığını ifade etti. Dönemin infazlarına ve işkencelerine dikkat çeken
Veske, "Tabi ki o dönem infazlar çok vardı. Şimdi bu infazların sonuçları yeni yeni ortaya
çıkmaktadır. Bugün bu topraklar bir mezarlık halini almıştır. Bunların hepside Jandarma ve JİTEM eli
ile yapılmış cinayetlerdir. O zaman bizler savcıya çıktığımız zaman savcı bile kendisi açık bir şekilde
'Elimizden bir şey gelmiyor. Bizler de onlara söz geçiremiyoruz' diyordu. Çünkü inisiyatifin hepsi
onların elindeydi ve onlar istediği kişiyi öldürüyorlardı" diye kaydetti. 'Kardeşim 16 gün sora kaybedildi'
20 Nisan 1995 yılında kaybedilen Memduh Ökmen ile ilgili bilgi veren ağabeyi Fikri Ökmen
kardeşinin Sürgücü Karakolu'na ifade için çağrıldığını daha sonra Savur İlçe Jandarma
Komutanlığı'ndan gelen iki panzer ile çok sayıda askerin kardeşini alarak gittiğini ifade etti. Savur
İlçe Jandarma Komutanlığı'nda bir saate yakın kalan kardeşinin daha sonra JİTEM üssü olarak bilinen
Mardin İl Jandarma Komutanlığı'na götürüldüğünü dile getiren ağabey Ökmen, "Kardeşim yaklaşık
16 gün gözaltında kaldı. Tabi biz o süre zarfında her yerde onu arıyorduk. Ama kimse bilgi
vermiyordu. Daha sonra Mardin adliyesine götürüldü. Orda savcı serbest bıraktı. Kardeşim Adliye'den
çıkar çıkmaz resmi giyimli birkaç kişi onu imza için yeniden İl Jandarma Komutanlığı'na götürdü.
Kardeşimden bir daha haber alamadık. Kardeşim 16 gün sonra kaybedildi" diye kaydetti.
'O dönem cinayet kayıtlı ve planlı yapılıyordu'
Kendisini serbest bırakan savcının yanına gittiğini dile getiren Ökmen, fakat hiçbir netice elde
edemediğini ifade etti. Konu ile ilgili bir çok resmi makama dilekçe ile başvuruda bulunduğunu
hatırlatan Ökmen, "Oradan çıkabilecek insan kemiği kardeşime ait olabilir. Benim kardeşim serbest
bırakılmasına rağmen bir daha gözaltına alındı ve göremedik. Bugün orda kemik çıkıyorsa bu yüzde
yüz benim kardeşimin kemiğidir. Eğer bu öyle çıkarsa bizler dönemin sorumlularından olduğu gibi
aynı zaman da bu dönemin yetkililerinden de davacı olacağız. Çünkü o dönem o cinayet kayıtlı ve
planlı bir şekilde oluyordu" dedi.
'Bizler bu davanın takipçisi olacağız' Dönemin kayıplarından Nihat Aydoğan ile ilgili konuşan kızı Leyla Aydoğan'da babasının haksız yere
gözaltına alındığını ifade ederek "Benim babamı haksız yere 1994 yılında gözaltına aldılar. 'Serbest
bıraktık' deyip katlettiler. Bizim DNA'lar alınacak ve değerlendirilecektir. Şayet o çıkan kemikler o
dönemin kayıplarına ya da benim babama aitse bizler hiçbir şekilde davamıza son vermeyecek aksine
devam edeceğiz. Hatta bu dönemin yetkililerinden de davacı olacağız" diye kaydetti. 'Her şey DNA eşleşmesi ile ortaya çıkacak' http://www.mardinarena.com/yasam­jitem­merkezinden­cikan­kemikler­okmen­ve­aydogana­ait­olabilir­7273.html
2/3
02.07.2015
İHD Mardin Şube Başkanı Av. Erdal Kuzu ise Mardin İl Jandarma Komutanlığı'nda çıkan kemiklerin
1990'lı yıllarda kaybedilen yurttaşlara ait olabileceği ihtimali üzerinde durduklarına dikkat çekerek,
"Eğer orası bir eski mezar olsaydı o bina yapıldığı zaman da onlara rastlanabilirdi. Ama şimdi
rastlanıyorsa demek oluyor ki onlar 90'lı yıllara aittir. Tabi ki bizim DNA'larının da eşleşmesi
konusunda talebimiz oldu. Aynı zamanda daha önce de DNA'sı alınmış aileler vardı onlarla da
eşleşme yapılması konusunda talepte bulunduk. Umarız istediğimiz sonuca varırız" dedi. diha
http://www.mardinarena.com/yasam­jitem­merkezinden­cikan­kemikler­okmen­ve­aydogana­ait­olabilir­7273.html
3/3
Download