atomun yapısı - WordPress.com

advertisement
Democritus’ un ortaya attığı bu kavram o
dönemin bilim adamları tarafından kabul
görmemiş. Ta ki 2000 yıl kadar sonra, yani 1800’
lü yılların başına kadar. Bilim adamları maddenin
doğasını anlamaya yönelik çalışmaları sırasında
ister
istemez
bu
minik
parçacıklarla
karşılaşmışlardır. İngiliz bilim adamı Dalton,
deneyleri sırasında, maddeyi oluşturan ama
yapısını tanımlayamadığı bu temel öğelere ilişkin
ilk kanıtları elde etmiş, bundan sonra da keşifler
ardı sıra devam etmiş.
Dalton’ un (1803), maddenin anlaşılmasına,
kimyasal reaksiyonların açıklanmasına ve atomun
temel özelliklerinin ortaya çıkarılmasına büyük
katkılar sağlayan atom teorisine göre:
 Elementler
atom
denilen
bölünemeyen
parçacıklardan oluşmuştur.
 Bir elementin bütün atomları aynı özelliklere sahiptir.
 Bir bileşik iki ya da daha çok sayıda elementin belirli
bir oranda birleşmesi sonucunda oluşur.
Modern atom kuramı Dalton’ un atom kuramına
dayanır. Fakat modern atom kuramında Dalton atom
kuramının bazı ayrıntıları değiştirilmiş ve
geliştirilmiştir.
Faraday, 1834’ te, bileşiklerin elektrik akımı
ile ayrıştığı, kimyasal elektroliz adı verilen
deneylerde, kullanılan elektrik miktarı ile ayrışan
madde miktarı arasındaki ilişkiyi inceledi.
Böylece kimyasal elektroliz ile ilgili yasaları
formüle etti. Bu çalışmalara dayanarak, George
Johnstone Stoney atomlarda elektrik yüklü
birimlerin bulunduğunu öne sürdü ve bunlara
elektron adı verilmesini önerdi.
Vakumdan elektrik akımının geçirildiği
deneyler sonucunda J. Plücker katot ışınlarını
buldu. Katot ışınlarını elde etmek için havası
oldukça boşaltılmış bir cam tüpün uçlarına iki
elektrot yerleştirilir. Bu elektrotlara yüksek
gerilim uygulandığında katot adı verilen negatif
elektrottan ışınlar çıkar. Bu ışınlar negatif
yüklüdür, doğrusal yol izleyerek, katot
karşısındaki tüp çeperlerinde ışık saçılmasına
sebep olurlar.
19. yy’ ın sonlarına doğru katot ışınları
ayrıntılı olarak incelendi. Birçok bilim adamının
deneyleri sonucunda katot ışınlarının hızla
hareket eden eksi yüklü parçacıklar olduğu ortaya
çıktı. Daha sonra bu parçacıklara Stoney’ in
önerdiği gibi elektron adı verildi. Elektronlar
manyetik alan ve elektriksel alanda + kutba doğru
saparlar. Bu sapmanın açısı (derecesi);
1. Tanecik yükü (e) ile doğru orantılıdır. Yükü
büyük olan tanecik az yük taşıyan tanecikten
daha çok sapar.
2. Tanecik kütlesi (m) ile ters orantılıdır. Kütlesi
büyük olan tanecik küçük olandan daha az sapar.
Bundan dolayı yükün kütleye olan oranı (e/m)
bir elektrik alan içinde elektronların doğrusal
yoldan ne kadar sapacağını belirler. Katot
ışınlarının elektrik ve manyetik alanlar içindeki
sapmalarını inceleyen Thomson elektron için e/m
değerini saptadı.
e/m= -1.7588 x 108 coulomb/gram
Katot ışınlarını elde etmeye yarayan tüpe benzer
bir düzenek kullanılarak Goldstein tarafından kanal
(pozitif) ışınlar sayesinde protonların varlığı
keşfedilmiştir. Tüpteki gaz atomlarına elektronların
çarpması sonucu atomlardan elektron kopardıkları ve
oluşan pozitif iyonların katot tarafından çekilerek
katot ışınlarına zıt yönde ve zıt yüklü pozitif ışın adı
verilen bir ışının oluştuğu tespit edilmiştir. Bu
ışınların manyetik alanda negatif kutba doğru
saptıkları tespit edilmiştir. Proton olarak tanımlanan
bu parçacıklar, bütün atomların yapısında bulunur ve
yükü elektronunki ile aynı olup zıt işaretlidir.
Protonlar için yük:+1.6 10-19 C
Kütle 1.6726 10-27 kg’ dır.
Atomlarda eşit sayıda proton ve elektron
bulunduğundan, atomlar elektrik yükü bakımından
nötrdür. Hidrojen atomu dışındaki diğer bütün
atomların kütlesi kendi yapısında bulunan elektron ve
protonların kütleleri toplamından en az iki kat fazla
bulunduğundan ve elektronun kütlesi protonun
yanında ihmal edilecek kadar küçük olduğu için
atomun yapısında protonun kütlesine eşit, yüksüz
taneciklerin bulunması gerektiğini Rutherford öne
sürmüştür. Yüksüz olduklarından bunların varlıkları
ancak 1932 yılında bazı çekirdek reaksiyonları ile
ortaya konmuştur.
Nötronun kütlesi: 1.6749 10-27 kg
Atom numarası elementin her bir atomunun çekirdeğindeki
proton sayısıdır. Atom çekirdeğinde bulunan proton sayısı,
atomun kimyasal özelliklerini belirler. Atomları birbirinden
ayıran temel özellik sahip oldukları proton sayısıdır.
Atom numarası= proton sayısı= çekirdek yükü



Örneğin oksijenin proton sayısı 8, atom numarası 8’ dir.
Demirin proton sayısı 26, atom numarası 26’ dır. Atom numarası
8 olan tek bir element vardır o da oksijendir. Nötr bir atomda
proton sayısı ile elektron sayısı eşittir ve toplam yük sıfırdır.
Atom numarası elementin sembolünün sol alt köşesine yazılır.
Elementler atom numaralarına göre periyodik tabloda yer alırlar.
ANX: 1H, 7N, 6C, 26Fe
Kütle numarası ise atom çekirdeğinde bulunan
proton ve nötronların toplamıdır. Nötron sayısı,
kütle numarasından atom numarası çıkarılarak
hesaplanır.
Nötron sayısı=kütle numarası-atom numarası
Kütle numarası, çekirdeğin kütlesi değildir.
Sadece çekirdekteki proton ve nötronların
toplamıdır.
Bir elementin bütün atomlarının atom
numarası aynıdır. Fakat bazı elementler kütle
numarası bakımından farklılıklar gösteren
atomlardan oluşmuştur. Yani izotoplar, atom
numaraları aynı kütle numaraları farklı
elementlerdir. İzotop atomların kimyasal
özellikleri aynı, fiziksel özellikleri farklıdır.
İzotop iyonlarda elektron sayıları da farklı ise
kimyasal özellikleri de farklıdır.
İzotop
atomlar
1H
Proton sayısı
Nötron sayısı
Kütle
numarası
1
0
1
2H
1
1
2
3H
1
2
3
235U
92
143
235
238U
92
146
238
Bazı elementler doğada tek bir izotop halinde
bulunurlar. Örneğin; sodyum, berilyum ve flor.
Fakat elementlerin çoğunun birden fazla doğal
izotopu vardır. Örneğin kalayın 10 tane doğal
izotopu vardır.
Kütle numaraları aynı, atom numaraları farklı
elementlerdir.
Örnek: 3616S -
36
18Ar
Nötron sayıları aynı, proton sayıları farklı olan
atomlara ise izoton denir.
Örnek: 3517Cl n=18, p=17
36 Ar n=18, p=18
18
Atomların kütlelerini ölçmek için standart
kütle birimleri çok büyük olacağından atom
kütleleri için yeni bir kütle birimi geliştirilmiştir.
Atomik kütle birimi (akb: atomic mass unit) bir
12 C atomunun kütlesinin onikide biri olarak
6
tanımlanır. C-12 izotopunun kütlesi 12 akb olarak
kabul edilmiştir.
1 akb= 1.66055 10-24 g
Kütle
kg
akb
Proton
1.6726 10 -27
1.007277
Nötron
1.6749 10 -27
1.008665
Elektron
9.1096 10 -31
0.000549
Bir izotopun atom numarası ve kütle numarası
biliniyorsa atom kütlesinin hesaplanması beklenir,
fakat bu hesaplama gerçek atom kütlesini göstermez.
Örneğin; 3517Cl izotopunun kütlesinin 17 proton, 18
nötron ve 17 elektronun kütleleri toplamına eşit
olması beklenir.
Yani 17 x 1.007227 akb + 18 x 1.008665 akb + 17 x
0.000549= 35.289005 akb
 3517Cl izotopunun gerçek (denel) kütlesi ise 34.96885
akb olarak bulunmuştur.
 İki kütle farkı 35.289005-34.96885= 0.32016 akb’
dir.
Sonuca göre atomu oluşturan parçacıkların bir
araya gelmeleri kütle kaybına neden olmaktadır.
Bu kütle farkının enerji eşdeğeri, bağlanma
enerjisi olarak bilinir. (Bağlanma enerjisi bir
atomun hesaplanmış kütlesi ile gerçek kütlesi
arasındaki kütle farkının enerji eşdeğeridir. )
Kütle Einstein’ın E=mc2 formülüne göre enerji
cinsinden hesaplanabilir.
E= (0.32016 akb x 1.66 10 -27 kg) x (3.108 m/s)2
E= 4.7831 10-11 joule (Bağlanma enerjisi)
Periyodik
tabloya
bakıldığında
atom
kütlelerinin genellikle tam sayılar olmadığı
görülür. Örneğin karbon atomunun kütlesi 12.01
akb, klorun kütlesinin 35.5 akb’ dir. Bunun
nedeni karbon ve klorun birden fazla izotopunun
bulunmasıdır. Elementlerin atom kütleleri doğal
izotoplarının kütlelerinin ağırlıklı ortalamasıdır.
Ağırlıklı ortalama, her izotopun atom kütlesi ile
doğada bulunma yüzdesinin çarpılması ve
bulunan değerlerin toplanması ile bulunur.
Elementlerin benzer kimyasal ve fiziksel
özelliklerine göre oluşturulan çizelgeye Periyodik
Tablo denir. Periyodik tabloda atom numarasındaki
artışa göre belirlenmiş yatay sıralara periyot, benzer
kimyasal özelliklere göre oluşturulmuş dikey sıralara
grup adı verilmektedir. Periyodik tablodaki periyot
sayısı 7, grup sayısı 18’ dir. Periyodik tablonun en
altında bulunan yatay sıralanmış iki periyot aslında
periyodik tablonun içerisindedir. Ancak tabloyu enine
büyütmemek için bu sıralar tablonun alt kısmında
gösterilmiştir.
1A
8A
2A
3A 4A 5A 6A 7A
B GRUBU
Periyodik cetvelin 8A grubu elementleridir. Grupta
He dışındaki tüm elementler kararlı elementlerdir.
Erime ve kaynama noktaları çok düşüktür. Grupta
yukarıdan aşağıya gidildikçe erime ve kaynama noktaları
yükselir.




Tümü tek atomlu renksiz gaz halindedir.
Yalnız Rd radyoaktif olup çekirdeği
dayanaksızdır.
Doğada çok az bulunurlar.
İyonlaşma enerjileri en yüksek olan
elementlerdir.
Periyodik cetvelin 1A grubu (Li , Na , K , Rb , Cs ,
Fr) elementleridir. En yüksek temel enerji düzeylerinde
bir elektron vardır. Bileşiklerinde ( +1 ) değerlik alırlar.
Yumuşak, bıçakla kesilebilen, hafif metallerdir. Elektrik
akımı ve ısıyı iyi iletirler.
Erime ve kaynama noktaları diğer metallerden
düşüktür.Grupta yukarıdan aşağıya doğru erime ve kaynama
noktaları düşer. Özkütleleri düşük olan elementlerdir.
İyonlaşma enerjileri,sıralarında, en düşük olan elementlerdir.
Tepkime verme yatkınlıkları çok fazladır. Doğada daha
çok bileşikleri halinde bulunurlar.
- Alkali metaller,havanın oksijeni ile etkileşerek oksit
oluştururlar.
2 M(k) +1/2 O2 ( g) 
M2O(k)
- Halojenlerle birleşerek tuzları oluştururlar.
2 M(k) + X2 
2 MX(k)
-Su ile hızlı tepkimeye girerler ve hidrojen gazı (H2)
oluştururlar.
2 M(k) + 2 H2O(s)  2 MOH (suda) + H2 (g)
Periyodik cetveli 2A (Be , Mg , Ca , Sr , Ba , Ra )
grubunda yer alan elementlere toprak alkali metaller adı
verilir. Bileşiklerinde +2 değerliklidirler. Isı ve elektrik
akımını iyi iletirler. Alkali metallerden daha sert erime
ve kaynama noktaları daha yüksektir. İyonlaşma
enerjileri alkali metallerden daha yüksektir. Özkütleleri
de alkali metallerden daha büyüktür.
Oksijenle birleşerek oksitleri oluştururlar.
M (k) + ½ O2 (g) 
MO(k)
Halojenlerle birleşerek tuzları oluştururlar.
M (k) + Cl2 (g)  MCl2 (k)
Su ile tepkimeye girerek hidrojen gazı ( H2 )
oluştururlar.
M (k) + 2 H2O (s)  M(OH)2 (suda) + H2 (g)
Periyodik cetvelin 7A grubunda (F , Cl , Br , I,
At) yer alan elementlerdir. Bileşiklerinde -1 ile +7
arasında çeşitli değerlikler alabilirler. Ancak F
bileşiklerinde sadece -1 değerlik alır. Erime ve
kaynama noktaları grupta aşağıdan yukarıya doğru
azalır. Elektron alma istekleri en fazla olan
elementlerdir. Tümü renklidir. Tümü zehirli ve
tehlikelidir. Element halinde 2 atomlu moleküllerden
oluşurlar (F2,Cl2 , Br2 , I2 , At2 ). At (astatin) doğada
bulunmayan, ancak radyoaktif olaylarla oluşan bir
elementtir. Oda koşullarında F ve Cl gaz, Br sıvı, I
ise katı haldedir.
Bir atomdan elektron uzaklaştırmak için atoma
enerji verilir.Verilen bu enerji bir büyüklüğe
ulaşınca atomdan bir elektron kopar.Kopan bu
elektron çekirdek tarafından en zayıf kuvvetle
çekilen yani atom çekirdeğinden en uzakta bulunan
elektrondur.
Bir atomdan elektron koparmak için gerekli
enerjiye İyonlaşma Enerjisi ( Ei )denir.
Bir atomda en üst enerji seviyesindeki atomların
atom çekirdeğine olan uzaklığına Atom Yarıçapı denir.
Periyodik cetvelde soldan sağa doğru gittikçe atom
numarası (çekirdek yükü) arttığından en dıştaki
elektron daha çok çekilir, ortalama atom yarıçapı
küçülür. Gruplarda ise yukarıdan aşağıya gidildikçe
temel enerji seviyesi arttığından dıştaki elektronlar
daha az çekilir, atom yarıçapı artar.
Gaz fazındaki 1 mol nötral atoma 1 mol elektron
bağlandığı zaman açığa çıkan enerjinin miktarına
elektron ilgisi ya da elektron aftinitesi ( Eaf ) denir.
Periyodik cetvelde soldan sağa, yukarıdan aşağıya
doğru gidildikçe elektron ilgisi artar.Çünkü çekim
arttığı için elektronun bağlanması kolaylaşır.
Metalik özelliği elementlerin iyonlaşma enerjisi
ile ilgilidir.İyonlaşma enerjisi düşük olan elementler
metalik özelliğe sahip,iyonlaşma enerjisi yüksek
olan elementler ise metalik özelliğe sahip değildir.
Periyodik cetvelde soldan sağa,yukarıdan aşağı
gidildikçe metalik özellik azalır.
Elektronegatiflik; elektronu çekme kapasitesine
denir.Elektron ilgisi arttıkça elektronegatiflik
artar.Elektron ilgisi fazla olan elementler daha
elektronegatiftir.Bilinen en elektronegatif element
flordur (F).
Elektronegatiflik;periyodik
cetvelde
soldan
sağa,aşağıdan yukarıya doğru artar.
Download