Kalp hastası çocuklarda ağız-diş sağlığı

advertisement
8
DENTAL TRIBUNE
Bilim & Araştırma
Türkiye Baskısı
Kalp hastası çocuklarda ağız-diş sağlığı
Diş Hekimi Elif Bozdoğan, Prof. Dr. Oya Aktören
hastanın tüm medikal geçmişi
hakkında bilgi sahibi olmalıdır.
Çocuk hastayı takip eden doktorla konsültasyona geçmeli ve var
olan defekt, çocuğun stres toleransı , çocuğun son kullandığı
ilaçlar hakkında bilgi almalıdır.
Konjenital kalp hastalığı olan çocukların diş tedavi planlamasında tıbbi konsültasyona önem verilmeli, antibiyotik profilaksisi
değerlendirilmeli, hızlı ve etkili
tedavi gerçekleştirilmeli ve aileyi
bilinçlendirme önem taşımalıdır
(8, 25, 27).
Özet
Ağız ve diş sağlığı kalp rahatsızlığı olan çocuklarda hayatsal önem taşımaktadır. Konjenital ve kazanılmış kalp rahatsızlıkları çocuklarda ağız içi işlemlerini güçleştirmekte, enfektif
endokardite maruz kalma olasılığını artırmaktadır; kalp rahatsızlığı olan çocuklarda uygulanacak genel anestezi ile oluşabilecek riskler artmakta ve ayrıca
kullanılan ilaçlar ağız içi işlemler sırasında uzun süre kanama
riski oluşturabilmektedir.
farin ve türevi ilaçların arttırdığı
kanama olasılığı, dişlerde çekim
ve tedavilerin uygulanması için
düşünülebilecek genel anestezinin komplikasyon riski yaratabilmesi nedenleri ile kalp hastası çocuklarda ağız diş sağlığına
büyük önem verilmesi gerekmektedir (1, 4, 7, 8, 10).
Çocukluk döneminde en sık
rastlanılan kalp rahatsızlıkları
konjenital kalp hastalıklarıdır.
Konjenital kalp hastalığı doğumda % 0.8 oranında görülmekte ve tüm kalp rahatsızlıklarının yaklaşık %30’unu oluşturmaktadır. Ventriküler septal defekt ise % 28 oran ile en sık
rastlanılan konjenital kalp rahatsızlığı olarak bildirilmektedir (Tablo 1) (26).
Ailelerin var olan kalp rahatsızlığına yönelik endişeleri nedeniyle çocuklarının ağız ve diş
sağlığını ihmal etmeleri, tatlandırılmış ilaçların uzun süre kullanılımı, bu hastalarda görülebilecek gelişimsel mine defektleri
ve ayrıca transplantasyon hastalarında uygulanan tedavilerin
yan etkileri kalp hastası çocukların ağız ve diş sağlığı üzerinde
olumsuz etki oluşturabilmektedir. Bu nedenle, kalp hastası çocuklarda erken yaslardan itibaren iyi bir ağız dis sağlığına sahip olmaları sağlanmalı, aileler
koruyucu ağız diş sağlığı konusunda bilinçlendirilmelidirler.
Konjenital kalp hastası çocuklarda ağız diş sağlığı yetersiz
olabilmektedir. Bir yaşına kadar
gerçekleşen kronik kusmalar,
kullanılan ilaçların oluşturduğu
ağız kuruluğu, ailelerin var olan
kalp rahatsızlığına yönelik endişeleri nedenleriyle çocuklarının
ağız diş sağlığını ihmal etmeleri
kalp hastası çocukların ağız diş
sağlığı üzerinde olumsuz etki
oluşturabilmektedir.
Kalp rahatsızlığı olan çocuklarda ağız diş sağlığı hayatsal
önem taşımaktadır. Enfektif endokardit eğilimi, kullanılan var-
Konjenital kalp rahatsızlığı
olan çocuk hastaların ağız içi ve
yüz muayenelerinde hastalıklarına ilişkin belirti verme olasılık-
Defekt
%
Ventriküler septal defekt
28
Atrial septal defekt
10
Pulmoner stenoz
10
Patent duktus arteriozus
10
Fallot tetratolojisi
10
Aortik stenoz
7
Aort darlığı
5
Büyük arterlerin transpozisyonu
5
Ender görülenler
15
Tablo I. Konjenital kalp hastalıklarının görülme oranları.
ları azdır. Bu çocuklarda mavi
mukoza, siyanoz gibi belirtiler
saptanabilir; sürekli dişlerin sürmesinde gecikmeler, süt dişlerinde hipoplaziler gözlenebilir.
Fallot tetratolojisinde oral bulgu
olarak kırışık dil görülebilir. Ayrıca, Down ve Williams sendromlu hastaların anomalilerine
kalp rahatsızlığının da eşlik
edebildiği düşünülerek tıbbi
anamnez buna göre yönlendirilmelidir(7, 10).
Diş hekiminin kalp hastası
çocuklarda öncelikli hedefi enfektif endokarditin engellenmesi,
periodontal rahatsızlıklarının iyileştirilmesi ve iyi bir ağız hijyeninin sağlanması olmalıdır. Ağız
içinde herhangi bir uygulamaya
geçmeden önce diş hekimi çocuk
Araştırmacı
Konjenital kalp rahatsızlığı
olan çocuklarda diş çürüğü sıklığına ilişkin olarak yapılan çalışmalarda farklı bulgular saptanmıştır (Tablo 2) (4, 9, 12, 13, 18,
23, 24). Bazı calışmalarda kalp
hastası çocuklarda diş çürüğü
görülme oranı sistemik rahatsızlığı olmayan çocuklara göre daha fazla, bazı çalışmalarda ise
benzer bulgular bildirilmektedir.
Ayrıca, konjenital kalp rahatsızlığının gelişmekte olan dentisyon üzerinde diş eksiklikleri ve
mine defektleri gibi anomalilere
neden olabildiği ileri sürülmekte; kronik hipoksiya rahatsızlığı
olan siyanotik çocuklarda ameloblastik formasyon bozukluğu
saptandığı belirtilmektedir (1, 4,
8, 10). Tasioula ve ark. 86 kalp
hastası çocuğun sekizinde, kontrol grubundaki 60 çocuğun beşinde en az bir sürekli dişinde
mine defekti bulunduğunu, kalp
grubunda süt dişlerindeki mine
anomalilerinin kontrol grubuna
göre anlamlı derecede yüksek
olduğunu belirtmişler ve mine
anomalilerinin kalp rahatsızlığına bağlı olabileceğini belirtmişlerdir(24). Mine deformasyonla-
rının kalp rahatsızlığının derecesi ile ilişkili olabileceği düşünüldüğünde, konjenital kalp rahatsızlığına diş şekillenmesinin erken dönemlerinde müdahale
edilmesi halinde siyanoz gibi sistemik bozuklukların diş dokularına etki derecesi ve süresi azalacaktır.
Kalp hastalığı olan çocuklarda var olabilecek kötü ağız hijyeni normal fizyolojik durumlarda
bile sıklıkla bakteriyemi oluşturabildiğinden, ağız içi işlemlerin
yaratabileceği enfektif endokarditin şiddeti ağız sağlığının durumu ile yüksek derecede ilişkilidir. Enfektif endokarditin kardiyovasküler hastalıklar, bakteriyel fenomani, düşük doğum
ağırlığı, diabetus mellitus gibi
birçok sistemik hastalıkla ilişkili
olduğu kanıtlanmıştır. Enfektif
endokardit şiddetli valvular disfonksiyon, dehisens, konjestif
kalp rahatsızlığı ve çeşitli embolizmlere neden olarak ölüm ile
sonuçlanabilir; uzun dönemde
kalp kapakçığında hasar oluşturarak kalp kapakçığının protetik
tedavi ile yenilenmesine neden
olacak fonksiyonel kayıp oluşturabilir (2, 4, 5, 27).
Enfektif endokarditin patojenitesi kan akımına karışan patojen mikroorganizmaların endokardial defekt bölgesindeki matriks molekülleri ve trombositlerle etkileşimi sonucu başlar. Konjenital kalp rahatsızlığından kaynaklanan düzensiz kan akımı
kalbin endotel dokusunda hasar
yaratır. Hasar bölgesine biriken
trombositler ve fibrin doku hücà DT Sayfa 9
DMFT
Yaş
Dmft
Urquhart ve Blinkhorn
4-12
4-6yaş: 3.34
7-9yaş: 3.26
10-12 yaş: 5.03
Pollard ve Curzon
2-16
2-4 yaş
1.81 kalp hast
1.63 kontrol
5-9 yaş
4.32 kalp hast.
2.77 kontrol
5-9 yaş
0.58 kalp hast.
0.45 kontrol
10-16 yaş
1.81 kalp hast.
1.62 kontrol
Hallet ve ark.
1-15
4.2 kalp hast.
2.3 kontrol
0.9 kalp hast.
0.6 kontrol
Franco ve ark.
2-16
2-10 yaş
3.7 kalp hast.
3.9 kontrol
5-16 yaş
2.7 kalp
2.0 kontrol
Hayes ve Fasules
6ay-14
%29 çürük
%7 apse
Da silva ve ark.
2-17
2.62
3.97
Steckesen-blicks ve ark.
2-11
5.2 kalp hast.
2.1 kontrol
0.9 kalp hast.
0.3 kontrol
Tasioula ve ark.
2-16
1.57 kalp hast
1.81 kontrol
0.77 kalp hast
0.38 kontrol
Tablo II. Konjenital kalp rahatsızlığı olan çocuklarda elde edilen dmft ve DMFT değerleri.
DENTAL TRIBUNE
Türkiye Baskısı
ß DT Sayfa 8
•
Protetik kalp kapağı yerleştirilen hastalar
•
Tıbbi anamnezinde enfektif endokardit hikayesi olan hastalar
•
Konjenital Kalp Rahatsızlıkları *
releri bu bölgede non-bakteriyel
trombotik endokardit (NBTE)
oluşumuna neden olur. Ağız
içindeki mikroorganizmaların
özellikle viridans grubu streptokokların ağız içi işlemler ya da
günlük rutin aktiviteler sonucu
kan dolaşımına katılması ile bu
mikroorganizmaların üzerindeki
adezin proteinlerin (FimA),
NBTE’ye tutunarak proliferasyon gerçekleştirmeleri sonucu
enfektif endokardit oluşur (27).
Bilim & Araştırma
- Onarılmamış siyanotik kalp rahatsızlıklarında, palyatif şant hastalarında
- Cerrahi müdahale ya da katater müdahalesi ile protetik olarak tedavi edilen konjenital kalp defektlerinde operasyondan son
ra 6 ayın geçmediği durumlarda **
- Onarılmış konjenital defektlerde, protetik cihazın takıldığı alanda ya da bu alanın yakınında endotelizasyonu önleyen defekt
varlığında
•
Kardiyak valvulopati geliştiren transplantasyon hastalarında
*Bu liste dışında kalan kalp rahatsızlıkları için profilaksi önerilmemektedir. **Protetik materyalin endotelizasyonu operasyon sonrası ilk 6 ay içinde tamamlanır.
Tablo III. Enfektif endokarditin yan etkilerini arttıran yüksek risk grubundaki kalp rahatsızlıkları.
Ağız içinde yapılan işlemler
sonucunda gerçekleşen bakteriyeminin sıklığı, süresi ve şiddeti
yapılan işleme göre değişmektedir. Bakteriyemi görülme sıklığının diş çekimi sonrası %10-100,
periodontal cerrahi sonrası %3688, rubber-dam yerleştirilmesi
sonrası %9-32, endodontik tedavi sonrası %10-20 oranları arasında değiştiği bildirilmektedir.
Günlük rutin aktiviteler ile meydana gelen bakteriyeminin görülme sıklığı ise diş fırçalama ve
diş ipi kullanımından sonra
%20-68, kürdan kullanımı sonrası %20-40, çiğneme sonrası
%7-51 olarak belirtilmektedir
(20, 27).
Ağız hijyeni, var olan periodontal hastalığın şiddeti, yapılacak ağız içi işlemin şekli bakteriyeminin sıklığı ve şiddeti üzerinde etkilidir. Çalışmalar iyi ağız
hijyeninin günlük rutin aktiviteler sonucu gerçekleşebilecek
bakteriyemi sıklığını en aza indirdiğini göstermektedir. Kötü
ağız hijyenine sahip bireylerden
alınan pozitif kan kültürlerinde
saptanan bakteriyemi oranı ile
diş çekimi sonrası saptanan bakteriyemi oranı birbirine yakındır
(20, 27). Guntheroth (11) yemek
yeme ve diş fırçalama gibi günlük aktiviteler sonucu bireyin bir
ay süresince maruz kalabileceği
bakteriyemi süresinin 5370 dakika olabileceğini, Roberts ve ark.
ise bir yıl süresince günde iki kere diş fırçalama sonucu gerçekleşecek bakteriyemi riskinin bir
diş çekimi ile oluşabilecek bakteriyemi riskinden 154.000 kat fazla olduğunu belirtmişlerdir (19).
Bakteriyemi ile kana karışan
mikroorganizmaların kalp kapağında hasara neden olması ile
enfektif endokardit riski oluşur.
Nakona ve ark. kardiyovasküler
hastalıklarda oral bakterilerin
rolünü incelemişler ve kardiyovasküler lezyonlarda bazı periodontal patojenlere rastladıklarını bildirmişlerdir. Araştırmacılar, deneklerden alınan 35 kalp
kapağı ve 27 ateromatöz plak
örneğini aynı deneklerden alınan 32 dental plak örneği ile
karşılaştırmışlar ve s.mutans’ın
kalp kapağı dokusunda %68,6,
ateromatöz plakta %74.1, dental
plakta %88.9-100 oranında bulunduğunu saptamışlardır.
S.sanguinis’in ise dental plaktaki yoğunluğunun %77.8-85.7 olduğunu, bu yoğunluğun kalp kapağında %17.1 ve ateromatöz
plakta %25.9 oranında olmak
üzere daha az yoğunlukta saptandığını bildirmişlerdir. Ayrıca,
calışmada periodontal bakterilerden t.denticola’nın kalp kapaà DT Sayfa 10
9
DENTAL TRIBUNE
10 Bilim & Araştırma
Durum
Yetişkin
Çocuk
İşlemden 30-60 dk önce tek doz
İşlemden 30-60 dk önce tek doz
İlaç
Ağız içi ilaç alımında
Amoksisilin
2 gr.
Kilo başı 50 mg
Ağız içi ilaç alamayanlarda
Ampisilin
Sefalozin/Seftriakson
IM ya da IV 2 gr
IM ya da IV 1gr
IM /IV 50 mg/kg
IM/IV 50 mg/kg
Penisilin/ampisilin alerjisinde
Ağız içi ilaç alımında
Sefaleksin
Klindamisin
Azitromisin/Klaritromisin
2 gr
600 mg
500 mg
50 mg/kg
20 mg/kg
15 mg/kg
Sefalozin/Seftriakson
Klindamisin
IM ya da IV 1gr
IM ya da IV 600mg
IM/IV 50 mg/kg
IM/IV 20 mg/kg
Penisilin/ampisilin alerjisinde
Ağız içi ilaç alamayanlarda
Tablo IV. Ağız içi işlemler öncesi uygulanacak profilaksi protokolu.
Yan Etkileri
İlaçlar
Siklosporin
Nefrotoksik
Hepatoksik
Hipertansiyon
Gingival Hiperplazi
Nefidepine
Gingival Hiperplazi
Prednisone
Adrenal Baskılanması
Enfeksiyon belirtilerinin
maskelenmesi
Yara iyileşme mekanizmasının
bozulması
Azotrofin
Hepatoksik
Agranülositoz
Enfeksiyona eğilimin artması
Tablo V. İmmunsupresif amaçla verilen ilaçlar ve yan etkileri.
ß DT Sayfa 9
ğı (%40) ve ateromatöz plakta
(%44.4) en sık görülen mikroorganizma olduğu , t.forsythia’nın
kalp kapağı ve ateromatöz plakta görülmediği, ancak ağız içi
plaktaki yüzdesinin %85.7 %94.4 olduğu, a.actinomycetemcomitans’ın ise kalp kapağında
(%25.7) ve ateromatöz plakta
(%25.9) en sık görülen ikinci
bakteri olduğu belirtilmistir (15).
Bazı kalp rahatsızlıkları enfektif endokarditin yol açabileceği yan etkiler açısından yüksek
risk oluşturur ve bu rahatsızlıklara sahip bireylere ağız içi işlemler öncesi antibiyotik profilaksisi
uygulanması zorunludur (Tablo
3) (17,26,27). Tablo 3.’de belirtilen bu hastalıklara sahip bireylerde dişeti ve dişin periapikal bölgesini içeren ya da oral mukozada perforasyon oluşturabilecek
tüm ağız içi işlemlerde profilaksi
uygulanmalıdır. Rutin anestezi
enjeksiyonlarında, ağız içi radyografi alımlarında, hareketli protetik ya da ortodontik aperey uygulamalarında, ortodontik braket
yerleştirilmesinde, süt dişlerinin
düşmesinde ve travma sonucu
dudaklarda ya da oral mukozada
meydana gelen kanamalarda antibiyotik profilaksisi gerekmemektedir (17, 26, 27).
Profilaksi uygulama prosedüründe amoksisilin türevi antibiyotikler gastrointestinal sistemden iyi absorbe edilebildikleri ve serum konsantrasyonunda
yüksek oranda bulunabildikleri
için tercih edilirler (Tablo4)
(27). Amoksisilin alerjisi olan bireylerde farklı ilaçlar tercih edilmelidir. Farklı profilaksi seçeneklerinin düşünülmesi gereken
özel durumlar da mevcuttur.
Hasta düzenli bir antibiyotik tedavisi görmekteyse ve uygulanacak ağız içi işlemler için profilaksi gerekiyorsa ağız içi mikroorganizmalar düzenli olarak kullanılan ilaca direnç kazandıkları
için hastanın kullandığı ilacın
dozunu arttırmak yerine farklı
sınınftan bir antibiyotik kullanılması gerekmektedir. Antikoagülan kullanan hastalarda ise intramuskuler uygulamalardan
kaçınılmalı, profilaktik amaçla
verilen ilaç ağız içinden ya da intravenoz enjeksiyon yoluyla verilmelidir (27).
Çocuk hastalarda bakteriyemi riskini en aza indirgeyebilmek için ailelerin bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Da silva ve
ark enfektif endokardit eğilimine
yatkın 2-17 yaş arası 104 çocuğun ailelerine yaptıkları anket
sonucunda %9.6 ailenin enfektif
endokarditin anlamını bildiğini,
%60.6’sının ağız içi işlem sonrası
olası kalp sorunları hakkında bilgi sahibi olduğunu, %72.1’inin
ağız içinde yapılacak işlemler
öncesi antibiyotik kullanımının
gerekliliği konusunda bilinçli olduklarını bildirmişlerdir (8).
Smith ve Adam enfektif endokarditin anlamını bilen ailelerin
oranını %42.3 olarak belirtmişler
ve %76.9 ailenin ağız içi işlemler
öncesi antibiyotik kullanımının
gerekliliği konusunda bilinçli olduğunu, ailelerin %41.3’ünün iyi
ağız hijyenini enfeksiyon riskine
karşı önlem olarak gördüklerini
bildirmişlerdir (22).
Grahn ve ark. kalp hastası
çocuklar ve sağlıklı çocukların
ailelerine uyguladıkları anket
sonucunda, kontrol grubundaki
ailelelerin %46’sının ağız sağlığına yönelik gereken bilgileri
dental hijyenistten öğrendikleri-
ni, kalp grubundaki ailelerin
%79’unun ise bu bilgileri diş hekiminden ya da kardiyologtan
öğrendiklerini belirtmişlerdir.
Araştırmacılar, kalp hastası çocukların %33’ünun pratisyen diş
hekimi kliniği yerine uzman hekim kliniğine yönlendirilmiş olduklarını ve ailelerin uzman hekim memnuniyet oranlarının anlamlı derecede yüksek olarak
saptandığını; bu sonucun ise diş
hekimlerinin sistemik rahatsızlıkları olan çocuk hastalara olan
tedavi yaklaşımlarında isteksiz
olmalarına bağlı olabileceğini
ileri sürmüşlerdir (10).
Parry ve Khan diş hekimlerine anket uygulamışlar ve hekimlerin son beş yılda baktıkları
konjenital kalp rahatsızlığı olan
ortalama çocuk hasta sayısının
iki olduğunu, hekimlerin
%80’inin kalp hastası çocuklarda tedavi gerçekleştirme konusunda eğitim almak istediklerini
belirtmişlerdir (16). Jowett ve
Cabot ise birçok diş hekiminin
konjenital kalp hastası çocukta
tedavi uygularken kendilerini
rahat hissetmediklerini bildirmişlerdir (14).
Kardiak transplantasyon hastalarında ameliyat sonrası hasta
immunsupresif ilaçlar kullanacağı için diş tedavilerinin operasyon öncesinde tamamlanması
düşünülmelidir. Ağız içinde var
olan enfeksiyon odakları kaldırılmalıdır, aksi takdirde ateş,
septisemi, osteomiyelit, mediastinit oluşabilmektedir. Operasyon sonrası enfeksiyon oluşumunun elimine edilmesi hızlı bir
koruma programı ile gerçekleştirilebilir. Bu program, çocuklarda ağız hijyeni eğitimini, fluoridli diş macunları, ağız gargaraları, jelleri ve cilaları gibi topikal
fluorid uygulamalarını ve düzenli diş hekimi kontrollerini kapsamaktadır (3, 6, 7, 17, 21).
Transplantasyon sonrası hastaların kullandığı immunsupresif ilaçlar hücresel immün sisteminin T hücrelerini etkilediği
için hasta fungal ve viral enfeksiyonlara eğilimli hale gelmektedir. Bu hastalarda oral candidiasis sık görülmekte ve antifungal
terapiye başlanabilmektedir. Viral enfeksiyon olgularında kardiyolog konsültasyonu ile antiviral
ilaçlara başlanması gerekmektedir. Kardiyak transplantasyon
hastalarına immunsupresif
amaçla verilen ilaçların yan etkileri oldukları ve bu ilaçlardan
bazılarının ise ağız sağlığına etki
ettikleri bildirilmektedir(Tablo
5) (3,7). Immunsupresif siklospo-
rinlerden kaynaklanan gingival
büyüme en yaygın görülen yan
etkilerdendir. Hastaların immunsupresyondan kaynaklanan artmış enfeksiyon riskleri, steroid
terapisini takiben adrenalin baskılanması ve bu hasta grubunun
kullandığı terapötik ajanların
oral mikrofloraya verdiği zarar
transplantasyon komplikasyonları arasında belirtilmektedir (3, 7).
Al-Sarheed ve ark. kardiak
transplantasyon hastalarında çürük ve plak indekslerinin kontrol grubuna göre anlamlı farklılıklar oluşturmadığını bildirmişlerdir.Transplantasyon grubundaki çocukların süt dişlerinde
kontrol grubuna göre daha çok
kanama görüldüğünü, bu sonucun ise kardiak transplantasyon
hastalarında oluşan ve %73 oranında saptanan gingival hiperplaziye bağlı olabileceğini ileri
sürmüşlerdir. Transplantasyon
grubu hastalarında mine defektlerine kontrol grubundan daha
sık rastlandığını, transplantasyon grubundaki ailelerin ise
yanlış beslenme alışkanlıklarının diş çürüklerine yol açabileceği konusunda daha bilinçli olduklarını bildirmişlerdir(3).
Sonuç olarak; kalp hastası
çocuklarda enfektif endokardit
riski ve bakteriyemi sonrasında
kalp kapağında meydana gelebilecek bir hasarın ölümcül sonuçlara yol açabilmesi bu hastalarda
ağız diş sağlığını da yakından ilgilendirmektedir. Diş hekimlerinin kalp rahatsızlığı bulunan
hastalarının diş tedavisi öncesi
doktorları ile konsültasyona
geçmeleri, hastalarının profilaksi gereksinimlerini ve stres toleranslarını yazılı olarak almaları
son derece önem taşımaktadır.
Olası risklerin ortadan kaldırılması için bu hasta gruplarında
ailenin ve çocukların ağız-diş
sağlığı açısından yeterli ölçüde
bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Bu şekilde, çiğneme, fırçalama gibi ağız içi işlemlerinde bile
oluşabilecek bakteriyeminin enfektif endokardite yol açma riski
en aza indirgenecektir.
Kaynaklar
1. Al-Jarallah AS, Lardhi AA,
Hassan AA.Endocarditis
prophylaxis in children with
congenital heart disease. A
parent's awareness.Saudi
Med J. 2004;25(2):182-5.
2. Al-Karaawi ZM, Lucas VS,
Gelbier M, Roberts GJ. Dental procedures in children
with severe congenital heart
disease: a theoretical analysis
of prophylaxis and nonprophylaxis procedures.Heart. 2001;85(1):66-8.
3. Al-Sarheed M, Angeletou A,
Ashley PF, Lucas VS, Whitehead B, Roberts GJ. An investigation of the oral status and
reported oral care of children
with heart and heart-lung
transplants. Int J Paediatr
Dent. 2000;10(4):298-305.
4. Balmer R,Bu'Lock FA.The experiences with oral health
and dental prevention of children with congenital heart
disease.Cardiol.Young
2003;13:439-43.
5. Bulat DC, Kantoch MJ.How
much do parents know about
their children's heart condition and prophylaxis against
Türkiye Baskısı
endocarditis?Can J Cardiol.
2003;19(5):501-6.
6. Busuttil Naudi A, Mooney G,
El-Bahannasawy E, Vincent
C, Wadhwa E, Robinson D,
Welbury RR, Fung DE.The
dental health and preventative habits of cardiac patients
attending the Royal Hospital
for Sick Children Glasgow.
Eur Arch Paediatr Dent.
2006;7(1):23-30.
7. Creighton JM. Dental care
for the pediatric cardiac patient. 1992;58(3):201-2, 206-7.
8. Da Silva DB, Souza IP, Cunha
MC. Knowledge, attitudes
and status of oral health in
children at risk for infective
endocarditis. Int J Paediatr
Dent. 2002 ;12(2):124-31.
9. Franco E, Saunders CP, Roberts GJ, Suwanprasit A.Dental disease, caries related
microflora and salivary IgA of
children with severe congenital cardiac disease: an epidemiological and oral microbial survey.Pediatr Dent.
1996;18(3):228-35.
10. Grahn K, Wikström S, Nyman
L, Rydberg A, Stecksén-Blicks
C. Attitudes about dental care
among parents whose children suffer from severe congenital heart disease: a casecontrol study. Int J Paediatr
Dent. 2006;16(4):231-8.
11. Gunthertoth WG. How important are dental procedures as a cause of infective endocarditis? Am J Cardiol
1984; 54(7): 797-801.
12. Halett KB,Radford DJ,Kim Seow W.Oral health of children
with congenital cardiac disease:A controlled studt.Pediatric Dent 1992;14:224-9..
13. Hayes PA, Fasules J. Dental
screening of pediatric cardiac surgical patients. J Dent
Child. 2001;68(4):255-8.
14. Jowett NI, Cabot LB. Patients
with cardiac disease: consideration for dental practitioner. British Dental Journal
2000; 6: 297-302.
15. Nakano K, Inaba H,Nomura
R,Nemoto H,Takeda M,Yoshioka H,Matsue H,Takahashi
T,Taniguchi K,Amano A,
Ooshima T.Detection of cariogenic Streptococcus mutans
in extirpated heart valve and
atheromatous plaque specimens.J Clin Microbiol. 2006
;44(9): 313-7
16. Parry JA, Khan FA. Provision
of dental care for medically
compromised children in the
UK by general practitioners.
Int. J. Paediatric Dent 2000;
10 :322-7.
17. Pinkham, JR, Casamassino,
PS, Fields HW, McTigue DJ,
Nowak AJ. Pediatric Dentistry: Infancy Through Adolescence, St.Louis: Elsevier
Saunders, 2005:135-39.
18. Pollard MA,Curzon MEJ.Dental health and salivary Streptococcus mutans levels in a
gruop of children with heart
defects.Int J Paediatric Dent
1992;2:81-5.
19. Roberts GJ. Dentists are innocent! “ Everyday” bacteremia is the real culprit: a review and assessment of the
evidence that dental surgical
procedures are a principal
cause of bacterial endocardià DT Sayfa 11
DENTAL TRIBUNE
Türkiye Baskısı
Yazar Hakkında
Bilim & Araştırma 11
Yazar Hakkında
Diş Hekimi Elif Bozdoğan
Prof. Dr. Oya Aktören
1984 yılında Gaziantep’te doğdu. İlköğretimi ve Liseyi Çanakkale’de tamamladı.
2007 yılında İstanbul Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nden mezun oldu ve
aynı yıl fakültenin Pedodonti Anabilim
Dalı’nda doktora eğitimine başladı. Halen aynı bölümde eğitimine devam etmektedir.
Orta ve lise öğrenimini Üsküdar Amerikan Lisesi’nde tamamladı. 1982’de İstanbul
Üniversitesi Dişhekimliği Fakültesi’nden mezun oldu ve aynı yıl İ.Ü. Dişhekimliği
Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı’nda doktora eğitimine başladı. 1983’te araştırma
görevlisi kadrosuna atandı. 1988 yılında ‘Süt dişi amputasyon tedavisinde çeşitli
madde ve tekniklerin karşılaştırılması’ konulu doktora tezini tamamlayarak doktor,
1990’da yardımcı doçent, 1992’de doçent ve 1998 yılında profesör ünvanını aldı.
Türk Pedodonti Derneği Yönetim Kurulu, International Association for Dental Research, International Association of Pediatric Dentistry, European Academy of Pediatric Dentistry üyesidir ve çeşitli dergilerde yayın kurulu üyelikleri bulunmaktadır.
Halen İ.Ü. Dişhekimliği Fakültesi Pedodonti Anabilim Dalı’nda öğretim üyesi ve
Anabilim Dalı Başkanı olarak görev yapmaktadır.
ß DT Sayfa 10
tis in children. Pediatr Cardiol 1999;20(5):317-25.
20. Roberts GJ, Jaffray EC, Spratt
DA, Petrie A, Greville C, Wilson M, Lucas VS Duration,
prevalence and intensity of
bacteraemia after dental extractions in children.Heart.
2006;92(9):1274-7.
21. Saunders CP, Roberts GJ.
Dental attitudes, knowledge,
and health practices of parents of children with congenital heart disease. Arch Dis
Child. 1997; 76(6):539-40.
22. Smith AJ, Adams D. The dental status and attitudes of patients at risk from infective
endocarditis.British Dental
Journal 1993; 174:59-64
23. Stecksén-Blicks C, Rydberg
A, Nyman L, Asplund S, Svanberg C.Int J Paediatr Dent.
2004 Mar;14(2):94-100Dental
caries experience in children
with congenital heart disease: a case-control study.
24. Tasioula V, Balmer R, Parsons J.Dental health and treatment in a group of children
with congenital heart disease.Pediatr Dent.2008 JulAug;30(4):323-8.
25. Urquart APM, Blinkhorn
AS.The dental health of children with congenital cardiac
disease.Scott Med Journal
1990;35:166-8
26. Welbury RR, Duggal MS,
Hosey MT. Paediatric Dentistry. New York :Oxford University Press, 2005: 390-39.
27. Wilson W, Taubert KA, Gewitz M, Lockhart PB, Baddour LM, Levison M, Bolger A,
Cabell CH, Takahashi M, Baltimore RS, Newburger JW,
Strom BL, Tani LY, Gerber
M, Bonow RO, Pallasch T,
Shulman ST, Rowley AH,
Burns JC, Ferrieri P, Gardner
T, Goff D, Durack DT; American Heart Association. Prevention of infective endocarditis: guidelines from the
American Heart Association:
a guideline from the American Heart Association Rheumatic Fever, Endocarditis
and Kawasaki Disease Committee, Council on Cardiovascular Disease in the Young, and the Council on Clinical Cardiology, Council on
Cardiovascular Surgery and
Anesthesia, and the Quality
of Care and Outcomes Research Interdisciplinary Working Group. J Am Dent Assoc.
2007 Jan;139 Suppl:3S-24S.
Review. Erratum in: J Am
Dent Assoc. 2007 Jun;
138(6):739-45, 747-60. DT
Download