ıı.dünya savaşı`nda balkan devletleri`nin

advertisement
II.DÜNYA SAVAŞI
1939-1945 arasında hemen hemen dünyanın her yanını
kapsayan savaştır. I.Dünya Savaşı’nın çözümsüz bıraktığı
anlaşaşmazlıklarla belirlenen 20 yıllık gergin bir dönemin
ardından patlak veren savaşta Almanya, İtalya ve Japonya’nın
oluşturduğu Mihver devletleri ile Fransa, İngiltere, ABD, SSCB
ve daha sınırlı bir konumda Çin’in oluşturduğu Müttefik
Devletler karşı karşıya geldi.Yükselen Nazi tehdidine karşı genel
bir mücadele niteliğini kazanan savaşın sonunda dünya güç
dengesi yeniden biçimlendi.
Savaşı Hazırlayan Nedenler:
I.Dünya Savaşı’nı izleyen barış görüşmeleri yenik devletler
aleyhine ağır koşullar içeren antlaşmalarla noktalandı.Bu durum,
başta Almanya olmak üzere bütün yenik devletleri zorla
dayatılan düzenlemeleri değiştirmeye yönelik yeni politika
arayışlarına yöneltti.Öte yandan savaşı kazanan devletlerin çok
geçmeden çıkar çekişmelerine girmesine, bir dizi bölgesel
anlaşmazlığın belirlediği yeni saflaşmalar yarattı.Sosyalist
yönetimiyle dünya sahnesine yeni bir güç olarak çıkan SSCB’yi
kuşatma çabaları ve küçük devletlerin Almanya ve Avusturya’ya
karşı bir güvenlik sistemi oluşturma kaygıları, Doğu Avrupa ve
Balkan’larda Fransa ile İngil- tere’nin önayak olduğu bölgesel
ittifaklar doğurdu.Japonya Uzak- doğu’da kendi lehine yeni bir
güç dengesi oluşturmaya çalışırken, ABD yalnızlık politikasını
benimseyerek Avrupa’nın iç sorunlarından uzak durmayı
yeğledi.
Milletler Cemiyeti gibi kurumların, ortak güvenlik ve silahsızlanma gibi politikalar aracılığıyla savaş sonrası statüko
çerçevesinde barışı koruma çabaları, yeni çatışma etkenleri
yüzünden sonuçsuz kaldı.İşgal altındaki Alman topraklarının
boşaltılması ve Almanya’nın savaş tazminatı ödemelerinin
uluslararası görüşmelerle çözüme bağlanması, Locarno Paktı’yla
(1925) Batı Avrupa’daki gerginliklerin bir ölçüde yumuşatılması
ve bir silahsızlanma konferansının düzenlenmesi gibi adımlara
karşın, büyük devletler arasındaki temel çıkar ayrılıkları giderek
derinleşti.Japonya’nın Mançurya’daki işgalini pekiştirerek Çin’e
saldırmasıyla (1931) parlayan ilk savaş kıvılcımı ve Almanya ile
Japonya’nın Milletler Cemiyeti’nden çekilmesi (1933) bu
sürecin önemli dönüm noktaları oldu.Bu arada Büyük
Bunalım’ın (1929) dünya ekonomisinde yarattığı sarsıntıyla
koruyucu gümrük duvarlarının yükselmesi, ekonomik rekabeti
ve gerginlikleri daha da arttırdı.Durgunluğa ve işsizliğe yol
açarak toplumsal yapıyı altüst eden bunalımın bir başka sonucu
da, Avrupa’da gelişen işçi hareketlerine karşı faşist ve totaliter
eyilimlerin hızla güçlenmesiydi.
İtalya’da 1920’lerin başında iktidarı ele geçiren faşist
hareketlerin en çarpıcı tırmanışı Almanya’da gerçekleşti.Savaş
sonrasında gelişen milliyetçi duygulardan da yararlanarak
1933’te iktidara yükselen Adolf Hitler önderliğindeki Naziler,
içeride katı bir diktatörlük kurduktan sonar yoğun bir
silahlanmaya ve etkin bir dış politikaya yöneldiler.Hitler’in
öncelikle Doğu Avrupa’daki diplomatik çemberi kırmaya
çalışması ve Arnavutluk’u fiilen koruma altına alan İtalya’nın
Balkanlar’I tehdit etmesi, Doğu Avrupa’da Loncarno Paktı
benzeri bir güvenlik sistemi kurmak isteyen Fransa’yı harekete
geçirdi.Ama bölge devletleri arasındaki güvensizlik ve
çekişmeler bu girişimleri boşa çıkardı.Saarland’ın 1935’te bir
plebisitle yeniden Almanya’ya katılmasından sonra Hitler
Versailles Antlaşmasının silahsızlanmayla ilgili hükümlerini
tanımadığını resmen açıkladı.Fransa ve İtalya’nın bu tutuma
karşı oluşturduğu Stresa Cephesi, bu devletlerin ortak bir dış
politika arayışından yoksun olması nedeniyle etkisiz bir girişim
olarak kaldı.
Bu ortamdan yararlanan İtalya öteden beri tasarladığı bir
planı uygulamaya koyarak Etiyopya‘ya saldırdı.Milletler
Cemiyeti’nin İtalya’ya karşı aldığı kararlar kağıt üzerinde
kaldığından, Etiyopya’nın işgali (1936) oldubittiye geldi.Aynı
dönemde Fransa’nın SSCB ile yakınlaşarak Locarno Paktı’nı
çiğnediğini öne süren Hitler, Ren Bölgesi’ne askeri birlikler
yerleştirdi.Bu eyleme karşı sözlü protestolar ciddi bir yaptırımla
sonuçlanmadı.Bu gelişmelerin önemli bir sonucu da daha önce
Hitler’in Avusturya ile birleşme politikası nedeniyle anlaşmazlık
içinde olan Almanya ile İtalya’nın bu sorunu ikinci plana atarak
bir yakınlaşmaya yönelmesi oldu.
Bu dönemde İngiltere ve Fransa’da ağır basan yatıştırmacılık
eğilimi, İspanya İç Savaşı (1936-1939) sırasında meşru
cumhuriyetci yönetime başkaldıran Franco kuvvetlerini etkin bir
biçimde destekleyen İtalya ve Almanya’ya, müdahaleden
kaçınma gerekçesi altında bir ödün daha vermeye yol açtı.Bu
tutumun ardında yatan bir başka etken de Alman ve İtalyan
saldırganlığını ‘komünizm tehlikesi’ne ve SSCB’ye karşı
kullanma düşüncesiydi.Bu hedefe yönelik bir politika görüntüsü
altında hareket serbestliği kazanan Almanya ve İtalya’nın
1936’da oluşturduğu Roma-Berlin Mihveri’ni Almanya ile
Japonya arasında imzalanan Anti-Komintern Paktı izledi.Ertesi
yıl İtal- ya’nın da bu pakta katılmasıyla dünyanın en saldırgan üç
devleti arasında tam bir birlik kurulmuş oldu.
Japonya’nın 1937’de sömürgeci amaçlarla Çin’e saldırması
yatıştırmacı politikada direnen devletleri bir çıkmazla karşı
karşıya getirdi.Ardından Almanya’nın Avusturya’yı ilhak etmesi
(1938) bu gelişmeye yeni bir halka ekledi.Hitler’in bir sonraki
kurbanı ise Südet Bölgesin’deki Alman çoğunluğu kullanarak
tehdit ettiği Çekoslavakya oldu.Çekoslovakya’nın Fransa ve
İngiltere’ye dayanarak direnme çabası sonuçsuz kaldı.Bunalımın
doruğa çıktığı Eylül 1938’de Münih’te Hitler ve Mussolini ile
bir araya gelen İngil- tere başbakanı Chamberlain ve Fransa
başbakanı Daladier, Südet Bölgesi’nin yanı sıra Bohemya ve
Moravya’nıj büyük bölümünün Alman işgali altına girmesine
yol açan bir anlaş- maya boyun eğdiler.Ertesi yıl Arnavutluk’u
ilhak ederek Balkanlar’a saldırma hazırlığına girişen İtalya ve
Polonya’yı yutmaya niyetlenen Almanya, Çelik Pakt olarak
bilinen askeri bir itifak imzaladılar.
II.DÜNYA SAVAŞI’NA KATILAN BALKAN DEVLETLERİ
1)Romanya
2)Yugoslavya
3)Yunanistan
4)Arnavutluk
5)Bulgaristan
II.DÜNYA SAVAŞI’NDA BALKAN DEVLETLERİ’NİN
GENEL DURUMU
İngiltere’ye boyun eğmeyen Hitler, Avrupa’yı bir dizi yerel
savaşla denetim altına aldıktan sonra SSCB ile hesaplaşmayı ön
gören planda değişiklik yaparak SSCB’yi saf dışı bırakma
aşamasını öne almaya karar verdi.Ardından bu saldırı
hazırlığının bir parçası olarak Doğu Avrupa’da Alman nüfusunu
yaymaya yönelik diplomatik manevralara girişti.SSCB’nin Haziran 1940’ta Romanya’dan Besarabya’yı istemesi bu girişime
elverişli bir zemin hazırladı.Hitler Almanya’dan askeri koruma
isteyen Romanya’yı Bulgaristan ile Macaristan’a toprak ödünü
vermeye zorlayarak bölgedeki konumunu güçlendirdi.Bu arada
Romanya’nın zengin petrol yatakları da Alman sanayisinin
hizmetine girdi.
Balkanlar üzerindeki yayılmacı emelleri sürekli Hitler’in
engellemeleriyle karşılaşan Mussolini, Almanya’nın Romanya’ya kendi başına asker göndermesini fırsat bilerek, Ekim
1940’ta Hitler’e hiç haber vermeden Yunanistan’a saldırdı.Bu
harekat tam bir başırısızlağa uğradığı gibi İngiltere’nin Girit ve
Yunanistan’a asker çıkarmasına ve Yugoslavya ile
Bulgaristan’ın sıkı bir tarafsızlık politikasına yönelmesine yol
açtı.Bunun üzerine daha ileri bir adım atan Hitler,Macaristan,
Romanya ve Slovakya’yı Üçlü Pakt’a katılmaya ikna etti ve
Yunanistan üzerinden gelebilecek bir İngiliz saldırısına karşı
bazı Alman birimlerini Romanya’nın güneyine kaydırdı.Bulgaristan ve Yugoslavya’nın Mihver Devletleri’nin safına geçme
konusundaki baskılara karşı direnişi ise ancak Mart 1941’de
kırılabildi.
Bu arada Alman 12.Ordusu’nun Tuna’yı geçerek Bulgaristan’a girmesi üzerine Mısır’dan gönderilen bir İngiliz sefer
kuvveti Yunanistan’a çıkarak Olympos-Vermion hattını tutu.İ-
talya’nın Alman ilerleyişine destek olmak içinYunanistan’a karşı
giriştiği saldırı sonuçsuz kaldı.Mart sonlarında Yugoslavya’da
askeri bir darbeyle Mihver karşıtı bir yönetim başa geçti.
Bu gelişmeler üzerine tek bir darbeyle güneye inmek isteyen
Hitler İtalyan, Macar ve Bulgar birlikleriyle desteklenen Alman
kuvvetlerini Nisan başlarında hem Yugoslavya, hem de Yunanistan üzerine sürdü.Birkaç koldan saldırıya uğrayarak dağılan
Yugoslavya ordusu 17 Nisan’da teslim oldu.Alman birliklerinin
Selânik’i alarak iç kesimlere sokulmasıyla ikiye bölünen Yunan
ordusu da yenilgiyi Kabul etmek zorunda kaldı.Mayıs ortalarına
doğru Yunanistan anakarası ve Ege’deki Girit dışında kalan
bütün Yunan adaları Alman işgali altına girdi.Girit’I almaya
yönelik hava ve deniz harekâtı ise Mayıs sonlarında tamamlandı.
Harekât sonunda parçalana Yugoslavya’nın, kukla bağımsız
devletlere dönüşen Büyük Hırvatistan, Sırbistan ve Karadağ
dışındaki toprakları Mihver Devletleri arasında paylaşıldı.Sözde
bağımsızlığını koruyan Yunanistan, İtalya ve Alman işgal
bölgelerine ayrıldı.Her iki ülkede başlayan zayıf gerilla
eylemleri, 1941 sonlarında daha çok komünistlerin öncülük
ettiği bir direniş harekâtına dönüştü.
Download